Türkiye 200 yıllık geri kalmışlık kısır döngüsünden neden kurtulamıyor?

Japonya Osmanlı’dan, G. Kore Türkiye’den neden daha başarılı oldu?

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan kurumlar nelerdir?

Türkiye’de kurumlar neden dışlayıcıdır? Arka plandaki taşıyıcı sosyo-siyasi iktidar paktı nasıl daralır ve toplum yararını göz ardı eder?

Türkiye Doğu-Batı ekseninde neden sıkışmış hisseder?

Türkiye’de hedeflerle kapasite arasındaki uyumsuzluk popülizmi nasıl besler? 

Türkiye, geri kalmışlık kısır döngüsünden çıkıp üretken bir döngüye girebilir mi?

Türkiye için üretken, kapsayıcı ekonomi politik ve diplomatik kurumlar dizgesi neleri içermelidir?

Türkiye, gerçekçi hedeflere yönelik yüksek bir ülke kapasitesini nasıl inşa edebilir?  

Bunu başaracak bir alternatif sosyo-siyasi iktidar koalisyonu nasıl kurulabilir?

Prof. Tekin, Türkiye’nin geri kalmışlığını karşılaştırmalı ekonomi politik dinamikler üzerinden ele alıyor.

₺138,60

ABD’nin hegemonik rolü bitti mi? Çin yeni küresel hegemon olabilir mi?  Çin’in kısıtları ve Batı’nın avantajları nelerdir?

Hızlı küreselleşme, Doğu Asya’da yüz milyonları yoksulluktan çıkarırken, neden başka bölgelerde belirsizlik ve popülizmi harekete geçirdi?

Post-popülist arayışlar nelerdir? Kapitalizmin sonu mu geldi?

2010’larda Türkiye’de (otoriter) popülizm nasıl yükseldi? Siyasi güç yoğunlaşması, rant ekonomisi ve diplomatik yalnızlık sarmalı sürdürülebilir mi? Yoksa, ilk kritik kavşakta, bu kısır döngü kırılabilir mi?

2020’lerin başında Türkiye’de yaratıcı bir kadro, kapsayıcı bir toplum sözleşmesi ve destekleyici bir alternatif sosyo-siyasi iktidar koalisyonu kurgulayabilir mi? Hangi toplumsal katmanlar, hangi dışlanmış kesimler hedeflenmelidir? 31 Mart 2019 yerel seçim sonuçları neyi ima ediyor?

Türkiye’nin dönüşüm ajandası neleri içermelidir? Siyasi, ekonomik, toplumsal ve diplomatik hangi kurumsal reform adımları atılmalıdır?

Türkiye’nin geleceğinden neden ümitli olmalıyız? Geçmiş-bugün-gelecek dengesini nasıl yakalayabiliriz? Bilim/teknoloji çağında Türkiye’nin uygarlığa katkı yapma potansiyeli nedir?

Prof. Dr. Ali Tekin, bu kitapta, 2020’lerin küresel ve yerel koşullarında, Türkiye için üretken/erdemli bir döngüye geçişi mümkün kılabilecek kurumsal dönüşüm dinamiklerini irdeliyor.  

₺104,30

 Bu kitap, toplum psikolojisini güncel siyasi gündemin önünde tutarak, çatışmalı ilişkilere neden olan psikolojik temelleri ve bu çatışma süreçlerinde kullanılan toplumsal sembolleri irdeliyor.

Elinizdeki çalışma, Üsküdar Üniversitesi Politik Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde siyasal ve sosyal bilimler alanında akademik çalışmalarını sürdüren bilim insanları ve misafir öğretim üyeleri tarafından yazılan 12 makaleden oluşuyor. Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan editörlüğünde hazırlanan Travmaların Gölgesinde: Politik Psikoloji, Türkiye ve dünya tarihinden örneklenen politik süreçlerde insan ve toplum davranışlarını inceliyor, güncel siyasal refleksler ile toplum tarihi arasındaki bağlantıları ortaya koyuyor.

Politik psikoloji disiplinine önemli bir katkı sağlayan bu akademik çalışma; grup kimliklerinin oluşumu ve dinamiği, kitle psikolojisi, etnik kimlikler, “ben” ve “öteki” ayrımı, terörizmin psikolojik temelleri, kitle iletişim araçlarının kullanımı, propaganda aygıtları, iç savaş, soykırım ve katliam gibi geniş kapsamlı konulara ilişkin ön kabulleri tartışmaya açıyor. Okurlara toplumsal travma, yas ve seçilmiş zafer süreçlerine yönelik tutum ve davranışlarını ve bunu doğuran toplumsal belleklerini sorgulama olanağı tanıyor.

Travmaların Gölgesinde, siyaset bilimi ile psikoloji biliminin kaçınılmaz kesişim noktası olan “politik psikoloji” literatürüne başlangıç için kılavuz niteliğinde.

Makaleleriyle katkıda bulunanlar: Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Doç. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı, Doç. Dr. Murat Koç, Doktorant Kudret Eren Yavuz, Doktorant Ayfer Hatipoğlu, Doç. Dr. İ. Arda Odabaşı, Dr. Öğretim Üyesi Bahadır Kaynak, Doktorant Gül Koçyiğit, Doktorant Ayşe Şenay Koç, Dr. Öğretim Üyesi Meltem Narter, Dr. Öğretim Üyesi Ömer Osmanoğlu, Doktorant Büşra Avşar, Dr. Öğretim Üyesi Vahit Çalışır, Doktorant Ayça Ferda Kansu.

₺153,30

“Bu benim ülkem… Bu topraklarda doğdum, bu topraklarda büyüdüm ben. Burada âşık oldum ilk kez. İlk gözyaşlarımı burada döktüm. En sevdiklerimi burada kaybettim. En büyük pişmanlıklarımı da burada yaşadım. Oysa şimdi;  köklerini kaybetmiş bir haymatlos gibiyim. Ne buraya ne de başka bir yere ait hissediyorum kendimi. Arada kalanlardan biriyim ben de. Ve tüm arada kalanlar gibi, ben de bir yabancıyım. Burada olmamalıydım… Bu yolculuğa hiç çıkmamalıydım.”

***

“Oysa ne kadar çok sevmiştim seni. Aptalca fikirlerine ve tüm arada kalmışlığına rağmen sevmiştim hem de. Daha ilk tanıştığımız anda, ‘işte’ demiştim, benim sevebileceğim biri. Zaman içinde tutkuya dönüştü bu sevgim. Hep seninle düşünmeye başladım küçük dünyamı… Hani sen de çok sevmiştin beni?  ‘Sen yoksan bu dünya da yok benim için.’ diyordun? En güzel aşk sözcüklerini kulağıma fısıldamış, aşkını Knidos’un asil halkına bile ilan etmiştin. Hatırlıyor musun, ‘Neden olmazmış, haydi açıkla.’ diye bana bağırdığın o günü?  Ya sen sevgilim… Şimdi sen nasıl açıklayacaksın şu halimizi?”

₺77,70

Buğra Gülsoy, Birinci Kıyamet’in devamı olan, serinin son kitabı İkinci Kıyamet’te okurlarını sürükleyici bir yolculuğa daha çıkarıyor. Yaşanmış akıl almaz bir hikâyeden esinlenen roman, aşkın ve savaşın tanıklığında tüm zamanların içinde geçiyor. 

Birinci Kıyamet, Poe’nun “En korkunç canavarlar, ruhlarımızda gizlenenlerdir” cümlesiyle başlıyordu. İkinci Kıyamet ise yine Poe’nun “Bir taht inşa etmiş ölüm, uzak batıda yalnız bir şehirde”  cümlesiyle devam ediyor. 

Roman, boksör Sabri Mahir’in hiç bilinmeyen hikâyesinin detaylarını duygu yüklü bir dille anlatıyor. Türkiye’den gitmek zorunda kalan ve tüm dünyanın kıyısında aç, sefil dolaşan Sabri’nin tek hayali İstanbul’da bıraktığı Pera’sına, vatanına kavuşmaktır. Gittiği her ülkede yeni bir kıyametle tanışır, her kıyamet onu aşkına yaklaştıracak birer ipucudur. 

Tevfik Fikret’ten Sakallı Celal’e, Marlene Dietrich’den Bertolt Brecht’e, Osmanlı’dan Hitler Almanyası’na kadar tüm zamanların içinden geçen Sabri Mahir İkinci Kıyamet’te, akıl almaz serüvenine, “Güneşin Doğduğu Yer”e, Pera’sına seslenerek devam ediyor:

“Bu sana son mektubum… Geliyorum… 

Dönüyorum sana, yuvama, gerçeğime. İçi bizimle dolu bir gelecek olamaz artık biliyorum. Tek bildiğim son bir kez daha bakabilmek gözlerine, yüzüne bakabilecek cesareti kendimde bulabilirsem eğer…”

₺120,40

Bebek, Aile ve Sağlık Çalışanlarının Gücüne Güç Katacak Bir Derleme 

Genellikle sağlık hizmetlerine hasta açsından bakılır. İnci Hanım bu kitabıyla sağlık çalışanları açsından da bakmış: doktor ve hemşirelerin hangi şartlarda ve duygularla çalıştığına dikkat çekerek, ne kadar büyük bir yük taşıdıklarına değinmiş.

Aslında prematüre ebeveynleri için doktor ve hemşireleri anlamalarına yardımcı olmak istemiş.

Ailelerin; ebeveyn, doktor, hemşire yani hepimizin aynı tarafta olduğunu,  hepimizin aslında mucizelere tanıklık etmek için var gücümüzle çalıştığımızı vurgulamak istemiş.

Değindiği diğer bir konu da kanguru bakımı, aile merkezli bakım, benim çok önem verdiğim, hem ebeveyn hem de bebeğe çok iyi gelen aile bağının kurulduğu o altın dakikalar…

Bu kitabı Yenidoğan Yoğun Bakım ünitesi ortamını algılamaları ve bebekleri için nasıl bir mücadele verildiğini anlamaları için özellikle prematüre ailelerinin okumalarını tavsiye ediyorum.

Neonatoloji Uzmanı Dr. Fatma ÇAKMAK ÇELİK

Kitabı okurken aslında Yenidoğan Yoğun Bakım hemşireleri olarak hepimizin yaşadığı ne kadar ortak duygu olduğunu gördüm, kimi zaman gözyaşlarımı tutamadım...

İnci Hanım bir prematüre annesi olarak, prematüre bebeklere bakım veren hemşirelerin değerini yaşayarak öğrendiği için ailelerde bu konuda farkındalık yaratmak istemiş.

Bu kitabı okurken Prematüre ailelerinin bebeklerine bakım veren hemşireleriyle daha güvenli bir ilişki kuracaklarına inanıyorum.

YYBÜ Sorumlu Hemşiresi Zeynep KÖSE

Her istatistiğin ardında bir hayat hikâyesi var, bu yüzden istatistikler ve rakamlara değil birlikte faydaya odaklandık. Bu kitabın hem ailelere ve bebeklere, hem de sağlık çalışanlarının hayatlarına dokunması ve güçlerine güç katması dileğiyle.

Philips Avent Pazarlama Müdürü Selcan ÇALIŞIR

₺106,40

“Emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu’nun yeni bir kitabı çıktı. Okumanızı öneririm. ‘Beni Hatırlayınız.’ Cumhuriyet’in Sonbaharı. Ara başlıklardan biri şöyle: ‘FETÖ sızmadı, gizlenmedi, şımartılarak tercih edildi.’ Çok doğru bir tespit. Cemaat, bütün kurumlara böyle daldı. Cemaat işini gizlice değil açıktan yapıyordu. Dolayısıyla emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu’nun yukarıda değindiğim tanımı çok doğrudur ve aynen öyledir: ‘FETÖ sızmadı, gizlenmedi, şımartılarak tercih edildi.’” 

Emin Çölaşan

1960’larda, “Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa…” marşını coşku dolu tertemiz duygularla söylerdik milli bayramlarda. Bayramlara; öğretmenler titizlikle hazırlanır, öğrenci olarak bizlerin heyecanı doruklara çıkardı. 2016’ya gelindiğinde, Cumhuriyet Ordusu, kendi içindeki işbirlikçilerin desteği ile tasfiye edildi. 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi ile 2.225 yıllık köklü bir tarihe sahip TSK’nın itibarı yerle bir edildi. Emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu,  Atatürk’e ve Cumhuriyet’e yapılan ihanete, TSK içinde tanık bir asker. Cumhuriyet Ordusu’nun tasfiye sürecini, Cumhuriyet’in sonbaharını belgelerle gözler önüne serdiği kitabında, kimi zaman şaşkınlık, kimi zaman hüzün var. Ama hepimizi umuda götüren bir de son… O da Atatürk’ün üzerini çizdiği sözlerde gizli: “Beni hatırlayınız…”

₺113,40

Çanakkale Cephesi, denizde ve karada 287, karada 260 gün devam etti. 8,5 ay süren Kara Muharebeleri çok daha kısa zamanda sona erebilirdi. Savaş neden uzatıldı?

İtilaf Kuvvetleri, büyük umutlarla başladıkları Gelibolu Harekâtı sonunda, 8,5 ayda Seddülbahir bölgesinde 5, Arıburnu bölgesinde ise ancak 1,5 km ilerleyebildiler. Kazanılan bu kadar sınırlı bir arazi için işgal kuvvetlerinin 252.000, kaybedilen bu toprak parçası için Türk tarafının 250.000 kayıp verdiği bilinir. Kayıpların gerçek sayısı ne kadardır?

Çanakkale Cephesi’nde Türk komutanların hazırladıkları Savunma Planı’nı Ordu Komutanı Alman General Liman von Sanders değiştirdi. Almanların gerçek amacı neydi?

Türk komutanların hazırladıkları Savunma Planı uygu-lansaydı ve muharebeler Türk komutanları tarafından yönetilseydi, Çanakkale Zaferi çok daha kısa sürede sonuçlanabilir miydi?

Çanakkale Muharebeleri, her iki taraf için çok fazla zayiata mal oldu. Daha az sayıda kayıpla, aynı zafer elde edilemez miydi?

Çanakkale’yi savunmak için kurulan Osmanlı 5’inci Ordu Komutanı Alman General Sanders, başta Mustafa Kemal olmak üzere savunma düzenine karşı çıkan Türk komutanları neden görevden aldı?

Çanakkale Muharebeleri’yle ilgili gizli 

kalmış gerçekler ve bu gerçekleri gün ışığına çıkaran belgeler…

₺133,70

Mustafa Kemal Atatürk’ü Çanakkale’de yok etmek isteyenlere karşı izi silinmeyecek bir tokattır bu belgesel-anlatı. 

Mustafa Kemal’in tokadıdır…

Çanakkale Cephesi’nde göreve atandığı andan, ayrılışına kadar yaşadıklarının bir öyküsüdür. 

En kanlı savaş meydanında, gece-gündüz 9 ay 13 gün…

34 yaşında genç bir komutanın ölümden ağır sorumluluk duygusunu… Yorucu, sıkıntılı, ölü ve yaralılarla dolu muharebe ortamını belgelerle anlatır. Dost ve düşman askerlerin gerçek kaleminden… Hüzün de var, gözyaşı da... 

Kan da tebessüm de... Ve biraz da mutluluk…

Gömülemeyen ölülerin, çürüyen bedenlerin sinen kokusunu; yaralıların çığlıklarını…

KEMALYERİ’ni… 

Mustafa Kemal’in kurşuna dizme emrini verişini…

Truva’nın ve Hektor‘un intikamını alışını anlatır.

Siz, çocuklarınız, torunlarınız... 

Ve gelecek kuşaklar için yazılmıştır…

Bir görevi yerine getirmenin sorumluğuyla…

₺98,00

Elinizdeki kitapta Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gizli ve açık oturumlarında yaptığı konuşmalar ve Meclis’te okunan tezkereleri ilk kaynaklarından yorumsuz olarak bir araya getirilmiştir.

Metinler günümüz okurunun kolayca okuyup anlaması için sadeleştirilmiş, dönemin söyleyiş özellikleri korunarak yalnız bugün anlaşılmayan sözcüklerin günümüzdeki karşılıkları kullanılmıştır.

Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün 1920 ve 1938 yılları arasında yaptığı, günümüze de ışık tutan bu konuşmalarını eksiksiz olarak yayımlıyoruz.

₺340,90
Fatma ve Abdullah savaşın karanlık yüzünden kaçan iki küçük kardeş… Ailece daha güvenli bir ülkeye göç edip yeni bir hayata başlıyorlar. Yuvalarından ayrıldıkları için üzgünler, ama neyse ki onlara ülkelerini hatırlatacak şeyler var; umut çiçekleri ve gökyüzü… Şimdi her yere çiçekler ekip sık sık yıldızlara bakıyorlar; bir gün evlerine dönebilmek umuduyla… 
₺126,00

 

Uzun zaman önce, çok çok uzak bir galakside…

Luke Skywalker, Tatooine’in uzak gezegenindeki amcasının çiftliğinde çalışıyor ve orada yaşıyordu; ayrıca bu tekdüze hayatından çok sıkılmıştı. Yıldızlar arasında maceralar, kendisini en uzak galaksilerin ötesindeki yabancı dünyalara götürecek maceralar yaşamak istiyordu. 

Ancak Luke, karanlık ve güçlü bir savaş kralı tarafından tutsak edilen güzel bir prensesin şifreli mesajını çözdüğünde istediğinden fazlası gerçekleşti. Prenses'in kim olduğunu bilmiyor ama yakın zamanda onu kurtaracağını biliyor; çünkü zaman tükeniyor. 

Sadece cesaretiyle ve babasının ışın kılıcıyla donanmış olan Luke, şimdiye kadarki en vahşi uzay savaşının ortasına atıldı ve düşman savaş istasyonundaki amansız bir çatışmaya katıldı.

 

₺104,30

Asi İttifakı için karanlık bir zamandı... Han Solo, karbonitin içinde dondurulmuş bir şekilde alçak gangster Jabba the Hutt'ın eline düşmüştü. Onu kurtarmaya kararlı olan Luke Skywalker, Prenses Leia ve Lando Calrissian, Jabba'nın Tatooine üzerindeki sığınağına doğru tehlikeli bir göreve çıkarlar. 

Asi kumandanları, Asi filosunun tüm savaş gemilerini bir araya toplayarak dev bir donanma haline getirmişlerdir. Yeni ve daha da güçlü bir Ölüm Yıldızı'nın inşa edilmesi için emir veren İmparator ve Darth Vader, Asi İttifakı'nı ilk ve son kez ezmek için planlar yapmaktadır.

₺98,00

Luke Skywalker’ın maceraları, Ölüm Yıldızı'nın yok edilmesiyle bitmedi.

Asi İttifakı önemli bir savaş kazanmasına rağmen, İmparatorluk’a karşı verilen savaş daha yeni başlamıştı.

Birkaç ay geçti ve Asiler, Hoth’un donmuş topraklarında gizli bir karakol kurdular. Fakat o buzlu durgun su gezegeninde bile, Darth Vader’ın kötülüklerinden uzun süre kaçamadılar.

Yakında Luke, Han, Prenses Leia ve onların sadık yoldaşları, Karanlık Lord’dan ve kölelerinden kaçmak için her yöne dağılmak zorunda kalacaklar.

₺98,00

“Biz kadınlar bazen en başından olmayanı oldurmaya çalışıyoruz. Böyle kodlanıyoruz. El attığımız her şeyi düzelteceğimize o kadar inanıyoruz ki ‘onu da’ düzelteceğimize emin oluyoruz. Ama eşek kadar adamlar değişmiyor, olmayandan da olmuyor. Ve evet ne yazık ki bizim bunu anlamamız için iyice sarsılmamız gerekiyor. Farkındayım çok zor; üzücü, gurur kırıcı, yorucu sıfırlanmak… Ama emin olun şahane yanları da var…”

Aslı T. Kızmaz ikinci  romanında kendi ayakları üzerinde duran, hiç olmazsa buna çabalayan, sonunda “olmasa da olur” diyen delidolu bir kadının ayrıksı hikâyesine odaklanıyor.

Olmasa da Olur, Benden Ne Olur’un devamı olan eğlenceli, şen şakrak üslubuyla, roman kahramanının zihninde yarattığı hayali insanlarla, süratli ve nefis bir hikâye…

₺85,40

Tarihteki ilk madeni para olma özelliğini taşıyan Lidya parası, darp suretiyle basılmıştır. Sabit bir alt kalıp üzerine konan madeni pula hareketli bir üst kalıp yerleştirerek, bir çekiçle vurma suretiyle darp gerçekleştirilmiştir.

Peki, insanlar, o tarihlerde “yaşamı kolaylaştırmak’’ ve ticaretteki karmaşıklıkları ortadan kaldırmak amacıyla icat ettikleri paranın, günümüzde yol açacağı karmaşaları bilebilirler miydi? Çoğu zaman insan yaşamını daha da karmaşık hale getiren para, acaba nasıl oldu da insanlığı bu kadar esir aldı?

₺78,40

Birçok kişi yaşamını her şeye “evet” diyerek kolaylaştırdığını zanneder. Ancak, sizin için gerekli olan durumlarda ve zamanlarda “hayır” demeyi öğrendiğinizde yaşamın çok daha kolaylaştığını göreceksiniz. Yaşamı bazen farkında olmadan bizler zorlaştırıyoruz. Ya da yaşamı daha çok kolaylaştırmak adına yaptığımız birçok şey yaşamımızı daha da zorlaştırabiliyor.

 Bugüne kadar yaşamınızda “hayır” demekte çok zorlandıysanız ya da bir şeyleri kaybetmemek adına “hayır” demekten hep kaçındıysanız artık “hayır” demeyi öğrenmenin tam zamanı…

₺83,30

Kadın ile erkeğin aşkı yaşama şekilleri, aşktan anladıkları ve algıladıkları şeyler çok farklıdır. Bir kadın aşk konusunda erkeğin duygularından ne kadar emin olsa da bazı şeyleri duymak ister. Örneğin, erkeğinin ona “Seni seviyorum” demesini ister... Ona çok büyük bir güven bile verse, “aldatmayacağını” kelimelere dökmesini ister... Bu şekilde belki de kendine olan özgüveni tazeler.

Weodrow Wyatt’ın sözü de erkek ile kadının aşkı algılayışındaki farkı oldukça keskin bir şekilde özetliyor: “Erkek, gözleri ile âşık olur, kadın ise kulakları ile...”

₺84,70

Dere kenarında balık tutmak isteyen çocuklar bir kadın cesedi bulur. Ceset suda bulunduğundan tanınmayacak

haldedir ancak cesedin kolundaki bileziği gören Kadı, maktuleyi tanıdığını ifade eder. Ceset, Sancakbeyi

Alaattin Paşa’nın ikinci hanımı Zinnur’a aittir. Zinnur, Divina isimli bir gayrimüslim iken Müslüman olmuş ve

Zinnur ismini almıştır.

Eşrefzade İdris Bey’in kendine has iz sürme ve akıl yürütme yöntemleri, bu vakada kadı naibi olarak tayin

edilmesini sağlamıştır. Hafiye İdris Bey kolları sıvar, Zinnur’u kimin, ne için öldürmüş olabileceğini araştırmaya

başlar. Gerçeği öğrenmek için her yolu deneyen İdris Bey, günah sayıldığı için lafını etmenin bile mümkün

olmadığı bir usulü dahi gizlice deneyecek, maktuleye otopsi yapacaktır… 

Yeni ipuçları çıktıkça vaka daha da karmaşık bir hal almaktadır. Vaziyet basit bir cinayetten ibaret değildir.

Araştırdıkça Zinnur’un asıl kimliği ortaya çıkar. Hiçbir şeyden haberi olmayan Sancakbeyi ise dehşet

içerisindedir. Şimdi sıra, Zinnur’u ortadan kaldırmak isteyebilecek kudretli adamları bulmaya gelmiştir.

Dersaadetli Hafiye Eşrefzade İdris Bey’in maceraları Divina’nın Bileziği ile devam ediyor…

₺93,10

● Suç ile ifade özgürlüğü arasındaki sınır nasıl belirlenir?

● Kimlerin ağır eleştirilere katlanma yükümlülüğü var?

● Basın özgürlüğü sosyal medya faaliyeti kapsamında da geçerli mi?

● Suç içerikli bir paylaşımı yeniden paylaşmak ya da beğenmek suç mu?

● Başkasına ait olan sanatsal veya düşünsel bir ürünün kaynağı belirtilmeksizin sosyal medyada yayımlanması suç mu?

● Sosyal medyada işlenen suçlar nasıl soruşturulur?

● Hangi sosyal medya alışkanlıkları hukuki sorun  doğurabilir?

● Kimliği belirsiz kullanıcılarla etkileşimin hukuki sakıncası var mı?

● Sosyal medya profiline paylaşımların sorumluluk doğurmayacağına dair uyarı yazısı koymanın hukuki önemi var mı?

● Sosyal medyada sıklıkla işlenen suçların unsurları nelerdir?

● Sosyal medya faaliyetinden ötürü soruşturulan kişinin hak ve yükümlülükleri nelerdir?

Bunlar ve daha birçok sorunun doğru cevabı bu kitapta…

₺98,70

Rusya tarihi, Sovyetler Birliği ve Rusya Federasyonu’nun kurulmasından en az bin yıl önce, –tarımla uğraşan, yerleşik bir topluluk olan– Slav kabileleri ile Fin ve Baltık komşularının bir Nors savaşçı grubunu derebeyleri olarak tanımasıyla başlar.

Bu kitapta bir dizi Rus devletinde yaşamış olan halkların sert çevresel koşullarda zorluklara göğüs gererek hayatta kalma çabaları, toplumsal ve politik örgütlenme süreçleri, topraklarını genişletip savunma girişimleri, işgal ve siyasi çöküş dönemlerinden sonra güçlerini geri kazanıp yeniden yapılanma çabaları aktarılmaktadır.

₺126,00

“İlk panik atağımı yaşadığımda on dokuz yaşındaydım. Bir pazar günü ikindisinde, bulutsuz bir gökyüzünde çakan şimşek gibi çarpmıştı beni. Kafamın aniden ağır bir hastalığın etkisi altında kaldığını düşünmüştüm, öyle ki o an öleceğimi sanmıştım.

O günden sonra bu korku yaklaşık otuz yıl beni hiç bırakmadı, neredeyse her gün ensemdeydi ve bağırarak duyamadığım bir şey söylüyordu. Bu zaman içinde korku benimle beraber yaşadı ve hayatımda attığım her adımın olağanüstü eziyetli olması için elinden geleni yaptı.”

 

Monika Tuğutlu yaşadığı otuz yıllık panik atağı böyle anlatıyor ve nasıl özgürleşeceğinin sorularını da kendine sormayı ihmal etmiyor…

Önündeki şu otuz yılı nasıl geçirmek istiyorsun? Hayatın boyunca hep ikinci kemancı olarak mı kalacaksın? Başkalarının dikte ettiklerini mi tekrar edeceksin bundan sonra? Senin içinde ukde kalmış bir şey yok mu hiç? Hayat kesinlikle burada donup kalmış olamaz, değil mi?

“Yıllarca çocuklarıma, iş arkadaşlarıma ve hayat arkadaşıma dayanak olmuştum. Onların istinat duvarıydım ben… Peki, ben kime yaslanmıştım bunca yıl boyunca? Bu zorlu hayatı yaşamak için gücü ve cesareti nereden almalıydım?”

 

Monika Tuğutlu yıllarca panik atakla yaşadı. Korkularına direndi, üstüne gitti ve sonunda yendi… Bu kitap panik atakla yaşayanların el kitabı olacak. Tuğutlu’nun kendi deneyiminden yola çıkarak panik atağı nasıl yendiğini, korkularıyla nasıl mücadele ettiğini okuyacaksınız. Herkesin bir çıkış yolu vardır, “Panik Ataktan Kurtul” bu çıkış yoluna adım attığınızın bir işareti… Korkularınızı geride bırakıp özgürleşmek istiyorsanız kendi çıkış yolunuzu bulmaya ne dersiniz?

₺81,20

Karların arasından çıkarılıp, battaniyeye sarılıp annemin kucağına veriliyorum. Zaman zaman bu sahneler tekrarlanmış maalesef. Öte yandan hava buz gibi olsa da kalplerde sıcak dostluklar da kurulurdu küçük yerlerde. Yoksa çekilmez olur bu çileler. Tam oraya alışacakken iki sene sonra gene babam “Toparlanın gidiyoruz,” der, dostluklar da yarım kalırdı. 

***

Okuyacağınız kitap sadece bir özyaşamöyküsü değil, bir şeye umutla bağlanmanın anlatısıdır. Hayata bir tutkunun eşiğinden bakanlar için acı tatlı onca şey, hatırlanınca tebessüm ettirecek bir anıdır sadece; “Ah biz de çok sanatçı olmak istedik ama ailemiz izin vermedi,” diyenlere anlatılacak. 

₺58,80
  • ANARŞİSTLER, EŞİTLİKÇİLER, GELENEKÇİLER, ÇOĞULCULAR, BÖLÜCÜLER VE REFORMİSTLER KİM VE NEDEN BAŞKALDIRIP HÜKÜMETLERE KARŞI SİLAHLI MÜCADELEYE GİRİYORLAR?

  • TARİHE BAKILDIĞINDA, BU GRUPLARIN HANGİSİ BAŞARILI OLMUŞ VE SİYASİ AMAÇLARINA ULAŞABİLMİŞTİR?

  • BUNLARIN YURTİÇİ VE YURTDIŞI DESTEK SİSTEMLERİ NASIL ÇALIŞIYOR VE MÜCADELE ALANI OLARAK NERELERİ SEÇİYORLAR?

  • TERÖRİZM HEMEN ÖNLENEMEZ VE EYLEMLER GİDEREK ARTARSA, HANGİ DURUMLARLA KARŞI KARŞIYA KALINIR?

  • GAYRİNİZAMİ SAVAŞLA YÜZ YÜZE GELEN HÜKÜMETLER VE ORDULARI BEKLEYEN SORUNLAR NELERDİR?

  • KONTRGERİLLA NEDİR, NASIL BİR GÜCE VE TEŞKİLATA SAHİPTİR?

  • KONTRGERİLLA; İSTİHBARAT, PSİKOLOJİK VE ASKERİ OPERASYONLARI NASIL YÜRÜTÜYOR?

  • KONTRGERİLLA, HÜKÜMET VE REJİME AİT FAALİYETLERİN DE İÇİNDE Mİ?

  • EMPERYALİZM KURDU SAĞLAM ELMADA BULUNMAZ.
₺84,00

Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, gizlilik sıfır. Sosyal medya senin tüm sırlarını biliyor. Monoton hayatlarımızı televizyon ya da internette gördüğümüz senaryolara ya da akıl almaz başarı hikâyelerine dönüştürme derdindeyiz.

Arkadaş olarak, sevgili olarak, eş olarak, dost olarak dışarıda bir yerlerde mükemmel birileri var. Sen de onlara şans eseri denk geleceksin.  Peki, sorun ne mi? Ya o mükemmel seni katledecek ya da sen onu bozacaksın. Nasıl mı? 

Bu kitapta amacımız ilişkilerin kötü yönlerini göstermek değil. En azından sadece o değil. Potansiyel hataları görelim ve nasıl bir şeyleri düzeltebiliriz ya da yanlışları engelleriz onu bilelim. Yoksa güzel başlayan ama büyüsünü bozduğumuz tüm diğer ilişkilerimizde olduğu gibi zaten önümüzdeki maçlara bakacağız. 

Hazırsan biraz hayallerini yıkacağız. Seninle ben yıkacağız. Fakat söz veriyorum: 

YERİNE DAHA İYİLERİNİ İNŞA ETMEK ÜZERE! 

₺84,70

Cemil abi kıytırık bavulunu çekiştirip kapının ağzına geldi, daha bir hafta evvel sevdiği kadınla beraber bin bir pazarlık ile aldığı ayakkabıları geçirdi ayağına, “Tolstoy’ da seksen küsur yaşındaydı evini bırakıp gittiğinde” dedi, belli belirsiz… Yeşil gözlü kadın güldü, “O arkasında Savaş ve Barış’ı bıraktı sen, elektrik faturasını…”

***

Can Yılmaz, Klişe Hayatlar Matbaası, Yap Bi Babalık, Bilinmeyen Numaralar ve Hayatım Roman kitaplarının ardından, KAFA’da Kalmasın serisine “Schopenhauer’ın Askerleriyiz” kitabıyla devam ediyor...

₺76,30

Doğa bize birçok güzellik yaşatırken zaman zaman da kötü sürprizler hazırlayabilir. Deprem de doğanın insanoğluna hazırladığı kötü sürprizlerden biridir. Bu kitapta, depremin nasıl oluştuğunu, deprem öncesinde, deprem sırasında ve deprem sonrasında ne tür önlemler almamız gerektiğini öğreneceğiz. Sonra da öğrendiklerimizi çevremizdekilere de öğreteceğiz. Unutmayalım ki büyüklerin de küçüklerden öğreneceği çok şey var!

₺126,00

Doğa bize birçok güzellik yaşatırken zaman zaman da kötü sürprizler hazırlayabilir. Deprem de doğanın insanoğluna hazırladığı kötü sürprizlerden biridir. Bu kitapta, depremin nasıl oluştuğunu, deprem öncesinde, deprem sırasında ve deprem sonrasında ne tür önlemler almamız gerektiğini öğreneceğiz. Sonra da öğrendiklerimizi çevremizdekilere de öğreteceğiz. Unutmayalım ki büyüklerin de küçüklerden öğreneceği çok şey var!

₺126,00

Isı ve ışık kaynağı ateş, dikkatli kullanmadığımız zaman yaramaz akrabası yangına davetiye çıkarır. Bu kitapta; bir enerji kaynağı olan ateşin günlük hayatımıza kattığı faydaları ve yangından nasıl korunmamız gerektiğini öğreneceğiz. Sonra da öğrendiklerimizi büyüklere anlatacağız. Çünkü büyüklerin çocuklardan öğrenecekleri çok şey var!

₺126,00

Yalan ne yalnızca kullanılan kelimelerden ne de söze dökülmemiş davranışlardan anlaşılabilir. Yetişkin insanları yalan söylerken, küçük çocuklardan ayıran en önemli özellik, onların tüm vücutlarını ve gayretlerini kullanarak yalan söyledikleridir. Bu nedenle yalan yakalamak zahmetli ve bir o kadar zorlayıcı bir çabadır. 

Sözsüz Sızıntı II’nin tamamı yalan yakalamaya yararlı ipuçları taşır. İnsanların yalanını yakalamaya çalışmaktan önce, onları tanımaya çalışın. Gerisi kendiliğinden gelecektir. Bu kitap, kendinizi ve başkalarını tanımanın el kitabıdır.

₺80,50

Bu kitap yalnız polisler ve gizli servis elemanları için değil ister öğrenci ister akademisyen ya da sadece tesadüfen ilgilenen herhangi birisi olsun, herkes için çok değerlidir. Sözsüz iletişime dair her gün büyüyen sözsüz iletişim çalışmalarına büyük bir katkıdır ve benim bakış açıma göre okuma ve değerlendirme için çok değerlidir.

                                                        Joe Navarro

Bu kitap, daha kolay okunması ve konu bütünlüğü sağlanması için iki kitap haline getirildi. Bu kitaplardan birincisi, sözsüz iletişim ve onun alt başlığı olan beden dili kavramını derinlemesine inceliyor. İkinci kitap ise bu ilk kitabın temelleri üzerinde, aldatma ve yalana dair geniş bir incelemeyi içeriyor.

₺100,10

     Anadolu’da bir Osmanlı sancağında iki cinayet işlenmiştir. Aynı usulle işlenen bu cinayetlerin maktulleri kilitli odalarda bulunur.
İşlenmesi imkânsız görünen bu cinayetleri Sultan tarafından İstanbul’dan görevlendirilen Eşrefzade İdris Bey çözecektir. Gizemli aile üyelerinden iş ortaklarına, evdeki hizmetliden mahalle esnafına kadar herkes şüpheliler listesinde...

    İdris Bey, somut delilleri toplamakta usta olmasının yanı sıra akıl yürütme becerisi sayesinde pek çok kişinin göremediği detayları görmektedir. Adım adım iz sürerek katilin peşine düşer fakat kendini Devlet-i Âli’nin dahi içine sızmış bir ihanet ağının ortasında bulur. Mesele tahmin ettiğinden çok daha büyüktür.
Yardımcıları Zabit Musa Bey ve afacan sokak çocuğu Ali Cengiz ile hainlerin peşine düşen İdris Bey’in maceraları Kızıl Şebeke ile başlıyor.

₺126,00

     “Bu dünyaya sıkıştırıldık biz. Ya öncesinde daha mutluysak? Ölünce nereye gidecek bu ruh dediğimiz. Böcekler kemirirken o bakmalara doyulmayan yüzünü, ne hissedeceksin Eşref? Hiçbir şey ha, nereden biliyorsun? Ya burası başka türlü bir yerse? Hiç düşünmediğimiz ve düşünmek bile istemeyeceğimiz bir yerse. Doğumla ölüm arasına sıkıştırılmış kendi cehennemini yaşayan zavallılarsak. Acı için, ıstırap için gönderildiysek buraya? Altmış-yetmiş senelik bir ömür için çok değil mi bu kadar eziyet. Ve yaşlılık ne çabuk gelip ne uzun sürüyor da, gençlik ne kısa. Böyle olmaz Eşref. Peki, ben bir daha gelecek miyim bu dünyaya? Ona da yok dersiniz siz değil mi?”

     Özlem Binel, saflığın gölgesinde aşkı ve tutkuyu anlatırken Kurtuluş Savaşı mücadelesini de romanının arka planına koyuyor. Binel, Ay Işığım romanıyla aşkın ve mücadelenin büyüttüğü hayatlara dokunuyor.

₺137,20

* Düşünmeyi bırak, hamile kal. İyi ama nasıl? Kolaysa sen düşünme!

* Geç kaldım, yumurta kalitem düştü. 

* Ben tam bir kadın değil miyim? Kocamı baba yapamadım.

90 günde duygularını değiştirerek nasıl hamileliğe destek verecek hale getirebilirsin?

Sevgili Anne Adayları,

Hamilelik bir takım oyunudur. Süreçte en önemli takım oyuncularınız, elbette ki doktorunuz, hastaneniz, hastane personeliniz ve eşinizdir. Bu kitapta verilen çalışmalar, asla tıbbın yerine geçmez. Ancak, vücudunuzu doktorlarınıza daha hazır hale getirecektir. 

*** 

Saygıdeğer Okurlar, 

20 yıllık hekimlik hayatımda, bebek isteği olan hastalarımı geriye dönük değerlendirdiğimde, ruhlarının böyle bir desteğe ihtiyacı olduğunu görmezden gelmek mümkün değil. 

Bebek istemi ile kliniklerimizde değerlendirilmiş ve sebebi belli olmayan pek çok çift psikolojik gerginlikler ve bilinçaltında kendilerine yarattıkları baskılar sebebiyle gebe kalamaz. Bunun en büyük ispatı bu çiftlerimizin ikinci çocuklarına çoğunlukla kendiliğinden gebe kalması veya tedavi kararı verdikten hemen sonra hamile olduklarını tespit etmeleridir. Elbette medikal tedavinin primer rolü göz ardı edilemez ve edilmemelidir. Fakat ruhunuzu dinlendirmek ve temizlemek inanın hepinize iyi gelir. Enerji, evrenin oluşumundan günümüze kadar her dinamiği yönetiyor. Siz de enerjinize sırtınızı dönmeyin. Ona kucak açın ve kendinizi daha iyi tanıyın. Kitabı keyifle okumanızı diler ve her daim kendinizi sevmenizi öneririm.

Elif Ganime Aydeniz, MD

₺91,00

Dünyada ve ülkede olup bitenlerin ana çizgileri: Korkutucu bir eşitsizlik, yok oluş kaygılarımızı tetikleyen iklim krizi, salgınları önleyen aşılara ve bilime düşmanlık, bireysel silahlanma, zorunlu göçler, boy boy zorbalık. Bunların insan üzerindeki etkileri ve bu etkilere direnenler…

Yankı Yazgan son on yıl içinde yazdığı yazıları bir araya getirdi. İnsan ruhundan dış etkenlere, zorunlu göçlerden zorbalığa, korkulardan cesarete kadar pek çok konuyu psikoloji ve beynin temel ilkeleriyle harmanlıyor ve insanın günlük hayatına dokunuyor.

Elinizde tuttuğunuz bu kitap insanı ve hayatı anlamak adına, bugünden geçmişe uzanan o uzun yolculukta kalbinize dokunacak…

₺91,70

Yeterince gerdim

Artık eriyorum.

Damla damla

Oluk oluk... 

Bir yolculuk

Maddenin halleri arasında

Ahval sarmaşığının spiral gölgesinde

İki otuz beş bir kadrajda

Ve yakın plan

Kendimle vedalaşıyorum.

...

Küfretmeyi bıraktım.

Sabır çitliyorum.

₺67,90

ARKA KAPAK YAZISI

Geçmişin daima inşa halinde olduğunu, insanların kendilerini anlamalarına ve kimliklerine katkı sağlayan şekillendirilebilir bir araç olduğunu anlamalıyız. Ve bu geniş şemsiye altında, her antik topluluğun geçmişle olan kendi özel ilişkisini tasavvur ve ifade etme biçimleri bu sayfalarda karşılaşmış olduğumuz önemli siyasal ve dinsel fikirlerin –ve ayrıca güçlü hükümdarların ve bireylerin– çoğundan etkilendiler (veya etkilenmiş oldukları düşünüldü).

 

Antik Dünyalar – Doğu ve Batı’nın Muhteşem Tarihi, antik insanların kendi geçmişlerini hayal etme, yeniden hayal etme ve o geçmişi kendileri, içinde yaşadıkları zamanlar ve gelecekleri hakkındaki süregiden diyalog ve tartışmanın bir parçası yapma biçimlerini kesin bir şekilde gösteriyor.

₺193,90

Vikingler Avrupa tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir olguydu ve korkutucu barbar imgelerini on dokuzuncu yüzyıl ulusal romantizm dönemine kadar korumuşlardı. Zamanla, Vikinglerin her yeri fetheden deniz korsanları şeklindeki Ortaçağ imgesi olumlu bir biçimde değerlendirildi.

Bu kitap, Vikinglerin sosyal hayatlarını ya da sanatsal başarılarını aktarmaktan ziyade Vikingleri tarihöncesi Pagan kökenlerinden Hıristiyan Avrupalılara dönüşmelerine dek, daha geniş coğrafi ve tarihsel bağlamlarına konuşlandırmayı amaçlar. Bu yaklaşım, Viking Çağı’nın farklı yerlerde farklı zamanlarda başladığını ve sona erdiğini ortaya çıkarır.

Vikingler yoktan var olmamışlardır ve uzun bir alacakaranlık boyunca yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Dünyanın yaratılışında Asgard’ta başlayan ve 15. yy Grönland’ında bir düğünde sona eren uzun bir yolculuktur bu.

₺192,50

ARKA KAPAK YAZISI

Medrese ve üniversitenin tarihsel gelişimini karşılaştırmalı olarak inceleyebilmek için, Hristiyanlık ile İslamiyet’in iyi anlaşılmasının yanında, bu dönemlerin tarihsel arka planının da iyi bilinmesi gereklidir. Medrese de üniversite de başlarda aynı amaçla, dini birer eğitim kurumu olarak kendi doktrinlerini aşılamak amacıyla kuruldu; medrese herhangi bir değişim göstermezken üniversite bugünkü halini aldı. Kemal Gürüz, bu çalışmasında tüm tarihi arka planı önüne bir harita gibi açarak medreseden üniversiteye doğru bir karşılaştırma yapıyor. 

*** 

Sevgili dostum, ülkemizin kanaatimce Hasan Ali Yücel’den sonra yetiştirdiği en büyük eğitimcisi ve eğitim uzmanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, üniversite ile medreseyi karşılaştıran eseri çok ihtiyaç duyulan bir zamanda yayımlamaktadır.

A.M.Celâl Şengör

*** 

Bugünkü Türk üniversitesi yargılanırken bu gibi eserleri rehber olarak okumalıyız. Batı dünyasının üniversitelerinin tarihi gelişimi ve örgütlenmesi mutlak önemdeydi ve Kemal Gürüz hocanın bu konuyu çok uzun zamandır incelediği açık. Bana göre Medrese v. Üniversite kitabına, Batı’nın eğitim tarihi ve akademi dünyasını öğrenmek için başvurulmalı. Ben bu eserin bilhassa bu konularla ilgili bölümlerini Türk öğrenciler ve akademisyenler için okunması gerekli bir çalışma olarak görüyorum.

İlber Ortaylı, Hürriyet 

*** 

Prof. Gürüz kitabında, Avrupa’da üniversitenin niye farklı bir seyir izlediğini ayrıntılı olarak anlatıyor. Bence kitabın en değerli bölümleri, üniversitenin tarihsel gelişimini anlatan bölümleridir. 

Taha Akyol, Milliyet Kitap 

*** 

Özellikle Gazali’den itibaren İslam’ın felsefeyi dışlaması ama Hristiyanlığın felsefeyi tartışmaya devam etmesi Kemal Gürüz’e göre medresenin nakille yetinip donmasına, üniversitenin ise bugünkü üniversiteye doğru evrilmesine neden oldu.

Kemal Gürüz’ün bu çok değerli kitabını herkese öneririm.

İsmet Berkan, Hürriyet 

₺118,30

Zamanda Pişen Yemekler, yalnızca bir yemek kitabı değil. Onu benzerlerinden ayıran temel fark, İstanbullu orta üst düzey bir ailenin yaşam kültürünü, geleneğini, zevklerini sosyal çevresiyle birlikte ele alıp anlatmasıdır.

Aslında kitap son dönemde üstü iyice örtülmeye çalışılan bir anlayışın, yaşam tarzının ve yeme-içme kültürünün varlığını inatla sürdürme çabasıdır. 

Üç kuşak aile geleneğini içeren yemek tarifleri Rejans’tan Maksim Gazinosu’na, yaş günü kutlamasından, nişan törenine, mezuniyetten evlenmeye İstanbul’un o dönem yaşayan kültürüyle bizi buluşturuyor. En görkemli döneminde “Ada Kültürü” ile karşımıza çıkıyor. Yaz akşamları bizi Ada’yla ve komşular arasında balkondan balkona ulaştırılan meze tabakları ve havaya kaldırılan o ilk kadehle baş başa bırakıyor.

₺235,90

Feyza içeriğinde, derinliğinde, cesaretindeki kadınlar nadiren de olsa dönem dönem gelirler, yaşadıkları coğrafyayı, normalize edilmiş saçmalıkları, korkaklığa bezenmiş cesaretsizliği kökten silkeleyip izlerini; özlerini görebilecek derinlikteki her bilinçte bırakıp karanlığı aydınlıkla yüzleştirerek geçerler... ama asla geçip gitmezler. Etkileri kalıcı ve ilham verici olur. Kıymetleri bilinmeli, coşkuları sahip çıkılmalı ve yargısızca dinlenmeliler.

Sınırda Üç Kadın’ın hikâyesi aracılığıyla Feyza’nın zihin labirentlerinde gezinmek, zaman zaman kaybolmak, duygunun dört mevsiminde bir yolculuk gibi ilham verici ve zamansız bir gerçekliğin ortasında gibi tüm zamanları kapsayacak yoğunlukta düşündürücüydü. Kadınların sınırda değil merkezde olduğu bir yaşam umudu için... Feyza sana teşekkür ederim. Anlayanı bol bir okuma yolculuğu olması dileğiyle...

Azra Kohen

Kadınlar hikâyelerini yeni anlatmaya başladılar.

Bu hikayenin öznesi olmak büyük cesaret gerektirir.

Ece Temelkuran

₺78,40

Ares’in en büyük isteği herkes tarafından sevilen, bütün herkesin arkadaş olmak istediği, mükemmel biri olmaktır. Tıpkı havalı sınıf arkadaşı Leo gibi. Ve bunun yolunun güzel kıyafetler ile pahalı eşyalardan geçtiğine inanmaktadır. Ancak ne yaparsa yapsın annesini bu pahalı şeyleri almaya ikna edemez. Bu nedenle çok mutsuz hisseder kendisini. Hiçbir zaman mükemmel, havalı, popüler biri olamayacağını düşünür. Üstelik arkadaş olmak için can attığı Ela’nın da dikkatini çekemeyecektir bu durumda. 

Bir gece beklenmedik biriyle tanışır. Ve ondan, hayal ettiği gibi biri olmasının sırrının gölgesini bulmaktan geçtiğini öğrenir. Ancak bunu nasıl yapacağını bilemez.

Tam bu esnada ailesiyle çıkmak zorunda kaldığı bir yolculuk onun tüm yaşamını değiştirir. Bu yolculukta hayatına giren yeni arkadaşları ona, sahip olduklarının değerini, sevilmek için hiçbir nedene ihtiyacı olmadığını, olduğu haliyle mükemmel olduğunu ve yaşamın en büyük sırlarından birini öğretirler: Kendini sevmek ve olduğu haliyle kabul etmek.

Başak Sayan’dan Rüzgar Olmak İsteyen Çocuk kitabının ardından, bir çocuğun gözünden hayata, gerçek sevgiye ve arkadaşlığa dair büyüleyici bir hikâye.

₺112,00

ASTRLOG ZEYNEP TURAN 2020NİN ŞİFRELERİNİ ÇÖZDÜ

Hiç kimse için alelade bir yıl olmayacak.

Keskin ve kararlı bir yıl bizleri bekliyor. 2020 yılı şifreleri çözerken derin mesajlarıyla hayatımıza yön verecek etkilere sahip.

Eli kolu dolu 2020 yılı hepimizin hayatında dönüm noktalarını barındırıyor.

Dünyanın her köşesinde 21. yüzyılın doğum sancılarının başlayacağının altını çiziyor.

Gök kubbede akışı anlatan gezegen dizilimleri dünyanın her köşesinde yer alan bilinmezliklerin kapılarını aralamayı hedefliyor.

Astrolojiye göre hepimizi yeni bir çağın eşiğine getiren gezegenler kimlerin final yapacağını da gösterecek.

Kişisel hayatların yenileneceği bu yıl ülkemizin ve dünyanın gündemi de büyük bir dönüşümden geçecek.

Hayatımızın en iddialı yıllarından biri olmaya aday 2020 yılı dünyanın potansiyelini ortaya çıkaracak.

Bu yılın ana temasında bireysellik var.

Her burç özelinde bu durumu farklı farklı yorumlarken dünya gündeminin de kişisel hayatlardan pek farklı olmadığını göreceğiz.

Adrenalin 2020 yılının her ayında karşımıza çıkacak. Gelişi olaylı gidişi daha da olaylı olan 2020 yılı anlatılmaz yaşanır tadında hayatlarımızı, ülkemizi, dünyayı sarıp sarmalayarak akacak.

Bu yılın heybeti hepimizin başını döndürecek bundan hiç şüpheniz olmasın. Eğer yüz yılda bir yaşanacak gezegen seyrinin altında önünüze gelen fırsatları, olayları iyi konumlandırırsanız büyük sıçrayışı da yapabilirsiniz.

Unutmayın gökyüzünde ne varsa yer yüzüne o yansır.

Şimdi önümüzde koskoca bir yıl var. Eğer bu zamana kadar hayatınızı istediğiniz gibi şekillendiremediyseniz 2020 yılının rehberliğinden faydalanabilirsiniz.

Sevgilerimle

Zeynep Turan

₺42,70

“Bir fikri bulmak, cenneti bulmak gibidir. 

O fikri senaryolaştırmak, cehennemden geçmek gibidir.”

Bu kitapta anlatılanlar, hikâye anlatımında size yol gösterecek bilgilerden oluşuyor. Her ne kadar şablonmuş gibi görülseler de, bu anlatım kurallarını yıkmak yazara kalmıştır. Bir pusula gibi yol göstermeye yarar. Hikâye anlatmak isteyen yazarın kitaba, danışmana, mentora ihtiyacı yoktur. Anlattığı hikâye ve onu nasıl anlattığı önemlidir. Alışılmış, sonu tahmin edilebilen ana akım sinemasından bıkmış seyirci kitlesi yeni anlatımlar arayışı içindedir.

Festivallerde seyrettiğimiz filmlerin çoğu, yeni bir anlatım dili oluşturan filmlerdir. İlginç karakterlerle ilginç hikâyeleri, ilginç bir dramatik yapı içinde anlatırlar. 

Bu filmlerin çok büyük seyirci kitleleri olmayabilir ama cesur ve yeni dil oluşturma istekleri sinemayı zenginleştirir. Hepsi için söyleyemem ama birçoğu sinemaya çok şey katmıştır. 

Bunuel, Tarkovsky, Godard, Lynch, Greenaway, Gilliam, Ceylan sinemasından öğreneceğimiz çok şey olduğu gibi.   

₺83,30

Gö­rü­nen her şey ken­di­ne has bir dil ile va­r o­lur; bu va­ro­luş ay­nı za­man­da bir ile­ti­şim bo­yu­tu­nun da ya­ra­tıl­ma sü­re­ci­dir. Gös­ter­ge­ler yo­luy­la ile­ti­şim ku­ran in­san, ay­nı za­man­da sem­bo­lik bir al­gı boyutu da yaratır. Söz ve dil gibi gelişmiş iletişim yöntemlerinden çok daha önce kullanılmış olan görsel iletişim halen etkin algı oluşturma araçlarının başında gelir. İle­ti­şi­min göstergeler yardımıyla ortaya konması aşamasında sem­bol­ler bir ka­pı gi­bi­dir; ge­rek­li bil­gi, sez­gi ve du­yar­lı­lı­ğa sa­hip olan­lar bu ka­pı­yı açar ve öz'e ula­şır. Al­gı­la­ma ve an­la­ma sü­re­ci, te­me­lin­de farkındalık, bil­gi ve du­yar­lı­lık alt­ya­pı­sı­na ih­ti­yaç du­yar. Ak­si tak­dir­de tüm göstergeler, sim­ge­ler iz­le­yen için yü­zey­sel bo­yut­ta kalır ve “o ka­pı” hiç bir za­man açıl­maz. Eli­niz­de­ki bu ça­lış­ma­, bir gör­sel ile­ti­şim ta­sa­rım­cı­sı­nın temel ilgi alanlarının başında gelen konuların da­ha iyi an­la­şı­la­bil­me­si ve sem­bol­le­rin eğlenceli dünyasına açılan ka­pıyı ara­la­ma­k amacıyla ortaya konmuştur. 

“... Sözcükler, kavramlar ve kavramların biçime dönüşmesi arasındaki ilişkileri, görsel ve işitsel iletişimin türlü yönlerine ilişkin zengin tarihsel malzemeyle de destekleyerek çok açık biçimde gözler önüne seriyor ...” 

“... Alanında son derece titiz ve değerli araştırmaları temel alıyor ...”
Ahmet Cemal, Cumhuriyet, 9, 16 Haziran 2005.

“Görsel İletişim ve Grafik Tasarım akıllı ve okunabilir bir yaklaşım sunuyor…  Grafik tasarımın araçlarını öğretirken bu araçları bir manivela gibi kullanarak, görsel iletişimi yönlendirmenin yollarını gösteriyor. Kolay ve anlaşılır bir anlatımla.”
Prof. Dr. Levend Kılıç , 28 Ocak 2018.

₺289,10
Tükendi

Hayatındaki sorunları düşün; değersizlik duygun, sana zarar veren ilişkilerinden vazgeçemeyişin, başarısızlıkların, aynı hataları tekrar tekrar yapışın, başkalarına şefkatle yaklaşırken kendine acımasız oluşun, içindeki kaybolmayan öfke ve hatta kıskançlıkların…

Bunları yaşamayı sen mi seçtin? Ya da belki de geçmişte yaşadıkların bugün böyle hissetmene neden oluyor. Kendini suçlamayı bırak, bu işleri daha kötü hale getirmekten başka bir işe yaramaz.

Bu kitapla birlikte geçmişinin karanlık dehlizlerine doğru bir yolculuğa çıkacağız; içine doğduğun aileden, yaşadığın travmalara kadar, bugün var olan problemlerinin geçmişteki izini süreceğiz. Çocukken alman gereken sevgi, saygı ve güveni alamadığın zaman neler olduğunu, zehirli anne baba davranışlarının nasıl yıkıma yol açtığını görecek; bazen önemsiz sanılan küçük bir travmanın uzun vadeli etkilerinin çok büyük olduğunu fark ettikçe hafifleyeceksin.

Bu kitap sana mucizeler vaat etmiyor, hiçbir şey mükemmel olmayacak, ancak şu anki halinden daha iyi hissetmen kesinlikle mümkün. Beraber yürüyeceğimiz yolun amacı bu.

Kendine bu şansı vermelisin…

₺107,10
Tükendi

Japonya tarihi ve insan yerleşimleri en az 35.000 yıl öncesinden başlar ancak MÖ 10.000 yılından öncesi hakkında bilinenler daha çok Japonya’nın jeolojisi hakkındadır. Japonya’nın doğal yapısı canlı bir kültüre yol açmışsa da erken dönem bin yılı, tam bir giz perdesiyle örtülü geçmişi hakkında detaylı bilgi edinmek isteyenleri çaresiz bırakır.

Bu kitap Japonya’nın coğrafi zaaflarını nasıl avantaja çevirebildiklerini, nasıl zengin bir kültür yaratabildiklerini, yabancılarla kurdukları ilişkileri, sosyal ve dini hayatlarını aktarmaktadır.  

₺112,70
Tükendi

Amacım büyük bir iş yapmak falan değildi.

Tam aksine “küçücük” bir iş yapmak istiyordum.

Birkaç genç insana bilgiyi, bilmeyi sevdirmek; tatmin edilemeyen tek şehvetin bilgi şehveti, doyurulamayan tek açlığın bilgi açlığı olduğunu göstermek amacında idim.

Bir, tek bir kişinin hayatına dokunabilmek, tek bir izleyiciyi bilime ve bilgiye yönlendirmeyi başarabilmekti hedefim.

Fatih Altaylı

Fatih’in televizyon silahını kullanarak Budé’liğe soyunması ve bu teşebbüsün benim her türlü beklentimin çok çok fevkinde başarı kazanması çok, ama çok önemlidir, bir ulusal beka aracıdır. İşte elinizde tuttuğunuz kitap bu çabanın bir ürünüdür.

A. M. Celâl Şengör

Oldukça uzun bir süreden beri ülkemizde entelektüel faaliyetlerin hemen her alanda canlılığını kaybettiği, radyo ve televizyonlarda yapılan yayınların, açık oturumların, tartışmaların belli bir eğitim almış insanların ilgi ve ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak, sıkıcı, kısır politik, stratejik tartışmalar ve konular etrafında cereyan ettiği hepimiz tarafından gözlemlenen ve yakınılan genel bir olgu haline gelmiştir. Bu genel bıkkınlık ve entelektüel kuraklık ortamı içinde Sayın Altaylı’nın giriştiği bahis, gözlemlediğim kadarıyla durgun bir suya atılan büyük bir taşın meydana getirdiği dalgalar gibi hayli geniş, canlı ilgi uyandırmıştır.

Ahmet Arslan

Bilim tarihi ile ilgili pek çok yayın var. Türkçe yazılmış, Türkçeye çevrilmiş çok sayıda eserden farklı bir içerik bekliyor sizi. Bilim tarihini insanlık tarihiyle paralel taşıyan içerik, aynı süreçlerin düşünce evrelerini, tartışmalarını ve aşamalarını da sunuyor.

Fatih Kuşçu

₺57,40
Tükendi

Hayatın her alanında yola çıkmak cesaret ister. Bunu kendimizden biliyoruz. Attığımız her adım planlı, akılcı ve en önemlisi yenilikçi. Mayamızdaki tutku daha iyisini yapmak için çıktığımız bu yolda mücadelemize güç veriyor.

Brisa olarak, Cesaretle Yol Alırız kitabımız da, bu yolculukta bizimle birlikte olan çalışanlarımızın, sıcak, samimi ve sahici hikayeleriyle hayat buldu. Zafer Algöz ve Can Yılmaz da kendi cesaret hikayeleri ile kitabımıza katkıda bulundu.

Biz de #cesaretbulasicidir dedik ve kitabımızın tüm geliriyle, gelecek nesillerin yolunu aydınlatmak için Türk Eğitim Vakfı ile bir araya geldik. Kitabımızdan elde edilecek gelir kadar Brisa da bağışta bulunarak, Anadolu’da ihtiyaç sahibi 500 ilk ve ortaokul öğrencisinin okullarına güvenle gidip gelmeleri için “Ulaşım Bursu” olarak TEV’e kaynak sağlanacak.

 

Birlikte cesaretle yol alırız.

₺39,00
Tükendi

Hayatın her alanında yola çıkmak cesaret ister. Bunu kendimizden biliyoruz. Attığımız her adım planlı, akılcı ve en önemlisi yenilikçi. Mayamızdaki tutku daha iyisini yapmak için çıktığımız bu yolda mücadelemize güç veriyor.

Brisa olarak, Biz De Cesaretle Yol Alırız kitabımız da, bu yolculukta bizimle birlikte olan çalışanlarımızın, çocukluklarına ait ve çocuklarla okunası, sıcacık, samimi ve sahici hikayeleri ile hayat buldu. Şermin Yaşar, kendi cesaret hikayesi ile kitabımıza katkıda bulunurken, Selçuk Erdem da kendine özgü çizimleriyle hikayelerimize renk kattı.  

Biz de #cesaretbulasicidir dedik ve kitabımızın tüm geliriyle, gelecek nesillerin yolunu aydınlatmak için Türk Eğitim Vakfı ile bir araya geldik. Kitabımızdan elde edilecek gelir kadar Brisa da bağışta bulunarak, Anadolu’da ihtiyaç sahibi 500 ilk ve ortaokul öğrencisinin okullarına güvenle gidip gelmeleri için “Ulaşım Bursu” olarak TEV’e kaynak sağlanacak.

 

Birlikte cesaretle yol alırız…

₺15,60
< 1 2 3 4 5 6 ... 51 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı