İnsancıllaşmış Bir Teknolojiye Doğru

Bir yol ayrımındayız: İnsanı mı teknolojinin hizmetine vereceğiz yoksa teknolojiyi mi insanın hizmetine sokacağız? Yanıt belli. Fakat yazara göre, doğru yola girebilmemiz için insanın kişilik yapısı, nitelikleri ve gizil güçleri konusu ile çağımızın toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlarını birlikte ele almak gerekiyor. ErichFromm çoğu kitabında olduğu gibi Umut Devrimi’nde de karşımıza hem ruhbilimci hem de toplumbilimci olarak çıkıyor. Onu klasikleşmiş, vazgeçilmez bir düşünür haline getiren de aslında bu özelliği. Her kitabında olduğu gibi burada da insan ruhu ile insan toplumu arasındaki ilişkiye yine farklı bir açıdan kendi özgün ışığını tutuyor.
“İnsanoğlu, bilimsel hakikatin araştırılması süreci içinde, doğaya nasıl egemen olacağını öğrendi. Bu alanda büyük başarılar elde etti. Ancak tekniğe ve maddi tüketime tek taraflı ağırlık vermekle, kendisiyle ve yaşamla olan bağını yitirdi. ... Teknik ve maddi değerler üzerinde yoğunlaştı; derin coşkular duyma yetisini, bu duyguların getirdiği sevinç ve üzüntüyü hissetme yetisini yitirdi. İnsanoğlunun inşa ettiği makine öylesine gelişti ki, onun düşünme biçimini saptayan yeni bir güç haline geldi,” diyor Fromm.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,50

“SEVGİNİN VE ŞİDDETİN KAYNAĞI”
Sevginin ve Şiddetin Kaynağı 1964 yılında ilk kez yayımlandığında insanlık en yıkıcı silahlarını, nükleer füzeleri geliştirmeye başlamıştı. Sanayileşmiş bir dünyada egemen olan bürokratik ruh hayata karşı derin bir kayıtsızlık doğuruyordu. İnsanı böylesine bir şiddete yönlendiren şey ne olabilirdi? 
Erich Fromm kişiliğin derinlerinde yer alan yıkma kapasitesini, narsisizmi ve ensest yaşamaya olan saplantıyı bir “çöküş sendromu” olarak görür. İnsan, tüm bu yok edici şiddetin üstesinden “gelişme sendromu”nu oluşturan hayat sevgisi, insan sevgisi ve bağımsızlık sayesinde gelir. Fromm’un bir psikanalist olarak yaptığı klinik araştırmaların sonuçlarını içeren Sevginin ve Şiddetin Kaynağı iyiye ve kötüye eğilimli olan insan kalbini derinlemesine inceliyor ve hayat sevgisini bir sevme sorunu olarak ele alması bakımından Sevme Sanatı’nı tamamlıyor. 
İnsanın yüreği katılaşabilir; insanlık dışı hâle gelebilir, fakat asla insan olmaktan çıkmaz. İnsan kalbi daima varlığını sürdürür.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,50

“SEVGİNİN VE ŞİDDETİN KAYNAĞI”
Sevginin ve Şiddetin Kaynağı 1964 yılında ilk kez yayımlandığında insanlık en yıkıcı silahlarını, nükleer füzeleri geliştirmeye başlamıştı. Sanayileşmiş bir dünyada egemen olan bürokratik ruh hayata karşı derin bir kayıtsızlık doğuruyordu. İnsanı böylesine bir şiddete yönlendiren şey ne olabilirdi? 
Erich Fromm kişiliğin derinlerinde yer alan yıkma kapasitesini, narsisizmi ve ensest yaşamaya olan saplantıyı bir “çöküş sendromu” olarak görür. İnsan, tüm bu yok edici şiddetin üstesinden “gelişme sendromu”nu oluşturan hayat sevgisi, insan sevgisi ve bağımsızlık sayesinde gelir. Fromm’un bir psikanalist olarak yaptığı klinik araştırmaların sonuçlarını içeren Sevginin ve Şiddetin Kaynağı iyiye ve kötüye eğilimli olan insan kalbini derinlemesine inceliyor ve hayat sevgisini bir sevme sorunu olarak ele alması bakımından Sevme Sanatı’nı tamamlıyor. 
İnsanın yüreği katılaşabilir; insanlık dışı hâle gelebilir, fakat asla insan olmaktan çıkmaz. İnsan kalbi daima varlığını sürdürür.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,50

“Sevgi, kişiyi diğer insanlardan ayıran duvarları yıkan, onu diğerleriyle birleştiren, insanın içindeki etkin güçtür.” 

“Psikoloji alanındaki en önemli çalışmalardan biri.”

—The New York Times 

Her sanat dalı disiplin, odaklanma ve sabır gerektirir. Sanatta ustalaşma, bir çocuğun yeni yürümeye başladığı evredeki gibi düşe kalka ama denemekten vazgeçmemekle elde edilir. Sevmek de içinde sevme ve sevilme eylemini birlikte muhafaza eden bir sanattır. Hatta diğer sanat dallarından daha fazla içgörüye ve anlayışa sahip olmaya ihtiyaç duyar. Bir ustası, bir kılavuzu yoktur; kişinin salt kendisi için ve tek başına edinebileceği bireysel bir deneyimdir. 

Sevme Sanatı, bu sanatın nasıl ve hangi araçlarla icra edileceğinin anlatıldığı bir reçete ya da sevginin ne olduğu konusunda binlercesi bulunan bir kişisel gelişim kitabı değildir. Bunun çok ötesinde, artık bir klasik sayılan, hemen hemen tüm dünya dillerine çevrilen, yayımlandığı ülkelerde milyonlarca satan bu kitap, insanlığın geleceği için hümanist bir yaklaşım, sevme hakkında kusursuz bir felsefi manifestodur. 

Sevme Sanatı, “sevmek” eyleminin ana hatlarını belirleyen ve bunu felsefe ve psikoloji temelinde ele alan, incitmeyen, eleştirmeyen, dili ve içeriği asla eskimeyen bir kitap.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 9
Sayfa Sayısı : 200
Ağırlık : 200
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,50
Tükendi
Bir Eylem Olarak Sevmek

Her sanat dalı disiplin, odaklanma ve sabır gerektirir. Sanatta ustalaşma, bir çocuğun yeni yürümeye başladığı evredeki gibi düşe kalka ama denemekten vazgeçmemekle elde edilir. Sevmek de içinde sevme ve sevilme eylemini birlikte muhafaza eden bir sanattır. Hatta diğer sanat dallarından daha fazla içgörüye ve anlayışa sahip olmaya ihtiyaç duyar. Bir ustası, bir kılavuzu yoktur; kişinin salt kendisi için ve tek başına edinebileceği bireysel bir deneyimdir.

Sevme Sanatı, bu sanatın nasıl ve hangi araçlarla icra edileceğinin anlatıldığı bir reçete ya da sevginin ne olduğu konusunda binlercesi bulunan bir kişisel gelişim kitabı değildir. Bunun çok ötesinde, artık bir klasik sayılan, hemen hemen tüm dünya dillerine çevrilen, yayımlandığı ülkelerde milyonlarca satan bu kitap, insanlığın geleceği için hümanist bir yaklaşım, sevme hakkında kusursuz bir felsefi manifestodur.

Sevme Sanatı, “sevmek” eyleminin ana hatlarını belirleyen ve bunu felsefe ve psikoloji temelinde ele alan, incitmeyen, eleştirmeyen, dili ve içeriği asla eskimeyen bir kitap.

“Psikoloji alanındaki en önemli çalışmalardan biri.”

—The New York Times


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 9
Sayfa Sayısı : 200
Ağırlık : 200
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,50

Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında barış ancak, her iki taraftan milyonlarca kadın ve erkeğin öldüğü anlamsız kıyımdan ve savaşın nihai sonucu belirginleştikten uzun süre sonra gelmiştir. Zorunlu kararlar her iki tarafça zorunda kalmadan önce gönüllü olarak kabul edilseydi insanlık kazanmış olmaz mıydı? İleriye yönelik bir anlaşma, korkunç kayıpları ve toptan acımasızlaşmayı engellemiş olmaz mıydı?


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 248
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2019
₺123,00

İnsanın karakteri, kendi elleriyle kurduğu dünyanın gerektirdiği şeylerce yoğrulmuştur. On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda orta sınıfın karakteri, güçlü sömürücü ve istifçi özellikler gösteriyordu. Bu “aktif” karakteri, başkalarını sömürme ve daha da çok kâr etmek için kazançlarını biriktirme arzusu belirliyordu. Yirminci yüzyılda, insanın karakter yönelimi, oldukça büyük edilgenlik ve piyasa değerleriyle özdeşleşme gösterir. Çağdaş insan, boş zamanının çoğunda kesinlikle edilgendir. Bengi tüketicidir; içkileri, yiyecekleri, sigaraları, konferansları, manzaraları, kitapları, filmleri “soğurur”; tümünü tüketir, yutar. Tüm dünya, onun ağzına layık büyük bir nesnedir: Büyük bir şişe, büyük bir elma, büyük bir memedir. İnsan, emici olup çıkmıştır, ebediyen beklenti içinde ve ebediyen düş kırıklığı yaşayan...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 192
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺102,50

Psikanalizin insan aklını, özellikle bilinçli olmayan kısmını anlama süreci olduğunu söylerken sağlam bir temele dayanıyoruz. Bu da şiiri anlamak gibi bir sanattır. Bütün sanatlar gibi kendi kuralları ve standartları vardır.

  • Bu sanatı uygulamanın temel kuralı, dinleyenin tam konsantrasyonudur.
  • Dinleyenin aklında önemli hiçbir şey olmamalı, hırstan olduğu kadar endişeden de en uygun biçimde kurtulmuş olmalıdır.
  • Dinleyen, kelimelerle ifade etmeye yetecek kadar somut olup özgürce çalışan bir hayal gücüne sahip olmalıdır.
  • Başka bir insanla, diğerinin hissettiklerini kendisinin duyguları gibi hissedecek kadar güçlü bir empati kurma kapasitesine sahip olmalıdır.
  • Böyle bir empati şartı, sevgi kapasitesi için en idealidir. Başkasını anlamak demek onu sevmek erotik anlamda değil, ona ulaşma ve kendini kaybetme korkusunu yenme anlamında demektir.
  • Anlamak ve sevmek birbirinden ayrılamaz. Eğer ayrılarsa bu beyinsel bir süreçtir ve gerçek anlayışa açılan kapı, kapalı kalır.

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 200
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2018
₺102,50

Psikanaliz ve Zen, insanın doğasıyla ve dönüşümüne yol açan bir pratikle ilgili olmalarına rağmen aralarındaki farklılıklar benzerliklerden daha ağır basar. Psikanaliz bilimsel bir yöntemdir, dinden tamamen bağımsızdır. Zen, “aydınlanmaya” erişme tekniği ve teorisi olup Batı’da dini veya mistik olarak görülebilecek bir deneyimdir. Psikanaliz ruhsal bozukluklara dair bir tedavidir, Zen ise bir tinsel kurtuluş yoludur. Psikanaliz ile Zen-Budizm arasındaki ilişkiye dair bir inceleme, aralarında köklü ve bağlantı kurulamayacak derecede farklılık bulunduğuna dair bir açıklamadan başka bizi hangi sonuca götürebilir?


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 88
En / Boy : 13 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺61,50

Psikanalizi yapıcı olarak yenilemek ancak onun olgusal konformizmin (uymacılığın) üstesinden gelmesi ve yeniden radikal hümanizm ruhunda eleştirel ve meydan okuyan bir kuram haline gelmesi şartıyla mümkün olabilir. Psikanalizin revize edilmiş hali bilinçdışının yeraltı dünyasının daha da derinlerine inmeye devam edecek, insanı doğru yoldan saptıran ve biçimsizleştiren tüm sosyal düzenlemelere karşı eleştirel olacak ve insanın topluma değil de toplumun insanın gereksinimlerine uyum sağlamasına yol açacak süreçlerle ilgilenecektir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 152
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2018
₺82,00
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 654
En / Boy : 14,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2017
₺49,30

Toplumumuz işleyişini düzgün bir şekilde sürdürebilmek için ne türden insanlara gereksinim duymaktadır acaba? Büyük gruplara kolay uyum sağlayabilecek ve bu gruplar içinde çalışabilecek, daha fazla tüketme arzusu taşıyan, tercihleri kolaylıkla etki altına alınabilen ve önceden tahmin edilebilecek insanlara gereksinim duyulmaktadır. Kendini herhangi bir otorite, prensip ya da inanca bağlı görmeyen, özgür ve bağımsız olduğunu hisseden ancak yine de kumanda altına alınmaya istekli, kendisinden bekleneni yapmaya hazır, toplumsal makineyle sürtüşme yaşamadan ona uyum sağlayabilecek insanlara gereksinim duyulmaktadır. Bunlar güç kullanmaksızın, bir lidere gereksinim duymaksızın yönlendirilebilecek; hareket etmek, bir işe yaramak, ileri gitmek dışında hiçbir amaç için harekete geçmesi mümkün olmayan insanlardır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 200
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2017
₺102,50
Tükendi

Fromm insanın her türlü toplum yapısını denediğini tartışmıştır. Bütün bunlar insanın kurduğu ve kendi kendini idare edebilmesi için geliştirdiği toplumsal yapılardır. İnsan tümünü sınamıştır ancak hiçbiri insan kişiliğinin özelliklerine tam olarak yarar sağlamamıştır. Çalışmaları birçok dile çevrilen Frommun insan psikolojisine ilişkin görüşleri, sosyoloji felsefe tarih edebiyat, antrololoji gibi disiplinleri de içermesi bakımından hala güncelliğini ve canlılığını korumaktadır.

Fromm ayrıca henüz insan varoluşunun temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde bir toplumun yaratılmamış olsa da çağdaş toplum insanlarının sorunlarına yönelik verdiği önerilerle temelini sevgi ve yaratıcılıkta ulan yeni bir toplum yaratma imkanının varlığına dikkat çekmesiyle de günümüz insanının yaşamını biçimlendirme ve anlamlandırma süreci açısından özgün bir değer taşımaktadır, yapının insan kişiliğinin gelişimine olanak sağladığını savunmuştur.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 111
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2015
₺4,45
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 132
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2004
₺11,11
Tükendi

İtaatsizlik isyan değil uyumdan vazgeçmektir ve uygarlık itaatsizlikle başlar, - Korkuya, nefrete, hırsa, - Bize sürekli yeni ihtiyaçlar dayatan ve neyi beğenmemiz gerektiğini empoze eden sisteme, - Otomatikleşmeye, - Yaşlılığı süper tüketicilik konumuna getirmeye, - Telkinlere ve kamuoyuna, - Savunduğumuz şeyleri sevmek yerine karşısında olduğumuz şeylerden nefret etmeye, - İnsanların eğerlenmişliğine ve nesnelerin eğerin üzerinde olmasına, - Bireysellik yerine aynılığı koymaya, - Savaş çığlıklarına, - Bunca varlık içinde gitmeyen gönül darlığına, - Yaşama sevincinin yerine "Yaşasın Ölüm!" sloganını koyanlara İtaatsizlik!


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 180
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2001
₺7,41
Tükendi

Okurlarımızın artık çok iyi tanıdığı ruhbilimci ve toplumbilimci Eric Fromm, Umut Devrimi'nde ele aldığı sorunları şöyle özetlemektedir: "Belki de şu anda işin en kötü yanı, kendi sistemimizi denetleyemez duruma gelmiş olmamızdır. Bilgisayarların bizim adımıza verdiği kararları uyguluyoruz. Biz, insanoğlu olarak, daha çok üretmek ve daha çok tüketmekten başka amaç gütmüyoruz. Hiçbir şeye karşı bir amaç beslemiyoruz, ya da her şeye karşı amaçsızlık içindeyiz. Karar verme sorumluluğundan yoksun bırakılışımızın yarattığı edilginlik yüzünden, tinsel ölüm tehlikesiyle, ve ayrıca nükleer silahlarla yok edilme tehlikesiyle karşı karşıyayız. "Bu nasıl oldu? Nasıl oldu da, insanoğlu, doğaya karşı kazandığı utkunun doruğundayken, kendi yarattığı şeylerin tutsağı haline geldi, nasıl oldu da ciddi olarak kendi kendini yok etme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı? "İnsanoğlu, bilimsel hakikatin araştırılması süreci içinde, doğaya egemen olmada yararlanabileceği bilgiye rastladı. Bu alanda büyük başarılar elde etti. ancak tekniğe ve maddi tüketim etek taraflı ağırlık vermekle, kendisiyle ve yaşamla olan bağını yitirdi. ... Teknik ve maddi değerler üzerinde yoğunlaştı; derin coşkular duyma yetisini, bu duyguların getirdiği sevinç ve üzüntüyü duyma yetisini yitirdi. İnsanoğlunun inşa ettiği makina öylesine gelişti ki, onun düşünme biçimini saptayan yeni bir güç haline geldi. "Çözümlenmesi olanaksız trajik bir ikilemle mi karşı karşıyayız? Sağlıklı bir ekonomiye sahip olmak için hasta insanlar üretmek zorunda mıyız, yoksa maddi kaynaklarımızı, buluşlarımızı, bilgisayarlarımızı, insanoğlunun yararına hizmet edecek şekilde kullanabilir miyiz? Güçlü ve iyi işleyen bir düzene sahip olmak için bireylerin edilgin ve başkalarına bağımlı olmaları zorunlu mudur?


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 171
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.1995
₺18,70
Tükendi

Yüzyılımızın önde gelen sorunlarından biri giderek artan şiddet, yıkıcılık ve saldırganlık olaylarıdır. Gün geçmiyor ki dünyanın herhangi bir bölgesinde böylesine bir olay olmasın. Nedir bu yıkıcılık ve şiddet olaylarının nedeni? İnsanoğlu aslında acımasız, şiddete yatkın bir canlı mıdır, yoksa toplumsal koşulların itelemesiyle mi bu yola girmektedir? Erich Fromm bu kitabında bir toplumbilimci, ruh bilimci ve düşünür olarak insandaki yıkıcılığın kökenlerini araştırıyor. İlk insanlardan günümüze dek gelen geniş bir tarihsel süreci kapsayan araştırmalarıyla günümüzün en bu en can alıcı sorununu derinlemesine irdeliyor. Sevginin ve Şiddetin Kaynağı kitabında ulaşamadığı noktaları bu yapıtında çok daha kapsamlı bir şekilde ele alarak insanoğlunun gerçek toplumsal ve doğal yapısını bulmaya çalışıyor. Üstelik altı yıl çalışarak yazığı bu kitabında salt toplum bilim ruhbilim alanlarında araştırmalar yapmakla kalmamış, insandaki yıkıcılık olgusunu tüm yönleriyle ortaya çıkarabilmek için insanbilim, kazıbilim, sinir fizyolojisi, hayvan ruhbilimi, fosilbilim vb. alanlarında da incelemeler yapmak zorunda kalmıştır. Ve bütün bunların sonucunda yazar, hemen herkesin rahatlıkla okuyup anlayabileceği ve ilgi duyabileceği bir yapıt çıkarmış ortaya. İki cilt olarak yayımladığımız İnsandaki Yıkıcılığın Kökenleri'nin bu konuda büyük bir boşluğu dolduracağını ve ilgi göreceğini umuyoruz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 335
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2011
₺25,50
Tükendi

Yaşam yaratmak, güçsüz insanda bulunmayan birtakım nitelikleri gerektirir. Yaşamı yoketmekse yalnızca bir tek niteliği -şiddete başvurmayı- gerektirir. Güçsüz insan, tabancası, bıçağı ya da kuvvetli bir bileği olduğu sürece başkalarının ya da kendisinin içindeki yaşamı yokederek onu aşabilir. Böylece, kendisini yadsıyan yaşamdan öç almış olur. Ödünleyici şiddet, güçsüzlükten doğan ve güçsüzlüğü ödünleyen bir şiddet türüdür. Yaratamayan bir insan, yok etmek ister, yaratırken, yok ederken salt bir yaratık olma rolünün ötesine geçer. Caligula'ya şunları söyletirken Camus, bu fikri özlü olarak dile getirmiştir: "Yaşıyorum, öldürüyorum, yok etmenin insanı kendinden geçiren gücünü yaşıyorum; bununla karşılaştırıldığında yaratmanın gücü çocuk oyuncağından başka bir şey değildir." Bu, sakatların, yaşamın kendilerinden insanca güçlerini olumlu bir biçimde ortaya dökme yetisini esirgediği kimselerin kullandığı şiddettir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 143
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2008
₺12,75
Tükendi

İnsandaki yıkıcılığı, şiddeti, acımasızlığı, avcı ve yiyecek toplayıcı küçük topluluklar oluşturarak yaşayan tarihöncesi insandan, günümüzün "uygar" insanına dek çok geniş bir süreç içinde ele alan Fromm, kitabının bu ikinci ve son cildinde tarihe kanlı yıkıcılıklarıyla geçmiş bazı yöneticilerin kişilik çözümlemelerini yapmaktadır. Fromm, bu büyük hacimli çalışmasında, şiddet olaylarını ele alırken, baskının ortadan kalktığı, kimsenin kimseyi tehdit etmediği bir dünyanın kurulabilmesi için nasıl bir tutum takınmamız gerektiğini de göstermektedir. Ne baskı yapanın ne de baskı görenin olmaması için "insanı yanılsamaların zincirlerinden" kurtarmamız gerektiğini ve bunun için de yalnızca "ekonomik ve siyasal yapımızda değil, değerlerimizde, insanın amaçlarına ilişkin anlayışımızda ve kişisel tutumumuzda da köklü değişikliklerin" olmasının zorunlu olduğunu göstermeye çalışmaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 319
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.1995
₺27,20
Tükendi
Çağdaş insan için özgürlüğün anlamı nedir? İnsan neden kendi özgürlüğünü diktatörlerin eline bırakmakta ve robot gibi yaşamaya razı olmaktadır? Özlgürlüğüne sahip çıkamayan insan, biyolojik olarak bir canlı olmasına karşın, ruhsal açıdan bir robot gibiir. Zihinsel ve çoşkusal yetenekleri körelmiştir, canlı değildir artık. Yeni ve kalıcı hiçbir şey üretemez. Yamaşa karşı tam bir açlık içinde olmasına karşın uzak durur ondan, kaçar. Çünkü davranışları ve kararları kendisine ait değildir. Onu, dışındaki güçler yönledirmektedir. Hoşnutluk ve iyimserlik maskesinin altında mutsuz ve endişeli bir insan gizlidir. Çağdaş toplumlarda birey, kendi yazgısıyla başbaşa bıkarılmakta bu da kendisine korku ve güçsüzlükten başka bir şey getirmemektedir. Kendini içinde yaşadığı dünyadan ve toplumdan soyutlanmış duyan bireyler gittikçe çaresizleşerek yeni diktatörlüklere, totaliter yönetimlere verimli bir zemin oluşturmaktadırlar. İşte Dr. Fromm, bu çok önemli konuyu bilimsel yöntemlerle inceleyerek, herkesin anlayacağı bir dille gözler önüne sermektedir.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 234
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2011
₺21,25

Psikanaliz, Freud’un bizzat vurgulamaktan hoşlandığı gibi, onun eseriydi. Psikanaliz büyük başarılarının yanı sıra kusurlarıyla da kurucusunun kişiliğinin izlerini taşır. Bu durumda psikanalizin kökeni, hiç kuşkusuz, Freud’un kişiliğinde aranmalıdır. Peki Freud nasıl biriydi? Onu kendine özgü bir biçimde davranmaya, düşünmeye ve duyumsamaya sevk eden benliğindeki itici güçler nelerdi? Düşmanlarının iddia ettiği üzere, cinsellik ve disiplinsizlik ortamında yetişmiş yoz bir Viyanalı mıydı, yoksa en sadık taraftarlarının savunduğu gibi doğruyu bulma yolunda korkusuzca ve ödün vermeden yürüyen, ailesine karşı oldukça sevecen, öğrencilerine karşı kibar, düşmanlarına karşı âdil, kendini beğenmişlik veya bencillik emareleri taşımayan, dahası kişisel hiçbir kusuru olmayan büyük bir üstat mıydı?


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 120
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2017
₺61,50

Olma sanatını öğrenmedeki en önemli adım, yüksek bilinç kapasitemizi ve zihin söz konusu olduğunda eleştirel ve sorgulayıcı düşünme yetimizi güçlendirmektir. Bu esasen zekâ, eğitim veya yaş meselesi değil, karakter meselesidir; özellikle de insanın önceden başardığı, her nevi puttan ve akıldışı otoriteden şahsen bağımsız kalması meselesidir. Büyük çaplı bu bağımsızlık nasıl kazanılacak? Burada bir tek şunu söyleyebiliriz: İnsan bir kez itaatkâr olmamanın (burada kastım içsel itaatsizlik, yoksa illa düpedüz küstah ve dogmatik bir itaatsizlik değil) hayati öneminin bilincine varınca, itaatin küçük işaretlerine karşı çok duyarlı hale gelir, itaati haklı çıkaran ussallaştırmayı sorgular, cesaret gösterir ve hayati önemiyle birlikte sorunu bir kez kavradığında, sorunlara kendi başına birçok çözüm bulabileceğini keşfeder.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 176
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2017
₺102,50

Bu kitapta verilen Eski Ahit yorumu, bir radikal hümanizm yorumudur, benim radikal hümanizm anlayışım global bir felsefeye dayanmaktadır. Bu felsefe insanoğlunun birliğini, insanların yeteneklerini geliştirme kapasitesini, içsel bir uyuma ulaşmayı ve barış dolu bir dünyanın kurulmasını vurgulamaktadır. Radikal hümanizme göre insanoğlunun amacı tam bağımsızlıktır. Bunun için kurgu ve yanılsamalardan sıyrılarak gerçekliğin tam olarak algılanması, ayrıca şiddet uygulanmasına karşı da şüpheci bir tavır takınılması gerekmektedir. İnsanlık tarihi boyunca korku yaratan şiddet, insanların kurguyla gerçekliği, yanılsamayla hakikati birbirine karıştırmasına neden olmuştur. Bu durum günümüzde de devam etmektedir; şiddet, insanı özgürlükten uzaklaştırmakta, onun mantık ve duygularını sakatlamaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 240
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2016
₺123,00
Tükendi

Ölümünden önce yazdığı son kitabında "ustası" Freud’u üstün ve eksik yanlarıyla değerlendiren Fromm, Freud’un önemli buluşları olan; Bilinçdışı, Odipus kompleksi, yansıtma, narsizm, karakter bilimi, çocukluk döneminin önemi, rüya yorumu tekniği ve içgüdü teorisini tek tek ele alarak inceliyor. "Özellikle bastırma ve bilindışı olgularını bulmasıyla, gerçeğe başka bir gözle bakmamızı sağlayan Freud, ne yazık ki kendisini çağının değer yargıları ve düşünce alışkanlıklarından kurtaramamıştı. Ayrıca dünyaya otoriter-ataerkil bir gözle bakması da, O’nun buluşlarının anlatımını daraltıp, sınırlamıştır."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 208
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2004
₺14,58

“Kendini yanılgılara yönelten koşulları değiştirebilmesi için insanın önce bu koşulları doğuran yanlışlıkları yok etmesi gerekir.”

Freud da böyle bir tanımlama yapabilirdi. Marx’ınkine benzer bir cümle, psikanaliz teorisini kullanarak tedavi uygulayan bir bilim dalı için çok uygun bir slogan olurdu. Gerçek kavramını epeyce genişleten Freud’un en özgün yanı, gerçeğin bilinçli zihinle düşünülen ya da inanılan şey değil de, asıl düşünmek istenilmediği için bastırılan olgular olduğunu ortaya koymasıdır.

Onun buluşlarının büyüklüğü, gerçek sanılanların ötesindeki gizli ve üzeri örtülü olarak duran asıl gerçeğe nasıl varılacağının yöntemini göstermesinden kaynaklanır. Bir insanı iyi etmenin yolu, onun ruhsal yapısını anlayıp bastırma olayını yok etmekten geçer. Bunu deneysel çalışmalarıyla kanıtlayan Freud, gerçeğin iyileştirip kurtaracak tek yol olduğu ilkesini çalışmalarında (yani pratikte) uygulamıştır. Her ne kadar uygulamada bazı bozulmalara uğramış ve yeni yanılgılara yol açmışsa da bu ilke, onun insanlık tarihine yaptığı en önemli katkıdır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 200
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2016
₺102,50

Saldırganlık, genlerimizde biyolojik olarak var olduğu sürece kendiliğinden bir tepki değil; insanın dirimsel çıkarlarına, bir başka deyişle gelişmesine, kendinin ve türünün varlığına yönelik tehditlere karşı bir savunmadır. Bu savunucu saldırganlık, belli ilkel koşullar altında insanların birbirini pek tehdit etmediği zamanlarda göreceli olarak azdı. İnsan, o zamandan bu yana olağanüstü bir gelişme göstermiştir. İnsanın bu süreci tamamlayacağını ve hiç kimsenin tehdit edilmediği anne-babaların çocukları, üstlerin anne-babaları, bir toplumsal sınıfın başka bir toplumsal sınıfı, bir ulusun başka bir ulusu tehdit etmediği bir toplum kuracağını düşünmek akla yatkın bir varsayımdır. Bu amacı gerçekleştirmek ekonomik, siyasal, kültürel ve ruhsal nedenlerden dolayı çok güçtür. Dünya uluslarının putlara üstelik ayrı ayrı putlara tapmaları ve bu nedenle, birbirlerinin dillerini anlasalar bile birbirlerine anlayış göstermemeleri de ek bir güçlük yaratmaktadır. Bu güçlükleri göz ardı etmek ahmaklık olur ama tüm verileri kapsayan görgül incelemenin ortaya koyduğuna göre siyasal ve ruhsal engeller ortadan kaldırılırsa yakın sayılabilecek bir gelecekte böyle bir dünyanın kurulması gerçekten olanaklıdır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 712
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺246,00

Modern toplum, mutluluğu, bireyselliği ve kişisel çıkarı büyük ölçüde vurgulamasına karşın, insana yaşamanın amacının (ya da eğer tanrıbilimsel bir terim kullanacak olursak, insanın kurtuluşunun) mutluluk olmayıp, çalışıp ödevini yerine getirmek ya da başarılı olmak olduğunu hissetmeyi öğretmiştir. Para, ün ve güç, insanın isteklendiricileri ve erekleri haline gelmiştir. Oysa insan, eylemlerinin kişisel çıkarı açısından yararlı olduğu yanılsaması içinde yaşamakta, aslında kendi gerçek ben’inin çıkarlarından başka her şeye hizmet etmektedir. Ona göre, yaşamının ve yaşama sanatının dışında her şey önemlidir: Ve insan, kendisinin dışında, her şeyi savunmaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 264
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2017
₺123,00

İnsanoğlunda, doymak bilmez bir iktidar hırsı yaratan şey nedir? Yaşamsal enerjilerinin gücü mü, yoksa temelde yaşamın kendiliğindenliği içinde, sevgiyle yaşama yetersizliği ve zayıflığı mı? Bu karşı durulması zor isteklerin gücünü oluşturan ruhbilimsel koşullar nelerdir? Bu ruhbilimsel koşulların dayandığı toplumsal koşullar nelerdir?

Özgürlüğün ve yetkecilik güçlerinin insansal yönlerinin çözümlenmesi, genel bir sorunu, yani ruhbilimsel etmenlerin toplumsal süreç içerisinde etkin güçler olarak oynadığı rolü ele almamızı gerektirir; bu da sonunda bizi, toplumsal süreçteki ruhbilimsel, ekonomik ve ideolojik etmenler arasındaki karşılıklı etkileşim sorununa götürür.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2016
₺143,50

Eğer insan yalnızca “sahip olduğu” şeylerden ibaretse, onları yitirdiğinde, kendini de yitirecek, kim olduğunu bilemeyecektir. Böylece yaşamı yanlış kurmanın sonucunda ortaya yenilmiş, moralsiz, yıkık ve acınacak bir insan çıkar. “Olmak” kavramında ise sahip olunan şeylerin kaybedileceğinden doğan endişe ve korku yoktur. Olduğum gibiysem ve kişiliğim “olmak” tarafından belirleniyorsa kimse benden bunu alamaz ve kişiliğimin yıkılması tehlikesi de doğmaz. Odak noktamı ve davranışlarımı yönlendiren güdüleri, kendi içimde bulurum.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 256
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2018
₺123,00

Marx’ı “maddecilik” ile suçlayanlar aynı zamanda Marx’ın öngördüğü sosyalizmi, “maddi kâr motifinin” eksikliği yüzünden bu sefer de alabildiğine yermektedirler! Bu ifadelerde görülen belirgin zıtlık, bizim psikolojide “rasyonalizasyon” dediğimiz bir fenomenle açıklanabilir. Çünkü burada Marx’ın dini ve ruhsal geleneklerimize aykırı olduğu iddia edilen görüşleri, içinde yaşadığımız sistemi Marx’a karşı korumada kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra kapitalizmin insan doğasına uygun olduğunu ispatlamak ve “gerçek olamayan” bir sosyalizm görüşünden çok daha fazla üstün olduğunu gösterebilmek için yine rahatlıkla Marx’ın fikirleri öne sürülebilmekte ve onlardan yararlanılabilmektedir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 152
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2016
₺82,00

Rüyalarımızın çoğu ortak bir özelliğe sahiptir; uyanık halimizin en büyük özelliği olan mantık kurallarına uymazlar. Orada uzay ve zaman kategorileri de artık geçersizdir. Ölmüş dostlarımız yaşıyormuş gibi karşımıza çıkabilir ya da eskiden başımızdan geçen ve unutmuş olduğumuz olaylar birdenbire gözümüzün önünde canlanabilir. Gerçekte hiç mümkün olmayacak biçimde, iki ayrı olayı aynı anda oluyormuş gibi görebiliriz. Uykumuzda zamana olduğu kadar, uzayın kurallarına da uymayız. Uzak bir yere bir anda gitmek, iki farklı yerde aynı anda bulunmak, iki değişik insanı bir tek insan olarak görmek veya bir insanı ansızın başka bir insan dönüştürmek bizim için hiç de zor değildir. Kısaca, bedenimizin faaliyetine sınırlar koyan zaman ve uzayın kaybolduğu bir dünyayı rüyalarımızda yaratmak pek kolaydır.






Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 256
En / Boy : 14 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2017
₺123,00

“Şimdiye kadar tarihin büyük bir bölümünde, bir azınlık çoğunluğa hükmetmiştir. Bu hâkimiyeti gerekli kılan, hayatın güzelliklerinin sadece azınlığa yetecek kadar olup, çoğunluğa kırıntıların kalmasıdır. Eğer bu azınlık güzelliklerin tadını çıkarmak ve bunun da ötesinde çoğunluğun kendine hizmet etmesini, kendisi için çalışmasını istemişse gerekli şart şuydu: Çoğunluk itaat etmeyi öğrenmeliydi.”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 80
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺61,50

Psikanalizin Bunalımı, Erich Fromm'un farklı tarihlerde (1923-1969), Freud, Marx ve Sosyal Psikoloji üzerine yazdığı makalelerden oluşur. Freud ve Marx'ın kuramları arasındaki ilişki üzerine yapılan zihin bulandırıcı ve amatörce tartışmalar masaya yatırılır. Esas olarak psikanalitik kurama öncelik tanınıp, psikanalizdeki gelişimin toplumsal etkileri çözümlenmeye çalışılır. Çünkü Fromm'a göre psikanaliz, "o yüce ideolojilerin maskesi ardındaki ölüm sevdalılarını fark etmemizi ve onların ne söylediklerini değil de, ne olduklarını görmemizi sağlar." Ve yine Fromm'a göre, "İnsan adına, barış adına ya da Tanrı adına konuşmak, bu sözler 'Yaşam adına!' ile başlayıp bitmediği sürece belirsiz olarak kalacaktır."

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 208
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2016
₺82,00

Erich Fromm, bu klasik eserde, içgüdüsel ve maddi ihtiyaçların giderilmesini yaşamın tek gayesi olarak gören psikanaliz ile din arasındaki gerilimi değerlendirmektedir. Fromm, psikanalizin dinin ne düşmanı olduğunu ne de onu savunduğunu, daha ziyade dini öğretilerin ardındaki insan gerçeğinin ve bütün büyük dini öğretilerin özünde yer alan insani değerlerin farkına varılmasıyla ilgilendiğini öne sürmektedir.

“Karmaşık dünyamıza uygun ve kışkırtıcı bir kitap bu. Dinin ıskaladığı hususlara ifla-ret ediyor ve hem psikoloji hem din öğretmenlerine değerli bir bilgi kaynağı sunuyor. Bu kitap psikanalizin bilinçaltı çatışmalarını açığa çıkarabileceğini anlamaya yardımcı olacaktır.”

- New York Herald Tribune


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 120
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2017
₺61,50

İnsan soyu kendini doğa anadan emek süreciyle yavaş yavaş kurtarır. Bu kurtulma süreci içinde düşünsel ve duygusal güçlerini geliştirip büyür. Bağımsız ve özgür insan olur. İnsan, doğayı tam olarak kendi ussal denetimi altına alabildiğinde, toplum karşıt sınıfsal özyapısını yitirdiğinde “tarihöncesi” sona ermiş olacak ve gerçek “insansal tarih” başlayacaktır. Bu tarih içinde özgür insanlar, doğa ile alışverişlerini planlayıp düzenleyecekler; tüm toplumsal yaşamın amacı ve ereği, emek ve üretim değil, ama insanın güçlerinin bir kendinde erek olarak ortaya çıkması olacaktır. Marx’a göre bu, insanın içinde türdeşleri ve doğa ile tam olarak birleşeceği özgürlük alanıdır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 184
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2015
₺102,50
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 244
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺13,84
1
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı