In this study particulary the sub-title, the meaning of the relevant verse, and other complementary verses have been specified, and short explanations have been made for some sub-titles which require explanation. A total of 353 commandments and 341 prohibitions are taken in this book. While preparing the sub-titles, the ones corresponding to the relevant verses have been put in quotation marks. Some of the commandments and prohibitions taken here are direct commandments or prohibitions mentioned in the Qur’an, and others have been determined by inference. I have set out a pleasant journey to write this book in Turkish for mainly Turkish spe-akers living in all the Turkish states all over the world where a big majority of peop-le believe in islamic religion with a population around three hundred million people as of today. I sincerely intend to help them to read and understand the command-ments and the prohibitions in the Holy Qur’an in their mother language and follow them in their lives.

 


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 232
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺149,00
Radıyallahu Anh

“Beni çok mu seviyorsun Ya Ebu Bekir?”

Hazreti Ebu Bekir radıyallahu anh efendimiz:

“Evet ya Resulullah! Çok seviyorum. Hem de çok seviyorum. Öyle ki senin için gözümü kırpmadan ölecek kadar seni seviyorum.”

“Ya Ebu Bekir! Şimdi sen benim yerime ölümü göze alabilir misin?”

“Evet, Ya Resulullah! Senin için seve seve ölürüm.”

“Neden peki, benim için ölümü göze alırsın?”

Bu sual üzerine Hazreti Ebu Bekir radıyallahu anh diyor ki:

“Ya Resulullah! Eğer ben ölürsem sadece babam Ebu Kuhafe’nin beyti ağlar. Ama sana bir şey olursa, bu ümmet ağlar. Sen değil, ben senin yolunda ölmeliyim.”


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 96
Ağırlık : 96
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺44,00

Reşid Rıza, İslam ümmetini vahyi ölçülerle yeniden ihya edecek bir gayretin yanında, Batı yayılmacılığına karşı Batı'nın "ilim ve tekniği"ni elde edebilme hedefini de içeren ıslahatçı akımın takipçisi oldu.
Öncülüğünü Afgani ve Abduh'un yaptığı bu akıma göre "İslam Dünyası" ve "Batı", birbirine zıt tarihsel fenomenlerdi. Ancak Batı medeniyetinin sahip olduğu imkanlar, kalkınma ve mücadele için elde edilmesi gereken zorunlu araçlar olarak görüldü. Oysa 19. yüzyıl sonunda Batı, müslüman düşünürler tarafından ne yeteri kadar tanınabilmiş ve ne de anlamlandırılabilmişti. Islahatçı akım, kontrol edemediği yayılmacı bir dünya gücü karşısında siyasi tavır olarak da direniş ile ılımlılık arasında gidip gelen tavır ve tutum denemeleri içinde oldu.
İslam dünyası, l. Dünya Savaşı’ndan sonra Batı medeniyetinin gerçek kimliğini tanımaya başladı. Reşid Rıza, Batı medeniyetinden yararlanma konusunda yanılgılarını itiraf etti ve “modern ilim ve teknik”ten yararlanma düşüncesinin zaaf ve çelişkilerini göstermeye çalıştı. Rıza, son dönemlerinde bencilliğe ve maddi güce dayanan modern medeniyetin ne kadar gayri insani ve ahlaki ölçülerden yoksun olduğunu; Batı yayılmacılığı karşısında ılımlı ve uzlaşmacı mücadele tarzlarından vazgeçilip ciddi bir direniş hattı oluşturulması gerekliliğini işledi.
Bu kitap, İslam dünyasında, Batı medeniyetinin tanınması sürecinde yaşanan zaaf ve yanlışların, hayal kırıklıklarının ve çıkarılan derslerin Reşid Rıza'nın düşünceleri ve mücadelesi özelinde bir değerlendirmesidir.

Basım Ayı/Yılı : 8/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺65,60
Resullerin Dilinden

“De ki, eğer duanız olmasaydı Rabbim size niçin değer verecekti ki?”

Rahmetin yaratıcısı, merhametin dağıtıcısı olan Allah’ın adıyla.

Rahmetle ve şefkatle muamele etmeyi kendisine ilke edinen, er-Rahman ve er-Rahim olan Allah’ın adıyla.

Rahmetini üzerimize bazen kar, bazen yağmur, bazen vahiy şeklinde yağdıran Allah’ın adıyla.

Nûruyla gökleri, yeri, geceleri, gündüzleri, önümüzü, ardımızı aydınlatan Allah’ın adıyla.

Umudu ve mutluluğu imanda aramayı, bize Kur’an ile öğreten, bilmediklerimizi bize vahiyle öğreten Allah’ın adıyla.

Kur’an ile yüreğimize vahyin tohumlarını ekmeyi öğreten, vahiyle kendimizi arındırmayı ve yenilemeyi öğreten Allah’ın adıyla. Suçluya, günahkâra tevbe fırsatı tanıyan, hemen cezalandırmayan, günahkârı hainden, hatayı kasıttan, saflığı ihanetten ayıran, merhametini istismar ettirmeden kullandıran, yarattıklarına karşı son derece şefkatli, merhametli el-Halim olan, Allah’ın adıyla. Nefreti sevgiye; kötülüğü iyiliğe, küslüğü barışa, sorumsuzluğu takvaya kurban ederek kendisine yaklaşmayı vahiyle öğreten Allah’a hamdü senalar olsun.


Basım Ayı/Yılı : 5/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 408
Ağırlık : 408
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺170,00

Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) diliyle; Hz. Âdem ile başlar Kudüs’ün/Mescid-i Aksâ’nın tarihi... Neredeyse insanoğlunun dünya serüvenine denk...
Şehre ismini veren mabed, Mescid-i Haram’dan (Kâbe’den) kırk yıl sonra yapılmıştır. Her iki mescidin arasındaki mesafe yaklaşık 1500 km’dir ama Mekke’den Kudüs’e km’lerin hiçbir önemi yoktur. Çünkü Beytullah’tan Beytü’l-Makdis’e mabedlerin, Halilullah’tan Habibullah’a dede torun peygamberlerin, Tahiyyat’tan Amene'r-Rasûlü’ye dualarla vahyin, Emeviler’den Osmanlı’ya İslam tarihinin, kültürünün şahidi, farklı inançları tek bir kaya etrafında buluşturan, dört kitabın okunduğu ve mi‘racın konağı bir şehirdir Kudüs.

Sadece mi‘racın konağı değil, aynı zamanda ümmetin mi‘racının da sembolü olan Kudüs, bizim her şeyimizdir. Çünkü milletinden olmakla iftihar ettiğimiz Hz. İbrahim’in (as) Kâbe’yi yapmaya gitmeden Kudüs’e uğradığı gibiümmetinden olmakla şeref duyduğumuz Hz. Muhammed (sav) de sanki iade-i ziyaret edercesine Kâbe’den Kudüs’e gelerek Kudüs’ü ümmetinin kalbine bir iman bağıyla âdeta düğümlemiştir.
Geçmişte Yahudilerin, bugün ise Müslümanların yürek sızısı... Geçmişine ağıt yakanlar, yeni ağıtlar yakacak nesilleri geleceğe miras bırakıyor. Bu yönüyle tarihin tekerrür sahnesidir Kudüs.

Karen Armstrong; “Müslümanlar en baştan itibaren Kudüs’e dair kapsayıcı bir vizyon geliştirdiler. Başkalarının ne varlığını, ne de kutsalını inkâr ettiler. Bu kuşatıcılık bugün zulüm altındaki Kudüs için acil bir ihtiyaçtır.” der.

Falih Rıfkı Atay’ın Zeytindağı adlı kitabında; “Gözyaşının hiçbir faydası olmadığını anlamak için, Yahudilerin Kudüs'te yüzlerce yıldan beri her cumartesi günü başlarını dayayıp ağladıkları taşı ziyaret ediniz: Yüzlerce yıllık gözyaşı, bu ağlama duvarını bir santim aşındırmamıştır.” dediği gibi Kudüs için sadece ağlamak çözüm değildir. Kudüs’ü tanımalı, görmeli, sevmeli ve sahip çıkmalıyız.

Rasulullah’ın burağıyla Mekke’den Kudüs’e katettiği bu kutlu yol, inşallah kıyamete kadar ümmeti tarafından yürünecek ve yürünmeye devam edecek, 15 Temmuz 1099/15 Temmuz 2016 Haçlı işgalcilerine karşı bu Muazzez Millet, mi’rac ruhunu hep yaşayacak ve yaşatacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 1/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 301
Ağırlık : 301
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺350,00

Millet olmak, inanç, tarih ve medeniyet gibi ortak eskimez değerler ile birbirine bağlı olmayı gerektirir. Bunların tamamı manevî bağlardır. Bu bağlar kaybolduğunda insanlar artık birbirinden uzaklaşmaya, aynı ülkede yaşasalar bile dışarıdan emir alebilen kuklalar konumunda olmaya ve her türlü tahribata hazır hâle gelebilirler.
Düşmanlarımızın tarih boyu bizlere fikrî, kültürel veya askerî saldırılarının temel sebebi; aslında onlar gibi olmadığımız yani; inanç ve kültürlerine dönüşmediğimiz içindir.
Bir milleti bâtılın kucağına bırakmayan ve düşmanlara dönüştürmeyen yegâne kuvvet; inanç, tarih ve medeniyet bağlarıdır. Bir milletin bu bağlarından ayrıldığında kendini kaybetmesi ve her alanda düşmanına dönüşeceği inkâr edilemez bir gerçektir.
İnanç; bir milletin fikriyatının, kültürünün, medeniyetinin, vatanının, istikbal ve istiklalinin beslendiği manevi tek kuvvetidir. Bu kuvvetin zayıfladığı veya yok olduğu kişi ve toplumlarda her alanda yozlaşma kaçınılmaz olur.
Millî ve manevî kimliğimizi tesis eden ve koruyan kavramların yok olması bir ülke için manevî kodlarını yitiren milli güvenliğin devamlılığı adına da en büyük tehlikedir.


Basım Ayı/Yılı : 4/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺76,50

Set İçeriği;

1) İslam Ümmetinin Tarihi Serüveni - Ümit ve Acı
2)İslam Tarihinden Dersler ve İbretler


Basım Ayı/Yılı : 3/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 390
Ağırlık : 390
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺180,00

“Ey Muhammed! Şüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler.” (Zümer Sûresi, 39/30)

Bütün insanlığa önder, örnek ve rehber olarak gönderilen Hz. Muhammed’in (s.a.v.) hayatı, her dönem insanların ilgisini çekmiş, sayısız esere konu olmuştur. O’nunla ilgili sadece inceleme-araştırma çalışmaları değil, edebî eser türünden şiir, hikâye, roman gibi birçok yazın türü eser; sinema ve tiyatro tarzında birçok sanatsal çalışma ortaya konmuştur. İyi niyetle yazılan ve sergilenen bu çalışmaların amacı, farklı okumalar yapan insanlara Allah’ın Elçisi’ni anlatmak, aktarmak ve O’nu çağımız insanı için daha anlaşılır hâle getirmektir. Bu çerçevede, her insan gibi kendisi de ölümlü olan Allah’ın Elçisi, yaklaşık altmış üç yıl süren bir ömrün ardından bu dünyaya veda etme vakti yaklaştığında, vedaya uygun tutum ve davranışlar sergilemiş, hayatında iz bırakan kişi ve mekânları ziyaret ederek onlarla vedalaşmıştır. Vefatından altı ay kadar önce, hayatının son farz oruçlarını tuttuğu ramazan ayından itibaren ayrılık vaktinin yaklaştığını düşünmeye ve hissetmeye başlamış, ömrünün son günlerini bu duygu ve düşüncelerle geçirmiştir. İşte bu kitapta, Allah’ın Son Elçisi’nin, oğlu İbrahim’in vefatından itibaren veda niteliği taşıyan, bizler için hayata ve ölüme dair dersler içeren bu tutum ve davranışları, kaynak eserlerde yer alan bilgiler ışığında hikâyeleştirilerek roman tadında anlatılmaya çalışılmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 7/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00

Bu kitap Medine-i Münevvere'deki Davudi'ye Vakfı (Davut Paşa'nın eseri) içindeki Medine-i Münevvere Araştrıma ve inceleme Merkezi'ndeki uzmanlardan Ahmed Şaban Halebî'ye hazırlatılmış kısa bir tarihçe ve tanıtma eseridir. Hedefi Peygamber şehrini geçmişi ve haliyle kısaca tanıtmak; özellikle hac ve umre için gelen insana bilgi sunmak... Bilhassa halihazır durumu tanıyıp Medine'de uyanık dolaşmak gerekeni bulmak için rehber yönü vardır. Orada çeşitli dillerde basılmaktadır. Suudi Arabistan'da bu kitaptan yararlanılarak bir belgesel hazırlanıp video kasetlerle hizmete sunulmuştur. Biz de onlar adına yaptığımız tercümeyi değiştirmeden bazı not ve uyarılarla neşre niyetlendik.
Önce her mümine kısa bilgi verir faydalı olur. Sonra okumuş insanımıza da bilgi sağlar. Tarihi gelişime uyarır... Müslüman araştırmacı ve yazarlar için de bir hatırlatma olur. Özellikle Osmanlının Medine-i Münevvere ve Mescid-i Nebi'ye verdiği büyük hizmeti derli toplu görmesi ve oradaki makam ve eserleri zihninde şemalandırması için bir imkândır dedik.
inşallah faydalı olur.
Ali Nar


Basım Ayı/Yılı : 2002
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 174
Ağırlık : 174
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺67,50
Fatihat'ül-Ulum

İslam dininin yayılmaya başladığı ilk asırlarda din dışı diye ayrılan ilim çeşidi pek çoktu.Her türlü ilim öğrenilir onunla islam dinine hizmet gayesi güdülürdü.Anlatılan ayrım ancak son asırlarda yapılmaya başlandı .Başımıza gelen bunca felaketin bir sebebide anlatılan ayırımdır.Zira bize göre ilim bir bütündür ölünmesi doğru olmaz…

Hiçbir şey olmasa bu eser herkese işinin ehli olmayı bunun gereğini anlatırki : Anlayana yeter artar bile….


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 472
Ağırlık : 472
En / Boy : 12,5 / 19
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺187,50

Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer (Şeyhân/Şeyheyn) Resûl-i Ekrem’i kendilerine örnek almaları ve ona sıkı sıkıya bağlı kalmaları, sadakatleri açısından sonraki dönemler için iyi birer rol model teşkil etmişlerdir. Her biri bir devlet başkanı olarak iki halife de dönemlerinde, büyük başarılara imza atmışlar ve istikrarı sağlamışlardır. Fitneye meydan vermemişlerdir. Takip eden dönemlerde ise iş başka şekil almıştır: Hz. Osman’a karşı başlatılmış olan büyük isyan ve daha sonra ortaya çıkan iç savaşlar nedeniyle İslam toplumu derinden sarsılmıştır. Dönemler arasında şöyle bir metafor söz konusudur. Hz. Ebû Bekir, toplumu asası ile idare ederken, Hz. Ömer eline kırbacını almıştır. Devamında ise kılıç sahneye çıkmıştır. Zira asa ve kırbaç artık iş görmez hale gelmiştir. Böyle olmakla beraber kılıç, asa ve kırbacın gördüğü işi görememiştir. İslam toplumu bir anlamda asadan kırbaca, kırbaçtan kılıca evirilen sancılı bir süreç yaşamıştır. Tekrar vurgulamak gerekirse, sancılı sürecin adı fitnedir. Bu bakımdan söz konusu dönemleri birbirinden tefrik etmek gerekmektedir. Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer dönemleri, yönetimde başarı ve istikrarı temsil ederken, takip eden dönemler kaosa teslim olmuştur. Bu dönemlerde ümmet maalesef yakasını fitneden kurtaramamıştır.

Basım Ayı/Yılı : 10/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺35,20
Tarihselci Okumanın Çıkmazları

Kur’an’ın tarihselliğine dayalı tezlerin iki temele dayandığı dikkati çekmektedir. Bunlardan ilki, genelde geçmiş bir tarihin, özelde ise Kur’an’ın inzal olduğu tarihin nesnel olarak anlaşılabileceğidir; ikincisi ise Allah’ın tüm tarihlere dair niyetinin Kur’an’dan nesnellik düzeyinde çıkarsanabileceğine dair bir kanaattir. Diğer taraftan Kur’an’ın evrensellik-yerellik, geçerlilik-geçersizlik, tarihsellik-tarihüstülük bağlamlarında tartışılmasının, Kur’an’ın mahiyetine dair otantik bir algının oluşmasının imkanını zorlaştırdığı aşikardır. Zira Kur’an’ın mahiyetini anlamaya yönelmiş bir öznenin, bu anlama sürecinde yakasını Kur’an hakkındaki kendi paradigmasından kaynaklanan ya da kültürel olarak oluşmuş önsel kanaatlerinden kurtarma şansı yoktur


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 300
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺99,00

Vahye dayalı dinler uyuyan toplumları uyandırmak, toplumların içinde bulunmuş olduğu yozlaşmayı, kokuşmuşluğu gidermek için dine karşı din olarak gönderilmiştir.

Peygamberler kavimlerinin resmi dinlerine isyan ederek işe koyulmuşlardır. İnsanların mevcut düzene isyan bilinci, Peygamberlerin isyan ahlakı bilinci ile şekillenerek günümüze kadar miras olarak kalmıştır.

Peki Peygamberler isyan ettiğinde Allah ile aralarındaki ilişki nasıl şekillenir? Ibn Hazm, kendine has üslubuyla derin irfanî bilgisiyle kimsenin cesaret edemediği bu konu üzerinde bizlere Peygamberlerde isyan ahlakı nasıl oluru kaleme almıştır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 110
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺65,00
Hucr b. Adi Kıyamı (h.51) ve Tevvabun Kıyamı (h.65)

Şia, kıyamlarla özetlenebilecek nitelikte bir tarihe sahiptir. Bu kıyamlar hicri 51 yılından 260 yılına kadar “imamet” ile doğrudan bağlantılı bir şekilde devam etmiştir. Ancak bu tarihten sonra imamet ile olan bağı doğrudan sağlama imkânından yoksun olsalar da imametten aldıkları mirasla kendi mekteplerinin devamlılığını ve rengini kandan alan çehresini muhafaza edebilmişlerdir. Bu hareketlerin ve kıyamların ortaya çıkmalarına yol açan koşulları, şartları, sebepleri ve sahip oldukları hedefleri araştırmak, incelemek ve bu konuda derinleşmek bizi görkemli bir tarihle tanıştıracaktır. Ancak bundan daha da önemlisi tek kıble, tek kitap, tek imam ve tek ümmet esası üzerine yükselecek bir toplum oluşturabilmek için tarihin imamet çizgisinde Şia’nın devrimci kişiliğinden beslenmemizi ve ondan faydalanmamızı sağlayacaktır.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir. Şii nitelik taşıyan kıyamlar ve devrimler; itikadi, siyasi, kültürel ve askeri birçok boyuta sahiptir. Her şeyden önce İslam’ın kendi zengin itikadî muhtevası, bu kıyam ve hareketlerin en önemli sebebidir. Belki de dünya tarihi böylesi kıyamlara çok nadiren şahit olmuştur. Şii hareketler bu itikadî temeller sayesinde tarih boyunca toplumda bu denli yaygınlaşıp, derinleşebilmiştir.

Bu sebeple ezilenler bu kıyamlara kucak açtılar, onlara mali, askeri yardımlarını esirgemediler ve tebliğ ve propaganda faaliyetlerinden geri durmadılar. Tarih boyunca Şii hareketlerin hedeflerinin açık olduğu, hakkı talep ettiği, mazlum ve kimsesizleri desteklediği, halka dayandığı, tevhide dayalı bir iktidarın kurulması için çalıştığı ve hareketin lider ve önderlerinin samimi ve ihlaslı olduğu herkesin bildiği bir gerçektir.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 134
Ağırlık : 134
En / Boy : 12 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺48,40
Sabahın Elçisi

Müslim b. Akil (a.s.) İslam tarihinin tanınmış şahsiyetlerinden biriydi. Şanlı Aşura kıyamında önemli ve kilit bir rol üstlenmişti. O, İmam Hüseyin (a.s.) tarafından, Kufe’yi Hüseynî devrimin merkezi haline getirmekle görevlendirilmişti.

Tarihin ebediyen unutmayacağı bir şey varsa, o da Kufelilerin İmam Hüseyin (a.s.) ve elçisi Müslim’e olan ihanetidir. O günden sonra “Kufelinin vefası yoktur.” sözü, dillerden düşmemiştir.

Bu eser, Müslim b. Akil’in (a.s.) yaşamını tahlil etmektedir. Bu alanda göze çarpan eksiklik, yazarı, İmam Hüseyin’in elçisi hakkında yazılanlara ve onun yaşamını incelemeye sevk etmiştir. Öyle ki; büyük kütüphanelerde bile Müslim b. Akîl hakkında yazılmış çok sayıda eser bulunmamaktadır. Mevcut eserler de daha ziyade Müslim’in İmam Hüseyin’in kıyamındaki rolünü ve hayatının son birkaç ayını konu almaktadır. Onun çocukluğundan Aşura kıyamına kadar olan hayatının büyük bölümü ise tarih sayfalarında kaybolup gitmiştir. Müslim b. Akil’in (a.s.) onurlu hayatı, çabaları, başarıları ve iftiharları Aşura olayıyla sınırlandırılamayacak kadar çoktur.  Bunları gördükçe olayın önemi daha da artmaktadır. Oysa bunlara hak ettiği önem verilmemiştir. Bundan dolayı eserin müellifi, muhataplarına Aşura kıyamının önemli şahsiyetinin hayatını aydınlatacak bir pencere açmayı amaçlamaktadır.

Bu çalışma tarihsel ve betimsel bir çalışmadır. On altı bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Müslim b. Akil’in (a.s.) çocukluğundan gençliğine kadar olan yaşamı, halifeler dönemi ve Emirü’l-müminin ile İmam Mücteba (a.s.) dönemlerindeki çalışmaları tahlil edilmiştir. Diğer bölümlerde ise Hüseyni hareketteki hassas rolü, mücadelesi ve şehadet i ele alınmıştır. Son olarak Müslim b. Akil’in şehadetinin sonuçlarına değinilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 200
Ağırlık : 200
En / Boy : 12 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺52,80
Şah Tahmasb'ın Dini Siyaseti (1524-1576)

Şah İsmail’in vefatından sonra iktidar üzerinde otorite kurmaya çalışan Kızılbaş emirlerin tasfiye edilmesi ile başlayan süreç Şah Tahmasb’a uzun bir hakimiyetin yolunu açmıştır.

Söz konusu dönemi kapsayan yıllar arasında yaşanan gelişmelere yön veren temel saik, Şah Tahmasb’ın şehzadeliği ve tahta çıkışı ile birlikte hükümdarlığının ilk yıllarında Kızılbaş emirlerin iktidar mücadelesinin ortasında kalması sayılabilir. Tahmasb’ın Kızılbaş emirler karşısında otoritesini kurabilmesi için meşruiyetinin dayanağını oluşturan unsurlar ile İmamiyye Şiîliği’ne geçmek için yaşadığı dönüşüm ve tövbe edişi eserin önemli bir dayanak noktasıdır. Kitabın belirleyici yönlerinden bir diğeri de Arap Dünyası’ndan getirilen Şiî alimlerdir ki, bunlar İran’da, Şiîliğin yaygınlaşmasını ve kurumsallaşmasını sağlamıştır. Bu dönemin incelenmesi Şah Tahmasb’ın dinî politikalarını aydınlatmamızı ve devletin nasıl tamamen Şiî mezhebine dayalı bir dönüşüme uğradığını anlamamızı kolaylaştıracaktır.

Çalışmada, resmî mezhep olarak ilan edilen Şiîliğin İran’da kurumsallaşması için atılan adımlar da ele alınmaktadır. Ayrıca dinî bürokrasiyi oluşturan kurumların Safevî Devleti’nin kuruluşundan itibaren geçirdiği dönüşüm ve Tahmasb döneminde bu kurumların nasıl bir yapıya sahip olduğu, Şiîliğin yayılmasında oynadıkları rol, yaptıkları çalışmalar kapsamlı olarak incelenmiştir.

İran’a göç eden din adamları ve İran’da bulunan Şiî alimlerin saltanat ile ilişkisi de anlatılan bir diğer önemli konudur.

Şah Tahmasb devrinde bulunan dinî grupların genel yapısı verildikten sonra ise İsnaaşeriyye Şiîliği’ne aykırı olan oluşumların nasıl ortadan kaldırıldığı ve bu yapıların yerine mutedil Şiîliğin hangi aşamalardan geçilerek benimsendiği anlatılmıştır.

İran’da Şiîliğin yayılışı hakkında verilen bilgilerin yanı sıra İran’da bulunan tarikatların durumu anlatılarak, Şah Tahmasb’ın bu tarikatlara karşı tutumu hakkında geniş bilgilere yer verilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 352
Ağırlık : 352
En / Boy : 12 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺79,20

... Aynı şekilde ümmet, Tihde bulunuyor iken Osmanlı yönetiminin haksızlıkları karşısında alması gereken ilaç ile batının ona sunmuş olduğu alternatif ilaç arasındaki farkın boyutlarını da idrak edemedi... Osmanlı yönetimindeki yanlışlık; siyasal istibdattı... Buna karşılık ümmete sunması gereken ilaç, siyasal alanda ümmetin doğru ve sağlıklı İslâmi bir ruh ile eğitilmesi olmalıydı. Bu ise yöneticiye, yöneticinin Allaha ve Rasulüne itaat ettiği hususlarda emrini dinleyip itaat etmek, emanetinin gereğini yerine getirmek, emaneti eda etmek için diğer hallerde yöneticiye öğüt vermekti.


Basım Ayı/Yılı : 2009
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 157
Ağırlık : 138
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺60,00

17 yıldır Suudi Arabistan yönetimi tarafından esir tutulan Şeyh Bişr bin Fehd el-Bişr, elinizdeki bu eserinde günümüz Müslümanlarının gündeminden çıkarılmış olan çok mühim bir mesele olan “tâğût” kavramını ele alıyor.

Kur’ân ve Sünnet’te “tâğût” kavramının geçtiği yerler, âlimlerin bu kavram hakkında görüşleri, tâğûtların çeşitleri gibi bir çok yönden bu hayâtî konuya neşter vuruyor.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 96
Ağırlık : 96
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00

Mısır. şam ve hicaz gibi önemli bölgelerin hâkimiyetini elinde tutan memlûk devleti (648-923/1250-1517) islâm tarihi boyunca kurulan en büyük müslüman türk devletlerinden biridir. memlukler tarihteki bu önemli konumlarını ve şöhretlerini, moğol istilâsını durdurarak islâm dünyasının batısını büyük bir tehlikeden kurtarmaları. Abbasî hilâfetini mısır'a getirmeleri v- -ile civarındaki haçh prensliklerini ortadan kaldırarak bölgedeki müslüman hâkimiyetim kesinleştirmeleri gibi siyasi, askeri, dini başarılarıyla sağlamışlardır. ayrıca bunlara. osmanlı devletinin de birçok bakımdan faydalandığı güçlü bir askeri ve idari teşkilât kurmaları da eklenmelidir. Memlûk devleti ağırlıklı olarak selçuklu-eyyûbî çizgisinden miras aldığı siyasi ve askeri teşkilâta bazı müdahalelerle kendi damgasını vurmuştur. nitekim vezirlik hususunda farklı bir uygulamaya gitmiş, saltanat nâibliği gibi bazı askerî görevleri öne çıkararak vezirlik müessesesinin yetki ve sorumluluk sahasını oldukça sınırlandırmıştır. bu çalışmada, bahsedilen farklı vezirlik uygulaması çeşitli yönleriyle derinlemesine ele alınmaktadır


Basım Ayı/Yılı : 2017
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 263
Ağırlık : 263
En / Boy : 16 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺94,30

“İkinci Klasik Dönem” olarak da adlandırılan yüzyıllar içerisinde Necmeddin Ali b. Ömer el-Kâtibî (ö. 675/1277) tarafından kaleme alınan ve bir İbn Sînâcı felsefe klasiği olan Hikmetü’l-ayn, etrafında oluşan şerh-haşiye geleneği ile hem tedris faaliyetlerine konu olması hem de Fahreddin er-Râzî ve Nasîrüddîn-i Tûsî gibi düşünürlerin süzgecinden geçen felsefi düşüncenin izlerini takibe imkân vermesi açısından değerlidir. Eserin, müellifin bizzat talebeleri tarafından şerhedilmesi, sonraki yüzyıllarda çeşitli bölümlerine haşiyeler yazılması ve tartışılan bazı meselelerin müstakil risale çalışmalarına konu olması da oluşturduğu geniş etkiyi ortaya koymaktadır.
Bu çalışmada Hikmetü’l-ayn geleneği çerçevesinde cismin tanımı, metafizik ilkeleri, varlığa gelişi ve tabiat felsefesinde incelendiği biçimiyle ilişenleri ele alınmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 375
Ağırlık : 375
En / Boy : 16 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,25


Basım Ayı/Yılı : 1995
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 298
Ağırlık : 300
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺44,00
Kapı Aralığından 2

"Kendini Allah'a karşı sorumlu hissedenlerin;
Yaşadıkları hayatta, karşı karşıya oldukları durumları, fıtrat hükümleri ile okuyabilmek;
Bu çerçevede karşı karşıya olunan sorunları çözmek, ihtiyaçları gidermek, hedefleri gerçekleştirmek;
Bunun için sahip olunması gereken niteliklere sahip olmak;
Yapılması gereken işleri yapmak;
Kurulması gereken sistemleri ve ilişkileri kurmak;
Bunun için sürekli ve dinamik olarak yeniden inşa süreci içerisinde olmak mecburiyetleri vardır.
Fiili süreçlerle çıkarılan fitneler, sosyal yangınlar; sadece lafla söndürülemez.
Fiili bütün süreçler karşısında, sadece konuşmayı ve yazmayı, sorumluluk almak gibi görenler; ya sorumluluk almaktan korkmaktadırlar ya da bir ileri safha olan şizofrenik duruma iltica etmişlerdir.

Korkunun ecele faydası yok. Fiili sorumluluk almanın önündeki psikolojik ve sosyolojik engelleri bertaraf edip, yiğitçe yük yüklenmeye bir yerden başlamak gerekmektedir."


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 14 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00
Kapı Aralığından 1

"İster aydınlanma deyin, isterseniz kırk yılın tecrübesi sonucunda gelinen noktada fark ettim ki, yapılması gereken öncelikli iş düğümlerin çözülmesidir. Kitabın ortasından girdiğimin farkındayım fakat inanın böyle yapılması gerekiyor.

Kırk yıldır, adına dava denilen bir sürecin içerisindeyim. Yaptıklarımız, gördüklerimiz, düşünüp, analiz ettiklerimiz, okuyup, yazdıklarımız sonucunda, neredeyse pozisyonunu hiç bozmayan kitlelerin müşahedesi bunu gerektiriyor. Aynı zemin ve bağlamda küçük yer değiştirmeler yaparak; radikal değişiklikler, büyük üretimler ve tatmin edici sonuçlar aldığını zanneden kitlelerden bahsediyorum.

Olayların, yüzleşmelerin, yazılıp, çizilenlerin ve tüm faaliyetlerin etki edemediği kitlelerden. Duymadıkları, anlamadıkları, inanmadıkları ve değişmedikleri açıkça gözlemlenen kitlelerden.
Bilmediklerini de, bilmedikleri için rahatsız olmayan ve talep etmeyen kitlelerden."

Murat Sayımlar


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 14 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺72,00
Kapı Aralığından 4

Varoluşuma dair derinlemesine dikkat kesildiğimde ilk fark ettiğim şeylerden birisi, birilerinin gösterdikleri en büyük çabanın, benim fark etmemi engellemeye yönelik olduğuydu. Fıtratımı, şakilemi, temel haklarımı ve doğal saygı unsurlarını fark edememem için zihnimi ve çevremi birer perde gibi kullandıklarını tespit ettim, insanlar, gruplar, kurumlar hatta toplum bile birer perde olarak kullanılabiliyordu. Sonra da bu perdelerde; farkındalıklarımı yok etmeye, yeni algılar ve inançlar oluşturmaya dair filmleri oynatıyorlardı. Elbette bu filmler, hakiki olanın yerine ikame etmeye çalıştıkları sahteleri, kendi imal ettikleri unsurları taşıyordu. Bu filmleri o kadar rahat ve şüphelenmeden seyrediyorduk ki gerçeğin bunlar olduğunu zannediyorduk Hatta bizlerin çoğu bu filmlerin oynatıldığı perdeler olmaktan imtina etmiyor, çoğu kez, alacağımız az bir bedele karşılık gönüllü talip oluyorduk...


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 142
Ağırlık : 142
En / Boy : 15 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺72,00
Ku'an Tektir-Doğrudur-Hakikidir

İslam Dini ve Küfür Dini Ku'an Tektir-Doğrudur-Hakikidir


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 420
Ağırlık : 420
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00
İslam Tarihi Serisi

Sevgili annelerimizden hangisine bakarsak bakalım, her birinin ayrı bir yıldız olarak kandil kandil parıldadığını görürüz. Yine her birinde, hayatımıza ışık tutacak, birçok konuda hepimize rehberlik edecek, çokça örneklerle karşı karşıya kalırız.

Onların, Rasûlullah aleyhisselâm ile olduğu gibi, kendi aralarında da, çokça ortak hayat hikâyeleri vardır. Burada görüleceği gibi, her annemizin, Rasûlullah aleyhisselâm ile evliliğinden önce, Rasûlullah ile evliliği ve Rasûlullah’tan sonraki hayatı şeklinde, bütün aşamalarını araştırıp kaleme almaya çalıştık.

Bu kitapta Hz. Safiyye annemiz ile tanışırken, diğer annelerimizin de hayatına yakından ışık tutmuş olacağız.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 368
Ağırlık : 368
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺130,00
Örnek Şahsiyetler 4

Allah Teala şöyle buyurmuştur ki:
“Muhammed (sav) ancak bir peygamberdir.Ondan evvel nice peygamberler gelip geçmiştir. O ölür veya öldürülürse siz geri mi döneceksiniz? Kim geri dönerse Allah’a zarar vermez.Allah nail oldukları İslamiyet nimetine şükredenlere mükafatını verir.”


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 169
Ağırlık : 169
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺60,00
Örnek Şahsiyetler 1

Allah buyurmuştur ki:
“Muhammed (sav) ancak bir peygamberdir.Ondan evvel nice peygamberler gelip geçmiştir. O ölür veya öldürülürse siz geri mi döneceksiniz? Kim geri dönerse Allah’a zarar vermez.Allah nail oldukları İslamiyet nimetine şükredenlere mükafatını verir."


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 202
Ağırlık : 202
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00
Hüccetü'l - İslam

12. yüzyılın büyük İslâm âlimi İmam Gazâlî (r.a), kaleme aldığı eserlerle yalnızca yaşadığı dönemde değil, hemen her asırda derin izler bırakan fakih ve mutasavvıf bir âlimdir. Bu değerli eserlerin arasında ise öyle bir kitap vardır ki fıkıh, ahlâk ve tasavvuf konularında, yazıldığı günden şimdiye dek İslâm âleminde derin saygı ve kabul görmüştür; İhyâü Ulûmi’d-Dîn…

Prof. Dr. Dilaver Selvi’nin titiz çalışmasıyla bölüm bölüm müstakil kitaplar halinde yeniden tercüme edilen ve Semerkand Yayınları tarafından okuyucuyla buluşturulan ölümsüz eser, hem çeviri dili hem de tasarımıyla dikkat çekiyor. Serinin 18. kitabı olan Aşkın Halleri; aşk, sema ve cezbe gibi hallerin edeplerinden müzik aletlerinin kullanımı ve müzik dinlemenin hükmüne kadar pek çok konuyu kaynak ve delilleriyle açıklıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 156
Ağırlık : 156
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺62,00

Allah Teala bazı hükümleri, indirmiş olduğu muhkem naslarla sarih şekilde ilân ederken, bazı hükümleri ise Rasûlü vasıtasıyla beyan etmiştir. Bunun haricinde kullarına, akletmeleri ve fikretmeleri için genişçe bir alan bırakmış, anahtarlarını belirlediği bu alanda, onları kulluğun asil gayesi olan; yüce Zatimin muradı ve rızasını doğru şekilde tespit etmeye yönelik vazifeye memur tayin eylemiştir. Fıkıh olarak ifade edilen ilim; iste bu alanın adıdır. Bir ilmi tahsil etmeye başlamadan evvel, o ilmi, diğer ilimlerden ayıran, mahiyet ve sınırlarını belirleyen tarifini bilmek gerekir. Bir sonraki adim, ilmin mevzuunu bilmektir ki, ilmin bihakkın tahsili bununla mümkün olur. Sonraki merhale ilmin gayesini bilmektir. İlmin sağlayacağı faydalar bununla fark edilir. İlmin tarih boyunca geçtiği merhaleleri, düşünce tarihi açısından ehemmiyetini ve pratik hayata bakan yönünü öğrenebilmek ise, ilme dair tarihi malûmat vesilesiyle mümkün olur. Konu edindiğimiz fıkıh tarihi ya da İslam’ı teşri tarihi olarak ifade edilen bu alanda, bahsettiğimiz lüzuma binaen tarih boyunca hiç şüphesiz pek çok eser kaleme alınmıştır. Bunun yanında, senelerin beraberinde getirdiği tedrisat tecrübesinin telkiniyle. Fıkıh derslerine başlayacak her talebenin ihtiyaç duyacağı özet bilgiyi sunabilecek nitelikte bir kitaba ihtiyaç duyulduğu tespit edilmiştir. Elinizde bulunan kitabın kaleme alınış gayesi de bu ihtiyaç doğrultusunda; İslami ilimleri, bahusus fıkıh ilmini tahsil etmek niyetiyle yola çıkan talebe kardeşlerimize ve bu alan hakkında bilgi sahibi olmak isteyen her seviyeden ilgililere fıkhın önemi ve tarihi hakkında özet bir malumat sunmaktır. Çıkmış olduğumuz bu yolda bizleri muvaffak ve okuyucularımıza ziyadesiyle müstefid kılmasın Cenab-ı Hak'tan niyaz ederiz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 90
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2019
₺33,75

Salaha ermeyenler ererler mi felaha
Farkları kalır mı vampirlerden kenelerden
Kureyş kast etti canlara davrandı silaha
İzin geldi cihada semadan yücelerden
Sen Rahman’ın kayrası bendesisin efendim
Sen İslam’ın sayhası kalesisin efendim (A.G.)

Titus’un: “Savaş kimlere gerekir ise, onlar için haklıdır” ifadesi, sanki Hz. Peygamber döneminde gerçekleşen savaşlara tutulmuş bir ayna gibidir.Esasen bu dönemin savaşlarını,“fitne ve fesadı yaymak isteyenler” cephesine karşı, “fitne ve fesadı önlemek isteyenler” cephesi arasında gerçekleşen savaşlar olarak nitelendirmek mümkündür.Fitne ve fesatlarının ardı arkası kesilmeyen müşriklerin zulümleri ayyuka çıkınca,Cenab-ı Allah savaş iznini; bir anlamda fitne ve fesadı önleme emrini vermiştir Hz. Peygamber’e. O’nun yaptığı savaşlar bu emir doğrultusunda ve bu amaca yönelik olarak gerçekleşmiştir. Elinizdeki eser işte söz konusu tespitleridelillendirme çabasının ürünüdür. Bu çalışmada öncelikle kavramsal çerçeve bağlamında cihad, gazve, savaş kavramlarının mahiyeti ele alındı. Konuyla ilgili Kur’an-ı Kerim’in ve Hadislerin bakış açısı tespit edildikten sonra, “İslam’ın silah zoruyla yayıldığı” şeklindeki müsteşrik bakış açılarının tahlili yapıldı; “İslâm’da savaşa başvurmanın sebepleri” ortaya konulmaya çalışıldı. Hz. Peygamber’in Gazveleri, temel kaynakların referansları ve muahhar çalışmaların yorumlarıylakronolojik bir sisteme göre irdelendi.Anlatılan her gazvenin sonunda, o gazveyle ilgili değerlendirmeler yapıldı. Nihayetelde edilen veriler sistematik bir şekilde okuyucunun istifadesine sunuldu.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 185
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2019
₺65,00

1960’larda başlayan İslamcılığın Türkiye serüveni 1980’ler ve 2000’lerle birlikte sürekli bir gelişim dinamiğine sahiptir. Aslında bu, Türkiye’nin gelişim ve değişim dinamiğine bağımlı olarak gelişen ve değişen bir dinamizmdir. O yüzden Türkiye’nin 60’lardan bu tarafa yaşadığı siyasal ve toplumsal değişim, doğal olarak İslamcılığı da ciddi bir şekilde etkilemektedir.

Tabii ki soğuk savaş koşulları ve uluslararası dinamikler ile bugün arasında da belirgin bir fark yatmaktadır. Türkiye dinamiklerini doğrudan etkileyen bu fark, dolayısıyla İslamcılığı da etkilemektedir. Bu makro bakış bize İslamcılığın üzerinde durduğu siyasal ve toplumsal zemini işaret eder…

Abdulaziz Tantik “İslamcılar Nereye Koşuyor?” kitabında İslamcılığın geçirdiği değişimlere farklı bir pencereden bakarak olması gerekene işaret ediyor…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 240
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺22,22

Ahmed Cevdet Paşa'nın hukukçuluğu, dev adamlığı ve diğer pek çok özelliklerinin yanında bir de tarihçiliği vardır. Ona göre tarihçilik, geçmişte yaşanan mühim olayların yalnızca şu tarihte şöyle bir olay oldu şeklinde aktarmak değildir. Bilakis asıl tarihçilik, olayların meydana geldiği gibi güçlü bir muhakeme ile ifade edilmesidir.

Tarihle ilgili yazdığı kitapların başında 12 ciltlik "Tarih-i Cevded" gelir. Bu kitabında Osmanlı Devleti'nin 1774-1825 seneleri arasındaki olayları anlatır. Bu alanda yazdığı diğer bir kitabı da "Tezakir-i Cevded"dir. Devrinin siyasi, içtimai, ahlaki yönlerini anlatır. Yine tarihle ilgili olarak yazdığı "Ma'ruzat" isimli eserinde ise Sultan ikinci Abdülhamid'e 1839-1876 yılları arasındaki tarihi ve siyasi olayları sunmak için hazırlamıştır. Ahmed Cevdet Paşa'nın kaleme aldığı en önemli eserlerinden birisi de "Kısas-ı Enbiya veTevarîh-i Hulefa" adını verdiği kitabıdır. Bu eseri hayatının son yıllarına doğru yazmıştır. Kitapta, Hz. Adem'den Hz. Muhammed (s.a.v.)'e kadar gelip geçen peygamberlerin kıssalarından, İslam dininin ortaya çıkışı, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in hayatı, Dört Halife Devri, Emevî halifeleri, Abbasî halifeleri ve diğer Türk-İslam devletleri ile Osmanlı Devletinin kuruluşundan 1439 yılına kadar olan döneminden bahseder.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 1181
En / Boy : 16,5 / 24
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺700,00

Tarih dediğimiz şey sadece geçmişte yaşanan olayların bu gün yad edilmesi olayı değildir. Bilakis tarihte yaşanmış olaylar millet ve ümmet bilincinin oluşmasında derin etkilere sahiptir. Özellikle de İslam tarihi bu manada çok daha önemlidir. Nitekim İslam tarihinin ilk yüzyılında yaşanan tarihi olaylar, akidenin şekillenmesinden, mezheplerin ortaya çıkmasına ve hatta bazı fıkhı meselelerin halledilmesine kadar pek çok alana etki etmiştir. Örneğin Hz. Ali (r.a.)'ın hilafeti döneminde yaşanan Cemel Vak'ası ve Sıffin Olayı tarihte ilk defa iki Müslüman orduyu birbiriyle karşı karşıya getirmiştir. Yine Hz. Ali (r.a.) Haricilere karşı savaşmış onları yenmiş ama onlardan esir almamış ve savaşı bırakıp kaçanları kovalamamıştır. Sebebi sorulduğunda da "Onlar bize isyan eden kardeşlerimizdir" manasına gelen bir cevap vererek kendisine karşı çıkılmasının küfür olmadığını ve dolayısıyla da esir alınamayacakları gerçeğini açıklamıştır. Bu uygulama daha sonra Müslümanların kendi aralarında çıkacak savaşlarda nasıl bir yol takip edileceği konusunu açıklığa kavuşturmuştur. Yine Emeviler döneminde yaşanan Kerbela Faciası, bazı bölgelerde Ehli Beyt sevgisinde aşırıya gidilmesine ve hak yoldan çıkmış yeni mezheplerin oluşmasına sebebiyet vermiştir. Demek ki doğru bir tarih bilinci doğru bir akideye sahi olmak ve siyaseten de doğru tarafta durmak için de gereklidir. Tarihi olayların bu geniş etkisinden dolayıdır ki İslam tarihi doğru bir şekilde öğrenme aynı zamanda dini doğru bir şekilde yorumlama, anlama ve doğru tarafta durabilme için de gereklidir. Özellikle Afganistan, Irak ve Suriye'nin emperyalist kâfirlerce işgal edilmesi sonucu ortaya çıkan tekfir gurupları tarihin sadece sosyolojik olarak değil, aynı zamanda mezhepler tarihi bakımından da tekerrür ettiğini göstermiştir. Nitekim ibni Haldun: "Geçmiş, bugüne suyun suya benzediğinden daha fazla benzer" derken bu gerçeğe işaret etmiştir. Kitap 19 bölümden oluşmakta ve Hz. Adem (a.s.)'dan başlayarak günümüze kadar özet bir İslam Tarihi bilgisi sunmaktadır. Elbette ki Müslümanların 1450 yıllık uzun tarihleri boyunca inşa ettikleri tarih, kültür ve medeniyetini bütün yönleriyle iki ciltlik bir kitaba sığdırmak mümkün değildir. Bunun için bu kitap İslam tarihine giriş mahiyetindedir. Her ilim dalında olduğu gibi tarih alanında da önce muhtasar, özet bir kitap okuyup konulara genel bir vukufiyet sağladıktan sonra teferruata dalmak daha faydalı olacaktır. Dolayısıyla bu kitap okuyucusuna genel bir tarih bilgisi ve tarih şuuru vermeyi amaçlamaktadır. Yani buradaki bilgiler kifayet miktarıdır. Bundan sonrası merak, imkân ve kabiliyet oranınca araştırılıp geliştirilecek bilgilerdir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 1336
En / Boy : 16,5 / 24
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺700,00

Hicretin beşinci ayında, Kainatın Tacı, Mekkeli sahabilerle, Medineli sahabiler arasında birçoğunu birbirine kardeş ettiler... Kardeş tutma işinde Hz. Ali açıkta kalmıştı. Ne hikmetse ona hiç kimse kardeş gösterilmemişti.

Hz. Ali (r.a.) sordu:

Benim kardeşim yok mu?

Allah'ın Sevgilisi ve bütün mahlukatın Peygamberi buyurdular:

- Senin kardeşin benim!..

Resulullah (s.a.v.) hicretin 9. yılında Tebük seferine çıkarken Hz. Ali'yi Ehl-i beytin muhafazası için Medine'de bıraktı, ancak bu sefere katılamadığı için müteessir oldu. Bunun üzerine Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Musa'ya göre Harun ne ise, sen bana karşı o olmak istemez misin?" Ulviyet ve hikmet madeni Hz. Ali (r.a.), 4 sene, 8 ay, 23 gün halifelikte kaldıktan sonra, kırkıncı hicret senesi, ramazanın 17. cuma günü sabah namazına mescide giderken Harici taifesinden İbni Mülcem isimli lanetlinin kılıcı ile vuruldu ve yaralandıktan iki gün sonra da ebediyet âlemine göçtü...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 320
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 6.2018
₺125,00

Tarih boyunca İslam ümmetinde meydana gelen hadiseler, diri olmamızı sağlayan, şan ve şerefimizi yücelten ve insanlığa yararlı olmayı sağlayan sebepleri gösteriyor. Yine aynı şekilde tarihe baktığımızda bozulmanın, zayıflayıp bölünmenin ve başka milletlerden geri kalmamızın sebeplerini de görmekteyiz. Müslümanlar olarak üzerimize düşen, yeniden bizi ayakta tutan özelliklere dönmek ve onlara sımsıkı sarılmak, bizi gerileten şeylerden de uzak durmaktır. Belki yapılması gereken en önemli şeylerden biri de dünyanın aldatıcılığına kapılan ve dış mihrakların tuzaklarına düşen kardeşlerimizi uyarmak ve onlara Allah'ın huzuruna döneceğimizi hatırlatarak ümmet bilincini kazandırmak olacaktır. Allah Teâlâ bizleri bu başarıya ulaştırsın. (Amin)


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 216
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺85,00

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 180
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺65,00

Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) diliyle; Hz. Âdem ile başlar Kudüs’ün/Mescid-i Aksâ’nın tarihi... Neredeyse insanoğlunun dünya serüvenine denk...
Şehre ismini veren mabed, Mescid-i Haram’dan (Kâbe’den) kırk yıl sonra yapılmıştır. Her iki mescidin arasındaki mesafe yaklaşık 1500 km’dir ama Mekke’den Kudüs’e km’lerin hiçbir önemi yoktur. Çünkü Beytullah’tan Beytü’l-Makdis’e mabedlerin, Halilullah’tan Habibullah’a dede torun peygamberlerin, Tahiyyat’tan Amene'r-Rasûlü’ye dualarla vahyin, Emeviler’den Osmanlı’ya İslam tarihinin, kültürünün şahidi, farklı inançları tek bir kaya etrafında buluşturan, dört kitabın okunduğu ve mi‘racın konağı bir şehirdir Kudüs.

Sadece mi‘racın konağı değil, aynı zamanda ümmetin mi‘racının da sembolü olan Kudüs, bizim her şeyimizdir. Çünkü milletinden olmakla iftihar ettiğimiz Hz. İbrahim’in (as) Kâbe’yi yapmaya gitmeden Kudüs’e uğradığı gibiümmetinden olmakla şeref duyduğumuz Hz. Muhammed (sav) de sanki iade-i ziyaret edercesine Kâbe’den Kudüs’e gelerek Kudüs’ü ümmetinin kalbine bir iman bağıyla âdeta düğümlemiştir.
Geçmişte Yahudilerin, bugün ise Müslümanların yürek sızısı... Geçmişine ağıt yakanlar, yeni ağıtlar yakacak nesilleri geleceğe miras bırakıyor. Bu yönüyle tarihin tekerrür sahnesidir Kudüs.

Karen Armstrong; “Müslümanlar en baştan itibaren Kudüs’e dair kapsayıcı bir vizyon geliştirdiler. Başkalarının ne varlığını, ne de kutsalını inkâr ettiler. Bu kuşatıcılık bugün zulüm altındaki Kudüs için acil bir ihtiyaçtır.” der.

Falih Rıfkı Atay’ın Zeytindağı adlı kitabında; “Gözyaşının hiçbir faydası olmadığını anlamak için, Yahudilerin Kudüs'te yüzlerce yıldan beri her cumartesi günü başlarını dayayıp ağladıkları taşı ziyaret ediniz: Yüzlerce yıllık gözyaşı, bu ağlama duvarını bir santim aşındırmamıştır.” dediği gibi Kudüs için sadece ağlamak çözüm değildir. Kudüs’ü tanımalı, görmeli, sevmeli ve sahip çıkmalıyız.

Rasulullah’ın burağıyla Mekke’den Kudüs’e katettiği bu kutlu yol, inşallah kıyamete kadar ümmeti tarafından yürünecek ve yürünmeye devam edecek, 15 Temmuz 1099/15 Temmuz 2016 Haçlı işgalcilerine karşı bu Muazzez Millet, mi’rac ruhunu hep yaşayacak ve yaşatacaktır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 290
En / Boy : 21 / 29
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : 10.2018
₺600,00

Suyuti'nin en meşhur eserlerinden birisi halifeler tarihini [Tarihu'l-Hulefa (Menahilüs-Safa bi-Tevarihİ'l-Eimme ve'l-Hulefa)] ele aldığı kitabıdır. Bu kitabında başlangıcından kendi dönemine kadar yaşamış olan halifelerin tarihi hakkında muhtasar bilgiler vermektedir. Özellikle çerçeve bilgiye ihtiyaç duyanlar için okuyucunun ilgisini çekecek bir çalışma ortaya koyduğu görülmektedir. Elinizdeki kitap, Hz. Ebu Bekir döneminden başlayarak yaşadığı döneme kadar yaşamış olan halifeler hakkında kronolojik sırasıyla bilgi veren bir eserdir. Derli toplu olması ve kronolojik olarak hazırlanması bu eserden kolaylıkla yararlanmayı mümkün kılmaktadır. Onun yaşadığı dönemde Abbasi halifesi Kahire'de yaşıyordu. Kitabın girişinde Abbasî hilafetini övücü, Emevi hilafetine uyarıcı bir anlatıma sahip olduğu görülür. Halifeleri kronolojik olarak anlattıktan sonra kitabının sonunda Endülüs Emevileri ve Fatımi devletleri gibi birkaç devlet hakkında bilgi vermektedir. Beşer ürünü olan her kitabın olduğu güçlü tarafları olabildiği gibi zayıf tarafları olabilir; katıldığımız yönleriyle birlikte eleştirebileceğimiz yönleri bulunabilir. Önemli olan, okuma amacımızın bilincinde olarak kitabın dünyasına girmek ve kritik ederek okumaktır. Bu şekilde okuduğumuzda kitaptan daha çok yararlandığımızı ve okumalarımızın zihin dünyamızı zenginleştiren birer tuğla olarak manevi dünyamızı inşamıza katkıda bulunduklarını görürüz.

Hayırlara ve yeni çalışmalara vesile olması temennisiyle sizi kitabın dünyasına davet ediyorum.

- Prof. Dr. Adnan Demircan


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 623
En / Boy : 14 / 22
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2018
₺280,50

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 157
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2009
₺60,00
Tükendi
(Hz. Fatıma’nın Musibetleri)

Hz. Fatıma’nın maddi ve cismani boyutu bu alemden değildir. Hz. Peygamber(s.a.s.) Aişe’nin, “Neden Fatıma’yı bu kadar öpüyorsun?” itirazına şöyle cevap buyuruyordu. “Ey Aişe! Semaya(mirac’a) yükseldiğim zaman cennete girdim. Cebrail beni Tuba ağacına yaklaştırdı. O ağacın meyvesinden bana verdi, ben onu yedim. Sonra yeryüzüne döndüm…. Ve Allah o ağacın meyvesinden Fatıma’yı bana verdi. Ne zaman onu öpsem Tuba ağacının kokusunu onda hissederim.”


Basım Ayı/Yılı : 11/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 376
Ağırlık : 60
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺132,80
Tükendi

-Hz. Meryem
-Hz. Şuayip’in Kızı
-Hz. İsmail’in Annesi Hacer
-Asiye Bint Müzâhim
-Saba Melikesi Belkıs
-Hz. Hatice Bint Hüveylid
-Hz. Fatımetü’z-Zehra
-Hz. Zeyneb-İ Kübra
-Ümmü Süleym
-Amine Es-Sadr(Bintü’l Hüda)


Basım Ayı/Yılı : 3/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺58,10
Tükendi

Kudüs insanların hayal güçleri üzerinde muhtemelen dünyadaki herhangi bir şehirden daha fazla etki yaratmıştır. Yahudiler dışında Hristiyanlar için Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği, Müslümanlar için de Hz. Muhammed’in göğe yükseldiği yer olduğu inancıyla önem taşıyan Kudüs’ün sembolik gücü o kadar fazladır ki gelecekte Orta Doğu’da kapsamlı bir barışın önünde en önemli engel olarak durmaktadır.
Michael Zank bu kapsamlı metinde tarih öncesi dönemden günümüze dek şehrin çalkantılı tarihinin izlerini sürüyor.
Kudüs yaklaşık 4.000 yıldır var. Dünyaya eşsiz bir umut ve fikir mirası verdi. Kudüs’ü sevmek ve Kudüs için dua etmek ve gelecekte tekrar tekrar inşa edileceğini ummak insana özgüdür. Böyle bir yeniden yapılanmaya katılacak, ortak iyiliğe dayalı bir geleceği planlamak ve hayal etmek için şimdiden işbirliği yapan birçok Yahudi, Hristiyan ve Müslüman var. Kudüs, halkı, tabiatı, kutsal yerleri ve pek çok hatırası ile ona değer veren herkesin ortak menfaatidir. İsrailliler ve Filistinliler, Kudüslüler ve Kudüs’ün dostları, ortak bir geleceğin sadece bir hayal değil, bir gereklilik ve olasılık olduğunu savunuyorlar. Aynı zamanda Kudüs’ün bütünleşmesi ve bir kez daha kutsal şehir statüsüne kavuşması da şarttır.


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 344
Ağırlık : 344
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺143,50
Tükendi

Imām Al-g̱ẖazālī And The Discipline Of Taṣawwuf
Doğu İrfânının Amerika’daki İzdüşümleri: New England Transandalistleri Ve Tasavvufî Şiir
Osmanlı’da Usûl-i Fıkıh Geleneği Üzerine İzlenimler
Slam Meşşâî Felsefe Geleneğinde Metodik İlkeler Ve Değeri
Ibn Rushd’s Inquiry İnto Truth
Tarihsel Ve Teorik Açıdan Adalet Dairesinin Uzun Formu
Bir Dil Bilimi Olarak Vaz‘ İlmi Ve Tarihsel Gelişimi
Bn Hazm Ve Gazzâlî’nin Mantığa Bakışı
Osmanlı Hekimliğinde Sağlıklı Yaşam İçin
Duygu Durumunun Gözetilmesi

 

Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 776
Ağırlık : 776
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺130,00
Tükendi

Hz. Âdem'den başlıyarak bütün Peygamberlerin (aleyhimüsselâm), bilhassa Hâtemü'l-Enbiyâ Hz. Muhammed aleyhissalâtü vesselamın Asr-ı Saadetlerinin, Hulefâ-i Râşidin, Emevi, Abbasî devletlerinin ve diğer hilâfet ve saltanatların mufassal tarihini ihtiva eden Kısas-ı Enbiyâ kitabının yeni baskısını yapmakla Bedir Yayınevi haklı bir iftihar duymaktadır. bu eseri diğer İslâm tarihlerinden ayıran başlıca hususiyet, onun son derece tatlı ve akıcı bir üslûpla yazılmış olusudur. Bir tarih kitabı olmasına rağmen, anlatısındaki cazibe, okuyucuyu en meraklı bir hikâye kitabından daha fazla bağlar ve sürükler. Bu yüzdendir ki, nesiller boyunca Kısas-ı Enbiyâ çok okunan, çok sevilen bir kitap olmuş, birçok baskıları yapılmıştır. Arap harflerinin yasak edilişindenberi, bu mühim eserin latin harfleriyle intişarı ve ciddî şekilde yeniden basılması bir ihtiyaç haline gelmişti. İşte yayınevimiz bu hizmeti üzerine almış ve lehülhamd eserin tamamını saha-yı intişara koymağa muvaffak olmuştur. Eserin bu yeni baskısı esnasında büyük emek ve dikkat sarfedilerek tashihine son derece itina gösterilmiş; ayrıca baskı, cild, v.s. gibi hususlarda mükemmeliyet sağlanması için hiçbir fedakârlıktan çekinilmemiştir. Osmanlı Türkçesi nesir edebiyatının en güzel örneklerinden olan Kısas-ı Enbiya'nın esas metnini aynen muhafaza etmiş bulunmaktayız. Ancak açıklanmasında fayda gördüğümüz arapça ve farsça kelimelerin karşılıklarını köşeli parantez içinde yazmakta fayda gördük. Kısas-ı Enbiya'nın yayınevimiz tarafından yaptırılan 2 ciltlik bu yeni baskısını edinenler, zevkle okuyacakları kıymetli bir İslâm tarihine sahip olacaklardır.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1536
Ağırlık : 1536
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺429,00
Tükendi
El-Muhtasarü'l-Müfid fi Şerhi Cevhereti't-Tevhid

Ehl-i Sünnet Akaidi

Akaid, ele aldığı meseleler itibariyle en hassas ilimdir. Buna bağlı olarak İslam’ın ilk asırlarından bu yana başta âlimler olmak üzere müslümanların üzerinde titizlikle çalıştığı bir husus olmuştur. Var oluşun gayesi Hak Teâlâ’ya iman ve bunun gereği olarak da itaat etmektir. Bu hakikatin vücuda gelmesi dini en doğru usul üzere anlamakla mümkün olabilir. Kur’an ve sünnet bu usulü öğretirken kul olarak yerine getirmemiz gereken ilk vazifenin akaid ilmini en güzel halde öğrenmek olduğunu bildirir.

Naklî ve aklî deliller bizlere en doğru usulün ehlisünnet ve’l-cemaat usulü olduğunu gösterir. Bu usulden ayrılan her grup haktan uzak olur. Basiret sahibi her müslüman, bu konuyu dikkate alarak üzerine düşmelidir. Özellikle itikadi çöküntülerin sıklıkla gerçekleştiği şu zamanda bu durum daha da hassasiyet kazanmıştır. Bu noktada her müslümanın rahatlıkla ulaştığı ve istifade ettiği doğru kaynakların bulunması şarttır. İslam büyükleri bu ihtiyacı gereği gibi yerine getirmek adına itikad ilmini ele alan çok sayıda kıymetli eserler yazmışlardır. Bu eserlerin arasından en fazla önem arz edenlerden biri olan el-Muhtasarü'l-Müfîd fî Şerhi Cevhereti't-Tevhid, gerekli hassasiyetler gösterilerek Ehlisünnet Akâidi adıyla tercüme edilmiştir.

Nuh el-Kudâ'ın kaleme aldığı ve Harun Tanır tarafından büyük bir titizlikle tercüme edilerek Ehlisünnet Akâidi adıyla Türkçemize kazandırılan kıymetli eser, Semerkand Yayınları tarafından istifadeye sunuldu.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 350
Ağırlık : 350
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺163,00
Tükendi

Dünya hayatının bir oyun ve oyalanmadan ibaret olduğunu, bir imtihan olduğunu biliyoruz. Tek gayemiz Rabbimizin sevgisini, rızasını kazanmak. Bizler ne Rasülullah'ı (sas), ne de ashabını görebildik! Ama onların haliyle hallenen ve bizleri de o hal üzere yaşamaya yönlendiren, bu yolun inceliklerini öğrenebileceğimiz salih kimseler var elhamdülillah. Onlar tasavvufî yaşayışla bu gayeye ulaşmada, en güzel rehber Efendimiz'in (sas) önderliğinde manevî veraset yoluyla gönüllerini safileştirmiş ve yolumuzu aydınlatmaya son nefeslerine dek devam etmişlerdir.

O hal ehlinden mutasavvıf Mahmud Es'ad Coşan (Rha) der ki: " Tasavvuf Kur'ân ahlâkıdır, Rasûlullah'ın derunî ahval ve hâlâtı, şeriatin ince âdâbıdır. Tasavvuf bencillik değil diğerbînliktir, merhamettir, muhabbettir, hizmettir; laf ebeliği ve söz kalabalığı değil samimiyet, ihlas ve hikmettir; kalp temizliği, irfan yüceliği ve amel-i salih üreticiliğidir; kıyl ü kâl değil güzel haldir; taşa karşı gül, zehre karşı panzehirdir; gözlere nur, gönüllere sürûrdur."

"(Ey Rasûlüm!) De ki: Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir." (Âl-i İmrân, 3/31) âyetini gereğince yaşayıp, Peygamber Efendimiz'in ahlâkıyla ahlâklanmış örnek hayatlar…

"Âlimler, peygamberlerin vârisleridir." (Ebû Dâvûd, İlim, 1) hadisi gereğince gönüllerimizi ihya ve irşad edecek asıl kaynaktan feyzini almış, takva sahibi güzel insanlar… Kur'ân ve sünnetin feyziyle gönülleri şâd olan sâlih kullar…

Asr-ı Saadet'ten esen rahmet rüzgârları bir meltem serinliği ile nice gönülleri feyz-yâb kılmıştır. Kim bilir belki de bu eserle nice gönüller gül kokusunu alabilecek, o manevî iklimi günümüzde yaşamaya fırsat bulacak.

"Kim, Allah'ı, Rasûlü'nü ve mü'minleri velî (ve dost) edinirse, işte Allah taraftarı onlardır; mutlaka galip geleceklerdir." âyet-i kerimesiyle (Mâide, 5/56) kendilerine tâbi olduğumuz taktirde müjdelenmiş oluyoruz. Ne mutlu bizlere ki; Efendimiz'den (sav) günümüze dek nesilden nesile birbirine mersus olmuş sapasağlam bu yolda nasiplenme fırsatı buluyoruz.

Sahih ve güvenilir kaynaklardan, üç yıl gibi uzun bir araştırma ve titiz çalışmalar sonucu ortaya çıkan bilgileri derleyerek istifadeye sunan yazım ekibine katkılarından dolayı müteşekkiriz. Zira Silsile-i Hâcegân kitabı, Resul-i Zîşan Efendimiz'den (sas), Muharrem Nureddin Coşan Hocaefendi'ye kadar güzide şahsiyetlerin hayatlarını tek bir kitapta toplayan ilk eser olma özelliği taşıyor.

Allah'ım! Senden Senin sevgini ve Seni sevenlerin sevgisini ve beni Senin sevgine ulaştıracak ameli istiyorum.

"Sevginiz gerçek, sevdiğiniz değer olsun."


Basım Ayı/Yılı : 2015
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 464
Ağırlık : 464
En / Boy : 16 / 24,5
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : Şamua
Cep Boy Durumu : 0
₺160,00
Tükendi

İslâmî ilimler tarihinin Osmanlı evresi teorik ve pratik yönleriyle tasavvufa özgü temel karakteristikleri çok yönlü olarak yansıtan bir tarihsel aralığa denk düşmektedir. Osmanlı sûfîleri bir yandan yazdıkları eserlerle nazarî mirasın kavramsal dağarcığını canlı tutmuşlar, diğer yandan kurumsal kimliklerini tekkelerde bulan bir eğitim alanı oluşturarak tasavvufun insan hakkındaki perspektifine fiilen örneklik etmişlerdir. Bugünden bakıldığında gerek kavramsal uzanımları gerekse tarih içerisinde bulduğu uygulama alanlarıyla Osmanlı tasavvuf geleneğinin değerlendirilmesi, disiplinlerarası bir çabayı gerektirmektedir. Şüphesiz bu çaba tasavvuf çalışmalarına önemli katkılarda bulunmakla kalmayacak aynı zamanda tasavvufun yaygın bir etkiye sahip olduğu Osmanlı tarihini inceleyen araştırmacıların perspektifine de genişlik kazandıracaktır. Bu kitap anlamlı bir bütün halinde Osmanlı’da tasavvuf ilminin dinî ve toplumsal boyutlarını, polemik konularını, önemli temsilci ve metinlerini tarih, edebiyat, ilâhiyat ve felsefe gibi farklı perspektiflerin ortak çabasıyla ele almayı amaçlayan yazılardan oluşmaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 863
En / Boy : 16,5 / 24
Kağıt Cinsi : Şamua
Basım Tarihi : 12.2018
₺82,50
Tükendi

İnsanlar tarih boyunca yüce bir yaratıcıya inana gelmişlerdir. Ancak, bu inancın şekilleri arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Özellikle Tanrı’nın bir şekli olup olmadığı, bir şekli var ise neye benzediği hep merak konusu olmuştur.

Allah’ın Kur’an’da hiçbir şeye benzemediği ifade edilirken, geçmişte ve günümüzde farklı bir kısım din mensupları O’nu müşahhaslaştırma yönüne gitmişlerdir. Bu cisimleştirme içinde özellikle ön plana çıkan şekil hiç şüphesiz insanın en çok aşina olduğu kendi şeklidir. Yani Tanrı’yı herhangi bir şekilde somutlaştırmak isteyenlerin çoğunluğu insan şeklini tercih etmişlerdir. Bu itibarla yapılan tanrı figürlerinin pek çoğu insan şeklinde resmedilmiş ve yontulmuştur.

Bu kitapta insanoğlunun Allah’ı bırakıp bir takım objeleri tanrılaştırmasının tarihçesini bulacaksınız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺25,00
Tükendi

Peygamberler tarihini bilmenin önemi; Peygamberler tarihi bir azamet tarihidir. Onlar, hak düşmanlarının, Allah düşmanlarının ve insanlık düşmanlarına karşı Hakkı savunmuş ve Firavun, Haman, Karun ve benzerlerinin karşısında daima cihat etmişlerdir. Onların bu mücadelerinin Kur’an-ı Kerim’de anlatılması, bizlerin onların örnek şahsiyetlerinden ve mücadelelerinden ders ve nasihat almamız, onların kavimlerini helake sürükleyen isyanlardan uzak durmamız içindir. Bunun için Peygamberlerin hayatı ve tevhid mücadeleleri mü’min bir kulun inanç ve amel bakımından doğru bir istikamette yürüyebilmesi için çok önemli bir yer işgal eder. Yüce Allah bu hususta şöyle buyuruyor: “Yemin olsun ki onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretleri vardır.” (Yusuf,111)


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 816
En / Boy : 16,5 / 23,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2018
₺400,00
1 2 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı