İlkçağ Yunan felsefesinin antik Yunan dini ile irtibatı, oldukça münbit tartışmalara konu olmuş bir alandır. Dinî anlatıların, mitlerin hâkim olduğu bir ortamdan, felsefî söylemin hakim olacağı bir ortama geçişin ne şekilde olduğu hâlâ tartışılmaktadır. Bu çalışma söz konusu dönüşümü, tanrıya benzeme konusu üzerinden incelemektedir. Antik Yunan dininde, özellikle de Dionysos tapınmalarında rastlanan tanrıyla bir olma ritüellerinin ve bu ritüellerin sahip olduğu kültürel arka planın, Platon ve Aristoteles metinlerine aktarılışının ne şekilde olduğu, bu eserde analiz edilmektedir. Çalışma ayrıca, felsefenin merkezî konuları arasında olmayan, ana tartışma konuları arasında yer almamış tanrıya benzeme gibi bir konunun, felsefenin merkezî konularıyla olan irtibatına işaret ederek, çevreden merkeze giden yolu gösterebilmeyi amaçlamaktadır.
Elinizdeki kitap, Antik Mısır yerli dini literatürünün bize kadar ulaşmış olan eserlerini ele alan bir çalışma; büyüye olan inancın, yani büyülü adların, afsunların, cezbetmelerin, formül, resim, sembol ve muskaların gücüne dair itikadın ve doğaüstü sonuçlar elde etmek için güç kelimelerinin telaffuzu eşliğinde yapılan ayin uygulamalarını; Mısır dininin büyük ve önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.
Antik Mısır Büyüleri, Mısır'daki hanedan öncesi ve tarih öncesi insanların; yeryüzü ve yeraltının, havanın ve gökyüzünün görünen ve görünmeyen sayısız varlıklarla dolu bulunduğuna, bunların, tabiatın eylemlerine uygun olarak insana dost ya da düşman olduklarına ve böylece insanın hayrına veya şerrine doğru yönlendirilebildiğine inandıkları zamanlara kadar dayanır.
Bütün bunlara inanmalarına ve inançlarını neredeyse tutkulu bir samimiyetle ifade etmelerine rağmen bu insanlar, kendilerini muska ve tılsımların, sihirli isimlerin ve güç kelimelerinin peşinden koşmaktan asla alıkoyamıyorlardı. Ruhlarını ve bedenlerini hem yaşarken, hem de öldükten sonra korumak için bunlara güvendiklerini ve bunlara Osiris’in ölümü ve yeniden dirilmesine eş bir güven beslediklerini görüyoruz.
Fakat şurası da bir gerçektir ki bu insanlar yüce, ebedi ve görünmez olan cenneti, yeryüzünü ve bunlardaki her şeyi ve tüm varlıkları yaratan Tek Tanrı’ya hakikaten inanıyorlardı. Ayrıca bedenin değişmiş ve yücelmiş bir form içinde yeniden dirileceğine ve onun, ilahi kökenli bir varlık tarafından hükmedilen bir krallıktaki erdemli canlar ve ruhlar refakatinde sonsuza dek yaşayacağına da inanıyorlardı. Onlara göre, ilahi kökenli olan bu varlık da, bir zamanlar yeryüzünde yaşamış, düşmanlarının elinde zalim bir ölümle karşılaşmış, ardından ölümden dirilerek mezarın ötesindeki dünyanın tanrısı ve kralı haline gelmişti.
Mitoloji "mit bilimi" anlamına gelir. Mit’in asıl manası "gerçek hikaye" ve bunun da ötesinde "sahip olunan çok değerli şeyler, kutsal ve manalı olan"dır. Mitolojilerin içinde kutsal hikayeler ve merasimler bulunur. Zamanla bu kutsal vasıflar unutulur, böylece masallar ve efsaneler ortaya çıkar. Merasimlerin bir kısmı ise günümüze kadar devam etmiştir. Tiyatronun, dansın ve şarkıların ortaya çıkışında mitlerin rolü büyüktür. Kozmogoniyi anlatan mitlerden sonra menşe mitleri başlar, böylece varlık problemi ortaya çıkar ve felsefenin konusu oluşur. Türklerde felsefenin başlangıcını mitolojik dönemlere kadar çıkarmak mümkündür. Elinizdeki eserde mit, mitoloji, Türk mitolojisi ve diğer milletlerin mitolojileri üzerinde durulmakta, metinler verilmekte ve tahliller yapılmaktadır.
Karen Armstrong inanç sistemleri üzerine önde gelen bir düşünür olup, bu kısa ve özlü kitabında mitolojinin tarihini ve tezahürlerini ayrıntılarıyla ele alıyor.
Armstrong, Paleolotik dönemden ve avcı mitlerinden başlayarak son beş yüzyıldaki “Büyük Batı Dönüşümü”ne, mitin bilim tarafından tahtından indirilmesine dek bize kılavuzluk yapıyor.Mitlerin tarihi insanlığın tarihidir. Bizim hikayelerimiz ve inançlarımız, merakımız ve dünyayı anlamaya yönelik çabamız bizi atalarımıza bağlıyor. Mitler evreni anlamlandırmamıza yardımcı oluyor.
“Muhteşem ... mit oluşumuna dair taze ve açık bir araştırma.”
- David Mitchell, The Sunday Herald
“Konusunu incelikle tartışıyor ve sürekli merak uyandırıyor.”
- David Flusfeder, The Daily Telegraph
Bu site Ticimax® Gelişmiş E-Ticaret sistemleri ile hazırlanmıştır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.