Bugünün tarihi yazıldığında gelecek kuşakların, bugünlerde yaşanan gerçekleri bilme hakkı var. Türkiye’nin güney sınırı, terör üreten bir coğrafyaya dönüştürülmüştür. Suriye’de sınıra yakın bölgede yuvalanan El Kaide türü terör örgütleriyle Türkiye, Küçük Afganistan’la komşu durumuna getirilmiştir. Dünyada en fazla göçmeni barındıran ülke olan Türkiye, demografik yapının değişimi tehlikesiyle yüz yüze kalmıştır. Yozlaşmanın yaygınlaştığı, cehaletin bilgeliğin yerini aldığı toplumda güneş batarken, bilgi ve liyakat artık gereksizdir… Tarih, stratejik körlük ve kişisel ihtiras uçurumlarıyla, stratejik öngörü ve diplomatik olgunluk zirveleri arasında gidip gelen bir yolculuğun öyküsüdür. “Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır, yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı’yı kullanırlar” demişti, İtalyan düşünür, Giordano Bruno, 1600’lerde… Belgeler ışığında, “Yalanlar ve Gerçekler…”

 

Yayın Direktörü: Mehmet Bozkurt

Editör: Gökçe Şenoğlu

Son Okuma: Saliha Ulusoy

Kapak Tasarım: Ekin Başak Akgül

Sayfa Tasarım: Beyzanur Karabulut Koç

Sayfa Sayısı: 184 

Ebat: 13,7x21,5

₺71,40

“İlk şehirler, MÖ 4. binyılın ortalarından başlayarak, dünyanın çeşitli yerlerinde çoğunlukla birbirinden bağımsız olarak ortaya çıktı ve bazı aksiliklere rağmen, büyümeleri günümüze kadar devam etti. Şehirler, kırsal kesimden, sakinleri öncekilerden ve kırsal çağdaşlarından oldukça farklı koşullar altında yaşayan yeni insan yerleşimleri biçimleri olarak ortaya çıktı. Uzun zamandır dünya nüfusunun sadece küçük bir azınlığını barındırdıkları gerçeğine rağmen, doğdukları toplumlar üzerinde derin etkileri oldu.”

Şehirlerin Tarihi, antik çağlardan 21. yüzyıla kadar kentsel merkezlerin yükselişi ve gelişiminin hikayesini anlatıyor. MÖ 4. binyılda Yakın Doğu’daki ilk şehirlerin kurulmasıyla başlar ve Hindistan’daki İndus Nehri Vadisi’ndeki kentsel büyümenin yanı sıra Mısır ve Akdeniz’i çevreleyen bölgeleri incelemeye devam eder. Atina, İskenderiye ve Roma hem siyasi hem de kültürel olarak öne çıkar. Batıda Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla birlikte Avrupa şehirleri uzun bir zayıflama ve gerileme dönemine girmiştir.

Kitap Adı: Şehirlerin Tarihi

Kitap Yazar Adı: Andrew Less

Yayın Direktörü: Gülşen İşeri

Editör: Kadriye Kızıl Güzelkan

Kapak Tasarım: Gilas Coşkun

Sayfa Tasarım: Şenol Alanbay

Sayfa Sayısı: 156

Ebat: 16,5 x 23,5 cm

Tür: Tarih

Kağıt / İç Baskı: III. Hamur Enzo, 52 gr.

Cilt / Kapak: Amerikan Bristol 230 gr

 

₺99,96

 

ARKA KAPAK YAZISI

ABD yönetimi Haşhaş krizinde Sultan Ahmet Camisi’ni neden bombalamaya karar verdi? Kim vazgeçirdi?

27 Ekim’e kadar Kıbrıs’a çıkmazsan darbe yaparız!

Demirel’e bu tehdit kimden geldi?

Silah ambargosu krizinde MGK’nın sır toplantısı nasıl sızdı? 

Askeri üslerin yasaklanma kararı gerçekte kime aitti?

Kissinger Ecevit’i Beyaz Saray’a gizlice neden davet etti?

MİT Müsteşarı’nın yaptığı sunum Nahçıvan’ın kaderini

nasıl değiştirdi?

Bugün Mesih olduğunu iddia eden Hasan Mezarcı Nahçıvan krizinde ne yaptı?

Kardak krizinde atacağınız füze en fazla balıkları vurabilirdi!

ABD elektronik savaş sistemlerini nasıl kilitledi?

Kardak’a çıkma fikri kimindi? İnal Batu savaşın eşiğinden ülkeyi nasıl döndürdü? Yunanistan’ın gizli planını kim deşifre etti?

Askeriye, Hariciye ve MGK üçgeninde Demirel’in liderliği, Türk dış politikasının perde arkası, krizler, liderler ve kurumlar.

Hiçbir yerde yazılmamış bilgiler ve sır belgeler bu kitapta.

 

 

 

 

Kitap Adı

Apolet Kravat ve Darağacı

Kitap Yazar Adı

Dr. Burak Kürkçü

Editör

Mehmet Bozkurt

Yayıma Hazırlayan

Hasan Basri Başkaya

Kapak Tasarım

Ayça Ateş

Sayfa Tasarım

Ayça Ateş

Dağıtım Tarihi

23.12.2020

Sayfa Sayısı

272

Ebat

13,7 x 21,5

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. Enzo 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041395

 

₺96,60

ARKA KAPAK YAZISI

Jön Türkler ve İttihatçılar kimlerdi?
İttihat ve Terakki bir ihtilal örgütü müydü?
İttihat ve Terakki’nin bir ideolojisi var mıydı?
İttihatçılar, Türkçü müydü?
Hangi gelişmeler İttihat ve Terakki’yi iktidara getirdi?
Balkan Savaşı’ndaki bozgun ve göç faciasının sebepleri nelerdi?
31 Mart ayaklanması İttihat ve Terakki’ye tepki miydi?
Balkan komitacılığı nedir? 
Teşkilat-ı Mahsusa yasal bir örgüt müydü?
Yedi yılda; üç savaş, bir seri ihtilal, darbe ve ayaklanma, toplumu nasıl etkiledi?
Sınırsız cesaretleri ve müthiş ataklıklarıyla bir döneme mühür vuran silahşorlar, birer serüvenci mi, yoksa delilik derecesinde vatanseverler miydi?
Jön Türk hareketinin öncülerinden, yazar, şair ve Osmanlı İmparatorluğu’nda, 19. yüzyılın en önemli devlet adamlarından birisi olan
Ziya Paşa’nın: 
“Kalkın ey felâh-ı vatan dediler, kalktıkHerkes oturdu biz ayakta kaldık...”
Dizeleri, kendilerinden sonra gelenler için de geçerli mi?
Cumhuriyeti iyi anlayabilmek için 1908-1918 dönemine bakmak gerekiyor...

 

Kitap Adı

İttihat ve Terakki İsyankar Doğanlar

Kitap Yazar Adı

Osman Pamukoğlu

Editör

Mehmet Bozkurt

Yayıma Hazırlayan

Hasan Basri Başkaya

Kapak Tasarım

Ahmet Uzun

Dizgi

Mutlu İnan

Sayfa Tasarım

Şenol Alanbay

Dağıtım Tarihi

19.11.2020

Sayfa Sayısı

304

Ebat

13,7 x 21,5

Kağıt / İç Baskı

III.Hm. Enzo 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol

ISBN / Barkod

9789751041340

₺159,60

Noam Chomsky

1928’de Philadelphia’da doğdu. Pennsylvania Üniver-sitesi’nde okudu ve 1955’te dilbilim alanında doktora yaptı. MIT’ye girdi, dilin edinimi ve üretimi üzerine oluşturduğu kuramlarıyla uluslararası ün yaparak, 1976’da enstitü profesörü olarak atandı. Vietnam Savaşı sırasında bir aktivist ve toplumsal entelektüel olarak ünlendi; Edward Herman ile birlikte yazdığı Rızanın İmalatı adlı kitabın 1988’de yayımlanmasıyla önemli bir medya eleştirmeni olarak tanındı. 2001 Kasım ayında, konuya ilişkin tartışmasız en önemli kitaplardan biri olan 9/11’in yayımlanmasıyla, tarihteki diğer siyaset felsefecileri kadar, uluslararası çapta okunan ve vazgeçilmez bir ses haline geldi. Chomsky, dilbilim, felsefe, entelektüel tarih, çağdaş konular, uluslararası meseleler ve Amerikan dış politikası üzerine pek çok yazı yazmış ve konuşma yapmıştır.  

 

Noam Chomsky’nin İnkilâp Kitabevi’nden çıkan diğer kitapları:

-Amerikan Rüyası İçin Ağıt

-Dünyayı Kim Yönetiyor?

-Güç Kimin Elinde?

-Nükleer Savaş ve Çevre Felaketi

-Geleceği Kurgulamak

-Filistin Üzerine Konuşmalar

   

Zeynep Nur Ayanoğlu

Boğaziçi Üniversitesi Çeviribilim Bölümü 2010 mezunudur. İstanbul Teknik Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Siyaset Çalışmaları Bölümü’nde yüksek lisans öğrenimini tamamlamış, siyasal çatışma ve inanç üzerine olan tezini yazarken Almanya’da Max Planck Enstitüsü’nde Türkiye ve etnik çokkültürlülük alanında araştırma yürütmüştür. Çeşitli kamu kuruluşlarında dış ilişkiler uzmanı ve tercüman olarak görev yapmıştır. İnkılâp Kitabevi’nden 2018’de basılan, Noam Chomsky’nin Amerikan Rüyası İçin Ağıt kitabının çevirmenidir.

 

ARKA KAPAK YAZISI

 

“Mesihvari demokrasi götürme misyonu konusunda sorulması gereken belli başlı sorular var; fakat kimsenin bunları sorduğu yok. Temel olarak, bu kuvvetli misyonun neden bir türlü hayata geçirilemediğini sormalıyız. Bu şaşılası tuhaf münasebet, işlenen suçlar ve yapılan mezalim için de geçerlidir. Konu düşmanların fenalıklarına gelince, bunları giderme şansımız olmadığı halde mangalda kül bırakmıyoruz. Öte yandan konu uydu kuvvetlerimiz veya biz olunca ağzımızı bıçak açmıyor. Halbuki kendi kusurlarımızı gidermek namına birçok adım atabiliriz. Yakın müttefiklerimizi ve uydularımızı bir kenara bırakalım, ABD’nin kendi topraklarında demokrasi ne âlemde? Entelektüel anlamda gelişmiş bir toplumda bu soruyu sormak abes kaçardı, fakat ABD’deki ana akım aydınlara tam da böyle bir soru yaraşıyor.”

Çağımızın önde gelen düşünürlerinden Noam Chomsky, ABD’nin siyasal kültürünü sertçe eleştirdiği Terörizm Kültürü’nde, İran-kontra skandalını ve ABD’nin kurup yürüttüğü Orta Amerika modelini ustalıkla analiz ediyor. ABD’nin kendi ekonomik çıkarlarını gözetmek adına insan haklarına ve demokratikleşmeye ket vurduğunu tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.

Sayfa Sayısı : 336

Ebat : 13.5x21.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 55gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230gr

Kapak Tasarımı : Şevval Ulusoy

₺131,88

Elinizdeki kitap son dönemde kamu kurumlarındaki usulsüzlük iddialarıyla ilgili olarak yazılmış en kapsamlı çalışma. Tek cümleyle özetlenecek olursa, bir Türkiye gerçeği!..

Büyük rakamların konuşulduğu, ilginç ilişkilerin döndüğü şaşırtıcı olayları adeta polisiye bir film izler gibi, bir solukta okuyacaksınız.

Uğur Dündar

 

Sevgili kardeşim, dostum Murat Ağırel, “Yeni Türkiye’yi” pek güzel anlatan, Tevfik Fikret’in “Han-ı İştiha” şiirinde “çatlayıncaya kadar yiyen” tanımına cuk oturanları, devleti soyanları korkudan titreten bir kitaba imza attı: Şaki: Korumalı devlet soygunu! Eline sağlık kardeşim!..

Ümit Zileli

 

Okuduğunuz kitap bir sürecin hukuk devletinin olmazsa olmazı yargı sürecinin son halkası olan Sayıştay raporlarına yansıyan talan düzenini anlatmakta. Kim yapmış, nasıl yapmış, kimlerle yapmış, kimler görmezden gelmiş sorularının yanıtlarını kendiniz arayacak ve bulacaksınız.

Celal Ülgen

 

Murat Ağırel zor ve az yapılan bir şeyi yapmış; Sayıştay raporlarını inceleyip araştırmış. Ama daha da önemlisi kamuoyundan ve TBMM’den kaçırılan raporları yazmış.

Soygunlar hep oldu, olacak. Önemli olan soygunları araştıracak, sorgulayacak, denetleyecek ve sonunda adalete hesap verecek sorumluların ortaya çıkarılması ve caydırıcı mekanizmaların oluşturulmasıdır. Demokrasilerin farkı budur. Adaletin olmadığı, basın ve hukuk kurumlarının sessizleştirildiği dönemlerde bu kitaplar toplumun haykırışı ve gelecek için tarihe düşülmüş notlardır.

Ceyhun İrgil

 

“Ben yaparım olur. Ben harcarım olur. Ben göz yumarım olur. Ben izin veririm olur” mantığının devlete hâkim olması. En başta da vatandaşın cebinden çıkan ve kimi zaman “katrilyonlara” ulaşan her bir kör kuruşun, muktedirler tarafından har vurulup harman savrulması, kimi zaman da peşkeş çekilmesi. Genç meslektaşım Murat Ağırel, Sayıştay dosyalarını didik didik ederek hazırladığı bu kitapta, işte “Yeni Rejim”in bu affedilemez arızalarından birini daha ortaya çıkarmaya yardımcı oluyor. 

Zafer Arapkirli  

Sayfa Sayısı : 184

Ebat : 13.7x21.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 55 gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230 gr

₺81,48

Kitabın ilk yayınlanışından bu yana seneler geçmesine rağmen, nefret ve korku halimizde herhangi bir değişiklik yok. Hâlâ nefret ediyor, korku duyuyor, ölüyor, öldürüyoruz. Dünya ateşler içinde yanıyor. İnsanlıktan mı çıktık, yoksa insanlık hali dediğimiz tam da bu mu? Terör ve korku hayatımızın vazgeçilmez tamamlayıcıları arasında çoktan yerini almış durumda. Kullanılan araçların niteliğinde kısmi değişiklikler olsa da henüz gerçek potansiyelini gizleyen büyük bir tehlikenin ortasındayız.

Çevremizde uçuşan minik şey bir sinek mi, yoksa istihbarat toplayan bir drone mu? Yüz tanıma sistemiyle hedefinin alnına kilitlenmiş, içinde yüksek düzeyli patlayıcı taşıyan bir suikast silahı olabilir mi?

Teknolojinin hızla gelişmesi çevremizi daha mı korunaklı kıldı? Güvenlik duvarları yükselirken; terör, o duvarları tırmanacak araçları yarattı. Terör saldırıları geçmişte de o günün teknolojisinden faydalandı. Bu halde; terörle mücadelenin vizyonu nasıl olmalı?

Elinizde tuttuğunuz bu kitap 11 Eylül saldırılarının hemen ardından yazıldı. Kitap, terörizmin farklı boyutlarıyla incelendiği denemelerden oluşuyor. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Deniz Ülke Arıboğan, terörü bir mücadele stratejisi olarak reddediyor ve onunla mücadele edebilmek için çok yönlü bir analizin önemli olduğunu düşünüyor. 

Sayfa Sayısı : 208

Ebat : 13.7 x 21.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 60 gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230gr

Kapak Tasarımı : Şevval Ulusoy

₺92,40

Türkiye… Eski Dünya’nın en çalkantılı bölgesinin coğrafi olarak kıyısında, siyaseten ise tam ortasında. Zihniyetiyle Avrupalı olmaya çalışan ama yüreğiyle hep Ortadoğulu, Asyalı kalan bir ülke. Son yıllarda giyindiği yeni bir kimlik, benimsediği yeni tercihler var. 

Kimilerinin eksen kayması, kimilerininse stratejik derinlik dediği yeni Türk dış politikası, bölgedeki güçler dengesi için bir mihenk taşı. Türkiye artık net bir biçimde yumuşak gücünü ön plana çıkarması gereken ve ekonomik-sosyal ittifaklarla derin bir strateji oluşturmak durumunda olan bir barış gücü.

 

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Büyük Resmi Görmek’te Türk dış politikasının yeni tercihlerini ve üçüncü yol stratejisini analiz etmekle kalmıyor; küresel sistemin anbean değişen yeni yüzünü, devletler ve küresel sermaye arasındaki gerilimi, global bir analiz içinde Arap Baharı’nın nereye oturduğunu, İran-Türkiye-Irak-Suriye hattındaki yeni güç dengelerini, ABD ve Rusya’nın bölgeye ve dünyaya dair perspektiflerini ve Türkiye’nin kendi içinde yüzleştiği temel meseleleri de masaya yatırıp resmin tamamını göstermeye çalışıyor.

Sayfa Sayısı : 176

Ebat : 13.7x21.5

Kağıt/İç Baskı : III.Hm Enzo 60gr.

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230gr

Kapak Tasarımı : Şevval Ulusoy

₺81,48

Bilim dışında bilgi kaynağı olduğunu iddia edenler yanılmaktadır, ki bunun tarihte sayısız örneği mevcuttur. Ne mitolojiler ve dinler ne büyü ne de falcılık bilgi kaynağıdır. Tarih boyunca bilim adı altında “yalancı bilimler” (psödobilim) diyebileceğimiz; kehanet, astroloji, sihirbazlık, “gizli” (okült) bilimler gibi konular insanlara bilim diye sunulmuştur. Ama bunların hiçbiri bilim değildir; arkalarında ya safdil inanış ya da düpedüz sahtekârlık vardır.

 

İnsan, düşünmeye başladığı andan itibaren merak ederek öğrenmek, çevresinde olan biteni anlamak istemiştir. Bu biyolojik evrimin insana verdiği bir dürtüdür. İnsan, fiziksel olarak zayıf bir varlıktır. Ne kendini koruyabilecek doğal silahları (boynuz, tırnak, zehir vb.) ne de hız, uçmak gibi düşmanlarından kaçışını kolaylaştıracak becerileri vardır. Tek silahı aklıdır.

 

“Sorgulamanın cezalandırıldığı bir toplumda gelişme nasıl oldu?” diye düşünebilirsiniz. Bunun cevabı basittir: Her toplumda asi kafalar, her türlü ceza ve zorlamaya karşı duyduğunu, gördüğünü sorgulayan zeki bireyler türer. İşte yenilik ve gelişme bu nadir kişilerin sorgulamaları ve yeni düşünceler üretmeleri sayesinde olmuştur.

₺96,60

Gazeteci-yazar Fehmi Çalmuk, yeni bir araştırma kitabıyla okuyucusu ile buluşuyor.
24 Haziran 2018 Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine Cumhur İttifakı ile giren AK Parti ve MHP’nin iş birliğinin 50 yıllık hikayesini “Mücahit Başbuğ/ Kızıl Elma'nın Kutalmış Çocukları” isimli kitap çalışmasıyla anlatıyor.

“Cumhuriyet dönemi siyasi İslami hareketin ilk lideri olarak bilinen Necmettin Erbakan’ın kurduğu dört parti (MNP, MSP, RP, FP) “laiklik karşıtı eylemlerin odağa olmak, anayasal düzeni yıkmak ve din devleti kurmak” gibi iddialarla kapatıldı. Tarih sahnesinde İslami siyasi hareketi başlatmasıyla tanınan Erbakan’ın siyasi geleneği, 40 yılı aşkın siyasi süreci, bir anlamda ümmet doktrini üzerine gelişmişti. Erbakan’ı sağcı partilerden, özellikle de milliyetçi kesimden ayıran en önemli özellik etnik kökenlerin hepsine ‘ümmet’ şuuruyla bakmasıydı. Nitekim parti yönetiminde Kürt, Arap, Boşnak, Çerkez ve Gürcülere de yer verdi. Bunlar arasındaki dengeyi iyi kurdu. Erbakan’ın ve dolayısıyla onun başını çektiği siyasi hareketin bu anlayışı, ulus-devlet modelini reddettiği için Cumhuriyet rejimiyle de belli alanlarda çelişkiye düştü. Erbakan’a aktif siyasete girdiği günden itibaren “çekince” konulmasında bu anlayışın rolü önemlidir. Her ne kadar Erbakan’ın tasavvuf kültürü içinde olduğu bilinse de Milliyetçiler Derneği’nden ve Türk Kültür Ocağı’ndan beslenmesi ayrı bir önem taşır. Anadolu’nun ruh köküne bağlı olarak geliştirilen kültürel ve ekonomik kalkınma modeli “Anadoluculuk”, daha sonra “Milli Görüş” üst başlığıyla siyasallaşacaktı.

1960’ların başında Milliyetçilik/Mukaddesatçılık/Anadoluculuk üçlemesi kendisini artan sol akımlar karşısında sağcılık olarak tanımlamıştır. Komünizme karşı mücadele esastı ve bu da ister istemez milliyetçilik blokunun içinde yer almayı, üstü kapalı da olsa “Türk-İslam” sentezini benimsemiş olmayı beraberinde getiriyordu. Zaten MSP, bu oyları bölüşmede özellikle İç Anadolu bölgesinde MHP ile ciddi bir rekabet içindeydi. MSP oylarının 1977 seçimlerinde kolayca MHP’ye kaymış ve buna bağlı olarak milletvekili sayısının yarı yarıya düşmüş olması, tabanlar arasındaki kaymanın ve iç içe geçmişliğin bir işaretidir. 1980 öncesinde her iki partinin gençleri sık sık karşı karşıya gelmiş, aralarında birçok çatışma yaşanmıştı. Necip Fazıl Kısakürek’in ani bir kararla 1977 yılında MHP’ye geçmesi ve ülkücü tabanın kendisine İslami değerleri öne çıkaran sloganlar ve kültürel ülküler oluşturması sıradan bir olay değildi. AK Parti ve MHP arasındaki reel politiğin temeli Milliyetçi Cephe (MC) hükümetlerinde atılmıştır. Ancak koalisyon ortaklığının seçim iş birliğine dönüşmesinin temeli ise 1991 yılında MHP ile yapılan seçim ittifakına rastlar. Bu RP’nin reel olarak “milliyetçi-muhafazakâr” çizgiye yeniden ve aniden dönüşü anlamını taşımaktadır. Öyle ki RP’li Kürtler tarafından “Türkçü” olmakla itham edilen bazı parti yöneticileri, gittikleri her yerde MHP’nin kullandığı kavramları sahiplenerek bu gelişmeye ayak uydurduklarını gösterirler. Fazilet Partisi döneminden başlayarak Necmettin Erbakan’ın avukatlığını da yapan İsmail Aydos’un 1991 seçimleri için geliştirdiği “Başbuğ Erbakan, Mücahit Türkeş” sloganı mitinglerde gençlerin dilinden düşmedi. Siyasi olarak geliştirdiği “muhafazakar demokratlığın” ana omurgasını Milli Görüş geleneğine dayandıran AK Parti’nin özellikle FETÖ’nün 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminden sonra MHP ile girdiği, BBP’nin destek verdiği “beka öncelikli” iş birliği 2017 yılında referanduma, 2018 yılında da erken genel seçimdeki seçmenin takdirine sunuldu. Mücahit Başbuğ; Kızıl Elma'nın kutalmış çocukları olan iki siyasi geleneğin oluşturduğu nehirlerin kutlu buluşmasıdır.

Bu ahitleşme, Türk siyasi tarihinde eşi emsali görülmemiş bir tecrübeyi ortaya çıkartmıştır. Bu yol arkadaşlığı, yalnız bırakılmak istenen Erdoğan ve partisi için, Bozkurtlarla yola devam etmekten başka değildir. Bu tarihi buluşmanın kökleri, gelenekleri ve lider/doktrin/teşkilat üçlemesinden oluşan siyasi tecrübesinin geçmişinde Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş’in aynı atmosferin içinden neşet bulmaları vardır. “Mücahit Başbuğ” bu anlamda dündeki Erbakan’ı ve Türkeş’i anlatacağı gibi yarına kalacak Erdoğan-Bahçeli tecrübesini özetleyecek iki kelimedir.

“Mücahit Başbuğ; Kızıl Elma'nın Kutalmış Çocukları” eserinin ana hatları şu şekildedir:

Cumhur İttifakı süreci
Milli Görüş yerine Kızıl Elma
Erbakan-Türkeş’in tekke ve siyaset arkadaşlığı
Erbakan’ın 1965 yılında CKMP’den adaylığı
Türkeş’in 9 ışık’ta yer alan “Ahlakçılık” anlayışı ve muhafazakarlık
Erbakan’ın TOB başkanlığına Ülkücü desteği
MTTB bozkurt ambleminden neden vazgeçti?
Necip Fazıl Kısakürek’in MHP’ye geçişi
Milli Sinema dönemi
Erdoğan’ın arkadaşlarının öldürülmesi
Sedat Yenigün’ün cenazesinde Akıncı-Ülkücü işbirliği
Erdoğan’ın hiç bilinmeyen itidal açıklamaları
AK Parti-MHP ittifakının temelinin atıldığı 2010 seçimleri
Erdoğan’a sunulan MHP raporu
İ’la-yı Kelimetullah ittifak protokolüne nasıl girdi? Bahçeli’nin ne diyeceği beklendi!
Dolmabahçe görüşmelerinin sürece etkisi
İzleme Komisyonu tartışmaları
İslamcıların 40 yıllık rüyası
Çözüm süreci
27 Nisan e-muhtırasının etkileri
Roboski olayı
Akil Adamlar
Devletin Kürt dindarlar ile ittifakı niye gecikti?
PKK’nın İslamcılık mesaisi
Akil Adamların raporu
Cumhur ittifakından kutsal ittifakı
RP ve MÇP ittifakı
Türkeş neden RP’’den aday gösterilmedi
Erdoğan ve Bahçeli’nin milletvekili seçilemediği o seçim


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 311
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2018
₺99,60

Türkiye, kapitalist üretim ilişkilerinin egemen olduğu, feodal üretim ilişkilerinin kısmi olarak çözülmesiyle birlikte, tarım ve tarım dışı faaliyetlerin büyük çoğunluğunun, küçük meta üretimiyle kapitalizmin etkisine girdiği bir toplumsal yapıya sahiptir.Artıdeğer, doğrudan üretenlerden kapitalist ve feodal üretim ilişkileriyle alınmaktadır.

Kapitalist üretim biçiminin temsilcileri; üretim sermayesi, finans kapital ve tüccar sermayesi, feodal üretim biçiminin temsilcileri; büyük toprak sahipleri, zengin köylüler, tüccar ve tefeci sermayesidir...

Bir ülkenin sınıfsal yapısını, üretim ilişkilerini, sınıflar arası mücadelenin dinamiklerini doğru tahlil etmek, birbakış açısına sahip olma zorunluluğunun yanı sıra, doğruluğu tartışılmayacak, nesnel ve bilimsel yöntemlerle gerçekleştirilmiş araştırmalara ait verilerin analizini gerektirir.

Bu kitap, yüzyıllardır geçirdiği tüm toplumsal ve ekonomik dönüşümlerin izlerini üzerinde taşıyan Türkiye’nin;üretim ilişkileri ile üretici güçlerin oluşturduğu üretim biçimlerini ve bu üretim biçimlerinin, toplumsal yapısındaki derecelerini ortaya koymak üzere gerçekleştirilmiş uzun soluklu ve bilimsel bir çalışmanın ürünüdür.

Kaynak niteliğindeki bu çalışmanın, yarınların şekillendirilmesinde dünün ve bugünün anlaşılmasının önemini kavramış, okuyan ve araştıran herkesin yolunu aydınlatması umuduyla...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 480
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2018
₺71,25

Bu kitap,suriye halkının yaşadığı büyük acıları, üzüntüleri, zorlukarı , ölümleri, Easad’ın hapishanelerine ve bu hapishanelerde yapılan işkenceleri, baskınları kadınların tutuklanmalarını, soykırımın her şeşidini, bizzat olayları yaşıyan kahramanların dilinden, suriye halkının özgürlüğü ve onuru için ödediği bedeli, bütün dünyaya göstermek için yazılmıştır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 228
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2018
₺68,00

Elinizdeki kitap, savaşın gölgesinde yok olan hayalleri yıkılan evleri, ölen insanları, savaşın gölgesin deki kırık kalpleri özetle Suriye Savaş'nda Suriye Halkı’nın yaşadığı gerçek olayları ve acıları anlatıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 120
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2018
₺51,00

Bunalışına 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye'de yaşanan ve adeta bir halk destanı ile engellenen darbe girişiminin nedenlerini, gelişim sürecini, aktörlerini. Batı dünyasının tutumunu incelemektedir. Çalışma ayrıca yaşanan önemdiüşmeleri, tarihi konuşma, belge ve resimleri, yerli ve yabancı araştırmacılar için nesnel bir dille sistematik bir şekilde bir araya getirip olaylara dâir tahlillerle ele almayı amaçlamaktadır.

Çalışma ana hatlarıyla aşağıdaki bölümlerden oluşmaktadır:Cumhuriyetten Günümüze Sivil Yönetim, Ordu ve Batı -15 Temmuz: Türkiye'nin En Uzun Gecesi 15 Temmuz'un Ardındaki Dış DinamiklerBatı Medyasında Darbe SöylemiBağımsızlaşan Dış Politikanın Darbe Sürecine EtkisiABD Ve Batı'nın Darbe Konusundaki TutumuGülen Cemaati ve Uluslararası BağlantılarıIlımlı İslâm Projesi, Dinlerarası Diyalog ve Gülen Hareketi


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 290
En / Boy : 16 / 24
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2018
₺100,00

“Çağdaş İslam düşüncesi”, tarihin belirli bir zamanında belirli bir topluma belirli sorunları çözmek için inen ayetlerive peygamberimiz tarafından bunların hayata uygulanmasını(sünnet) merkeze alarak yaşanılan dönemdekisoru ve sorunlara çözüm üretme çabalarıyla ilgilenir. Bubağlamda, günümüz Müslümanlarının yaşadıkları siyasi,iktisadi ve içtimai sorunlara çözüm üretmek için Selefi veFelsefi olmak üzere iki temel üslup ortaya çıkmaktadır.

Bu kitapda cevapları aranan sorular şunlardır: Günümüzde sahih İslam temsilcisi olarak Selefi olduklarını söyleyenlerile “akaid ve diğer dini hususlarda Peygamber ve ashabının yolunu büyük bir ihlas ve samimiyet ile takip edenlere denilen Selefîlik arasında nasıl bir irtibat vardır? Hz. Peygamberin sünneti ve O’nun ruhunu benimseyerek O’nun zihniyeti doğrultusunda uygulamalarda(sahabe ve tabiun) bulunanlara denilen Ehl-i Sünnet ile ilgileri ne derecedir? Ürettikleri çözüm önerilerinin İslam dünyasındaki tekabüliyeti nasıldır? Akıl ve re’ye yani felsefitutuma karşı oluşlarının tutarlılığı ne derecedir? Modern/Yeni Selefîlik, dini-siyasi/ideolojik yapılanma olanVehhabi öğretinin güncel bir izdüşümü müdür?

Bu soruların cevabını aramak için teorik okumaları saha çalışmalarıyla birlikte yapma süreci, 15 Temmuz 2016 sonrası ülkemizde yaşanılanları yeni bir din dili oluşturmanın gerekliliği bağlamında değerlendiren makalelerde yeni baskıya ilave edildi.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 192
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2018
₺48,75

Malcolm X ilham veren bir konuşmacı, aktivist ve devrimciydi. 1925 yılında ABD'de yoksulluk içinde doğmuş ve gençlik yılları ırkçı şiddetle şekillenmişti. Dört yaşındayken evi kundaklanmış, altı yaşındayken babası ölü bulunmuş, muhtemelen Ku Klux Klan tarafından katledilmişti. Malcolm X, 1965'teki suikastine kadar siyah hareketinin en ikonik figürüydü.

"Şimdi Malcolm X'in argümanlarını ve militanlığını bir adım ileri taşımaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Malcolm X'in kendi yolculuğunun gösterdiği gibi, sistemin kendisine meydan okumaya ihtiyacımız var."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 63
En / Boy : 12 / 16
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2018
₺11,25

Bir arkadaşımı dinledim yurdunu savunurken
İnanç ve güç doluydu-şaşkın yüzler sarkmıştı kürsüden;
Bizler yarının insanlarıyız diye düşündüm
Onlar ise ölüdür şimdiden..


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 124
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2014
₺18,75

Tarihci ve Yazar Prof. Erich Feigl, 1931 yılında Viyana'da doğdu. Öğrencilik yıllarında başladığı yazarlık yaşamını, televizyon için belgesel programalr ve filmler yaparak sürdürdü. Feigl, Orta Doğu, Uzak Doğu, Orta Asya ve Amerika gibi çeşitli bölgelerde dinler ve kültürlerle ilgili araştırmaları sonucunda, çok sayıda belgesel film ve biyografiler hazırladı.

Türkiye ve Türklerle ilgili konulara yönelerek, Osmanlı tarihini irdelediği filmler de yapan Feigl, yakın arkadaşı Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Erdoğan Özen'in 1984 yılında Ermeni teröristlerce şehit edilmesinden sonra, Ermeni terörizmi konusunda kapsamlı araştırma yapmaya yöneldi.

Ermeni terör örgütü ASALA ile Ermeni diasporasının soykırım iddialarının, Ermeni yazar Aram Andonian'ın ortaya attığı gerçek dışı bazı belge ve fotoğraflardan kaynaklandığını kanıtlayan Prof. Feigl, elde ettiği bilgi ve belgeleri "Bir Terör Efsanesi" adlı kitabında topladı.

Feigl, Türkçe, Almanca ve İngilizce yayımladığı kitabı Erdoğan Özen'e ithaf etti. Sayısız kitap ve filme imza atan Prof. Erich Feigl, yaptığı çalışmalar nedeniyle Avusturya Cumhuriyeti Bilim ve Sanat Şeref Nişanı ve Viyana Eyaleti Altın Hizmet Madalyası ile ödüllendirildi.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 167
En / Boy : 21,5 / 26,5
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : 1.2007
₺112,00

Yılma Durak,

12 Eylül Askeri Müdahalesinden sonra Önce Harbiye’de, Ardından Ankara Mamak’ta Altı yıl tek kişilik Hücre’de tutuklu kaldığı günleri eşine yazdığı bir mektubunda şöyle tasvir ediyor;

“Hz. Yusuf’un bu daracık, karanlık hücrelerden yeniden doğuşunun manasını şimdi daha iyi anlıyorum. Şair “Ana rahmi zahir şu bizim koğuş, karanlıkta nur, yeniden doğuş” diyor. Yeniden doğuş bütün suniliklerden sıyrılarak, yüreğindeki samimi duyguların birer ifadesi ise ne mutlu bize…

Yani yarın biraz daha farklı bir insanla karşılaşacaksın demektir. Senin ve çocuklarımın mutluluğundan başka meselesi olmayan, noksan bıraktığı her şeyi en mükemmeli ile tamamlamaya çalışan bir Yılma Durak. Yeniden merhaba kalbimin çileli güzeli; hazır mısın dilde bitmeyen sonsuz mutluluk türküsüne, gönül bahçemin her biri diğerinden güzel binbir renkli ve kokulu bahçesinde başın dönmeden gezmeye?”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 192
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2015
₺46,20

Yaklaşık yirmi yıl önce Afganistan'ın güneyinde kendisini 'medrese talebeleri' şeklinde tanıtan Taliban adında bir örgüt ortaya çıktı ve o günden bugüne neredeyse tüm dünyanın ilgisini celp etmeyi başardı. Bu örgüt ortaya çıktığı ilk andan itibaren, kimliğini ve meşruiyetini dini ve mezhebi referanslara dayandırdı. Ancak, ister Sünni ister Şii olsun hiç bir Müslüman bilinen Afganistan tarihinde, ne böylesi bir harekete ne de bu nitelikte bir dini algıya tanık olmuştur. Peki, bu Taliban kimdir? Mahiyeti nedir? Bu örgütün oluşumunda ne tür faktörler rol oynamıştır? Örgüt, hangi konjonktürün eseridir? Ya da bu tip bir örgütün ortaya çıkışı, Afganistan Coğrafyasının kendine özgü koşullarının doğal bir sonucu mudur? Ve daha da önemli olan soru şudur: Taliban hangi düşünce sisteminden besleniyor?


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 76
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2015
₺23,10

Darbelerin topluma, siyasete ve devletin işleyen sistemine verdiği zararlar ortada. TBMM’de kurulan Darbeleri Araştırma Komisyonu Sadece 12 Eylül’de yaşanan toplumsal travmaya ilişkin şu kaydı düşmüştü:

Bütün toplum tedhiş altına alındı. 12 Eylül büyüklüğünde bir darbenin verdiği hasar tespit edilemez; ama bazı rakamlar darbenin boyutlarını gösterebilir:

650 bin insan gözaltına alındı.

1 Milyon 683 bin kişi fişlendi.

7 bin insan için idam istendi.

517 insana idam cezası verildi.

50 insan idam edildi.

71 bin insan eski TCK 141, 142 ve 163. maddelerden, yani düşünce suçundan yargılandı.

58 bin insan örgüt üyeliğinden yargılandı.

30 bin insan “sakıncalı” olarak işten çıkarıldı. 14 bin insan vatandaşlıktan çıkarıldı. 23 bin dernek kapatıldı.

Elinizdeki eser Ülkemizdeki Siyasi hayata müdahalelerin ve bunu hazırlayan toplumsal olayların yazılmamış tarihini ele alıyor. Bir yanıyla eski Türkiye’nin kara kaplı defterinden notlar sunuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 566
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺92,40

Dile kolay; üst üste iki gece aynı yerde yatmadan, bazen ağaç kavuklarında bazen mağaralarda saklanıp sadece otlarla beslenerek, en yakınlarının ölümünü izleyerek, her an tetikte bekleyip yeri geldiğinde acımasızca öldürerek geçen 18 yıl... Sonra bir kadına gönül vermiş... "Silahın artık çare olmadığı"na inanmış... Önce Barzani’ye sığınmış... Sonra yakalanmış... Her gece aynı yerde yatacağı hücre dönemi başlamış. 12 yıldır Diyarbakır Cezaevi’nin bir hücresinde yaşıyor Şemdin Sakık... Kendi deyimiyle "dershane"sinde... Görüşe geleni yok. Avukatı, arkadaşı, arayıp soran yok. 5 yıldır tek görüşe çıkmamış. Her sabah 6.30’da kalkıyor. Günde 10 saat çalışıyor. TV izliyor, gazeteleri okuyor, kitap yazıyor. Kilo almamak için kitabını volta atarak okuyor. Penceresi önüne gelen kuşları, kedileri besliyor. 30 yılı dağlarda ve hücrede geçen ömrünün muhasebesini yapıyor... Devlete göre "terörist", örgüte göre "hain"... Ama şüphesiz önemli bir tanık. Kulak vermete yarar var. -Can Dündar/ Milliyet- Sakık’ın sözlerine kulak vermeyi faydalı buluyorum. -Fatih Altaylı/ Habertürk-


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 390
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2010
₺90,25

Çin Nasıl Kapitalist Oldu?, Çin’in geçtiğimiz otuz beş yılda tarıma dayalı kapalı bir sosyalist ekonomiden uluslararası arenada nasıl da yenilmez bir iktisadi güce dönüştüğünün olağanüstü ve beklenmeyen hikayesini anlatıyor.

Yazarlar asli kaynaklarını kullanarak büyüyen Çin ekonomisi tartışmasını yeniden canlandırmış, Çinli liderlerin yaptığı reformların kapitalist bir ekonomi yaratma yolunda özellikle yapılmadığını ve Çin’e piyasayı ve girişimciliği tekrar getiren şeyin “marjinal devrimler” olduğunu söylemektedirler. Batı’dan alınan dersler geleneksel Çin felsefesi olan “gerçeği olgularda arama” ile birleştirilmiştir. Kapitalizme yüzünü dönen Çin kendi kültürel kökenlerini kucaklamıştır.

Çin Nasıl Kapitalist Oldu? Çin ekonomisinin geleceğiyle ilgili genelgeçer bilgilere karşı çıkarken Çin daha fazla büyüme için müthiş bir potansiyele sahip olsa da geleceğinin devletin güç ve fikirler konusundaki tekelciliğinden dolayı karanlık olduğunu söyler. Coase ve Wang Çin’de uzun ve saygın bir geleneği olan fikir piyasasının gelişiminin Çin’in sosyal uyum rüyasını gerçekleştirmek için vazgeçilmez olduğuna dikkat çekerler.

“Sabırlı okuyucular modern iktisat tarihindeki en sıradışı değişimi derinlemesine anlamakla ödüllendirileceklerdir.”

- The Wall Street Journal

“Bu kitap, piyasalar ve tarih üzerine yaptığı vurgularla fevkalade önemlidir.”

- The Washington Times

“Çin’in nasıl dünyanın en iyi ikinci ekonomisine sahip olduğunu merak eden herkes bu ilginç kitabı okumalı.”

- The LSE Review of Books

“Bu, Çin’e olduğu kadar tüm iktisadî değişim literatürüne çok büyük bir katkıdır. İktisadî değişim ve gelişim üzerine bütün literatürde benim bildiğim kadarıyla bir toplumun evrilmek için kör topal çabalaması ve özellikle de Çin’inki kadar uzun süren ve çok uzun bir yol alınan bir evrim ile ilgili böylesine detaylı bir çalışma yoktur.”

- Douglass C. North, 1993 Nobel İktisat Ödülü sahibi

“100 yaşını geçmiş Ronald Coase ve Ning Wang, Çin’in Mao’nun hükmü altındaki sosyalizmden bugünkü özgün kapitalist ekonomiye kesintili geçişi hakkında merak uyandıran ve kapsamlı bir yorum yazmışlardır. Çin veya sosyalizm çalışan hiçkimse bu kitabı kaçırmamalı.”

- Richard Epstein, Chicago Üniversitesi Hukuk Fakültesi

“Bu kitap iktisat alanında ve Çin hakkındaki çalışmalarla ilgili yazılmış en iyi eserlerdendir; sâdece bugün için değil, gelecek için de.”

- Chenggang Xu, Hong Kong Üniversitesi

“Coase felsefesi ve politikası, “gerçeği olgularda arama” gibi -kendisine de şirketler, piyasalar ve kanunlar hakkındaki çığır açan analizleriyle ilgili esin kaynağı olmuş- çok basit bir ilkeye dayanan bir toplumu inceliyor. Tekrar tekrar daha verimli bir sosyalizm arayışında olup karşısında her seferinde kapitalizmi bulan Çin hakkında büyüleyici ve sıradışı ve düşünmeye zorlayan bir kitap.”

- Stephen Littlechild, Emekli Profesör, Birmingham Üniversitesi ve Cambridge Üniversitesi

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 460
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2015
₺176,00

İlhan Diken yazılarında “Şiddetin egemen olduğu dönemin, travmasını üzerinden atamayan cephede, barışın kararlılığı nettir. Türkiye’nin aydın, sanatçı, siyasetçi çevresi de barış ve demokrasinin tek şans olduğunu açıkça beyan ediyor. Ancak şu var ki, dört yıldır silahların patlamadığı bir süreçte, hemen hiçbir güç, bu sürecin devamı için gerekli koşulların yaratılması anlamında yeterli çaba sarf etmedi.” diyerek bizlere ayna tutumaya devam ediyor.

“Dostluğu ile gönüllerde yer edinmişti. Sessiz, sakin, siyah ve gri giyinmeye olan tutkusu ve müzik ile hep iç içeydi. Dost meclislerinde doyumsuz sohbet ile çalıp, söyler ortam yaratırdı… Sazını iyi çalar, iyi söylerdi...

İlhan Hoca yaşarken bir gün özgür olacağına yürekten inandığı Kürdistan toprağında; beyaz kefeni ile kesk û sor û zer bayrağa sarılı yatıyor.” -Şeyhmus Diken


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 384
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2016
₺20,75

Ajan Provokatörler casusluk ve gizli eylem yapan yedi yüzün üzerinde ajanın faaliyetlerini anlatıyor. İlk grup casusluğun klasik tanımını, yabancı bir devletten istihbarat toplayıp aktarmayı temsil ediyor. İkincisiyse gizli eylem ajanlarının suikast, siyasi darbe ve sabotaj gibi gizli faaliyetlerini içeriyor.

Bu eserde Batılı muhbirlerin Doğulu emsallerinden daha ayrıntılı bir şekilde anlatılmasının nedeni Batı tarzı demokrasilerin basın özgürlüğünü koruması ve hassas ulusal dış politikalar konusunda tartışmaya açık olmasıdır. İstihbarat ve gizli eylem üzerine yapılan diğer savaş sonrası çalışmalarda Komünist ve Üçüncü Dünya ajanlarının ihmal edilmesi, yeni bir eser ortaya çıkarmak için temel veri toplama ihtiyacı doğurmuştur.

Kitapta casusların faaliyetleri basın, tarihçiler ve katılımcıların kendileri tarafından da belgelenmiştir. Kaynakça bölümünü eski istihbarat görevlileri tarafından yazılmış kitap ve makaleler oluşturuyor. Lügatçede terimler ve kısaltmalar açıklanıyor, Kronoloji bölümüyse casusluğun ve gizli eylemlerin kilometre taşlarını ortaya koyuyor.

Ajan Provokatörler 1946-1991 yılları arasında casusluk ve gizli eylem yapan kişiler hakkında net bilgiler sunuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 456
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2014
₺180,40
Tükendi

2022’de Türkiye’nin iç siyasetinde yaklaşan 2023 seçimleri, ittifaklar ve parti içi gelişmelerin yanı sıra
ekonomi, güvenlik ve dış politikada yaşanan gelişmeler belirleyici oldu. 2022 hem Türkiye siyaseti hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından çok yoğun geçti. Cumhurbaşkanının faaliyetlerinde yeni ekonomi modeli, “müjdeler”, reform girişimleri, altyapı ve üstyapı yatırımları ana gündem maddeleriydi. Yıl içerisinde AK Parti 2023 çalışmalarını hızlandırırken gençlerin öne çıktığı teşkilat çalışmalarına yoğunlaştı. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “Türkiye Yüzyılı” vizyonu açıklandı.
MHP, ittifak ortağı AK Parti ile özellikle yasama faaliyetlerinde yakın iş birliği gösterirken liderler arasındaki uyum yıl içerisinde güçlü bir şekilde devam etti. Muhalefet partilerinin de 2023 seçimlerine odaklandığı
2022’de altılı masa etrafındaki tartışmalar, ortak aday ve rekabet siyasetin gündemini belirledi. Dünya ekonomisinde 2022’de yaşanan gıda, enerji ve tedarik krizleri ile son kırk yılın en yüksek rakamlarına
ulaşan küresel enflasyondan Türkiye de etkilendi. Buna rağmen yeni ekonomi modeli ile kamu öncülüğünde başlatılan teşvik, destek ve denetleme mekanizmaları sayesinde Türkiye bu türbülansı az zararla yönetmeyi başardı. 2022, Türk dış politikası açısından oldukça verimli ve etkili geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde
yürütülen lider diplomasisi sayesinde önemli adımlar atıldı. Ancak Türkiye’nin Batılı devletler ile gerilimli ilişkilerinde ciddi bir değişiklik olmadı. Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye çok taraflı uluslararası
platformlarda hem gündem olmaya hem de gündem belirlemeye devam etti.
Türkiye terörle mücadelesini yeni konseptine göre 2022’de de sürdürdü. Terörü kaynağında yok etme
politikası gereğince hem yurt içinde hem de Irak ve Suriye başta olmak üzere başka devletlerdeki terör örgütlerine etkili bir şekilde müdahale edildi. SETA’nın her yılın sonunda hazırladığı gelenekselleşen SETA Yıllığı Türkiye’nin hem temel gündem maddelerini zengin bir içerikle analiz etmekte hem de gelecek yıllara dair bütüncül bir bakış açısı sağlamaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 296
Ağırlık : 296
En / Boy : 18 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺75,00
Tükendi

Bundan 100 yıl önce St Petersburg’da ayaklanan işçiler Çar’ın sarayına girdi ve kurtuluş arayışındaki insanlığa bir kapı araladı, başka bir dünyanın mümkün olduğunu gösterdi. Tarihsel dönemlerin en buhranlı anlarından birinde gerçekleşen bu altüst oluşla birlikte, fikirden gerçeğe dönüşen bir toplumsal proje tarih sahnesinde yerini aldı. Elinizdeki kitap, insanlık tarihinin en büyük toplumsal değişim hareketlerinden biri olan 1917 Ekim Devrimi’nin 100. yıldönümünü vesilesiyle, okuru o anın ruhuyla hemhal kılmayı amaçlayan bir bölük öyküden oluşuyor.

Bu öykülerde devrimin ayak seslerini duyan egemenlerin telaşına, ezilenlerin coşkusuna, kimileyin yaşanan hayal kırıklıklarına tanık olacak, yeni bir dünya arayışına ilişkin bu büyük deneyimi edebiyatın gücüyle duyumsayacaksınız. Devrimin ateşli yılları, büyük olayları ve renkli karakterleri olanca canlılığıyla bu seçkide okurla buluşuyor…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 160
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2018
₺70,40
Tükendi

Boşnaklar, toplama kampları veya diğer nezarethanelerdeki mağdurlar, ulusal, etnik ve dini kökenlerine göre seçilmişlerdi. “Erkeklerin hapsedilmeleri kararının alınmasının altında yatan tek şahsi nitelikleri Sırp olmamalarıydı” diğer bir ifadeyle “sırf Müslüman olmalarıydı”.

Mezarlarda bulunan el ve ayak bağları, göz bantları ve kıyafetler, öldürme yöntemine (hemen yakınından) ve soykırım kurbanlarının ne kadar savunmasız olduklarına işaret ederken, mağdurların sivil olduğunu da teyit etmektedir. Parçalanmış vücutlar, cenazelerin bir mezardan diğerine nakledildiğine delalet etmektedir. Aralarında birkaç kilometreden fazla mesafe olan iki, üç, dört hatta beş farklı mezarda aynı vücuda ait parçalar bulunabiliyordu.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 256
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2018
₺15,00
Tükendi

Bu çalışma; Suriye'nin son yüzyıldaki siyasi tarihini özetledikten sonra, Arap Baharı'nın bölgeye etkileriniincelemekte ve mevcut Suriye krizini çok yönlü olarak ele alarak yapılan incelemeler, temaslar, sürecin aktörleri ileyapılan görüşmeler ve alan araştırmalarını içermektedir.

Bu kitap, krizin nedenlerini, iç ve dış aktörlerini, bölge ülkelerineve "Yeni Dünya Düzenine" etkilerini incelemektedir. Kitap ayrıca İran, Rusya, Çin ve Batı ülkelerinin Suriye politikalarınıve stratejilerini, Suriye iç savaşının sivil, ekonomik ve askeri bilançosunu, aktörlerce kullanılan retoriği, muhtemelsenaryoları ve savaş sırasında yaşanan önemli gelişmeleri sistematik, akademik ve nesnel bir dille analiz etmeyiamaçlamaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 800
En / Boy : 16 / 24
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2018
₺150,00
Tükendi

Marx "ben marksist değilim" demişti. 1870'lerde diyalektik bir şaka olan bu sözler günümüzde karmaşık bir politik soruna dönüştü. Bugün sayısız marksizm anlayışları mevcut: Üçüncü Dünyacılık, sosyal demokrasi, stalinizm, ulusal kurtuluş hareketleri vb. Bunların hepsi marksist olduklarını iddia etmekteler.

Bu küçük kitapçık, bu yumağı çözebilmek ve "gerçek marksist gelenek nedir?" sorusuna cevap verebilmek için bir dizi kriteri oluşturmaya çalışmakta.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 103
En / Boy : 12 / 16
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2018
₺7,50
Tükendi

Bu kitap, derleme yazılardan oluşuyor. 17-25 Aralık sürecinden itibaren cemaat tartışmasına ve 15 Temmuz Darbe girişimine dair birçok yazarın yazdığı yazıları derledim. 2014 yılında 'Cemaatlerin Bağlama Problemi' adıyla yayınladığım kitabımın tek kısmında 'Alıntı Yazılar' başlığı ile yayımladığım bazı yazılara, 15 Temmuz sonrası yazılan yazılardan da eklemeler yaparak, elinizde ki kitabı hazırladım.

15 Temmuz'a götüren hatalarımızdan ders almazsak, daha büyük bir saldırı ile karşı karşıya kalırız. Biz direnme konusunda tecrübe kazandık. Unutmayın ki onlarda saldırma konusuunda tecrübe kazandılar. Kaybettikleri cepheden tekrar saldırmayacaklar. Biz sadece o cepheyi koruma altına alıp etkisiz hale getirmeye odaklanmışken, onlar başka cephelerde yığınak yapmaya çoktan başladılar.

Unutmayın, Kökünü kurutamadığımız bir fitne ağacının FETÖ dalını keserek, o ağacın zehirli meyvelerinden kurtulamazsınız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 203
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2018
₺36,50
Tükendi

Bizim davamız islam'dır. Gayemiz Allah'ın rızasını kazanmaktır. Hedefimiz Hak nizamı hakim kılmaktır. Arzumuz tüm insanlığın saadetidir. Yolumuz cihattır. Yolumuz ikna metodudur. İnsanlığın kurtuluşu ancak İslam ile mümkündür. İslam ise Allah yapısıdır. Dolayısıyla mükemmeldir. Eksiklik ve fazlalık kabul etmez. Bu dava için çalışmak herkese nasip olmaz. İster gecenizi gündüzünüze katıp çalışın, ister yan gelip yatın. Bu hak davanın başarısını ne bir gün öne alabilirsiniz, ne de birgün geciktirebilirsiniz. Bütün mesele bu şerefli davada nasıl bir imtihan vereceğimizdir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 280
En / Boy : 13 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2016
₺24,00
Tükendi

İşaretleri bilirseniz onları görebilirsiniz!

  • Neden kendilerine ”dul kadının oğulları” diyorlar?
  • Nasıl örgütleniyor, nasıl haberleşiyorlar?
  • Gizli şifreleri, esrarengiz işaretleri nelerdir?
  • Ergenekon’un masonik şifreleri!
  • 150 yıl sonra hortlayan esrarengiz örgüt Ercümen-i Daniş!
  • Çırak dereceli ünlü mason!
  • Çekirdek kadrodaki şaşırtıcı isim: Doğu Bey!
  • TBMM’deki esrarengiz işaretler, kim tarafından nasıl konuldu?
  • Meclis binasını yapan mimarın büyük sırrı neydi?
  • Mimar Sinan’ın kafatası nasıl kayboldu, şimdi nerede?
  • Cadde ve sokak adlarını dahi onlar koyuyor, peki nasıl?
  • 28 Şubat’ın arkasındaki kilit isim bir masondu!
  • Onları nasıl tanırsınız?
  • Nihai hedefleri ne?

İlk kez belge ve fotoğraflarıyla tarihin en gizemli örgütünün şaşırtıcı hikayesi yıllar süren bir araştırmanın ürünü olan bu kitap hayata ve olaylara bakışınızı değiştirecek.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 197
En / Boy : 13 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2016
₺13,34
Tükendi

Bu kitap yakın tarihimize ışık tutacak bir belgeler demeti şeklinde, söylenmeyeni söylemek için yazıldı.

Üç ciltten oluşacak dizimizin ilkinde Kemalizm olgusuna farklı bir bakış açısı getiriliyor. İkinci cilt tek parti dönemine, üçüncü cilt DP dönemine ait belgelerden oluşacak.

Bu çalışmamızda, belgeleri konularına göre tasnif ettik ve hemen hemen hiçbir yorumda bulunmadık. Bu kitaptaki belgelerin tümü Milli Eğitim Bakanlığı ve Genel Kurmay'ın tavsiye ettiği kitaplardan, ya da basında çıkan ve tekzib edilmeyen ve her hangi bir kovuşturmaya tabi tutulmayan kitaplardan derlenmiştir.

Aynı konuda farklı rivayetleri, farklı değerlendirmeleri arkası arkasına sıraladık. Karar vermek size kalmaktadır.

Kuşkusuz bu çalışma bu konuda herşeyi kapsamamaktadır.. Eğer bu yönde yeni çalışmaların ortaya çıkmasına öncülük edebilirse görevini yapmış olacaktır. Öte yandan bu bilgi kırıntılarını topluca düşündüğünüzde ve değerlendirdiğinizde, başka kitaplarda bu konuda tek satır yazılmamış olsa bile, kendiniz için bir kanaat oluşmasına yardımcı olacak türden şeylerdir. Soru sormanız, bazı gerçekleri yakalamanız için küçük bir başlangıç olarak önemli bir görev ifa edeceğini sandığım bu çalışmanın sayısız eksiklikleri, eleştirilecek yığınla yönü olduğunu biliyorum. Ama yine de bunun böyle olması gerektiğini düşünüyorum. Kitabı eğer sonuna kadar okuma fırsatı bulabilirseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayacağınızdan kuşkum yok. Bu kitab yakın tarihimizle ilgili söylenmeyen bir gerçeğin arayışıdır. Konuya alışılagelmişin dışında farklı bir bakış açısı getirmektedir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 456
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2016
₺33,30
Tükendi

Laiklik bize hep “Din ve devletin ayrılığı” olarak anlatıldı. Oysa Laiklik Kilise ile devlet arasındaki ilişkiyi düzenleyen bir paylaşım, mütareke, iş bölümünü ifade eden, meşruiyetini İncil’deki “Tanrının hakkını Tanrıya, Sezar’ın hakkını Sezar’a verin” diyen hükmünden alan bir kurumdu. Batıda “Kilise”den kasıt “Vatikan devleti” idi. Ve Vatikan dünyadaki tüm Katolik mirasının tek temsilcisi olan egemen bir devletti. Bu egemenlik çatışmasını sona erdirmek için ruhbanlı, Tanrı adına egemen kiliselerin siyasal egemenlerle ilişkisini düzenleyecekti.

Bize kimse, Fransa’nın, Strasbourg’u da içine alan Alsace Laurenne bölgesinde Laikliğin geçerli olmadığını, Fransa’daki okulların ve sağlık kuruluşlarının büyük bir bölümünün kiliseye bağlı olduğunu söylemedi. AB ülkeleri de dahil dünyadaki ülkelerin çok büyük bir bölümünde Laiklik kuralları geçerli değildir. Devletlerin çoğunun resmi dininin ötesinde resmi mezhebleri vardı. Laiklikle Demokrasi ya da Cumhuriyet arasında doğrudan bir ilişki yoktu..

Laiklik ile Sekülarizm aynı şey mi idi? Bizantinizm nasıl bir şeydi? Roma’da devlet kiliseye egemendi, ama batı Roma’da Laiklik kuralları geçerli idi. Laiklik Hristiyan dünyasında sadece Katoliklik açısında bir anlam taşıyordu. Yoksa Protestanlar daha çok seküler bir bakış açısına sahipti. Ortadokslar ise Bizantinist’ti.

Osmanlı “Teokrat” bir devlet mi idi? “Halife” Allah’ı ya da İslam’ı mı temsil ediyordu, yoksa Müslümanları mı! İslam’daki sizden olan “ulul emr” ne anlama geliyordu.. Müslümanları temsil eden, yetkisini Müslümanların tercihinden alan ve Müslümanlara hesap veren, Müslümanların maslahatını gözeten ve onları temsil eden bir bir kimliği mi ifade ediyordu?

İslam bir “Din” idi ama Hristiyanlık bir “Religio” idi. Hristiyanlık bu anlamda bir kültürel kimlik ve aidiyeti mi ifade ediyordu.

Laik bir ülkede, resmi ideoloji dinleştirilebilir mi? Mesela “Türkün dini Kemalizmdir” denilen bir ülkede Atatürk ilke ve inkılablarına sadakat andı içmmeye zorlanmak ne anlama geliyor. Birilerine göre “Laiklik olmadan Cumhuriyet, Cumhuriyet olmadan Demokrasi olmaz”dı. Peki, İngiltere’yi ne yapacağız. İngiltere’nin resmi kilisesi ve Demokrasi’nin beşiği kabul edilen İngiltere Monarşi ile yönetiliyordu.

Dilipak Türkiye’de en çok tartışılan, uğruna darbeler yapılan bir kavramı bir başka açıdan anlamaya, anlatmaya, yorumlamaya çalışıyor. Türkiye’de Laiklik tecrübesi, Laikçilerin trajı-komik Laikçi pratikleri, “Laik-İslam” projesi, Kemalistlerin Laiklik konusunu Cumhuriyetle ilişkilendirmeleri ve dünden bugüne yaşananlar.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 336
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2017
₺24,50
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 268
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺14,82
Tükendi
Tarihsel ve kültürel bağları bakımından Türkiye’nin gündemini yoğun şekilde etki altına alan Ortadoğu, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Türk dış politikasının belirleyici unsurlarından biri haline gelmiştir. Birinci Dünya Savaşı sonrası bölgeye hakim olan İngiliz ve Fransız sömürge güçleri ile kıtasal ölçekte çatışmaya girmemeye çalışan bir politik bakış açısına sahip olan Türkiye, İkinci Dünya Savaşı sonrası gerek konjonktürel gerekse bölgede tarihsel bağlarının bulunduğu toplumların milli bağımsızlıklarını ilan etmesiyle Ortadoğu’da aktif bir dış politika vizyonu geliştirmiştir. Dış politikasını, uluslararası alanda daha etkin olmaya yönelik adımlar atan Türkiye, stratejisini bölgesel güç olma yolunda geliştirmeye devam etmektedir.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 192
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺32,00
Tükendi
Osmanlı’nın Çöküşünde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşunda Masonların Rolü Ne Oldu? Fransız akademisyen Eric Anduze, Türk ve Osmanlı masonları tarihini, imparatorluğun son yıllarından alıp 1924 modern Türkiye’sine taşıyarak özgün belgeleriyle anlatıyor. Osmanlı topraklarında yaşayan değişik inançlara sahip, değişik uluslara bağlı masonları, rol aldıkları olaylar eşliğinde inceliyor. 1908 devrimini, bir adım ötesinde de Jön Türklerle masonluk arasındaki yakın ilişkiyi irdeliyor. İçlerinde pek çok mason bulunan İttihat ve Terakki Komitesi’nin devrimi çıkarlarına alet edip, kurduğu otoriter rejimi Büyük Osmanlı Doğusu içine nasıl taşıdığını açıklıyor. Böylelikle de yenilik oluşumları içinde yükselmeyi düşleyen Osmanlı toplumunda, devrim ve masonluk sözcüğünü ütopik bulanları adeta haklı çıkarıyor. Osmanlı Türkiye’sinde Masonluk’tan satırbaşları: Osmanlı İmparatorluğu’nda yerleşik masonik kuruluşlar var mıydı? Varsa hangileriydi? Osmanlı’da çeşitli il ve ilçelere yayılmış misyoner okulları vardı. Peki, İngilizlerin 30, Fransızların 75, Amerikalıların 176 misyoner okulu varken, Ermenilerin 1145, Rumların 1584 okulu olmasını nasıl yorumlamalı? Selanik masonlarıyla İttihat ve Terakki’nin ilişkileri hangi düzeydeydi ve amacı neydi?
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 216
En / Boy : 12,5 / 19
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺22,50
Tükendi

 Dr. Murat Saraçlı tarafından hazırlanan Uluslararası Hukukta Güncel Sorun Alanları başlıklı editöryal bu çalışma, yakın bir geçmişte uluslararası sistemde yaşanan değişimlerin uluslararası hukuktaki karşılığını bulmaya ve anlamlandırmaya yönelik önemli bir çalışmadır. Çeşitli üniversitelerden genç akademisyenlerin makaleleriyle katkıda bulundukları bu kitap, yakın geçmişimizde yaşanan ve etkileri günümüzde hala hissedilen çeşitli sorun alanlarına yönelik uluslararası hukukun yaklaşımını ortaya koyarken, ayrıca güncel sorunların nasıl uluslararası hukuku da etkilediği ve dönüştürdüğü sorunsalına da önemli cevaplar içermektedir. Bu açıdan bakıldığında kitapta bir yandan, güncel gelişmelere yönelik uluslararası hukuk alanındaki değişimleri takip ederken bir yandan da değişim sürecindeki küresel sistem ve aktörlerin uluslararası hukuku dönüştürmeye yönelik girişimlerini de izleyebilmekteyiz.




Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 416
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2012
₺34,32
Tükendi

İlk iki baskısı 1995 ve 1999 yıllarında yapılan İslâm, Demokrasi ve Türkiye 'nin bu üçüncü ve yeni baskısında Prof.Dr. Ahmet Arslan'ın ilk iki baskıda bulunmayan çok sayıda yeni konuşma ve yazıları da yer almaktadır. İlk yayınlanma tarihlerinin ardından geçen uzun zamana rağmen ağırlığından bir şey kaybetmeyen bu makaleler derlemesini okuyanların fark edebileceği gibi bu süre zarfında ülkede meydana gelen birçok gelişmeye, hatta bazı alanlarda kökten dönüşümlere rağmen demokratikleşme ve hoşgörü alanlarında fazla bir mesafe kat edilmemiş görünmektedir.

İslam felsefesi ve düşüncesi alanında uzmanlığıyla tanınan Prof. Arslan'ın bu baskı için kaleme almış olduğu önsözde belirttiği gibi umudu tamamen yitirecek kadar karamsar olmak doğru olmasa da İslam dünyasında ve özelde Türkiye'de Batılı anlamda demokratik bir toplumun ortaya çıktığını ve kalıcı bir varlık kazandığını görmek için epey bir zamana ve farklı alanlarda gerçekleştirilmesi gereken çok sayıda büyük atılımlara ihtiyaç var. Bu eser,okuyucu için ilk baskısından bu yana geçen yirmi yıl içinde nelerin değiştiğini, nelerin değişmediğini görmek, İslam, demokrasi ve modernleşme tartışmalarında nerelerden geçip hangi noktalara vardığımızı veya varamadığımızı değerlendirmek için hem bir tarihi cetvel, hem de kuramsal bir pusula işlevi görebilir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 405
En / Boy : 15 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2015
₺33,44
Tükendi

Başta İskandinav ülkeleri olmak üzere Avrupa’da, demokrasi kültürünün iyi-kötü yerleştiği her ülkede hükümet kurma yöntemlerinden biri koalisyondur. Ancak bunu yaşama geçirme biçimi her ülkede değişiktir.

Muzaffer Ayhan Kara sadece zarfın üzerinde yazılanla değil, içindekilerle de ilgili bir araştırmacı olarak, Türkiye’deki koalisyon kültürünü bütün yönleriyle irdeleyen bir eser ortaya çıkardı. Bu kitap, sadece koalisyon kültürüne değil, siyaset ve devamında demokrasi kültürüne de katkısı olacak bir çalışma... Kara, olabildiğince tarafsız ve bilgi ağırlıklı bir ufuk sunuyor bize. Kara kara düşünmek ya da harç kara kara demokrasi yapısını yükseltmek sizin elinizde...

- Mustafa Balbay


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 431
En / Boy : 15 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2015
₺22,88
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 400
En / Boy : 14 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2014
₺19,50
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 462
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺8,79
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 198
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺6,76
Tükendi

9.Yüzyılın sonlarında, İngilizler Selanik ve İzmir'den sonra İstanbul halkını da futbol ile tanıştırdılar. 1905 yılında İngiliz'lerin ve azınlıkların takımlarının yanında Mek-teb-i Sultanı öğrencileri Galatasaray Takımını kurdular. 1907 yılında Kadıköy'ün futbolsever gençleri bir araya gelerek bir futbol takımı kurmayı düşünmeye başladılar. 1907 yılı Mayıs ayında Moda Beşbıyık Sokak 3 numaralı evde sular idaresinden memur Ayetullah Bey, Düyun-u Umumiye İdaresinde memur olan Ziya Bey, Deniz Harp Okulu öğrencisi Necip Bey futbol kulübü kurmak üzere bir araya geldiler. Kurulacak bu kulübün masraflarını mali durumu iyi olan Ziya Bey üstlendi. Üç genç Fenerbahçe burnundaki deniz fenerinden esinlenerek kurdukları kulübün adını "Fenerbahçe" koydular. Ziya Bey'in ısrarıyla kulübün renkleri "sarı-beyaz" oldu. Hintli Asaf Galip ve Sami isimli gençlerin katılmasıyla 6 kişi olarak ilk antrenmanlarını yaptılar. Yeni bir Türk takımının kurulduğu haberi Kadıköy ve Kuşdili Semtlerinde hızla yayıldı. Semtin tecrübeli futbolcularının katılımı ve St. Joseph Okulunun da desteği ile takım kısa zamanda tamamlandı. Kuşdili Papazı Çayırında yabancıların ve azınlıkların takımlarıyla maç yapmaya başladılar.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 182
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺8,11
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 255
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺9,00
Tükendi

Hey devrimciler! Ne siz ne de biz... Hepimiz kaybettik. Acaba bizim boğazlaşmamız ve cenazelerimiz üzerinden kimler nemalandı, bugün bile o kanlı kavgamızın mirasını tepe tepe kullananlar kimler?

Sorumluların cezalandırılmasına rağmen 2 milyon Asena o porno kasetleri hiç affetmedi ve sandıkta öfkesini gösterdi...

Herşeyi çok iyi bildiklerini ve hareketin herşeyinin kendilerinden sorulması gerektiğini düşünen, ülküdaşlarını küçük gören ve önemsemeyen, telefonlarına ulaşılamayan, bırakılan mesajlara dönmeyen, narsist ve megoloman sözde ülkü beylerden ve devlerinden bıktım. Kibirlerinden ve tafralarından yanlarına yaklaşılmayan, her daim kulaklarından inmeyen cep telefonlarıyla sanki çok önemli ve gizli işler takip ediyormuş gibi esrarlı çalımlarla dolaşan eski teşkilat yöneticisi ağabeylerden, sevgi ve saygı bağlarının tamamen yok olmanın sınırına gelmesinden, kimsenin kimseyi sevmemesinden bıktım.

Mücadelenini tarihine, toprağa verdikleri dava arkdaşlarının hatıralarına saygılı, hiçbir dünyevi beklenti ve hesap peşnde olmayan ama umutları artık tükenmeye başlamış, kafaları karmakarışık olmuş yüz binlerce ülkücü... Son Bozkurtlar, son samuraylar... İçine düşülen kimlik bunalımından, hedef ve söylemlerdeki ciddi sapmalardan ve muğlaklıktan bahsetmiyorum bile...

Gittike büyüyen ahlaki erozyondan, yıllardır tutulmayan ve tutulmayacağı anlaşılan gerçek bir yemin metninin hala okutulmasından, verile sözleri tutmama edepsizliğinin bir kanser gibi yaygınlaşıp harekete yerleşmesinden, ülkücülüğü maske yaparak şahsi menfaat elde etmek isteyen, bunun için ülküdaşlarına yalanlar söyleyerek, onları kandırıp dolandırarak köşeyi dönmeye çalışna halaksızlardan, yozlaşmadan, çürümeden bıktım. Hatta kendi yozlaşmalarımdan, kendi çürümelerimden ve mükemmel bir ülkücü olamayaşımdan bile bıktım.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 416
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2014
₺96,00
Tükendi

Tarih Olarak Teori, insanlık tarihinde köleliğin yol açtığı değişimlerden yoksulların denetim altına alınmasına, üretim ilişkileri ile inançların birbirinin içine geçme biçimlerinden gündelik hayatta emek süreçlerinin deneyimlenme türlerine varıncaya değin geniş bir konu yelpazesi üzerinde, bugün içinde yaşadığımız kapitalizmin doğasına ve kökenine ışık tutan derinlikli bir tartışma yürütüyor. Jauris Banaji, tarihe ilişkin doktriner ve ortodoks okumalar ve kuramlarla hesaplaştığı bu tartışmasında, insanlık tarihinin kanallarında halkların ne şekilde boyunduruk altına alınarak "işçileştirildiğini" anlatıyor.

Üretim tarzlarının içsel dinamiğini açıklayan şey nedir? Üretim tarzları ve sömürü̈ biçimleri birbiriyle nasıl bir ilişki içindedir? Verili sömürü̈ biçimleri aşağı yukarı hangi şartlar altında bulunur? Basit meta üretiminin tarihsel anlamı nedir? Kapitalizm nedir ve nasıl meydana gelmiştir? Hukuki sistemler ile kapitalist gelişme arasındaki ilişki nedir? Ücretli emek yalnızca sermayenin gerektirdiği bir şey midir yoksa kölelik de bu tarzda işleyebilir mi?

Banaji, Tarih Olarak Teori'de bu soruların hepsine kendine has ve kışkırtıcı yanıtlar vermektedir. Yarını bugünden kurabilmek ve bugündeki dünü̈ anlamak için, Banaji'nin insanlık tarihine ilişkin geliştirdiği tezler her anlamda tartışılmaya değer bir nitelik taşımaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 494
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2016
₺140,80
Tükendi

Karl Marx, kısa süren gazetecilik hayatında –Rheinische Zeitung’da– odun hırsızlığı hakkındaki tartışmalara dair bir dizi makale yazmış, bu vesileyle mülkiyet hakkı, basın özgürlüğü, suç ve ceza konularına değinme imkânı bulmuştur.

Kaleme alınmalarının üzerinden bir buçuk asır geçmesine rağmen Marx’ın irdelediği meseleler güncelliğini korumaya devam etmektedir. Marx’ın yazıları üzerine verdiği dersten yola çıkarak bu kitabı kotaran Daniel Bensaïd, genç Marx’ın bu polemiksel yazılarını bağlamına oturturken, aynı zamanda, dün nasılsa bugün de dünyanın (toprağın, suyun, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının) özelleştirilmesine karşı çıkan mülksüzlerin günümüzde yaşadıkları zorluklar çerçevesinde bu tartışmanın felsefi kaynaklarını da gözler önüne sermektedir. Bu kısa, ama sarsıcı kitabı okurlarımızın beğenisine sunuyoruz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 128
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2018
₺70,40
1 2 3 ... 6 >

Siyasi Kitaplar

 

Siyaset Nedir?

Siyaset Arapça seyis kelimesinden türemiş bir terimdir. Gözetip koruma, ehlîleştirme, terbiye etme gibi anlamlara gelen siyaset. Devlet işlerini düzenleme, yürütme olarak da tanımlanmaktadır. Toplumun işlerini üzerine alma, yönetme, yürütme, insan topluluklarını yönetme sanatı olarak da tarif edilmektedir. Aynı zamanda siyaset sosyal bir bilim dalı olarak da bilinmektedir. Politika ise insanların yaşam standartlarını yükseltmek amacıyla hükümetlerin uyguladığı tüm sistemleri kapsayan bir kavramdır. Bu iki kavram birbirine karıştırılabilmektedir. Çünkü doğu toplumlarında siyaset kontrol altına alınma, terbiye edilme anlamında kullanılmaktadır. Batı toplumlarında ise politika modernleşme yolunda atılan adımları kapsamaktadır. 

Politika çeşitli gruplar, lobiler, yöneticiler tarafından da yapılmaktadır. Siyaset ise akademisyen ve siyaset bilimciler tarafından yürütülmektedir. Bu kapsamda bu kavramlar edebi bir tür olarak edebiyata yansıtılmıştır. Politika ve siyaset bilimi kategorisinde birçok kitap bulunmaktadır. Siyasi kitaplar, politika kitapları, zengin içeriğe olan kitaplardır. Önemli gazeteci ve siyasi yazarlar tarafından yazılmış oldukça fazla okurlarına sunulmuştur. Siyasi kitaplar, siyasi konulara ve kavramlara ilgi duyanlar tarafından tercih edilmektedir. Bu kapsamda yazılmış kitapları okumak ve bu kitaplardan fayda sağlamak okurların bilgilerinin artmasına imkân sunması bakımdan önemlidir. Ancak temel siyaset kitapları hangi dönemi anlatıyor ise o dönemi anlatan yazarın siyasi görüşünü yansıtabileceği için mutlaka bilgilerin doğruluğunun teyit edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde daha tarafsız bilgiler elde edilecektir 

Siyaset ile ilgili kitaplar, ilgi duyanlara merak edenlere, siyasetle uğraşmak isteyenlere kılavuz niteliğindedir. Siyasilerin politikaları, vatandaşların yaşam kalitesini etkilemektedir. Bu sebeple vatandaşlar ülkelerinin veya kendilerini yöneten kişilerin politikaları hakkında bilgi sahibi olmaları bakımından siyaset ile ilgili kitaplar okumaktadırlar. Çünkü bu politikalar vatandaşların siyasi görüşünü etkilemekte ve farklı siyasi görüşlere oy verme tercihini belirlemektedir. Bu kapsamda doğru karar alıp verme açısından hem bireysel hem de toplumsal görevlerini düzgün yerine gitme açısından temel siyaset kitapları oldukça bilgilendirici içeriklerle donatılmıştır.

Siyaset ile İlgili Kitaplar

Siyaset ile ilgili kitaplar, Türk ve dünya siyasetini konu alan kitaplar olarak iki başlığa ayrılmaktadır. Türk ve Dünya siyasetinde iz bırakan önemli kişilerin yazdığı veya yer aldığı birçok eser bulunmaktadır. Türk Edebiyatında, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün siyasi düşünceleri,  dış politikadaki görüş ve önerilerini ele alan kitaplar oldukça ilgi gören kitaplar olarak öne çıkmaktadır. Atatürk ile ilgili kitaplar herkesin kütüphanesinde bulunan ve devletin kuruluşu il ilgili bilgiler veren kitaplardır. Okunması gereken politik kitaplar listesinde başta olan, dünya edebiyatında önemli bir yere sahip olan Platon’un Devlet geniş okur kitlesine ulaşmıştır. Kitapta mutlu bir toplum konusu işlenmektedir. Başyapıt olarak nitelendirilen kitap, toplumun her sınıfının erdem sahibi olduğunu vurgulanmaktadır. 

Siyasi kitaplar geçmişte yaşanmış ve günümüze etkileri olan siyasi düşünceler ile günümüzde yaşanan ve geleceğe etki edebilecek siyasi olayları anlamak ve bilgi birikimini arttırmak için önemlidir. Türk ve dünya siyasetini anlatan kitaplar genelde gerçek olaylar veya gerçek olaylardan etkilenerek yaratılan kurgu hikâyelerden oluşmaktadır. Yazarlar hikâyelerinde genelde gerçek isim kullanmadan kurmaca karakterlerle hikâyeyi anlatmaya çalışır. Politik kitaplar siyasi tarihte meydana gelen olayları anlatırken tarihi doküman ve çeşitli belgeler sunarak anlatmaktadır. Kemal Tahir, Halil İnalcık, Orhan pamuk gibi yazarlar bu türün sevilen ve bilinen yazarları arasında öne çıkmaktadır.

Türk ve dünya siyasetini etkileyen kitapları set halinde satın almakta mümkündür. Siyasi kitap önerileri politik kitapları okumak isteyenler için yol gösterici olmaktadır. Dünya siyaseti hakkında Platon, Aristo, J.J. Rousseau, Machiavelli, Karl Marx, Adolf Hitler önemli siyasi yazarlar olarak dikkat çekmektedir.  Ayrıca politik kurgu roman kitapları genellikle olmuş ya da olması muhtemel iki ülke arasındaki sıcak ve soğuk savaşı konu almaktadır. İki ülke arasındaki politik siyasi ve askeri konulardaki mücadele politik kurgularda anlatılmaktadır. Siyasi romanlar edebiyatımızda roman türü bakımından oldukça önemlidir. Siyasi teoriler, siyasal sistemler, siyasi olaylar başlıca konularını oluşturmaktadır. Başrollerinde ise siyasetçiler bulunmaktadır. Ancak romanda siyasi karakterler, genellikle kurgu isimler ile anlatılmaktadır. Türk edebiyatında siyasi romanlar Tanzimat dönemi, Meşrutiyet dönemi, Milli mücadele dönemi olarak farklı başlıklar halinde ele alınmıştır. Bu dönemde yazılmış ve dönemin şartlarını anlatan kitaplar okurların beğenisini kazanmıştır. 

En Çok Okunan Siyasi Kitaplar

En çok okunan siyasi kitaplar alanında en popüler yazarların yazdığı kitaplar olarak bilinmektedir. Bu kitaplar klasik ve modern döneme ait kitaplar olarak farklı zamanlarda yazılmıştır. Yusuf Has Hacip’in ‘Kutadgu Bilig’ eseri adalet, hukuk ve siyaset üzerine 11. Yüzyılda yazılmış önemli eserden biridir. Okunması gereken siyasi kitaplar arasında yer alan bu kitapta yazar, yöneticilere bilgiler vermektedir. Aynı şekilde Nizamülmülk’ün ‘Siyasetname’ kitabı, dünya tarihinin en önemli siyaset konulu kitaplardan biri olarak bilinmektedir. Kitapta devlet adamları ve yönetim şekilleri anlatılmaktadır.

Politik kitaplar listesi incelendiğinde en çok okunan kitaplardan biri de George Orwell’in ‘1984’ kitabıdır. Kitapta bireyler arası eşitsizlik ve özgürlük konuları ele alınmıştır. Dünya edebiyatında ses getiren politik romanlardan biri olarak öne çıkmaktadır. Bir döneme damgasını vuran Adolf Hitler, ‘Kavgam’ kitabı ile siyasi kitap kategorisinde yerini almaktadır. Kitap kapitalizm, sosyalizm, faşizm konuları ele alınırken Hitler’in hayatını anlatan otobiyografik bir kitap olarak da öne çıkmaktadır. Yeni çıkan kitaplar siyasi olarak şu şekilde sıralanabilir:

  • Murat Ağırel’in - Parsel Parsel
  • Aytunç Erkin  - Dayının Casusları
  • Soner Yalçın - İsmail Saymaz - Türkiye’de Işid 
  • Mehmet Metiner - Siyasi Erdemler Risalesi  

Tarihi siyasi kitaplar listesine en çok okunan diğer kitaplar ise şu şekilde sıralanmaktadır.

  • Karl Marx, Friedrich Engels - Komünist Manifesto
  • Soner Yalçın, Doğan Yurdakul - Reis-Gladio’nun Türk Tetikçisi
  • Ziya Gökalp - Türkçülüğün Esasları
  • Nihat Behram - Darağacında Üç Fidan
  • İskender Pala - İki Darbe Arasında
  • Soner Yalçın - Teşkilatın İki Silahşörü
  • John Perkins - Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları
  • Orkun Uçar, Burak Turna - Metal Fırtına
  • Yılmaz Özdil - Adam
  • Emine Şenlikoğlu  - Çin İşkencesi
  • Niccolo Machiavelli - Prens

En İyi Siyasi Kitaplar

En İyi siyasi kitaplar insanın ufkunu açan, geçmişten ders çıkararak geleceğe yön vermesi gerektiğini vurgulayan, yaşandığı dönemi tüm gerçekliğiyle anlatan, belgelerle desteklenen kitaplardır. Okuyucunun siyasi görüşü, düşüncesi seçeceği siyasi kitapla ilişkilendirilebilmektedir. Bu sebeple en iyi siyasi kitaplar kişi için göreceli olabilmektedir. Ancak tüm dünyada başyapıt olan, her kütüphanede bulunması gereken siyasi kitaplar da bulunmaktadır. Platon'un ideal devlet düzenini anlatan ‘Devlet’ kitabı en iyi siyasi kitap listesinde ilk sıralarda yer almaktadır. Nizamülmülk’ün Siyasetname kitabı yine bir diğer başyapıt olarak öne çıkmaktadır. Farabi’nin ‘İdeal Devlet’, Aristoteles’in ‘Politika’, George Orwell ‘1984’ John Locke ‘Hükümet üzerine incelemeler’ ve Francis Fukuyama’nın ‘Devlet İnşası’ kitabı da mutlaka okunması gereken kitaplardan bazılarıdır. 

Türk Siyasi Kitaplar

Siyasi kitaplar, Atatürk’ün ‘Tarihini bilmeyen milletler yok olmaya mahkûmdur’ sözünden yola çıkarak okunması gereken kitaplar arasında yer almaktadır. Cumhuriyetin kuruluşu, milli mücadele döneminden başlayarak yakın tarihe kadar olan dönemi anlatan kitaplar Türk siyasi tarihi açısından önemlidir. Türk siyasetini anlatan kitaplar siyasi tarihin birer aynasıdır. Aynı şekilde Türk siyasi kitapları konuları itibari ile zengin birer hazinedir. Çünkü Türk siyasi tarihini anlatan kitaplar o dönemde kitle iletişim araçlarının olmamasından dolayı en uygun propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Türk siyasi tarihin anlatıldığı romanlar şu şekilde sıralanmaktadır.

  • Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Hüküm Gecesi -1927
  • Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Sodom ve Gomore-1928
  • Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Ankara-1934 
  • Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Bir Sürgün- 1937
  • Reşat Nuri Güntekin - Yeşil Gece-1928
  • Mehmet Rauf - Kurtuluş Halas -1929
  • Halide Edip Adıvar - Ateşten Gömlek-1922
  • Sadri Ertem - Çıkrıklar Durunca-1930 
  • Sabahattin Ali -  Kuyucaklı Yusuf-1937, 
  • Sabahattin Ali -İçimizdeki Şeytan - 1940
  • Mehmet Murat Bey -Turfanda mı yoksa Turfa mı -1890
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı