Tanrı Elçisi ve Gezgin’in ardından, Kum ve Köpük orijinal boyutu ve benzersiz çevirisiyle okuyucunun karşısında. Söylediklerimin yarısı anlamsız; fakat onları söylüyorum ki, öteki yarısı ulaşabilsin size." "Sevinciniz de, kederiniz de büyük olduğu zaman dünya küçülür." diyen Halil Cibran, bütün alçakgönüllüğüne rağmen "büyük şair" ve "aykırı bir filozof" olmayı sürdürüyor.
Şeyh Abbas, Kuzey Lübnan’ın uzak bir köyünde insanların bir prens olarak gördükleri adamdı. Konağı, yoksul köy evleri arasında, cüceler arasında semirmiş, gürbüz bir dev gibiydi. Köy halkı yoksulluk ve sıkıntı içinde sürünürken, o, lüks içinde yaşıyordu. Köylüler ona itaat ediyor, çağırdığı zaman önünde eğilerek onu saygıyla dinliyor, bir dediğini iki etmiyorlardı. Aklın gücü, kendisine sözcü ve yorumcu olarak sanki onu seçmişti. Herkes onun öfkesinden korkar, güçlü bir rüzgârın önündeki kış yaprakları gibi savulurlardı.
Cahit Koytak’ın yetkin ve "şair" çevirisiyle, Halil Cibran külliyatı Kapı Yayınları tarafından yayımlanmaya devam ediyor. Tanrı Elçisi, Gezgin, Kum ve Köpük ve Kaçık’ın ardından Yeryüzü Tanrıları orijinal boyutu ve benzersiz çevirisiyle okuyucunun karşısında. "Kardeşlerim, Aziz kardeşlerim, benim, Yaban mersinlerinin çiçek açtığı ormana inin; Bir kız dans ediyor orada aya karşı. Ve binlerce Şebnem Yıldızları yansıtıyor kızın saçlarında; yaklarının çevresinde binlerce kanat var, Kuş sürüleriyle vals yapıyor sanki." "Öyleyse, bırakalım, İnsanca zaaflarla yaralı Aşk hükmetsin yeni güne." diyen Halil Cibran, bütün alçakgönüllüğüne rağmen "büyük şair" ve "aykırı bir filozof" olmayı sürdürüyor.
Bu site Ticimax® Gelişmiş E-Ticaret sistemleri ile hazırlanmıştır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.