Elinizdeki kitap, Osmanlı İmparatorluğu'ndan modern Türkiye'ye miras kalan ve aktüel değeri hiç kaybolmayan ''Kürt sorunu''na tarihsel bir perspektiften bakmamızı sağlıyor.Geç Osmanlı ve erken cumhuriyet dönemlerinde etnik ve ulusal kimliklerinin ayırdına varmaya başlayan Kürtlerin bu dönemler boyunca kurdukları cemiyetler, çıkardıkları gazete ve dergiler hakkında kitapta önemli bilgiler yer alıyor. Koçgiri'den Dersim'e, Şeyh Said'den Ağrı'ya uzanan Kürt isyanları, Kürtlerin bu isyanlar sırasındaki diplomatik çalışmaları ve Kürt aşiretlerinin birbirleriyle olan ilişkileri kitapta bütün ayrıntılarıyla inceleniyor.Naci Kutlay’ın notlarının ilk göze çarpan özelliği kuşkusuz yelpazesinin genişliği. Kişiler, kurumlar, belgeler, bilgiler… Kadim çağlardan günümüze ve geleceğe bir yolculuk… Selçuklular, Osmanlılar, Safeviler, Ermeniler, İttihat ve Terakki, ''Kurtuluş Savaşı'', Cumhuriyet... ve bunların Kürtlerin uluslaşma seyrindeki yeri üzerine ayrıntı zenginliğiyle yüklü anlatımı...
Kürtler üzerine yazdığı başka kitaplarından da tanıdığımız Naci Kutlay’ın elinizdeki çalışması, Türkiye’nin değişmez gündemi "Kürt sorunu"nu tarihsel bir perspektiften görmemizi sağlıyor. Kitap, geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemlerinde, başka etnik gruplarla birlikte kimliklerinin ayırdına varmaya başlayan Kürtlerin Türkiye’nin modernleşme sürecinden nasıl etkilendiklerini ve bu süreci nasıl etkilediklerini ayrıntılı veriler sunarak işliyor. Kürt kimlik hareketinin bir arkeolojisi olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimiz kitapta, Kürtlerin, modern tarih boyunca çıkardıkları gazete ve dergilerin yanı sıra kurdukları cemiyetler hakkında da önemli bilgiler yer alıyor. Bu özelliği de kitabı alanında vazgeçilmez bir kaynak haline getiriyor. Etnik ve ulusal kimliğin oluşumunu yapısal ve konjonktürel faktörlerle ilişkiselliği ile birlikte Kürtlerin tecrübesi üzerinden tartışan Naci Kutlay, konuya ilişkin belli başlı kuramsal yaklaşımları da bu pratikle mukayese ediyor. Kitap, ayrıca, Türkiye’nin bir başka ‘ötekisi’ Ermenilerin Kürtlerle olan ilişkilerini, Ermeni kimliğinin oluşumunun Kürt kimliğine etkisini ve Kürtlerin Ermeni katliamlarında oynadıkları rolü nedenleri ve tarihsel bağlamıyla birlikte sunuyor.
Osmanlı İmparatorluğu içerisindeki değişik halkların ulusçuluk akımının etkisi altında kendi bağımsızlıklarına kavuşmak istedikleri ve bunun sonucunda büyük çalkantıların/altüst oluşların yaşandığı bir dönemde, on dokuzuncu yüzyılın sonunda kurulan İttihat ve Terakki Cemiyeti, çöküş sürecine giren imparatorluğu kurtarmak amacıyla Türklüğü/Türkçülüğü öne çıkarmış; gelgelelim, büyük güçler arasındaki kapışmada bir tarafa yedeklenip Turan rüyası görmenin bedeli çok ağır olmuş, bu arada Anadolu’nun kadim halklarının payına, çoğun olduğu gibi, zulüm, kırım ve zorla göçertme düşmüştür. 1923’te kurulan yeni cumhuriyet Kürtlere yönelik yaklaşımda İttihatçı anlayışı olduğu gibi devam ettirmiş, inkar/asimilasyon/tenkil politikalarıyla Kürt meselesi ‘giderilmeye’ çalışılmıştır.
Ele aldığı konuda temel referans olma özelliğini koruyan bu kitap, tarihin tanık olduğu en ilginç örgütlerden biri olan İttihat Terakki’yi, belgelere ve tarihi tanıklıklara dayanarak, Kürtlerde ulusal bilincin uyanması ve gelişmesi bağlamında ve dönemin önde gelen Kürt şahsiyetleri ve yapılanmalarıyla ilişkisi içerisinde, mercek altına almakta ve okura günümüzde gelinen noktayı daha sağlıklı değerlendirebilmesini sağlayacak içgörüler kazandırmaktadır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.