Türkiye’de karşıdevrimci tezlerin başta gelenlerinden birisi, “On İki Ada’yı Lozan’da kaybettik” savıdır. Doç. Dr. Hüner Tuncer, Ege Adaları Sorunu kitabıyla ülkemizle Yunanistan arasında Atatürk Döneminde kurulmuş olan dostane ilişkileri zedeleyen bu sorunu, tarihsel ve uluslararası hukuka dayanan bir perspektif içinde ele alarak, ileri sürülen savların hangilerinin gerçeği daha çok yansıttığını açıklığa kavuşturmaya çalışmıştır.

Ege Adaları’nın tarihçesine kısaca değinildikten sonra, Cumhuriyet döneminden itibaren iki ülke arasındaki ilişkileri yıpratan Ege Adaları’na ilişkin uluslar arası yasal mevzuat ele alınmış; Türkiye ile Yunanistan arasında Ege’de anlaşmazlığa neden olan diğer sorunlar da irdelenmiştir. Ve Ege Adaları’nın Yunanistan tarafından silahlandırılması konusu üzerinde durularak, bütünlüklü bir tablo ortaya konmuştur.

Elinizdeki kitap, Ege Adaları’nın Statülerinin ve uluslar arası hukuk açısından hangi devletlere ait oldukları konusunun sıkça tartışıldığı günümüzde, doğru bilinen yanlışları düzelten, “galat-ı meşhurları” çürüten bir başvuru kaynağıdır.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 115
Ağırlık : 115
En / Boy : 13,5 / 20,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺69,70

“Bu antlaşma, Türk milletine karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasi zafer eseridir”

Mustafa Kemal Atatürk, Lozan zaferini Nutuk’ta bu sözlerle tanımlar. Türkiye’nin varlığını tüm dünyaya onaylattıran Lozan Barış Antlaşması; özgürlüğün, ulusal egemenliğin ve bağımsızlığın açık ve net duyurusudur. Cephede süngüyle kazanılan zafer müzakere masasında kaybedilmemiş, İsmet İnönü’nün müthiş diplomatik yeteneği bu toprakları Türk ulusuna vatan yapmıştır.

Arnold Toynbee’ye göre “Sevr, Hasta Adam’ın gömülme belgesi, Lozan ise hasta olmadığını eylemleriyle kanıtlayan bir ulusun sağlık belgesi”dir. Lozan görüşmeleri sırasında İsmet Paşa’nın emperyalizme karşı eğilmeyen ve bükülmeyen karakteri, arkasında bulunan Başkomutan’ın, Meclis’in ve Anadolu halkının kararlılığıyla desteklenmiştir. Bu kitapta okuyacağınız satırlarsa 100 yıl önce bu büyük siyasi zaferi kazanarak Cumhuriyet’in önsözünü yazan kurucu kadroya duyulan minnettarlığın yansımasıdır…


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 130
Ağırlık : 130
En / Boy : 13,5 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00

Cumhuriyet ile Demokrasi ilişkisine dair tartışmalar, ülke gündeminde güncelliğini yitirmeyen tartışma başlıklarından birini oluşturuyor. Bu tartışmaları sağlıklı sürdürebilmek için öncelikle yanıtlaması gereken kimi soruların olduğu açıktır: Cumhuriyet yalnızca bir yönetim biçimi midir, yoksa bundan çok daha kapsamlı bir kültür müdür?
“Bilhassa kimsesizlerin kimsesi” olan Cumhuriyet’in “halkın halk tarafından yönetilmesi” olarak tanımlanan demokrasiyle ilişkisi nasıl tanımlanabilir? Ülke olarak giderek demokratikleşiyor muyuz? Demokrasi dört ya da beş yılda bir tekrarlanan seçimlerde yalnızca oy kullanmak mıdır? Cumhuriyetimizin demokratik mirası ve sorunları nelerdir? Daha demokratik bir ülke olmak için neler yapılmalıdır?

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin otuz yılı aşkın birikimiyle bir araya getirdiği, Cumhuriyet’e ve demokrasiye yıllar boyunca emek veren değerli aydınlarımızın kaleme aldıkları yol gösterici makalelerden oluşan bu kitap, bu ve benzeri sorulara kapsamlı yanıtlar üretmek için hazırlandı.

Genç nesiller ve konuyu derinlemesine incelemek isteyenler için temel bir başvuru kaynağı niteliği taşıyan Cumhuriyet ve Demokrasi’yi, Cumhuriyetimizin yüzüncü yaşını kutladığı bugünlerde demokrasi kültürünü özümsemiş, Aydınlanma felsefesini benimsemiş okurlarımıza sunmanın kıvancını yaşıyoruz.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺123,00

Yazınımızın anıtlaşan kalemi Necati Cumalı’dan cesur, farklı ve kapsamlı bir Atatürk çözümlemesi; Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı ve Söylev üzerine korkusuz, çekincesiz denemeler: Ulus Olmak…

“Atatürk’ün bütün yaşamöyküsü, bütün düşünce savaşı şu kısa ilke ile özetlenebilir: Ulus Olmak.

Denilebilir ki Atatürk’ün bütün hizmetleri, devrimleri, çevresiyle çarpışmaları, dostlukları, sevgileri, geçimsizlikleri, dargınlıkları, bu ana ilkeye bağlılığı açısından ele alınınca daha açık anlaşılabilir. Atatürk’ün türlü alanlarda, türlü konularda öne sürdüğü düşünceler, olsa olsa bu ana ilkenin ayrıntıları, ayrıntılarına inilerek belirtilmesidir. Atatürkçülük ancak bu açıdan ele alınınca yaşayan toplu bir görüş olmak niteliğine ulaşır.”


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 143
Ağırlık : 143
En / Boy : 13,5 / 20,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

İz Bırakanlar, son 40 yıl içinde (1982-2022) birkaçı dışında hepsi Cumhuriyet’te yayımlanmış –kültür ve sanat insanlarımıza ilişkin- 100 dolayında yazıdan oluşuyor. Yazıların pek çoğunda, ele aldığım kişiler bağlamındaki özel tanıklıklarımı dile getirirken, bir yandan da onlarla ilgili, kimi –belki de gözden kaçmış ya da önemsenmemiş- niteliklere değinen farklı portreler oluşturduğumu görüyorum.

Yazıların önemli bir bölümü; Memet Fuat’tan Şükran Kurdakul’a, Aziz Nesin’den Onat Kutlar’a, Semiha Berksoy’dan Mengü Ertel’e, Mahmut Tali Öngören’den Vüsat O. Bener’e, Tarık Akan’dan Adalet Ağaoğlu’na, Yıldız Kenter’den Ferhan Şensoy’a, Levent Kırca’dan Uğur Mumcu’ya, artık aramızda olmayan kişiler üstüne. Yaşadığımız topraklarda cömertçe üretmiş olan bu değerli insanlarımızın, belleği güçsüz toplumumuzda unutulup gitmesine engel olmak için bir katkı da benden olsun istedim.

Bu insanları gözlemlemiş, tanımış, onlarla birlikte çalışmış ya da zaman geçirmiş olmanın beni nasıl zenginleştirdiğinin bilincine bir kez daha vardım. Bu insanların yaşamlarının hiç olmazsa bir cephesine birinci elden tanıklık etmiş olmanın belgesel niteliğini okuyucularımla paylaştığım için kıvanç duyuyorum.

Ayşegül Yüksel


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 384
Ağırlık : 384
En / Boy : 13,5 / 20,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺131,20

Türk Devrimi’ni simgeleyen oklardan biri, hem görünüşü hem de tarihsel kökenleri bakımından diğerlerinden farklıdır. Türk halk tarihinden gelen bir devinimi gösteren bu ok, halka doğru uçan bir güneş dalıdır; yalın, somut ve gerçekçi anlamıyla halkçılıktır. TBMM’nin açılışı üzerinden henüz altı ay geçmişken yayımlanan Halkçılık Bildirisi, aydınların ve devrimcilerin halka ödemekle yükümlendiği bir borcu gösterir.

Eşitliğe, kardeşliğe ve özgürlüğe duyulan bitmez bir özlemi dile getiren halkçılık, devrimi halkla çoğaltmayı, kendisini Anadolu köylülüğüne bağlayarak Cumhuriyet devrimini yüceltmeyi amaçlar. Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle “Halkçılık, toplumsal düzenini emeğe, hukukuna dayandırmak isteyen bir toplumsal öğretidir.”

Bu öğretiyi benimsemiş bir ozan, halkçı bir hekim olan Ceyhun Atıf Kansu’nun Türk Devrimi’nin çözümlemesini yaptığı Devrimin Halkçı Kaynakları ise halk için ve halkla beraber verilen uzun erimli bir savaşın öyküsüdür…


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 287
Ağırlık : 287
En / Boy : 13,5 / 20,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,50

İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e miras kalan eğitim, hem nicel hem de nitel yönden perişan durumdaydı. Devralınan eğitimin her kademesinde okullaşma oranı çok düşüktü. Eğitimin temel unsuru olan öğretmenin sayısı çok azdı, onların da çoğu gerçek anlamda öğretmen olarak yetişip seçilmiş değildi.
Okulların fiziksel olanakları çok çok kötüydü. Eğitime ayrılan ödenek çok yetersizdi. Eğitimde dinsel-dünyevi ikilemi sürmekteydi.

Cumhuriyet’in devraldığı okur sayısı nüfusun yüzde 7-8’i kadardı. Bunda kadınların oranı yüzde 1’in altındaydı. Erkek ve kadınlarda yazı yazabilenlerin oranı yüzde 1’i bile bulmuyordu. 1923-24 öğretim yılında ülkede ilkokul sayısı 4770, bu okullardaki öğrenci sayısı 336 bindi (bunun sadece 63 bini kız). İlkokul öğretmeni sayısı 10 bin 102 olup bunların yalnızca yüzde 27’si öğretmen okulu çıkışlıydı. Aynı yıllarda ortaokul sayısı 72, bunların toplam öğrencisi ise 10 bin kadardı. Lise sayısı 23 olup bunların öğrenci sayısı 1241’di. Bu okullardaki öğretmenlerin de büyük çoğunluğu öğretmen olarak yetişmemişti. Yine aynı yıllarda ülkede bir tane üniversite (İstanbul Darülfünunu) ve burada okuyan 2088 öğrenci bulunmaktaydı.

Cumhuriyet yönetiminin eğitimle ilgili ödevi gerçekten zordu. Neyse ki Atatürk’ün öncü girişleri, nitel sorunu çözmede rehberlik ediyordu…


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 349
Ağırlık : 349
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺164,00
Denizaltı Filosu Tarihi

Denizaltıcı ve Kaderi
“Halk arasında sıkça kullanılan bir tabir vardır. ‘Kaderin önüne geçilmez.’ Bu inancın bir tek istisnası vardır, o da ‘denizaltıcılık mesleği’dir.
Dünyada denizaltıcılar kadar kaderine karşı gelen, bilgisi, yeteneği ve gücünün son noktasına kadar onunla mücadele eden başka bir toplum yoktur.
Denizaltıcılar hava kaçıranlar açıldığı andan itibaren kaderi karşılarına alırlar. Sualtında geçen her saniye, her saat ve her gün en yüksek teyakkuz seviyesinde kaderin bir şekilde kendilerini alt etmemesi için mücadele verirler.
‘Gemi 60 kademde (14,5 metrede) seyre ayar edildi.’
‘Yangın kontrol altına alındı, dairede duman var…’
Baş torpido dairesi tazyik altına alındı, suyun girmesi azaldı, yarayla mücadele ediliyor.’
‘Torpido kovanı terk etti, ön kapak kapandı.’
Batarya dairesine suyun girmesi önlendi, dairede klorin var.’
Daha buna benzer yüzlerce raporun tek bir manası vardır:
‘Kaderimizi yendik, kontrol hâlâ bizde.’
Bu demektir ki denizaltıcı, düşmanı (diğer deyişle kaderi) ile günlerce aynı yatakta koyun koyuna yatan ve asla silah taşımayan yegâne muharip kişidir. Bu muharip kişinin silahı, denizaltıcılık bilgisi ve yeteneği, silah arkadaşlarıyla olan karşılıklı güven ve dayanışması, soğukkanlı fakat zekice ve çabuk karar verebilme kabiliyetidir. Bu kadar mükemmel yetişmiş bir muharibin çok nadir de olsa kaderine yenik düştüğü anlar olabilir. Ancak her yenilgi, denizaltıcıya düşmanını daha iyi tanıma fırsatı verir. Denizaltıcı eksik olanı görür ve kendini yeniden donatır. Böylece kaderin denizaltıcılara karşı kullanabileceği jokerleri tek tek elinden alınır. Her kaybedilen mücadelenin sonunda denizaltıcı daha güçlü olur, düşmanı ise daha da zayıflar. Dileğimiz, kaybettiğimiz dostlarımıza üzülürken, onların kaybına sebep olan nedeni bulup derinlere daha bilgili ve güvenli olarak dalabilmektir…”
                                                           Emekli Amiral Atalay Yavuz


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1
Ağırlık : 100
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺164,00

İttihat ve Terakki döneminden beri Türkiye’de çok partili sistem mücadelesi, daha çok iktidardaki ve muhalefetteki partiler arasında sürdürülmesine rağmen, siyasi mücadele aslında karizmatik bir lidere karşı bir parti mensuplarının mücadelesi şeklinde geçmiştir. Bunun ilk örneği Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucularından İsmet İnönü’ye karşı Demokrat Partililerin mücadelesidir. 1945’te II. Dünya Savaşı gailesinden Türkiye’yi sağ salim çıkardıktan sonra, dünya şartlarının değişmesinin de etkisiyle çok partili sistemi yeniden başlatan Cumhurbaşkanı İnönü, 1946-1960 arası dönemde Demokratlar ile baharı çok az olan, daha çok fırtınalı geçen bir ilişki süreci yaşamıştır. Elinizdeki kitapta, inişli çıkışlı bu dönemin belgelere dayalı hikâyesi yer almaktadır.
“…varmak istediğim netice başlıca iki parti arasında temel şartın, yani emniyetin yerleşmesidir…” Cumhurbaşkanı İsmet İnönü-12 Temmuz 1947
“Yeni bir taktik olarak mütemadiyen şiddetten bahsolunmaktadır. İnsaf edilsin, kim kime şiddet göstermiş ve baskı yapmıştır? Kim kime baskı yapmağa ve şiddet göstermeğe muktedirdir?” Celâl Bayar-2 Ekim 1949
“Aramızdaki farkı bilelim, biz mutlakıyetten bugüne geldik. Siz ise bugünden mutlakıyete gidiyorsunuz…” İsmet İnönü-27 Haziran 1956


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1
Ağırlık : 100
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,40

"Ancak bazı akıllı (bilgiç) geçinenler kabullenmese de bu güne gelişin gerçek hikâyesi işte bu kadar "sahi ve sade"dir. Bu gerçeğin belgesi 31 Mart ve 23 Haziran seçim sonuçlarıdır. 31 Mart yerel seçim sonuçlarını doğru okumak gerekir. Seçmenin sandıktaki başlıca gerekçesi, 'içine düştüğü ekonomik (aş-iş) çıkmazdan acilen kurtaracağı' beklentisiydi. Gerekçe buydu ama seçmen oy verirken bu gerekçenin arkasında asıl amacı, 'ülkenin AK Sarayca uzun süredir kamuoyuna bastırdığı yapay gündemi degiştirmek'ti.

Demek ki 'demokratikleşme ve insanca-hakça kalkınma' Türkiye Cumhuriyeti'nin yurttaşları için bugün bütün zamanlardan daha çok önemlidir."

 


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1
Ağırlık : 100
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺65,60

Çok sevgili çocuklar,

sevgili anne babalar,

Yurdumuzun kurtarıcısı, cumhuriyetimizin kurucusu, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk hepimizin kalbinde yaşıyor.

Anıtkabir bunun en iyi göstergesidir.

Ziyarete açık olduğu zamanlarda bir saniye bile boş kalmayan Anıtkabir, sadece ülkemizde değil, dünya ölçeğinde öneme sahip bir eserdir.

Dikkatlice baktığımızda ziyaretçiler arasında her renkten insan görürsünüz. Atamızın, "yurtta barış, dünyada barış" hedefinin güzelliğini yaşarsınız.

Anıtkabir'i ziyaret etmek sadece Atatürk'e duyduğumuz sevgi ve saygıyı ortaya koymak değildir. Aynı zamanda bilinç tazelenmesidir, yalnız olmadığımızı hissetmektir, umutla dolmaktır.

Siz Anıtkabir'e hep gidin...

Adını Atatürk'ün koyduğu Cumhuriyet gazetesi, Anıtkabir'i size getiriyor; evinize, masanıza, kitaplığınıza...

Kolayca birleştirip bütünleyeceğiniz Anıtkabir maketinin, evinizdeki Atatürk fotoğrafının, Türk bayrağının tamamlayıcısı olmasını diliyoruz.

"Atatürk Cumhuriyeti", yeni kuşakların aklında ve kalbinde sonsuza dek yaşayacak.

Anıtkabir maketini bu inançla sizlere armağan ediyor, sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.

 


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 19
Ağırlık : 19
En / Boy : 41 / 60
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : Kuşe
Cep Boy Durumu : 0
₺98,40

Milli Mücadele’nin en ateşli günlerindeyiz… İstanbul işgal altındadır. Anadolu hareketinin en büyük önceliği, gereksinim duyulan cephanenin ve haberleşme araç-gereçlerinin Ankara’ya iletilmesidir. İşte bu şartlarda, büyük zorluklara göğüs gererek, iç ve dış düşmanlardan gizli olarak Anadolu’nun kalbine sürekli bir hat kuran Felâh Grubu’nun kurucusu Kurmay Binbaşı Ekrem Bey ve arkadaşlarının saygıdeğer çalışmaları, vatanın kurtuluşuna büyük katkı yapmıştır.

Kurtuluş için savaşan ordumuzun başarısında önemli payı olan emekli Korgeneral Ekrem Baydar’ın “Mustafa Kemal’in Gizli Örgütünü Ben İdare Ediyordum” adı ile yayımlanan anıları, Milli Mücadele’ye dair gizli kalmış birçok konunun üzerindeki sis perdesini kaldırmıştır.

Cumhuriyet gazetesinin deneyimli yazı işleri müdürü Sami Karaören tarafından derlenerek 6 Ekim – 2 Kasım 1970 tarihleri arasında yazı dizisi olarak ilk defa gün yüzüne çıkarılan, tarihi belge niteliğindeki bu anılar, büyük ses getirmiştir. Anadolu Devrimi’nin 100. Yılında, bir diğer usta kalem Işık Kansu’nun yayına hazırladığı bu eser, ülkemizin kurtuluş ve kuruluş destanına ilişkin olayların içyüzünü ortaya koymakta ve bugün de yanlış bilinen kimi noktaları aydınlığa çıkarmaktadır.

 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 130
Ağırlık : 130
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺65,60

“… Beni en çok üzen şey nedir bilir misin? Halkımızın zihninde kökleştirilmiş olan her şeyi başta bulunandan bekleme alışkanlığı… İşte bu zihniyetle; herkes büyük bir tevekkül ve rehavet içinde; bütün iyilikleri bir şahıstan, yani şimdi benden bekliyor; fakat nihayet ben de bir insanım birader, kutsi bir kuvvetim yoktur ki…
Münasebet düştükçe daime tekrar ediyorum; bütün dertlerin, bütün ihtiyaçların giderilmesi, her şeyden evvel, pek başka şartlar altında yetişmiş; bilgili, geniş düşünceli, azim feragat ve ihtisas sahibi adam meselesidir, sonra da zaman ve imkân meselesi…”
(Atatürk, 6 Mart 1930, Antalya)

Prof. Dr. Çetin Yetkin, Atatürk: Ben de Bir İnsanım adlı çalışmasında, yaşanmış olaylardan çıkarak, zaafları, merakları, tutkuları, öfkeleri, dostları ve düşmanları karşısındaki tutumu, insan sevgisi, hayvan sevgisi, nezaketi ve merhametiyle Atatürk’ü anlatıyor.

 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 116
Ağırlık : 116
En / Boy : 13,5 / 20,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺69,70

O, çizginin estetiğini, kahkahanın ciddiliğiyle buluşturmayı bilen bir usta idi... (...)Cumhuriyet’in yüz akı, taşkın zekâsı ile Cemal Nadir’in birikiminden yararlanmış birisi olarak Ali Ulvi Ersoy, Mizah ve Karikatür gibi dergilerdeki birikimini; günlük gazetelerdeki anlık buluşların şaşırtıcı biçimde insanı yakalayan çizgisi ile bir araya getirerek zihinlerde ve kalpler iz bıraktı...

 


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 84
Ağırlık : 84
En / Boy : 19 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺155,80

O, Amcabey’di.
O, Cemal Nadir’di.
O, Cemal Nadir’in Amcabey’i idi...

Bazı yapılar ve onu var edenler arasında nadiren tuhaf bir ilişki olabilmektedir. Kim kimin yaratıcısı bu artık aşılmış, iç içe geçmiştir... İşte Amcabey ve Cemal Nadir Güler de böyledir. Hangisi hangisini var etmiştir?

 


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 84
Ağırlık : 84
En / Boy : 19 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺155,80

Sekülerleşme süreci, insanlık tarihinin en temel gerçeklerinden biridir. Fakat bu gerçek, birçok nedenle çeşitli fikir akımlarının veya bazı sosyal-ekonomik öğretilerin gölgesinde kalmıştır. Ancak sekülerleşme süreçlerinin gözden kaçırılması, birçok durumda toplumsal ve tarihsel analizlerin başarısızlıkla sonuçlanmasına yol açmaktadır.

Ülkemizde de sekülerleşme kavramı ve gerçeği, bilinçlere açık bir biçimde nüfuz etmemiştir. Bu kavram çoğu durumda laiklikle karıştırılmaktadır. Oysa insan aklının özgürleşmesi sürecinin bir yönü olarak sekülerleşme, toplumsal ve tarihsel gelişmelerin temelinde yer alan asli ve varoluşsal bir dinamiktir.

Bu kitapta, kısa bir genel giriş bölümünden sonra Osmanlılarda ve Cumhuriyetin ilk yıllarındaki sekülerleşme süreci siyasi, ekonomik ve çeşitli kültürel etkenlerle birlikte, fakat özellikle de bilimsel gelişmelerle bağlantısı içinde ele alınmakta ve sekülerleşmenin ülkemiz tarihindeki özgün ve büyük rolü ortaya konulmaya çalışılmaktadır.

Osmanlılardaki ve Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki sekülerleşme süreci anlaşılmadan, ne Cumhuriyet devrimimizin niteliği, ne de onun dünyanın diğer büyük devrimleriyle olan ilişkisi, ortak ve farklı yönleri anlaşılabilir.

 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 299
Ağırlık : 299
En / Boy : 13,5 / 20,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺118,90

Atatürk öncülüğündeki Türk Devrimi’nin temel savsözü, “bütünsel kalkınma” anlayışıdır. Bu kalkınma, yaşamın her alanındaki ileri gidişi önceler, eğitim-bilim-felsefe-kültür ve sanat gibi tüm toplumsal yapılardaki atılımların aynı anda ve kapsamlı biçimde olmasını amaçlar.

Evrensel uygarlığı ve çağdaşlaşmayı ancak toplumun sosyokültürel yapısını dönüştürerek yakalayabileceğini kavrayan Cumhuriyet, hem köhneleşmiş sanat kurumlarını hem de çağın gereksinimlerine yanıt veremeyen sanat anlayışını yenilemiştir. Türkiye’de sanat, insanlık tarihi açısından çok kısa sayılabilecek bir sürede, olanaklar ölçüsünde büyük değişimler ve atılımlar göstermiş, yurttaşlık bilincinin oluşmasında temel görevi üstlenmiştir.

A. Celal Binzet, Evin İlyasoğlu, Ayşegül Yüksel ve Burçak Evren gibi alanında uzman yazarların plastik sanatlar, müzik, tiyatro ve sinema alanlarındaki atılımın 100 yıllık öyküsünü anlattıkları Cumhuriyet’in 100. Yılında Sanat, devrimimizin bir asırlık kültür savaşını özetlemektedir

 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 328
Ağırlık : 328
En / Boy : 13,5 / 20,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺123,00

Necati Cumalı, şimdiye kadar bütün yazdıklarında olduğu gibi, Aşk da Gezer adlı romanında da iyi bildiği bir çevreyi, yakından tanıdığı tiyatro dünyasını anlatıyor. Tütün Zamanı üçlemesinde, Susuz Yaz, Ay Büyürken Uyuyamam gibi öykü kitaplarında ve Nalınlar, Ezik Otlar gibi oyunlarında bir avukat olarak karşılaştığı olayları aktaran Cumalı, bu kez oyun yazarı olarak içinde yaşadığı bu dünyanın aşksız yaşayamayan, tutkulu insanlarını tanıtıyor okurlarına. Sahnede alkışladığımız, sevdiğimiz sanatçılar arasına karışıyoruz bu romanda.

Karakterlerin içsel dünyalarını Dostoyevski’yi andıran bir yetkinlikle anlatan Cumalı; tiyatro dünyasının insanını yapmacıklıktan uzak, yalın aşkları ve değişik tutkuları içinde, Hemingway’i andıran bir biçemle tanıtıyor bizlere

 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 392
Ağırlık : 392
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺143,50
Biz(siz) Onlar

“Yurt dışında” yaşamak isteyenlerin sayısının her geçen gün daha çok arttığı bu günlerde, uzunca bir süre "yurt dışında" yaşamış biri olarak, Avrupa Birliği’nin başkenti Brüksel’in sosyal ve siyasal renklerinden söz etmek gerekiyordu diyor Çimen Turunç Baturalp.

“AB’nin kalbinde Biz(siz) Onlar’da, giderken kurduğu “Türkiye’de huzur yok!” cümlesinin “Türkiye’de huzuru sağlamayı beceremiyoruz biz!” cümlesine evriliş sürecini bir gazeteci olarak radarına takılan birbirinden çok farklı örnek ve gözlemlerle aktarıyor…

 


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺49,20

9 Eylül 1922’de Kuvayı Milliye ordusu İzmir’e girmiş ve zafere ulaşmıştır.

Bu zaferden 50 gün sonra, 1 Kasım 1922’de Saltanat kaldırıldı.

Lozan Konferansı devam ediyordu.

Hiçbir şey belli değildi…

Halifelik ne olacaktı?

Cumhuriyet kurulacak mıydı?

Devletin dini ne olacaktı?

Kürt sorunu nasıl çözülecekti?

Atatürk, 100 yıl önce bugün de geçerli bu sorulara yanıt vermiştir.

İzmit’te İstanbul gazetelerinin başyazarlarıyla yapılan toplantı 5 buçuk saat sürdü.

Bu son derece önemli toplantıda konuşulanları sunuyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 164
Ağırlık : 164
En / Boy : 13,5 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺57,40

Son yıllarda hemen hemen bütün Müslüman ülkeler, şeriatçı akımlarla çalkalanıyorlar. Kimi yerde iktidara da gelmiş bu akımların mesajında, din ve inanç özgürlüğü ile yetinmeyip toplumu, devleti, giderek bireyi, İslam’a göre yeniden biçimlendirmek var ve işin gerçeği, İslam da malzeme veriyor onlara. Çağımızla ilgisi ne bu mesajın?
Aklın ve bilimin öncülüğü, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü, başta emekçilerin ve kadınlarınkiler olmak üzere temel insan hakları, kısacası uygarlığın ulaştığı vazgeçilmez değerler göz önünde tutulduğunda, neyi temsil ediyor bu akımlar? İslam’ın uyanışı mı gördüklerimiz? Yoksa, çağını yakalama yolunda XIX. Yüzyıldan bu yana hayli mesafeler almış Müslüman dünyanın ilerleyişini durdurmakla kalmayıp onu daha da gerilere savıp savuracak gericilik rüzgârları mı?
Türkiye gibi “Aydınlanma” yolunda nice menzillere erişmiş, aklı ve bilimi tek yol gösterici olarak bellemiş, ve öyle olduğu için de laik ilkeyi kabul etmiş bir ülke bakımından, daha da yakıcı sorular bunlar. Türkiye söz konusu olduğunda, demokrasi de gündeme geliyor: Onu, laik zeminden ayrı düşünebilir miyiz? Yoksa demokrasi ile laiklik, etle tırnak gibi birbirine bağlı süreçler mi?
Okuyunuz göreceksiniz…


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 260
Ağırlık : 260
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺94,30

Yıllar boyunca “küçük şeyler”in yaşamlarımızdaki yeri konusunda toplumumuzu bilinçlendirmeyi görev saymış olan Prof. Dr. Üstün Dökmen, bu kez hangi sorunların incir çekirdeğini doldurduğunu, hangilerinin önemsenmeyecek denli küçük olduğunu duyumsatıyor. Üstelik, dünya ruhbilim literatürüne armağan ettiği “Boyutsallık” kavramı ve yaklaşımını açımlayarak, günlük hayatımızda yararlanabileceğimiz ufak ipuçları vererek…
Birikimlerini Cumhuriyet gazetesinde paylaşmayı sürdüren Prof. Dr. Üstün Dökmen, son yazılarından oluşan bir derlemeyle okuyucularını selamlıyor, keyifli ve öğretici bir okuma deneyiminin kapılarını açıyor.
“Hayat boyu attığınız, farkına bile varmadığınız binlerce adımdan birisi, bazen bütün bir hayatınızı değiştirme gücü kazanır, geçmişteki tüm adımlanızın önüne geçer. Bizim attığımız adımlar bizim için incir çekirdeği gibi, bazen önemli, bazen önemsiz olabilir, ancak yeter ki attığımız adımlar, verdiğimiz kararlar, imzaladığımız belgeler insanları, hayvanları, doğayı, toplumun değerlerini öldürmesin.”


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 237
Ağırlık : 237
En / Boy : 13,5 / 20,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00

Bir devrim kurumu olarak Köy Enstitüleri’nin, kurulduğundan bu yana çeşitli çevrelerce karalanmak, önüne engeller çıkarılmak, amaç ve hedeflerinin çarpıtılmak, saptırılmak istendiği bir gerçekliktir. Köy Enstitüleri’ne yönelik asılsız, tutarsız, düzeysiz iftira ve saldırılar, karşıdevrimci iktidarların her dönem geçer akçesi olmuş, Cumhuriyet karşıtları bu “resmi yalanlara” sarılmıştır.

Elinizdeki kitap, Cumhuriyetin kendisine, kurumlara yönelen bu gerici girişimlere karşı gerçekleri ve doğruları halkçı, aydınlanmacı, devrimci ve bilimsel bir bakış açısıyla dile getirmek amacıyla, İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı ve Cumhuriyet Kitapları’nın eşgüdümünde, imece yöntemiyle hazırlanmıştır.

Köy Enstitüleri ve onun kurucuları konusundaki çarpıtmalara karşı bilimsel ve ciddi bir yanıt verme iddiasını taşıyan bu kitapta Köy Enstitüleri uygulaması ve düşüncesine yönelik merak edilenlere değinilmiş, yanlış bilinenler düzeltilmiştir.

Köy Enstitüleri devrimi, geleceğe ışık tutmaya devam edecektir…


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 235
Ağırlık : 235
En / Boy : 13,5 / 20,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺77,90

Kaşıkçı elmasından
Aroma sanayisinin
Liderliğe giden yolda
Bir başarı öyküsü
 
Bu kitabı yazmaktaki amacım en başında; torunlarım ve eşim için ailemin tarihini, arşivdeki fotoğraflarla birleştirip, kalıcı bir anıya dönüştürmekti. 
Bir Büyükada yaz akşamında, yakın dostlarımız Ataol Behramoğlu, Orhan Bursalı, Özlem Yüzak ve Hülya Behramoğlu, anılarımı paylaşmam ve gençlere yol göstermem amacıyla hayatımı yazmam konusunda beni yüreklendirdiler. 
Aromsa şirketi 1982 yılında arkadaşımdan borç aldığım bir sermaye ile, kuruldu, 41 yıldır her sabah saat 06:30 da aynı coşku ile geldiğim tek kişilik firma bugün 450 kişilik global bir firmaya dönüştü.
Bu uzun yolculuğumu anlatmak, karşıma çıkan engelleri nasıl aştığımı paylaşmak istedim. Aromsa’nın 41. kuruluş yıldönümü olan 2 Şubat 2023'te, Cumhuriyetimizin ise 100. yılında çıkan kitabımdaki hikâyem, umarım her şeyimi borçlu olduğum ülkemin gençlerine faydalı bir kaynak olur. 
Murat Yasa, 2 Şubat 2023


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 493
Ağırlık : 493
En / Boy : 15 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺237,80

Devrim, elbette halk kitlelerinin eseri. Ama yığınların önüne düşüp yol gösterenler var: Aydınlar, örgütleyiciler, liderler…
Onlarsız hareket başarıya ulaşamaz.

Fransız devrimi, belki her devrimden çok, eşsiz portreler koydu önümüze. Her biri, o dev yürüyüşü şu ya da bu ölçüde etkiledi. Bayrağı inandığı yolda sonuna değin taşıyanlar oldu; yarı yolda tükenip yıkılanlar da.

Kimler yok ki bu görkemli galeride?

Robespierre’ler, Mirabeau’lar, Marat’lar, Danton’lar, Sant Just’ler, Jacques Roux’lar, Babeuf’ler…
Haklın davasına başkoymuş insanlar; özgürlüğün düşmanlarına karşı yükselttikleri ses karşısında bugün de ürperdiğimiz kişiler; çağımızın seherindeki yıldızlar.

Onların içinde, tarihin aktörü olacak yerde oyuncağı olanları bir yana bırakırsak, hepsi cumhuriyetçi, lâik anlayışta ve ruhbana karşın kimselerdi; Aydınlanma’ya inanıyorlardı ve aklın dostu idiler. Devrim’in sloganı olan, özgürlük, eşitlik ve kardeşliği benimsemişlerdi. O adsız Sankülot’lar ise, üstelik düpedüz halktan geliyorlardı. Devrim’e inanmanın bir kabahat olarak görüldüğü; iktisadi, siyasi ve dinsel gericiliğin ayyuka çıktığı günümüz dünyası için çarpıcı kişilikler.

Onları tanımamız gerekiyor.

Fransız Devrimi’ni tanımak onları da tanımaya bağlı; onları tanırken biraz da kendimizi tanıyacağız.

Okuyunuz göreceksiniz…


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 247
Ağırlık : 247
En / Boy : 13,5 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00

“Vekâlette her şubenin başına yabancı uzman getirilecektir.”
Celal Bayar

“Yasalarımızı, halkımızın gelenek ve göreneklerini daha yakından bildiğimiz için, bu işi yabancılardan her halde daha iyi yönetiriz.”
Mustafa Şeref Özkan



Cumhuriyet Devrimi’nin altı temel ilkesinden biri olan Devletçilik, Türkiye’de nasıl feda edildi? Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin planlı ekonomiden yana tutumu ve kendi kaynaklarıyla kalkınma girişimi nasıl sonlandırıldı?

Ulusal ekonomiyi yerleştirmeye çalışan, toplumu yerli malı kullanımına özendiren yurtsever İktisat Bakanı Mustafa Şeref Özkan’ın yaşamöyküsü özelinde bu sorulara yanıtlar bulaca, Cumhuriyet’in ilk kuşağının yaşadığı zorlukları ve önlerine konan engellerin çetinliğini daha iyi anlayacaksınız.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 364
Ağırlık : 364
En / Boy : 13,5 / 20,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,40

Sevgili Çocuklar, Mayıs ile Eylül’ün mevsimleri nasıl biçimlendirdiğini izlemek için bu kitabın sayfalarını okumak ister misiniz?


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 20
Ağırlık : 20
En / Boy : 16 / 16
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺20,50

Atatürk’ün el yazıları ile Yurttaşlık Bilgileri, 1929-1930 yılları arasında kendisi tarafından kaleme alınmıştır.

Atatürk, Fransızca ve Türkçe kaynaklardan okuduklarından oluşan düşünsel dağarcığındakilerle birlikte yapılan kimi çevirilere de dayanarak; uygar, çağdaş ve demokratik bir yurt bilgisi çerçevesini el yazısı ile kağıda dökmüştür.

Cumhuriyet Kitapları olarak, Atatürk’ün çağ aşan üstün kişiliğinin bir ürünü olan bu el yazılarından oluşan kitapçığı, günümüz Türkçesine de uyarlayarak genç kuşaklara taşımanın önemli bir yurtseverlik görevi olduğunu düşünüyoruz.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 13,5 / 20,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80
Tükendi

“Maffy’ deyince, çoğu kişi onun Türkiye’den gelen, caz dünyasının küçük dev adamı olduğunu bilir. Uzun yıllardır İsveç caz dünyasının çekirdeğinde yer alıyor. Çokyönlü bir müzisyen; her zaman ruhuyla ve kalbiyle çalıyor”

Albrekt von Konow / Orkesterjournalen, Nisan 1987

“Maffy bebop’un dilini, içini dışını su gibi biliyor. Parlak tonu ve melodik çalma stili onu trompetçiler arsında en üst sıraya yerleştiriyor. Dizzy Gillespie bunu otuz yıl önce görmüştü. Maffy Falay Sextett’in sahne aldığı Lilla Maria Stocholm’de kaliteli müzik dinlenebilecek en iyi caz noktalarında biri oldu.”

Gunnar Lindqvist / Müzik prodüktörü

“Müzikal bir infilak. Parıltılı ton ve tınılar. Ritim ve armoniden oluşan bir havai fişek gösterisi. Bu kelimeler bile Sevda’nın müziğini tarif etmeye yetmez. Muhteşem bir müzik”

Jan Engelbrektsson / Karlskoga Tidning, 14.10.1972

“İsveç’teki yabancı düşmanları ülkemize gelen yabancıların bize nasıl katkıda bulunduklarını, kültürümüzü nasıl geliştirdiklerini görüp akıllarını başlarına toplasınlar. Maffy Falay’ın müziğini dinlerlerse, müzik dünyamızın nasıl zenginleştiğini görecekler.”

Lars Westman / Gazeteci yazar, İsveç Radyosu’ndaki konuşmasından, 1993


 


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 255
Ağırlık : 255
En / Boy : 13,5 / 20,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80

Bodrum


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 104
Ağırlık : 104
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺36,90

Prof. Dr. Erol Manisalı, bu kitabıyla birçok soruyu kendine soruyor ve kendince yanıtlar arıyor, okuyanda film şeridi yaratacak biçimde:

Ben bu kitapta neyi anlatmaya çalıştım ya da çalışıyorum?

Kendi üzerimden Türkiye’yi mi, yoksa Türkiye üzerinden kendimi mi? Kendi yaşamımı göz önüne aldığımda her ikisi de iç içe geçmiş durumda. Kendimi anlatırken Türkiye’nin 1940’lardan, 50’lerden bugüne gelişindeki olaylar dizisi, dönüşümler, Atatürk döneminden farkları, benzerlikleri… Atatürk Cumhuriyeti’nden ve devrimlerden Batıcılığa, İslamcılığa, az gelişmişlik kısır döngüsüne dönüşümler, inişler, çıkışlar…

Toplumsal örgütlenmeden kopuşlar, Köy Enstitülerinden, İmam-Hatip okullarına dönüşümde iç ve dış faktörlerin etkileşimleri…

Türkiye’yi anlatmakla başladığımda da lise çağlarımdan başlayarak onun bir parçası oluşum, olayların içinde yaşayışım…

Öğrencilik yıllarımda TMGT, asistanlık… Hocalık yıllarımda toplumsal ve toplumcu siyasetin, kültürün hatta sanatın bir parçası oluşum…

Hocalık, yazarlık beni her katmanın içine sürüklemiş. Yetiştirdiğim 30 bine yakın öğrencim ile Türkiye’nin ve dünyanın her yerini, birinci elden gözlemleme, görme, konuşma, tartışma olanağını elde etmişim.

Japonya’dan ABD’ye, Londra’dan Atina’ya, Mısır’dan İran’a ulaşabilişim, görerek, konuşarak, tartışarak, konferanslara katılarak, onları yazarak, yayın organlarında ve televizyonlarında boy göstererek etkileşim içinde oluşum. Dolayısıyla:

Hem kendimi anlatırken Türkiye’yi ve dünyayı anlatmışım.
Hem de, onları anlatırken aslında, beraberinde kendimi de anlatmak durumunda olmuşum.
Kendi bakış açımı kullanarak, hatta kimi zaman duygularımı bile işin içine katarak ikisini birleştirmişim.

Kimi Avrupalı arkadaşlarım bana şunu söylemişlerdir: “Erol, biz seninle konuşurken sadece Erol’la değil, kendimizi Türkiye ile de konuşur gibi hissediyoruz.”

Başlangıçta yadırgadığım bu ifadelerini sonraları düşündüğümde, haklı olduklarına inanmışımdır.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 87
Ağırlık : 87
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺65,60

“Çanakkale Efsanesi”ni yaratan, Mustafa Kemal isimli henüz 34 yaşında olan genç bir yarbaydı.

Bu kitabı niçin yazmak zorunluluğunu hissettim? Çünkü Çanakkale Destanı’nı Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini zikretmeden yazmak cüretinde ve aymazlığında bulunan sözde tarihçilere ve yazarlara, tarihi gerçeklere dayandırarak, Mustafa Kemal’siz Çanakkale Savaşı’nı yazmanın mümkün olamayacağıını göstermek istedim. Böylelikle, Çanakkale Savaşlarını bu sözde tarihçilerin gözünden görmek zorunda bırakılan halkımıza ve özellikle gençlerimize, gerçek Çanakkale Destanı’nın nasıl yazılmış olduğunu göstermeyi bir görev bildim.

Şu çok iyi bilinmelidir ki, Atatürk’süz Çanakkale Savaşı yazılamaz ve anlatılamaz! Çanakkale Savaşları, ancak Mustafa Kemal’in eşsiz askeri dehası, kuşku götürmez cesareti ve üstün komutanlık yeteneği sayesinde kazanılabilmiştir! Dünya tarihi bunu böyle yazmıştır; bu gerçeği değiştirmeye ülkemizde hiçbir kişi ya da hükümetin gücü yetmeyecektir!

-Doç. Dr. Hüner Tuncer


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺69,70
50 Günde 10 Kilo İçinizdeki Zayıfı Keşfedin! Tİ-YET: "Humor İşi" Zayıflama

Mizahla 50 Günde 10, 100 Günde 17 Kilo!

Yeni yıla girerken yeni hedefler belirleriz. Bunların arasında her zaman dengeli beslenme, daha fazla hareket etme ve zayıflama mutlaka bulunur. Bulunur bulunmasına da heyecanla ve büyük bir hırsla girdiğimiz her yeni yılda, ilk unuttuklarımız da zayıflama ve spor yapma hedefleri olur. Sonra yaz tatili öncesine kadar göbek büyütmeye devam ederiz. Plajda gerdan kırarak göbek sallamak istemediğimiz için yine diyete ve spora sarılır, 15-20 günde “plajda gururla dolaşabileceğimiz” bir vücudun hayalini kurarız.

50 günde 10, 100 günde 17 kilo verip 365. günde 20 kiloda istikrarı yakalayan Tİ-YETisyen yazar Erdinç Utku, sevimli zayıflama serüvenini okuyucuyla paylaşıyor. Özellikle koronavirüs salgını sonrası ciddi bir sorun haline gelen zayıflama mücadelesine neşeli bir bakış sergiliyor. Koronavirüs zamanlarında aldığınız ek kilolardan kurtulmanın formülü de bu kitapta: “Kontrollü Zikzak ve OHA Terorisi”! “Eyvah Zayıflıyorum!”, kilo verme mücadelenizde başucu kitabınız olacak.

Diyeti Tİ’ye alan, Tİ’ye alırken güldüren, güldürürken zayıflatan bir Tİ-YET Kitabı bu! Kibrit kutusu büyüklüğünde küçük küçük tadımlık espriler aforizmalar, öykücükler, karikatürler ve minik diyaloglarla gülüp eğlenecek, kilo vereceksiniz. Diyet yaparken elinizin altında mutlaka bir Tİ-YET: “Humor İşi” zayıflama kitabınız olsun.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,80
Bir Cumhuriyet Senatörünün Anıları

- Atatürk’ten sonra devam ettirilmek istenen toprak reformu ve kooperatifçilik mücadelesine kimler neden karşı çıktı?
- Deniz Baykal’ın tekrardan siyasete dönmesinin kilit oyuncusu kimdi?
- Çukurova Üniversitesi nasıl kuruldu?
- İnönü, Baykal, Ecevit üçgeninin bilinmeyenleri neler?
- Ecevit’in olaylı Kayseri mitinginde neler yaşandı?
- Vedat Dalokay’ın aday ve belediye başkanı olma süreci nasıl gelişti?
- Kooperatifçilik Kıbrıs Barış Harekatında nasıl işe yaradı?
- Bir yabancı ajanın Türkiye itirafları
- Genelkurmay’ın kapalı bilgilendirmesinde neler anlatıldı?
- Büyük tartışma yaratan “Çankaya Toplantıları” hangi amaçla ve nasıl başladı? Katılımcılar kimlerdi?


Anı tarihçiliği, öznel bir yaklaşım olmakla birlikle tarihin kör noktasında kalan birçok gelişmeyi öğrenmemize yardımcı olur. Prof. Dr. Ziya Gökalp Mülayim’in anıları, son 70 yıldaki birçok kritik gelişmenin tanığı olmamızı sağlayacak önemli bir eser.

Ziya Gökalp Mülayim; bilerek ya da bilmeyerek, isteyerek ya da istemeyerek Türkiye’nin birçok kritik aşamasında katılımcı, hatta belirleyici olan bir Cumhuriyet Senatörü, akademisyen. Onun anlattıklarının bize gösterdiği diğer önemli iki detay ise “Eski Türkiye”nin eğitim tarzı ve bürokratlarının kalitesi, dürüstlüğü, saygınlığı. Alman Filozof Goethe, “Yaşamak, zeka ve bilgiyi kullanarak etinden kemiğinden kendi heykelini yapmaktır” der. Bu kitap, Ziya Gökalp Mülayim’in hiç ödün vermediği idealist tavrıyla yarattığı asil heykelin üstündeki örtüyü kaldırıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 576
Ağırlık : 576
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺88,56

Yarı sömürge durumuna düşmüş bir imparatorluğun paylaşılması üstüne, savaşların uçsuz bucaksız cephelerinde bir o yana bir bu yana koşuşan subayların dramı. Osmanlı’nın yıkılışındanUlusal Kurtuluş Savaşı yıllarına uzanan bir tarihin romanı.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 17
Sayfa Sayısı : 776
Ağırlık : 776
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺262,40

“Acele etmeliyiz, buz tutmuş bir gölün üzerinde yürüyoruz, oysa buz çatlayalı çok oldu. Zaman giderek daralıyor, kıyıya ÇOK VAR. Daha iyi bir yaşamın varlığına ve mümkün olduğuna inandırmalıyız bu insanları. ‘Ya bağımsızlık ya ölüm,’ bu topraklarda bir defa can buldu. Onu yaşatmalıyız. Şimdi yeni ilkemiz; ‘yaşamak, mutlu, özgür ve gönenç içinde bir bütün olarak yaşamak.”
‘Mecburiyet Bölgesinde’ yolları kesişen bir Vali, Doktor, Cumhuriyet Savcısı, Kaymakam ve Binbaşı’nın; yaşamlarını sonsuza dek değiştirecek bir karşılaşmanın özneleri oluşunun, hafızalarından silemeyecekleri olayların romanıdır Geçmemiş Zaman.
Destan, roman ve şiir türlerindeki eserleriyle tanıdığımız İsa Küçük’ün yaşanmışlıklar ve anılarından damıtarak yazdığı Geçmemiş Zaman’da, ülkemizin gerçekleriyle yoğrulmuş olaylar karşısında bürokrasi çarkı içinde var olmaya çalışan fedakâr insanların öyküsünü okuyacaksınız. Ve bir kadının, şimdiki zamanın eşiğinden tarihsel zamanın eşiğine yürüyüşünün öyküsü…


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 195
Ağırlık : 195
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺49,20

Victor Hugo’yu kısaca nasıl tanıtmalı?
Fransız edebiyatı kadar evrensel edebiyatın da önde gelen temsilcilerinden biri olan Hugo, her şeyden önce ve kelimenin de en soylu anlamıyla, bir “halk yazarı” oldu. Yaşamı ve sanatı, 19. Yüzyıl Fransası’ndaki büyük altüst oluşların darbeleriyle yoğruldu. Bir edebi okulun, Romantizmin yürüyüşünde devrim yaptı, ilerici ve demokrat kimliğiyle eserler verdi. Şiir, roman, tiyatro başta olmak üzere, edebiyatın hemen her türünde dehasını ortaya koydu. Onların içinde sadece birini, Sefiller’i hatırlatmak yetmez.
Okumadan edemeyeceğimiz bir yazardır Hugo!

Geçmişten geleceğe doğru bir akışın içinde, kötüye karşı iyinin, haksıza karşı haklının, ezene karşı ezilenin, karanlığa karşı aydınlığın, yanında yer aldı. “Daha insanca bir dünya’nın kurulabileceğine inanıyordu.


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 296
Ağırlık : 296
En / Boy : 13,5 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00

Halil Genç, ikinci romanında Türkiye’nin karanlık bir döneminde, darbeler tarihimizin son ağır ve uzun askeri darbe günlerinde yaşananlara bir hikâyede ışık tutuyor. Roman daha güzel, daha adil bir dünyayı umut eden ve bunun için mücadele veren bir grubu ele alıyor. Bir depoyu güvenli bir yere taşıması istenen roman kişisi, korkunç bir kaçıp kovalamaca, baskı zulüm ortamında üstesinden gelmeye çalıştığı görev sırasında, kendini, bir süredir uzak kaldığı örgütlenmenin yeniden içinde buluyor. Olay örgüsü, karakterler, bağlantılar çok iyi kurulmuş. Dilin kullanımı, metaforlar, duygusallık dozu kusursuz. Canlarını ortaya koyarak var olma mücadelesi veren insanlarda yanlışlıklar, acemilikler, çaresizlik de var. Dahası çocuksu yanları da var bu insanların; saygı, şefkat, merhamet duyuyoruz onlara. Devrimin ve direnişin zorlu karmaşası izinde, kişisel sorgulamalar ve umutsuz aşkların duygusallığı tam kıvamında. İnanç, kararlılık, adanmışlık, dönüşsüzlük, hatta aldatılmışlık, ne olursa olsun, bozuk düzene başkaldıran gözü pek insanların ve mağdurların hikayeleri yeterince anlatılmadı hâlâ. Baskı dikta dönemlerinde ne insan ne birey; asi-av-hedef- olarak görülenler üzerine yaşanmış, yazılmış, yazılacak daha çok şey var. Senden Bir Ben, her devrin genç devrimcilerinin onurlu direnişlerinin, mücadelelerin, aldanışlarının ve acıklı yenilgilerinin anısına armağan olsun


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 464
Ağırlık : 464
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺98,40

Türk devrimini, diğer dünya devrimlerinin özgürlük, eşitlik, kardeşlik ile toplumdan yana olma gibi ilkelerinin yanında özgün kalan tarafı, hiç kuşkusuz her alanda bağımsızlığı öncelemesidir.
Ekonomide, yurt yönetiminde olduğu gibi düşüncede de bağımsızlık, yalnızca geç kalmış bir aydınlanmanın ötesinde, özellikle Doğu toplumlarına özgü durağanlaşma ve donuklaşmadan da bir sıyrılış olarak tanımlanabilir.
Laikliğin Türk devriminde “din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması” gibi basmakalıp kimi tanımlamaların ötesinde bir yeri vardır ve işte bu sıyrılışı, bağımsızlaşmayı içerir.
Türk devrimi ile; hukuk da, yaşayış da, insanın ve yurttaşın tanımı da, düşünde de, abece de, kullanılan harf de, dil de, siyasa da, kamusal alan ve yönetim de, hatta inanç da bağımsızlaşmıştır.
Prof. Dr. Bahri Savcı’ya göndermeyle Prof. Dr. Emre Kongar’ın dediği gibi, laiklik, çok yalın bir değişle “din adına insanlara baskı yapılmasını önlemek”tir.
Elinizdeki kitap, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin katkılarıyla hazırlanan, çağdaş yaşamın temeli olan laik, demokratik Cumhuriyet’in harcını oluşturan ilkelerin değerli aydınların kaleminden açımlandığı bir dizi yapıtın çok önemli ve tamamlayıcı bir parçasıdır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00
Tükendi

Kimi kitaplar vardır, bambaşka evrenlere kapılar açar, “Bir okudum, yaşamım değişti” dedirtir okuyucusuna. Kimi kitaplar da sabun köpüğü gibidir, zoraki okutur kendini, bir daha yüzüne bakılmaz. Peki bir yazın insanı nasıl okur, nasıl yazar ve neleri önerir hevesli okuyuculara, kitap kurtlarına ve yazın yaşamına girmek isteyen gençlere?

Feridun Andaç’ın yazın serüveninde biriktirdiği insanları, gölgede kalmasını istemediği aşina yüzleri, üzerinde iz bırakan güzellikleri okurken Metin Altıok’tan Ara Güler’e, Attilâ İlhan’dan Italo Calvino’ya, eşsiz bir yolculuğa çıkacaksınız.

“Sözü taşıdığımız yerden bakarız hayata. Bu da bizi ister istemez edebiyatın kapılarından geçirir. Bir dil yurdu kuran yazar sözüyle kanatlandırır her bir şeyi. Buluşturan sözün ardına düştüğünüzde sesler, renkler, yüzler, izler, kokular çıkar karşınıza. İşte orada sanatın bileşenleri vardır.”


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 228
Ağırlık : 228
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺57,40

Yazınımızın özgün ve üretken kalemlerinden Hürriyet Yaşar’ın “Satış Çağı” kitabında, piyasanın acımasız dişlileri arasında şaşırmayı unutanların, para uğruna tüm güzellikleri yıkmaya hazırlananların, çocukla çocuk olanların, otoriteye başkaldırmaya cüret edenlerin ve edemeyenlerin öykülerini okuyacaksınız.

“En yakınındakine açılmak isteyince, dudak büktü gün yoldaşı. ’Gizli daha ne kaldı ki sende!’ gülümseyişiydi.
Anlatası kalmadı.
Bir arkadaşını buldu. Gözlerinden bildi gizdeş olmayacağını.
Anlatmadı.
Bir gün, uzak bir yerde yapayalnız dolaşırken, su kıyısında bir kamışlık gördü; gitti, kamışlığa anlattı.
Duramadı… Ertesi gün, o kamışlardan birini kesip kalem yaptı…”


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 136
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺41,00

Bilim-kurgusal, düşsel, gerçeküstücü ve distopik çalışmalar; film ve dizilerle 21. Yüzyıl insanının yaşam odağına yerleşirken, şimdi yeniden Arthur Conan Doyle’u anımsama zamanı.

Sherlock Holmes karakteri, suç ve korku öyküleriyle yazınsal alanda çığır açan Arthur Conan Doyle, 19. Yüzyıl sonu ve 20. Yüzyıl başlarında yaşamış bir yazar olarak 21. Yüzyıla uzanıyor.

Doyle’un öykülerini okurken, gizemli olay ve olguların arkasında gerçeğin izlerini süreceksiniz.

Karakterin sakinliğiyle zıt bir şekilde yükselen gerilim sizi saracak. Kapitalizmi seçeneksiz olarak dayatan kültür endüstrisinin insanı edilginleştiren, suçu ve kötülüğü düzenin işleyişi olarak normalleştiren yapıtlarına inat; Doyle’un öyküleriyle insanlığın “adalet” arayışına yazgılı olduğu gerçeğini bulacaksınız.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 138
Ağırlık : 138
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺49,20

Kültürümüzün, şiirimizin gönül insanı Cemal Süreya’nın dilimiz hakkındaki sözlerini asla unutamam: “Türkçeden bir kıl kopar; içinde güneşler, dünyalar, ırmaklar vardır. Ama Türkçeden koparacaksın…” Dil kadar sonsuz bir yurt yoktur...

Mezarlıkta Piknik’te; coşkulu, atak bir anlatımla karşı karşıyayız… Sözcüklerinin yakaları asla düğümlü değil… Coşkulu Toros bulutlarının damlalarıyla beslenen Göksu Irmağı’nın seslerini duyacak, Silifke’nin diliyle bir anlatı şenliğinin ortasında bulacaksınız kendinizi…

İlk kitabı ile yalın anlatımı, araştırmacı diliyle genç öykücü Mehmet S. Aman’ın yapıtı mutlaka okunmalı.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 118
Ağırlık : 118
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺49,20

“Necati Cumalı aramızdan ayrıldığında, arkasında kimi hiç oynanmamış, kimi hiç yayınlanmamış yirmi dokuz oyun da bıraktı. Bunların gün ışığına çıkarmak, önce Necati Cumalı’ya, sonra da Türk Tiyatro Edebiyatı’na karşı borcumdu. Bu yapıtların nasıl yıpratıcı bir çalışma sonucu yaratıldığının yakın tanığı olarak, bazı belgeleri de Necati Cumalı’nın sanatına bağlılığına, kırılmaz direncine duyduğum saygı nedeniyle ve özellikle kendisinin hayattayken gerçekleştiremediği bir isteğini yerine getirmek amacıyla okurları ile buluşuyor”


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 518
Ağırlık : 518
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺106,60

“Necati Cumalı aramızdan ayrıldığında, arkasında kimi hiç oynanmamış, kimi hiç yayınlanmamış yirmi dokuz oyun da bıraktı. Bunların gün ışığına çıkarmak, önce Necati Cumalı’ya, sonra da Türk Tiyatro Edebiyatı’na karşı borcumdu. Bu yapıtların nasıl yıpratıcı bir çalışma sonucu yaratıldığının yakın tanığı olarak, bazı belgeleri de Necati Cumalı’nın sanatına bağlılığına, kırılmaz direncine duyduğum saygı nedeniyle ve özellikle kendisinin hayattayken gerçekleştiremediği bir isteğini yerine getirmek amacıyla okurları ile buluşuyor”


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 560
Ağırlık : 560
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺106,60

Voltaire deyince, başta Candide ya da İyimserlik gelir akla ve evrensel edebiyatın şaheserlerinden biri de budur. "Olabilir dünyaların en iyisi"nde yaşadığımıza inanan saf bir gençtir Candide; iyimserlikle doludur. Bir talihsizlik, sevgilisinden ayırır onu ve yollara düşürür. Voltaire, hemen hemen bütün dünyada dolaştırır kahramanını. Gittiği her yerde de gördüğü savaştır onun, acıdır, gözyaşıdır... Kötümserleşir. "Nedir iyimserlik?" diye soranlara verdiği yanıt şu olup çıkar: "İnsanın kötü bir durumda olduğu bir zamanda, her şeyin iyi olduğunu ileri sürmesi çılgınlığı!" Son olarak, İstanbul'a düşer yolu. Orada, bir Türk köylüsünden, çalışmanın, emeğin erdemlerini öğrenir: "Çalışmak, bizden üç büyük kusuru, can sıkıntısını, kötü alışkanlıkları ve yoksulluğu uzaklaştırır" der köylü. Buradan kalkıp boş laflara, havada tartışmalara ve gevezeliklere karşı, bulduğu şudur Candide'in: "Bahçemize bakmamız gerek!" Eser, Voltaire'in kaleminden XVIII. yüzyılın bir eleştirisi idi. Kuşkusuz, kötümserdir Voltaire, ama cesaretini yitirmemiş bir kötümser; öyle olduğu için de eleştirirken, daha iyi bir dünyayı da sezdirir bize. Üstelik o "daha iyi dünya" gerçekleşmiş değil, aptallıklara yenileri eklenmiş halde. Böylece, Voltaire'in eseri güncelliğini sürdürüyor. Okuyunuz, göreceksiniz...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 208
En / Boy : 13,5 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2021
₺106,60

Velidedeoğlu bu kitabında 23 Nisan 1920’den başlayarak katıldığı İlk Meclis’in, ilk ve son yıllardaki olayları, Meclis’in türlü yönlerini, kendi kişilerini anılarına, günce ve gözlemlerine, özellikle de açık ve gizli oturumların tutanaklarına dayanarak kendine özgü akıcı bir dille anlatmaktadır.

Kitapta ilk ulusal hükümetin programı başta olmak üzere, Ulusal And (Misakı Millî) padişaha gönderilen yazı ve daha bir çok belge yer almakta; kitabın sonunda yazarın öz yaşam öyküsünün, Cumhuriyet Gazetesi’nde 1942 yılından günümüze kadar çıkmış olan yazılarının tam listesinin yer almış bulunması da yapıta ayrı bir değer katmaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 310
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2020
₺98,40

Bugün faşizm güncel bir tehlikedir. Yüz yıl önce insanlar ilk kez doğmaya başlayan bu canavarı tanıyamadılar. Tanıdıklarında çok geçolmuştu. Biz bugün bu canavarın en azından tarihini biliyoruz.
Bu kitap, bu canavarın bugünkü biçimini tanıma, geç kalmadan önlem alma çabalarına bir katkı
yapmayı amaçlıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 112
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2020
₺65,60

Basım Dili : İngilizce
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 176
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2013
₺57,40
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 199
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2013
₺28,00
1 2 3 ... 8 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı