Tükendi
Ceza Hukuku Monografileri

Çalışmanın konusu olan yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu 5237 sayılı TCK'nın 98'inci maddesinde düzenlenmiştir. Kendini idare edemeyecek durumda olan kişiye hal ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeyen veya bu durumu derhal ilgililere bildirmeyen kimse bu madde uyarınca cezalandırılır.

Çalışmanın gayesi yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu hakkında doktrin ve uygulamadaki görüşlere yer verilerek izahatta bulunmaktır. Buna istinaden, iki bölümden teşekkül eden çalışmanın birinci bölümünde ilgili suç tipinin tarihi vetiredeki gelişimi, mukayeseli hukuktaki düzenleniş şekli ve benzer suçlarla mukayesesi yer almıştır. İkinci bölümde ise yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu ve yapısal unsurları mütalaa edilmiştir.

Konu Başlıkları
Yardım veya Bildirim Yükümlülüğü
Mukayeseli Hukukta Düzenleniş Şekilleri
İhmali Suçlarda Hukuka Aykırılık ve Kusurluluk
İhmali Suçlarda İçtima Meselesi


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 180
Ağırlık : 180
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺200,00
Tükendi

Kanun koyucu, borçlunun hacizden veya iflasın açılmasından önceki bir tarihte mal varlığında bulunan hakları veya değerleri mal varlığından çıkarmış olması halinde elinde aciz vesikası bulunan alacaklıları ve borçlunun iflas etmesi halinde iflas alacaklılarını korumak amacı ile tasarrufun iptali davalarını düzenlemiştir. Tasarrufun iptali davaları, borçlunun geçerli bir tasarruf işlemi ile mal varlığından çıkarmış olduğu malları, tekrar alacaklının cebri icra sahasına veya iflas masasına dâhil edebilmesine imkân tanımaktadır. Dürüst olmayan borçlu ile muhatap olan her alacaklının yolu tasarrufun iptali davasına çıkmaktadır.

Son yıllarda icra takibine dayalı olarak açılan muvazaa davalarındaki Yargıtay uygulaması ile muvazaa davaları, tasarrufun iptali davalarına benzemeye başlamıştır. Muvazaa davalarında İİK m. 283/1'in kıyasen uygulanması en önemli benzerliklerdendir. Muvazaa davaları genel hükümlere göre ispat açısından kolay bir dava iken, tasarrufun iptali davaları gerek yargılama gerek süreler gerekse de ispat açısından muvazaa davalarına kıyasla zor davalardır. Ancak tasarrufun iptali davalarının şartları mevcut ise bu dava neticesinde cebri icra daha avantajlı hale gelmektedir. Tasarrufun iptali davaları ile muvazaa davaları açısından karşılaşılabilecek tüm durumlarla ilgili bilgiler veren ve her duruma ilişkin zengin içtihatlarla desteklenen bu kitap ile akademik anlamda ve uygulamaya yönelik tüm sorulara cevap bulunacak bir eser ortaya konulmuştur.

Konu Başlıkları
Tasarrufun İptali Davaları
Muvazaa Davaları
Tasarrufun İptali Davaları ile Muvazaa Davalarının Karşılaştırılması
Aciz Belgesi
İflâsta Tasarrufun İptali Davaları
6183 sayılı Kanundan Kaynaklanan Tasarrufun İptali Davaları
Muvazaa Davalarında İİK m. 283
1'in Kıyasen Uygulanması
Tasarrufun İptali Davalarının Cezaî Sonuçları


Basım Ayı/Yılı : 7/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 376
Ağırlık : 376
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺370,00
Tükendi

Güncel yargı kararları ışığında; genel kurul kararları iptali, öz sermaye tespiti, şirketle ortak arasındaki uyuşmazlıklar, şirketin feshi, tasfiyesi, ihyası, zayii belgesi alınması gibi konuların ele alındığı çalışmada, örnek dilekçe ve bilirkişi raporlarına da yer verilmiştir.

Genel itibariyle, şirketlerin kendi aralarındaki (hususi) uyuşmazlık konuları incelenmiş, örneğin; 6102 sayılı TTK'nın 622. maddesinde 410. maddeye bir atıf yok ise de limited şirketlerde genel kurul toplantılarına çağrıya ilişkin aynı Yasa'nın 617/3. maddesinde belirtilen hususlarda anonim şirket hükümlerine atıf yapılmıştır.

Konularına göre tasniflenmiş bu çalışma, şirketler için pratikte kolaylık sağlayacak bir rehber niteliğindedir.

Konu Başlıkları
Öz Sermaye Tespiti
Genel Kurul Kararları İptali
Zayii Belgesi
Şirketle Ortak Arasındaki Uyuşmazlıklar
Şirketin Feshi – Tasfiyesi – İhyası
Örnek Dilekçeler – Bilirkişi Raporları – Yüksek Yargı Kararları


Basım Ayı/Yılı : 8/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 340
Ağırlık : 340
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺350,00
Tükendi
Borçlar Hukuku Monografileri

Sürekli eser sözleşmeleri ile hem günlük hayatta hem de ticari hayatta sıklıkla karşılaşılmaktadır. Sürekli bir ilişki içerisinde ifa edilen bakım onarım sözleşmeleri, ara malzeme üretimine ilişkin sözleşmeler konu dahilindedir. Eser sözleşmesinin unsurlarını taşıyan, ani ifalı münferit edimlerin, bir çerçeve sözleşme dahilinde sürekli bir borç ilişkisi oluşturdukları sürekli eser sözleşmeleri elbette bunlarla sınırlı değildir. Çalışmada sürekli eser sözleşmelerinin farklı uygulamaları örnekleriyle anlatılmıştır.

Çalışmada sürekli eser sözleşmesi kavramı; unsurları, özellikleri, sürekli borç ilişkisi ve çerçeve sözleşmesi kavramları üzerinde durularak incelenmiştir. Münferit sözleşmeler yönünden eser sözleşmesine has hükümler inceleme konusu yapılmıştır. Çerçeve sözleşme yönünden ise eser sözleşmesine has kuralların ne ölçüde uygun düştüğü ve sürekli ilişki olmasına özel durumlar inceleme konusu yapılmıştır.

Konu Başlıkları
Kavram Olarak Sürekli Eser Sözleşmesi
Kısmi İfa Olmaksızın Gerçekleştirilen Dönemsel Edimler
Çerçeve Sözleşme Kavramı ve Sürekli Olma Özelliği
Münferit Edimlerin Ani İfalı Olması
Gerçek Art Arda Teslimli Sözleşme
Gerçek Olmayan Art Arda Teslimli Sözleşme
Atipik Sözleşme
Tedarik Sözleşmeleri
Bedelin Uyarlanması
Haklı Sebeple Fesih


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺190,00
Tükendi
Fikri Mülkiyet Hukuku Monografileri

Kişiler işletmelerinde, hitap ettikleri müşteri kitlesinin dikkatini çekmek, onlarla bağlantı kurmak ve işletmelerini benzer işletmelerden ayırt etmek için marka ve ticaret unvanı gibi ayırt edici ad ve işaretler kullanırlar. Ayrıca işletmenin, mevcut ticari varlığının korunması ve karlılığının artırılmasında da marka ve ticaret unvanından faydalanılır.

Ticari hayatta sahip oldukları bu önemli işlevler sebebiyle marka ve ticaret unvanı birçok ihlal ve ihtilafa konu olmaktadır. Bu ihlallerin önemli bir kısmı, ticaret unvanının ayırt edici kısmının marka içerisinde, markanın ise ticaret unvanı içerisinde kullanılması ve tescilinden kaynaklanır.

İhlaller sonucunda, taciri ve doğal olarak işletmeyi ayırt eden ticaret unvanı ile işletmenin mal ve hizmetlerini ayırt eden marka arasında karıştırılma tehlikesi oluşur. Marka hukukunda en fazla uyuşmazlık konusu olan karıştırılma tehlikesine karşı marka ve unvan sahibine, işaret üzerindeki menfaatlerini güvence altına almak adına birtakım haklar tanınmıştır. Bu hakların kullanılmasıyla, hem işaret üzerinde yatırım ve emeği bulunan hak sahibinin kişisel menfaati, hem de yanılması engellenen müşterilerin toplumsal menfaati korunur.

Kitapta, marka ve ticaret unvanı arasında karıştırılma tehlikesinin hangi durumlarda ortaya çıkacağı, karıştırılma tehlikesine ilişkin hukuki çözüm yolları ile mevzuattaki eksiklikler ve bunlara ilişkin çözüm önerileri ayrıntılı şekilde incelenmiştir. İnceleme sırasında, konu hakkında yazılmış yerli ve yabancı eserler, makaleler, tezler, güncel mahkeme ve hakem kararları esas alınmıştır.

Konu Başlıkları
Karıştırılma Tehlikesinin Belirlenmesinde Kullanılan Kriterler
Kullanım Aşamasında Karıştırılma Tehlikesi
Tescil Aşamasında Karıştırılma Tehlikesi
Markasal ya da Unvansal Kullanıma Sessiz Kalınması
Ticaret Unvanı Tesciline İtiraz Hususunda Çözüm Önerileri


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺200,00
Tükendi

"Aile" ve" çocuk" hukuku günümüz modern hukukunun hem en önemli hem de oldukça sorunlu bir konu olmaya devam etmektedir. Her iki ana konu beraberinde aile içi şiddet, her tür istismar, velayet, miras, mal rejimi gibi birçok suç ve haksız fiil ile de ilişkili olabilecek hukuksal sorun kaynaklarıyla ilişkilidir.

Ülkemizde de gelişmiş ülkelerde de özellikle çocukların cinsel istismarı, evlilik birliğine karşı işlenen suçlar, çocuğun üstün menfaatinin ihlal edilmesi, ensest, çocuk pornografisi gibi ciddi ve güncel sorunlar, genelde aile hukuku kurallarını özelde bireyin temel haklarını ciddi biçimde ihlal eden eylemlerdir.

Bu kitapta, evlilik kurumu ve evlilik kurumu ile bağlantılı alt başlıklar ile özellikle çocuğun üstün menfaati, çocuğun katılım hakkı ve çocukların hakları ile Aile hukukundan kaynaklı temel hak ve sorunlar, hukukun önemli her dalı bakımdan ele alınmaktadır.

Slovenya ve Türkiye'den konunun uzmanı hukukçular, mevzuat, yargı içtihatları ve öğreti ışığında her iki ülke hukuku açısından bu alanlara ilişkin temel alt konuları incelemişlerdir. Kitapta araştırma konularının orijinal metinleri yanında, Türkçe ve İngilizce özetlerine de yer verilerek, her iki ülke hukukçularının bu karşılaştırmalı hukuk eserinden yararlanması hedeflenmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 8/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 191
Ağırlık : 191
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺210,00
Tükendi
Medeni Usul Hukuku Monografileri

Maddi ve de hukuki vakıa denetiminin gerçekleştirildiği, ilk derece yargılamasııyla temyiz yargılaması arasındaki basamakta yer alan istinaf mahkemeleri, 5235 sayılı Kanunla 20.07.2016 tarihinde faaliyete başlamışlardır.

Çalışmanın amacı; kanun yolu kavramının üzerinde durularak, mevzuattaki olağan ve olağanüstü kanun yollarıyla getirilen değişiklikler doğrultusunda kanun yollarında istinaf kanun yolunun ortaya konulması, istinaf kanun yolunda yapılacak yargılamaya ilişkin değerlendirmenin yapılarak, istinaf denetiminin kendisini göstereceği istinaf mahkemesinin incelenmesidir.

Çalışmada; getirilme amacı Yargıtay'ın işini azaltmak amacının aksine, yasa yolu evresini zenginleştirerek, daha deneyimli hakimlerden oluşan, daha üst düzeyde bulunan ikinci bir yargı organının süzgecinden geçirerek ve bu yolla adli yanılgıları azaltarak, hem ilgililer ve hem de çağcıl toplumun ve devletin temeli olan adalet için itimat sağlamak olan istinaf kanun yolunda uygulanacak usul ve usul işlemleri de ele alınmıştır.

Öncelikle kanun yolu kavramı, kanun yolları ve HMK'da kanun yollarına dair hükümlerin zamansal uygulanması açıklanmış, ardından özel hukukta istinaf kavramı, istinaf kanun yolu ve istinaf kurumunun benzeri kurumlardan ayrıştırılması incelenmiştir.

Devamında; istinaf sistemine egemen olan ilkelerin açıklanmasıyla, aleyhine istinafa başvurulabilecek kararlar, istinaf yoluna başvurulamayacak kararlar, istinaf kanun yolunda başvuru hakkı olanlar, istinaf başvuru süresi ile istinaf dilekçesinin verilmesi hususları ele alınmıştır. Ardından, istinaf kanun yolunda yargılamanın kural olarak dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacak olması nedeniyle istinaf sebepleri ortaya konularak, dilekçede sebeplerin gösterilmesi ve gösterilmemesi halleri, istinaf dilekçesinin sunulması, dilekçenin reddi, dilekçeye cevap, katılma yoluyla istinaf, başvuru hakkından feragat ve kötü niyetle istinafa başvuru yapılması açıklanmıştır.

Son olarak yetkili istinaf mahkemesiyle istinaf yoluna başvurulmuş olmasının ilk derece mahkemesi kararının icrasına etkisi, aleyhe hüküm verme yasağı, kazanılmış hak ve istinaf mahkemesinde yapılamayacak işlemler ele alınmıştır.

Konu Başlıkları
İstinaf Kanun Yolunda Sebep Gösterme
İstinaf Mahkemesinin Benzeri Kurumlarla Karşılaştırılması
İstinaf Mahkemesinde Yapılamayacak İşlemler
İstinaf Kanun Yolu ve Temyiz


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 304
Ağırlık : 304
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺320,00
Tükendi
(Güncel Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay Kararları Işığında)

Bu eserde, Türk Kefalet Hukuku konusu ele alınmıştır. Bu eser, mesleğe yeni başlamış hukukçuların ihtiyaçları dikkate alınarak ve uygulamaya yönelik olarak hazırlanmıştır. Konu hakkında açıklamalar yapıldıktan sonra önemli olan kısımlar için dikkat bölümleri oluşturulmuştur.

Bu eser içtihat ağırlı bir çalışmadır. Bu çerçevede konu hakkında Bölge Adliye Mahkemesi, Yargıtay'ın ilgili hukuk daireleri ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından son yıllarda verilmiş kararlar taranarak emsal nitelikte olanlar kitaba alınmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 8/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1144
Ağırlık : 1144
En / Boy : 17 / 25
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺940,00
Tükendi

Uluslararası eşya taşımacılığının en eski ve köklü türü kuşkusuz deniz yolu ile eşya taşımasıdır. Bu sebeple, taşımanın esas ögesi olan taşıyanın hukuki durumu ve sorumluluğunun tespiti büyük önem arz etmektedir.

Taşıyanın sorumluluğu ve bu sorumluluktan kurtulabileceği haller 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'n da düzenlenmiştir. Bununla birlikte, deniz taşımacılığının uluslararası niteliği göz önüne alındığında, bu alandaki uygulamanın uluslararası hukuk kuralları ile entegre bir şekilde yürütülmesi gerektiği de aşikardır. Bu yüzden, taşıyanın sorumluluğu ve sorumluluktan kurtulacağı hallerin bu alanda düzenleme getiren uluslararası konvansiyonlar ve uygulamaya yön veren yabancı mahkeme içtihatları ile birlikte ele alınması oldukça önemlidir.

Bu çalışmada, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun taşıyanın sorumluluğu ve sorumluluktan kurtulmasına dair kuralları uluslararası mevzuat ile karşılaştırılarak izah edilmektedir.

Kanuna uyumlu olarak, taşıyanın kısmi sorumluluğu ve 6102 sayılı Kanun ile hukukumuza eklenen sözleşme dışı talepler de çalışmaya dahil edilmiştir. Son olarak, uluslararası konvansiyonlarda düzenlenen ancak Türk Ticaret Kanunu'na alınmayan sorumluluktan kurtulma sebepleri de incelenmiş ve uluslararası uygulama ile Türk Hukuku uygulaması arasındaki farklılıklara dikkat çekilmesi amaçlanmaktadır.

Çalışmanın bütününde, konular uluslararası konvansiyonlar ve başta İngiliz ve Amerikan hukuk sistemleri olmak üzere, yabancı hukuk sistemleri ile karşılaştırmalı olarak ele alınmaktadır. Eserin içeriğinde hem Türk hem de yabancı mahkeme kararları ile konu açıklamaları desteklenmiş ve konunun uygulamaya yönelik olarak somutlaştırılması amaçlanmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 8/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺190,00
Tükendi

Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan ve ölümü hakkında kuvvetli olasılık bulunan kimsenin hukukî durumu belirsizdir. Bu kimsenin hukukî durum ve menfaatleri üzerindeki belirsizliğin ortadan kaldırılması için kanun koyucu belirli şartlar dâhilinde gaipliğe karar verilebileceğini düzenlemiştir.

Gaiplik kararı ile birlikte ölüme bağlı haklar aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır ve gaiplik kararının birçok sonucu ortaya çıkar. Fakat, kanun koyucu, gaiplik kararının ortaya çıkarmış olduğu sonuçları gaibin sonradan ortaya çıkabileceği veya ölümünün tespit edilebileceği ihtimallerini dikkate alarak öngörmüştür.

Türk Hukukunda Gaiplik isimli üç bölümden oluşan bu eserin; ilk bölümünde, gaiplik kavramı ve gaipliğin şartları; ikinci bölümünde gaiplik kararının sonuçları; üçüncü bölümünde gaiplik kararının hükmünü yitirmesi üzerinde durulmuştur. Eserde gaiplik kararının sonuçları tahdîdî bir biçimde değil, tadadî olarak ele alınmıştır. Bu nedenle, eser, benzer konularda yapılacak diğer çalışmalar için basamak teşkil etmektedir. Aynı zamanda, konu ile ilgili Yargıtay kararlarına da temas eden bu eser uygulayıcılar açısından da kaynak vazifesi niteliği taşımaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 8/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 328
Ağırlık : 328
En / Boy : 17 / 25
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺425,00
Tükendi

Günümüzde borç ilişkilerinin pek çoğunda özellikle ticari işlerde, taraflar borçlunun borcunu tek seferde ifa etmesiyle sona eren ani edimli borç ilişkileri kurmaktan ziyade; taraflar arasındaki ilişkinin belli bir zaman sürecine yayıldığı ve taraflar için birden çok yükümlülük doğuran sürekli borç ilişkileri kurmaktadır.

Sürekli borç ilişkilerinde, taraflar arasında ortaya çıkan hukuki sorunlar ani edimli sözleşmelerden farklı bir çözüm tarzını gerektirmektedir. Borçlunun borcunu ifa etmeye başlayıp, belli bir süre ifayı devam ettirdikten sonra temerrüde düşmesi halinde taraflar arasındaki ilişkinin hukuki akıbetinin ne olacağı ve alacaklının bu durumda ne tür haklara sahip olduğu hususu da sürekli borç ilişkilerine ilişkin cevaplanması gereken hukuki sorunlardan biridir.

Kanun koyucu da bu durumu göz önünde bulundurarak, 6098 sayılı Türk Borç Kanunu'nda yeni bir düzenleme olan TBK md. 126 hükmü ile sürekli edimli sözleşmelerde borçlunun temerrüde düşmesi halinde alacaklının ne tür haklara sahip olduğunu düzenlemiştir.

Kitapta, 6098 sayılı TBK ile genel hükümler kısmına girmiş olan sürekli borç ilişkisi kavramından ne anlaşılması gerektiği, borçlunun ne zaman temerrüde düşmüş sayılacağı, taraflar arasındaki ilişkinin hukuki akıbetinin ne olacağı ve alacaklının ne tür haklara sahip olduğu doktrindeki farklı görüşler göz önünde bulundurularak incelenmekte, tartışmalı konularla ilgili çözüm önerileri sunulmaktadır.

Konu Başlıkları
Sürekli Borç İlişkisi ve Borçlunun Temerrüdü Kavramı
Borçlunun Temerrüdünün Şartları
Borçlunun Temerrüdünün Genel Sonuçları
Tam İki Tarafa Borç Yükleyen Sürekli Edimli Sözleşmelerde Borçlunun Temerrüdünün Özel Sonuçlarının Uygulanması İçin Gerekli Olan Şartlar
Fesih Hakkı ve Benzer Kavramlarla Karşılaştırılması
Menfi ve Müspet Zarar Ayrımı ve Kapsamı
Sürekli Edimli Sözleşmelerde Borçlunun Temerrüdünde Dönmenin Mümkün Olup Olmadığı Sorunu


Basım Ayı/Yılı : 8/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 303
Ağırlık : 303
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺420,00
Tükendi

Yakın geçmişe kadar bir kişisel veri koruma kanunu bulunmayan Türkiye'de, 07 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile büyük bir adım atılarak ilk kez konuya ilişkin bir kanun çıkarılmıştır. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun yankıları sürerken, Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü'nün (General Data Protection Regulation) 27 Nisan 2016 tarihinde kabulü ise kişisel verilerin koruması konusunun ülkemizde büyük bir hızla artan önemini daha da artırmıştır.

Bu gelişmeler karşısında, kişisel veri işleyen veri sorumlularının, mevcut ulusal ve uluslararası mevzuatları birlikte nasıl değerlendirecekleri ve tüm bu sürece nasıl uyum sağlayacakları konuları ise uygulamada pek çok soruna ve soruya sebebiyet vermiştir.

Çalışma kapsamında kişisel verilerin korunması konusu, hem 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, konuya ilişkin çıkarılan Yönetmelikler ve Tebliğler ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, hem de Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü başta olmak üzere tüm uluslararası düzenlemeler dikkate alınarak değerlendirilmiştir.

Değerlendirmeler yapılırken, Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun konuya ilişkin tüm önemli kararlarına, Yargıtay, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi kararlarına yer verilmiştir. Uygulama bakımından hukukçulara yol gösterici olacağı inancıyla konu, tüm mevzuat ve kararlar birlikte değerlendirilerek işlenmiştir.

Konu Başlıkları
Kişisel Verilerin İşleme Koşulları
Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel Verilerin İşlenmesine İlişkin Veri Sahibinin Hakları
Kişisel Verilerin İşlenmesine İlişkin Denetim Mekanizması
Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin TCK'da Düzenlenen Suç Tipleri


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 269
Ağırlık : 269
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺290,00
Tükendi
(Arazi Kanunu)

Ülkemizde taşınmazlarla ilgili olarak yürürlüğe konulan ilk ve en önemli hukuki düzenleme, Kanunname-i Arazidir. Bu Kanunun iyi bilinmesi, daha sonra çıkarılan kanunların daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.

Kanun; bir buçuk asır önceye ait olduğundan, anlaşılması oldukça zorlaşmıştır. Kanunun kendisi, ek ve değişiklikleri ile ilgili kanunlar günlük Türkçe metne dönüştürülmüştür.

Osmanlı Devleti dönemini de ilgilendiren davalar sebebiyle, son yıllarda Kanunun önemi anlaşılmaya başlanmıştır. Çünkü o dönemde tapu veya vergi tahriri kayıtlarına girmiş olan taşınmazların maliklerinin tespiti ve miras intikalleri, Kanunname-i Araziye göre yapılacaktır.
Bu Kanun, Osmanlı ülkesinden ayrılarak ayrı devlet olan ülkelerde, kendi kanunlarının yürürlüğüne kadarki dönemle ilgili olarak da uygulanmaktadır.

Kanunun 126 maddesi, 1868 yılından 1998 yılına uzanan yüz otuz yıla yayılmış olan on beş farklı tarihte yürürlükten kaldırılmıştır. Altı madde ise, hâlen yürürlüktedir. Yürürlükten kalkan maddeler, yürürlükte olduğu dönem için de uygulanmaktadır.

Taşınmazın miras yoluyla intikali, ormanlar ve madenlerin mülkiyet ve tasarruf durumu, imar ve ihya etmek yoluyla arazi kazanımı, denizin doldurulması yoluyla arazi edinimi ve yabancıların taşınmaz edinmesi konuları, 1858 tarihinden günümüze kadar kitaba konu edinilmiştir.

Konu Başlıkları
Yürürlüğe Girmesinden Bugüne Arazi Kanunu
Kanunname–i Arazi
Mecellenin Kanunname–i Arazi İle İlgili Hükümleri
Kanunname–i Arazi İle İlgili Kanunlar


Basım Ayı/Yılı : 8/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 262
Ağırlık : 262
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺290,00
Tükendi

Kitapta; kapalı ortaklıklarda birikimli oy kullanımının oyun teorik araçlarla incelenmektedir. Toplumsal üniteler arasında meydana gelen çatışma ve işbirliği durumlarının matematiksel yöntemler kullanılarak modellenmesi oyun teorisinin temel konusunu oluştururken, azınlık ve çoğunluk pay sahiplerinin arasında meydana gelebilecek mutlak rekabetçi seçimler ve azınlık pay sahiplerinin oluşturacakları koalisyonlar da oyun teorisinin doğal ilgi alanlarıdır.
Matematiksel bir modellemeye ulaşabilmek için ilk bölümde ağırlıklı olarak birikimli oyun matematiksel boyutları incelenmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda ilk belirleme, pay sahiplerinin birikimli oy dağılımını gerçekleştirirken denklem kurmak yerine eşitsizlik ilişkisini göz önüne almaları gerektiğidir. 
İkinci bölümde; oyun teorisinin genel hatlarını okuyucuya sunmakta ve teorinin belki de en önemli kavramlarından Nash dengesi hem normal hem de kapsamlı oyun gösterimleri açısından açıklanmaktadır. 
Kitabın son bölümde ise; genel kurul oyun alanı olarak değerlendirilerek, özellikle azınlık pay sahiplerinin oluşturacakları koalisyonların önemine vurgu yapılmaktadır. Dolayısıyla yönetime ilgisizliğin ortadan kaldırılmasının azınlığın yararına olduğu sonucuna kilit oyuncu kavramı etrafında varılmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 8/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 155
Ağırlık : 155
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺190,00
Tükendi
İş Hukuku Monografileri

Kıdem tazminatı mütevazi bir hak olarak mevzuatımıza girmiş, zamanla gelişmiş, iş sözleşmesi sona eren işçilere belirli şartlarda ödenen bir tazminattan çok daha fazla , fonksiyon yüklenmiştir. Kıdem tazminatının işverenler tarafından ağır ekonomik bir yük olarak görülmesi sebebi ile ülkemizde 1950 li yıllardan sonra kıdem tazminatı fonu tartışmaları başlamıştır.1975 yılında İş Kanunu'n da yapılan değişiklik ile kıdem tazminatı fonu kanun hükmü haline gelmiştir. Ülkemizde yıllardır kıdem tazminatı fonu tartışmaları sürmektedir.

Kitapta kıdem tazminatı ele alınmış, kıdem tazminatının tarihsel gelişimi, yapılan kanuni düzenlemeler ve güncel uygulamalar anlatılarak güncel yargı kararları ile desteklenmiştir.

Kıdem tazminatı fonuna geçileceği kanunla düzenlenmiş olduğu için Dünya'da ve Türkiye'de kıdem tazminatı ve fon uygulamaları genel hatları ile incelenmiştir. Uluslararası çalışma örgütü sözleşmelerinde(İLO), Avrupa Konseyi sözleşmelerinde ve Avrupa Birliği hukukunda kıdem tazminatı ve fon uygulamaları hakkında bilgi verilmiştir. Dünya genelinde on sekiz ülkedeki kıdem tazminatı ve fon uygulamaları incelenerek genel hatları ile bilgi verilmiştir. Kıdem tazminatı fonunun artıları ve eksileri ile lehinde ve aleyhinde ileri sürülen görüşler aktarılmıştır.

Konu Başlıkları
Kıdem Tazminatı
Uluslararası Hukuk, Kara Avrupası ve Anglosakson Hukuku İle Bazı Ülkelerde Kıdem Tazminatı ve Kıdem Tazminatı Fon Uygulamaları
Türkiye'de Kıdem Tazminatı Fonu


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 200
Ağırlık : 200
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺210,00
Tükendi
Hazine, Üniversite, Belediye, Özel İdare Taşınmazlarında Ecrimisil Uygulaması

Kamu Taşınmazlarında Ecrimisil ve Tahliye kitabı, ecrimisil ve tahliye işlemlerine taraf olan Hazine, üniversiteler başta olmak üzere özel bütçeli idareler, belediyeler, özel idare ve diğer kamu idareleri ile gerçek ve tüzel kişileri ilgilendiren mevzuatın ve yargı kararlarının bir araya getirilmesi suretiyle sık sık karşılaşılan sorunların çözümüne yol gösterecek bir "uygulama" kitabıdır.

Kitabın ilk bölümünde; ecrimisil ile ilgili yasal düzenlemeler, ecrimisil takip ve tahsilatına ilişkin yöntemler, zamanaşımı ve ecrimisil davaları ile dava açma süresi açıklanmakta, ikinci bölümde işgale uğrayan veya izinsiz kullanıma konu edilen kamu taşınmazlarının tahliye edilmesine ilişkin hukuki mevzuata ve tahliye yöntemleriyle usul ve esaslarına yer verilmekte ve üçüncü bölümde de ecrimisil ve tahliye işlemleri ile karşılaşılması muhtemel sorunların çözümünde faydalanılacak emsal yargı kararlarından bahsedilmektedir.

Konu Başlıkları
Ecrimisillerle İlgili Yasal Düzenlemeler
Ecrimisilin Tespiti, Takdiri ve Tebliği
Ecrimisile Karşı İtiraz ve Dava Açılması
İşgallerle İlgili Genel Cezai Hükümler
Tahliye İşlemleri
Emsal Mahkeme Kararları


Basım Ayı/Yılı : 8/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 5
Sayfa Sayısı : 338
Ağırlık : 338
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺350,00
Tükendi

Avrupa Sözleşmeler Hukuku ve Türk Hukuku'nda İfa ve İfa Etmeme - Demet Özdamar, Burcu Yağcıoğlu, Ömer Oğuzhan Meral

Günümüzde gerçek veya tüzel kişiler uluslararası sözleşmeleri eskiye oranla daha sık yapmaya başlamıştır. Şüphesiz bu durum dünyanın globalleşmesinin ve gelişen teknolojinin bir sonucudur. Kitabın basımı anında içinde bulunduğumuz pandemi dönemi insan ilişkilerinde tedbirli olmayı gerektirmektedir. Her ne kadar Covid-19 virüsünün dünya ekonomisine zararı tahmin edilen boyutları aşmış ise de ülkelerin ve gerçek ve tüzel kişilerin ekonomilerini devam ettirmek için uluslararası sözleşme ilişkisi içine girmeleri kaçınılmazdır. "Avrupa Sözleşmeler Hukuku ve Türk Hukuku'nda İfa ve İfa Etmeme" adlı bu çalışma, okuyuculara uluslararası sözleşmelerde ifa ve ifa etmeme hallerinde uygulanacak olan hukuk kurallarını karşılaştırmalı olarak sunmayı, bu kuralların yorumlanmasını ve ortaya çıkabilecek hukuki sorunlara hızlı ve etkili şekilde uygulamasını sağlamayı amaçlamaktadır.

Kitap sistematiği içerisinde, Avrupa Sözleşme Hukuku İlkeleri (ASHİ, PECL), Türk Borçlar Kanunu (TBK), Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG, Viyana Sözleşmesi), Milletlerarası Ticarî Sözleşmeler Hakkında Yeknesak İlkeler (UNIDROIT) ve (Avrupa Medeni Hukuku Kitabı niteliğindeki) Ortak Referans Çerçevesi Taslağı/Avrupa Özel Hukuku Model Kuralları (DCFR) hükümlerinin konuyla ilgili kısımları Türkçeye çevrilerek aktarılmış, ardından da karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Dolayısıyla okuyucu arzu ettiği konu başlığı altında, söz konusu konunun bütün düzenlemelerini bulabilecek, ardından hükümlerin incelemelerine ulaşabilecektir. Türkçeye çevrilen hükümlerin orijinal metinleri ise dipnotlarda verilmiştir. Çalışmanın sonunda ise sözü edilen hükümlerin konumuzla ilgili olan orijinal metinlerine ve uygulamada kullanılabilecek Türkçe ve İngilizce sözleşme örneklerine yer verilmiştir. Bu haliyle kitap, uluslararası sözleşme hazırlamak veya ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözmek isteyenler için başvurulabilecek önemli bir kaynak teşkil edecektir.

Konu Başlıkları
İfa: İfa Yeri ve Zamanı, Ödeme Şekli, Ödeme Parası, Mahsup
İfa Etmeme (Ademi İfa) ve Genel Olarak Başvuru Yolları: Esaslı Ademi İfa, İfa Teminatı, Mücbir Sebep veya Başka Bir Engele Bağlı Mazeret (Covid–19, Salgın Hastalık – Pandemi – ve Diğer Zorlayıcı Sebepler), Temerrüt
İfa Etmeme Halinde Başvurulabilecek Çeşitli Yollar: Sözleşmenin Feshi, Fiyat İndirme Hakkı, Tazminat, İkame Sözleşmesi


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 644
Ağırlık : 644
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺560,00
Tükendi

Yargılama sürecinde "duygusal tepki"nin en yoğun olduğu konulardan biri "hakime olan güven duygusunda şüpheye düşmektir". Özellikle taraf isteminin hakimlikçe reddedilmesi halinde hakimin tarafsız olmadığı kaygısına düşülmesi haksız ve insafsız bir ruh halidir. Hakimin ise ret iddiası karşısında duygusallığa kapılıp davadan çekilme yolunu seçmesi de tabii hakim ilkesini zedelemektedir. Özellikle yargılama sürecinde tarafın hakimi şikayet etmiş olması nedeniyle "husumet" oluşabileceği ihtimaline dayanarak davadan çekilmenin uygun olmadığı Yargıtay'ın kabulündedir.
Hakim, yaptığı yargılama ve verdiği kararla yansız olduğu izlenimini yansıtması gerekir.
Kitabın "giriş" bölümünde; "hakimin tarafsızlığına" ilişkin öğreti görüşü ve yargısal kararlara yer verilmiştir. Birinci bölümde; hukuk hakimlerinin yasaklılığı ve reddi, ikinci bölümde; ceza hakimlerinin yasaklılığı ve reddi konuları yönüyle ilgili yasal hükümler yasa sistematiğine uygun şekilde incelenmiş ve her madde altında Yargıtay Kararlarına yer verilmiştir. Ek bölümdeyse; hakimlerin reddiyle ilgili İİK ve Yargıtay Kanunu ilgili hükme yer verildikten sonra, ayrıca hakimin kayırma, taraf tutma vs. (MK,m.46/1,a) nedeniyle verdiği hüküm ve kararlardan dolayı hukuki, disiplin ve cezai sorumluluğundan söz edilmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 8/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 280
Ağırlık : 280
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺300,00
Tükendi

İnternet'teki Arama Sonuçlarından Kişisel Verilerin Kaldırılması
Unutulma Hakkı


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 324
Ağırlık : 324
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺330,00
Tükendi

Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvuru, usule ve Anayasa Mahkemesinin yetkisine ilişkin bütün kabul edilebilirlik şartlarını taşısa bile esasın incelenmesiyle ilgili nedenlerle Anayasa Mahkemesince yine de kabul edilemez bulunabilir.

Esasa ilişkin kabul edilemezlik sebepleri olarak kavramsallaştırabileceğimiz bu sebepler-açıkça dayanaktan yoksunluk ile anayasal ve kişisel önemden yoksunluk- gerek Anayasa'da gerekse 6216 sayılı Kanun ile İçtüzükte ayrıntılı olarak düzenlenmeyip genel ifadelerle açıklandığından; bu iki kabul edilemezlik sebebinin anlamı ve kapsamı Anayasa Mahkemesince belirlenecektir.

Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruların önemli bir kısmının açıkça dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle kabul edilemez bulunduğu dikkate alındığında ve anayasal ve kişisel önemden yoksunluk kriterinin zamanla birçok başvuruda belirleyici bir kriter olarak kullanılacağı gözetildiğinde, bu iki kabul edilemezlik sebebinin Anayasa Mahkemesince nasıl yorumlandığının tespiti oldukça önem arz etmektedir.

Esasa ilişkin kabul edilemezlik sebeplerinin kapsamı dar tutulduğunda kabul edilemezlik kararı verilmesinin zorlaşacağı ve başvurucular lehine bir durum ortaya çıkacağı; tersi durumda ise bireysel başvurular hakkında daha kolay kabul edilemezlik kararı verilebileceği ve başvurucular aleyhine bir durum ortaya çıkacağı muhakkaktır.

Bu çalışmada; Anayasa Mahkemesinin, açıkça dayanaktan yoksunluk kriteri ile anayasal ve kişisel önemden yoksunluk kriterini nasıl yorumladığı ve uygulandığı, ihlal kararlarına da yer verilerek açıklanmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 8/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 327
Ağırlık : 327
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺330,00
Tükendi

Elektronik konişmentonun ele alındığı bu eserde, elektronik konişmentonun geleneksel kâğıt konişmento ile karşılaştırılması ve geleneksel kâğıt konişmentonun tüm işlevlerinin karşılanıp karşılanamayacağı üzerinde durulmaktadır.

Günümüz şartlarında zorunluluk haline gelen elektronik işlem ve belgeler, denizcilik sektöründe de benimsenmekte ve yeniliklere gidilme ihtiyacı doğurmaktadır. Her ne kadar sektörün büyük bir kesimi tarafından kabul görmüş bir elektronik konişmento uygulaması henüz bulunmasa da, bu gereksinimin karşılanması için çalışmalar yapılmakta ve ilerleme kaydedilmektedir.

Çalışmada; ilk olarak geleneksel kâğıt konişmentoya, elektronik ticaret ve elektronik belgeler anlatılmaktadır. Elektronik konişmento ve günümüze kadar geliştirilen SEADOCS, CMI, BOLERO ve ESS-DatabridgeTM gibi elektronik konişmento uygulamalarına yer verilmiştir. Ayrıca yeni bir teknoloji olan Blockchain teknolojisine ve bu teknoloji vasıtasıyla oluşturulabilecek bir elektronik konişmentoya dikkat çekilmiştir.

Uluslararası düzenlemeler arasında elektronik taşıma kayıtlarını ayrıntılı olarak düzenleyen tek düzenleme olan Rotterdam Kuralları da çalışmada önemli bir yere sahiptir. Rotterdam Kuralları'nın yürürlüğe girip girmeyeceği belli olmasa da, Rotterdam Kuralları'nda bulunan elektronik konişmento ile ilgili hükümler uygulamada gerekli olan hukuki alt yapının oluşturulması için örnek teşkil etmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 8/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 198
Ağırlık : 198
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺210,00
Tükendi

Medeni Usul Hukukunda Davaya Cevap - Orhan Eroğlu

Hukuki dinlenilme hakkının temellerini oluşturan savunma hakkı kutsal bir haktır ve savunma yapabilme özgürlüğü de kutsal bir özgürlüktür. Savunma hakkının yalnızca yasal düzenleme altına alınması yeterli değildir. Bu hakkın, etkili hukuki koruma yöntemleri ile korunması ve yargılama aşamasında da işlevsel olarak kullanılması gerekmektedir.

Medeni yargılama hukuku kapsamında yapılan bir yargılamada, savunma hakkının ilk görünümü davaya cevap müessesesi ile karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle davaya cevap müessesesi büyük önem arz etmektedir.
Bu kitapta, genel olarak savunma hakkına; medeni yargılama hukukunda savunma hakkının kullanılmasına ve bu hakkın kullanım şekillerine; maddi hukuka ve usul hukukuna ilişkin savunma vasıtalarına; cevap dilekçesinin unsurlarına; davaya cevap süresine; karşı davaya; süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmemesinin sonuçlarına ve cevap dilekçesi vermeyen davalı açısından çözüm önerilerine; savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağına ve bu yasağın istisnalarına yer
verilmiştir.

Ayrıca davalının savunma hakkını kullanma şekillerinden biri olan davalının davayı kabul etmesi ve davalının davayı kabulü ile yakın ilişkili ikrar kurumu incelenmiş, bu kurumlar birbiri ile karşılaştırılmıştır. Yapılan değerlendirmelerde doktrindeki görüşlerden, güncel içtihatlardan ve mukayeseli hukuktan faydalanılmıştır. Böylece okuyucunun ve uygulayıcının savunma hakkını kullanırken ve davaya cevap verirken tüm sorularına cevap bulabileceği bir eser ortaya konulmuştur.

Konu Başlıkları
Savunma Hakkı
Hukuki Dinlenilme Hakkı
Davanın Kabulü
İkrar
Davaya Cevap Dilekçesi
Dava Şartları
İlk İtirazlar
Savunmanın Değiştirilmesi veya Genişletilmesi Yasağı


Basım Ayı/Yılı : 8/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 360
Ağırlık : 360
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺360,00
Tükendi
11.07.2020 Tarih ve 7249 Sayılı Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Dikkate Alınarak Hazırlanmıştır.

11.07.2020 tarihinde 7249 sayılı Kanunla Avukatlık Kanunu'nda kapsamlı değişiklikler meydana gelmiştir. Kitap, bu değişiklikler dikkate alınarak hazırlanmıştır.

Kitap daha çok uygulamaya yönelik hazırlanarak, bu kapsamdaki bilgilere yer verilmiş, örneğin barolar ve Türkiye Barolar Birliği'yle ilgili düzenlemeler kitapta yer almamıştır. Kısacası, fiilen avukatlık mesleğini yapan kişilere gerekli olan bilgilere yer verilmiştir. Kitapta aranan konuların daha rahat bulunabilmesi için kanun sistematiği yerine, konu başlıkları A'dan Z'ye sıralanmak suretiyle kitaba alınmıştır.

Bu kitap, içtihat ağırlıklı bir çalışmadır ve konu hakkında güncel Yargıtay kararlarına ihtiyacı olan kişiler için hazırlanmıştır. Asıl amaç, ilgili kişilerin Yargıtay'ın son yıllarda vermiş olduğu yeni içtihatlara sistematik olarak kolay ulaşmalarını sağlamaktır. Bu nedenle emsal kararlar yeni tarihliden eski tarihliye göre özetlenerek sıralanmıştır.

Konu Başlıkları
Avukatlık Hukuku
Konu İle İlgili Örnekler
Yargıtay Emsal Kararları


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1192
Ağırlık : 1192
En / Boy : 17 / 25
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺965,00
Tükendi

Arazi toplulaştırması, ekonomik olarak tarımsal faaliyette bulunmaya imkan vermeyecek biçimde parçalanmış ve bozulmuş parsellerin, modern tarımsal işletmecilik esaslarına uygun şekilde birleştirilmesi ve yeniden düzenlenmesi işlemidir.

Avrupa'da yasal düzenlemelere dayalı olarak 19. yüzyıldan bu yana uygulanmakta olan arazi toplulaştırması, tarımsal işletmelerin verimliliğini artırmanın yanı sıra kırsal alanların yaşam kalitesinin yükseltilmesinde de rol oynayan bir kırsal kalkınma aracıdır. Günümüzde arazi toplulaştırması; ulaşım, sulama, drenaj, toprak ıslahı, peyzaj, rekreasyon, doğa koruma gibi faaliyetleri de kapsayan bir kırsal alan düzenlemesi olarak kabul edilmektedir.

Gündem 2000 reformundan sonra Ortak Tarım Politikasından ayrı bir kırsal kalkınma politikası oluşturan Avrupa Birliği, kırsal kalkınma politikalarının temelini oluşturan tüzüklerde yer alan ve doğrudan arazi toplulaştırmasına yer verilen ya da arazi toplulaştırmasını dolaylı olarak destekleyebilecek tedbirler aracılığı ile üye devletlere ve aday ülkelere finansal destek vermektedir.

Mülkiyet hakkı ile yakından ilgili bir idari işlem olan arazi toplulaştırmasının hukuki dayanağını, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu'nun 6'ncı maddesi ve 19.04.2018 tarihli 7139 sayılı Kanun ile 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce Yürütülen Hizmetler Hakkında Kanun'a eklenen ek madde 9 oluşturmaktadır.

Kitabın birinci bölümünde arazi toplulaştırması, Avrupa Birliği mevzuatını da kapsayan kırsal kalkınma boyutu ile ele alınmış; ikinci bölümünde AİHS kapsamında mülkiyet hakkı ve idari işlem kuramı çerçevesinde incelenerek iptal davası yoluyla yargısal denetimine yer verilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 276
Ağırlık : 276
En / Boy : 16 / 224
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺300,00
Tükendi

Örgütlü suçluluk ve terörizmin kesişim noktasında yer alan terör amaçlı örgütlenme suçu ceza hukukunda giderek önem kazanan, çok boyutlu suç tiplerinden biridir.

Dr. Faruk Y. TURİNAY'ın Galatasaray Üniversitesi'nde tamamladığı doktora tezine dayanan, "Ceza Hukukunda Terör Amaçlı Örgütlenme Suçu" başlığını taşıyan eserde, suç tipi bakımından önem taşıyan kavramlar, terörizmin tarihsel gelişimi, suçun kriminolojik özellikleri, uluslararası belgelerde ve bazı yabancı ülkelerin mevzuatında suçun düzenlenme biçimleri, Türk hukukunda suçun gelişimi ve düzenlenme şekli, kıyaslanabilecek bazı suçlarla ortak ve farklı yönleri, suçun faili, mağduru ve konusu, suçun unsurları ve özel görünüş biçimleri, yaptırım ve usul hükümleri ele alınmaktadır.

Eserde, yabancı dillerdeki literatürden, yabancı ve Türk yargı kararlarından geniş ölçüde yararlanılarak, uluslararası mevzuat ile bazı yabancı ülke düzenlemeleri, suça ilişkin güncel sorunlar ve içtihatların ayrıntılı biçimde incelenmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 396
Ağırlık : 396
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺390,00
Tükendi
(Güncel Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay Kararları Işığında)

Bu eserde, Uygulamada İhtiyati Haciz konusu ele alınmıştır.
Bu eser, mesleğe yeni başlamış hukukçuların ihtiyaçları dikkate alınarak ve uygulamaya yönelik olarak hazırlanmıştır.

Bu eserde konu hakkında detaylı açıklamalar yapılmış ayrıca önemli olan kısımlar için dikkat bölümleri oluşturulmuştur. Konu hakkında gerek dava safhasında ve gerekse icra safhasında kullanılan her türlü örneklere yer verilmiştir.

Bu eser içtihat ağırlı bir çalışmadır. Bu çerçevede konu hakkında Bölge Adliye Mahkemesi, Yargıtay'ın ilgili hukuk daireleri ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından son yıllarda verilmiş kararlar taranarak emsal nitelikte olanlar kitaba alınmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1273
Ağırlık : 1273
En / Boy : 17 / 25
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺1.015,00
Tükendi

Bu çalışma; sosyal hakların yargısal korunması sorununu anayasa hukuku perspektifi ile incelemektedir. Sosyal haklara yönelik tartışmalar sosyal hakların anayasal bir gerçeklik olduğunun kabullenilmesi ile sonuçlanmıştır. Akabinde anayasal koruma altına alınan bu haklar dava edilebilir hukuk normları niteliği alarak yargısal uyuşmazlıkların konusu haline gelmiştir ve anayasa yargısı düzeyinde yargısal denetime tabi tutulmaktadır.

Bu bağlamda çalışma, karşılaştırmalı anayasa yargısında gözlemlenen sosyal hak denetimini irdeleyerek, Türk anayasa yargısında sosyal hakların korunması olgusuna güncel bir bakış sunmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla önce sosyal hakların anayasa hukuku açısından niteliği ele alınarak, sosyal hakların normatif anlamı üzerinde durulmuş ve bu hakların unsurları üzerinden bir sosyal haklar kuramı geliştirilmeye çalışılmıştır.

Ardından sosyal hakların neden dava edilebilir bir olgu olduğu izah edilerek, karşılaştırmalı hukukta sosyal hakların yargısal denetimi üç örnekle (Güney Afrika, Kolombiya ve Hindistan) açıklanmıştır. Nihayet sosyal hakların Türk anayasa hukukunda ne ölçüde ciddiye alındığını irdeleyebilmek için, karşılaştırmalı gözlem ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadı ışığında Türk Anayasa Mahkemesinin hem norm denetimi hem de bireysel başvuru alanındaki sosyal haklar içtihadı ele alınmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 421
Ağırlık : 421
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺420,00
Tükendi
(Güncel Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay Kararlarıyla)

Bu eserde, Uygulamada Yargı ve İcra Harçları konusu ele alınmıştır. Bu eser, mesleğe yeni başlamış hukukçuların ihtiyaçları dikkate alınarak ve uygulamaya yönelik olarak hazırlanmıştır. Konu hakkında detaylı açılmalar yapılmıştır.
Konu hakkında açıklamalar yapıldıktan sonra önemli olan kısımlar için dikkat bölümleri oluşturulmuştur. Konu hakkında yapılan açıklamalar ile birlikte uygulamada kullanılan örnekleri yer verilmiştir. 
Bu eser içtihat ağırlı bir çalışmadır. Bu çerçevede konu hakkında Bölge Adliye Mahkemesi, Yargıtay, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından son yıllarda verilmiş kararlar taranarak emsal nitelikte olanlar kitaba alınmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 904
Ağırlık : 904
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺790,00
Tükendi

Yeni hükümet sistemi ile birlikte Türk siyasi yaşantısında yeni bir evreye geçilmiş, bu sistem birçok yeniliği beraberinde getirmiştir. Yeni sistemin belki de üzerinde en çok etki doğurduğu alanlardan biri hukuk düzenine ilişkin konular olmuştur. Böylesine geniş bir değişim süreci içerisinde Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin hukuksal konumu daha özel bir ilgi alanı oluşturmaktadır. 
Henüz yeni sistem yürürlüğe girmeden önce Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hakkında başlamış olan hararetli tartışmalar, sistemin yürürlüğe girmesi ile birlikte daha da yoğunluk kazanmıştır. Bu tartışmalar içerisinde Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin ifade ettiği hukuki anlamın doğru bir şekilde ortaya konulması oldukça önemlidir. Literatürde genellikle Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin, olan hukuk açısından ifade ettiği anlam ile olması gereken hukuk açısından ifade ettiği anlam arasında ciddi bir kargaşa kendisini göstermektedir. 
Kitapta, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hukuki rejimi mümkün olduğunca siyasi yaklaşımlardan ari olarak hukuk biliminin ortaya koyduğu veriler ekseninde değerlendirilerek, bu aşamadan sonra Cumhurbaşkanlığı kararnamesi sisteminin demokratik hukuk devleti ilkesine uygunluğu tartışılmıştır. 
Yeni Başkanlık Sisteminde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi sisteminin benzerlikleri, farkları ve işleyiş usulu konuları kitapta şematik görsellerle birlikte anlatılmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 271
Ağırlık : 271
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺290,00
Tükendi

Dava açmadan önce, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak, ihtarname gönderilmesi ve netice olarak cevabi yazının beklenmesi, dava ekonomisi açısından tarafların menfaatine olabilir. Yargılama süreci ve yargılama masraflarına katlanmadan anlaşma zemini oluşabilir. Bunun için de ihtarnamede maddi hatalardan, yanlış anlaşılabilecek ifadelerden kaçınılması, hak kaybına uğramamak için ihtarname hakkında bilgi sahibi olunması gereklidir.

İhtarnamenin genel hukuk ve etik kurallara uygun olması gerekir. İhtarname ahlaka, adaba uygun olmalıdır, küfür ve hakaret içermez aksi takdirde ceza hukuku açısından suç teşkil eder. Makul bir süre içermelidir. İhtarname şekil olarak da dil bilgisi kurallarına uygun, anlaşılır somut ve net ifadeler içermelidir.

Kitapta, "Dava açmadan önce uyuşmazlık konusu ile ilgili öncelikle nasıl bir ihtarname göndermeliyim?" "Gelen ihtarnameye ne zaman, ne şekilde cevabi ihtarname hazırlamalıyım?" sorularının cevabını; hem açıklama, hem örnek ihtarnameler hem de Yüksek Yargı Kararlarıyla okuyucuya sunulmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 312
Ağırlık : 312
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺320,00
Tükendi
PCT Başvurusu Yapmak İsteyenler İçin Detaylı Kılavuz

Bu kitap uluslararası patent başvurusu yapmak isteyen başvuru sahipleri ve patent profesyonelleri için detaylı bir rehber niteliğinde hazırlanmıştır. Ülkemizin taraf olduğu Patent İşbirliği Antlaşması (PCT) ile başvuru sahipleri üye ülkelerden birine ait kabul ofisine başvuru yaparak tek bir araştırma raporuyla 30 ay içinde ülkelere giriş yapabilmektedir. Bu sayede yapılacak harcamalar ötelenmekte ve bu raporla girilen ülkelerde yeni baştan araştırma yapılmasına gerek kalmamaktadır. Girilen ülkelerde sanki en baştan beri o ülkede ulusal bir başvurunuz varmış gibi inceleme işlemlerine devam edilmektedir.

Kitap PCT başvurusu için yapılması gereken hazırlıklardan başlayarak başvurunun nasıl yapılacağını İngilizceye hakim olmayan başvuru sahiplerini de göz önüne alarak detaylı bir şekilde açıklamakta, başvuru süreci boyunca karşılaşılabilecek hemen hemen her konuyu örneklerle açıklamakta ve yapılacak taleplerle ilgili onlarca dilekçe örneği sunmaktadır. Ulusal aşamada A.B.D., Türkiye, EPO, Japonya ve Çin'e giriş süreci de ayrıntılarıyla anlatılmaktadır. Kitapta ayrıca üç farklı teknoloji alanından gerçek PCT başvuru örneklerine ait süreç hem teknik hem prosedürel açıdan detaylı bir şekilde analiz edilmiştir. Temmuz 2020'de PCT Yönetmeliğinin dokuz maddesinde yapılan değişiklikler de kitaba yansıtılmıştır.

2007'den beri Türk Patent ve Marka Kurumu'nda çalışan yazar, 2018 yılında geçici görevlendirmeyle WIPO'nun PCT departmanında uzman olarak görev yapmış ve PCT sisteminin bütün aşamalarını bizzat çalışarak tecrübe etmiştir. WIPO'daki ve uzmanlığı boyunca edindiği deneyimleri bu kitaba aktarmıştır.

Konu Başlıkları
Patent ile İlgili Temel Kavramlar
Uluslararası Patent Başvuru (Pct) Sistemi Nedir
Uluslararası Patent Başvurusu İçin Hazırlıklar
Başvuru Yapılması
Başvuru Sonrası Süreç
ISA ile Yürütülen Süreç
ISR ve WO–ISA'nın Gönderilmesinin Ardından Yapılabilecek İşlemler
Tamamlayıcı Uluslararası Araştırma Raporu (SISR) Düzenlenmesi
Başvurunun Yayınlanması (Uluslararası Yayın)
Diğer Mevzular
Chapter II – IPEA ile Yürütülen Süreç
Gerçek Pct Başvurularının Uluslararası Aşamasının Detaylı Analizi
Ulusal Aşamaya Giriş
Gerçek Bir Pct Başvurusuna Ait Tüm Sürecin Detaylı Analizi
Soru – Cevap Şeklinde Sorunlara Kısa Yoldan Çözümler
WİPO'nun Hizmetleri


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 976
Ağırlık : 976
En / Boy : 17 / 25
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺835,00
Tükendi

Yaşama hakkı; bilindiği üzere en temel hak olup, diğer temel hak ve özgürlükler için olmazsa olmaz bir niteliktedir. Bu denli önemli olan yaşama hakkının korunması amacıyla AİHM, taraf devletlere negatif yükümlülüklerin yanında oldukça geniş kapsamlı pozitif yükümlülükler de öngörmektedir.

Çalışmamızın ilk bölümünde, yaşama hakkı kavramı, hukuki temelleri ile başlangıcı ve sona ermesi konuları; kürtaj, intihar, açlık grevi, ölüm cezası ve yaşamın sona ermesinde meşru kabul edilen haller ile birlikte incelenmiştir.
İkinci bölümde, AİHS ile öngörülen bir denetim sistemi olan AİHM ve AİHM uygulamasında gelişen pozitif yükümlülükler ile bu yükümlülüklerin yaşama hakkı ile ilişkisi değerlendirilmiştir.

Üçüncü bölümde ise, yaşama hakkının taraf devletlere yüklediği pozitif yükümlülükler (maddi ve usuli yükümlülükler) üçüncü kişilerin suç teşkil eden eylemleri, kadına karşı şiddet, tehlikeli faaliyetler, doğal afetler, kamu sağlığının korunması ve sınır dışı halleri kapsamında detaylıca açıklanmıştır.

Kitapta, konuyla ilgili olarak ülkemiz ile ilgili kararların da analiz edilmesine özen gösterilerek, bu kararların sonunda iç hukukumuzdaki konuya ilişkin mevzuatımızın ve bu mevzuatımızın uygulanmasının AİHS ve AİHM uygulamasıyla uyumlu hale gelmesi konusunda temel sorunlar ve çözüm önerileri ortaya konulmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 320
Ağırlık : 320
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺320,00
Tükendi

İş Hukukunda yaygın olarak kullanılan ikale sözleşmesi, özellikle iş güvencesi hükümleri nedeni ile işveren feshinin zorlaşması nedeniyle sıkça başvurulan yöntem haline gelmiştir. Her ne kadar iş güvencesi hükümleri ile işçiler koruma altına alınmış olsa da, çeşitli sebeplerle işçi belli bir tazminat karşılığında ikale yolunu tercih etmektedir. Bu nedenle işçinin mağduriyetini ve işverenin bu durumu kullanmasını önlemek için işçinin ikale yoluna gitmesi halinde kanunda düzenleme yer almamasına rağmen Yargıtay ilke kararları uyarınca makul bir menfaatinin olması şartı aranmaktadır. Dolayısıyla İH'ya hâkim olan "işçinin korunması" ilkesi gereği, işçi ve işveren arasında kurulan ikalenin geçerliliği denetlenmektedir.

Kanun koyucu, İş Hukukunda iş sözleşmesinin sona erdirilmesinde sıkça başvurulan diğer bir yöntem olan ibraya 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda yer vermiştir. İbranamelerin geçerlilik unsurlarının belirlendiği bu yasal düzenleme dikkate alındığında TBK'da iş hukukuna ilişkin ibra yasağı getirildiğini söylemek mümkündür. Çünkü bir hakkın karşılığı noksansız ödenmedikçe o hakkın iş hukukunda ibraya konu olabilmesi mümkün değildir.

Çalışmamızda İş Hukukunda yaygın olarak uygulanan ikale ve ibra sözleşmelerinin kapsamı, uygulanma koşulları, yasal düzenlemelerle getirilen değişiklikler ve sonuçları Yargıtay kararları ışığında izah edilmektedir. Sözleşmelerin hangi gerekçelerle geçersiz sayıldığının içtihatlarla ortaya konulması nedeniyle çalışmanın tüm ilgililer için faydalı bir başvurucu kaynağı olması hedeflenmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 179
Ağırlık : 179
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺200,00
Tükendi

Ekonomik ve mesleki faaliyetlerin devam ettirilebilmesi, finansman ihtiyacının sağlanmasına bağlıdır. Bu finansman ihtiyacı, işletmeler üzerinde rehin hakkı kurularak sağlanmaktadır.

Bu doğrultuda, öncelikle, 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu kabul edilmiştir. Ancak, bu Kanun'un günümüzdeki ihtiyaçlara cevap verememesi nedeniyle 01 Ocak 2017 tarihinde 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu yürürlüğe girmiştir.

Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu, rehin alacaklısı ile rehin borçlusu arasındaki rehin ilişkisine yönelik düzenlemeler içermektedir. Bu çalışmada ise, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu'na göre kurulacak rehin ilişkisinde, rehin alacaklısının haklarının korunması konu edilmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 287
Ağırlık : 287
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺300,00
Tükendi

Finansal Kiralama Sözleşmesinin Sona Erme Nedenleri ve Sonuçları - Yusuf Özdoğru

Ülkemizde ve Dünya uygulamasında ‘'leasing'' kavramıyla da bilinen finansal kiralama günümüzde sıklıkla başvurulan önemli finansman yöntemlerinden birini oluşturmaktadır.

Kitabın ana konusunu finansal kiralama işleminin yapıldığı sırada kiracı ve kiralayan arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmelerinin sona erme halleri ve bunun sonuçları oluşturmaktadır.

Kitapta, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu'nun (FFFK) hükümleri temel alınmış ve yine yeri geldikçe sona ermeye ilişkin mülga 3226 Finansal Kiralama Kanunu(FKK) ile 6361 sayılı FFFK arasındaki farklar da ele alınarak konuyla bağlantılı öğretideki görüşler ve yargı kararları da irdelenmiştir.

Kitapta, konunun daha net anlaşılmasını sağlayacak olan finansal kiralama kavramı, finansal kiralama sözleşmesinin unsurları, sözleşmenin şeklinin yanı sıra sona erme halinde belirleyici bir rol üstlenen sözleşmenin tescil ve şerhinin nasıl yapılacağı ve finansal kiralamanın sürekli borç ilişkisi doğurması gibi bazı temel hususlar da izah edilmektedir.

Konu Başlıkları
Terminoloji, Finansal Kiralama Kavramı, Finansal Kiralamanın Tarihsel Gelişimi Finansal Kiralama Sözleşmesinin Tanımı, Unsurları, Şekli, Tescili ve Şerhi, Sözleşmeye Uygulanacak Hükümler
Finansal Kiralama Sözleşmesinin Kendiliğinden Sona Erme Nedenleri ve Kendiliğinden Sona Ermenin Sonuçları
Finansal Kiralama Sözleşmesinin Taraflardan Birinin Feshiyle Sona Erme Nedenleri ve Sona Ermenin Sonuçları


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 159
Ağırlık : 159
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺190,00
Tükendi

Ülkemizde en çok tercih edilen ortaklık türü limited şirket ortaklığıdır. Limited ortaklıkların sayısının her geçen gün artması, uygulamada sorunlarında oluşmasına sebebiyet vermiştir. Özellikle limited şirket müdürlerinin azli konusu karmaşık hale gelmiş ve bu konuda bir çok uyumsuzluk ortaya çıkmıştır.

Kitabımızda Limited şirketler açısından genel anlamda limited şirketin organları, limited şirketin yönetimi, temsili ve müdürler gibi temel kavramlar tanımlanmış, daha sonrasında ise asıl konumuz olan müdürlerin yetkilerinin sınırlandırılması ve görevden alınması ayrıntılı şekilde incelenmiştir. Uygulamada gün geçtikçe limited şirket müdürlerine ilişkin davaların artması ve bu davalarda haklı sebep varlıklarının neler olacağına davanın nasıl ve ne şekilde yürütüleceğine Yargıtay kararları ile birlikte yer verilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 132
Ağırlık : 132
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺175,00
Tükendi

Bu eserde, Kentsel Dönüşüm Rehberi ve İmar Barışı Uygulaması konusu ele alınmıştır. Bu eser, mesleğe yeni başlamış hukukçuların ihtiyaçları dikkate alınarak ve uygulamaya yönelik olarak hazırlanmıştır.

Bu eserde, konu hakkında detaylı açıklamalara, sıkça sorulan soru ve cevaplarına, uygulamadaki sorunlar ve çözüm önerilerine, uygulamaya dair dilekçe örneklerine, imar affı ile açıklamalara yer verilmiştir.

Bu eser içtihat ağırlı bir çalışmadır. Bu çerçevede konu hakkında Bölge Adliye Mahkemesi, Yargıtay'ın ilgili hukuk daireleri ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından son yıllarda verilmiş kararlar taranarak emsal nitelikte olanlar kitaba alınmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1295
Ağırlık : 1295
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺1.025,00
Tükendi

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.176-182 de düzenlenmiş bulunan "ıslah" kurumu, yargılamada iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının istisnasıdır. Tamamen veya kısmen ıslah şeklinde ayrılan ıslah işlemleri hakkında yargılama hukukunda birlikteliği sağlamak amacıyla konuya ilişkin güncel yargı kararları incelenmiş, karşılaşılan farklılıklar salt bu kararlar çerçevesinde açıklanmıştır.

Kitabın giriş bölümünde; HMK ve HUMK'un konuya ilişkin hükümleri gerekçeleriyle belirtilmiş, bağlantısı dolayısıyla ayrıca iddia ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi; belirsiz alacak davası, kısmi dava hükümlerine yer verilmiştir. Islahın birinci bölümde İçtihadı Birleştirme kararlarında, ikinci bölümde Hukuk Genel Kurulu Kararlarında, üçüncü bölümde Özel Daire Kararlarında ne şekilde ele alınarak ifade edildiği izah edilmiştir. Dördüncü bölümde, ıslahla bağlantılı diğer usul hükümleri yönüyle ilgili yargısal kararlarından söz edilmiştir. Ek bölümde ise; ıslah-faiz, ıslah-iddia, savunmanın değiştirilmesi, zamanaşımı defi, ıslah-usuli kazanılmış hak ile ilgili soru ve yanıtlı pratik anlatıma yer verilmiştir.

22.07.2020 tarihinde 7251 sayılı Kanunla HMK m.177.maddenin birinci fıkrasından sonra 2.fıkra eklenmiş ve "Yargıtay'ın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz" hükmü getirilmiştir. Eklenen bu hüküm doğrultusunda kitapta yer alan "bozmadan sona ıslah yasağı" ilkesini yansıtan içtihat kararlarının dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 328
Ağırlık : 328
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺340,00
Tükendi

Uluslararası Hukukta Sağlık Hakkı - Ezeli Azarkan

Bu çalışma, sağlık hakkını, uluslararası hukukunun gelişmekte olan bir konusu olarak araştırmayı ve tartışmayı amaçlamaktadır. Bu çalışmada sağlık hakkı, insanlık onurunun temel bileşenini oluşturan bir değer olduğu savunulmaktadır. Sağlık hakkı tarihi incelendiğinde açıkça görülecektir ki, toplumlar ya hümanist ya ekonomik ya da politik nedenlerden dolayı insan sağlığını korumak için tedbirler almayı uzun zamandan beri düşünmektedirler. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabul edilmesinden bu yana da, sağlığın bir insan hakkı olduğu fikri savunulmaktadır. Bu Beyanname'nin kabulünden sonra, birçok uluslararası andlaşma ve ulusal anayasalarda sağlık hakkı vurgulanmıştır. Ancak uluslararası alanda sağlık hakkının sınırları hakkında tam bir uzlaşı ve netlik söz konusu değildir. Bu nedenle bu çalışmada uluslararası alanda sağlık hakkının gerekçesi, kaynakları ve kapsamı üzerine odaklanmaktadır. Sağlık hakkının güvenliği ve gelişimi düzenlenen uluslararası bağlayıcı yükümlülükler, uluslararası sağlık hukuku ile uluslararası hukuk arasındaki ilişki, Dünya Sağlık Örgütü'nün standartları kapsamında uluslararası sağlık hukuku, uluslararası sağlık yönetimi ve sağlık hakkına ilişkin uluslararası sağlık düzenlemeleri bu çalışmada incelenen konular arasındadır. Günümüz dünyasının belirleyici özelliği olan hızlı ve genişleyen küreselleşme göz önüne alındığında, uluslararası alanda sağlık hakkının sağlam bir sisteme dayanmasına duyulan ihtiyaç hiç bu kadar büyük olmamıştır. Umuyorum ki bu kitap uluslararası hukukta sağlık hakkının anlaşılmasına yönelik bir katkı sağlayabilir.

Kitapta Bulunan Konu Başlıkları
- Sağlık Hakkının Kavramsal Temelleri /Sağlık Hakkı ve Uluslararası Hukukla İlişkisi/Sağlık Hakkının Hukuksal ve Diğer Yöntemlerle Tanınması/Sağlık Hakkı Güvenliği ve Gelişimi İçin Uluslararası Bağlayıcı Yükümlülükler/Uluslararası Sağlık Hukuku ve Uluslararası Hukuk/Dünya Sağlık Örgütü'nün Standartları Kapsamında Uluslararası Sağlık Hukuku/Uluslararası Sağlık Yönetimi/Uluslararası Sağlık Düzenlemeleri


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺240,00
Tükendi

Türk Ticaret Kanunu reformu sonrasında, bağımsız denetim konusunda yeni araştırmalar yapılması ihtiyacı doğmuştur. Anonim Şirketlerde denetim kurumu, 6102 sayılı TTK ile köklü bir değişikliğe uğramıştır.

Yeni TTK ile ilk kez 404. madde ile düzenlenmiş olan ve Alman Anonim Şirketler Hukukunda ise bu hükme tekabül eden Alman Ticaret Kanunu m. 323'te ele alınan denetçinin sır saklamadan doğan sorumluluğu dü-zenlemeleri çerçevesinde, denetçi, özel denetçi, bunların yardımcıları ve denetleme yapmasına yardımcı olan temsilcileri, denetimi dürüst ve tarafsız bir şekilde yapmak ve sır saklamakla yükümlüdürler.

Denetçi yükümlülüklerinin kapsamı, her iki hukuk sisteminde de tartışmalıdır. TTK m. 404'ün Alman hukukundan iktibas edilmiş olması sebebiyle, iki hukuk sistemi arasında ilk bakışta birçok benzerlik olsa da, TTK'nın İsviçre hükümlerinin de etkisi altında kalmış olması sebebiyle, Türk hukukunda mevzuat ve uygulama açısından bir takım belirsizlikler mevcuttur ve bunların giderilmesi gerekmektedir.

Bu çalışmada, Türk ve Alman hukukundaki farklar ile ortak yönler mukayeseli olarak incelenmiş, ayrıca denetçi sorumluluğunun sınırlanması, AB hukuku düzeyinde de kapsamlı bir şekilde ele alındığından, bu düzenlemelere de çalışma içerisinde gerektiği kadar yer verilmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 167
Ağırlık : 167
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺195,00
Tükendi

Birer içtihat niteliğinde olan Danıştay idari ve vergi dava daireleri ile Kurulların İdari Yargılama Usulü Kanununa ilişkin seçme kararlarının kısaltılarak derlendiği bu Kitap Danıştay'ın sürekli yayınlarından olan Danıştay Dergileri esas alınarak hazırlanmıştır.

Kitapta kararlara ilgili madde bazında yer verilirken, kimi kararlara ilgileri sebebiyle birden çok maddede yer verilmiştir.

Konu Başlıkları
Danıştay İdari Dava Daireleri
Danıştay Vergi Dava Daireleri
İdari Dava Daireleri Kurulu
Vergi Dava Daireleri Kurulu


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 299
Ağırlık : 299
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺310,00
Tükendi

Dünyada ve ülkemizde E-ticaretin genel ticaret rakamları içindeki oranı geleneksel ticarete göre her geçen gün artmaktadır. Bu artış sürdüğü sürece iletişim (tanıtma) fonksiyonuna sahip internetin yegane tanıtma işareti olan alan adları da önemini korumaya devam edecektir. Alan adlarının önemini, ticari işletmenin gayri maddi unsuru veya tek başına ulaştığı iktisadi değeri de işaret etmektedir. Bu nedenlerle alan adlarının ticari ve sosyal hayatta mevcut önemini koruyarak, değerini pekiştirmeye devam ettiği söylenebilir.

Öte yandan alan adlarının önemini artıran diğer bir sebep de daha çok sayıda insanın akıllı telefon ile internete ve dolayısıyla alan adlarına bağlı web sitelerine erişim imkanına kavuşmasıdır. Aynı şekilde alan adlarının önemini ticari ve sosyal amaçlı iletişimde kartvizitlerde alan adının, ticaret unvanın hemen yanında ve ayrıca kişi veya şirket temsilcisinin e-posta adresinin verilmesinin standart bir hale gelmiş olması da göstermektedir. Bu nedenlerle, alan adlarının yönetilmesi yeni hukuki düzenlemelere ve ortaya çıkan ihtilafların ise yargı kararlarına konu olmaya devam edeceği görülmektedir.

Ayrıca alan adı gaspına karşı devletler ve devletler üstü organizasyonlar ICANN Tahkim Usulünü esas alan düzenlemeler ve tahkim usulünün kurumlarını oluşturmaktadırlar. Bu kapsamda, hakemlik yapan kurumlar arasına Arap İhtilafların Çözüm Merkezi (Arab Center For Dispute Resolution) gibi yeni aktörler eklenmiştir.

Alan adı gaspına karşı oluşturulan hızlı ve ekonomik çözüm sunan ICANN Tahkim Usulünde ise uzlaşmaya dayalı yeni geliştirmeler yapılmıştır.

Konu Başlıkları
Tahsis veya Tescilin Esasları
Teşekkül ve Kullanılmasının İlkeleri
Hakkın Hukuki Mahiyeti
Kapsam ile Tecavüz ve Korunma
İhtilafların Çözümünde Alternatif Yollar


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 5
Sayfa Sayısı : 527
Ağırlık : 527
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺500,00
Tükendi
Borçlar Hukuku Monografileri

Sözleşmeler ifa edilmek üzere kurulurlar. Hukukun en temel ilkelerinden biri sözleşmeye bağlılık ilkesidir. Sözleşmeye bağlılık ilkesi her ne kadar geçerliliğini korumaya devam ediyor olsa da, günümüz koşulları nazara alındığında bu ilkenin katı bir şekilde uygulanması, sözleşme adaleti kavramıyla bağdaşmamaktadır. Sözleşmenin kurulmasından sonra değişen koşulların sözleşmeye etkisi uyarlama sorununu beraberinde getirmektedir.

Taraflar sözleşme ilişkisini kurarken belli bazı öngörülerle hareket eder ve sözleşmeyle bazı riskleri üstlenmiş olurlar. Sözleşmenin kurulmasından sonra birtakım olaylar veya değişikliklerin ortaya çıkmasıyla taraflar, başlangıçtaki öngörülerinde yanılmış olabilir veya sözleşme bir tarafın aleyhine olmak üzere katlanılmaz bir hale gelmiş olabilir. Bu gibi nedenlerle dünyada özellikle ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde uyarlama sorunu yadsınamaz bir hal almıştır.

Günlük hayatta sözleşme ilişkilerinde uyarlamayı gerektiren durumlar sıklıkla gündeme gelebilmektedir. Bu bakımdan uyarlama sorununa çözüm getirilmesi günümüzde büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda kitapta; sözleşmelerin uyarlanması hakkında geliştirilen teoriler incelenerek, uyarlamanın hukuki temeli, kapsamı ve sonuçları değerlendirilmeye çalışılmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 164
Ağırlık : 164
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺190,00
Tükendi

Bu kitapta 4. Uluslararası Sağlık Kongresi'nde sunulan yazılı tebliğler, sözlü bildiriler ve poster sunumları bulunmaktadır. Kitapta yer alan eserler, karşılaştırmalı hukuk hakkında bilgi verdiği gibi, Türk sağlık hukukunun güncel sorunlarına ilişkin ilginç çalışmaları da içermektedir.

Sağlık hukukunun klasik konuları olan aydınlatma, rıza, tıbbi uygulama hataları, organ ticareti ve yasadışı deney deneme eylemleri kadar; sibernetik-özgür irade, stik ve felsefi açıdan irade özgürlüğü, reklam, çocuk düşürtme araç veya metotlarının reklamı, sağlık alanında sahtecilik eylemleri ve taşıyıcı annelik gibi güncel konulara ilişkin uluslararası hukuk ve ulusal izdüşümlerini irdeleyen ilginç çalışmaları aktarmaktadır.

Kitapta, gerek doğrudan doğruya uygulamayı ilgilendiren Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi gibi yüksek mahkeme kararları, gerek karşılaştırmalı hukuktaki yargı içtihatları makale konusuyla ilgili olanlarda yer almaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 799
Ağırlık : 799
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺600,00
Tükendi

Bir dava açarken belki şerhlerden ve monografilerden 'ne' sorusuna cevap bulabilirsiniz ama 'nasıl' sorusunu cevaplayamazsınız. İş Davaları Dizisi tam da bu sorunu çözmeyi hedefliyor, size hem 'ne' hem de 'nasıl' sorusunun cevabını vermek istiyor. Dava sürecinde sadece bilgiyi verip bir kenara çekilmiyor, sürecin her aşamasında sizin yanınızda, adeta özel asistanınız gibi.
Dizi 7 kitaptan oluşuyor. Ama şimdilik.

Dizinin bu kitabında; ücret, işçi için emeğinin karşılığı, işveren için de en önemli gider kalemlerinden ve iş hukukunun ana konularından birisini oluşturmaktadır.

İş Kanunları ile diğer kanunlar ücretin konusu, çeşitleri, türleri, miktarı, ödenme yeri ve şekli, ödenme zamanı, ödenme süresi, ücrete ilişkin zamanaşımı ve faiz gibi konularda oldukça ayrıntılı hükümlerle donatılmıştır. Eksik kalan hususlar da mahkeme kararları ile tamamlanmaktadır. Ancak kanun hükümleri ve mahkeme kararları çok sık değişikliğe uğramasına rağmen iktisadi ve toplumsal hayatın hızı uygulamada işçi ve işveren arasında her gün yeni sorunlar doğurmaktadır.

Ücrete ilişkin uyuşmazlıklar mahkemeleri adeta işgal etmiş durumdadır. Ücretin hiç ödenmemesi, eksik ödenmesi ya da süresinde ödenmemesi gibi durumlar, geçinmesi için emeğinden başka bir şeyi olmayan işçinin kendisi ve ailesi yönünden hayati önem taşımakta, iş barışını birinci derecede olumsuz yönde etkilemektedir. Bu çalışma ile iş hukuku uygulayıcılarına ücret konusunda iş mevzuatı, yargı kararları, öğretide yer alan görüşler ve deneyimler ışığında yol gösterilmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 342
Ağırlık : 342
En / Boy : 17 / 25
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺430,00
Tükendi

Sağlık hizmetleri yerine getirilirken tıbbi müdahale sonucunda bir zarar meydana gelmiş ise Anayasa'da ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda yer alan hükümlere göre ancak idareye karşı dava açılır. İdareye karşı dava açılması kamu görevlisi statüsündeki hekimin hukuki sorumluluk kaygısını azaltan bir faktör gibi gözükse de, müdahalesinin irdelendiği hukuki bir süreçten geçeceğinden hekim kendisini baskı altında hissetmektedir. Bu sebeple, hekim bilinçli ya da bilinçsiz olarak defansif tıp davranışları geliştirmektedir. Hekimin, tıbbi müdahaleden doğabilecek hukuki veya cezai sorumluluktan kaçınmak için tanı ve tedaviye yönelik tıbbi uygulamaları gereksiz kullanması veya tıbbi uygulama hatası ile sonuçlanma olasılığı bulunan müdahaleleri yapmaktan kaçınması defansif tıp olarak ifade edilir.

Bu çalışmada defansif tıp uygulamaları, tıbbi uygulama hatalarına dönüşen yönüyle incelenecek ve bu eylemlerden idarenin sorumlu olup olmayacağı değerlendirilecektir. İlk bölümde defansif tıp uygulamalarına örnekler verilirken, bu eylemlerin sağlık hizmetine nasıl yansıdığına yer verilecektir. İkinci bölümde ise Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarından faydalanmak suretiyle defansif tıp uygulamalarından idarenin hangi şartlar altında sorumlu olabileceğine açıklık getirilecektir. Son olarak, defansif tıp uygulamalarını önleme çabaları adı altında Amerika Birleşik Devletleri'nde tartışılan çözüm önerilerinden bahsedilerek, bu önerilerin iç hukukumuzda uygulanabilirliği tartışılacaktır.

Konu Başlıkları
Sağlık Hizmetleri Sunumunda Defansif Tıp Uygulamaları ve Hukuki Olarak Temellendirilmesi
İdarenin Defansif Tıp Uygulamalarında Sorumluluğunun Şartları ve Defansif Tıp Uygulamalarının Önlenmesine İlişkin Çözüm Önerileri


Basım Ayı/Yılı : 1/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 168
Ağırlık : 168
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺195,00
Tükendi

Kamu görevlileri; kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde kendi istekleri ile görevlerinden ayrılma hakkına sahiptir. İstifa olarak adlandırılan bu kurum, Devlet Memurları Kanunu'nda memurlara bir hak olarak tanınmaktadır. Bu hakkın kullanımı idarenin kabulüne bağlı değildir. Ancak memurların ifa ettikleri görevin bir kamu hizmeti olması sebebiyle bazı hallerde bu hakkın kullanımına kanun tarafından sınırlamalar öngörülmüştür.

Kamu görevlisi kavramının genişliği ve mevzuatın dağınıklığı sebebiyle, kitabın ağırlık noktasını devlet memurlarının istifası oluşturmaktadır. Kamu personel hukukunda genel kanun niteliğinde olması hasebiyle, istifa müessesi temel olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri çerçevesinde incelense de, özellik arz eden özel personel kanunlarına da kısaca yer verilmiştir.

Kitapta öncelikle; istifa kavramı ve hakkı, idare hukukunda vaki olan istifa türlerini ve görevi sona erdiren diğer benzer müesseselerle karşılaştırılması yapılarak istifa kurumu ortaya konulmaktadır. İkinci olarak; devlet memurlarının, diğer kamu görevlilerinin ve geniş anlamda kamu görevlilerinin istifası şeklinde tasnif yapılarak, Türk idare hukukunda kamu görevlilerinin istifa haklarını kullanma şartları, kural ve usulleri, sonuçları gibi uygulamada önem arz eden durumlar ayrıntılı bir şekilde izah edilmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 167
Ağırlık : 167
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺195,00
Tükendi

Kanun hükmünde düzenlenmiş bir hukuk kuralının bir maddi olguya uygulanabiliyor olması, kanun koyucunun benzer maddi olgular karşısında izlenmesi gereken yolu önceden formüle ettiğini, maddi olgunun söz konusu hukuk kuralının uygulama alanına girdiğini gösterir. Maddi olguya ilişkin uygulanabilen bir hukuk kuralı hiç öngörülmemiş veya öngörülen kural yetersiz ise bir kanun boşluğu söz konusu olur ve bunun doldurulması gerekir.

Ancak bazı durumlarda, bir maddi olgu, birden fazla hukuk kuralının devreye girmesine sebebiyet verebilmekte, birden fazla hukuk kuralının öngördüğü hukukî sonuçların doğması için gereken koşulları taşıyabilmektedir. Bu durumda, kanun boşluğundan farklı bir durum söz konusu olur.

Bu kurallar arasında ilk başta, özel – genel / yeni – eski kural ilişkisi bulunması ya da kuralların yapılarından kaynaklanan özellik sebebiyle, kuralların birbirinin uygulama alanlarını yok edip etmediğinin, aslında, kuralların birbirini yok edip etmediğinin belirlenmesi gerekir. Kuralların birbirlerinin uygulama alanlarını yok etmesi söz konusu değil ise kuralların birbiri ile yarışması söz konusu olabilmektedir.

Kitapta, eser sözleşmesinde ayıp hükümlerinin aynı zamanda Kanunun genel hükümlerinin uygulama alanına girmesi durumunda hükümlerin ne şekilde uygulanması gerektiği anlatılmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 8/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 141
Ağırlık : 141
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺180,00
Tükendi

Türk ve Alman Sosyal Güvenlik Hukuku Açısından Devlet Destekli Bireysel Emeklilik Programları - Mustafa Tugay

Gerek Türkiye'de gerekse Almanya'da, çalışmakta olan genç neslin sigorta primleriyle finanse edilen kamu emeklilik sistemi, çeşitli demografik, sosyoekonomik ve yapısal faktörlerin etkisiyle sıkıntılı bir döneme girmiştir. Bu nedenle 2002 yılında Almanya'da yürürlüğe konulan emeklilik reform kanunları ile kamu emeklilik sisteminin, devlet destekli özel emeklilik programları ile desteklenmesine karar verilmiştir.

Almanya'da tehlike çanlarının çalmasına neden olan, nüfusun giderek yaşlanması, doğum oranlarının hızla gerilemesi gibi demografik değişimler, aynı hızda olmasa da, son 30-40 yıl içinde Türkiye'de de kendini hissettirmeye başlamıştır. Almanya'dan farklı olarak, Türkiye'de genel nüfusun yaş ortalaması oldukça genç olmakla birlikte, hem ortalama ömrün uzaması hem de Türkiye'nin kendine özgü yapısal sorunları kamu emeklilik sistemi üzerinde ciddi baskı oluşturmaktadır.

Erken emeklilik, kayıt dışı istihdam, kayıt dışı ekonomi, genç nüfusun işsizliği gibi sorunlar Türkiye için kamu emeklilik sisteminde reform ihtiyacı doğuran nedenler olmuştur. Bu bağlamda Almanya'dan sadece bir yıl sonra, Türkiye'de Bireysel Emeklilik Sistemi yürürlüğe konulmuştur.

Türkiye'de uygulanmasına başlanan bireysel emeklilik sisteminin amacı, Almanya'da farklı olarak, sadece kamu emeklilik sistemine destek olmakla sınırlı tutulmamış, aynı zamanda sağlanan tasarrufların sermaye piyasasını derinleştirmesi ve ülke ekonomisine kaynak yaratması da amaçlanmıştır.

Bu çalışmada, yaklaşık aynı tarihlerde uygulanmasına başlanan devlet destekli Türk ve Alman bireysel (özel) emeklilik sistemleri etraflıca incelenerek, birbirine benzer ya da farklı yönleri ortaya konulmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 9/2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 375
Ağırlık : 375
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺370,00
Tükendi

Kitapta, patent lisans sözleşmesi konusu, güncel Sınai Mülkiyet Kanunu ve rekabet hukuku bağlamında kapsamlı bir şekilde ele alınmaktadır.

Patent lisans sözleşmesinin konusu olan patent, lisans sözleşmesinin nitelikleri, türleri, şekli, tarafları ve yükümlülükleri, sona ermesi detaylı bir şekilde incelenmektedir. Özellikle de sözleşme taraflarının yükümlülükleri konusunda ayrıntılı değerlendirmelerde bulunulmuştur. Ayrıca patent lisans sözleşmesi konusu, rekabet hukuku bağlamında da değerlendirilmektedir.

Rekabet hukukunun patent lisans sözleşmesi konusuna yaklaşımı, rekabet hukuku kurallarına aykırı kurulan lisans sözleşmeleri nedeniyle uygulanacak yaptırımlar, lisans sözleşmesine bireysel veya grup muafiyeti tanınması konuları kitapta detaylı bir şekilde incelenmiştir. Rekabet hukukundaki düzenlemelerin özellikle tarafların yükümlülükleri konusuna önemli etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle emsal Rekabet Kurulu kararlarına da yer verilerek tarafların yükümlülükleri değerlendirilmiştir. Ayrıca kitapta, patentin hükümsüzlüğünün ve patentin gaspının lisans sözleşmesine etkisi de incelenmektedir.

Eserin içinde yer alan öğretideki tartışmalar, mukayeseli hukuktaki yaklaşımlar ve yargı kararlarına ile okuyucuya patent lisans sözleşmesi konusunda geniş bir kapsamda genel bir değerlendirme imkânı sunmaktadır.

Konu Başlıkları
Patent Lisans Sözleşmesinin Genel Özellikleri
Patent Lisans Sözleşmesinin Rekabet Hukuku Bağlamında Değerlendirilmesi
Patent Lisans Sözleşmesinde Tarafların Yükümlülükleri
Patent Lisans Sözleşmesinin Sona Ermesi


Basım Ayı/Yılı : 1/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 400
Ağırlık : 400
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺410,00
< 1 ... 5 6 7 8 9 ... 13 >

Hukuk Kitapları

Hukuk Nedir?

Köken olarak ‘‘hak’’ kelimesinden gelen hukuk kavramı, kurallar bütünü olarak bilinmektedir. Devletin desteği ile oluşan bu kurallar toplum ve bireylerin bir düzen ve ahenk içinde yaşaması için var olmak zorundadır. Ortam yaşam alanında kişilerin güvenini sağlayan bu kurallar bütünü aynı zamanda adaleti de sağlamaktadır. Devlet ve bireyin ortak menfaatine dayalı olan bu kurallar, birey ve devletin birbirine sıkı bağlanmasına da olanak sağlamaktadır. Her ülkenin yasal sistemi birbirinden farklı olmaktadır. Bazı ülkelerin hukuk sisteminde din etkili olurken bazı ülkelerde yönetim ve din birbirinden tamamen ayrı olarak işleyiş sağlamaktadır. 

Hukuk özel hukuk ve kamu hukuku olmak üzere iki ana kol üzerinden ikiye ayrılmaktadır. Bu sistemin kendi içerisinde de alt dalları mevcut olmaktadır. Bu alt dallar şu şekilde ayrılmaktadır:

  • Özel Hukuk: borçlar, medeni, ticaret ve devletler özel hukuku ve tüketici hukuku olmak üzere bireyler arasında hukuku kapsar.
  • Kamu Hukuku: ceza, idare ve anayasa, vergi hukuku gibi kamu ve birey arasındaki hukuku kapsar.

İnsanlık ile ortaya çıkan hukuk sisteminin ilk örnekleri Antik Mısır’da ortaya çıkmıştır. Hukuk alanında ilk yazılı kaynak olarak kabul edilen Babil kralı Hammurabi’nin yazdığı yazılı kaynak hukuk kitapları arasında ilk örnek olarak kabul görmektedir. Hukuk kitapları, hukuk çeşidine göre yazılmış geniş bir çeşitliliğe sahip olmaktadır. 

Hukuk kitapları bazı yasal sorunların üstesinden gelebilmek için gerekli bilgilere ulaşılmasını kolaylaştıran eserler olmaktadır. Sadece hukukçuların değil ülke vatandaşlarının da ellerinin altında bulundurması gereken kitaplar olmaktadır. Hukuk kitapları vatandaşın karşılaştığı bir hukuki takibattan ne beklemesi gerektiği konusunda önceden bilgi edinmesini sağlarken aynı zamanda konuşma kalitesini ve bilgilerin daha sağlam temellere dayandırılmasını da sağlamaktadır. Yaşanılan güncel olaylar karşısında daha geniş bir perspektiften bakılmasını mümkün kılmaktadır. Kişinin hak ve ödevlerini öğrenmeleri için hukuk ile ilgili kitaplar okuması gerekmektedir. Hukuk kitapları genellikle öğrenciler, akademisyenler ve hukuk dallarına dair bilgileri merak edenler tarafından satın alınmaktadır. 

Hukuk Kitapları Çeşitleri

Hukuk, kendi içerisinde çeşitli dallar üzerine özelleşen geniş ve oldukça kapsamlı bir alan olmaktadır. Hukuk kitaplarında pek çok farklı kaynak aynı madde ve gerekçeleri bünyesinde barındırıyor olsa da yazarın görüşleri sebebiyle değişkenlik gösterebilmektedir. Hukuk kitapları kendi içerisinde fazla kategoriye sahip eserler olmaktadır. Hukukun vergi usul hukuku, basın hukuku, medeni hukuku, trafik hukuku, icra hukuku, tüketici hukuku gibi ana ve alt dallarına dair yazılmış onlarca hukukla ilgili kitaplar bulmak mümkündür. Hukuk dallarına ilişkin bazı önemli kitaplar şu şekilde sıralanmaktadır:

 

  • Medeni Hukuka Giriş: Hukuk 1. sınıf kitapları içerisinde kullanılabilen ve medeni hukuka yeni başlayanlara tavsiye edilen kaynak olmaktadır. Kitap medeni hukuk ile ilgili temel kavramları okurlarına sunmaktadır. Başlangıç hükümleri ile de konulara detaylı girişler yaparak medeni hukuk alanında detaylı bilgi sahibi olunmasına olanak sağlamaktadır.
  • Medeni Hukuk: Kitap içerisinde çok sayıda örnek bulundurması sebebiyle hukuk fakültesi kitapları içerisinde yer alarak hukuk okuyan öğrenciler tarafından kullanılmaktadır. İçerisinde kavramlar sözlüğü bulunan kitap, kararlar ile ilgili bilinmeyen kelimelerin öğrenilmesine yardımcı olmaktadır.
  • Medeni Hukuk Tüzel Kişilerin Ehliyet Durumu: Kitap medeni kanunda tüzel kişilerin ne olduğunu farklı olaylar ve yasalar ile anlatmaktadır.
  • Uluslararası Hukuk: Uluslararası hukukun temellerini anlatmaktadır. 
  • Uluslararası Hukukun Esasları: Uluslararası hukuk temel ders kitapları arasında yer almaktadır. 
  • Uluslararası Ticaret Hukuku: Ülkeler arasında yapılan ticaretlerde geçerli olacak kanun ve kuralların nasıl belirlendiğini açıkça ortaya koyan ticaret hukuku kitabı olmaktadır.
  • Ceza Hukuku: Ceza hukuku konusunda genel hükümler ve temel bilgileri içerisinde barındıran kitap üniversite öğrencileri tarafından hukuk ders kitapları olarak kullanmaktadır.
  • Türk Anayasa Hukuku: Kitapta hukuk, anayasa ve özgürlük kavramları sıklıkla ele alınmaktadır. Geniş çaplı içeriğe sahip olması açısından her kesim uygun bir kitap olmaktadır.
  • Anayasa Hukuku: Birçok farklı anlatım tarzı ile yazılmış olan kitap türü geniş bir aralıkta sunulmaktadır.1982 sonrası anayasasının anlatılması ile okura zengin bir içerik yansıtmaktadır.

Hukuk ile İlgili Kitaplar

Hukuk ile ilgili yazılmış kitaplara ulaşmak oldukça kolay olmaktadır. Birçok yazarın hukuk çeşitleri kategorilendirerek ya da genel anlamda yazdığı hukuk kitapları mevcuttur. Bu kitaplar içerisinde en nitelikli ve popüler olan kitaplardan bazıları şu şekilde sıralanmaktadır:

 
  • Aile hukuku- Turgut Akıntürk
  • Milletlerarası Ticaret Hukuku- Nuray Ekşi
  • Türk Hukuk Tarihi- M.Akif Aydın
  • Ceza Hukuku Genel Hükümler-Hamide Zafer
  • Borçlar Hukuku- Yasin Ulusoy
  • Sosyal Güvenlik Hukuku- Ali Güzel
  • İdare Hukuku- Tayfun Akgüner
  • Toplum İş Hukuku- Nizamettin Aktay
  • Hukukun Temel Kavramları- Faruk Andaç
  • Türk Medeni Kanunu- Celal Ülgen

Avukatlar için Hukuk Kitapları

  • Avukatlık mesleğini icra etmeye başlamış kişiler hem kendileri mesleklerinde geliştirebilecekleri hem de ellerinin altında kolaylık sağlayacak hukuk kitapları bulundurmaları  önemli olmaktadır. Bu kitaplardan bazıları şu şekilde listelenebilmektedir:
  • Avukatın El Kitabı-Paluri Arzu Demirci
  • Avukatlık Sözleşmesi-Atilla Özen
  • Avukatın Uzlaşma Sağlama Yetkisi-Şamil Demir
  • Avukatlar İçin Müzakere Yetenekleri- Şamil Demir
  • Ceza Mahkemesi Kanunu Avukat Şerhi-Sinan Sürücü
  • Avukatlık Mesleği-Meral Sungurtekin Özkan
  • Avukatlık Yasası-Hasan Tahsin Gökcan
 

Hukukçuların mesleki kitapları hariç mutlaka okumaları gereken hukuk romanları da bulunmaktadır. Roman içerisinde kurguları mesleği üzerinden değerlendirme yaparak kişisel gelişim sağlayabilmektedir. Avukatlar için okuması gereken romanlar şu şekilde sıralanmaktadır:

 
  • Suç ve Ceza-Dostoyevski
  • Dava- Franz Kafka
  • Bülbülü Öldürmek- Harper Lee
  • Bir İdam Mahkumunun Son Günü-Victor Hugo
  • Sefiller- Victor Hugo
  • Adalet Kavramı-Adnan Güriz
  • Suçlar ve Cezalar-Beccaria
  • Sanık-John Grisham
  • Deliliğe Övgü-Erasmus
  • Venedik Taciri- Willian Shakespeare
  • Hayvanlardan Tanrılara Sapiens- Yuval Harari
  • Devlet- Platon

Hukuk Kitapları Fiyatları

Hukuk birçok dalı bünyesinde barındırmaktadır. Hukuk kitapları sadece hukuk fakültesi öğrencileri için değil ülke vatandaşlarının da hukuk alanı hakkında bilgi edinmesini sağlayan eserler olmaktadır. Hukuk kitapları güvenilir sağlam kaynaklar olmaları ile de ön plana çıkmaktadır. Hukuk kitapları fiyatları belirlenirken birçok etken fiyatlarda etkili olmaktadır. Kitabın sayfa sayısı, basım ve kağıt kalitesi, yayınevi ve kitabın bilgi haznesi gibi etkenler fiyatların belirlenmesini sağlamaktadır. 

Üniversitelerde ders kitapları olarak okutulan hukuk kitapları geniş bilgi dağarcığına ve detaylı anlatıma sahip olduğu için sayfa sayısı olarak fazla eserler olmaktadır. Bu durum kitap fiyatının da yüksek rakamlarda olmasına sebep olmaktadır. Az sayfa sayısına sahip temel bilgilerin yer aldığı bilgilerin genel hatlar ile verildiği eserler fiyat olarak daha uygun olabilmektedir. Kitabın tasarımı, kapak kalitesi de kitabın fiyatı belirleyen ölçütler arasında yer almaktadır. Hukuk kitapları genel itibariyle ağır kitaplar oldukları için çoğu yayınevleri kitabın dağılması riskine karşı kalın kapak kullanmaktadır. Bu da kitabın fiyatının diğerlerine göre biraz daha yüksek fiyatlarda satışa sunulmasına neden olmaktadır.

 

 

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı