İslam toplumunun son iki asır içinde topyekûn maruz kaldığı her türlü olumsuzluğa karşı İslam medeniyetini tekrar eski canlılığına kavuşturmak için çalışan aydınlar; bir taraftan İslam’a yöneltilen hücumlara cevap vermeye çalışırken diğer taraftan da Müslümanları uyandırma, siyasi esaretten ve ekonomik çöküntülerden kurtarma, dini hurafelerden temizleme gayretinde olmuşlardır. 
Bu dönemde Cemaleddin Afgani, Muhammed Abduh, Seyyid Ahmed Han, Muhammed İkbal, Seyyid Emir Ali, Said Halim Paşa, Reşit Rıza, Abdürreşid İbrahim ve Carullah Bigiyef, Batı sömürgeciliğine karşı dinî ıslah çalışmaları ile dikkati çeken şahsiyetlerdir
Kazan bölgesinde gelişen “ceditçilik” akımının önde gelen isimlerinden birisi olan Musa Carullah Bigiyef; İslam âleminin, Türk dünyasının, özellikle de Rusya Müslümanlarının birliği, geleceği için çözüm yolları üretmeye çalışan, görüşlerini yazılı ve sözlü olarak her zaman ve mekânda cesaretle ifade eden bir İslam âlimidir. 
Her ne kadar Carullah; Kelam ilminin pratik faydası bulunmayan boş ve manasız bir ilim olduğunu, kelamcıların ise İslam âleminin bu hâle gelmesinin müsebbibi olduğunu söylese de kendisi de Kelam yapmaktan uzak kalamamıştır. O, selef Kelam âlimlerinin yolundan giderek kendi görüşlerini onların kalıplarında beyan etmiş ve bu konuda müstakil eserler kaleme almıştır.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 168
Ağırlık : 168
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺88,00

Günahlarını itiraf edebilen ve yaptırımlara açık olan bireylerin oluşturduğu toplumlar, gelecek nesillere hesabı verilebilir ahlâkî bir yaşantıyı taşıyabilirler. Bunun aksine günahın itiraf edilmediği toplumlarda günahtan vazgeçme pratiğinden ve gerçek değişimlerden söz edilemez. Suç ve hatalarıyla yüzleşemeyen birey ve toplumların siyasî, dinî, iktisâdî ve ahlakî yönden tutarlı ve başarılı bir hayat tecrübesi gerçekleştirmesi mümkün değildir. Öyleyse insan, her koşulda kendi bilinçli tasarruflarının denetimini yapabilecek ahlâkî bir standarda sahip olmalıdır. Yapılan hataların ilahî irade doğrultusunda gerçekleştiğini ileri sürerek kendisini hiçbir surette haklı çıkarmamalıdır. Allah’ın ve insanın hukukunu ihlal eden her türlü tasarrufun kendisine özgü bir telafi yöntemi olduğu bilinciyle hareket etmelidir. Tövbe edimi de, bireyin bir iş ya da faaliyette hatalı, başarısız olduğunun ve bunun sonucunda ne yapması gerektiğinin idraki içerisinde olmasıdır. Bu bilinçlilik, değişim, iyileşme ve gelişmenin ana motivasyonudur. Tövbe, insanın nedm ve azm koşullarını işlevsel kılmasıdır. Geçmişe dönük hataları itiraf edip gelecek yönünde düzenleyici kararlar alabilmesidir. Mu’tezile ekolü, insanın geçmişiyle yüzleşip özellikle kamuya etki eden hatalarını itiraf ederek gelecek yönünde ahlakî ve tutarlı bir yaşama odaklanmasını tövbe olarak nitelemiştir. Bunun için her birey, sorumlukları doğrultusunda yaptıklarının hesabını verebilmeli her daim gerekli yasal ve ahlakî yaptırımlara açık olmalıdır. Şu halde elinizdeki bu eser, Mu’tezilî düşünce ekseninde tövbenin, bireyin ve toplumun gelişmesi, ahlâken iyi standartlara ulaşılması, dünya ve ahirette başarının imkânı ve gelecek adına düzenleyici, kararlı adımların atılması için en gerçekçi ilahî lütuflardan biri olduğunu konu edinmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,40

Ne çok yol, ne çok yol gösteren var şu yalan dünyada değil mi? Peki biz, kimi takip edelim? Gösterdiği yolun sonu nereye varır belli olmayanı mı? Bize durmaksızın yol gösterip o yola kendisi çıkmayanı mı? Yoksa uzaktan gördüğümüz hiç de güven vermeyen şu gölgeyi mi? Yoksa yoksa… Kalbimize ferahlık veren, gönlümüzü serinleten, içimizde bir yerlerden tanıdığımız o sesi mi? Bizi sonsuz keremiyle var etmiş, nimetleriyle donatmış Rabbimiz hiç bizi yol yordamsız bırakır mı? Elbette ki O bize yolumuzu da takip edeceğimiz kişileri de göstermiştir. O’nun gösterdiği yolun sonu güzel. Hem de çok güzel… 
Öyleyse okuyalım, öğrenelim ve O’nu bir ömür takip mesafesinde kalalım.


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 174
Ağırlık : 174
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,00
Ders Be Ders

İbn Abbâs'tan şöyle rivayet edilmiştir:

"Hz. Peygamber'e (s.a.a) "Cehennem ateşinden kurtuluş belgesi var mıdır?" diye sorunca, Allah Resulü, "Ali b. Ebû Tâlib sevgisidir." buyurdular."

Ümmü Seleme'den şöyle rivayet edilmiştir: Ali (a.s) Hz. Peygamber'in (s.a.a) huzuruna girdi. Hz. Peygamber şöyle buyurdular: "Buna (Ali'ye) buğz ettiği halde beni sevdiğini sanan kimse yalancıdır."

Elinizdeki kitap, imandan amele, dünyadan ahirete Ehl-i Beyt Mektebinde temel bilgi edinmek isteyenler için ders kitabı olarak hazırlanmıştır. Bu kitabın içeriğini belleyen gençlerimizin genelde Ehl-i Beyt ve özelde İmam Cafer Sadık (a.s) ve 12 İmam inançları hakkında bilinmesi gereken temel bilgilere sahip olacağına inanıyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 5/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 328
Ağırlık : 328
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺117,00

Bir olan, hiçbir ortağı olmayan Allah’tan korkarak git, hiçbir Müslüman’ı korkutma, istemiyorsa topraklarına grime, onun malından Allah’ın hakkı dışında fazla bir şey alma, bir kabileye varınca evlerine gitmeden sularının başına git, sonra vakar ve sükûnetle onlara doğru hareket et, yanlarına varınca da selam ver ve selam vermekte kusur etme. Sonra “Ey Allah’ın kulları! Allah’ın velisi ve halifesi, mallarınızdaki Allah’ın hakkını almam için beni gönderdi. Mallarınızda Allah’ın velisine vereceğiniz Allah’ın hakkı var mı?” de. Birisi yok derse, ısrar etme; hakkını verecek kimseyi bulduğun zaman da onu tehdit edip, korkutmadan, kaba davranmadan, usulsüz muamele etmeden onunla beraber git. Altından, gümüşten ne verirse al. Davarı, devesi  varsa hayvanlarının bulunduğu yere sahibinin izni olmadan girme. Çünkü onların çoğu sahibinin malıdır. Oraya girdiğinde zorbalıkla girerek sahibine eziyet etme!...


Basım Ayı/Yılı : 3/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 528
Ağırlık : 528
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺250,00

Muhammed (as)’ın Rasul ve Nebi olarak gönderiliş amacı (misyonu), insanlara Allah’ı gereği gibi tanıtmak, Allah’a nasıl kulluk edileceğini ve insanların birbirleriyle münasebetlerinin nasıl olması gerektiğini öğretmektir.
Daha açık bir ifadeyle onun görevi, Allah’tan aldığı vahyi tebliğ etmek, vahiyden oluşan dinin esaslarını insanlara öğretmek, ayetleri pratiğe dönüştürerek yaşanır hale getirmek, insanları Allah’ın dinine davet etmek ve insanları kötülüklerden tezkiye edip (arındırıp) iyi ahlak sahibi yapmaya çalışmaktır.
Rasulullah’ın görevi, fizik, astronomi, zooloji, biyoloji, tıp ilmi gibi alanlarda bilgi vermek değil, insanların hidayet ve mutluluğu ile ilgili esasları ve prensipleri bildirtmektir.
Onun ilgi alanı, ceninin anne rahminde kaç günde teşekkül ettiğini, embriyo safhalarının nelerden ibaret olduğunu bildirmek değil, insanlara, Allah’ın kudret ve azametini anlatmaktır.
Onun misyonu, kadının nasıl yaratıldığını keşfetmek değil (eğe kemiği rivayeti hatırlansın), kadınlara nasıl muamele etmemiz gerektiğini öğretmektir.
Onun misyonu, bedenleri tedavi etmek değil, katılaşmış kalpleri tedavi etmektir. Dolayısıyla o, sineğin kanadında mikrobun olup olmadığını tespit etmekle uğraşmaz (onu uzmanına bırakır); o kızgın çölün bereketsiz toprağında yaşayan toplumu her türlü manevi mikroptan tezkiye etmekle uğraşır.
Evet, onun görevi avce hurmasının hangi hastalıklara şifa olduğunu tespit etmek değil, onun görevi, hastalıklı kalpleri tedavi etmektir.
Onun görevi, mezarda bedenlerin çürüyüp çürümediğini ortaya çıkarmak değil, onun görevi, manen çürümüş, süfli bir hayata düşmüş bir toplumu ulvi bir hayatta yükseltmektir.
Onun görevi, Burak ile yedi kat semaya çıkmak değildir; onun görevi, esfele-i safiline (aşağıların aşağısına) yuvarlanmış insanlığı yüksek değerlere kavuşturmaktır.
Onun görevi, gelecekten haber vermek değil, insanlığı geleceğe (ahirete) hazırlamaktır.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

Bu topluma, Allah'ın Kitabı’yla ve Rasulü’nün örnekliğiyle birebir tanışması gerektiği maalesef söylenmedi. Asırlardır taklit zinciriyle babadan oğula aktarılagelen geleneksel kabülleri aşıp doğrudan doğruya Allah’ın Kitabı’na yönelme ufku, bu toplumun gündemine maalesef taşınmadı.
Bu yöndeki çabalar daha çok dar çevre çalışmalarıyla sınırlı kaldı. Birebir insani ilişkileri esas alan yaygın bir davet çalışması bu coğrafyada henüz gerçekleştirilmedi. Medya organları üzerinden zaman zaman parça doğrular dile getirilse de, bu tür çabalar, sistematik bir davet çalışmasının çok uzağında kaldı. Dolayısıyla bu coğrafyada, İslam’ın temel konularını gündem edecek ciddi bir davet çalışması ihtiyacı bulunmaktadır.
Bir binanın inşaasının, birbirini izleyen belli adımları gerekli kıldığı bilinmektedir. Bu adımlar takip edilmediğinde, atılması gereken ilk adımlar ihmal edildiğinde inşaa edilecek binanın çürük olması kaçınılmaz olur. Mesela ilk adım olarak gerçekleştirilmesi gereken hafriyat çalışması ihmal edildiğinde, bina, olması gereken düzgün ve temiz bir zeminden mahrum kalır. Ve dolayısıyla binanın temelleri sağlam olmaz.
İşte Müslüman olmak da bu tür bir inşaa sürecini gerektirir. Bir hafriyat çalışmasını, ardından sağlam bir temel atmayı ve onun üzerine İslami üst yapıyı kurmayı gerekli kılar.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

İmam Zeynelabidin: Ey Beşir, Medine'ye gir ve Hz. Hüseyin'nin şehadet haberini herkese ulaştır!

Beşir, atına binerek Medine'ye giriyor. Mescid-i Nebi yolunda Ümmül Benin'le karşılaşıyor.

Ümmül Benin: Ey Beşir! Kerbela'dan bir haber varmı?

Beşir: Oğlun Abdullah da şehit oldu!

Ümmül Benin: Ey Beşir! Kerbela'dan bir haber var mı?

Beşir: Diğer oğlun Cafer de şehit oldu.

Ümmül Benin, ısrarla yine aynı soruyu soruyor: Ey Beşir! Sana Kerbela'dan bir haber var mı diye sordum?

Beşir: Allah sana sabır versin; diğer oğlun Osman da şehit oldu, diyor.

Bunun üzerine Ümmül Benin bu kez yüksek sesle bağırıyor: Benim evlatlarım ve gökyüzünün altında olan her şey Hüseyin'e feda olsun! Ey Beşir, Hüseyin'den bir haber var mı?..


Basım Ayı/Yılı : 10/2015
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 93
Ağırlık : 99
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

Dua... Allah ile konuşmanın, dertleşmenin, O'na karşı itirafta bulunmanın ve O'nun küçük bir kulu olduğumuzu hatırlamanın en kolay yolu... Öyle bir yol ki, O'ndan bir şeyi isterken bile bize sevap yazar, bizi daha çok sever, lütfünü genişletir; biz istediğimizi artırırız, O da keremini...

Umut... Duanın ardından ilahi bir bekleyiş... Allah'ın kullarına verdiği nimetlerin çoğu, Müslüman-Kafir gözetmeksizin bahşettiği ve irademiz dışında takdir ettiği şeylerdir; ama Allah'ın lütfü geniş, hazineleri sonsuzdur. Bir tek davranış, bir tek kıpırdama allah'ın "Kerem" sıfatını harekete geçirmek için yeterlidir. O vakit Allah kendisine uzanan elden, yakaran dilden, ağlayan gözden haya eder ve takdirini genişletir. Zaten bunu kendi de taahhüt etmiş, "Çağırın beni, icabet edeyim size" buyurmuştur.

Ancak her şeyin olduğu gibi duanın da bir adabı vardır. İnsanoğlu hangi duayla, nerede ve nasıl dua etmek gerektiği konusunda bir öğretmene ihtiyaç duyar. Allah katındaki saklı hazinelere ulaşmak için en güzel yol ise bu öğretmenlerin bizlere öğrettiği şekilde Allah'a ulaşmak, O'na yakarmak ve O'ndan istemektir. İşte, bu kitapta, Allah'ın bizlere öğretmen olarak tanıttığı Ehlibeyt'in (s.a) duaya yönelik engin öğretilerinden bazılarını bulacaksınız...


Basım Ayı/Yılı : 4/2017
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 12
Sayfa Sayısı : 581
Ağırlık : 510
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺200,00
İran, Irak, Suriye ve Suudi Arabistan

Nasıl Ziyaret Edilir?

Irak Ziyaretleri

- Necef Ziyareti

- Kufe Ziyareti

- Kerbela Ziyareti

- Kazimeyn Ziyareti

İran Ziyaretleri

- Meşhed Ziyareti

- Kum Ziyareti

- Diğer Ziyaretler

Suriye Ziyaretleri

- Şam Ziyareti

- Halep Ziyareti

S.Arabistan Ziyaretleri

- Mekke Ziyareti

- Medine Ziyareti

- Baki Mezarlığı

- Yedi Mescidler


Basım Ayı/Yılı : 5/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 344
Ağırlık : 344
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺83,00

İslam dini, bütün insanlığı hidayete ve hakka çağıran, ilahi bir düzendir. Bu dinin gayesi, insanı dünya ve ahiret saadetine ulaştırmaktır. Bu sebebledir ki İslam, insanın Allah'a kul, Peygambere (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) ümmet ve insanlığa hizmet edecek şekilde yetişmesini bu gayeye ulaşmanın esası sayar.

akait ve temel düşünceler, her değer sisteminin ve her düzenli ideolojinin temelini oluşturmakta, bilinçli veya bilinçsiz olarak insanların davranışlarının şekillenmesinde etkili olmaktadır. İşte bu nedenle, insanlık aleminde İslam dininin değer ve davranış sisteminin oluşması, sağlamlaşması ve böylece tatlı meyveleriyle, insanların dünya ve ahiret saadetini temin edebilmeleri için bu büyük ve bereketli ağacın kökleri sayılan inanç temelleri, her kalbe yerleştirilmelidir.

Çalışmamızda dinimizin inanç ve itikat esalarını anlaşılır bir üslüpla ve doğru bir şekilde hazırlamaya gayret ettik. amcımız, gençlerimizin ve çocuklarımızın inançta sadık, amelde salih, ahlakta kamil olmalarına yardımcı olmak; onların ilim, adalet, hak, ahlak ve fazilet sahibi olarak yetişmelerini sağlamaktır.


Basım Ayı/Yılı : 11/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 528
Ağırlık : 60
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺132,80
Nehcü'l-Belağa

“Ben ilmin şehriyim Ali de kapısıdır. İlmi isteyen kapısına müracaat etsin.” “Ali Hak iledir, Hak Ali iledir. Hak değirmen taşı misali Ali’nin etrafında dönmektedir.”

Hz. Muhammed (s.a.a)

“Her kim dinde İmam Ali’yi önder kabul ederse şüphesiz kurtuluşa erer. Zira Peygamber de ‘Allah’ım Ali nerede olursa olsun hakkı vücudunun etrafında döndür.’ buyurmuştur."

 Hacı Bektaş Veli’nin hocalarından İslam Filozofu, Matematikçi Hacı Nasiruddin Tusi

"İmam Ali'yi tanıdıktan sonra başka biri hakkında kitap yazamayacağımı anladım."

Edebiyatçı, Araştırmacı ve Yazar Dr. George Jordac


Basım Ayı/Yılı : 2/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,50

Dini Kelimeler ve Kavramlar Oyunu - Zeka ve Dikkat Geliştirme Oyunu 6

Oyun: Dini kelime ve kavramları eşleştirme oyunu (memory) ile 90 kart ile oynayarak öğretir.


Basım Ayı/Yılı : 4/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 1
Ağırlık : 1
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺180,00
İslam'a İnancın Delilleri

Gerçekten de Müslüman olmak için ciddi, ayakları yere basan gerekçeler var mı? Kuran’ın Allah’tan olduğu nasıl temellendirilmektedir? Yazar, bu kitabında böylesine dev önemdeki bir meseleyi ele aldı ve şu soruyu kendisine sorarak cevaplamaya çalıştı: Neden Müslümanım? Bu soruyu cevaplamak demek; neden burada olduğumuzun, hayatın anlamı olup olmadığının, nereye gittiğimizin, ölümlerle ayrıldığımız sevdiklerimize kavuşma imkanımızın olup olmadığının anlaşılması demek.

Öyleyse, bundan daha önemli ne olabilir? Bu sorunun cevabını vermek için Kuran’ın Allah’tan olduğuna inanmanın gerekçelerini göstermek gerekir ve burada bu gerçekleştirilmeye çalışıldı.

Bu kitapta, Kuran’ın Allah’ı tanıtmasından evren ve dünya hakkındaki açıklamalarına, inşa ettiği zihinsel yapıdan hayata verdiği anlama, fıtratla örtüşmesinden tarihsel verilerle uyumuna, modern tekniklerle incelenmesinden kelimelerinin matematiksel ölçüyle kullanımına kadar birçok farklı konuya yer verildi.


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 432
Ağırlık : 450
En / Boy : 15 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Anlamlandırma geçmişte olduğu gibi günümüzde de insanın sorunu olmaya devam etmektedir. Din ise bu problemin kimi zaman çözümü olurken kimi zaman da nedeni olarak ortaya çıkmaktadır. Eğitim ise kendisi ve kendisi dışındakilerle iyi bir ilişki kurarak bireyin kendini tanımasına fırsatlar sunmayı, böylelikle bireyin anlamlandırmasına katkı sunmayı amaçlamaktadır. Eğitim ve dinin anlamlandırma ile olan bu ilişkisi doğal olarak din eğitiminin de gündeminde yer almaktadır.

Din eğitimi kavramı literatürde çok geniş bir kümenin adı olarak kullanılmaktadır. Elinizdeki kitap, tarihi tecrübeler sonucu ortaya çıkan ve Türkiye’ye özgü bir model olan din kültürü ve ahlak bilgisi (DKAB) derslerinde hayatı anlamlandırmayı ele almaktadır. Kitap hem teoriyi hem de lise gençliği sınırlılığında alan araştırmasını kapsamaktadır. Teori temelde DKAB dersleri hayatı anlamlandırmayı amaç edinebilir mi sorusu etrafında şekillenmektedir. Soruya cevap bulabilmek için kavramlar tanımlanmış, kavramlar arası ilişkiler analiz edilmiş ve eğitimde özelde de DKAB öğretiminde hayatı anlamlandırma tartışılmıştır. Eserde “DKAB dersleri hayatı anlamlandırmayı amaç edinebilir mi?”, “Lise gençliğinin hayatı anlamlandırmasında etkili olan faktörler nelerdir?”, “DKAB dersleri hayatı anlamlandırmada lise gençliğine katkı sunmakta mıdır?” sorularına cevaplar bulunabilecektir.


Basım Ayı/Yılı : 12/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 274
Ağırlık : 290
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺144,00

İnsan, aklıyla beşerî varlık olma niteliğini kazanmıştır. Ona meleklerin secde etmelerini sağlayan, akla sahip olmasıdır. Bu akıl sayesinde, var olan her şey, onun emrine verilmiş ve her şeyden üstün kılınmıştır. Bu akıl sayesindedir ki, yüce Allah’ın hitabına mazhar olmuş ve bütün ilahi kitaplar ona gönderilmiştir. Bu akıl sayesindedir ki, yeryüzünü imar etme yani yüce Allah’ın eylemlerinin benzerlerini yapma görevini üslenmiştir. İnsan, ruhun bir gücü olan aklın kazandırdığı insan olma kimliği ile düşünebilmekte, karar verebilmekte ve düşüncelerini eyleme dönüştürebilmektedir.

İlahi hitap vahiy, akim eşyayı akıl kanunlarına ve tabiatına göre kavramada gerekli şartları hazırlayamamış olan kişileri ikaz etmek, uyarmak ve tembihatta bulunmak üzere kişiye hitap etmekte, onu muhatap almaktadır. Akla sahip olmak suretiyle vahye muhatap olabilmek büyük bir mazhariyettir. Bundan dolayıdır ki, akıl ve vahiy arasında sıkı bir ilişki vardır.


Basım Ayı/Yılı : 12/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 304
Ağırlık : 304
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺126,00

Bu çalışmada din sosyolojisinin referanslarının neliği ve İslam sosyolojisinin imkânı sosyolojik teori bağlamında tartışmaya açılmıştır. Çalışmanın genel gayesi İslam sosyolojisi, yeni bir sosyal bilim denemesi değilse, sosyoloji ve din sosyolojisinden bağımsız olma durumunun mümkün olup olmadığıdır. Sosyolojinin ve din sosyolojisinin Batı eksenli olduğu ve genelde diğer toplumlar özelde ise İslam dünyası için uygun olmadığı yönündeki yaklaşıma karşılık din sosyolojisinin referanslarının neliğine dair husus, münferit ve müstakil İslam sosyolojisinin imkânına dair çıkarımlara kaynaklık edecektir. Modern Batı bilimi olarak sosyoloji ve din sosyolojisinin Müslüman toplumları anlama ve açıklama noktasında yetersiz ve yanıltıcı olacağı endişesiyle kendi problemlerinin teşhisine ve çözümüne katkı sağlamayacağı düşünülmektedir. Bu nedenle sosyoloji ve din sosyolojisinin neliği ve işlevleri yerli yerine oturduğunda İslam sosyolojisine dair tartışmaların daha anlaşılır olacağı söylenebilir. Çalışma boyunca “İslam sosyolojisi yeni bir sosyal bilim iddiası mı, sosyolojilerden bir sosyoloji mi, genel ve sistematik bir din sosyolojisi mi yoksa özel sosyoloji mi?” sorularına cevaplar aranmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

Dinî hayatımız, din anlayışımızdan; din anlayışımız da öğrenilen dinî bilgilerden bağımsız olmayıp, bilakis birbirine bağımlı bir görünüm arz eder. Çünkü dinî hayatımız, sahip olduğumuz dinî bilgilere göre şekillenmekte; dinî bilgiler ise genelde aileden ve eğitim kurumlarından elde edilmektedir. Bu nedenle günümüzde yaşanan dinî hayat, din anlayışlarımızdan bağımsız değildir. Nitekim geleneksel dinî yaşayışların devam ettiği, hatta gelenekçiliğe dönüştürüldüğü ve bu hâliyle yaşanmaya devam ettiği; buna karşılık gelenekten kopuk dinî bir hayata yönelişlerin de başladığı görülmektedir. Bu açmazdan kurtulmanı yolu da geçmişten günümüze intikal eden dinî anlayışlar ve yorumların sorgulanarak Kur’an merkezli kriterlere göre değerlendirilmesinden geçmektedir. Bunun için de hem geleneği koruyacak hem de günümüzde bir sorun hâline gelen gelenekçilik ile geleneksizliğin etkilerini azaltacak ve doğru din anlayışlarına zemin hazırlayacak eserlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kitap, bu amaca yönelik olarak yazılmış ve yayımlanmış yazıların bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş olup, daha önce yayımlanmış Kur’an ve Güncel Dinî Meselelerimiz isimli kitabın da bir devamı niteliğindedir.


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

Kur’an’ın ahlaka doğrudan vurgusu ve Hz. Peygamber’in hadislerinde ahlaklı bir birey olmanın önemini belirtmesi erken dönemden itibaren Müslüman düşünürleri ahlak konusunu ele almaya sevk etmiştir. Kur’an-ı Kerim’de genellikle imanın salih amelle birlikte kullanılması, iman ile ahlak arasındaki ilişkiye işaret etmektedir. Ayrıca, Kur’an’da azaba uğrayan ümmetlerin şirkin yanı sıra kötülük ve azgınlıkta ısrar etmelerinden dolayı cezalandırıldığının vurgulanması ahlakın İslâm dini açısından önemini göstermektedir. Nitekim Hz. Peygamber ‘Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim’ sözüyle gönderiliş amacının insanları güzel ahlak konusunda eğitmeye, onlara rehberlik etmeye yönelik olduğunu belirtmesi ahlakın İslam dini açısından ne kadar önemli olduğuna delalet etmektedir. Bütün bunlar erken dönemden itibaren Müslümanları ahlaka dair düşünmeye ve ahlak eğitimine yönelik arayışlarda bulunmaya teşvik etmiştir. Ayrıca özellikle sekizinci yüzyıldan itibaren kadim kültür ve medeniyetlere ait birikimlerin Arapçaya tercüme edilmesi Müslüman düşünürlerin, ahlakı dinin ötesinde felsefi, sosyolojik, psikolojik ve antropolojik açıdan temellendirmesine imkân sağlamıştır. İşte bu kültürel havzada Müslüman düşünürler kendilerine özgü bir ahlak anlayışı geliştirmiş ve bu alanda önemli eserler kaleme almışlardır. Bu çalışmalarda kişinin erdemli davranışlarda bulunabilmesi için çocukluk dönemine özel bir önem atfedilmiş ve erken yaşlardan itibaren genel olarak çocukların eğitimi özel olarak ahlak eğitimi üzerinde durulmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 3/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 170
Ağırlık : 170
En / Boy : 13 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺67,50

Şemsüddin es-Semerkandî, Hanefî-Mâturîdî kelam geleneğinde felsefî kelam yöntemini benimseyen ilk âlimdir. O, Semerkand’da doğmuş, muhtelif alanlarda birçok eser vermiş ve hicri 722 yılında vefat etmiştir.

Semerkandî’nin varlık ve bilgi anlayışını incelediğimiz bu çalışma giriş, sonuç ve üç bölümden oluşmaktadır:

Giriş bölümünde araştırmanın konusu, önemi, amacı, yöntemi ve kaynaklarının yanı sıra Semerkandî’nin hayatı ve ilmî kişiliği, kelam-felsefe ilişkisi, kelam ontolojisi ve kelam epistemolojisi konularında bilgi verilmiştir.

Birinci bölümde Semerkandî perspektifinde varlık, mâhiyet, mevcûd ve bu kavramlara ilişkin problemler hakkında genel ontolojik kavramlar ve kuramlar incelenmiştir.

İkinci bölümde arazlar başlığı altında Semerkandî’nin epistemoloji, teorik fizik, ahlak ve mantıksal kategoriler hakkındaki görüşleri analiz edilmiştir.

Üçüncü bölümde Semerkandî’nin cismânî ve rûhânî cevherler, cevher-i ferd ve psikoloji hakkındaki görüşleri değerlendirilmiştir.

Sonuç bölümünde ise Semerkandî’de varlık ve bilgi bağlamında kelam-felsefe ilişkisi ortaya koyulmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 250
Ağırlık : 250
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

- Okul Öncesi Dönem Örneklemi-

Elinizdeki kitap okul öncesi dönem manevî eğitimine farklı bir yaklaşım oluşturmak adına yeni bir kapı aralamaktadır. Tasavvufî ahlakı manevî eğitim çatısı altında ele alarak okul öncesi dönemde din eğitimine, ahlâk eğitimine, değerler ve karakter eğitime tasavvufî kavramlar önderliğinde farklı bir açılım yapmaktadır. Eğitimin öze dokunması, hayata geçirilmesi adına kilit bir role sahip olan tasavvufî eğitim ahlâk bazında okul öncesi döneme indirgenebilir.

Tasavvuf, bir ahlâk ilmi olarak karşımıza çıkarak ahlâkî eğitim şeklinde değerlendirildiğinde okul öncesi dönemde de uygulama sahası bulabilmektedir. Nitekim Mevlâna, İmâm Gazzâlî, Yunus Emre gibi tarihin her bir sahasına izlerini bırakmış olan mutasavvıfların görüşleri ile eğitimsel bir bakış oluşturularak, tasavvufî düşünceyi hayatla harmanlayabilmek, iz düşümlerini görmek mümkün olmaktadır.

Eğitimin sadece zahire değil bâtınada hitap etmesi düşüncesinden hareketle öze dönüş, içsel gelişim ve değişimi baz alarak, eğitimin en temel kademesi olan okul öncesi dönemden başlayarak temeli sağlam atma gayretinde olmak gerekmektedir. Bu eser bu niyet üzere mutasavvıfların tasavvufî görüşleri doğrultusunda çocuk eğitimine tasavvufî bir yaklaşım geliştirerek modern eğitim sistem ve tekniklerini Kur’ânî ve Peygamberî yöntemlerle birleştirip tasavvuf motifiyle süslemiş, ahlâkî olarak yaşantıya sunma gayretinde olmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 268
Ağırlık : 268
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺135,00

Din eğitimi çok eskiye dayanmayan yeni bir bilim olmasına rağmen birçok çalışmanın ilgi odağı olmuş ve hızlı bir gelişim göstermiştir. Bu bağlamda din eğitiminin çalışma konuları/alanları tarihsel süreç içerisinde değişim ve dönüşüm göstermiştir. İlk başta ele alınan çalışmalarda içerik açısından din eğitiminin tarihi, amaç/hedef, yöntem-teknik, müfredat vb. temel konular ele alınmış ve din eğitiminin neliği sorusu gündeme gelmiştir. Bunu, belirli şahsiyetlerin din eğitimi anlayışları, Kur’an-ı Kerim’deki sure/ayet ve kıssalar, hadislerin eğitim çerçevesinde incelenmesi, çok kültürlülük, demokrasi, insan halkları, yüksek din öğretimi kurumlarında yeniden yapılanma, sosyal medya, din eğitiminin güncel problemleri vb. konular takip etmiştir. Son yıllarda ise bu durum yavaş yavaş çağdaş konuları ve yaklaşımları da ele almayı beraberinde getirmiş ve din eğitiminin kapsam alanı genişlemiştir. Günümüzde alanyazında din eğitiminin temel konularını ulusal ve uluslararası ölçekte çağdaş konularla birlikte derinlemesine inceleyen bütüncül çalışmaların oldukça sınırlı düzeyde olduğu anlaşılmaktadır. Buradan hareketle önemli bir ihtiyaç/beklenti olarak ortaya çıkan bu çalışmalar/yazarlar Din Eğitiminin niteliğini artıran önemli aktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Elinizdeki bu eserle din eğitiminin dünü, bugünü ve yarına dair ana konularını çağdaş yaklaşımlarla birlikte ortaya koyarak son yıllarda dünyada yaşanan bilimsel, teknolojik, toplumsal, ekonomik, siyasi gelişme ve değişimlerden hareketle din eğitiminde meydana gelen paradigma değişiminin ortaya konulması ve lisans/lisansüstü düzeyde öğrencilere ve araştırmacılara katkı sağlanması beklenmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 486
Ağırlık : 486
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺165,00

İbnü’s-Salâh’ın Mukaddime’si Özelinde

Hadis usulü, Hz. Peygamber’e (sa) nispet edilen haber­lerin doğruluğunun tespitini merkeze alarak İslâm’ın te­mel kaynaklarından biri olan Sünnetti aslına uygun bir şekilde, sonraki nesillere aktarmayı hedefleyen bir ilim dalıdır. Her ilimde olduğu gibi hadis usulü ilminde de tarihi süreç içerisinde ilim adamlarının ciddi gayretleriy­le önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Hadis usulü ilminin gelişimine katkı sağlayan mühim eserlerin başında İbnü’s-Salâh’m Mukaddime ismiyle şöhret bulmuş M a‘rifetü envâ‘i ‘ilmi’l-hadîs adlı kitabı gelmektedir. Ken­disinden sonra, neredeyse bütün hadis usulü eserlerine kaynaklık eden Mukaddime‘yle ilgili bazı çalışmalar olmakla birlikte, bu eserin hadis usulünün gelişimine katkısını inceleyen bir çalışma bulunmamaktadır. Eliniz­ deki bu eser söz konusu boşluğu doldurmak için kaleme alınmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 296
Ağırlık : 296
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺131,20

Benlik bilinci ya da bir başka ifadeyle kendini bilmek insanın aslî sorumluluğudur. Mükellef olan kişi kendini bilecek olgunluğa ulaşmış kişidir. Bu halin, nefes alıp verdiği müddetçe insanda bilince ilişip etkin olması, insanın hal ve tavırlarını yönlendirmesi gerekir. “Kendini bilmek” insan onur ve haysiyetine yaraşır eylemlerde bulunmak durumudur. Kendini bilmek, haddini bilmek ile yakın anlamlıdır. Bu açıdan bakıldığında halk dilinde uygunsuz tavır ve davranışlarda bulunan kişi için kullanılan “kendini bilmez” şeklindeki nitelendirme yerini bulan bir ifade olarak değerlendirilebilir. Günümüzde genelde tüm insanların özelde ise Müslüman toplumların birey olma, kendini bilme noktasında ciddi bir zafiyet içinde olduğu görülmektedir. Bu çalışma özellikle din eğitimi süreçlerinde benlik bilinci, kendini bilmek ve birey olma gibi temel kavramların öne çıkartılması yoluyla halihazırda Müslüman toplumlarda karşılaşılan koşulsuz itaat, ahlaki çözülme türünden kimi kronik sorunlara çözüm bulunabileceği yönünde bir iddia içermektedir.


Basım Ayı/Yılı : 8/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 368
Ağırlık : 368
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺112,50

Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocukların, sağlam bir dini ve ahlaki eğitim almaları, kendi kendine yetebilen, ideallerine ulaşması için ihtiyaç duyduğu güven duygusuna sahip, ahlaki, dini ve kültürel değerlerinin bilincinde, toplumsal hayatta insanlarla başarılı ilişkiler kurabilen bireyler olarak yetişebilmeleri ancak temeli sağlam ve gerekli donanıma sahip bir aileyle mümkündür. Bilim adamlarına göre kişilik gelişiminin büyük bir bölümünün şekillendiği, okul öncesi döneme karşılık gelen ilk altı yılın, toplumsal ve kültürel değerlerin taklit edildiği, zamanla da içselleştirilerek benimsendiği bir çeşit sosyalleştirme mekanizması, değerlerin aktarım atölyesi olan aile içinde geçmesi, çocuğun karakterinin ve hayata bakış açısının şekillenmesinde ailenin ne kadar önemli olduğunu gösterir.


Basım Ayı/Yılı : 12/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 176
Ağırlık : 176
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺67,50

Elinizdeki bu eser, din eğitimi ve öğretimi alanına mütevazı bir katkı sağlama düşüncesiyle neşvünema bulmuş; alanda yüksek din öğrenimi görenler ile akademik çalışma yürütenlerin yanı sıra konuya entelektüel ilgi duyan geniş bir okuyucu kitlesinin de istifade edebileceği şekilde tasarlanmıştır. Çalışmada önce din eğitimi ve öğretiminin kavramsal çerçevesi ele alınmış; peşi sıra din eğitiminin psikolojik, sosyal, kültürel, politik ve hukuki temelleri üzerinde durulmuştur. Daha sonra başlangıçtan günümüze İslam toplumlarında eğitim ve din eğitiminin geçirdiği süreç, ana hatlarıyla incelenmiş; ardından örgün ve yaygın din eğitimi ve öğretimi kurumları türlerine göre değerlendirilmiştir. Bunu takiben ahlak ve değerler eğitimi ile ailede din eğitimi konusuna değinilmiş; son olarak da çocukluk, gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde din eğitimi ve öğretimi gibi konular ele alınarak okuyucuya kapsamlı ve geniş bir yelpazede akademik nitelikli bilgi sunulmaya gayret edilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 1/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 271
Ağırlık : 271
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,00

Kur’an, İslâm’ın temel öğretilerini barındıran kutsal bir kitaptır. Ona inananlar inanç, tutum ve davranışlarını onun belirlemiş olduğu değerler doğrulusunda şekillendirme çabasında olmuşlardır. Bu çaba ise bir eğitim etkinliğini de ifade etmektedir. Bu durum bize onun aynı zamanda eğitimin kaynağı hem de eğitimin konusu olduğunu göstermektedir. Tüm Müslüman toplumlar, tarih boyunca Kur’an’a göre eğitim vermişler ve de Kur’an’ın öğretimini yapmışlardır. Bu öğretim genel olarak yüzünden okumayı öğrenme, hafızlık eğitimi ve tefsir ilmi şeklinde gerçekleşmiştir. Bir başka ifadeyle Kur’an eğitiminin hedefinde yakın, orta ve uzun vadede okuma, ezberleme ve anlama kazanımları yer almaktaydı.

Kur’an öğretiminin, ilk iki aşaması olan okuma ve ezberleme İslam toplumlarında tarihi süreçte bir Müslümanın daha çocukken alması gereken temel eğitimin en önemli unsurları olarak kabul edilmiştir. Bunun için çocukluk çağından verilen temel eğitimin merkezinde Kur’an yer almıştır. Kur’an’ı okumayı öğrenme ve hıfzetme çocukluk döneminde tamamlanması gereken eğitim faaliyeti olarak değerlendirilmiştir. Çocukluk sonrası, ileri seviyedeki eğitim için Kur’an’ı okuma ve ezberleme çok önemli değer sayılmıştır. Aynı zamanda Kur’an, tüm ilimlerin temeli ve kaynağı kabul edildiğinden, çocukluk döneminde verilen temel eğitimin vaz geçilemez öğrenme alanı olmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 162
Ağırlık : 162
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺69,70

İnsanlığa bir rahmet olarak gönderilen İslam’ın son Elçisi Hz. Muhammed’in (a.s), Ehl-i Kitab’a bakışını ve onlara karşı takındığı tavrı belirlemeye çalıştığımız bu araştırmada, öncelikle Ehl-i Kitap kavramının ne anlama geldiğini inceledik. Kur’an ve Sünnet ışığında değerlendirildiğinde, Cahiliye Araplarının aşina olduğu bu kavramın, İslam’ın peygamberlik geleneği içerisinde yer alan Hz. Musa ve Hz. İsa gibi elçilerin tabiileri durumundaki Yahudi ve Hristiyanlar hakkında kullanılan özel bir deyim olduğu anlaşılmaktadır.Hz. Peygamber’in, Arap Yarımadası’nda ve özellikle Medine şehrinde, oldukça önemli bir nüfus yoğunluğuna sahip Ehl-i Kitap toplumuyla her alanda kayda değer ilişkileri olmuştur.Hz. Peygamber bu ilişkilerinde müslümanların yanısıra farklı inanç gruplarının da yer aldığı bir toplumda, insanların birbirlerine karşı nasıl davranması gerektiğine dair son derece önemli mesajlar vermiştir. Buna göre O, inançta tevhidi anlayışa bağlı, hukukta temel insan haklarına duyarlı, diplomaside son derece atak, sosyal ilişkilerde ise inancının gerekleri doğrultusunda tavırlar alan bir yaşam modeli sunmuştur.

"Ey Kitap Ehli, aramızda eşit olan bir kelimeye gelin: Yalnız Allah’a kulluk edelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım; birbirimizi Allah’tan başka tanrılar edinmeyeli." Eğer yüz çevirirse: "Şahit olun, biz müslümanlarız!" deyin. (Al-i İmran 3/24)


Basım Ayı/Yılı : 5/1997
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 357
Ağırlık : 274
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺144,00
Bütün Eserleri 08

Ey Rabbim! Alimlerimize sorumluluk, avamımıza ilim, müminlerimize aydınlık, aydınlarımıza iman, tutucularımıza anlayış, anlamışlarımıza tutuculuk, kadınlarımıza şuur, erkeklerimize şeref, yaşlılarımıza bilgi, gençlerimize asalet, hocalarımıza irade, tebliğcilerimize hakikat, dindarlarımıza din, şairlerimize şuur, araştırmacılarımıza hedef, umutsuzlarımıza umut, zayıflarımıza güç, muhafazakarlarımıza hareket, ölülerimize hayat, körlerimize görüş, suskunarımıza feryat, Müslümanlarımıza Kur'an, Şiilerimize Ali, fırkalarımıza birlik, kıskançlarımıza şifa, kendini beğenmişlerimize insaf, küfürbazlarımıza edep, mücahitlerimize sabır, halkımıza özbilinç, bütün milletlerimize karar alma himmeti, fedakarlık kabiliyeti, kurtuluş yeterliliği ve izzet bağışla.


Basım Ayı/Yılı : 10/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 7
Sayfa Sayısı : 159
Ağırlık : 152
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺65,60

İnsan, yaşının ilerlemesiyle beraber, kazandığı tecrübeler sonucunda kendisi ve çevresiyle hesaplaşmaya ve hayatı anlamlandırmaya yönelmektedir. Bu yöneliş neticesinde kimi zaman kasıtlı kimi zaman kasıtsız öğrenme durumları gerçekleşmiş ve zamanın ilerlemesiyle değişiklik göstermiştir. Yetişkinlerin özellikle günlük hayatlarındaki koşturmadan artan zamanlarını dini bilgiler öğrenmek için de kullanmak istemeleri yetişkin din eğitimini gündeme getirmiştir. 
Yetişkin din eğitimi denildiğinde örgün din eğitimi alamayan ya da bu eğitimle ihtiyaçları karşılanmamış yetişkinlerin, yaygın eğitim yoluyla dini bilgileri öğrenmeleri ifade edilmektedir. Ülkemizde bu eğitim şekilleri öncelikle Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından (Camiler ve Kuran Kursları aracılığıyla) yürütülürken, bazı özel cemiyetler ve kuruluşlarca da verilebilmektedir. Ancak bu alandaki yetki ve sorumluluk Diyanet İşleri Başkanlığındadır. Başkanlık bu eğitimle, yetişkinlerin dini bilgilerini artırmalarını, din anlayışlarını geliştirmelerini, hayatın dini boyutunu yorumlayabilmelerini, temel dini ve ahlaki sorularına çözüm üretebilmelerini, inanma ve yaşama özgürlüklerinin bilincine varabilmelerini, dini inanç ve ibadetlerini başkalarının istismarına kapılmaksızın gerçekleştirebilmelerini, dinin sevgi boyutunu fark ederek onun insan için vazgeçilmez bir öge olduğunu kavrayabilmelerini isterken dini kavramların doğru anlaşılabilmesi, İslam dininin ana kaynaklarından öğrenilerek dine ait olan bilgi ile örf ve adetlere dayalı olanların ayırt edilebilmesi, İslam dininin akılla çatışmadığı, bilim ve dinin birbirinin alternatifi olmadığının anlaşılabilmesi amaçlanmıştır.
Bu kitapta, bu amaçlar doğrultusunda Kur'an kurslarında yetişkinlere verilen din eğitimine hem yetişkin öğrenciler hem de öğreticiler perspektifinden bakılmakta; eğitim ile alakalı sorunlar ve çözüm önerileri bir arada sunulmaktadır…


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 142
Ağırlık : 142
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺103,00

Biz çocukken, büyüklerimiz namaz kılmamızı isterlerdi. Biz de onların sözünü tutar, namazımızı kılardık ama namaz kılmak bize çok ağır gelirdi. Bu yüzden yine bırakıverirdik. Yaşlı biri namazdan söz edip, namazın önemini ve onu kılmayıp terk edenin uğrayacağı kötü akıbeti anlatınca, kalkıp tekrar namaz kılardık, ama namaz kılmak bize yine ağır gelirdi. Namaz kılmayı yine bırakırdık.
Bize namaz kılmamızı tavsiye eden kişilerin bizim duygularımızı hiç anlamadığını sanırdık. Namazlarını hiç kaçırmadan kılanların yüce Allah tarafından ilâhî bir bağışa mazhar olduğunu, bizlerin ise bu bağıştan mahrum olduğumuzu düşünürdük. Namazlarımızı vaktinde kılmak gibi ilâhî bir lütfun bize de verilmesini uzun süre bekledik. Bu arada namazlarımızı kaçırdık. Ancak namaz kılmanın bize neden ağır geldiğini yine de çözemedik. En nihayetinde anladık gibi…
Eyvah, namazım geçti!
Pek çok insan namazını terk ederken niçin bazı kimseler namazını geçirmez?
Artık namazını kaçırmayan kişilerin sırrını sen de öğrenecek, namazını düzenli ve vaktinde kılmanın lezzetini sen de tadacaksın!


Basım Ayı/Yılı : 1/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 159
Ağırlık : 159
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺46,40

Müslümanların gerilemesinin ortaya çıkardığı karmaşaya dış güçlerin (işgalcilerin) çıkardığı bozgunculuk eklenince, ıslak toprak çamura dönüştü ve hastalık çekilmez bir hal aldı. Kur’ân’ın ve İslam’ın korunmasını üstlenen ve İslam dinini bütün dinlere üstün kılacağını bildiren Allah, bu dine mensup gençleri yenilemek ve ümmetin ölmüş cesetlerine yeniden can vermek istedi. İşte bu gençler, Müslüman Kardeşlerdi ve bu büyük hareketin kurucusu Hasan el-Bennâ’ydı. Henüz üzerinden elli yıl geçmesine rağmen İslam aleminin ve gayrimüslim diyarların her alanında ve her yerinde ciddi bir etki bıraktı.


Basım Ayı/Yılı : 8/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 136
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺67,50
Risaleler

Bir gazeteci Şehit İmam’a kim olduğunu sorar ve kendisini insanlara anlatmasını ve kişiliğinden bahsetmesini ister. O da şöyle der:
Ben, gerçeği arayan bir gezginim. İnsanlar arasında insanlığın anlamını arayan bir insanım. İslâm’ın tertemiz gölgesinde vatanı için saygınlık, özgürlük, istikrar ve güzel bir hayat isteyen bir vatandaşım. Ben, varlığının sırrını anlayan, her şeyden ilgisini kesip yalnız Allah’a yönelen biriyim ve şöyle sesleniyorum: Benim namazım, ibâdetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. Onun ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben, Müslümanlardanım.
Ben buyum, peki sen kimsin?


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺62,25

Müslüman; ilahi emirlere uyan, yasaklarından kaçınan, güzel huylu, dilinde zikir olan, nezih düşüncelere sahip, organlarına sahip çıkan, sükûnet içinde, rabbini yücelten, az kızan, ihlastan ayrılmayan, insanlarla uğraşmayan, haramlar çiğnendiği zaman öfkelenen, sıkıldığında güzelce abdest alan, Allah’a kuvvetli bir iman ile inanan, namazın ardından diğer namazı bekleyen kimsedir.

Müslüman; Allah’a itaatkâr, yoluna boyun eğmiş, hayır isteyen, Allah’ın kaza ve kaderine razı, her an rabbinin rızasını gözeten kimsedir. Akıl ve beden terbiyesine önem verdiği gibi, ruhi terbiyesine de aynı şekilde önem gösterir. Zira o, kendisinde İslami değerler ve güzel ahlakın tezahür ettiği bir insandır. O her hal ve hareketinde efendimiz Muhammed (s.a.v.)’e tabi olan insanıdır.


Basım Ayı/Yılı : 8/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺83,25

Şüphesiz sünnet, Kur’an’ın açıklamasıdır. Bu nedenle de sünnet; Kur’an’ın kapalı olan ifadelerini açıklar, genel ifadelerini özele indirger, mutlak olanlarına sınırlar koyar. Eğer sünnet olmasaydı, namazın, orucun, zekâtın, haccın ve diğer birçok emirlerin detaylarını bilemezdik. İşte bu sebeple Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur’an’ı indirdik.” (Nahl, 16/44) Ayrıca Kur’an bize, Allah’a itaat etmeyi emrettiği gibi, Resûlüllah’a (sallallahu aleyhi ve sellem) itaat etmeyi de emretmektedir: “De ki: Allah’a itaat edin; Resûl’e de itaat edin.” (Nûr, 24/54) “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Resûl’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız, onu Allah’a ve Resûl’e götürün.” (Nisâ, 4/59) Âlimler, herhangi bir işi “Allah’a götürme”nin, O’nun kitabına götürmek olduğu, “Resûl’e götürme”nin de onun sünnetine götürmek olduğu hususunda icmâ etmişlerdir.


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 14
Sayfa Sayısı : 392
Ağırlık : 392
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺279,00

“Şüphesiz sahih, âhirette kurtaracak olan; iki cihanda, her türlü mutluluk ve hayra iletecek olan akîde; Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) ve nurlu, mübarek ashâbının (radıyallahu anhum ecma‘în) üzerine oldukları akîdedir. Bu sebeple hidâyet imamları –Allah onlardan razı olsun-, yabancı bir bid‘atçinin bu duruluğu bulandırmasından endişe ettikleri için, gayretlerini bu akîdenin meselelerini ve aslî duruluğunu muhafaza etmeye sarf etmişlerdir. İmâm Ebû Hanîfe en-Nu‘mân (radıyallahu anh), bu sahada önemli hizmetler gösterenlerin en eskilerindendir. Allah; önceleri, kendini fıkha adayana değin uzunca bir sürece cedel ile meşgul olması ve bid‘at ehli ve başka dine mensup kimselere reddiyelerde bulunmuş olması vesilesiyle ona bu işi kolay kılmıştır. Zaten herkes ne için yaratılmışsa ona müyesser olur.”

İmam Muhammed Zâhid el-Kevserî

İşârâtü’l-Merâm’a yazdığı takdimden

 

Beyâzîzâde Ahmed Efendi’nin (v. 1098/1687), İmam Ebû Hanîfe’nin (v. 150) itikâdî görüşlerini kelam sistematiği içerisinde derlediği el-Usûlü’l-Münîfe li’l-İmâm Ebî Hanîfe, ilâhiyyât, nübüvvât ve sem‘iyyât bahislerini ihtiva eden bir itikad metnidir. İmam Ebû Hanîfe’nin talebelerine imlâ ettiği beş eserden ve yine İmam’ın müsnedlerinde yer alan itikâdî muhtevalı rivâyetlerden derlenerek vücuda getirilmiştir.

İmam el-Kevserî’nin beş esere düştüğü ta‘lîklerin yanı sıra Beyâzîzâde Ahmed Efendi’nin el-Usûlü’l-Münîfe’ye şerh olarak kaleme aldığı İşârâtü’l-Merâm min ‘İbârâti’l-İmâm’dan ve çoğunluğu Mâtürîdî âlimler olmak üzere Ehl-i Sünnet ulemânın eserlerinden çeşitli ta‘lîkler de bu çeviri çalışmasına tarafımızca eklenmiştir. Ayrıca giriş kısmında, İmam el-Kevserî’nin “el-‘Âlim ve’l-Müte‘allim, er-Risâle ve el-Fıkhu’l-Ebsat” neşri ve İşârâtü’l-Merâm için kaleme aldığı takdimlerin tercümelerine de yer verilmiştir.

Müellif Beyâzîzâde’ye ait olduğu belirtilen yazma nüshanın, ulaşılabilen diğer beş yazma nüshayla mukabele edilmesiyle oluşturulan Arapça bir neşrin de yer aldığı bu çalışma, Selef-i Sâlihîn’in itikâdını İmam-ı A‘zam Ebû Hanîfe’nin dilinden aktarıyor.


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 304
Ağırlık : 304
En / Boy : 16,5 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺193,52

Bu duanın içinde İsm-i Azam duasının bulunduğu ve bu büyük ismin, vefki ile beraber yeşil atlas üzerinde yazılı olarak Cibril-i Emin tarafından Peygamber Efendimize semadan indirildiği Hazret-i Ali Efendimizden nakledilegelmektedir. İşte bu mübarek duanın birçok hassalarından bahseden ve İmam-ı Gazaliye nisbet edilen bu kısacık şerhi,istifadenize sunuyoruz.

 


Basım Ayı/Yılı : 8/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 119
Ağırlık : 119
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺36,90

Vedâ Hutbesi’nde dikkat çekilen konuların tamamı Kur’an’da geçmektedir. Bu da Sünnetin Kur’an’ın en büyük tefsiri olduğunu da göstermektedir. Bu yönüyle Hz. Peygamber bir beşer olarak Kur’an’ın ilk ve en büyük müfessiri konumundadır. Sünnetsiz bir Kur’an’ın tam olarak anlaşılamayacağı, Kur’an’ın bazı emirlerinin yerine getirilemeyeceği, Kur’an’da geçen namaz, zekât ve hac gibi bazı ibadetlerin mahiyetinin ve nasıl eda edileceğinin bilinemeyeceği anlaşılmıştır.
Kur’an ve Sünnetten uzaklaşıldığında ihtilaflar daha çok artmaktadır. Müslümanların birlik ve beraberliklerinin temelinde Kur’an ve Sünnete dönme ve bu ikisine göre bir hayat yaşaması yatmaktadır. Hz. Peygamber’in, ümmetine sarılmayı tavsiye ettiği Kur’an ve Sünnetin Müslümanların birlik ve beraberliği, ihtilaftan ve ayrışmaktan kurtulmaları için ne derece önem arz ettiği de anlaşılmıştır. Kur’an ve Sünnet günümüzdeki problemlerin çözümüne işaret etmekle kalmamakta; bu sorunlara çözümler de sunmaktadır. Günümüzdeki sorunların çözümü için Vedâ Hutbesi’ndeki mesajlar başta olmak üzere Sünnette ve Kur’an’da verilen mesajların, ehil insanlar tarafından yorumlanarak günümüz Müslümanlarının istifadesine sunulması ihtiyacının zaruri bir durum olduğu kanaatine varılmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,00

Bu kitabı yazmadaki amacımız, inanan ya da inanmayan herkesin İslam dinini derin bir şekilde düşünmesini sağlamak, kalplerinde kuşku olanları, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) risaletinin hak olduğuna ikna etmeye çalışarak sırat-ı müstakim üzere kalmalarını temin etmek ve ona en başından beri iman eden hakiki müminlerin de imanlarının artmasına vesile olmaktır. Bu sebeple, seçtiğimiz belli ayetlerden müteşekkil delilleri içeren 44 ikna edici fırsatla bu gayemizi gerçekleştirmeye çalıştık. Efendimiz, (s.a.s.) yüce Allah’ın emriyle net ve anlaşılır bir şekilde, herhangi bir yoruma mahal bırakmadan ve yüksek bir sesle, o devirdeki Arap dilinin bütün seçkin âlimlerine, şair ve dil bilimcilerine; Kur’ân-ı Kerîm’de yer alan kısa ya da uzun sûrelerin/ayetlerin ya da ifadelerin, içeriği, yapısı ve belagati bakımından bir benzerini getirmeleri noktasında meydan okumuştu. Efendimiz (s.a.s.) eğer gerçekten Allah’ın elçisi olmasaydı, böyle bir meydan okumaya girişebilir miydi?! Dolayısıyla Hz. Muhammed (s.a.s.) gerçekten Allah’ın elçisidir, Kur’ân-ı Kerim de onun sözü değil, bilakis yüce Allah’ın kelamıdır!


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺119,00
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)

Allah’tan almış olduğu dini tebliğ etmek, kapalılıkları açmak/açıklamak, dinî hükümlerin nasıl yaşanacağını amelî olarak göstermek ve hüküm olmayan konularda sorunları çözmek için hüküm koymakla yetkili olan Hz. Peygamber’i (s.a.v) “kendi öz oğullarından bile iyi tanımakla” görevli olan insanlar, onu İslâm’ın temel kaynaklarından öğrenmek zorundadırlar.
Bu zorunluluğu hissederek biz de bu çalışmamızda Hz. Muhammed’i, (s.a.v.) Kur’an-ı Kerim, hadis ve hadis ilminin rivayet usûlünü kullanan İslâm tarihi kaynaklarından tanıtmayı uygun bulduk.

Amacımız bir siyer çalışmasından çok, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) insanın en önemli güvenlik alanı olan iman konusuyla ilgili emirlerini ve ahlakî özelliklerini ayetlerle ve hadislerle ele alıp peygamberlik görevini yerine getirmedeki işlevsel alanıyla ilgili bilgiler vermektir. Resûlullah’ı (s.a.v) tanımaya çalışırken anladıklarımızı/farkına vardıklarımızı Müslümanlarla paylaşmaktır.

Çalışmamız beş ana başlıktan oluşmaktadır:
1. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Yaşadığı Coğrafyanın İslâm Öncesi Kültürel Durumu
2. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Kur’an-ı Kerim’in Öncelikli Konusu Olan İman Alanıyla ilgili Emir ve Tavsiyeleri
3. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Şahsiyeti ve Ahlakî Nitelikleri
4. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Görevleri
5. Hz. Muhammed’e (s.a.v.) Karşı Ahlakî Sorumluluklarımız.


Basım Ayı/Yılı : 10/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 384
Ağırlık : 384
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺165,00

Hz. Muhammed (s.a.v.), insanın savrulma nedeninin cehalet, kötü sosyal ortam, şahsiyet zayıflığı ve dünyaperestlik olduğunu şu hadisinde açıklamıştır: “Kıyametin hemen öncesinde karanlık geceler gibi fitneler olacaktır. Bu zamanda kişinin bedeninin öldüğü gibi kalbi de ölür. İnsan mü’min olarak sabahlayıp akşama kâfir olarak ulaşır; mü’min olarak akşamlayıp sabaha kâfir olarak çıkar. (Bu tip) insanlar şahsiyetlerini ve dinlerini az bir dünya menfaati karşısında satacaklardır.” Böyle bir satışın sebebi ise marifet eksikliğidir/Allah’ı (c.c.) yeterince bilmemektir.

Allah Teâlâ’yı, bilgilenme bağlamında tanımanın yolu, evvela Kur’an-ı Kerim ile sağlanır. Mekkî ayetlerden Allah’ın (c.c.) rububiyeti ve emir alanındaki eşsizliğiyle ilgili hükümler, Medenî ayetlerden ise ibadet ve sosyal hayatla alakalı emirler öğrenilebilir. Bu bilgilerin yeterince elde edilebilmesi de Yüce Allah (c.c.) ile sürekli iletişim kurmakla, Kur’an-ı Kerim’i okuyup uygulamakla mümkündür.

Ayrıca, Allah Resulü’nün (s.a.v.) hadislerinin toplandığı külliyatın “Kitabu’l-İman ve’l-İslâm” bölümlerinden de yararlanılmalıdır.

Bu kaynaklardan yararlanılarak hazırlanan klasik akaid kitapları ile beraber, insanın ufkunu açan yeni kelam çalışmaları da okunmalı ve bu alanla ilgili eksikler giderilmelidir. Klasik kaynaklarda Allah, (c.c.) isimleriyle tanıtılmış ve konuyla ilgili müstakil çalışmalar ortaya konulmuştur. Allah’ın sıfatları ve bu sıfatların anlamlarıyla ilgili ayet merkezli yapılan açıklamalar da oldukça önemlidir.


Basım Ayı/Yılı : 10/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 424
Ağırlık : 424
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺180,00

Ev kitêba Neynika Muhemmedî, wergera kitêba er-Rîsaletul-Muhemmediye ya Suleymanê Nedwî ye. Kitêb ji heşt konferansên Nedwî pêktên, ku Nedwî ji bo xwendekarên Zanîngehên Hindistanê pêkêş kirine. Her konferansek alîyek sîyera pêxemberê me dinirxîne.
Seydayê Şoşikî jî ev kitêba Nedwî bi uslûbeke serbest wergerandiye Kurmancî; bêweku hin tişt jê kêm û hin jî lê zêde kirine.
Sernavê konferansan wisa ye:
- Konferansa yekem: Derbarê vêyekê de ye ku ka çawa sîreta Pêxemberan xweşiktirîn mînak e ji bo beşeran.
- Konferansa duyem: Derbarê vêyekê de ye ku rîsaleta Muhemmed ‘am e ji bo hemî miletan û hetahetayî ye.
- Konferansa sêyem: Nirxandina sîyera Pêxember me ji aliyê dîrokî ve ye.
- Konferansa çarem: Li ser sîyera Muhemmedî ji aliyê kamilî û temamîya wê û îhateya wê ya li ser heyata beşerî ye.
- Konferansa pêncem: Li ser sîyera Muhemmedî ji aliyê wê yê camiî û berfirehî ye.
- Konferansa şeşem: Aliyê pratîkî yê sîyera Muhemmedî ye, ku ka ew çawa xweşiktirîn mînak e ji bo me.
- Konferansa heftem: Derbarê vêyekê de ye ku peyam û rîsaleta Resûlê Îslamê ji bo hemû mirovan e.
- Konferansa heştem: Sîyera Muhemmed ji aliyê ilmî ve ye.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺200,00
Peygamberlik ve Peygamberler, Dinler, İslamiyette Eğitim Mertebeleri, İslamiyette Temel Kavramlar, İman, İbadet, Fark Alemleri, Mertebeler, Hurufat-ı İlahiye

Noktada ne uzunluk, ne derinlik ne de genişlik vardır. Nokta şekilsizdir. Ne zaman harf haline gelirse o zaman şekillenir. Kelimeler mananın suret giymiş halleridir ve sureti tam olarak anlamadan sireti (özü) anlamak mümkün değildir. Gerçek namaz, Allah’a vuslat etmek demektir. Asıl namaz, aynasını bulup onunla görüşmektir. Bu görüşme, hem maddeten hem de manen yapılacaktır. Çünkü O’nun maddesi ile manası birbirinden ayrı değildir. Gerçek anlamıyla oruç, güneşin doğuşundan batışına yani insanın doğumundan ölümüne kadar, kötü ahlaktan ve o ahlak ile yapılacak kötülüklerden sakınmak ve o kötü ahlaka düşmemek olarak algılanmalıdır. "Noktanın Sonsuzluğu", tasavvufun temel kavramlarını derinlemesine açıklayan bir kaynak kitaptır. Lütfi Filiz’in yıllar süren sohbetleri, konuşmadaki akıcı üslup korunarak ve dilin anlaşılır olmasına özen gösterilerek hazırlanmıştır. Dört ciltten oluşan kitabın üçüncü cildi Peygamberlik ve Peygamberler, Dinler, İslamiyette Eğitim Mertebeleri, İslamiyette Temel Kavramlar, İman, İbadet, Fark Alemleri, Mertebeler, Huufat-ı İlahiye konularını içermektedir.


Basım Ayı/Yılı : 4/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 15
Sayfa Sayısı : 624
Ağırlık : 514
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺207,50

Bu çalışmada, İslam kültür ve medeniyeti açısından önemli bir yere sahip olan Endülüs’e İslam mezheplerinin girişi, bölgedeki yayılma faaliyetleri, siyasi ve itikâdî iz düşümleri tarihsel veriler ışığında incelen-
mesi konu edinmektedir.

Endülüs’ün fethinden itibaren hem fıkhî hem de siyasî ve itikâdî mezhepler bölgeye taşınmıştır. Endülüs’ün kendine özgü yapısı ile etkileşime giren mezhepler bölgede ana unsurlarını korumanın yanında farklılaşma değişme sürecine de girmişlerdir. Bu anlamda çalışma okuyucuya bir yandan Endülüs tarihi hakkında bilgi verirken diğer
yandan Endülüs’ün dinî yaşantısının bir parçası olan bölge mezhepleri hakkında ayrıntılı bilgiler vermektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 264
Ağırlık : 264
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Kur’ân-ı Kerîm nazil olmasaydı ve onun Peygamber-i zî-şân’ı Muhammed aleyhisselam teşrif etmeseydi dünya var olduğu günlerden bu günlere kadar bir değer üretemediği gibi, görünen oydu ki bundan sonra da bir değer üretemeyecekti. Afrika’da ve diğer ülkelerde zencilerin başlarına çöken felaketler halen devam etmiyor mu? Son zamanlara kadar süregelen kızılderililerin kafaderilerinin soyulması bugün uygulanmıyorsa bu durum batılı insanın insafından değildir. Kafa derisi soyulacak kızılderili kalmamasındandır.
Yahudi-Hristiyan Batılılar Kuzey Amerika’ya geldikleri zaman bu topraklarda yedi milyon kızılderili yaşıyordu. O tarihlerde İngiltere’nin nüfusu on milyon civarındaydı. O günlerden bu günlere kadar sömürgelerinde yaşayan insanlarıyla beraber İngiliz nüfusu ne miktara ulaşmıştır? Buna karşılık kızılderililerin nüfusu kaç bine düşmüştür?
Bir Amerikalı Profesörün seminerinde “Biz evvela kızılderili nüfusunu azalttık, daha sonra onları beyazların yaşayamayacakları yerlerde oturmaya mecbur bıraktık,” diyerek tebessüm etmesi Amerika’nın ve Amerikalı’nın insan haklarından ne anladıklarını gösterir. Bu zât itiraflarını yeterli bulmuş olacaktı ki önceki yıllarda kızılderili perçemi getiren her avcıya ne miktar para verildiğine temas etmemişti. Bu insanların tutumu bu kadarla sınırlı değildi. Onların tahribatı hayvanlar âlemini ve tabiatı bütünüyle kapsayacak şekilde bir yapı halini almıştı. Bir çok canlı türü yok olmak durumunda kalmış, göller asit deposuna dönüşmüş, toprak ve hava zehirlenmişti.
Kurân-ı Kerîm bir sûresine “Kehf” adını vermiştir. Bu kelime “Ashab-ı Kehf” tâbirinin bir cüz’üdür. Ashab-ı Kehf tabiri isim tamlamasıdır. Ashab arkadaş manasında “sahib” kelimesinin çoğuludur. İnsan daha doğru manasıyla “insanlar” cemiyet demektir. Kehf “mağara” demektir, kaya, taş, toprak manasına gelir. Lisanda az önemli olan daha önemli olanı tamamlar. “Ahmed’in defteri” tamlaması defteri Ahmed’e ait kılar. İslâm “mağara arkadaşları, mağara insanları” tabiriyle aziz, muhterem, mükerrem saydığı insanı daha az önemli olan taşa, toprağa, kayaya ait kılmış, bununla o, insanın kıymetinden bir kısmını maddeye izâfe etmiş, ayrıca insanın maddenin imkanlarıyla ancak tamamlanacağını anlatmış oluyordu. İlaveten araya “Kıtmîr” adıyla anılan köpeği de dahil ediyordu. Hasılı İslâm önce insanları, daha sonra onların aralarına hayvanları temsilen köpeği ve en sonunda insanlığın sonsuz ihtiraslarına sınır getirmek için maddeyi, yani mağarayı bitkileriyle beraber ele alarak sınıfsız, ideal toplumun şemasını sunmuş, varlık âlemine bütünlük ve uyum getirmiştir. Kehf Suresî’nin birbirini takiben gelen üç ayetinde ayrı ayrı üç defa “kelbuhum”, “köpekleridir” diyerek köpeklerinden bahsedilmesiyle, batılıların son asırlarda kurmaya çalıştıkları “hayata saygı felsefesi”nden bin küsûr yıl kadar önce, İslâm, hayata saygıyı insanla sınırlı olmaktan kurtarıp, bütün canlıları hatta cansızları kapsayacak şekilde yaygınlaştırmıştır.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 528
Ağırlık : 528
En / Boy : 16,23 / 0,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺200,00
Şeybani’nin el-Asl Adlı Eserinin Tanıtım ve Tahlili

Hz. Peygamber’in İslam’ı bir inanç ve hayat nizamı olarak insanlığa tebliğ edip yaşantısıyla örnek bir biçimde uygulamaya koymasını kendilerine rehber edinen Müslümanlar ilk günden itibaren onun bildirdiği esaslardan yola çıkarak fıkıh ve hukuk sistemlerini ortaya koymaya çalışmışlardır. Hz. Peygamber’den sonra sahabe ve tabiin dönemlerinde İslami ilimler bir bütün halinde, birbirinden ayrılmamış haldeyken, İmam Ebu Hanife’nin (150/767) yaşadığı dönemde bu ilimler gelişerek müstakil ilim dalları haline gelmeye başlamıştır. Bu dönemde fıkhın gelişerek ayrı bir ilim dalı haline gelmesi büyük ölçüde İmam Ebu Hanife’nin çabalarıyla mümkün olmuştur. Onun, Irak’ta o dönemin en önemli ilim merkezlerinden ve büyük şehirlerinden biri olan Kûfe’de kurduğu ilim halkasında öğrencileriyle birlikte geliştirdiği fıkhî ictihadları öğrencileri tarafından, özellikle İmam Muhammed b. Hasan eş-Şeybani’nin (189/805) gayretleriyle bir araya getirilmiş ve el-Asl adıyla bilinen büyük fıkıh külliyatı ortaya çıkmıştır. Bu eserde eimme-i selase adıyla da bilinen Ebu Hanife, Ebu Yusuf (182/798) ve Muhammed’in görüşleri detaylı şekilde anlatılmıştır.

Fıkhın ilk külliyatı sayılan bu eseri ilk defa günümüze ulaşan tamamına yakın haliyle neşretmek ve incelemek bendenize nasip olmuştur. el-Asl sadece Hanefi mezhebinin değil diğer fıkıh mezheplerinin de temel kaynaklarından birini oluşturan, İslam medeniyetinin kurucu eserlerinden birisidir. Bu sebeple, el-Asl üzerine yaptığım ve on yılı aşan uzun çalışmalar sonucunda bu eseri 2012’de orijinal haliyle neşretmeye muvaffak oldum. Elinizdeki bu çalışmamda ise el-Asl’ın müellifi olan İmam Muhammed’i ve eserini tanıtma ve özellikle fıkıh usûlü açısından tahlil etmeye çalıştım. Böylece İslam’ın ilk döneminde Müslüman alimlerin fıkıh ve usul düşüncesine nüfûz etmeye gayret ettim.


Basım Ayı/Yılı : 12/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 328
Ağırlık : 328
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺130,00

Çocukluğumuzda, Allah hakkında bize öğretilen en temel bilgi şu idi: “Allah ne yerde ne göktedir; O, mü’minin kalbindedir”. Altmış beş yıldan beri devam eden din eğitim ve öğretimim neticesinde ulaştığım ilmî ve itikadî sonuçla da paralellik arz eden bu söylemden hareketle “İçimizdeki Allah” adını verdiğimiz elinizdeki kitapta; Allah Teâla ile insan ilişkilerini bu bakış açısıyla sunmaya çalıştık.

Ülûhiyet / Tanrı fikri, insanın ruhunda var olan aslî bir değer, fıtrî bir gerçekliktir. Öyle ki insan; tüm insânî değerlerin inşâ edicisi, öğreticisi olan yaratıcının bilgisiyle doğar. Bu, Yüce Yaratıcının insanın doğasına nakşettiği temel bir özelliktir; tıpkı akıl, basiret vb. fıtrî özellikleri gibi.

Kur’an-ı Kerim’de; “Allah’ın; yegâne yaratıcı kudret olduğuna dair delillerin/işaretlerin, insanın içinde mevcut olduğunu”, (Zâriyat 51/20-21.) “Allah’ın; insanın Rabbi olduğu gerçeğini, yaratılışında onun benliğine nakşettiğini” (A’raf 7/172) bunun vahiyle de desteklendiğini, hatırlatıldığını ifade etmektedir.

Allah; hakikattir, hakikat sevgisidir, anlam ve değerdir, bütün varlığın ve doğal olayların temeli, insanî değerlerin bütünü, ulaşılmak istenen “en iyi” dir. Daima hakikati, en iyiyi arayan insan aklı ve yüreği ise bütün bunların yalnızca O’nda bulunduğuna inanır ve O’na ulaşmak, O’na sığınmak, O’nun himayesinde güvenli ve huzurlu olmak ister.

İnsan; doğal, fıtrî değerlerini koruduğu müddetçe aradığı, ulaşmak istediği o Yüce kudreti içinde, kendisini de güvende hissedecektir.


Basım Ayı/Yılı : 9/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz. Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü'min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz Müslüman Müslümancın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim Müslümancı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslümanı (n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter. Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız. "Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete girmek isterse Allah'a ve âhirete inanırken ölüm kendisine erişsin. İnsanların kendisine nasıl davranmalarını istiyorsa, o da onlara öyle davransın."


Basım Ayı/Yılı : 1/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺40,00

İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz. Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü'min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz Müslüman Müslümancın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim Müslümancı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslümanı (n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter. Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız. "Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete girmek isterse Allah'a ve âhirete inanırken ölüm kendisine erişsin. İnsanların kendisine nasıl davranmalarını istiyorsa, o da onlara öyle davransın."


Basım Ayı/Yılı : 1/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺40,00

İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz. Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü'min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz Müslüman Müslümancın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim Müslümancı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslümanı (n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter. Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız. "Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete girmek isterse Allah'a ve âhirete inanırken ölüm kendisine erişsin. İnsanların kendisine nasıl davranmalarını istiyorsa, o da onlara öyle davransın."


Basım Ayı/Yılı : 1/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺40,00
1 2 3 ... 14 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı