Öfke, sürgün ve dehayla geçen bir hayat yaşamış olan Dante’nin yapıtları İtalyan edebiyatının kaynağını oluşturur. Dante’nin kendi adlandırmasıyla "Kutsal Bir Manzum" olan "İlahi Komedya", tarihsel çelişkilerinin arkasındaki gizli düzenin araştırılması ardında koşar. Cehennem, Araf ve Cennet olarak üç bölüme ayırdığı bu yapıtında Dante, öbür dünyaya yaptığı yolculuğunda sadece Tanrı’nın ışığıyla aydınlanmış; bir dünya görüşünün bilançosunu çıkarır. İnsanların hatalarının ve tarihsel çelişkilerinin arka planında kendisini hissettiren Ortaçağ’a has retoriği tamamlar ve bununla beraber, onu da alegorik bir dizgeyle varılabilecek nihai gerçeği arar. "İlahi Komedya", yazarını yalnızca İtalya’da ünlendirmekle kalmamış, bütün dünyaya tanıtmış ve çevirildiği tüm dillerde uluslararası bir önem kazanmıştır. Klasik yapıtların en yükseği ve en değerlisi olan "İlahi Komedya" sizi müthiş bir yolculuğa çıkaracak.
Artemisia Gentileschi 17. yüzyıl başında yaşamış gerçek bir tarihsel figür, resim tarihine geçmiş az sayıdaki kadın ressamdan biri. Anna Banti, az sayıda vaka etrafında ressamı anlatırken, yazar sıfatıyla kendi konumunu da kitap boyunca sürekli sorguluyor. Romanın elyazmaları 1944'te bir hava saldırısı sonucunda kaybolup gidince tekrar yazmış romanı Banti; ama bu kez kendi hikâyesini de işin içine katıp kadınlık durumu üzerine, resim ve anlatı sanatları üzerine, "bir hayatı" ne ölçüde anlayabileceğimiz üzerine, karakteriyle söyleşerek sürdürdüğü derin bir düşünsel boyut da kazandırmış romana. İlk kez yayınlandıktan yıllar sonra tekrar keşfedildiğinde Susan Sontag gibi saygın eleştirmenlerde heyecan uyandırmasının nedeni de anlatı perspektifindeki bu "modernist", kendi üzerine düşünen boyut olmuş. Tabii bir de muhteşem dili…20. yüzyıl edebiyatının ihmal edilmiş klasiklerinden, doruklarından olan Artemisia'yı, çevirmen Işıl Saatçioğlu'nun kapsamlı sonsözüyle birlikte sunuyoruz.
Birbirimizle konuşmamız güçtü. Gerçi ikimiz de mizaç olarak konuşkandık, sular seller gibi konuşurduk, ama bir aradayken susar, San Giovanni Yolu boyunca sessizce yan yana yürürdük. Sözler, babam için, şeyleri doğrulama ve mülkiyet göstergesi işlevini görmeliydi; benim içinse, belli belirsiz gördüğümüz, sahip olmadığımız, varsaydığımız şeylere ilişkin öngörülerden ibaretti.
İlk kez Türkçeye çevrilen San Giovanni Yolu, Italo Calvino'nun kelimelerle kurduğu benzersiz ilişkiyi, yazının lezzetini okura yine son derece güçlü bir biçimde sunduğu beş çarpıcı metni bir araya getiriyor.
Calvino'nun tıpkı öteki kitaplarında olduğu gibi gözlem gücünün ağır bastığı Marcovaldo ya da Kentte Mevsimler adlı bu yapıtının başkahramanı hüzünlü kişi Marcovaldo. Kentin göbeğinde, asfalt ve çimentonun ortasında, kalabalık ailesiyle birlikte yaşayan işçi Marcovaldı, özlemini duyduğu doğa arayışı içinde: "...Ancak doğa hala var mı? Onun bulduğu sayısız, taklitçi suni yaşamla uzlaşan bir doğa." Marcovaldo ya da kentte Mevsimler, her biri bir mevsime adanmış yirmi öyküden oluşuyor.Yani beş kez yinelenenmevsimsel döngü bir türlü özlemini duyduğu dünyaya kavuşamayan Marcovaldo'yu gelen her yeni mevsimle tekrar tekrar umutlandırıyor. Ancak Marcovaldo, bütün bu yenilgiler karşısında hiçbir zaman kötümser kalmıyor.Hiç pes etmiyor. Dünyayı yeniden keşfetmeye her zamanki gibi hazır. Calvino7nun Marcovaldo ya da Kentte Mevsimler adlı bu yapıtı ilk kez 1965 yılında Einaudi yayınevinin çocuk dizisinde Sergio Tofano'nun çizgileriyle yayımlanmıştır. Yapı Kredi Yayınları, Calvino'nun Görünmez Kentler ve Palomar adlı kitaplarının ardından şimdi de Marcovaldo ya da Kentte Mevsimler'i Rekin Teksoy'un özenli çevirisi ile okura sunuyor.
Bu site Ticimax® Gelişmiş E-Ticaret sistemleri ile hazırlanmıştır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.