Feynman’ın 1964 yılında Caltech’de verdiği bir dersin notları sonradan kaybolmuş ve unutulmuştu. "Gezegenlerin Güneş Çevresindeki Hareketi" adı verilmiş olan bu ders, Isaac Newton’un Principia Mathematica’sındaki elipsler yasasının geometrik kanıtına alışılmamış bir yaklaşımdı. David ve Judith Goodstein’ın tekrar derlediği ve yayıma hazırladığı bu ders tek bir olgu hakkındadır, ama kesinlikle küçük bir olgu değil. Bir gezegen ya da bir kuyrukluyıldız veya herhangi bir cisim uzayda kütleçekimin etkisi altında çok özel bir matematiksel bir yay çizerken, neden çok özel bir matematiksel eğri izlediğini, doğanın neden bu zarif geometrik yapıların izlenmesini "seçtiğini" basit bir geometriyle açıklamaktadır? Problem sadece derin bilimsel ve felsefi anlamdan ileri gelmekle kalmayıp, ayrıca büyük tarihsel öneme sahiptir. Çok önemli bir konu, güzel anlatılmış bir öykü üzerine büyüleyici bir kitap bu. Goodstein’lar temel bir problem üzerine çok hoş bir şekilde yazılmış bir el kitabı üretmişler. Bu kitap, biraz temel matematik ile uğraşmak cesareti gösterecek tüm okurlara ödüllendirici bir deneyim sağlayacaktır. Yazarlar, her şeyden önce, kayıp bir belge için heyecanlı bir kovalamaca sunmuşlar ve büyük fizikçi Richard Feynman’ın ve onun düşünme yönteminin çok sıcak ve ilginç bir resmini vermişler. -I. Bernard Cohen - Harvard Üniv. Bilim Tarihi Emekli Profesörü-
Kuantum kütleçekim, evrenin ilk zamanlarını ve kara delikler gibi ilginç nesneleri nasıl açıklayabilir? Evrenin görünümü nasıl hiçbir kuantum etkisi gözlenmeden Einstein’ın öngördüğü gibi olabilir? Zaman neden ileri gider de geri gitmez? Bu kitapta, iki farklı görüşteki fizikçi bu soruları tartışıyorlar. Penrose realisti, Hawking ise pozitivisti oynuyor. Penrose, Einstein gibi, kuantum fiziğinin tamamlanmış bir kuram olduğuna karşı çıkıyor. Hawking ise tersine, genel göreliliğin evrenin nasıl başladığını açıklayamayacağını öne sürüyor. Hawking’e göre, sadece sınır koşulları olmayan bir kuantum kütleçekim kuramı, küçük bir kısmını gözleyebildiğimiz evren hakkında bize bir şeyler söyleme şansına sahiptir. Penrose ve Hawking arasındaki tartışma bir bakıma, Einstein rolünü Penrose’un ve Bohr rolünü de Hawking’in üstlendiği eski fikir ayrılığının uzantısıdır.
‘’Son otuz yılda Stephen Hawking ve Roger Penrose kütleçekimin ve kozmolojinin doğasını anlamak için herkesten daha çok uğraştı... Zamanın ve Uzayın Doğası bu çabanın kitaplaştırılmış halidir....’’
–John Barrow, New Scientist
“ Hawking ile Penrose arasındaki tartışma okuyucuyla etkileşim sağlıyor... Hawking’in mizah anlayışı kitabı renklendiriyor.’’
–Joseph Silk, The Times Higher Education Supplement
“Bu ilginç kitap, gelecek nesil fizikçiler için daha da ilginç olmaya aday.’’
–Robert M. Wald, Science
1964 A. Einstein Ödülü ve 1965 Nobel Fizik Ödülü sahibi Profesör R. Feynman sadece fizik yasalarının kavranışına yaptığı katkılarla değil, fiziği fizikçi olmayanlar için de çekici kılma yeteneğiyle tanınır.
"Olağanüstü ... bu kitapta büyük bir fizikçinin düşünme biçimini görüyorsunuz."
- Times Literary Supplement
"Feynman'ın "hiç kimse o kadar akıllı değildir" saptaması bana şunları çağrıştırıyor: Feynman'ın başarılarında "sihirli" bir yan yoktur, ama doğru düşünmek, doğanın gerçekliğine doğru bir şekilde yaklaşmak, doğru soruları sormak, geleneksel olmayan cevapları denemek, sahte seslere ve kanıtlanamaz varsayımlara karşı dikkatli olmak vardır."
- Philip W. Anderson
Dick'in [Richard Feynman] fiziğinin insanlar tarafından anlaşılmasının zor yanı matematiksel denklem kullanmamasıdır. Nevvton'dan bu yana teorik fizikçiler denklemler yazarlar ve sonra bu denklemlerin çözümleri üzerine çalışırlar. Hans [Bethe], Oppy [Oppenheimer] ve Julian Schvvinger bu şekilde fizik yapmışlardır. Dick ise denklemleri yazmadan çözümleri kafasında yapar. Neler olup bittiğini kafasında canlandırır ve minimum matematik kullanarak çözümün ortaya koyduğu resmi çıkartır. Hayatları boyunca denklem çözmeye uğraşanların onun karşısında şaşırıp kalmalarını anlayabiliyorum. Onların zihinleri analitik çalışırken, Feynman'ınki resimseldir.
- Freeman Dyson
İnsanlaşmanın ardından gelen 2 milyon yılın izini süren bu kitapta bir çok primat uzmanı, aşktan töre cinayetlerine, insan davranışlarının evrimsel kökenini araştırıyorlar. Australopiteklerden bu yana birçok farklı insan türü evrimleşti, ancak bunlardan sadece biri günümüze kadar yaşayabildi: Bizler, yani Homo sapiens. Şüphesiz insanlar diğer primatlardan çok farklıdır. Bu fark nereden gelmektedir? Evrimin hangi aşamasında diğer primatlardan radikal olarak ayrılmaya başladık? Hem dişinin hem de erkeğin rastgele cinsel ilişkide bulunmayı bırakmasına yol açan çiftler arasındaki bağın evrimini nasıl açıklayabiliriz? Bu ayrışmada genetik, çevresel ya da kültürel faktörler ne kadar rol oynadı? Köken Ağacı bu soruların yanıtlarını irdeleyen bilimsel bir çalışmaların bir özeti.
"Geçtiğimiz birkaç on yılda primat davranışları araştırmalarında büyük ilerlemeler elde edildi. Bu kitapta dünyanın en seçkin uzmanları bunların insan evrimini hangi yönde aydınlattıklarını anlatıyor."Jane Goodall
"Büyüleyici bir derleme…"Laura Spinney, New Scientists
İster insanın kökenlerini merak ediyor olun, ister diğer hayvanların yaşamlarını; bu kitap, doğadaki en yakın akrabalarımızla ilgili şu anki görüş ve araştırmaların harikulade bir bileşimi.Susan Okie, Washington Post Book World
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.