1888 ve 1895 yıllarında Dersim'i bir baştan bir başa dolaşan etnograf Antranik'in (Yeritsyan) 1900’de Tiflis’te Ermenice olarak yayımlanan kitabı 2012’de yapılan ilk Türkçe çevirisinden sonra bu kez de yenilenmiş baskısıyla okura sunuluyor.

Tarihi boyunca kendine özgü bir yaşantının hüküm sürdüğü bölgenin doğal konumundan iklimine, sularından bitki örtüsüne, hayvanlarına, kuşlarına, madenlerine ve kaplıcalarına değin bütün bir Dersim coğrafyasını gözler önüne seren Antranik, yüz otuz yıl öncesinin Dersim hayatını da ayrıntılarıyla, köy köy, hane sayısı ve nüfus istatistikleri de vererek aktarıyor. Yalçın dağlar ve sık ormanlarla çevrili haşin bir tabiat ile iç içe yaşayan Dersimlinin duygu dünyası ve yaşam mücadelesi, halk tarihçilerinin ve seyitlerin ağzından, yazarın gözlemleri eşliğinde sunuluyor. Aşiret yaşamı, aşiretler arası ilişkiler, Ermeni Mirakyan aşireti ve Kızılbaşlar hakkında önemli bilgilerin yer aldığı kitap, Dersim-Osmanlı ilişkisi, merkezi otoriteye karşı tutum ve 19. yüzyılda Dersim'e yönelik askeri harekatlar ve bunların sonuçlarının yer aldığı son bölümüyle tarihe de tanıklık ediyor.

Kitapta, yazarın notlarının yanı sıra, Türkçe baskıya özel olarak hazırlanmış açıklamalar, yerleşim yerlerinin eski ve yeni adlarının karşılaştırmalı bir listesi ve alfabetik bir dizin de yer alıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 200
Ağırlık : 200
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺115,60
Hayatı ve Cihadı

 

Hayatı ve Cihadı 16. Yüz yıl, İslâmın şevketli devirlerindendir. Bu asırda, Müslümanlar üç kıtada hükmetmekte idiler. Ordular karada fetihten fetihe koşarken, deniz kuvvetleri, dünyanın en güçlü donanması sıfatıyla düşmanlarını bozguna uğratmaktaydı. Bu asırda Akdeniz bütünüyle Müslümanların hâkimiyeti ve kontrolü altındaydı. Şanla, zaferle dolu bu müstesna zaman diliminde dört bahadır kardeşin cihâdı ap ayrı bir yer tutar. Fatih'in fedâilerinden biri olan Yâkub Ağa'nın İshak, Oruç, Hızır ve İlyas adlarında dört yiğit oğlu, İ'lâ-yı Kelimetullah sancağını alacak, Akdeniz'de şanla dolaştıracaklardı. Bu kardeşlerden üçü (İshak, Oruç ve İlyas) şehâdet şerbetini içecekti. Bu dört yiğit kardeş, bütün Haçlı dünyasını korkudan titretecekti. Avrupalılar, yaramazlık yapan çocuklarını, "Barbaros geliyor!" diye korkutacak ve onları uslu durmaya dâvet edeceklerdi. İşte bu eserde, sağlıklı bilgilerle ve belgelerle, Osmanlı devrinde yazılmış ve neşrolmuş eserlerin ışığında bu dört yiğit kardeşin hayatı ve cihadı anlatılmaktadır. Bilhassa gençlerimizin bu yiğit ecdâddan alacakları çok ders var. Evvelâ okuyalım, sonra "Bismillah" diyerek onlar gibi "cihad yolunda" yürüyelim...


Basım Ayı/Yılı : 10/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 216
Ağırlık : 216
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00
2. Abdülhamid'in Okuduğu Kitaplar

Düşmanları, sevmeyenleri ve tanımayanları ona; “Kızıl Sultan” deme yarışına girerken Hüseyin Nihal Atsız; bu duruma itiraz etmiş, o ithamı reddedip 2. Abdülhamid Han’ın “Gök Sultan” olduğunu ilan etmişti. Onu sevenlerden biri olan Değerli Hocam Prof. Dr. Caner Arabacı da başka bir zaman ve zeminden yükseltti itirazını. Hoca’mız, Sultan’ın yabancı dillerden Osmanlı Türkçesine tercüme ettirdiği yazma eserleri Latin Alfabeli yazıya dönüştürterek Sultan’ın doğru tanınması yolunda çok önemli bir adım atmış oldu. 2. Abdülhamid Han’ın kütüphanesindeki 1616 tercüme eserden biri olan bu kitabı, edebiyatımıza kazandırmanın ve “rika” öğrenmek isteyenlere de kaynak sağlamanın mutluluğunu yaşıyoruz.  Mustafa Metli


Basım Ayı/Yılı : 4/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 344
Ağırlık : 344
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺69,30

2. Abdülhamid, görevdeyken de vefatından sonraki dönemlerde de doğru anlaşılmış bir devlet başkanı değildir. Bu durum,sadece onun talihsizliği sayılamaz. Çünkü o, düşmanlarını şahsından dolayı kazanmamıştı. Devletini yıkmak, vatanını parçalamak isteyenler, önlerinde öncelikle devrilmesi gereken engel olarak Sultanıgördüler.

Onun için Abdülhamid’i ötekileştirmeyi ve ardından devirmeyi, suikastlarla öldürmeyi hedef edindiler. Defalarca öldürmek üzere suikast, indirmek üzere de darbe düzenlediler. Öldürme planları gerçekleşmedi. Ama sonunda darbeyle indirildi. Osmanlı Devletide dokuz yılda yıkıldı, vatan paramparça edildi (1909-1918). Onu hedef tahtasına koyanlar, emellerini gerçekleştirmiş oldular.

Bu sonucun oluşmasında herkesin payı vardı. Ermeni çeteleri, Siyonist yıkım ekibine, uluslararası sırlı örgütlere Abdülhamid düşmanlığı ortak paydasında vatansever, devletine bağlı olanlar da katılmışlardı.Yerliler, alet olduklarını,iş işten geçtikten sonra anladılar. Abdülhamid ise, baştan farkındaydı. Ama vatansever kadrolarla birliktelikleri nasip olmadı.

O zaman, yıkım planları yapanların, kukla ustalarının zihin dünyalarının öğrenilmesi, usullerinin deşifre edilmesi için çok okumak, karşı tedbirler geliştirmek gerekiyordu. Bu yüzden Abdülhamid, kendinden önce ve sonra (cumhuriyet devri dahil) hiçbir devlet başkanının geçemeyeceği miktarda çok kitap çevirtti ve okudu, okutup dinledi. Birçok geceleri kitap okunurken uykusu geldiğinde, “Kâfi” diyerek durdurup uyudu. Dinlenme anlarında bile öğrenme, düşünce faaliyeti içinde oldu. Devrine göre sarayına kütüphaneler kurdurdu.

Çeviri çeşnisi, ilgi alanının zenginliğini gösteriyordu. Seyahatnamelerden, coğrafya, tarih, savaş hatıratlarına, darbelere, polisiye romanlara kadar başka dillerde yazılan eserleri çevirtti. Çevirttiklerinin miktarı bin altı yüzün üzerinde idi. Kütüphanesinde, bazıları dünyada yegâne olmak üzere otuz bin kitap vardı. O, okuyan, anlamaya, düşünce geliştirmeye çabalayan devlet adamıydı.

Bu yönünü hasımları değil,sevenleri de çok görmediler. 

Eser, okuyan, zihni diri son Osmanlı sultanının kitaplı yönüne dikkat çekmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 4/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 304
Ağırlık : 304
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺69,30
The Adventures of a Captive Turkish Prince in Renaissance Europe

A remarkable tale of empire and exile, restoring to vivid life one of the most extraordinary and colourful figures of medieval history.

Jem Sultan, born in 1459, was one of the wonders of his age. A Turkish prince held captive in Europe at a time when the Ottoman Empire was at its peak, he was renowned throughout the continent as a romantic, mysterious figure. Today he is almost forgotten in the West, but in Turkey he is still a heroic figure, a gallant poet-prince who never grows old, his tomb a place of pilgrimage. Jem Sultan was a son of Sultan Mehmet 2, known as the Conqueror after his capture of Constantinople in 1453. When Mehmet died in 1481 Jem and his brother Beyazet fought a year-long war for the succession. Jem lost, and fled to Rhodes. He was held for seven years in various castles in France, then imprisoned in the Vatican.


Basım Ayı/Yılı : 2010
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 357
Ağırlık : 301
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺470,25

1876 tarihi Abdulaziz Han'a yapılan darbe tarihidir. Kitabıma 1876 darbesini başlangıç olarak almamın nedeni, bu darbenin dış destekli ilk darbe olmasındandır. Bundan sonra yapılan 31 Mart Vak'ası yani Abdülhamit Han'a yapılan darbe ile Cumhuriyet dönemindeki 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat darbelerinin ve 15 Temmuz darbe girişiminin dış destekli olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Kitapta; darbe ve muhtıra tanımlarını, darbelerin ortak özelliklerini, 1876'dan itibaren gerçekleştirilen tüm darbe, darbe girişimleri ve muhtıraların hikayelerini yani öncesini ve sonrasını ayrıca Cumhuriyet döneminin önemli siyasi gelişmelerinı okuyacaksınız. Zevk alarak okuyacağınızı umuyorum. Kitap bir yılı aşkın bir süre zarfında yaptığım araştırma ve incelemeler sonucunda ortaya çıkan bir araştırma kıtabıdır. Ayrıca bilhassa 1980 ve 28 Şubat darbelerinin canlı tanığı olarak yaşadıklarımı ve olaylarla ilgili duygu ve düşüncelerimi de kaleme aldım.

Kitabımı inceleyerek onay veren ve takdim yazısı yazma lütfunda bulunan Prof. Dr. Caner Arabacı hocama sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Bir daha böyle darbeler göstermemesini ve ülkemizin, milletin hür iradesi ile yönetılmesıni Yüce Allah'tan nıyaz ediyorum.


Basım Ayı/Yılı : 10/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

18. yüzyılda idari ve askeri bürokrasiye mensup Osmanlı münevverleri, Batı dillerinden yapmış oldukları çeviriler yoluyla Yeni Bilim’i İslâm Âlemi’nde tanıtmaya ve kullanmaya başlamışlardı. Ülkemizde, genellikle matbaanın kurucusu olarak tanınan Basmacı İbrahim de bu bürokratlar arasında bulunuyordu. Müteferrika olarak Hariciye’de görev yapan bu şahıs astronomi, fizik ve coğrafya alanlarındaki mevcut bilgi birikiminin yenilenmesinde ve dönüştürülmesinde büyük bir rol oynamıştı.

Kalaycıoğulları, bu yeni çalışmasıyla İbrahim Müteferrika’nın özellikle Kâtip Çelebi’nin Cihânnümâ’sına yapmış olduğu ekler yoluyla bilimsel bilgiyi nasıl güncellediği meselesine ışık tutmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 10/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 168
Ağırlık : 168
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

Tarih, geçmişten ders çıkararak geleceği inşa etmek olduğuna göre yanlış öğrenilen ve öğretilen bir tarihten gelecek inşası yapmak çok zordur. O halde, tarih sadece geçmişimizi değil geleceğimizi de ilgilendirmektedir. Çünkü bu coğrafyada ayakta durmak zor bir iştir. Bunu başarabilmek ve aynı hatalara tekrar düşmemek için tarihimizde olan hadiseleri, özellikle Sultan Abdülhamid Hân dönemindeki olayları hakikati ile öğrenmek ve öğretmek mecburiyetindeyiz.

Şehzade Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu Efendi’nin hazırlamış olduğu bu kitap, bizlere bu açıdan değerli bilgiler vermekle kalmıyor, birlikte yaşamak ve ülkemizi ileriye taşımak konusunda da ümitlerimizi arttıran detayları vermektedir. Bu eseri okuduğunuzda; Sultan Abdülhamid Han ve Osmanlı, neden bu kadar çok tartışılıyor, Osmanlı`ya yapılan düşmanlık neden kaynaklanıyor, sorularının cevaplarını bulacak ve tarihe dair daha önce okumadığınız gerçeklerle göz göze geleceksiniz.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺45,00

Kayseri’nin yetiştirmiş olduğu önemli isimlerden Osman Kavuncu’nun (1918-1966) zekası, vizyoner bakışı, belediyecilik anlayışı ve ulusal siyasete katkıları bu yapıtta ilk defa ele alınmıştır. Yapıtta ayrıca müstesna bir kişilik olarak politik yönetsel kimliği yanında fikir ve sanatsal anlamda da önemli katkılar sunan Kavuncu özelinde Kayseri insanının pratik zekası, çalışkanlığı ve farklı yönleri ortaya koyulmuştur.

 

İlk kez Cumhuriyet Halk Partisi döneminde siyasi hayata adım atan Kavuncu, Demokrat Parti döneminde Kayseri Belediye Başkanlığı (1950 – 1957) ve milletvekilliği (1957 – 1960) görevinde bulunmuştur. Belediye başkanlığı döneminde Osman Kavuncu Modelini Türk yerel yönetimler tarihine önemli bir katkı olarak kazandırmıştır. Eserde, Osman Kavuncu’nun yerel ve ulusal siyasete katkılarının yanı sıra bilinmeyen yönleri derinlemesine analiz edilerek her kesimden okuyucu, akademik camia ve siyaset camiasının ilgisine sunulmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 316
Ağırlık : 316
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺130,20

Büyük İskender merhametli veya zalim, sağduyulu ya da fevri olabilirdi; ancak hepsinden öte, baş edilemeyecek kadar rekabetçi bir lider, kaybetmeye tahammülü olmayan bir fatihti.
Nitekim kaybettiği zamanlar sayılıdır.

Makedonya kraliyet ailesinin prensi olarak dünyaya gelen İskender, çağın en büyük filozofu
Aristoteles’ten eğitim aldı. Ordusunun başına geçtiğinde, tüm dünyanın korkulu rüyası Pers İmparatorluğu’na karşı savaş başlattı. Persleri mağlup ettikten sonra sınırlarını
Mısır’ın çöllerinden Hindistan’ın düzlüklerine kadar genişletti.

Tarihin en unutulmaz figürlerinden biri olan Büyük İskender’in meşhur komutanlık
yetenekleri, strateji ve taktik geliştirmek için Hannibal’dan Napolyon’a kadar ve daha pek çok lider tarafından iki bin yıldır mercek altına alınmıştır. Özellikle İskender’in karakterine ve
kişisel yönüne ışık tutan bu yetkin biyografik eserde Philip Freeman, onun insanı hayrette
bırakan başarılarına ve dinamik mizacına odaklanmaktadır.

İskender bu dünyadan tüm görkemiyle parlayıp çabucak sönen bir kuyrukluyıldız gibi geçip
gitmişti. On dokuz yaşında taç giydi ve daha otuz iki yaşındayken hayata veda etti. Bu kısa
zaman zarfında antik dünyanın en büyük imparatorluğunu kurdu. Ölümünün üzerinden
geçen iki bin yıla rağmen, insanların ona olan ilgisi ise hiçbir zaman tükenmedi.

 

Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 432
Ağırlık : 432
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺155,80
Küba Günlüğü

Ernesto Che Guevara, Savaş Anıları-Küba Günlüğü’nde, Küba Devrimi tarihini bütün çok yönlülüğü ve ayrıntılarıyla yazıyor. Kitapta, artık Latin Amerika tarihinin şanlı bir sayfası olan bu devrimci hareketin anıları, yaşanan olaylar doğru ve güvenilir biçimde saptanıyor. Günlük, 82 devrim savaşçısını Küba’ya götüren Granma Yatı’nın, Meksika’nın Tuxpan limanından yola çıkmasıyla başlıyor ve Fidel’in de katıldığı Alegria de Pio’daki ilk çarpışmayla devam ediyor. 
Che’nin amacı, ülkenin belli bir bölümünde katıldığı bazı saldırı, çatışma ve çarpışmalara ilişkin bir dizi kişisel anıyı yayınlamaktan ibaret değildi. Küba topraklarında, başka yerlerde gerçekleşen, tanığı olmadığı çarpışmaların ve eylemlerin de anılarda yer almasını istiyordu. Bu nedenle, kitap yazıldığı sırada hayatta olan savaşçıları da anılarını yazmaya çağırdı.
Che, kitabına yazdığı önsözde, anı yazarlarının gerçeklerden sapmama, kişisel durumları abartmama, kişilerin kendilerini olduklarından başka türlü göstermemesi ve olmadıkları bir yerde bulundukları izlenimi yaratmaması gibi bazı ilkelere bağlı kalması gerektiğini yazıyor. Her yazar, yazdığı birkaç sayfadan sonra, gerçek olaylara dayanmayan ya da doğruluğuna tamamıyla güvenmediği kelimeleri silmeli, katı bir özeleştiri çerçevesinin dışına çıkmamalı diyor ve anılarını bu düşünceyle yazdığını belirtiyor


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 4
Sayfa Sayısı : 294
Ağırlık : 294
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺163,00

Darağacında Röportaj

Yar Yayınları


Basım Ayı/Yılı : 1995
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺69,00
Bir Devrimci Belgeleri

Kasım 1966'da Ernesto Che Guevara ve birkaç yoldaşı, ülkedeki askeri diktatörlüğe karşı bir gerilla hareketine önderlik etmek üzere Bolivya’ya gitti. Bolivya Günlüğü, Che ve yoldaşlarının gerçekten çok çetin şartlar altında verdikleri mücadeleyi, özgürlüğe ya da bu uğurda ölene dek savaşmak isteyen kendini adamış gençlerden oluşan bir gerilla grubunun hikayesini anlatıyor. Che Guevara, Boliya Günlüğü’nü dağlarda, CIA destekli Bolivya ordusuyla, açlık ve astımla savaşarak yazdı. Ancak günlüğü okurken, her şeye rağmen, kendi acısına veya çektiği güçlüklere değil, her zaman hedefe odaklandığını görüyoruz. Che, siyasi ve askeri olarak durumlarını sürekli yeni baştan değerlendiriyor ve bir sonraki hamleyi belirliyordu.

Komutan Che'nin artan zorluklar karşısındaki liderliği olağanüstü. Che, bir daha ne zaman yemek yiyeceklerini bilmeseler bile büyük resme, devrime ve uzun vadeli hedefe odaklanmaya devam ediyor. Günlüğün kendisi, Che'yi hiçbir ilave övgüye başvurmadan gerçek bir devrimci lider olarak gözler önüne seriyor.

Che ve yoldaşları, CIA ajanları ve Amerikalı uzmanlar tarafından eğitilen Bolivya ordusunun özel harp birlikleri tarafından yaralı olarak esir alındılar ve katledildiler. Küçük bir ajandaya, okunaksız doktor yazısıyla yazılarak tutulan bu günlük o sırada Che’nin üzerindeydi. CIA tarafından sansürlenmek ve hatta imha edilmek istense de, fotoğrafları çekildi, kayıt altına alındı. Günlüğün kendisiyse yıllarca Bolivya ordusu tarafından bir kasada saklandı. Daha sonra fotokopileri Bolivya dışına çıkarıldı ve ilk olarak Küba’da, ve hemen ardından tüm dünyada yayınlandı.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 4
Sayfa Sayısı : 278
Ağırlık : 278
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺163,00

ATATÜRK’ÜN KADINA VERDİĞİ ÖNEM
“Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını gibi emek verdim diyemez.
Belki erkeklerimiz memleketi istila edenlere karşı süngüleriyle düşmanın süngülerine göğüslerini germekle düşman karşısında hazır bulundular. Fakat erkeklerimizin teşkil ettiği ordunun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir...
Çift süren, tarlayı eken, ormandan odunu, keresteyi getiren, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber sırtıyla, kağnısıyla, kucağındaki yavrusuyla yağmur demeyip, kış demeyip, sıcak demeyip cephenin harp malzemesini taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakâr, o ilahi Anadolu kadınları olmuştur. Bundan ötürü hepimiz, bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı şükran ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim.”
(Mustafa Kemal Atatürk, 30 Mart 1923 Konya)


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺43,50

Hüseyin Can’ın Armenak Bakırcıyan isimli kitabının tükenen birinci baskısı Peri Yayınları tarından Tarih&Biyografi Dizisi içinde 2017 Mayıs’ında yayınlandı. Kitabın ikinci baskısını, yazarının isteği üzerine, Dönüşüm Yayınları olarak biz okuyucuya sunuyoruz. 
Ülkelerimizdeki devrimci hareketin tarihinin, o hareket içinde yer alan, öne çıkan devrimcilerin bu hareket içinde oynadıkları rolün bilinmesinin, bu tarihten öğrenilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu tarihin 1970’li yıllardaki doğrudan öznesi ve tanıklarının giderek eksildiği dönemde, doğrudan tanıklıkları önemli görüyoruz. Hüseyin Can’ın kitabının ikinci baskısını yayınlamayı üzerlenmemizin nedeni budur. 
Hüseyin Can bu kitapta Armenak Bakırcıyan’ı tanıtırken tabii bunu önce kendi değerlendirmeleri üzerinden yapıyor. Her anı/biyografi kitabı gibi bu kitap da yazarının görüşlerini, değerlendirmelerini aktarıyor. Hüseyin Can’ın bu kitapta yer yer duyumlara dayanarak da verdiği kimi bilgiler hakkında aynı gelenekten kimi başka arkadaşların başka bilgiler verdikleri bilinmelidir. Armenak Bakırcıyan kitabı TKP/ML tarihinin bir kesiti içinde yer alan Armenak Bakırcıyan hakkında son söz olarak değil, bir arkadaşın değerlendirmesi olarak okunmalıdır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 288
Ağırlık : 288
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺112,00

Millî Şairimiz Mehmet Akif, Safahat'ta gençliği "Asım" karakteriyle sembolize eder. Vatanın karış karış işgal edildiği bir dönemde geleceğe Âsım'la bakmış ve teselli bulmuştur. Çünkü ona göre ülkenin geleceği ancak iyi yetişmiş kuşaklarla mümkündür.

Fatih Bayhan'ın, geleceğin “Âsım nesilleri” için hazırladığı Gençler İçin Safahat'ta, edebiyat ve düşünce adamı Mehmet Akif'in hayatındaki köşe taşlarına tanık oluyoruz.

Sebîlürreşad yayınlarından okuruyla buluşan Gençler İçin Safahat kitabı şu başlıklardan oluşmaktadır:

*Asım’ın nesli

*Mehmet Akif Ersoy’un hayatı

*Safahat

*Akif’in medeniyet anlayışı

*Mehmet Akif’in bilim ve teknik anlayışı

*Meclis’teki Akif

*İstiklal Marşı’nın hikayesi

*İstiklal Marşı’nı neden Safahat’a almadı?

*İstiklal Marşı bestesinin hikayesi

*Akif’in ideal genci; Asım

*Akif’ten hatıralar

*Akif’in Kur’an tercümesi hakkındaki hatıralar ve hakikatler

*Çanakkale Şehitleri ve yazılışı

*Ardından yazılanlar

*Akif’in seçme şiirlerinden

*Safahat dışı nesirleri

*Mehmet Akif Ersoy kronolojisi


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺39,60
Nehir Söyleşi: Özlem Kumrular

Cumhuriyet tarihimizin önemli Osmanlı tarihçilerinden Prof. Dr. Salih Özbaran'ın Türkiye-İngiltere-Portekiz üçgeninde geçen hayat hikâyesi, yolu tarihten geçen herkesin merak ve ilgiyle okuyacağı bir kitap... Küllerinden doğan Ege kasabası Turgutlu'dan yola çıkıp Osmanlı tarihinin bilinmeyen detayları peşinden Lizbon'un tozlu arşivlerine kadar uzanan saygın, titiz, başarılı bir bilim adamının merceğinden tarihe bakış... Osmanlı tarihçileri ve tarihçiliği üzerine anılar, anektodlar ve ders alınacak anlatılarla dolu bir nehir söyleşi... "Nasıl tarihçi olunur?" sorusuna en güzel cevap...


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,00

Türkiye’nin demokrasi, özgürlükler ve temiz siyaset kavgasında iz bırakan onurlu bir isim: Necmettin Karaduman… Hem örnek bir devlet adamı hem siyasetçi… Henüz 10 yaşındayken Trabzon’da Atatürk ile karşılaşan, onun konuşmalarından etkilenen ve 45 yıl sonra TBMM Başkanı olarak Atatürk’ün koltuğuna oturmayı başaran Küçük Necmi’nin olağanüstü öyküsü… Bir Trabzon delikanlısının, dik duruşlu, boyun eğmeyen, tok sözlü değerleriyle verdiği tavizsiz hayat kavgası… Kaymakamlık, Mülkiye Müfettişliği, Valilik görevlerinden sonra siyasete attığı ilk adımda Meclis Başkanlığı’nı üstlenmesi… Türkiye’nin askeri rejimden tekrar parlamenter sisteme dönüşünde kritik ve kilit bir rol alması… Politikada ve toplumda ‘Tek Adam’ sistemine karşı çıkarak, tabandan tepeye demokrasiyi savunarak, panel ve konferanslarla toplumu aydınlatma çabası… 90 yaşına kadar mücadele ile geçen fırtınalı bir yaşam… Necmettin Karaduman’ın yaşam öyküsü genç kuşaklara, her şart altında ahlak, fazilet, demokrasi, özgürlükler ve halk egemenliğini savunan bir Türkiye sevdalısının sıradışı macerasını anlatıyor…


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 18 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺86,00

Yıllar önce köşe yazılarımı ve kitaplarımı okuyan, konuşmalarımı izleyen bir öğretmenin “Neden bir Atatürk kitabı yazmadınız? Yazmalısınız...” önerisine, içtenlikle “Çok isterim” demiştim. O gün ağzımdan küçük bir fısıltıyla çıkan bu sözü bugün sesli sedalı hayata geçirmenin ve bir kitapla mühürlemenin gururu içindeyim. Bu kitapla 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’yla çocukluk günlerimi; 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’yla öğrencilik ve gençlik yıllarımı; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’yla Cumhuriyet değerlerine bağlılığımı “coşkuya, mutluluğa, gurura” dönüştüren Büyük Atatürk’e, O’nun mayaladığı sağlam Cumhuriyet hamurunda yoğrulmuş biri olarak borcumu ödemek istedim. Bu kitapla okudukça anladığım, anladıkça anlatmaya çalıştığım ve asla bitiremediğim “57 ciltlik dev eserin” büyük kahramanına şükranlarımı sunmak istedim. Özetle; bu kitap her konuda yol gösteren, ufuk açan, derde deva olan Atatürk’e duyduğum gönül borcumun, vefa borcumun ifadesidir. Eğitimin eğitim olduğu dönemde adı Atatürk olan üniversiteyi dereceyle bitirdim! Adı Atatürk olan öğretiye bir ömür verdim, hâlâ bitiremedim. Göz açıp “Atatürk” demişim. Gözümü açıp Cumhuriyet’i öğrenmişim. Tüm bu gerekçelerle, kahramanından ötürü mert ve yüce, içeriğinden ötürü sert ve zorlu bir konuyu seçmek kolay olmadı kuşkusuz! Başardım mı bilmiyorum ama denedim. Başarılı olursam yeniden bir üniversite bitirmiş olacağım, hem de dereceyle…


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺91,00

Kitabın adı "Ben Bir Celaliyim" gerçeğin ifadesidir. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu tarihinde en büyük Celali isyanı başlatan Abdülhalim Karayazıcı 'nın yaşayan en büyük torunuyum. 469 yıllık soyağacımızın kayıtları da mevcuttur.

Elimizdeki belgelere göre, Osmanlı tarihinin bir bölümü bu kitap yayınlandıktan sonra değişmek durumunda kalacaktır. Basit bir, iki örnek vermem gerekirse, ilk kez bu kitapta Celali isyanlarını tetikleyen olayların gerçek nedenleri ortaya konmuştur. Abdülhalim Bey'in kökeni ilk kez açıklanmaktadır. Tüm tarih kitaplarında yazılanın aksine ölüm tarihi 1601 degil,1606'dlr. Hiç bir Osmanlı tarihçisi, o dönemde isyanları ve siyasal olayları derinden etkileyen, Küçük Buzul Çağı'ndan ve Büyük Kuraklık'tan bahsetmemiştir.

Rüşvetin müesseseleştiği Ill. Murat ve Ill. Mehmet dönemini farklı bir şekilde tanımak sizleri biraz şaşırtacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺79,00
Geldikleri Gibi Gittiler! İlk 1 Ay


Tarih 16 Mart 1920. İstanbul, sabaha karşı İtilaf kuvvetlerine bağlı askerler tarafından işgal edildi. 1918’de kontrol amaçlı başlayan işgal bu sefer resmi olarak ve tüm yönetimin ele geçirilmesi amacıyla yapılmıştı. Elinizdeki kitap, işte bu resmi işgalin başladığı günden itibaren ilk bir aylık süreci ele almaktadır ve dönemin gazetelerinde işgale dayalı çıkan haberleri yansıtmaktadır. Bakın o dönemin gazetelerinde yaşanan acılar nasıl tarif ediliyor:

Kim bilir, bizim bu on bir, on iki yıldan beri gördüğümüz, bildiğimiz şeyleri çocuklarımız ve onların çocukları tarihte okurken ne hallere girecekler, nasıl yürekleri çarpacak, nasıl benizleri solacak! Hatta sanırım ki, bazı vakıaların doğruluğuna bile ihtimal veremeyecek kadar şaşkınlık ve hayret içinde kalacaklar ve bizi, muhakkak ya dağdan dağa aşan birtakım devler, ya da bir cehennemin alevinde elele dans eden zebaniler şeklinde tasavvur edecekler. Zavallı yavrucaklar… Halbuki hepimiz ne adi bir devirde yaşadık, ne kadar küçücük adamlarız!
(İkdam Gazetesi, 23 Mart 1920)

Dünkü amansız kavgadan arta kalan; sakat, hasta, yaşlı ve öksüz beş on milyon Türk’ün iki yıldır, sabah akşam; hem kendi kendine, hem başkalarına sorduğu sual bundan ibarettir. Geniş ovaları ve yüksek yaylaları arkamızda bıraktık; yegâne emelimiz, taşsız, dikensiz bir doğru yol üzerinde yürümektir. Bu doğru yolu bize kim gösterecek? Hangi bileği kuvvetli demirci örsüyle bize böyle bir doğru yola çıkan kapıyı açacak?
(İkdam Gazetesi, 28 Mart 1920)

Çünkü biz artık bütün varlığımız, bütün iman ve inancımızla Allah’ın dünyalar yaratan büyüklüğüne sığınarak haykırdık: Ya istiklal ya ölüm!..
(Hakimiyet-i Milliye Gazetesi, 13 Nisan 1920)


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 376
Ağırlık : 376
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺195,00

1917 Ağustos’unda, İngiliz Yüksek Komiserliği tarafından Thomas Edward Lawrence’a, İngiliz Subayları tarafından kullanılabilecek, Araplarla ilgili ne öğrendiğini anlatan bir el kitabı yazması görevi verilir.

Lawrence’in tespitlerine ait “27 Madde”lik ilkeler manzumesi uluslaşma sürecinde yer alan yönetici insanlarla birlikte çalışmanın felsefi ilkelerini ortaya koyar, Arap Bülteninde yayınlanır ve askeri liderler için okunması gereken bir dokümana dönüştürülür. Irak Savaşından hemen önce ABD Dış İlişkiler Konseyi tarafından Saddam’ın devrilmesinden sonra Irak’ın yönetilmesine yönelik uygulanacak planın yüzyıl önce yazılmış “27 Madde”ye dayandırılması ise tesadüf değildir. “27 Madde”, yüzyıl önce gelişen olaylara ışık tutmasının ötesinde günümüzde tekerrür eden olaylar silsilesinin aynası gibidir.

Kısacası ve her şeyden önemlisi Lawrence’in Maddeleri savaş alanında başlar ancak onların kıymeti; yönetim, liderlik ve iş dünyasının ötesine kadar uzanır. Söz konusu maddelerin, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (Central Intelligence Agency-CIA)’nın resmi internet sitesi çalışmalar bölümü başta olmak üzere birçok istihbarat teşkilatı tarafından dikkatle incelendiği görülmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 96
Ağırlık : 96
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺40,00

 

 


Basım Ayı/Yılı : 2012
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 349
Ağırlık : 373
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺68,00

Gerçekte, üzerinde yaşadığımız şu dünyanın en asil insanları olan Türkler. Dört yüz yıl boyunca dostumuz olan ve gönüllerinde hâlâ dostumuz kalmış olan; yaşamaya ve büyümeye susamış olan Türkler. Belki takip edilecek yolda yanılıyorlar. Ama iyi niyetle yanılanlar şerefle yanılmış olur. Şu veya bu şekilde hatalar, hatta çılgınlıklar yapmış olabilirler. Ama onlar bütün bu hataların, içlerinde en saf Türk karakterini taşıyanlar tarafından, kendi çocukları tarafından düzeltilmesine lâyık değiller mi? Şüphesiz; Tanrı’nın izniyle!

Claude Farrére


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺91,30

Selanik’te halktan biri olarak doğdu… Adı, Mustafa’ydı… Mustafa Kemal oldu… Gazi Mareşal Mustafa Kemal oldu…
Türk Milleti’nin en büyük evladıydı… Mazlum uluslar ve Türk Milleti O’na Atatürk dedi…
34 yaşında, Çanakkale’de Truva’nın intikamını aldı…
40 yaşında, 1683’te İkinci Viyana ile başlayan Türk çekilmesini, 238 yıl sonra Sakarya’da durdurdu…
Evliliği, fırtınalı denizde bir yolculuktu…
Savaşta yendiği düşmanının, O’nun önünde saygı duruşu tarihte bir ilkti…
“Bunalıyorum çocuk, büyük bir acı içinde bunalıyorum…” dediği günler oldu…
“Beni hatırlayınız…” sözcükleri, hüzünlü bir veda gibiydi…
“Ölüm demek böyle olacak kızım...” dediğinde, sona yaklaştığının farkındaydı… Son anı, ulu bir çınarın
köklerinin sökülmesi misali, devlerin savaşında son perdeydi…
Türk gençliğine emaneti, çok sevdiği milletine vasiyeti oldu…
Tarihin kıskandığı bir lider… Ama bir insan…
Savaşın ve barışın efendisi…
İşte O’nun hikâyesi… Belgelere ve kendi sözlerine bağlı kalarak…
Siz, çocuklarınız ve gelecek kuşaklar için yazılmıştır…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 248
En / Boy : 13.5 / 21.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2021
₺105,00

Sivas Kongresindeki çıkışıyla, bugün bile yurtsever Türk hekimliğinin gururu olan Tıbbiyeli Hikmet’in gerçek yaşamının kurguyla harmanlanmış hikâyesi…

Henüz bir öğrenciyken Kurtuluş Savaşında aldığı rol ve mandaya karşı tavizsiz duruşuyla tarihe iz bırakmış Tıbbiyeli Hikmet, geçmişe yolculuk yapmak isteyenler için önemli bir rehber.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 438
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2019
₺125,84

Sezar'ın, Brütüs tarafından işlenen suikastle öldürülmesi, Roma İmparatorluğu'nda siyasi sonuçlar doğurmuştu. Brütüs'ü Sezar'ın “kötü adam” olduğuna inandıran suikastçı muhalifler, belki de ilk stratejik suikaste de imza atmış oluyorlardı.

Tarihi belleğimizin “Sen de mi Brütüs?”ü bir halk özdeyişine dönüştürdüğü bu acı yüklü sözcük, Doğu Roma'dan Batı Roma'ya, Avrupa'dan İslam topraklarına kadar ulaştı.

Hz. Peygamber'in (s.a.v.) bir grup Mekkeli tarafından öldürülmeye kalkışılması İslam tarihindeki ilk suikast planı olarak anılabilir. Ama o suikastın özel bir yanı daha vardır ki o da Mekke'de hâkim olan düşüncenin Arap geleneklerindeki dengeyi gözeterek bu suikastı işlemeye çalışmasıdır.

Ancak İslam tarihindeki suikastler burada kalmadı. Hz. Ömer'i, Hz. Osman'ı suikastlerle kaybetti İslam dünyası.

Anadolu'nun güçlü devleti Selçuklu'da da yaşandı, koca Çin İmparatorluğu'nda da.

Osmanlı'nın kaderinde de etkili oldu suikastler. Fatih'i kendi aşçısı zehirleyerek öldürdü. Genç Osman genç yaşında suikastle ortadan kaldırıldı.

2. Abdülhamid'e bir cuma selamlığı sonrasında düzenlenen suikast herhalde hala tazeliğini koruyor…

Enver Paşa'ya, Talat Paşa'ya, Cemal Paşa'ya suikastlerin eli değmedi mi?

Tarih, Osmanlı'nın zayıf döneminde suikastlerin ağır ve acımasız yüzünü gösterdi ama suikastçilerin vatanı yoktu. ABD'nin en kudretli Başkanı Lincoln ve ABD'ye büyük emek vermiş Martin Luther King de nasibini aldı suikastlerden Kennedy de…

Ama tarihin en acı suikastlerinden birisi herhalde Gandhi'nin yaşadıklarıdır.

Hayatını Hindistan'a adayan, mütevazılığı ve felsefesiyle hala mesajları etkisini koruyan bir lider nasıl olur da bir Hindu tarafından öldürülür?

Evet, yakın tarihimize de Mumcu, Kışlalı, Üçok, Dink suikastleriyle damgasını vuran olaylar zincirine Pakistan'dan Butto'yu da eklemek lazım…

Neden oldu? Amaçları neydi? Sonuçları ne oldu? Ardında kim vardı?

Bu kitap bir yandan suikast kavramını ele alırken, bir yandan da tarih üzerinde etkili sonuçlar doğuran suikastlerden 12 adetini ele alıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 200
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2015
₺46,20

Bu çalışmanın amacı, doksanlı yıllarda yani çok yakın tarihimizde gerçekleşen bu katliamlann iç yüzünü, işbirlikçilerini ve perde arkası gizli güçleri sergilemektir.Katliamların üzerindeki sır perdesini aralamak, yapanlan tanımak, daha gerçekçi ve mantıklı bir yaklaşım tarzıyla bir bakış açısı oluşturabilmektir.

Araştırmacı gazetecilik örneği sergilenen bu çalışma, birçok acıları içinde barındırmaktadır Olayların canlı tanıklarıyla birebir görüşülmüş, o dönemdeki mahkeme kararları, olay yeri inceleme ve adli 'tabip raporlarıyla beraber elde edilen dokümanlar bu kitapta toplamıştır. Bu katliamların niçinleri ve nedenleri, perde arkası güç ve örgütleri, böylelikle belgelerle tescil ettirilmiştir.

Çok yakın tarihimize/doksanlı yıllara ışık tutan bu belgesel çalışma, herkesçe özenle okunmalı, üzerinde düşünülmeli ve değerlendirilmelidir. 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 335
En / Boy : 14 / 22
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2017
₺150,00
Tükendi
1914-1922 Makedonya’dan Ortaasya’ya

1880'de İstanbul'da, sıradan bir memurun oğlu olarak hayata gözlerini açan İsmail Enver'in kökleri 1860'lara varan Genç Türkler hareketine katılıp çıktığı Makedonya dağlarından, 11 temmuz 1908'de ve bu ihtilalin muzaffer bayrağını omuzlarında taşıyarak dönüşüne kadar geçen olaylar, bu eserin birinci cildini teşkil ediyordu.


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 624
Ağırlık : 624
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺220,00
Tükendi

Tarih kültürü çok geniş olan ve tarihten sonuç çı-karmasını çok iyi bilen Atatürk, gerçek kararı sezmekte gecikmedi. 
Bu vaziyet karşısında bir tek karar vardı. O da millî egemenliğe dayanan, kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak idi. 
Atatürk'e göre önemli olan "Türk milleti'nin haysi-yetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıydı. Ne kadar zengin ve refah içinde olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiin-den yüksek bir muameleye lâyık görülemezdi. 
Yabancı bir milletin himaye ve efendiliğini kabul etmek, insanlık vasıflarından yoksunluğu, acizlik ve mis-kinliği itiraftan başka bir şey değildi.
Halbuki Türk'ün haysiyet ve gururu çok yüksek ve büyüktü. Böyle bir millet esir yaşamaktansa mahvolsun daha iyiydi." Öyleyse Milli Mücadele'nin parolası 
"Ya istiklâl ya ölüm!" olacaktı.


Basım Ayı/Yılı : 4/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 168
Ağırlık : 168
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺60,00
Tükendi
Hayatı - Eserleri Edebi İlmi Görüşleri

Mustafa el-Galâyînî (1885-1944), Osmanlı döneminin son zamanlarında yaşamış ilim adamıdır. Toplumda gördüğü yanlışlıkları düzeltmek için yoğun çaba sarf etmiştir. Galâyînî bir yazar, bir mücadele adamı, bir sosyal ıslahçı, siyasetçi, hukukçu, dilbilimci ve hatip,  aynı zamanda samimî ve cesaretli bir mücadele adamıdır. Hayatı sürekli hareket ve mücadele içinde geçmiş-tir. Bütün eserleri ıslahçı karakterini ve ruhî yapısını ortaya koymuştur. Hislerini ve fikirlerini tüm sıcaklığıyla dile getirerek insanların hislerine tercüman olmuştur. Hamaset ve övgü konulu şiirler yazdığı gibi zamanında yaşayan şairleri de buna teşvik etmiştir. Şiirlerinde kelimeleri ustaca kullanmış, maksadını açıkça ifade etmiştir. Şiirlerinde siyaset, iktisat, toplum ve tarihi konu edinmiştir. Galâyînî görüşlerini ifade ederken açık, herkes tarafından anlaşılır, akıcı ve secili bir dil kullanmıştır. Arapça öğrenimi ve öğretimi için teklif ve öneriler sunmuştur. Bazı önerilerini hayata geçirmiştir. Hazırladığı kitaplarda sarf ve nahiv konularını tümevarım metoduyla ele almıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 256
Ağırlık : 256
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺65,00
Tükendi

enver Paşa, yenileşme çağının getirdiği uluslaşma sürecinde kahramanlaşan bir öncüdür. “Hürriyet kahramanı” olarak tarihe geçmiştir.
Şevket Süreyya Aydemir, bu kahramanın trajik öyküsünü anlatırken Osmanlı’nın çöküşüne ve ölüm kalım mücadelesi içinde bir ulusun var olma savaşına da tanıklık etmektedir.
“Enver Paşa iki ekstrem arasında, yani ümitleri hayalleriyle büyük yenilgi arsında, ama daima cesur, daima dinamik, kendi talihiyle boğuşur. 
Ve son, ne yazık ki imparatorluğun da sonu olur.”
Şevket Süreyya Aydemir 


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 536
Ağırlık : 536
En / Boy : 13,4 / 19,8
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺192,00
Tükendi
Tanımlar-Tartışmalar

Ruhsal bir yönelim, sancılı bir arayış ve içsel bir yolculuğun umutla beklenen son durağı olan hakikâte erişmek için, daima yolda olmak ve gözünü hedeften ayırmamak gerekir. Hakikât arayışı bir ömürdür. İbn Haldûn erken başlayan yaşam serüveni, eserleri, kavramları ve meseleleriyle bunlara eşlik eden kayıpları, acıları ve hüzünleriyle hakikâtin bir ömür yolcusudur. Toplum yaşamının hakikâtlerini aramak üzere çıktığı yolda sebatkâr yürümüş, adeta beş asır ümmetsiz kalmış bir peygamber gibi, fakir bir malzemeden muhteşem bir bina inşa etmiştir.

İbn Haldûn, üzerine yapılmış pek çok çalışmaya rağmen her defasında yeniden ve yeni bir gözle değerlendirmeye imkân veren münbit bir yazardır. Buna karşın toplumun geneline yayılmış bir tanınırlığı olduğunu söylemek güçtür ve hem hayatının hem de düşüncelerinin yeni nesillerce bilinmesi için bu türden çalışmalara ihtiyaç olduğu açıktır. Aynı zamanda çok önemli bir husus olarak İbn Haldûn, her dönem değişen şartlar altında yeniden değerlendirmeye ve anlamaya imkân verecek bir derinliğe ve tazeliğe de sahiptir. Toplumsal hareketleri tanımladığı umran, gruplar arası ilişki ve geçişleri anlamada başvurduğu asabiyye kavramları, devletlerin doğuş ve yıkılış hikâyelerini içeren mağlubun gâlibi taklidi ve devletin beş tavrı teorileri, herkes ve her devir için bir rehber konumundadır. Eğitime ve ekonomiye ilişkin önerileri de bugün hâlâ uygulanabilirliğini muhafaza etmektedir. Genel olarak medeniyet tasavvuru ise, bir anlamda aşk ve nefret ilişkisi gibidir.


Basım Ayı/Yılı : 6/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 632
Ağırlık : 632
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺205,00
Tükendi
1908-1914 Makedonya’dan Orta Asya’ya

Enver Paşa, yenileşme çağının getirdiği uluslaşma sürecinde kahramanlaşan bir öncüdür. “Hürriyet kahramanı” olarak tarihe geçmiştir.

Şevket Süreyya Aydemir, bu kahramanın trajik öyküsünü anlatırken Osmanlı’nın çöküşüne ve ölüm kalım mücadelesi içinde bir ulusun var olma savaşına da tanıklık etmektedir.

“Enver Paşa iki ekstrem arasında, yani ümitleri hayalleriyle büyük yenilgi arsında, ama daima cesur, daima dinamik, kendi talihiyle boğuşur. 
Ve son, ne yazık ki imparatorluğun da sonu olur.”

Şevket Süreyya Aydemir 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 20
Sayfa Sayısı : 512
Ağırlık : 512
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺184,00
Tükendi

2022 yılı Millî Mücadele’nin başarıya ulaşmasının 100. yılıdır. Elinizdeki kitap, Türk milletinin tarih sahnesinden çekilmemek adına Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde topyekûn verdiği silahlı mücadelenin şiir, roman, hikâye, tiyatro, anı, hitabet, mektup, süreli yayın gibi farklı türlerdeki edebî eserlere nasıl yansıdığını, Millî Mücadele ile ilgili birinci derecedeki bazı tarihî belgelerin edebiyattaki yerlerini ortaya koymayı hedeflemektedir.

Estetik kaygıyı önceleyen edebiyatın, milletin tarihî hafızasını oluşturma görevini de yerine getirmek adına Türk milleti için hayatî bir dönemeç olan Millî Mücadele’yi hangi açılardan işlediğini tespit etmek üzere hazırlanan bu kapsamlı çalışma Prof. Dr. Bilge Ercilasun, Prof. Dr. İnci Enginün, Prof. Dr. Recep Duymaz, Prof. Dr. Zeynep Kerman gibi Yeni Türk Edebiyatı sahasının kıdemli hocalarının da yer aldığı otuz dört akademisyenin katkılarıyla meydana gelmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 448
Ağırlık : 448
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺450,00
Tükendi

15 Mart 1921 tarihinde Talat Paşa Berlin'de bir suikaste kurban gitmiştir. 6 Aralık 1921 günü Sait Halim Paşa Roma'da, 1922 yılının 16 Nisan'ını 17 Nisan'a bağlayan gece Doktor Bahaeddin Şakir ve Cemal Azmi Beyler de Berlin'de aynı kaderi paylaşmıştır. 21 Temmuz 1922 günü ise Cemal Paşa Tiflis'te öldürülmüştür. Bu olayların hepsi Osmanlı devlet adamlarına karşı düzenlenen ve Ermeni terörünün safhaları içerisinde üçüncü dönem olarak adlandırılan terörist faaliyetler sonucunda gerçekleşmiştir.

1860'lı yıllarda başlayıp günümüze kadar devam eden Ermeni terörü dört dönem halinde incelenmektedir. Birinci dönem 1860'lı yıllardan başlayıp Birinci Dünya Savaşı'na kadar devam eden saldırı ve eylemleri içermektedir. İkinci dönem Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele yıllarındaki terörist eylem ve faaliyetleri kapsamaktadır. Doktor Bahaeddin Şakir Bey'in de içinde bulunduğu Osmanlı devlet adamlarına karşı düzenlenen terörist faaliyetler de üçüncü dönem olarak adlandırılmaktadır. Dördüncü dönem ise 1973-1985 yılları arasında Türk diplomatlara yapılan saldırıları ihtiva etmektedir.

Günümüzde ise olay farklı bir boyut kazanmıştır. Ermeni lobisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı Papa, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı, Avrupa Parlamentosu ve diğer bazı ülke parlamentoları gibi ünlü şahıs ve kurumlar eliyle sözde soykırım iddiasını kabul ettirmek adına baskı ve taciz uygulamaktadır. Bunun ardından da tazminat ve toprak talepleri gelecek yani Ermeni meselesi devam edip gidecektir. Hâlbuki Ermeniler aslında İttihatçı liderleri yani Talat Paşa'yı, Sait Halim Paşa'yı, Cemal Paşa'yı, Cemal Azmi Bey'i, Doktor Bahaeddin Şakir Bey'i ve burada adını sayamadığımız daha pek çok vatan evladını şehit etmekle zaten bu davayı kaybetmişlerdir.

Elinizde tuttuğunuz bu kitapta Ermeniler tarafından şehit edilen fakat Türk tarihçileri ve Türk halkı tarafından yeterince tanınmayan buna mukabil Ermeniler ve onların sempatizanları tarafından çok iyi tanınan ve eleştirilen efsane bir adam, İttihat ve Terakki liderlerinden Doktor Bahaeddin Şakir Bey'in hayatı, fikirleri, eserleri ele alınmış ve onun şahsında dönemin önemli olayları üzerinde durulmuştur. Bu eser aynı zamanda İttihatçılık araştırmalarının da güzel bir örneğini oluşturmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2015
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 478
Ağırlık : 478
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺147,60
Tükendi

15 Temmuz Diriliş Destanı (Arapça)


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 23 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00
Tükendi

Toplumun aydınlarının, yetişmiş kesimlerinin, Fatih Sultan Mehmed Han gibi kahramanları aslî hüviyetleriyle tanıtmak ve toplumun önüne koymak gibi bir yükümlülüğü bulunmaktadır.

Bu yüzden, merhum Prof. Dr. Mahmud Es'ad Coşan her fırsatta geçmiş büyüklerimizi tanımak ve tanıtmak adına yazılar yazmış, konuşmalar yapmış, sempozyumlar düzenletmiş, bu tür faaliyetlerin yurdun her tarafında gerçekleştirilmesini tavsiye etmiştir. Bu kabilden olarak yazı ve konuşmalarında en fazla yer verdiği şahsiyetlerden birisi de Fatih Sultan Mehmed olmuştur.

O, İstanbul'un fetihle birlikte işgal edilmediğini, inşa edildiğini devamlı surette işlemiş, fethin Osmanlı'nın gerçek kuruluşunu sağladığını vurgulamıştır. Fatih Sultan Mehmed'in ve onun hediye ettiği İstanbul'un Fethi'nin meyve olduğunu vurgulayan Coşan, bunu anlamak için arka plandaki zihniyeti iyi kavramak gerektiğini söyler; pek çok insanın bu gerçeği anlamadığını, anlayamadığını o yüzden yazılan tarihlerin önemli bir kısmının meseleyi anlatmaktan uzak olduğunu vurgular. Bu yüzden tarihçileri İstanbul'un Fethi'ni gerçek boyutlarıyla yazmaya davet eder. Hatta vakit ve fırsat bulsa bu işi gerçekleştirmeyi istediğini bildirir.

"Fethin temelinde iman vardır, azim vardır, sebat vardır, sabır vardır, aşk vardır; insanlığın insanlık dini İslâm ile buluşturulması gereğine olan inanç vardır; küfrün sembollerinin ortadan kaldırılarak imanın direğinin dikilmesinin azmi vardır."

Hz. Peygamber'in "Fetih Hadisi" diye bildiğimiz müjdenin bu hâdisede temel bir fonksiyonu bulunmaktadır. Bu yüzden Peygamber Efendimiz'e olan imanın gereği olarak onun yolunda insanlığa ışık saçmış olan kişiler ve olaylar unutulmamalı, unutturulmamalı; bu kişi ve onların ortaya koydukları aksiyon asıl veçhesiyle aydınlatılmalı, ortaya konulmalıdır. İdealist nesiller bu şekilde kendilerine müspet örnekler bulmuş olurlar."

Merhum Es'ad Coşan, zikredilen duygu ve düşüncelerle Fetih ve Fatih üzerine çeşitli konuşmalar yapmıştır. Bu kitap o konuşmaların çözülerek yazı diline aktarılmasıyla hazırlanmıştır. Konuşma esnasında geçen âyet, hadis, kelâm-ı kibâr ve şiirlerin kaynakları mümkün olduğu kadar tespit edilerek dipnotta verilmiştir. Sonuna kaynakça ve özellikle araştırmacıların istifadesini kolaylaştırmak için ayrıntılı bir dizin ilave edilmiştir.

İstanbul'u fetheden zihniyeti ve Fatih Sultan Mehmed'i daha iyi anlamak için bu kitabının okunmasını önemle tavsiye ederiz.


Basım Ayı/Yılı : 2017
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 10,5 / 16,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 1
₺65,00
Tükendi

İbn Hurdazbih'in coğrafyaya dair olan el Mesalik ve'l Memalik adlı eseri muhtemelen abbasi saray teşkilatına mensup birinin isteği üzerine yazılmıştır. Eserde yazarın gözlemlerine dayanan oldukça fazla bilgi bulunmaktadır. Eserin değişik kütüphanelerde yazmaları bulunmaktadır. Bizim üzerinde çalışmış olduğumuz nüsha muhammed mahzum tarafından hazırlanan Beyrut baskısıdır. İbn Hurdazbih bu eserinde Müslüman dünyasının ana ticaret yollarının tam bir haritasını ortaya çıkarmıştır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 204
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2019
₺90,00
Tükendi

Michael Hart'ın tartışmalara yol açan elinizdeki kitabı ilk kez yayınlandığında, eleştirmenler yazarın oldukça cesur olduğundan bahsediyordu. Hart, kendince en etkili bulduğu kişilerin listesini yapmakla kalmamış, onları etki derecelerine göre sıralamıştı.
 
Fakat eleştirmenler yanıldı. Kitap o günden bu güne iyi bir satış grafiği elde etti. Yıllar geçtikçe Hart'ın elindeki listeye yeni isimler eklendi, revize edilmiş yeni baskılar yapıldı ve kitaba olan ilgi hep taze kaldı. Elinizdeki kitap, eserin yenilenmiş ve genişletilmiş baskısı.
 
Hart'ın listeyi hazırlarken en önemli ölçüsü; en etkili olanları, milyonlarca insanın kaderini belirlemiş, medeniyetlerin yükseliş ve çöküşüne sebep olmuş, tarihin gidişini etkilemiş insanları bir araya toplamaktı.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 704
En / Boy : 14 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2018
₺50,93
Tükendi

"Eski Ermenistan’a yolculuğum tehlikesiz değildi. Oraya varmak için kış ortasında Bingöl dağlarını aşmam gerekiyordu. Bu sıra dağlar 4300 metre yükseklikte olup, yazın bile geçmek güçlü. Buzla uğraşmanın yanında, bu yüksekliklerde yaşayan yarı vahşi Kürt aşiretleriyle de uğraşmam gerekecekti. Bu aşiretler Sultanı ismen tanıyorlardı ve yaşamlarını eşkıyalıkla geçiriyorlardı. Doğrusunu isterseniz, bin bir güçlük vardı. Türk Iran sınırına varmak istersem benim için tek yol vardı. Hasan Kale vadisini, neredeyse geçilemeyecek kar yığınlarını, bata çıka geçmek. O dağları tırmanmaya çalıştık. Bizden iki bin yıldan fazla bir zaman önce, on Binlerin çekilişi esnasında, Xenophon’da geçmişti.

Kürtleri veya Karduchos’ları, silahları dışında, Anabasis’in anlattığı gibi buldum. Ok ve mızrak yerine, şimdi Mavzer tüfekleri ve yinemeli ateşli tabancalar kullanıyorlardı. Kamaları, eski zamanların aynıydı. Bingöl dağının doruklarını hiç unutmayacağım. Sarımtırak bir sise bürünmüş doruk, sanki ölüm uykusundaydı.

...Düşünceme göre Kürtler Yakındoğuda geleceğin ırkıdır. Onlar daha eski uygarlıkların kötülükleriyle körelmemişlerdir. Genç ve canlı bir ulustur. Kuzey İran ile anadolunun Güneybatısını yavaş, yavaş ele geçirmektedirler. Fetih ettikleri halklara, kendi dilleri ve geçen bütün yarı barbar halkları özümsüyorlardı. Birçok Kürt, Hıristiyan olup, Nesturi mezhebindedir. Başkaları Şeytana tapan Yezidilerdir. Çoğunluk Sünni olup aralarında Şii olanlarda vardır." (kitaptan) İspnayol asıllı Nogales’in anıları tarihimizde ilk kez karşılaştığımız ve bizi sarsan bir tanıklıktır aynı zamanda. Bu diziye kitaplığınızda mutlaka bir yer açın.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 301
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2008
₺21,25
Tükendi

Türklerin tarih boyunca kurmuş oldukları devletlerden en uzun ömürlüsü ve en güçlüsü şüphesiz Osmanlı Devleti’dir. 13. yüzyıl sonlarından 20. Yüzyıla kadar, 623 yıl aynı hanedan tarafından yönetilen bu devlet Türk ve dünya tarihinde önemli bir yere sahiptir. Üç kıtada altı yüzyıldan fazla bir süre hüküm sürmüş olan bu devleti 36 padişah yönetmiş olup, Fatih Sultan Mehmed; Osman Gazi, Orhan Gazi, I. Murad (Hudavendigâr), I. Bayezid (Yıldırım), I. Mehmed (Çelebi) ve II. Murad’dan sonra II. Mehmed unvanıyla tahta çıkan yedinci hükümdardır. Prof. Dr. Halil İnalcık’ın ifadesiyle Osmanlı Devleti’nin gerçek kurucusu Fatih Sultan Mehmed’dir. 30 Mart 1432 tarihinde II. Murad’ın dördüncü oğlu olarak Edirne’de doğmuş olan II. Mehmed, daha babası hayatta iken, 1444 Ağustos’unda henüz 12 yaşında tahta çıkmış, 1444-1446 ve 1451-1481 yılları arasında süren 32 yıllık saltanatı döneminde başta İstanbul olmak üzere birçok fetih (Amasra, Sırbistan, Trabzon, Sinop, Kastamonu, Mora Yarımadası, Midilli, Bosna, Eğriboz, Otranto) gerçekleştirdiği gibi, Eflak, Boğdan ve Kırım’ı tâbi hale getirmiştir. Osmanlı Devleti’nin idarî ve askerî teşkilâtı ile müesseseleri de onun zamanında kurulmuş ve gelişerek asırlarca devam etmiştir. Saltanatı boyunca fetihten fethe koşmuş olan bu hükümdar, hasta olmasına rağmen yeni bir sefere daha çıkmış, ancak Gebze yakınlarına ulaşıldığı sırada rahatsızlığı artmış ve 3 Mayıs 1481 tarihinde vefat etmiştir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 570
En / Boy : 16 / 23,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2018
₺52,78
Tükendi

1- Kilit:

Selçuklu üçlemesinin ilk kitabıdır. Selçuk Türklerinde Kınık Boyu'nun, Orta Asya'dan gelen oymakları toplayarak birliği sağladıktan sonra yarı açılmış kilit olan Anadolu'ya akarak burayı vatan yapmaları; Bizans'ın bu akışı durdurmak için Peçenekleri kullanma çalışması, Alpaslan ve onu yetiştiren çevre anlatılmaktadır.

2- Anahtar:

Selçuklu üçlemesinin ikinci kitabıdır. Malazgirt zaferinden sonra Anadolu'yu vatan yapmak için uğraşan beylerin birlik ve beraberlik içinde hareket etmelerinin önemi, iktidar hırsından dolayı başlayan kardeş kavgalarının Türk birliğine-dirliğine verdiği zararlar üzerinde durularak Melikşah ve adamlarının Bizans içlerindeki aktif faaliyetleri anlatılıyor.

3 - Kapı:

Selçuklu üçlemesinin üçüncü kitabıdır. Selçuklu Türklerinin Anadolu'daki varlıklarını giderek güçlendirmeleri Bizans'ı rahatsız eder ve Türk birliğini bozmak, Türkleri Anadolu'dan silmek için faaliyetlerine hız verir. Bunu başarmak için bir yandan Haçlı Seferlerine, diğer yandan Hasan Sabbah fedailerine destek verir. Selçuklu beylerinin de zaman zaman iktidar hırsına kapılmaları birlik için en büyük tehlikedir.

4- Konak:

İlk Osmanlı üçlemesinin birinci kitabıdır. Tarihin en büyük ve ihtişamlı devletlerinden birinin kuruluş macerası, bu kuruluşun harcına ruh üfleyen alperenler ve bu devletin kurucusu Osman Gazi'nin bir menkıbeden daha güzel, daha manalı ve gerçeklere dayalı destanî hayatı anlatılmaktadır.

5 - Çatı:

İlk Osmanlı üçlemesinin ikinci kitabıdır. Kayı Boyu'nun, göçebe bir hayattan ve aşiret düzeninden yerleşik bir hayata geçerken karşılaşılan kültürel, sosyal ve ekonomik bazı zorluklar, Anadolu'nun batısındaki tekfurlarla olan mücadeleler ve ilişkiler üzerinde durulmaktadır. Artık çatı çatılmış ve geleceğe köprüler kurulmuştur..

6 - Üçler Yediler Kırklar:

İlk Osmanlı üçlemesinin üçüncü kitabıdır. Osmanlıların Rumeli'ye geçişleri, bu geçişin altyapısını hazırlayan dervişlerin faaliyetleri, Orhan Bey zamanındaki siyasi ve sosyal çalkantılar, denize açılma isteği ve bunun felsefesi anlatılmaktadır.

7- Bu Atlı Geçide Gider:

Şeyh Bedreddin-Timur-Bayezid üçlemesinin ilk kitabıdır. Osmanlı Devleti'nin birliğini kökünden sarsan Fetret Dönemini hazırlayan sebepler, ikbal, ihtiras, kıskançlık, toprak hırsı gibi duygu ve düşüncelerin devlette açtığı yaralar üzerinde durulmaktadır. Savaş meydanlarındaki gazilerle, tekkelerde ve zaviyelerdeki erenler bu yaraları sarmak için aynı idealler etrafında birleşmişlerdir.

8- Geçitteki Ülke:

Şeyh Bedreddin-Timur-Bayezid üçlemesinin ikinci kitabıdır. Osmanlı Devleti'nin bütünlüğünü tehdit eden iç ve dış unsurların çabaları, Niğbolu Zaferinin önemi, Timur'un Anadolu'ya hareketini kışkırtanlar ve bunu engellemeye çalışanlar konu ediniliyor.

9- Darağacı:

Şeyh Bedreddin-Timur-Bayezid üçlemesinin üçüncü kitabıdır. Ankara Savaşı'nın önemi ve Sultan Bayezid'in hazin sonunu takiben Osmanlı birliğinin parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalması vurgulanıyor. Ayrıca Sultan Bayezid'den sonra şehzadeler arasındaki hilenin, ihtirasın, ikbal hırsının, benliklerini aşamamanın zararları ve Şeyh Bedreddin'in, kendisinin belirlediği sonu anlatılıyor.

10- Ebemkuşağı:

Fetih üçlemesinin birinci kitabıdır. Anadolu'nun mânevî mimarlarında Hacı Bayram Velî, Akşemseddin, Horoz Dede'nin Osmanlı birliğinin yeniden güç bulması ve düşmana karşı birlik içinde hareket edebilmek için verdikleri çabalar, alp ve eren tipinin sentezi, Türk'ün Türk'ü öldürmesinden, kardeşin kardeşi düşman görmesinden duyulan rahatsızlık, iç kavgaların dış kavgalardan tehlikeli olduğu anlatılıyor.

11- Sabır:

Fetih üçlemesinin ikinci kitabıdır. Adalet, metanet, doğruluk ve sabrın her engeli aşacağı, Osmanlı Devleti'nin bu değerler üstünde daha da kuvvetli olacağı, devletin bekasında ve sağlam temeller üzerinde yükselmesinde mânevî dünyaları büyük insanların rolü anlatılıyor.

12 - Gündönümü:

Fetih üçlemesinin üçüncü kitabıdır. İstanbul'un fethini hazırlayan sebepler, Fatih Sultan Mehmed'in azmi, dirayeti ve tarihi misyonu, fethin mana ve önemi.... çağ açıp çağ kapayan Fetih anlatılıyor...

13-14-15 … Ve Çanakkale Geldiler, Gördüler, Döndüler 3 kitap

... Bence önemli olan Çanakkaleye gelenlerin gelmesi değildir. Onlar, nasıl olsa geleceklerdi. 1071 Ağustosundan beri gelmeği her fırsatta denediler. Çanakkale'ye, 1914 ile birlikte geldiler. Önemli olan onları Çanakkale'de durduran ruh idi. İşte bu, o ruhun destanıdır. Olayları ve tarih sıralamasını romana uygun değişmelerle, bazen ayrı zamanları aynı zaman diliminde; bazan aynı zaman dilimindekileri ayrı ayrı zamanlara aktararak yazdı isem, sebebi budur...

... Ve Çanakkele Üçlemesi, Dünki Türkiye Dizisinde yayınlanmış olan Selçuklu ve Osmanlı Üçlemelerinin bağlantısı olarak da Bugünki Tüirkiye Dizisi romanlarına köprülük edebilir diye düşünüyorum. Biliyorum ki bir kısım tarih yazarlarıyla pek sevgili eleştirmenler (!) birçok şey söyleyip hiçbir şey anlatmadan, ... Ve Çanakkale hakkında da yazacaklardır. Varsın yazsınlar. Çünki ben biliyorum ki, ... Ve Çanakkale´den önce bizim dillimizde yazılmış böyle bir roman yoktu.... şimdi var, Bu bile benim için bir şereftir, önceliği olan ders kitaplarından da değil. Bir milletin namusu olduğu için, Plevneden sonra ana topraklarımızdaki en büyük direniştir; karşı geliştir, gücü bu savaşlardan kaynaklanmaktadır. Bu yüzden, bilinen tarih sıralaması yerine, taşıdığı destan havasının bozulmamasını gayret ettim. Çanakkale Savaşlarımızın başladığı günü, nerelerden nasıl bir sırayla uzayıp hangi tarihte sona erdiğini herkes, ortaokul öğrencileri bile, çok iyi bilirler...

16- Cevahir ile Sadık Çavuş'un Buğday Kamyonu / Bugünki Türkiye Dizisi

İkinci Dünya Savaşı Türkiye'sinde tek parti döneminde gelenek ve göreneklerine bağlı, kanaatkâr, samimi millet evlâtlarıyla devrin iktidarına sırtını dayamış, kesesine ve midesine düşkün, menfaatçi, inancı zayıf eşraf takımının ve aydın sınıfın mücadelesi, yöneticilerin halktan kopukluğu anlatılıyor.

17- Karanlıkta Mum Işığı / Bugünki Türkiye Dizisi

Osmanlı Devleti'nden bu yana çok önemli sosyal müesseselerden biri olan vakıfların yüklendikleri fonksiyonlar üzerinde durulurken, 1946 Türkiyesi'nin sosyal-ekonomik ve kültür yapısından kesitler sunuluyor. Ayrıca, adalet mekanizmasının işlemediği bir devlette görülen rahatsızlıklar, devleti idare edenlerle idare edilenlerin duyuş, düşünüş, kültür ve inanç ayrılıklarından dolayı açılan sosyal yaralar üzerinde duruluyor.

18- Güneşin Dört Köşesi / Bugünki Türkiye Dizisi

Demokrat Parti iktidarının son günlerindeki siyasi hadiseler, devleti yıkmak isteyen azınlıkların faaliyetleri, bazı siyasilerin her gün biraz daha kazanabilmek için çeşitli entrikaların peşinde olmaları, kendi halindeki bir Anadolu kentinde yönetici, eşraf ve halkın birbiri ile ilişkileri anlatılıyor.

19- Kutsal Maphus Ebu Hanife

Ebu Hanife'nin Hak yolundan yalnız da olsa dönmediği, işkence görse bile inandıklarını söylediği, ikbal ve mevkı hırsıyla hareket etmediği, hırstan, kinden uzak durduğu anlatılıyor.

20- Sonsuza Uyanan Taşlar

Türk edebiyatının ilk yazıtları olan, Türk adının, yeryüzünde ilk defa, Türkçe yazıldığı, milletimizin milli kimlik belgeleri Orhun Abideleri'nin bulunuşları, Türk Edebiyatı, tarihi, coğrafyasındaki önemi üzerinde duruluyor.

21- Karşılaştırmalı Türk Destanları

Genel olarak destanların ortak özellikleri milli destanlar, Türk destanları, İslâmiyet'ten önceki Türk destanları, İslâmiyet'ten sonraki Türk destanları, mahallî destanlar örnekleriyle ve karşılaştırmalı olarak incelenmektedir.

22- Türk İslam Efsaneleri Bir Büyülü Dünya ki-:

İman, sevgi, insanlık, doğruluk, adalet gibi konuların yer aldığı, Türk-İslâm Efsaneleri okuyucuya sunulmaktadır.

23- Can Ocağında Pişen Aş

Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun roman kahramanlarının kültürel kodları ve milli kültürümüzün mânevî temellerinin inşacısı Hoca Ahmed Yesevî ve yolu konu edinilmiştir.

24- Dedem Korkut'un Kitabı:

Halkımızın ölümsüzleştirdiği; efsanelerde yaşattığı bir şahıs olan, gerçekte belli bir tarihte bir şahsiyet olarak yaşamış olan Dede Korkut'un oniki hikâyesi dili sadeleştirilerek verilmiştir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 8068
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2016
₺0,00
Tükendi

İlkokul seviyesinde, Sultan 2.Abdülhamid Han’ı doğru şekilde tanımak ve tanıtmak adına hazırlamış olduğumuz bu eserimizde çocuklarımız, Abdülhamid Han’ın yaşamış olduğu Yıldız Saray’ında geziyormuş gibi, onu yakından tanıyacak.

Akıcı bir dille hazırlanmış olan bu eseri baştan sona büyük bir merak ve heyecan ile okuyacaklar.

Abdülhamid Han’ı anlamak yolundaki ilk adımını eğlenceli bir şekilde atacakları kitabımızda, Ahmet Dede, torunları Ayşe ve Ali’ye Sultan Abdülhamid’i anlayabilecekleri dilde anlatıyor.
Öykü tadında, Sultan Abdülhamid’e ait resimlerle çocukların sıkılmadan okuyabilecekleri bu kitapla, değerlerimizi çocuklarımıza tanıtmış olacağız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 78
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2018
₺5,39
Tükendi

Turgut Alp’in Ertuğrul Gazi, Osman Gazi ve Orhan Gazi’ye dahi Alplik yaptığını biliyor muydunuz?

Çocuklarımız bu kitabımızda Kayıların keskin kılıcı Turgut Alp’in Ertuğrul Gazi ile birlikte yer aldığı savaşları, Osman Gazi’ye nasıl Alplik yaptığını, gerçeğin öyküsü şeklinde öğrenecekler.
Osmanlı’nın doğuşunda Turgut Alp’in rolünü ve kahramanlıklarını severek okuyacaklar.
Dönem ruhunu, sadakati ve İnegöl Fatihi Turgut Alp’i bu kitabımızda bulacaklar.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Isparta
Sayfa Sayısı : 96
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2018
₺5,39
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 176
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2010
₺28,50
Tükendi

Yaşamı, mimari yaklaşımları ve mesleki deneyimleri... Türkiye’nin ve İstanbul’un ilk şehir plancısının Bağdat Caddesi’nden Nişantaşı Valikonağı’na geniş bahçeler, alçak binalar, ferah yaşam alanlarından oluşan, İstanbul planları...

1936 yılında, Fransız mimar ve şehir plancısı Henri Prost İstanbul’a gelir ve belediyeye danışmanlık hizmeti vermeye başlar. Okul yıllarında, Paris’te Prost ile tanışan ve tavsiyesiyle mimarlığın yanı sıra şehircilik de okuyan İstanbullu Aron Angel ile Prost birlikte çalışmaya başlarlar. Angel, Prost ile birlikte kentte önemli projelere imza atar. Sekiz yıl süren bu birliktelik sonrası 1952 yılında Henri Prost'un sözleşmesi biter. Prost'un yerine, Aron Angel İstanbul Nazım Planı başdanışmanı olarak atanır.

Gezi Parkı, Taksim, Beyoğlu, Valikonağı Caddesi, Bağdat Caddesi... İstanbul’un pek çok önemli noktasının planlanmasında emekleri geçer Aron Angel’in. Kimi zamanların projeleri eksiksiz uygulanır, kimi zaman ise nazım planları hiçe sayılarak ranta kurban gider.

Şehirlerinin geçmişine ilgi duyan İstanbullular, şehircilik alanında çalışma yapanlar veya bu bilim dalına ilgi duyanlar, mesleğinin duayeni bir İstanbul beyefendisinin çalışmalarını ve şehrin gelişimini bu kitaptan izleyebilirler.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 183
En / Boy : 19,5 / 22
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : 9.2014
₺38,43
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 219
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺16,60
Tükendi

“IBM bunu neden yaptı? Bu davranışın antisemitizmle hiçbir ilgisi yoktu. Nasyonel Sosyalizmle de ilgili değildi. Mesele her zaman paraydı.”

Edwin Black

ABD’nin kudretli şirketlerinin Nazi Almanyası’yla kurduğu ticari ilişkiler ve bu ülkenin önde gelen sivil toplum örgütlerinin Nazilere düşünsel planda önderlik etmesi tarihin karanlık sayfalarındaki yerini çoktan almıştır. Öyle olmakla birlikte bu şirket ve kuruluşların Nazilerle kurduğu, insanı şok eden ayrıntılarla yüklü ilişkilerin gerçek boyutları nedense gündeme gelmez. Edwin Black’in yoğun bir emek ürünü olan eseri okunduğunda bu kuruluşlar ve başlarındaki nüfuzlu yöneticilerin Üçüncü Reich’ın giriştiği yıkım harekâtına çok çeşitli yollarla yardım ve yataklık ettikleri anlaşılabilir. Yahudiler IBM’in cömert müşterisi için geliştirdiği kimlik tespiti programları ve makineleri sayesinde olağanüstü sistemli biçimde çalışma ve ölüm kamplarına gönderilebilmişlerdi. General Motors’un Nazi ordusunun mobilizasyonunu üstlenmesi sayesinde Avrupa’nın geniş toprakları Nazilerce rahatlıkla zaptedilebilmişti. Ford Motor Company’nin kurucusu Henry Ford, aktivist antisemitizmiyle Hitler ve şürekâsının adeta taptığı bir düşünsel önderdi. ‘Ölüm Meleği’ Josef Mengele’nin Auschwitz’e gitmesini sağlayan ‘ırk ıslahı bilimi’ ve ‘yetersiz bireylerin toplumdan elenmesi’ programının finansörleri ise Rockefeller Vakfı ve Carnegie Enstitüsü’nden başkası değildi…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 167
En / Boy : 14 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2018
₺16,94
Tükendi

Hattatların Hatıraları Hattatlar üç gruba ayrılırdı; Birinci grubu oluşturanlar okullarda yazı dersi veren meşk hattatlarıydı. Ama bunların arasında da çok ileri düzeyde olanlar bulunurdu.

Yazma kitapları istinsah (kopya) eden ya da ısmarlama yazan hattatlar ikinci bir grup oluştururdu. Üçüncü grupta yer alanlar öğrenci yetiştiren ve özgün yapıt veren hattatlardır.

Şeyh Hamdullah, Ahmed Karahisari, Hafız Osman, Mustafa Rakım, Sami Efendi gibi çok ünlü hattatlar hep bunların arasından çıkmıştır. Bu tür hattatların bazıları hem Divan-I Hümayun, Enderun-I Hümayun gibi resmi dairelerde ve okullarda, hem de özel olarak ders verirdi. Ama gelenek gereği hiç biri para almazdı. Hattatlar arasında en kıdemli ve usta olana. Hattatların reisi (reisü l-hattatin) adı verilirdi. Onun ölümünde yerine bir başkası geçerdi. Bu kıymetli sanatçıların icra ettikleri sanatın ismi hattır. Elinizdeki eserde hat sanatını icra eden bu değerli sanatçılarla ilgili hatıralara yer verilmektedir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 256
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2018
₺25,00
1 2 3 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı