“Yasaklanıyor Hayatın Sorgusu” kitabında, şairin son iki yıl içerisindeki yazmış olduğu eserleri yer almaktadır. Geleceğe, aydınlık ve umutlu bakmayı betimlerken şöyle sesleniyor okurlarına.“Umudun tükenmeyen çırpınışında/el ver hele seni sen gibi anlayana.” Şair, bu topraklardaki bütün insanların birlikteliğini savunurken, toplumda yaşanan kimlik ayrıştırmasının tehlikelerini vurguluyor.“Kimimiz Acem diyarlarından, Kafkas ufuklarından gelip/toylarla allı gelin almışız./Davullar dövülmüş Harput'ta, Çukurova'da,/Toros dağlarında./Kaval çalınmış Kızılırmak deltasında,/Karadeniz'in gök yaylasında kemençe...”Ve bu söylemleriyle birlikte dışlanmış, ezilmiş insanlığa şöyle sesleniyor:“Toprağın kokusunu hele bir an çek ciğerlerine,/Özgürlük mü esaret mi, bir gör hele!/Umutların, ufuklardaki parıltılarının ulağıysam bir dem,/ yola çıktım mazlumlarla, geri dönmez savaşçıyım ben.”Şair, özellikle gelecekteki beklentilere vurgu yapıyor satırlarında.“Zifire boyun eğmiş her ses her nefes./Bir düzen ki vurgun yemiş ve karmakarışık./Tekmil diyarlarda saklı bekliyor,/küllerinden patlayacak o ulu ışık.”Şair yaşamla ölüm arasındaki süreci şöyle tanımlıyor:“Yıldızlar sönüp giderken dünya arkından,/güneş ışıltılarını yansıtırken aynalara,/ne çok ölümler gelir avazlarla!../İnsanlar yaşam yollarında bambaşka./Kimi yaşını başını almışsa geçecektir sorgudan, /kimi daha gencecik,/merminin çıktığı gibi namludan.”Şair, kitabın bir yerinde demokrasinin erdemleriyle yaşamak isteyen genç kuşaklar içinde çağrı yapıyor:“Kalkan olan yiğit bedenimizden tepiyor,/göğsümüzü siper ettiğimiz soysuzlar./Korkaklar bilinen dönekliklerini yaşayadursun,/bir yığın genç fidan,/yeniden ülke düzenini bulmaya cenk veriyor./Yılmadan, korkmadan, usanmadan.” Şair, günümüzdeki sosyal çalkantıları savunurken şöyle sesleniyor: “Tükenmeyen bir inançtır bu,/mağrurlar da düşer elbet tahttan!”
İnsanın ezilişine, dünyanın seyrine,Zamanın akışına, kuşların gidişineÇığlık çığlığa bir direnişin,İnsan ıssızlığından çağlayan umudun,Yitip giden yıllara inat tutkunun dizeleri...
Çaresiz hasretlerden, amansız sürgünlerden Yaprak yağmurlarıyla sökülüp çekilen bireyinİnsan olmanın kutsallığını haykıran sesi...
İhanet ve dönekliklere rağmen yitirilmeyenYaşama heyecanının yarının şafağında yenidenDoğacağını muştulayan bir nefes...
Siyahla ak Alla şafak.Seninle aynı amaç.Birlikte kenetleniyoruz yarının kavgalarına.Tokatlanan onurumuza Ve amansız baskılara, Baş eğmemiz Ve suskunluğumuz, Yarınlar içindir inan.
“Bu kitaptaki dizeler toplumsal kavgaları; geleneklerin ve törelerin Anadolu insanının üzerindeki baskılarını, tutsak edişini, çaresiz kılışını haykırır.
Dünyayı kasıp kavuran savaşların zulmündeki insanların gözyaşlarını resmeder.
Sonra birdenbire bambaşka dünyalara sürükler, aşk acılarını tadarsınız.
Ve öyle bir zamanı kucaklar ki insanın en çok övünç duyduğu kişilik değerlerini yakalarsınız.Bazen her şeyi istediğiniz gibi yaşarken bazen de çaresizliklerle başa başa kaldığınızı hatırlatır.
Aşkların kutsallığı, özlemin yakıcılığı içtenlikle sunulur.
Kimi aşkları der satırlar, kimi toplumsal sorunları. İnsanların kin ve nefretle birbirlerini karşı durdukları süreci der.
Toplumun beklenti ve umutları betimlenir.”
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.