Diktatörlerin Akşam Yemeği
Diktatörlerin Akşam Yemeği

Diktatörlerin Akşam Yemeği (9786056474378)

0,00
Yayinevi : Geoturka
Fiyat : ₺60,00

Kasım 2014'te İngiltere'de yayımlandığı andan itibaren neredeyse dünyanın tüm gazetelerine haber olan, hakları birçok dile satılmış Diktatörlerin Akşam Yemeği kitabı, İngilizceden sonra ilk kez Türkçede!

Soykırım dendiğinde akla gelen ilk isim olan Adolf Hitler'in, sözde vejetaryen kimliğine rağmen dil ve karaciğerle doldurulmuş güvercin yavrularını aç bir kurt gibi yediğini biliyor muydunuz?

Peki ya İtalyanların Mussolini'sinin tabaklar dolusu çiğ sarımsağı yalayıp yuttuğu için karısı tarafından yatağında yalnız bırakıldığını? “İnsan eti sevmiyorum; bana çok tuzlu geliyor,” diyen İdi Amin'in günde kırk portakalı mideye indirdiğinden haberiniz var mıydı?

Ya da Küba lideri Fidel Castro’nun, ulusal hayvanat bahçesindeki “Hayvanlara yem vermeyiniz” tabelasının, “Hayvan yemlerini yemeyiniz” ve “Hayvanları yemeyiniz” tabelaları ile değiştirilmek zorunda kalındığı bir dönemde, evine leziz karaborsa yiyeceklerle gelip, etrafındaki insanlara ıstakozu nasıl ızgara yapacaklarına dair nutuk çektiğinden?

Bilgilendirici olduğu kadar eğlenceli de olan, tarih, fotoğraf albümü ve yemek kitabı karışımı bu kitapta, 20. yüzyılın en azılı diktatörlerinin sıra dışı hayatlarının yanı sıra, dünyada ilk defa yemek zevkleri de mercek altına alınmıştır. Dünyanın gidişatına yön veren liderlerin sofra sohbetleri ve siyasetlerinin şaşırtıcı iç yüzü, masa düzenlemeleri, bağımlılıkları, sakatlıkları ve tabii ki en sevdikleri yemek tarifleri okurla paylaşılmıştır. Gerçekten de, bir canavar ile insan arasındaki çizgi ne kadar ince olabilir?


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 176
En / Boy : 15 / 23
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 3.2015

Benzer Ürünler
  • Haçlıları Kudüs'ten atan komutan olarak Selahaddin; her kuşağın yeniden anlattığı bir efsaneye dönüşmüş durumda. Dante onu Cehennemin ilk halkasına koyarken, askeri ve manevi başarılarının günümüzdeki mirasçıları tarafından emperyalizme direnişin İslami sembolü ya da Arap sosyalizminin kahramanı olarak bile görüldü. Peki ama gerçek Selahaddin kimdi?

    Azzam bu soruyu yanıtlarken önce Selahaddin'in yaşadığı dönemi değerlendiriyor. 10 ve 11. yüzyılın büyük Sünni Rönesansı İslami düşünceyi tek bir ortodoks şemsiye altında toplamayı başarmıştı. Selahaddin tıpkı bugünkü Ortadoğu'ya benzer bir dönemin çocuğuydu. Ama Azzam, Selahaddin'in büyüklüğünün hep yapıldığı gibi savaş alanlarında değil, onun manevi ve siyasi vizyonunda arıyor. Dürüst ve riyasız bir lider olarak düşmanlarının oyunlarına dahil olmadı ve bütün Müslümanları tek bir orduda birleştirdi.


    Basım Dili : Türkçe
    Basım Yeri :
    Sayfa Sayısı : 326
    En / Boy : 13.5 / 19.5
    Kağıt Cinsi : 2. Hamur
    Basım Tarihi : 9.2015
    ₺98,40
  • Araştırmacı gazeteci Jenny Nordberg, kız çocuğu olarak büyümenin ne anlama geldiğine dair fikirlerinizi baştan aşağı değiştirecek gizli bir geleneği gün yüzüne çıkarıyor.

    Neredeyse tamamen erkeklerin hakim olduğu bir kültür olan Afganistan’da bir oğulun doğumu kutlama sebebiyken bir kızın doğumu genelde talihsizlik olarak görülüp matemle karşılanır. Bacha posh (Afgan Farsçasında tam olarak “erkek çocuğu gibi giyinmiş” manasına gelir) bir süreliğine erkek çocuğu gibi yetiştirilen ve dış dünyaya böyle tanıtılan bir kız çocuğudur. Bu olguyu New York Times için haberleştiren muhabir Jenny Nordberg, kadınların neredeyse hiçbir haklarının olmadığı ve çok az özgür oldukları, cinsiyetlerin derinden ayrıştığı bir toplumun diğer yüzünde gizlice yaşayanların güçlü ve etkileyici hikâyesini anlatmıştır.

    “Afganistan ham bir ataerkillik hikayesidir. Dolayısıyla aynı zamanda kadın ve erkek atalarımızın sürdürdüğü yaşamlardan unsurlar taşıyan Batı tarihinin de bir hikayesidir.”

    “Cinsiyet bizim için güzellik, aşk ve sihir yüklüdür. Erkeklerle kadınlar “farklı”dır, çünkü biz çoğu zaman bu farklardan yararlanırız ve çünkü bu nosyanlarla oynamayı ve bunları geliştirmeyi severiz. Cinsiyet, keşfedebildiğimiz bir bilinmezdir gerçi iki farklı cinsiyetten oluşan ikili tanımın kurcalanması birçok kişiyi huzursuz eder.”

    Kabil’in Gizli Kızları aynı zamanda heteroseksüelmiş gibi davranmak zorunda kalan Amerikan deniz piyadesinin, Nazi Almanyası’nda protestanmış gibi davranan Yahudi ailenin, ten rengini açmaya çalışan siyahi bir Güney Afrikalı’nın hikayesidir.


    Basım Dili : Türkçe
    Basım Yeri :
    Sayfa Sayısı : 336
    En / Boy : 13 / 21
    Kağıt Cinsi : 2. Hamur
    Basım Tarihi : 8.2016
    ₺92,40
  • Gizli Cemiyetler Kitabı

    Gizemli Örgütlere Dair Kapsamlı Bir Rehber

    Alfa Yayınları


    Basım Dili : Türkçe
    Basım Yeri :
    Sayfa Sayısı : 400
    En / Boy : 14 / 16.5
    Kağıt Cinsi : Kuşe
    Basım Tarihi : .
    ₺533,00
  • Duydukları her an ölümü çağrıştıran bir gürültü… Bunaltıcı sıcaklar… Ciğerlere ve midelere sızan tozlar… Yetersiz su… Az zeytin, bol ekmekle idare edilmesi gereken azık…

    Ve salgın hastalıklar… Çanakkale’nin vebası dizanteri…

    Ya, “İstanbul bizim olacak” diyerek yola çıkan düşman? Ve amiralleri, “Tanrı Çanakkale’nin cezasını versin, orası hepimize mezar olacak!..” diyerek kaçan düşman?

    3 Ağustos 1914’de memleketin dört bir köşesinden seferberliğe katılıp “Canını verecek, namusunu çiğnetmeyecek”Türk gençlerinin; “Cephaneniz yoksa süngüleriniz var!..Ben size, taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” diyen komutanlarının arkasından hiç düşünmeden giden kahramanların; gözünü kaybettiği halde kumandanına,“Üzülmeyin kumandanım, bu gözler görmek istediklerini gördü!”diyen yüce gönüllülerin mücadelesi: Özhan Eren’in Çanakkale zaferini günbegün, anbean, farklı bakış açılarına yer vererek, heyecanla anlattığı bu kitap 7’den 70’e herkesin elinden düşürmeyeceği bir kahramanlık destanı.


    Basım Dili : Türkçe
    Basım Yeri : İstanbul
    Sayfa Sayısı : 290
    En / Boy : 13.5 / 19.5
    Kağıt Cinsi : 2. Hamur
    Basım Tarihi : 3.2015
    ₺77,90
  • “Cihan Harbinde muhtelif cephelerdeki yardımlarım daha geniş ölçüde oldu. Çünkü harp sahalarında çabuk ve büyük komuta mevkilerine geçmiştim. Her gittiğim yerde mektepleri dahi dolaşmak ve bakımsız çocuklara mümkün olan yardımı temin etmek­ten büyük haz duyuyordum. Suret-i umumiyede çocuk topluluğu mekteplerimizin sıhhi durumları ile ve hele iaşeleriyle yakından ilgilendiyordum. Yer yer vilayetlerin açtığı yetim yurtlarını ziyaretle yiyecek hususundaki eksikliklerine ordumdan yardım ettiriyordum. Diyarbakır, Tekirdağ, Erzurum yetim yurtlarını burada sayabilirim.

    Fakat asıl küçük yaşımdan beri idealim olan bir çocuklar kasabası kurmak ve burada bakımsız çocuklardan bakımlı bir çocuk ordusu teşkilini fiiliyat sahasına çıkarmaya ve kendimin de bu arada bir mürebbi ve muallim gibi çalışmaklığıma Mütareke’de Erzurum’da muvaffak oldum.”

    “Çocuk Davası benim en zevkli bir uğraşma mevzuumdur. Bu davayı ele almış ve fiiliyatla bu davanın hal tarzını bulmuş olduğumdan ilgili zatlarla ve matbuatla temas­larımda ve hususi, resmi toplantılarda bu dava üzerinde durmuşumdur. Bu alanda yaptıklarım, yazdıklarım ve söylediklerim bir hayli yekun tutar.”

    Çocuk Davamız, Kazım Karabekir’in çocuk, aile ve eğitim hakkındaki görüşlerini yan­sıtır. Birinci Dünya Savaşı sonrası Anadolu’da sefalet içindeki kimsesiz çocuklar için oluşturduğu kurumları ve onların eğitimine verdiği önemi gösterir.

    Bu kitap içindeki birçok mektup ve gazete haberleriyle içinde yaşadığımız coğrafyanın toplumsal yapısı hakkında bir belgesel niteliğindedir.


    Basım Dili : Türkçe
    Basım Yeri :
    Sayfa Sayısı : 464
    En / Boy : 16,5 / 24
    Kağıt Cinsi : 1. Hamur
    Basım Tarihi : 8.2020
    ₺123,20
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı