Teknoloji hızla gelişirken ve hayatımıza bu denli dahil olmuşken, çocuklarımızı teknolojinin zararlı yönlerinden uzak tutmak da gittikçe zorlaşıyor. Özellikle akıllı telefonlar, tabletler bu kadar yaygınlaşmışken. Çocukların gelişimini etkileyen, hatta nörolojik rahatsızlıkları bile tetikleyebilen bu gibi uyaranlara karşı çocuğunuzu nasıl koruyacağınızı bilemiyorsanız, Telefon İstiyorum!, bu konuda size rehber olacak bir hikâye…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 32
En / Boy : 23 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2017
₺126,00

C. Wright Mills’in 1956’da yayımlanan ve tüm dünyada büyük yankı uyandıran kitabı İktidar Seçkinleri, para, mülkiyet ve iktidar sahiplerinin izlerini sürüyor, dünyayı yöneten güç odaklarının ilişkilerini ortaya koyuyor.

Mills, “Yoksulluk aslında bir kısırdöngü müdür?”, “Liberal demokrasiler rekabette sahiden eşit fırsatlar sunuyor mu?”, “Büyük zenginler anıldıkları gibi ‘girişimci’ midir?”, “Ekonomi ve politikaya dair konular hangi filtrelerden geçirilerek kamuoyuna sunuluyor?”, “Bir ülkenin yönetiminde toplumun her kesimi sahiden söz hakkına sahip midir?” sorularına yanıt veriyor.

Dünya üzerinde söz sahibi olanların iktidar-asker-para ilişkilerini inceleyen İktidar Seçkinleri, Ünsal Oskay’ın özenli çevirisi ile okura sunuluyor. 

“Günümüzün sanayileşmiş toplumlarından biri olan Amerika’daki siyasal iktidar sorununu kendine odak alan bu eserde, günümüz toplumlarında siyasal, askeri ve ekonomik iktidar çevrelerinin birbirinden ayrı ve birbirine rakip güçlerin elinde değil, ‘şirketleşme çatısı altında yeniden düzenlenmiş bir üst sınıfın’ elinde olduğu ortaya konulmaktadır.”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 663
En / Boy : 13 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2017
₺240,24

“… Evliliğin ne dolduğunu bilmiyordum, diyorum ya düğün gününde hani arabaya bindik sen ne yapıyorsun dediler. Eve gideceğiz dedim, onlar da yok dediler. Senin evin artık başka yerde dediler. Ben de olmaz diyerek ağlamaya başladım… Eve gittik. Dolaba saklandım…”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 190
En / Boy : 14,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2014
₺45,00
Tükendi

Başka Bir Dünyadan Şarkılar: Sinema ve Türkiye Sosyolojisi, iki kitaptan oluşan bir film çalışmaları derlemesinin ikinci kitabı. İlk kitap, Hayatın Taklidi Dünyanın Derdi: Film Çalışmalarında Güncel Yaklaşımlar’dı. Bu kitaplar, doktora tezi, verdiği dersler, kitap, makale ve çevirileriyle film çalışmalarının ve akademik sinema eğitiminin Türkiye üniversitelerindeki öncü ismi Nilgün Abisel’e armağan olarak tasarlandı. Başka Bir Dünyadan Şarkılar, doktora tezinden başlayarak Abisel’in çalışmalarında ağırlıklı bir yeri bulunan Türkiye sinemasına odaklanıyor. Bu çerçevede kitaptaki yazılar, çeşitli konuları (filmler, yönetmenler, dönemler, vd.) güncel yaklaşımlar üzerinden yenilikçi bir bakışla ele alıyor. Böylece Başka Bir Dünyadan Şarkılar, tarihten estetiğe, çevre, yaşlı bakımı ve demokrasi gibi başlıklardan sinema eğitimine, ele aldıkları meseleler açısından çeşitlilik içeren yazılar aracılığıyla, yerli sinema üzerine ilginç bir toplam sunuyor.


Basım Ayı/Yılı : 7/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 248
Ağırlık : 248
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺92,40
Tükendi
19. Yüzyıl Sonu İtalya'sından Sosyolojik Bir Analiz

İtalyan toplum bilimci ve bürokrat Gaetano Mosca’nın, 1893 yılında Sicilya mafyası tarafından öldürülen Palermo Belediye Başkanı Emanuel Notarbartolo’nun anısına verdiği “Mafya Nedir?” başlıklı konferans, mafya konusunda başlıca kaynaklardan biri sayılıyor. Memleketi Sicilya’da mafya örgütlerinin gelişmesine imkân veren toplumsal ve siyasi koşullardan yola çıkan Mosca, benzer koşulların hüküm sürdüğü her toplum için geçerli olabilecek bir analiz yapıyor. İşte bu konferansın metni –Türkiye’den bir akademisyenin sunuşuyla birlikte– ilk kez Türkçede.

Mosca, 19. yüzyıl İtalya’sında zayıflamış devlet yapısının doğurduğu otorite boşluğunu etkili bir biçimde dolduran mafya örgütlerinin yol açacağı sonucu şöyle betimliyordu: “Güçlünün zayıf üzerinde kurduğu baskı ve sıkı örgütlenmiş küçük azınlıkların, örgütsüz bireylerden oluşan büyük çoğunluk aleyhine uyguladığı despotik yönetim.” Mosca’nın öngörüsü ne yazık ki bugün için de geçerli.

Gaetano Mosca’nın bu kitapta ortaya koyduğu derli toplu mafya analizi, sadece bu olgunun kökenlerine ışık tutmakla kalmayıp mafya örgütlerinin faaliyetleri bakımından bir zamanların İtalya’sı ile günümüz Türkiye’sini karşılaştırma imkânı da veriyor. Yüzyıl öncesinden verdiği bilgelik dolu mesajı ise halen güncel: “Uyum içinde hareket etme becerisine sahip örgütlü bir azınlık tarafından korkutulup sindirilen ve boyunduruk altında alınan örgütsüz çoğunluğa mensup bireyler adli makamların kanatları altına sığınmaya cesaret edemedikleri müddetçe istismara daima açık olacaklardır.” Yüzyıl sonra bugün insanlar daha cesur, adli makamların yurttaşlara kol kanat germeye cesaret edip edemeyeceğini ise zaman gösterecek.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 100
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺18,75
Tükendi
Depreme Karşı Farkındalık ve Deprem Bilinci Kazanmak İçin

Depremi önleyemeyiz ama, karakter sahibi, liyâkata önem veren vatandaşlar yetiştirerek depreme dayanıklı binalar yapan bir toplum olabiliriz.

Doğan Cüceloğlu

Yüzde doksan ikisi deprem yaşama riski üzerinde bulunan bir ülkede yaşıyoruz, deprem gerçeğine karşı bilinçli olmak ve sorumluluklarımızı bilmek zorundayız. Deprem kuşağında bulunan bir ülkede yaşadığımızı hiç unutmayarak...


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 48
Ağırlık : 48
En / Boy : 20 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,00
Tükendi

Sağlıklı İlişkiler İçin

Hayatı Değiştiren Araçlar Edinmek...

 

Sevgi, saygı, güven ve anlayış temelli ilişkiler yaşamak isteyenler için somut araç ve yöntemler sunan Şiddetsiz İletişim, salt bir dil olmanın ötesinde, iletişim yönteminizi de içine alan bir bilinç, bir yaşama ve düşünme biçimi...

 

Marshall Rosenberg’in temel eseri olan Şiddetsiz İletişim: Bir Yaşam Dili kitabında sunduğu bu yaşama ve düşünme biçimini hayatı taşımanıza yardımcı olmak için hazırlanan Şiddetsiz İletişim Yardımcı El Kitabı öğrenme ve içselleştirme sürecinizi destekleyecek sayısız etkinlik, alıştırma ve kolaylaştırıcı öneri sunuyor.

 

Şiddetsiz İletişim Yardımcı El Kitabı, bireyler, alıştırma grupları ve öğretmenler için vazgeçilmez bir kaynaktır:

 

• Bireyler – Kendi öğrenme sürecinizde adım adım ilerlerken Şiddetsiz İletişim’in özgürleştirici potansiyelini günlük yaşamınıza dahil edebileceksiniz.

 

• Alıştırma Grupları – Şiddetsiz İletişim’le ilgili deneyiminiz ne olursa olsun, alıştırma grupları oluşturmanızı sağlayarak gerekli rehberliği alacaksınız; başlangıç için ipuçları, grup süreçlerini destekleyen öneriler, ihtiyaçlara göre özelleştirilebilen etkinlikler ve gruplarda yaşanan zorlukların üstesinden gelmek için fikirler bu kitapta.

 

• Öğretmenler – Öğrencileriniz için kendi Şiddetsiz İletişim eğitiminizi tasarlamak veya mevcut programınızı geliştirmek üzere ihtiyaç duyduğunuz kaynaklara bu kitapta ulaşacaksınız.

 

“Bu el kitabının, insanların Şiddetsiz İletişim uygulamalarını geliştirmelerine ve yaşamlarını güçlendirmelerine yardımcı olmak için sahip olduğumuz en önemli kaynaklardan biri olduğunu düşünüyorum.”

 

- MIKI KASHTAN, CNVC Sertifikalı Şiddetsiz İletişim eğitmeni, Nonviolent Global Liberation (NGL) topluluğu kurucu üyesi


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 19,8
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺84,00
Tükendi

Elinizdeki kitap kente dair toplumsal kavrayışımızın, yani kentin bütününe veya parçalarına ilişkin algı biçimlerimizin, bunlara yüklediğimiz anlamların ve içlerinde yaşadığımız deneyimlere dair oluşturduğumuz belleğin, kısacası kentsel tahayyülün, her toplumsal olgu gibi, siyasal bir nitelik taşıdığı fikrine dayanıyor. Kentsel araştırmalar alanı ile kültürel çalışmalar arasında bir bağ kurarak, uluslararası literatürde “görsel kültür” olarak tanımlanan çerçeveye tekabül eden bir izlek oluşturuyor; kültürel olanın içinde temel olarak görsel olana odaklanıyor.

Yurttaş kimliğinin, ulus-devletle özdeşleşme yoluyla kurulumunda başkent görsel temsilinin işlevi; devletin kontrolünde yurttaş yaratma projesinin parçası olan görsel mekân temsillerinin, başka özneler eliyle tam da bu kurguyu aşındıran ve zayıflatan araçlara dönüşme potansiyeli; politik faillerin eylemliliği içinde görsel mekân temsillerinin rolü; siyasal İslamın yükselişinin ve ona karşı muhalefetin özellikle kentsel mücadeleler içindeki yeri; görsel mekân temsillerinin, bugünün kentsel koşullarında toplumsal mücadele açısından önemi kitapta tartışılan konular arasında. Görsel olanı mekânla buluşturup kentsel politika çalışmalarını zenginleştirmenin imkânına işaret eden eser, toplumsal mücadeleler açısından görsel olanın kentsel politika için önemine vurgu yapıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 212
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2019
₺74,80
Tükendi

“Gurbetçi” ailesiyle birlikte 1980’li yıllarda “sıla”ya kesin dönüş yapan Zümrüt, otuz küsur sene sonra, 10 yaşındaki çocuğunu da yanına alarak Almanya’ya geri dönüyor. Türkiye’de sosyoekonomik açıdan dezavantajlı bir konumda olmayan Zümrüt’ü Almanya’da bekleyen hazır bir işi de yok. Peki o zaman neden gidiyor? Daha doğrusu, tıpkı Zümrüt gibi iyi eğitimli, yüksek vasıflara sahip, ekonomik açıdan toplumun geniş kesimlerine nazaran daha avantajlı sayabileceğimiz Türkiyeliler ülkeyi neden terk ediyorlar? 

Türkiye’de son yıllarda yaşanan göç hareketliliği öncekilerden biraz daha farklı görünüyor. Elinizdeki çalışmanın çıkış noktasını da işte bu yeni göç hareketliliğinin geçmişe kıyasla hangi açılardan farklı olduğu, kendini gitmek zorunda hisseden “huzursuz yurttaş”ların neden bu hisleri taşıdıkları ve hangi saiklerle harekete geçtikleri yönündeki sorular oluşturuyor. Amacımız, somut yaşamsal bir tehditle yüz yüze kalmamış olsa da Türkiye’den gitmek zorunda olduğunu hisseden kişilerin hikayelerine kulak vermek.

Bu kitap, nedenler ve nasıllar hakkında; dolayısıyla son sözü söylemekten, genellemelere varmaktan imtina ettik. Çünkü asıl merakımız sayılar değil, hikayelerdi. Burada yer verdiğimiz ve başka pek çok mecrada karşılaştığımız bireysel hikayelerin, iyi eğitimli, donanımlı ve ülkenin gidişatından hoşnutsuz kesimde gitgide daha görünür hale gelen bu göç eğilimini anlamada istatistiklerden, grafiklerden daha faydalı olacağına inanıyoruz; zira bu ülkede “çoğunluk”tan farklı düşünen, hayatını evrensel değerler üzerine inşa etmek isteyen insanların kendilerini içinde buldukları sıkışmışlık, bunaltı, umutsuzluk gibi kanlı canlı duyguları anlamanın ve aktarmanın bize göre yegane yolu bu. 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 136
En / Boy : 14 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2018
₺41,25
Tükendi

İlk iki baskısı 1995 ve 1999 yıllarında yapılan İslâm, Demokrasi ve Türkiye 'nin bu üçüncü ve yeni baskısında Prof.Dr. Ahmet Arslan'ın ilk iki baskıda bulunmayan çok sayıda yeni konuşma ve yazıları da yer almaktadır. İlk yayınlanma tarihlerinin ardından geçen uzun zamana rağmen ağırlığından bir şey kaybetmeyen bu makaleler derlemesini okuyanların fark edebileceği gibi bu süre zarfında ülkede meydana gelen birçok gelişmeye, hatta bazı alanlarda kökten dönüşümlere rağmen demokratikleşme ve hoşgörü alanlarında fazla bir mesafe kat edilmemiş görünmektedir.

İslam felsefesi ve düşüncesi alanında uzmanlığıyla tanınan Prof. Arslan'ın bu baskı için kaleme almış olduğu önsözde belirttiği gibi umudu tamamen yitirecek kadar karamsar olmak doğru olmasa da İslam dünyasında ve özelde Türkiye'de Batılı anlamda demokratik bir toplumun ortaya çıktığını ve kalıcı bir varlık kazandığını görmek için epey bir zamana ve farklı alanlarda gerçekleştirilmesi gereken çok sayıda büyük atılımlara ihtiyaç var. Bu eser,okuyucu için ilk baskısından bu yana geçen yirmi yıl içinde nelerin değiştiğini, nelerin değişmediğini görmek, İslam, demokrasi ve modernleşme tartışmalarında nerelerden geçip hangi noktalara vardığımızı veya varamadığımızı değerlendirmek için hem bir tarihi cetvel, hem de kuramsal bir pusula işlevi görebilir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 405
En / Boy : 15 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2015
₺33,44
Tükendi

Savaşlarda çocuklar ölür, kadınlar tecavüze uğrar, savaş sürüp gider, barış gelmiş gibi ortaklık durulur...

Kadınlar patır patır çocuk doğurmaya başlar...

Yürür çocuklar pıtır pıtır...

Sonra gene savaş başlar, çocuklar gene ölür, kadınlar gene tacavüze uğrar, tatmin olana kadar "tüccarlar" sürer gider savaş...

Barış söz-le gelmiş gibi yapar... Yeniden üretime başlar kadın çocuklar olur renk renk, boy boy, sonra tüccarların eli kaşınır bombalar patlar çocuklar ölür...

Fermuarlar iner, kadınlar biter, çocuklar ölür...

İlerde torunlarıma anlatacağım...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 160
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2014
₺9,72
Tükendi

“Onlar da bizimle aynı korkuları, aynı şüpheleri duyuyorlar. Onları bizden ayıran, ne olursa olsun eyleme geçecek kararlılığı bulabilmeleri. Hiç denememenin, başarısız olmaktan daha çok pişmanlık verdiğini yürekten biliyorlar.”

Vermek ve Almak’la tanıdığınız neslinin en etkileyici düşünce insanlarından Adam Grant, Orijinaller’de de en iyi bildiği şeyi yapıyor: Meseleleri düşünmediğiniz boyutlarıyla ele alıp, algınızı genişletip, çözümlere hiç ummadığınız yollardan varmanızı sağlıyor. Dünyayı olumlu yönde değiştirebilmek için ilişkilerinizi bozmadan, yerleşik olanla mücadeleyi, geleneksel bakış açılarına karşı durmayı ve bunları dâhiyane dokunuşlarla nasıl çözebileceğinizin ipuçlarını gösteriyor.
Grant, şaşırtıcı deneylere de, çok satacağı düşünülen ilginç bir tasarımın başarısızlığına da, direniş hareketlerine de, daha önce internet üzerinden satışı düşünülmeyen bir ürünün satışıyla gelen başarıya da aynı ölçüde odaklanarak; ilginç vakaları her zamanki üslubu ve bilimsel bakış açısıyla değerlendiriyor. Adam Grant, değişim fırsatını nasıl göreceğinizi, iyi fikirleri nasıl tanıyacağınızı, kaygı ve kararsızlığın üstesinden nasıl gelip, susturulmadan nasıl önerilerde bulunabileceğinizi açıklıyor; Orijinaller’i anlatıyor.

Orijinaller size, kendi fikirlerinizi dile getirmek ve harekete geçmek için gereken bilgi ve cesareti verecek.

Bu son derece eğlenceli ve sıradışı kitap, Yenilik Çağı’na yepyeni bir ışık tutuyor. Adam Grant, başarı öykülerinin altındaki efsaneleri çürüterek, kök salmış inançlara kafa tutarak, büyük değişim aktörleri arasında ortak noktalar bularak sadece dünyadaki yerimize değil, dünyayı altüst etme potansiyelimize ilişkin etkileyici, yeni bir bakış açısı sunuyor.

- J. J. Abrams - Yapımcı, yönetmen, senarist


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 268
En / Boy : 14 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2017
₺45,26
Tükendi

1980'Ierden itibaren dünyanın siyasal ve sosyo-ekonomik düzenini yeni baştan şekillendiren küreselleşme, neo-liberal ve muhafazakâr ideolojilerin Refah Devletine yönelik sınırlandıncı politikalarına uygun zemini sağlamıştır. Devlet, piyasa ve sivil toplumun, yoksulluk, işsizlik, eşitsizlik ve her türlü güvencesizlık gibi temel sosyal sorunlara bakış açılan ve bunlarla mücadelede oynadıkları rol büyük bir değişime uğramıştır. Bu derleme kitabın temel amacı, sosyal çalışma disiplini gözüyle ve sosyal hizmetler ve sosyal politikaya ilişkin farklı bakış açılan sayesinde söz konusu temel sorun alanlarının bazılarını da kapsayacak şekilde literatüre ve uygulamaya katkıda bulunmaktır. Ancak, özellikle, iki husus bu kitapta ön plana çıkmaktadır. İlk olarak, yazarların da farkında oldukları ve editörlerin kitabın önsözünde açıkça belirttikleri gibi, alanın temel kavramları olan sosyal çalışma, sosyal hizmetler ve sosyal politika kavramları üzerinde hem bilim insanlarına hem de uygulamacılara daha yoğun bir düşünme fırsatı sunmaktadır. İkinci olarak, kitap, bilgi ve deneyimiyle alanın tüm kuşaklarını kavrayıcı ve kapsayıcı bir özelliğe sahip bir bilim insanı olan İbrahim Cılga'nın önderliğinde genç kuşak akademiklerin ve uygulamacıların ufuk açıcı çalışmalarına yer vermektedir. Bu çalışmalann yaratacağı sinerji ile kitap, sosyal çalışma/sosyal hizmet literatürüne ve meslek eğitimine önemli bir katkı sağlayacaktır.

- Prof. Dr. Uğur Ömürgönülşen


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 196
En / Boy : 16 / 24
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2016
₺700,00
Tükendi

Ziya Gökalp tartışmasız sosyolojinin ülkemize girişi, kurulması ve yaygınlaşmasını sağlayan en önemli isimdir. O, sosyolojiyi Osmanlı Devleti’nin ve toplumunun içinde bulunduğu durumu anlamak ve çözebilmek üzere bir imkan olarak değerlendirmiştir. Gökalp, dönem içerisinde Türkçülük olarak adlandırılan Türk milliyetçiliğinin de öncü düşünür ve teorisyenlerindendir.

1914-1915 öğretim yılında Ziya Gökalp’ın öncülüğünde İstanbul Darülfünunu Edebiyat Şubesinin ders programlarına “İlm-i İçtimai” (sosyoloji) dersi konulmuştur. İdrak etmekte olduğumuz sene Türk sosyolojisinin 100. yılına tekabül etmektedir.
“Türk Sosyolojisinin 100. Yılında Ziya Gökalp – Türk Yurdu Yazıları” adını verdiğimi bu kitap Türk Yurdu dergisinin 104 yıllık külliyatının arasından derlenmiştir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 606
En / Boy : 16 / 23,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2017
₺30,74
Tükendi

Onları tanımıyoruz. İsimlerini bile bilmiyoruz. Pek çoğu gazete sayfalarına ‘rakam’ olarak bile yansımadı. Bütün yolları kesilmiş, bütün kapılar yüzlerine kapatılmıştı. Milyonlarca insan can yelekleri giydiler, lastik botlarla, minik kayıklarla, eski balıkçı tekneleri ile Avrupa’ya, insan haklarının sözde kalesine ulaşmaya çalıştılar. Binlercesi Ege Denizi’nde boğuldu. Karanlık sularda kayboldular. 2015 yılında Ege Denizi’nde 484 insan öldü ve 206 insan kayboldu. Onları tanımak istemediğimiz için, isimlerini öğrenmek istemediğimiz için öldüler. Geçen yıl Eylül ayında

Bodrum’da Alan Kurdi bebek kıyıya vurduğunda gördüğümüz sadece cansız minik bir çocuk bedeni değildi, insanlıktı kıyıya vuran.

Bu almanak ölenler, hikayeler ve neden öldükleri hakkındadır… Onları tanımaya, öğrenmeye, özlemeye dairdir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 236
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2016
₺23,40
Tükendi

İkna edin ya da oradan oraya savrulun!

İkna, kimseyi kandırmak, manipüle etmek ya da dil cambazlığı yapmak değildir. Burada kalplerle iletişim kurmak söz konusu... Beyinle kalp arasındaki köprüyü keşfetmek…

İkna bir mühendis işidir. Beynimizin de bilgisayar gibi işletim sistemi, yazılımları ve sıkça kullandığı programları var. Bunların içinde de ikna şifrelerimiz gizli.

Bu kitap, iknanın şifresini nasıl çözeceğiniz konusunda sizin için hazırlanmış bir gelişim kılavuzu. Alıştırmalar, gerçek hikâyeler ve vakalarla pratiğe dayalı çözümler sunuyor.

İletişimde daha güçlü, başarılı hissetmek isteyen herkes için…

“İkna sanatına metodolojik yaklaşımlar getiren kaynak bir kitap... İknanın ilişkilerin özünde olduğunu, onsuz yaşamın yürüyemediğini ama kısa süreli manipülasyon da olmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor.”
–Psikolog Emre Konuk/DBE Kurucu Başkan

“İknanın olumlu ve etik bir anlamı olduğunu hatırımızda tutalım. İkna Mühendisliği sahip olduğu içerik, verdiği örnekler, alıştırmalar ve faydalanabilecek kaynak önerileri ile tam bir gelişim kılavuzu şeklinde hazırlanmış. Tüm yöneticiler, özellikle satış ve insan kaynakları yöneticilerinin faydalanabileceği bir kaynak.”
–Ali Arzuman /Colin’s Organizasyonel Gelişim ve Performans Yönetimi


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 152
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2017
₺16,00
Tükendi

Marx'ta Toplumsal Cinsiyet ve Aile, Marx'ın toplumsal cinsiyet ve aileye ilişkin düşüncelerini feminist tartışmalar ışığında ele alan bir kitap. Heather A. Brown, Marx'ın düşüncelerinde cinsiyetçiliğe, özellikle de üretim sürecindeki rolleri bağlamında gönderme yapılmakla birlikte, yeniden üretim süreci ve aile konusundaki düşüncelerinin görünmezliğinin eleştirisini somut örneklerle yapıyor.

Brown, Marx'ın bir kısmı henüz hiçbir dilde yayınlanmamış olan ve kapitalizm öncesi toplumlar ve cinsiyet ilişkileri üzerine notlarını içeren 1879-1882 defterlerini de analizine dahil ederek, Marx’ın geliştirme fırsatı bulamadığı tezlerini maddeci feminist bir perspektifle ele alıyor. Marx'ta Toplumsal Cinsiyet ve Aile, feminist literatürde Marx’ın toplumsal cinsiyete yaklaşımlarının tartışılmasını sağlayacak önemli bir çerçeve çizmenin ötesinde, erkek egemenliğiyle ile sınıf mücadelesinin kesiştiği ve iç içe geçtiği alanlara dönük ufuk açıcı bir araştırma olarak da öne çıkıyor.

"Marx'ın toplumsal cinsiyet ve aile üzerine düşüncelerini ele alan bu kapsamlı çalışma, feminizmin Marksizm'e bakışına yeni bir boyut kazandırıyor ve kendisini Marksist olarak adlandıran herkesi kendi ideolojik kavramsallaştırmalarını gözden geçirmeye çağırıyor. Heather A. Brown, Marx'ı yeni bir gözle okumamıza olanak tanıyor." – Barry Healy, International Journal Socialist Renewal


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 326
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2016
₺35,10
Tükendi

Kapadokya’ya yerleştiğim günden itibaren nasıl olup da benim bu topraklarda neredeyse bin yıldan bu yana yaşayan atalarımın bölge hakkında bir tek kitap bile yazmamış olduğunu düşündüm. Bu fikir beni, en azından iyi bildiğim ve bölgede binlerce yıldır var olduğunu okuduğum şarap kültürü konusunda bir kitap yazmak konusunda teşvik etti. Buradaki ana amacım, geçmişi yazarak tarihe bir not düşmek oldu.

Bu kitap, insanoğlunun neredeyse yerleşik hayata geçtiği günden itibaren onun yoldaşı olan üzüm ve şarabın tarihini, dolayısıyla uygarlığın tarihini anlatmak amacıyla yazıldı. Özellikle geniş anlamda Hitit başkenti Hattuşaş’a kadar uzanan bir coğrafyayı kapsayan Kapadokya da bu kültürün neredeyse 5000 yıldan bu yana var olduğu bir bölge olarak bu zenginliği okurlarla paylaşmamı sağladı ve bu kadim tarih bizi şarap ve bağcılık tarihi açısından Kapadokya’nın, yalnızca Türkiye’nin değil dünyanın da en eski bölgelerinden biri olduğu gerçeğiyle karşı karşıya getirdi.

Büyüleci Periler Diyarı’nın ve baştan çıkarıcı şarabın 5000 yıllık öyküsü

Kapadokya şarapçılığının dünü ve bugünü üzerine yazılmış ilk rehber kitap Kapakdokya Şarap Haritası ile birlikte İngilizce olarak Murat Yankı tarafından kaleme alındı.

Şarap ve bağcılık uzmanı, tercüman rehber Murat Yankı, insanoğlunun neredeyse yerleşik hayata geçtiği günden itibaren onun yoldaşı olan üzüm ve şarabın tarihini, dolayısıyla uygarlığın da tarihini anlatıyor.

“Cappadocian Wines”, şarap ve bağcılık tarihi açısından, yalnızca Türkiye’nin değil dünyanın da en eski bölgelerinden biri olan Kapadokya ve Kapadokya şarapçılığı hakkında yazılmış ilk kitap olma özelliğini taşıyor.

Murat Yankı, Kapadokya’nın 5000 yıllık tarihinden günümüze kadar yaptığı yolculukta şarap ve uygarlığın gelişimini profesyonel rehberlik deneyimiyle anlatıyor. Şarabın yanı sıra Kapadokya mutfağı, peynir kültürü, yerel şarap üreticileri ve şarap turizmini her açıdan işleyen kitabın ekinde meraklılar için şarap kitapları için bir ilk olan Kapadokya Şarap Haritası da bulunuyor.

Şarabı ve Kapadokya şarapçılığını tanımak isteyen herkesin merakla okuyacağı bir rehber kitap.


Murat Yanki, professional tourist guide, sommelier and wine expert, tells about the history of wine in Cappadocia; history of wine that also means history of civilization.

‘Cappadocian wines’ is the first book written about a region that is not only oldest in Turkey but also one of the oldest of the World for the production of wine.
Murat Yankı writes about the development of wine and civilization along 5000 year old historical journey of Cappadocia through the eyes of an experienced tourist guide. The book informs the reader on the culinary culture of the region, its local cheeses, how to pair local food with regional wines, local producers. It is also unique as the first wine book ever presented with a historical wine map prepared by the writer of the book.

A book that every one who wants to know about the wines of Capapdocia and the viticultural history of this amazing region.


Basım Dili : İngilizce
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 12,5 / 23
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : 2.2014
₺75,00
Tükendi

Klasik Sosyolojik Teori: Sosyolojinin Vaadinin Yeniden Keşfi klâsik sosyolojik teori üzerine 60 yıldan fazla süredir şekillenen lisans ve lisansüstü öğretim deneyimlerimizin bir ürünüdür. Burada hem tutkuyla üzerinde çalışmayı sürdürdüğümüz hem de hâlen yeterince ortaya konulmadığını düşündüğümüz bir inceleme konusunu araştırıyoruz ve elinizdeki metnin hem öğrencilerde ve klâsik teori konusunda çalışanlarda benzer bir tutku yaratabileceğine hem de sosyolojinin kadın ve erkek kurucularının temel fikirlerini ortaya koyabileceğine inanıyoruz. Klâsik sosyolojik teoriyi öğrenmeye çalışan lisans ve lisansüstü öğrencileri kendilerini çoğu kez herhangi bir referans çerçevesinden veya ortak bir temadan yoksun, kafa karıştırıcı ve şaşırtıcı bir fikirler kalabalığı içinde bulurlar. Metnimizde bu sınırlılıklar çeşitli yollarla aşılmaktadır.

Klasik sosyolojik teori üzerine kolektif öğretim deneyimimiz, öğrencilerin kompleks teorisyenlerin çalışmalarına ilgisini çekmede ve bunu sürdürmede öncelikle ve esasen söz konusu teorisyeni ciddi bir bilgin kadar bir kişi olarak da sunmanın ve sosyolojinin fiilen bütün kadın ve erkek kurucularının kendi toplumsal dünyalarıyla ahlaki açıdan kapsamlı olarak ilgilendiklerini ve bu türden girişimlerde bulunmanın çok azını rahatsız ettiğini göstermenin etkili olduğunu anlamamızı sağladı.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 392
En / Boy : 16 / 24
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺164,00
Tükendi

Freud bu önemli eserinde, en karmaşık rüyaların bile rahatlıkla yorumlanabileceğini göstermektedir. Bunu yaparken de Schiller'in deyimiyle "mantığın, kapıların önünde tuttuğu nöbetten vazgeçmesi" gerektiğini, yani insanın hiçbir eleştiride bulunmadan kendini gözlemlemesinin zor bir şey olmadığını iddia eder.

Freud kitabında rüyanın bir arzunun gerçekleşmesi olduğunu belirtir. Rüyaların uyanık yaşamla ilişkisini, nelerin rüya malzemeleri haline dönüştüğünü ve bunların kaynaklarının neler olduğunu, neden rüyalarımızı unuttuğumuzu, rüyaların psikolojimiz üzerindeki etkilerini, rüyalarla akıl hastalıkları arasındaki ilişkileri ele alır. Rüyalarımızı kendimizin bile tanıyamayacağı hale getirmek için ne tür sembolleştirmeler, yer değiştirmeler ve çarpıtmalarda bulunduğumuzu anlatırken, kendi psikanalitik çalışmalarından örnekler verir.

Uzun yıllardan beri bilimsel literatürün klasikleri arasında yer alan Rüyaların Yorumu, Freud' un en çok ilgi göreceğini düşündüğü eseridir. Bir mektubunda da ifade ettiği gibi psikanalizin gelişmeye başladığı yıllarda onun için "dalgaların çarptığı bir kaya gibi" sarılıp tutunduğu bir çalışması olmuştur.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 648
En / Boy : 13 / 19
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2018
₺205,00
Tükendi

Kitapta, sosyoloji tarihinin hikâyesine 19. yüzyılın klasik düşünürleri Marx, Weber ve Durkheim’ı ele alarak başlanıyor. 20. yüzyıl başlarından itibaren sosyolojide etkili olan perspektifleri tartışarak hikâye aktarılmaya devam ediliyor. Anglo-Amerikan sosyolojide temel etkilerini 1960’larda gösteren, Avrupa sosyal teorisine yeni bir ilham kaynağı oluşturan düşünce bir sonraki bölümde ele alınıyor. Akabinde Avrupalı teorideki yeni hareketler ve onlara tepkilerle ilgileniliyor. Görünüşte oldukça farklı teoriler ve yaklaşımları bir araya getirmeye çalışan teorisyenlere, “sentezciler” olarak adlandırdığımız Bourdieu, Giddens ve Habermas’a odaklanılıyor. İnceleme İngiliz sosyolojisindeki hızlı gelişme ve genişleme bağlamında gözden geçirilerek devam ediyor. Son olarak, modern toplumda uzunca zamandır sürekli gelişen üç ilgi alanı, yani toplumsal cinsiyet, cinsellik ve etnisite ile bağlantı içinde tartışarak hikâye sürdürülüyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 480
En / Boy : 16 / 24
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2015
₺205,00
Tükendi

Sosyolojinin bir geleceği var mı? Bugün pek çok kişi sosyolojinin yolunu kaybettiğini düşünmekte.19. yüzyılda Auguste Comte’un fikirlerinden doğan sosyoloji, yakın geçmişte kendisini ilerici bir tarih görüşüyle ilişkilendirmiş ve "modernitenin bilimi" olarak tanıtmıştır; ancak günümüzde ilerleme fikrinin neredeyse çökmesiyle birlikte, sosyoloji çağdaş entelektüel kültürün kıyısına itilmiştir. Giddens Sosyolojinin Savunusu’nda bu görüşe karşı çıkıyor ve sosyolojinin, sosyal bilimler içerisinde çok önemli bir yer tutmayı sürdürdüğünü gösteriyor. Hem sosyolojinin geçmişini hem de günümüzdeki pek çok entelektüel eğilimi ele aldığı bu çalışmasıyla Comte, Durkheim, Habermas, Feyerabend, Williams, Hobsbawm, Marshall gibi kuramcılar üzerinden sosyolojik mirası inceliyor. Sosyoloji ile güncel siyasal sorunlar arasında bağlantılar kuran Giddens, tutucuları "modern", ilericileri "tutucu", liberalleriyse "gelenekçi" gösteren günümüz siyasal ve toplumsal iklimine sosyolojinin merceğinden bakıyor. Sosyoloji, antropoloji ve siyaset bilimi öğrencileri ve profesyoneller bu kitabı ilgiyle okuyacak.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 352
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺16,40
Tükendi

“Sosyoloji, insanın yaşamıyla ilgilenen geniş kapsamlı bir alandır. İnsanlar başkalarıyla toplumsal bağları olmadan, çocuk olarak gelişemez ya da yetişkin olarak varlıklarını sürdüremezler. Bu nedenle tüm insanlar bir topluma aittir  ve toplum insanın var olabilmesinin en belirgin koşuludur.”

Anthony Giddens

Çağdaş sosyolojinin en önemli isimlerinden Anthony Giddens tarafından hazırlanan bu kitap, sosyolojiye giriş niteliği de taşıyan kapsamlı ve ilgi çekici metinlerden oluşuyor. Toplumsal alanda karşılaştığımız pek çok olguyu, global trendlerin toplumsal yaşamımıza etkilerini sosyolojinin kendine özgü bakış açısıyla irdeliyor. Yirmi bir temel başlıktan oluşan Sosyoloji: Başlangıç Okumaları, çağdaş sosyolojik düşünce üzerine bilgi edinmek isteyen herkes için temel bir kaynak niteliğinde.

• Sosyoloji Nedir?
• Kültür ve Toplum
• Değişen Dünya
• Toplumsal Etkileşim ve Günlük Yaşam
• Toplumsal Cinsiyet ve Cinsellik
• Beden Sosyolojisi: Sağlık, Hastalık ve Yaşlanma
• Aile
• Suç ve Sapkınlık
• Irk, Etnisite ve Göç
• Sınıf, Tabakalaşma ve Eşitsizlik
• Yoksulluk, Refah ve Toplumsal Dışlanma
• Modern Örgütler
• Çalışma ve Ekonomik Yaşam
• Hükümet ve Siyaset
• Kitle İletişimi ve Haberleşme Yöntemleri


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 584
En / Boy : 16 / 24
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 9.2017
₺246,00
Tükendi

İngiliz Marksist toplumbilimci Thomas Burton Bottomore, Toplumbilim kitabında insan, toplum, toplumsal değişim ve tarihin oluşumunda insanın yeri gibi temel sosyolojik sorunları ele alıyor. Bu konulardaki görüşlerini tek bir pencereden değil; toplumdaki eşitsizliği, toplumun en önemli yerlerine en nitelikli kimseleri getirebilmek için farkında bile olmaksızın başvurduğu bir araç sayan Fonksiyonalistlerin ve de toplumsal olguların toplumdaki sınıflar arasındaki çelişkiler açısından yorumlanması gerektiğini savunan Marksistlerin görüşlerini kıyaslayarak, sorgulayarak ve eleştirerek daha geniş bir bakış açısıyla irdeliyor.

Toplumbilim konusunda bu kadar farklı görüşü destekleyen zengin kaynaklar ve yaptığı yorumlarla alanındaki en iyi eserlerden biri olan Toplumbilim, toplumsal sorunlar ve çağdaş toplumbilim üzerine geniş bilgi edinmeye hazırlananlar için en temel başvuru kitabıdır.

“Bottomore’un  Toplumbilim’ini seçmemizin nedeni, çoğu Batılı sosyal bilimcinin içinde bulunduğu ‘çıkmazlar’ açısından, bu çalışmanın en az kusurlu olanların başında gelmesi; ayrıca her sorunu tarihsel boyutu içinde ele alması ve çok zengin bir biçimde her görüşe yer verip bunlar arasında açıksözlülükle ayrıntılı karşılaştırmalar yapmakta oluşudur.”

- Ünsal Oskay


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 456
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2015
₺171,36
Tükendi

Kitap Hakkında;
Albert Camus, “Dünya anlamsız, insan saçmadır”; Jean-Paul Sartre, “İnsan beyhudedir” diyor. Michel Foucault ise insanın  ölümünü ilan ediyor. İnsan gerçekten mümkün değilse, onu kim bu kadere mahkum etti? Ali Bulaç, modern insanın özgürlük sorununa İslami bir bakış açısı sunarken, iletişimle küçülen bu dünyanın sistemleştirilmiş insanını da eleştiriyor. İnsanın varoluş çabasının saçma ve beyhude olup olmadığını tartışıyor.

Peki, insan gerçekten mümkün mü? Mümkünse özgürlüğü de mümkün mü? Modern insanı özgürlüğe götürecek bir yol gerçekten var mı? Modern dünyanın karmaşık toplumsal ilişkileri içerisindeki insanın dramını ele alan İnsanın Özgürlük Arayışı, ehlileşme ve kapatılmanın hangi süreçlerden geçerek mutlaklık kazandığını irdeliyor. Modern tıp, sosyoloji, psikoloji, felsefe, sanat ve ateizm… 

Bunların hiçbirinin insanın özgürlük arayışına katkıda bulunmadığını söyleyen Ali Bulaç, insanın özgürlük sorununu farklı bir düzlemde ele alıp insanın ve özgürlüğünün mümkün olduğunu göstermeye çalışıyor.

ALİ Bulaç

Çağdaş İslam dünyası, düşünce sorunları, toplumsal değişme ve modernleşme, gibi konulardaki araştırma ve incelemeleriyle tanınan Ali Bulaç halen Zaman gazetesi ve Today’s Zaman’da


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2015
₺23,52
Tükendi

Max Weber, bilim insanı olarak tarihçi, hukukçu, ekonomist, dinbilimci, siyaset bilimci ve nihayet sosyolog kimlikleriyle, sözcüğün tam anlamıyla "çok yönlü" bir kişidir. Bunların yanı sıra o, "bilgi" ve "bilim" üstüne sürekli düşünen, özellikle "kültür (tin) bilimleri"nin (pozivitist etkilerle bizde yerleşmiş olan adıyla, "sosyal bilimler"in) felsefi temellerini sürekli sorgulayan bir filozoftur da. O, bu filozof kimliğiyle, sosyolojinin yüzyılımızdaki kurucularından birisi olmuştur. Onun yüzyılımızın başında temellerini attığı "anlamacı sosyoloji"si, "sosyal bilimler"deki bunalımın etkisiyle, son onyıllarda yeniden ilgi odağı haline gelmiş bulunuyor. Bu kitap, bilgi ve bilim filozofu Max Weber’i ve onun bu kimliğiyle sosyolojiyi temellendirişini ele almaktadır. Kitapta Max Weber’in bilim anlayışı, onun "doğa bilimleri" ile "kültür bilimleri" arasında yapmış olduğu ayırım. Yeni Kantçı felsefeden (özellikle Rickert’ten) ve hermeneutik geleneğinden (özellikle Dilthey’dan) aldığı etkiler doğrultusunda irdelenmekte ve onun "özgür bilim" anlayışının, Batı’da ve bizde yaygınlık kazanmış ve bir ara neredeyse resmileştirilmiş olan pozitivist, yapısalcı, işlevselci vd. bilim anlayışları karşısındaki özel ve özgün niteliğini vurgulanmaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 408
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .2001
₺74,76
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 460
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2018
₺192,00
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 514
En / Boy : 15,5 / 23,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2007
₺33,34
Tükendi

Günümüzde virüs gibi yayılan ve bu yaygın virüsten en çok payı alan gruplardan biri olan kadınlara uygulanan şiddeti durdurmanın yolu, ne yazık ki kemikleşmiş gibi görünen kalıplaşmış toplumsal cinsiyet rol tanımlarının ters yüz edilmesinden, bu rol tanımını ters yüz etmenin bir yolu da bu tanımların teşhis ve teşhir edilmesinden geçiyor. Bunun için ise insanın yetişkin bir birey olmasında önemli rol oynayan kitle iletişim araçlarında erkek egemen bakış açısıyla üretilen ve pekiştirilen toplumsal cinsiyet rol tanımlarının ve söylemlerinin teşhir edilmesi gerekiyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 352
En / Boy : 14 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2014
₺75,00
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 442
En / Boy : 16 / 24
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2012
₺95,00
Tükendi

Bu kitap özgürlüğü ele alır. Uygulanaiblir bir özgürlüğün elde edilebilmesi için gereken sosyal felsefe ve sosyal metotları anlaşılır terimlerle izah etmeye çalışır. En çok arzulanan insan menfaatinin bireylerin sosyal ve ekonomik özgürlüğü olduğu varsayımı üzerine temellenirken, ana teması bireylerin kişiliklerini geliştirebilmesi için gereken özgürlük e yerin mevcut olduğu bir toplum ve bireylerin vizyonlarını yoksulluk ve baskının bağları olmadan tamamlayabileceği bir dünyaya ilerlemesidir.

Bu özgürlük ideali, medeniyetin doğuşundan bu yana, şair ve filozoflara , sosyal teorist ve düşünen insanlara öncülük etmiştir. Antik Çin ve Yunanistan´da, insanlar özgürlük hakkında konuşmuş ve uğruna mücadele etmiştir ve bireysel bağımsızlığın bu ideallerinin ve kendilerini bağımsızlık konusunda tamamlayan insanların tarih boyunca daimi olmuş olduğu gerçeği, bağımsızlık kavramının insanlar için doğal olduğunu ve bireylerin içsel potansiyellerinin farkına vardıkça güçlenmesi gerektiğini gösterir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 127
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2015
₺64,00
Tükendi

Küresel Krizler Çağında Milletlerin Üstündeki Işık 

Neden dünya nüfusunun %1'i dünya zenginliklerinin %40 'ına sahip? Neden dünyada eğitim sistemleri mutsuzluk ve zayıf eğitimli  çocuklar üretiyor? Neden açlık var? Neden yiyecek fiyatları herkes için yeterli olandan fazla yiyecek varken artıyor? Neden halen insan onuru ve soyal adletin olmadığı ülkeler var? Ve bu yanlışlar ne zaman ve nasıl düzeltilcek?

Gerçekte dünya bir yol ayrımında . Dünyanın nereye yol aldığını yada hayatın bundan bir kaç yıl sonra nasıl görüneceğini bilmiyoruz. Bir taraftandan küreselleşme dünyada hiç olmadığı kadar çok büyük bir zenginlik ve refah yarattı. Diğer yandan bir başkası ile aramızdaki husumeti kendi içimizde tutamadık . Küreselleşme ve husmet çakıştığı zamanise bir kriz ortaya çıkar.  Krizin sonuçları  bir diğeri ile ilişkilerimize çok değerliş sonuçlar aktarabilir. Küreselleştirme bağımlı ve dayanışma  içinde olma ve dolayısıyla da bir diğeri ile karşılıklı sorumluluk anlamına gelir. Ortak sorumluluk; Küresel Krizler Çağında Miletlerin Üstündeki Işık küreselleşmenin köklerine nasıl evrimlendiğine bunun faydalarından nasıl haz alacağımıza ve zararlarından da kaçınacağımıza değinir.

Şu anda hepimizin içinde olduğu bir gemide devasa bir fırtınanın içinde kaybolduk. Ortak sorumluluk bizlere güven mutluluk ve refaha yönelik bir bakış açısı sunuyor .Ancak oraya erişebilmek için birlikte kürek çekmeyi öğrenmek zorundayız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 145
En / Boy : 13,5 / 20,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .2014
₺96,00
Tükendi

....Bu havuzun önünde Belediye nöbetçi zabıta memuru tarafından ezan vaktinde havai fişek atılırdı. (Top atılmazdı) Bundan sonra minaredeki kandiller yanar ezanlar okunurdu.

Tekirdağ'ın 3K'sı;

Köftesi, Kirazı, Karpuzu...

Tekirdağ'ın 3 Kemal'i;

Kemal Atatürk, Namık Kemal, Yahya Kemal...

Türk Harf İnkilabında Tekirdağ...

Balkan Savaşlarında Tekirdağ...

Çanakkale Savaşında Tekirdağ...

İkinci Dünya Savaşında Tekirdağ...

Yahudilerin Göçü

Macar Misafirlerimiz

Tekirdağ Kuros'u

Kiraz Festivali

Tekirdağspor

Tekirdağ Mutfağı

Romanlarda Tekirdağ...

Şiirlerde Tekirdağ...

Tekirdağ'da Sinema ve Tiyatro

Rakı Almadan Geçme

Şarabın Başkenti Mürefte

Anılarda Tekirdağ

Seyahatnamelerde Tekirdağ...

Mektuplarda Tekirdağ...

Araştırmalarda Tekirdağ...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 215
En / Boy : 14 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2014
₺9,00
Tükendi

Vatandaşlık kavramının, en temel hak ve hürriyetlerden başlayıp insanlık adına oluşturulabilecek evrensel değerleri içeren bir yelpaze üzerinde zamana, koşullara ve gelecek planlarına bağlı olarak kendine yer bulma kabiliyetine sahip sosyo-ekonomik, siyasal, dinsel ve kültürel unsurların etkileri altında anlamlanan dinamik bir kavram olduğu söylenebilir.

"Dünya tarih sahnesine çıktıklarından beri genellikle hakim olunan millet" olarak var olup, ilk kez 1948 yılında modern bir devlet kurmuş olan Yahudilerin, devletlerini yaşatmak ve güçlendirmek için benimsedikleri değer ve kavramların kökenleri, güncel gerekçeleri ve ileriye dönük beklentilerinin İsrail'deki vatandaşlık kavramı üzerinden şekilleniş biçiminin, İsrail ve tüm Ortadoğu'da toplum içi huzursuzluktan terorist eylemlere, silahlı çatışmalara ve hatta ülkelerin silahlı kuvvetlerinin birbirlerine saldırmalarına varan sonuçları olduğu söylenebilir. Bu çalışmanın İsrail'in vatandaşlık anlayışı ve bu anlayıştaki değişimler ile karşılaşılan sorunlar üzerine yapılmasının nedeni, devletletlerin temelindeki insan topluluğu ile kurduğu vazgeçilemez asli ilişkinin gerçekleşme şekil ve sürecinin İsrail örneğinde sahip olduğu istisnai şeklin, İsrail'in ve diğer Ortadoğu ülkelerinin iç ve dış dengelerini yakından etkilediğinin düşünülmesidir. Çalışmada, 1990'lı yıllardan itibaren siyaset bilimi, sosyoloji, tarih, kültür başta olmak üzere disiplinler-arası bir yaklaşımla sürdürülmeye başlanan vatandaşlık araştırmalarından hareketle, bu kavramın tarihsel süreç içinde genel olarak nasıl algılandığı, modern dönemde nasıl bir yapıya büründüğü, çeşitli vatandaşlık anlayışlarının ne anlama geldiği, her bir üye devletin vatandaşlığı dışında ortak bir vatandaşlık kavramını oluşturan "Avrupa Birliği Vatandaşlığı" ve küreselleşmenin bir gereği olarak "dünya vatandaşlığı" kavramları ile özelde "İsrail'deki vatandaşlık anlayışı" ve bunun tarihsel geri planı ile toplumsal yaşamda son dönemde neden olduğu sorunlar realist bir bakış açısıyla incelenmeye çalışılmıştır.




Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 231
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2014
₺80,00
Tükendi

Türkiye’de öteki olarak yaşayanlar, öteki olarak yaşarken hangi sorunlarla karşı karşıyalarsa, öldüklerinde de neredeyse aynı, hatta daha ağırlaşmış bir biçimde, aynı sorunlarla baş etmek zorunda kalmaktadırlar. Hayattayken, içinde bulundukları sorunlarla baş edebilmek için çeşitli yöntemler geliştirme olanağına, en azından teorik olarak sahip olan ötekiler, ölümleri halinde ne yazık ki bu teorik olanağı da yitirmekte ve ölü bedenleri, çoğunluğun, devletin, kamu gücünün ya da aile gibi çeşitli toplumsal kurumların kendi zihniyetlerine uygun pratiklerince ele geçirilmekte ya da bunlara terk edilmektedir.

Ölü-bedenlerin çırılçıplak teşhiri, intikam almak ve korku vermek amacıyla yerde sürüklenmesi, uzuvlarının koleksiyon malzemesi yapılması, cinsel ve bedensel bütünlüklerine ölüm halinde müdahale edilerek sözüm ona normalleştirilerek definleri, ölü-bedenin dinselliğine uygun defin törenlerinin engellenmesi, kamu gücünün çoğunlukçu dinsellik, cinsellik ve etniklik referanslarıyla belirli defin biçimlerini dayatması bu bağlamdaki kimi genel örneklerdir.

Ötekilerin, cinsel, etnik ya da dinsel olarak ötekilik deneyimlerine sahip kesimlerin ölüm karşısında karşı karşıya kaldıkları deneyimlerini konu alan bu kitap, okurunu bu deneyimlerin kavranabileceği bir dilin olanaklılıklarını yoklamaya ve ortak olmaya çağırıyor.

Katkıda bulunanlar: Abdurrahman Aydın, Achille Mbembe, Ayhan Yalçınkaya, Barış Annesi, Evren Balta, Ganimet, Gökçen Alpkaya, Hişyar Özsoy, Mustafa Arıkan, Teodora Hacudi, Zeliha Etöz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 272
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2016
₺110,00
Tükendi

Elinizdeki kitap, 68 kuşağının belirgin özelliklerine odaklanarak bu kuşağı "gençlik" ve "kuşak" kavramları üzerinden tartışıyor. Tüm dünyada yaşanan ve belli ortak nitelikler taşıyan 68 hareketinin ve 68 kuşağının Türkiye'ye özgü yerel çizgileri ve toplumsal planda yarattığı dalga kitapta ayrıntılı olarak ele alınıyor; 68 kuşağının içine doğduğu "zamanın ruhu" ile bu kuşak bağlamında anti-emperyalizm, modernizm, sanayileşme ve kalkınma, "gençlik miti", devrim şehitleri ve eril söylemler analiz ediliyor. Bu söylemler siyasal kültürde bugün de ağırlıklı bir yere sahip olduğu için dönemin analizinin günümüz açısından önemli içerimleri vardır. Bu tür bir çaba, ayrıca, eril söylem üzerine düşünmek, siyasal kültürün cinsiyet boyutunu tartışmak ve konuyu cinsiyet çalışmaları ile harmanlamak için de bir itki sağlamaktadır. Kitapta, 12 Mart'ın gençlik hareketi üzerine bir "balyoz" gibi inişi operasyonlar, idamlar ve sistematik işkenceler üzerinden irdelenmekte, faşist ara rejimin ardından 68 kuşağının "güçsüzlerin silahı" olarak edebiyat, mizah ve anılara nasıl başvurduğu anlatılmaktadır. Türkiye'nin 68'ini gençlik ve kuşak sosyolojisine dair kavramlar üzerinden farklı sosyal bilimsel çalışma alanları ile bağlantılı bir şekilde analiz eden kitap, Türkiye'nin 68 kuşağının ve dönemin siyasal kültürünün farklı açılardan tartışılmasına önemli bir katkı niteliğindedir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 214
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2015
₺46,80
Tükendi

Kent ve toplumsal cinsiyet çalışmalarını sistematik olarak bir arada ele alan bu çalışma, hem anaakım kentsel politika ve planlamaya dönük feminist bir eleştiri, hem de toplum, çevre ve şehir-bölge üzerine yapılan temel kentsel tartışmalara toplumsal cinsiyeti esas alan bir yeniden yönelim sunmaktadır. Kitapta verilen uluslararası örnekolay incelemeleri, toplumsal cinsiyete dayalı yaşam fırsatlarındaki şiddetli karşıtlıklar (kuzey ve güney arasındaki farkların yanı sıra bu bölgelerdeki eşitsizlik ve farklılıklar) karşısında okuyucuyu uyarırken, aynı zamanda eşitsiz gelişimin sonucu olarak ortaya çıkan ve küresel düzeyde kadınların ve erkeklerin hayatlarını birleştiren karşılıklı bağımlılıkların da altını çizmektedir.

Bu kitap, okuyucuyu, toplumsal cinsiyete dayalı eleştirel kent çözümlemesinin daha önce ihmal edilmiş boyutlarıyla tanıştırmaktadır. Toplumsal ağları, toplumsal cinsiyet sözleşmelerini, refah rejimlerini ve yerel kültürel çevreyi yakından incelemenin yanı sıra bunlara bir tür hanehalkı perspektifinden de yaklaşmaktadır. Üretim, tüketim ve toplumsal yeniden üretimin genel yapıları karşısında öğrencilere sağlam bir kavramsal temel sunmakta, yanı sıra da gelişen ve bolluk içindeki dünya şehirlerinde yaşayan kent sakinlerinin gündelik meselelerine ilişkin disiplinlerarası farkındalık ve diyalog tohumları da ekmektedir.

Kitabın formatı, her bölüme uyarlanmış öğrenme etkinlikleri ve ek okuma metinleri ile birlikte anahtar tanımlar, “çerçeve içine alınmış” kavramlar ve örnekolay incelemelerini içermektedir. Hem gereken zamanda hem de etkili biçimde yürütülen bu tartışmanın öğrenci, akademisyen ve araştırmacıların ilgisini çekeceğini düşünüyoruz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 368
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2015
₺101,40
Tükendi

“Toplumsal olanın cinsiyetlendirilmesini ve onun etkilerini yöntemsel olarak görünür kıldığı ölçüde bu eserin doğası gereği epistemolojik bir ereği vardır. Aslında, nesnelerin temsilinde ve sözcüklerin, düşüncelerin, düşünce sistemlerinin üretilmesinde etkin olan erkek-merkezliliğin sorgulanması için bir sistematiğe varmanın peşindedir. Bu kitap, hiçbir görüngünün yansız akıllar tarafından şekillendirilmiş olamayacağı fikrini zorunlu hale getirmeyi ummaktadır bunlar, ekonominin finansa ya da genel olarak iletişimin bilişime dönüşmesi kadar görünürde erkeklerle kadınlar arasındaki ilişkilerden uzak görüngüler olsa bile.

Feminist teori, kişiden kişiye, bir dönemden diğerine gezinirken, yeni kullanımlara ve bazen de farklı disiplinlere göre dönüşen göçebe teorilerdendir. Bu kitap bu yolculuğun rehberi olabilir ama yolculuğun yerine geçemez.”

Cinsiyete dayalı işbölümü ve toplumsal cinsiyet ilişkilerinden lezbiyenliğe, cinsellikten ev emeğine, annelikten istihdama, fuhuştan esnekleşmeye, feminist teorinin ve politikanın başvurduğu çeşitli kavramları ele alan bu sözlük, feminist tartışmalar için bir zemin oluşturacak nitelikte. Sözlükte ele alınan kavramlar kısa makalelerde, gerek tarihçeleriyle, gerekse güncel politikadaki uzantıları bakımından inceleniyor. Dolayısıyla Eleştirel Feminizm Sözlüğü, feminist teoriye olduğu kadar feminist politikaya da ışık tutuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 376
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺136,40
Tükendi

Medya var olan toplumsal yapının sürdürülmesinde ve yeniden üretilmesinde çok önemli ideolojik ve ekonomik işlevleri olan önemli kurumlardandır.

Özellikle küreselleşme sürecinde medyanın çokuluslu şirketler ve onların yerli ortakları tarafından kontrol edilmesi yaşanan sürecin anlaşılmasında iletişim kuramlarını çok daha önemli bir hale getirmiştir.

Bu kitapta, kitle iletişim kuramlarına yönelik egemen ve eleştirel bakış açıları bütünlüklü bir şekilde ele alınmakta ve kitle iletişiminin ekonomik ve ideolojik işlevleri eleştirel bir bakış açısıyla sunulmaktadır. Bunu yaparken tarihsel bir gelişim süreci içerisinde egemen ve eleştirel yaklaşımlar, kendi epistemolojik ve metodolojik bütünlükleri içerisinde değerlendirmektedir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2018
₺96,80
1
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı