“Gölgemizi genel olarak toplumdan saklamak zorundayız yoksa çekilmezin teki olur çıkarız; ama onu asla kendimizden gizlemeye çalışmamalıyız.”
 
Gölge: Persona, ne olmayı istiyor ve dünya tarafından nasıl görülmeyi diliyorsak odur. Psikolojik giysimizdir ve gerçek benliklerimiz ile çevremiz arasında aracılık eder, tıpkı fiziksel giysimizin, karşılaştığımız kişilere bir imge sunması gibi. Ego, ne isek ve bilinçli olarak ne biliyorsak odur. Gölge, benliğimizin göremediğimiz ya da bilemediğimiz kısmıdır.

Johnson, insanların kültürel uyum sürecinde, doğuştan gelen özelliklerini “toplumca kabul edilebilir olanlar” ve “vazgeçilmesi gerekenler” şeklinde sınıflandırdığını, bunun da uygar dünyada iyi-kötü ayrımı için gerekli olduğunu ancak reddedilen özelliklerin hiçbir zaman çekip gitmediğini, kişiliğin karanlık köşelerinde biriktiğini anlatıyor.
 
Bugün pek çok sektör gölgelerimizi kendimize saklamamız için uğraşır. Sinema sektörü, moda tasarımları ve romanlar gölgemizi yerleştireceğimiz kolay yerler sunarlar bize. Gazeteler her gün felaketlerden, cinayetler ve korkunç haberlerden payımıza düşeni sunup gölge mizacımızı dışsal olarak beslerler, oysa yapılması gereken kişiliğimizin bütünleyici bir parçası olarak gölgenin içselleştirilmesidir.
 
Geniş kitleler tarafından kabul gören, çok satan kitapların yazarı Jungcu analist Robert A. Johnson bu kitabında, Jung teorisine göre egonun karanlık tarafını simgeleyen kendi gölgemize sahip olmaya ihtiyacımızı anlatıyor.
 
Gölgene Sahip Çık, sizi kişiliğinizin derinlerine götürecek, karanlık noktalarınızı keşfettirecek, kendinize objektif gözle bakmanızı sağlayacak ve belki de hayatınızın anlamını bulmanızı sağlayacak bir kitap.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 108
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2015
₺158,50

Bir davranışı, insanın kendi inisiyatifiyle belirlediği bir seçimi olarak kabul etmesi, kendisini daha sorumlu hissetmesine ve hayatının kontrolünü ele geçirmesine yol açar. Gerçeklik Terapisi, insanların kendi davranış şekillerini seçmeleri ve bu davranışların temel güdü ve hedeflerini ne kadar doyurduğu ve gerçekleştirdiği ile ilgilidir. Danışanların kendi isteklerini keşfetmesini sağlamak, bu isteklere ulaşmak için ne yaptıklarına bakmak, yapılanların hedeflere uygun olup olmadığını değerlendirmek ve son olarak gerekiyorsa bu davranışları değiştirebilmeleri için plan yapmada yol gösterici olmak esastır.

William Glasser, 1950-60’lı yıllarda seçim kuramının temel mantığını formüle ederek, Gerçeklik Terapisi’nin dayanağı olan görüşü geliştirmiştir. Günümüzde, uluslararası arenada Gerçeklik


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 240
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2015
₺245,00

İlham perisinin size hiç uğramışlığı var mı?

Uğrama ihtimali var mı?

Peki olur da bir gün gelirse; eviniz, zihniniz, bedeniniz, kısacası siz hazır mısınız?

“Yaratma Savaşı”, olduğu yerde duran, erteleyen, hayal edip de harekete geçmeyen, güvensiz ve üşengeç olan herkes için. Bu durgun ve tembel ruh hali sizi giderek hayallerinizden uzaklaştırmadan, direncin ne olduğunu öğrenin. Bu kitapla birlikte, kafanızın içinde volta atan cümleler, hatta havada asılı kalanlar varsa, bilgi aldığınızın farkına bile varmadan, hepsinin dizginlenip bir bir yerine oturduğunu hissedeceksiniz. Aldığınız bilgileri evirip çevirip, hayatınız boyunca kullanabilirsiniz.

Kendinizi aşmanın değil kendinizi olduğu gibi ortaya koyabilmenin yolunu öğrenin. Yaratma Savaşı, bu özelliği nedeniyle, basıldığı 2003 yılından beri, bestseller listelerindeki yerini koruyor, okuyucusu bitmiyor. Hem profesyonel hem popüler psikoloji çevrelerinde tavsiye edilmeye devam ediyor. Steven Pressfield, Amerika’nın en çok okunan savaş romanlarının yazarı. Bir yazar olarak; ilham perisinin, yaratma isteğinin ve başarı hayallerinin önündeki tek engelin “direnç” olduğunu biliyor. Hayatını dirence teslim etmiş insanların önündeki perdeyi kaldırmak adına, elinizdeki bu kitabı kaleme aldı. Yaratma Savaşı, yaratıcılığın doğasını, harekete geçmenin dirençle savaşını; mitolojiden, popüler kültüre, günlük hayatımızdan, en büyük hayallerimize kadar geniş bir alanda inceliyor. ‘Yaratıcı’ bir kişiliğin -ister yazar, ister ressam, ister mühendis olsun- başarıya ve mutluluğa giden yolunun haritasını çıkarıyor, cesaret veriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 172
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2015
₺178,50

Anksiyete Bozukluğu Yaşayan Bir Adamın Akıl Almaz Derecede Komik Hikâyesi

“Benim anksiyete sorunum var. Anksiyetem, konsantre olmamı imkânsızlaştırıyor. Konsantre olmak imkânsız olduğu için işimde affedilmez bir hata yapacağım. İşimde affedilmez bir hata yapacağım için işten çıkarılacağım. İşten çıkarılacağım için kiramı ödeyemeyeceğim. Kiramı ödeyemeyeceğim için Fenway Park’ın arkasındaki kuytu bir yolda para karşılığında seks yapmak zorunda kalacağım. Para karşılığında seks yapmak zorunda kalacağım için HIV kapacağım. HIV kapacağım için AIDS olacağım. AIDS olacağım için yalnız ve rezil olmuş bir şekilde öleceğim.”

Sekiz adımda, serbest stil anksiyeteden fahişelik nedeniyle ölüme...

3 yaşında gölete düşüp boğulma tehlikesi geçirmesiyle başlayan kaygı bozukluğu, 15 yaşında ilk cinsel deneyimini yaşadıktan sonra doruğa ulaştı.

Anksiyetenin krallığında, basit fobileri olanların işi kolay. Yüksekten korkuyorsan, tırabzandan eğil. Mikroptan korkuyorsan, yeri yala. Ama eğer en büyük korkun korkmaksa ne yaparsın?

Daniel Smith, Maymun Aklı’nda, anksiyete bozukluğu ile yaşamanın neye benzediğini, kendi hayatından örneklerle son derece çarpıcı ve esprili bir dille anlatıyor. Herkesin kendinden bir şeyler bulacağı Maymun Aklı’ndan panik atak yaşayanlar daha da çok faydalanacak.

Anksiyetenin birçok belirtisi vardır: Düzensiz tırnaklar, kemirilmiş tırnak etleri, terli avuç içleri, aşırı göz kırpmak, bir andan fazla hareketsiz oturamamak. Yani komuta kendisindeyken bir maymunun yaptığı her şey...

“Daniel Smith’in anksiyetesi muhteşem bir komiklik anlayışı ile eşleniyor, ve bu da Maymun Aklı’nı sadece karanlık, acı dolu bir kitap değil, aynı zamanda eğlendirici ve komik yapıyor.”

- Oliver Sacks , Aklın Gözü ve Müzikofili’nin yazarı


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 240
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2014
₺198,50

 




Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 306
En / Boy : 13 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2014
₺245,00

Nöro Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Güleç, “aşka son sözünü” söylemeye hazırlananlar için “Aşkın son Sözü”nü yazdı.

  • Çağdaş romantizm ve aşk efsaneleri
  • Evlilik ve aşk ilişkilerinde sorunlar
  • Evlilik krizlerinin kaynağında yer alan kontrol yanılsamaları
  • Tutkulu aşklar neden uzun süreli olmuyor?
  • Evlilik ve ruh sağlığı
  • Aşkın metafiziği
  • Sosyal psikolojide aşk ve cazibe…

…Aşkı tatmak, yaşamak ve aşk acısı çekmek insan ruhunun olmazsa olmaz sihirli yaşantısıdır. Geçmişte düş kırıklığı yaşamış olsak da, yeni bir aşka düştüğümüzde (ya da yükseldiğimizde) aşkın süreceğine ve bu olağanüstü heyecan veren deneyimi bir hayat başarısı olarak yaşayacağımıza dair derin bir umut içine gömülürüz. Sevilen, değer verilen, özenle ilgilenilen olmak egomuzu besler. Çoğaldığımızı, benlik alanımızın genişlediğini hisseder, dünyaya iyimser bir gözle bakmaya başlarız. Bize olağanüstü duygular yaşatan sevgilimize minnet ve şükran duyarız. Rüya sonsuza kadar sürecekmiş gibi hisseder, korkularımızı gizleyerek iyimserliğe bürünürüz. Bu defa aşkın sonsuza kadar süreceğine “iman” ederiz.

Ancak bu “bulutlarda gezme” hali çoğu zaman uzun sürmez ve büyü bozulur. Ayrılık çanları çalmaya başlar. İlişki, sıklıkla sadakatsizlik ve aldatma ile sonuçlanır ve acı çekmek kaçınılmaz hale gelir….


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 232
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2014
₺68,85
Tükendi

Varoluşçu-Hümanistik Terapi yaklaşımının amacı; danışanların, yaşam içinde başkaları tarafından belirlenen sınırlamalardan kurtularak özgürleşmeleri ve dayatılan ya da katı bir benlik algısıyla şekillenen hedefler yerine, gerçek ihtiyaçları üzerinden sahici yaşam hedeflerini daha çok kavramalarıdır.

Bu yaklaşım, bilinenin aksine, tamamen düşünsel bir terapi formu değildir. Vurguladığı kavramlar da özgürlük ve sorumlulukla sınırlı kalmaz. Danışanlar, yaşadıkları sorunları, duygulanımsal ve bedensel duyumlara odaklanma yoluyla, seans içinde deneyimler.

Dr. Schneider ve Dr. Krug, varoluşçu-hümanistik terapiye dair, çok sayıda vaka örneğinin de yer aldığı bir başucu kitabı hazırlamıştır. Varoluşçu-Hümanistik Terapi, Psikoterapi Kuramları Dizisi’nin altıncı kitabıdır. APA bu diziyi, psikoterapistlerin günümüzde kullandığı temel kuramsal modelleri anlamaya yönelik bir kaynak olarak sunmaktadır. Dizinin kitapları, farklı danışan profillerini içeren zengin vaka örnekleriyle birlikte somut kuram ve bulgu-temelli uygulamaları anlatmaktadır. Öyle ki, uygulamacılar ve öğrenciler bu kitapları bilginin ve esinin mücevherleri olarak görecektir. Okuyan Us, bu dizide Türk uzmanların çalışmalarına da yer vermektedir.

“Bu dizi, çığır açma potansiyeli taşıyor. Psikoterapiler arasındaki ortak noktalar ve farklılıkları ortaya koyarak, bu farklılıklarla dolu alanda birleşme, basitleşme ve bütünleşme için temel malzemeleri sunuyor.”

- Prof. Dr. Arthur Staats, Hawaii Üniversitesi, Honolulu

“Sağlam kuramsal düşünce ve zengin klinik malzeme üzerinden temellendirilen bu dizi, psikoterapiye ilgi duyan herkes tarafından okunmalı. Gerek deneyimsiz gerekse deneyimli klinisyenler için ise bir hazine niteliğinde.”

- Prof. Dr. Lillian Comas-Diaz , George Washington Üniversitesi, Washington, Dc


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 264
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2015
₺245,00
Tükendi

Eski Mısır’dan Roma’ya, Yahudiler’den Hıristiyanlar ve Müslümanlar’a, birbirinden farklı kültürlerin tamamının bir Tanrı inancına varmasının sırrı insan beyninin yapısında mı gizli?

Dünyanın farklı köşelerinde birbirinden habersiz milyarlarca çocuk, yataklarının altında bir canavarın saklandığını neden düşünür? Fast food’a olan düşkünlüğümüzün ve dine inanmamızın sebepleri arasındaki tuhaf benzerlik nedir?

“Evrimin inançlarla çeliştiğini ya da evrime dair doğal harikaların, sezgileri güçlü, ilahi bir varlık tarafından başlatıldığını söyleyenler vardır. Ancak sonsuz kudret sahibi ve her şeyi gören bir Tanrı gerçekten varsa, insanoğlunun yaratım ve evrim sürecini tasarlarken çok güçlü bir şey eklemiş: Bir Tanrı’ya inanma eğilimi…”

Adli psikiyatri ve evrim psikolojisi dallarında saygın bir psikiyatr olan Dr. J. Anderson Thomson, Clare Aukofer ile birlikte, insan zihninin nasıl ve neden dinsel inanç ürettiğine dair özenli bir çalışma yürüttükleri bu kitapta, dini inancın bileşenlerini ve nedenlerini metodik olarak inceliyor. Yazarlar, psikoloji, bilişsel nöroloji ve ilgili alanlardan sundukları kanıtlarla, Tanrı/Tanrıların insan tarafından yaratıldığına dair anlaşılır ve son derece ikna edici bir eser ortaya koyuyorlar.

“Türlerin Kökeni, ‘İnsanoğlunun kökeni ve tarihi aydınlatılacaktır.’ kehanetinde bulunur. Paragrafın başlangıcındaki şu cümleler ise pek alıntılanmaz: ‘Yakın gelecekte çok daha önemli araştırma alanları ortaya çıkacağını düşünüyorum. Psikoloji yeni bir temel üzerine oturtulacak.’ Dr. Thomson da işte Darwin’in bu öngörüsünü hayata geçirdi. Dinselliğin evrimsel itici güçlerine dair bu kitabı okuyabilseydi, yaşlı Darwin büyük keyif alırdı.”

- Richard Dawkins


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 172
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2014
₺36,00
Tükendi
İnsan odaklı psikoloji hareketinin kurucusu Carl Rogers’tan temel bir kaynak kitap daha. Carl Rogers’ın daha önce yayımladığımız "Kişi Olmaya Dair" isimli kitabında, ondan söz ederken, "Rogers inandığı kuramları sadece terapistlere değil, sokaktaki herkese anlatabilmeyi amaçlar" demiştik. Yazar bu kez de aynı sade dille, "yarının insanını" nasıl yaratacağımızı anlatıyor. Nasıldır yarının insanı? Kendini var ederek nesneler dünyasından sıyrılmayı başaran ve karşısındaki insanı sahiden duyarak onu nesneler arasından çıkaran. "Yıllar önce intihar etmiş, çok incelenmiş bir hasta olan Ellen West ile ilgili akademik sempozyumda, Rogers tepkisinin derinliği ve yoğunluğu ile seyircileri irkiltmişti. Ellen West hakkında sanki onu iyi tanıyormuş, sanki West kendini dün zehirlemiş gibi konuşuyordu. Rogers, yalnızca onun trajik biçimde ziyan olmuş hayatına dair üzüntüsünü ifade etmiyor, aynı zamanda onu bir nesneye dönüştüren, kişisel olmaktan uzak ve zihinleri kesin bir tanıyla meşgul olan hekimlerine ve psikiyatrlarına olan öfkesini de dile getiriyordu. Bunu nasıl yapabildiler diye soruyordu Rogers. Keşke bir insanı, nesne olarak görmenin başarılı bir terapiye her zaman engel olacağını bilselerdi. Keşke onunla bir insan olarak ilişki kursalardı, kendilerini riske atsalar, onun gerçekliğini ve dünyasını tecrübe etselerdi, o zaman onun ölümcül yalnızlığını çözebilirlerdi." -Irwin D.Yalom’un Önsözüyle- Bu kitabı Rogers 80’lerin başında yazdı. Ancak bugün görüyoruz ki, onun sözleri, sadece bugünün gerçekleri değil, aynı zamanda yarını aydınlatan birer kehanet.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 342
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2012
₺57,50
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 302
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.1993
₺7,87
< 1 ... 3 4 5
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı