C. Wright Mills’in 1956’da yayımlanan ve tüm dünyada büyük yankı uyandıran kitabı İktidar Seçkinleri, para, mülkiyet ve iktidar sahiplerinin izlerini sürüyor, dünyayı yöneten güç odaklarının ilişkilerini ortaya koyuyor.

Mills, “Yoksulluk aslında bir kısırdöngü müdür?”, “Liberal demokrasiler rekabette sahiden eşit fırsatlar sunuyor mu?”, “Büyük zenginler anıldıkları gibi ‘girişimci’ midir?”, “Ekonomi ve politikaya dair konular hangi filtrelerden geçirilerek kamuoyuna sunuluyor?”, “Bir ülkenin yönetiminde toplumun her kesimi sahiden söz hakkına sahip midir?” sorularına yanıt veriyor.

Dünya üzerinde söz sahibi olanların iktidar-asker-para ilişkilerini inceleyen İktidar Seçkinleri, Ünsal Oskay’ın özenli çevirisi ile okura sunuluyor. 

“Günümüzün sanayileşmiş toplumlarından biri olan Amerika’daki siyasal iktidar sorununu kendine odak alan bu eserde, günümüz toplumlarında siyasal, askeri ve ekonomik iktidar çevrelerinin birbirinden ayrı ve birbirine rakip güçlerin elinde değil, ‘şirketleşme çatısı altında yeniden düzenlenmiş bir üst sınıfın’ elinde olduğu ortaya konulmaktadır.”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 663
En / Boy : 13 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2017
₺259,00

“Maalesef insanların sayısı gittikçe artıyor. Ben çocukken üç milyar kişi vardı. Hepsini göremiyorduk tabii ama sokaklar boştu diye hatırlıyorum. Şimdi bu sayı sekiz milyara yaklaştı ki, hem çok kalabalık hem çok fazla aptal var. Bir de bunların kullandıkları yapay zekâ enstrümanlarını katarsak dünya üzerinde çok fazla zırıltı var. Ama gerçek, yaratıcı, üretici bir beyin faaliyeti nadiren bulunuyor gibi geliyor bana! Bir de çok gürültü yapıyorlar!

Ali Biçim beyin loblarının ters takılmış olması, manik depresif halleri, durup dururken girdiği yüksek zekâ seanslarıyla bence ‘Gösteri Dünyası’nda beklenen adamdır. Sıkıcı hayatlarımız için, lüzumsuz sorularımız ve bunların ne yapacağımızı bilmediğimiz cevapları için…”

Okan Bayülgen

Genç ve başarılı showman Ali Biçim, farklı üslubuyla kaleme aldığı,  gerçek ile kurmacanın iç içe geçtiği hikâyeleriyle okura ironi sanatının özel örneklerinden birini sunuyor. Bu Ne Biçim Hikâye Böyle, Ali Biçim’in show dünyasında olup bitenlerin ipuçlarını da verdiği şaşırtıcı bir anlatı… 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 215
En / Boy : 13 / 19
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2017
₺97,30

İkinci Dünya Savaşı'nın en aykırı dörtlüsü

Rommel, Patton, Montgomery, Jukov

Savaş, büyük bir oyundur; yaşam ve ölüm için, ilk çağlardan bugünlere gelen bir dünya oyunu.
İnsan doğası yerinde durduğu sürece de bu oyun devam edecektir.

Bütün karşıtlar savaşta vardır: Gece ve gündüz, yaz ve kış, sıcak ve soğuk, yaş ve kuru, haf if ve ağır, yaşam ve ölüm.

Bu kitap, İkinci Dünya Savaşı’nda birbirlerine karşı savaşan ve uyguladıkları strateji ve taktiklerle dünyaca ünlenmiş en aykırı dört generalin biyograf isidir.

Ordu disiplinli bir güçtür ama general özgür ve bağımsız bir kişiliğe ve buna uygun keskin bir 
zekâya sahip olmadan ne muharebe ne de savaş kazanılır.

Sanat, ustalarıyla sanattır…

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 359
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2017
₺185,50

Atatürk hâlâ önemli mi bizim için? Çok önemli. Peki, akıl bizim için önemli mi, aklımızı kullanmak zorunda mıyız? Buna verilecek cevaptan, Atatürk’ün bugün bizimle ilgili olup olmadığı, onun adını hatırlayıp hatırlamamız, onun yaptıklarından ders alıp almamamız gerektiği ortaya çıkacaktır. Atatürk bize aklın neler yapabileceğini göstermiştir. Bunun mümkün olduğunu göstermiş; ama, “Ben böyle diyorum, böyle yapın,” dememiştir. Bilakis, “Ben hiçbir şey söylemiyorum, sadece aklınızı rehber edinin,” demiştir. Yaptığı bütün inkılâpların gayesi de aklın rehberliğinde Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağa uygun, bütün mana ve biçimiyle uygar bir toplum haline dönüştürmektir. 

 

Atatürk bir diktatör mü, değil mi? 

Son yıllarda yazılmış en iddialı Atatürk kitabı olmaya aday bu eserde bu ve daha birçok sorunun cevabını bulacaksınız.

₺98,00

Türkiye bir bilim ülkesi değildir. Ürettiği bilim de birkaç kişisel istisna dışında dünya ölçeğinde tamamen ihmal edilebilir düzeydedir. Türkiye’nin bu bilim fakirliği, sanayisine ve ticaretine de yansımıştır. Özgün hemen hiçbir sanayi ürünü olmayan Türkiye; ticarette de, tarımda da gariban olup; örneğin yazılım oluşturmak gibi akıl ve bilgiden başka hiçbir sermaye istemeyen, son derece kolay ve getirisi büyük bir işi dahi yapamamaktadır. Türkiye’de (askerlik hariç) hemen hiçbir konuda bir ehil insanlar sınıfı yoktur. 

 

Bu korkunç cehalet denizini yaratanların arasında yaşamaya nasıl devam edebileceğiz? Atatürk Türkiyesi çoktan tarih olmuş, 1950’den beri kırsal kökenli zır cahil politikacılar elinde Osmanlı tüm dehşetiyle hortlamıştır. Ancak eskisinden çok daha hızlı gelişen dünyada yeni Osmanlı Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu kadar yaşamayacaktır. Aklımızı başımıza alıp, dünyayı yöneten bilgiyi edinip onu üretmeyi öğrenemezsek, bizlerin nesli bu yeni Osmanlı garibesinin parçalanarak tarih olduğunu ve Ön Asya’daki Türk varlığının silindiğini görecektir. 

 

Türkiye sonu pek feci bitebilecek olan bu cehalet temelli politikalarından derhal vazgeçerek aklını başına almalıdır.

₺108,50

Bu kitapta bilimin ışığı; antik çağ düşünürlerinden Fransız İhtilali’ne, evrim kuramından C-47 uçaklarına, YÖK’ten Anadolu-Avrupa ilişkilerine kadar hayatı –neredeyse bütünüyle– kapsayan bir alana; III. Selim’den Mustafa Kemal’e, Hasan Âli Yücel’den Ömer Hayyam’a, II. Mahmut’tan Cahit Arf’a, Kropotkin’den Sırrı Erinç’e, hatta “coğrafyanın müzisyeni” Barış Manço’ya kadar bilim, sanat, kültür ve siyaset alanında var olmuş birçok önemli adın üzerine düşüyor. 

 

Bilimin ışığı, hayatı ve tarihi bilimsel düşünce yöntemi ve eleştirel akılla aydınlatıyor.

 

ABD Ulusal Bilimler Akademisi yabancı üyeliğine seçilen ilk Türk bilim insanı ve Academia Europaea’ya seçilen ilk Türk üye olan, Londra Jeololji Cemiyeti Başkanlık ödülü sahibi, Rusya Doğa Bilimleri Akademisi üyesi A. M. Celâl Şengör’ün bu kitabı bilimin kılavuzluğunda “düşünen deneme” tadını taşıyor.

₺126,00

Şu anda Türkiye’ye egemen olan cehalet yönetimi, toplum olma bilincimizde büyük yaralar açmıştır ve açmaya da devam etmektedir. Öncelikle, toplumun bir grup olarak rasyonel düşünme yeteneğini silip süpüren yobazlık ve düşünceye değil korkuya dayanan cemaat yaşamının hortlatılması, toplumsal dokumuzu derinden yaralamıştır. Buna ilaveten eğitimimizde yaratılan kargaşa ve kalitesizlik, bir toplum olarak bilgi edinme ve değerlendirme yetimizi ortadan kaldırmak üzeredir. Tüm bunları yapanların eleştirilmesine, toplumda gerçeği aramak için oluşturulabilecek bir serbest düşünce ve tartışma ortamının oluşturulmasına imkân verecek basın özgürlüğünün alenen, fütursuzca tehdit edilmesi ve buna toplumdan en ufak bir reaksiyon gelmemesi ortaya konan yıkım projesinin toplumca algılanamamasına ve dolayısıyla bertaraf edilememesine neden olmaktadır. Bahsettiğim yıkım projesi, bir grup kötü niyetli insanın Türkiye’yi ortadan kaldırma projesi olarak algılanmamalıdır. Kuşkusuz, içimizde bu yıkım projesini yönetenleri dışarıdan destekleyenlerin böyle bir amaçları olabilir ve muhtemelen vardır da. Ancak bu projeyi içimizde (ve başımızda) bulunarak yürüten ve destekleyenlerin yaptıklarının tamamen farkında olduklarını sanmıyorum. Ortaya çıkan ve benim kısaca “proje” diye betimlediğim olgu aslında yalnızca cehalet ve aptallığın ortaya çıkardığı bir süreçtir. Tarih boyunca cehaletin ve aptallığın eline geçen toplumların kaderleri hep bizimki gibi olmuştur. Zira cahil, çevresiyle temasa geçemediği gibi bizzat kendisi hakkındaki bilgileri de değerlendiremez. Aptal ise bu veriler kendisine sunulsa bile bunlarla ne yapacağını düşünemez. Cahil ve aptal her türlü eleştiriden korkar; zira bellediği yolun dışında bir yolun varlığını bilmez, olabileceğini düşünemez ve kendisine gösterilse bile değerlendiremez. Bu durumda yapabileceği tek şey, bugün Türkiye’de olduğu gibi, toplumsal terör, yani korku yaratmaktan ibaret olur.

₺122,50

ARKA KAPAK YAZISI

 

Yöneticilerin dünyası, pusuya yatmış avcılarla doludur…

Geleceğin parolası: “Tetikte olunmayan gün yoktur.”

Başarı kazanamayanların yüzde doksanı 

yenilgiye uğramamışlardır…

Sadece pes etmişlerdir…

Korku felakettir!

Zaman kimseyi beklemez!

Imkânsız olanı istemek!

Demir dövmeden demirci olunmaz!

Hiçbir şeye cesaret edemeyenin hiçbir şeyi olmaz.

Eylem için özgürlükten başka bir şey gerekmez.

İrade olmadan ne hayal ne dünya olur.

Hayal yoksa insanlar mahvolur.

Nereye gittiğini bilmeyen uzağa gidemez.

Dünyayı gördüğünüz pencere, sizsiniz.

Heyecan uyandırmayan yönetemez.

Devrimlerde, “Bizi kaç kişi destekler?” diye sorulmaz.

Bütün doğa savaş halindedir. İzleyin, canlıların hayatını görürsünüz, insandan böceklere kadar…

₺140,00

ARKA KAPAK YAZISI

Herkesin bir öyküsü vardır bu hayatta… 

Bazısını yaşarız, bazısını izleriz, bazen de 

okuruz.  Mesleklerinin zirvesindeki isimler Onlar’ın Öyküsü’nü kaleme aldı bu kitapta. 

Bir de şiirimiz var. Okuyamayan kız çocuklarımız için yazdılar. Şu an elinizde tuttuğunuz ve aldığınız her kitap, o kız çocuklarımızın eğitimi için kullanılacak.

 

Ajda Pekkan “Sessizlik”

Arzum Onan “İki Zeynep”

Belçim Bilgin “Işık Çocuklar”

Bergüzar Korel “Mucizenin Adı: Babam”

Demet Evgar “Ben Kim miyim?”

Fatma Girik “İşte Benim Sevdam”

Monik İpekel “Yaşı Küçük Kalbi Büyük”

Nazlı Çelik “Mehmet”

Nebahat Çehre “Ülkemin Acı Gerçeği”

Ömür Sabuncuoğlu “Canım Ağabeyim”

Sıla Gençoğlu “Tomurcuk”

Songül Öden “Baykuş”

Şükran Ovalı “Kilitli Dolap”

 

Bu yazıları kaleme alan tüm isimler, bugüne değin güzel davranışlarıyla, başarılarıyla ve 

iyilikleriyle hep hayatlarımıza dokundu. Umarım bizi bir araya getiren bu saf ve iyi enerjimiz, o minicik kalplerin hayatına da aynı güzellikte dokunur. 

 

Sayfa Sayısı : 128

Ebat : 13.5x19.5

Kağıt / İç Baskı :III.Hm Enzo 

Cilt/Kapak :  Amerikan/Amerikan Bristol


ÖZGEÇMİŞ

Ömür Sabuncuoğlu

 

Klasik bir özgeçmiş yazısı yazmak istemedim ve yolculuğumu bir hikâye olarak sizlerle paylaşmayı arzu ettim. Üniversitedeyken Kanal D Haber Merkezi’nde, Uğur Dündar yönetimindeki Kanal D Haber’de staj yaparak televizyonculuğa ilk adımımı attım. Fakat yazmayı çok sevdiğim için yazılı basının içinde olmak istiyordum. Önce Beşiktaş Dergisi’nde Beşiktaşlı futbolcu ve sanatçılarla röportajlar yaptım. Daha sonra aynısını Galatasaray Dergisi’nde devam ettirdim. 

 

Sabah Gazetesi Spor Servisi’nde profesyonel meslek hayatıma adım attıktan üç gün sonra aynı ekiple birlikte yeni çıkmaya hazırlanan Star Gazetesi’ne transfer oldum. Yaklaşık bir sene sonra Star TV’nin magazin programında da muhabir olarak çalışmaya başladım. İki yıl sonra Kanal D’ye geçtim ve orada tam on yılımı geçirdim. “Neler Oluyor Hayatta”, “İnsanlar Yaşadıkça” programlarında muhabirlik, “Hayat Güzeldir”de editörlük, “Canlı Canlı” ve “Magazin D” programlarında istihbarat şefliği yaptım. 

 

2010 yılının Ocak ayında Hafta Sonu Dergisi’nden gelen yazı işleri müdürlüğü teklifini kabul ettim ve televizyona ara verdim. Ancak aynı senenin Haziran ayında Show TV’den teklif geldi ve haber müdürü olarak göreve başladım. Bir müddet daha Hafta Sonu Dergisi’nde  “Gördüm… Duydum… Yazıyorum” isimli köşemi yazdım. Altı senedir Show TV’de magazin programları müdür yardımcısı ve haber müdürü olarak görev yapmaktayım. Aynı zamanda Gazete Habertürk’te “Ömür Sabuncuoğlu ile HeyCanlı Sohbetler” köşesinde ünlü isimlerle pazar sohbetleri yapıyorum. Şimdilik yolculuğum böyle devam ediyor…

Instagram: omursabuncuoglu

Twitter: omursabuncuoglu

₺125,30
İlk Takvimim - Tunç Atalay
Sevgili ebeveynler,
Bu takvim çocuğunuzla birlikte keyifli vakit
geçirebileceğiniz anlar yaratarak onun gelişimine katkıda
bulunmak ve yeni şeyler öğrenmesine eğlenceli bir zemin yaratmak
için hazırlanmıştır. Her ayın otuz bir gün olarak düzenlendiği
takvimde, sürprizli yaldızları kazıdığınızda 
bulacağınız eğitici ve eğlenceli aktiviteler 
çocuğunuzu düşünmeye de teşvik edecek.
Eğer bulunduğunuz ay 28 ya da 30 çekiyorsa
fazladan aktiviteleri diğer günlerde de yapabilirsiniz.
Sizler bu aktiviteleri zenginleştirebilir, daha da
keyifli hale getirebilirsiniz. Bu takvim çocuğunuzun
pek çok kavramı öğrenmesine ve pekiştirmesine de
yardımcı olacaktır. Çocuğunuz, her günü yeni bir
heyecanla bekleyerek takvimdeki yönergeleri takip
edecek ve belki de birlikte unutulmaz
bir gün yaşayacaksınız...
Takvimi kullanmaya başladığınız ilk gün
ayın hangi gününe denk geliyorsa
takvimin üstünde bırakılan
boşluğa o günü yazabilirsiniz.
Basım Dili Türkçe
Resimleyen Tunç Atalay
Sayfa Sayısı 28
Kapak Türü Kuşe Kapak
Kağıt Türü Kuşe Renkli Resimli
Basım Tarihi Nisan 2018
En / Boy 29,00 / 29,00 cm.
₺126,70 KDV Dahil
Amerikan Rüyası İçin Ağıt - Noam Chomsky

“Noam Chomsky Amerikan Rüyası İçin Ağıt’ta müthiş zekâsıyla ütopik bir ideoloji olarak neoliberalizme ışık tutuyor…”
—Chris Hedges, Pulitzer Ödüllü Araştırmacı Gazeteci ve Wages of Rebellion: The Moral Imperative of Revolt’un yazarı.

Basım Dili Türkçe
Sayfa Sayısı 192
Kapak Türü Karton Kapak
Kağıt Türü 2. Hamur
Basım Tarihi Nisan 2018
En / Boy 19,00 / 22,70 cm.
₺303,80

Mor Saki - Ali Deniz USLU

Ali Deniz Uslu, Mor Sâki’de şiir ile kısa öyküler arasında kurduğu ilişkiyi, bir adım daha ileriye taşıyarak, cüretkâr tavrını koruyarak sürdürüyor. Uzlaşmayan, tehditkâr sözcüklerle dolu yazı ikliminde, kendi fırtınasında korkusuzca kürek çekiyor. Varmak istediği coğrafyaya sanki bir an önce ulaşmak ister gibi. 

Algı kırılmaları, anlam bölünmeleriyle zamandan parçalar koparırken geçmiş, şimdi ve gelecek koridorunda hayata dair sorular sormaya, cevaplar bulmaya devam ediyor.

Uslu’nun dizeleri keskin, yüzleşmekten korkanların eline almaması gereken türden. Ama kendiyle çarpışabilenler için bir o kadar da umut dolu ve şifalı. Şairin şiir evrenine daha önce girmediyseniz bu kitap ön sıralardan bir koltuk, geçmişte yayımlanan kitapları için de sizi neyin beklediğinin bir hatırlatması.

 

Sayfa Sayısı: 112

Ebat: 13.7x21.5

Kağıt / İçBaskı: III.Hm Enzo

Cilt / Kapak: Amerikan/  Amerikan Bristol

ISBN / Barkod:9789751038883

₺63,00
Arif V 216 - Cem Yılmaz

Elinizde tuttuğunuz senaryo, yaklaşık bir buçuk yıl süren yoğun emeğin son ürünü olarak meraklılarının beğenisine sunuldu. Film yapımı sırasında seyircinin finalde ne seyredeceğini aylar evvel bizlere tane tane anlatan senaryomuz artık okurlarıyla buluşmaya hazır.
Seyircisini adeta 1969 yılına götüren setleri, dekorları, kostümleri, makyajları ve çekim sonrası yine haftalarca süren kurgusu, montajı, müzikleri, post prodüksiyonu, özel efektleriyle ilmek ilmek dokunmuş özenli bir film olduğunu her karesinde ispat eden filmimiz Arif V 216 ile gurur duymamak elde değil.
Dönemin ünlü karakterlerinin filme yapacağı katkıyı titizlikle senaryosuna dahil etmesinde, filmin hikâyesine akıllıca ve son derece hoş bir şekilde destek veren müziklerin düzenlenmesinde, kostümlerin birebir orijinal hallerine sadık kalınarak özenle hazırlanmasında ve daha birçok ayrıntıda senarist Cem Yılmaz’ın yarattığı karakterlere ve onları yaşattığı dünyaya saygısını görmek mümkün.
G.O.R.A. ile başlayan, sonrasında A.R.O.G. ile devam eden Cem Yılmaz’ın sevilen karakteri “halı, kilim, travel” işleriyle meşgul Arif, yeni macerasında eski dostlarını da yanına alarak, senarist Cem Yılmaz’ın yarattığı “yeni” karakterlerle bir sorunun cevabını arıyor:
“İyi insanlar yalnızca filmlerde mi olur?”
Can Yılmaz


Sayfa Sayısı            176  
Ebat:                         13.7x21.5
Kağıt / İçBaskı:        III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:             Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:        9789751038968
₺102,90

Bir Hikâye-i Sevda

 

Büyük romancımız Halid Ziya Uşaklıgil’in 

Bir Hikâye-i Sevda adlı kitabındaki öyküler 1894 ve 1921 tarihleri arasında kaleme alınmış ve ilk olarak 1922 yılında yayınlanmış, yeni harflerle ise 1985’te basılmıştır. Yazarın olgunluk dönemi eserlerinden sayılan Bir Hikâye-i Sevda’nın en bilinen öyküsü,  “Altın Nine”dir. 

“Güzel Artemisiya”, “Büyükbaba”, “Veznedar 

Muavini”, “Raife Molla”, “Yelpaze Altında”, “Tramvayda Gelirken”, “Ekmekçinin Beygiri”, “Çolak Mesut”, “Keklik İsmail”, “Ramiz Hoca”, “Altın Nine”, “Kırda Aşk”, yazarın yaşamından, İzmir ve İstanbul’da geçen çocukluk

anılarından esintiler taşır.

₺51,10

Tesadüf Tanrı’nın kendini gösterme şeklidir.

 

“Bir gün, küçük bir kozada minicik bir delik açıldı. O an kozayı seyretmekte olan bir adam, bedenini o minicik delikten dışarıya çıkartmak için çabalayıp duran ama onca çabaya rağmen bir arpa boyu yol alamayan kelebeğe çok acıyıp yardım etmeye karar verdi. Kelebeğin kozasındaki deliği genişleterek içinden çıkmasını sağladı. Ancak dışarı çıkan kelebeğin kanatları bedenine oranla küçücük, kupkuru ve buruş buruştu. Şaşıran adam, zamanla kelebeğin kanatlarının büyüyüp gelişeceğini umut ederek beklemeye başladı. Ama bu hiçbir zaman gerçekleşmedi. Çünkü hayat suyu kelebeğin bedeninden kanatlarına ancak kozadan çıkmak için çabaladıkça akabilirdi. Kelebek ömrünün geri kalanını, uçma hayalleri kurarak, kocaman bedeni ve küçücük kanatları ile sürünerek geçirdi. Hiç uçamadı.

Adamın anlayamadığı, kelebeğin o küçücük delikten dışarı çıkmak için verdiği mücadelenin aslında o kelebek için gerekli olduğu idi. Çünkü bu, kelebeğin kaderini gerçekleştirebilmesi için, içinden geçmesi gereken Tanrı’nın bulduğu bir yoldu!”

 

Başak Sayan ilk romanı Bağlanma Korkusu’nun ardından bu sefer Kelebeğin Kaderi ile okuru spiritüel bir yolculuğa davet ediyor. 

 

Modern dünyanın kahramanlarının sevmek, sevilmek, acı çekmek, ihanete uğramak ve kendini keşfedip kaderini gerçekleştirmek yolunda yaşadıkları yoğun ve sarsıcı bir macera Kelebeğin Kaderi. Tesadüflerin hayatı nasıl yönettiği ve aslında hiçbir şeyin tesadüf olmadığı, her insanın ve her deneyimin yaşam yolunda bir basamak olduğuna dair epik bir anlatı, 

bir modern zaman masalı...  

 

En derin acılarınıza başka bir gözle bakmaya, 

tüm yaşadıklarınızın nedenini keşfetmeye ve 

kozanızdan çıkmaya hazır mısınız?

₺255,50

İnsan bir ömür birini bekleyebilir mi? Seni tanımadan önce sorulsaydı bana, hayır derdim. Ama hayat insanı hep inanmadıkları ile sınarmış. Seni beklerken sonsuz gelen dakikaları, saatleri, yılları saydım ben tek tek. Kim bilir belki de beni yaşatan beklemekti. Hatta belki aşk dediğin şey budur; hiç gelmeyeceğini düşündüğün birini beklemekten hiç vazgeçmemek. 

 

Başak Sayan ilk romanı Bağlanma Korkusu’nda zamana yayılan büyük bir aşkı ve sonuçlarını içten bir dille anlatıyor.

 

Aşkın ve sevmenin ne demek olduğuna, sahip olduklarımızın değerini ancak onları kaybedince anladığımıza ve 

pişmanlığa dair destansı bir roman Bağlanma Korkusu. 

 

Her şeyi şimdi anlıyorum. Benim kaderim seni sevmekmiş. 

Sadece seni sevmek...

₺175,00

Nefes kesen bir tempo. 

İnsanı çepeçevre saran bir hikâye. 

 

Beklenmedik olaylar örgüsü.

 

İçine çektiğin nefes gibidir hayat. Önce alırsın, sonra verirsin. 

Her şey hareket halindedir. İleri ve geri. Öne ve arkaya. 

İçe ve dışa. Yukarı ve aşağı. Sarkaç hiç durmaz. 

Ritim kendini telaf i eder. Her inişi çıkış, 

her doğuşu yok oluş, her acıyı sevinç izler. Bu yüzden her keder mükâfatlanır. Her fedakârlık ödüllenir. 

Her borç mutlaka ödenir. 

 

İstanbul Dragos’taki yazlık evde ölü bulunan bir adam. 

İntihar mı, yoksa cinayet mi, belli değil. Aynı anda İstanbul’un başka bir noktasındaki evde bulunan karısı kendi isimlerini taşıyan kuşların boyunlarının kırılarak öldürüldüğünü fark eder. Bir sorun daha vardır. Hiçbir şey hatırlamamaktadır. 

 

Olayı takip edenlerden biri, yükseleceğine kesin gözüyle bakılırken emniyet içindeki bir grubun kumpası neticesinde sürülen ve hakkında dava açılan bir istihbaratçı; diğeri ise kadın olmanın zor olduğu topraklarda Cinayet Büro’da çalışan tek kadın polis. Bu iki kişi gittikçe karışık bir hal alan soruşturmayı yürütürken birlikte çalışmaya koyulurlar. Soruşturma derinleştikçe geçmişteki sırlar ve bedeli ödenmemiş günahlar 

bir bir ortaya çıkmaya başlar. Artık herkes kendi 

geçmişiyle yüzleşmek zorundadır.

 

Başak Sayan Bağlanma Korkusu ve Kelebeğin Kaderi’nin ardından bu kez Ölü Kuşların Sessizliği ile okuru psikoloji ve felsefenin iç içe geçtiği, soluk soluğa okunacak, heyecan 

dozu yüksek, sırlarla dolu bir dünyaya davet ediyor. 

 

Başına gelenlerin nedenini anlamak için geçmişine bak!

₺224,00

14. yüzyıldan 20. yüzyılın başına kadar geçen süre içinde doğup gelişen Osmanlı Türkçesi, altı asrın tarihini, kültürünü, birikimini de içinde taşıyor. Dolayısıyla geçmişimizi bilmek ve anlamak isteyen herkesin ilk yapması gerekenlerden biri de Osmanlı Türkçesi öğrenmek.

 

Prof. Dr. N. Fahri Taş’ın büyük bir titizlikle hazırladığı bu kitapta Osmanlı alfabesinin harf özelliklerini, harflerin birleşimini, hece ve kelime örneklerinin yanı sıra Osmanlı Türkçesinin yüzlerce yıllık kullanım sahasından örnek metinleri bulmak mümkün. 

 

Üniversitelere ders kitabı olarak hazırlanan Osmanlı Türkçesi kitabı, bu dili öğrenmek adına ilk adımı atmak isteyenler için de dilin kilitlerini açan bir anahtar niteliğinde. 

 

TÜRÜ: Kültür Eğitim kitapları

₺146,30

Mehmet Şanver - 15 Temmuz Kartal Yuvasının İstilası

 

15 Temmuz: Kartal Yuvasının İstilası kitabında 2016 Yüksek Askeri Şûrası’ndan hemen sonra istifa eden Mehmet Şanver’in anıları, değerlendirmeleri ve 15 Temmuz’da yaşanan hava hareketliliğine dair bilgiler yer alıyor. Kitap dışarıdan gözlemlerin, analizlerin sonucunda değil; darbe girişimi öncesinden FETÖ ile mücadele eden, o gece Moda Deniz Kulübü’nde kızının düğününde esir alınmadan önce verdiği kritik emirlerle darbenin akamete uğratılmasında önemli rol oynayan Türk Hava Kuvvetleri’nin ikinci en kıdemli komutanı tarafından yazılmıştır.

 

Mehmet Şanver, 15 Temmuz’a gelinen süreçte, başta Hava Kuvvetleri olmak üzere, 

TSK içerisinde neler yaşandığına ve 15 Temmuz gecesine ışık tutuyor; kamuoyunun merak ettiği bazı kritik soruların cevap bulmasına da yardımcı oluyor.

 

15 Temmuz’a nasıl gelindi? 15 Temmuz neden yaşandı? 

FETÖ’cüler Hava Kuvvetleri’ne nasıl sızdı? Hava Kuvvetleri’nde nasıl örgütlendi? 

FETÖ’cülerin yargı eliyle gerçekleştirdiği Ergenekon-Balyoz operasyonlarındaki amacı neydi?

15 Temmuz darbe girişimini TSK’da kimler destekledi, kimler darbeye karşı durdu?

Akın Öztürk kimdir?

Rus uçağı nasıl düşürüldü?

Bilinmeyen 2. Uludere olayı nasıl önlendi?

Mehmet Şanver’in darbenin önlenmesindeki kritik rolü neydi?

Mehmet Şanver neden istifa etti?

 

15 Temmuz: Kartal Yuvasının İstilası merak edilen pek çok sorunun yanıtını bulabileceğiniz bir kitap…

 

Sayfa Sayısı :360

Ebat :13.5x19.5

Kağıt /İçBaskı : III. Hm Enzo

Cilt/Kapak : Amerikan / Amerikan Bristol

₺142,80

Herlanda’da karnını herkesten iyi doyurup herkesten iyi yaşamanın tek koşulu vardır:

Yaşamını Her Şey’e adayıp itaat puanını yükseltmek. Her Şey’in yüz yılı aşan süredir devam eden iktidarını sarsan

Tek tehlikeyse ülkenin Hiçlerinin yeni mücadele yöntemleridir. Herlanda’nın Hiçleri, tarihin akışını değiştirmekte kararlıdır. 

MS 2141, bardağın taşırdığı yıl olacaktır.

İrfan Değirmenci, okurlarını distopik ülke Herlanda’nın özgürleştirdiği o yıla tanıklık etmeye çağırıyor…

 

Sayfa Sayısı : 280

Ebat : 13.5X19.5

Kağıt/İç Baskı : III.Hm Enzo

Cilt/Kapak : Amerikan / Amerikan Bristol

₺137,20

ARKA KAPAK YAZISI

 

Pembe fili düşünmemem gerekiyor. Tamam, o zaman kocaman, gri bir balina düşünürüm. Pembe fili düşünme. Balinalardı değil mi su püskürten? O kadar zaman nefeslerini mi tutuyorlar, ne yapıyorlar? Pembe fili düşünme. Geçenlerde aldığım kitabı da düşünebilirim. Pembe fili düşünme. Çok heyecanlıyım başlamak için. Pembe fili düşünme. Pembe fili düşünmemem lazım. Acaba kaç defa düşündüm? Pembe fili düşünme. Böyle de düşünmemem lazım galiba. Pembe fili düşünme. Pembe fili düşünme. Mini mini bir kuş donmuştu, pencereme konmuştu. Pembe fili düşünme. Of kaç dakika oldu acaba? Pembe fili düşünme. Dakika tutmayı unuttum galiba. Pembe fili düşünme. Pembe fili düşünme.  Acaba telefonum nerede? Kılıfı da pembe! La la la la. Pembe fili düşünme. Pembe fili düşünme.

 
₺112,00

Hissettiklerimiz ağızdan çıkınca, tortuları kalıyor elimizde. 

Hislerin ölüleri gibi duruyor sözler, asılı bir yerlere. Büyüdüm 

ben de ve utandım tekil büyüdüğüme. Çekmecelere yazdım, 

dolap raf larına. Evlerim değişti, sevdiklerim, sevmediklerim; 

dile geldim dost sohbetlerinde. Yine yetmedi, kendime yazdım. Eski usul bir güncenin ifşasıdır bu, mahremimdir. Akıl düşümü, ruh üşümesi, gönül çarpıntısıdır. En nihayetinde matbu bir hayata girizgâhımdır; yazmaya başlamama sebebe ithafımdır ve tüm anlatamadıklarıma. Olduğum değil, hasretini duyduğumdur.

Her sözcüğün bir emanetçiye ihtiyacındandır.

 

 

Diyorum kendime, demek ki:

Dünle bugünün farkı

Bir telefon ucu

Bir pencere dışı…

Ben dünken yok

Bugünken varsam

Mesafeler güzel

Mesafelerin aslı sevilesi…

Ben değilim mesafe

Mesafe, bize ait olmayan bir evde olmaktı sadece

 

Bize ait olmayanda biz olamadığımız sürece

Her şey bir evin yalanı

Her şey bizim olanın rüyası

Aidiyet yoktu, ne dünde ne bugünde

Ne yazıktır 

Biz tutunduk sanrılı bir aidiyete

₺79,80

“Bizans, Roma İmparatorluğu’nun devamı ve gerilemesi olarak görülüyor. Bizler, yüzyıllar öncesinden kalmış hınçların getirdiği bilinçsiz bir çabayla, kaybolmuş dini tutkuların belli belirsiz şekilde yeniden hatırlanmasıyla, Ortaçağ Yunanlarını hâlâ, onları anlamamış olan Haçlıların ve onları aforoz etmiş papaların yargıladığı gibi yargılıyoruz. Gerçekte ise Bizans, bundan tamamen farklıydı. Her ne kadar kendisini Roma’nın mirasçısı ve sürdürücüsü ilan etmişse de, imparatorluğun eski ve şanlı başkenti üzerinde hak talep etmekten hiçbir zaman vazgeçmemişlerse de, gerçekte Bizans çok hızlı bir şekilde bir Doğu monarşisi haline gelmişti. Onu hiçbir şekilde, Roma’nın ezici anılarıyla mukayese etmemek gerekir.”

Charles Diehl tarafından 1919’da kaleme alınan Bizans İmparatorluğu Tarihi, yayımlanmasının üzerinden neredeyse bir yüzyıl geçmesine rağmen, hâlâ alanının en yetkin eserlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Bizans İmparatorluğu’nu savaşları, isyanları, darbeleri, taht kavgaları, ekonomisi ve kültürüyle bir bütün olarak ele alan kitap, efsaneler ve söylentilerle örülü binyıllık bir hakikatin kapısını aralıyor.

₺98,00

Hiç başınızdan geçmiş bir olayı utandığınız, kendinize yakıştıramadığınız ya da aptal durumuna düşmek istemediğiniz için 

“bir arkadaşınızın başından geçmiş gibi” 

anlattınız mı?

 

Farklı çevrelerden doksan dokuz kadın en kuytu köşedeki sırlarını bu kolektif kitap için gün ışığına çıkarıp Bi’ Arkadaşın Başına Gelmiş diyerek anlattı. 

Bu her biri birbirinden farklı kadın itiraflarını okurken, kiminde gülecek, kiminde ağlayacak, kiminden dersler çıkaracak, kiminden ilham alacaksınız! Bu itiraflarda bin bir duygusuyla 

tam da hayatı bulacaksınız. 

 

Hangi itiraf kime ait, merak ediyor musunuz? Aslında bu bizim sırrımız. Belki siz hangisini kimin yazdığını bulabilirsiniz. 

 

 

Ama biz ser veririz, sır vermeyiz!

₺115,50

Milo’nun en büyük hayali tıpkı bir rüzgâr gibi uçmak ve dünyanın her yanına gidebilmektir.

Ancak Milo’nun bu isteği büyükler ve hatta, belki inanmayacaksınız ama, okuldaki arkadaşları tarafından bile kabul görmez.

Olacak iş midir, rüzgâr olup uçmak görülmüş şey midir?                          

Bir gün Milo ormana doğru kısa bir yürüyüşe çıkar. Bu yürüyüşte karşılaştığı kurt, Milo ile konuşmaya başlar ve ona yaşayan her canlının bir hayali olduğunu, herkesin hayallerini gerçekleştirebileceğini söyler!

Elbette ki etrafındaki hiç kimse Milo’nun bir kurtla konuşabildiğine de inanmaz.

Neye inanacağını şaşıran Milo, şüpheye düştükçe yeni dostları da hayatından bir bir çıkar. Neredeyse hayallerini bile gerçekleştiremeyeceğini düşünür.

Oysa etrafında, ona mucizelerin gerçek olabileceğini söyleyen o kadar çok şey vardır ki…

Milo, kendisine arkadaşlık eden bir kurt, bir ağaç, bir çiçek ve sincap kardeşler sayesinde  büyüklerin her zaman haklı olmadıklarını fark eder.

Nasıl mı? İşte onu size Milo gösterecek. Milo’nun başından geçenleri okudukça mucizelerin gerçekleşeceğini siz de göreceksiniz….

₺140,00
Keş On Dı Teybıl - Zafer Algöz

“Zafer Algöz’ün ilk kitabı Haşırt Dı Bilekbord satış rekorları kırdı. Haftalarca en çok okunanlar listesinin en tepesinde kaldı. Üniversitelerde, kitap fuarlarında her yaştan, her kesimden okuyucuları ellerinde kitaplarıyla metrelerce kuyruk oluşturdu. Eminim ki, şu an elinizde tuttuğunuz ikinci kitabı Keş On Dı Teybıl ilk kitabından çok daha fazla okuyucuyla buluşacak.

Zafer Algöz artık sadece Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük aktörlerden biri değil, o aynı zamanda kalemi eline aldığında okuyucusuna eşi benzeri olmayan ziyafetler sunan müthiş bir yazar.”

Candaş Tolga Işık

Zafer Algöz’ün hem çok güldüren hem de çok şaşırtan ilk kitabı Haşırt Dı Bilekbord’da başlayan kahkaha tufanı Keş On Dı Teybıl’da sürüyor!

Zafer Algöz, Keş On Dı Teybıl’da okurlarını Ertuğrul İlgin, Cüneyt Gökçer, Fikret Hakan, Öztürk Serengil, Nur Subaşı (ve elbette kedisi Siyami Bey), Süleyman Seba, Kamran Usluer, Cem Yılmaz, Can Yılmaz ve daha birçok önemli isimle yaşadığı ilginç anılara davet ediyor.

Sinema ve tiyatro dünyasında yaşanan komik, hüzünlü, daima şaşırtıcı ve hiç bilmediğiniz yeni maceralara hazır mısınız?

Zafer Algöz
1961’de Kars’ta doğdu. 1975’te Bursa Devlet Tiyatrosu’nda açılan “Gençlik Kursları” ile tiyatro eğitimi almaya başladı. 1981’de girdiği Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümünden 1985’te mezun oldu. Aynı yıl Bursa Devlet Tiyatrosu’nda göreve başladı. 1989’da West Side Story’de Tony rolünü oynamak üzere İstanbul Devlet Tiyatroları’na atandı.
Amadeus, Çok Yaşa Komedi, Macbeth, Ay Işığında Şamata, Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi, Hamlet, Babaanem Yüz Yaşında, Ballar Balını Buldum, Atçalı Kel Mehmet, Vahşet Tanrısı, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Münasebetsiz ve daha pek çok tiyatro oyununda sahneye çıktı.
Saygılar Bizden dizisiyle televizyona adım attı. Aralarında Yazlıkçılar, Oğlum Adam Olacak, Komşu Komşu, Utanmaz Adam, Akasya Pasajı, Cesur Kuşku, Esir Şehrin İnsanları, Çınaraltı, Kapıları Açmak, Hasret, Cumhur Cemaat, Kurtlar Vadisi Pusu, Behzat Ç., Mükemmel Çift, Mor Menekşeler, İbret-i Ailem, Beni Böyle Sev, İntikam, Mihrap Yerinde, Hayatımın Aşkı ve Bir Deli Sevda’nın da yer aldığı birçok dizide oynadı. Televizyon için programlar hazırladı.
Ağır Roman, Duruşma, Salkım Hanım’ın Taneleri, O Şimdi Mahkûm, Sınav, Umut Adası, A.R.O.G, Umut, Yahşi Batı, Dedemin İnsanları, Uzun Hikâye, Pek Yakında, Tut Sözünü, Ali Baba ve 7 Cüceler, Deli Dumrul, Kaçma Birader, Deli Aşk, Arif v 216 gibi filmlerde rol aldı.
İlk kitabı olan Haşırt Dı Bilekbord 2017’de İnkılâp Kitabevi’nden çıktı.

Sayfa Sayısı                 271
Ebat:                            13.5x19.5
Kağıt / İçBaskı:           III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:                Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:           9789751038685
 
₺143,50
Faşizmin Analizi - Maria A. Macciocchi

Faşizmin Analizi Maria-Antonietta Macchiocchi tarafından 1975 yılında Vincennes Üniversitesi’nde verilen ve kendi konularında uzman olan bilimadamlarının da katılımıyla gerçekleşen bir seminerden, faşizm ve yeni-faşizm incelemelerine yoğunlaşmış bir toplu çalışmadan doğmuştur.
Faşizmin doğuşundan bu yana uzun yıllar geçse de insanoğlu hâlâ onunla uğraşıyor. Geçmişin korkulu düşleri, bu düşlerle beslenen baskıcı yönetimler günümüzde bile varlığını sürdürürken, insanlık adına utanç verici kalıntıların tam olarak temizlendiği söylenemez.
Sekiz makaleden oluşan bu çalışmanın geniş bir bölümünü “kadınlar ve faşizm” meselesi, bir başka deyişle kadınların faşist yönetimler altındaki yaşamı ve bu yaşama nasıl razı edildikleri konusu oluşturuyor. Üzerinde pek fazla araştırma yapılmamış bu konunun yanı sıra faşizm karşısında işçi hareketlerinin yenilgisi, aydınların hareketsiz bırakılması, sinema ve propaganda ilişkisi gibi günümüzde bile geçerliliğini koruyan kavramların, aradan geçen bunca yılın ardından bile ilginizi fazlasıyla çekeceğini düşünüyoruz. Faşizmin Analizi ’ni Cemal Süreya’nın özenli çevirisiyle sunuyoruz…


ÖZGEÇMİŞ
Maria Antonietta Macciocchi
İtalyan gazeteci, yazar, düşünür, feminist, politikacı ve eylemcilerinden (1922-2007). İtalya’da faşizme karşı ön saflarda mücedele etmiş, İtalyan Komünist Partisi içinde çalışmış militan bir yazar. Radikal Parti üyesi ve İtalya Parlamentosu’nda milletvekilliği yapmasının yanı sıra 1979’da Avrupa Parlamentosu milletvekilliğine seçildi. Faşizmin Analizi, yazarın yönetiminde yapılan faşizmin ve yeni-faşizmin incelendiği bir toplu çalışmanın ürünüdür. Ancak kitabın içindeki yazıların çoğunluğu yazara aittir. Yayımlandığı günlerde faşizmin analizine getirdiği katkılar açısından büyük bir ilgi görmüştür.
Türkçedeki diğer kitabı: Çin Deyince, çev. Celal Üster, 2 cilt, E Yayınları, 1976.    


Cemal Süreya
(Cemalettin Seber; 1931, Erzincan-9 Ocak 1990, İstanbul)
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat bölümünü bitirmiştir. Maliye Bakanlığı’nda müfettiş yardımcılığı ve müfettişlik, darphane müdürlüğü, Kültür Bakanlığı’nda kültür yayınları danışma kurulu üyeliği, Ortadoğu İktisat Bankası yönetim kurulu üyeliği ve 25 yılı aşkın Türk Dil Kurumu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük, çevirmenlik yapmıştır. Ağustos 1960’tan itibaren yalnızca dört sayı çıkarabildiği Papirüs dergisini 1966-1970 arası kırk yedi, 1980-1981 arası iki sayı daha çıkardı. Pazar Postası, Yeditepe, Oluşum, Türkiye Yazıları, Politika, Yeni Ulus, Aydınlık, Saçak, Yazko, Somut, 2000’e Doğru’da şiir ve yazıları yayımlandı.

Sayfa Sayısı                335             
Ebat:                            13.5x19.5
Kağıt / İçBaskı:           III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:                Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:           9789751037121
 
₺116,90
Kimim Ben? (Cd'li) - Aşkım Kapışmak & Gülden Mutlu

OZGEÇMİŞ

Gülden Mutlu
Gülden Mutlu 2 Ocak 1983 Tekirdağ doğumludur. İlk ve ortaöğrenim döneminde aldığı müzik eğitimine Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarında devam etmiştir. Türkiye’de tamamladığı müzik eğitiminin ardından 2008 yılında Londra’ya yerleşmiş ve Londra Türk Müziği Korusu’nun şefliğini üstlenerek, Türk müziğini Birleşik Krallık Parlamentosu ve Londra’nın önemli konser salonlarında dinleyiciye tanıtmış ve benimsetmiştir.
2012 yılında sözü ve bestesi kendine ait olan “Soğuk Odalar” isimli şarkısında Emre Aydın ile yaptığı düetiyle yayın hayatına merhaba dedi. Dinleyicinin beğenisini toplayan ve müzik kariyerine ara vermeden devam eden Gülden Mutlu, 5 single ve 1 albümün yanı sıra diğer sanatçıların seslendirdiği şarkılarıyla da bilinmektedir. Hem sözü ve bestesi kendine ait olan şarkılarını seslendiren hem de çeşitli müzik kompozisyonları üzerine çalışan Gülden Mutlu müzik kariyerine Londra ve Türkiye’de çalışarak devam etmektedir.

ARKA KAPAK YAZISI

Aşk, Leyla ile Mecnun değil
Aşk; çöldür, yoldur, kayboluştur
Aşk, insandaki dünyaya çelme takar
Düşürür insandaki dünyayı
İradeyi alır bilinci uçurur
Âşıkları nesnesi yapar
Öznesi kendisidir
Yüklemi gurbettir, hasrettir

Aşkım Kapışmak varlık denizindeki en küçük noktayı, insanı yazdı, Kimim Ben? dedi. Aşkım Kapışmak’ın dizelerine Gülden Mutlu müziğiyle soluk verdi.

Aşkım Kapışmak Kimim Ben? sorusuyla sizleri bir anlam arayışına, kişiliğinizi biçimlendiren iç dünyanızı keşfe yönlendiriyor.

Kimim ben? diye kendine her sorduğunda, varlığına tu-tulmuş aynanın aksini her daim içinde, yüreğinin en derininde hisset.

Benlik hastalığına yakalanmış pek çok insan göreceksin çevrende. Kibirli, ikiyüzlü, gerçek yüzünü senden gizleyen insanlar. Sana gösterilen her şey gerçek değildir, bunu unutma. Gördüğün suyun saf görünüşüne aldanma. Bil ki, her berrak suyun altında balçık balçık çamur da vardır.

Sayfa Sayısı               176     
Ebat:                           13.5x19.5
Kağıt / İçBaskı:           III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:                Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:           9789751038630

 
₺170,80
Seni De Görcez Anne Olunca - Kübra Kaplan Erturgut

ÖZGEÇMİŞ
Kübra Kaplan Erturgut
1986 yılında İzmir’de doğdu. Uludağ Üniversitesi psikoloji bölümünden mezun oldu. Ege Üniversitesi aile danışmanlığı yüksek lisans programını tamamlayarak uzmanlığını aldı. Denge Aile ve Psikolojik Danışma Merkezi’nde çocuklar, ergenler ve aileleriyle çalışmaktadır. Birçok okulöncesi kuruma kurumsal danışmanlık hizmeti vermiştir. Ayrıca alanıyla ilgili eğitim ve seminerler düzenlemektedir.
Evli ve bir kız çocuk annesidir.


ARKA KAPAK YAZISI

Çocuk doğurmaya karar verdiniz ve onlarca kitap okudunuz, blogları takip ederken gözleriniz aktı, bir o kadar video izlediniz, anneanneden babaanneden tavsiyeler dinlediniz…
Eh, artık her sorunla baş etmeye hazırsınız değil mi?

Değil…

Doğumdan sonra her anne gibi siz de anlayacaksınız ki, gerçek dünya “epey” başka. En ufak bir sendeleme sezen “teyzeler korosu” fırsatı kaçırmayacak: Annesi acıkmıştır o, sakın öyle oturtma, kucağa alıştırma, şundan ye yoksa sütün kesilir…
Derdini yalnızca ağlayarak dile getirebilen bir bebek ve halinizi kimi zaman anlamakta zorlanan bir eş de cabası…
Çocuk psikoloğu Kübra Kaplan Erturgut, elinizdeki kitapta, kendi doğum sonrası sürecinden yola çıkarak annelerin karşılaşabileceği pek çok sorunu aşmak için önerilerini eğlenceli bir dille kaleme aldı.
Beslenme tarzlarına, meraklı teyzelere yetiştirilecek cevaplara, ağlayan çocuğu susturabilmenin yollarına ve yaş dönümü sendromlarına dair pek çok öneriyi Seni de Görcez Anne Olunca’da bulabilirsiniz.

Sayfa Sayısı                    191
Ebat:                                 13.5x19.5
Kağıt / İçBaskı:                III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:                     Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:                 9789751038593
₺81,90
Bilinmeyen Numaralar - Can Yılmaz

Can Yılmaz’ın öykülerinde okuduğumuz cakasız, sossuz, çalım atmaya çalışmayan bir tanıklıktır.

Bu öykülerde yazarın sesini duymayız. Az ama öz konuşan bir ağırbaşlılıktan söz ediyorum. Grandiyöz bir tutumdan itinayla kaçar. Bize büyüklük taslamaz. Ne gördüyse onu söylemektedir. Bir geleneğe yaslanmanın yazarın işini kolaylaştıran yanı da işte buradadır.

Dilimiz, şakamız, acımız Can Yılmaz’la ortaktır. O yüzden birdenbire tanış olur, bize lafın tamamını söylemesini beklemeyiz. Kolay olduğu kadar zor, basit olduğu kadar karmaşık, amacına ulaştığı anda da hemen evin içine giren bu üslubu yaşatmak Can Yılmaz’ın yazın derdidir.

Bugün üçüncü kitaptan, on binlerce okurdan söz ediyoruz. Öyleyse yolun büyük kısmı yürünmüş demektir.

Başar Başaran

Sayfa Sayısı : 256

Ebat : 13.5x19.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo

Cilt/Kapak : Amerikan/ Amerikan Bristol

Kapak Tasarımı : Eyüp İşkuran

₺106,40
Ben ve Ülkem - Metin Aydoğan

ÖZGEÇMİŞ
Metin Aydoğan

Metin Aydoğan, 1945’te Afyon’da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini İzmir’de, yükseköğrenimini Trabzon’da tamamladı. 1969’da Karadeniz Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi’ni bitirdi. Yükseköğrenimi dışında tüm yaşamını İzmir’de geçirdi. Örgütlü toplum olmayı uygarlık koşulu sayan anlayışla, değişik mesleki ve demokratik örgütlere üye oldu, yöneticilik yaptı. Çok sayıda yazı ve araştırma yayınladı, sayısız panel, konferans ve kongreye katıldı. Sürekli ve üretken bir eylemlilik içinde olan Metin Aydoğan, yaşamı boyunca yazdı, yaptı ve anlattı. Evli ve iki çocuk babası olan Aydoğan’ın, Ben ve Ülkem’den başka, yayımlanmış; Nasıl Bir Parti Nasıl Bir Mücadele?, Bitmeyen Oyun–Türkiye’yi Bekleyen Tehlikeler, Yeni Dünya Düzeni Kemalizm ve Türkiye 20. Yüzyılın Sorgulanması, Avrupa Birliği’nin Neresindeyiz?, Ekonomik Bunalımdan Ulusal Bunalıma, Antik Çağ’dan Küreselleşmeye Yönetim Gelenekleri ve Türkler, Küreselleşme ve Siyasi Partiler, Batı ve Doğu Uygarlıkları, Türk Uygarlığı, Ülkeye Adanmış Bir Yaşam 1-Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı, Türkiye Üzerine Notlar: 1919-2015, Ülkeye Adanmış Bir Yaşam (2) Atatürk ve Türk Devrimi, Ne Yapmalı, Türk Devrimi adlı on dört kitabı daha vardır.


ARKA KAPAK YAZISI

Pek çok kitapsever anı kitaplarını, anlatılan kişinin hayat hikâyesi kadar, içinden geçilen dönemin atmosferini de merak ettiği için okur.
Ben ve Ülkem, Metin Aydoğan’ın deneyimlerini gelecek kuşaklara aktarmayı bir görev bilmesinden hareketle kaleme alındı.

Hayatının son elli yılını mücadele içinde geçiren Metin Aydoğan, yaşadıklarını duru Türkçesiyle anlatırken bu süreçte edindiği birikimi, başından geçen bütün olayların değerlendirmesini de gençlerin yoluna ışık tutacağı bilinciyle aktardı.

Kurtuluş Savaşı dönemini ve Atatürk’ün çetin koşullara rağmen, bir adım geri atmadan, hayal edilemeyecek kadar güzel bir ülke kurma mücadelesini en iyi anlayan ve anlatan yazarlardan Metin Aydoğan, bu kez kendi hayatının kapılarını araladı.

Ulusal bağımsızlığı savunan tüm aydınlar gibi, baskılara maruz kaldığında yolundan dönmeyen, ağır sağlık sorunlarıyla da bu bilinç ve inançla savaşan Metin Aydoğan’ın ayak izlerini takip etmek, gençler için yol gösterici olacaktır.

Sayfa Sayısı                528
Ebat:                            13.7x21.5
Kağıt / İçBaskı:           III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:                Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:           9789751038531

₺182,70
Kendine İyi Bak - Arda Erel
bir şeyler yolunda gitmediğinde, sen kendi yolunda gitmiyorsun demektir.
hayat sana armağan edilmişken, sen o armağanı yaşayamıyorsun demektir.
toplum, ailen, arkadaşların ya da sevgilin…
kendini birilerinin dediklerine göre şekillendirdikçe, kendinden uzaklaştığının farkında mısın?
benliğinden, isteklerinden, arzularından kopuyorsun.
başka bir sen yaratıyorlar, sen de “o” oluyorsun.
özüne in.
kendine koş.
o zaman sen de düzelirsin, gittiğin yol da.
Kendine iyi bak…
Sayfa Sayısı       : 223
Kağıt / İç Baskı : III.Hm Enzo
Cilt / Kapak       : Amerikan / Amerikan Bristol
Dil                       : Türkçe
₺140,00
Girdap Balıkçısı - Ali Deniz Uslu
ÖZGEÇMİŞ
Ali Deniz Uslu 
 
İstanbul’da doğup Trakya’da büyüyen ve sonra yine İstanbul’a gelen yazar işletme okudu, gazetecilik yüksek lisansı yaptı. 2004 yılında Cumhuriyet gazetesinde gazeteciliğe başladı, 11 yıl boyunca yoluna Cumhuriyet’te devam etti. Pazar Dergi’de röportajlar, dosyalar hazırladı. Aynı dönemde dört yıl 46 Magazine dergisinin genel yayın yönetmenliğini üstlendi. Müzik yazarı ve eleştirmeni olan Uslu, aynı zamanda müzik danışmanlığı, prodüktörlüğü, markalar için içerik ve fikir danışmanlığı yapıyor. Girdap Balıkçısı yazarın ilk kitabı.
 
ARKA KAPAK YAZISI
 
Hayatın bir yerindeyiz; ortasında, kenarında, çeperinde veya dışında. Kim bilir? “Bilmek” mi dedim? Bilmenin boynumuza geçirdiği ilmik sıkı. Taburemiz umut, onun da pamuk ipliğinde ayakları... Ama azınlığımız büyüyor, belli ki fırtına yakın. Mevsimsiz bir rüzgâr esiyor; eski, tanıdık bir kokuyu taşıyor. Aynı gökyüzünün altına, aynı toprağa farklı zamanlarda gömüleceğiz. Şimdi, o güne kadar aldığımız, alacağımız her soluğun bedelini ödeyelim.
 
***
 
“Her kadeh sonunda yeni kapılar açılır ruhun zindanlarına. Bir metamorfoz, modern yıkım belki de deri değiştirme. Çağrılmaya hazır bir adım ötede, herkesin içinde...”
 
“Cephesi olmayan bir savaş... İnkâr etmek bulaşmasın bir kere üstünüze, çünkü vicdan lekesi bedenden çıkmaz, tine işler, hızla sirayet eder. Bizim tek şansımız en yakın yerinden tutmak kendimizi...”
 
“Evet, şimdi hazırsınız, köprüden önce son çıkışı isteyerek kaçırın. Gittiğiniz yerde bulacaklarınız ve karşılaşacaklarınız yalnızca sizi ilgilendirir. Keyfini çıkarın...”
 
Sayfa Sayısı             79
Ebat:         13.7x21.5
Kağıt / İçBaskı:  III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:              Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:          9789751038487
 
₺49,00
Karganın Duyduğu - Ali Deniz Uslu
 
ÖZGEÇMİŞ
Ali Deniz Uslu 
 
İstanbul’da doğup Trakya’da büyüyen ve sonra yine İstanbul’a gelen yazar işletme okudu, gazetecilik yüksek lisansı yaptı. 2004 yılında Cumhuriyet gazetesinde gazeteciliğe başladı, 11 yıl boyunca yoluna Cumhuriyet’te devam etti. Pazar Dergi’de röportajlar, dosyalar hazırladı. Aynı dönemde dört yıl 46 Magazine dergisinin genel yayın yönetmenliğini üstlendi. Müzik yazarı ve eleştirmeni olan Uslu, aynı zamanda müzik danışmanlığı, prodüktörlüğü, markalar için içerik ve fikir danışmanlığı yapıyor. Girdap Balıkçısı yazarın ilk kitabı.
 
 
ARKA KAPAK YAZISI
 
“Fark edişlerin acımasız, cesur, yalansız, yalın paylaşımı.
Tebrikler Ali Deniz Uslu...”
Erdal Beşikçioğlu
 
“Dil mantık, sınır kullanmaz hayal rasyonel değildir, ancak gündelik hayata
taşırken rasyonalize edilir. Ali Deniz Uslu’nun metinlerini, şiir ya da düz
yazıdan ziyade, somut hayaller ve soyut gerçeklerden oluşan bir tutam hayal
çevirisi olarak görebiliriz...”
Levent Kazak
 
“En çok sevdiğim adam şimdi de en sevdiğim, kuştan ötenin duydukları ile...
Kısa kısa uçarken ya da bir dalda soluklanırken...”
Hayko Cepkin
 
“Bazen kelimeler kırık çıkar sandıktan, alıp uçlarını yapıştırırsınız...
Ölmeden önce bir araya gelir bütün ‘seni’ler, bütün ‘seviyorum’lar.
Bazen de koptuğu yeri saplarsınız sayfanın ortasına.
Kaldığı değil, olduğu yerden başlar hikâyeye...
Ali Deniz Uslu binlerce denizyıldızı saplamış ismine..
Fark edilmesi dileğiyle...”
Gonca Vuslateri
 
Sayfa Sayısı
135
 
Ebat
13.7x21.5
 
Kağıt / İçBaskısı:
III.Hm Enzo
 
Cilt / Kapak:
Amerikan/  Amerikan Bristol  
ISBN / Barkod:
9789751038494
 
₺69,30
Boyun Eğme - Levent Üzümcü

Yazar Hakkında
Levent Üzümcü
1972 yılında İzmir’de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini tamamladıktan sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Oyunculuğu bölümüne girdi. Mezun olduktan sonra Devlet Tiyatroları ve İstanbul Şehir Tiyatroları’nda çalıştı. İstanbul Halk Tiyatrosu’nun kurucuları arasında yer aldı. Çeşitli sinema ve dizilerde rol alan Levent Üzümcü’nün iki oğlu var ve kendi adıyla anılan Levent Üzümcü Tiyatrosu’nda mesleki kariyerine devam etmekte.
Arka Kapak Yazısı
Demokrasinin tüm imkânlarını kullanarak demokrasiyi yok etmekte olan bir zümre ve onların itinayla ve gözlerini kırpmadan kandırdıkları –kanmaya meyilli– koca bir kalabalıkla karşı karşıyayız, biliyorum. Aynı ülkede yaşayıp aynı dili konuştuğumuz, aynı yollarda yürüyüp aynı yemekleri yediğimiz halde aramıza sıkışmış yüzyıllar olduğunun da farkındayım.  Maalesef, Türkçe bilmeyen bir Çinliye 10 dakikada anlatabileceğimiz problemleri kendi anadilimizde kendi vatandaşımıza anlatamıyoruz ki, bizi en çok yaralayan da bu. Çünkü içten içe biliyoruz ki, kötülüğü bildiği, gördüğü halde görmezden, bilmezden gelen ve fütursuzca destekleyen bu yığın, yarın eline fırsat geçse bize aynı kötülükleri tereddüt etmeden yapmaktan vazgeçmeyecek.
Ne yapmalıyız? Her şeyin sonuna gelmişiz gibi bir hali var çoğunuzun. Oysa ki her şey daha yeni başlıyor. Laftan, kaygılanmaktan, serzenişte bulunmaktan daha çok çalışmaya ve sahada mücadele etmeye ihtiyacımız var. En önemlisi de sizin gibi aydınlık yarınlara inanmış vicdanlı insanların varlığını daha çok hissetmeye…
Gücünüzün farkında olun. Demokrasi beden ağırlığı üstünde yürüyor ama akıl ağırlığı çok daha etkilidir. Bir başkası yok, sadece siz varsınız. Lütfen yılmayın. Lütfen boyun eğmeyin!
Levent Üzümcü  
₺92,40
Sinan Meydan - Yüzyılın Kitabı
 
Osmanlı’nın 1880’lerdeki, Cumhuriyet’in 1950’lerdeki “bağımlılığını” bilmeden, Atatürk’ün “tam bağımsızlık” mücadelesi kavranamaz. 1876 ve 1924 anayasalarını bilmeden bugünkü Başkanlık Anayasası’nın Türkiye’yi nereye götüreceği kestirilemez. Osmanlı’da dinsel hukuku, Mecelle’yi ve 1917 Aile Kanunnamesi’ni bilmeden bugünkü “müftülük nikâhı”nın amacı bilinemez. I. Dünya Savaşı’nı, İzmir’in işgalini, Atatürk’ün Anadolu’ya geçişini, Amasya Genelgesi’ni, Sivas Kongresi’ni, TBMM’nin açılmasını, Sakarya Savaşı’nı, Büyük Taarruz’u, Anadolu’daki Yunan zulmünü, İzmir’in ve İstanbul’un kurtuluşunu bilmeden; Vahdettin’i, Damat Ferit’i, Rıfat Börekçi’yi, Abdurrahman Kâmil Efendi’yi tanımadan Milli Mücadele anlaşılamaz. Said-i Nursi’yi tanımadan FETÖ anlaşılamaz.  Misuri Zırhlısı’nı, Kore Savaşı’nı, NATO’ya üyeliği, 6. Filo’yu, Kanlı Pazar’ı bilmeden Türkiye’de “Amerikancılık” bilinemez. Lozan’ın önemini kavramak için sadece Lozan’ı bilmek yetmez, önce Sevr’i bilmek gerekir; o da yetmez, 1950’lerde ABD ile imzalanan ikili antlaşmaları bilmek gerekir. Atatürk’ün önemini kavramak için sadece Atatürk’ü tanımak yetmez, Atatürk’ten önceki ve sonraki asker-sivil liderleri; II. Abdülhamit’i, Enver Paşa’yı, Vahdettin’i, İsmet İnönü’yü, Adnan Menderes’i de az çok tanımak gerekir. Atatürk’ü tanımak için Anatürk’ü, Zübeyde Hanım’ı tanımak gerekir.
İşte “Yüzyılın Kitabı ”nda bunlar ve daha fazlası var. 
“Yüzyılın Kitabı ”, bugün yaşadığımız güncel olayların, 1860’lardan 1960’lara uzanan tarihsel arka planlarını anlatıyor, böylece tarihle bugüne ışık tutuyor.
“Yüzyılın Kitabı ”nı okuyunca karşınıza “Yüzyılın Lideri ”, yani Atatürk çıkıyor. 
 
Sayfa Sayısı      399
Ebat:         13.7x23
Kağıt / İçBaskı: III.Hm Enzo 55gr.
Cilt / Kapak:           Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:          9789751038616
 
₺231,00

“Özkan Abi’ye en gıllıgışlı, köstümlü, makyajlı, zahmetli karakterler düşer. Bir keresinde isyan ettiğini hatırlıyorum, “Oğlum bi normal adam yaz bana artık,” diye.

-Cem Yılmaz-

 

YAHŞİ BATI

“Bizi, bize en iyi anlatan adam” konumundaki Cem Yılmaz, Yahşi Batı’da bu özelliğini Aslan Cinotri’lerin topraklarında bir kez daha inşa ediyor. Filmin genel iskeletine göz atıldığında da esprilerin çoğu, bu kez Türk olmanın, Batı (ama daha çok da Western) âlemindeki çelişkileri üzerine kurulmuş. Matbaanın geç gelmesinden “Bizi dört karılı biliyorlar ama kimse ‘Yedi Kocalı Hürmüz’den bahsetmiyor”a uzanan halkada, Yılmaz bütün zekâsını ve “ince görme” yeteneğini konuşturmuş. Arada da mesela Şerif Lloyd’un hem kanun adamı hem de papaz olmasından mütevellit, kişiliğine yönelik “din ve devlet işlerini ayırması” yönündeki uyarı türünden “hırsızlık”lar da var.

Kızılderili âlemlerindeki “Barış Çubuğu Partisi” sahnesi ise mükemmel. Ayrıca Aziz Bey’in Suzan’a yazdığı sahne de G.O.R.A.’daki Brad Pitt’i överek başlanıp ama sonuçta Rasim Öztekin yüzünden nihayete erdirilemeyen sahne kadar hem başarılı hem de sonuç bakımından (bu kez öpüyor) daha bir “sonuç verici”.

Binaenaleyh, Yahşi Batı, Cem Yılmaz’ın sinema serüveni içinde o kıvrak zekâsını, gözlemciliğini ve çelişkilerimizi yüzümüze vuruculuğunu bir kez daha kanıtlıyor. Senaryosu, rejisi ve oyunculuklarıyla...

-Uğur Vardan-

 

(Tanıtım Bülteninden)

 

 

Hamur Tipi : 2. Hamur

Ebat : 13,5 x 21,5

İlk Baskı Yılı : 2017

Baskı Sayısı : 1. Basım

Sayfa Sayısı : 168

₺109,90

Pek Yakında filmini 8 haftada İstanbul’da çektik. Belki fark edilmeyen –ki bu iyi bir şey– birçok iç mekânı tasarım/dekor olan filmin renkleri ve kostümleri özenlidir. 

Gulyabani gibi, Hafize Ana’nın Hababam Sınıfı’ndaki zili gibi, Badi Ekrem’in eşofmanı gibi, Davaro filmindeki mikserden Sadri Alışık’ın şapkasına kadar birçok nostaljik ve asıl “kıymetli” objeyi barındırır film. 

Ve tabii teneke zannedilen bir oyuncak… O oyuncak şu anda bende, yazıhanemizde duruyor ve bize hep o güzel günleri, film yapmanın bir yalanı doğruya dönüştürebileceğini hatırlatıyor.

 

-Cem Yılmaz-

 

(Tanıtım Bülteninden)

 

 

Hamur Tipi : 2. Hamur

Ebat : 13,5 x 21,5

İlk Baskı Yılı : 2017

Baskı Sayısı : 1. Basım

Sayfa Sayısı : 191

₺116,90
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 46
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .
₺2,86
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 240
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺2,52 KDV Dahil
Tükendi
Basım Dili : Latince
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 558
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺19,32
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 109
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : .2004
₺19,86
Tükendi

 



Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 32
En / Boy : 21 / 30
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .
₺3,61
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 48
En / Boy : 19,5 / 27
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : .2008
₺3,61
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 30
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .
₺5,05
Tükendi
Saraydan Aşka - Jacqueline Park

ÖZGEÇMİŞLER

Jacqueline Park
1925’te, Kanada’nın Winnipeg eyaletinde doğdu. New York Üniversitesi Tisch Güzel Sanatlar Fakültesi Dramatik Yazarlık bölümünün kurucu başkanıdır. Şimdilerde Toronto’da, üçüncü romanını yazmakla meşgul.

Soner Yapıcı
1973 yılında İskenderun’da doğdu. 1991’de başladığı Gazi Üniversitesi, Torna Tesviye Öğretmenliği bölümünü 1993’te yarıda bıraktı ve 1994’te başladığı Marmara Üniversitesi Gazetecilik bölümünden 2001’de mezun oldu. Kısa bir süre sonra, dil eğitimi için Amerika’ya gitti. Son on yıldır Kanada’da yaşamaktadır. Yapıcı’nın yayınevimiz için çevirdiği diğer kitapları: Antik Yunan Tapınakları (John Malam), Camiler (Fiona MacDonald), Dedektifler Dosyası (Parramon), İşlenen ve Saklanan Besinler Rehberi (Sharon Croxford) Gerçek Aşkın Peşinde (Deneane Clark)


ARKA KAPAK YAZISI

İstanbul'dan Bağdat'a uzanan yasak bir aşkın hikâyesi...

 Bir yanda Hürrem ve Süleyman'ın imparatorluğu sarsan aşkı…

Muhteşem bir yüzyıl… Altın çağını yaşayan bir imparatorluk… Osmanlı tarihinin en parlak döneminde yaşanan iki ayrı aşk hikâyesi…
 
Sultan Süleyman ile Hürrem’in dillere destan aşkı… Birbirlerine yazdıkları aşk dolu mektuplarda yalnızca mum alevinin ortaya çıkardığı sihirli bir mürekkeple yazılmış gizli mesajlar, iki âşığın mesajları…

Diğer yanda ise yasak bir aşkın iki kahramanı Danilo ile Hanım Sultan Saide… Saray duvarları ardında başlayıp, tüm sınırları zorlayan bu imkânsız aşkı yaşatmak için her şeye göğüs geren iki gencin tutkulu hikâyesi...
 
Saraydan Aşka’da, Yahudi bir gencin tüm imkânsızlıklara rağmen Hanım Sultan Saide ile yaşadığı gizli aşkın sönmeyen ateşini hissedeceksiniz…

Sayfa Sayısı                 575
Ebat:                            13.7x21.5
Kağıt / İçBaskı:           III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:                Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:           9789751038319
 
₺97,30
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı