Eğitim Sosyolojisi
Eğitim Sosyolojisi

Eğitim Sosyolojisi (9786057928443)

0,00
Fiyat : ₺162,00

Bu kitap, “Eğitimin Sosyal ve Tarihî Temelleri”ne vakfedilen uzun yılların tecrübe ve birikiminin bir ürünüdür. Prof. Dr. İsmail Doğan, bu çalışmasında, eğitim sosyolojisinin teorik ve kavramsal boyutunu Türk toplumunun eğitim ve kültürel gerçekleriyle buluşturmaktadır.

Batılı sosyolog ve teorisyenlerin yanı sıra ülke ve toplum sorunlarına eğitim koridoru açan Türk aydın ve mütefekkirleri de sosyolojik tarz ve yönteme yakınlıkları ve yatkınlıkları oranında kitabın münderecatında önemli yer tutmaktadır. Ali Suavi, Münif Paşa, Prens Sabahattin, Ziya Gökalp, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Mümtaz Turhan, Nurettin Topçu, Nusret Köymen ve birçok Türk aydınının eğitim sosyolojisine katkıları bu bağlamda düşünülmüştür.

İbn-i Haldun'dan Emile Durkheim'a; Max Weber'den Paulo Freire'a uzanan öykü, eğitim sosyolojisinin akademik sorunlarına evrensel bir bakış ve deneyim kazandırır. Bu çerçevede öne çıkan içerik ise, eğitim sosyolojisinin geleneksel ve güncel sorunlarına nesnel bir yolculuk imkânı vermektedir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 368
En / Boy : 16 / 23.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2020

Benzer Ürünler
  • Kent ve toplumsal cinsiyet çalışmalarını sistematik olarak bir arada ele alan bu çalışma, hem anaakım kentsel politika ve planlamaya dönük feminist bir eleştiri, hem de toplum, çevre ve şehir-bölge üzerine yapılan temel kentsel tartışmalara toplumsal cinsiyeti esas alan bir yeniden yönelim sunmaktadır. Kitapta verilen uluslararası örnekolay incelemeleri, toplumsal cinsiyete dayalı yaşam fırsatlarındaki şiddetli karşıtlıklar (kuzey ve güney arasındaki farkların yanı sıra bu bölgelerdeki eşitsizlik ve farklılıklar) karşısında okuyucuyu uyarırken, aynı zamanda eşitsiz gelişimin sonucu olarak ortaya çıkan ve küresel düzeyde kadınların ve erkeklerin hayatlarını birleştiren karşılıklı bağımlılıkların da altını çizmektedir.

    Bu kitap, okuyucuyu, toplumsal cinsiyete dayalı eleştirel kent çözümlemesinin daha önce ihmal edilmiş boyutlarıyla tanıştırmaktadır. Toplumsal ağları, toplumsal cinsiyet sözleşmelerini, refah rejimlerini ve yerel kültürel çevreyi yakından incelemenin yanı sıra bunlara bir tür hanehalkı perspektifinden de yaklaşmaktadır. Üretim, tüketim ve toplumsal yeniden üretimin genel yapıları karşısında öğrencilere sağlam bir kavramsal temel sunmakta, yanı sıra da gelişen ve bolluk içindeki dünya şehirlerinde yaşayan kent sakinlerinin gündelik meselelerine ilişkin disiplinlerarası farkındalık ve diyalog tohumları da ekmektedir.

    Kitabın formatı, her bölüme uyarlanmış öğrenme etkinlikleri ve ek okuma metinleri ile birlikte anahtar tanımlar, “çerçeve içine alınmış” kavramlar ve örnekolay incelemelerini içermektedir. Hem gereken zamanda hem de etkili biçimde yürütülen bu tartışmanın öğrenci, akademisyen ve araştırmacıların ilgisini çekeceğini düşünüyoruz.


    Basım Dili : Türkçe
    Basım Yeri : İstanbul
    Sayfa Sayısı : 368
    En / Boy : 15 / 21
    Kağıt Cinsi : 2. Hamur
    Basım Tarihi : 6.2015
    ₺101,40
  • Türkiye'deki cari sosyoloji alanının tözcü yatkınlıklarca kuşatılmış olduğu, bugün için gözüpek tüm bilim insanları tarafından kabul edilegelen bir gerçek. Toplumsal varlıkların herhangi bir "asli" manaya sahip olmadığı öncülünün, sosyolojik bir araştırma tasarımının sıhhati açısından ne denli belirleyici olduğunu ikrar etmiş çok az kişi var alan içinde ne de olsa. Sosyal teorinin toplumsal gerçekliği yansıtması gerektiği kabulünden yola çıkan ilişkisel sosyoloji, işte tam da bu türden kemikleşmiş tözcü yatkınlıkları kırmak, ortakduyusal karakterli sosyoloji anlayışlarının farkında bile olmadığı açmazları aşmak ve daha önemlisi, bütün bu hengame içinde yönümüzü bulmak için bize kavramsal bir alet takımı sunuyor. İlişkisel sosyoloji; kendimizi bulmak, bizi bilimsel kötürümler haline getiren yatkınlıklardan kurtulmak için lazım gelen "ontolojik bir dönüş"ün anahtarı gibi görünüyor.

    Sosyolojinin asli nesnelerinin [örneğin birey, toplumsal grup ya da kurum] görünür formlarıyla kurulacak dolaysız ilişkiye neşter vurmak suretiyle "ilişkisel perspektif", toplumsal varlıkların diğer varlıklarla mukayese edildiklerinde bir mana kazanacağı varsayımından yola çıkar. Gözümüzün önündeki apaçık olgulardan ziyade onları farklılaştıran ya da bir araya getiren ilişkilerin yapısına odaklanır. Aranılan/keşfedilecek olan bireyin veya grubun içkin özelliği değildir. Aksine onların ilişkisel bağlarını inşa etmemiz gerekir. Başta da vurguladığımız üzere bu tarz bir düşünme/görme yatkınlığı (a) kapsamlı bir araştırma pratiğini teşvik edecek, (b) sosyologa refleksif bir hassasiyet kazandıracaktır. Nesnenin kimileyin bizi baştan çıkarma gücüne kimileyin de nesneyle denetimsiz ilişki içine girme tuzağına karşı tetikte olmamız araştırma sürecinin en kilit noktasıdır. Bu bağlamda ilişkiselcilik (c) alan içindeki pozisyonumuzu, hislerimizi ya da fikirlerimizi nesneye yansıtma ve böylelikle de ona kısa devre yaptırma faaliyetinden bizi uzak tutacaktır.


    Basım Dili : Türkçe
    Basım Yeri : İstanbul
    Sayfa Sayısı : 352
    En / Boy : 14 / 21
    Kağıt Cinsi : 2. Hamur
    Basım Tarihi : 8.2015
    ₺106,60
  • Öteki Muhafazakarlık, görülen lüzum üzerine ortaya çıkan ve derdi olan bir kitaptır. Çalışmanın başlığı muhtemelen "beriki muhafazakarlık" da ne ola ki, sorusunu akla getirecektir. Beriki muhafazakarlıktan kastımız, ana‐akım muhafazakarlık da diyebileceğimiz ve ülkemizde muhafazakarlık dendiğinde akla gelen siyaset tarzı ve gündelik eylemlerin hemen tümünü içeren bir kavramlar çıkınına tekabül etmekte. Öteki muhafazakarlık/lar, bu çıkına sokmakta zorlanılanlar. Bu iddialı başlığın altını dolduracağını düşündüğümüz bölümler, akademi için oldukça genç bir yaş ortalamasına sahip, fakat yetkinliklerini alana mal olmuş eserleriyle ortaya koyan bir kadro tarafından kaleme alındı. Kitabın içinde bulunan on ayrı bölümün sadece bir tanesi salt teorik çerçeveye ayrıldı. Geri kalan yazılar ise sahadan ‐ bu sahanın zamanı bazen Cumhuriyetin kuruluş devirlerine, bazen ise halihazırda yaşadığımız günlere denk gelmektedir‐ bolca besleniyor.

    Muhafazakarlığın bir ideoloji olduğuna dair tartışmalar mevcutsa da, Öteki  Muhafazakarlıklar kitabını oluşturan yazılar, muhafazakarlığı genellikle Oakeshott ifadesiyle "varolan bir alet çantasına aşinalık, alışkanlık, zihni bir eğilim" ya da Mannheim'ın dediği gibi "bir bilinç hali" olarak değerlendiriyor. Bu değerlendirme çerçevesi, farklı siyasi dönemlerin muhafazakarane iş yapış tarzlarının yanı sıra modern muhafazakarlık, devrimci muhafazakarlık, muhafazakar strateji, muhafazakar moda, muhafazakar eşcinsellik, Kürt muhafazakarlığı gibi pek çok tartışma mevzusunu bir arada sunabilmeyi sağladı.


    Basım Dili : Türkçe
    Basım Yeri : Ankara
    Sayfa Sayısı : 392
    En / Boy : 13,5 / 19,5
    Kağıt Cinsi : 2. Hamur
    Basım Tarihi : 2.2016
    ₺123,00
  • Modern toplumda özgürlük ve bireysellik arttıkça, güvensizlik duygusu, yalnız kalma endişesi de artıyor. Siyasi hareketlere temel oluşturacak bir güvenlik ve aidiyet arayışı, alternatif bir toplumsallık düşüncesi yeniden ortaya çıkıyor. Bireyler, yuvasızlık hissinden kurtulup kendilerini evlerinde hissedebilecekleri topluluk, aidiyet ve dayanışmanın sıcak dünyasına eğilim gösteriyorlar.

    “Topluluk” uzun zamandır “toplum” kavramıyla karşıtlık sergiliyor ve son zamanlarda modern devletin vaatleri karşısında yaşanan hayal kırıklığı, siyasetin temeli olarak topluluk olgusunun yeniden canlandırılması talebinin ortaya çıkmasına yol açıyor. Topluluk kavramı, küreselleşme ve bireyleşmenin etkisiyle yok olmanın aksine tekrar diriliyor, hepimiz din, ulus, etnik köken, yaşam biçimi ve cinsiyete dayalı birçok topluluğun üyesi haline geliyoruz.

    Liverpool Üniversitesi Sosyoloji Profesörü Gerard Delanty, topluluk kavramına dair ufuk açan bu kitabında, Batı’nın ütopik felsefesinde topluluk görüşünün kökenlerini araştırıyor. Topluluk, cemaat, cemiyet… adı her ne olursa olsun bu yeniden canlanışı postmodern kuram ve çokkültürlülük bağlamında inceliyor. Değişen iletişim yöntemlerinin hem parçalanmayı hem de yeni sosyal bağlar kurmayı mümkün kıldığı bir toplumun yeni topluluk imgelerini açığa çıkarıyor.

    “Siyasi yelpazenin her iki tarafında da toplumsal çözünme korkusunu ve topluluğun yeniden canlanma çağrılarını görüyoruz.”

    - Anthony Giddens

    “Cemaate dayalı toplum can çekişiyor ve bu toplum teokratik ya da ulusal bir despotizme dönüşebilir.”

    - Alain Touraine


    Basım Dili : Türkçe
    Basım Yeri : İstanbul
    Sayfa Sayısı : 215
    En / Boy : 13,5 / 19,5
    Kağıt Cinsi : 2. Hamur
    Basım Tarihi : 4.2015
    ₺65,60
  • Toplumsal, siyasal ya da kültürel alanlarda, çok farklı zaman ve yer parçalarında ortaya çıkabilen boşluklar, yeni ve daha özgür yaşamların üzerinde yaratılabileceği açıklıklar olabileceği gibi, keyfi şekillerde doldurulduğunda, aşırılık biçimlerine de neden olabilir. Bu boşlukları dolduran kişi, topluluk ya da kurumlar, belirli bir akıl, yapısal belirlenim, vicdani ya da etik sorumluluk veya sınıfsal bilinçten feyz almadığında, boşluklar, aşırılık görünümü alır, türlü adaletsizliklerin kaynağı olur. Bu durumda, belli bir zümrenin keyfîliği, başka keyif biçimlerini yok eder; aşırılık, topluma, siyasete, hayata egemen olmaya başlar. Onlar, koşulsuzca serbest, başıboş yaşarlarken, diğer tarafta aşırılıklara, şiddete, baskılara maruz kalan varlıklar ortaya çıkar. Boşlukların fazla ya da eksik doldurulması, eşit biçimde paylaşılmaması, toplumsal, siyasal ya da kültürel nitelikte azgelişmişlik biçimlerine neden olur.

    Özgür Taburoğlu, bu özgün çalışmasında, boşluk ve onu doldurmaya dönük keyif biçimlerini, toplumsal, siyasal ya da kültürel yapıların inşasının esası gibi ele alıyor. Ona göre, bu yapıların özgünlüğü de, mevcut boşlukların nasıl ve nelerle doldurulduğuyla ilgilidir. Bu varsayımları desteklemek amacıyla, insani bilimlere ait çok farklı alanlar ve yaklaşımlar arasında verimli bir karşılaştırmaya girişiyor. Boşluk, keyfîlik ve aşırılık görüngülerini bağlantılı şekilde tarif ederken, tarih, felsefe, siyaset, toplumbilim ve kültür kuramları içerisinde yolunu kaybetmeden ilerliyor. Machiavelli, Hobbes, Durkheim, Weber, Gökalp, Schmitt, Lukacs, Tanpınar, Lacan, Küçükömer, Foucault, İnalcık, Mardin, Kıray, Agamben, Butler, Žižek gibi birçok farklı düşünür ve yazan bir arada okumaya girişiyor. Bu çalışmanın önemi biraz da, çok farklı anlayışların, yer ve zamanların sakinleri olan bu şahsiyetleri, belirli bir mesele etrafında buluşturmak konusunda sergilenen anlaşılırlık ve yaratıcılıktan ileri geliyor.


    Basım Dili : Türkçe
    Basım Yeri : İstanbul
    Sayfa Sayısı : 298
    En / Boy : 14 / 21
    Kağıt Cinsi : 2. Hamur
    Basım Tarihi : 3.2016
    ₺80,36
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı