“Gazetelerin birinde ‘Yeryüzü cenneti adada satılık ev’ başlığı altında, adamızla ilgili övgülere yer veriliyordu. Bu gazete ilanı, yıllardır herkesten sakladığımız Son Adamızın, küçük topluluğumuzun herkes tarafından bilinmesi ve huzurumuzun bozulması anlamına geliyordu. Kim bilir, evi nasıl biri alacaktı?”

Ada sakinlerinin karmaşadan uzak kardeşçe yaşadığı son insani köşeye, son sığınağa, Son Ada’ya bir gün bir adam gelir. Adalıların o güne dek süren hayatları, huzuru ve mutluluğu bir anda yerle bir olur. 

Bu beklenmedik durum karşısında adanın çocukları ne yapacaklar? Büyüklerin kararlarının sonuçlarına razı mı olacaklar, yoksa adadaki hayatı koruyabilecekler mi?

Kitapları 40’tan fazla dilde yayımlanan usta yazar Zülfü Livaneli’nin kaleminden genç okurlar için muhteşem bir roman. Son Ada’nın Çocukları, adalı çocukların barış ve özgürlük adına verdikleri ilham verici mücadeleyi anlatıyor

 

 

₺330,96

 

Yaşar Kemal’in önsözüyle: “Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir.”

Son Ada… Martılar, yasemin kokuları, çam ormanları, renk renk balıklar ve mutlu insanlarla dolu anakaraya uzak bir sığınak. En iyi korunan sır, yeryüzünün gizli cenneti. 

Bu son insani köşe, son sığınak nasıl kaybedildi? Geri kazanmak mümkün mü?

Ünlü edebiyatçı Zülfü Livaneli’nin en politik romanı olan Son Ada, ismini bilmediğimiz bir adada yine ismini bilmediğimiz insanların ve bir diktatörün ekseninde yaşananları anlatıyor. Livaneli, Türkiye’den ve dünyadan tüm okurların aşina olduğu “diktatörlük” gerçeğine alegorik bir anlatımla dikkat çekiyor.

Türk edebiyatının mihenk taşlarından Yaşar Kemal’in Önsöz’de yer alan sözleriyle: “Zülfü bu romanda inanılmaz ölçüler, olanaklar yaratmış. Her şey birbirine uyuyor. Edebiyatta görkemli bir söz vardır, büyük kapıdan girmek. Bu, büyük bir eserin yazarı demek. Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir.”

2009 Orhan Kemal Roman Armağanı’na layık görülen ve pek çok dile çevrilip dünya çapında okunan Son Ada, Gezi direnişçilerini selamlayan yenilenmiş finaliyle tekrar okur karşısına çıkıyor

 

 

₺330,96

 

“Gazetelerin birinde ‘Yeryüzü cenneti adada satılık ev’ başlığı altında, adamızla ilgili övgülere yer veriliyordu. Bu gazete ilanı, yıllardır herkesten sakladığımız Son Adamızın, küçük topluluğumuzun herkes tarafından bilinmesi ve huzurumuzun bozulması anlamına geliyordu. Kim bilir, evi nasıl biri alacaktı?”

Ada sakinlerinin karmaşadan uzak kardeşçe yaşadığı son insani köşeye, son sığınağa, Son Ada’ya bir gün bir adam gelir. Adalıların o güne dek süren hayatları, huzuru ve mutluluğu bir anda yerle bir olur. 

Bu beklenmedik durum karşısında adanın çocukları ne yapacaklar? Büyüklerin kararlarının sonuçlarına razı mı olacaklar, yoksa adadaki hayatı koruyabilecekler mi?

Kitapları 40’tan fazla dilde yayımlanan usta yazar Zülfü Livaneli’nin kaleminden genç okurlar için muhteşem bir roman. Son Ada’nın Çocukları, adalı çocukların barış ve özgürlük adına verdikleri ilham verici mücadeleyi anlatıyor.

 

₺79,80

Neden buradasınız?

Yapılacak onca işin arasında, okunacak başka bir sürü kitap arasında neden bu kitabı seçmiş olabilirsiniz?

Kendinize bunu sorarak başlamaya ne dersiniz?

Sizi çeken bir şey var. Önce siz, bu karşılaşma anını not edin. Bu bir başlangıç. 

Hedefler niyetle başlar.

Bu kitapla birlikte bir seyahate çıktığınızı düşünün. Ama bu, size hiçbir seyahat şirketinin sunmadığı, kendi içinize doğru yolculuk olsun… Bu bir fark’andalık (mindfulness) yolculuğu… Bu seyahate başlamadan önce de niyet edin. 

Doç. Dr. Bilge Uzun, Bahçeşehir Üniversitesi, Psikolojik Danışma ve Rehberlik bölümünde öğretim üyesi. Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora Programını Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde tamamladı. Nam-ı diğer Mindfulness kavramı ve felsefesi ile Post-Doc (Doktora Sonrası Araştırma) için gittiği Londra’da, Roehampton Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji çalışmaları yaparken karşılaştı. O gün değişimin başlangıcıydı. 2012 yılının bir Eylül ayıydı. Ülkesine döndüğünde kararını vermişti: Felsefenin temellerini öğrenmek için önce Amerika’dan eğitimler aldı, ardından Hollanda’da buldu kendini, bir akademik konferansta. Japonya’da taradı sonra. Malezya ve Singapur’da da. Güney Afrika’dan kavramın ruhuna işlemiş deneyimleriyle döndü. ‘Bulacağım ben bu Buda’yı’ diyerek çıktığı uzun yolculukta bir sonraki durağı, Nepal ve Hindistan oldu.

 

 

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 160
En / Boy : 13,7/21,5
Kağıt Cinsi : III. Hamur
Basım Tarihi : 10.2020
₺67,20

Yusuf Ziya Ortaç’ın Bizim Yokuş diye bahsettiği yokuş −kitabın ilk cümlelerinde de göreceğimiz üzere− Babıâli Yokuşu’dur. Babıâli Yokuşu, bir dönem başta İstanbul olmak üzere Türk yayıncılığının kalbinin attığı yerdir. Kitabevleri, gazeteler, matbaalar… O yokuş, deyim yerindeyse koca bir kültür-sanat pasajıdır. İçinde Servet-i Fünunları, Akbabaları, Kehkeşanları, Safahatları, Hürriyetleri, Cumhuriyetleri, Cenap Şehabettinleri, Rıza Tevfikleri, Ziya Gökalpleri, Ahmet Haşimleri, Aziz Nesinleri, Refik Halitleri, Reşat Nurileri yaşatan bir yokuş…

***

İstanbul’da 1895 yılında dünyaya gelen Yusuf Ziya Ortaç, edebiyata Vefa İdadisi’nde okurken aruz vezninde yazdığı şiirlerle başladı. Genç yaşta tanıştığı Ziya Gökalp’in etkisiyle hece ölçüsünü benimsedi ve bu türde verdiği başarılı örnekler sayesinde “Hecenin Beş Şairi”nden biri olarak ünlendi. 1915’te edebiyat öğretmenliğine başlayan Ortaç, edebi faaliyetlerine çeşitli dergilerde yazarak devam etti. Asıl yükselişini ise 1922’de Orhan Seyfi Orhon’la birlikte çıkarmaya başladıkları “Akbaba” adlı mizah dergisi ile yaşadı. Kısa sürede en ünlü mizah yazarlarından biri haline geldi ve ölümüne değin dergiyi çıkarmaya devam etti. Dönemine yayıncılık faaliyetleriyle damga vuran Ortaç, 1946-1954 yılları arasında milletvekilliği de yaptı. Ortaç, 1967’de, doğduğu şehirde hayatını kaybetti.

 

 

 

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 256
En / Boy : 13,7/19,5
Kağıt Cinsi : III. Hamur
Basım Tarihi : 09.2020
₺122,64

Kürkçü Dükkânı’nda bir insanın kendine yenilişi gözler önüne seriliyor. Süheylâ, mutluluğu para ve mal varlığıyla elde edeceğine inanan, hırslı bir anne ile onun sözünden çıkmayan bir baba elinde yanlış seçimlere sürükleniyor. Zengin kumarbaz Adnan, taşralı Ekrem ve sabırlı âşık Cemal Münir. Ve bu üç erkeğin arasında hayatı yangın yerine dönen genç bir kadın. 

Sınıf çatışmalarının Türk edebiyatında henüz yüzünü göstermeye başladığı 20. yüzyılın ilk yarısında evlilik, aşk ve intikam ekseninde şekillenen toplumsal ilişkileri okurken, eski İstanbul’dan manzaralarla karşılaşacaksınız.

***

İstanbul’da 1895 yılında dünyaya gelen Yusuf Ziya Ortaç, edebiyata Vefa İdadisi’nde okurken aruz vezninde yazdığı şiirlerle başladı. Genç yaşta tanıştığı Ziya Gökalp’in etkisiyle hece ölçüsünü benimsedi ve bu türde verdiği başarılı örnekler sayesinde “Hecenin Beş Şairi”nden biri olarak ünlendi. 1915’te edebiyat öğretmenliğine başlayan Ortaç, edebi faaliyetlerine çeşitli dergilerde yazarak devam etti. Asıl yükselişini ise 1922’de Orhan Seyfi Orhon’la birlikte çıkarmaya başladıkları “Akbaba” adlı mizah dergisi ile yaşadı. Kısa sürede en ünlü mizah yazarlarından biri haline geldi ve ölümüne değin dergiyi çıkarmaya devam etti. Dönemine yayıncılık faaliyetleriyle damga vuran Ortaç, 1946-1954 yılları arasında milletvekilliği de yaptı. Ortaç, 1967’de, doğduğu şehirde hayatını kaybetti.

 

 

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 48
En / Boy : 13,7/19,5
Kağıt Cinsi : III. Hamur
Basım Tarihi : 09.2020
₺45,36

Henüz 19’unda babasını kaybeden edebiyat aşığı bir genç, erken yaşta bekâr kalan korumacı bir anne ve rüya gibi bir sevgili; Şehnaz…

Nihat Ahmet, yokluk, hastalık ve fikir çatışmalarının hüküm sürdüğü bir dönemde büyüme sancıları çekiyor. Bir yandan edebiyat derneklerinde aruz ile heceyi tartışır, yayımlatacağı şiirlerle kendi ayakları üstünde durmaya çalışırken, bir yandan da aşkına mani olan annesiyle mücadele ediyor. Tam her şey yoluna girdi derken patlak veren Birinci Dünya Savaşı ise hayatının tüm seyrini değiştiriyor. Ve hiç beklenmedik bir anda göç başlıyor.

Yusuf Ziya Ortaç, ilk gençlik yıllarından izler taşıyan Göç’te zorlu bir aşkı anlatırken milli mücadeleye giden siyasi tartışmalara, yoksulla zengin arasındaki uçuruma ve dönemin edebiyat çevresine ayna tutuyor. Ortaç, Ziya Gökalp’e selam göndermeyi de ihmal etmiyor.  

***

İstanbul’da 1895 yılında dünyaya gelen Yusuf Ziya Ortaç, edebiyata Vefa İdadisi’nde okurken aruz vezninde yazdığı şiirlerle başladı. Genç yaşta tanıştığı Ziya Gökalp’in etkisiyle hece ölçüsünü benimsedi ve bu türde verdiği başarılı örnekler sayesinde “Hecenin Beş Şairi”nden biri olarak ünlendi. 1915’te edebiyat öğretmenliğine başlayan Ortaç, edebi faaliyetlerine çeşitli dergilerde yazarak devam etti. Asıl yükselişini ise 1922’de Orhan Seyfi Orhon’la birlikte çıkarmaya başladıkları “Akbaba” adlı mizah dergisi ile yaşadı. Kısa sürede en ünlü mizah yazarlarından biri haline geldi ve ölümüne değin dergiyi çıkarmaya devam etti. Dönemine yayıncılık faaliyetleriyle damga vuran Ortaç, 1946-1954 yılları arasında milletvekilliği de yaptı. Ortaç, 1967’de, doğduğu şehirde hayatını kaybetti.

 

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 168
En / Boy : 13,7/19,5
Kağıt Cinsi : III. Hamur
Basım Tarihi : 09.2020
₺72,24

 

Tekerlekli sandalye bir engel midir?

Birlik olunca tüm engeller yok edilir… Özgür’ün engelli arkadaşı Nazlı’nın büyük bir problem var. Ama bütün sınıf bir olup ona harika bir çözüm sunuyor. Ve Nazlı, arkadaşları sayesinde bugün de gülüyor!

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 24
En / Boy : 23 / 23
Kağıt Cinsi : Kuşe Kağıdı
Basım Tarihi : 09.2020
₺134,40

 

Eşitlik nedir? Okul müdürünün oğlu Kaan, Özgür’den daha ayrıcalıklı olabilir mi?

Kahramanımız Özgür, bu kez bir basketbol maçında karşı çıkıyor haksızlığa. Ve arkadaşları, Özgür sayesinde ömür boyu ilke edinebilecekleri yepyeni bir kavram öğreniyor. Sonra ne mi oluyor? Tüm sınıf hep bir ağızdan şöyle bağırıyor:

“Herkese eşit kurabiye!” 

 

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 24
En / Boy : 23 / 23
Kağıt Cinsi : Kuşe Mat
Basım Tarihi : 09.2020
₺134,40

 

Özgür’ün en sevdiği arkadaşı… Dini, ırkı ve hatta adı bile farklı. Haçik, sınıfında tam da bu yüzden ayrımcılığa uğruyor. Kahramanımız Özgür ise Paskalya yumurtalarını boyayıp Haçik ile alay eden arkadaşlarına asla unutamayacakları bir ders veriyor.

Sen de Haçik’le dost olmaya ne dersin? Belki bu Paskalya Bayramı’nda yumurtaları renklendirip onun neler hissettiğini anlayabilirsin…

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 24
En / Boy : 23 / 23
Kağıt Cinsi : Kuşe Mat
Basım Tarihi : 09.2020
₺134,40

 

Büyüyünce ne olacaksın?

Aşçı, hakem ya da dansçı mı? Peki, bu soruya hiçbir baskı altında kalmadan cevap verebilir misin? Özgür, bu kez babasından alıyor hayat dersini… Ve toplumsal cinsiyet rollerini bir kenara bırakıp gerçekten ne istediğine karar veriyor. O bir kız çocuğu ve her mesleği yapabilir. Çünkü buna inanıyor. Ya sen? Tabuları yıkmaya hazır mısın?

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 24
En / Boy : 23 / 23
Kağıt Cinsi : Kuşe Kağıdı
Basım Tarihi : 09.2020
₺134,40

 

Özgür ve arkadaşları Yaşlılar Haftası’nı kutluyor.

Kimi otobüste tonton bir dedeye yer veriyor, kimi yorgun bir ninenin market torbalarını taşıyor.

Ve gün sonunda herkes ayrı bir hikâyeyle yaşlıların takdirini kazanıyor.

Sen de Yaşlılar Haftası’nda bir büyüğüne yardım etmeye ne dersin? Belki Özgür ve arkadaşlarından, yaşlıların nelere ihtiyacı olabileceği konusunda fikir alabilirsin.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 24
En / Boy : 23 / 23
Kağıt Cinsi : Kuşe Mat
Basım Tarihi : 09.2020
₺134,40

Bu kitap bir sevgi günlüğüdür. Kötülüklerin kol gezdiği dünyada aşka ve sevgiye doymuş bir kalple yazılmıştır. Hayatın sonbaharına geldiğinde yaşanan onca yılın ardından geriye kalan tek şey sevgi oluyor. Bedenine yalnızlık çöktüğünde aşk dolu hatıralar yanına koşarken öfke, kıskançlık ve kin sadece ruhu yoruyor. Yıllar sonra geri dönüp baktığında için huzurla dolsun istiyorsan zaman kaybetmeden kalbinde aşka yer aç. Gönül sende misafirken sev doya doya!


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 160
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 3. Hamur
Basım Tarihi : 09.2020
₺120,12

 

Bu kitap, öncelikle Türk Müziğinin tarihsel sürecini ve dönemlerini incelemek suretiyle, Türk Müziğinde dönemsel olarak prozodi anlayışını incelemek ve prozodi konusunda dönemler arası bir karşılaştırma yapmak amacıyla hazırlanmıştır. Prozodi kavramı, genel itibariyle 15. yüzyıldan 20. yüzyıl sonuna kadar dönemsel olarak incelenmiş, her dönemin üslûp ve anlayışına göre değerlendirilmiştir. Her dönemden ön plana çıkmış ve dönemin genel üslûbunu yansıtan bestekârların seçilmiş eserlerinde prozodik incelemeler yapılmıştır. Bu incelemeler, dönemlerin beste anlayışları ile birlikte ortaya konulmuştur.

Bu kitap, tarihsel süreçte yer alan eserlerin sanatsal değerini ölçmek suretiyle prozodik olarak eksik, hatalı, yanlış olduğunu belirtmeye ve eserlerin beste yapılarının yeniden şekillenmesine yönelik bir çalışma asla değildir. Tam aksine eserlerin bugünkü prozodi anlayışı ile incelenerek, dönemler arası beste ve edebi anlayışları hakkında bir değerlendirme yapılması amacı taşımaktadır. Prozodinin, Türk Müziğinde 20. yüzyıldan itibaren ön plana çıkması sebebiyle Cumhuriyet dönemindeki prozodi anlayışı temel alınarak değerlendirmeler yapılmıştır. 

 

 

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 176
En / Boy : 16 / 23,5
Kağıt Cinsi : 3. Hmr Enzo
Basım Tarihi : .08.2020

₺94,92

 Yaşar Kemal’in önsözüyle: “Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir.”

Son Ada… Martılar, yasemin kokuları, çam ormanları, renk renk balıklar ve mutlu insanlarla dolu anakaraya uzak bir sığınak. En iyi korunan sır, yeryüzünün gizli cenneti. 

Bu son insani köşe, son sığınak nasıl kaybedildi? Geri kazanmak mümkün mü?

Ünlü edebiyatçı Zülfü Livaneli’nin en politik romanı olan Son Ada, ismini bilmediğimiz bir adada yine ismini bilmediğimiz insanların ve bir diktatörün ekseninde yaşananları anlatıyor. Livaneli, Türkiye’den ve dünyadan tüm okurların aşina olduğu “diktatörlük” gerçeğine alegorik bir anlatımla dikkat çekiyor.

Türk edebiyatının mihenk taşlarından Yaşar Kemal’in Önsöz’de yer alan sözleriyle: “Zülfü bu romanda inanılmaz ölçüler, olanaklar yaratmış. Her şey birbirine uyuyor. Edebiyatta görkemli bir söz vardır, büyük kapıdan girmek. Bu, büyük bir eserin yazarı demek. Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir.”

2009 Orhan Kemal Roman Armağanı’na layık görülen ve pek çok dile çevrilip dünya çapında okunan Son Ada, Gezi direnişçilerini selamlayan yenilenmiş finaliyle tekrar okur karşısına çıkıyor.

₺84,00

Kitabı dikkatle oku. Hastalıklardan korunmak için yapman gereken bazı şeyler var. Ve eğer bunları yaparsan oyunlar oynamaya devam edebilirsin. Okuldan, arkadaşlarından ve tabii ki eğlenceden uzak kalmamak için sadece birkaç kural yeterli. Sağlıklı günler!Kitabı dikkatle oku. Hastalıklardan korunmak için yapman gereken bazı şeyler var. Ve eğer bunları yaparsan oyunlar oynamaya devam edebilirsin. Okuldan, arkadaşlarından ve tabii ki eğlenceden uzak kalmamak için sadece birkaç kural yeterli. Sağlıklı günler!


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 200
En / Boy : 23 / 23
Kağıt Cinsi : Kuşe Mat 170 gr.
Basım Tarihi : 8.2020
₺126,00

Sakarya Meydan Muharebesi, 22 gün 22 gece sürer. Savaş tarihinin en uzun ve en kanlı meydan muharebesi…22 günde, yaklaşık 15 bin asker şehit düştü. Toplam zayiat, 40 bin civarında. Günde 700 kahraman, vatanı yeşertmek için kanını verdi… Mustafa Kemal Paşa’nın deyimiyle, “Büyük Kanlı Savaş…”Osmanlı Devleti’nde 1683 yılında, Viyana ile başlayan Türk toprak kaybı ve çekilmesi 238 yıl sürer… 238 yıllık çekilmeyi Sakarya’da durduran komutan… Savaş tarihine, adını altın harflerle yazdıran Başkomutan Mustafa Kemal Paşa…Yokluk, kıtlık ve milletin kalan son atımlık cephanesi…Yaralı bir Başkomutan’ın, savaş meydanında haykırışı…Kanlı Savaş Meydanı’nda düşmanlarla savaşırken, Padişah Vahdettin’le, Enver Paşa’yla mücadelesi…Hannibal, Büyük İskender, Sezar ve Napolyon’u kıskandıracak savaş ustalığı…Mustafa Kemal Paşa’nın muharebede yaşadığı duygusal anlar… Paşa’ya sevdalı Fikriye…Bu belgesel-anlatı, siz, çocuklarınız, torunlarınız… Ve gelecek kuşaklar için yazılmıştır…Bir görevi yerine getirmenin sorumluluğuyla…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 320
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 3. Hamur
Basım Tarihi : 8.2020
₺124,32

Bir gün corona geldi ve hiçbir şey eskisi gibi olmadı.

Ölümler, yoğun bakımlar, maske ve eldivenler, sosyal mesafeler… Nedenini araştıran herkes gözünü Çin’e dikmiş aynı merakla soruyordu…

Yaratıcı Türk zekâsı tek cümlede neden sonuç ilişkisini bir pazar esnafının gözünden tek cümlede özetleyiveriyordu: Tanrı vermiş pırasa, hiç yenir mi yarasa?

Metin Uca, şahsına münhasır muzip ve eleştirel üslubuyla, değişen hayatlarımız, alışkanlıklarımız ve nedeni konusunda inanılmaz komplo iddiaları ve cevap sanılan cevapları yani coronanın Türkiye yolculuğunu anlatıyor.

Tanrı vermiş pırasa, hiç yenir mi yarasa? Türkiye’deki sağlık sistemine ve kriz yönetimine dair hasar tespit raporu niteliğinde.

Sokağa çıkmak kimlere, ne zaman, ne kadar yasak? Corona hafta sonları daha mı çok bulaşıyor? Uçak yolculuğunda zararsız olan corona, kültür etkinliklerinde niye saldırganlaşıyor?

₺90,72

Küçük Şeylerin Gücü, hayatta büyük değişimler için enerjimizi ve inancımızı bir defada tüketmektense, küçük ve anlamlı değişiklikler yapmayı öneriyor. Böylece, her defasında tek bir adım atarak hem kendinize karşı daha şefkatli davranacak hem de değişimin imkânsız olmadığını göreceksiniz.

Klinik uygulamalardaki vaka analizlerini psikolojik araştırmalarla birleştiren yazarlar, zihinsel ve duygusal refahın küçük adımlarla daha ulaşılabilir olduğunu danışanlarının hikâyeleriyle gösteriyor. Bu metot, önyargılarımızla, aklımızın koyduğu barikatlarla, konfor alanlarımızdan çıkmayla olduğu kadar tam şu anda hangi küçük değişimi yapabileceğimizle ve önceliklerimizi nasıl belirleyeceğimizle ilgileniyor.

Eğer beyniniz size bazı hedeflerinize ulaşamayacağınızı veya hak etmediğinizi söylüyorsa, Küçük Şeylerin Gücü tam size göre bir kitap!

Zihniniz sizi yıldırarak yolcu koltuğuna oturtma gücüne sahiptir, ancak pilot koltuğu her zaman sizin için oradadır.

Bu modern dünyada beyinlerimiz aşırı yükte ve dikkat dağıtıcı dış unsurların etkisi altındadır. Hem içinizde hem de dışınızda olanların aşırı yüklenmesi nedeniyle bunalıma girmeniz tamamen doğaldır. Ancak, her zaman hayatınızın ve gerçekliğinizin seyrini değiştirecek küçük bir eylem seçme gücüne sahipsiniz.

Zihniniz size sürekli yapmanız gereken, gerekmeyen, yapabileceğiniz ve yapamayacağınız şeyler hakkında bir şeyler söyler. Ancak hayatınızı anlamlı yönlerde değiştirecek şeyler, yalnızca küçük, kademeli ve tutarlı eylemlerdir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2020
₺114,40

ORADA YILDIZLAR DÜŞÜYOR MU HÂLÂ

 

Şu umut yok mu şu umut? Bizi peşinden sürüklüyor, bizi beklediğini hayal ettiğimiz yerlere…

Yol nedir, yol? Yol umuttur.

Bazen iki yol çıkar karşına, birden. Acaba bunlardan hangisi? Onu da sen bileceksin.

Canlı cansız her varlığın gözünde yabancıyız. Sezdirmeden gidiyoruz, selam vermeden geçiyoruz…

En büyük korkumuz kafileden ayrı düşmek.

Bir sonraki sabahın bizlere ne getireceğini bilmiyoruz ve ümitten başka servetimiz yok…

Gün oluyor, ne bir şey bekliyor ne de bir umudumuz oluyor. Dağ başındaki tek ağaç, fırtınadaki bir tekneden farksızız…

₺69,72

Türkiye 200 yıllık geri kalmışlık kısır döngüsünden neden kurtulamıyor?

Japonya Osmanlı’dan, G. Kore Türkiye’den neden daha başarılı oldu?

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan kurumlar nelerdir?

Türkiye’de kurumlar neden dışlayıcıdır? Arka plandaki taşıyıcı sosyo-siyasi iktidar paktı nasıl daralır ve toplum yararını göz ardı eder?

Türkiye Doğu-Batı ekseninde neden sıkışmış hisseder?

Türkiye’de hedeflerle kapasite arasındaki uyumsuzluk popülizmi nasıl besler? 

Türkiye, geri kalmışlık kısır döngüsünden çıkıp üretken bir döngüye girebilir mi?

Türkiye için üretken, kapsayıcı ekonomi politik ve diplomatik kurumlar dizgesi neleri içermelidir?

Türkiye, gerçekçi hedeflere yönelik yüksek bir ülke kapasitesini nasıl inşa edebilir?  

Bunu başaracak bir alternatif sosyo-siyasi iktidar koalisyonu nasıl kurulabilir?

Prof. Tekin, Türkiye’nin geri kalmışlığını karşılaştırmalı ekonomi politik dinamikler üzerinden ele alıyor.

₺134,40

ABD’nin hegemonik rolü bitti mi? Çin yeni küresel hegemon olabilir mi?  Çin’in kısıtları ve Batı’nın avantajları nelerdir?

Hızlı küreselleşme, Doğu Asya’da yüz milyonları yoksulluktan çıkarırken, neden başka bölgelerde belirsizlik ve popülizmi harekete geçirdi?

Post-popülist arayışlar nelerdir? Kapitalizmin sonu mu geldi?

2010’larda Türkiye’de (otoriter) popülizm nasıl yükseldi? Siyasi güç yoğunlaşması, rant ekonomisi ve diplomatik yalnızlık sarmalı sürdürülebilir mi? Yoksa, ilk kritik kavşakta, bu kısır döngü kırılabilir mi?

2020’lerin başında Türkiye’de yaratıcı bir kadro, kapsayıcı bir toplum sözleşmesi ve destekleyici bir alternatif sosyo-siyasi iktidar koalisyonu kurgulayabilir mi? Hangi toplumsal katmanlar, hangi dışlanmış kesimler hedeflenmelidir? 31 Mart 2019 yerel seçim sonuçları neyi ima ediyor?

Türkiye’nin dönüşüm ajandası neleri içermelidir? Siyasi, ekonomik, toplumsal ve diplomatik hangi kurumsal reform adımları atılmalıdır?

Türkiye’nin geleceğinden neden ümitli olmalıyız? Geçmiş-bugün-gelecek dengesini nasıl yakalayabiliriz? Bilim/teknoloji çağında Türkiye’nin uygarlığa katkı yapma potansiyeli nedir?

Prof. Dr. Ali Tekin, bu kitapta, 2020’lerin küresel ve yerel koşullarında, Türkiye için üretken/erdemli bir döngüye geçişi mümkün kılabilecek kurumsal dönüşüm dinamiklerini irdeliyor.  

₺100,80

 Bu kitap, toplum psikolojisini güncel siyasi gündemin önünde tutarak, çatışmalı ilişkilere neden olan psikolojik temelleri ve bu çatışma süreçlerinde kullanılan toplumsal sembolleri irdeliyor.

Elinizdeki çalışma, Üsküdar Üniversitesi Politik Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde siyasal ve sosyal bilimler alanında akademik çalışmalarını sürdüren bilim insanları ve misafir öğretim üyeleri tarafından yazılan 12 makaleden oluşuyor. Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan editörlüğünde hazırlanan Travmaların Gölgesinde: Politik Psikoloji, Türkiye ve dünya tarihinden örneklenen politik süreçlerde insan ve toplum davranışlarını inceliyor, güncel siyasal refleksler ile toplum tarihi arasındaki bağlantıları ortaya koyuyor.

Politik psikoloji disiplinine önemli bir katkı sağlayan bu akademik çalışma; grup kimliklerinin oluşumu ve dinamiği, kitle psikolojisi, etnik kimlikler, “ben” ve “öteki” ayrımı, terörizmin psikolojik temelleri, kitle iletişim araçlarının kullanımı, propaganda aygıtları, iç savaş, soykırım ve katliam gibi geniş kapsamlı konulara ilişkin ön kabulleri tartışmaya açıyor. Okurlara toplumsal travma, yas ve seçilmiş zafer süreçlerine yönelik tutum ve davranışlarını ve bunu doğuran toplumsal belleklerini sorgulama olanağı tanıyor.

Travmaların Gölgesinde, siyaset bilimi ile psikoloji biliminin kaçınılmaz kesişim noktası olan “politik psikoloji” literatürüne başlangıç için kılavuz niteliğinde.

Makaleleriyle katkıda bulunanlar: Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Doç. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, Doç. Dr. Murat Koç, Doktorant Kudret Eren Yavuz, Doktorant Ayfer Hatipoğlu, Doç. Dr. İ. Arda Odabaşı, Dr. Öğretim Üyesi Bahadır Kaynak, Doktorant Gül Koçyiğit, Doktorant Ayşe Şenay Koç, Dr. Öğretim Üyesi Meltem Narter, Dr. Öğretim Üyesi Ömer Osmanoğlu, Doktorant Büşra Avşar, Dr. Öğretim Üyesi Vahit Çalışır, Doktorant Ayça Ferda Kansu.

₺141,96

“Bu benim ülkem… Bu topraklarda doğdum, bu topraklarda büyüdüm ben. Burada âşık oldum ilk kez. İlk gözyaşlarımı burada döktüm. En sevdiklerimi burada kaybettim. En büyük pişmanlıklarımı da burada yaşadım. Oysa şimdi;  köklerini kaybetmiş bir haymatlos gibiyim. Ne buraya ne de başka bir yere ait hissediyorum kendimi. Arada kalanlardan biriyim ben de. Ve tüm arada kalanlar gibi, ben de bir yabancıyım. Burada olmamalıydım… Bu yolculuğa hiç çıkmamalıydım.”

***

“Oysa ne kadar çok sevmiştim seni. Aptalca fikirlerine ve tüm arada kalmışlığına rağmen sevmiştim hem de. Daha ilk tanıştığımız anda, ‘işte’ demiştim, benim sevebileceğim biri. Zaman içinde tutkuya dönüştü bu sevgim. Hep seninle düşünmeye başladım küçük dünyamı… Hani sen de çok sevmiştin beni?  ‘Sen yoksan bu dünya da yok benim için.’ diyordun? En güzel aşk sözcüklerini kulağıma fısıldamış, aşkını Knidos’un asil halkına bile ilan etmiştin. Hatırlıyor musun, ‘Neden olmazmış, haydi açıkla.’ diye bana bağırdığın o günü?  Ya sen sevgilim… Şimdi sen nasıl açıklayacaksın şu halimizi?”

₺76,44

İstanbul Yıldızı… Gizemli Hint diyarından, altın çağını yaşayan Osmanlı İmparatorluğu başkentine gelen masmavi, yürek biçiminde bir elmas. Önce Kanuni Sultan Süleyman’ın görkemli tacına işlenen, sonra mezarlara girip çıkan, Kösem Sultan’ın kulaklarında sarayı kasıp kavuran ve nihayetinde Sultan II. Abdülhamid’in mücevherleri arasında yerini alan bir taş. Kendine has anlatım tarzı ve özgün kurgularıyla tanıdığımız Gül İrepoğlu, gerçek olaylardan ilham alarak yazdığı bu elmasın hikâyesini anlatırken aslında insanın zamana yenik düşmeyen hırsını, sınır tanımayan tutkularını, sonunu bile bile güce sahip olma arzusunu sunuyor okura. İstanbul Yıldızı, tarih içinde kendi öyküsünü başkalarının trajedisine dönüştürürken, sadece görenlerin değil hikâyeyiokuyanların da nefesini kesiyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 152
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2020
₺69,70

Bilim insanının görevi sorular sormak ve cevapların peşinden koşmaktır, peki bu işi bir çocuktan daha iyi kim becerebilir? Bilim insanları işe “neden?” diye sorarak başlar ama sonunda “nasıl?” sorusunun cevabına ulaşırlar. Bu kitaptaki bazı bilim insanlarının adlarını bilmiyor olabilirsiniz ama onlar sayesinde kütle çekimini, DNA’yı, karanlık maddeyi ve kara delikleri öğrendik. Bilim insanları, çığır açan keşiflerini gerçekleştirmeden önce çevrelerini merak eden sıradan birer çocuktu.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 208
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 7.2020
₺102,00

Buğra Gülsoy, Birinci Kıyamet’in devamı olan, serinin son kitabı İkinci Kıyamet’te okurlarını sürükleyici bir yolculuğa daha çıkarıyor. Yaşanmış akıl almaz bir hikâyeden esinlenen roman, aşkın ve savaşın tanıklığında tüm zamanların içinde geçiyor. 

Birinci Kıyamet, Poe’nun “En korkunç canavarlar, ruhlarımızda gizlenenlerdir” cümlesiyle başlıyordu. İkinci Kıyamet ise yine Poe’nun “Bir taht inşa etmiş ölüm, uzak batıda yalnız bir şehirde”  cümlesiyle devam ediyor. 

Roman, boksör Sabri Mahir’in hiç bilinmeyen hikâyesinin detaylarını duygu yüklü bir dille anlatıyor. Türkiye’den gitmek zorunda kalan ve tüm dünyanın kıyısında aç, sefil dolaşan Sabri’nin tek hayali İstanbul’da bıraktığı Pera’sına, vatanına kavuşmaktır. Gittiği her ülkede yeni bir kıyametle tanışır, her kıyamet onu aşkına yaklaştıracak birer ipucudur. 

Tevfik Fikret’ten Sakallı Celal’e, Marlene Dietrich’den Bertolt Brecht’e, Osmanlı’dan Hitler Almanyası’na kadar tüm zamanların içinden geçen Sabri Mahir İkinci Kıyamet’te, akıl almaz serüvenine, “Güneşin Doğduğu Yer”e, Pera’sına seslenerek devam ediyor:

“Bu sana son mektubum… Geliyorum… 

Dönüyorum sana, yuvama, gerçeğime. İçi bizimle dolu bir gelecek olamaz artık biliyorum. Tek bildiğim son bir kez daha bakabilmek gözlerine, yüzüne bakabilecek cesareti kendimde bulabilirsem eğer…”

₺115,92

Bebek, Aile ve Sağlık Çalışanlarının Gücüne Güç Katacak Bir Derleme 

Genellikle sağlık hizmetlerine hasta açsından bakılır. İnci Hanım bu kitabıyla sağlık çalışanları açsından da bakmış: doktor ve hemşirelerin hangi şartlarda ve duygularla çalıştığına dikkat çekerek, ne kadar büyük bir yük taşıdıklarına değinmiş.

Aslında prematüre ebeveynleri için doktor ve hemşireleri anlamalarına yardımcı olmak istemiş.

Ailelerin; ebeveyn, doktor, hemşire yani hepimizin aynı tarafta olduğunu,  hepimizin aslında mucizelere tanıklık etmek için var gücümüzle çalıştığımızı vurgulamak istemiş.

Değindiği diğer bir konu da kanguru bakımı, aile merkezli bakım, benim çok önem verdiğim, hem ebeveyn hem de bebeğe çok iyi gelen aile bağının kurulduğu o altın dakikalar…

Bu kitabı Yenidoğan Yoğun Bakım ünitesi ortamını algılamaları ve bebekleri için nasıl bir mücadele verildiğini anlamaları için özellikle prematüre ailelerinin okumalarını tavsiye ediyorum.

Neonatoloji Uzmanı Dr. Fatma ÇAKMAK ÇELİK

Kitabı okurken aslında Yenidoğan Yoğun Bakım hemşireleri olarak hepimizin yaşadığı ne kadar ortak duygu olduğunu gördüm, kimi zaman gözyaşlarımı tutamadım...

İnci Hanım bir prematüre annesi olarak, prematüre bebeklere bakım veren hemşirelerin değerini yaşayarak öğrendiği için ailelerde bu konuda farkındalık yaratmak istemiş.

Bu kitabı okurken Prematüre ailelerinin bebeklerine bakım veren hemşireleriyle daha güvenli bir ilişki kuracaklarına inanıyorum.

YYBÜ Sorumlu Hemşiresi Zeynep KÖSE

Her istatistiğin ardında bir hayat hikâyesi var, bu yüzden istatistikler ve rakamlara değil birlikte faydaya odaklandık. Bu kitabın hem ailelere ve bebeklere, hem de sağlık çalışanlarının hayatlarına dokunması ve güçlerine güç katması dileğiyle.

Philips Avent Pazarlama Müdürü Selcan ÇALIŞIR

₺102,48
  • Beyin gelişimini destekler.
  • Dikkat ve odaklanmayı artırır.
  • Hayal gücünü geliştirir.
  • Konuşma ve dil becerisine katkı sağlar.
  • 0-3 ay kartları, bebekler 3 aya kadar renkleri seçemediği için siyah-beyaz olarak hazırlanmıştır.

Bakteri üretmeyen, doğayla dost, geri dönüşümlü, esnek ve sağlıklı bir malzeme olan EVA ile üretilmiş olan "Bebeğimin İlk Zeka Kartları"nı 0-12 ay arası tüm çocuklar için tavsiye ederim.

Büşra Bürcü

Psikolog

 

(Tanıtım Bülteninden)

₺85,00 KDV Dahil

Parayla her şey alınabilir mi?

Paranın ne kadar değerli olduğunu duyan bir kız çocuğunun eline bir gün madeni bir para geçer. Onunla ne yapacağına bir türlü karar veremez.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 32
En / Boy : 15 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2020
₺55,25

İnna Shevchenko, henüz otuz yaşında genç bir kadın olmasına rağmen olağanüstü bir hayat hikâyesine sahip. 2012 yılından beri FEMEN hareketinin lideri olan Shevchenko, bu kitabında tarihteki önemli kadın figürleri, özel hayatında kendisine esin kaynağı olan kadınları anıyor ve onurlandırıyor. İnançlarını biçimlendirmesinde kendisine yardımcı olan kadınlardan söz ediyor.

Bu kitapta, Shevchenko'ya kadınların güçsüz cins olmadığını öğreten Ay Savaşçıları mangasından Maria Botchkareva gibi kadın askerlerin, onu cinsiyetçi dinsel ahlaki kuralları reddetmeye ve bilginin meyvesini tatmaya yönlendiren Havva'nın, kadınların da erkekler kadar yetenekli olduklarını ve tüm alanlarda seslerini duyurmayı hak ettiklerini ortaya koyan Inès Armand'ın, Nellie Bly'ın ve diğer birçok kadın figürün, tarihteki ve günümüzdeki yazar, gazeteci, mühendis, politikacı birçok kadının belki de hiç bilmediğiniz yönlerini keşfedeceksiniz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 132
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2020
₺43,12

Kar taneleri aceleleri varmış gibi hızlıca gökten yağdı. Adamın her yeri karla kaplandı. Bir türlü hareket edip yerinden kımıldayamadı. Oracıkta öylece kaldı. O gün, o yoldan gelip geçen herkesin baktığı tek bir şey vardı: Dünyanın ilk kardan adamı.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 32
En / Boy : 15 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2020
₺55,25

Hep kitap’tan yenilikçi, bilgilendirici, çığır açıcı yepyeni bir dizi: Önemli Sorular! Bu kitaplar, hayatlarımızda ve bugünün dünyasında büyük etkisi olan temel meselelere yepyeni bir pencereden bakıyor. Eşsiz görsel tasarımı ve katmanlı metin yapısıyla karmaşık konuları anlamamızı kolaylaştırıyor. Geriye sadece önemli soruların ardındaki tartışmaların derinliklerine inmek kalıyor.

Son altmış yılda makinelere hissetmeyi, öğrenmeyi, mantık yürütmeyi ve harekete geçmeyi öğreten bir teknoloji olan yapay zekâ alanında pek çok şaşırtıcı gelişme yaşandı. İnsansı robotlar ve sürücüsüz araçlar dünyayla kurduğumuz ilişkide radikal bir değişimin sinyallerini verirken, sosyal medyadan Netflix’e yapay zekâ evlerimize girdi bile.

Yapay zekânın gerçekliğe hâkim olacağı bir eşikte miyiz? Bu gelişen alanın etik kuralları pratikte ne kadar geçerli olacak? İnsanlar yapay zekânın gerisinde mi kalacak? Bu ilham verici kitapta hepimizi ilgilendiren o ikilem tartışılıyor: Yapay zekâ toplumu ve insanlığı daha iyi bir geleceğe mi taşıyacak yoksa sonsuz gücüyle tüm gezegene hâkim olduğu bir distopyaya doğru mu ilerliyoruz?


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 144
En / Boy : 152 / 229
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 3.2020
₺148,75
Tükendi

“Bu nutuğumla, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun, bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu, Türk gençliğine kutsal bir armağan olarak bırakıyorum.”

Mustafa Kemal Atatürk


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 600
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2020
₺54,60
Tükendi

Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam,da, değişen bir dünyada çöken bir dinsel-geleneksel imparatorluktan ve Sevr'i imzalamış olan bir kalıntıdan, yepyeni bir ulusun, yepyeni bir devletin doğuşunu anlatıyor.

Tek Adam, sadece Türk Devrimi'ni değil, aynı zamanda, Mustafa Kemal Atatürk'ün kişiliğinde, bir devrimciyi de çok iyi çözümleyen ve okuyucuya aktaran bir başyapıt...

Emre Kongar


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 544
En / Boy : 26,5 / 33,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2020
₺224,00
Tükendi

“Bu nutuğumla, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun, bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu, Türk gençliğine kutsal bir armağan olarak bırakıyorum.”

Mustafa Kemal ATATÜRK

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 600
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : Holmen 65gr
Basım Tarihi : 8.2020
₺48,00
Tükendi

"Doğan Cüceloğlu öneriyor: Mutlaka okunmalı!"

Dünyanın en büyük teknoloji şirketi Apple’in kurucularından Steve Jobs, 2010 yılında ilk iPad lansmanını yaptıktan sonra New York Times’dan gazeteci Nick Bilton sorar: “Çocuklarınız iPad’i seviyorlar, değil mi?” Steve Jobs der ki: “Hiç kullanmadılar, evde çocukların kullanabileceği teknolojik imkânları sınırlıyoruz.”

Teknolojinin bu kadar içinde olan bir insan, neden çocuklarını teknolojiden uzak tutuyordu?

Günümüzde çocuklar cep telefonu, tablet ve bilgisayar gibi dijital teknolojilerle adeta doğar doğmaz haşır neşir olmaya başlıyorlar.

Bu kitapta, dijital çağda iki çocuk yetiştiren bir anne, kendi tecrübelerini bilimsel araştırmalarla harmanlıyor. Dijital ekranların etkilerini, her yönden –fiziksel, zihinsel, psikolojik ve sosyal– irdeliyor ve çözümler sunuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 136
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2020
₺58,00
Tükendi

Bu kitap uçsuz bir yolculuğun günlüğü...

Anadolu’nun farklı yöre ve kültürlerini keşfederken, paralel süreçte iç dünyamızın henüz tanış olmadığımız patikalarında dolaşmanın, görme ve bakma alışkanlıklarımızı değiştirirken ben’in ezberini bozmanın, farkındalık ve yaratıcılığı gelişim süreçlerimize pupa yelken dolduruşun, terapi odasından yaratıcılığa ve doğaya açılışın seyir defteri... “Bir psikoloğun şahsi ve mesleki yolculuğu olduğu kadar mesleğinin-sanatının, yani psikolojinin ve psikoterapinin de yolculuğu... Leyla Navaro ve yol arkadaşları birkaç on yıl öncesinden başka türlü bir psikoterapi, eko-terapi ve sanat terapisi gibi doğaya da açılan ve oradan da beslenen bir kişisel gelişim yöntemi arayışına başlamışlar bile.”

Dr. Zehra Cunillera


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 272
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2020
₺112,00
Tükendi

Anneme Masallar beş feminist kadın yazarın, kadın ve feminist olmanın ne demeye geldiğini her yönüyle deşeleyen öykülerinden oluşuyor.

Kitaptaki öyküler feminist kurmacanın dil, siyaset ve estetikle olan ilişkisi bağlamında üç bölüm altında toplanmış. İlk bölümdeki öyküler çalışma hayatını, kürtajı, cinselliği ve ayrımcılığı yazarların günlük deneyimlerinin süzgecinden bakarak ele alıyor. İkinci bölümde cinsellik, siyaset ve grup dinamikleri kadın kurtuluş hareketiyle doğrudan bağlantısı içinde işleniyor. Üçüncü bölümde ise kadın-erkek ilişkisinin, anneliğin ve toplumsal geleneklerin kadınlara yönelik dayatmacı tutum ve tavırların egemen olduğu bir toplumda nasıl sorunsallaştığı anlatılıyor.

Dolayısıyla, elinizdeki kitap toplumsal gerçekçilikten deneysel arayışlara uzanan üslup ve yaklaşımlar eşliğinde bizi toplumsal cinsiyet ilişkilerini anlamaya ve sorgulamaya davet eden farklı bir eser.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 254
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2020
₺67,50
Tükendi

“Hayal ederseniz hayattan ne isteyeceğinizi bilirsiniz.”

Hayallerinde kâh geçmişe kâh geleceğe giden Kerem ve arkadaşları buna o kadar alışırlar ki evdeyken de hayal kurmaya devam ederler.

Bu seferki yolculukları uzaklara değil kendi tarihlerine doğru uzanır, Milli Mücadele günlerine…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 64
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 7.2020
₺61,20
Tükendi

Britanyalı anatomist Richard Owen 180 yıl önce onlara isim koyduğundan beri dinozorlar bir kült olup çıktı. Son yıllarda ulaşılan heyecan verici fosil bulguları ve yeni bilimsel bilgiler zihnimizdeki dinozor imgesini bir kez daha kökten değiştirmek zorunda olduğumuzu gösteriyor. Onları önceleri dev sürüngenler olarak görürken, iki ayakları üzerinde duran ejderhalar olarak görmeye başladık; onları hantal ve ilkel hayvanlar olarak düşünürken çevik ve zeki avcılar olarak tasarlamaya başladık; bir zamanlar onlar bizim için pullu dev kertenkelelerdi ama sonra onları tüylü dev tavuklar olarak görür olduk.

Bugün artık soylarının tam olarak tükenmediğini biliyoruz. Dinozorlar bugün dünyamızda mevcut olan en başarılı hayvan gruplarından birine dönüşerek hayatlarını sürdürdüler: Evet, hiç şüphesiz kuşlar dinozorların tükenmeyen soyunu temsil ediyor.

Bernhard Kegel paleontoloji tarihi, dinozor fosillerinin paleontoloji içindeki yeri ve en son bilimsel bulgular hakkında pek çok bilgi içeren bu kitabında keyifli ve eğlenceli bir okuma deneyimi vaat ediyor.

“Bernhard Kegel dinozorları konu alan bu şaşırtıcı kitabında, kan dökücü canavarların önce kanguru benzeri devlere, ardından da, tüm gezegeni dostça işgal etmiş olan küçücük tüylü hayvanlara nasıl dönüştüğünü betimliyor.”

— Frank Vorpahl, ZDF Aspekte


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 272
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2020
₺123,00
Tükendi

İlk yayımlanışının üzerinden beş yüz yıldan fazla bir süre geçen Utopia, radikal ve provokatif bir eser olma niteliğini hep korudu, koruyor.

Thomas More bu ölümsüz eserinde insanların barış ve uyum içerisinde yaşadığı, eğitim imkânlarından kadınların da eşit şekilde yararlandığı ve mülkiyetin ortak olduğu bir ada- ülkeyi anlatıyor. Fantezi, yergi, her şeyin inceden inceye planlandığı bir yönetim anlayışı ve oyun arasında gidip gelen metin, savaşların, siyasal çatışmaların, toplumsal gerginliklerin ve servetin yeniden paylaşımının gerisindeki gerçekliklere ışık tutuyor; yazarının korkudan, baskıdan, şiddetten ve acıdan uzak bir yaşam süren yurttaşlar topluluğuna duyduğu özlemi ifade ediyor. More’un bu klasik eserini 21. yüzyılın merceğinden ve çağrıştırdığı diğer içerimlerle birlikte değerlendirmemize China Miéville’in Önsöz’ü̈ ile Ursula K. Le Guin’in Sonsöz’ü yardımcı oluyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 240
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2020
₺70,40
Tükendi

1. Dünya Savaşı sırasında Müttefiklerin donanmalarıyla Çanakkale Boğazı’ndan geçip İstanbul’u işgal etme planları Osmanlı ordusunun destansı savunması sonucu boşa çıkmıştı. Ancak bundan üç yıl sonra, Mondros Ateşkes Antlaşması (1918) uyarınca, Müttefik güçler Çanakkale Boğazı’ndan direnişsiz geçtiler ve 160 gemiyle İstanbul’a girip şehri kontrol altına aldılar. 16 Mart 1920 günü ise şehri resmen işgal edip, Osmanlı meclisini kapattılar ve ağır Sevr maddelerini sadrazam Damat Ferit Paşa’ya imzalattılar.

Bu arada, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkarak başlattığı kurtuluş mücadelesi meyvelerini vermeye başladı. Ankara’da kurulan yeni meclisin, işgalci güçleri bozguna uğratması sonucu imzalanan Lozan Anlaşması’yla birlikte, Müttefikler 6 Ekim 1923’te İstanbul’u terk etmek zorunda kaldılar.

Araştırmacı Turan Akıncı, yüzyıllarca Osmanlı İmparatorluğu’nun merkezi olmuş bir şehirde, bu onur kırıcı işgal dönemi boyunca yaşananları ve aynı dönemde, Anadolu’da gerçekleşen kurtuluş mücadelesini tüm detaylarıyla gözler önüne seriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 504
En / Boy : 16 / 23,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2020
₺234,00
Tükendi

Aysel Gündoğdu, finans alanında bıkmadan, usanmadan yazıyor, anlatıyor. Son derecede üretken bir akademisyen. En önemli özelliği, karmaşık ve zor görünen konuları basitleştirerek, anlaşılması kolay bir dille yazması ve anlatması...

Bu kitabında finansı herkesin anlayacağı, hatta sevebileceği bir şekilde anlatmış. Kitap, her gün karşınıza çıkan, aklınıza takılan, duyup da tam olarak ne anlama geldiğini bilmediğiniz finans konularını kapsıyor ve anlaşılır biçimde açıklıyor.

Aysel hocanın bu kitabını yalnızca ekonomi, işletme ve finans gibi dallarda öğrenim görenlere değil finans konularını merak eden, her gün karşılarına çıkan meseleleri anlamaya çalışanlara tavsiye ediyorum.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 128
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2020
₺52,00
Tükendi

Gougaud, Louise Michel’in hayatını anlattığı bu romanının bir tarihsel kurgu olduğunu söyler. Louise söz konusu olduğunda mutlaka kurguya ihtiyacımız var. Aksi takdirde, Komün barikatları üzerinde, vurularak yanı başında yere düşen komüncü arkadaşlarının cansız bedenleri arasında dimdik ayakta, ateş etmeye devam eden bir Louise’i; küçük bir kız iken, avcıların öldürmek üzere oldukları bir kurdu kurtarmak niyetiyle onların namluları önünde diz çöküp göz yaşı döken bir Louise’i; doğaya her türlü haliyle, tozuyla, yosunuyla, pasıyla ve çamuruyla, onu kutsarcasına aşık olan Louise’i; bir yandan da kendisini çok doğal bir şeyin, tensel bir aşkın esrikliğinde kaybetmek istemeyecek kadar mücadeleye adamış bir Louise’i; bir kızıl bakireyi, ama sürgün cezasına çarptırıldıktan sonra mahkeme heyetinden idamını talep ederek kendisini nihayet bir arada olabilmek için Théo’nun mezarına gömmelerini isteyen bir Louise’i hayal etmek güç olacaktır.

O nedenledir ki, Louise’in ilk gençlik yıllarından itibaren ustası, dostu ve mektup arkadaşı olan Victor Hugo, mahkemesi sonrasında yazdığı şiirde, ona, ancak antik dönemlerin, eski çağ destanlarının kadın kahramanları arasında anlaşılır olabilecek bir paye biçer. Şunu anlıyoruz ki, Louise’siz bir komün, komünsüz bir Louise düşünülemezdi.  Louise Michel hiç bu kadar canlı olmamıştı, Büyüleyici ve ilham verici bir hikaye.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 212
En / Boy : 12,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2020
₺79,20
Tükendi

100.000 yıl önce ateşi kontrol altına aldık, böylece dile uzanan yola girdik.

10.000 yıl önce tarımı geliştirdik, böylece yerleşik hayata geçip şehirler kurduk ve toprak savaşlarına giriştik.

5000 yıl önce tekerleği ve yazıyı icat ettik, böylece ulus devlet anlayışını geliştirdik.

Şimdi ise yükselen teknolojiyle birlikte yeni ve dördüncü bir çağın, yapay zekâ çağının başlangıcındayız. Fakat buraya birdenbire gelmedik. Byron Reese insanlığın yapay zekâ çağına uzanan bu çok uzun ve meşakkatli geçmişini incelemekle başlıyor; insanlık adına kazandığımız bütün savaşlardan ve geçtiğimiz bütün yollardan sonra nihayet bugüne, bilgisayarların ve makinelerin yüzyılına geliyor.

Yapay zekâ ve robotik bilimi, tarihin bu dönüm noktasındaki yol göstericilerimiz ve bilimin bu yükselen yıldızlarına sormamız gereken çok fazla soru var: Bizler, insan olarak birer makine miyiz? Bilgisayarlar herhangi bir şey hissedebilir mi? Bilinç kazanmaları mümkün mü? Eğer bilinçlenirlerse, bu bizi bir insan-robot savaşına yönlendirir mi? Peki ya etiğin bütün bunlar üzerindeki etkisi nedir? Tarihi arka plandan mühendislikteki son gelişmelere, felsefeden sinema ve dizi sektöründeki yansımasına kadar yapay zekânın yolculuğu Yapay Zekâ Çağı’nda sizi bekliyor.

“Yapay Zekâ Çağı sadece yapay zekânın yükselişinin bizim için ne anlama geldiğini tartışmakla kalmıyor, aynı zamanda okurları önyargılarına meydan okumaya zorluyor. Ve tüm bunları hem eğlenceli hem de ilgi çekici bir şekilde yapmayı başarıyor.”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 360
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2020
₺143,50
Tükendi

Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Türk edebiyatının romancılık konusundaki kilometre taşlarından Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın önemli eserlerinden biridir.

Romanda, Halley kuyruklu yıldızının dünyaya çarpacağı söylentisiyle gelişen olayları anlatan H. R. Gürpınar, batıl inançlara sahip mahalle sakinlerinin tepkisini ve bilimsel düşünceden uzak davranışların gülünç yanlarını gözler önüne serer.

Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç 1910’ların İstanbul’unu ve semt sakinlerini duyarlı bir şekilde betimlemekte ve dönemin sosyal hayatını gerçekçi bir şekilde yansıtmaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 160
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2020
₺52,00
Tükendi

Müzakeresiz günümüz geçmiyor. Aile içinde, işyerinde, kamusal alanda ve uluslararası ortamlarda projelerle, sözleşmelerle, çatışmalarla uğraşıyoruz. Peki müzakereye doğru hamlelerle mi başlıyoruz? Harekete geçmeden önce hazırlık yapıyor muyuz? Konuşmadan önce dinliyor muyuz?Sorun çözümüne girişmeden önce duygularımızı kabulleniyor muyuz? Fiyatlandırmaya geçmeden önce bir değer yaratıyor muyuz?

İyi bir müzakereci olarak doğulmaz ama iyi bir müzakereci olunabilir. İlk Hamle’de içgüdüsel uygulamaların ötesinde, hem genel bir felsefeye hem de belli tekniklere karşılık gelen bir müzakere yöntemi bulacaksınız.

Yazarlarının danışmanlık ve eğitim alanlarındaki tecrübeleriyle güçlenen bu kitap, doğru zamanda doğru hamleyi yapmanızı sağlayacak. Açmazları ve gerilim risklerini azaltacak, başarı şansınızı artıracaksınız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 280
En / Boy : 13,4 / 19,8
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2020
₺110,00
Tükendi

1970’lerin çalkantıları eşliğinde bir aile öyküsü...

Feride ve Kızları, İstanbul’da yaşayan varlıklı bir ailenin hayatından yirmi yıllık bir kesit sunuyor. Romanın kahramanları bir yandan yetmişli ve seksenli yıllara damgasını vuran askeri darbeler, gençlik olayları, suikastlar ve ardından yaşanan tutuklama ve idamlarla çalkanan ülke gündemine ayak uydurmaya çalışırken bir yandan da aile içi çatışmalarla baş ediyorlar. Aralarında sıkı bağlar olsa da kıskançlık, suçluluk ve öfke duygularının sarmalında gel-gitler yaşanıyor. Ülker Banguoğlu Bilgin’den İki Devir İki Kadın’dan sonra hayata ve insanlara dair bir yakın dönem hikâyesi daha…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 272
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2020
₺104,00
Tükendi

Genç yetişkinlikten yaşlılığa gelişimsel bir yolculuk...

Mutlu Yaşlanmak, yaşlı bireylerin yanı sıra, yetişkinliğin erken dönemlerinden başlayarak, gelişim süreci içindeki herkesin bilinçli bir şekilde yaşlanabilmek için izleyebileceği bir yol haritası sunuyor.

Mutlu yaşlanmanın temelinde, yaşanan yılların zorunlu olarak neden olduğu doğal kayıpları kabul etmek ve bu değişime olumlu bir yaklaşımla uyum sağlamak yer alıyor. Geçen yılları yaşama katkı sağlayan artı bir değer olarak görmek, bu deneyim ve birikim desteğiyle yeni uğraşlar bularak kendini yenileyebilmek, yaşlılık yıllarını da yaşama sevincini yitirmeden sürdürebilmesini sağlıyor.

Bu kitabın, tüm yetişkinleri, mutlu ve doyumlu bir yaşlılığa hazırlamaya yardımcı olacağını umuyoruz


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 136
En / Boy : 13,4 / 19,8
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2020
₺60,00

Kitap Çeşitleri

Kitap, insanların çeşitli konularda bilgi sahibi olması ve keyifli zaman geçirmek amacıyla oluşturulmuş bir türdür. Gerek günlük hayatta gerekse eğitim hayatında insanlar kitap çeşitleri ile karşı karşıya gelmektedir. Kitaplar farklı amaçlar ile yazılsa da hepsinin en temel işlevi okuyan kişiye bilgi vermektir. Küçük yaşlarda başlayan okuma serüveni ölünceye kadar devam etmektedir. Okuma kitapları bu amaçla her daim insanların hayatında var olan önemli kaynakların başında gelmektedir. Ayrıca bilgi veren kitaplar kişinin kendini geliştirmesini sağlarken, kişinin kaliteli zaman geçirmesine de katkı sunmaktadır. 

Teknolojinin insan hayatına girmesi ile birlikte kitaba ulaşma işlemi de son derece kolaylaşmıştır. Kitaplar, güvenilir kitap siteleri aracılığıyla okurlarına sunulmaktadır. Aranılan her türlü kitap çeşidi bu sitelerde kolaylıkla bulunabilmektedir. İnsan hayatını kolaylaştıran bu durum pek çok avantaja da sahiptir. En çok satan kitaplar, yeni çıkan kitaplar, çok okunan kitaplar başlıkları altında tüm kitapların kolaylıkla bulunabileceği bu ortamlar zaman açısından da kişilere tasarruf sağlamaktadır.  Edebiyat alanında ve diğer bilim dalları ilgilendiren konularda kaleme alınmış başlıca kitap çeşitleri şu şekilde ifade edilebilir: 

  • Romanlar
  • Hikâyeler – Öyküler
  • Anı Kitapları
  • Gezi Kitapları
  • Yemek Kitapları
  • Şiir Kitapları
  • Biyografi Kitapları
  • Dini Kitaplar
  • Çocuk Kitapları
  • Akademik Kitaplar
  • Araştırma İnceleme Kitapları
  • Çizgi Roman Kitapları
  • Gençlik Kitapları
  • Hobi Kitapları
  • İş Ekonomi Kitapları
  • Mizah Kitapları
  • Sağlık Kitapları
  • Sanat ve Müzik Kitapları
  • Kişisel Gelişim Kitapları
  • Eğitim Kitapları
  • Sınavlara Hazırlık Kitapları
  • Bilim Kitapları
  • Söyleşi Kitapları
 

Okuma Kitapları

Okuma kitapları, günlük hayatta güzel ve verimli zaman geçirmek için tercih edilen kitaplardır. Genellikle roman ve öykü türleri okuma kitabı önerileri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Türk ve dünya edebiyatında birçok önemli eser okuma alanında milyonlarca kişi tarafından tercih edilmiştir. Özellikle Dünya klasikleri bu alanda birçok kişiye hitap etmektedir. Aynı zamanda türk Edebiyatında yer alan ve küçük yaşlarda okunması istenilen 100 temel eser de okuma kitapları arasında yer almaktadır. En güzel okuma kitapları, okuyan kişiyi etkileyerek olayın içinde yaşamasını sağlamaktadır. aynı zamanda bu kitaplar yalın ve açık bir üslupla yazıldığı için de okurların daha kolay algılamasına imkan sunmaktadır. 

En Güzel Kitaplar

En güzel okuma kitapları okuyan kişide güzel duygular bırakan kitaplardır. Bu kitaplar kişisel zevke göre değişmektedir. Herkesin okuma zevki farklı olacağı için alanında yazılmış en güzel kitaplar kişisel ihtiyaca en doğru şekilde karşılık veren türlerdir. Güzel kitaplar yazıldığı dönemde ve günümüzde çok satan kitap listelerinde ilk sıralarda yer almaktadır. Okuma kitapları arasında yer alan bu kitaplar okuyan kişiyi pek çok açıdan geliştirmektedir. Çünkü Türü ne olursa olsun kitap okumak insan zihni ve sağlığı açısından son derece faydalı bir aktivitedir. Bu yüzden uzmanlar kitap okumanın faydalarını sürekli vurgulamaktadırlar. Okul çağındaki çocuklar için kitap, okuduğunu anlama, kendini daha iyi ifade etme imkânları sağlarken, yetişkinlerde sağlıklı yaşlanmaya, beynin aktif çalışmasına yardımcı olmaktadır. Bu da unutkanlık, Alzheimer gibi hastalıklara engel olmaktadır. 

Okuma kitabı önerileri içinde yer alan ve çok okunan kitaplar arasında ilk sıralarda olan pek çok kitap bulunmaktadır. Bu kitaplar her daim etkisini okur üzerinde hissettiren, ortak duygulara hitap eden olay örgüsü ile okurun beğenisini kazanan çeşitlerdir. Güzel kitaplar olarak anılan farklı türde yazılmış Türk ve Dünya Edebiyatına ait başlıca kitap örnekleri:

Dünya Edebiyatı

  • Küçük Prens – Antoine de Saint Exupery
  • Simyacı – Paulo Coelho
  • Suç ve Ceza – Dostoyevski
  • Şeker Portakalı – Jose Mauro De Vasconcelos
  • İlahi Komedya – Dante
  • Sefiller – Victor Hugo
  • Satranç – Stefan Zweig
  • Yabancı – Albert Camus
  • Dinle Küçük Adam – Wilhelm Reich
  • Fareler ve İnsanlar – John Steinbeck
  • Dönüşüm – Franz Kafka
  • Hayvan Çiftliği – George Orwell
  • Vişne Bahçesi – Anton Çehov
  • Kırmızı Pazartesi – Gabriel Garcia Marquez
  • Çavdar Tarlasında Çocuklar – J. D. Salinger

Türk Edebiyatı

  • İnce Memed – Yaşar Kemal
  • Huzur – Ahmet Hamdi Tanpınar
  • Aylak Adam – Yusuf Atılgan
  • Kara Kitap – Orhan Pamuk
  • Aşkı Memnu – Halit Ziya Uşaklıgil
  • Puslu Kıtalar Atlası – İhsan Oktay Anar
  • Yaban – Yakup Kadri Karaosmanoğlu
  • Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
  • Devlet Ana – Kemal Tahir
  • Serenad – Zülfü Livaneli
  • Eylül – Mehmet Rauf
  • Sinekli Bakkal – Halide Edip Adıvar
  • Yalnızız – Peyami Safa
  • Demirciler Çarşısı Cinayeti – Yaşar Kemal
  • Üç İstanbul – Mithat Cemal Kuntay
  • Çalıkuşu – Reşat Nuri Güntekin
  • Şu Çılgın Türkler – Turgut Özakman
 

En Çok Satan Kitaplar

En çok satan kitaplar edebiyat dünyasında yer edinmiş başlıca kitaplardır. Ayrıca bu kitaplar arasında Türk ve dünya edebiyatına katkı sağlamış değerli yazarların kitapları da bulunmaktadır. Dünya edebiyatında klasikleşmiş çok satan kitaplar 100 temel eser adı verilen okuma kitaplarıdır. Ayrıca insanlara verdiği mesaj bakımından, etkileyici olay kurgusu olan seri şekilde üretilmiş kitaplarda çok satan kitaplarda yer almaktadır. Kitabın türüne göre değişebilen bu durum kişisel tercihe göre de belirlenmektedir. Ancak en genel araştırmalarda yer alan en çok satan kitaplar şunlardır: 

Dünya Edebiyatı

  • Siyah İnci – Anna Sewell
  • Yüzbaşının Kızı – Aleksandr Puşkin
  • Alacakaranlık – Stephenie Meyer 
  • Heidi – Johanna Spyri
  • Da Vinci Şifresi –Dan Brown
  • Anna Karenina – Lev Tolstoy
  • Harry Potter Felsefe Taşı – J.K. Rowling
  • Hobbit –  j. R. R. Tolkien
  • İki Şehrin Hikayesi – Charles Dickens
  • Yüzüklerin Efendisi – J. R. R. Tolkien
  • Küçük Prens – Antoine de Saint Exupery
  • On Kişiydiler – Agatha Christie
  • 1984 – George Orwell
  • Bülbülü Öldürmek – Harper Lee
  • Çavdar Tarlasındaki Çocuklar – Jerome Davıd Salinger
  • Savaş ve Barış – Tolstoy
  • Gülün Adı – Umberto Eco
  • Yeşilin Kızı Anne – L. M. Montgomery
  • Lolita – Vladimir Nabokov
  • Martı Jonathan Livingston – Richard Bach
  • Sofie’nin Dünyası- Jostein Gaarder
  • Zamanın Kısa Tarihi – Stephan Hawking
  • Momo – Michael Ende

Türk Edebiyatı 

  • Tutunamayanlar – Oğuz Atay
  • Saatleri Ayarlama Enstitüsü – Ahmet Hamdi Tanpınar
  • Benim Adım Kırmızı – Orhan Pamuk
  • Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
  • Dokuzuncu Hariciye Koğuşu – Peyami Safa
  • Eylül – Mehmet Rauf
  • İnce Memed – Yaşar Kemal
  • Doğan Cüceloğlu Kitapları
  • Serenad – Zülfü Livaneli
  • Aşk – Elif Şafak
  • Veda – Ayşe Kulin
  • İstanbul Hatırası – Ahmet Ümit

Kitap Fiyatları

Kitap fiyatları üzerinde etkili olan pek çok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerin başında kitabın sayfa sayısı ve görseller ile desteklenip desteklenmediğidir. Kitaplar kitapçı adı verilen sahaflardan, kitap mağazalarından ve online alışveriş sitelerinden kolaylık temin edilebilmektedir. Bu yerlerin özellikleri satılan kitapların fiyatlarını belirlemektedir. Kitap sipariş verirken göz önünde bulundurulan özellikler okurların tercihlerini de etkilemektedir. Ucuz kitap al başlıklı birçok kitap sitesinde son zamanlarda popüler hale gelmiştir. İnternet ortamında satılan kitapların fiyatları mağazalardan daha düşüktür. Bu yüzden son yıllarda kitap alışverişi internet ortamında daha fazla yapılmaktadır.

En uygun kitap siteleri belirli zamanlarda yaptıkları kampanyalar ile okurların bütçelerine destek olmaktadır. Binlerce kitap arasından her zevke ve her türlü bütçeye hitap eden kitap çeşidi, bu sitelerde kolayca bulunabilmektedir. Bunun yanı sıra kitapların fiyatlarında 300 sayfalık kitaplar, 500 sayfalık kitaplar gibi orta kalınlıkta ve kalın kitaplar fiyat olarak farklılık göstermektedir. Ayrıca bu kitapların baskı sayısı, hangi yayınevinden çıkmış olması da fiyatlarını belirlerken etkili olmaktadır. Güvenli kitap siteleri bu konuda okurlara avantaj sağlamaktadır. 


 
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı