Montaigne’den Montaigne’e modern antropolojinin ve etnografyanın öncü ismi Claude Lévi-Strauss’un, deneme türünün mucidi Montaigne üzerine 55 yıl arayla gerçekleştirdiği iki konferans konuşmasını bir araya getiriyor. Bu iki konuşma, hem Lévi-Strauss’un mesleğinin erken dönemlerinde zihnini kurcalayan soru ve temaların, mesleğinde duayen haline geldiği bir dönemde nasıl evrim geçirdiğini hem de etnografyanın devrimci bir bilim olarak güncelliğini nasıl koruduğunu gösteriyor. İnsanın bir başkasıyla karşılaşmasının epik ve trajik suretlerini, dönemin entelektüeli Montaigne’in geçerliliğini her çağda koruyan evrensel düşüncesine başvurarak anlamaya çalışıyor.
Lévi-Strauss üzerine çalışmalarıyla da tanınan Fransız araştırmacı Emmanuel Désveaux’nun da bu modern zamanlar âlimi ile Montaigne arasındaki 400 yıllık sohbeti yetkin bir sunuşla bağlamına oturttuğu Montaigne’den Montaigne’e, Devrimci Bir Bilim: Etnografya bizleri insanlığın çetin yolculuğunu yeniden düşünmeye davet ediyor.
Çağdaş müslüman düşünürlerin ilginç bir temsilcisi olan Hasan Hanefi’nin elinizde bulunan bu çalışması, Dirasat İslamiyye (İslami İncelemeler) adlı kitabında yer alan, "Eski kültürümüzde insan niçin ihmal edildi?" ve "Eski kültürümüzde tarih niçin ihmal edildi?" başlıklı iki incelemesi ile Marinus van den Boom’un "Devrimci Bir Düşünür: Hasan Hanefi" adlı incelemesinden oluşuyor. Hasan Hanefi’nin bu çalışmasında insan ve tarih konularını ele alışı, müslümanların bilim alanındaki ilerleme ve belirlemelerini farklı ve eleştirel bir okumadır. Yazar, insan ve tarih konularının, İslam uygarlık tarihi içinde gelişen bilimler tarafından parçacı yaklaşımla ele alındığını, bütünlükten uzak bu tür yaklaşımların yetersizliklerini belirtmektedir. Dolayısıyla bu çalışma, insan ve tarih bağlamında bilimlerin gözden geçirilişi olarak okunabilir.
Bu kitapta yer alan yazıların ortak teması, özellikle altmışlı yıllardan itibaren gelişmeye başlayan ve seksenli yıllarda da görünürlük kazanan İslamcılık akımının pratiğini, çoğunlukla entelektüel kadınların tecrübelerinin ortaya koyduğu bir açıdan okuma eğilimidir. Son elli yıl içinde İslam’la ilgili her tezahürün, sorunun ve sorgulamanın adı olan İslamcılık, modern dünyada dinî bir hayat yaşama, bu hayata ilişkin sorular sorma, bu hayat bağlamında karşılaşılacak sorulara cevap verecek bir donanıma sahip olma kaygısının oluşturduğu bir dalganın veya hareketin adıdır. İslamcı aydınların gündeminde olan sahicilik, içtenlik, kendi olmak, kimliğine sahip çıkmak, kimliğini yeniden tanımlamak, daha yavaş ve sade, daha mütevazı ve tabiatın dengelerini gözeten bir hayat kurmak, israftan kaçınmak, hakkaniyet ve adalet... şeklinde uzayıp gidecek olan tartışma ya da okuma başlıkları, İslamcılığın benim bu kitapla "bir hayat tarzı eleştirisi" olarak tanımladığım boyutlarını belirginleştirir.Hayat tarzı, en geniş anlamıyla kişinin karakterini, doğuştan mizacını veya tabiatını ve aynı zamanda kişinin ikinci tabiatı haline gelen davranış alışkanlıklarını gösterir.
Bu site Ticimax® Gelişmiş E-Ticaret sistemleri ile hazırlanmıştır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.