“Bize öyle geliyor ki, başkalarına karşı gizli ve görünmez olarak kalabilip de kendi dışındakileri sanki bir ışık altındalarmışçasına apaçık kavrayabilmek, kutsal güçlerin ve kutsal varlıkların sahip olabileceği bir özellik ve yetenek olmalı.”
Yeni Atlantis, Bacon’ın ölümünden sonra yayımlanan, tamamlanmamış ütopik bir eserdir. Rönesans’ın en tanınmış ütopyalarından olan bu eser; yolunu kaybetmiş denizcilerin kusursuz bir uygarlığın yaşadığı bir adaya ulaşmasını, bu adada ideal toplum değerlerine tanık olmalarını geleceğe de göndermeler yaparak anlatır.
Francis Bacon, Yeni Çağ’ı Orta Çağ’dan ayıran gelişmeler zincirinin önemli bir halkası olan Bilimsel Devrimin önde gelen bir ismidir. 1605’te yayımlanan The Advancement of Learning (Tahsilin İlerletilmesi) Bacon’ın ilk felsefi eseri olmasının yanı sıra, İngilizce yazılmış tek felsefi eseridir. Birinci Kitap, Bacon’ın kendi ifadesiyle ikinci kitap için bir “uşak” ya da “hizmetçi” konumundadır. Burada Bacon tahsile yönelik eleştirilere karşı onun değerini savunur. İkinci Kitapta ise doğa ve beşerî bilimlerin yanı sıra ilahiyatı tasnif eder, bu konularda şimdiye kadar yapılmış çalışmaların eksikliklerini sıralar ve tahsilin ve bilimin nasıl geliştirilebileceklerine dair öneriler sunar. Eserin başlıca önemi Bacon’ın tasnif ve özellikle de geleceğe dönük eleştirileri ve önerilerinden kaynaklanır. Bacon’ın kendisinden önceki geleneğin aksine teorik ve pratik bilgiyi eşit derecede önemsemesi modern çağın kaydettiği bilimsel gelişme açısından önemlidir. Bilimlerin ilerletilmesi açsısından önerilen reformlardan biri de bilimsel alt yapının (kütüphaneler, üniversiteler, araştırma merkezleri gibi bilime hizmet eden kurumlar) geliştirilmesi, bir diğeri ise bilimle uğraşan kadrolara başka mesleklere yönelmelerini gerektirmeyecek ölçüde maddi imkânların sağlanmasıdır. Ancak Bacon’ın önerilerinin kendi ömrü boyunca karşılıksız kaldığı anlaşılmaktadır. Yine de onun ardından, 1660’da doğa bilimlerini geliştirmeye yönelik kurulan The Royal Society bir nevi onun çocuğu sayılabilir.
Francis Baconun ütopik eserlerinden biri olan Yen Atlantis, ideal bir devletin ve olması gereken toplum düzeninin ancak bilimle gelişebileceğini savunur.Bacon, hayali ve dış dünyadan izole bir ada üzerinden; teknolojinin, adaletin ve astrolojinin gelişimini idealize ederken, ülküsel bir devletin; doğayı, insanoğlunun yararına nasıl kullanacağını, günlük davranışları içeren somut örneklerle açıklıyor.
Yeni Atlantis, F. Bacon’un ölümünden sonra yayımlanmış, tamamlanmamış eseridir. Bacon’un bir başka çalışması olan Sylva sylvarum’un arkasına eklenmiş halde bulunmuştur. İlkin bu kitabın son kısmında yayımlanmış, uzunca bir süre de ne olduğu tam olarak anlaşılamamıştır.
Kitap ortaçağ toplumsal düzenleme ilkelerinin oluşturucu öğelerini değiştirip yeni bir dünyada, yeni toplumsal düzenleme ilkeleri sunmaktadır. Bu yeni toplumsal düzenleme ilkelerinin dayanağı akıl, bilim, bilimsel bilgidir. Kitapta gelenekleri de dışlamayan bir bilim toplumumun araştırma enstitüsü, müzeler, araştırma laboratuvarları gibi unsurlarının, dünyaya dağılıp yeni buluş, teknoloji, bilgi derleyicilerinin anlatıldığını görürüz.
Yeni Atlantis, bilimin temel toplumsal düzenleme ilkesi olduğunu anlatan ilk eserlerden biridir.
Avrupalı denizciler uçsuz bucaksız denizlerde yol alırken, Peru, Çin, Japonya gibi ülkeleri ziyaret edip oraların kültürlerini öğrenirler. Fakat bir gün işler umulduğu gibi gitmez ve rüzgâr onları daha önce keşfedilmemiş bir adaya sürükler: Bensalem. Burada oldukça nazik karşılanan ve ağırlanan denizciler, haklarında hiçbir şey bilmedikleri bir toplulukla ilk defa karşılaşırlar. Onları neyin beklediğini bilmediği bu adadan bir an önce ayrılmak isteseler de gemilerinin aldığı hasar ve erzak sıkıntısı bir süre burada konaklamalarını gerektirir.
Francis Bacon, en önemli ütopik eserler arasında gösterilen Yeni Atlantis’te, bilimin devlet tarafından desteklenip korunmasının önemini vurgular. Tıbbın, adaletin, mekaniğin, astrolojinin gelişiminin de ideal toplumu yaratmadaki fonksiyonlarını ele alır. Yeni Atlantis ilk kez Bacon’ın ölümünden sonra 1627’de yayımlanır.
İngiliz edebiyat tarihinin önemli isimlerinden Francis Bacon, türün kurucusu Montaigne’den farklı olarak Denemeler’inde sadece kişisel tecrübe ve duygulara odaklanmamış, geçmişin geleneklerini bilginin gücüyle birleştirmiş, yeni, evrensel ve çağlar aşan düşünceler ortaya koymuştur. Bu sebepledir ki, yazılışının üstünden 400 yıldan fazla geçmesine rağmenDenemeler ışıltısını ve yol göstericiliğini korumaktadır.
Hiçbir gururlu adam kendini, bir sevenin sevgilisini beğenmesi gibi budalaca beğenmez, onun için “sevmekle bilgelik bir arada olamaz” sözü pek güzel söylenmiştir. Bu yalnız başkalarınca görülüp de sevilenin gözünden kaçan bir güçsüzlük değildir, en çok sevilen görür bunu, ama karşılıklı sevgide durum başkadır, çünkü sevginin çoğunlukla ya gene sevgiyle ya da için için gizli bir öfkeyle karşılık gördüğü, şaşmaz bir kuraldır.
Francis Bacon’ın Yeni Atlantis’i, halkın bilimle birlikte mutlu bir şekilde yaşadığı Bensalem adı verilen hayali bir ülkede geçen ütopyacı bir hikâyedir. Bacon’ın ölümünün ardından, ilk defa 1627’de yayımlanmıştır. Bacon Yeni Atlantis’te özellikle, devletin bilimi desteklemesine ve bunun önemine odaklanır. Tıpta, cerrahide, meteorolojide ve mekanikteki pek çok gelişmeyi öngörmüştür. Yeni Atlantis bir ideal devlet ve toplum modeli olmasının yanında Bacon’ın ideolojisini de temsil eder. Bensalem halkı, deneyimli bir politikacı olan Bacon’ın ideal niteliklere sahip yurttaş kavramını örnekler: cömert, aydınlanmış, haysiyetli ve dindar. Bunlar Bacon’ın 17. yüzyılda İngiltere’de görmek istediği niteliklerdir.Bacon Yeni Atlantis’te Platon, Aristoteles ve diğer ilkçağ filozoflarının insanların arzularının peşinde daha az koşması gerektiği yönündeki görüşlerine katılmaz; çünkü ona göre, bilimdeki muazzam ilerlemeler sağladıkları şeylerle bedensel arzuları yatıştıracak ve insanın açgözlülüğünü tatmin edecektir. Bacon’a göre, insanı ahlaki olarak daha yüksek bir duruma getirmeye çalışmak enerji ve zaman kaybıdır. Sonuç olarak, Bacon bilimin ilerlemesini, insanlığın doğa üzerindeki kontrolünü artırmanın ve tüm insanların rahatını ve huzurunu sağlamanın en iyi yolu olarak görmekte ve bilimsel ilerlemeye adanmış İngiltere Kraliyet Topluluğu gibi kurumlar da Bacon’ın ütopyacı vizyonunun cisimleştiği kurumlar olarak kabul edilmektedir. Yeni Atlantis ütopyası, bilimin dünyadaki kötülüklere bir çözüm olduğu düşüncesinin altını çizmektedir.
‘…What is truth? said jesting Pilate, and would not stay for an answer. Certainly there be, that delight in giddiness, and count it a bondage to fix a belief; affecting free-will in thinking, as well as in acting. And though the sects of philosophers of that kind be gone, yet there remain certain discoursing wits, which are of the same veins, though there be not so much blood in them, as was in those of the ancients. But it is not only the difficulty and labor, which men take in finding out of truth, nor again, that when it is found, it imposeth upon men´s thoughts, that doth bring lies in favor; but a natural, though corrupt love, of the lie itself. One of the later school of the Grecians, examineth the matter, and is at a stand, to think what should be in it, that men should love lies; where neither they make for pleasure, as with poets, nor for advantage, as with the merchant; but for the lie´s sake. But I cannot tell; this same truth, is a naked, and open day-light, that doth not show the masks, and mummeries, and triumphs, of the world, half so stately and daintily as candle-lights…
Francis Bacon (1561-1626) : Ünlü İngiliz filozof David Hume’un deyişiyle, Bacon dehasının azametinden ve tutumundaki incelikli, insancıl nitelikten ötürü her çağda beğeniyle karşılanmıştır. Bilginin gücünü vurguladığı Denemeler, bilim ve felsefeyi kalıpların baskısından kurtarmak için yazdığı Novum Organum, ideal toplum düzenini ele aldığı Yeni Atlantis başlıca eserlerindendir.
"İnsan, doğanın yöneticisi ve yorumcusu olarak, doğa düzeni üzerindeki gözlemlerinin izin verdiği kadar eylemde bulunabilir ve nedenleri anlayabilir. Daha ötesini ne bilir, ne de bilebilir." cümlesiyle Bacon, Aristo'ya ve eski yöntemlere yeni bir yöntem, bilim ve mantık sistemi ile karşı durur. Olgunluk dönemi eseri olarak adlandırılan Yeni Atlantis düşünürün fikirlerinin nihayetinde vardığı ideal toplum düzenini ortaya koyduğu kitabıdır. Roman felsefi- ütopya geleneğinin en iyi metinlerinden biri olarak kabul görmüştür.
Francis Bacon (1561-1616): Önlü İngiliz filozof David Hume'un deyişiyle, Bacon dehasının azametinden ve tutumundaki incelikli, insancıl nitelikten ötürü her çağda beğeniyle karşılanmıştır. Bilginin gücünü vurguladığı denemeler, bilim ve felsefeyi putlaştırılmış kalıpların baskısından kurtarmak için yazdığı Novum Organuın, ideal toplattı düzenini ele aldığı The New Atlamis başlıca eserlerindendir. Seçme Aforizmalar, 17. yüzyılın en önemli edebiyat, felsefe, hukuk ve siyaset adamlarından biri olan Bacon'a duyulan ilginin daha iyi anlaşılmasının yolunu açıyor. Aralanan bu kapıdan sadece Bacon'ın çağına değil, geçmişten günümüze uzanan bütün çağlara ulaşmak mümkün. Çünkü bu kapı, insanlığın yüzyıllara yaslanan ortak birikimine, Latince ifadesiyle "consortium "una açılmaktadır. C. Cengiz Çevik (1983): İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Latin Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Antik Roma'nın klasik Latincesi, Roma kültürü ve tarihi konularında çalışmalarını sürdürüyor. Ortaçağ ve Yeniçağ felsefecilerinden yeni Latince fragmanlar çeviriyor. Francis Bacon'ın Sermones Fideles Sive Interiora Rerum ve Da Sapientia Veterum adlı eserlerinin çevirileri üzerinde çalışıyor.
Sir Francis Bacon (1561-1626), zenginlik ile yoksulluk, ün ile düşüş, tutarlılık ile tutarsızlık, akıl ile boş inanç arasında dalgalanan bir çağda yaşadı. Bacon'un yetenekleri, ilgilerindeki evrensellik, araştırıcılık çağının pek az kişisnde vardır. Geçmiş gelenekleri ve yöntemleri tanır, çoğunu benimser ama bununla kalmaz, o geleneklerle yöntemlerin hepsini umulmadık yeni gözlemlerle, kökten değişikliklerle aşmasını bilir. Bacon, "Denemeler"inde, değişik alanlardan edindiği gözlemler ve deneylere dayanarak kurduğu bilgelik ile "deneme"nin isim babası Montaigne'den ayrılır. O, Montaigne gibi kendi benliğini anlatmaz, yaşama uygulanabilecek bir bilgelik ortaya koyar. Bunu yaparken yarattığı zengin imgelerle bir dil ustası olduğunu da kanıtlar. Baronluğu ve Vikontluğu unutulsa da, Bacon'ın yazarlığı dört yüz yıldır hala taze.
Bacon, 1608 yılından itibaren yeryüzünde bir bilimsel keşif merkezi gibi işleyecek ideal bir devlet tasarlamak ister. Yeni Atlantis adıyla kurguladığı ütopik çalışmasında bu isteğini gözler önüne serer. Yeni Atlantis’i yazarken esinlendiği eserler Platon’un Devlet, Timaeus ve Critias’ı ile Thomas More’un Ütopya’sıdır. Bacon eserini önce İngilizce kaleme almış, sonra da ölümsüzlüğe kavuşacağı inancıyla Latinceye çevirmiş ve İngilizce metinde olmayan birçok ekleme yapmıştır.
Dünyanın uçsuz bucaksız denizlerinde, kaybolmuş ada Bensalem’in keşfedilmesiyle başlayan olayların anlatıldığı Yeni Atlantis’in ilk sayfaları, bir yıl Peru’da konakladıktan sonra Çin ve Japonya’ya doğru yola çıkan Avrupalı denizcilerin açık denizlerde doğaya karşı verdikleri mücadeleye ayrılmıştır. Büyük felaketlerin ardından bir ütopyayı hayata geçiren insanların arasında yaşamaya başlarlar.
Yeni Atlantis, Bacon’ın toplumların bilimle gelişeceğine olan inancının aynasıdır. Eski ütopyaların içeriğindeki sosyal yasama, dinsel reformlar ve bilginin dağılımına kendi ütopyasında bilimin iktidarını katmıştır. Bacon, ideal devletin doğayı insanoğlunun yararına nasıl kullanabileceğini somut olarak göstermeye çalışmıştır.
Francis Bacon, deneyci (ampirik) felsefenin öncüsü olmakla birlikte, bilimdeki yöntem ve anlam sorununun üzerinde önemle durmuş, bilimsel araştırmaya kurumsal bir kimlik kazandırmayı amaçlayan ilk düşünürdür. Skolastik düşüncenin yaydığı bilgisizlik ve cehalet; yaşamını aklı ve bilimi bağnazlığın, kilisenin baskısından kurtarıp özgürleştirmeye adayan Bacon gibi ileriyi gören, bakış açısı geniş bir filozof için hiçbir biçimde katlanılabilir şeyler değildi. Pek çok alanda olduğu gibi, mitolojiyi de kendi çıkarları için sefil bir şekilde eğip bükenlere ve kötüye kullananlara karşı koyan Francis Bacon, otuz bir klasik GrekoRomen mitini incelediği Antik Bilgelik adlı eserini kaleme aldı, mitlerdeki sembolik dili, kendine özgü üslubuyla yorumladı.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.