Tükendi

Milli Görüş Hareketinin ve aktörlerinin inişli-çıkışlı, serüveninin içinde gizlenen sorunsalları, ‘siyasal olan’ın yol göstericiliğinde tartışırken, siyaset bilimi alanında çok sık gözlemlediğimiz bir açmaza düşmemekte, hareketi ve aktörlerini topluluktan, insan unsurundan, günlük yaşamdan ve sistemden soyutlayarak incelememektedir. Tersine, Çınar, Hareketin ve taşıyıcı örgütlerin rolünü, anlamını ve önemini hem kendi kişisel tarihimiz hem de siyasal sistemimizin tarihi ışığında, dahası, global sızmalarla iç içe ve karşılıklı etkileşim içinde anlamamıza yardımcı olabilecek analitik bir perspektif kullanmaktadır. Menderes Çınar’ın projesi, siyasetin çevre ile etkileşerek dönüşen ve dönüştüren potansiyelini zaman-mekan-ajan üçlüsünün ivmesi ile İslamcı siyasetler özelinde tartışırken, son 25 yılın neo-politikalarının siyaset kavramına indirdiği öldürücü darbeleri de yaratıcı ve ışıltılı bir perspektifle aşıyor. Dolayısıyla, Menderes Çınar’ın bu kitabından geriye, siyasal İslam başlığı altında üst üste, yan yana, karmakarışık yığılmış verilerden çıkarılmış hep aynı, apolitik ve duygusal sonuçlar yerine "siyasal olan’a" taraf olmakla övünen, taze, bağımsız, zihin açıcı ve analitik tartışmalar kalıyor. - Ümit Cizre-


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 192
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2005
₺9,39
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 78
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2006
₺5,05
Tükendi
Buenaventure Durutti’nin cenazesinde ağlayan kadın, Lenin için de ağlamış mıydı bilinmez ama isimleri 20. yy tarihinin iki yenilmiş devrimini simgeleyen bu iki devrimci kahramanın ölümlerinden çok daha fazlası için ağlayabiliriz biz. Geldikleri şekliyle Rusya ve İspanya devrimlerinin yenilgileri (Almanya sürecini de unutmamak gerekir) dünya devrimi tarihinin ağır politik hasar ve erteleme sonuçları veren episodları olmuştur. İçeride bu devrimlerden birinin yenilgi yada agoni öyküsünün nedenlerini öğrenmeye çalıştığımızı görebilirsiniz. Diğeri/diğerlerinin ölüm nedenleri de bu ilk ölüm ile kesinlikle bağlantılıdır.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 274
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2006
₺46,80
Tükendi

Elinizdeki bu çalışma, liberal demokrasinin temsil sisteminin ve insanların siyasal katılımdan uzaklaşmalarının yarattığı krizlere birer yanıt olarak geliştirilen demokrasi teorilerinin bir çözümlemesini yapmaya çalışıyor. Bunun yanında, bu demokrasi teorilerinin her birinin kendilerini uygulayabilecekleri birer alan olarak gördükleri yeni toplumsal hareketler işin içine giriyor. Zira bu hareketler, eski sınıf hareketlerinden farklı olarak, demokratik bir örgütlenmenin gerçekleşim alanları olarak tasvir ediliyor. Bu çalışma, gerek demokrasi teorilerine gerekse yeni toplumsal hareketlere günümüzde verilen anlamlara eleştirel bir yaklaşım getirmeye çalışıyor. Bu nedenle de sınıf hareketinin öneminin hala devam ettiğini, ancak böyle bir hareket başarılı olacaksa proleter kamusal alanların yaratılmasının elzem olduğunu ileri sürüyor. Bu tartışmaların her biri, Türkiye’nin şimdilerde içinde bulunduğu koşullar, gelişen toplumsal hareketler ve bu hareketlerin demokratik bir anlayışı yaygınlaştırma potansiyelleri açısından oldukça önemli. Bu çalışma, bu konular üzerinde yapılan tartışmaları derli toplu bir biçimde okuyucunun önüne getiriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 189
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2017
₺54,60
Tükendi

Yirminci yüzyılın en önemli "aykırı" düşünürlerinden biri olan Murray Bookchin’in, devrimci geleneğin zayıflaması, devrimler çağının eski ve yeni kuşakların bilincinden/belleğinden silinmeye yüz tutması karşısında duyduğu derin kaygı sonucu kaleme aldığı bu dört ciltlik anıtsal eser, o büyük devrimlerin özneleri olan halkların/kitlelerin/"taban" oluşumlarının kurumsal ve örgütsel yapılarına ışık tutmakta, her bir devrimin arka planındaki toplumsal, ekonomik, kültürel ve politik gelişmelere odaklanmaktadır. Bu devrimler -kapitalizmin ne’liğine ilişkin açık bir fikre sahip olmasa ve hatta genellikle modern kapitalizmin önünü açsa da? kapitalizmin ahlaki, politik ve toplumsal birer alternatifi olarak gelişmiş; bugünün bireysel çıkarı gözeten, yarışmacı, daha fazla mülk edinme peşinde koşan egemen anlayışla tersleşmiştir. "Varolan durumun" zaten "olması gereken şey" olduğu yolundaki teleolojik inanç, egemen paradigmanın işine gelen büyük bir yalandır. "Varolan"a eleştirel bakışla karşı çıkan, özgürleştirici bir "ne olmalı" arayışı ise somut ifadesini devrimci halk hareketlerinde bulmuştur. Halk devrimcileri, ne yaptıklarına ve amaçlarının ne olduğuna ilişkin düşüncelerini kitapçıklarında, konuşmalarında, manifestolarında ve eylemlerinde çok etkileyici bir biçimde sunmuşlardır. Yazar, bu adanmış insanların eylem ve etkinliklerini, o isyan ve savaş günlerinde onlarla birlikte omuz omuza mücadele eden birinin ruh haliyle anlatmaktadır. Unutuş’a karşı savaşın bizatihi devrimci bir tutum olduğunun bilinciyle...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 470
En / Boy : 15 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2017
₺167,20
Tükendi
12 Eylül her şeyi öyle savurmuş, öyle dağıtmıştı ki, yaşanan şeylere, toplumun en politik insanları bizler bile şaşkınlıkla bakıyorduk. Her mahalle, işyeri 12 Eylül tarafından resmen örgütlendiriliyordu... Dile kolay, aylardır yalnızca ölüm, yakalanma, hepsinden önemlisi de salkım salkım çözülme haberleri alıyorduk. Yalnızca haber almıyor, bizzat yaşıyorduk. En tanıdıklarımız, yoldaşlarımız, amansızca sürdürülen sürek avlarında teker teker yakalanıyor, öldürülüyor, işkenceden geçiriliyor ya da kaybediliyordu. Gazeteler, radyolar, televizyonlar yakalanmaları, öldürülmeleri, idamları bir bayram havasında verirken, bunun karşısında hiçbir şey yapamadan öylece oturmak, onları dinlemek, üstelik o anda bile yalnızca kendi güvenliğini düşünmek zorunda olmak kahrediyordu bizi." Yirmili yaşlarda devrimci bir genç... 12 Eylül darbesinin hemen ertesi... Türkiye’deki askeri diktatörlüğe karşı ‘bir şeyler’ yapabilmek için toplanmış devrimcilerin Suriye’de kurduğu kamp... Tartışmalar, hesaplaşmalar.... Filistinlilerle ilişkiler.... Tükenmeyen umutlar, sonrasında büyük hayal kırıklıkları...
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 361
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2010
₺78,00
Tükendi

Samuel Langhorne Clemens, yani herkesin tanıdığı adıyla Mark Twain, 1835’te Florida’da dünyaya gelmiş, henüz dört yaşındayken ailesiyle birlikte Mississippi Nehri kıyısındaki Hannibal’a taşınmış ve yirmili yaşlarının başlarında kaptan olma arzusuyla buraya geri dönmüştür.

Ölümünden yıllar sonra bile dünyanın dört bir yanındaki insanların kendisini bu isimle hatırlayacağı mahlasını da bu sırada seçmiş olmalıdır. Mississippi Nehri havzasında suyun derinliğini ölçmede kullanılan ve “iki kulaçlık derinlik” anlamına gelen yerel ölçü birimi, “mark twain”, arkasında onlarca hikâye, deneme ve roman bırakmış bir yazarla böylece özdeşleşecektir.

Mark Twain, mizahı ve toplumsal eleştiriyi güçlü bir kurgu içerisinde bir araya getiren eserler kaleme almıştır. “Kahkahanın hücumuna hiçbir şey dayanamaz,” diyen Twain’in, kimi zaman gündelik hayatın sıradan anlarından bahseden, kimi zaman fantastik öğeler içeren, ama her halükarda insanlık hallerini ince bir mizah duygusuyla gözler önüne seren öykülerini okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 158
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2017
₺66,00
Tükendi
Cinsiyete dayalı işbölümünün toplumsal kökenlerini inceleyen bu -klasikleşmiş- eser, kolonileştirme ve 'evkadınlaştırma' süreçlerinin genel tarihinin yanı sıra, yeni uluslararası işbölümünü ve kadınların en ucuzundan birer üretici ve tüketici olarak oynamak zorunda bırakıldıkları rolü eleştirel bir perspektifle tahlil ediyor. Mies, feminist teoride esaslı bir paradigma değişikliğine yol açan bir yaklaşımla kapitalist ataerkinin günümüzdeki küresel ölçekli egemenliğini betimlerken, bu egemenliğe karşı nasıl bir mücadele verilmesi gerektiğine de açıklık getiriyor.
Teori ile pratiğin otantik ve birlikte gelişimini gözeten bu çalışma feminist teorinin ulaşabileceği doruk noktalardan biri...
"Heyecan verici... Feminist bir akademisyen tarafından son yıllarda gerçekleştirilmiş en iddialı proje."
Deniz Kandiyoti-
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı : 434
Basım Tarihi : Ocak 2012
Kapak Türü : Karton Kapak
Kağıt Türü : 2. Hamur
Basım Yeri : İstanbul
₺36,00
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 432
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺140,80
Tükendi

Elinizdeki kitapta Tolstoy’un değişik nitelikteki kısa öykülerinden beşi bulunmaktadır. Hazırlanan bu seçkide yer alan öykülerden, "Aptal İvan"da Tolstoy kapitalizmin iki önemli boyutunu, militarizm ile ticareti eleştirmektedir. Rus halk masallarından esinlenen "Bir İnsanın Ne Kadar Toprağa Gereksinimi Var?", Rus köylüsünün toprağa duyduğu özlemi dile getirmektedir. "Üç Soru" ise, Tolstoy’un yaşamı sorgulamasını, felsefi arayışlarını öne çıkarmaktadır. "İnsan Ne ile Yaşar?" ise Tolstoy’un belki de en çok bilinen, bu nedenle de "popüler" olarak nitelendirilen öykülerinden biridir. 1872 dolaylarında yazdığı "Ayı Avı" çocuklara yönelik öykülerden biridir. Olayı, ava çıkmayı seven Tolstoy’un kendisi 1858’de yaşamış, bu olaydan sonra da, insanca nedenlerden ötürü ava çıkmaktan vazgeçmiştir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 130
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2017
₺66,00
Tükendi

Günümüz toplumları siyaseten yanıtı kolay verilemeyecek sorularla karşı karşıyadır. Örneğin, halk egemenliği düşüncesinin alması gereken somut form ne olacaktır? Sokakta gösteri yapan veya greve giden halk ile egemen olarak tanımlanan halk aynı halk mıdır? Linç güruhları, izdiham sürüleri veya paniğe kapılmış topluluklar ile uygarlık için bir önkoşul oluşturan siyasal düzenin kurucu öznesi arasındaki ayrım ne olmalıdır? Bu ayrımın timsali olan ordu, okul, parlamento gibi kalabalık ve kitle formasyonlarının oluşum süreçlerini nasıl anlamak gerekir? Yazar, bu gibi soruları, kalabalıkların gücünü açığa çıkaran bir anlayıştan, kitlelerin gücünü sınırlandıran ve yönlendiren bir anlayışa geçiş sorunsalı çerçevesinde tartışmaktadır. Bu çalışma, günümüz demokratik toplumlarının karşı karşıya olduğu tehlikelere değgin bir uyarı niteliği taşımaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 335
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺31,20
Tükendi

“Kitaptaki öyküleri okuduğumuzda, güzel, narin bir gül ağacının bile zenginliğinin verdiği kibirle kendisine yaklaşan bir kadına karşı dikenlerini nasıl kullanması gerektiğini bildiğini, bunu yaşayarak öğrendiğini görüyoruz. İkinci öykümüzde, küçük serçe, kardeşleri için daha sıcak bir ülke arama uğruna yolda can veriyor, ama öykünün sonunda onun boşuna ölmediğini görüyoruz. Üçüncü öyküde, küçük boz köpek, onu boğulmaktan kurtaran siyah çocuk için yaşamını feda ediyor ve bu öykü sayesinde, yüreklere korku salan aç bir bir timsahın bile zengin bir köle sahibinden daha iyicil olabileceğine tanık oluyoruz. Ve son olarak, küçük ve yalnız dostumuz Paul, dünyada bir şeylerin neden yanlış gittiğini bıkıp usanmadan sorması gerektiğini öğreniyor ve ekmeğini alın teriyle kazanan bütün herkesle omuzdaş olması ve bu insanların silkinip harekete geçmesi için onlara ‘Neden?’ diye sormayı öğretmek gerektiğini anlıyor.

Bu kitabı okuyup bitirdiğinizde, eminim, onu hemen arkadaşlarınıza vermek isteyeceksiniz; çünkü çok iyi biliyorum ki bu kitaptaki öykülerin kahramanlarıyla onların da tanışıp sizin öğrendiğiniz şeyleri öğrenmelerini isteyeceksiniz. Siz paylaşmayı bilirsiniz.”

-Ida Dailes


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 114
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2017
₺57,20
Tükendi

Elinizdeki kitabın, asıl ilgi alanı toplumda iktidarın örgütlenmesi, sürdürülmesi ve dönüştürülmesinde ideolojinin işleyişidir. Toplumsal egemenliğin sınıfsal analizi açısından, sınıf yönetimi ve sınıf mücadelesinde ideolojinin rolüne ilişkin soruları kapsar. İktidar ilişkileri ve toplumsal değişmede ideolojinin işleyişine ilişkin analitik kavramlar ve açıklayıcı önermeler geliştirmektedir. İdeolojinin siyasal kuram ve analizde alışılagelmiş ele alınış tarzının yetersizliği üzerinde durmaktadır. Bu düşünceyle, devrimci değişimde çok önemli önkoşullar ve etkenler olarak zor/rıza dikotomisi, meşruiyet, consensus ve devrimci sınıf bilinci gibi kavramları sunulan ana tezler bağlamında eleştirel incelemeye tabi tutarak tartışıyor. İdeolojinin iktidarı yalnızca dramatik olayların yaşandığı konjonktürlerde değil, ama yavaş gelişen tedrici süreçler içinde de varlığını hissettirir. İdeolojiler iktidar sistemlerinin yalnızca çimentosu olmakla kalmazlar, onların çatlamasına da neden olabilir ve onları yok etmeseler de, başka yer ve biçimlere doğru kum yığınları gibi sürükleyebilirler. Ama her iki durum için de, toplumdaki farklı eğilim ve ilişkilerin içinde yer aldığı ve maddeci açıklamaya tabi tutulabileceği toplumsal güç ve seslerin varlığı söz konusu olacaktır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 136
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2017
₺70,40
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 300
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2010
₺3,90
Tükendi

"Kirli dosyaları aralayanlardan biri de Adnan Gerger... Adnan Gerger, "Firar Öyküleri" adındaki kitabıyla, cezaevlerinden kaçışları irdeledi. "Görünmez güçlerce" kullanılıp, suç aletlerine, birer tabancaya dönüştürüldükten sonra, cezaevine düşmeleri önleyemediklerini sonradan tek tek kaçırdılar. Ötekiler, yani düzenin "düşman" saydıklarıysa yakaladıkları olanakları değerlendirip kaçış yolu aradılar. "Şiddet demokrasisinde", "olmaz"ı, "olur"a dönüştürmeğe çalıştılar. İşte bu kitap, kaçanlarla kaçırılanların öyküsüdür." -Ahmet Kahraman "Hapishanelerden kaçışları hep merak etmişimdir. Nasıl kaçıyorlardı? Kolay mı oluyordu zor mu? Kaçmak için zekâ mı, işbirlikçiler mi yoksa para mı daha önemlidi? Kaçmak için cesaret şart mıdır? Kimi cezaevi firarlarında zekânın hiç bir önemi olmadığını biliyoruz. Öyle olsa M. Ali Ağca, Ferhat Tüysüz gibi "zontalar" nasıl kaçarlar ellerini kollarını sallaya sallaya? Adnan Gerger kardeşimin kitabıyla bunların yanıtlarını alıyoruz. Hem de hiç usunuzdan bile geçiremeyeceğiniz yöntemleri öğrenerek..." -Hasan Uysal


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 373
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺3,61
Tükendi

"Kürt Sorunu" Türkiye’nin güncel siyasi hayatının tartışmasız düğüm noktasını oluşturuyor. Her cenahtan farklı seslerin yarattığı gürültü ortasında meselenin kökenine dair şu soru, kaba cepheleşme yüzünden, gözden kaçırılıyor: Kürt hareketi neden ve nasıl oluştu? Cengiz Güneş’in çalışması, bu hareketin tarihsel gelişimini Kürt kaynaklarına dayanarak, Kürt hareketi ile Türk sosyalist hareketi arasındaki gerilim ve yakınlaşma noktalarını inceleyerek ve sonunda protestodan direnişe dönüşen söylemin ulusal hareket içerisinde nasıl cisimleştiğine odaklanarak sarih şekilde çözümlüyor. Güneş’in, Kürt hareketinin "ulusal kurtuluş" ve "demokratik" diye nitelediği iki temel söyleminin nasıl oluşup şekillendiği ve bugüne ulaştığını tarihsel süreç içerisinde sergilediği elinizdeki çalışma, Türkiye’nin siyasi hayatındaki en yakıcı probleme ilişkin gerçekçi bir tablo sunuyor. Cengiz Güneş bu kitabında Kürt hareketinin tarihini ve direniş söyleminin oluşumunu akademik açıdan tartışmakla kalmıyor; aynı zamanda bu söylemin kurulmasında müzik, televizyon, kültürel etkinlikler, Newroz kutlamaları gibi olayların ve iletişim kanallarının nasıl önemli bir paya sahip olduğunu da gözler önüne seriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 364
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺67,86
Tükendi

Marksist kuram, –ekonomi ya da siyasetin çeperlerinde meşgul olunan– tamamen yüzeysel felsefi ilgilerce karakterize edilmek yerine, bizatihi felsefenin canlanması açısından gerekli bir vektör olarak işlemiştir. Özellikle Balibar, Negri, Badiou, Zizek ve diğer düşünürlerin Marksizmleri sayesinde yeni bir öğrenci ve kuramcı nesli arasında felsefe tarihine olan ilgi muazzam biçimde canlanmıştır. Felsefedeki bu Marx’a dönüş, felsefenin zorlayıcı tarihsel koşullara verdiği gecikmiş bir yanıt değil, felsefenin kendi disipliner ve normatif uzamı dahilinde gerçek bir diyalektik dönüştür. Çağdaş Marksist düşüncenin bu her yerden beslenme hali, onun gücünün, farklı görüşlerle tartışmaya ve diğer düşünce yapılarından öğrendikleriyle melezlenmeye duyulan arzunun bir işaretidir. Çağdaş Marksist kuramın çeşitli patikalarını bir derlemede diyaloga sokarak, ağzına kadar sorularla ve tehlikelerle fakat aynı zamanda tan kızıllığının güzel ışıltılarıyla dolu bir geleceğin dünyasını yeniden şekillendirmeyi vaat eden o felsefi ve siyasal sorgulamaları ileriye taşımak bu çalışmanın temel amacıdır.

Marksist kuram, gezegen üzerindeki insan yaşamını halihazırda yeniden şekillendiren hızlı ve genellikle şiddetli süreçleri –“küreselleşme” olarak adlandırılan gerçek ya da kurgusal gelişmeleri– kavramaya ve kuramlaştırmaya yönelik girişimlerde ön planda olagelmiştir. Çağdaş Marksist Kuramda Tartışmalar dizisinin bu ilk kitabında yer alan makaleler teknolojik değişim, yeni jeopolitik oluşumlar, yeni ekonomi, güvencesizlik, neoliberalleşme ve ekolojinin talepleri dahil yapısal meselelerin üzerine giderek ve bu meselelerin kuram açısından ortaya çıkardığı zorluklara ilişkin sorular sorarak bugünkü tarihsel konjonktürümüzün özgüllüklerini belirlemeye yönelik çabaları ifade etmektedir


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 206
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2017
₺79,20
Tükendi

Onları tanımıyoruz. İsimlerini bile bilmiyoruz. Pek çoğu gazete sayfalarına ‘rakam’ olarak bile yansımadı. Bütün yolları kesilmiş, bütün kapılar yüzlerine kapatılmıştı. Milyonlarca insan can yelekleri giydiler, lastik botlarla, minik kayıklarla, eski balıkçı tekneleri ile Avrupa’ya, insan haklarının sözde kalesine ulaşmaya çalıştılar. Binlercesi Ege Denizi’nde boğuldu. Karanlık sularda kayboldular. 2015 yılında Ege Denizi’nde 484 insan öldü ve 206 insan kayboldu. Onları tanımak istemediğimiz için, isimlerini öğrenmek istemediğimiz için öldüler. Geçen yıl Eylül ayında

Bodrum’da Alan Kurdi bebek kıyıya vurduğunda gördüğümüz sadece cansız minik bir çocuk bedeni değildi, insanlıktı kıyıya vuran.

Bu almanak ölenler, hikayeler ve neden öldükleri hakkındadır… Onları tanımaya, öğrenmeye, özlemeye dairdir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 236
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2016
₺23,40
Tükendi

Ekolojik Krize Yanıtlar - Klaus Engert, Ecehan Balta, Ali Ekber Doğan
Bir Politik Hareket Olarak Ekososyalizmin Ayırd Ediciliği ve Birleştiriciliği - Ecehan Balta-Mustafa Bayram Mısır
Modernizm ve Kapitalizm Sarmalında Ekoloji: Devlet, Sermaye, Sivil Toplum - Gözde Orhan
Endüstriyel Tarımın Krizi ve Küba Tarımı - Özgür Kanbir
Karpuzlar ve İnsanlar Hakkında: Türkiye'de Mevsimlik Tarım İşçiliğinin ve Tarımdaki Neoliberal Dönüşümün Politik Ekolojisi Yolunda - Ethemcan Turhan
Coğrafi İşaretler ve Küresel Piyasalarda Yerelleşen Tarım Ürünleri: Ege Pamuğu Logosu Üzerine Bir Saha Çalışması - Derya Nizam
"Yenilenebilir Enerji" vs. Yenilenemeyen Doğa: Karbon Ticareti - Selim Yılmaz-Gaye Yılmaz
Kimlik Politikaları ve Sol Hareketle İlişkisi - Evren Kocabıçak
Kapitalist Devlet ve Toplumsal Polisliğin Tarihi Seyri: Devlet-Güvenlik İlişkisinde Bir Dönemlendirme Denemesi - Evren HaspolatTanıtım Yazısı'ndan


Sayfa Sayısı : 192
Basım Tarihi : Haziran 2011
Kapak Türü : Karton Kapak
Kağıt Türü : 2. Hamur
Basım Yeri : İstanbul
₺42,90
Tükendi

Bu sayımızda, siyasal rejim tartışmalarına odaklandık. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, kabul edilen 1982 Anayasası çerçevesinde kurulan hükümetler, sık sık parlamenter sistemin yetersizliklerinden, istikrarlı bir hükümet için başkanlık sisteminin alternatif oluşturabileceğinden söz ettiler. Böylece, bir yandan geçim düzenini neoliberal temelde dönüştüren hükümetler, diğer yandan da güçlü yürütme ile neoliberal tercihleri topluma daha kolay empoze edebilmeyi umdular. 
Günümüzdeki rejim tartışmalarında da Erdoğan'ın kendi anayasal konumunu zorlayan siyasi hamleleri önemli bir yer tutuyor. Gerçekten de kurumsal içeriği ile bakıldığında, birçok anayasa hukukçusunun ısrarla vurguladığı üzere, Erdoğan'ın secimle gelmiş olması ona farklı bir anayasal statü kazandırmadığı gibi, aksi bir iddia da anayasal sistemin zorlanması anlamına geliyor. Bunlar bir veri olmakla birlikte, tarihsel maddeci bir metodoloji içinde rejim tartışmasının bu verilerle sınırlı olarak sürdürülemeyeceği de acık olmalıdır. 
İçindekiler 
?    Anayasacılığın Geleceği ve Türkiye'nin Anayasa Tartışması Mustafa Bayram Mısır
?    Siyasal Rejim Tartışmaları Forumu/ Alp Altınörs, Mustafa Kemal Bayırbağ, Yalçın Bürkev, Ali Ekber Doğan, Atilla Güney, Ali Rıza Güngen, Taylan Koç, Günay Kubilay,Fuat Özdinç, İlhan Kamil Turan, Kansu Yıldırım
?    Siyasal Rejim Tartışmaları Forumu - Ek: Faşizmi Anlama Kılavuzu/Tülin Öngen
?    Siyasal Rejim Tartışmaları Forumu - Ek: Türkiye'nin Faşizmleri/Korkut Boratav
?    Siyasal Rejim Tartışmaları Forumu - Ek: Çağdaş Kapitalizmde Faşizmin Dönüşü /Samir Amin
?    V. İ. Lenin ve Rosa Luxemburg'ta Merkeziyetçilik Tartışması Bağlamında Kendiliğindencilik ve İradecilik Üzerine Sevinç Türkmen
?    Türkiye'nin İkinci Cumhuriyetleri Ali Somel
?    Romanı Siyasal Hayat Çalışmalarının İçine Çekmek: Orhan Kemal'in Hanımın Çiftliği'nde Demokrat Parti Momentumu Gökhan Atılgan
?    Orhan Kemal'in Romanlarında Toplumsal Dönüşüm ve Sınıflar/Mustafa Kemal Coşkun, Berfin Diren Yavuz
?    Demokrat Parti İktidarından 27 Mayıs'a Akademik Özgürlük ve Üniversite Cenk Yiğiter
?    Neo-liberal Çağda Üniversite, "Fakülteler Çatışması", Felsefe ve Birkaç Örnek Hakkında/Bora Erdağı
?    Irk, Sınıf ve Kapitalist Gelişme Bağlamında Güney Afrika'da Apartheid Rejimi Tolga Tören
?    Haziran 2013 Sonrası Türkiye'de İdeolojiler Alanının Dönüşümü: Gezi Direnişi'ni
?    Anlamanın Yöntemleri Üzerine Bir Tartışma Cenk Saraçoğlu


Sayfa Sayısı : 252
Basım Tarihi : Mart 2015
Kapak Türü : Karton Kapak
Kağıt Türü : 2. Hamur
Basım Yeri : İstanbul
₺42,90
Tükendi

İçindekiler;
Faburjuvazi ve İktidar: Yakın Türkiye Tarihinde Sınıf ve Siyasal İslam
-Utku Balaban-
E. O. Wright'ın Mikro Kavramları ile P. Bourdieu'nün Kavramsal Repertuarı Arasındaki Sentezin Empirik Analizde Yaratacağı İmkânlar
-Vefa Saygın Öğütle ve Güney Çeğin-
21. Yüzyılda Sınıf
-Göran Therborn, Çeviren: Sinan Yıldırmaz-
Sınıf ve Orta Sınıf Tartışmaları Arasında Yaldızlı Yakalılar: Avukatlar İşçileşiyor mu?
-Kasım Akbaş-
Orta Sınıf Miti ve Mühendisin Nemesisi
-Serdal Bahçe-
Emek Süreci Analizinden Sınıf Tartışmasına Bir Yol Denemesi: Türkiye Özel Televizyon Dizilerinin Üretim ve Emek Sürecinde Sınıfsal İlişkiler
-Fırat Konuşlu-
Apartheid Sonrası Güney Afrika: "Ulusal Demokratik Devrim" ve Siyah Sermaye İnşası
-Tolga Tören-
Uluslararası Yeni Özgürlük ve Özne Biçimleri Konferansı
-Deniz Parlak-


Sayfa Sayısı : 232
Basım Tarihi : Ocak 2013
Kapak Türü : Karton Kapak
Kağıt Türü : 2. Hamur
Basım Yeri : İstanbul
₺10,14
Tükendi

AKP iktidarı altında 10. yılını tamamlamakta olan Türkiye'nin ideolojik, politik ve iktisadi anlamda hızlı bir dönüşüm süreci içerisine girdiği bir dönemde Praksis Dergisi'nin üst üste iki sayısını Kürt meselesine/ dinamiğine ayırıyor olması şüphesiz bilinçli bir tercihten kaynaklanıyor. Böyle bir tercih Kürt meselesini sadece yaygın deyişle, Türkiye'nin bugünkü en yakıcı ve en acil çözüm gerektiren "sorunlarından" birisi olarak görmenin ürünü değil. Bu tercih bundan da öte Kürt meselesinin; Türkiye kapitalist formasyonunun tarihsel gelişimini, güncel durumunu ve sosyal kurtuluş dinamiklerini bir bütün olarak kavramanın verimli başlangıç noktalarından birisi olduğu düşüncesinden de beslendi.
İçindekiler;
Kürt Meselesine Praksis ile Bakmaya Devam Ediyoruz
Ulusal Sorun Bağlamında Yeni Anayasa Tartışmaları
Mustafa Bayram Mısır-
Kürt Sorununda Şiddet ve Demokrasi Çıkmazı: Küresel Süreçler ve Sokak Protestoları
Deniz Gökalp-
Ölçek Literatürü ve Yereli Anlamak: Türkiye'nin Güneydoğusu'nda Neoliberal Deneyim ve Sınıf İlişkileri/ Ayşe -Seda Yüksel-
Kürt Topluluklarda Aşiret Tipi Toplumsal Örgütlenme Yapılarında Değişme Dinamiklerine Güncel Bir Bakış: "Beğendik - Bêdar Örneği" (Siirt - Pervari)
Ahmet Kerim Gültekin-
Türkiye'nin Yakın Tarihinde Farklı Bir Öznelik Pratiği Olarak Annelik
Gözde Orhan-
Telaşsız Görünmeye Çalışan Bir Kafka: Bir "Uyumluluk Beklentisi" Olarak Neo-Liberal Siyaset
Kadir Gülen-


Sayfa Sayısı : 160
Basım Tarihi :
Kapak Türü : Karton Kapak
Kağıt Türü : 2. Hamur
Basım Yeri : İstanbul
₺42,90
Tükendi

İçindekiler;
Demokrasinin Neoliberal Çağda Geçirdiği Dönüşümün Siyasal Partiler Üzerindeki Etkiler
Nazım Güveloğlu-
Genç Parti: İdeolojisi, Yükselişi ve Çöküşü
Mert Angılı-
Adaletin ve Kalkınmanın Üçüncü Yolu
Duygu Türk-
1970'ler Türkiye'sinde İslamcı ve Faşist Siyaset: Vaatler ve Sonuçlar
Burak Gürel-
Sosyal Demokrat Vaatlerden Neo-liberal Rövanşçılığa: 1990'lar Ankara'sında Belediyecilik
Ali Ekber Doğan-
Sivil Toplum: Kimin Hizmetinde?
Jenny B. White-
Türkiye'de Kentsel Politika Olgusunun Ortaya Çıkışında Toplumsal Aktörler: Meslek Odaları, Sol Partiler ve Ötesi (1965-1977)
Bülent Batuman-
Marx'ın Emek Kavramı ve Çalışma Koşullarının Esnekleştirilmesi
Doğan Göçmen-
Yerel Devletin Krizi ve Yerelleşme Projesi Üzerine Bir Tartışma: Tarık Şengül'ün Yazısının Düşündürdükleri
Faruk Ataay-
Ne Devlet Başa Ne Kuzgun Leşe: Ataay'a Bir Yanıt
Tarık Şengül-
Merdan Yanardağ: MHP Değişti mi? Ülkücü Hareketin analitik Tarihi
Emre Arslan-


Sayfa Sayısı : 284
Basım Tarihi : Ocak 2004
Kapak Türü : Karton Kapak
Kağıt Türü : 2. Hamur
Basım Yeri : İstanbul
₺8,20 KDV Dahil
Tükendi

İçindekiler;
Milliyetçilik(ler) Sempozyumunun Ardından...
Kır, Kent ve Kapitalizme Geçiş: Bursa Örneği
Sevilay Kaygalak-
Maddeci Tarih Yazımında Temel Tartışmalar
Şebnem Oğuz-
Türk Dış Politikasının Tarih Yazımında Soğuk Savaş ve Türkiye-SSCB İlişkileri
Cenk Saraçoğlu-
Köylüler Savaşı ve Thomas Münzer Tarihyazımında Temel Gelenekler ve Marksist Yol İzleri
Vefa Saygın Öğütle-
İki Tartışmanın Işığında Macaristan'da Tarihyazımı (1945-1956)
Ateş Uslu-
Tarihin Bir Öğesi Olarak Tarihyazımı: Ev-Eksenli Çalışma Örneğinde Bazı Değinmeler
Dilek Hattatoğlu-
Tarihsel Bilginin Özgüllükleri: Zaman ve Patikaya Bağımlılık
Ferdan Ergut-
Benjamin, Tarih (Felsefesi) Üzerine Tezler ve Tarih Yazımı
B. Erdağı, Mç Evren Dinçer-
Marx ve Özgürlük
Terry Eagleton-
Balkan Ekonomileri 1800-1914: Kalkınmasız Evrim (Mizhael Palairet)
E. Atilla Aytekin-
Bir Süreklilik ve Kopuş Tartışması: Emperyal Tahakküm Biçimleri ve Modernleşme İdeolojisi
İlker Cörüt-


Sayfa Sayısı : 248
Basım Tarihi : Ocak 2007
Kapak Türü : Karton Kapak
Kağıt Türü : 2. Hamur
Basım Yeri : İstanbul
₺8,20 KDV Dahil
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 145
En / Boy : 16 / 24
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2010
₺3,90
Tükendi

- Türkiye’de Kapitalizmin Restorasyon Sürecinde Sosyal Politika ve Çalışma Yasaları - Emeğin Örgütlenemeyişi: Türkiye Üzerine Notlar - Çalışma Yaşamında Örgütsel Adalet, Örgüt Temelli Özsaygı ve Bazı Kişisel ve Örgütsel Değişkelerin İşdoyumu ile İlişkisi - Bulgaristan Göçmeni Kadınların Çalışma Yaşamına Bakış Açıları - Çalışan Öğrencilerin Eğitim Profili. Ankara İskitler Endüstri ve Meslek Lisesi’nden Örnek Bir Çalışma - Yoksullaşma Tartışmaları Ekseninde Küçük Sanayi İşçilerinin Yaşam ve Çalışma Koşulları: Ankara-Hüseyingazi Mahallesi’nde Oturan Siteler İşçileri Örneği - Yeni Toplumsal Hareketler ve Demokrasi Teorileri - Siyasal Lider Denetiminde Basın Yayın Organları: Öncü Gazetesi ve BTV Televizyonu - Kasım 2002 Genel Seçimi Sonrasında Türkiye’de Merkez Siyaseti Üzerine Bir Değerlendirme - Karar Alma Süreçlerinin Özelleştirilmesi, Eski Aktörler, Yeni Hukuk - Türkiye’de Siyasal İslamın Görece Yükselişi: 28 Şubat Dönemeci ve Sonuçları - Siyasal İslamın Türkiye’deki Yeni İdeolojisi: Batıcı Pragmatizm - Avrupa Anayasası, 1982 Anayasası ve Üniter Devletin Geleceği... - Avrupa Birliği’nde Ulusal Azınlıklar Politikası ve Türkiye - Yerel Yönetimin Yeniden Yapılandırılması ve KOBİ Temelli Bölgesel/Yerel Dinamikler - GAP Bölge Kalkınma İdaresi ve Toplumsal Yansımaları: Harran Örneği


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 421
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2005
₺16,61
Tükendi

Alev Özkazanç bu ilk "feminist" kitabında 2009 yılından itibaren cinsellik, şiddet ve hukuk konusunda yazmış olduğu yazıları bir araya getirerek okurun ilgisine sunuyor. Yazar, ele aldığı konuları, bu konular üzerinde uzmanlaşmış bir akademisyen olarak değil, daha çok belirli bir politik kaygıyla hareket eden bir feminist olarak çözümlüyor. Bu çerçevede, hâkim bazı feminist söylemleri ve tavırları içkin bir eleştiriye davet eden yazar, kitabında asıl olarak cinsel şiddet ve hukuk ilişkisine dair öz-eleştirel bir politik perspektif geliştirilmeye çalışıyor. Ancak bunu soyut bir teorik çerçeve geliştirmek yoluyla değil de, Hüseyin Üzmez’den Julian Assange olayına, cinsel tacizle suçlanan feminist Jane Gallop’un öyküsünden üniversitelerde cinsel tacize karşı çıkarılan politika belgelerine, katliama dönüşen kadın cinayetlerinden, Türkiye siyasetini sarsan seks kasetlerine, AKP iktidarındaki muhafazakârlaşmaya kadar geniş bir kapsamda yer alan yerel ve küresel olaylar zinciri üzerine düşünerek yapıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 258
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2017
₺101,20
Tükendi

Bilimsel yöntemin genel ilkeleri bütün bilim dallarına uygulanabilir olan, bilimin ussallığını payandalayan ve bilime büyük bir üretkenlik ve perspektif kazandıran ilkelerdir. Bu genel yöntembilgisel ilkeler bilimin önsayıltılarının, sınırlılıklarının ve ussallıkla doğruluğa ilişkin çarpıcı savlarının yanı sıra dedüktif ve indüktif mantığı, olasılığı, en yalın olanı yeğleme ilkesini ve hipotez sınamayı içerir.

Öğrenci odaklı bu kitabın birinci amacı bilimsel yöntemin genel ilkelerinin derinlemesine anlaşılmasını sağlayarak üretkenliği artırmaktır. İkinci amaç ise doğa bilimleri ile beşeri bilimleri birbiriyle ilişkilendirerek bilimsel perspektifi güçlendirmektir. Bilimin beşeri bilimlerin katkısıyla zenginleşmiş versiyonu beşeri bilimlerden uzak duran bir versiyona göre daha ilginç ve faydalıdır.

Gelecekte bilimsel keşiflerin ve teknolojik yeniliklerin büyük bölümü, uzmanlık tekniklerine vakıf olmuş ama aynı zamanda bilimsel yöntemin genel ilkelerini de özümsemiş araştırmacılar tarafından gerçekleştirilecektir. Bilim üzerine sağlam ve açık bir perspektife sahip olan bilginler de, bilimin ussallığı, beşeri bilimlerle olan ilişkisi, sahip olduğu güç ve sınırlılıklar ile kültür ve yaşamdaki rolleri üzerine en iyi düşünceleri üreteceklerdir.

“Bilimsel Yöntem rahat okunan, kolay anlaşılır ve sağlam temelli bir felsefe kitabıdır. Entelektüel spektrumun neresinde yer alırsa alsın bütün akademisyenlerin kitaplığında bulunması gereken bir eserdir. Gauch’un kitabı büyük bilim felsefecilerinin çalışmalarına eşdüzey bir katkıyı temsil etmektedir. Bilimsel Yöntem bir bilim pratisyeni ve eğitimcisi olarak benim Felsefe Doktoru unvanındaki Felsefenin önceliğine olan güvenimi ve bağlılığımı yeniledi. Bu bilgi, nihayet, okuyabilen ve akıl yürütebilen herkesin kullanımına açık.”–Dr. James Miller (Michigan Devlet Üniversitesi Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Bölümü Eski Direktörü)


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 390
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2016
₺132,00
Tükendi

“Siyaset bilimi ile sosyoloji disiplinlerinin kesişme alanı” olarak tanımlanabilecek bir konumda yer alan siyaset sosyolojisinin, bu niteliğiyle sosyal bilimler dünyasının en eski “disiplinlerarası” alanı olduğu söylenebilir. Siyaset sosyolojisinin “siyasal gruplaşma ve parti sistemlerinin toplumsal tabanları”, “topluluklarda (cemaatlerde) iktidar yapıları”, “seçkinler”, “çoğulculuk”, “toplumsal değişimin tarihsel olarak incelenmesi”, “demokrasi model ve kuramları”, “siyasal kültür” gibi geleneksel ilgi alanları günümüzde de hayati önem taşımaya devam etmektedir. Öte yandan, günümüz toplumlarında yeni boyutları ortaya çıkan ya da görünürlük kazanan “insan hakları”, “eşitsizlik”, “ayrımcılık” gibi sorun ve özgül ilgi alanlarının tanımlanıp irdelenmesinde de siyaset sosyolojisinin kuramsal ve metodolojik birikimi çok önemli katkı sağlamaktadır.

Son dönemde sosyal bilimlerde etkili olan akım ve yaklaşımlar (“post-modernizm”, “post-yapısalcılık” ve “rasyonel seçim” gibi) doğrultusunda yapılan çalışmalarla daha da zenginleşen bu disiplin, günümüzde hem tarihsel temelleri hem de güncel konu ve yaklaşımları ile iyi anlaşılması gereken bir alandır. Bu kitap siyaset sosyolojisinin, gelişimi boyunca çerçevesinin nasıl evrildiği, ne tür araştırma sorularıyla ilgilendiği, inceleme nesnelerinin neler olduğu, nasıl dönüşümler geçirdiği hakkında tanıtıcı bilgiler sunarak, okurun birincil kaynaklardan daha iyi yararlanmasını sağlayacak bir temel oluşturuyor.

Siyaset sosyolojisi alanının yaklaşım çeşitliliğini serimleyen kitap, günümüz koşullarında gündemde olan pek çok hayati sorunun irdelenmesinde önemli olan kuramsal ve yöntemsel araçlar sunması bakımından da temel bir kaynak niteliğinde


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 334
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺132,00
Tükendi

Yeraltı Maceramız, Thomas Hardy’nin küçük yaştaki okurlara yönelik olarak yazdığı tek yapıtıdır.

Yazarına göre, dünyaya araştıran gözlerle bakan kız ya da erkek her çocuğun ilgisini çekecek, kafa karıştırmayan, dolambaçsız öyküsüyle Yeraltı Maceramız, ahlaki bir ders içermekle birlikte, hiçbir şekilde açık açık ahlakçılık dersi vermeye soyunan bir kitap değildir; Hardy bunun genç yaşlı her okuru daha en baştan iteceğini düşünür.

Yalnızca İngiltere'ye özgü olmayan Hüsrana Uğramış Adam, yazarın çocukluğundan izler taşıyan Leonard ve ele avuca sığmaz Steve karakterleriyle Yeraltı Maceramız genç okurlarımızın beğenerek, bir solukta okuyacakları bir yapıt.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 120
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2016
₺52,80
Tükendi

Marx'ta Toplumsal Cinsiyet ve Aile, Marx'ın toplumsal cinsiyet ve aileye ilişkin düşüncelerini feminist tartışmalar ışığında ele alan bir kitap. Heather A. Brown, Marx'ın düşüncelerinde cinsiyetçiliğe, özellikle de üretim sürecindeki rolleri bağlamında gönderme yapılmakla birlikte, yeniden üretim süreci ve aile konusundaki düşüncelerinin görünmezliğinin eleştirisini somut örneklerle yapıyor.

Brown, Marx'ın bir kısmı henüz hiçbir dilde yayınlanmamış olan ve kapitalizm öncesi toplumlar ve cinsiyet ilişkileri üzerine notlarını içeren 1879-1882 defterlerini de analizine dahil ederek, Marx’ın geliştirme fırsatı bulamadığı tezlerini maddeci feminist bir perspektifle ele alıyor. Marx'ta Toplumsal Cinsiyet ve Aile, feminist literatürde Marx’ın toplumsal cinsiyete yaklaşımlarının tartışılmasını sağlayacak önemli bir çerçeve çizmenin ötesinde, erkek egemenliğiyle ile sınıf mücadelesinin kesiştiği ve iç içe geçtiği alanlara dönük ufuk açıcı bir araştırma olarak da öne çıkıyor.

"Marx'ın toplumsal cinsiyet ve aile üzerine düşüncelerini ele alan bu kapsamlı çalışma, feminizmin Marksizm'e bakışına yeni bir boyut kazandırıyor ve kendisini Marksist olarak adlandıran herkesi kendi ideolojik kavramsallaştırmalarını gözden geçirmeye çağırıyor. Heather A. Brown, Marx'ı yeni bir gözle okumamıza olanak tanıyor." – Barry Healy, International Journal Socialist Renewal


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 326
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2016
₺35,10
Tükendi

Jaures’nin eseri, Büyük Fransız Devrim’i hakkında ilginç ve ayrıntılı bilgilere, birinci el kaynaklara ve eleştirel bir analize dayanılarak üretilmiş muhteşem bir yapıttır.

Jaures’nin zamanını aşan bu eseri; taban hareketleri, halk meclisleri ve özyönetim tartışmalarına da ışık tutarak toplumsal belleğin güncele bağlanmasında kendi payına düşen işlevi fazlasıyla yerine getiriyor.

“Bütün devrimci partiler, bütün ezilen halklar, bütün ezilen işçi sınıfı Jaurès’nin anısına ve timsal kişiliğine kendi adlarına sahip çıkabilirler.”
–Leon Trotskiy

“Jaures’nin Fransız Devrimi'nin Sosyalist Tarihi, Fransız Devrimi’ne ilişkin olarak kaleme alınan incelemelerin zeminini oluşturan bir tarihyazımı klasiğidir. Jaures, Devrim’in zaferlerini ve yenilgilerini, katliamlarını ve umudunu canlı biçimde tasvir ederken, onun insani özgürleşmeye giden yolu nasıl açtığına dair bir gelecek tasarımını da ortaya koymaktadır.”–Ian Birchall, Babeuf'ün Hayaleti kitabının yazarı

“Bu çalışmada gördüğüm şey, diğer devrim tarihi çalışmalarında eşine rastlamadığım, büyük çapta özgün ve çığır açıcı bir incelemedir.”–Paul Lacombe, Devrim Tarihçileri kitabının yazarı

“Siyasi figürler, kendi dönemleri bağlamında anlaşılmalıdırlar. Mirabeau, Necker, Barnave, Danton, Robespierre... Jaures, Devrimi büyük ölçüde şekillendiren tüm bu adamların portresini çizerken sıklıkla onların psikolojik özlerine de nüfuz edebiliyordu. Monarşinin devrilmesi ya da Jirondenler ve Jakobenler arasındaki mücadele gibi önemli olaylar esnasında bireylerin yaptıkları eylemler olayların sonuçları açısından çok belirleyiciydi.”
–Henry Heller, Önsöz’den


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 262
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2016
₺136,40
Tükendi

Çok farklı alanlardan öğrencilerin ve akademisyenlerin faydalanması için hazırlanan Çağdaş Siyaset Felsefesi Kılavuzu, siyaset felsefesi gibi dinamik bir alana dair bugünün en kapsamlı ve en güncel kaynağı olma özelliği taşıyor.

Çağdaş Siyaset Felsefesi Kılavuzu, özellikle son kırk yılda giderek etkin bir inceleme/araştırma alanı haline gelen siyaset felsefesinin büyüyen ihtiyacına yanıt olarak, bugün siyaset felsefesi alanında araştırmalarını sürdüren önde gelen yazarlarca kaleme alınan maddelerden oluşuyor.

Ekonomi, tarih, hukuk, siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler, sosyoloji ve siyasal düşünceler tarihi gibi farklı alanları disiplinler-arası bir yaklaşımla ele alan bu Kılavuz, siyasal ideolojilere dair derinlikli kuramsal analizler sunmanın yanı sıra kozmopolitizm ve fundamentalizm gibi son yıllarda yoğun biçimde tartışılan kavramlardan uluslararası ilişkiler ve küresel adalete kadar uzanan bir yelpazede ayrıntılı irdelemeler içeriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 618
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2016
₺184,80
Tükendi

Kültürel Kurama Giriş, kültürel kuram alanında önde gelen düşünürler ve önemli tartışmalara dair karşılaştırmalı ve kapsamlı bir incelemedir. Tamamen gözden geçirilmiş ve yeni bölümler ve alt başlıklarla zenginleştirilmiş olan bu ikinci baskıda, Durkheim ve Weber'den Foucault ve Butler'a uzanan kuramsal hattın yanı sıra ırk, toplumsal cinsiyet ve beden üzerine yeni bölümlerle birlikte Nietzche, DuBois ve Eagleton gibi düşünürler de yer alıyor. Yine, sanal gerçeklikten kozmopolitizme pek çok olgu da Kültürel Kurama Giriş'te ele alınıyor.

Pek çok dile çevrilen ve değişik ülkelerin üniversitelerinde yıllardır ders kitabı olarak okutulan Kültürel Kurama Giriş, disiplinler arası yaklaşımıyla siyaset bilimi, sosyoloji ve iletişim başta olmak üzere pek çok alanda da bir başvuru kaynağı olarak sivriliyor.

“Kültürel Kurama Giriş, alandaki düşünürler ve onların düşüncelerine ilişkin canlı, güncel ve yaratıcı bir kaynak sağlıyor. Kitabın yalın dili ve karşılaştırmalı bakış açısı, onu, kültürel kuramı kavramaya niyetli akademisyenler ve öğrenciler için oldukça değerli bir giriş kitabı haline getiriyor.” -Robin Wagner-Pacifici, Swarthmore Üniversitesi

“Kültürel sosyoloji gibi geniş bir alanı ele almak zor bir iştir fakat Kültürel Kurama Giriş, bu zor işin üstesinden geliyor. Kuram kitapları genellikle yaratıcı olmak bir yana pek heyecan verici metinler değildir fakat bu kitap kültürel kuram alanındaki düşünürleri ve akımları oldukça parlak biçimde ele alıyor. Yıllar boyunca bu kitabı derslerimde temel kaynak olarak kullandım ve alanın sürekli geliştiği düşünüldüğünde, kitabın ikinci baskısının da temel bir kaynak niteliği taşıdığını söyleyebilirim.” ーBarry Schwartz, Georgia Üniversitesi


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 416
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2016
₺154,00
Tükendi

Türkiye’de öteki olarak yaşayanlar, öteki olarak yaşarken hangi sorunlarla karşı karşıyalarsa, öldüklerinde de neredeyse aynı, hatta daha ağırlaşmış bir biçimde, aynı sorunlarla baş etmek zorunda kalmaktadırlar. Hayattayken, içinde bulundukları sorunlarla baş edebilmek için çeşitli yöntemler geliştirme olanağına, en azından teorik olarak sahip olan ötekiler, ölümleri halinde ne yazık ki bu teorik olanağı da yitirmekte ve ölü bedenleri, çoğunluğun, devletin, kamu gücünün ya da aile gibi çeşitli toplumsal kurumların kendi zihniyetlerine uygun pratiklerince ele geçirilmekte ya da bunlara terk edilmektedir.

Ölü-bedenlerin çırılçıplak teşhiri, intikam almak ve korku vermek amacıyla yerde sürüklenmesi, uzuvlarının koleksiyon malzemesi yapılması, cinsel ve bedensel bütünlüklerine ölüm halinde müdahale edilerek sözüm ona normalleştirilerek definleri, ölü-bedenin dinselliğine uygun defin törenlerinin engellenmesi, kamu gücünün çoğunlukçu dinsellik, cinsellik ve etniklik referanslarıyla belirli defin biçimlerini dayatması bu bağlamdaki kimi genel örneklerdir.

Ötekilerin, cinsel, etnik ya da dinsel olarak ötekilik deneyimlerine sahip kesimlerin ölüm karşısında karşı karşıya kaldıkları deneyimlerini konu alan bu kitap, okurunu bu deneyimlerin kavranabileceği bir dilin olanaklılıklarını yoklamaya ve ortak olmaya çağırıyor.

Katkıda bulunanlar: Abdurrahman Aydın, Achille Mbembe, Ayhan Yalçınkaya, Barış Annesi, Evren Balta, Ganimet, Gökçen Alpkaya, Hişyar Özsoy, Mustafa Arıkan, Teodora Hacudi, Zeliha Etöz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 272
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2016
₺110,00
Tükendi

Kurtuluş kendini anlatıyor dizisinin ikinci kitabında Mustafa Kemal Kaçaroğlu, Mahir Sayın, İsmet Öztürk ve Doğan Tarkan ile yapılan görüşmeler yer alıyor.

Yukarıdaki isimlerin her birinin 1960’lara uzanan uzun mücadele tarihi, kendi ağızlarından anlatılan yaşam öyküleri pek çok yeni bilgiyi de içeriyor. Onların tarihi, aynı zamanda bu memleketteki sosyalist solun tarihi. Bu bağlamda 1960’lardan itibaren gençlik hareketi ve işçi sınıfı mücadelesinin önemli uğraklarını, THKP/C ve Kurtuluş’un doğduğu koşulları, Kurtuluş’un THKP/C kökenli hareketlerden farklarını, Kemalizm eleştirisini, Kürt sorunu konusunda sömürge tespitin, işçi sınıfı kavrayışını ve partileşme anlayışını, 12 Eylül darbesi öncesi ve sonrasında yapılan değerlendirmeleri, “geri çekilme” politikaları, Sosyalist Demokrasi Tartışmaları ile diğer gelişmeleri ve olayları bu kitapta okuyabileceksiniz.

'68 Haziranı ve ilk devrimci eylemler... ,Mahir Çayan ile Karadeniz gezisi..., Deniz Gezmiş banka soyuyor..., Mahirlerin firarı coşku yaratıyor..., Denizlerin idamı..., 12 Mart öncesi ve sonrası sol..., İsrail Başkonsolosu Elrom’un kaçırılması..., Deniz Gezmiş'in vasiyeti..., Mahir Çayan’ın mezarı…, THKP-C ve geçmişin değerlendirmesi..., THKP-C’den geriye kalanlar…, Kurtuluş-Dev-Yol ayrılığı..., Sol içi çatışmalar..., 1 Mayıs 1977 katliamı…, Kurtuluş’un iç örgütlenmesi…, 12 Eylül darbesine karşı ittifaklar…, En ağır darbe:'85 operasyonu..., İşkence, cezaevi direnişleri, açlık grevi..., Aşk, bekaret, nikah, çocuk…, Neden Şam, Suriye veya Beyrut?.. Mülteci hayatının zorlukları… Yurtdışında yaşam... vs. bu kitaplar yakın tarihe yeni veri demeti sunuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 374
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2016
₺127,60
Tükendi

1970’li yıllarda ortaya çıkan Kurtuluş Hareketi içinde mücadele vermiş, hareketin devrimci kimliğinin oluşmasına katkıda bulunmuş isimlerle yapılan görüşmeleri içeren kurtuluş kendini anlatıyor dizisinin ilk iki kitabında Kurtuluş Hareketi’nin yedi kurucusuyla yapılan görüşmeler yer alıyor. İlk kitapta İlhami Aras, Ali Demir ve Şaban İba yaşanmış geçmişin öyküsünü anlatıyorlar.

Türkiye solunun son 40-50 yıllık, büyük çalkantılarla dolu yıllarını konu alan bu görüşmelerde:

Darbeler, idamlar, katliamlar, sol içerisinde ayrışmalar... THKP-C, THKO; TİP, Dev-Genç, Beyaz ve Kırmızı Aydınlık, Çetin Altan, Mihri Belli, Deniz, Mahir, Sinan, Yusuf, Hüseyin, Cevahir, Ulaş, Nasuh vd. simalar..., Şehir gerillası…, 15-16 Haziran işçi direnişi...,12 Mart…, Kızıldere Katliamı, Firarlar…,Cezaevi günleri..., Yeni örgütlenme arayışları..., Ayrışmalar, Yeni Örgütler, Kurtuluş Sosyalist Dergi…,Karadeniz’de Örgütlenme…, Siyasal kampanyalar ve anti-faşist mücadele..., PKK-KUK çatışması ve Kurtuluş, Maraş ve Çorum katliamları..., Bireysel önderlik yerine organlı çalışma..., Devrimci Eylem Birliği girişimi…, 12 Eylül darbesine karşı ittifak…, Filistin'e geçiş ve Filistin kamplarında yaşam..., Kurtuluşçuların Birliği...v.b anlatılıyor.

Kurtuluş’un 40 yıla ulaşan tarihi dikkate alınarak yapılan bu çalışmada, bu 40 yılın doğduğu ve kitlesel bir devrimci hareket haline geldiği 1975-80 yıllarından, ağır illegalite koşullarında varlığını sürdürdüğü 1985 yılına kadar olan dönem birinci elden aktarılıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 416
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2016
₺215,60
Tükendi

Elinizdeki çalışma karşılaştırmalı siyaset ve siyaset bilimi dersleri için hazırlanmış geniş kapsamlı ve çağdaş bir giriş kitabı niteliğindedir.

Siyaset Bilimi: Karşılaştırmalı Bir Giriş siyaset biliminin anahtar kavramlarını, çeşitli yaklaşımları ve tarihsel ve güncel tartışmaları aktaran; dünya üzerindeki siyasal sistemlerin temellerini, yapısal özelliklerini ve işleyiş biçimlerini birbirleriyle karşılaştırmayı olanaklı kılan bir eserdir. Hem siyasal gelişmeleri etkileyen hem de bu gelişmelerden etkilenen yönetsel organları ve farklı siyasal kültürleri etraflıca açıklayan yazarlar, demokratik rejimler ile otoriter rejimlere ilişkin kapsamlı analizler sunmaktadırlar. Siyaset olgusunu karşılaştırmalı bir perspektiften bakarak irdeleyen bu çalışma günümüz küresel politik iklimini anlamak isteyen herkes için, ama özellikle siyaset bilimi öğrencileri için temel bir kaynak kitap niteliği taşımaktadır.

Her anlamda olağanüstü bir giriş kitabı: Karşılaştırmalı, eksiksiz tasarlanmış ve kolay anlaşılır. Siyaset Bilimi: Karşılaştırmalı Bir Giriş, temel kavramlar ile somut konu başlıklarını kuramsal yaklaşımlar ile araştırma stratejilerini bir araya getiriyor. Kitabın bu 9. edisyonu önceki edisyonu güncellemekle kalmıyor, onu geliştiriyor da.

– Rudy Andeweg, Leiden Üniversitesi, Hollanda

Muazzam geniş kapsamlılığı ve derinliği, Siyaset Bilimi: Karşılaştırmalı Bir Giriş'i, siyaset bilimi öğrencileri ve akademisyenleri açısından vazgeçilmez bir kaynak haline getiriyor. Kitap, bu son edisyonuyla, karşılaştırmalı siyaset alanındaki en iyi kitap olma özelliğini bir kere daha gösteriyor.

– David Farrell, Dublin Üniversitesi, İrlanda

Giderek küreselleşen ve birbiriyle daha fazla bağlantılı hale gelen dünyamızı anlamak adına temel kavramlara, tartışmalı konulara, yaklaşımlara ve tekniklere dönük ilgi çekici bir giriş kitabı. Rahat okunan ve örneklerini dikkatli biçimde seçmiş olan bu birinci sınıf ders kitabı, karşılaştırmalı siyaset üzerine süren tartışmalara sağlam bir temel kazandırıyor.

– Pippa Norris, Harvard Üniversitesi, ABD


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 448
En / Boy : 19,5 / 26
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2016
₺35,10
Tükendi

1990’lar Türkiye tarihi açısından da önemli bir referans noktası. Bugünlerin şiddet ortamında ise neredeyse temel referans noktası: “90’lara mı dönüyoruz?” sorusu şimdilerde en çok sorulan sorulardan biri. Öyle ki, 1970’leri bile toplumsal ve siyasal şiddet bakımından temel referans olmaktan çıkarmış durumda. Artık şiddet, özellikle de devlet şiddeti denince ilk akla gelen 1990’lar.

Elbette herkesin zihninde tek bir 90’lar yok; farklı çevrelerde farklı farklı anlamlar kazanıyor bu on yıl. Ana akım medyada toplumsal şiddete, devlet dilinde “terör” yıllarına, Kürtlerin hafızalarında baskı ve zulmün doruk noktasına, zorunlu göç, işkence ve gözaltında kayıplara, insanlık dışı bir şiddet ortamına referans oluşturuyor.

İslamcı hareketin yükselişiyle görünür olan “İrtica”-Laiklik gerilimi ile merkez sağ partiler arasındaki çekişmeler; Aleviler, azınlıklar ve Ortadoğu’nun ahvali 90’ları belirgin kılan çizgiler/unsurlar olarak kitapta derinlemesine inceleniyor.

1990’lara hem devlet şiddeti hem de kitle seferberlikleri (mobilizasyonlar) açısından bakan elinizdeki kitap; bir yanda devlet şiddetinin bin bir yüzünü ortaya koyarken, diğer yanda kitlelerin baskıya karşı direnmek ve siyasal karar alma süreçlerine etki etmek için kullandığı eylem repertuarlarına dikkat çekiyor.
Katkıda Bulunanlar: Adnan Çelik, Demet Lüküslü, Engin Sustam, H. Bahadır Türk, Hamit Bozarslan, Mehmet Ertan, Mehmet Nuri Gültekin, Menderes Çınar, Özgür Sevgi Göral, Zeynep Gönen


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 372
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2016
₺110,00
Tükendi

Türkiye sosyalist soluna politik, örgütsel ve düşünsel bazda kaynaklık etmiş tarihsel karakterlerin portrelerinden oluşan bu kitap, Türkiye sosyalist hareketinin tarihsel gelişimine ve geçmişten bugüne yaşadığı teorik ve politik serüvene bütünlüklü bir bakışla yaklaşmayı olanaklı kılıyor.

Türkiye’nin sosyalist sol kültürüne damga vurmuş önder ve entelektüellerin siyasi terekesini kronolojik bir sıra ve kimileyin biyografik bir çerçeve içinde sunan yazılar, aynı zamanda bu kişilerin politik-entelektüel edim ve üretimlerini tarihsel bağlamları içinde derinlemesine işliyor ve bu kişilerin sosyalist kültürdeki ikonik konumlarını/işlevlerini analiz ediyor.

Sosyalist düşüncenin Türkiye toplumu özelinde girdiği arayışların izini süren bu kitabın, sosyalist hareketin aktüel yönelim ve pratiklerine bellek ve derinlik kazandırma çabasına mütevazı bir katkı olmasını umuyoruz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 558
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2016
₺220,00
Tükendi

Küf aslında bir tür canlı maddedir. Her ne kadar deyimsel olarak miadı geçmiş olanı ya da daha açık biçimde heder olmuş olanı çağırsa da esasta bütün dirimselliğiyle burada olanı işaret etmektedir. Küfün yararlısı da vardır, zararlısı da. Kimi zehirler öldürür, kimi lezzete lezzet katar. Nerede, nasıl, neyle ilişkiye girdiğine ve ürediğine bağlıdır bu. Geçmiş de küf gibi, bütün dirimselliğiyle buradadır. Geçmiş yoktur aslında, miadı dolmuş olan yoktur, daimi bir dirimsellik vardır. Bu bakımdan da daimi bir dönüşüm. Ya da Marshall Sahlins’in diliyle söylenirse: “Plus ça change, plus c’est la meme chose [Ne kadar değişirse o kadar aynı kalıyor]” ve yine Sahlins’e uyup ters çevirelim: “Plus c’est la meme chose, plus ça change [Ne kadar aynı kalıyorsa, o kadar değişiyor]”. Aslında hep yaptığımız şey: Değiştikçe aynı kalanın, aynı kaldıkça değişenin kendi kültümüz içinden izini kovalamak; hepsi bu.

Bu kitap tam buradan hareketle kültürümüz içindeki eşitsizlikçi yaklaşımların, eşitsizlikçilikle malül olduğu neredeyse baştan veri sayılan kimi konuların, temaların ve isimlerin peşine düşmenin önemli olduğunu ve eğer eşitlikçiliği sağlam bir zeminde kavramak istiyorsak, tam da düşmanının bahçesinden, yani eşitsizlikçiliğin bahçesinden malzeme devşirmenin önemli olduğunu söylemeye çalışıyor.

Gözden geçirilmiş, düzeltilmiş ve kimi ek notlarla zenginleştirilmiş bu ikinci baskısıyla Küf bizleri, yeniden, geçmiş olmaklığıyla hep burada kalanın dünyasına bir kez daha davet ediyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 280
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2016
₺83,60
Tükendi

Rasta hareketi üzerine olan bu tarihsel destan, ticaret üçgeni bağlamında, 16. ve 19. yüzyıllar arası milyonlarca Afrikalının zorla göç ettirilmesiyle başlıyor. Atlantik köle ticareti, ulus-aşırı Pan-Afrikanizm ya da “Global Afrika” bilincine yol açtığı için benzersizdir. Bu fikrin arkasında, Afrikalı halkların kölelik, sömürgecilik ve ırksal baskılar nedeniyle ulusal aidiyetlerinden bağımsız olarak- ortak deneyimlerden geçtikleri varsayımı yatar. Tarihte Pan-Afrika hikayesine katkıda bulunan çeşitli gruplar ve halklar olmuştur ve Campbell’ın çalışmasının tarihsel ve coğrafi kapsamı, bu Pan-Afrika ruhunu yakalar. Gerçekten de Rasta, tarihsel ve politik boşluk içinde aniden ortaya çıkmaz. Trans-Atlantik dünyada, siyahların günlük hayatının parçası haline gelen yüzyıllık direniş tarihinin bir ürünüdür.

Campbell bizi tarihte bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculukta, karşımıza, politik isyanlar, açık denizlerde ayaklanmalar, devrimci bireyler ve fikirler ve tabii ki siyah dünyasının politik mücadele ve kültürel ifadelerine tarihsel devamlılık kazandıran müzik çıkıyor.

- Jeffrey D. Howison


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 352
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2016
₺118,80
Tükendi

Gayatri Chakravorty Spivak’ın “Madun Konuşabilir mi?” başlıklı yazısı çağdaş siyaset kuramı yazı-nında bir klasik statüsü kazandı. Elinizdeki kitap, bu klasik metnin yanı sıra, Spivak’ın adeta kendisiyle yıllar sonra diyaloğa girerek, bu yazısına verdiği yanıtları içeren başka bir makalesi ile bu baskı için özel olarak yazdığı önsözü bir araya getiriyor.

Bu metinlerinde Spivak’ın peşinde olduğu şey, madunluğun genelleştirilebilir, evrensel parametrelerini tespit etmekten ziyade, bu tekilliklerin konuşabilmelerinin önündeki çeşitli engelleri ifşa etmektir. Spivak’a göre, direniş için, konuşabilmek için belli bir kurumsal arka plan yahut geçerlileştirme mekanizmaları gereklidir. Bu mekanizmaların yokluğunda madunun sesi indirgenmiş, asimile edilmiş, yani hiç duyulmamış olarak kalacaktır.

Spivak, yakasını bir türlü bırakmayan “Madun Konuşabilir mi?” yazısına her geri döndüğünde, metni kat kat açtıktan sonra, adeta yeniden düzenliyor ve yeniden katlıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 130
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2016
₺11,11
Tükendi

Marksist ekonomi politiğin izlediği yörüngenin, başarıları ile zayıf yönlerinin ve de gelecekle ilgili öngörülerinin bir envanteri olan bu Kılavuz, Marx’ın geniş bir konu ve perspektif yelpazesi içerisinde geliştirdiği metot, kuram ve kavramları bir arada sunmakta, Marksist ekonomi politiğin geçmişten bugüne geçerliliğini koruyan amacı ve canlılığına tanıklık etmektedir.

Marksizmin eleştirel/açıklayıcı/değiştirici potansiyelini en etkili biçimde kullanma gayretinde olan yazarların, yani Marksistlerin elinden çıkma bu benzersiz çalışma, bir bütün olarak, Marksist ekonomi politiği üç kategori içerisinde analiz etmektedir: ana akım iktisadın bütün versiyonlarıyla eleştirisi; Marksist ekonomi politiğin sosyal bilim disiplinlerinin her biri üzerindeki etkisi; ve salt belli bir disiplinle sınırlanamayacak konuların analizi. Kılavuz’da yer alan maddelerden bazıları Marx’ın özgün katkısını, bu katkının önemini ve Marksist ekonomi politik içerisinde daha sonraları geliştirilen pozisyonlar ile yaşanan tartışmaları belirtik kılmakta, bu arada temel kavramları da genel okurun anlayabileceği bir dille serimlemektedir. Yazarlar, ayrıca, kapitalizmin tarihsel gelişimine ve geçen zaman içerisinde ortaya çıkan yeni maddi, tarihsel ve düşünsel gelişmelerle zorluklara ilişkin değerlendirmelerde de bulunmaktadırlar.

Bu eser, öğrenci ve genç akademisyenlerin Marksist ekonomi politikle aydınlanmış ve önyargısız bir biçimde aşina olmalarını ve edindikleri bilgileri gelecekte gerçekleştirecekleri çalışmalara esin veren bir kaynak ve eleştirel bir hareket noktası olarak kullanmalarını, genel okur kitlesininse bu bilgiler ışığında olay ve olgulara yorum getirmesini sağlarsa amacına ulaşmış olacaktır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 582
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2016
₺176,00
Tükendi

Françoise Collin bu kitap için kaleme aldığı bir ön yazıda, burada Irène Kauer ile görüşmeleri boyunca yapmayı üstlendiği işe geri dönerek şöyle yazıyor: “Ama düşünmek, sorulara yanıt vermek midir? Yoksa, soruların kendilerini hep yeniden formüle etmek, terimlerinin yerini değiştirmek ve onları başka bir şekilde birbirine bağlamak mıdır? Soruyu yanıtlarken, uzun bir yolculuk boyunca formüle ettiğinizi düşündüğünüz, yıllar boyunca sadece kitaplarda ve metinlerde değil çeşitli inisiyatif ve eylemlerde de yazılı olan şey, yeni bir nefesle, başka açılardan, keskin terimlerle nasıl yeniden formüle edilebilir? Uzun bir yazma ve eyleme çabasının ortaya serdiği şey, bir formül halinde ya da birkaç satırda nasıl özetlenebilir? Tüm hayatını, bir şey söyleyebilmek için her şeyi [birden] söylemeyi reddetmekle geçirmişken, ‘her şey’ üzerine konuşma talebi nasıl karşılanabilir?

O zaman, ilginç olacağı kuşku götürmez bir yol, başlangıçtan bu yana kadınları bir hareket halinde bir araya getirmiş ve çok anlamlılığı sonsal olarak ortaya çıkmış olan bazı kurucu temaların gerçekliğine yeniden birlikte geri dönmektir: Böylece, ‘bedenim bana aittir’, ‘eşit işe eşit ücret’, ‘özel olan politiktir’, ‘şayet istersem çocuk yaparım’ hermenötik bir çalışmanın konusu haline gelir. Ortak olanın nasıl her zaman ‘bir gibi’ olduğunu algılarız.”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2016
₺86,24
Tükendi

David McNally bu ilginç çalışmasında ucubeliğin arkeolojisini yapıyor. Brezilya’daki halk hikayelerinden İngiltere’deki ortak alanların çitlenmesine kadar bütün dünyada gözlemlenen ortak bir fenomenin izini politikadan iktisada, folklorden edebiyata kadar pek çok alanda sürüyor. İnsanlık tarihinin “ucubelik”le olan macerasının, “ucube bedenler”e duyulan nefret ve tiksinmenin yalnızca dışlamaya değil, aynı zamanda sermayenin doğasına dair bir anlatı olduğunu gözler önüne seriyor. Bunun için bir yandan Rembrandt o meşhur tablosunun altında burjuvazi ile proletarya arasındaki ilişkinin bir alegorisinin yattığını, öte yandan Shelley’nin ölümsüz anlatısının kendi çağını yansıtmanın çok ötesinde politik bir imaya sahip olduğunu gösteriyor. Yolu Shakespeare’in eserlerine de düşen McNally, Marx’ın söz dağarcığındaki ucubeleri de satır satır ele alıyor. Toplumsal bilinçdışını da kapsayan bu arkeolojik kazı, yalnızca kültürel simgelerin peşine düşmüyor; aynı zamanda Marksist değer teorisini temele alarak 2007 krizini ve bu krizden sonra piyasanın aldığı şekli de detaylarıyla teşrih ediyor.

Elinizdeki kitap, on altıncı yüzyıl İngilteresi’nde kamusal infaz sahnelerinin sonunda ölüyü cerrahların keyfine terk etmemek için uğraşanların direnişinin, yirmi birinci yüzyılda cenazesini almak için sesini yükseltenlerinkiyle aynı geleneğe ait olduğunu güçlü bir kuramsal donanım ve edebi bir dille gözler önüne seriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 395
En / Boy : 13 / 19
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2016
₺136,40
Tükendi

Patriyarka Kuramı, erkek egemenliği üzerine temel kuramsal tartışmalara kapsamlı bir bakış sağlıyor. Kitap, bir yandan Marksizm, radikal ve liberal feminizm, post-yapısalcılık ve ikili sistem kuramı gibi yaklaşımları ele alırken, diğer yandan ise bu kuramsal yaklaşımlardan her birinin, ücretli çalışma, ev işi, devlet, kültür, cinsellik ve şiddet gibi bir dizi olguya nasıl yaklaştığını ele alıyor. Walby, Patriyarka Kuramı’nda cinsiyetler arası ilişkileri açıklarken sınıf analizi ile radikal feminizmi sentezliyor olsa da diğer kuramsal yaklaşımların analizlerini de göz önünde bulunduruyor. Kitapta bir yandan patriyarkanın kadınların hayatlarındaki değişimlere nasıl uyum gösterdiğini tartışılırken diğer yandan mevcut feminist mücadeleye ilişkin detaylı bir muhasebe gerçekleştiriliyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 334
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2016
₺132,00
Tükendi

"Antropologlar aynı zamanda birer hikaye anlatıcısıdırlar. Ortak paydaları ise fiilen orada olmalarıdır. İşte bu yaklaşım, antropolojiyi diğer sosyal bilimlerden ayıran yaklaşımdır."

Antropolojiye Giriş: Kültür ve Mekan Hikayeleri oldukça kendine has bir antropoloji ders kitabı. Kültürler ve kavramlar üzerine bir olgu yığını sunmak yerine, öğrencilerin antropolojiyi belirli zamanlardaki ve mekanlardaki kültürel karşılaşmalardan ortaya çıkan bir dizi hikaye üzerinden düşünmelerini amaçlıyor. Antropoloji disiplinini klasik eserlerinden çağdaş etnografi örneklerine, kutsal kitaplardaki hikayelerden bireysel deneyimlere kadar uzanan hikayelere dayanarak anlatan kitap, antropolojinin bugün de dinamik bir sosyal bilim olarak okunmasını sağlıyor.

"Klasik ve güncel etnografik örnek olayları dinamik bir antropolojik bakış açısıyla bir araya getiren Antropolojiye Giriş: Kültür ve Mekan Hikayeleri antropolojinin tarihsel gelişimi ve bugünkü geçerliliği üzerine sıradışı bir antropolojiye giriş kitabı. Öğrencilerin kitabın açık seçikliği, akıcılığı ve meseleleri ele alış biçimini beğeneceğini, eğitimcilerin ise bu türden keyifli bir giriş kitabıyla kendilerini rahat hissedeceğini tahmin ediyorum."

- Andrew Walsh, Western Üniversitesi

"Ders kitaplarını ve özellikle de antropoloji ders kitaplarını sevmem. Bu kitaplar genellikle disiplini yaşamın canlılığının dışında ele alırlar. Bu kitap ise farklı. Tarihsel anlatıları güncel örneklerle harmanlıyor ve geçmişle bugünü bir araya getirerek antropolojiye can veriyor."

- Jan Newberry, Lethbridge Üniversitesi


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 306
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2016
₺140,80
Tükendi

“Yenilmek her zaman kaybetmek demek değildir. Spartaküs yenildiği için Spartaküs’tür; eğer Spartaküs yenseydi adı sanı bilinmeyen Roma komutanlarından biri olurdu. Spartaküs’ü herkes biliyor çünkü mücadele edip güzel yenilerek de tarihe geçmek mümkün. Mahir’i, Deniz’i ve İbo’yu halklarımız biliyor ama onları katledenleri hatırlayan yok. Öte yandan tarih, hayatı ve siyaseti sadece ‘kazanmak’ üzerine kurgulayanların yanılgılarıyla doludur…”

- Bülent Uluer

Yıllar kimi legal kimi illegal sınırları geçerek geçti: Almanya, Fransa, Suriye, Lübnan, İsveç; kimi zaman birlikte kimi zaman ayrı ayrı; sanki hiçbir yer onlar için yaşamı idame ettirmeye uygun değildi. Geride bıraktıkları her şey görünmez iplerle onları geriye çekiyordu. Bülent’le hayatları 1980 darbesinden kısa bir süre önce örgütsel olarak kesişmiş ve ülkeye dönünceye kadar da ortak çalışma içinde geçmişti.

- Mahir Sayın

Biraz da Troçki gibidir; kitlelerin önünde onların ruhu gibi konuşur. Tabutunda yatan Dev-Genç’li o konuşunca dirilir. “Şehitler ölmez” diyenlerimiz, Bülent Uluer’i ne kadar dinlese yeridir. Çünkü onun sesinde, herkesi ifade eden, Türk ile Kürdü, enternasyonalist ile milliyi, atesit ile Müslümanı, Sünni ile Aleviyi, Ermeni ile hepimizi birleştiren tuhaf bir tını vardır.

- Veysi Sarısözen

16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi’ndeki katliamdan sonra arkadaşlarımızın cenazelerini uğurladığımız mitingde, her zaman olduğu gibi kürsüde gördüm son kez Bülent’i.

- Ali Rıza Tura

1978 kuşağı Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu (Dev-Genç) önce Genel Sekreteri ve sonradan Genel Başkan’ı Bülent arkadaşım ülkede ‘Vur Emri’ ile ülkenin her yerine donatılan afişlerle aranıyordu. Afişte, iki devrimci arkadaşı Hasan Şensoy, Paşa Güven de vardı. Devlet, iki faşisti de afişe eklemeyi unutmamıştı.

- Vecdi Çıracıoğlu


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 290
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2016
₺105,60
Tükendi

Descartes’ın özne ile nesne arasındaki o derin uçurumu ortaya koyduğu günden bu yana felsefe çok yol kat etti; ancak ardından gelen ve bu ikiliğe yanıt vermeyi amaçlayan tüm düşünürler aslında uçurumun sandığımızdan çok daha derin olduğunu gözler önüne serdiler. İşte, Roger Scruton bu esaslı çalışmasında Descartes’ın düşünsel zeminini oluşturan entelektüel ortamı betimleyerek başlıyor yolculuğa ve ardından Spinoza, Kant, Hegel, Marx, Frege ve Wittgenstein gibi isimlerin anlaşılması güç gibi görünen düşüncelerinin izini en temelden başlayıp vardıkları en uç noktalara kadar açıklıkla sürüyor. Böylelikle her filozofun sunduğu düşünsel manzaranın derli toplu bir fotoğrafını çekmekle kalmıyor, aynı zamanda tutarlı bir felsefi bakışın nasıl geliştirilebileceğini de öğretiyor.

“Modern felsefe” dendiğinde artık bir klasik sayılan bu kitap, uçurumun gözüne bakmak için kat etmeniz gereken yolun, yanınızda iyi bir rehber varsa, sandığınızdan daha kolay ve eğlenceli olduğunu gösteriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 520
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2018
₺127,60
< 1 ... 3 4 5 6 7 8 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı