Kelâm tarihi ile ilgili eserlerde ilk dönem kelâm ilmi ile sonraki dönem (müteahhirîn) kelâm ilmi arasında yöntemsel ayırımlar bulunduğu öne sürülür. Fakat gerçekten de ilk dönem kelâm ilmi sonrakinden farklı mıydı? Eğer böyle bir fark varsa, onu farklı kılan unsurlar nelerdi? Batılı araştırmacıların felsefi bir söylem niteliği taşıdığını söyledikleri ilk dönem kelâm ilmini ayakta tutan hangi mantıksal yapıydı?
Bu sorulardan yola çıkan elinizdeki çalışma, kelâm ilminin aklî temellerini ve mantıkî yapısını incelemeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla kelâm ilmi kendi sistematiği içinde kavramsal bir tahlile tâbi tutularak onun epistemolojik yapısı ile kendine özgü terminolojisine açıklık getirilmeye çalışılmıştır


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 300
Ağırlık : 300
En / Boy : 16,5 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : Şamua
Cep Boy Durumu : 0
₺140,25

Felsefe ve bilim tarihinde eşine az rastlanır bir şahsiyet olan İbn Sina, fikirleriyle İslam dünyasında ve Batı'da yüzyıllar boyunca derin etkiler yaratmıştır. İslam felsefesinin 'altın çağ'ını temsil eden büyük filozof, tarihsel süreç içerisinde sadece felsefeye değil kelam ve tasavvuf düşüncesine de yön vermiştir. Kuşkusuz İslam entelektüel geleneklerinin gereği gibi anlaşılması, onun bu geleneklere nüfuz eden son derece ayrıntılı ve mükemmel felsefi sisteminin kavranmasından geçmektedir. İşte İbn Sina'nın hayatı, eserleri ve felsefesi ile İslam dünyasında ve Batı'daki etkilerinin ele alındığı bu çalışmada onun düşünce sistemi özlü, bütüncül ve anlaşılır olarak ortaya konulmaya çalışılmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 8
Sayfa Sayısı : 202
Ağırlık : 174
En / Boy : 12 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,75

“İkinci Klasik Dönem” olarak da adlandırılan yüzyıllar içerisinde Necmeddin Ali b. Ömer el-Kâtibî (ö. 675/1277) tarafından kaleme alınan ve bir İbn Sînâcı felsefe klasiği olan Hikmetü’l-ayn, etrafında oluşan şerh-haşiye geleneği ile hem tedris faaliyetlerine konu olması hem de Fahreddin er-Râzî ve Nasîrüddîn-i Tûsî gibi düşünürlerin süzgecinden geçen felsefi düşüncenin izlerini takibe imkân vermesi açısından değerlidir. Eserin, müellifin bizzat talebeleri tarafından şerhedilmesi, sonraki yüzyıllarda çeşitli bölümlerine haşiyeler yazılması ve tartışılan bazı meselelerin müstakil risale çalışmalarına konu olması da oluşturduğu geniş etkiyi ortaya koymaktadır.
Bu çalışmada Hikmetü’l-ayn geleneği çerçevesinde cismin tanımı, metafizik ilkeleri, varlığa gelişi ve tabiat felsefesinde incelendiği biçimiyle ilişenleri ele alınmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 375
Ağırlık : 375
En / Boy : 16 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,25

Mantık konuları işlenirken Kur'an'dan örnekler verme çabası, İslam mantık tarihinde neredeyse sadece Gazali tarafından yapılmış, ama bu yaklaşım geleneksel eğitim kurumlarımızda yüzyıllardır okutulan klasikleşmiş mantık kitapları da dâhil olmak üzere pek sürdürülüp geliştirilmemiştir. Adından da anlaşılacağı üzere, bu kitabın farklarından biri, kıyas konuları da dâhil olmak üzere, örneklerin olabildiğince Kur'an'dan verilmesidir. Kitabın bir başka farkı da -yine adında da gözüktüğü üzere- klasik mantık ve informel mantık konularını birbirine kaynaştırarak birlikte vermesidir. Zira klasik mantık dini ve felsefi ilimlerin teorik kısmında daha önemliyken, informel mantık da günlük hayatın pratik konuşma ve tartışmalarında daha önemli gözükmektedir. Bu ikisinin birlikteliği, daha yararlı bir mantık eğitimi sağlayacaktır. Kitabın son bir özelliği de, mantığı kendi kendine öğrenmek isteyenlerin de bunu rahatlıkla başarabilecekleri kolay bir üslup ve sade bir dille yazılmış olmasıdır.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 292
Ağırlık : 292
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺81,40
Dünya Dinlerinin Ortak Bakış Açısı

Huston Smith’e göre bütün çeşitlilikleriyle birlikte büyük dinî gelenekler, insanlığın oybirliğini temsil eden ortak bir kavramsal omurgaya sahiptir. “Aslî gelenek” adını verdiği bu ana omurgadan sapan tek medeniyet, bizim kendi modern dünyamızdır ve bunun nedeni, varlığın kâşanesini maddî ve ölçülebilir olanın bodrumuna indirgeyen "bilimsel" bakış açımızdır. Halbuki “bilimsel dünya görüşü imkansızdır. Bunu sebebi, bilimin âlemi bir bütün olarak değil, onun sadece bir kısmını ele almasıdır.” Kitap öncelikle, gerçekliğin bir varlık hiyerarşisinden müteşekkil olduğu şeklindeki geleneksel esoterik görüşün bir sunumudur. Bu görüşe göre gerçekliğin birbirinden ayrı ancak birbiriyle ilişkili düzeyleri vardır. Hem âlem hem de nefs, zirve noktasında sonsuzun bulunduğu bir hiyerarşiye tabidir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

Muhterem Üstad, bu İslam nizamını İslam nokta-i nazarından herkesin anlayacağı bir üslupla ahlaki nizamın ne olduğunu, siyasi nizam denince İslamiyetin neyi ifade etmek istediğini, içtimai nizamın beşeriyet arasında nasıl tahakkuk ettirilmesi lazım geldiğini, bugün dünya siyasetinin üzerinde döndüğü iktisadî nizamın nasıl kurulabileceğini ve kul ile Allah arasındaki münasebetlerin nelerle ve nasıl temin edilerek ruhani ve ilahi bir nizamın kurulduğunu gayet samimi bir şekilde dile getirmiş.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 314
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2016
₺56,25

Elinizdeki kitap Süleymaniye Kütüphanesi 3629 numarada İbn-i Sina adına kayıtlı "Risale fi'l-Hikme" isimli Farsça eserin Türkçe çevirisi ve Farsça nüshanın tıpkıbasımından oluşmaktadır. Kitabın başında İbn-i Sina'nın Hayatı, felsefesi, Hikmet ve felsefe konularında açıklamalar yapılmıştır. Batı'da Avicenna adıyla tanınan İbn-i Sina ?Felsefe" terimi yerine ?Hikmet" terimini kullanmıştır. Bu yüzden halk ve bilginlerin çoğu İbn-i Sina'yı ?Hekim: hikmet sahibi" diye vasıflandırmıştır. Filozof ve hekim tabiri arasında bir fark gözetmemişlerdir. Filozof tabirinin kullanılmamasında kelimenin aslının Yunanca olması da pay sahibi olmalıdır. Bu yüzden çevirisini ve tıpkıbasımını yaptığımız eseri kopyalayan kişi kitabın başında şöyle yazmıştır: ?Hekimlerin sultanı, âlimlerin ve fazılların meliki, saliklerin ve ariflerin önderi mevlamız Şeyh Ebu Ali Sina'nın sözlerindendir..."

İbn-i Sina'nın "Hikmet" tabirini kullanmasındaki en önemli sebep Kur'an'da ?Hikmet" tabirine sıkça yer verilmesidir. Bir diğer neden ise ?Hikmet" tabirinin anlamının derin ve geniş olmasındandır. Bu bilgiler ışığında bu esere ?Felsefe Risalesi" ismini vermeyi uygun gördük. Çünkü İbn-i Sina ?Hikmet" kelimesini ?Felsefe" manasında kullanmaktaydı. Bu yüzden ?İlahiyat" adlı eserinde ?Metafizik" hakkında şöyle demektedir: "Bu ilim İlk Felsefe ve Mutlak Hikmet'tir."

"Âlimler derler ki; "İnsan küçük âlemdir." Onların bu sözden maksadı şudur; "Gezegenlerde yıldızlarda, tabiatlarda ve madenlerden, bitkilerden ve hayvanlardan oluşan varlıklarda her ne varsa insanda da vardır. Hatta daha tamam ve daha iyi halde!" Kitap'tan


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 136
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2016
₺56,00

Allah doğruluk ve dürüstlük yolunda yürüyenleri, güzel ahlak sahiplerini, dünyayı kana bulayan zalimlere inat bir adalet ve barışyurdu kurmaya çağırmaktadır. (Yunus:10/15)

Bu çerçevede selam kavramı esenlik, huzur güvenlik, adalet, barış sulh gibi oldukça geniş bir anlam çerçevesine sahiptir. Bu tabire kısaca adalet ve barış yurdu dememiz mümkündür. Kimsenin Hakkının yenmediği, savaşların, katliamların, kıyımların, işgallerin olmadığı, baskı zulüm ve zorbalığın ortadan kaldırıldığı farklı din, mezhep ve etnik kökenlerin barış içinde bir araya yaşadığı insanın en temel hakkı olan evrensel adalet ve barış yurdudur. Demek ki Allah iman edenleri bu evrensel üküye, böylesi bir nimazı aleme çağırmaktadır.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 187
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2015
₺59,50

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺124,00

Elinizdeki eser üç ana başlığı ihtiva etmektedir: Allah, kâinat, insan. Bu üç ana başlığın altında varlık problemi, ilahi isimler tasavvuru, insanın yapısı, seyrü sülük, insanlığın tekamülü, bilgi bakımından veli-nebi-filozof, vahiy ve ilham, keramet ve mucize, kaza ve kader, farklı biçimleriyle üç alem tasavvuru ve kainatın Allah’la irtibatı gibi alt konuları ele alınmaktadır. Nesefi bu konuları işlerken üç ana grubun görüşlerine yer verir: Tenasuh ehli, filozoflar, mutasavvıflar. Bunlardan sonra kendi bakış açısını ortaya koyar ki burada genelde bir vahdet-i vücud telakkisi ve anlayışına sahip olduğu görülür. Nesefi, ele aldığı konuları tasavvuf perspektifiyle sunmakla birlikte tenasüh ehli ve filozofların görüşlerine de yer verir; ki bu konularda da derinlikli bilgilere sahip olduğunu ve vukufiyetle ele aldığını bizlere göstermektedir. Vahdet-i vücud ekolüne mensup bir sufinin bu üç ana başlıkla ilgili görüşlerini akademik bir şekilde sunan elinizdeki çalışma, vahdet-i vücud anlaşıyla ilgili eserlerin Türkçe’de az bulunması nedeniyle önemli bir boşluğu dolduracağa benzemektedir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 309
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2000
₺105,00
Kur’an-ı Kerim ile Tabiat İlimleri’nin ilişkisi konusu, genellikle, Tabiat İlimleri’nin kendine özgü özellikleri hakkında sağlam bir bilgisi bulunmayanların tekelinde kalmış olduğu için ciddi kavram kargaşaları, yanlış değerlendirmeler ve fahiş yorum hataları ile malul olagelmiştir. Tabiat İlimleri hakkındaki bilgileri ise çoğu kere avam için yazılmış olan vülgarize kitapların düzeyini aşmayan birtakım düşünür ve müfessirler ise Kur’an’ın Tabiat İlimleri’nden yararlanarak tefsirini yeni bir tefsir metodu olarak uygulayarak ayetleri zorlamacı bir biçimde aklileştirmeğe ve Tabiat İlimleri ile ilişkili kılmaya kalkışmışlardır. Bu kitabın amacı: 1) Bütün bu kavram ve yol-yordam kargaşalarının izalesinde işi yarayacak olan sarahat ve vuzuhun temellerini, 2) Tabiat İlimleri’nin mahiyet ve sınırlarını temyiz ile kavramanın ne kadar zor bir iş olduğunu, 3) Bunları dirayet ve isabetle yorumlamanın ya da başka yerlerde yorum malzemesi yapmanın daha da zor, nazik ve çok mesuliyetli bir iş olduğunu, ve dolayısıyla da 4) Tabiat İlimleri’nin künhüne vakıf olmayanları ya da vehimlerini ilim zanneden heveskarların Tabiat İlimleri hakkında ahkam kesmelerinin ne kadar isabetsiz olduğunu takdim etmektedir.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 110
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.1999
₺52,50

Dinin temeli olan tevhidi ve tasavvufun esası olan vahdet-i vücud meselesini açıklayan yedi risaleyi bir kitapta sunuyoruz. Bu risaleler konunun uzmanı yetkili zatlar tarafından kaleme alınmış eserlerdir. Mümkün olabildiğince sadeleştirmeye çalışılsa da konu son derece ince ve yüksek olduğundan herkesçe anlaşılması beklenmemelidir. Risaleler sülukün ileri kademelerindeki kimselerle, tasavvuf konusunda yeterli bilgi sahibi olanların faydalanabileceği bilgiler taşımaktadır. Nitekim Bayezid’in hapsedilmesi, Hallac’ın asılması, Nesimî’nin derisinin yüzülmesi bu manaları açıkladıklarından ötürüdür. O yüzden Muhyiddin Arabi, "bizden olmayanlar, eserlerimizi okumasın" demiştir. Yine de onu anlayamayan ve ağır itirazlarda bulunan din âlimleri çıkmıştır. Bu maneviyat âleminin dili, üslubu özeldir. Yüksek ve ince manalar mecaz olarak ifade edilir. Buna kuş dilidenmiştir ki, ancak ilgilileri anlar vezevkine varabilir. Avama yabancıdır hatta sakıncalıdır. Ne var ki, ileri sâliklere yani Hak yolunda yüksek derecelere varmak azmi taşıyanlara gereklidir. Onlara faydalı olur düşüncesiyle ve hatalarımız, eksikliklerimiz görülürse bağışlanması dileğiyle sadeleştirmeye çalıştık.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 288
En / Boy : 11,5 / 15,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2006
₺52,50

İslam Düşüncesinde Din-Felsefe/Vahiy-Akıl İlişkisi’nde Ali Bulaç, İslam düşünce tarihinin ana araştırma konularından olan Hakikat arayışı ve Hakikat’in Bilgisi’ne nasıl ulaşılabileceğine ilişkin çıkan tartışmaların toplu bir özetini sunarken, yaşadığımız modern krizin çıkardığı sorunlar ve cevapları üzerinde de duruyor.
 
İslam’ın düşünce, bilgi ve irfan tarihinin tartışmalı konuları arasında olan felsefenin İslam dünyasına girişi, Meşşai ekolü, Gazali’nin Meşşai filozoflara yönelttiği eleştiriler ile bu tartışmaya katılan İbn Bacce, İbn Tufeyl, İbn Rüşd ve diğer filozofların yanı sıra Şii, Sufi, Kelamcı ve Selefîlerin konuya yaklaşımı üzerinde de durulmuştur.

İslam Düşüncesinde Din-Felsefe/Vahiy-Akıl İlişkisi, İslam tarihinde Meşşaî felsefeye gösterilen tepkinin arka planında yatan sebepler; bugün din, modernite ve akıl arasında kurulması gereken ilişkilerin niteliği hakkında açıklayıcı bilgiler verirken, düşünce mirasımızın bu zengin tarihi perspektifinden hareketle, bugün yaşamakta olduğumuz sorunlara uygun çözümlerin neler olabileceği konusuna da açıklık getirmektedir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 496
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2016
₺50,40
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 231
En / Boy : 15 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2003
₺109,20
İslam Coğrafyası Günleri, bir hafta süren ve her gün bir ülkeyi konu edinen bir etkinlik. Her gün bir ülke hakkında konunun uzmanlarınca tarihsel, kültürel, siyasi bilgilendirmenin ardından, o ülkenin düşünce dünyasına yön vermiş önemli şahsiyetler anlatılıyor ve o gün konuyla alakâlı bir belgesel veya film gösterimi ile son bulunuyor. İslam Coğrafyası Günleri 1, bu anlamda ilk etkinliğimiz olma özelliğini taşımakta. Yurtiçinden ve yurtdışından birçok değerli isimin konuştuğu etkinliğe, bir hafta boyunca binlerce insan katılım sağladı. Kitabımızda bu bir hafta boyunca gerçekleşen etkinliklerin, sunumların, soru-cevapların tamamı bulunuyor. Kitabı bitirdiğinizde bu hep ismini duyduğumuz ama hakkında pek az şey bildiğimiz ülkeler ve tarihe yön vermiş bu önemli şahsiyetler ile ilgili birçok bilgi elde edeceğinizi düşünüyoruz. Bu etkinlik, bence son yıllarda İstanbul’da yapılan en güzel ve büyük etkinliktir. -Adem Özköse İslam Coğrafyası Günleri çok önemli bir çalışma. Arkadaşları tebrik ediyorum. -Yusuf Kaplan Bizi 20. yüzyılın İslâmi canlılığıyla, köklerimizle buluşturan böyle bir program için Mavera Gençlik’e teşekkürler. -Hamza Türkmen Bu proje beni çok heyecanlandırdı. Unutulmuş küllerimiz sayılan böyle konularla ilgilenmesi, anlamaya çalışması, merak etmesi, sorgulaması çok güzel bir şey. -Burhan Kavuncu
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 319
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2012
₺97,50
Tükendi
2. Kutlu Doğum İlmi Toplantısı

Basım Ayı/Yılı : 1997
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 368
Ağırlık : 368
En / Boy : 17 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,50
Tükendi

Yolcu ve sâlik için Kur’ân’ın her bir âyeti bir haber ve aşk mektubu gibidir.
Onlar Kur’ân’ı bilirler ve O da Kur’ân’ın güzelliklerini onlara verip açar.”

Şems-i Tebrîzî, Kur’ân’ın önemini ifade ederken işte böyle söylüyor. Bugün artık Kur’ân’ı bir aşk mektubu gibi okuyan çok az insan olsa gerek. Peki, ama bunun sebebi Kur’ân’ın içeriğinden mi yoksa okurun ruhunda var olanlardan mı kaynaklanmaktadır?

Şems’in buna cevabı açıktır:

“Kusur insanların Allah’a aşk ve muhabbet nazarıyla bakmamasıdır.”

İslâm düşüncesi üzerine araştırma yapanlar, William C. Chittick’in yazılarına çok şey borçludur. Onun çalışmaları İslâm düşüncesinin çoğu zaman engebeli topraklarında yolumuzu bulabilmemiz için bizlere son derece yardımcı olmuştur. Elinizdeki bu kitap, Profesör Chittick’in, 1975-2011 yılları arasında yayınlanmış olan, İslâm düşüncesinin temel konuları ve şahsiyetleriyle ilgili birçok değerli ve ufuk açıcı çalışmasını bir araya getiriyor.

Sufizm’in genel teorik ve amelî boyutları ve bunların İslâm hukuku ve kelâmla, tefsir ve dinî çoğulculukla ilişkisi, İbn-i Arabî’nin kendisinden sonraki İslâm düşüncesi üzerinde bıraktığı etki, İslâm felsefesi ve İslâm felsefesi geleneğinin dünya tasavvuruna dair ontoloji, psikoloji, kozmoloji ve öte dünya hayatı gibi ana temaları, bu kapsamlı ve titizlikle kaleme alınmış eserde size yol arkadaşlığı edecek konulardan yalnızca birkaçı.

Akademik eğitiminin yanı sıra berrak ve analitik bir zihne sahip, çetrefilli düşünceleri sarâhatle açıklayabilen eşine az rastlanır ve yetkin bir deha olan William C. Chittick, günümüz meseleleri üzerine düşünceleriyle de bu eserinde hepimize ışık tutuyor. Bu aynı zamanda, çevre krizi, dinî dışlayıcılık ve dünya barışı konularına Chittick’in gönül gözünden bakma fırsatı.

“O, nurundan bir bir hüzmecik gönderdi de âlem nura gark oldu.
O, tek bir tohum ekti de bütün bu meyveler büyüdü gelişti!
Aşk bahçesinde birliğin kıvılcımı çaktı da
Dallar, ağaçlar, yapraklar, dikenler, hepsi birden çiçeğe durdu!”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 340
En / Boy : 16 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺78,00
Tükendi

İnsanlık kabına sığmıyor; taştıkça taşıyor evrenin sonsuz mutluluğuna. Sevgiyi sığdıramıyor insanlık yeryuvarlağına. Düşünce, evreni kavramak istiyor. Yeni yaşamlar bulmak ve var olan her şeyi görmek/özümsemek istiyor. Mutluluğu bilgide/düşüncede arıyor insanlık. Oysa yeryuvarlağı hala açlıklarla, savaşlarla, kanla boğuşuyor. Milyonlarca insan aç, susuz bırakılıyor. İnsanlığın kanseri olan mülkiyet isteği yüzyıllarca yeryuvarlağını kana boğup, kanla besliyor.

Yalanları kökünden söküp atmalıyız. Bilimin gittiği yol yalanın bittiği yerdir. Yalanları yıkmak için elimizde çok gerçek vardır. Düşünmeli, üretmeli, paylaşmalı ve sevmeliyiz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 64
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺10,00
Tükendi

Akıl Çağı’nda Thomas Paine kurumsallaşmış dini ve Kitabı Mukaddes’in meşruiyetini sorgular, deizmi felsefi açıdan tartışır. Hıristiyan Kilisesinin yozlaşmış bir yapı olduğuna ve siyasal iktidar elde etmek için çabaladığına işaret eder. İnsanların vahiy yerine aklın peşinden gitmeleri gerektiğini, mucize diye bir şey olmadığını ve Kitabı Mukaddes’in tanrısal esin içermeyen sıradan bir metin olduğunu öne sürer. Paine’e göre, sorgulanamayacak hiçbir şey yoktur, özellikle de din sorgulanmalıdır. O Newtoncudur, yani evrendeki her şeyin, hatta Tanrı’nın bile evrenin yasalarına tabi olması gerektiğine inanır.

Her şeyin yasalara tabi olduğu evrende mucizeye ve vahye yer yoktur. Tanrı evreni yasalarıyla birlikte tasarlamış ve yaratmıştır ama artık ona ne vahiyle dolaylı olarak ne de iradesiyle doğrudan müdahale edebilir. Kimilerine göre Akıl Çağı ile Paine deizme yeni, saldırgan ve açıkça Hıristiyanlık karşıtı bir renk katmıştır. Döneminin eleştirmenleri onun söylemini “kaba” ve “saygısız” bulmuştur. Yazarın bu tür eleştirilere hedef olmasının sebebi mesajını toplumun her kesimine ulaştırmak istemesidir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 240
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺82,00
Tükendi

Sözlükte iki büyük dinin temel kavramları her iki dinin yetkin bilim insanlarınca yeniden tanımlanarak okuyucuya sunulmaktadır. Bundan daha önemlisi Hiristiyanlık ve İslamiyet kavramlarının yan yana bu çalışmada yer almış olmasıdır. Dinler arasında bu yakınlık görüntüsü aslında olması gerekendir. Ancak dünyada çıkar ilişkileri dinleri ayrıştırıcı ve dışlayıcı tutumların aracı haline getirdiği için bu nokta genellikle görmezden gelinir. İnsanı aynı özden yaratan tanrı mesajlarınıda insanlığın hayrı ve mutluluğu için göndermiş olmalıdır. Farklılıklar hep zamanın ruhuyla ilgili olanlardır. Onlar da mesajın farklı kültürlerle buluşmasıyla oluşan tonlarıdır. Önemli olan kültürlerin birbirlerini tanımaları ve birbirlerini tanımaları ve birbirlerini anlamalarıdır. Bu çalşma bu tür bir karşılaşmanın ve tanışmanın çarpıcı bir örneğidir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 935
En / Boy : 14 / 22
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2013
₺63,00
Tükendi
"İslamcı ve Püriten" iki önemli düşünce adamı, Rasim Özdenören ve Sabri F. Ülgener hakkında. Oldukça derinlikli iki yazı var önümüzde. Demirhan oldukça "basit" iki soru soruyor: Özdenören’e "İslamcı" diyebilir miyiz? "Eğer İslamcılık, hayli politik vurgulara sahip bir yol haritası sunan ideolojik bir yapı olarak ele alınırsa, bu tanımla bekleyiş’in çelişeceği ve dolayısıyla bekleyiş üzerinden Özdenören’in İslamcılığına ulaşılmasının zor olacağı söylenebilir. Olsa olsa buradan onun İslamcı olmadığına varılabilir. Çünkü ideolojik ve politik bir yol haritasında bekleyiş’ten ziyade hareket önem taşır. Ancak zaten sorun da burada düğümleniyor: Özdenören’i ne derecede İslamcı saymalı?" Ülgener’de "Püriten" ne anlama geliyor? "Ülgener için "püriten" denilebilir mi? Ülgener, Weber’den devşirdiği, ancak onu eleştirerek Osmanlı toplumuna uyguladığı okuma tarzıyla, bize nasıl bir toplum formu önermektedir? Dahası, Weber’in bireyleri savaş alanına sürdüğü, Nietzscheci bir tonlamaya sahip, bürokrasi, karizma, rasyonelleşme ve benzeri güç alanlarında, ancak bireylerin "deruni" bir itki (ya da kuvve) bulmaları, kendi tanrılarını kendileri yaratmaları gerektiği konusundaki "kötümserliği"; "püriten" olmayan bir "püriten", rasyonelleşmenin çıkmazlarına çözüm olarak "rasyonalize bir püriten"in ortaya çıkması beklentisi içinde olması, Ülgener’e ne kadar sirayet etmiştir? Nihayette, Ülgener, "püriten"i nasıl çevirir?" Demirhan iki düşünürü incelerken kullandığı kilit kavramları Derrida, Bauman, Heidegger, Nietzsche, Weber atıflarıyla örülü olarak ele alıyor. Okuyucu yukarıdaki batılı felsefecileri bakarak -haklı olarak- şöyle diyebilir: Yerli düşünürleri yabancı düşünürlerle açıklamak? Demirhan bu konuya da değiniyor hem de kısa bir Şerif Mardin eleştirisiyle birlikte.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 75
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2012
₺7,92
Tükendi

Elinize aldığınız kitapla eğitime hâkim materyalist ideolojinin röntgeninin çekildiği ümidindeyiz. Hastalıklı eğitim yapımız için çözüm arayanlara pencereler açılacaktır. İnsanlar pencerelerden hayatı ve kâinatı, kendisini tanıyacak okullarda ders kitaplarının yapamayacağını yapacak; sadece öğrenciler için değil, elinizdeki kitap herkes için bir fen kitabı olacaktır.

Bu kitapta özellikle yaratılış konularında fen eğitiminin 19. yüzyıldan kalma dogmatik paradigmalarına karşı bir çözüm yolu, bir bakış açısı sunulmaktadır.

Bu kitapta felsefenin hikmetle bağı kurulmakta ve dolayısıyla varlığı bir bütün olarak görmenin yolu açılmaktır. Felsefenin hikmetle, bilimin de metafizikle bağı yeniden tesis edilince insan hayatı yeniden anlam kazanmaktadır. Sunulan metotla modern bilimin metafizik arka planında yeniden inşa edilmesi ile bilim nicelik alanında yatay olarak gelişirken, dikey olarak ruhani boyutla irtibatı kurulmaktadır.

Kalın bir perde yahut puslu veya renkli bir cam parçası, altındaki şeylerin görünmesine engel olduğu gibi, varlıklara manayı ismiyle bakmak, yani sadece onların özelliklerini ve faydalarını inceleyerek bunların o varlıklara nasıl ve kim tarafından takıldığını hiç düşünmemek hakikatlerin görünmesine mani olmaktadır.

Bu kitapta sunulan bakış açısı, bilimleri kendi özüne ve asliyetine kavuşturmakta ve dünyeviliğe/materyalizme alet olmaktan kurtarmaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 696
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2017
₺58,50
Tükendi

Yahudiliğin erken dönemlerinde şiddeti yoğun olan "biz ve diğerleri" ayrımı 18. yüzyılda Aydınlanma hareketinin Yahudilere de sirayet etmesinden sonra hafiflemiş ve dünyaya entegre olma kurtuluşa bir yol olarak düşünülmüştür. Bu yeni kurtuluş yolu seküler Yahudiliğin umudu oluştur. Fakat 18. yüzyılda ortaya çıkan bu seküler söylem iki zıt formülasyona yol açmıştır. Biri başkalarının arasında erime arzusu ve tarihin ağır kamburundan kurtulma; diğeri bir ulus ve coğrafya altında birleşme. 19. yüzyılın sonlarından itibaren bunlardan ikincisi egemen olmaya başlamış ve bu süreç bir devletin kuruluşuyla neticelenmiştir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 66
En / Boy : 14,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2016
₺45,00
Tükendi
Eski Amerikan Halklarının dinlerinin tanıtıldığı kültür izlencemizin ilk kitabında iki büyük uygarlığın Azteklerin ve onların da öncüleri olan Mayaların dinsel inanışları ve bu dinsel inanışların temelinde yatan kendine özgü kültürler anlatılmaktadır. Günümüzde coğrafi konumu nedeniyle "Orta Amerika" olarak adlandırılan bölgede Kolomb öncesi Amerikan kültürünü oluşturan eski Meksika ve Maya ülkelerinde gelişen dinler hakkındaki bilgilerimiz, yaklaşık 1920’li yıllarda başlayan arkeolojik kazılarla elde edilmiştir. Bu zamana kadar araştırmacıların elinde birkaç yapı ve anıt ile kızılderili resim yazılan ve İspanyollar tarafından yazılmış kaynaklar vardı. Kazılar başladıktan sonra bilim adamları bir anda, toprağın neredeyse ikibin yıl boyunca insan elinin yıkıcılığından titizlikle koruduğu, büyük bir kısmı hiç bilinmeyen ve çok yönlü bir uygarlık buldular karşılarında. Buluntular sadece günlük yaşam ve el sanatlarının değil aynı zamanda eski Amerika’nın ilk zamanlarında gelişen dini görüş ve geleneklerin de etkileyici tarzını ortaya koyuyordu. Binlerce yıl dış dünyaya kapalı kalmış, eski kıta dinlerinin etkilerinden uzakta gelişmiş ve eski kıtanın "kurtarıcı dinleriyle" kültürleri Avrupalı Fetihçiler tarafından öldürülüp yok edildikten sonra tanışmış eski Amerikan halklarının dinsel inançlarının anlatıldığı bu betiği okuyucuların değerlendirmesine sunuyoruz.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 170
En / Boy : 13 / 19
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .1998
₺9,07
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 360
En / Boy : 13 / 19
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.1998
₺33,75
Tükendi

İslam nedir ?

Hayatımızzla nasıl bir etkileşim içerisindedir ?

Geçmişten geleneksel anlayıştan tevarüseden din algılaması ne kadar gerçek hayatdini olan İslamla bağdaşmaktadır ?


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 151
En / Boy : 14 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2015
₺12,50
Tükendi

Yaşadığı dönemin en ünlü filozoflarından olan İbn Kemmune (ö.683-1284) mantık, fizik ve metafizik başta olmak üzere felsefenin pek çok alanı ile mukayeseli din çalışmaları konusunda orijinal eserler ortaya koymuş ve İbn Sina sonrası felsefe geleneği üzerinde etkili olmuş çok yönlü bir düşünürdür. Elinizdeki bu çalışma, İslam dünyasında felsefenin sürekliliğini gösteren tipik örneklerden biri olan filozofun bilgi teorisini, onun matbu ve çoğu yazma halinde bulunan tüm temel eserlerine müracaatla bir bütünlük içinde anlamayı ve analiz etmeyi amaçlamış bulunmaktadır. Bununla birlikte, İbn Kemmune’nin, döneminin felsefe anlayışına uygun olarak bilgi teorisi konusuna eserlerinde müstakil bir disiplin olarak yer vermemiş olması, aksine onun bu konudaki düşüncelerini birbiriyle irtibatlı bir biçimde psikoloji, mantık, kozmoloji ve ontoloji gibi alanlarda ortaya koymuş bulunması tüm bu mezkur alanları bir bütün olarak kavramayı gerekli kıldığı gibi, onun bilgi görüşünü modern epistemoloji bağlamında yeni bir inşaya tabi tutmayı da zorunlu hale getirmiştir. Bu çerçevede İbn Kemmune’nin bilgi teorisi konusunda ilk kez gerçekleştirilen böyle bir çalışma, sadece İslam felsefe geleneği içerisindeki bilgi konusuna ilişkin birikimi anlama ve kavrama açısından değil, aynı zamanda yeni bir birikim oluşturma çabası içerisinde olanlara bir zemin oluşturması bakımından da önemli bir niteliğe sahiptir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 197
En / Boy : 14 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2004
₺60,00
Tükendi

Çağdaş müslüman düşünürlerin ilginç bir temsilcisi olan Hasan Hanefi’nin elinizde bulunan bu çalışması, Dirasat İslamiyye (İslami İncelemeler) adlı kitabında yer alan, "Eski kültürümüzde insan niçin ihmal edildi?" ve "Eski kültürümüzde tarih niçin ihmal edildi?" başlıklı iki incelemesi ile Marinus van den Boom’un "Devrimci Bir Düşünür: Hasan Hanefi" adlı incelemesinden oluşuyor. Hasan Hanefi’nin bu çalışmasında insan ve tarih konularını ele alışı, müslümanların bilim alanındaki ilerleme ve belirlemelerini farklı ve eleştirel bir okumadır. Yazar, insan ve tarih konularının, İslam uygarlık tarihi içinde gelişen bilimler tarafından parçacı yaklaşımla ele alındığını, bütünlükten uzak bu tür yaklaşımların yetersizliklerini belirtmektedir. Dolayısıyla bu çalışma, insan ve tarih bağlamında bilimlerin gözden geçirilişi olarak okunabilir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 102
En / Boy : 14,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2000
₺70,00
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 367
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺32,76
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 288
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .
₺7,78
Tükendi

İslam ve Felsefe İslam uygarlığının tarihsel referanslarından yola çıkarak İslam’ın felsefesini yapmaya imkan tanıyacak yeni bir yaklaşım önermektedir. Sistematik olduğu kadar, eleştirel bir inceleme niteliği de taşıyan bu kitap, İslam felsefesinin çağdaş misyonunun ne olabileceğine ilişkin bir dizi öneriyi de içerme çabasındadır.

Kitap, tarihsel olarak Antik Grek ve daha önceki dönemlerin felsefe geleneğini izleyerek bir başlangıç yapıyor. Bu dönemler, İslam felsefesi ve onun tarihini anlamak açısından ihmali mümkün olmayacak bir zemin oluşturuyor. İşte İslam felsefesi, serüvenine buradan başlıyor. Genel anlamıyla İslam düşüncesi mademki bir serüvendir, şu ya da bu şekilde hayatiyetini sürdürecektir.

Bu çalışma, bir yerde noktalanması mümkün olmayan İslam düşünce dinamizmine problematik açıdan yaklaşmayı; sorun çözmekten öte, hangi sorunların var olduğuna işaret etmeyi amaçlıyor. İslam felsefesi bununla birlikte, İslam’ın temel “olmazsa olmazları” üzerinde her türlü düşünsel, deneysel ve sezgisel insani aktları devreye sokmak gibi hayati bir rol üstlenmek zorundadır. İşte, İslam ve Felsefe bu zorunluluğu kendi çapında hissetmeye çalışan bir kitap...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 432
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2014
₺123,00
Tükendi
Modern bilim, dinozorlar ile Eski Mısırlıların aynı çağda yaşadığı, güneşin dünyanın çevresinde döndüğü ve tüm canlıların ilahi bir güç tarafından yaratılmış olduğu gibi dinsel açıklamaları geçersiz kılmış olmasına karşın bugün neden insanlar hâlâ bu öğretilerin peşinden gitmeyi sürdürüyorlar? New York Times gazetesi köşe yazarlarından Nicholas Wade bu kitabında dinin nasıl ortaya çıktığı, geçmişte ve günümüzde toplum içerisinde nasıl bir rol oynadığı ve gelecekte hangi biçimleri alabileceği konusundaki düşüncelerini sizlerle paylaşıyor. Dinin ilkel toplumların müzik, dans ve trans pratiklerinden doğduğunu vurgulayan Nicholas Wade, Richard Dawkins gibi "azılı" ateistleri dinin tarih boyunca insan toplumlarının hayatta kalmasına yaptığı önemli katkıyı küçümsemekle eleştiriyor. "şimdiye kadar, bir dini olmadan uzun süre hayatta kalmış hiçbir toplum yoktur. Sovyetler Birliği yalnızca 70 yıl dayanabilmiştir," diyen Wade’e göre, din insan toplumlarına evrimsel bir üstünlük kazandırmıştır. Günümüzde organize dinler bilimle daha uyumlu yeni inanç biçimlerinin oluşumunu engellemektedir, ama gelecek, evrim kuramı gibi bilimsel ilerlemeleri kendi öğretisine dahil eden yeni dinlerin doğuşuna sahne olacak gibi görünmektedir. İnanç içgüdüsü, tabiri caizse, ateizme "içeriden" bir eleştiri. Batı’da ateistler ile dindarlar arasındaki tartışmalara yabancı olmayan Türk okuru bu kitabı ilgiyle okuyacak.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 400
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺32,80
Tükendi

İbrani isminin veya İbranilerin bir kolunun adının İsrailli olarak değişmesi Yakup’un Tanrısal bir yaratıkla güreşmesinin anısınadır. Bundan sonra İbrani adı sadece dilin ve yazının ismini tanımlamakta ve ayrıca Musa öncesi dönemin karakterine atıfta bulunmaktadır. 19. yüzyıldan itibaren İbrani kelimesi, Musevi ya da Yahudi gibi din çağrışımlı değil, etnik çağrışımlı bir isim olarak kullanılmaya başlanmıştır. İlk baskısı 1964 yılında gerçekleştirilen İbrani Mitleri, İbrani söylencelerini çeşitli kaynaklardaki halleriyle bir bir önümüze sererken aynı zamanda onları Ege, Miken ve Mezopotamya mitleriyle ilişkilendirip çeşitli temaların farklı toplumlardaki geçişkenliğini ve deyim yerindeyse evrenselliğini vurguluyor. Anlatımsallığın ön plana çıktığı İbrani Mitleri, Tekvin, Midraşlar, Talmud kitapları aracılığıyla destekleniyor. Daha önce "Yunan Mitleri" adlı çalışmasını da yayımladığımız, söylence ve din ilişkileri üzerine uzmanlık derecesinde çalışmalar yapan Robert Graves, bu kitabı Yahudi kültürü üzerine benzer çalışmalar yapan Raphael Patai ile birlikte hazırlamış. İbrani Mitleri, her bir mitin kökenine inerek Antik Yunan’daki benzer mitlere yaptığı göndermelerle hem bir karşılaştırmalı dinler tarihi hem de karşılaştırmalı mitler dizgesi sunuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 400
En / Boy : 16 / 24
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .2009
₺205,00
Tükendi

Cinsellik ve din insanlığın en genel meseleleridir. Çoğunlukla karşıt -fiziksel ve tinsel, geçici ve sonsuz- olarak değerlendirildiklerinden, farklı ve açık seçik bir biçimde tanımlanmış alanları işgal ediyor gibi görünseler de, sürekli etkileşim halindedirler. Dünya Dinlerinde Cinsel Ahlak cinsellikle dini, hem Doğu hem de Batı dinlerinin çok eski gelenek ve uygulamalarından, tıp, psikoloji ve kadın haklarının günümüzdeki etkilerine kadar, büyük dünya dinlerinin tarihi ve çağdaş bağlamları içinde, benzersiz bir biçimde keşfediyor. Evlilik, bekaret, tekeşlilik, çokeşlilik, tutku, aşk, Yoga ve Tantra, Yin ve Yang gibi pek çok konuyu içeren kitap, dünya dinlerine ilişkin zenginleştirici bir genel bakış sunuyor. "Ustaca bir çalışma" -Book Choice- "Dünyanın bütün büyük dinlerini içeren kısa ve eksiksiz bilgiler sunan bir kitap." -The Expository Times- "Eşsiz, sarih ve öncü bir çalışma. Ciddi bir araştırmanın ürünü ve yeni düşünceler uyandıran bir üslupla yazılmış." -BBC Book Review-


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 381
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2003
₺123,00
Tükendi
Hayatın anlamıyla ilgili, bütün dünyadaki dini geleneklerin bir ölçüde paylaştıkları, özdeş sayılabilecek dini bir bakış açısı var mıdır? Dünyanın önde gelen din alimleri dinin ve ahlak felsefesinin meselelerine çoğulcu ve evrensel bir açıdan bakmak üzere yola çıkmışlar. Seçkin bilim adamlarının dikkate değer çalışmalarından oluşan bu derleme, hayatın anlamına yönelik dini bakış açılarının berrak ve özlü bir incelemesi. John Hick, Huston Smith, Ninian Smart, Sallie McFague ve Keith Ward gibi düşünürler tarafından kaleme alınan bu denemelerde, belli başlı dini geleneklerin farklı görüşleri irdelenirken, bir yandan da okura karşılaştırmalı bir çözümleme ve özgün bir kavrayış sunuluyor. Sonuç olarak ortaya çıkan, eğitmeye ve aydınlatmaya yönelik birikimsel geleneğin gücünü vurgulayan, okurun hayatın anlamına dair bilgiye dayanan bir kavrayışa ermesini sağlayan ayrıntılı bir inceleme. Bilgiyle donanarak ulaşılan bu kavrayış, hiç kuşkusuz, öğrencilerin ve bilim adamlarının yanı sıra konuya ilgi duyan okurları da fethedecek. Özellikle de, dinle ya da din olmaksızın, anlamlı bir hayat sürme hedefine yönelenleri...
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 479
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2002
₺24,60
Tükendi

Anadolu’nun coğrafi konumu da göz önüne alındığında, tarih boyunca bu topraklarda tanık olunan din çeşitliliğinin, yeryüzünün başka hiç bir bölgesiyle karşılaştırılamayacağı kolayca görülür. Sayısız denecek denli çok uygarlık, bunun doğal sonucu olarak da bu denli çok ve değişik din, Budizm, Taoizm, Hinduizm gibi doğu, Uzakdoğu dinlerini bir yana bırakacak olursak; gerek çok tanrılı, gerek tek tanrılı dinlerin buluştuğu bir kavşak oluyor Anadolu. Dahası, Uzakdoğu dinlerini de pek göz ardı etmemeli. Anadolu’dan söz ederken, Taoizmi, Hinduizmi pek bilemiyoruz ama -ister çağın modası, ister bir yeni arayış diye nitelensin- sayıları az da olsa Budizm’in temsilcilerinin bile ülkemizde varoldukları bir gerçek.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 190
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .1998
₺8,20
Tükendi

Bu kitap nasıl oluştu? Biz bir ortak payda arıyorduk. Çelişkilerimiz ne kadar çok ve derin olursa olsun, mutlaka bir ortak paydamız olmalıydı. Aynı zamanda ve aynı coğrafyada yaşıyorduk. Birlikte yaşamanın bir yolunu bulmalıydık. Üstelik ortak paydamız olmayan noktalarda bile sabrı, tahammülü örgütleyemez miydik? Yani birlikte yaşamak bu kadar zor bir iş mi idi? Hem de 600 yıl süren bir imparatorluğun çoğul mirası içinden çıkıp gelen bir halk için. Öyle ki, tarihin bu en eski ve zengin uygarlıkları üzerinde yaşayan bir halk olarak eğer bunu başaramayacaksak, yazık bize! Biliyor musunuz, insan aynı yolda yan yana, elele mücadele verdikçe, hiç farkın avarmadan yokoluyor korkularının, kuşkularının birçoğu, O’nun pek de "Başka" olmadığını, aynen bizim gibi iki kolu, iki bacağı olduğunu, aynen bizim gibi korkuları, kuşkuları, sevinçleri, dertleri, üzüntüleri olduğunu -çok ayıp ama yeniden- keşfediyorsunuz. Şimdi de bu noktadayız işte. Sivil toplumun ortak paydalarını arayan çalışmada gene yan yanayız. Birbirimizin ne yazdığını okumadan yazacağız, bir başka kişi yanyana getirecek bakacak, acaba ikimizin düşüncelerinin ortak paydası var mı, varsa ne kadar, nereye kadar? Bu sorunun yanıtını ben de merak ediyorum doğrusu. Biri "İslam", öteki "Ateist" bu iki zıt kutup, dünya görüşleri ne kadar aykırı olursa olsun, insanların "İnsanlık" ortak paydasında buluşabileceğine ve ortak dertler için ortak çözümler bulunabileceğine örnek oluşturuyorlar.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 248
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2004
₺21,84
Tükendi
Milli Mücadele üzerine pek çok şey yazıldı, çizildi, konuşuldu. Ancak bir konu var ki yıllarca tabiri caizse es geçildi. Türk asıllı Ortodokslar’ı kimse anmadı. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Türkler ve Rumlar nüfus mübadelesine tabi tutulurken, türk asıllı Ortodokslar da bu mübadeleyle Yunanistan’a gönderildi. Hiç ama hiç istemediler bu mübadeleyi. Ancak yapabilecekleri hiç bir şey de yoktu. İstiklal Mücadelesinde savaştıkları insanların yanına gönderildiler. Bugün bu olayın üzerinden yıllar geçti. Zaman merhemi bu dramların üzerini kapattı. Herkes kendi acılarıyla kaldı
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 156
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2003
₺26,88
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 230
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2007
₺78,00
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 575
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺40,74
Tükendi

Seni Mısır diyarından, esirlik evinden, çıkaran Tanrın Yahve benim. Karşımda başka Tanrıların olmayacaktır. Kendin için oyma put, yukarda göklerde olanın, yahut aşağıda yerde olanın, yahut yerin altında sularda olanın suretini yapmayacaksın, onlara eğilmiyeceksin çünkü ben, senin Tanrın Rab, benden nefret edenlerden babaların günahını çocuklar üzerinde, üçüncü kuşak üzerinden ve dördüncü kuşak üzerinde arayan ve beni seven ve emirlerimi tutanların binlercesine inayet eden kıskanç bir Tanrı’yım.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 383
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2015
₺32,00
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 104
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺64,00
Tükendi

"Peki insanlık tarihiyle başlayan din olgusu nasıl oluştu? Veya oluşturuldu? Zira bütün kainatı yaratan Yüce Allah insanları kendisini tanıtma adına ayrı ayrı dinsel inanışlar icat edip sonra birbirlerini katletmelerini mi buyurdu? Bir taraftan tek Tanrılı dinlerin temel ilkesi olan "Heğimiz Adem ve Havva’dan geldik hepimiz kardeşiz" ilahi konseptiyle, diğer taraftan da insan nefsinden zuhur etmiş, "Sen karşı taraftansın" veya "aynı tarafta olsak bile diğer mezhepten veya düşmanım olabilirsin" mantığı. Güç sahipleri veya belirli zümreler Yetkilerini Yüce Yaratıcı’dan aldıklarını iddia ederek insanlık tarihinin başlangıcından beri egoistçe yaklaşımları esas olmak üzere, arka planında hep kendi siyasi, maddi, askeri çıkarlarını korumak olan bir takım inanç sistemleri icat etmişler veya mevcut inanç sistemlerini modifiye etmişler ve yine saydığımız sebeplere paralel olarak yasaklarla, cezalarla hatta insanları kurban etme uygulamalarıyla kendi saltanatlarını zalimce ayakta tutmaya çalışmışlardır. Maalesef Güneş gibi parlayan ve bir o kadar aşikar olan üstelik Güneşe ve tüm kainata ışık veren Yüce Yaratıcı’yla insanlık arasına perde üzerine perde hatta kale duvarları inşa etmişlerdir."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 288
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2010
₺15,00
Tükendi

"Geçen iki yüzyılın çok büyük kısmında ulusu temsilen devletin ortaya çıkışı, doğal ve kaçınılmaz bir süreç gibi algılanmıştır. Bundan dolayı, insanlık tarihi bu çerçevede şekillendirilmeye başlanmıştır. Elinizde tutuğunuz kitap, ulusal söylemle yazılan tarih anlayışının kültürel yaptırımları ve varsayımlarının ötesine gitmeyi amaçlayan bir çabanın ürünüdür. Diğer bir deyimle, ulusal tarih anlayışının dayandığı teleolojik gelişme modelini tamamen reddetmektedir. Burada benimsediğimiz anlayışa göre, ulusal şekillenme, insanlar arasında dönemin tarihsel çerçevesine ve kültürel geleneklerine bağlı olarak devam eden bir toplumsal süreç olarak kabul ediliyor. 19. yüzyıldaki Osmanlı dünyasına kendi halklarından birinin, yani Rumların gözlüğü ile bakmamızın, onun gelişimini etkileyen ve değiştiren önemli siyasi ve iktisadi güçleri daha iyi anlamamıza yardımcı olacağına inanıyorum. Bu güçlere bakmak için seçtiğim pencere, tutulan kayıtlardan ve kaydedilen hatıralardan ortaya çıkabildiği ölçüde Rumların toplumsal hayatlarıdır. Bu pencerenin çerçevesini oluştururken, Osmanlı toplumu üzerine çalışan bilim adamlarının yazdıklarına dayandım. Böylece elinizdeki bu çalışmaya hâkim olan bakış açısını şekillendirirken, Rumların perspektifinden hareketle Osmanlı devletinin daha geniş yapısına ulaşmaya çalıştım. Benim bu çalışmadaki amacım, Osmanlı devleti ve toplumunun kültürel kimliğini derinden etkileyen sosyal, iktisadi ve siyasi gelişmeleri birbirine bağlamak oldu. Böyle yaparak, bir zamanlar Osmanlı Anadolusu’ndaki çok-etnik karakterli dünyanın ayrılmaz bir parçası olan halklardan birinin çok özgün ve kapsamlı bir portresini yaratmaya çalıştım." -Gerasimos Aucustinos-


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 301
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺27,30
Tükendi

“Doğu bilimleri tarihinde İbn-i Arabî düşüncesiyle ilgili ilk defa böylesine kapsamlı bir çalışmaya sahibiz. William Chittick, İbn-i Arabî’nin başyapıtından pek çok bölümü tercüme edip, onları dinbilimsel bağlamına oturtarak metafizik tasavvuruyla ilgili hem İslam dünyasında hem de Batılılar arasında var olan pek çok yanlış anlaşılmayı gideriyor. Chittick, bunu son derece açık ve anlaşılır bir biçimde yapıyor. Bu kitap, İslâm maneviyatıyla ilgili çalışmaların en önemli kilometre taşlarından biri olarak kalacaktır.”

- Annemarie Schimmel, Harvard Üniversitesi

“İnsanın insanlığını koruyup aynı zamanda bütün âlemle merhamet ve şefkate dayalı bir ilişki inşa edebilmesi için bugün itibariyle varolan en üstün ve kıymetli kaynak İbn-i Arabî’dir.”

William Chittick, Sufi’nin Bilgi Yolu’nda İbn-i Arabî’nin bakışını derinlemesine ve kapsamlı bir şekilde anlatıyor. Kitap, İbn-i Arabî’nin insanın mükemmelliği ile ilgili düşüncelerini, ilahiyat, varlık, bilgi, Kur’ân tefsiri ve ebedi kurtuluşa dair görüşlerini açıklıyor. Metodolojik bir üslubun kısıtlamalarına bağlı kalmayan sarih ve berrak dil, kitabı diğer manevi geleneklere aşina olanlar için anlaşılır kıldığı gibi, sahip olduğu akademik çerçeve de konunun uzmanlarına hitap ediyor.

“Konevî’nin etkisiyle ilgili İstanbul’da keşfettiğim harika şeylerden biri Fatih Sultan Mehmet’in, onun düşünce okuluna mensup olduğunu öğrenmek olmuştu. Süleymaniye’deki yazma eserleri okurken, üzerlerindeki resmî mühürden bunların çoğunun Sultan Mehmet’in özel koleksiyonuna ait olduğunu fark ettim.”
Kitapta Fütûhât-ı Mekkiyye’den yaklaşık altı yüz bölümün tercümesi var. Sadece bu, Fusûsu’l Hikem’in toplam hacminin neredeyse iki katı. Son derece zengin kavramlar dizini de kitabın Sufizm ve genel olarak İslâm düşüncesi alanlarında paha biçilmez bir referans kaynağı olmasını sağlıyor.

William Chittick, State University of New York, Dini Araştırmalar Bölümü’nde profesör olarak görev yapmaktadır.

Kapısını çalıp ısrarla, ümitle pür dikkat bekledim

Ta ki çehresinin azameti gözün önünde belirene kadar

Gel dedi... Hepsi bu,

Varlığın bilgisiyle doldu bütün kalbim

Geride Allah’tan gayrısı kalmadı.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 504
En / Boy : 16 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2018
₺198,50
Tükendi
Halveti şeyhi Cemâlî’nin Fatih Sultan Mehmed’e sunduğu Osmanlı’nın ilk tasavvuf eseri Risâle fî Etvâr’is-Sülûk, Latin alfabesiyle ve çift dilli olarak ilk kez yayımlanarak okurla buluşuyor... Osmanlı toplumu içerisinde toplum bireylerinin psikolojik-psikiyatrik terapi merkezleri, ruh-sinir dengesi bozulan kişilerin tedavi görüp rahatlayıp ferahladığı tekke ve zaviyeler; şeriat dairesinde olmakla beraber, dinin daha estetik bir formunun ve Fıkıh İslamı yerine daha billur ve latif bir dindarlığın yaşandığı mekânlar olmuşlardır. Medresenin katı tutumları ve dinsel metinleri yorumlamadaki tavizsizliği, halkın içerisindeki farklı görüşleri kendi içerisinde barındırmak bir yana dışlayıcı ve dışarıda bırakıcı olması; halk indinde, kimi zaman da sultanlar katında tasavvufi görüşleri daha muteber bir hale getirmiştir. Yunus Emre’nin Divân’ı, Mevlânâ’nın Mesnevî’si ve bu tarzda kaleme alınan (mesela Bektaşi meşreplilerin yazdıkları) eserler, insan anlayışları açısından şeriatın daha latif bir yorumunu verirken daha evrensel ve kuşatıcı da olmuşlardır. Risâle fî Etvâr’is-Sülûk, zengin muhtevası ile tasavvufun bütün konularını erbabının deyim ve deyişlerine uyarak kullanan Cemâlî’nin, hem kendi zamanında hem de kendisinden sonra yaygın etki bırakmış bir eseridir ve bir "toplumsal bellek vesikası" olarak kabul edilmelidir. Osmanlı’nın derli-toplu ilk tasavvuf eseri olan Risâle fî Etvâr’is-Sülûk’u günümüz Türkçesine kısmen yakınlaştırarak ve paralel tarzda -çevriyazıyla birlikte yayımlayarak kütüphane rafları arasında yitik kalmış bir hikmeti sevenlerine kavuşturmayı amaçladık.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 381
En / Boy : 16,5 / 23,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2013
₺275,00
1
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı