Raflardaki yerini almadan inceleme olanağı bulduğum, Atatürk ve Berberi: Hoşçakalın Çocuklar, hafızamda uzun süre kalacak eserler arasındaki yerini de almış oldu... Atatürk’ün, deyim yerindeyse burnunun dibinde, en güvenilir kişi olan (elinde ustura bulunan biri) Berber Mehmet’in anılarının bazılarına bugüne değin hiçbir eserde rastlamadım. Atatürk’ün canını emanet ettiği berberi Mehmet’in bilinmeyen yönlerini belge ve fotoğraflara dayanarak, yalın bir dille kaleme alan Yaşar Gürsoy’u kutluyorum. -Uğur Dündar- Atatürk’ün, Bana benim çocuklarım bakar, dediği çocukları kimlerdi? Berber Mehmet Tanrıkut Mete gerçekte bir berber miydi, yoksa bir istihbaratçı mı? Atatürk’ün bugüne dek hiç bilinmeyen rahatsızlığı neydi? Elinde usturasıyla her gün Ata’yı tıraş eden Berber Mehmet Tanrıkut Mete, Atatürk’e ne kadar yakındı?
"Ester Almelek’in yazıları beni yıllar öncesine götürdü. İstanbul’un, Paris’in, Venedik’in, Viyana’nın geçen yüzyılın ortalarındaki gizemli havasını yeniden içime doldurdum. Ester Almelek, bu kentlerin zengin tarihinin kalıntılarını, şimdiki kuşaklara ince bir duygusallıkla anlatmaya çalışmış. Kentlerin iz bırakan yanlarını romantik bir ressam gözüyle kağıda dökmüş. Anlattıklarından etkileniyorsunuz. İstanbul’un o kültür zenginliğinin, çok sesliliğin, hoşgörünün, birlikte yaşamanın özlemini duyuyorsunuz." -Hıfzı Topuz-
Futbolu yasaklayan Osmanlı Padişahı kimdir? İttihat ve Terakki’nin futbol merakının ve Fenerbahçe "sevdasının" arkasında ne vardır? Osmanlı dönemindeki Fenerbahçe-Galatasaray derbilerinin bilinmeyenleri nelerdir? Atatürk’ün Fenerbahçe’yi ziyaretinin "gizli amacı" nedir? Fenerbahçe’nin Kuruluş Tüzüğü’ndeki 2. Madde’nin sırrı nedir? Fenerbahçe Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’ya nasıl gizlice silah kaçırmıştır? Anadolu’ya geçerek Kurtuluş Savaşı’na katılmak isteyen Fenerbahçeli şehzade kimdir? İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanı General Harrington, Fenerbahçe’yi neden kapatmıştır? Atatürk’ün Büyük Taarruz öncesindeki "futbol planı" nedir? Fenerbahçe, Harrington Kupası’nı nasıl kazanmıştır? Atatürk futbolla ne kadar ilgilenmiştir? Hiç futbol maçı izlemiş midir? Atatürk Altay, Karşıyaka, Galatasaray ve Beşiktaş’la neden ve nasıl ilgilenmiştir? Atatürk’ün Fenerbahçeli olduğunun bilinmeyen 12 kanıtı nedir?
Bence, Refik Halit’in affı kararı üzerinde bu içli yazılarının tesiri büyük olmuştur. Atatürk’ün bunları okuyup duygulandığını yakından biliyorum. Fakat, birkaç zamandır gönlünde beslemekte olduğu bu af arzusunun nihayet kanuni bir şekilde uygulanmasına yol açan yazı -buna bir eser de diyebiliriz- öyle sanıyorum ki, Refik Halit’in Deli adlı küçük bir komedya kitabıdır.Atatürk, hiçbirimizin görmediği bilmediği bu eserciği nereden bulmuştu ve ona kim göndermişti hatırlayamıyorum. Yalnız, dün geçmiş bir olay gibi noktası noktasına hatırladığım şudur: Bir akşam, Atatürk, sofraya oturduğumuz sırada "Çocuklar," demişti, "size bu akşam tadına doyum olmaz bir ‘ziyafet-i edebiye’ çekeceğim" ve elinde tuttuğu cep dergisi kıtasında bir kitabı göstererek: "Bu" diye ilave etmişti, "Refik Halit’in, yirmi yıllık bir akıl hastasının, şuuru yerine gelip kendini baştan başa değişmiş bir Türkiye içinde bulunca, tekrar dirilişini gösteren bir tiyatro piyesidir." Ve gözlüğünü takarak bizzat kendisi okumağa başlamıştı. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 71-72) Refik Halid Karay, güncel olaylara getirdiği mizahi yaklaşımın bir örneği olan Deli’de, cumhuriyet sonrası modernleşme sürecinde değişen hayat şartlarını ve hayata dahil olan yenilikleri eskiyle kıyaslayıp okuyucusunu gülümsetirken, Ankara ve Karacaoğlan hakkındaki detaylı anlatımı ile de dönemin Ankara’sına ve büyük ozana ışık tutuyor.
İlk baskısı 1965 yılında TDK tarafından yayımlanan Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, klasikleşmiş bir dilbilim çalışmasıdır.
Düşünceler, yaşayışlar, inanışlar ve geleneklerle örülü dilimizi belgeleyen, atrihsel ve kültürel belleğimizin unutulmamasına yardım eden bir sözlüktür. Uzun araştırmalar sonucunda hazırlanan bu çalışma bilimsel ve nesnel bir kaynak olması sebebiyle kuşakların başvuru kitabı olmuştur, olmaya da devam etmektedir.
Zen Budist geleneğine göre boğa yaşam enerjisini, gerçeği ve eylemi simgeler. Ama, bir kere bulundu mu asla dizgin altına alınamaz. Özgür kalmalı ve sürekli ardından gidilmelidir. Bu kitap bir insanın kendini bulmada, gerçek doğasını keşfetmede hangi adımları atacağını göstermektedir. Bu kitap Leo Buscaglia’nın kendisini ve huzuru aramasını anlatmaktadır. Doğu’da unutulmaz bir yolculukta kişisel tatmini ararken iç ve dış keşifleri "boğanın yolunu" izlemekle kolaylaşmıştır. Bu duyarlı ve filozofça çekici kitapta Dr. Buscaglia yolunu bizimle paylaşmaktadır ama bunun "kendi" yolculuğu olduğunu ve sadece kendisine götürdüğünü sık sık hatırlatmaktadır. Her birimiz gerçek anlamı için kendi yolumuzu bulmalıyız.
Herkes için Osmanlı Padişahları, Osmanlı Devleti’ni kuran ve 622 yıl yaşatan yöneticilerin siyasi, askeri, ekonomik yaklaşımlarını ve uygulamalarını ana hatlarıyla inceleyen bir çalışmadır. 36 padişahın yaşamı ve beşeri yönleri öne çıkartılarak anlatılan bu eserde Osmanoğulları hakkında genel bir bilgi sahibi olacaksınız. Üç kıtaya yayılarak güçlü ve etkili bir imparatorluk kimliği kazanmış olan bu büyük devletin tarihiyle birlikte padişahlarınıda tanıyacaksınız.
19. yüzyıl ustası, ışık, su ve gökyüzü sihirbazı Aivazovsky’nin 6000’den fazla resim yapmış olduğu öne sürülür. Mütevazı bir başlangıcın ardından dünyanın en fazla tanınan Rus ressamı olma unvanına sahip olan Aivazovsky’nin sergileri muazzam kalabalıklar çekmiş ve ona Vernet ve Turner’ın sahip olduğuyla eş değer bir saygınlık kazandırmıştır. Beş Avrupa akademisine üye seçilmiş ve çağının pek çok hükümdarıyla kişisel olarak tanışmıştır. Neredeyse 19. yüzyılın bütününe yayılan yaşam öyküsü, şöhretini hızlı bir şekilde ve erken kazanması, çok geniş bir coğrafyayı gezmiş ve çok üretmiş olması ve benzersiz başarısıyla Aivazovsky yaşadığı çağın dinamizmini yansıtmaktadır. Önde gelen Aivazovsky uzmanları tarafından hazırlanan Işık, Su ve Gökyüzü kitabında Aivazovsky’nin yaşam öyküsünün yanı sıra çok sayıda renkli resim bulunmaktadır. Dünyanın dört bir yanındaki kamu ve özel koleksiyonlardan eserlerin bir araya getirildiği kitap üç bölümden oluşmaktadır. Kronolojik olarak düzenlenen resimler Aivazovsky’nin tüm eserlerinin yayımlanmış külliyatına önemli bir katkı sağlamaktadır.
Herkes için Osmanlı Padişahları, Osmanlı Devleti’ni kuran ve 622 yıl yaşatan yöneticilerin siyasi, askeri, ekonomik yaklaşımlarını ve uygulamalarını ana hatlarıyla inceleyen bir çalışmadır. 36 padişahın yaşamı ve beşeri yönleri öne çıkartılarak anlatılan bu eserde Osmanoğulları hakkında genel bir bilgi sahibi olacaksınız. Üç kıtaya yayılarak güçlü ve etkili bir imparatorluk kimliği kazanmış olan bu büyük devletin tarihiyle birlikte padişahlarını da tanıyacaksınız.
Denizlerimizde yaşayan balıklar, knidliler, yumuşakçalar ve kabuklular sınıfına ait yaklaşık 280 sualtı canlısının anlatıldığı bu kitapta deniz canlılarının bilimsel adlarını, davranış şekillerini, fiziksel ve tanımsal özelliklerini, üreme bilgilerini, beslenme alışkanlıklarını, adlarının Türkçe dahil 4 farklı dildeki karşılıklarını, yayılımlarını, habitatlarını ve bu bilgilere ek olarak pek çok ilginç ayrıntıyı bulacaksınız. Türkiye denizlerindeki sadece balıkların değil, deniz anemonları, mercanlar, denizanaları, deniztavşanları, karidesler ve yengeçler gibi canlılar ve bu canlıların hayatlarına dair doyurucu bilgilere ulaşabileceğiniz Türkiye Deniz Canlıları Rehberi, tamamı ülkemiz sularında çekilmiş fotoğraflarıyla da vazgeçilmez bir görsel rehber. Bu kitapla birlikte denizlerimizin mavi derinliklerindeki bilinmeyen yaşama tanık olacaksınız...
Kitabevimiz, tarihsel kalıntılara meraklı, bu kalıntıların bulunduğu yöreleri gezmeyi seven okurlarımız için özetlenmiş, yol gösterici bilgiler içeren ve görsellikle de zenginleştirilmiş bir dizi kitap yayımlama projesini "Karia" adlı kitapla hayata geçirmiş, ardından da "Lykia", "Kilikia", "Karadeniz Kappadokia’sı", "lonia", "Lydia", "Troia", "Aiolis", "Bithynia", "Mysia", "Trakya", "Paphlagonia", "Phrygia", "Kappadokia" ve "Pisidia" adlı kitapları sunmuştu okurlara. Elinizdeki kitap yine aynı yazarın, Bilge Umar’ın bir çalışması: "Pamphylia İsauria Lykaonia" Bu kitapta "Pamphylia İsauria Lykaonia"nın tarihsel süreç içindeki serüvenine, yine güvenilir bilgi ve yorumlar ışığında tanık olacaksınız...
Kitabevimiz, tarihsel kalıntılara meraklı, bu kalıntıların bulunduğu yöreleri gezmeyi seven okurlarımız için özetlenmiş, yol gösterici bilgiler içeren ve görsellikle de zenginleştirilmiş bir dizi kitap yayımlama projesini "Karia" adlı kitapla hayata geçirmiş, ardından da "Lykia", "Kilikia", "Karadeniz Kappadokia’sı", "lonia", Lydia", "Troia", "Aiolis", "Bithynia", "Mysia", "Trakya", "Paphlagonia", "Phrygia" ve "Kappadokia" adlı kitapları sunmuştu okurlara. Elinizdeki kitap yine aynı yazarın, Bilge Umar’ın bir çalışması: "Pisidia"... Bu kitapta "Pisidia"nın tarihsel süreç içindeki serüvenine, yine güvenilir bilgi ve yorumlar ışığında tanık olacaksınız...
Kitabevimiz, tarihsel kalıntılara meraklı, bu kalıntıların bulunduğu yöreleri gezmeyi seven okurlarımız için özetlenmiş, yol gösterici bilgiler içeren ve görsellikle de zenginleştirilmiş bir dizi kitap yayımlama projesini "Karia" adlı kitapla hayata geçirmiş, ardından da "Lykia", "Kilikia", "Karadeniz Kappadokia’sı", "lonia", Lydia", "Troia", "Aiolis", "Bithynia", "Mysia", "Trakya", "Paphlagonia" ve "Phrygia" adlı kitapları sunmuştu okurlara. Elinizdeki kitap yine aynı yazarın, Bilge Umar’ın bir çalışması: "Kappadokia"... Bu kitapta "Kappadokia"nın tarihsel süreç içindeki serüvenine, yine güvenilir bilgi ve yorumlar ışığında tanık olacaksınız...
Kitâbevimiz, tarihsel kalıntılara meraklı, bu kalıntıların bulunduğu yöreleri gezmeyi seven okurlarımız için özetlenmiş, yol gösterici bilgiler içeren ve görsellikle de zenginleştirilmiş bir dizi kitap yayınlama projesini "Karia" adlı kitapla hayata geçirmiş, ardından da "Lykia", "Kilikia", "Karadeniz Kappadokia’sı", "Ionia", "Lydia", "Troia", "Aiolis", "Bithynia", "Mysia", "Paphlagonia" adlı kitapları sunmuştu okurlara. Elinizdeki kitap yine aynı yazarın, Bilge Umar’ın bir çalışması: "Phrygia"... Bu kitapta "Phrygia"nın tarihsel süreç içindeki serüvenine, yine güvenilir bilgi ve yorumlar ışığında tanık olacaksınız...
Akarsu ve göl kenarında bahçesi olan şanslı kişilere, bahçesine doğal çevreli bir havuz yapmak isteyenlere; böyle kişilere yardımcı olacak peyzaj mimarı ve ziraat mühendislerine... Suyun içinde, kıyısında ve evresinde yetiştirilebilecek 100 ayrı cinsten güzel ve yararlı bitkiyi tanıtıp onların üretimi, yetiştirilişi ve isteklerini; önemli tür ve çeşitlerini anlatan "Türkçe" bir kitap şimdi elinizin altında...
Kitapevimiz, tarihsel kalıntılara meraklı, bu kalıntıların bulunduğu yöreleri gezmeyi seven okurlarımız için özetlenmiş, yol gösterici bilgiler içeren ve görsellikle de zenginleştirilmiş bir dizi kitap yayınlama projesini "Karia" adlı kitapla hayata geçirmiş, ardından da "Lykia", "Kilikia", "Karadeniz Kappadokia’sı", "Ionia", "Lydia", "Troia", "Aiolis", "Bithynia" ve "Mysia" adlı kitapları sunmuştu okurlara. Elinizdeki kitap yine aynı yazarın, Bilge Umar’ın bir çalışması: "Paphlagonia"... Bu kitapta "Paphlagonia"nın tarihsel süreç içindeki serüvenine, yine güvenilir bilgi ve yorumlar ışığında tanık olacaksınız...
Kader Atlayışı, Amerikalı bir kadının, bir adamın yüreğine ve ulusuna yaptığı olağanüstü yolculuğun heyecan ve ilham verici öyküsü. Saygın bir Arap-Amerikalı ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve nezih bir ortamda yetiştirilmiş olan Lisa Halaby, kız öğrencilerin de kabul edilmeye başladıkları yıl Princeton’a girerek, 1974 yılında buradan mimar ve şehir planlamacısı olarak mezun oluyor. İki yıl sonra, Ürdün’deki babasını ziyareti sırasında, havaalanında tamamen bir rastlantı sonucu Kral Hüseyin ile tanıştırılıyor. O sıralar gerek ılımlı kişiliği sayesinde, gerekse Hz Muhammed’in soyundan geldiği için Arap Dünyası’nın hayranlığını kazanan Hüseyin, eşini elim bir kazada kaybettikten sonra dünyanın en gözde bekarlarından biri haline gelmiştir. Bir sonraki karşılaşmalarında Hüseyin, eski dostunun bu atletik, konuşkan kızına aşık oluyor. Çalkantılı ve gizli tutulan bir flört döneminden sonra, Lisa Halaby, Ürdün Kraliçesi Nur Al Hüseyin oluyor. Etkili ve içten tarzıyla Kraliçe Nur, okuyucusuna, genç bir kız olarak girdiği kraliyet sarayında karşılaştığı güçlükleri anlatıyor, güvenlik görevlileri tarafından kabul edilmek için verdiği mücadeleden tutun da, yalnızca eşine hizmet edilmesinin istendiği bir ortamda, iyiliksever bir eylemci rolünü üstlenmesine kadar. Kraliçe rolünü yavaş yavaş üstlenmeye başlayan Nur’un beklentileri ve mutlulukları da değişiyor. Üzücü bir düşükten sonra tam dört çocuk annesi oluyor. Annelik görevini konumunun gereksinimleriyle bir araya geirmek her zaman çok kolay olmuyor, ama yine de çocuklarını küçük yaştan itibaren yanından ayırmamaya özen gösteriyor, özellikle de eşinin barış arayışı içni yaptığı yolculuklarda ona eşlik ettiği sırada. Körfez Savaşı ve Başbakan Rabin’in öldürülmesi gibi korkunç nedenlerden dolayı aksamalar yaşansa da, kurdukları Büyük Arap Birliği ve İsrail ile imzaladıkları barış antlaşması sayesinde bu uğraşlarının semeresini alıyorlar. Kader Atlayışı olağanüstü bir belge. Bir Arap hükümdarının eşi ve hayat arkadaşı olan genç bir Amerikalı kadının öyküsü. Kral Hüseyin’in yaşamının son anlarına dek, bölgesine barışı getirme, Amerika Birleşik Devletleri ile Körfez ülkeleri arasında giderek açılan gediği kapatma çabalarına dahili bir görüş açısı sunuyor. Ayrıca ailesinin özel yaşantısı ile halkın Kraliyet ailesinden beklentilerini dengelemeye çalışan bir annenin de içten öyküsü. Ama her şeyden öcne bu bir aşk hikayesi... Kalbini bir krala ve onun halkına kaptıran bir genç kızın öyküsü...
Bu kitap nasıl oluştu? Biz bir ortak payda arıyorduk. Çelişkilerimiz ne kadar çok ve derin olursa olsun, mutlaka bir ortak paydamız olmalıydı. Aynı zamanda ve aynı coğrafyada yaşıyorduk. Birlikte yaşamanın bir yolunu bulmalıydık. Üstelik ortak paydamız olmayan noktalarda bile sabrı, tahammülü örgütleyemez miydik? Yani birlikte yaşamak bu kadar zor bir iş mi idi? Hem de 600 yıl süren bir imparatorluğun çoğul mirası içinden çıkıp gelen bir halk için. Öyle ki, tarihin bu en eski ve zengin uygarlıkları üzerinde yaşayan bir halk olarak eğer bunu başaramayacaksak, yazık bize! Biliyor musunuz, insan aynı yolda yan yana, elele mücadele verdikçe, hiç farkın avarmadan yokoluyor korkularının, kuşkularının birçoğu, O’nun pek de "Başka" olmadığını, aynen bizim gibi iki kolu, iki bacağı olduğunu, aynen bizim gibi korkuları, kuşkuları, sevinçleri, dertleri, üzüntüleri olduğunu -çok ayıp ama yeniden- keşfediyorsunuz. Şimdi de bu noktadayız işte. Sivil toplumun ortak paydalarını arayan çalışmada gene yan yanayız. Birbirimizin ne yazdığını okumadan yazacağız, bir başka kişi yanyana getirecek bakacak, acaba ikimizin düşüncelerinin ortak paydası var mı, varsa ne kadar, nereye kadar? Bu sorunun yanıtını ben de merak ediyorum doğrusu. Biri "İslam", öteki "Ateist" bu iki zıt kutup, dünya görüşleri ne kadar aykırı olursa olsun, insanların "İnsanlık" ortak paydasında buluşabileceğine ve ortak dertler için ortak çözümler bulunabileceğine örnek oluşturuyorlar.
Kitabevimiz, tarihsel kalıntılara meraklı, bu kalıntıların bulunduğu yöreleri gezmeyi seven okurlarımız için özetlenmiş, yol gösterici bilgileri içeren ve görsellikle de zenginleştirilmiş bir dizi kitap yayınlama projesini "Karia" adlı kitapla hayata geçirmiş, ardından da "Lykia", "Kilikia" ve "Karadeniz Kappadokia’sı" adlı kitapları sunmuş okurlara. Elinizdeki kitap yeni aynı yazarın, Bilge Umar’ın bir çalışması: "Bithynia"... Bu kitapta "Ionai"nın tarihsel süreç içindeki serüvenine, yine güvenilir bilgi ve yorumlar ışığında tanık olacaksınız...
Enseyi karartmayın, çünkü hiç kuşkusuz Türkiye de günden güne daha hızlı değişecektir. 1902 Türkiye’siyle bugünkü arasındaki farkın, bin kat daha afallatıcısı yaşanacaktır 2102’de... Çünkü 2 saatte gidilemeyen yeri kalmayacaktır. Dünyanın ve uzay tatilleri çoktan başlamış olacaktır. Lütfen "100 yıl sonrasından bize ne?" demeyiniz; tıpkı "100 yıl öncesinden bize ne?" de, dememeniz gerektiği gibi; madem çocuklarınızın çağdaş bir dünya ile bütünleşerek yaşlanmasından yanasınız... Ve unutmayın; ne geçmişi, ne geleceği önemsemeden; günü gününe yaşamaya kalkmanın daima bir bedeli vardır.
Son yıllarda küreselleşme olgusunun gündeme gelmesiyle ülkeler arasında bilimsel, ekonomik ve kültürel ilişkiler daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Ülkeler arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde ülkelerin tüm özelliklerinin tanınması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle dünya genelinde ülkeler coğrafyasına ayrı bir önem verilmeye başlanmıştır. Bu kitabın hazırlanmasında güdülen amaç da dünyayı ve ülkeleri tanıtmaya katkı sağlamaktır. Dünya Coğrafyası’nın işlenmesine kıtasal açıdan yaklaşılmış; kıtalar doğal, sosyal ve ekonomik özelliklerine göre bölgelere ayrılmış ve her bölgedeki ülkeler hakkında genel bilgiler verilmiştir. Ülkelerin kimlik kartlarında; kişi başına satınalma gücünü gösteren milli gelir, okuma yazma bilenlerin oranı, ortalama ömür, nüfus artışı, kent nüfusu ve çalışabilir nüfus oranları gibi veriler kullanılmıştır. Bundan amaç ilk bakışta ülkelerin sosyal ve ekonomik özellikleri hakkında bilgi edinmektir. Ayrıca ülkelerin gelişmelerinde sosyal, siyasal ve kültürel özelliklerin önemi vurgulanmış; ekonomik yönden ilerlemede doğal ortamla, yetişmiş insan gücü arasındaki ilişkilerin önemi belirtilmeye çalışılmıştır.
Düş kurmak, düş yaratmak... Asurluların diş ağrısı duası... Fal... Ataomdan etkilenmeyen tek yaratık: Akrep... Pastırmayı düşünmenin derinliği... Nohutlu pilav.. Fritöz... Çetin Altan bu yazılarında, binlerce yıldır insanoğlunun aklını kurcalayan en çetin sorularda gezinirken, yaşamın sıradanmış gibi görülen ayrıntılarını da ihmal etmiyor; yaşam zevkinin boyutlanıp zenginleşmesinin asıl bu ayrıntılarda gizli olduğunu inanıyor çünkü... Bir yazı ustasıyla buluşmak için, işte bir fırsat daha!..
Kitabevimiz, tarihsel kalıntılara meraklı, bu kalıntıların bulunduğu yöreleri gezmeyi seven okurlarımız için özetlenmiş, yol gösterici bilgileri içeren ve görsellikle de zenginleştirilmiş bir dizi kitap yayınlama projesini "Karia" adlı kitapla hayata geçirmiş, ardından da "Lykia", "Kilikia", "Karadeniz Kappadokia’sı" ve "İonia" adlı kitapları sunmuştu okurlara. Elinizdeki kitap yine aynı yazarın, Bilge Umar’ın bir çalışması: "Lydia"... Bu kitapta "Lydia"nın tarihsel süreç içindeki serüvenine, yine güvenilir bilgi ve yorumlar ışığında tanık olacaksınız...
Kitabevimiz, tarihsel kalıntılara meraklı, bu kalıntıların bulunduğu yöreleri gezmeyi seven okurlarımız için özetlenmiş, yol gösterici bilgileri içeren ve görsellikle de zenginleştirilmiş bir dizi kitap yayınlama projesini "Karia" adlı kitapla hayata geçirmiş, ardından da "Lykia", "Kilikia" ve "Karadeniz Kappadokia’sı" adlı kitapları sunmuş okurlara. Elinizdeki kitap yeni aynı yazarın, Bilge Umar’ın bir çalışması: "Ionia"... Bu kitapta "Ionai"nın tarihsel süreç içindeki serüvenine, yine güvenilir bilgi ve yorumlar ışığında tanık olacaksınız...
Kullanımda bir sözcüğün yalnız anlamını bilmek yeterli değildir. Sözcük, bir konuşmada kullanılacaksa doğru söylenmesi kadar doğru yazılması da gerekir. Günümüzde, Türkçe’ye, Arapça, Farsça ve diğer yabancı dillerden girmiş sözcüklerden bazılarının, yanlış yazıldığı sık sık görülmektedir. Onun için bu kılavuzda bu tür sözcüklerin doğru yazılımları gösterilmiştir.
Türkiye bu eserde, bölgesel coğrafya açısından ele alınarak incelenmektedir. Bölgelerin fiziki coğrafya özelliklerinde; jeolojik yapı, Yüzey şekilleri, İklim, Topraklar, Bitki toplulukları konuları ele alınmaktadır. Beşeri ve Ekonomik coğrafya kapsamında; Nüfus yoğunluğu, artışı, çalışan nüfusun iş kollarına dağılımı, kır ve kent nüfusları, Tarımsal faaliyetler, Yeraltı zenginlikleri, Sanayi faaliyetleri, Ulaşım ve ticaret, Turizm, Bölge ve illerin ekonomik durumu, değerlendirilmektedir. Her bölge, bölüm ve yörelere ayrılmakta, bunların coğrafi özellikleri ayrıntılı biçimde tanıtılmaktadır. Eser, Türkiye’yi her yönü ile öğrenmek, sorun ve potansiyelini anlamak, ileriye yönelik çeşitli gelişim projeleri hazırlamak için amatör ve profesyonel amaçlara uygun br kaynak özelliği taşımaktadır. Yazarların, 25 yıl Türkiye’nin tümünü gezerek ve araştırarak hazırladıkları bu kitaptaki morfoloji haritaları, jeolojik kesitler, bitkilerin dağılışını gösteren profiller, yağış, sıcaklık ve bitki örtüsü haritaları ile fiziki ortamın özelliklerini içeren fotoğraflar özgün saha çalışmalarının ürünleridir.
Kitabevimiz, tarihsel kalıntılara meraklı, bu kalıntıların bulunduğu yöreleri gezmeyi seven okurlarımız için özetlenmiş, yol gösterici bilgileri içeren ve girsellikle de zenginleştirilmiş, bir dizi kitap yayınlama projesini "Karia" adlı kitapla hayata geçirmiş, ardından da "Lykia" adlı yapıtı sunmuştu okurlarına. Elinizdeki kitap yine aynı yazarın, Bilge Umar’ın bir çalışması: "Karadeniz Kappadokia’sı (Pontos)"... Bu kitapta "Karadeniz Kappadokia’sı"nun tarihsel süreç içindeki serüvenine, yine güvenilir bilgi ve yorumlar ışığında tanık olacaksınız...
"Öğretmenim olan bu filozofu tanımak bana mutluluk vermiştir. Öyle inanıyorum ki o, gençlik yıllarında da, saçlarına akların en çok doluştuğu yaşlılık yıllarında da, kendisine hep eşlik eden neşeli bir gençlik tazeliğine sahipti. Onun düşünceler inşa eden alnı, gölgesiz bir kişilik saydamlığının ve dostluğun yansıdığı yerdi. Dudaklarından derin düşünceler dolu sözler dökülürdü. Bu sözler latife, şaka hiciv doluydu ve onun öğretici dersleri sonradan daima sohbet konusu olurdu. O Leibniz’i, Wolff’u, Hume’u aynı canlılıkla tartışır ve Kepler, Newton gibi fizikçilerin bulduğu doğa yasalarını ele alırdı. Bunun yanı sıra, o zamanlar yayımlanmış olan Rousseau’nun kitaplarını, ‘Emile’i ve ‘Heloise’ı ele alıp işlerdi. O tüm bunları doğanın keşfi bakımından değerlendirir ve sağlam bir doğa bilgisi ve insanların ahlaksal değeri açısından bunların ne ifade ettiklerine değinirdi. İnsanlık tarihi, uluslar tarihi, doğa tarihi, doğa öğretisi, matematik vedeney, onu sonuçları yaşamına kattığı kaynaklardı. Onun için bilinmeye değmez hiçbir şey yoktu; hiçbir entrika, hiçbir sahtekarlık, hiçbir önyargı, hiçbir kişisel garez; evet bunların hiçbiri, onun için doğruluğun ortaya çıkarılıp aydınlatılması karşısında en küçük bir uyarıcı güce sahip değildi. O daima özgür düşünceyi canlı tutmak ister ve buna çabalardı. Despotizm onun duygu dünyasına yabancı bir şeydir. Büyük bir şükran ve saygı ile andığım bu adamın adı Immanuel Kant’tı"
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.