Ali Bey, yaklaşık 18 yaşına kadar babasının gölgesinde yaşar. Babasının ölümünden sonra, çalışma arkadaşlarının yönlendirilmesiyle o dönemdeki eğlence yerlerine gitmeye başlar. Bu gidiş Ali Bey’i yavaş yavaş annesinden ayırır ve Mahpeyker adında ahlaksız bir kadının ağına düşürür. Annenin oğlunu bu durumdan kurtarmak için satın aldığı cariye Dilaşup ise Ali Bey’e gönülden bağlanır. Her şeyini Ali Bey’in maceraları sonucu kaybeder. İlk romanlarımızdan sayılan İntibah’ta Namık Kemal iyi ile kötünün mücadelesinde kendi tavrını iyiden yana koymasına rağmen, okuyacağınız bu romanda üzüntülü bir son beklemektedir sizi.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 177
En / Boy : 11 / 16,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2009
₺28,70

Kafkaslardan küçük yaşta köle olarak İstanbul ‘a getirilen bir kız çocuğu. Satıldığı konaklarda eziyet içinde yetişir. Tam rahat edebileceği bir konağa satıldığında köle kız konağın delikanlısına aşık olursa ne olur? Delikanlı da köleye aşık olabilir mi? Üstelik statü budalası bir ailesi varken. Kader ağlarını küçük Çerkez kız için örmektedir. Kafkaslardan İstanbul’a ve İstanbul’dan Mısır’a uzanan sürükleyici bir öykü. "Genç ve güzel bir kızın yıllar yılı hayallerini süsleyen genç kızlık emellerini gerçekleştirmesi, Tanrı tarafından bağışlanmış en doğal hakkı, o güzelliği ve gençliği de en büyük ayrıcalığı değil midir?... Herkes durgunluğa kavuştuktan sonra evlenecekse o güzel kız bu doğal hakkını nereden arasın?"


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 141
En / Boy : 11 / 16,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2009
₺28,70

Evli bir çift ve en yakın erkek arkadaşları. Şüpheci bir kız kardeş. İmkânsız aşk var mıdır? Aslında yoktur. Var olduğu zannedilse de "kalp konuştuğunda akıl karşı koymayı yakışıksız bulur". Ama kaderimizi biz mi çizeriz yoksa çevremizdekiler mi? Ya da kaderin önüne geçilmez mi? "Sadece bir sözle, bir işaretle beni rahatlatsanız, bana sadece: ‘Hâlâ seviyorum, fakat korkuyorum...’ deseniz ben sizin için aylarca ateşlerde yanar, mutlu ve ümitle beklerdim..."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 175
En / Boy : 11 / 16,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2009
₺28,70

Nazlı büyütülmüş bir babanın oğlu: Bihruz Bey. Babasının ölümünden sonra oldukça çok bir servetle baş başa kalmış bir oğul. Deneyimsiz ve genç Bihruz Beyin hayata atılırken yaptığı yanlışlar. Onca mal mülkün sorumsuzca harcanması. Gereksiz ilgiler; gereksiz meraklar; gereksiz harcamalar... Kendi kendine gelin güvey olmalar... İşte tüm bunların sonunda içinde düşülen üzüntü verici manzaralara... Bir yok oluşun romanı... Araba Sevdası’nda Recaizade Mahmut Ekrem; ilk dönem batılaşmasının doğurduğu sonuçları canlı bir dille ve tabloyla bize aktarmakta. "Duydukların doğrudur. İnan!.. İnan ki, durum çok yamandır! Ağla ki, avuntusu mümkün olmayan bir felaket içindesin. Yan, yakıl ki dermanı bulunmayan bir derde uğradın."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 240
En / Boy : 13,5 / 16,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2010
₺28,70

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 142
En / Boy : 11 / 16,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2010
₺28,70

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 560
En / Boy : 11 / 16,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2010
₺40,18

Jan Valjan’ın tüyler ürperten öyküsü. Yoksulluk sonucu içine düşülen yanlış davranışlar sonunda kürek cezasına mahkûm ediliş. Bu mahkûmiyetin Jan Valjan üzerindeki olumsuz etkileri, cezaevinden çıktıktan sonra Jan Valjan’ın Piskopos Miryel ile tanışması ve aralarındaki ilişkiler. Jan Valjan’ın isim değiştirerek yeni bir hayata atılma çabası karşısında önüne çıkan engeller. Victor Hugo usta kalemiyle bizi insan olmaya, insanca davranmaya ve insana değer vermeye çağırıyor. Sefiller romanıyla kapısını aralamış bizi bekliyor. "On dokuz senedir, ilk defa ağlıyordu!.. Gözyaşları, kalbindeki kini ve hiddeti alıp götürüyordu. Yıllarca, karanlık bir tersane hayatı yaşamış ve gözleri karanlığa alışmış olan bu zavallı adam, Piskopos’un birdenbire gösterdiği ışıktan rahatsız olmuş; gözleri kamaşmıştı... Şimdi bir yol ayrımında bulunuyordu: Ya insanların en iyisi ya da en fenası olacaktı. Bunun ortasını düşünemiyordu. Ya Piskopos’un üzerinde bir veli ya da kürek mahkûmunun altında bir canavar olacaktı... Bunları kendi iradesi ile düşünüyor değildi. Sanki biri kulağına fısıldıyordu. Kaç saat ağladı, ağladıktan sonra ne yaptı, nereye gitti, kimse bilmiyordu. Bilinen bir şey varsa, o da aynı gece saat üç sıralarında, posta arabasının sürücüsü, Piskopos’un evinin önünden geçerken, yabancı bir adamın kapının önüne diz çöktüğünü ve dua eder gibi kendinden geçtiğini görmüştü..."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 601
En / Boy : 11 / 16,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2010
₺40,18

Tarihte "Altına Hücum" dönemi olarak adlandırılan ve üstüne kitapların yazıldığı, filmlerin çekildiği olaylar zinciri 19. yüzyılda Kuzey Amerika’da geçiyordu. Jack London’ın ünlü eseri, Vahşetin Çağrısı’nda konu edilen "Altına Hücum" olayı da 1896’da Kanada’nın kuzeybatısındaki Yukon Bölgesi’nde, Klondike Irmağı çevresindeki topraklarda altın bulunmasından sonra yaşanmıştı. Alaska’nın batı sınırında yer alan bu bölgeye göç eden insanların refah arayışı, kızak köpeklerinin bitmek tükenmek bilmeyen acıklı öykülerini de beraberinde getiriyordu.

Buck da bunlardan biriydi ama onu diğerlerinden farklı kılan tek şey dondurucu rüzgârların estiği bu yabani ve geniş arazi ikliminde daha önce hiç farkında olmadığı o ilkel varlığının kendi içinde yeniden hayat bulmasıydı. Buck acımasız kutup yasaları altında yeniden diriliyordu. "Dayak yemişti ve bunu artık biliyordu, ama bir yeri kırılmamıştı.

Sopalı adama karşı hiçbir şansı olmadığını iyice anlamıştı. Öğrendiği bu dersi yaşamı boyunca asla unutmadı. O değnek çok şeyi açığa kavuşturmuştu. İlkel yasaların egemenliğiyle ilk karşılaşmasıydı ve daha bu yolun yarısını kat etmişti. Yaşamın gerçekleri çok daha acı bir görüntüsüyle karşısına çıkmıştı; kendi tabiatının ve zekâsının el verdiği ölçüde algılamaya ve anlamaya çalışıyordu bu görüntüyü." İşte Buck’ın liderlik içgüdüsüyle birlikte ortaya çıkan ilkel varlığına dönüş öyküsü burada başlıyordu.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 122
En / Boy : 11 / 16,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2010
₺28,70
1
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı