Biraz basitleştirerek ve görselleştirerek hazırladığımız bu kitap önemli konuların hemen hepsini özetleyen bir dilbilgisidir. Arapça’yı öğrenmek isteyenlere yeterli bir doküman olmasının yanında Arapça’nın kurallarını doğrudan açıklayıp uygulatarak öğretmek hedeflenmiştir. Arapça meraklılarının, Arapça öğretmenlerinin, özellikle de İlahiyat öğrencilerimizin kolay anlaşılır ve görsel Arapça Sarf Nahiv ihtiyaçlarını karşılayacağını umuyoruz. Öğrencilerimize ve Arapçayı öğrenmek isteyen başka kardeşlerimize yardımcı olmak için hazırlayıp yayınlayacağımız Arapça öğretim videolarında bu dilbilgisini kullanacağız.

 


Basım Ayı/Yılı : 10/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 248
Ağırlık : 248
En / Boy : 16,5 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺97,50

Hulefâ-yi Râşidîn’in dördüncüsü olan Hz. Ali, yaklaşık beş buçuk yıllık hilafeti boyunca sarsılan devletin birliğini tekrar tesis etmek için uğraşmıştır. Hz. Ali’nin hilafet yıllarına damga vuran en önemli hadiselerin başında Muâviye b. Ebî Süfyân’la giriştiği mücadele olan Sıffîn Vakası gelir. Bu olay kısas ürede değişen ve dönüşen İslâm toplumunun biriken problemlerinin bir yönüyle sonucu; diğer yönüyle etkileri günümüze kadar devam eden bir hadise olmuştur. Bu çalışmada Sıffîn Vakası’nın nedenleri, gelişim süreci, sonucu ve etkileri işlenmiştir. Aynı zamanda savaşın tarafları, süresi, coğrafyası, stratejisi, lojistik temini ve araçları konu edinilmiştir. Orduların yapısı, komutanları, savaşan ve ölen asker sayısı tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışma ilk dönem İslam tarihi kaynaklarının yanı sıra en eski coğrafya, şehir, yol, biyografi, edebiyat, savaş, strateji, nesep kaynakları, modern araştırmalar ve harita bilgileriyle işlenmiştir.

Irak ve Şam ordusu hicrî 36 yılının zilhicce ayında Sıffîn’de karşı karşıya gelmişlerdir. Yaklaşık iki buçuk ay Sıffîn’de kalan ordular arasında ilk etapta sadece birkaç küçük çarpışma meydana gelmiştir. Bu süre zarfında birçok barış girişimi olmuş; ancak hepsi sonuçsuz kalmıştır. Hicrî 37 yılının Safer ayı girince çarpışmalar başlamış; on gün süren savaşın son üç günü ordular birbirlerine çok ciddi zayiat vermeye başlamışlardır. Şam tarafının tahkîm talebi her iki tarafta da karşılık bulmuş ve savaşın sonlandırılmasını sağlamıştır. Tahkîm sözleşmesiyle birlikte hakem olarak belirlenen Amr b. el-Âs ve Ebû Mûsâ el-Eş‘arî sekiz ay sonra buluşmuş ancak çözüm üretecek bir karara varamamışlardır. Sıffîn Savaşı’nın meydanda kazanan tarafı olmamasına rağmen siyasî sonuçları itibarıyla kazananı Şam cephesi olmuştur. Bu çalışmayla tarihte bilinen en büyük iç savaşlardan biri ve bitmeyen birçok dinî ve siyasî hesaplaşmaların başlangıcı olan Sıffîn Vakası’nın detayları ortaya konmuştur.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 100
Ağırlık : 100
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺75,00

Yahyâ b. Sellâm 124/742 yılında Kûfe’de doğmuştur. Öğrenimine Kûfe’de başlamış, daha sonra Basra’da Kur’an ve Sünnet merkezli geleneksel bir İslamî eğitim almıştır. Kaynaklarda İbn Sellâm’ın ilim elde etmeye düşkün bir yapıya ve çok güçlü bir hafızaya sahip olduğu söylenmektedir. Bunun bir sonucu olarak birçok hocadan ders almış ve çeşitli ilim seyahatleri yapmıştır. Hasan-ı Basrî’nin talebelerinden kıraat dersi almış, hadis ilmi ve hadis rivayeti üzerinde daha ziyade durmuştur. 174/790 yılından önce Mısır’a gitmiş, oradan da İfrîkiyye’ye [bugünkü Tûnus ve civarı] geçerek Kayrevan’da bir süre ikamet etmiştir. Kayrevan Ulucamii’nde tefsir dersleri vermiş, tefsirini de burada yazmıştır. Kayrevan halkı kendisini sevmiş ve kısa süre sonra çevresinde ilim halkaları oluşmaya başlamıştır. Ayrıca onun İfrîkiyye’de siyasi çevrelerle yakın ilişki kurduğu da anlaşılmaktadır.

Yahyâ b. Sellâm’ın et-Tesârîf Tefsîru’l-Kurʾân Mimme’ştebehet Esmâ’uhû ve Tesarrafet Me‘ânîh adındaki bu eseri vücûh ve nezâir literatürüne ait bir eserdir. Müellif bu eserde Kur’ân’da geçen lafızlardan bazılarını seçmiş, incelediği bir lafzın Kur’ân’da kaç anlamda (vücûh) kullanıldığını –yani geçtiği yerlerde bu kelime/ibareyle ne kastedildiğini- belirtmiş, ardından bu anlamları tek tek sıralamıştır. Bunu yaparken de her bir mânânın hangi âyetlerde yer aldığını (nezâir) âyetin ilgili kısmının metnini vererek göstermiştir.

Bu eser, hem erken döneme ait bir tefsir olması hem de vücûh ve nezâir literatürüne ait olması sebebiyle önemli bir konumda bulunmaktadır. Çünkü erken dönemde kaleme alınmış yetkin âlimlere ait tefsir eserleri, nüzul dönemine yakınlıkları sebebiyle, Kur’ân lafızlarının anlamlarını daha doğru bir şekilde ortaya koyma imkânını sağlamaktadır. Diğer yandan vücûh ve nezâir eserleri Kur’ân’daki kelimelerin sözlük anlamları yanında âyetlerdeki bağlamlarını da dikkate almakta, belli bağlamdaki bir lafızla neyin kastedildiğini ve nasıl tefsir edildiğini, bir kelimenin hangi mânaya/varlığa tekabül ettiğini göstermeye çalışmaktadır. Bu gibi çabalar da yine Kur’ân’daki bir lafzın mânasının daha doğru bir şekilde tespiti açısından fayda sağlamaktadır.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺67,50

Âyetlerin anlamını Kur’ân’a muhâtap olan ilk nesillerin, özellikle de sahâbenin anladığı ile sınırlama ve geri kalan her türlü izaha ya tepeden bakma veya bütünüyle reddetme yönünde bir eğilimin son zamanlarda arttığı görülmektedir. Oysaki on dört asırlık tecrübe itibarıyla ümmet bu temel anlamı kabul ve teslim etmiş; ancak zamanla buna yeni açılımları ve izahları da eklemiştir. Şüphesiz ki bu durum kaçınılmazdır; zira zaman içinde muhâtapların zihinsel değişim ve gelişiminin tabii bir neticesidir. Öte yandan ortaya konulan pek çok açıklama ve yorumun bireysel telakkî ve anlayışlar olduğu muhakkaktır. Buna bağlı olarak âyetlerin asıl-orijinal anlamı ile zaman içinde onlar hakkında yapılmış olan izahları tefrik etmek üzere tefsir-te’vîl ayrımına gerek duyulmuştur. “İşârî Tefsir” kapsamına giren izahların bu ayrıma göre sübjektif te’vîller olduğu âşikârdır. Bununla birlikte her Müslümanın Kur’ân’a bizâtihi muhâtap olma, onu özümseme, kendi âleminde onunla özgün ve dinamik bir irtibat tesis etme hakkı da bulunmaktadır. İşârî tefsir kapsamına giren açıklamalar tam da bu husûsî bağlantının bir neticesidir. Elinizdeki kitapta işârî tefsirin öncelikle teorik çerçevesi ve meşrûiyet zemini üzerinde durulmuş; bu iki önemli meseleyle ilgili pek çok bilgi, yorum, tespit ve analize yer verilmiştir. Tarihsel perspektif açısından genelde İslâm âleminin, özelde Anadolu’nun ilim ve fikir tarihinde önemli yer tutan isimler örneğinde, hicrî ilk asırlardan günümüze değin işârî tefsire nasıl yaklaşıldığı; nasıl, niçin ve hangi argümanlarla desteklendiği yahut tenkit edildiği de yine bu kitapta genişçe ele alınmıştır. İşârî tefsirle doğrudan yahut dolaylı ilgisi bulunan ve kimi zaman zihinsel karışıklığa neden olan önemli kavramlar hakkında verilen detaylı mâlumat ve nihâyet işârî tefsirin pratik anlamda tefsir literatürüne nasıl yansıdığı da yine kitabın muhtevâsı dâhilindedir. Okuyucu bu kitapta; işârî tefsire ve mensuplarına karşı peşin hükümler ve temelsiz ithamlarla yapılan tenkit örneklerini ve bunların değerlendirmesini de bulacaktır.



Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 704
Ağırlık : 704
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺225,00

İnsanlığa hidayet rehberi olarak gönderilen Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hitabı; yalnızca bulunduğu dönem ve mekâna değil, tüm zaman ve mekânlara yönelikti. Özellikle Mekke’nin fethinin ardından yeni din ve onun rehberi ile tanışmak için farklı bölgelerden gelen heyet ve elçiler, İslam davetinin dalga dalga büyüyerek geniş kitlelere yayılmasında önemli bir rol oynamışlardır.

Çevre kabilelerden gelerek sahâbi olma şerefine ulaşan yüzlerce kişi bulunmaktadır ve eserimizde öncelikle tüm bu isimler gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmıştır. Ardından da Hz. Peygamber’le (s.a.v.) görüşmelerine dair rivayette bulunanların rivayetleri tespit ve tahriç edilmiştir. Elçiler yılı öncesinde ve sonrasında kabilelerden gelen bu rivayetler, bir döneme ve belli bir kitlenin rivayetlerine ışık tutuyor olması açısından önem arz etmektedir.

Hz. Peygamber’in (s.a.v.) kendisiyle ve yeni dinle ilk defa tanışan insanlara nasıl davrandığı, dinî emir ve yasaklarda önceliği nelere verdiği ve bunları karşısındaki insanlara ne şekilde ilettiği özellikle davet bağlamında, sonrasında ise günümüz şartları ile örtüştüğü ölçüde diplomatik faaliyetlerde yol gösterici nitelikte olacaktır. Bununla birlikte bu kişilerin İslâm Peygamberi (s.a.v.) ile ilgili ilk izlenimleri, ondan beklentileri, görüşmede neleri önceledikleri, rivayetlerin gerekçesi olan ve zeminini teşkil eden hâdiseleri tespit etmek açısından önemlidir. Heyetler yılı öncesi ve sonrası rivayetlerde bir değişiklik olup olmadığı sorusu da eserin cevap bulmaya çalıştığı sorulardan birisi olmuştur.

Amacımız heyetlerle gelen kişilerin bu süreçle ilgili rivayetlerini incelemek olmasına rağmen, çalışmanın sonuna konuyla ilgili rivayette bulunan diğer sahâbilerin rivayetleri de metin olarak eklenmiş, böylece heyetlerle ilgili ulaşabildiğimiz tüm hadisler bir araya getirilmiştir.

Hayatının her yönünün yeni çalışmalarla incelenmesinin ve günümüze yansıtılmasının “Andolsun ki, Resûlüllah, sizin için ve Allah ve ahirete kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzâb 21) ayeti gereğince faydalı olacağı kanaatindeyiz.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336
En / Boy : 16,5 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00

Kavâidü’l-makâsıd ‘Inde’l-İmam eş-Şâtıbî adlı bu çalışma mütekamil, sınırları belli ve diğerleri için de kıstas olma özelliğine sahip bir İslâm makâsıd binasını inşa etme yolunda ortaya konulmuş çok değerli bir yapı taşı olmuştur. Araştırmacı bu çalışması ile makâsıddan açık ve munzabıt, sağlam ve kıstaslık işlevi görücü kaideler çıkarmıştır. Makâsıd-ı şerîa birçoklarının -delikten baktığında gördüğünü sandığı gibi- salt nazariyeler, kaydı kuydu olmayan genellemeler ve kaypak ilkeler değildir, aksine bu araştırmanın da açıkça ortaya koyduğu gibi delilleri ve yöntemleri olan bilimsel kaidelerdir, onların uzantıları ve uygulamaları vardır, ilzam edici yönleri ve içerikleri bulunmaktadır.  Bu ve benzeri çalışmalarla artık makâsıdın istismara açık esnekliği, kaypaklığı, meselelerin sulandırılmasına sebebiyet verebileceği gibi eleştiriler karşılık bulamayacak ve makâsıdın kıstas olma özelliği daha belirgin hale gelecektir. (Ahmed er-Reysûnî) 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 296
Ağırlık : 296
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00

Bilindiği gibi Ku’ran İlimleri alanında ansiklopedik eser verenlerin en meşhurlarından biri Ebü’l-Fazl Celâleddîn es-Süyûtî’dir (öl. 911/1505). Müellifimiz tıpkı Hadis alanında olduğu gibi Tefsir’de de ıstılahların ve gerekli bilgilerin iki kapak arasında toplanmasına ihtiyaç olduğunu hissetmiştir. Bu bağlamda o ana kadar sadece hocası Şeyhülislam Celaleddin el-Bulkîni’ye (öl. 824/1421) ait bir eser dışında söz konusu sahaya dair kapsamlı bir eser ortaya konulmadığını düşünmüştür. Hocası Şeyhülislam Celaleddin el-Bulkîni’nin (öl. 824/1421) yazdığı eserin de yeterince efradını cami ağyarını mâni bir kitap olmadığını düşünerek ama o kitabı esas alarak yeni ve tafsilatlı bir eser yazmaya girişmiştir.   Konu sıralaması ve üslubu bakımından Süyûtî’nin et-Tahbîr fî ilmi’t-Tefsir  isimli eseri, Bulkîni (ol. 824/1421) tarafından kaleme alınan Mevaḳıʿul-ʿulûm min mevaḳıʿi’n -nücûm adlı eserle birçok açıdan benzerlik arz etmekte ancak bazı konularda söz konusu esere gerek konu, gerekse içerik bakımından ilaveler yapmış olmaktadır. Çok az sayıda da olsa Süyûtî, yine hocası Kafiyeci’ye de (öl. 879/1474) atıfta bulunmaktadır.   Müellifimiz eserini yazdıktan sonra kendisinden önce yaşayan Zerkeşî (ol. 794/1392) tarafından kaleme alınan el-Burhân adlı esere rastlamış, ondan da etkilenerek ve elinizdeki bu eserini de geliştirerek el-İtḳān fi ulûmil-Kur’ân adlı eserini kaleme almıştır. Alan çeşitliliği ve kaynak sayısı bakımından çok zengin olan et-Tahbîr fî ilmi’t-Tefsir isimli eser, Tefsir, Tefsir Usûlü ve Ulûmü’l-Kur’an alanının yanı sıra Hadis, Usul-i Fıkıh, Fıkıh, Tarih ve Dil gibi alanlarda yazılmış eserlerden yararlanılarak kaleme alınmıştır.   Süyûtî’nin et-Tahbîr adlı eseri, meşhur el-İtḳān fi ulûmi’l- Kur’an adlı eserinin bir nüvesi mesabesindedir. Öyle ki Süyûtî, et-Tahbîr adlı bu eserinde nüzul bilgisi, tilavet, kıraat, Kur’an’ın lafzî ve edebî yapısıyla alakalı yaklaşık 100’ün üzerinde konuya değinmektedir. Bu özellikler dikkate alındığında et-Tahbîr fî İlmi’t-Tefsîr isimli eserin Tefsir, Tefsir Usûlü ve Kur’an İlimleri sahasında önemli bir boşluğu dolduracağı aşikârdır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 432
Ağırlık : 432
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00
Takyîdü’l-İlm

Hadislerin yazılması (kitâbetü’-l-hadîs) veya diğer bir ifadeyle Hz. Peygamber’in (sav) hadis yazımına izin verip vermediği hususu mütekaddim dönemden günümüze kadar tartışılan ve çoğu zaman polemik türü tartışmalara mesnet olan bir konudur. Tarih boyunca hadis konuları içerisinde üzerinde en fazla konuşulan bir mesele olmasının ötesinde Müslüman ve oryantalist bilginler tarafından da en fazla istismar edilen konulardan biri olmuştur. Hadislere karşı olumsuz tutum takınanlardan tutun da, tam tersi hadislerin otantikliğini savunanlara varıncaya kadar bu konu gündemden hiç düşmemiş, günümüze kadar muhtelif mahfillerde tartışılmıştır.   Bu konuda günümüze ulaşan eserlerden en kadîm ve geniş olanı Hatîb el-Bağdâdî’nin telif ettiği Takyîdü’l-İlm isimli eserdir. Başta hadis olmak üzere İslâmi ilimlerin birçok farklı alanında eserler kaleme almış ve bu nedenle de “sâhibu’t-tesânîf” ve “sâhibu’t-teâlîf” unvanları ile anılan Hatîb el-Bağdâdî, bu eserinde hadislerin yazılması ile ilgili ulaşabildiği tüm rivâyetleri bir araya getirmiş, aynı zamanda onları kronolojik bir tasnife de tâbi tutmuştur. Bu yönüyle Temel İslam Bilimleri’nin hemen her alanında ilgi odağı haline gelen bu eserin ilaveli notlarla tercüme edilmesinin alana önemli bir katkı sunacağını umuyoruz. 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 288
Ağırlık : 288
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺63,75

Güncel tefsir problemlerinin çağımızda geçmiş dönemlerden farklı bir hâl aldığını söyleyebiliriz. Geçmiş dönemlerde Kur’an ve sünnet kaynaklığında hareket ediliyor, farklı görüşler, bu kaynaklardan hüküm çıkarma usul ve esaslarından neşet ediyordu. Günümüzde ise sünnetin kaynak değeri taşımadığı savından hareketle sadece Kur’an ekseninde güncel yorumlar yapılmaktadır. Ayrıca modernizmin etkisinin çağdaş Kur’an yorumlarında esas alındığı, bütün İslâmî fikir ve yaşantının modernizmin otoritesi ve onayına sunulduğu acı bir şekilde gözlemlenmektedir. Belki de geçmiş ile güncelin en büyük farkı budur. Kaygı, Kur’an’ı doğru anlamaktan ziyade modern çağın algısına Kur’an’ı kabul ettirme çabasına dönüşmüştür. Çağın kabul ettiklerine dokunulmamakta, çağın reddettikleri, çağı razı edecek şekilde tahrif edilmektedir. Üstelik bütün bunlar geçmiş birikimi tahkir ederek, selefe ve çabalarına iftira atarak gerçekleşmektedir. Bilimsellik adına hareket ettiğini söyleyenlerin seçici, usulsüz, tutarsız yöntemleri de bütün bunların yanında çelişkiler yumağı olarak karşımıza çıkmaktadır.  Bu kitap, Kur’an üzerinden hareketle yeni yorumlar ortaya atıp Kur’an’ı yeni keşfetmiş edasıyla hareket edenlerin iddialarını ele almakta, ilmi bir üslupla bunları değerlendirmektedir. Kimisi güncel, kimisi güncellenen konulardan seçilen başlıklarla Kur’an tefsirinde problem teşkil eden hususları masaya yatırmaktadır. Tefsir probleminin ne olduğunu tespit etmekte, çözüm önerisi ve yöntemini de göstermeye çalışmaktadır.  İlahiyat ve İslami İlimler fakültelerinde lisans ve lisansüstü eğitimde okutulabilecek nitelikte hazırlanan bu çalışmanın, ilmi meselelerde usul, yöntem ve bütüncül bakışın önemini vurgulaması bakımından okuyuculara katkı sunacağını umuyoruz. Gayret bizden, muvaffakiyet Allah’tandır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 296
Ağırlık : 296
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺67,50
Tükendi

İslam ilim geleneğinin hicrî üçüncü asırdaki kurucu şahıslarından birisi olan İmam Mâtürîdî, kelam sahasında olduğu kadar tefsir alanında da öne çıkan isimlerden birisidir. Öyle ki kaleme aldığı Te’vîlâtü’l-Kur’ân isimli eseriyle tefsir geleneği üzerinde kurucu ve yönlendirici bir etki meydana getirmiştir. Ayrıca bu eserinde takip ettiği yöntem ve yorum anlayışı kendi dönemi itibariyle özgün bir değer taşımaktadır. Şöyle ki Mâtürîdî ehl-i hadîs yaklaşımının hâkim olduğu bir dönemde Ebû Hanîfe’nin (ö. 150/767) takipçisi olarak ehl-i rey kanadının en güçlü temsilcisi konumundadır. Bununla birlikte Ebû Hanîfe, ehl-i rey yaklaşımının fıkıh alanındaki tatbikçisi konumunda iken Mâtürîdî ise daha ziyade tefsir sahasındaki uygulayıcısı durumundadır. Zira o tefsirinde yorum malzemesi olarak rivayetlere büyük oranda yer vermekle beraber kendi döneminin yaygın yaklaşımın aksine bunları sadece nakille yetinmemiş, bilakis nakil karşısında akli düşünceye de çok büyük bir önem vererek eleştirel bir yorum anlayışını benimsemiştir. Onun bu yaklaşım biçimi ilmî bir gereksinimin yanı sıra yaşadığı dönemin sosyal ve tarihsel şartları ve ihtiyaçları çerçevesinde şekillenmiştir. Dolayısıyla Mâtürîdî’nin tefsirinde takip ettiği özgün düşünce yapısının ve yorum anlayışının ortaya çıkarılması büyük bir önem arz etmektedir. Ne var ki günümüzde yapılan pek çok araştırma ve ilmi faaliyette Mâtürîdî’nin kelamcı kimliği üzerine yoğunlaşılmış, tefsirciliği ise belli oranda ihmal edilmiştir. İhmal edilen bu eksikliği gidermek için Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı öncülüğü, üniversite rektörlüğü ve fakülte dekanlığının desteğiyle 11-12 Haziran 2022 tarihlerinde “Bir Müfessir Olarak İmam Mâtürîdî Çalıştayı” düzenlenmiştir. Bu çalıştayda alanında uzman akademisyenlerin katılımıyla İmam Mâtürîdî’nin Te’vîlâtü’l-Kur’ân çerçevesinde bir müfessir olarak ayetleri yorumlarken takip ettiği yöntem, yorum anlayışı ve çeşitli konulardaki yaklaşımı incelenmiştir. Elinizdeki bu kitap “Bir Müfessir Olarak İmam Mâtürîdî” çalıştayında sunulan tebliğlerin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bu açıdan tebliğler yazarları tarafından tekrar gözden geçirilerek her biri bir kitap bölümüne dönüştürülmüş ve editör ekibi tarafından son kontrolleri yapılarak okuyucuyla bulaşmaya hazır hale getirilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 384
Ağırlık : 384
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00
1
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı