ÖZGEÇMİŞ

Duncan Hamilton

Duncan Hamilton Aralık 1958’de Newcastle’da doğmuş gazeteci ve spor yazarıdır. Kariyeri boyunca İngiltere’nin prestijli spor ödüllerinden biri olan William Hill Spor Kitabı Ödülü’nü üç defa kazanmıştır. Provided You Don’t Kiss Me: 20 Years with Brian Clough adlı kitabıyla büyük övgü toplamış ve bu kitapla çoksatanlar listesinde birinci sıraya yükselmiştir.

Hamilton, en görkemli yıllarında Nottingham Forest kulübünün muhabirliğini yapmış ve kulübün 1979 ve 1980 yıllarındaki Avrupa Kupası şampiyonluklarını haberleştirmiştir.

 

Nottingham ve Leeds’de yürüttüğü 32 yıllık gazetecilik kariyeri sonrasında vaktinin büyük bir kısmını yazdığı yazılara ve yeni kitaplarına ayıran Hamilton, eşi Mendy ile birlikte West Yorkshire, Menston’da yaşamaktadır.

Ulus Bora Oran

1993 doğumlu çevirmen Sainte Pulcherie Fransız Lisesi’nden mezun olduktan sonra lisans eğitimini Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde tamamlamıştır. İngilizce ve Fransızcadan çeviriler yapmaktadır.

ARKA KAPAK YAZISI

“1969’da kadınları ve alkolü bıraktım. Hayatımın en kötü yirmi dakikasıydı.”

Futbolun henüz bir endüstriye dönüşmediği yıllar…

Genç yaşında Manchester United gibi İngiltere ve dünya futbolunun en büyük kulüplerinden birine transfer olan George Best, kişiliği, özel hayatı ile sürekli medyanın gündeminde olan bir futbolcu. Kimi zaman göklere çıkarılıyor, kimi zaman ölüm tehditleri alıyor.

Ama tüm bunların yanı sıra, bir yerde futbol konuşuluyorsa, konuşulanlardan biri mutlaka George Best olacaktır. Futbolcu kimliği kadar özel hayatıyla da sürekli medyanın ilgi odağı olmuş “renkli” bir futbolcu Best. Futbol dünyasının “zeki ama çalışmayan” öğrencisi.

Belfast’dan Manchester United’ın altyapısına gidişi, a takımıyla sahaya ilk çıkışı…

Cantona, Beckham ve Ronaldo’yla devam eden Manchester 7 Numara efsanesinin ilki sayılan George Best’in Belfast’dan Old Trafford’a uzanan efsanevi öyküsü.

Usta biyografi yazarı Duncan Hamilton’ın uzun araştırmalar sonucu hazırladığı George Best: Hayatımın En Kötü Yirmi Dakikası ilk kez Türkçede.

Kitap Adı

George Best – Hayatımın En Kötü Yirmi Dakikası

Kitap Yazar Adı

Duncan Hamilton

Editör

Kadriye Kızıl

Yayıma Hazırlayan

Hasan Basri Başkaya

Kapak Tasarım

Gilas Coşkun

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Dağıtım Tarihi

20.01.2021

Sayfa Sayısı

480

Ebat

13,7 x 21,5

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm.52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041449

₺177,24

ÖZGEÇMİŞ

Filiz Çiçek

İzmir’de doğup büyüyen Filiz Çiçek, Ege Üniversitesi Felsefe Bö-lümü’nden mezun olduktan sonra gazetecilik yapmaya başladı ve İzmir’de Yeni Asır, İstanbul’da Sabah gazetelerinde toplam 12 yıl, gazeteci ve köşe yazarı olarak çalıştı.

1999’da gazeteciliği bırakıp Ankara’ya yerleşti ve uzun yıllar Türkiye Bilimler Akademisi’nin yayın koordinatörlüğü görevini sürdürdü.

Filiz Çiçek son beş yıldır İstanbul’da yaşıyor, yazmaya ve editörlük yapmaya devam ediyor. Ölü Kadının Günlüğü’nün yanı sıra yayınlanmış iki çocuk kitabı bulunuyor.

ARKA KAPAK YAZISI

İnsan kaç kere ölür? İlknur karanlık bir denizin dalgalı sularında ölüyor ilkin. Kalbi durup tekrar hayata döndüğünde artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bilmeden…

Dinmeyen baş ağrıları, evde yankılanan topuk sesleri ve bir gün kendi günlüğünde aniden beliren esrarengiz isimle kâbusa dönen bir hayat. 

Kim olduğunu bilmediği ve delicesine kaçtığı vahşi kadın, ona bir gölge kadar yakın ama bir o kadar da uzak. Gerçeklerse adeta kaçmanın asla mümkün olmadığı, içine çeken bir kara delik.

Masum bir kadının sıradan yaşamından İstanbul’un arka sokaklarına, kirli meyhanelerine, metruk binalarına sürüklenen gerilim dolu, psikolojik bir öykü. 

İlknur ve Leyla; yitik bir geçmişin iki farklı yüzü.

 

Kitap Adı

Ölü Kadının Günlüğü

Kitap Yazar Adı

Filiz Çiçek

Editör

Mehmet Bozkurt

Yayıma Hazırlayan

Ezgi Hotalak Adalı

Düzelti

Saliha Nur Ulusoy

Kapak Tasarım

Bahar Ata – Gilas Coşkun

Sayfa Tasarım

Ayça Ateş

Dağıtım Tarihi

20.01.2021

Sayfa Sayısı

192

Ebat

13,7 x 21,5

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041593

 

₺74,76

ÖZGEÇMİŞ

Arzu Birol

İstanbul’da doğdu. Eğitimini Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde, Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nde tamamladı. Sinema sektöründe çeşitli görevlerde çalıştıktan sonra, 2005 yılından itibaren televizyon dizilerinde senaristlik yapmaya başladı. Bobby Brown’un Olağan ve Üstü Öyküsü yazarın ilk kitabıdır.

ARKA KAPAK YAZISI

“Evet Albay. Şanslısınız. Gördüğüm kadarıyla insan türü bir varlıkla direkt iletişime geçme hakkı verilmiş size... Bakalım… Bu bir dişi. Yirmili yaşlarının sonunda… Üstelik bu kadının sana evini açacağı da yazılmış. Biliyorsun senin gibi Dünya gezegenine ışınlanma hakkı kazanan pek çok kardeşimizin atandığı özel bir insan olmuyor. Genelde bu zorlu gezegende kendi başlarına hayatta kalıp evrimleşme mücadelesi veriyorlar. Dünya gezegeni buraya benzemez Algor. Orası tahmin ettiğinden daha tehlikeli bir yer.”

Albay Algor, Havtor gezegeninden insanını bulmak üzere Dünya’ya gönderilir. Kendini kahverengi küçük bir köpek bedeniyle Şişli Cami’nin avlusunda bulur… İnsanını bulana kadar geçecek olan süre tam bir serüvenler silsilesidir. 

Arzu Birol’dan fantastik  bir roman.

 

Kitap Adı

Bobby Brown’un Olağan ve Üstü Öyküsü

Kitap Yazar Adı

Arzu Birol

Editör

Mehmet Bozkurt

Yayıma Hazırlayan

Hasan Basri Başkaya

Kapak Tasarım

Gilas Coşkun

Sayfa Tasarım

Şenol Alanbay

Tür

Roman

Dağıtım Tarihi

07.01.2021

Sayfa Sayısı

216

Ebat

13,5 x 19,5

Kağıt / İç Baskı

III. Hamur 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751040930

 

₺84,00

ÖZGEÇMİŞ

Özge Özköprülü

16 Ocak 1978 yılında Ankara’da doğdu. 1995 yılında TED Ankara Koleji’nden, 1999 yılında Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. 2005 yılından beri çeviri ve lokalizasyon alanlarında çalışmalar yürütüyor. Türkçeye çevirdiği elliyi aşkın kitabın yanı sıra, 2001 yılında basılan Kir adlı bir şiir kitabı da bulunmakta. 

ARKA KAPAK YAZISI

Arka kapak;

Bedenine vurulan kölelik zincirlerinden özgür düşünceleriyle kurtulmuş bir filozof… Epiktetos, tahminen MS. 55 yılında Frigya’da köle olarak dünyaya geldi. Gençlik yıllarını, 5. Roma İmparatoru Nero tarafından azat edilmiş, zenginliği ve gaddarlığıyla ün salmış Epaphroditos’un kölesi olarak geçirdi. Köleyken bile zihnini felsefi sorular kurcalıyordu. Aynı dönemde Stoacı Filozof Musonius Rufus’tan ders aldı. Özgürlüğüne kavuşmasının ardından kendini felsefeye adamışken 11. Roma İmparatoru Domitianus tarafından Roma’dan sürgün edildi ve gittiği Nikopolis’te ünlü bir felsefe okulu kurdu. Yaşamı boyunca ahlak, irade, özgürlük gibi konular üzerine yoğunlaştı, ancak geride hiçbir yazılı not bırakmadı. Epiktetos’un görüşleri, Nikopolis’teki öğrencilerinden Arrianus’un derslerde tuttuğu notlar sayesinde günümüze kadar ulaştı. Dört Cilt, El Kitabı ve Fragmanlar’dan oluşan Düşünceler ve Konuşmalar Tanrı’nın kutsal ışığında akıl, mantık ve vicdanının sesini dinleyen özgür insanı arıyor.


 

Kitap Adı

Düşünceler ve Konuşmalar

Kitap Yazar Adı

Epiktetos

Editör

Kadriye Kızıl

Yayıma Hazırlayan

Ezgi Hotalak Adalı

Kapak Tasarım

Gilas Coşkun

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Dağıtım Tarihi

07.01.2021

Türü

Felsefe

Sayfa Sayısı

488

Ebat

13,5 x 19,5

Kağıt / İç Baskı

III. Hamur 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

 

₺120,12

ÖZGEÇMİŞ

Uzm. Psk. Dan. Şükran İlimsever Başarır

Boğaziçi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünde 1999 yılında lisansını, 2002 yılında yüksek lisansını tamamlamıştır. 2003 - 2004 yıllarında, Bakış Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi ve İsrail’deki Nord Cope Center- Community Stress Prevention Center işbirliğiyle düzenlenen eğitimlere katılarak “Aile Terapisti” sertifikasını almıştır.  

2003-2017 yılları arasında Robert Kolej Rehberlik Servisi’nde çalışırken, yarı zamanlı olarak da 2003-2013 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünde Öğretim Görevlisi olarak çalışmıştır. 2004 yılında Harvard Üniversitesi’nde “Project Zero” programına katılmış, 2009 yılında öğretmen değişim programıyla gittiği New York City’de özel bir okulda misafir psikolojik danışman olarak bulunmuştur. 2008 yılından beri her yıl Robert Kolej-İstanbul Psikanaliz Derneği işbirliğiyle düzenlenen “Okul ve Psikanaliz” Sempozyumu’nun kurucularındandır ve halen düzenleme komitesinde yer almaktadır. Talat Parman’la birlikte yayıma hazırladığı Okul Ev Olunca isimli bir kitabı bulunmaktadır.

2017’den beri İzmir’de Çocuk-Ergen ve Aile Danışmanı olarak çalışmalarına devam etmektedir.

Uzm. Psk. Dan. Seçil Akaygün Cüntay

Boğaziçi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünde 1999 yılında lisansını, 2001 yılında yüksek lisansını almıştır. 

2008 yılından bu yana sosyal-duygusal öğrenme becerileri ile ilgilenmekte, kurucularından olduğu “Sosyal Duygusal Öğrenme Akademisi” bünyesinde, bu alandaki çalışmalarını çocuk, aile ve eğitimcilere yönelik olarak sürdürmektedir. 2011 yılından bu yana binlerce öğrenci ve yüzlerce öğretmene ulaşan, “Second Step – İkinci Adım Programı”nın Türkiye temsilciliğini ekibi ile birlikte yürütmektedir.

Boğaziçi Üniversitesi’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak çalıştığı dönemde “Toplum Danışmanlığı”  ve “Okul-Aile İşbirliği” derslerini vermiştir. Halen Maltepe Üniversitesi İngilizce Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak ders vermektedir.

Kurucularından olduğu Günce Danışmanlık Merkezi’nde çocuklar ve ailelere yönelik psikolojik danışmanlık hizmeti vermektedir.

 

ARKA KAPAK YAZISI

 

“Alıştığınız gibi değil, üstelik sadece alıştığınız gibi değil değil, bildiğiniz gibi de değil. O nedenle yeni bilgilerle dönemin gerekliliklerine uygun yeni alışkanlıklar geliştirirken pusulalarımızı ayarlayacağımız ilkelere ihtiyacımız var. Çocuklarınızın gelecekte bugünlerden hatırlayacakları şeyin sıcak, kabul edici, gerçekçi bir ev ortamı olmasını istediğinizden kuşkum yok. Bu isteğiniz yönünde adımlar atarken çok yararlanacağınız

bu kitap, su gibi akıp gidecek.”

Prof. Dr. Yankı Yazgan

Alıştığımız Gibi Değil anne-baba ve öğretmenler için hazırlanmış, pandemi sürecini rahat atlatmaya yardımcı olacak

kusursuz bir rehber.   

₺78,96

ÖZGEÇMİŞ

 Ömer Zülfü Livaneli (1946, Ilgın)

Öğrenim hayatına Ankara Maarif Koleji’nde başlayan, ardından Stockholm’de felsefe ve müzik eğitimi alan Livaneli, ayrıca Fairfax Konservatuarı’nda uzaktan eğitim gördü. 

Hem Türkiye hem de dünya yazınına ve kültürel birikimine müzik, edebiyat, sinema gibi çeşitli mecralarda katkı koydu. Üretken yazarın romanları 40 dilde yayınlandı; İspanya, Kore ve Almanya’da çok satanlar listesine girdi. Son olarak Serenad, basının ve uluslararası kültür çevrelerinin yoğun ilgi gösterdiği bir organizasyonla Amerikalı okurlarıyla buluştu.

 

Zülfü Livaneli’nin romanları İtalya ve Fransa’da Yılın Kitabı Ödülü, ABD’de çeşitli edebiyat ödülleri, Balkan Edebiyat Ödülü; Türkiye’de Yunus Nadi Roman Ödülü, Orhan Kemal Roman Armağanı ve Beyaz Martı Onur Ödülü gibi ulusal ve uluslararası ölçekte pek çok saygın ödüle layık görüldü.

 

Columbia, Harvard, Princeton, Shangay, St. Petersburg, Kazan üniversiteleri gibi dünya çapında prestij taşıyan üniversitelerin yanı sıra, çeşitli Türk üniversitelerinde de konferanslar ve dersler veren usta edebiyatçının romanları, Missouri Southern State University (MSSU)’de ders kitabı olarak okutuldu.

 

Cengiz Aytmatov ev sahipliğinde Arthur Miller, Peter Ustinov, James Baldwin, Yaşar Kemal gibi 20. yüzyılın edebiyat dâhileri ve düşünürlerinin katılımıyla gerçekleşen Issık Göl Forumu’nda yer aldı.

 

Romanları kadar fikirleri ve müziği ile de dünya basınında övgülerle karşılanan bir sanatçı olan Livaneli edebiyat, müzik ve sinema alanlarında 30’dan fazla ulusal ve uluslararası ödül sahibi. Çalışmaları, dünya çapında yüz binlerce okur ve dinleyici tarafından takip ediliyor.

 

1972 yılında, dönemin politik atmosferi etkisinde, düşünceleri nedeniyle suçlanarak hapis ile cezalandırılan ve uzun yıllar sürgün hayatı yaşayan fikir-sanat işçisi Livaneli; Türk-Yunan ilişkilerinin zor dönemler yaşadığı 1980’li yıllarda Türk-Yunan Dostluk Derneği’nin kurucularından biri oldu. 1996-2016 yılları arasında UNESCO İyi Niyet Büyükelçisi olarak görev yaptı. 2002-2006 yıllarında ise milletvekili olarak TBMM’de yer aldı.

 

Türkiye müzik, kültür, fikir ve siyaset sahnesinde vazgeçilmez bir yeri olan Zülfü Livaneli, düşünsel ve edebi üretimine halen yaşadığı İstanbul’da devam etmekte.

 

 

www.livaneli.gen.tr

www.livaneli.net

ARKA KAPAK YAZISI

 “Benzersiz bir kitap bu! Daha önce bu romana benzeyen, aynı değere sahip olan ve sürekli, beklenmeyen sürprizler taşıyan bir kitap okumadığımı belirtiyorum. Yeni bir okura demek isterdim ki; evet, oku ve şaşır!”

Elia Kazan

“Bu roman hem karanlığın hem de aydınlığın, umudun romanıdır.”

Yaşar Kemal

Harem-i Hümayun’dan taht oyunlarına açılan ve erk istencinin karanlık dehlizlerinde kaybolup insanı, insan doğasının en aşağılık yönleriyle yüzleştirirken bir umut ışığı yakmayı da ihmal etmeyen büyülü bir anlatı. Efendi – köle ilişkisine psikolojik bir bakış.

Türk Edebiyatı’nın usta kalemi Zülfü Livaneli’nin “istediğimi yapmaya en çok yaklaştığım kitap” dediği 1997 Balkan Edebiyat Ödüllü ilk romanı Engereğin Gözü, küçük yaşta hadım edilip Haremağası yapılmış zenci bir kölenin, Habeş Süleyman’ın gözünden iktidar – birey ilişkisini anlatıyor. Süleyman, “biricik” efendisinin tahtla ölüm arasında gidip gelen kaderinin ellerinde bocalarken yeni sultana “Padişahım çok yaşa!” diye haykırmaktan da geri duramıyor.

25. yıl baskısıyla yeniden okurlarıyla buluşan Engereğin Gözü, bir dönem romanı olmanın ötesinde, insan psikolojisinin derinliklerine; dün, bugün ve yarının saraylarına, en gizli sırları bile aydınlatacak gerçeklikte ışık tutan bir Zülfü Livaneli klasiği.


 

Kitap Adı

Engereğin Gözü

Kitap Yazar Adı

Zülfü Livaneli

Editör

Gülşen İşeri

Yayıma Hazırlayan

Ezgi Hotalak

Son Okuma

Günnur Aksakal

Kapak Resmi

Ali Yaycıoğlu

Çizimler

Mahmut Karatoprak

Kapak Tasarım

BABA Kreatif – Ekin Başak Akgül

Dizgi

Nurgül Kıssacık

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Dağıtım Tarihi

04.01.2021

Sayfa Sayısı

144

Ebat

13,7 x 23

Kağıt / İç Baskı

III.Hm. Enzo 60 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041548

 

₺92,40

ARKA KAPAK YAZISI

“Size bugünkü New York Times’ın 3. sayfasından bir haber okuyacağım. Dinleyin! Ve onları yani dünyanın geri kalanını ne hale getirdiğimizi görün. Hem de tek kurşun atmadan! Onlara karşı tek bir kuruş para harcamadan, hiçbir hamle yapamadan. Sadece gerçekten insan olmanın gerektirdiği meziyetleri üstlenerek ve bundan asla ödün vermeden. Haberde yazılanları aynen okuyorum: New York’tan yola çıkan 30 kadar Amerikan vatandaşını taşıyan bot, RefugeePolis’e varamadan alabora oldu. Amerikalıların RefugeePolis’e gitmek istemelerini engelleyecek bir sistem kurulamadıkça ve sıcak savaş bitmedikçe daha ölecek çok vatandaşımız var. Şimdi soru şu: böylesi bir haber neden 3. sayfada yer alır ki? Bunun manşet olması gerekmiyor muydu? Tabii ki öyleydi. Ama bu ölen 30 kişi, ölen ilk 30 kişi olsaydı öyle olacaktı.”

Refugeepolis milyonlarca kimsesize kucak açıyor. 

Onlar dikenli tel örgüler ardında bekletilen, ucuz can yelekleriyle botlara bindirilen, bir ülkeden başka bir ülkeye itilen kimsesizler olarak kalmayacak. Kimsesizler için Mr. Nobody’nin dahice bir planı var. Tabii öncelikle Birleşmiş Milletler’deki 197 ülkenin onayı gerekiyor. Mr. Nobody’nin serüveni de böyle başlıyor…

İbrahim Bakırhan’ın kaleminden heyecan verici aksiyon sahneleri ve merak duygusunu kamçılayan yan olay örgüleri ile soluksuz bir roman okuyacaksınız.
 

Kitap Adı

Kimsesizler Adası

Kitap Yazar Adı

İbrahim Bakırhan

Editör

Mehmet Bozkurt

Yayıma Hazırlayan

Hasan Basri Başkaya

İlk Okuma

Saliha Nur Ulusoy

Kapak Tasarım

Gilas Coşkun

Sayfa Tasarım

Ayça Ateş

Dağıtım Tarihi

23.12.2020

Sayfa Sayısı

264

Ebat

13,7 x 21,5

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. Enzo 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041524

 

₺104,16

 

ARKA KAPAK YAZISI

ABD yönetimi Haşhaş krizinde Sultan Ahmet Camisi’ni neden bombalamaya karar verdi? Kim vazgeçirdi?

27 Ekim’e kadar Kıbrıs’a çıkmazsan darbe yaparız!

Demirel’e bu tehdit kimden geldi?

Silah ambargosu krizinde MGK’nın sır toplantısı nasıl sızdı? 

Askeri üslerin yasaklanma kararı gerçekte kime aitti?

Kissinger Ecevit’i Beyaz Saray’a gizlice neden davet etti?

MİT Müsteşarı’nın yaptığı sunum Nahçıvan’ın kaderini

nasıl değiştirdi?

Bugün Mesih olduğunu iddia eden Hasan Mezarcı Nahçıvan krizinde ne yaptı?

Kardak krizinde atacağınız füze en fazla balıkları vurabilirdi!

ABD elektronik savaş sistemlerini nasıl kilitledi?

Kardak’a çıkma fikri kimindi? İnal Batu savaşın eşiğinden ülkeyi nasıl döndürdü? Yunanistan’ın gizli planını kim deşifre etti?

Askeriye, Hariciye ve MGK üçgeninde Demirel’in liderliği, Türk dış politikasının perde arkası, krizler, liderler ve kurumlar.

Hiçbir yerde yazılmamış bilgiler ve sır belgeler bu kitapta.

 

 

 

 

Kitap Adı

Apolet Kravat ve Darağacı

Kitap Yazar Adı

Dr. Burak Kürkçü

Editör

Mehmet Bozkurt

Yayıma Hazırlayan

Hasan Basri Başkaya

Kapak Tasarım

Ayça Ateş

Sayfa Tasarım

Ayça Ateş

Dağıtım Tarihi

23.12.2020

Sayfa Sayısı

272

Ebat

13,7 x 21,5

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. Enzo 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041395

 

₺96,60

Buğra Gülsoy

1982 yılında Ankara’da doğdu. 2000 yılında eğitimine başladığı Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden 2004 yılında mezun oldu. Mimarlık fakültesini bitirdikten sonra Kıbrıs’ta kalıp Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları’nda çalışmaya başladı.

Mağusa şehrinin özel bir tiyatrosu olan “Açık Tiyatro” bünyesinde Eugene Ionesco’nun Kral Ölüyor adlı oyunuyla oyunculuk hayatına adım atan Gülsoy, sadece oyunculuk değil tiyatronun tüm dalları içinde aktif görev aldı.

Tiyatro ve mimarlığın yanı sıra fotoğrafçılık ve grafik tasarımcılığıyla da ilgilenen Gülsoy, yazdığı “varoluşçu” kısa öykülerini görsel yolla ifade edebilmek için, kaleme aldığı yazılarını senaryolaştırdı.

İnsan: Bir Varlık, İnsan: Bir Kimlik ve İnsan: Bir Sonuç başlıkları altında kurguladığı üç bölümlük deneysel kısa filmi İnsan: Üçleme’nin (Human: Trilogy) ardından İnsan: Bir Sistem alt başlığı adı altında ikinci deneysel kısa filmi Altüst’ü (Upsidedown) oluşturdu. Filmleri ulusal ve uluslararası birçok festivalde gösterildi.

2007 yılında Birleşmiş Milletler Kalkınma Projesi (UNDP) kapsamında düzenlenen bir yarışmada filmcilik üzerine eğitim aldı ve “hayatın illüzyonlardan oluştuğu” savını yaratarak yazıp çektiği Mutlu Son (Happy End) kısa filmiyle, yarışan birçok Türk ve Rum kısa filmi arasından “En İyi Kurmaca Kısa Film” ödülünü kazandı.

2008 senesinde İstanbul’a yerleşen Buğra Gülsoy, oyunculuk yapmaya devam ederken kurucularından biri olduğu “GET” oluşumu bünyesinde ilk tiyatro oyunu Pragma’yı hem yazdı hem de yönetti. Pragma’dan sonra yazdığı ikinci tiyatro oyunu Dip'te ise bu kez suçu “cahillikten doğan acımasız önyargılar” adı altında topladı. Ardından Serhat Teoman ve Emre Erkan’la birlikte oyunun senaryosunu yazdı ve Serhat Teoman’la birlikte Mahalle filminin yönetmenliğini yaptı.

Yazdığı –henüz sahnelenmeye başlamayan– bir sonraki oyunu ise Inferno. Buğra Gülsoy oyunculuğa devam etmenin yanı sıra uzun metraj film senaryoları ve kısa öyküler yazmaya devam etmektedir. Yazdığı ilk romanı Birinci Kıyamet: Güneşin Battığı Yer’dir.

ARKA KAPAK YAZISI

“O zaman daha iyi anlamıştım; hiç tanımadığımız insanların farkında olmadan birbirlerinin hayatlarını nasıl kontrol ettiklerini, hiç tanımadığımız insanların başka yaşamları kendi elleriyle nasıl tuttuklarını. Görünmeyen ipliklerle bağlıydık birbirimize. İpliklerden biri koparsa hepimiz kopacaktık.”

Buğra Gülsoy Kıyamet’te, Mekteb-i Sultani, bugünkü adıyla Galatasaray Lisesi öğrencilerinden ilk Türk boksör Sabri Mahir’in İstanbul’dan Nazi Almanyası’na uzanan yaşam hikâyesini anlatıyor. Sabri’nin Tevfik Fikret, Sakallı Celal, Marlene Dietrich, Bertolt Brecht ve Vladimir Nabokov’la birlikte geçmiş hayatı boyunca şehirler, ülkeler, kıtalar değişiyor, insanlar değişiyor. Değişmeyen tek şey ise, sürekli beklenen o “kıyamet” oluyor.

Kıyamet adıyla özel baskısını yaptığımız bu eserde, Buğra Gülsoy’un Birinci Kıyamet ve İkinci Kıyamet romanlarını bir arada sunuyoruz.

 

 

 

₺259,56

 

ÖZGEÇMİŞ

Alper Kul

5 Aralık 1975’te İstanbul’da doğdu. Yazarı olduğu ‘Babamın Oğlu‘ ve ‘Hamileyim’ adlı tek kişilik oyunlarını yurtiçinde ve dışında 10 yıl boyunca sahneledi. ‘Caveman’ adlı tiyatro oyununun adaptasyonunu yaptı, oynadı. ‘AUT’, ‘Barselo’, ‘Diyelim Ki Birlikteyiz‘ adlı tiyatro oyunlarıyla birçok yazarlık ödülü aldı.

5’er Beşer, İnsanlar Alemi, Güldür Güldür BKM adlı komedi programlarının proje tasarımlarını yaptı, oynadı. Olur Olur adlı sinema filmini yazdı.

2012’de Aylin Kontente ile evlendi, iki çocuk babası oldu.

ARKA KAPAK YAZISI

Pahalı arabalar, lüks evler, yüksek mevkiler, duygusuz ilişkiler, hırs dolu yakınlıklar… Başka bir seçeneğimiz olsaydı, ömrümüzü bunları kazanmak uğruna geçirir miydik? Yaşamdan kıyımlar ve adaletsizliklerle çevrili bir kötülük dışında şeyler de istemez miydik?

Dışarıdakiler, okurlara bir “ütopya” vadediyor: Ağaç keserken rızalık alınan, yalanın ve talanın henüz uğramadığı, doğanın para için tahrip edilmediği, kadınlara ve çocuklara güvenli bir yaşam olanağı sunan; velhasıl “Dışarı”nın kötülüklerinden azade bir sığınak.

Bir maden şirketinde sorumlu olarak çalışan Demir, Adını Bilmediği Kız sayesinde bu sorunun peşine düşüyor; kendiyle ve ailesiyle yüzleşiyor. Hiç tanımadığı bir dünyanın ve dilin ortasında, “kendi sesini” duymaya çalışıyor.

Oyunculuğu ve senaristliği ile tanınan Alper Kul, bu sefer sevenlerinin karşısına yazar kimliğiyle çıkıyor. Okurlarını çocukluk düşüne, en temiz ve korunaklı sığınağına davet ediyor.

“Adamın tek bildiği iletişim yolu konuşmaktı. Ama bir insan sadece konuşarak karşısındakiyle nasıl anlaşabilirdi ki? Duygularını nasıl aktaracaktı? Konuşmak iletişim yolları arasında en zayıf olanıydı. Neticede konuşmak, ağızdan çıkan sesleri birbirine bağlayarak, her duyguya karşılık gelen bir kod üretmekti. Birisi tecrübe ettiği çok etkili bir duyguyu, misal, A-Ş-K sesleri çıkartarak ifade ettiğinde, kodu işiten karşısındaki de kendi yaşanmışlıklarından bu kodun karşılığı bulup, bir duygudaşlık yaşamaya çalışıyordu. Kişinin karşısındakini anlama kabiliyeti kendi yaşanmışlıkları kadardı. Yani kimse konuşarak tam anlamıyla duygularını karşısındakine aktaramazdı. Anlatımın vücut diliyle desteklenmesi şarttı.”

 

 

 

Kitap Adı

Dışarıdakiler

Kitap Yazar Adı

Alper Kul

Editör

Gülşen İşeri

Yayıma Hazırlayan

Günnur Aksakal

Kapak Tasarım

Gilas Coşkun

Sayfa Tasarım

Şenol Alanbay

Dağıtım Tarihi

21.12.2020

Sayfa Sayısı

304

Ebat

13,7 x 21,5

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol

ISBN / Barkod

9789751041456

 

₺120,96

ARKA KAPAK YAZISI

“Saz çaldın mı

Sağ elin geçmiştedir

Sol elin 

Gelecekte”

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Zülfü Livaneli için yazdığı şiiri…

Çağın ustası, barış elçisi, direnişin ve umudun kalemi, halk sanatçısı, dünya çapında bir müzisyen, sinemacı, siyasetçi. Babaannesinin “keçi”si. Abidin Dino’nun sözleriyle “mutluluğun müziğini yapan” fikir ve sanat işçisi… Zülfü Livaneli.

Usta yazar, bu kez günden güne “iyi evlatlarını boğan, kötüleri ise ödüllendiren” bir ülke haline gelen Türkiye’de; Cengiz Aytmatov’dan Yaşar Kemal’e, Elia Kazan’dan Ingmar Bergman’a, Bülent Ecevit’ten Mihail Gorbaçov’a dek uzanan yaşam serüvenini paylaşıyor. Livaneli, sanat insanının kaçınamadığı yazgıyı kendi kendinin arzuhâlcisi olup anlatıyor.

Elinizdeki çalışma, yalnızca Livaneli’nin zengin ömrünün değil; aynı zamanda hapislerden sürgüne, darbeden ölümlere türlü deneyimle sınanan bir kuşağın da hikâyesi. Kendi sözleriyle: “Şimdi okuyacaklarınız, kolayca göreceğiniz gibi sürekli sanat üstüne düşünen, yaratı sancıları çeken ama dönemin ve ülkenin koşulları gereği zaman zaman politikadan kaçamayan birinin anıları.”

Okumaya müptela bir çocuğun, milyonların tanıdığı bir sanatçıya ve siyasetçiye dönüşme sürecine, yakın tarihin politik ve kültürel atmosferine ışık tutan Sevdalım Hayat, yürekleri sıcacık bir “merhaba”ya davet ediyor.

ÖZGEÇMİŞ

 Ömer Zülfü Livaneli (1946, Ilgın)

Öğrenim hayatına Ankara Maarif Koleji'nde başlayan, ardından Stockholm'de felsefe ve müzik eğitimi alan Livaneli, ayrıca Fairfax Konservatuarı'nda uzaktan eğitim gördü. 

Hem Türkiye hem de dünya yazınına ve kültürel birikimine müzik, edebiyat, sinema gibi çeşitli mecralarda katkı koydu. Üretken yazarın romanları 40 dilde yayınlandı; İspanya, Kore ve Almanya’da çok satanlar listesine girdi. Son olarak Serenad, basının ve uluslararası kültür çevrelerinin yoğun ilgi gösterdiği bir organizasyonla Amerikalı okurlarıyla buluştu.

Zülfü Livaneli’nin romanları İtalya ve Fransa’da Yılın Kitabı Ödülü, ABD'de çeşitli edebiyat ödülleri, Balkan Edebiyat Ödülü; Türkiye’de Yunus Nadi Roman Ödülü, Orhan Kemal Roman Armağanı ve Beyaz Martı Onur Ödülü gibi ulusal ve uluslararası ölçekte pek çok saygın ödüle layık görüldü.

Columbia, Harvard, Princeton, Shangay, St. Petersburg, Kazan üniversiteleri gibi dünya çapında prestij taşıyan üniversitelerin yanı sıra, çeşitli Türk üniversitelerinde de konferanslar ve dersler veren usta edebiyatçının romanları, Missouri Southern State University (MSSU)’de ders kitabı olarak okutuldu.

 

Cengiz Aytmatov ev sahipliğinde Arthur Miller, Peter Ustinov, James Baldwin, Yaşar Kemal gibi 20. yüzyılın edebiyat dâhileri ve düşünürlerinin katılımıyla gerçekleşen Issık Göl Forumu’nda yer aldı.

Romanları kadar fikirleri ve müziği ile de dünya basınında övgülerle karşılanan bir sanatçı olan Livaneli edebiyat, müzik ve sinema alanlarında 30’dan fazla ulusal ve uluslararası ödül sahibi. Çalışmaları, dünya çapında yüz binlerce okur ve dinleyici tarafından takip ediliyor.

1972 yılında, dönemin politik atmosferi etkisinde, düşünceleri nedeniyle suçlanarak hapis ile cezalandırılan ve uzun yıllar sürgün hayatı yaşayan fikir-sanat işçisi Livaneli; Türk-Yunan ilişkilerinin zor dönemler yaşadığı 1980’li yıllarda Türk-Yunan Dostluk Derneği’nin kurucularından biri oldu. 1996-2016 yılları arasında UNESCO İyi Niyet Büyükelçisi olarak görev yaptı. 2002-2006 yıllarında ise milletvekili olarak TBMM’de yer aldı.

Türkiye müzik, kültür, fikir ve siyaset sahnesinde vazgeçilmez bir yeri olan Zülfü Livaneli, düşünsel ve edebi üretimine halen yaşadığı İstanbul’da devam etmekte.

www.livaneli.gen.tr

www.livaneli.net
 

Kitap Adı

Sevdalım Hayat - Ciltli

Kitap Yazar Adı

Zülfü Livaneli

Editör

Gülşen İşeri

Yayıma Hazırlayan

Günnur Aksakal

Son Okuma

Hasan Basri Başkaya

Kapak Tasarım

BABA Kreatif

Kapak İllüstrasyon

Ekin Başak Akgül

Dizgi

Nurgül Kıssacık

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Dağıtım Tarihi

16.12.2020

Sayfa Sayısı

464

Ebat

13,7 x 23 cm

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. Enzo 55 gr.

Cilt / Kapak

Hardcover

ISBN / Barkod

9789751041333

Kitap Fiyatı

95,00 TL

 

₺420,84

ARKA KAPAK YAZISI

“2021 yılının ruhunda Var Olma sanatını öğretmek var. Hangi burçlar var olma mücadelesi verecek hangileri 

varlığını kanıtlayacak?”

“2021’de huyunu değiştiren burçlarla yolunu değiştiren burçlar arasında mı kalacağız?”

“Herkesin yaptığını yapmayan, kafasına koyduğunu yaşayan Türkiye’nin siyasi kaderi hangi yöne gidecek?”

“Pandemi diye çıkılan yolun sonu gelecek mi?”

“Yeni normalde şekil değiştiren eğitim sistemi artık kalıcı mı olacak?”

“Dünyanın eş zamanlı öksürmesi 

Dijital Diktatörlüğü mü önümüze sürecek?”

“Hibrit insan teknolojisi küresel savaşları beraberinde mi getirecek?”

“Ekonomik kriz, hangi ülkenin hiperenflasyon altında

 ezilmesine neden olacak?”

“Akdeniz’de ön görülemez savaşların başlangıcını kim tetikleyecek?”

“Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) 32 yıl sonra 

nasıl dünya gündemine gelecek?”

“İnsanlık, dünyanın sahibi gibi davrananların 

elinden kurtulabilecek mi?”

“2021 yılı hafızalarımıza reset mi atacak?”

 

Kitap Adı

2021 Var Olmak

Kitap Yazar Adı

Zeynep Turan

Editör

Mehmet Bozkurt

Yayıma Hazırlayan

Ezgi Hotalak Adalı

Kapak Tasarım

Gilas Coşkun

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Dağıtım Tarihi

14.12.2020

Sayfa Sayısı

440

Ebat

13,7 x 21,5

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

₺56,28

ARKA KAPAK YAZISI

“Hümeyra nedense unutuverdi bir anlığına çorbayı, kabı kacağı, ne olacaksa dedi verirsem elimi, ömrümün sonuna kadar bekleyecek miyim iki kıvırmak için belimi? İnsanlar farklı noktalardan yaralanarak, yemliyorlar yaralarını, büyüyünce yaralar, sarıp sarmalayıp hayatlarını yok ediyor varlıklarını, kendi halinde aynı topuzla geçirdiği onca seneyi, kendisinden çıkan bir varlığın yardımı ile çözebilirse biraz da olsa sıyırabilir bacaklarından yaralarını.”

(Dans Dans Velhasıl adlı öyküden.)

Bâlâ Atabek dördüncü kitabı En Sevdiğim Şarkı’da, okurları kulaklarda müziğin tınısıyla kent hikâyelerinin peşinden sürüklüyor. Onun yalın öyküleri sokaklardan yükselen birer ses, insanları hayata bir şarkının penceresinden bakan insanlar.

Bâlâ Atabek’ten yalın, dupduru, sıcacık kent öyküleri…

 

Kitap Adı

En Sevdiğim Şarkılar

Kitap Yazar Adı

Bala Atabek

Editör

Gülşen İşeri

Yayıma Hazırlayan

Hasan Basri Başkaya

Kapak Tasarım

Gilas Coşkun

Arka Kapak Fotoğraf

Ayşegül Karacan

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Dağıtım Tarihi

08.12.2020

Sayfa Sayısı

144

Ebat

13,5 x 19,5

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041371

 

₺63,00

ARKA KAPAK YAZISI

Livaneli’nin cesaretle ve derinlemesine ele aldığı bu roman, bir Shakespeare trajedisi yoğunluğunda.

Yaşar Kemal

 Yeni eseriniz, sizi Türkiye’nin politik ve kültürel hayatının en sembolik simalarından biri yapan muazzam yeteneğinizi gözler önüne seriyor…

Jacques Chirac, Fransa Cumhurbaşkanı

 

Mutluluk romanında, Livaneli felsefi ve siyasi sorgulamalarını çok usta bir biçimde karakterlerinin psikolojilerine yedirmiş. Çok aydınlatıcı ve derinden etkileyici bir kitap, günümüz dünyasında dürüstlük ve samimiyet arayanlar için vazgeçilmez.

Kirkus Reviews, ABD

 

Mutluluk, yalnızca harika kurgusuyla heyecanlı ve sürükleyici bir macera romanı değil; bunların ötesinde, gelenek ile modernlik, tarih ile bellek yitimi, din ile laiklik arasında bölünmüş Türk toplumu üzerine son derece güçlü bir analiz. 

Martine Laval Telerama, Paris

 

Livaneli, Mutluluk  romanında da gelenek ve modernliğin çelişkisi içinde, her biri kendi mucizesini bekleyen, Meryem’in, Cemal’in ve İrfan’ın yollarını kesiştirirken; bastırılmışlık, töre, mutluluk, mutsuzluk, korku, tabular, şehvet ve bunalan burjuvazinin gölgesinde toplum yapısının tüm katmanlarını bu arayış ve keşfediş hikâyesiyle gözler önüne seriyor.

 

2006 yılında Barnes & Noble Yeni Büyük Yazarları Keşif Ödülü’ne layık görülen Mutluluk, yayımlandığı günden itibaren Türkiye’de ve dünyada çok ses getiren ve hâlâ geçerliliğini koruyan derinlikli bir Türkiye portresi, acı tatlı bir peri masalı.

Editör

Gülşen İşeri

Yayıma Hazırlayan

Günnur Aksakal

Son Okuma

Ezgi Hotalak Adalı

Kapak Tasarım

                   Canan Satan

Dizgi

Nurgül Kıssacık

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Dağıtım Tarihi

08.12.2020

Sayfa Sayısı

328

Ebat

13,7 x 23,0

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041487

 

₺130,20

ARKA KAPAK YAZISI

İstanbul’un tarih kokan lezzet duraklarına iştah açıcı bir yolculuk! 

Her tarifte eski zamanları hatırlayacağınız Rum kültürüyle yoğrulmuş

nostaljik bir yeme-içme ve işletme rehberi.

Müziğin hiç dinmediği meyhanelerde, 

eğlencenin hiç bitmediği tavernalarda yerinizi ayırtın. 

Yıllardır ayakta kalmayı başarmış bu eşsiz mekânların

asırlık öykülerini dinleyecek, en iyi mezelerin sırlarını bulacak,

ara sıcaktan ana yemeğe her lokmada farklı tatlara kapı aralayacaksınız.  

Mis kokulu pastaneler, rengârenk şekerlemeciler ve

rüya gibi çikolata fabrikaları da cabası… 

Eğer siz de yeni bir başlangıç yapıp yeme-içme sektörüne girmek istiyorsanız,

bu kitapla işin inceliklerini öğrenecek, aradığınız cesareti bulacaksınız. 

Yok, sadece tatmaya geldim diyorsanız, 

hayal ettiğinizden çok daha fazlasını tadacaksınız.

Kitap Adı

Unutulmaz Hayatların Reçeteleri

Kitap Yazar Adı

Meri Çevik Simyonidis

Editör

Mehmet Bozkurt

Yayıma Hazırlayan

Ezgi Hotalak Adalı

Kapak Tasarım

Ahmet Uzun

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Dağıtım Tarihi

26.11.2020

Sayfa Sayısı

344

Ebat

13,7 x 21,5

Kağıt / İç Baskı

III.Hm. Enzo 55 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041401

Kitap Fiyatı

28,00 TL

 

 

₺124,32

ARKA KAPAK YAZISI

Jön Türkler ve İttihatçılar kimlerdi?
İttihat ve Terakki bir ihtilal örgütü müydü?
İttihat ve Terakki’nin bir ideolojisi var mıydı?
İttihatçılar, Türkçü müydü?
Hangi gelişmeler İttihat ve Terakki’yi iktidara getirdi?
Balkan Savaşı’ndaki bozgun ve göç faciasının sebepleri nelerdi?
31 Mart ayaklanması İttihat ve Terakki’ye tepki miydi?
Balkan komitacılığı nedir? 
Teşkilat-ı Mahsusa yasal bir örgüt müydü?
Yedi yılda; üç savaş, bir seri ihtilal, darbe ve ayaklanma, toplumu nasıl etkiledi?
Sınırsız cesaretleri ve müthiş ataklıklarıyla bir döneme mühür vuran silahşorlar, birer serüvenci mi, yoksa delilik derecesinde vatanseverler miydi?
Jön Türk hareketinin öncülerinden, yazar, şair ve Osmanlı İmparatorluğu’nda, 19. yüzyılın en önemli devlet adamlarından birisi olan
Ziya Paşa’nın: 
“Kalkın ey felâh-ı vatan dediler, kalktıkHerkes oturdu biz ayakta kaldık...”
Dizeleri, kendilerinden sonra gelenler için de geçerli mi?
Cumhuriyeti iyi anlayabilmek için 1908-1918 dönemine bakmak gerekiyor...

 

Kitap Adı

İttihat ve Terakki İsyankar Doğanlar

Kitap Yazar Adı

Osman Pamukoğlu

Editör

Mehmet Bozkurt

Yayıma Hazırlayan

Hasan Basri Başkaya

Kapak Tasarım

Ahmet Uzun

Dizgi

Mutlu İnan

Sayfa Tasarım

Şenol Alanbay

Dağıtım Tarihi

19.11.2020

Sayfa Sayısı

304

Ebat

13,7 x 21,5

Kağıt / İç Baskı

III.Hm. Enzo 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol

ISBN / Barkod

9789751041340

₺159,60

ARKA KAPAK YAZISI

Atatürk’ün Akıllı Projeleri

O NASIL YAPTI ÖTEKİLER NASIL YIKTI?

“Devrim ve Karşı Devrim”

Cumhuriyet mucizesini yaratan “Atatürk’ün Akıllı Projeleri” şunlardır:

  DİNDE ÖZE DÖNÜŞ PROJESİ

  TARİH VE DİL TEZLERİ PROJESİ

  YÜZEN FUAR PROJESİ “Karadeniz: Seyr-i Türkiye”

  MUSİKİ VE SANAT PROJESİ

  ÇAĞDAŞ ÜNİVERSİTE PROJESİ “Modern Eğitim”

  MODERN ANKARA PROJESİ

  SAĞLIK PROJESİ

  İNSANLIK PROJESİ

“Akl-ı Kemal... Sinan Meydan’ın, Atatürk’ün akıllı projelerini anlattığı beş ciltlik şaheseri... 

Sinan Meydan’ın kitaplarını hediye olarak alın, evlatlarınızın başucuna koyun, onlarla büyüsünler.

          

Yılmaz Özdil

“Atatürk ile ilgili şimdiye kadar on binin üzerinde kitap yayımlanmıştır. Ne var ki siyasal akıl açısından Atatürk’ü ele alan ve değerlendirerek bugünün Cumhuriyet kuşaklarına aktaran bir kitap yayımlanmamıştır. İşte Sinan Meydan böylesine bir boşluğu doldururken, önemli bir bilimsel çalışmayı Türk kütüphanelerine kazandırmıştır.”

Prof. Dr. Anıl Çeçen

₺281,40

ARKA KAPAK YAZISI

“Saz çaldın mı

Sağ elin geçmiştedir

Sol elin 

Gelecekte”

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Zülfü Livaneli için yazdığı şiiri…

Çağın ustası, barış elçisi, direnişin ve umudun kalemi, halk sanatçısı, dünya çapında bir müzisyen, sinemacı, siyasetçi. Babaannesinin “keçi”si. Abidin Dino’nun sözleriyle “mutluluğun müziğini yapan” fikir ve sanat işçisi… Zülfü Livaneli.

Usta yazar, bu kez günden güne “iyi evlatlarını boğan, kötüleri ise ödüllendiren” bir ülke haline gelen Türkiye’de; Cengiz Aytmatov’dan Yaşar Kemal’e, Elia Kazan’dan Ingmar Bergman’a, Bülent Ecevit’ten Mihail Gorbaçov’a dek uzanan yaşam serüvenini paylaşıyor. Livaneli, sanat insanının kaçınamadığı yazgıyı kendi kendinin arzuhâlcisi olup anlatıyor.

Elinizdeki çalışma, yalnızca Livaneli’nin zengin ömrünün değil; aynı zamanda hapislerden sürgüne, darbeden ölümlere türlü deneyimle sınanan bir kuşağın da hikâyesi. Kendi sözleriyle: “Şimdi okuyacaklarınız, kolayca göreceğiniz gibi sürekli sanat üstüne düşünen, yaratı sancıları çeken ama dönemin ve ülkenin koşulları gereği zaman zaman politikadan kaçamayan birinin anıları.”

Okumaya müptela bir çocuğun, milyonların tanıdığı bir sanatçıya ve siyasetçiye dönüşme sürecine, yakın tarihin politik ve kültürel atmosferine ışık tutan Sevdalım Hayat, yürekleri sıcacık bir “merhaba”ya davet ediyor.

ÖZGEÇMİŞ

 Ömer Zülfü Livaneli (1946, Ilgın)

Öğrenim hayatına Ankara Maarif Koleji'nde başlayan, ardından Stockholm'de felsefe ve müzik eğitimi alan Livaneli, ayrıca Fairfax Konservatuarı'nda uzaktan eğitim gördü. 

Hem Türkiye hem de dünya yazınına ve kültürel birikimine müzik, edebiyat, sinema gibi çeşitli mecralarda katkı koydu. Üretken yazarın romanları 40 dilde yayınlandı; İspanya, Kore ve Almanya’da çok satanlar listesine girdi. Son olarak Serenad, basının ve uluslararası kültür çevrelerinin yoğun ilgi gösterdiği bir organizasyonla Amerikalı okurlarıyla buluştu.

Zülfü Livaneli’nin romanları İtalya ve Fransa’da Yılın Kitabı Ödülü, ABD'de çeşitli edebiyat ödülleri, Balkan Edebiyat Ödülü; Türkiye’de Yunus Nadi Roman Ödülü, Orhan Kemal Roman Armağanı ve Beyaz Martı Onur Ödülü gibi ulusal ve uluslararası ölçekte pek çok saygın ödüle layık görüldü.

Columbia, Harvard, Princeton, Shangay, St. Petersburg, Kazan üniversiteleri gibi dünya çapında prestij taşıyan üniversitelerin yanı sıra, çeşitli Türk üniversitelerinde de konferanslar ve dersler veren usta edebiyatçının romanları, Missouri Southern State University (MSSU)’de ders kitabı olarak okutuldu.

 

Cengiz Aytmatov ev sahipliğinde Arthur Miller, Peter Ustinov, James Baldwin, Yaşar Kemal gibi 20. yüzyılın edebiyat dâhileri ve düşünürlerinin katılımıyla gerçekleşen Issık Göl Forumu’nda yer aldı.

Romanları kadar fikirleri ve müziği ile de dünya basınında övgülerle karşılanan bir sanatçı olan Livaneli edebiyat, müzik ve sinema alanlarında 30’dan fazla ulusal ve uluslararası ödül sahibi. Çalışmaları, dünya çapında yüz binlerce okur ve dinleyici tarafından takip ediliyor.

1972 yılında, dönemin politik atmosferi etkisinde, düşünceleri nedeniyle suçlanarak hapis ile cezalandırılan ve uzun yıllar sürgün hayatı yaşayan fikir-sanat işçisi Livaneli; Türk-Yunan ilişkilerinin zor dönemler yaşadığı 1980’li yıllarda Türk-Yunan Dostluk Derneği’nin kurucularından biri oldu. 1996-2016 yılları arasında UNESCO İyi Niyet Büyükelçisi olarak görev yaptı. 2002-2006 yıllarında ise milletvekili olarak TBMM’de yer aldı.

Türkiye müzik, kültür, fikir ve siyaset sahnesinde vazgeçilmez bir yeri olan Zülfü Livaneli, düşünsel ve edebi üretimine halen yaşadığı İstanbul’da devam etmekte.
 

₺147,00

UYKUSUZLUKTAN MI MUZDARİPSİNİZ?

Bu iyi değil… Yakında tüm vücudunuz beyninize saldırabilir.

İNATÇI BİR ATEŞ VE ÖDEMDEM Mİ ŞİKAYETÇİSİNİZ?

Dikkatli olun… Cildinizin altında büyük ihtimalle kurtçuklar dolaşıyor.

CİLDİNİZDE HASSASİYET VE RENK DEĞİŞİKLİĞİ Mİ FARK ETTİNİZ?

Eyvah… Muhtemelen kafanızdan bir boynuz çıkacak.

 

 

 

Hastalık hastaları artık, bu kırk beş adet iğrenç ve korkunç hastalığı içeren el kitabı ile gerçeklere dayanarak ve uygun bir şekilde kaygılanabilir. Tüm bölümlerde semptomlar, bir tanı rehberi, tedavi seçenekleri, hastalık seyri ve –henüz enfekte olmadıysanız– korunma önerileri kısmı bulunmaktadır. Kitap çok portatif olduğundan, onu her zaman yanınızda bulundurabilirsiniz (ve muhtemelen bulundurmalısınız), böylece şüphe götürmez bir şekilde ölümcül olduğunu hissettiğiniz en ufak kaşıntılı bir döküntüde hemen güvenilir rehberinizi açıp kendinize uygun bir tanı koyabilir ve endişelenmeye başlayabilirsiniz.

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 12 / 17
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2020

 

 

 

 

 

 

 

 

₺89,88

Gökyüzüne sevdalı bir milli değer: Vecihi Hürkuş.

Vecihi Kara Tehlike, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında yarattığı mucizelerle Kurtuluş Savaşı’na büyük katkı sağlayan, Türk havacılık tarihinin  mihenk taşlarından Vecihi Hürkuş’un azmini ve sarsılmayan inancını anlatan belgesel niteliğinde bir roman.

Vecihi Hürkuş, savaş dönemi bilinen adıyla “Kara Tehlike” yıkımın ve imkânsızlığın ortasında mavi gökyüzünde umudu yeşertiyor. Elinizdeki roman, esir düşse de teslim olmamayı şiar edinen Vecihi Bey’in, kadim topraklarımıza gösterdiği sayısız fedakârlığı anlatıyor. Ve, unutuluşa mahkûm edilerek sessiz sedasız ölüme giden bir milli kahramanı…

Ömrünü hürlüğe doğru kanat çırpmaya adayan Vecihi Hürkuş’u, bir de Orhan Bahtiyar’ın sade ve akıcı kaleminden dinleyin.

 

 

 

 

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 384
En / Boy : 13,7/21,5
Kağıt Cinsi : III. Hamur
Basım Tarihi : 10.2020
₺132,72

 

“Gazetelerin birinde ‘Yeryüzü cenneti adada satılık ev’ başlığı altında, adamızla ilgili övgülere yer veriliyordu. Bu gazete ilanı, yıllardır herkesten sakladığımız Son Adamızın, küçük topluluğumuzun herkes tarafından bilinmesi ve huzurumuzun bozulması anlamına geliyordu. Kim bilir, evi nasıl biri alacaktı?”

Ada sakinlerinin karmaşadan uzak kardeşçe yaşadığı son insani köşeye, son sığınağa, Son Ada’ya bir gün bir adam gelir. Adalıların o güne dek süren hayatları, huzuru ve mutluluğu bir anda yerle bir olur. 

Bu beklenmedik durum karşısında adanın çocukları ne yapacaklar? Büyüklerin kararlarının sonuçlarına razı mı olacaklar, yoksa adadaki hayatı koruyabilecekler mi?

Kitapları 40’tan fazla dilde yayımlanan usta yazar Zülfü Livaneli’nin kaleminden genç okurlar için muhteşem bir roman. Son Ada’nın Çocukları, adalı çocukların barış ve özgürlük adına verdikleri ilham verici mücadeleyi anlatıyor

 

 

₺330,96

 

Yaşar Kemal’in önsözüyle: “Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir.”

Son Ada… Martılar, yasemin kokuları, çam ormanları, renk renk balıklar ve mutlu insanlarla dolu anakaraya uzak bir sığınak. En iyi korunan sır, yeryüzünün gizli cenneti. 

Bu son insani köşe, son sığınak nasıl kaybedildi? Geri kazanmak mümkün mü?

Ünlü edebiyatçı Zülfü Livaneli’nin en politik romanı olan Son Ada, ismini bilmediğimiz bir adada yine ismini bilmediğimiz insanların ve bir diktatörün ekseninde yaşananları anlatıyor. Livaneli, Türkiye’den ve dünyadan tüm okurların aşina olduğu “diktatörlük” gerçeğine alegorik bir anlatımla dikkat çekiyor.

Türk edebiyatının mihenk taşlarından Yaşar Kemal’in Önsöz’de yer alan sözleriyle: “Zülfü bu romanda inanılmaz ölçüler, olanaklar yaratmış. Her şey birbirine uyuyor. Edebiyatta görkemli bir söz vardır, büyük kapıdan girmek. Bu, büyük bir eserin yazarı demek. Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir.”

2009 Orhan Kemal Roman Armağanı’na layık görülen ve pek çok dile çevrilip dünya çapında okunan Son Ada, Gezi direnişçilerini selamlayan yenilenmiş finaliyle tekrar okur karşısına çıkıyor

 

 

₺330,96

 

“Gazetelerin birinde ‘Yeryüzü cenneti adada satılık ev’ başlığı altında, adamızla ilgili övgülere yer veriliyordu. Bu gazete ilanı, yıllardır herkesten sakladığımız Son Adamızın, küçük topluluğumuzun herkes tarafından bilinmesi ve huzurumuzun bozulması anlamına geliyordu. Kim bilir, evi nasıl biri alacaktı?”

Ada sakinlerinin karmaşadan uzak kardeşçe yaşadığı son insani köşeye, son sığınağa, Son Ada’ya bir gün bir adam gelir. Adalıların o güne dek süren hayatları, huzuru ve mutluluğu bir anda yerle bir olur. 

Bu beklenmedik durum karşısında adanın çocukları ne yapacaklar? Büyüklerin kararlarının sonuçlarına razı mı olacaklar, yoksa adadaki hayatı koruyabilecekler mi?

Kitapları 40’tan fazla dilde yayımlanan usta yazar Zülfü Livaneli’nin kaleminden genç okurlar için muhteşem bir roman. Son Ada’nın Çocukları, adalı çocukların barış ve özgürlük adına verdikleri ilham verici mücadeleyi anlatıyor.

 

₺79,80

Neden buradasınız?

Yapılacak onca işin arasında, okunacak başka bir sürü kitap arasında neden bu kitabı seçmiş olabilirsiniz?

Kendinize bunu sorarak başlamaya ne dersiniz?

Sizi çeken bir şey var. Önce siz, bu karşılaşma anını not edin. Bu bir başlangıç. 

Hedefler niyetle başlar.

Bu kitapla birlikte bir seyahate çıktığınızı düşünün. Ama bu, size hiçbir seyahat şirketinin sunmadığı, kendi içinize doğru yolculuk olsun… Bu bir fark’andalık (mindfulness) yolculuğu… Bu seyahate başlamadan önce de niyet edin. 

Doç. Dr. Bilge Uzun, Bahçeşehir Üniversitesi, Psikolojik Danışma ve Rehberlik bölümünde öğretim üyesi. Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora Programını Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde tamamladı. Nam-ı diğer Mindfulness kavramı ve felsefesi ile Post-Doc (Doktora Sonrası Araştırma) için gittiği Londra’da, Roehampton Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji çalışmaları yaparken karşılaştı. O gün değişimin başlangıcıydı. 2012 yılının bir Eylül ayıydı. Ülkesine döndüğünde kararını vermişti: Felsefenin temellerini öğrenmek için önce Amerika’dan eğitimler aldı, ardından Hollanda’da buldu kendini, bir akademik konferansta. Japonya’da taradı sonra. Malezya ve Singapur’da da. Güney Afrika’dan kavramın ruhuna işlemiş deneyimleriyle döndü. ‘Bulacağım ben bu Buda’yı’ diyerek çıktığı uzun yolculukta bir sonraki durağı, Nepal ve Hindistan oldu.

 

 

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 160
En / Boy : 13,7/21,5
Kağıt Cinsi : III. Hamur
Basım Tarihi : 10.2020
₺67,20

Yusuf Ziya Ortaç’ın Bizim Yokuş diye bahsettiği yokuş −kitabın ilk cümlelerinde de göreceğimiz üzere− Babıâli Yokuşu’dur. Babıâli Yokuşu, bir dönem başta İstanbul olmak üzere Türk yayıncılığının kalbinin attığı yerdir. Kitabevleri, gazeteler, matbaalar… O yokuş, deyim yerindeyse koca bir kültür-sanat pasajıdır. İçinde Servet-i Fünunları, Akbabaları, Kehkeşanları, Safahatları, Hürriyetleri, Cumhuriyetleri, Cenap Şehabettinleri, Rıza Tevfikleri, Ziya Gökalpleri, Ahmet Haşimleri, Aziz Nesinleri, Refik Halitleri, Reşat Nurileri yaşatan bir yokuş…

***

İstanbul’da 1895 yılında dünyaya gelen Yusuf Ziya Ortaç, edebiyata Vefa İdadisi’nde okurken aruz vezninde yazdığı şiirlerle başladı. Genç yaşta tanıştığı Ziya Gökalp’in etkisiyle hece ölçüsünü benimsedi ve bu türde verdiği başarılı örnekler sayesinde “Hecenin Beş Şairi”nden biri olarak ünlendi. 1915’te edebiyat öğretmenliğine başlayan Ortaç, edebi faaliyetlerine çeşitli dergilerde yazarak devam etti. Asıl yükselişini ise 1922’de Orhan Seyfi Orhon’la birlikte çıkarmaya başladıkları “Akbaba” adlı mizah dergisi ile yaşadı. Kısa sürede en ünlü mizah yazarlarından biri haline geldi ve ölümüne değin dergiyi çıkarmaya devam etti. Dönemine yayıncılık faaliyetleriyle damga vuran Ortaç, 1946-1954 yılları arasında milletvekilliği de yaptı. Ortaç, 1967’de, doğduğu şehirde hayatını kaybetti.

 

 

 

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 256
En / Boy : 13,7/19,5
Kağıt Cinsi : III. Hamur
Basım Tarihi : 09.2020
₺122,64

Kürkçü Dükkânı’nda bir insanın kendine yenilişi gözler önüne seriliyor. Süheylâ, mutluluğu para ve mal varlığıyla elde edeceğine inanan, hırslı bir anne ile onun sözünden çıkmayan bir baba elinde yanlış seçimlere sürükleniyor. Zengin kumarbaz Adnan, taşralı Ekrem ve sabırlı âşık Cemal Münir. Ve bu üç erkeğin arasında hayatı yangın yerine dönen genç bir kadın. 

Sınıf çatışmalarının Türk edebiyatında henüz yüzünü göstermeye başladığı 20. yüzyılın ilk yarısında evlilik, aşk ve intikam ekseninde şekillenen toplumsal ilişkileri okurken, eski İstanbul’dan manzaralarla karşılaşacaksınız.

***

İstanbul’da 1895 yılında dünyaya gelen Yusuf Ziya Ortaç, edebiyata Vefa İdadisi’nde okurken aruz vezninde yazdığı şiirlerle başladı. Genç yaşta tanıştığı Ziya Gökalp’in etkisiyle hece ölçüsünü benimsedi ve bu türde verdiği başarılı örnekler sayesinde “Hecenin Beş Şairi”nden biri olarak ünlendi. 1915’te edebiyat öğretmenliğine başlayan Ortaç, edebi faaliyetlerine çeşitli dergilerde yazarak devam etti. Asıl yükselişini ise 1922’de Orhan Seyfi Orhon’la birlikte çıkarmaya başladıkları “Akbaba” adlı mizah dergisi ile yaşadı. Kısa sürede en ünlü mizah yazarlarından biri haline geldi ve ölümüne değin dergiyi çıkarmaya devam etti. Dönemine yayıncılık faaliyetleriyle damga vuran Ortaç, 1946-1954 yılları arasında milletvekilliği de yaptı. Ortaç, 1967’de, doğduğu şehirde hayatını kaybetti.

 

 

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 48
En / Boy : 13,7/19,5
Kağıt Cinsi : III. Hamur
Basım Tarihi : 09.2020
₺45,36

Henüz 19’unda babasını kaybeden edebiyat aşığı bir genç, erken yaşta bekâr kalan korumacı bir anne ve rüya gibi bir sevgili; Şehnaz…

Nihat Ahmet, yokluk, hastalık ve fikir çatışmalarının hüküm sürdüğü bir dönemde büyüme sancıları çekiyor. Bir yandan edebiyat derneklerinde aruz ile heceyi tartışır, yayımlatacağı şiirlerle kendi ayakları üstünde durmaya çalışırken, bir yandan da aşkına mani olan annesiyle mücadele ediyor. Tam her şey yoluna girdi derken patlak veren Birinci Dünya Savaşı ise hayatının tüm seyrini değiştiriyor. Ve hiç beklenmedik bir anda göç başlıyor.

Yusuf Ziya Ortaç, ilk gençlik yıllarından izler taşıyan Göç’te zorlu bir aşkı anlatırken milli mücadeleye giden siyasi tartışmalara, yoksulla zengin arasındaki uçuruma ve dönemin edebiyat çevresine ayna tutuyor. Ortaç, Ziya Gökalp’e selam göndermeyi de ihmal etmiyor.  

***

İstanbul’da 1895 yılında dünyaya gelen Yusuf Ziya Ortaç, edebiyata Vefa İdadisi’nde okurken aruz vezninde yazdığı şiirlerle başladı. Genç yaşta tanıştığı Ziya Gökalp’in etkisiyle hece ölçüsünü benimsedi ve bu türde verdiği başarılı örnekler sayesinde “Hecenin Beş Şairi”nden biri olarak ünlendi. 1915’te edebiyat öğretmenliğine başlayan Ortaç, edebi faaliyetlerine çeşitli dergilerde yazarak devam etti. Asıl yükselişini ise 1922’de Orhan Seyfi Orhon’la birlikte çıkarmaya başladıkları “Akbaba” adlı mizah dergisi ile yaşadı. Kısa sürede en ünlü mizah yazarlarından biri haline geldi ve ölümüne değin dergiyi çıkarmaya devam etti. Dönemine yayıncılık faaliyetleriyle damga vuran Ortaç, 1946-1954 yılları arasında milletvekilliği de yaptı. Ortaç, 1967’de, doğduğu şehirde hayatını kaybetti.

 

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 168
En / Boy : 13,7/19,5
Kağıt Cinsi : III. Hamur
Basım Tarihi : 09.2020
₺72,24

Geçmişe özlem duyan Osmanlı paşası bir dede, geleceğe kaygıyla bakan eski İttihat-Terakki üyesi bir baba ve biri milliyetçi diğeri Marksist iki düşman kardeş. Türkiye büyük bir dönüşüm yaşarken üç ayrı kuşak aynı evde siyasi, kültürel ve ahlaki çatışmalar içinde yaşam mücadelesi veriyor. Ve tüm bunların arasında tutulduğu aşkla zenginliği tadan Bedia, geçirdiği ışıltılı günlerde hayatı sorgulamaya başlıyor.

Dönemin politik tartışmaları ve amansız bir kuşak çatışması arka planında fakir kız ile zengin oğlanın aşkını okuyacak, adeta bir zaman tüneli içinde, modernleşme sancıları çeken Türkiye’ye doğru yol alacaksınız.  

***

İstanbul’da 1895 yılında dünyaya gelen Yusuf Ziya Ortaç, edebiyata Vefa İdadisi’nde okurken aruz vezninde yazdığı şiirlerle başladı. Genç yaşta tanıştığı Ziya Gökalp’in etkisiyle hece ölçüsünü benimsedi ve bu türde verdiği başarılı örnekler sayesinde “Hecenin Beş Şairi”nden biri olarak ünlendi. 1915’te edebiyat öğretmenliğine başlayan Ortaç, edebi faaliyetlerine çeşitli dergilerde yazarak devam etti. Asıl yükselişini ise 1922’de Orhan Seyfi Orhon’la birlikte çıkarmaya başladıkları “Akbaba” adlı mizah dergisi ile yaşadı. Kısa sürede en ünlü mizah yazarlarından biri haline geldi ve ölümüne değin dergiyi çıkarmaya devam etti. Dönemine yayıncılık faaliyetleriyle damga vuran Ortaç, 1946-1954 yılları arasında milletvekilliği de yaptı. Ortaç, 1967’de, doğduğu şehirde hayatını kaybetti.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 152
En / Boy : 13,7/19,5
Kağıt Cinsi : III. Hamur
Basım Tarihi : 09.2020
₺68,04

Bir kadının kendini yeniden keşfetme macerası, sevgi ekseninde samimi ve naif bir öykünün içinde kaleme dökülüyor… Bazen yeniden başlamak için her şeyden vazgeçmek gerektiğini, sıradan insanların nasıl sihirli bir dünya yaratabildiğini, görünenin ardında ne kadar büyük gizler olabileceğini öğretiyor bize… Karya’nın toy adımları bizi kendi hikâyelerimizle yüzleştirirken, umut etmeyi, hayal kurmayı ve inanmayı yeniden hatırlamamızı sağlıyor…Henüz Tanışmadık sürprizli finaliyle kendini hayatın akışına bırakmayı bilenler ve asla vazgeçmeyenler için dünyada hâlâ mucizelerin var olduğunu kanıtlıyor… 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 160
En / Boy : 13,7/21,5
Kağıt Cinsi : III. Hamur
Basım Tarihi : 09.2020
₺73,92

 

Tekerlekli sandalye bir engel midir?

Birlik olunca tüm engeller yok edilir… Özgür’ün engelli arkadaşı Nazlı’nın büyük bir problem var. Ama bütün sınıf bir olup ona harika bir çözüm sunuyor. Ve Nazlı, arkadaşları sayesinde bugün de gülüyor!

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 24
En / Boy : 23 / 23
Kağıt Cinsi : Kuşe Kağıdı
Basım Tarihi : 09.2020
₺134,40

 

Eşitlik nedir? Okul müdürünün oğlu Kaan, Özgür’den daha ayrıcalıklı olabilir mi?

Kahramanımız Özgür, bu kez bir basketbol maçında karşı çıkıyor haksızlığa. Ve arkadaşları, Özgür sayesinde ömür boyu ilke edinebilecekleri yepyeni bir kavram öğreniyor. Sonra ne mi oluyor? Tüm sınıf hep bir ağızdan şöyle bağırıyor:

“Herkese eşit kurabiye!” 

 

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 24
En / Boy : 23 / 23
Kağıt Cinsi : Kuşe Mat
Basım Tarihi : 09.2020
₺134,40

 

Özgür’ün en sevdiği arkadaşı… Dini, ırkı ve hatta adı bile farklı. Haçik, sınıfında tam da bu yüzden ayrımcılığa uğruyor. Kahramanımız Özgür ise Paskalya yumurtalarını boyayıp Haçik ile alay eden arkadaşlarına asla unutamayacakları bir ders veriyor.

Sen de Haçik’le dost olmaya ne dersin? Belki bu Paskalya Bayramı’nda yumurtaları renklendirip onun neler hissettiğini anlayabilirsin…

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 24
En / Boy : 23 / 23
Kağıt Cinsi : Kuşe Mat
Basım Tarihi : 09.2020
₺134,40

 

Büyüyünce ne olacaksın?

Aşçı, hakem ya da dansçı mı? Peki, bu soruya hiçbir baskı altında kalmadan cevap verebilir misin? Özgür, bu kez babasından alıyor hayat dersini… Ve toplumsal cinsiyet rollerini bir kenara bırakıp gerçekten ne istediğine karar veriyor. O bir kız çocuğu ve her mesleği yapabilir. Çünkü buna inanıyor. Ya sen? Tabuları yıkmaya hazır mısın?

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 24
En / Boy : 23 / 23
Kağıt Cinsi : Kuşe Kağıdı
Basım Tarihi : 09.2020
₺134,40

 

Özgür ve arkadaşları Yaşlılar Haftası’nı kutluyor.

Kimi otobüste tonton bir dedeye yer veriyor, kimi yorgun bir ninenin market torbalarını taşıyor.

Ve gün sonunda herkes ayrı bir hikâyeyle yaşlıların takdirini kazanıyor.

Sen de Yaşlılar Haftası’nda bir büyüğüne yardım etmeye ne dersin? Belki Özgür ve arkadaşlarından, yaşlıların nelere ihtiyacı olabileceği konusunda fikir alabilirsin.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 24
En / Boy : 23 / 23
Kağıt Cinsi : Kuşe Mat
Basım Tarihi : 09.2020
₺134,40

Bu kitap bir sevgi günlüğüdür. Kötülüklerin kol gezdiği dünyada aşka ve sevgiye doymuş bir kalple yazılmıştır. Hayatın sonbaharına geldiğinde yaşanan onca yılın ardından geriye kalan tek şey sevgi oluyor. Bedenine yalnızlık çöktüğünde aşk dolu hatıralar yanına koşarken öfke, kıskançlık ve kin sadece ruhu yoruyor. Yıllar sonra geri dönüp baktığında için huzurla dolsun istiyorsan zaman kaybetmeden kalbinde aşka yer aç. Gönül sende misafirken sev doya doya!


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 160
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 3. Hamur
Basım Tarihi : 09.2020
₺120,12

 

Bu kitap, öncelikle Türk Müziğinin tarihsel sürecini ve dönemlerini incelemek suretiyle, Türk Müziğinde dönemsel olarak prozodi anlayışını incelemek ve prozodi konusunda dönemler arası bir karşılaştırma yapmak amacıyla hazırlanmıştır. Prozodi kavramı, genel itibariyle 15. yüzyıldan 20. yüzyıl sonuna kadar dönemsel olarak incelenmiş, her dönemin üslûp ve anlayışına göre değerlendirilmiştir. Her dönemden ön plana çıkmış ve dönemin genel üslûbunu yansıtan bestekârların seçilmiş eserlerinde prozodik incelemeler yapılmıştır. Bu incelemeler, dönemlerin beste anlayışları ile birlikte ortaya konulmuştur.

Bu kitap, tarihsel süreçte yer alan eserlerin sanatsal değerini ölçmek suretiyle prozodik olarak eksik, hatalı, yanlış olduğunu belirtmeye ve eserlerin beste yapılarının yeniden şekillenmesine yönelik bir çalışma asla değildir. Tam aksine eserlerin bugünkü prozodi anlayışı ile incelenerek, dönemler arası beste ve edebi anlayışları hakkında bir değerlendirme yapılması amacı taşımaktadır. Prozodinin, Türk Müziğinde 20. yüzyıldan itibaren ön plana çıkması sebebiyle Cumhuriyet dönemindeki prozodi anlayışı temel alınarak değerlendirmeler yapılmıştır. 

 

 

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 176
En / Boy : 16 / 23,5
Kağıt Cinsi : 3. Hmr Enzo
Basım Tarihi : .08.2020

₺94,92

 Yaşar Kemal’in önsözüyle: “Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir.”

Son Ada… Martılar, yasemin kokuları, çam ormanları, renk renk balıklar ve mutlu insanlarla dolu anakaraya uzak bir sığınak. En iyi korunan sır, yeryüzünün gizli cenneti. 

Bu son insani köşe, son sığınak nasıl kaybedildi? Geri kazanmak mümkün mü?

Ünlü edebiyatçı Zülfü Livaneli’nin en politik romanı olan Son Ada, ismini bilmediğimiz bir adada yine ismini bilmediğimiz insanların ve bir diktatörün ekseninde yaşananları anlatıyor. Livaneli, Türkiye’den ve dünyadan tüm okurların aşina olduğu “diktatörlük” gerçeğine alegorik bir anlatımla dikkat çekiyor.

Türk edebiyatının mihenk taşlarından Yaşar Kemal’in Önsöz’de yer alan sözleriyle: “Zülfü bu romanda inanılmaz ölçüler, olanaklar yaratmış. Her şey birbirine uyuyor. Edebiyatta görkemli bir söz vardır, büyük kapıdan girmek. Bu, büyük bir eserin yazarı demek. Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir.”

2009 Orhan Kemal Roman Armağanı’na layık görülen ve pek çok dile çevrilip dünya çapında okunan Son Ada, Gezi direnişçilerini selamlayan yenilenmiş finaliyle tekrar okur karşısına çıkıyor.

₺84,00

Kitabı dikkatle oku. Hastalıklardan korunmak için yapman gereken bazı şeyler var. Ve eğer bunları yaparsan oyunlar oynamaya devam edebilirsin. Okuldan, arkadaşlarından ve tabii ki eğlenceden uzak kalmamak için sadece birkaç kural yeterli. Sağlıklı günler!Kitabı dikkatle oku. Hastalıklardan korunmak için yapman gereken bazı şeyler var. Ve eğer bunları yaparsan oyunlar oynamaya devam edebilirsin. Okuldan, arkadaşlarından ve tabii ki eğlenceden uzak kalmamak için sadece birkaç kural yeterli. Sağlıklı günler!


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 200
En / Boy : 23 / 23
Kağıt Cinsi : Kuşe Mat 170 gr.
Basım Tarihi : 8.2020
₺126,00

 

 

“Ne denirse densin, kökeni ve kaynağı ne olursa olsun sabit olan bir hakikat var ki o da insanlarda aşk denilen bir hadise vardır. Ve insanlar bu hadisenin hükmüne tabidir.”

Modern Türk romancılığının tartışmasız en büyük ustası Halit Ziya Uşaklıgil, 1935 yılında yayımlanan Aşka Dair’de pesimist bir dünya içinde bocalayan insan hayatlarından kesitler sunuyor. Aşk, yalnızlık, delilik, yoksulluk ve ölüm gibi olguları karakterlerin iç dünyalarına yaptığı yolculukla gün yüzüne çıkarırken akıllara eşsiz dili ve çarpıcı kurgusuyla kazınıyor. İlk basımından on yıllar sonra bile halen keyifle okunan Aşka Dair yazarın kendi hatıralarından da izler taşıyor.

 

 

 

 

Basım Dili : Türkçe

Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 136
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 3. Hamur
Basım Tarihi : 8.2020
₺34,44

 

 

“Hayata tutunamayan, hayat karşısında genellikle hayal kırıklıklarına uğrayan insanların dramını vermiştir Halit Ziya.” 

Oğuz Atay

Kitap olarak 1895’te yayınlanan Ferdi ve Şürekâsı, modern Türk romanının öncü ismi Halid Ziya Uşaklıgil’in, varlık-yokluk çatışması üzerinden insan ilişkilerini anlattığı ilk dönem romanlarındandır. Halid Ziya, romanın geçtiği 19. yüzyıl Türkiyesi’nin dışa kapalı atmosferini Ferdi ve Şürekâsı Ticaretgâhı ile simgeleştirerek işçi sınıf ve kentsoylu sınıfın emellerini, kaygılarını, kalp kırıklıklarını uyumsuz bir evlilik üzerinden anlatır.

 

 

 

Basım Dili : Türkçe

Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 200
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 3. Hamur
Basım Tarihi : 8.2020
₺44,52

 

 

Şık, Türk edebiyatının önemli kalemi Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın yazdığı ilk romandır. Bu eser, ilk olarak Tercüman-ı Hakikat’te tefrika edilir ardından kitap olarak basılır.

“Bu ‘Şık’ hikâyesindeki Şatırzade Şöhret Bey de kendisinden 17 sene sonra doğan ‘Şıpsevdi’ kahramanı Meftun Bey’in nüvesidir.”

“Ey okuyucu! Şık’ın bu cehaletini, bu ahmaklığını romancının hayalinde vücut bulmuş bir abartı olarak görmeyiniz. Ben bu satırları sırf hayalimden yazmıyorum. Modelim, görüp işittiğim hakikatlerdir. Bu hakikatlere tesadüfümde ben de şüphe ettim. Fakat mihenge vurdum. Doğru buldum. Hayal ne kadar hayal olsa yine az çok hakikatten doğar. Hakikati hayalden, hayali hakikatten ayırmak kudretinin kazanılması pek çok akıllıca tecrübelere bağlıdır. Dolayısıyla hakikate benzer çok hayaller, hayale benzer çok hakikatler bulunduğunu hiçbir vakit dikkat ve muhakeme gözünden uzak tutmamalıdır.”

“Okuyunuz efendim, okuyunuz. Gençliğimin ihtiyarlığımdan çok neşeli ve daha güldürücü olduğunu göreceksiniz… Çünkü ben bile kendi kendime bayıla bayıla güldüm.”

 

 

Basım Dili : Türkçe

Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 122
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 3. Hamur
Basım Tarihi : 8.2020
₺31,92

 

 

“Bu ejderin öldürücü dişlerine karşı koymak için ne yapmalıyız? Yavaş yavaş vücutlarını en öldürücü zehirlere alıştıranlar yok mu? Koleradan kurtulmak için koleraya, tifodan kurtulmak için tifoya, kuduzdan kurtulmak için kuduza aşılananlar yok mu? İşte ben mikrobik aşk hastalığının bu serumunu buldum. Aşılandım. Onun kurbanları sürü sürü ahmaklar gibi ben bu dertten ölmeyeceğim. Ve kimseyi öldürmeyeceğim.”

“Hangi fiilimizi tabiat kanunlarıyla tartarak işliyoruz ki bu davada da hak ve adil seçebilelim. Bize eza veren hakikati gerçek saymayız. Bütün ıstırapları hasmımıza yükleterek dava önünden zararsız sıvışmak isteriz. Bu macerada çok azap çektim. Fakat karşılık olarak Şükran’ın çektiklerini de niçin onun boynuna sırf günah kaydedelim.”

Gönül Ticareti, ilk olarak 1939’da yayımlandı. Tıpkı romanlarında olduğu gibi öykülerinde de unutulmaz karakterler yaratmayı başaran Hüseyin Rahmi Gürpınar, İstanbul kent yaşamının anlatılmayan hikâyelerini anlatmıştır. Gözlemleyip kendi fikriyatıyla süslediği karakterlerden sağduyulu insan hikâyeleri sunmuştur.

 

Basım Dili : Türkçe

Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 104
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 3. Hamur
Basım Tarihi : 8.2020
₺37,80

 

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın en büyük hususiyeti, sokağa yakın diliyle, meddahça resmettiği hikâyelerde toplumsal meselelere dokunmasıdır.

 

 

Melek Sanmıştım Şeytanı, dönemin İstanbul kent yaşamının mahalle aralarını anlatan bir hikâye derlemesidir. Tıpkı diğer eserleri gibi, sadece muzipçe ele alınamayacak bu hikâyeler, dini istismarları, kadın-erkek ilişkisini, metalaştırılmış kadını anlatır. Bu yönüyle yazarın ruh dünyasının da büyük bir yansımasıdır. 

 

Basım Dili : Türkçe

Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 104
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 3. Hamur
Basım Tarihi : 8.2020
₺30,24

 

Elinizdeki kitap yasaklı bir roman! 21. yüzyılda bile açıklanması zor toplumsal, siyasi ve ekonomik gerçekleri olağanüstü bir gözlem yeteneğiyle henüz 20. yüzyılın başlarında haykıran Şıpsevdi, yüz yıl öncesinden bugüne ışık tutuyor. Şekli bir Batı hayranlığı kisvesinde şark kurnazlığını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren bu kitap, muhteşem kurgusuyla adeta baş döndürüyor. Şıpsevdi, bugün hâlâ hüküm sürmekte olan sömürü düzenine isyan ederken bunu felsefi bir derinliğe bağlamaktan da geri kalmıyor. Ve tüm bunları yaparken insan türünün yüzleşmesi zor doğasını bir tokat gibi okuyucunun yüzüne çarpıyor. En muhalif kalemlerin bile cesaret edemeyeceği bir yüreklilikle yazıya dökülen bu roman, Hüseyin Rahmi Gürpınar adını Türk edebiyatına altın harflerle yazdırıyor. 

Alafranga adıyla 1901 yılında İkdam gazetesinde yayımlanmaya başlayan, ancak baskıcı İstibdat rejiminin yasaklarından kurtulamayan eser, 1911 yılında Şıpsevdi adıyla özgürlüğe kavuştu. Şıpsevdi, o tarihten beri her okunuşta ufuk açmaya devam ediyor.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 512
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 3. Hamur
Basım Tarihi : 8.2020
₺91,56

 

Konstantiniyye… İhtişamlı surlarının karanlık diplerinde cinayetler işlenen, otobanlarında siyasetçilerin suikastlara kurban gittiği, açlıktan çocukların dilendiği, gecekondularında kadınların sessiz sedasız öldürüldüğü, yalılarında yüzyıllık zenginliğin cömertçe seyre çıkarıldığı ve güzelliğiyle Divan şairlerine yüzlerce şehrengiz yazdıran, barok sanatından izler taşıyan şehirler şehri İstanbul.

Romanları 40 dilde yayınlanan ve uluslararası pek çok ödüle layık görülen ünlü yazar Zülfü Livaneli, Konstantiniyye Oteli ile okurlarına bir İstanbul panoraması çiziyor. İstanbul’un kaymak tabakasını, alt sınıfları ve hatta ölülerin ruhlarını buluşturup başarılı bir işkadını Zehra’nın gözünden anlatıyor.  İstanbul’un köklü tarihini fona alan usta edebiyatçı, onlarca karakteri, geçmişi Bizans’a dayanan bir otelin açılışına konuk ediyor; güç ve yönetim ilişkilerinden romantizme ve “başına sevda gelenlere”  kadar uzanan, geniş bir yelpazede insan ruhunu didik didik ediyor.

Prof. Onur Bilge Kula’nın deyişiyle “senfonik bir roman” olma özelliği taşıyan Konstantiniyye Oteli, İstanbul’da yüzyıllardır süren cümbüşü anlamak açısından Türk edebiyatında önemli
bir yer tutuyor.

Elinizde tuttuğunuz bu özel kitap, yeni baskısı ve gözden geçirilmiş son haliyle okurlarına çok sesli müzikal bir yapıt sunuyor.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 432
En / Boy : 13,7 / 23
Kağıt Cinsi : 3. Hamur
Basım Tarihi : 8.2020
₺409,08

Sakarya Meydan Muharebesi, 22 gün 22 gece sürer. Savaş tarihinin en uzun ve en kanlı meydan muharebesi…22 günde, yaklaşık 15 bin asker şehit düştü. Toplam zayiat, 40 bin civarında. Günde 700 kahraman, vatanı yeşertmek için kanını verdi… Mustafa Kemal Paşa’nın deyimiyle, “Büyük Kanlı Savaş…”Osmanlı Devleti’nde 1683 yılında, Viyana ile başlayan Türk toprak kaybı ve çekilmesi 238 yıl sürer… 238 yıllık çekilmeyi Sakarya’da durduran komutan… Savaş tarihine, adını altın harflerle yazdıran Başkomutan Mustafa Kemal Paşa…Yokluk, kıtlık ve milletin kalan son atımlık cephanesi…Yaralı bir Başkomutan’ın, savaş meydanında haykırışı…Kanlı Savaş Meydanı’nda düşmanlarla savaşırken, Padişah Vahdettin’le, Enver Paşa’yla mücadelesi…Hannibal, Büyük İskender, Sezar ve Napolyon’u kıskandıracak savaş ustalığı…Mustafa Kemal Paşa’nın muharebede yaşadığı duygusal anlar… Paşa’ya sevdalı Fikriye…Bu belgesel-anlatı, siz, çocuklarınız, torunlarınız… Ve gelecek kuşaklar için yazılmıştır…Bir görevi yerine getirmenin sorumluluğuyla…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 320
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 3. Hamur
Basım Tarihi : 8.2020
₺124,32

Bir gün corona geldi ve hiçbir şey eskisi gibi olmadı.

Ölümler, yoğun bakımlar, maske ve eldivenler, sosyal mesafeler… Nedenini araştıran herkes gözünü Çin’e dikmiş aynı merakla soruyordu…

Yaratıcı Türk zekâsı tek cümlede neden sonuç ilişkisini bir pazar esnafının gözünden tek cümlede özetleyiveriyordu: Tanrı vermiş pırasa, hiç yenir mi yarasa?

Metin Uca, şahsına münhasır muzip ve eleştirel üslubuyla, değişen hayatlarımız, alışkanlıklarımız ve nedeni konusunda inanılmaz komplo iddiaları ve cevap sanılan cevapları yani coronanın Türkiye yolculuğunu anlatıyor.

Tanrı vermiş pırasa, hiç yenir mi yarasa? Türkiye’deki sağlık sistemine ve kriz yönetimine dair hasar tespit raporu niteliğinde.

Sokağa çıkmak kimlere, ne zaman, ne kadar yasak? Corona hafta sonları daha mı çok bulaşıyor? Uçak yolculuğunda zararsız olan corona, kültür etkinliklerinde niye saldırganlaşıyor?

₺90,72

ORADA YILDIZLAR DÜŞÜYOR MU HÂLÂ

 

Şu umut yok mu şu umut? Bizi peşinden sürüklüyor, bizi beklediğini hayal ettiğimiz yerlere…

Yol nedir, yol? Yol umuttur.

Bazen iki yol çıkar karşına, birden. Acaba bunlardan hangisi? Onu da sen bileceksin.

Canlı cansız her varlığın gözünde yabancıyız. Sezdirmeden gidiyoruz, selam vermeden geçiyoruz…

En büyük korkumuz kafileden ayrı düşmek.

Bir sonraki sabahın bizlere ne getireceğini bilmiyoruz ve ümitten başka servetimiz yok…

Gün oluyor, ne bir şey bekliyor ne de bir umudumuz oluyor. Dağ başındaki tek ağaç, fırtınadaki bir tekneden farksızız…

₺69,72
Tükendi

ARKA KAPAK YAZISI

O NASIL YAPTI ÖTEKİLER NASIL YIKTI?

“Devrim ve Karşı Devrim”

Cumhuriyet mucizesini yaratan “Atatürk’ün Akıllı Projeleri” şunlardır:

  ÇAĞDAŞ TÜRKİYE PROJESİ

  TÜRK ULUS DEVLET (MİLLET) PROJESİ 

  RUMELİ SAVUNMA HATTI PROJESİ

  ORDU İLE SİYASETİ AYIRMA PROJESİ 

  SPOR VE BEDEN EĞİTİMİ PROJESİ

  ANADOLU’NUN İŞGALİNİ ÖNLEME PROJESİ 

  ANADOLU’YA GİZLİ GEÇİŞ PLANI

  ÖRNEK ÇİFTLİKLER (YEŞİL CENNET) PROJESİ

  İDEAL CUMHURİYET KÖYÜ PROJESİ

  GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ (GAP)

  DEMOKRASİ PROJESİ

  KEMALİST EKONOMİ MODELİ (KEM)

  SOSYAL FABRİKA PROJESİ

  DEMİRAĞ (DEMİRYOLU) PROJESİ

  UÇAK SANAYİ PROJESİ (Havacılık ve Uzay 

    Öngörüsü)

“Akl-ı Kemal... Sinan Meydan’ın, Atatürk’ün akıllı projelerini anlattığı beş ciltlik şaheseri... 

Sinan Meydan’ın kitaplarını hediye olarak alın, evlatlarınızın başucuna koyun, onlarla büyüsünler.

          

Yılmaz Özdil

“Atatürk ile ilgili şimdiye kadar on binin üzerinde kitap yayımlanmıştır. Ne var ki siyasal akıl açısından Atatürk’ü ele alan ve değerlendirerek bugünün Cumhuriyet kuşaklarına aktaran bir kitap yayımlanmamıştır. İşte Sinan Meydan böylesine bir boşluğu doldururken, önemli bir bilimsel çalışmayı Türk kütüphanelerine kazandırmıştır.”

Prof. Dr. Anıl Çeçen

₺399,00
< 1 2 3 4 5 ... 55 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı