Oğuz Atay, 70’li yıllarda çok saygı duyduğu hocası Prof. Dr. Mustafa İnan’ı, eşi Prof. Dr. Jale İnan’ın ricası üzerine, biyografik bir romanın başkahramanı yaptı.

Jale İnan’ın arzusu Bir Bilim Adamının Romanı ile yoksul bir Anadolu çocuğunun istediğinde neler başarabileceğini herkese göstermekti.

Oysa o, çok daha zor olanı başarmış, kadının henüz adının bile geçmediği yıllarda Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu olarak profesörlük unvanını almıştı.

Şimdi bir romanın başkahramanı olma sırası onda! Orhan Bahtiyar, Bir Bilim Kadınının Romanı’nı yazdı. Jale İnan’ın yaşamını satırlarına alan Bahtiyar, toprağın altından küçücük elleriyle bir tarih çıkaran bu dev kadını, Atay’ın izinden giden kalemi ile akıcı bir dilde anlatıyor.

Jale İnan’ın küçük bir çocukken arkeolog babası Aziz Ogan’ın peşinden gittiği kazılarla başlayan arkeoloji aşkı, gün yüzüne çıkardığı Perge ve Side antik kentleriyle taçlanıp insanlığa bir miras olarak kalıyor.

Biyografik romanların sevilen yazarı Orhan Bahtiyar, elinizdeki kitabı Büyük Usta Oğuz Atay’a saygıyla sunuyor.

Kitap Adı: Jale İnan

Kitap Yazar Adı: Orhan Bahtiyar

Yayın Direktörü: Mehmet Bozkurt

Editör: Ebru Çaloğlu

Yayıma Hazırlayan: Ezgi Hotalak Adalı

Kapak Tasarım: Gilas Coşkun

Sayfa Tasarım: Aslı Varol

Sayfa Sayısı: 304

Ebat :13,7 x 21,5

Tür :Biyografik Roman

Kağıt / İç Baskı: III. Hamur Enzo, 52 gr.

Cilt / Kapak: Amerikan Bristol 230 gr.

₺119,70

Onlar hakkında bir fikriniz yok!

Acı, tatlı, şaşırtıcı biyografiler

Kitapta, hayatımıza giren ve 7’den 70’e akıllara kazınan 84 ünlü, ViBio’nun bakış açısı ile anlatılıyor.

Kişiliklerinin nasıl oluştuğuna ve hayatlarının nasıl geliştiğine dair önemli anlar belirtiliyor, bilinen bilinmeyen tüm yönleriyle adeta hayatlarının sır perdeleri aralanıyor.

Ünlüleri bu yeni bakış açısı ile anlayacağınız ve kendiniz için dersler çıkarabileceğiniz, her zaman yeniden göz atabileceğiniz bir kitap: O Aslında Kim?..

Ünlülerin dünyasından nefes kesici bir zaman yolculuğuna hazır olun!

Kitap Adı: O Aslında Kim?

Kitap Yazar Adı: Renan Burduroğlu

Yayın Direktörü: Mehmet Bozkurt

Editör: Saliha Nur Ulusoy

Kapak Tasarım: Emir Tali

Sayfa Tasarım: Aslı Varol

Sayfa Sayısı: 504

Ebat: 13,7 x 23

Tür: Biyografi

Kağıt / İç Baskı: III. Hamur Enzo, 52 gr.

Cilt / Kapak: Amerikan Bristol 230 gr.

 

₺187,60

ÖZGEÇMİŞ

Duncan Hamilton

Duncan Hamilton Aralık 1958’de Newcastle’da doğmuş gazeteci ve spor yazarıdır. Kariyeri boyunca İngiltere’nin prestijli spor ödüllerinden biri olan William Hill Spor Kitabı Ödülü’nü üç defa kazanmıştır. Provided You Don’t Kiss Me: 20 Years with Brian Clough adlı kitabıyla büyük övgü toplamış ve bu kitapla çoksatanlar listesinde birinci sıraya yükselmiştir.

Hamilton, en görkemli yıllarında Nottingham Forest kulübünün muhabirliğini yapmış ve kulübün 1979 ve 1980 yıllarındaki Avrupa Kupası şampiyonluklarını haberleştirmiştir.

 

Nottingham ve Leeds’de yürüttüğü 32 yıllık gazetecilik kariyeri sonrasında vaktinin büyük bir kısmını yazdığı yazılara ve yeni kitaplarına ayıran Hamilton, eşi Mendy ile birlikte West Yorkshire, Menston’da yaşamaktadır.

Ulus Bora Oran

1993 doğumlu çevirmen Sainte Pulcherie Fransız Lisesi’nden mezun olduktan sonra lisans eğitimini Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde tamamlamıştır. İngilizce ve Fransızcadan çeviriler yapmaktadır.

ARKA KAPAK YAZISI

“1969’da kadınları ve alkolü bıraktım. Hayatımın en kötü yirmi dakikasıydı.”

Futbolun henüz bir endüstriye dönüşmediği yıllar…

Genç yaşında Manchester United gibi İngiltere ve dünya futbolunun en büyük kulüplerinden birine transfer olan George Best, kişiliği, özel hayatı ile sürekli medyanın gündeminde olan bir futbolcu. Kimi zaman göklere çıkarılıyor, kimi zaman ölüm tehditleri alıyor.

Ama tüm bunların yanı sıra, bir yerde futbol konuşuluyorsa, konuşulanlardan biri mutlaka George Best olacaktır. Futbolcu kimliği kadar özel hayatıyla da sürekli medyanın ilgi odağı olmuş “renkli” bir futbolcu Best. Futbol dünyasının “zeki ama çalışmayan” öğrencisi.

Belfast’dan Manchester United’ın altyapısına gidişi, a takımıyla sahaya ilk çıkışı…

Cantona, Beckham ve Ronaldo’yla devam eden Manchester 7 Numara efsanesinin ilki sayılan George Best’in Belfast’dan Old Trafford’a uzanan efsanevi öyküsü.

Usta biyografi yazarı Duncan Hamilton’ın uzun araştırmalar sonucu hazırladığı George Best: Hayatımın En Kötü Yirmi Dakikası ilk kez Türkçede.

Kitap Adı

George Best – Hayatımın En Kötü Yirmi Dakikası

Kitap Yazar Adı

Duncan Hamilton

Editör

Kadriye Kızıl

Yayıma Hazırlayan

Hasan Basri Başkaya

Kapak Tasarım

Gilas Coşkun

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Dağıtım Tarihi

20.01.2021

Sayfa Sayısı

480

Ebat

13,7 x 21,5

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm.52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041449

₺191,80

BEŞİKTAŞIN MİMARLARI

Rıdvan Akar

Beşiktaş’ın Dervişi Süleyman Seba

Türk spor tarihinin yaşayan en saygın ismi olduğu konusunda tüm spor kamuoyunun görüş birliği içerisinde bulunduğu Seba, hem Türk futbol tarihinin son 70 yılının yaşayan canlı tanığı hem de Beşiktaş tarihinde “Şeref Bey”, “Baba Hakkı” ile birlikte oluşan sacayağının yaşayan efsanesidir... Seba; bugün, o geleneğin son temsilcisi olarak, Beşiktaş Kulübü’nün resmi sitesinde “Beşiktaş Duruşu” diye kabul edilen değerleri, kişiliğinde cisimleştirmiş bir abide olarak anılıyor.

Seba’nın yaşam öyküsü kimi sırlar ve gizlerle örülüdür. Zira mesleği Milli İstihbarat Teşkilatı’nda memurluk olan Seba, hayatının iki parçasını bütün popülaritesine karşın titizlikle parlak neon ışıklarından uzak tuttu. Mesleğini ve sevdalarını hiçbir zaman karıştırmadı, konuşmadı ve anlatmadı.

Seba, Beşiktaş tarihinin en başarılı ve en etkin dönemine başkanlık yaptı. Bu 16 yıl içinde Beşiktaş tam beş kez lig şampiyonluğu yaşadı. Futbola, rakibe saygı, dürüstlük, tevazu, gençlere fırsat, sözünün eri olmak ve belki de en önemlisi “Şerefli ikinciliklerle övünmek” gibi değerleri kazandırdı ve yaşattı.

Bu kitapta sadece Süleyman Seba değil, onun yaşamının bütün önemli kilometre taşlarının tanıkları olan 100’den fazla isim de Seba’yı anlattı.sa 

Sayfa Sayısı : 304

Ebat : 13.5x21.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 55 gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230 gr

₺128,10

Bin yıllar boyunca görmezden gelinen kadınları yoktan var eden yeni tarihçilerin taze bir metodoloji ile resimdeki boşlukları doldurmaları gerekmektedir. Bu revizyonist tarih, geçmişte kaleme alınmış “şanlı” savaş vakanüvisciliğe meydan okuyarak yeni bir sosyal tarih anlayışı geliştirir. Kadın tarihi burada başlamaz elbet, başlangıçtan beri vardır, ama görünmez kadınlar bundan böyle sayfalarda yeniden hayat bulacak, “eş, anne, metres” rolünden başka rollere de bürüneceklerdir. “Kadın doğulmaz, kadın olunur” diyen Simone de Beauvoir gibi müthiş kadınlar ikinci(l) cinsiyet olmayı reddetmiştir- işbu kitap böyle bir ruhun meyvesidir.

Elinizde tuttuğunuz kitaptaki biyografiler ataerkil tarih anlayışına tepki olarak ortaya çıktı. 

Sayfa Sayısı : 360

Ebat : 13.7x21.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 55gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol

 

₺148,40
83’te o yılın mahsulüne tepki olarak doğdum... Türkiye, başına 80 darbesinden daha kötü bir şey gelemeyeceğini düşünüyordu; 3 yıl içinde 50 milyonu (şimdinin 70 milyonunu) haksız çıkardım. İlkokulumu ilkokulda, gerisini lise ve üniversitede okudum. Üniversitede devam zorunluluğu yoktu, küçükleriyle de idare ediyorduk. Askerliğimi sivil bir cezaevinde, bizzat vatan evlatlarına ceza olarak yaptım. Askerlik dönüşü, rica üzerine motifli el halılarına hikâyeler yazdım. Öyle başarılı oldum ki, motifsiz halılar birdenbire yok satmaya başladı. Elimden başka iş gelmiyordu, mecbur, reklam yazarlığına başladım. Hâlâ da cirosundan endişe etmeyen firmalar için reklam yazarlığı yapıyorum. Kimi zaman, beni istihdam eden ajansımın, ailemin paravan şirketi olduğunu ve kalbim kırılmasın diye bana para verdiklerini düşünüyorum. Pardon, siz de bu yazdıklarıma para vermek üzeresiniz değil mi? Lütfen, kasaya gidip ödemenizi yaptıktan sonra konuşalım, öyle daha rahat ediyorum...
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 214
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺107,52

En çok da unutmaktan korkardı. Korku üzerine yazarken de sık sık yineleyip durmuştu; “korkudan korkmak,” diye. Bundan kurtulmak insanın kendinden kurtulmasıdır, bunun da güç olduğunu anlatmıştı o yazdıklarında. Bambaşka korkular sarmıştı bedenini. Kendine bile anlatamadıkları…

Edebiyatımızın iz bırakan, biriktiren ve biriktirdikçe hayatın her alanına dokunarak kendi dilini kuran ve o dil içerisinde yeni bir dünya örgütleyen ender yazarlarındandır Aziz Nesin. Feridun Andaç’ın deyimiyle yaşamı “kurduğu tanıklığının diliyle yeniden yaratır”.

Aziz Nesin’in gülmece yazarlığından öykü, roman, fıkra, şiir, günce, deneme, mektup ve oyun yazarlığına uzanan sarmalda bir ömre sığdırdığı pek çok düş, yaşam ve tanıklık var. Gülen Düşünce, Muhalif Kimlik: Aziz Nesin her zaman kendi olabilen eylem insanı kişiliği, geliştirdiği edebi söylemi ile var olan benzersiz bir yazarın eksiksiz bir monografisi.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2016
₺118,30 KDV Dahil

“Henüz 17 yaşında bir lise öğrencisi olarak babama kendi işimi kendim bulurum derken, bu güveni nasıl ve nereden edindiğimi düşündüğümde, hikayemi en başından anlatmam gerektiğini gördüm…”

Bu kitapta okuyacaklarınız bir dönemin  ticaret hayatının nasıl evrildiğini göstermekle kalmıyor, aynı zamanda siyaset ve spor dünyasının geçirdiği çalkantılı olaylara da içeriden bir ayna tutuyor.

Kısıtlı imkanlara sahip bir ailede dünyaya gelen Uğur Ekşioğlu, başarılı öğrenciliğinin yanı sıra ailesine destek olmak için küçük yaşlarda iş hayatına atılmıştır. Daha okul yıllarında babasının kendisini yerleştirdiği işten tatmin olmayınca,

“Kendi işimi kendim bulurum,” diyerek çeşitli işler denemiş ve her birinde çalışkanlığı sayesinde  başarılı olduktan sonra o günlerde bir profesyonelin varabileceği en yüksek noktaya kadar yükseldiği Koç Holding’de işe başlamış; başta Beko olmak üzere birçok şirketin başarı grafiğinde önemli bir rol üstlenmiş; Türkiye’de yaygın bayi geleneğini başlatarak, satış pazarlama alanında bir ekolün öncüsü olmuştur. Ekşioğlu’nun yaşamı, Türk ticaret hayatına kattıkları ile başarınınasla bir tesadüf olmadığının göstergesidir. Uğur Ekşioğlu’nun anıları, bugünden çok farklı şartlara sahip olan 1960’ların Türkiyesi’nden günümüze dek sadece çalıştığı kuruma değil, ülkesine de katma değer sağlamış duayen bir işadamı olarak, hem bugün kendisini iş hayatına hazırlayan gençler hem de yöneticiler için bir rehber niteliğinde. Ve kendi hayat hikayesini tam da bu sebeple; azimle çalışanların, dürüstlüğe ve adalete inananların mutlaka başarıya ulaşacaklarını; Türkiye’nin neresinde olurlarsa olsunlar, zorluklardan yılmaksızın, yalnızca kendilerine güvenerek çevrelerine ve ülkelerine faydalı insan olabileceklerini göstermek amacıyla kaleme almıştır.

“…Uğur Ekşioğlu çok akıllı, disiplinli, çalışkan, hesaba kitaba fevkalade aklı eren, bulunmaz bir satıcıydı. Yanında birçok adam yetişti. Bildiğini herkes ile paylaşır, arkadaşlarına daima kol kanat gerer, onlara önderlik, liderlik ederdi…”  

- Rahmi M. KOÇ


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 472
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2015
₺230,30

“Hep başkalarınca üzerime vazife görülmeyen işlerle uğraşırken buldum kendimi. ‘Sen mi kurtaracaksın?’ diye dalga geçenler de oluyor, ‘Sana mı kaldı?’ diyenler de. Ben de, ‘Evet bana kaldı,’ diyorum. En azından pek çok insan gibi ikiyüzlü değilim. Doğrularımın peşinden koşuyorum. İçim rahat.”

Doğrularının peşinden gitmekten asla vazgeçmeyen Avukat Feyza Altun Meriç, bir ilki gerçekleştirerek duruşmaya yedi aylık oğlu Ali Yiğit’le birlikte girdi. “Helal olsun,” diyen de oldu, “Madem çocuğunu bırakacak kimsen yok, evinde otur o zaman,” diyen de…

Feyza Altun Meriç Kadının Fenni kitabında genç bir kız olmanın, kadın olmanın, anne olmanın, çalışan kadın olmanın zorluklarını, güzelliklerini, tüm hallerini bütün çıplaklığıyla anlatıyor. Sırf “kadın” olduğu için susturulan, yok sayılan, söz alamayan kadınları da unutmuyor. “Hiçbir şeye alışmayın,” diyor. Kadınların yaşadığı çarpıcı hikayeleri okurken üzülecek, belki sinirleneceksiniz ama bir şeylerin de farkına varacaksınız. “Benim başıma gelmez,” dediğiniz olaylarla karşı karşıya kaldığınızda ise Meriç’in bu kez avukat kimliğiyle karşınıza çıkıp size yol gösterdiğini göreceksiniz.

Feyza Altun Meriç, “Kadının fendi değil, kadının fenni erkeği yendi,” diyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 264
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2017
₺107,10

Yaşar Kemal: Sözün Büyücüsü

… o garbi yeli, Akdeniz’in esintisini getirip Anavarza’nın enginine salıyordu. Zümrüdüanka mı desem, ben-i âdemin düldülü mü? Hiç yere inmeden, Ceyhan’dan damla içmeden, önce Hemite’ye, sonra da ver elini Akçadağ, Çokak, Çamurlu, Göksu... Savrungözü’ne varmak isterdim. O dağ esintilerine yüzümü verip buralardaki Yaşar Kemal’i görmek, dinlemek isterdim.

Feridun Andaç kaleme aldığı Yaşar Kemal: Sözün Büyücüsü ile insanını, insanlığı anlamış; insan ruhunun derinliklerine inip bunu tüm gerçekçiliğiyle yansıtabilmiş; zengin ve şaşırtıcı imgelem dünyaları yaratmış evrensel bir anlatı ustasının “anakarası”nda adım adım ilerlerken sadece Yaşar Kemal’i anlatmakla kalmıyor; onu, eserlerini, kurduğu yazın evrenini ve düş dünyasını anlamlandırıp yorumluyor.
 
Çokgenli bir bakışın, sözden söze geçişin kitabıdır Yaşar Kemal: Sözün Büyücüsü. Bir tür yazarla/yapıtla kurulan söyleşi... Sözün büyülü evrenine yolculuk...
 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 368
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2015
₺139,30

Mehmed Akif ile Yüzleşmek Uydurulmuş Mehmed Akif'e Karşı Gerçek Mehmed Akif Mehmed Akif'i araştırdıkça onunla ilgili üstü örtülmüş, anlatılmamış veya çarpıtılmış pek çok başka gerçekle karşılaştım. Araştırmalarım sonunda gördüğüm -yıllarca belli çevrelerin tekelinde kalıp olabildiğince sömürülmüş o bildiğimiz Mehmed Akif'e pek benzemeyen ve bugüne kadar pek anlatılmamış öteki Mehmed Akif'ti…

Bu kitabı Mehmed Akif'i övmek veya yermek için değil, uydurulmuş Mehmed Akif'e karşı gerçek Mehmed Akif'i göstermek için yazdım. Ayrıca Akif üzerinden Doğu, Batı, İslam, Osmanlı, Türk Bağımsızlık ve Aydınlanma Savaşı ile Atatürk üzerine bir kere daha düşündürmeyi amaçladım…

"Allahım ne muazzam zaferdi o! (Büyük Taarruz). Ortalık herc-ü merç oldu. Beş altı saat içinde bir başka dünya doğdu… ve biz mest olduk!"  "Artık benim ne düşünecek, ne yazacak, hatta ne yaşayacak takatim kalmıştı… Bizim dilimiz tutulmuştu. Ordu bizzat yazıyordu. "

- M. Akif Ersoy

1936 tarihli son röportajından…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 296
En / Boy : 14 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2015
₺157,50
Dünyaca ünlü 19 şair... Onlarca kadın... Binlerce dize... Ve tek ortak duygu: Aşk... Shakespeare’in soneleri arasına gizlenen esmer güzeli, Edgar Allan Poe’nun ceset sevgilileri, Romantizm’in gözde çocuğu Musset’nin aynı akımın büyük romancısı George Sand ile yaşadığı büyük aşk... Baudelaire’in ölümüne kadar fırtınalı bir aşk yaşadığı tiyatro oyuncusu Jeane Duval, despot tavırları ile Rimbaud’yu yaratan anne Vitalie Cuif, Verlaine’nın kötü meleği Esther, Aragon’un kayın ağaçları altında yan yana ebedi uykuya yattığı Elsa... Rilke’nin şiirine yön veren Lou Salomé, Paul Eluard’ın zümrüdü anka adıyla anılan aşkı Domique, Mayakovski’nin sokulgan kedisi Lili Brik, Âşık Veysel’in Esma ve Gülizar’ı, Yahya Kemal’in Celile Hanım’a beslediği karşılıksız aşk ve elbette Nâzım’ın kadınları... Aşkın ve Şiirin Ölümsüz Kadınları, usta şairlere yaşattıkları tutku, heyecan ve kalp kırıklıkları ile unutulmayan aşk şiirlerinin yazılmasını sağlayan ilham perilerini anlatıyor.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 399
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺147,00
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 264
En / Boy : 16,5 / 23,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺144,20

Bir başka güzeldir aşk, Venedik’te... Ester Almelek, Roma’da yüksek lisansını tamamlayan ve tesadüf eseri ünlü bir eleştirmenle tanıştıktan sonra yolu Venedik’e düşen genç ressam Can Tanova ile üniversitede sanat tarihçisi olarak görev yapan Francesca Simionato arasında filizlenen aşkı anlatırken, 18. yüzyılda Venedik’te yaygın olan vedutismo sanat akımına da ışık tutuyor. Dönemin ünlü vedutist ressamları ve onların eserleri hakkında da bilgiler veren yazar, olayların geçtiği yerler ve mekânlar üzerine yaptığı kuvvetli betimlemelerle okuyucunun zihninde adeta bir ortaçağ tablosu canlandırıyor. Ayrıca geri dönüşlerle, Rönesans Dönemi’nde Venedik’in ünlü cortegianalarının (saraylı kadınlar) şaşaalı devrine işaret ederek onların ilginç yaşamlarını gözler önüne seriyor. Venedik’te Sanatın Gölgesinde Aşk Ester Almelek, Roma’da yüksek lisansını tamamlayan ve tesadüf eseri ünlü bir eleştirmenle tanıştıktan sonra yolu Venedik’e düşen genç ressam Can Tanova ile üniversitede sanat tarihçisi olarak görev yapan Francesca Simionato arasında filizlenen aşkı anlatırken, 18. yüzyılda Venedik’te yaygın olan vedutismo sanat akımına da ışık tutuyor. Dönemin ünlü vedutist ressamları ve onların eserleri hakkında da bilgiler veren yazar, olayların geçtiği yerler ve mekânlar üzerine yaptığı kuvvetli betimlemelerle okuyucunun zihninde adeta bir ortaçağ tablosu canlandırıyor. Ayrıca geri dönüşlerle, Rönesans Dönemi’nde Venedik’in ünlü cortegianalarının (saraylı kadınlar) şaşaalı devrine işaret ederek onların ilginç yaşamlarını gözler önüne seriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 144
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2010
₺77,70

Bence, Refik Halit’in affı kararı üzerinde bu içli yazılarının tesiri büyük olmuştur. Atatürk’ün bunları okuyup duygulandığını yakından biliyorum. Fakat, birkaç zamandır gönlünde beslemekte olduğu bu af arzusunun nihayet kanuni bir şekilde uygulanmasına yol açan yazı -buna bir eser de diyebiliriz- öyle sanıyorum ki, Refik Halit’in Deli adlı küçük bir komedya kitabıdır.Atatürk, hiçbirimizin görmediği bilmediği bu eserciği nereden bulmuştu ve ona kim göndermişti hatırlayamıyorum. Yalnız, dün geçmiş bir olay gibi noktası noktasına hatırladığım şudur: Bir akşam, Atatürk, sofraya oturduğumuz sırada "Çocuklar," demişti, "size bu akşam tadına doyum olmaz bir ‘ziyafet-i edebiye’ çekeceğim" ve elinde tuttuğu cep dergisi kıtasında bir kitabı göstererek: "Bu" diye ilave etmişti, "Refik Halit’in, yirmi yıllık bir akıl hastasının, şuuru yerine gelip kendini baştan başa değişmiş bir Türkiye içinde bulunca, tekrar dirilişini gösteren bir tiyatro piyesidir." Ve gözlüğünü takarak bizzat kendisi okumağa başlamıştı. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 71-72) Refik Halid Karay, güncel olaylara getirdiği mizahi yaklaşımın bir örneği olan Deli’de, cumhuriyet sonrası modernleşme sürecinde değişen hayat şartlarını ve hayata dahil olan yenilikleri eskiyle kıyaslayıp okuyucusunu gülümsetirken, Ankara ve Karacaoğlan hakkındaki detaylı anlatımı ile de dönemin Ankara’sına ve büyük ozana ışık tutuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 190
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2009
₺105,00
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 271
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .
₺184,80
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 118
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺53,90
Tükendi

Basım Dili : İngilizce
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 106
En / Boy : 20 / 27
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : .
₺51,85
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 295
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺14,28
Tükendi

11 Eylül 2001’de Carmen Bin Ladin, İkiz Kuleler’e saldırdığı haberini almıştı. Bu korkunç terör hareketiyle kayınbiraderinin adının birlikte anılacağını tahmin ediyor ve kalbi Amerika’daki kurbanlar için kan ağlıyordu. Bildiği bir başka şey de, kendisinin ve ailesinin hayatının bir daha asla aynı olmayacağıydı. Yarı İsviçreli yarı İranlı olan Carmen Bin Ladin, 1947 yılında Yeslam Bin Ladin’le evlendikten sonra kendini çok geniş Bin Laden ailesinin ve ne bildiği ne de anlayabildiği bir kültürün içinde bulmuştu. Çelişkilerle sarmalanmış bir toplumun içinde karşı karşıya gelmeleri kaçınılmaz yasaklardan kızlarını korumakta kararlı olan Carmen, 1985 yılında anavatanı İsviçre’ye geri döndü.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 245
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2005
₺10,92
Tükendi
Basım Dili : İngilizce
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 256
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺7,78
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 208
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2004
₺8,40
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 144
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺11,67
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 352
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺4,92
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 231
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2005
₺3,49
Tükendi
Değerli edebiyatçı ve edebiyat araştırmacısı Cevdet Kudret tarafından hazırlanmış "Üç Büyükler" dizisinde, edebiyatımızın çeşitli kesimlerinin ve türlerinin temsilcileri ve temel taşları sayılan üçer sanatçının hayat ve sanatlarını inceleyen geniş birer araştırma yazısı ile, seçme parçalara yer verilmiştir. Bütün öğrencilerin ve edebiyat meraklılarınnın gereksemelerini karşılamak ve kolayca anlamalarının sağlamak amacıyla , seçilen parçalara açıklama ve notlara eklenmiştir. Dizinin "Halk Şiirinde Üç Büyükler" bölümünde Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan; "Divan Şiiirinde Üç Büyükler" bölümünde de Fuzuli, Baki, Nedim ele alınmıştır.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 143
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺7,56
Tükendi

26 Aralık'ta doğmuşum. Takvim, 25 Aralık için uzun gecelerin sonu der. Keşke öyle olsaydı…

"Ben şu hayli uzun ömrümde güneşe doyamadım. En parlağı, Atatürk’e kadar sürdü."
- Falih Rıfkı Atay

Çankaya’nın Kalemşoru’nda bir gazeteci, politikacı, muhalif, sırdaş ve çevreci bir Falih Rıfkı Atay çıkacak karşınıza…

Falih Rıfkı Atay; adı, sanı, yaşantısı, ilkeleri, öğretileri, Türk insanına katkısı ve yaşadığı her anıyla adından söz ettiren bir yazın adamı, Cemal ve Talat Paşa ile Atatürk’ün çok yakınında bulunan biriydi.

Çankaya'nın Kalemşoru’nda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geçirdiği evrelere tanıklık etmiş bir düşün adamının yaşantısının yanı sıra özellikle tek partili iktidar dönemlerinde neler yaşandığının farkına varacaksınız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 424
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2014
₺49,70
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 246
En / Boy : 16,5 / 23,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .2006
₺3,89
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 272
En / Boy : 16,5 / 23,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .2006
₺3,11
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 743
En / Boy : 17 / 24,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .2004
₺157,92
Tükendi

Edebiyat tarihi, bir ulusun çağlar boyunca oluşturduğu edebiyat yapıtlarını, bunları yaratan edebiyatçıların yaşayışlarını ve sanat anlayışlarını tarihsel gelişim sürecinde inceleyerek o ulusun edebiyatının izlediği yolu, geçirdiği evreleri anlatan, edebiyat yaşamını bütün olarak değerlendiren bilimsel bir çalışmadır. Türkiye’de edebiyat tarihi denildiğinda ilk akla gelen ad Atilla Özkırımlı’dır. Bu önemli yapıt onun onlarca yıllık deneyimlerinin ve titiz çalışmalarının sonucunda ortaya çıkmış; yalnızca edebiyat severlere değil, içinde yaşadığımız kültürün kapılarından birini, bu kültürü soluyan ve tanımak isteyen herkese aralamak için kaleme alınmıştır. Türk Edebiyatı Tarihi adlı bu büyük eser alanında önemli bir boşluğu dolduracağı gibi öğrenciler ve öğretmenler için bir el kitabı, edebiyat severler ve araştırmacılar için önemli bir kaynak olacaktır inancındayız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 1456
En / Boy : 17,5 / 24
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .2004
₺157,92
Tükendi
"...Yılbaşı kutlamasından önce Volker’i aradım... Sesi, benim yuvamdı.. Duygusallığa yer yoktu. Buna rağmen ara sıra çıkardığım isterik kavgalarla, coşkulu sarılışlarımla ona eziyet ettiğim, ama aynı zamanda hayat verdiğimde, şu sözleri gittikçe daha sık duyuyordum: Bırak beni. Çok hastayım. Bunu artık anlamak zorundasın..." Otobiyografik bir roman olan Bir Görünmezin Portresi anlık mutlulukların, felaketlerin, toplumdan soyutlanmışlığın, dayanışmanın ve büyük bir aşkın romanı.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 320
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2002
₺3,11
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 247
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .1998
₺15,56
Tükendi
"Atatürk’ün ‘Vatanın kurtuluşu ve istiklâli için ölmeyi bugünkü nesle Namık Kemal öğretti. Namık Kemal’den gelen sesin büyüsüne kapılmıştık. Bu ses ruhumuzu şimşek gibi sarsıyor, bu ses okuduğumuz şiirlerdeki sese hiç benzemiyordu. Onun yiğit sesi önümüzde bambaşka bir ufkun açılmasına yol açıyordu’ dediği Namık Kemal, şiirimizi mistisizmden dinamizme yöneltir. Yüzyıllar boyu devam edegelen insanın güçsüzlüğü görüşüne karşı dikilir; insanın bir kahraman olduğu görüşünü savunur. Meramını geniş halk kitlelerine yaymak gayesiyle, hitabete uygun bir şiir peşindedir. Kişiliğindeki istem gücünü, tüm yapıtlarından daha etkili olarak, şiirleriyle duyurur."
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 191
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2005
₺4,67
1

Biyografi Nedir?

Bir bilim insanının, bir sanatçının, yazarın veya kanaat önderinin kişisel hayatını konu alan yazı türüne biyografi denilmektedir. Biyografi yani yaşam öyküsü için, bir kişinin yaşamını ayrıntılı bir şekilde açıklayan edebiyat türü ifadesi de doğru kabul edilmektedir. Düz yazı türündeki eserler bildirme, olay ve düşünce yazısı olmak üzere 3’e ana başlık altında incelenmektedir. Masal, öykü, destan ve roman olay yazıları olarak gösterilirken, makale ve fıkra da düşünce yazılarını temsil etmektedir. Son olarak bildirme yazıları sıralanmak istenirse de; biyografi, otobiyografi, röportaj, haber biçiminde olmaktadır. Biyografi ilk olarak Plutarkhos öncülüğünde ortaya konulmuş ve 16. yüzyılda yaşanan gelişmeler ile biyografi türünün iyi bir noktaya geldiği vurgulanmaktadır. 

Yunanca kökenli bir kelime olan biyografi, “biyo” ve “grafi” sözcüklerinden meydana gelmektedir. Canlılık ve yaşam anlamına gelen “biyo” sözcüğüne eser ve kitap anlamına gelen “grafi” sözcüğü eklenmiştir. Tanınan ve insanların hayatlarına dokunan kişilerin yaşam öyküleri genelde merak edilmektedir. Bu kişilerin hayatlarını doğru şekilde öğrenmenin yolu biyografilerinin okunması ile sağlanmaktadır. Biyografi, kişilerin hayat öyküsünü yazınsal hale getirmekte ve hayatını anlatan kitap unvanıyla edebiyat alanında öğretici metinler kategorisinde yer almaktadır. Böylece biyografiye konu olan kişinin hayatı gerçekçi bir şekilde yazıya aktarılmaktadır. Yani yalan ya da abartılı bilgiler bu tür içerisinde bulunmamakta ve konu edilen kişinin hayatı değiştirilmeden kaleme alınmaktadır. 

Uzmanlar tarafından biyografi ve otobiyografi yazıları kişilerin yaşamlarını ortaya koyan yapıtlardır şeklinde belirtildiği gibi, bu iki türü birbirinden ayıran en önemli özelliğin yazarının kim olduğu vurgusu da yapılmaktadır. Eğer kişinin yaşam öyküsü bir başkası tarafından yazılırsa biyografi, kişinin kendi yaşam öyküsünü yazdığı eserlere de otobiyografi denilmektedir. Otobiyografilerde kaynak olarak kişi kendini ve aile büyüklerinden aldığı bilgilere yer vermektedir. Bilirkişiler otobiyografi hakkında, yazarın kendisinden söz ederken nesnel olması gerektiğinden dolayı ortaya konulması zor bir türdür yorumunu yapmaktadır. Aynı zamanda bu yazı türünün iyi bir belgesel niteliği taşımasından da bahsetmektedirler. 

 

Biyografi Romanlar

Yazının ve kâğıdın keşfedilmesi ile insanlık tarihi boyunca biyografik romanlar ve otobiyografik romanlar edebiyatın içinde yer almaktadır. Genel olarak biyografik romanlar incelendiğinde belli başlı özellikler taşıdığı fark edilmektedir. Hem geniş kapsamlı hem de ayrıntılı araştırmalar gerektiren biyografi otobiyografi eserlerinin ortaya çıkarılması zaman almaktadır. Biyografi romanlarının başlıca özellikleri belirtilmek istenirse aşağıdaki gibi sıralanmaktadır.

  • Hayat hikâyesi roman haline getirilecek kişinin toplum tarafından tanınıyor olması beklenmektedir.
  • Anlatılan konuların kronolojik sıraya göre ilerlemesi gerekmektedir.
  • Biyografilerde kurgu yoktur ve anlatıların gerçeğe uygun olmasına dikkat edilmektedir.
  • Anlatımda belge ve tanıklardan faydalanılmakta ayrıca, kitabın başında veya son sayfasında bunlar belirtilmektedir. Hatta biyografisi yazılan kişiye ait fotoğraflar da istenirse yer almaktadır.
  • Anlatımın sade, açık ve anlaşılır olması eserin birçok kişi tarafından okunmasını desteklemektedir. 
  • Biyografiler konu olan kişinin alanı dışında farklı yönlerini de yer vermektedir.
  • Genellikle okuyucularda daha fazla ilgi uyandıracak kişiler seçilmektedir.
  • Biyografiye konu olan kişinin yaşamı tarafsız bir şekilde anlatılmaktadır. 

Otoritelerce biyografi romanları, hem edebiyat hem de kültür açısından önemli eserler olarak kabul edilmektedir. Çünkü geçmişte yaşayan önemli kişilerin biyografilerinde o döneme ait birçok özelliğe de rastlamak mümkün kılınmaktadır. 

Türk edebiyatında biyografi eserleri ve yazarları incelendiğinde uzmanlar tarafından bu türün ilk örneğinin Hasan Ali Yücel’in “Goethe: Bir Dehanın Romanı (1932)” belirtildiği görülmektedir. Romanın önsözünde Hasan Ali Yücel, bu romanın bir hayranlık duygusu ile kaleme alındığını açıklamaktadır.  Türk edebiyatında diğer biyografi örneklerine Mehmet Emin Erişirgil’in “Ziya Gökalp: Bir Fikir Adamının Romanı (1951)”, “Mehmet Akif: İslamcı Bir Şairin Romanı (1956) adlı eserleri ile İlhan Selçuk’un 2 ciltlik “Yüzbaşı Selahattin’in Romanı (1973 – 1975), Oğuz Atay “Bir Bilim Adamının Romanı-Mustafa İnan (1975)” yapıtları gösterilmektedir.

Türk edebiyatı dışında Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza” ile Amin Maalouf’un “Afrikalı Leo” kitapları da biyografi niteliği taşımaktadır. Biyografi kitapları yanında otobiyografi roman örnekleri de söz edilmek istenirse Nazım Hikmet’in “Yaşamak Ne Güzel Şey Be Kardeşim”, Abidin Dino “Kısa Hayat Öyküm” kitapları fark edilmekte ve bu eserler yanına otobiyografik roman örneği olarak ayrıca Peyami Safa “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu” eklenmektedir. Ayrıca bu türe ait yapıtlar için otobiyografi başlıkları tamamen kişisel olduğu ve kişilerin yaşadığı hayata uygun şekilde ve eser içinde ne anlatılmak istendiğini gösterecek bir başlık seçildiğinin de altı çizilmektedir.  

 

En İyi Biyografi Kitapları

En iyi biyografi kitapları kelimeleri ile yapılan aramalarda çıkan sonuçların uzman kişilerin aktarımlarına göre edebiyat dünyasını ve tanınan kişiler ile ilgilenenleri şaşırtmamaktadır. Her dönem ilgili gören türler arasında yer alan biyografi kitapları ve otobiyografi kitapları ayrı bir okuyucu kitlesi olduğu bilinmektedir. II. Dünya Savaşının Yahudi bir çocuğun gözünden anlatıldığı Anne Frank “Anne Frank’ın Hatıra Defteri” otobiyografik kitaplar içinde yer almaktadır. Bu eser 15 yaşında savaş sırasında hayatını kaybeden Anne Frank’ın günlüğünün babası tarafından yayınlanması ile gün yüzüne çıkmıştır. Ayşe Kulin’in Türkan Saylan’ı ele aldığı “Türkan” kitabı bir biyografi niteliği taşıyarak okurların karşısına çıkmaktadır. 



 

Ünlülerin Biyografi Kitapları

Ünlülerin biyografi kitaplarına değinilmek istenirse de Rauda Jamis’in “Frida Kahlo Aşk ve Acı” ile yakın tarih kişilerinin ele alındığı Ashlee Vance’ın “Elon Musk: Tesla SpaceX ve Muhteşem Geleceğin Peşinde” ve Walter İsaacson’un “Steve Jobs” örnek gösterilmektedir. Biyografi türü içinde yer alan ve uzmanlarca da ilginç gösterilen bir yapıt ise Tolstoy’un “Hazreti Muhammed” olmaktadır. Mehmet Demirci’nin “Vatan Ana Samiha Ayverdi” ve İskender Pala’nın “Mevlana” yapıtları da ünlülerin biyografi kitapları arasında yer almaktadır. 

Ünlülerin otobiyografi örnekleri de Zülfü Livaneli’nin “Rüzgârlar Hep Gençtir” eseri sayesinde Livaneli’yi yakından tanıma fırsatı bulunmaktadır. Otobiyografi yazan yazarlar kendi yaşamlarında öğrenilecek çok şeyin olduğunu kitapseverlere aktarmaktadır. Okurlarca bu türe örnek gösterilen Mina Urgan’ın “Bir Dinozorun Anıları” kitabı sayesinde, Urgan’ın yaşamından çıkarımlara ulaşılmaktadır. Ünlülerin otobiyografi örneklerine devam edilmesi gerekirse Maksim Gorki’nin “Çocukluğum” ve sinemanın isimlerinden İngmar Bergman’ın “Büyülü Fener”i bu tür için uygun olmaktadır. 

 

Okunması Gereken Biyografi Kitapları

Edebiyat otoritelerince okunması gereken biyografi kitapları ister roman türünde olsun, istenirse uzun hikâye veya anı türünde olsun gerçek hayat hikâyelerinden alınan yaşam öyküleri oldukları için eserlerin sevilmesine ve okunmasına destek vermektedir. Başarılı insanların biyografi kitapları ilham veren, tarihe tanıklık ettiren, yaşamış insanların gözünden döneme bakma şansı sunmaktadır. Dünyada ve ülkemizde önemli isimleri yakından tanınmasına ve onların yaşamlarından hayat dersleri çıkarılmasına fayda sağlamaktadır. Walter Isaacson’un “Einstein (Yaşamı ve Evreni)” kitabı da bu otoriteler tarafından önerilen kitaplardan biri olmaktadır. 

Okunması önerilen biyografi kitapları söz konusu olduğu zaman Lesley Hazleton’un “İlk Müslüman” ve Margaret Cheney’in “Zamanın Ötesinde Deha Tesla” eserleri de kendini göstermektedir. Ayrıca yeni çıkan biyografi kitapları her geçen gün kitapevlerinde ve e-ticaret sitelerinde yerine almaktadır. Con Sinov’un “Yarının Adamı Mustafa Kemal’i Anlamak”, Mustafa Topal’ın “Vicdan Bir Kara Kutudur – Robert Oppenheimer” kitapları 2022 yılının ikinci yarısında koyucuların karşısına çıkmaktadır. 


 
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı