Gözlerimizi kimsenin gelmeyeceğini bildiğimiz alacakaranlık yola dikmiş bekliyoruz. Akşam. Güneşin hükmü artık hiçbir yerde geçmiyor. Gölgeler uzun ve koyu. Kuytular gitgide daha serin. Acıkmış kediler çöp eşeliyor karşı arsada. Bulduklarından mutsuz, çekip gidiyorlar sonra.
Arsa, çocukluğumun arsasına benziyor: Top koşturduğumuz, çelik çomak oynadığımız, kızları kızdırıp saçlarını çektiğimiz. Her gün bir başkasına âşık olduğumuz...
Çok yaşlıyız, diyor sevgilim, vakit çok geç. Gitmek için mi, kalmak için mi? Beklemek için.
Kadri Öztopçu yeni öykü kitabında toplumun kıyısındakilerin peşine takılıyor. Belki fazlasıyla alışkın olduğumuz için görmediğimiz, belki bile isteye görmezden geldiğimiz bu insanların yaşantılarına ve iç dünyalarına bambaşka bir derinlik katan hüzünlü, derin hikâyeler yer alıyor Kimsenin Bilmediği İnsanlar’da.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.