Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 221
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺79,20
Tükendi
Yakın geçmişe kadar rağbet görmeyen, içeriği alabildiğine olumsuz anlam ve yananlamlarla doldurulan bir terimdi "ideoloji". Bu tutumun temel gerekçesini de ideolojinin mutlak doğrular dayattığı yolundaki sav oluşturuyordu. Ama sonrasında ideoloji konusuna yoğun bir ilgi duyulmaya, onun toplum ve kültür kuramı açısından olduğu kadar politik pratik açısından da büyük önem taşıdığı teslim edilmeye başlandı. İdeolojiyi Haritalamak, konu üzerinde çalışan kuramcı ve düşünürlerin en önemli yazılarını bir araya getirmektedir. Zizek’in giriş yazısı ideoloji kavramının Marx’tan günümüze nasıl bir gelişim seyri izlediğini araştırırken; Eagleton, Dews ve Benhabib Frankfurt Okulu ile Lukács’ın yaptığı özgün katkıları değerlendirmektedir. Adorno, Lacan ve Althusser’in, ideoloji çözümlemelerinde özel bir yere sahip olan ve artık klasikleşen metinlerinin yer aldığı kitap, Fransız post-yapısalcı Pêcheux’nun farklı bir geleneğin sürdürücüsü olma savındaki makalesini de içermektedir. Öte yandan, "egemen ideoloji tezi" üzerine kopan o ünlü tartışmada kendini gösteren Gramscici ve Althusserci motifler, ayrıca Bourdieu’nun bu gelenekten niçin koptuğunu özlü biçimde anlattığı mülakat ufuk açıcı nitelikte... Jameson ise geç kapitalist toplumda ideolojinin doğası ve konumuna ilişkin yetkin gözlemlerde bulunarak tartışmaya dahil olmaktadır. İdeolojiyi Haritalamak, kültür kuramının en dinamik alanı haline gelen ideoloji konusunda temel bir başvuru kitabıdır.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 493
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺27,30
Tükendi
"O yıllara ilişkin elbette anlatacak çok şey var. Ama siz Hakkı Hocamın yazdıklarını okuyun. Onun yazdıkları 1968 sonrası Ankara’sının siyasi tarihinin bir parçasıdır. 1968 öğrenci hareketi ve Dev-Genç denen büyük bir örgütlenmenin doğması; sonra bu Dev-Genç içinden THKO, THKP-C ve TİKKO gibi silahlı mücadeleyi savunan bazı grupların ortaya çıkması; belki de en önemlisi, 12 Mart Askeri Darbesi’nden sonra, özellikle 1973 ile birlikte yeni öğrenci hareketinin nasıl oluştuğu ve şekillendiği... Örneğin, Ankara gençliği Mahir Çayan’ın firarda yazdığı ve sadece bir kopyası olan Kesintisiz Devrim II-III’ü Hakkı Yazıcı’nın elinden tanıdı. Tüm bunları bilmek isterseniz, onun anılarına bakmak zorundasınız." -Taner Akçam- Arkadaşlarımı, eski yoldaşlarımı, kendi kuşağımı ve ardından gelen kuşağı, yalansız, riyasız seviyorum ben. Çünkü bizler, Türkiye’nin umut ve masumiyet çağının çocuklarıyız. Gerçekleştirmeyi başaramamış olsak da; savaşsız, sömürüsüz, adil bir dünya ve devrim uğruna yaşamlarını, gençliğini, aşklarını feda etmekten çekinmemiş olanlarız. Bir yanda büyük hatalarımız, ölümcül yanılgılarımız, öte yanda özverimiz, devrim inancımız ve umudumuzla, bir başka çağın trajik kaderli insanlarıyız. Bugün ayrı saflarda yer alsak bile, bizi birbirimize bağlayan bir geçmişimiz var. Benzer yanılgılardan, aynı yenilgilerden ve aynı devrimci ütopyadan, aynı zafer tutkusundan geliyoruz...
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 271
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺17,94
Tükendi
Sınıf çalışmaları alanında, sınıf kültürü ve sınıf bilinci konularının oldukça sınırlı işlendiği Türkiye’de, bu konudaki eksiliği gidermeye dönük mütevazı bir girişim olan elinizdeki kitap, toplumsal sınıf sorunsalını toplumsal bilimlerin araştırma gündeminden çıkarma çabasına ve Türkiye işçi sınıfına dair günümüze dek süregelen yanlış yargılara cephe alan bir eser. Gerek akademik, gerekse popüler tartışmalarda genellikle Türkiye’de bir işçi sınıfı kültürünün olmadığı iddia edilmiştir. Bunu ve bunun rezonansı olan iddiaları, günümüz işçi sınıfından ve mücadelelerinden tanıklıklara başvurarak olumsuzlayın bu kitap, Türkiye’de de -dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi- sürekli oluşmakta olan bir işçi sınıfının var olduğunu ve bu sınıfın yine süreç içerisinde kendisine özgü bir sınıf kültürü ve bilinci yarattığını gösteriyor. Kitabı, benzer çalışmalardan ayrılan önemli bir başka özelliği de, alan araştırması sırasında kendileriyle görüşülen işçileri, araştırmanın basit nesneleri olarak görmemesi, onun yerine eşitlikçi, katılımcı ve sağlıklı bir bilgi üretimi için işçilerle araştırmacı arasında diyalog kuran bir dili ve yöntemi benimsemiş olmasıdır. Bu özellikleriyle kitap, Türkiye’deki işçi sınıfı kültürünün ve bilincinin anlaşılması bakımından vazgeçilmez bir kaynak olma potansiyeli taşımaktadır.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 250
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺96,80
Tükendi
"Sevgili Yavuz, Geçen yaz Mordoğan’da ne kadar güzel bir tatil geçirdik, değil mi? Siz gelinceye kadar benim için tatil çok sıkıcıydı. Pansiyondan denize, denizden pansiyona çok canım sıkılıyordu. Ama sen geldikten sonra artık hiç sıkılmamıştım. Beraberce denize giriyor, oyunlar oynuyorduk. Anımsıyor musun, bir keresinde babanın verdiği olta ile koca bir balık bile tutmuştuk da, babam bizim tuttuğumuza inanmamıştı." Siz bu balığı bize hava atmak için balıkçıdan almışsınızdır," demişti. Ayrılırken "Bana hep mektup yaz," diyordun. Sözümü yerine getirip yazıyorum. Ama uzun bir mektup, olacak haberin olsun. Sana Noel ağacıyla ilgili başımdan geçenleri anlatmak istiyorum."
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 97
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺5,05
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 298
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2013
₺127,60
Tükendi

Çoğunlukla kuru, yapay ve mesafeli bir üslupla yazılmış giriş kitapları karşısında önemli bir alternatif oluşturan Minerva’nın Baykuşu, siyaset kuramını Platon’un mağarasından çıkarıp ışığa kavuşturmada kendi payına düşeni fazlasıyla yerine getiren bir çalışma olarak sivriliyor.

Yazar, Batı siyasi düşünce geleneğine damgasını vuran filozofları Platon’dan John Rawls’a uzanan o büyük kanon kapsamında incelerken, güncel ve çağdaş -kimi zaman eğlenceli- örneklerin de yardımıyla siyasetin aslında toplumsal evrimi tepeden tırnağa belirleyen, insan yaşamını her alanda kuşatan ve bizi zorlu tercihlerde bulunmaya zorlayan bir olgu olduğunu vurguluyor.

Yazar, söyleşi tadındaki yalın anlatımıyla, en zor düşünürlerin en çetrefilli düşüncelerini -içeriğinden eksiltmeden, anlam kaymasına meydan vermeden- öylesine berrak bir şekilde aktarıyor ki, söz konusu güçlükler geride kalıyor ve bu düşünürleri gerçekten anladığınıza kanaat getiriyorsunuz. Abramson, okuru, kendi siyasamıza ilişkin derinlikli bir kavrayış geliştirmeye davet etmekle kalmıyor, aynı zamanda radikal yönelim ve içgörüler üzerinde düşünmemizi de sağlıyor.

Yazarın yirmi beş yılı aşkın bir süredir vermekte olduğu siyaset felsefesi derslerinden damıttığı, öğrencilerin ilgisinin bu konuya nasıl çekilebileceği ve onlar üzerinde siyasetin ne denli önemli olduğuna dair göz açıcı bir etki yaratılabileceği güdüsünden hareket ederek ve kendi somut deneyimlerine yaslanarak kaleme aldığı bu eser, siyaset kuramının ölümsüz klasiklerini öğrenciler ve genel okur açısından -başka hiçbir kitabın başaramadığı ölçüde- anlaşılabilir kılıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 460
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2017
₺167,20
Tükendi

"Geçen iki yüzyılın çok büyük kısmında ulusu temsilen devletin ortaya çıkışı, doğal ve kaçınılmaz bir süreç gibi algılanmıştır. Bundan dolayı, insanlık tarihi bu çerçevede şekillendirilmeye başlanmıştır. Elinizde tutuğunuz kitap, ulusal söylemle yazılan tarih anlayışının kültürel yaptırımları ve varsayımlarının ötesine gitmeyi amaçlayan bir çabanın ürünüdür. Diğer bir deyimle, ulusal tarih anlayışının dayandığı teleolojik gelişme modelini tamamen reddetmektedir. Burada benimsediğimiz anlayışa göre, ulusal şekillenme, insanlar arasında dönemin tarihsel çerçevesine ve kültürel geleneklerine bağlı olarak devam eden bir toplumsal süreç olarak kabul ediliyor. 19. yüzyıldaki Osmanlı dünyasına kendi halklarından birinin, yani Rumların gözlüğü ile bakmamızın, onun gelişimini etkileyen ve değiştiren önemli siyasi ve iktisadi güçleri daha iyi anlamamıza yardımcı olacağına inanıyorum. Bu güçlere bakmak için seçtiğim pencere, tutulan kayıtlardan ve kaydedilen hatıralardan ortaya çıkabildiği ölçüde Rumların toplumsal hayatlarıdır. Bu pencerenin çerçevesini oluştururken, Osmanlı toplumu üzerine çalışan bilim adamlarının yazdıklarına dayandım. Böylece elinizdeki bu çalışmaya hâkim olan bakış açısını şekillendirirken, Rumların perspektifinden hareketle Osmanlı devletinin daha geniş yapısına ulaşmaya çalıştım. Benim bu çalışmadaki amacım, Osmanlı devleti ve toplumunun kültürel kimliğini derinden etkileyen sosyal, iktisadi ve siyasi gelişmeleri birbirine bağlamak oldu. Böyle yaparak, bir zamanlar Osmanlı Anadolusu’ndaki çok-etnik karakterli dünyanın ayrılmaz bir parçası olan halklardan birinin çok özgün ve kapsamlı bir portresini yaratmaya çalıştım." -Gerasimos Aucustinos-


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 301
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺27,30
Tükendi
Elinizdeki kitap, Leonardo da Vinci’den Thomas More’a, Machiavelli’den Erasmus’a, Galiei’den Copernicus’a, Luther’den Montaigne’e uzanan bir yelpazede insanın bilinç koşullarını kökten değiştiren düşüncelere ev sahipliği yapmış bir çağı, Rönesans’ı ilk elden tanıma olanağı sağlıyor. Bu filozofların özlü biyografilerini de içeren kitap, okurun insanlık tarihinin anıtsal yapıtlarının birbiri ardınca üretildiği Rönesans dönemini esinleyen ve ondan esinlenen büyük düşünürlerin hayatlarına daha yakından bakmasını sağladığı gibi, Rönesans tarihinin de bir özetini veriyor. Kitapta yer alan seçme metinler, adı geçen her bir filozofun, onu düşünce tarihinde temsil eden fikirlerini derli toplu olarak birarada sunuyor. Kitap böylelikle okurun, ciltler arasında dağılmış olan bilgiye daha hızlı ve kolay erişmesini sağlıyor. Nicholaus Cusanus, Leonardo da Vinci, Sir Thomas More, Niccolo Machiavelli, Albrecht Dürer, Desiderius Erasmus, Martin Luther, Michelangelo Buonarroti, Nicolas Copernicus, Michael de Montaigne, Philipp Theophrastus Baumast (Paracelsus), Johann Kepler, Jakob Böhme, Galileo Galilei, Richard Hakluyt, Giordano Bruno.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 310
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺110,00
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 222
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺15,16
Tükendi
İnsanların hayallerinin, arzularının, sevinçlerinin, öfkelerinin, sitemlerinin ve sevgilerinin hayal gücüyle harmanlandığı en güzel masalları getiriyoruz sizlere... Masalların dünyasında bir halının üzerine binip gözünüzü açıp kapayıncaya kadar bir yıllık yol alabilir, bir melekle konuşan kahramana dönüşebilirsiniz. Yedi kat yerin altında karıncalar kralıyla buluşup, bir ejderhanın sırtında on iki kat gökyüzüne bir çırpıda yükselerek aslanlar kralıyla burun buruna gelebilirsiniz. En ufak delikten sığan bir parmak çocuk olsanız da olağanüstü işler başarmakta zorluk çekmezsiniz... Seçme Dünya Masalları dizimizle sizleri sıkılmadan defalarca okuyabileceğiniz, yepyeni ve eğlenceli maceralara davet ediyoruz. Güçlü anlatım ve ayrıntılarla hayal gücünüzü ve yaratıcılığınızı zenginleştirecek bu masallarla yeni bir dünyanın kapılarını aralayın!
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 157
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺11,55
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 262
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺15,16
Tükendi
Thomas’ın Gramsci’si, içinde bulunduğumuz ve Gramsci’nin yaşadığı dönemle kimi benzerlikler gösteren bu iktisadi ve jeopolitik krizler çağında tam da ihtiyaç duyduğumuz türden bir eserdir. Hapishane Defterleri’ni ve Gramsci hakkındaki literatürü eleştirel bir bakışla didik didik eden Thomas, devrimci Marksizmi yeniden inşa etme çabasına katkı sunmak amacıyla, salt akademik yorumla yetinmeyip Gramsci’yi çağdaş radikal düşünceyle etkin bir diyaloga sokmaktadır. -Alex Callinicos- Gramsci’yi "yaşayan bir klasik", moderniteyi anlamak açısından vazgeçilmez bir yazar olarak sunan bu kitabın kapsamı, zenginliği ve özgünlüğü göz önüne alındığında, onun Gramsci incelemelerinde bir kilometre taşı oluşturacağından ve siyaset kuramı/siyaset felsefesi tartışmalarına önemli bir katkı sunacağından eminim. -Stathis Kouvelakis-
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 611
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺32,76
Tükendi
İnsanların hayallerinin, arzularının, sevinçlerinin, öfkelerinin, sitemlerinin ve sevgilerinin hayal gücüyle harmanlandığı en güzel masalları getiriyoruz sizlere... Masalların dünyasında bir halının üzerine binip gözünüzü açıp kapayıncaya kadar bir yıllık yol alabilir, bir melekle konuşan kahramana dönüşebilirsiniz. Yedi kat yerin altında karıncalar kralıyla buluşup, bir ejderhanın sırtında on iki kat gökyüzüne bir çırpıda yükselerek aslanlar kralıyla burun buruna gelebilirsiniz. En ufak delikten sığan bir parmak çocuk olsanız da olağanüstü işler başarmakta zorluk çekmezsiniz... Seçme Dünya Masalları dizimizle sizleri sıkılmadan defalarca okuyabileceğiniz, yepyeni ve eğlenceli maceralara davet ediyoruz. Güçlü anlatım ve ayrıntılarla hayal gücünüzü ve yaratıcılığınızı zenginleştirecek bu masallarla yeni bir dünyanın kapılarını aralayın!
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 220
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺14,45
Tükendi
Beli bükülmeden, gücü sıfırlanmadan, yüzü buruşmadan, dert çekmeden dünya değiştirmek isteyen Mehmet Amcayı tuttuğu futbol takımını şampiyonluğa götüren maç sonrası kaybettiğimizde, yıllar önce terk ettiği evinin bahçesindeki ağaç ve çiçeklerini anlatan Remzi Babanın gözlerindeki kırağılaşmış yaşları gördüğümde, odasına her geleni Yaşasın, tavuklu jambonlu özgürlük sandviçim geldi! Hadi verin diye karşılayan Nuriye Teyzeyi izlerken, köy kökenli kadın yaşlının kent kökenli kadın arkadaşına Ne kadar güzelsin! Yorgan gülü gibi dediğini duyduğum anda renk değiştirdim. Gazete okuyan Hasan Amcaya Ne var, ne yokmuş dünyada? diye sorduğumda Bilmem ki Okuyorum güya. Ancak bir alt satıra indiğimde üst satırda ne yazıldığını unutuyorum, evlat yanıtını aldığımda, erkek olmadığım ve genç olduğum için huzurevini yönetemeyeceğime inanan Mehmet Amcanın ilettiği sorunları çözdüğümde Başarıyorsun ama, yine de erkek olsaydın daha iyiydi dediğini duyduğumda renk değiştirdim. İlk kez gittiği bale gösterisinde kostümleri açık-saçık bulan yaşlı tarafından bizi günaha soktunuz diye suçlandığımda, her sabah odasındaki dahili telefonla Sevdim bir genç kadını ya da Günaydınım, nar çiçeğim, sevdiğim şarkılarıyla Doğaner Bey aniden dünya değiştirince toparlanmakta zorlanan Efsun Hanım omzuma yaslanıp ağladığında renk değiştirdim. Odasının penceresinde kuşlara ekmek ikram eden Vedat Amca Bu dünyada hiç değilse bir sürü kuşun açlıktan ölmesini engellemeye yarıyorum dediğinde renk değiştirdim. Bu kitapta yaşlılara değin hepimizin yaşadığı ya da tanık olduğu hikayeler anlatılıyor. Kâh güldüren kâh hüzünlendiren hikayeler...
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 197
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺79,20
Tükendi

Kitap, güvenlik, şiddet, savaş ve devlet arasındaki bağları tartışırken, güvenlik arzusunun bizi götüreceği yeri göstermekle kalmıyor, aynı zamanda liberal tezleri yeniden üretmekle temelde hangi alanı terk ettiğimizi de ısrarla vurguluyor: liberal ideoloji ekseninde güvenliği inşa etmeye çalışan devletin ve sermayenin eleştirisi. Güvenlik, Şiddet ve Savaş, bir taraftan sosyal güvenlik ile ulusal güvenlik, sermayenin güvenliği ile siyasal kuramın gelişimi arasındaki tarihsel bağları ele alırken, diğer taraftan da güvenlik kavramı ile olağanüstü hal ilanı, liberal siyasal kuram, savaş ve uluslararası hukuk arasındaki kuramsal bağları tartışıyor. Neocleous’un kitabı, yukarıda değindiğimiz tabiyet ilişkisinin farklı labirentlerinde bizlere yön gösterir ve güvenlik endüstrisinin günümüzdeki yükselişini değerlendirirken, bu labirentleri birbirine bağlayan düğüm noktalarında savaş, şiddet ve anti-siyasetin nasıl iç içe geçtiğini ve bu eklemlenmenin kendisini nasıl hem toplumsal ilişkilerin dokusuna hem de kuramsal değerlendirmelere ustaca yerleştirdiğini anlatıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 315
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺105,60
Tükendi
Bu kitapta anlatılanlar bu ülkede yaşayan hemen herkesin hikayesidir. Okulda son zilin çalmasıyla birlikte çocukların evlerine koşturduğu, önlüklerini bile çıkarmadan sokaklara çıkıp oynadıkları günler artık geride kaldı. Dershaneler, kurslar, özel dersler, hem çocukların ve gençlerin hem de ebeveynlerin hayatlarına olanca ağırlığıyla hükmeder oldu. İlköğretimden başlayan ve yeterlilik, yetki, gelişim ve benzeri isim ve sıfatlar altında her düzeyde sayıları sürekli artan sınavlar, hem öğretmenleri hem de öğrencileri kendi emeklerine yabancılaştırıyor. Bu sınavlar toplumsal fayda yaratması beklenen eğitimi soluksuz bırakırken, eğitimin her aşamada piyasalaşmasına yol açıyor. Bu kitapta, önemli dayanaklarından birinin sınavların oluşturduğu eğitimde özelleş(tir)me, bireyselleş(tir)me, metalaşma ve rekabet mekanizmaları araştırılıyor ve böylece eğitimdeki paradigma değişikliğinin içyüzü ortaya konuyor.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 228
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺86,24
Tükendi

Bu kitap, kendi küllerinden doğmasını başaran Latin Amerika’nın yerli halklarının öyküsünü anlatmaktadır. Latin Amerika’nın aslî bir sosyal dinamiğini oluşturan yerlilerinin bu çok-düzlemli, çok-mekânla ve çok-veçheli mücadelelerini daha yakından tanımamıza imkan sunuyor. Tarihin tanık olduğu belki de en acımasız sömürgecilik girişimlerine karşın, olanca aşağılanmışlığı, dışlanmışlığı içinde kimliklerini, kültürel dağarcıklarını koruyup çocuklarına aktarma şaşırtıcı yetisini gösteren, XX. yüzyılın ikinci yarısında, tam filmlerde, çizgi romanlarda, erken seyyahların egzotik anılarında yitip gittiklerini sandığımız bir anda "küresel dünya"nın karşısına dikilip topraklarını ve onurlarını geri isteyen insanlar. Üstelik de Teks’lerin, Zagor’ların, Çelik Blek’lerin şekillendirdiği kısır tahayyüllerimizi zorlayacak tarzda, teknolojinin tüm imkânlarını maharetle kullanarak... Bu çalışma oldukça tikel tarihsel koşullarda biçimlenen toprak, emek ve kimlik mücadeleleri, "otokton/yerli" kavramını ve kültüre ilişkin pek çok soruyu gündemimize taşımaktadır. Aslına bakılırsa anlatılan, hepimizin öyküsüdür.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 258
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺83,60
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 460
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺23,40
Tükendi

Gramsci’nin pasif devrim, tarihsel blok gibi nispeten bilindik kavramları dünyamız üzerine kafa yoranlara büyük olanaklar açar. Ne var ki düşünürün çalışmaları yalnızca bu kavramlar ve söz konusu kavramların dokundukları alanlarla sınırlandırılamaz. Ünlü Marksist tarihçi Eric Hobsbawm ve ünlü yönetmen Pier Pasolini’nin de yazılarıyla dahil oldukları bu derleme, Gramsci’nin yalnızca hegemonya, mevzi savaşı gibi temel kavramlarına eğilmekle kalmıyor, aynı zamanda sivil toplum, devletin sönmesi, burjuva devrimi, folklor, rıza ve demokrasi gibi meselelere yönelik Gramsci’nin geliştirdiği içgörüleri farklı açılardan aydınlatmaya çabalıyor. Böylece Gramsci düşüncesinin derinliği ve günümüzü anlamakta bize söyleyecekleri olduğu bir kez daha açığa çıkıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 280
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺101,20
Tükendi
Freire’nin çalışmalarının en önemli ve kalıcı özelliği tüm eğitim etkinliklerinin siyasal doğası üzerine yaptığı vurgudur. Freire’ye göre "tarafsız" eğitim diye bir şey yoktur. Eğitim "evcilleştirebilir" de, "özgürleştirebilir" de. 20. yüzyılın en tanınmış eğitimcilerinden biri olan Freire’nin etkisi, eğitim alanının dışında sosyoloji, siyasal teori, kalkınma çalışmaları, teoloji, felsefe, kültürel çalışmalar, antropoloji, dil çalışmaları ve iletişimi de kapsamaktadır. Freire’nin çalışmalarından hareketle politikanın, kültürün ve gücün merkeziliğine yoğunlaşan bu kitap, eleştirel bilgi, demokratik değerler ve sosyal pratiklerin eğitimciler ve öğrencilerin kamu entelektüelleri olarak yeniden tanımlanmalarına temel sağlayabileceğini anlamamıza katkıda bulunmakta, bu amaç doğrultusunda pedagojik konuları yaratıcı ve dönüştürmeci bir açıdan ele almaktadır. Mayo, kitabında, özgürlük ve otorite arasındaki gerilim, otorite ile otoriteryenlik arasındaki ayrım, Freire’nin görüşleri çerçevesinde Akdeniz’i bir bağlam olarak ele almak, müzelerin bir eğitim alanı olduğu kadar sınıfsal ve sömürgecilik kültürü ile bağlantılı alanlar olarak incelenmesi gibi özgün ve derinlemesine tartışılmayı hak eden konuları sağlam bir yaklaşımla dile getirmektedir.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 275
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺92,40
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 419
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺123,20
Tükendi

Bir dönemin Osmanlı tebası Kürtlerin, bir kısım değişikle beraber, aşağı yukarı 1925’ten beridir tecrübe ettikleri mezkur statükonun iki büyük kurucu aktörü oldu: İngiltere ve Türkiye. Bu kitaptaki belgeler, İngiltere’nin Kürdistan siyasetinin nasıl adım adım ve önemli değişikliklerden geçerek şekillendiğini gösteriyor. Üzerinde güneş batmayan imparatorluk, Kürdistan siyasetini "dediğim dedik, çaldığım düdük" prensibinden çok uzakta, epey pragmatik, zaman zaman çaresizlik içinde ve çok da dünyevi bir akılla, adım adım inşa etmiş görünüyor. İngiliz Belgeleri, İngiltere’nin Kürdistan siyasetine ışık tutmakla kalmıyor; pek çok önemli meseleye dair kıymetli bilgiler sunuyor. Belgeler, savaşın ardından Osmanlı elitinin farklı kesimlerinin Kürdistan siyasetine, Kürt elitinin tasavvurlarına, bugünkü Türkiye ve bugünkü Irak Kürtleri arasında savaşın ardından gelişen farklılaşmalara, 1925 Şeyh Sait Ayaklanması’nın ardında İngilizlerin olup olmadığına, Cumhuriyet elinin Kürt meselesi siyasetine ilişkin epey bir bilgi sağlıyor. Sor P. Loraine’den Konsolos Gilliat-Smith’e. 7 Ekim 1925, Tahran Efendim, Şeyh Said’in oğlu Ali Rıza’nın size yaptığı ricayı bildiren 23 Ağustos tarih ve 33 sayılı telgrafınıza ilişkin olarak; eğer Ali Rıza meseleyi size yeniden açarsa; kendisine, Majestelerinin hükümetinin kendisinin açıklamayı istediği durumdan haberdar olduğunu ve dolayısıyla İngiltere’ye ziyaretinin hiçbir yararlı amaca hizmet etmeyeceğini söylemelisiniz. Özerk veya bağımsız bir Kürdistan devletinin oluşması sorumluluğunu desteklemenin veya kabul etmenin, Majestelerinin hükümetinin siyasetinde hiçbir yeri olmadığının şüphesiz farkındasınızdır. -Percy Loraine-


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 311
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2012
₺62,40
Tükendi
Hattın Dört Yanında Cemilpaşazadeler, hatlara ve hayatlara dair bir hikayedir. Yaklaşık iki yüz yıla yayılan büyük acıların ve bir o kadar da büyük umutların izini sürme, yıkılan ve yeniden kurulan dünyaların tanıklığını yapma çabasıdır. Bu çalışma, Cemil Paşa’dan başlayarak ailenin yüzyıllara dayanan ve birkaç ülkeye dağılan mensuplarının serancamıdır. Cemiloğulları’nın, topraklarından koparılarak Lüleburgaz’a, Ordu’ya, Denizli’ye, Suriye’ye savrulan yaşamlarının, kimliklerini koruma savaşlarının, geri dönüşlerinin ve yeniden sürgün edilişlerinin hikayesidir. Kitap aynı zamanda Kürtlerin son iki yüz yılda yaşadıklarının bir dökümünü de vermektedir. Kürdistan Emirliklerinden Osmanlı Devleti’nin merkezileşme sürecine, Birinci Dünya Savaşı’ndan Mütareke’ye, Ermeni Tehciri/Katliamı’ndan Şeyh Said İsyan’ına, Suriye’deki Hoybun örgütünden Mahabad Cumhuriyeti’ne, 1936 sürgününden günümüze dek yaşanan olaylara ışık tutmaktadır.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 488
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺158,40
Tükendi
"Ren adaleti tıpkı Türkiye’deki gibi kusurludur!" Marx’tan, ülkemizde de yakıcılığı gün geçtikçe artan basın özgürlüğü konusunda, her zamanki gibi lafını esirgemeden kaleme aldığı polemikçi bir eser. Muhataplarına aman vermeyen diliyle ve sahte polemiklerdeki gibi retorikte kalmayan, gerçek polemiğin olmazsa olmazı diyalektik bir akıl yürütmeyi yazdığı satırlara sindiren Marx, Türkiyeli okura hiç de yabancı gelmeyecek bir basın özgürlüğü ve sansür tartışmasına giriyor. Marx’ın zehirli dili bir yandan muhataplarının tutarsız ifadelerini sarakaya alır ve okurun zihin haritasına edebi bir çeşni katarken, bir yandan da sansürcülerin dilinin yüzyıllardır değişmemiş kof çatısını yerle bir ediyor. Basın özgürlüğünün bir ülkenin entelektüel birikimini ve gelişmişliğini gösterdiğini dile getiren Marx umudu da elden bırakmıyor: "Çiçekler bataklıklarda da büyürler".
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 124
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺14,82
Tükendi
Ece Ayhan bu seyrüseferinde şairliğinin arkabahçesindeki hayatını yani Ece Ayhan Çağlar’ı anlatıyor. Bu kitap 1982 yılında İlhan Berk’in önerisiyle Özcan Yalım ile Ece Ayhan arasında Ece Ayhan’ın yaşamı Üstüne gerçekleştirilen konuşmalardan oluşuyor. Ece Ayhan’ın Şehirleri, okulları, arkadaşları, kitapları ve çocukluğu "marjinal" addedilen şairin yalın yaşamını aktarıyor.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 111
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺9,39
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 152
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺61,60
Tükendi
Bu kitap, kuzey yarımkürede doğanın uyanışı ve baharın gelişi olarak kutlanan, Anadolu, Ortadoğu ve Asya halklarınca Nevruz, Newroz, Nooruz, Nowruz, Navrız ve benzeri pek çok farklı biçimde isimlendirilen bahar bayramının Türkiye’deki rekabet halindeki kutlanış biçimlerini ele almaktadır. Çalışmada, Türkiye Cumhuriyeti’nin tekçi ve Türklük merkezli siyasal-kültürel varlık çerçevesi içinde inşa edilmiş olan resmi politikaları karşısında, Newroz kutlamalarının Kürt kimlik ve siyasetinin bir kolektif ifade biçimi olarak ortaya çıkması ve bu bilincin örgütlü çabalarla tutundurulması süreci üzerinde durulmakta, devamında Newroz’un Türkiyeli Kürtler arasında benimsenmesi karşısında resmi söylemin evrimi incelenmekte ve Nevruz kutlamalarının kamu kurum ve kuruluşları eliyle desteklenip yaygınlaştırılması gözler önüne serilmektedir. Özellikle 1990’lardan itibaren keskinleşen Nevruz ve Newroz kutlamaları arasındaki rekabetin tarihsel ve siyasal bağlamına mercek tutan kitap, geleneksel kültür alanının nasıl siyasal alana paralel bir mücadelenin odağı ve nesnesi olduğunu ele alırken, bu rekabetin bir barış imkanı içerip içermediğini tartışmaktadır.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 303
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺88,00
Tükendi
Şiddet kullanma tekelini elinde bulunduran egemen devletin, söz konusu ‘ayrıcalığını’ bazen birileri kullanmaya kalkarsa, üstelik bunu bir tür ‘yasa’ya dayanarak yaparsa bu durumu nasıl ele almak gerekir? Birileri, şiddetin en uç biçimi olarak ‘öldürme yetkisini’ kendinde görüp eyleme geçerse ne olur? Namus adına işlenen cinayetler örneğin, nasıl bir gerçekliğe işaret etmektedir? Bu türden olayları nasıl ele almak gerekir? Ne tür bir çerçeve ve bakış açısı, bu türden olayları, sadece adli bir vaka, bir ceza hukuku meselesi olarak görmeyip ya da tartışma götürür bir adlandırmayla sosyolojik sıfatı eklenerek ‘geleneksel ataerkil değerlerin kadına yönelik tavrı’ biçimindeki açıklamalarla yetinmeyip daha kapsayıcı ve derinlikli bir çözümlemeye imkân verebilir? Elinizdeki kitap, siyaset biliminden antropolojiye, sosyolojiden siyaset felsefesine farklı disiplinlerden olanlar için ufuk açıcı bir duruş sergiliyor. Ve bütün bunların ayrıntılı olarak çok iyi örülmüş bir kurgu ve çok titiz bir dil kullanımıyla sergilendiği çalışma, ‘özgün bir telif eser’ sıfatını fazlasıyla hak ediyor, hem dert ettikleriyle hem de bunlara yaklaşım biçimiyle.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 496
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺167,20
Tükendi

Kürtler üzerine yazdığı başka kitaplarından da tanıdığımız Naci Kutlay’ın elinizdeki çalışması, Türkiye’nin değişmez gündemi "Kürt sorunu"nu tarihsel bir perspektiften görmemizi sağlıyor. Kitap, geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemlerinde, başka etnik gruplarla birlikte kimliklerinin ayırdına varmaya başlayan Kürtlerin Türkiye’nin modernleşme sürecinden nasıl etkilendiklerini ve bu süreci nasıl etkilediklerini ayrıntılı veriler sunarak işliyor. Kürt kimlik hareketinin bir arkeolojisi olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimiz kitapta, Kürtlerin, modern tarih boyunca çıkardıkları gazete ve dergilerin yanı sıra kurdukları cemiyetler hakkında da önemli bilgiler yer alıyor. Bu özelliği de kitabı alanında vazgeçilmez bir kaynak haline getiriyor. Etnik ve ulusal kimliğin oluşumunu yapısal ve konjonktürel faktörlerle ilişkiselliği ile birlikte Kürtlerin tecrübesi üzerinden tartışan Naci Kutlay, konuya ilişkin belli başlı kuramsal yaklaşımları da bu pratikle mukayese ediyor. Kitap, ayrıca, Türkiye’nin bir başka ‘ötekisi’ Ermenilerin Kürtlerle olan ilişkilerini, Ermeni kimliğinin oluşumunun Kürt kimliğine etkisini ve Kürtlerin Ermeni katliamlarında oynadıkları rolü nedenleri ve tarihsel bağlamıyla birlikte sunuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 420
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺29,64
Tükendi

1912’de, devrimci bir civciv "Yıkılsın Duvarlar!" diye haykırıp "yumurta olmaktan" kurtulur ve özgürleşir. 1940’da, devekuşları kafalarını kumdan çıkarır, faşizme karşı mücadele için birleşirler. 1972’de, Bebek X, bir cinsiyeti olmaksızın büyür ve bundan herhangi bir rahatsızlık duymaz. Çocuklara varolan otoriteye itaat etmeye, ona uyum sağlamaya ya da kurtuluşu metafizik yönelişlerde aramaya değil, iktidarı ellerinde tutanların kurduğu düzeni sorgulamaya teşvik eden Asi Çocuklara Öyküler, radikal çocuk edebiyatı kapsamında yer alan on sekiz öyküyü bir araya getiriyor.

Barış, sivil haklar, cinsel eşitlik, çevre sorunlarına duyarlılık ve emeğin yüceliği gibi konuları ele alıp işleyen bu öyküler, anılan ideallere ulaşmak için kolektif eylemin, eleştirel düşünmenin ve hayal gücünü özgürce çalıştırmanın önemini vurguluyor. Büyük küçük her yaştan çocuğun beğenerek okuyacağını düşündüğümüz bu seçki, dünyanın daha yaşanılır bir yer olması için her şeyden önce "asi çocuklara" ihtiyaç duyduğu gerçeğinden yola çıkılarak oluşturulmuştur bir eser...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 240
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2018
₺105,60
Tükendi

Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşunu inceleyen tarih yazımı yakın zamanlara kadar iki temel soru etrafında yoğunlaşıyordu. Bunlardan ilki Osmanlı teritoryal genişlemesinin ardından yatan itici gücün gaza mı, yoksa yağma mı olduğuydu. İkincisi soru ise Osmanlı’nın Bizans-Hıristiyan ya da Türk-İslam uygarlıklarından hangisinin izleyicisi olduğuna yanıt arıyordu. İlk soru etrafında süren tartışmaya idealist ve materyalist tarih felsefelerinin mücadelesi damga vururken, ikinci sorunun odaklandığı tartışma Avrupa-merkezcilik ile milliyetçiliğin çarpışma alanı olarak karşımıza çıkıyordu.

Barış Ünlü, bu iki tartışmanın ötesine geçerek Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş problemi üzerine yeni bir yaklaşım öneriyor. Yazarın benimsediği dünya-merkezci yaklaşım zaman ve mekân açısından alışık olduğumuz ölçekleri değiştirmekte, büyütmekte ve çoğaltmaktadır. Barış Ünlü böylece, farklı zaman ve mekan karşılaşmalarının, dünya tarihinin yenilenen ve yinelenen tarihsel örüntülerinin ve kültürlerarası etkileşimlerinin bir ürünü olan Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş tarihini yeniden yazmaktadır.

Elinizdeki kitap Osmanlı’nın dünya-tarihinin derinliklerine uzanan soykütüğünün izini süren bir tarihsel sosyoloji ve sentez denemesidir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 238
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2016
₺79,20
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 337
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺21,84
Tükendi

Eğitim yönetimi için daha demokratik; eğitim programı, öğretim ve değerlendirme için daha duyarlı modellere, daha da önemlisi bu doğrultuda ilerlemeye hizmet edecek pratik çözümlere duyulan ihtiyaca cevap vermek amacıyla kaleme alınan bu kitap, eleştirel ve demokratik bir eğitimin, ancak eğitim politikası ve uygulamalarının somut görünümleriyle, yanı sıra eğitimcilerin, öğrencilerin ve bireylerin günlük yaşamlarıyla çok daha fazla ilişkilendirildiği zaman başarılı olabileceğini, bundan dolayı da eğitsel teori ve yaklaşımların okul ortamıyla gerçek bir bağlantısının olması gerektiğini, pratikteki-uygulamadaki sorunlar üzerinde odaklanmak yerine akademik uzmanlığı ön plana çıkarmanın bir çözüm getirmediğini/getirmeyeceğini, somut örnekler üzerinden, ileri sürüyor. Kısacası elimizdeki kitabın önemi, eleştirel-demokratik eğitim modellerinin okulun günlük yaşamına nasıl uygulanabileceğiyle ilgili sorulara gene eleştirel cevaplar sunmaya, demokratik anlayışın okullar ve yerel toplumlar gibi sıradan kurumlarda gerçekten uygulanabilir olduğunu göstermeye çalışmasından kaynaklanıyor. Demokratik Okullar kendisini daha demokratik bir eğitime adamış tüm öğretmenler için ilginç derslerle dolu bir çalısma.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 272
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2016
₺86,24
Tükendi
Toplumun nasıl işlediği, göreli istikrarın nasıl sağlandığı, aynı zamanda toplumun değişmeyi ve gelişmeyi nasıl sağladığı üzerine çalışan herhangi bir kişinin karşısına kısa bir süre sonra Antonio Gramsci’nin popülaritesi giderek artan yapıtı çıkacaktır. Gramsci’nin, Marksizmin yeni paradigmasıyla olan yakın ilişkisi ve düşüncelerini çağdaş siyasal gelişmelere nispeten dolaysız bir şekilde uygulama olanağı, Gramsci’nin terminolojisine ve kuramına yapılan göndermelerin çağdaş literatürde artık bolca bulunduğu anlamını taşımaktadır. Dolayısıyla, Gramsci’nin özgün düşüncelerini anlamak isteyen herkes zorlu bir görevle yüzyüze kalacak, Gramsci’yi, hem kendisine öncülük edenlerin çalışmalarından hem de ardıllarının iddialarından koparması gerekecektir. Bu kitabın amacı bu zorlukların bir kısmını, Gramsci’nin yaşamı ve çalışmalarına yalın, karmaşık olmayan bir giriş sunarak aşmak, terminolojisini açıklamak, tanımlamak ve düşüncelerinin Marksist teorideki güncel gelişmelere nasıl katkıda bulunduğunu göstermektir. Konunun oldukça betimleyici ve tanımlayıcı bir yaklaşımla ele alınmasındaki umut, bu tartışmanın sadece Gramsci’nin kendisiyle ilgili daha özel başka metinlere aşina olmak için değil, aynı zamanda Marksist bakış açısının bir bütün olarak anlaşılmasını olgunlaştırmak için de kayda değer bir başlangıç noktası oluşturmasıdır.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 303
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺20,28
Tükendi
Hindistan’ın en ünlü ve sevilen yazarı olan, bir anlamda "Hint kültürünün büyükelçisi" olarak anılan Tagore, yazdığı şiir, oyun, deneme, roman ve öykülerin yanı sıra özellikle doğa, sevgi ve çocukluk üzerine yazdığı şarkı sözleriyle de tanınmaktadır. "Nobel Ödülü verilen ilk Asyalı" olarak 1913’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Tagore, Bengal edebiyatı ile müziğinin biçimlenmesine büyük katkıda bulunmuştur. Öyle ki, Hindistan ile Bangladeş’in ulusal marşlarının sözleri bile onun kaleminden çıkmıştır. Edebiyat yaşamına daha on altı yaşındayken yazdığı öykülerle başlayan Tagore, Bengal dilinde kısa öykünün önemini ortaya çıkarmıştır. Kitapta, Tagore’un 150. doğum yıldönümünde, yedi öyküden oluşan bir seçki sunulmaktadır.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 119
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺12,32
Tükendi
Alman edebiyatının ve klasizmin en büyük yazarlarından olan Goethe, 28 Ağustos 1749’da Frankfurt’da doğdu. Goethe, şiir, drama, hikâye (düzyazı ve dörtlük şeklinde), otobiyografik, estetik, sanat ve edebiyat teorisi, ayrıca doğa bilimleri olmak üzere birçok esere imza atmıştır. ‘Fırtına ve Coşku’ (Sturm und Drang) döneminin en önemli öncüsü ve temsilcisi olmuştur. 1774 yılında ‘Genç Werther’in Acıları’ adlı eseri ile bütün Avrupa’da ün yapmıştır. Daha sonra, 1790 yılından itibaren, Friedrich Schiller ile birlikte ortak ve dönüşümlü bir şekilde, içeriksel ve biçimsel olarak, Antik kültür anlayışı üzerinde yoğunlaşarak, Weimar Klasik’in en önemli temsilcisi olmuştur. Goethe, bugüne kadar, en önemli Alman edebiyatçı olarak kabul edilmiş, eserleri ise dünya edebiyatının zirvesinde yerini almıştır.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 132
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : .2011
₺17,16
Tükendi

Mamak... 12 Eylül darbesinin ardından bir cezaevi... Ve Türkiye’nin her tarafını çok sarsıcı bir şekilde etkileyen günlerde Mamak’ta ayakta kalmaya, direnmeye çalışan kadınlar... Direnirken birbiriyle dayanışan ve her acıdan bir kahkaha çıkaran kadınların... Bir başkaldırı hikayesi. Gülerek, şarkı söyleyerek, hayır diyerek, birbiriyle dayanışarak, paylaşarak yaşanan bir hikaye...

Mamak Askeri Ceza ve Tutukevi’ndeyken, bir güvercin ürkekliğindeydik önceleri... Ürktük, çekindik, korktuk, kaygılandık ve de suskunduk. Anlamaya çalıştık. Sonra toparlandık. İnsanlığımızı, kişiliğimizi, devrimci değerlerimizi savunmak üzere güçlerimizi birleştirdik. Suya atılan taş misali başladı bu başkaldırı.. Önce küçük bir halka, sonra giderek büyüyen, çoğalan ve tüm suya yayılan halkalar gibi...

Sevgilerimiz büyüdükçe, dayanışmamız güçlendikçe, zulmün küçüldüğüne tanık olduk. Ölüm hücresinde, tabutlukta ya da bir başına tecritlerde, kafeslerde iken bile dostlukların, yoldaşlıkların sıcaklığı ısıttı üşüyen bedenlerimizi, yüreklerimizi... Bir de içimizi en çok acıtanın, kendi acımızdan çok, dostlarımızın acısına tanıklık etmek olduğunu öğrendik orada...

Ve birlikte, daha bir dik durmayı, daha bir dik yürümeyi... Onlar kişiliklerimizi elimizden almaya, gözlerimizdeki ışığı söndürmeye, bizi biz olmaktan çıkarmaya çalıştıkça, zulmün karanlığında, ufacık da olsa bir ışık yaktık birlikte...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 424
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2015
₺149,60
Tükendi
Aşktan dem alanlara, deminde hayat bulanlara, hayata gitmekte acelesi olanlara, acelenin içinde kalmakta sebat edenlere; sebatının "naylondan geceler"inde göğe bakabilenlere; o göğün altında tersinden yarışan "vahşi siyah atlar"a; o atların izinde bir "tetik boşluğu"nda yaşayanlara; o tetiğin boşluğuna gönlünü koyarken "devlet dersinde öldürülenler"e, en çok da onlara; gidenlerin "taşıran damla"larında ıslananlara, kalanların ıslanmışlığında derdini ve dostunu bulanlara; derdinin bilgisini sevenlere; sevgisinde yol arayanlara; yeni bir yol bulamayıp, yeni bir yol açamayıp, kendisi bir yol olanlara; o yolda yanarken, gerçeğin rüzgârıyla savrularak gönülleri aşka saranlara; o gönüllerin kapısında kendisini bekleyenlere; beklerken susanlara, susarken uğurlayanlara; uğurlarken yasını hayata tebessüm kılabilenlere, tebessümünde aşkın demini herkesin kılanlara...
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 103
En / Boy : 11,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺2,34
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 184
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺66,00
Tükendi
Clifford Geertz, İslamiyet üzerine yaptığı incelemeler vesilesiyle Anglo-Sakson akademi dünyasında çok tanınmış bir isim. Antroplojinin üstadlarından sayılıyor. Gerçeğin Ardından, Geertz’in, İslamiyet’in çeşitli yerelliklerinde nasıl yaşandığını, tecrübe edildiğini, dönüştüğünü ele aldığı pek çok mukayeseli çalışmasından farklı bir eser. Bir bakıma, bütün bu çalışmalardan süzülen bir muhasebe. İslamiyet üzerine çalışan bir antropoloğun kendi bilimsel deneyimleri ve içinde yer aldığı disiplinle hesaplaşması. Batı’da sosyal bilimlerin üzerindeki halenin neleri örttüğüne dair bir sorgulama... Gerçeğin ardından, sadece "hikaye" değil ama "Yeni" antropolojinin, sosyalbilimsel vurguları "hikaye etmesinin" bir örneği demek belki daha doğru. Zira "bulgu" ve "bilgi"den yana da zengin bir kitap bu. Geertz’in, iki ayrı dönemini gözlediği Fas ve Endonezya’daki sosyal değişim hakkında, dolayısıyla İslam ve modernleşme deneyimi hakkında değerlendirmelerini içeriyor. Bununla birlikte, bilimin, bilginin, nesnelliğin, "doğru"nun/hakikatin, gerçeğin anlamı gibi, sosyal bilimlerin ontolojisiyle ilgili meselelere ilişkin tartışmaları da değiniyor.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 248
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺39,00
Tükendi

Vanka -Anton Çehov- Kutsal Noel Ağacı -Fyodor Dostoyevski- Vilayet Doktoru -Ivan Turgenyev- Çekiliş -Shirley Jackson- Koca Kanatlı İhtiyar -Gabriel Garcia Marquez- Clochette -Guy De Maupassant- Eve Dönüş -Wılliam Saroyan- Ölü Köpek -Mark Schorer- Halloween -Isaac Asimov- Junius Maltby -John Steinbeck- Ta-Na-E-Ka -Mary Whitebird- Düğme, Düğme -Richard Matheson Ben Karnı Aç Hannah Cassandra Glen -Norma Fox Mazer- İki Koltukta Üç Kişi -Kevin Major- Bir Başka Ülkede -Ernest Hemingway- Maelströme Düşüş -Edgar Allan Poe- Cinsel Eğitim -Dorothy Canfield- Mavi ve Yeşil -Yuri Kazakov-


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 276
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺11,55
Tükendi
Kardeşim Akif, Ece Ayhan’ın dönemin genç şairlerinden Akif Kurtuluş’a 1982-1984 yılları arasında yazmış olduğu 19 mektuptan, bu mektuplara ve döneme ilişkin Akif Kurtuluş ile yapılmış bir söyleşiden oluşuyor. Bu mektupların Ece Ayhan’a ait olmasının yanı sıra dönemin genç bir şairine yazılmış olmasının da ayrı bir anlamı var. 1980 darbesinden iki yıl sonra yazılmaya başlanmış bu mektuplar, edebiyat ortamını, toplumu ve siyasi atmosferi anlamlandırmak açısından da mütevazı bir belge niteliği taşıyor. Ece Ayhan’ın en yalnız ve öfkeli günlerinden elimize ulaşan mektuplar, onun şiirlerini ve düşüncelerini açıklayan kılavuzlardan birisi. Hem maddi hem manevi açıdan zor durumda olan şairin, yer yer iç burkan ayrıntılarla hayatını dile getirdiği bir döneminin öyküsü. Bu mektuplarla birlikte Ece Ayhan’ın şiirlerini ve düşüncelerini üretme ve yayma aşamasında karşılaştığı engellerin çok daha erken yıllarda vuku bulduğunu görüyoruz. Yaşananları edebiyat ortamında ve aile ilişkilerinde yaşadığı tartışmalar, çekişmeler ve kavgalardan anlıyoruz. Ece Ayhan, zaman zaman dilini kişiler özelinde küfre varacak kadar sertleştiriyor ve bir ‘toplum düşmanı’ olarak konuşmaya başlıyor. Şairin mektuplarında söylediği "unutmak bile unutulur" sözü toplumsal bir bellek olmayışına dair bir hatırlatmadan öteye geçip siyaset yapma biçimlerine bir eleştiri olarak karşımıza çıkıyor. Ece Ayhan mektuplarında 1980 darbesi sonrası düşüncedeki, toplumdaki, edebiyattaki travmanın izlerini kısa, keskin ve çarpıcı belagatıyla bize sunuyor. Ece Ayhan’ın mektuplarını, topluma ve hatta kendisine karşı yazdığı yazılar olarak okumak da mümkün.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 144
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺10,11
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 198
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺66,00
Tükendi
Dünyanın önde gelen toplum kuramcılarından biri olan Göran Therborn, bu özlü ve panoramik yapıtında, Marksizmin yirminci yüzyılda izlediği yörüngeyi ve onun yirmi birinci yüzyılda radikal düşünceye nasıl bir miras bıraktığını inceliyor. Therborn, Marksizm ve eleştirel kuramın son yüzyıl içerisinde çizdiği parabole tarihsel bir perspektiften bakarken, radikal düşüncenin yirmi birinci yüzyılın başında girdiği özgün arayışlara eğilmeyi de -Zizek, Negri, Badiou ve diğer düşünürlerin yapıtlarını tartışarak ihmal etmiyor. Modernite, postmodernizm ve post-Marksizm üzerine süregelen tartışmalara çağdaş bir bakış açısıyla yakalaşan yazar, Marksist ve Marx’la ilintili kuramsal akımların değişen iktisadi, siyasi ve entelektüel koşullarla nasıl başa çıkabileceğini irdeliyor. Yirmi birinci yüzyıl siyasetinin parametrelerini küresel ölçekte soruşturan bu eleştirel-kuramsal bakış, yeni yüzyılda da Marksizmin dünyayı açıklama ve değiştirme gücüne duyulan güvenin bir ifadesi olarak karşımıza çıkıyor.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 227
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺83,60
Tükendi
Alev Özkazanç bu çalışmasında, Siyaset Sosyolojisi Yazıları: Yeni Sağ ve Sonrası adlı ilk kitabındaki ana temayı izlemeye devam ediyor. Bir önceki kitap, 1980’lerden itibaren küresel ölçekte yeni sağın izlediği seyri inceliyor, öte yandan yeni sağ ve neo-liberalizmin toplum üzerinde süregelen etkilerini çözümlemeye çalışıyordu. Yeni sağ ile sonrası arasındaki sürekliliklere dikkat çeken kitap, özellikle Türkiye’nin 1980 sonrası geçirdiği yapısal dönüşümün yanı sıra, yeni sol, radikal sağ popülizm, suç ve cezalandırma, toplumsal dışlanma ve madun siyaseti gibi farklı konularda neo-liberal dönüşümlerin izini sürüyordu. Elinizdeki bu kitap da neo-liberalizmin farklı alanlardaki tezahürlerini ele alıyor. Yazar, özellikle suç ve cezalandırma alanındaki görüşlerini geliştirmenin yanı sıra, vatandaşlık tartışması, eğitim ve çokkültürcülük gibi konularda da neo-liberal dönüşümlerin etkilerini tartışıyor. Neo-liberal tezahürleri hem kuramsal düzeyde hem Türkiye üzerinden araştıran bu kitabın günümüz siyasetindeki büyük dönüşümü merak eden herkes ve özellikle siyaset bilimi öğrencileri için faydalı bir kaynak olacağını düşünüyoruz.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 251
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺83,60
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 394
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺140,80
Tükendi

"Modernizm ile Marksizmin eskimiş diye görülüp saldırılara uğradığı bir zamanda, Eugene Lunn’un bu iki akımın en yaratıcı etkileşim yıllarını ele alan zengin ve ayrıntılı çalışması, her ikisinin de hâlâ önemli bir gizligüce sahip olduğunu hatırlatıyor bize. Marksist estetik tartışmalarına değin bundan daha güvenilir ve titiz bir kılavuz isteyemezdik." -Martin Jay- "Zekâyla ve kılı kırk yaran bir özenle yazılmış olan bu kitap, birbirinin çağdaşı dört eleştirmeni tarihsel bağlama oturturken, Marx’ın bölük pörçük haldeki estetiğine ve modernist sanata dair derli toplu ve sağlam bir inceleme sunuyor. Marksist estetik alanındaki en verimli gelişmelere odaklanan Marksizm ve Modernizm çok iyi araştırılmış, dört dörtlük bir yapıt." -Terry Eagleton- Bugün modernizm tartışması birçok disiplinin ilgi konusu haline gelmiş durumda. Sanat felsefesinden etnolojiye, ekonomiden antropolojiye değin birçok bilim dalının en başat tartışma konularından biri durumundadır modernizm.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 456
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺23,84
Tükendi

1887’da Afyonkarahisar da doğan Mehmet Şükrü Bey, yüksek eğitimini tamamladığı 1912 yılından itibaren hukukçu gazeteci ve politikacı olarak Osmanlı İmparatorlugu’ndan Cumhuriyet’e geçişin önemli aktörlerinden biri oldu. Afyonkarahisar’da milli mücadeleyi örgütledi. Sivas Kongeresi’ne katıldı ve Büyük Millet Meclisi’nde Afyonkarahisar milletvekili olarak görev yaptı. Ekonomik olarak liberal görüşleri savunmakla birlikte Türkiye Halk İştirakiyan Fıkrası’na katılan Mehmet Şükrü Bey, politik olarak sol-milliyetçi bir çizgi izledi. Birinci Meclis’e damgasını vuran halkçılık akımının en güçlü sözcülerinden biri oldu. Mehmet Şükrü Bey’in Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmalardan ve İkaz Gazetesi’nde yayınladığı yazılardan bölümler, farklı bir politikacı portresine örneklerdir. "...(Milletvekilleri) sorumludur, evet. Biz bu çatının altına girdiğimiz tarihten itibaren milletin kaderinden sorumluyuz. Eğer bu olağanüstü işi de beceremezsek, millet özellikle bizleri de asmalıdır." "...Elbette milyonları yutan bugünkü (bürokrasi) üzerine kurulmuş örgütler yıkılacaktır ve yıkılmak lazımdır. Çünkü bu, kırtasiyecilikten ibarettir." "...Tekeller daima zararlar yaratır... tarımsal ve sınai ihtiyaçları sağlamak için makinalar... Serbest bir biçimde memlete girsin ve herkes fabrika ve tarım makinası sokmaya çalışsın."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 423
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2007
₺140,80
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 117
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2007
₺8,67
< 1 ... 5 6 7 8 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı