En gelişmiş toplumlar, en çok bilgiyi yeni nesillere aktaran toplumlardır. Her türlü akıl yeni nesile geçmelidir. Özellikle de TİCARİ AKIL. Çünkü ekonomi her şey demektir. Bilgiye ulaşan, bilgiyi işleyen bilince ulaşır. Bilinç de toplumları refaha götürür.Sinan Bayraktar’ın “Sultanhamam Satış Akademisi” çalışması tam da bunu yapıyor. Satışı, (sadece satışı) pazarlama denilen dev organizmanın içinden öyle bir cımbızlamış ki bana pes dedirtti. Bir zamanlar Sultanhamam sokaklarında, o renkli kalabalıkta zigzaglarla yürüyen, dükkan dükkan gezen bir satıcı, ter dökmüş biri olarak bu kitap beni çok heyecanlandırdı. Unuttuklarımı hatırlattı. Okumayı yeni öğrenmiş bir çocuğun bile anlayacağı arılıkta yazılmış bu kitap, bir işletme, bir ticaret kitabı gibi görünse de aslında bir HAYAT kitabı. Çünkü hayatın kendisi büyük bir alışveriştir. Sinan Bayraktar da Sultanhamam’dan başlayarak herkesi bu alışverişe, yani hayata davet ediyor.Özkan İrman, Minteks şirketler Grubu Başkanı - Yazar
Oldum olası çok okuyan biriyimdir.Ancak mesleğim gereği yaklaşık son on yıldır satış, pazarlama ve müşteri ilişkilerini konu alan yerli ve yabancı yayınları okumaya özellikle daha çok ağırlık verdim.Satış temelde ikili ilişki kurabilme, geliştirebilme, yönetebilme ve sürdürülebilme yeteneğini esas alır. Sinan Bayraktar elinizdeki kitapta tam da bunu yapmış. İçerisinden geldiği geleneksel ticari ve sosyal kültüre bire bir deneyimlediği saha tecrübelerini ekleyip, modern satış teknikleriyle de bir güzel harmanlamış. Üzerine de son derece akıcı bir anlatım üslubu katarak, tam da Türk usulü kaymaklı ekmek kadayıfı misali bizlere sunmuş. Okuduğunuzda her sayfasında kendinizden bir parça bulacağınız onlarca yaşanmışlıklarla dolu bu kitabı, sadece mesleği satıcı olanların değil, herkesin okumasını özellikle tavsiye ediyorum. İlker Taner Uzun, Satış Uzmanı-Yazar-Eğitmen
İyi dizayn edilmiş, isimlendirilmiş, konumlandırılmış markalar bir taraftan rekabette kalabilmekte, diğer taraftan da tüketiciye üründen bekledikleri fayda konusunda doğru ve tutarlı bilgi verdiğinden kurumların farklılıklarını gösteren güçlü araçlardır. Marka ile ilgili güncel konuları okurlarla buluşturan bu kitap, marka mimarisi, markanın konumlandırması ve isimlendirme stratejileri ayrıntılı olarak incelenmiştir. Markalarda başarı hikayeleri; hizmet, dijital, ev-yaşam, gıda, içecek, yiyecek, giyim, kişisel bakım ürünleri sektörlerinden ve başarılı girişimciler olmak üzere yaklaşık olarak 60 başarı hikayesi değişik açılardan incelenmiştir. Kitap, özellikle genç girişimci ve akademik çevresine pazarlama ve marka dünyasında çıkılacak başarı yolculuklarına ve içinde yer alacakları çağı keşfetmeye yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
İlki 2018 yılında kaleme alınan “İktisadi ve İdari Meseleler Üzerine -2” isimli bu kitap, Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde İktisadi ve İdari Bilimler bünyesinde faaliyet gösteren alanlarında uzman akademisyenlerin katkılarıyla hazırlanmıştır. Kitap, başta İşletme olmak üzere; İktisat, Ekonometri, Kamu Yönetimi ve Çalışma Ekonomisi bilim dalları kapsamında güncel konuların ele alındığı, 11 bilimsel çalışmadan oluşmaktadır.
İletişim, hedeflenen kişi ya da grupta davranış değişikliği yaratmak amacıyla gerçekleştirilen bir süreçtir. Halkla ilişkiler, reklam, gazetecilik, sinema, radyo-televizyon, sosyal medya ve aklınıza gelebilecek tüm iletişim alanlarında amaç hedef kitleyi sunulan mesajla ilgili inandırma ve harekete geçirmektir. Bu yüzden de en önemli aracı iknadır. İkna ise inandırmak, beğendirmek, yönlendirmek, harekete geçirmek amacıyla gerçekleştirilen kasıtlı eylemlerdir. İknaya konu olan hedef kitle, sunulan mesaja inanmakta ve rıza göstererek gönüllü olarak ona boyun eğmektedir. Bu yüzden ikna ve iletişim çalışmalarını birbirinden ayırmak mümkün değildir. Bu bağlamda eser, iletişim çalışmalarında iknanın önemini ve ayrılmazlığını gösterecek kriz iletişiminden haberciliğe, propagandadan diyalojik iletişime, emniyet teşkilatında ikna ve iletişimin öneminden artırılmış gerçekliğe kadar pek çok örnek sunmakta ve alana katkı sağlamaktadır.
İletişim çağında reklamcılık, işletmelerin küreselleşen rekabete ve iletişim teknolojilerinin gelişimine uyum sağlayabilmek amacıyla kullanılan etkin bir pazarlama iletişimi faaliyetidir. İşletmelerin hedef kitlelerine ulaşmak, ürün ve hizmetlerin alımını sağlamak için de oluşturduğu içeriklerle tanıtımını yaptığı ürünlerin tüketicilerin ilgisini çekmesini, beğenisini kazanmasını, zihinlerinde iz bırakan bir etki yaratarak ürünü/markayı tercih edilebilir kılması için iknayı gerekli kılmaktadır. İkna edenin kazandığı bir çağda, sürekli gelişen teknolojiyle birlikte değişen yaşam biçimleri, reklamcılar için iknayı en etkili araç haline getirmektedir. Bu kitapta reklam ve ikna ilişkisi ele alınarak, uygulama alanları, etkisi, kullanılan reklam türleri incelenmiş, geleneksel reklamdan sosyal medya reklamlarına uzanan tarihsel bir bakış açıcı ve örneklerle okuyucuların beğenisine sunulmuştur.
Küreselleşmenin her alanda etkisini hissettirdiği ve neticesinde yoğun bir rekabetin hâkim olduğu bu günlerde markalaşmanın önemi çok daha fazla artmıştır. Bilgi Çağı’nın getirdikleri doğrultusunda geleneksel markalar için de dönüşüm zamanı gelmiştir. Yeni jenerasyonların marka algılarının ve marka ile etkileşimlerinin farklılaştığı göz önüne alındığında marka yönetimine dair süreçlerin ve bu süreçlerde nelerin etkili olduğunun ele alınması gereklidir. Markalaşalım Kitabı bu mantıkla birey, işletme ve toplum serüveninde gerçekleşen marka yolculuğunu özgün bir biçimde ortaya koymayı hedeflemektedir. Kitapta marka ve markalaşma konusu birçok noktadan derinlemesine incelenmeye çalışılmıştır, marka ve marka yönetim teorilerinin yanı sıra uygulamaya dönük olarak markalaşma hikâyeleri ve vaka çalışmalarına yer verilmiştir.
Tüketici davranışı alanı, tüketici tercihlerini anlamaya ve tüketici tercihlerinin hangi unsurlarla şekillendiğine dair uzun zamana yayılmış bir araştırmanın içindedir. Tüketici davranışı ve marka yönetimi araştırma ekseninde yapılan bu çalışmada, marka faydası ve marka kişiliği boyutlarının, marka bağımlılığını etkileyen öncüller arasında bulunmasından hareket edilmiştir. Ayrıca, marka faydası ve kişiliğinin marka bağımlılığı üzerindeki etkisinde marka özdeşleşmesinin oynayabileceğe role yönelik araştırma önerileri neticesinde bu çalışma meydana getirilmiştir. Çalışmanın uygulama ürünü olan sneakers (günlük spor ayakkabı) vaat ettiği faydalar, taşıdığı marka kişiliği özellikleri, özdeşleşmeye uygun bir ürün olması ve tüketiciyi markasına bağımlı hale getirebilecek özellikleri nedeniyle tercih edilmiştir. Oluşumu 1930’lu yıllara dayanan sneaker ayakkabıların 2020’li yıllarda küresel ölçekte geldiği ekonomik büyüklük ve Türkiye’de bu ürüne yönelik pazarın her geçen yıl büyümesi de sneaker ürününü tercih etmeyi kuvvetlendirmiştir. Bu kitapta marka faydası ve kişiliğinin marka bağımlılığı üzerindeki etkisi incelenmiş, ayrıca marka özdeşleşmesinin bu kavramlar arasındaki ilişkiyi ne derecede etkilediği sneaker ürünü özelinde tespit edilmeye çalışılmıştır.
Yeni teknolojiler ve değişen piyasa koşullarıyla sürekli gelişen pazarlama iletişimi dünyasının hızına erişmek, gerek profesyoneller gerekse akademisyenler için oldukça güçtür. Her gün yeni bir jargonla karşı karşıya kaldığımız bu dünyada, yenilikleri takip etmek elbette önemlidir: ancak bu alanın temellerini anlamadan yeniliklere adapte olmak da mümkün değildir.Bu kitap, bütünleşik pazarlama iletişimini çeşitli boyutlarıyla ele alarak işletmelerin tüketicilere yönelik etkili iletişim kurma çabalarına ve bütünleşik pazarlama iletişimi araçlarıyla ilgili yeni gelişmelere ilişkin literatüre katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.21. Yüzyılda Bütünleşik Pazarlama İletişimi kitabında geçmişten günümüze pazarlama iletişimini şekillendiren kavram ve süreçler irdelenmektedir. Bu çerçevede, bütünleşik pazarlama iletişimi, doğrudan pazarlama, dijital pazarlama, sosyal medya pazarlaması, deneyimsel pazarlama, nöro pazarlama, nüfuz pazarlaması ve kurumsal iletişim gibi konular 14 başlıkta 18 yazar tarafından incelenmiştir.
Pazarlama artık eskisi gibi değil. Pazarlamayı gelecekte ne bekliyor? Pazarlamada Dönüşüm adlı kitabımızda Dijital Dönüşüm ve Bilgi Çağı’nın pazarlama bilimi ve uygulamalarına ilişkin konularda ciddi değişiklikler ortaya çıkaracağından hareketle dijital müşterilerin tutum ve beklentileri, müşteri verisi ve analitiği, müşterideki değişim, pazarlama teknolojilerindeki ilerlemeler, dağıtım ve iletişim kanallarındaki yeni eğilimler, yeni medya ve pazarlamada insan faktörü gibi konulara değinilmektedir. Pazarlamada Dönüşüm kitabı, içerik ve konu kapsamıyla pazarlama profesyonelleri ve akademisyenleri kadar müşteriye değer oluşturma sürecine katkıda bulunan diğer tüm uzmanlık alanlarında yer alan okurlara hitap ediyor.
Reklam kültürel bir metindir. Reklam topluma hikâye anlatır. Kültür, anlatılan hikâyelerin toplamıdır. Kültürel değişimi sağlayan reklam anlattığı hikâyeler ile kültürü etkiler, yansıtır ve değiştirir. Reklam iletileri, tüketim kültürünün yerleşmesi ve bu kültür için tasarlanacak bireyin oluşumunda önemli rol oynar. Reklamın tarihi, toplumun tarihidir. Reklam hem toplumu yansıtan bir ayna hem de toplumun kültürel ve ekonomik yaşamındaki değişimi sağlayan önemli bir araçtır.
Reklamların hem kültürel bir metin olma özelliğinin hem de belirli amaçlar doğrultusunda tüketiciler ve toplum üzerinde değişimler yaratma gücünün kaynağı reklam mesajını oluşturan değer, çekicilik ve öğrenilmiş gereksinim kavramlarının gerçekleştireceği dönüşümler ve değişimlerdir. İşte tam bu noktada reklamın bu karmaşık düzenini aydınlatan yeni bir kavram ortaya konulmaktadır: reklam kuluçkası.
Reklam kuluçka fenomeni, tarihsel bir süreklilik içerisinde bireylere yeni yaşam biçimleri sunmak, tüketicileri ikna etmek, toplumsal ve kültürel dinamiklerde değişim ve dönüşüm sağlamak gibi amaçlar doğrultusunda birbirlerini besleyen, birbirlerini tamamlayan ve birbirlerine kaynaklık ederek reklamlarda kullanılan/ekilen/yansıtılan değer, çekicilik ve öğrenilmiş gereksinimlerdir.
Örgütler; doğal afetler, iklim değişiklikleri, küresel ısınma, ozon tabakasındaki incelme, küreselleşme, biyoçeşitlilik kaybı ve çevresel bozulmaya bağlı yeşil alanların azalması gibi nedenler sonucu sayısız zorluklarla karşı karşıya. Elbette bu zorlukların tümü insan davranışlarının sonucunda ortaya çıkmakta. Bir yandan bilinçli bireylerin çabaları, diğer taraftan bilinçsiz insanların verdiği zararlar karşı karşıya gelirken örgütler de bu zorluklarla başa çıkabilmek amacıyla faaliyetlerini ve süreçlerini yeniden düşünmeye yöneltmiştir. Çünkü çevreye duyarlılığın sade vatandaşın çabasından çok örgütlü toplumun kuralları ile sağlanabileceği açıkça görülmektedir. Bu süreç içinde çevresel sürdürülebilirlik trendi ile uyumlu olarak örgütlerde yeşil iş gören davranışı, çevre yanlısı davranışlar ve yeşil örgütsel vatandaşlık davranışlarının nasıl geliştirileceği sorusu gündeme gelmiş; böylece iş yerlerinde çevre dostu davranışları geliştirmek üzere bireylerin, grupların ve yapıların örgüt içerisindeki etkisini araştıran yeşil örgütsel davranış araştırma alanı ortaya çıkmıştır. Bu kitabın yeşil örgüt kültürü, yeşil dönüşümcü liderlik, yeşil insan kaynakları yönetimi, yeşil girişimcilik, yeşil iş gören davranışları, çevre yanlısı davranışlar, algılanan yeşil örgütsel destek, yeşil örgütsel vatandaşlık davranışı, yeşil bilinçli farkındalık, yeşil öz yeterlilik, yeşil yaratıcılık, yeşil entelektüel sermaye, yeşil örgütsel kimlik, yeşil psikolojik iklim ve yeşil itibar gibi temel örgütsel davranış konularını yeşil yönetim bağlamında inceleyerek hem uygulamaya hem de literatüre katkı sağlayacağına inanıyorum. Yeşil örgütsel davranış kitabı hem lisans hem de lisansüstü seviyedeki öğrenciler ve araştırmacılar için yeşil örgütsel davranış alanı bağlamında temel kitap niteliği taşımakta. Öte yandan işletme yöneticilerine yeşil uygulamaların teşvik edilmesi ve geliştirilmesinde yol gösteren bir kaynak niteliğinde. Kitabı okuyan hem araştırmacılara hem de çevreye duyarlı olan insanlara keyifli okumalar diliyorum.
İnşaat Şirketi kurulması ve konut yapıp satılması için arsa temin edilmesinden sonra sıra proje geliştirmeye gelir. Proje geliştirme imarı olan arsa bulmaktan konutun teslimi ve hatta sitenin yönetimi dahil tüm işleri kapsar. Satışta en önemli unsur arsanın yeriyle birlikte geliştirilen projedir. Satış yapabilmek için projenin vurucu ve çekici özellikleri olması gerekir. Bu vurucu özellikler sayesinde satış ve pazarlamanın işi çok kolaylaşır ve proje başarıya ulaşır. Bu kitapta proje geliştirmenin ve inşaat işinin kademeleri, proje geliştirme organizasyonu ve incelikleri, mali ve hukuki yönleri örnek sözleşme ve şerefiyelendirme metodu ile gayrimenkul değerlendirme bulunuyor.
Doğrudan Yabacı Yatırımlar, Türkiye için olduğu kadar diğer gelişmekte olan ülkeler için de önemli bir konudur. Günümüz küreselleşen dünyasında doğrudan yabancı yatırımların ülkeler için önemi giderek artmaktadır, ancak literatürde doğrudan yabancı yatırımların teorik altyapısına ilişkin teorik çalışmalar yok denecek kadar azdır. Akademik olarak doğrudan yabancı yatırımlar ve teorileri ile ilgili pek çok yayın olmasına rağmen bu teorileri tek bir kitap altında toplayan çalışmalar bulunmamaktadır. Doğrudan yabancı yatırımlara ilişkin teorilerinin sınıflandırması ve analizinin, gelecekteki bilimsel çalışmalar için en uygun teorik çerçevenin seçilmesine yönelik yeterli bir temel sağlayacağı ve kaynak niteliğinde olacağı düşünülmektedir. Bu kitabın amacı, doğrudan yabancı yatırımlar ile ilgili bu farklı teorileri bir araya getirerek okuyucuya ve doğrudan yabancı yatırımlar konusunda çalışmalar yapan akademisyenlere bir yol göstericilik yapmaktır.
İşletmeler yaşamlarını sürdürebilmek için değişim ve yeniliklere ayak uydurmak zorundadırlar. Her gün yeni çıkan kavramlar ve trendler işletmeleri hızlı bir değişime sürüklemektedir. İşletmeler için değişen ve gelişen kavramların başında pazarlama gelmektedir. Geçtiğimiz yıllarda pazarlama daha çok işletmelerin odaklanması gereken bir kavramken, internetin yaygınlaşması ve medya araçlarının çeşitlenmesiyle günümüzde bireylerinde üstüne düşünmesi gereken bir kavram haline gelmiştir. Güncel iletişim teknolojilerinin ve tekniklerinin üst düzeyde kullanıldığı “yeni nesil pazarlama” hem bireylerin hem de işletmelerin can damarı niteliğindedir.
İnovasyon hem yaratıcı fikirlerden ticari fayda yaratma sürecine, hem de bu sürecin sonunda ortaya çıkan yeni ürünler, hizmetler ve iş modellerinin toplamına verilen bir addır. Yani aynı kelime hem gerçekleştirilen süreci, hem de bu sürecin ürünlerini adlandırılmak da kullanılmaktadır. İnovasyon dünya iş liderlerinin gündeminin de en üst sırasına oturmuştur. İnovasyon süreci iki aşamadan oluşur: Birinci aşama, yeni ve yaratıcı fikrin ortaya çıkmasıdır. İkinci aşama ise yaratıcı fikri yaşama geçirmek, yani ürüne, hizmete ve sürece yansıtarak işletmeye kâr olarak dönmesini sağlamaktır. İnovasyon yaratıcılıktan sonra gelen bir süreçtir. Yaratıcılık bakımından ne kadar güçlüyseniz inovasyon bakımından da o kadar güçlü olabilirsiniz. Yaratıcılık, inovasyonun hammaddesidir. inovasyon yolculuğuna keşifle başlanır. İcat ile devam eder. Keşif icada dönüşürse insanlık için yararlı hale gelir. İnovasyon, fikrin pazarlanabilir hale dönüşmesi ve ticari hale gelmiş yenilik şeklinde de tanımlanmaktadır. İnovasyon kısaca "eski köye ye âdet getirmektir."
Girişimcilik ve İnovasyon Araştırmaları: Yeni Trendler ve Dijital Dönüşüm
Küreselleşmeye paralel olarak ekonomik ve teknolojik alanlarda yaşanan değişiklikler, işletmelerin pazarlama yönetim sürecini doğrudan etkileşmiştir. Bu etkilerin yansımalarının işletme ve pazarlama fonksiyonu temelinde yönetilmesi, bu konuda yetkin ve yeterli yöneticileri gerekmektedir. Bu gereklilikten yola çıkarak, üniversite akademisyenleri ile Lisans ve Yüksek Lisans öğrencilerine faydalı olmak amacıyla "Pazarlama: Kavramlar - İlkeler - Kararlar" kitabını beğeninize sunuyoruz.
Bu kitap, toplam ondokuz bölümden oluşmakta ve her bir bölüm ile ilgili power point sunumlarını içermektedir. Kitabın, birinci bölümünden onuncu bölümüne kadar pazarlama kavram ve ilkeleri ele alınmış, bölüm onbir ve bölüm onaltı arasında ise pazarlama karması elemanlarına ve bunlara ilişkin yönetsel kararlara değinilmiştir. Kitabın onyedinci bölümünde hizmet pazarlaması, onsekizinci bölümde uluslararası pazarlama, ondokuzuncu bölümde ise pazarlama etiği yer almaktadır...
Bu kitapta, marka tescili ve korunması için işletme yöneticilerine yol gösterecek ''yapılması ve denetlenmesi gerekenler listesi sunulmuştur.Kitabın temel kaygısı işletme yöneticisine resmin bütününü gösterebilmektedir. Eğer işletme yöneticisi, marka tescili ve korunması için tüm yollar ile ihtimalleri bilirse en kısa, kolay, dolambaçsız yolu da kolaylıkla seçebilecektir.Marka tescili ve korunması işletmeler için günümzde çok kritik bir hal almıştır. Ancak bu noktada işletme yöneticileri için hangi marka isminin seçileceği, hangi marka vekili ile çalışacağı, bu seçim ile marka patent vekilinin nasıl yönlendirileceği ya da denetleneceği, uluslararası ölçekte hangi marka tescil sisteminin tercih edileceği bir muammadır.
İşletmenin, marka tescili ve korunması için destek alacağı marka patent vekilini ne kadar doğru yönlendirirse ve bu sürece ne kadar hakim olursa o derecede, süreç etkin ve etkili biçimde yönetilebilecektir.
İşletmeler kıt kaynaklarını etkin ve etkili yürütmek zorundadırlar. Yanlış marka isim seçimi, yanlış marka ve patent vekili tercihi eksik ya da yanlış süreç yönetimi hem markanın tescilini ve korunmasını geciktirir; hem de işletmeye maliyet yükü getirecektir.
1984’te Harvard’da Neler Öğretilmez’in yayımlanmasıyla dünya, Mark H. McCormack’in iş dünyasında fark yaratacak içgörüler sunan çığır açıcı kavramı sokak zekâsıyla tanıştı.
McCormack 2003’te öldü ama fikirleri ve felsefesi yaşamaya devam ediyor. Harvard’ın Ötesinde onu tanıyan, onunla birlikte çalışan ve ondan etkilenen insanlarla yapılan röportajlara dayanan yeni bir sokak zekâsı derlemesiyle McCormack’in dehasına saygı duruşunda bulunuyor.
İş, medya ve spor dünyasındaki pek çok kişiden oluşan bir kadro bize, insanları yönetme ve onlarla ilişkiler kurma konusundaki tavsiyelerden en iyi müzakere ipuçlarına ve bir işi nasıl büyüteceğinize kadar çeşitli konularda McCormack’in nasıl fark yarattığını ve küçük fırça darbelerinin nasıl büyük değişimler yaratabileceğini gösteriyor.
Bu kitapla, bir anlaşma çıkmaza girdiğinde sinirlerinize hâkim olmanın neden faydalı olduğunu, spor dünyasının ritüellerinin ve rutinlerinin iş hayatında da nasıl işleyebileceğini ve 3x5 not kartlarının başarıya ulaşmada nasıl katkıda bulunabileceğini öğreneceksiniz.
Harvard’ın Ötesinde hem spor pazarlama endüstrisini icat eden adamın sevgi dolu bir vasiyeti hem de orijinal Harvard’da Neler Öğretilmez kitabının değerli bir ardılı olurken, kendi iş anlayışlarını ve pratiklerini geliştirmek isteyenler için de yeni nesil sokak zekâsını ortaya koyuyor.
“Tartışmasız spor pazarlamasının kralı.”
–BBC Sport
“Spor dünyasındaki en güçlü adam.”
–Sport Illustrated
…Ürünleri, yaptıkları şeyler için satın almayız. Onları, geldikleri anlam için satın alırız…
Tüketiciler değişiyor ve çeşitleniyor ama onları tanımlamak için kullanılan pazarlama kategorileri aynı kalıyor. Oysa yeni nesil tüketicilerle iletişim kurmanın yeni yollarının bulunması gerekiyor.
Erkek ya da kadın, iş ya da oyun, çevrimiçi ya da çevrimdışı… Modern tüketiciler geleneksel sınırlara meydan okudukça ve birden çok alt kültürün üyeleri olarak tanımlandıkça, bu ve diğer pazar kategorileri geçerliliğini yitiriyor. Yeni Bukalemunlar bu yeni nesille nasıl etkileşime geçileceğini ve rekabette nasıl öne çıkılacağını ortaya koyuyor.
Pazarlama profesörü ve endüstri danışmanı olan Michael R. Solomon, pazarlamacıları geleneksel kategorilerin ötesine geçmeye ve tüketicilerle bir pazar segmenti yerine bireyler olarak iletişim kurmaya yönlendiriyor. Tarih, veri, deneyim ve örnekleri birleştiren Yeni Bukalemunlar şimdi ve gelecekte tüketicilere hitap eden ürün ve hizmetler sunmak isteyen her pazarlamacı (veya okuyucu) için gerçek bir başucu kaynağı.
Reklam nasıl çalışır? Daha da önemlisi reklamda fark nasıl yaratılır? Bu iki soruya neredeyse yüz yıldır reklam ve ilgili dallardaki bilim insanları cevap arıyorlar. Reklam Teorileri 1 ve Reklam Teorileri 2 bu iki soruya cevap arayan, psikoloji, sosyoloji veya pazarlama gibi farklı disiplinlerden gelen öncü teori, kavramsal çerçeve ve yapıların özetini yaparak, onların kapsayıcı bir ortak sesi olan kitaplardır.
Reklam Teorileri 2, Reklam Teorileri 1’de derinlemesine bahsedilmeyen Reklam Etkililik Modelleri, Sosyal Öğrenme, Sosyal Uyum, Ayırıcılık, Denge, Sosyal Yargı Kuramları, Medya Modelleri, İnteraktivite, Semiyoloji, İkna Bilgi Modeli ve Anlam-Sonuç Kuramını içeriyor.
Reklam alanında öğrenim görenlerin ve uygulamacıların, marka yönetiminde uzmanlaşan herkesin bu iki kitabı okuması gerekir. Hele de reklamın karmaşık yapısının doğasını anlamak, akademik çalışmalarını zenginleştirmek, yaptığı kampanyaların başarılarının gerçek sebeplerini anlamak isteyenler bu iki kitabı mutlaka okumalılar. Kim bilir belki de yukarıdaki iki sorunun cevabına katkı yaparak reklam biliminin gelişmesini sağlayacak olanlar kitabı okuyanlar olacaktır.
Prof. Dr. Ali Atıf Bir
Prof. Dr. H. Kemal Suher
Postmodern Pazarlamayı Anlamak kitabının yazarı Prof. Dr. Yavuz Odabaşı’nın ikinci kitabı “Postmodern Pazarlama Yorumları”, The Kitap Yayınları etiketiyle pazarlama alanına ilgi duyan okurlar için raflarda yerini aldı.
Pazarlama üzerine yapmış olduğu çok sayıda araştırmayla ülkemizde bu sektöre yön veren önemli akademisyenlerden biri olan Prof. Dr. Yavuz Odabaşı, daha önce Postmodern Pazarlamayı Anlamak kitabında derlenen ve oldukça ilgi gören yazılarına Postmodern Pazarlama Yorumları ile devam ediyor. Çeşitli ulusal gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarından oluşan bu seçkide de yazar, günümüzün en yeni pazarlama yöntemlerine odaklanıyor.
Toplumlar sürekli bir değişim halindeyken ve her yeni çağın kendi değerleri ve ruhu oluşurken,pazarlamanın bu değişimin dışında kalması düşünülemez. “Postmodern” olarak tanımlanan çağımızda teknolojinin içine doğmuş bir kuşak (Z kuşağı) hâkim hale gelirken, pazarlama sektörü bu kuşağı yakalamak için neler yapıyor? Küreselleşmenin, dijitalleşmenin, çevre bilincininin ve bilinçli farkındalığın önde gelen değerler olduğu postmodern dünyamızda tüketicinin taleplerine nasıl karşılık veriliyor? Peki, tüm dünyayı kasıp kavuran pandemi pazarlama dünyasını nasıl şekillendirdi ve değiştirdi?
Bu ve bunun gibi pek çok önemli sorunun cevabının arandığı Postmodern Pazarlama Yorumları,pazarlama, ekonomi ve iletişim alanlarına ilgi duyan okuyucuların merakla ve zevkle okuyacağı bir kitap.
“Pazarlama, dijital ekonomide müşterinin değişen yollarına uyum sağlamalıdır. Bu bağlamda, 21. yüzyılın en önemli uygulamalarından e CRM, giderek artan rekabet ortamında günümüz işletmelerini müşteri ilişkileri yönetim sürecini elektronik ortamda gerçekleştirme yoluna sürüklemiştir.
Akademisyenlere, kendini geliştirmek isteyen üniversite öğrencilerine, günümüz rekabet ortamında yenilikçi bir anlayış benimseyen işletmelere, güncel pazarlama trendlerini anlamak isteyen herkese faydalı olacak bir kaynak kitap.”
Prof. Dr. Yavuz Odabaşı
Satışla ilgili dünyanın en zekice fikirlerine anında erişebileceğinizi ve satış yaparken her seferinde doğru adımları atmanızı garanti eden yöntemlerin size gösterildiğini hayal edin. Satış Dehası, satış performansını yükseltmek için yapılan araştırmaları gerçek dünyaya uygulamayı kolaylaştırıyor. Yüzlerce çağdaş işletme ve psikoloji araştırma projesine dayanan 40 bölüm; satışlarda hangi yöntemlerin işe yaradığını, hangilerinin ise satışları olumsuz yönde etkileyeceğini ortaya koyuyor.
Bu çalışmaları açıklayarak nasıl uygulanabileceğini gösteren 40 bölümün her biri satış hakkında mini bir yüksek lisans dersi. Satışlarda, geleneksel ve modern yöntemler farklı farklı çözümler sunar. Satış Dehası, bu karmaşaya bir son vererek, iyi bir satış sorumlusu olabilmeniz için kanıtlanmış yöntemleri, araştırmaları ve taktikleri sunuyor.
Hızla okunan ve son derece kullanışlı olan bu kitap içinizdeki küçük satış dehasını gün yüzüne çıkarmaya yardımcı olacak.
“Satış, satış yönetimi ve satış stratejisi etrafında dönen bazı efsanelerin yanlış olduğunu gösteren etkileyici anlayışlar.”
- PhilJesson, Academy for Chief Executives
“Ne müthiş bir kitap... Satış dünyasına kavrayışı güçlü bir bakış.”
- AnthonyStears, The Telephone Assassin
“Bir satış uzmanı olarak, her bölümdeki bilgiyi destekleyen ayrıntılı araştırma miktarından çok etkilendim.”
- Andrew Docker, Andrew Docker Associates
“35 yıldır satış eğitimi veriyorum. Satışın gerçeklerini bundan daha iyi anlatan bir kitap görmedim.”
- Prof. Dr. Ali Atıf Bir, İletişim Bilimleri Enstitüsü
Y, Z, ve Alfa kuşakları… Pazarlama sektörünün hedef kitlesi hızla değişiyor. Artık Z kuşağına ürün pazarlarken kullanılan yöntemler Alfa kuşağı için geçerli değil. Peki, teknolojisiz bir dönem geçirmeyen yeni nesil, pazarlamanın da bu çağa ayak uydurmasını istemekte haksız mı? Pazarlama dünyası bu postmodern çağı yakalamak için neler yapıyor? Hızlı, interaktif, yaratıcı, en iyisi ve samimi olmalarını bekleyen tüketiciyi kazanmak için ne tür yenilikler geliştiriyor?
Endüstri 4.0’dan 5.0’a doğru yol alırken pazarlama sektöründe tüketiciyi anlama ve ürünü kabul ettirme yöntemlerinin değişime uğradığına hepimiz şahit oluyoruz. Artık bilinçli farkındalık, tüketici aktivizmi, estetik pazarlamanın konuşulduğu bir dönem içindeyiz. Bu nedenle her an her yerde karşınıza çıkan pazarlama hareketlerini postmodernizm ışığında anlamak ve yorumlamak gerekiyor.
Prof. Dr. Yavuz Odabaşı’nın iş/ekonomi dergilerinde ve gazetelerde pazarlama dünyasındaki gelişmeleri kaleme aldığı çok okunan yazılarından bir araya getirilen Postmodern Pazarlamayı Anlamak, pazarlama, iş, ekonomi ve iletişim alanlarına uzaktan yakından ilgi duyan herkesin kolayca okuyacağı ve ilgileneceği bir seçki. Okudukça ve anladıkça da postmodern pazarlamanın dışında kalamayacakları kesin…
Bu, alışıldık bir "Nasıl paylaşılırım?" kitabı değil.
Viral başarının çocuk oyuncağı olduğuna inanmak güzel olurdu. Pazarlamaya para harcayanlar için, dijital dünyanın cesur yeni kuralları ve bedava reklam fırsatları oldukça kışkırtıcıdır. Nelson-Field, viral pazarlama konusuna oldukça bilimsel yöntemlerle yaklaşıyor.
İki yıldan fazla süren bir çalışma, beş farklı veri seti, yaklaşık bin video ve dokuz ayrı araştırma kullanarak ve Ehrenberg-Bass Pazarlama Bilimi Enstitüsünden büyük bir araştırmacı ekibi ile hazırlanan Viral Pazarlama, video paylaşımı olarak adlandırılan, herkesin yalan yanlış fikirler ileri sürdüğü alan ile ilgili somut öneriler sunuyor. Dr. Nelson-Field paylaşım, hafıza ve yaratıcılığın etkileri hakkında yeni ve güncel bilgiler aktarıyor.
Viral Pazarlama, güncel trendlerin aksine, alıcı davranışı ve reklamcılıkla ilgili eski bilimsel kuralların sosyal medya için de halen geçerli olduğunu söylüyor. Yayınevimizden çıkan Markalar Nasıl Büyür (Sharp, 2015) ve Markalar Nasıl Büyür 2’yi (Sharp, 2016) okuyan pazarlamacılar, bu çalışmaya dayanak oluşturan temel araştırmayı tanıdık bulacaklar.
Nelson-Field’ın araştırması, markaların ve satın alma davranışının ardındaki bilime dayanıyor.
Bu kitap, sosyal medya alanında çalışan herkesin mutlaka okuması gereken araştırma bulgularını içeriyor. Kameranızı alıp paten kayan bir kedi videosu çekmeye başlamadan önce bu kitabı okuyun; size hem zaman hem para hem de itibar kazandıracağına emin olabilirsiniz.
Dr. Karen Nelson-Field, Güney Avustralya Üniversitesi Ehrenberg-Bass Pazarlama Bilimi Enstitüsünde kıdemli araştırmacıdır.
Bir markanız varsa bu kitabın size söyleyecekleri var!
Pazarlama dünyasında her şey çok hızlı değişiyor. Ancak markanızın kimliğini gelecekteki değişimlere dirençli kılmak istiyorsanız bu kitapta göz atabileceğiniz çok sayıda ipucu var. Bu kitap, markanızın ayırıcı varlıklarını inşa etmede ve devamlılığını sağlamada uzun dönemli bir strateji oluşturmanıza yardımcı olarak size bir yol haritası sunacak.
Markanızı iyileştirin!
Hangi stratejileri benimseyerek eyleme geçmenin sizi bir adım daha öne çıkaracağını keşfedin. Elbette hangi stratejilerin işe yaramayacağını da! Markanız için fırsatları yakalamaya çalışırken sizi mayın tarlalarına çıkaran yollardan nasıl kurtulabileceğinizi fark edin.
The Anatomy of Buzz, Emanuel Rosen’ın “kulaktan kulağa pazarlama”nın anatomisini anlattığı bir başyapıttır. İngilizcede “buzz” arı vızıltısı anlamına gelir. Çeviride Türkçede arı vızıltısı anlamına gelen “bızz” sözcüğünü kullandık. Bu nedenle kitabı, gözden geçirilmiş ve çevrimiçi dünya için güncellenmiş yeni baskısından Bızz’ın Anatomisi: Kulaktan Kulağa Pazarlama ismiyle çevirdik. Bızz’ın Anatomisi, okurları kulaktan kulağa pazarlamanın iç dünyasına götürerek onun nasıl ve neden işe yaradığını açıklıyor.
Kanaat önderleri, pazarlama yöneticileri, araştırmacılar ve tüketicilerle yapılan yüzlerce görüşmeye dayanan kitap şu sorulara cevap arıyor:•Çevrimiçi (online) ve çevrimdışı (offline) hakiki bızz nasıl üretilir?•İnsanlar, ürünleriniz ve hizmetleriniz hakkında konuşmaya nasıl teşvik edilir; onlara arkadaşları, meslektaşları ve topluluklar arasında haberler nasıl yaydırılır?•Geleneksel kulaktan kulağa stratejileri, bugün Facebook ve YouTube gibi tüketici tarafından üretilen medyalara nasıl uyarlanır?
Zeki, şaşırtıcı bilgilere ve en yeni stratejilerle içgörülere yer veren Bızz’ın Anatomisi: Kulaktan Kulağa Pazarlama, günümüzün aşırı ve karmaşık iletişim dünyasında bir ürüne, mesaja veya fikre dikkat çekmek isteyen herkesin mutlaka okunması gereken bir kitap.
Dünyanın en önemli pazarlama, marka ve iletişim bilimcisi kitap hakkında şöyle diyor: Rosen’ın on iki yeni bölümüyle kulaktan kulağa pazarlama kitabı bu konuyu anlamak ve kullanmak için harika bir rehber! Philip Kotler
Yeni baskıdan da fazlası olan bu kitap, taze içgörüler ve net örneklerle bızz’ın nasıl oluştuğunu ve iş stratejilerini nasıl geliştirdiğini gözler önüne seriyor! David Aaker
Kişilerarası ağların doğasına ve nasıl etkinleştirilebileceğine dair büyüleyici bir bakış. Son birkaç yılda bir kitaptan bu kadar etkilendiğimi hatırlayamıyorum. Everett M. Rogers
Bilgi çağında bilginin kullanımını -yeniden- farklılaştırarak toplum ve/veya ekonomik-politik yapılar için farklı bir hale getiren, en önemlisi bilgiyi hızlandıran süreç içerisinde üretim ve üretimin mütemmim cüzü pazarlama da çok farklı bir boyuta taşınmış durumdadır. Üretim ve pazarlama süreçleri artık günümüz ekonomilerinde aşamaları ayrı ayrı tanımlanan süreçler yerine pazarlamanın üretimin olduğu her alanda değer yarattığı bütünleşik bir süreç olarak ifade edilmektedir. Ayrıca üretimin gelir ve rekabet açısından “gelişmişliği”, en önemlisi de uluslararasında “makbulü”n en önemli belirleyicilerinden olması nedenleriyle bu iki işletme fonksiyonu, bugün ekonomilerin olduğu kadar toplumsal ve siyasal kurumların da beraber tartıştığı kavramlar haline gelmişlerdir.
...Küresel rekabetin çok yoğun olarak hissedildiği günümüz dünyasında ise, tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını hızlı değişim işletmeleri yeni arayışlara yöneltmiştir. İşletmeler pazarlama stratejilerini belirlerken etkin, verimli, dikkat çekici, ayırt edici ve özellikle tüketici zihninde farklılık oluşturacak mesajlara yoğunlaşmışlardır. Teknolojideki hızlı değişim ve internetin hayatımıza girmesi ile birlikte tüketiciler tek tuşla, ürünler hakkında daha fazla bilgi sahibi olmakta, kıyaslama yaparak daha bilinçli hale gelmekte ve sonucunda kendilerini etkileyen markalara yönelmektedir.
Rekabet savaşlarının yaşandığı bu ortamda yöneticilerin çağdaş pazarlamada çok önemli yeri olan yeni yaklaşımları işletme politikalarına almaları ile hem tüketicileri memnun etme noktasında, hem de rekabet gücü kazanabilme noktasında büyük katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.
Bu kitap, başarıya susamış, yoğun rekabet ortamında etkin pazarlama stratejisini belirlemek isteyen ve pazarlama açısından yeterince fikir üretemeyen iş dünyasına, sürekli kendilerini yenileyerek bilgi dağarcıklarını zenginleştirme düşüncesinde olan lisan ve lisansüstü düzeyde öğrenim gören öğrencilere ve araştırmacılara yön göstermede büyük katkı sağlayacaktır.
İnovatif bir yaklaşım sergileyen ve günümüzde farklılaşmanın bu temelde gerçekleşeceğini ön gören pazarlama aktörleri, Artırılmış Gerçeklik (AG) teknolojisinin erken uygulayıcısı olma yarışındadır. Değişen dünya dinamiklerini sezinleyen ve artan rekabet ortamında oluşan pay edinme gayreti, pazarlama stratejilerinin önem derecesini artırmakta ve bilişim teknolojileri ile yaratılan mecralarda da var olma kararlılığını güçlendirmektedir. Bu kitapta, Artırılmış Gerçekliğin siyasal pazarlamada bir siyasal iletişim mekanizması olarak kullanıldığında, pazarlama karmasının siyasal pazarlamadaki izdüşümü üzerindeki etkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Artırılmış Gerçeklik teknolojisi ve siyasal pazarlama unsurları birleştiğinde bahse konu olan alana katkısının olumlu olabileceği ve yakın gelecekte Artırılmış Gerçeklikle desteklenen seçim kampanyalarının olgunlaşacağı düşünülmektedir.
Var olduğunu bilmediğimiz veya anlamından emin olmadığımız kavram ve kelimeleri iş stratejilerimize uygulayamayız. Pazarda rakipler tarafından uygulandığında ise tanımlayamayız. Bu sebeple, dijital iletişim ve pazarlama teknolojileri alanında oyuncu olmak yaşam boyu öğrenme (life-long learner) anlayışını beraberinde getirmektedir.Avatar, VR, UX, MQL, lead, chatbot, deepfake, oyunlaştırma, vb. birçok güncel kavram bu kitapta İngilizce - Türkçe olarak derlenmiştir.Dijital İletişim, pazarlama, e-ticaret, mobil pazarlama, oyunlaştırma, kullanıcı deneyim tasarımı ve marka yönetimi alanları gibi iletişimcilerin sıklıkla karşılaştığı güncel kavramlar arasından seçilerek titizlikle oluşturulmuş bu çalışma 100 temel kavramı ele alan bir başvuru kitabıdır.
Gerek sektör içinden, gerekse akademik düzeyde hemen hemen herkesin temel problemi; araştırmaya nereden başlayacağını bilememesidir. Araştırmacılar genellikle teorik bir arka plana bir yöntem seçip araştırmayı ona uyarlamaktadır. Bu durum da araştırmanın teorik arka planı ile uygulanan metodoloji arasında bir uyumsuzluğa sebep olmaktadır. Yaşanan sıkıntının en önemli sebebi ise; bilgi ve rehber eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Reklam alanında yapılacak çalışmalarda bir kılavuz niteliğinde olmasını hedeflediğimiz bu kitap, araştırmacılara yöntem açısından bir yol haritası çizmede yardımcı olacak ve aynı zamanda araştırmaların niteliksel olarak değerini yükseltecektir.
Alanında uzman akademisyenlerin katkıları ile hazırlanan bu kitabın akademi ve sektörde yapılacak araştırmalarda bir başvuru kaynağı olacağını umuyor, keyifli okumalar diliyoruz.
Günümüzde tüketiciler, rasyonel satın alımlar yapmayan, ürünün fonksiyonel değerindense sembolik değerine önem veren hedonik bireyler haline dönüşmüştür. Hedonizm, duyular, duygular ve eğlence gibi faktörlerin, satın alma davranışı üzerinde daha güçlü etkiler bıraktığı görülmektedir. Tüm bu faktörlerle beraber tüketimde deneyimsel etkinin önemi ortaya çıkmaya başlamıştır.
Postmodernizmin etkisiyle birlikte tüketimin hızla arttığı günümüzde; tüketiciler sürekli değişiklik beklemekte ve yenilikler aramaktadır. Rekabet savaşlarının olduğu bu dönemde işletmeler sürekli kendilerini güncelleme ihtiyacı duymaktadır. Aynı zamanda işletmeler rakiplerinden farklılaşmak ve tüketicisinde sadakat ve bağlılık oluşturmak için yeniliklere uyum sağlayarak, müşterilere farklı deneyimler oluşturacak pazarlama stratejilerine yönelmektedirler. Böylece farklı ve dikkat çekici mağaza ortamları ile müşterilerin mağazaya daha rahat çekilebilecekleri düşünülmektedir.
Mağaza atmosferi ve deneyimsel pazarlama konularına ilişkin bilgilerin bulunduğu kitapta bu kavramların tüketiciler üzerinde etkileri incelenirken aynı zamanda kuşaklar açısından nasıl farklılıklar gösterildiği de araştırılmıştır. Bu kitap ile hem bu alanlarda bilimsel çalışma yapacak akademisyenlere kaynak olması hem de perakendeci işletmelerin günümüz tüketicilerine ayak uydurabilmeleri için uygulayacakları stratejilere rehber niteliğinde olması hedeflenmektedir.
Teknoloji çağında yaşamamızın bir getirisi olarak pazarlama artık geleneksel tekniklerden uzaklaşmış ve dijital bir dönüşüm geçirmiştir. Rekabetin hızla arttığı bu dönemde işletmeler yeni yöntemlere gereksinim duymuştur. Bu bağlamda geleneksel pazarlama anlayışında sıklıkla kullanılan ağızdan ağıza pazarlama dijital pazarlama çerçevesinde viral pazarlamaya evirilerek uygulamada yerini almıştır.Tüketicilerin satın alma karar sürecinde çevresinden ve güvendiği kişilerden daha çok etkilendiği dikkate alınarak dijital pazarlamada Influencer Marketing uygulamaları bu süreçte yaygınlaşmaya başlamıştır. Böylelikle viral pazarlamanın bir türevi olarak Influencerların sosyal medya hesaplarından ürün veya hizmet ile ilgili deneyimlerini doğal bir şekilde sunmasıyla gerçekleşen Influencer Marketing uygulamaları önem kazanmıştır.Bu kitapta pazarlama, dijitalleşme, dijital pazarlama uygulamaları ve son zamanlarda dijital pazarlamanın en önemli aracı olan Influencer Marketing bütünsel bir yaklaşımla ele alınmıştır.Kitabın amacı Influencer Marketing uygulamalarının gelişim süreci, uygulamaların hangi araçlarda yaygınlaştığı ve kullanıldığı ile tüketicilerin ürünleri veya hizmetleri satın alma kararında Influencerlardan etkilenme düzeylerinin belirlenmesidir.
Başarılı şirketler insanların ellerinden bırakamadığı ürünleri nasıl yaratıyor? Neden bazı ürünler dikkatimizi çekerken diğerleri başarısız oluyor? Sırf alışkanlıktan dolayı belirli şeylerle meşgul olmamızı sağlayan nedir?
Nir Eyal bu soruları (ve daha fazlasını) “Kanca Modeli” adını verdiği, ürünlere uygulandığında müşteri davranışını ustaca teşvik eden dört adımlı bir süreç ile açıklıyor. Ardışık "bağlantı döngüleri" sayesinde bu ürünler, maliyetli reklamlara veya agresif mesajlara bağlı kalmadan insanların tekrar tekrar geri gelmelerini sağlıyor.
Kancaya Takılınca: Alışkanlık Yaratan Ürünler Nasıl Geliştirilir? ürün yöneticileri, tasarımcılar, pazarlamacılar, girişimciler ve ürünlerin davranışlarımızı nasıl etkilediğini anlamaya çalışan herkes için yazılmış, kalıcı kullanıcı alışkanlıkları yaratmak ve insanların sevdiği ürünler geliştirmek için uygulanabilir adımların yer aldığı bir kılavuz.
“Akıllı telefon sahiplerinin yüzde 79’u her sabah uyandıktan sonra 15 dakika içinde mutlaka cihazlarını kontrol ediyor. Amerikalıların tam olarak üçte biri cep telefonlarını kaybetmektense seksten vazgeçebileceklerini söylüyor. İnsanlar telefonlarına günde 34 kez göz atıyor, ancak sektör çalışanları bu alışkanlığın günde 150 kez gibi insanı hayrete düşürecek kadar yüksek bir rakama ulaşabileceğine inanıyor…
Kabul edin: hepimiz KANCAYA TAKILDIK.”
“Müşteri bağlılığını artırmayı önemseyen herkesin okuması gereken bir kitap.”
—Eric Ries, Yalın Startup kitabının yazarı
“Kancaya Takılınca size yeni nesil ürünler için bir yol haritası çiziyor. Bu kitabı okuyun ya da kancaya takılan kişi olmaya devam edin.”
—Matt Mullenweg, Wordpress’in Kurucusu
"Ürün geliştirme konusunda somut tavsiyeler ve hikâyelerle Kancaya Takılınca, kullanıcıların onsuz yaşayamayacaklarından henüz haberdar olmadığı bir şeyin nasıl yaratılacağına dair dikkate değer bir anlatı."
—Publisher's Weekly
Pazarlamanın bileşenleri arasında, ürünlerin veya hizmetlerin pazarlandığı yerin önemi ve müşterilere ulaştırılış biçimi önemini gittikçe arttırmaktadır. Ürünlerin sadece üretilmesi değil, üretildikleri yerden çıkmaları ve alışveriş yapan müşterilere ulaşmaları gerekir. Lojistik ve pazarlama, bu noktada bir şirketin doğru ürünleri doğru müşterilere doğru yerde sunabilmesini sağlayan tamamlayıcı iş operasyonlarıdır. Şirketler, müşterilere fayda sağlamak ve pazar paylarını artırmak için lojistik hizmetlerini kullanmaktadırlar. Pazarlama ve lojistik arasındaki ilişkinin başlangıç noktası, pazarlama departmanı genişleme için en iyi stratejilerin geliştirilmesinde lojistik tarafından sunulan bilgilere ihtiyaç duymasından kaynaklanmaktadır. Uluslararası ölçekte başarılı olmak için işletmelerin hem küresel lojistik hem de küresel pazarlama operasyonlarına ihtiyaç vardır. Küresel boyutta pazarlamanın ve lojistiğin birlikte yer aldığı kaynak sayısı çok az olması nedeniyle bu kitap eksikliği hissedilen bu alana katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Küresel ölçekte pazarlama ve lojistik faaliyetlerinin hem teorik hem de pratik yönlerini kapsamlı bir şekilde anlatarak, bu eserin işletmeler açısından referans olacağına inanmaktayız.
Lojistik faaliyetler önümüzdeki yüzyılın en önemli faaliyet alanları arasında yer alacak faaliyetlerdendir. Pazarlama ile entegrasyon içerisinde olduğunda ise işletmelere rekabet üstünlüğü sağlayabilecek temel araçlardan olduğu konu ile ilgili olanların hemfikir oldukları ortak noktalardandır.
Elinizdeki bu kitap, pazarlama ve lojistik faaliyetler arasındaki işbirliğinin daha iyi anlaşılabilmesi maksadıyla lojistik faaliyetlerle dağıtım kanalları ilişkisini ele alarak başlamıştır. İşletmelerde gerçekleştirilen lojistik faaliyetler ve lojistik konusunda yaşanılan yeni gelişmeler ile devam etmiş, işletmelerin ana işlerine odaklanmak maksadıyla başvurdukları bir araç olan dış kaynak kullanımının lojistik faaliyetlerde nasıl gerçekleştirileceği ve yönetileceği ile ilgili yönetim süreçlerini irdelemiştir. Son olarak lojistik faaliyetlerde dış kaynak kullanımının pazarlama tabanlı temel yetenekleri oluşturmada ve müşteri değerini arttırma nasıl kullanılabileceğine dair ilke ve esasları ortaya koyarak alanda en başarılı işletmelerin yer aldığı en büyük 500 sanayi kuruluşunda ki uygulaması ile son bulmuştur.
Bu kitap, konu ile ilgili olanlara için kılavuz, meraklılar için rehber öğrenciler için başvuru kaynağı olması için hazırlanmıştır. Çalışmanın tüm paydaşlar için beklenilen katkıları sunması dileklerimle...
Reklam kavramından söz edildiğinde öncelik olarak ilk akla gelen tanım, bir ürün ya da hizmetin tanıtımının yapılması, talep yaratılması ve satışın arttırılması için yapılan bir iletişim faaliyeti olmasıdır. Ancak reklamın farklı işlevleri de bulunmaktadır. Reklamın işlevlerinden biri kültür ve anlam taşıyıcısı olmasıdır. Reklamda yer verilen imgeler, sadece o ürün ya da hizmetin tanıtımını yapmanın ötesinde toplumsal anlamların da taşıyıcısı konumundadır. İşte bu çalışmanın içinde yer alan makaleler bu noktaya odaklanıyorlar. Her bir bölüm, reklamın bir metin olduğu gerçekliğinden yola çıkarak onu çözümlemeye ve içinde barındırdığı anlamları ortaya koymaya çalışıyor.
Bu çalışmada 14 bölüm yer alıyor. Bölümlerin her biri farklı olguların ya da duyguların reklamlarda nasıl yer aldığını inceliyor. Bölümlerin büyük bir çoğunluğu yöntem olarak göstergebilimi kullanıyor. Göstergebilimin anlamı ortaya çıkarma amacı burada araştırmacıların temel yardımcılarından biri haline geliyor. Daha az olsa da farklı yöntemleri kullanan bölümler de yer alıyor. Reklamda temsilin incelenmesinde farklı yöntemleri de kullanmak elbette mümkünken bu kitabın içinde ise daha ağırlıklı olarak göstergebilime yönlenildi. Yapılan çözümlemelerin yanı sıra farklı konulara odaklanan bölümlerin literatür olarak da okura katkı sağlayacağını ümit ediyoruz.
İnsanların hayatta kalabilmeleri beslenme, barınma, korunma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamalarına bağlıdır. Yaşamsal sürdürülebilirlik insanları zamanla eğlenme, tatmin olma, dinlenme, spor yapma, iyi görünme, ait olma, sosyalleşme gibi farklı ihtiyaçlarla karşı karşıya getirmiştir. İnsanlık tarihi; tatmin olmayan, sürekli isteyen, daha fazla tüketen ve tüm bu talebi karşılayabilmek için daha çok kaynak kullanarak üreten bir düzende evrilerek günümüze ulaşmıştır. İhtiyacı değil, duyguları merkezine alan bir tüketim ve hem bu tüketimi besleyen hem de bu tüketimden beslenen bir üretim… “Bir şey için gerekli en az ve küçük miktar”ı ifade eden minimalizm tam da bu noktada insan hayatına girmiştir. İşletmecilik alanına ise yalın organizasyon, yalın üretim, yalın tedarik, yalın pazarlama, sorumlu tüketim, gönüllü sadelik, yeşil üretim gibi temel kavramlar çerçevesinde yalın bir felsefe olarak yansımıştır. Üretim ve pazarlamada yaşanan paradigmal dönüşümler daha fazla, hızlı ve düşük maliyetle üretme üzerine kurulu sistemleri zamanla sürdürülebilir, doğa ile dost sistemlere dönüştürmüştür. Bu kitapta; üretim, tüketim ve pazarlamada yalınlaşma süreci kavramsal bir kurgu ile ele alınmıştır. Kitabın konuya ilgi duyan iş dünyası temsilcilerine, akademisyenlere ve öğrencilere faydalı bir çerçeve sunacağı öngörülmekte; okuyucularına, hayatın her aşamasındaki karar alma süreçlerinde, yalın bir bakış açısı katacağı umut edilmektedir. Platon’un da “Önemli olan, hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır.” sözlerinde ifade ettiği gibi hem hayatta hem de hayatı tamamlayan ana fonksiyonlardan yönetim, üretim, tedarik, pazarlama, girişimcilik gibi işletmecilik faaliyetlerinde yalınlaşmak sağlıklı, mutlu ve refah içerisinde bir geleceğin anahtarı olarak görülmelidir.
Günümüz rekabet piyasası içerisinde ürün yelpazesi ve fiyatların birbirine benzemesi ve bu benzerliğin tüketici tarafından ayırt edilemeyecek duruma gelmesi markaları, kurumsal kimliklerini ön plana çıkartmak üzere çeşitli faaliyetlere yönlendirmiştir. Bu faaliyetler içerisinde tüketicilerin rasyonel duyguları yerine irrasyonel duygularına seslenmenin çok daha önemli olduğu gerçeği kavranarak duyusallık önem kazanmıştır. Duyusallığı markalara yansıtabilmenin yolu da tüketicinin marka ile en fazla etkileşimde bulunduğu yer olan mağazaları, markaların kurum kimliğine uygun dekore etmekten geçmektedir. Kurum kimliği bağlamında oluşturulan mağaza atmosferi doğru noktalara dikkat edilerek düzenlendiğinde, tüketiciye verilmek istenilen mesajın başarılı şekilde ulaştırılmasına büyük katkılar sağlamaktadır. Bu noktada mağazalar, işletmelerin kendilerini ifade edebildikleri, tüketicilere seslenebildikleri mecralar olarak önem kazanmaktadır.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaratmış olduğu yeni iş dünyasında işletmeler, devrim niteliğinde bir değişim ortamında varlıklarını sürdürmektedirler. Bilgi çağının bu karmaşık rekabet ortamında başarıya ulaşabilen işletmeler, maddi olmayan değerlerini keşfederek, bu değerleri kullanabilme noktasında hızlı hareket edenler olmaktadırlar. Bu yüzden de, bilgi ekonomisinin işletmeleri, sahip oldukları bilgi temelli entelektüel varlıkları en iyi şekilde yöneterek rekabet üstünlüklerini koruyabileceklerdir.Şirket değerlerinin fiziksel varlıklardan daha çok entelektüel varlıklara doğru yönelmesiyle birlikte, pazarlama yönetimleri de bu gelişmelere cevap verebilecek stratejileri hızla üretebilmelidirler. Bundan dolayı da, işletmelerin pazarda başarılı olabilmeleri için, pazarlama yönetimlerinin stratejilerini geliştirirken entelektüel sermayelerini daha iyi anlamaları, geliştirebilmeleri ve yönetebilmeleri bir zorunluluktur.Bu kitap, bilgi çağında, pazarlama yönetimi içerisinde bir değer yaratıcısı olarak entelektüel sermayenin oynadığı rolü irdelemeyi ve bu anlamda pazarlama ve entelektüel sermaye etkileşimini uygun kavramlarla aydınlatmayı amaçlıyor. En önemli rekabet avantajı olan bilgiyi başarılı marka ve kurum imajı yaratmada kullanabilmek için, entelektüel sermaye unsurlarının pazarlama yönetimi ile olan ilişkisini ortaya koyuyor. Özellikle günümüzün rekabetçi ekonomilerinde entelektüel sermaye vizyonuna sahip işletmelerin, stratejik pazarlama hedeflerine ulaşabileceğini vurguluyor. Global bir rekabetin yaşandığı yeni ekonomik düzende, işletmelere yeni bir zenginlik kaynağının kapılarını açıyor…
İnternet ile ivme kazanan teknolojik gelişmeler işletmelerin pazarlama faaliyetlerini dijital ortama taşımalarını zorunlu kılmıştır ve böylelikle pek çok sektörde olduğu gibi pazarlama sektöründe hızlı dijital dönüşüm kaçınılmaz olmuştur. Bu noktada dijital dönüşümü gerçekleştirirken ancak kapsamlı ve planlı bir "dijital pazarlama strateji" ile dijital araçları kullanarak müşteri istek, ihtiyaç ve tercihlerini daha iyi karşılamanın mümkün olacağı anlaşılmaktadır. Ancak müşteriyi sürücü koltuğuna oturtarak onu çok daha iyi anlayabilen işletmeler hem ilişkileri kontrol altına alıp hızlı karar alabilmekte hem de yaşam boyu müşteri değeri elde edebilmektedirler.
Bu kitapta; dijitalleşme ve kuşaklar, dijital pazarlamada tüketici ve marka, dijital pazarlamada araştırma yöntemleri, dijital müşteri deneyimi, uluslararası dijital pazarlama, influencer pazarlama, dijital pazarlamada sosyal medya uygulamaları konuları Covid-19 pandemisine ilişkin örneklere de yer verilerek açıklanmaktadır.
Sporun başlı başına bir endüstri düşüncesi gün geçtikçe yaygınlaşmış ve bu endüstri, direkt olarak sporla alakalı mal ya da hizmet üreten firmalardan, büyük ekonomik güce sahip kulüplere, taraftardan, sporla dolaylı ilişkide bulunan sektörlere kadar uzanan devasa bir genişliğe ulaşmıştır. Ancak devamlı büyüyen spor endüstrisinde özellikle Türkiye'de pastadan en büyük payı başta futbol olmak üzere basketbol, voleybol gibi belli başlı spor dalları almaktadır. Bu sert rekabet koşullarında diğer spor dallarının daha fazla kişiye uluşması, daha fazla takip edilip benimsenmesi ve tüm bunların sonucundan bu spor dallarından elde edilen gelirin artması için tutundurma strtatejilerinin etkin biçimde yürütülmesi gerekmektedir. Bisiklet sporu üzerine odaklanan bu kitabın, pazarlama alalına ilgi duyan lisans ve lisansüstü öğrenciler başta olmak üzere, uygulamacılar ve akademisyenler için faydalı bir çalışma olmasını ve özellikle spor pazarlaması hususunda yerli literatürde çok sınırlı sayıda bulunan yayınlara ek bir bakış açısı getirmesini umuyoruz.
Çağımızın belki de en önemli özelliği, değişime kayıtsız kalmanın mümkün olamayışıdır. Bugün bulunduğumuz noktada pazarlama iletişimi pratiklerinde adı geçmeye başlayan birçok yenilik bulunmaktadır. Bu kitap, bu yeniliklerin neler olduğunu, kuramsal temellerini, onlara neden ihtiyaç duyulduğunu ve nasıl uygulanabileceğini açık bir dille aktarmaktadır.“Yeni Nesil Pazarlama Yaklaşımları” kitabı, sadece çağı yakalamak isteyen değil çağın ötesine geçmek, çağa yön vermek isteyen tüm akademisyen, öğrenci, pazarlama uygulayıcıları ile dünyada ve Türkiye'de pazarlama trendlerini gözlemek isteyen herkese bir kapı aralamaktadır.
Fiyatlandırma ve çarşı pazarın düzeni meselesi, bir iktisadi sistemin sağlıklı şekilde işleyip toplumun refahını temin etmesi noktasında olmazsa olmaz hususlardandır. Nitekim fiyatların stabil ve piyasanın düzenli olması, günümüz ekonomilerinin en önemli hedefleri arasında yer almakta olup ülkeler bu iki hedefi gerçekleştirmek amacıyla çeşitli politikalar uygulamaktadır. Elinizdeki eserde fiyatlandırma, çarşı pazarın işleyişi, bu iki önemli hususu düzenlemeye yönelik olarak kurulmuş hisbe müessesesi ve ilgili diğer meselelere dair İslam'ın getirdiği hükümleri bulacaksınız.Bu anlamda eser, stabil ve sağlıklı şekilde sürdürülebilen bir ekonominin temin edilmesi noktasında bir rehber niteliğindedir.
Kurumsal yaşamın önemli iletişim araçlarından reklam ve halkla ilişkiler birbirini bütünleyen iki önemli alandır. Ortaya çıktıkları günden itibaren iletişim anlamında hem kaynağın hem de alıcının birçok ihtiyacını karşılayan reklam ve halkla ilişkiler çabaları günümüzde çok daha profesyonel, daha yaratıcı ve rekabetçi bir boyuta gelmiştir. Geleneksel araçlardan yeni medya araçlarına geçişle çehresi değişen bu iki alan özünde farklı amaçlara yönelik olsalar da yeni dünyada aynı amaçlara hizmet eden araçlara ihtiyaç duymakta ve orada varlık göstermeye çalışmaktadır. Bu çalışma, reklam ve halkla ilişkiler alanında bugünkü çerçeveyi çeşitli alanlar açısından ortaya koymayı hedeflemiş araştırmalardan/çalışmalardan meydana gelmektedir. Reklam ve halkla ilişkiler alanında günümüze kadar çok sayıda çalışma yapılmış olmakla birlikte dijital dünyanın etkisiyle her çalışma çok hızlı bir şekilde eskimektedir. Çünkü teknolojinin bu hızlı değişimiyle birlikte insan ihtiyaçları, toplumsal yapı ve bunları şekillendiren olgular, olaylar ve değerler hızla değişmektedir.Bu kitap; reklam ve halkla ilişkiler alanında yapılmış güncel konu ve kavramları araştıran çalışmalardan oluşmaktadır. Reklam ve halkla ilişkileri; sosyal medya, sürdürülebilirlik, medyada hikâye anlatımı, siyasal iletişim, kamu yönetimi, tüketici davranışı ve dijital medya gibi yönleriyle ele alan bu kitap, 12 ayrı çalışmadan oluşmaktadır. Kitabın reklam ve halkla ilişkiler alanına yeni bir bakış açısı getirmesini temenni eder, keyifli okumalar dileriz.
Pazarlama, yüzyıllar öncesine dayanan bir kavram olmakla birlikte uluslararası pazarlama kavramı ve uygulamaları, yirminci yüzyılda hızlı bir gelişim göstermiştir. Bilgi edinme süreci olarak tanımlanabilen istihbarat ise bir o kadar eski bir kavramdır. Ancak, rekabet istihbaratı ve uluslararası pazarlama kavramlarının birlikte kullanımı çok daha yakın geçmişe dayanmaktadır. Bu bakımdan rekabet istihbaratı, pazarlama disiplininde nispeten yeni bir çalışma alanı olarak kabul edilmektedir. Bu kapsamda; rekabet istihbaratının gelişimi, işletmeler için önemi ve başarıyla uygulanması için gereken koşullar ön plana çıkan başlıca araştırma konuları arasındadır. Rekabet istihbaratının, işletmenin diğer fonksiyonlarıyla birlikte uygulanmasındaki karmaşıklık ve yöneticilerin bu konularda karşılaştıkları zorluklar, farklı disiplinlerden araştırmaların odağını oluşturmaktadır. Bu kitapta, rekabet istihbaratına dair temel kavram ve teorilerin yanı sıra rekabet istihbaratının işleyişine dair geniş bir bakış açısı ile uluslararası pazarlamadaki rolü incelenmektedir.
Kentlerin yeniden imar ve inşa sürecinde etkin rol oynayan “Kentsel Dönüşüm” projeleri alternatif finansal modellere ihtiyaç duymaktadır. Kentsel dönüşüme özgü risklerden kaynaklanan risk maliyetleri konvansiyonel yöntemlerle finansmanı zorlaştırmaktadır.Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatına göre yönetilen gayrimenkul yatırım fonları kentsel dönüşüm projelerine yatırım yapamamaktadırlar. Diğer yandan Blokzincir teknolojisi tek merkeze dayalı güven sistemlerindeki merkezi güven yapısını dağıtarak, bu sistemlerin daha verimli çalışmasını sağlamaktadır.Yazar kentsel dönüşüm projelerinin geliştirme risklerinden kaynaklanan konvansiyonel finansman sorunlarına, Blokzincir tabanlı, kitlesel fonlama kaynaklı, yenilikçi ancak akıllı sözleşmeler aracılığıyla uygulanabilir bir gayrimenkul girişim sermayesi yatırım fonu modeli önermektedir.Kentsel dönüşüm projeleri finansman ihtiyacını finansal ekosistemdeki para ve sermaye piyasalarından sağlamaktadır. Bu süreçte çeşitli modeller kullanılmaktadır.Bilinen finansal olanakların yanı sıra, 2010 sonrasında Blokzincir tabanlı araçlar yeni finansman olanakları karşımıza çıkmıştır.Yayılmasını Blokzincire borçlu olduğumuz Akıllı Sözleşmeler “güven” amaçlı aracı kurumlara duyulan ihtiyacı azaltmaktadır, daha az insan girdisine/takibine ihtiyaç duymasından dolayı daha düşük maliyetlidir.Tezin konusunu oluşturan modelin bir SPK fonu olması öngörülmektedir. Yatırımcılardan temin edilecek fonların girişimciye aktarılması portföydeki gayrimenkulün fiziki tamamlanmasıyla mümasil olacak, projenin usulünce yönetilmesi yatırım komitesince risk yönetimi esaslarıyla sağlanacaktır.Önerilen Gayrimenkul Girişim Sermayesi Kitle Yatırım Fonu Modeli ile ilgili tüm yapı Blokzincir üzerinde Akıllı Sözleşmelerle tasarlanacak, kurgulanacak, yapılacak, sürdürülecek, denetlenecektir.
Yılların birikimi ile dünyaya gelen ve kendisine “bu kitap” diye hitap edemediğim bu eserin bir adı var: Yakutiye...Lisans ve lisansüstü düzeyde bilgiler içeren Yakutiye'nin ilk bölümlerinde, pazarlama araştırmasının temellerine ait kazanımlar elde edeceksiniz. Ortalarına geldiğinizde pazarlama araştırmaları konuları ile ilgili veri analitiği uygulamaları adım adım karşınıza gelecek. Anketin ürkütücü yanlarını ve hatayı önlemeyi yine benzer uygulamalar üzerinden kavrayacaksınız. Cevaplama tarzı hesaplamaları, örneklem büyüklüğü kararı, normal dağılım ve temel istatistik analizleri gibi pazarlama araştırmasında son derece önemli olan birçok değerlendirmeyi veri analitiği yaklaşımlarıyla öğrenecek ve pekiştireceksiniz.Yakutiye'nin son dört bölümü, pazarlama analitiğini özümsemenize aracılık edecek. İlk olarak fiyatlama analitiği, ardından da talep projeksiyonu analitiğine ve pazar bölümlendirme analizlerine ait kazanımlar elde edeceksiniz. Sonrasında algı haritası ve market sepet analizi ile ilgili veri analitiği uygulamalarını yürüteceksiniz. Tüm bunlarla birlikte uzaklık ölçümleri, normalizasyon, kümeleme ve sınıflandırma algoritmaları, çok boyutlu ölçekleme ve karar analizi gibi birçok tekniği kullanmayı öğreneceksiniz.Yakutiye'deki veri analitiği uygulamalarını gerçekleştirmek için hazır Excel dosyalarını kullanmanız gerekecek. Bu dosyalara,http://yakutiye.hasiloglu.comadresinden erişebilirsiniz.Dilerim ki “Pazarlama Araştırması ve Analitiği”ni anlatan Yakutiye de Hoca Yakut'un koordinasyonunda inşa edilen Yakutiye gibi insanlığa uzun yıllar hizmet eder.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.