Osmanlıların son dönemlerinde batılılaşma sendromu ile her alanda bir yozlaşma ve Frenkleşme bariz bir şekilde görülmeye başlayınca bu tür de gittikçe azalmış ve Cumhuriyet döneminde de kıblemiz tamamen batıya döndürülüp bütün milli ve manevi değerler budanınca şairler yönünden “kırk hadis” edebiyatı da tarihe karışmıştır. Ancak Cumhuriyet döneminin büyük şairi Necip Fazıl Kısakürek, ilk defa 1951 yılında “101 Hadis Manzum Meal Tefsir” isimli eseriyle bu türe yeniden hayat vermeye çalışmıştır. Kısakürek seçtiği bu hadîsleri beyit hâlinde çok başarılı bir şekilde hece vezniyle Türkçeye tercüme eder. Maalesef millet, kökünden koparılarak sadece basit bir okur-yazar tabakası oluşturup câhil bırakıldığı için bu tür istenen ilgiyi pek görmemiştir.

- Prof. Dr. Turgut Karabey

Meslektaşlarımız Adem Dölek ve M. Abdullah Arslan; Necip Fazıl’ın 101 Hadis Manzum Meal Tefsir (Ülkü Basımevi, İstanbul 1951) isimli kitabını Necip Fazıl’ın 101 Hadis Manzum Meal Tefsir İsimli Eserindeki Hadislerin Tahkiki, Tahrici ve Edebi Yönden Değerlendirilmesi başlığı altında yayınlama aşamasına getirmiş bulun-maktadır. İsminden de anlaşılacağı üzere, eserin en orijinal yönü, edebî açıdan beyitler hâlinde gayet ustalıkla, çok veciz, ölçülü (hece vezni ile) ve kafiyeli olarak yapılmış bir tercüme olmasıdır.

- Prof. Dr. Süleyman Tülücü


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 216
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2016
₺65,00

Batılıların Türklere ve İslam’a olan ilgisi Osmanlı İmparatorluğu’nun güçlenmesinden sonra iyice arttı. Özellikle 16. yüzyıldan sonra Türkler ve İstanbul üzerine Batı’da çok çeşitli yayınlar çıktı.
Bu yayınların önemli bir kısmı Oryantalist bakış açısını içerdiği için pek objektif değildi. Genelde Türkler aşağılanır ve küçümsenirdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun güç kaybetmeye başladığı 18. yüzyıldan sonra bu tür yayınlar daha da arttı. Aşağılama ve küçümseme bu yayınlarda da ağırlıktaydı.

Bazı istisna çalışmalarsa Türklere, İstanbul’a, İslam’a daha objektif yaklaşıyordu. Bunlardan biri de 19. yüzyılda İstanbul’u ve diğer birçok yeri ziyaret eden Eugene Flandin’in İstanbul  (L’Orient) isimli eseridir. Gravür, portre ve manzara ressamı olan Eugene Flandin sosyal ve siyasal yorumlarda bulunan diğer yazarların aksine farklı ve tarafsız yaklaşımda bulunuyor.  Flandin’in İstanbul’un camileriyle çok yakından ilgilendiği yazdığı ayrıntılı notlarla belli oluyor. Mimariyi çok sevdiğinden ve camilere eklenen estetik minarelerden övgüyle bahsediyor. Tabii bunda Flandin’in ressam olmasının büyük katkısı var.

Kitabı büyük bir titizlikle çeviren Orhan Koloğlu, Flandin’in camilerle ilgili tasviriyle ilgili şöyle diyor: “İstanbul’un profilini belirlemekte en önde gelen Süleymaniye camii hakkında Flandin’in değerlendirmesi şöyledir: ‘İbadet yerinin boyutları ve kubbesinin yüksekliği ile İstanbul’un en büyük ve gösterişli camiidir. Altın Boynuz’a (= Haliç), Tersane’ye ve İstanbul semtlerinden birinin üzerine yerleştiği küçük vadilerden birine egemen durumdaki bir tepenin doruğuna yerleşmiş olup, şahane bir mabedin bütün ihtişamını kendinde gösterir.’ Dünyanın en ünlü eserlerinin de zamanın yıpratıcı etkilerini yaşadıkları bilinir. İtalyanların eğriliği ile ünlü Piza kulesini ayakta tutabilmek için nasıl çırpındıkları malumdur. Bizim de Tanrısal Bilgelik (Hagia Sophia) anlamını taşıyan adını değiştirmeye hiç kalkmadan minarelerle zenginleştirdiğimiz Ayasofya Camii’nin yaşaması için durmadan çaba sarfettiğimiz bilinir. Dolayısıyla Dünyanın en ünlü mimarları arasında sayılan Mimar Sinan’ın Süleymaniye şaheserinin de ebediyen yaşamasını sağlayacak her düzenlemeyi takdirle karşılamak gerekiyor.”

Flandin bakmaya doyamadığı İstanbul için kitabından şöyle diyor: “Her köşeden İstanbul’un sunduğu manzaralar o kadar güzeldir ki, en güzel olanını söylemeye kalkışsa insan şaşırır. Üş şehir ile –Suriçi İstanbul, Galata, Pera –sarılı Altın Boynuz şüphesiz en yücesidir. Çeşitli yerlerden sağlanan kısmi görüntüler, genel görünümüyle heyecan verici olduğu kadar, ayrıntılarıyla da baştan çıkarıcıdır. Ama İstanbul’un bir manzarası vardır ki, Victor Hugo’ya ‘Orientales’de şu dizelere ilham vermiştir.”

- Bu kıyıda İstanbul,
Bin oku birlikte yükselterek denizin içinde demirlemiş uyuyan  bir donanmayı salıncakta sallar Çok özel bir baskıyla basılan İstanbul kitabı meraklıların kütüphanesinde yer alması gereken önemli bir çalışma.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 140
En / Boy : 25 / 33
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2014
₺385,40

 






Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 110
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2014
₺40,50

Kitapların isimleri önemlidir. Çoğu kez metnin bize ne anlattığını anlamamıza yardımcı olurlar. Bu kitabın ikinci baskıdaki ismi, ilk baskıdan farklı kullanıldı; Kutsal Canavar Devlet yerine Kutsallık ile Rasyonellik Sarkacında Devlet tercih edildi belli sebeplerden dolayı.
Ancak bir türlü ısınamadım ikinci adına. Bu yüzden, Kutsal Canavar Devlet ismine geri dönüyorum. Kanımca bu isim metni daha iyi anlatıyor,ruhunu ortaya koyuyor.

Kitabı, her ne kadar geliştirmek istesem de başaramadım. Oysa üzerine oldukça fazla çalışmışlığım var. Umarım 4. baskıya ekleyebilirim. Kitap, hala bir çalışma taslağı bu sebeple. Olmamışlığına devam ediyor. Hala ümidim var. Taslak olmaktan çıkıncaya kadar üzerinde çalışmaya devam edeceğim. Belki o zaman iddialı bir kitap haline gelebilir. Şimdilik bir
iddiası bulunmamakta.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 334
En / Boy : 14 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2018
₺55,20

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 136
En / Boy : 16 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2014
₺100,00

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 120
En / Boy : 16 / 23
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 11.2014
₺100,00

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 96
En / Boy : 16 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2014
₺100,00

"Ben insanın iyi taraflarını, güzel ve yapıcı taraflarını benimsiyorum, Esas tema olarak bunu alıyorum. Çünkü buna inanıyorum. İnsan yapıcıdır, iyidir, güzeldir. Kötülükleri vardır, aldanışları vardır. Ama insan aslında güzel mahluktur. Eşref-i Mahlukat lafı, kabule değer. O tarafıyla ilgileniyorum ben. (...) Benim çabam, insana büyüklüğünü anlatmak, yapıcılığını anlatmak çabasıdır. İnsanı konu edinişimizle belki de esas sebep bu. Büyüklüğünü anlatmak, yapıcılığını anlatmak. Onu, şöyle dimdik duracak, başını dik tutacak hale getirmek çabası."

Tarık Buğra

"Anadolu'nun bağrında filizlenen ve daha sonra gölgesi bütün ülkeyi tutan bir romancı o. Tıbbiyede ve hukukta tutmayan maya edebiyatta tuttu. Çünkü o da maya diyarının çocuğuydu. Zihin ve gönül aynasını bazen yakına tuttu ama bunu yaparken de insanı merkeze almayı hiçbir zaman ihmal etmedi.Onun bu kadar sevilmesinde ve geleceğe kalmasındaki temel sır biraz da bu tavırdadır. İnsanı yakalamak hele birde bunu berrak bir dille taçlandırdınız mı karşınıza Tarık Buğra çıkar. Sözün özü Cumhuriyet Dönemi Türk romancılığına can veren sanatçıların başında gelen Buğra'yı can verdiği bu dil elbette sonsuza taşıyacak. Bize de onun yazdıkları üzerine yapılan çlaışmaları okumak düşüyor."

Doç. Dr. Muharrem Dayanç


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 180
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2012
₺72,00

Niçin edebiyat öğretimi? Geçmişten günümüze zaman zaman yararları tartışma konusu olmakla birlikte, edebi yapıtlar yaşamımızın vazgeçilmezleri arasındaki önemli yerini korumaya devam etmektedir. Bu nedenle de ana okulundan lise son sınıfa kadar, tüm ülkelerin okul programlarında edebiyat ürünleri yer almaktadır. Edebiyat öğretiminin nihai amacı, kültürel yönden iyi yetişmiş, estetik duygusu, eleştirel düşünme yetisi ve bakış açısı gelişmiş, dili doğru kullanan, duygu ve düşüncelerini güzel ifadelerle ortaya koyabilen, öğrendiği edebiyat bilgilerini uygulamada da kullanıp yaratıcılığa dökebilen kendisine, ülkesine ve insanlığa yararlı bugünün öğrencisi yarının yetişkinleri iyi donanımlı yurttaşlar yetiştirmektir.
Edebi metinler, dil ve edebiyat derslerinin en temel öğeleridir. Bu nedenle edebi metin incelemeleri ve metin üzerine çalışmalar, söz konusu derslerin vazgeçilmez etkinlik boyutunu oluşturmaktadır. Farklı türdeki edebi metinler aracılığıyla sürdürülen dil ve edebiyat öğretiminde; dili etkili bir ifade aracı olarak kullanma, estetik, edebiyat tarihi ve kültürü, edebi kavramlar, metne eleştirel yaklaşım ve yorumlama, edebi metni çözümleme yöntemleri ve edebi metin üretimine yönelik uygulama çalışmaları yer almak durumundadır. Edebi metinler sadece araç değil, aynı zamanda amaçtır; bir başka deyişle hem başlangıç hem sonuçtur.

Hazırlanan bu kitap, ilköğretimden lise sona kadar Fransa’da ve Türkiye’de anadili ve edebiyat dersi program hedeflerini, ders kitabı içeriklerini, öğretim yöntem ve tekniklerini, farklı okuma yaklaşımlarını, alıştırma etkinliklerini, metin inceleme yöntemlerini ve yaratıcı metin üretme çalışmalarını ve uygulama örneklerini ele almakta, başarılı bir edebi metin incelemesi ve edebiyat öğretimi için izlenebilecek stratejiler önermektedir. Kitabın, edebi metin incelemesi, öğretimi, üretimi ve ifade becerilerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalara katkıda bulunacaktır.
Bu yapıtın hedef kitlesi, ilköğretimde sınıf öğretmenleri, Türkçe öğretmen ve öğrencileri, lisede Türk Edebiyatı, Dil ve Anlatım dersleri öğretmen ve öğrencileri, üniversitelerde Türk Dili ve Edebiyatı, Batı Dilleri ve Edebiyatları, Türkçe Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği ve Yabancı Diller Eğitimi bölümlerinin öğretim elemanları ve öğrencileridir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 448
En / Boy : 16 / 24
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 12.2014
₺30,00

 




Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 176
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺60,00

"Orhan Kemal, Türk halkının köylü çokluktan işçi çokluka dönüşümünüedebiyatının kaynağı seçen tek ve biricik edebiyatçıydı. Orhan Kemal, bizim hayatımız ve büyük bir yazarımızdı. -Orhan Kemal'e selam olsun."

"Yazarken susma, utanma, hiç olmadı sen alçalma, e mi."

-İlyaz Bingül

Ücretli çalışmanın kıyısından, kenarından, üzerinden değil, içinden bakarak Orhan Kemal'i kelimenin her iki anlamıyla da okumanın neye benzeyeceğini gösteriyor yazar. İçinden yazmakla dikizlemek arasındaki fark da, 18 satırlık bir dipnotun son cümlesinde bir çerngel atıyor zihinlere. Türkiye'nin yakın tarihi, batının modernleşmesi, romanın piyasa yapan kaldırım orospuluğu, politik iktisattan sosyolojiye, tarihten edebiyata gezintimizde, okuma parçaları donya içinde dünya kuruyor.

Orhan Kemal'de İşçi-Oluş'ta, bir yandan edebiyat, roman, estetik ve etik; öte yandan " Orhan Kemal'in Çukurova ve pamuk ikilisinden fışkırıp" göverdiği toplumsal doku; özel mülkiyet, kapitalizm, proletarya, ücretli emek gibi kavramların doğdukları veya icat edildikleri tarih ve coğrafyadaki içlemlerinin 'dil'imizde tefsiriyle birlikte irdeleniyor . Ücretli emek, ülkemizdeki toplumsal-tarihsel arkaplana sadık kalarak anlatılırken; yazarla birlikte halk ve çokluk ekseninde çıkılan yolda Agamben, Robespierre, Gellner, Schmitt, Rancierre, Spinoza, Marx, Adorno gibi refakatçiler, okuru yazar aracılığıyla uyandırıyor. Osmanlı'dan cumhuriyete geçerken, Avrupa'ya, romana değinmeden edemeyen yazar, Thompson, Veyne, Hobsbawm, Engels, Moore, Georgeon'a atıflarla inselemenin hakkını teslim ediyor; öte yandan metnin sıcacık dokusu, araya giren anlatılar akademik yazıma yeni bir üslup önerisinde bulunuyor. İnceleme nesnesine verili çerçeveden, soğuk bir bakışla yazılmadığı, Orhan Kemal için " ender namuslu küçük burjuvalardan biriydi" demesiyle bile anlaşılabilir. İnceleme türünün de damakta bir tat bırakabileceğini göstermesi, kitabın dikkate değer içeriğini taçlandırıyor. Ücretli Hayat ise, ücretli çalışma motifini edebiyat okuma sözleşmesinden sapan edebi ' nakış'larla dokuyor.

"Etinden, sütünden, yününden ve de ölümünden yararlanılanların bu kezinde "özgür emek" inden yararlanılacaktır. Tam o yıllarda " Yeni Hayat" adlı karamelalar piyasaya çıkar. Toprağından koparılan Türk halkının yalayacağı " Yeni Hayat" düpedüz gecekondulara tıkırlarak ücretli çalışmadır. "

"Bizim de Yahudilerimiz olabilir, dedi. Tren garlarında sokaklarda, lokantalarda rastladığımızda başımızı çevirip bakmaya tenezzül etmediğimiz, kaderleriyle ilgilenmediğimiz, lanetlenip itilmiş, kakılmış, onlarla temasın bizi kirleteceği, bizden sayamadığımız Yahudiler: İşçiler, işçiler. Bir de işsizler var ki- Bütün dünyanın işsizleri, birleşiniz."

"Söz'ün adaleti, türkçede, Orhan Kemal'de tecelli eder."
" Orhan Kemal de, nihayetinde, göz ardı edilen bir çokluğu kaydeden 'muhasebe'ciydi."
" Orhan Kemal'le birliktedir ki, uç veren " küçük adam" değil, somut kalabalıktır, dahası siyasal özne olmaya aday yeni bir üretici işçi-çokluktur. "

"Umuyorum ki, gelecekte edebiyat tarihçileri, roman kuramcıları, dilbilimciler, karşılaştırmalı edebiyat tırıvırıcıları vs. Dışında susturulmuşlar, hak talep edenler, adalet arayıcılar, edebiyat hak arama sanatıdır diyenler Orhan Kemal'de bugün göremediklerimizi göreceklerdir."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 360
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2014
₺41,65

Ahmet Güven Kasabanın Sırrı'nı duyanlardan sadece bir tanesi. Biliyorum, bu sır duyulduğunda iyi gelmez insana. Çürütür, yorar, kanser eder. Sonrasında bünye kendini korur; inkar eder gerçeği. Sırrın kendisine düşman olur.

Çok azımız hikayedeki katile kızınca iyileşebileceğimizi biliyoruz. Ölülere küfretmenin elimizden aldığı insanlığımızı katillere kızmaktan, bir daha olmasın demekten, adalet istemekten başka bir yöntemle geri alamayacağımızı bilenlerden Ahmet Güven.

Okumalıyız bu kitabı. Ahmet için değil, benim için değil. Çocuklarımızı sırtlarına yüklediğimiz kamburdan kurtarmak, onları korumak için.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 108
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2017
₺60,00

Freud’dan Dyserinck’e kadar çok uzun bir yol kat etmiş olan imge incelemeleri, imgenin karmaşık yapısı gereği edebiyattan psikolojiye, iletişim bilimden sosyolojiye, tarihten siyaset bilime pek çok bilim dalının inceleme alanını kapsar.

Bu çok yönlülük, imgenin bir yandan ötekini tanımlamak için kullanılan bir kavram olarak ele alınmasına, diğer yandan ise, bir algılama şekli olarak tanımlanmasına neden olmuştur. Bir anlamda her bilim dalı kendine özgü bir imge tanımı ve buna bağlı olarak imge inceleme yöntemi belirlemiştir.

Bu çalışmada ise imge incelemeleri; "İmge, bir edebiyat incelemesidir" görüşünü benimseyen Fransız ekolünün, "İmge, bir tarih veya sosyoloji incelemesidir" görüşündeki Amerikan ekolünün ve son olarak da "İmge incelemesi, karşılaştırmalı edebiyat içinde bir bilim dalıdır" görüşünü öne süren Alman ekollerinin dışında farklı bir yaklaşımla ele alınmıştır.

Bu çalışma ile imgebilim; edebiyat, göstergebilim, dilbilim, psikoloji, felsefe, güzel sanatlar vb. ilim dallarından ayrıştırılarak kendi metodolojisi ve kuramları ile yeni bir bilim dalı olarak ele alınmıştır.

Prof. Dr. Serhat Ulağlı "Öteki'nin Bilimine Giriş - İmgebilim" kitabında imgebilimi Fransız, Amerikan ve Alman ekollerinden farklı olarak “disiplinlerarası yeni bir bilim dalı” olarak yeniden şekillendirmiştir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 214
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2018
₺75,00

“İkbal Ahmet, hakiki bir enternasyonalistin nasıl olması gerektiğinin parlak bir örneğiydi. (…) Dünyanın en büyük medeniyetlerinin tarihinde yabancısı olduğu hiçbir şey yoktu. Hem geçmişteki hem de günümüzdeki devletlere dair ansiklopedik bir bilgisi vardı ve bu devletlerin oynadığı rolleri iyi biliyordu. Dahası, halkların devletlere değil, devletlerin halklara hizmet etmek için var olduğunu biliyordu. Hükümetlerle bir alıp vereceği olmadı, tabii onlar için bir baş belası olmadığı zamanlarda. Kendisini ve zamanını dostlarına, meslektaşlarına ve öğrencilerine cömertçe sundu… Sunduğu örnek ve anıları, pek çok insana çalışmalarında ilham verecektir.”

- Kofi Annan, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri

“Kendini adamış ve onurlu bir aktivist olarak İkbal, her şeyin ortasındaydı… Devrimin ve emperyalizmin öğrencisiydi ve bunda çok da iyiydi.”

- Noam Chomsky, MIT

“Çağımızın en güçlü aktivist entelektüellerinden birinden bilge ve savaşkan sözcükler...”

- Gayatri Chakravorty Spivak, Columbia Üniversitesi

“Kaybettiğimizden beri İkbal Ahmet’i özleyen binlerce insan için bu kitap çöldeki bir vaha gibi. Bu söyleşilerde Ahmet’in ilgi uyandırıcı sesini; Hindistan, Cezayir, Amerika Birleşik Devletleri ve Filistin’e dair ilham verici fikirlerini; Mahatma Gandi ve Yaser Arafat’la karşılaşmalarını; Batı’nın Bosna ve Kosova konusundaki pısırıklığına karşı yükselen öfkesini; Keşmir çatışmasına önerdiği çözümü ve Pakistan’da Arap tarihçi ve sosyolog İbn-i Haldun’un adını taşıyan bir üniversite kurma planlarını bir kez daha duyuyoruz. David Barsamian’ın söyleşilerinin çeşitliliğinin ve zenginliğinin bir örneği olan bu kitaba ilişkin tek üzüntüm, uzunluğunun iki katı olmamasıdır.” 

- Radha Kumar, Uluslararası İlişkiler Konseyi

“Göz kamaştırıcı bir entelektüel karşılamanın ideal bir birleşimi elimizdeki: Müthiş bir gazeteci olan David Barsamian’ın derinlikli soruları ve olağanüstü İkbal Ahmet’in ölümünden kısa süre önce kaydedilmiş olan zekice yanıtları.”

- Howard Zinn, Boston Üniversitesi


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 200
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2016
₺26,25

Glenn Gould için “Hayatta olsaydı Elvis muamelesi görürdü” diyordu Ray Roberts. Kanada’nın ulusal haber dergisi Maclean’s 1998 yılında Gould’u Yediler Grubu ressamlarının önünde, Kanada’nın en büyük sanatçısı ve “en önemli beşinci Kanadalı” seçti. Gould, kendi yeteneklerini önemsiz gösterme eğiliminde olan bir ulus için bir nevi kahraman ve kaşife dönüştü. Gelecekte bir gün, uzayın uzak bir köşesinde, uzaylıların duyacağı ilk insan eseri sesler, Bach’a ait olan ve Gould’un icra ettiği, 1977’de fırlatılan uzay mekiğine yerleştirilen bir prelüt ve füg olur belki de. “Arka fondan mırıldanma mı geliyor?” diyebilirler.

Gould’un ölümünden bu yana sırlarının ortaya serilmesi uzun vakit aldı; ancak şimdi, bu kitaptaki araştırmayla birlikte, Gould’un piyanodaki muhteşem duygu derinliğinin ve üslubunun, salt ilahi bir yetenek veya fedakar annesinin sözleri tarafından biçimlendirilmediği, duygusal deneyimlerinden de etkilendiği ortaya konuluyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 310
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2016
₺26,25

1923 yılında, Cumhuriyet'in ilanıyla başlayan yeni dönemde Türk tiyatrosu, tarihinde ilk kez gelişme olanaklarına kavuşmuştur. Tiyatro eğitimi, ödenekli tiyatrolar, seyirci birikimi ve sorunların tartışılıp çözüm yollarının araştırılması Cumhuriyet ile birlikte göndeme gelmiştir. Tiyatronun devletçe korunması, yazarın, sanatçının ve çeşitli dallardaki sahne teknik kadrosunun yetişmesi, tiyatro seyircisinin oluşması, Türk tiyatrosunu devinime sokmuştur. Devlet Tiyatroları, Opera ve Balesi, 20. yüzyılın dehâ lideri Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk halkına verdiği en büyük armağanlardan biridir.

Hiçbir hükümetin bunu kaldırmaya gücü yetmez. Çünkü hükümet devlet değildir. Hükümetler, devlet işlerini doğrudürüst yürütsünler diye halk tarafından seçilmiş görevlilerdir. Devlet Tiyatroları, Operaları, Baleleri ve Senfoni Orkestraları halkın malıdır, hükümetlerin değil Yavuz Daloğlu'nun yeniden yayımladığı Tiyatro ve Opera Komitesi Raporu, tiyatro, opera, bale, konservatuvar ve senfoni orkestralarımızın nasıl çabalarla kurulduğunu, geliştiğini bizzat devletin raporlarına dayanarak gençlere öğretecek ve unutanlara da tekrar anımsatacak niteliktedir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 176
En / Boy : 14 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2014
₺75,00

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 315
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2014
₺117,00

Ünlü gerilim kitapları yazarı Stephen King ile ünlü astrofizikçi Stephen Hawking akla gelebilecek en tuhaf ve tehlikeli fikirler üzerine birlikte bir kitap yazacak olsalar, ne olurdu? Hiç kuşkunuz olmasın ki, elinizdeki gibi bir eser ortaya çıkardı. Gerçekten de iki yazardan biri, Cody Cassidy gazeteci, diğeri, Paul Doherty ise fizik doktoru, bir bilim insanı olarak bilimsel olduğu kadar eğlenceli, bir o kadar da etkileyici ve sürükleyici bir kitap hazırlamışlar.

Bazıları ne kadar soğuk ve ürkütücü gelse de, ölümle de dalga geçerken akla gelebilecek pek çok tuhaf fikir bilgiyle beslenip, anekdotlarla da süslenince gerçekten keyifle okunuyor. Meraklıları için bulunmaz bir kaynak, eğlenceli bir korku filmi gibi sürükleyici...

İşte bazı tuhaf ama merak uyandırıcı fikirler: Uçaktayken pencere patlasaydı... Muz kabuğuna basıp kaysaydınız... Diri diri toprağa gömülseydiniz... Bindiğiniz asansörün kablosu kopsaydı... Titanik'te olsaydınız ve bir cankurtaran filikasında yer bulamasaydınız... Bir volkanın içine kurban olarak atılsaydınız... Dr. Frankenştayn’ın makinesine bağlansaydınız... Uyuyamasaydınız... Nükleer kışı yaşasaydınız... Venüs’e tatile gitseydiniz... Güneşin yüzeyinde dursaydınız... Alnınıza çok, ama çok kuvvetli bir mıknatıs yapıştırsaydınız...Ne olurdu?


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 200
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2018
₺89,60

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 168
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺97,50

Sevda Lugatı, döneminin popüler şair ve romancılarından Mehmed Celal'in (1867-1912) en ilginç yapıtlarından biri. Günümüzde pek tanınmayan bu romantik yazar, bir "sevda sözlüğü" hazırlamış: A'dan Z'ye pek çok sevda sözcüğünün açıklaması ile Fuzuli'den, Nedim'den, Muallim Naci'den, Recaizade Mahmud Ekrem'den bu sözcüklerle ilgili mısralar, beyitler... Sözcüklere eşlik eden küçük desenler de Mehmed Celal'in elinden çıkmış olabilir.

Mehmed Celal, ilkgençlik çağında, Anna adında Büyükadalı bir Rum kızına aşık olmuş ve hayatı boyunca bu karşılıksız aşkın etkisinden kurtulamamış. Onun içindir ki, yazarı Sevda Lugati'ni her ne kadar okurlarına adamışsa da, biz bu aşk yüklü sözlüğün tüm sözcüklerinde ömür boyu sürmüş bu saf sevdanın payı olduğuna inanıyoruz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 279
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2015
₺128,50

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 228
En / Boy : 12,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺120,00

Tüm zamanların en çok satan yazarlarından Stephen King, sizi neyin korkutacağını herkesten daha iyi biliyor. Ölüm Dansı’nda kendisi dışında hangi yazar ve yönetmenlerin bu konuda iyi olduğunu örnekleriyle açıklıyor. Edebiyat ve sinemada korkuyu incelediği bu farklı kitabında King, korkunun balo salonundaki gezisine sizi de davet ediyor. Elini tutun ve dans başlasın!..

“Dehşeti en güçlü duygu olarak görüyorum ve okuyucuyu dehşete düşürmeyi hedefliyorum. Dehşete düşüremeyeceğimi fark ettiğim zaman korkutmaya çalışıyor, korkutamayacağımı anladığımda iğrendirmeye bakıyorum.”

- STtephen King

“Bu kitabın verdiği hisse dair bir fikir edinmek istiyorsanız, kendinizi gece yarısı bir kamp ateşi etrafında toplanmış ve birbirinize sokulmuş hayal edin… King inanılmaz yaratıcı bir sanatçı!”

- Houston Chronicle

“King’den korkunun anatomisi…  Hayaletler, vampirler, canavarlar ve perili evler dahil!”

- Los Angeles Times

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 605
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2017
₺197,40
Tükendi

Sezai Karakoç’un insandan başlayarak toplumda, tarihte ve medeniyette ‘’öze dönüş’’ hareketi olarak nitelediği Diriliş akımı inançta, düşüncede, davranışta, duyarlılıkta kendini bulma, ‘’kendi aklı ve kendi kalbi’ ile var olma ve medeniyet var etme hedefidir. Bu hedef doğrultusunda Karakoç, İslam eksenli, ancak Batı medeniyetinin ortaya koyduğu düşünsel literatürü ve modern entelektüel tavrı hesaba katan bir yaklaşım geliştirir.

Karakoç, Diriliş düşüncesini hem bir ‘’medeniyet krizi’’ mağduru olarak gördüğü İslam insanının hem de fıtrattan uzaklaşan modern insanın bilincini muhatab alan bir yaklaşım ile inşa eder. Kendini bulma, köklerine uzanma ve geleceği bu tavırla yoğurabilme gücüne ulaşma çabası Diriliş’i şekillendirir. Dolayısıyla Diriliş’in maçı, kaybolmuş kimliğin yeniden kazanılması ve parçalanan zihinsel bütünlüğün tekrar birleştirilmesinin sağlanmasıdır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 376
En / Boy : 14 / 20
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 10.2015
₺24,00 KDV Dahil
Tükendi

Edebiyat, sadece hayata ayna tutmak değil, aynı zamanda ona bir yön vermek çabasıdır.

Şairler ve yazarlar, yaşantılarını kendi merceklerinden bin bir renkte yansıtırlarken; sezgileri, hayalleri, duyguları ve düşünceleriyle çevrelerinin de öncüsü olurlar. Yani, hem hayata kılavuzluk ederler, hem de yeni yeni yaşama alternatifleri sunarlar.

Şu halde, edebiyat, insanı ve hayatı anlamaya ve anlatmaya çalışmak olduğu kadar, insanı ve hayatı biçimlendirmeye, zenginleştirmeye ve güzelleştirmeye de çalışmaktadır.

Bu bakışla edebiyat kutsal bir uğraştır. Çünkü edebiyat insandır, çünkü edebiyat hayattır…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 447
En / Boy : 13,5 / 19
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2014
₺28,16
Tükendi

Bu kitap, günümüz dünyasında düşgücünün edebiyata yansımasının en ayrıcalıklı örneklerinin verildiği bölgelerden biri olan Latin Amerika’nın kültürel altyapısına bir bakış niteliği taşımaktadır. Bir çırpıda aklımıza geliveren Borges, Cortazar Marquez, Fuentes, Paz, Neruda, Darío, Llosa ve daha birçoklarını içeren seçkin yazarların, olağanüstü sayılabilecek birçok eserin temelinde yüzyıllara dayanan, çok zengin bir mirasın bulunması şaşırtıcı değildir. Kitabın amacı da Amerika kıtasının dönüm noktası sayılan 1492 tarihi öncesinden başlayarak, sömürge yönetimine karşı ilk başkaldırıların yaşandığı XVIII. Yüzyıla dek Latin Amerika’da olan biten tarihsel ve kültürel olaylara değinmek ve başlıca kalem sahipleriyle edebi eserleri tanıtmaktır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2012
₺66,00
Tükendi

1904-1983 yılları arasında yaşamış olan Üstad Necip Fazıl Kısakürek, son birkaç nesil üzerinde etkisi ve ağırlığı olan çok nadir şair ve yazarlarımızdan biri, belki de birincisidir. Üstad Necip Fazıl çok yönlü bir şair ve yazardır. Kuşkusuz Cumhuriyet döneminin en ünlü şairlerindendir. Hikaye ve tiyatro eserleri ile kendi dönemine göre modern Türk edebiyatında bir çığır açmıştır. Polemikte üzerine yoktur. Aynı zamanda usta bir gazetecidir. Hepsinden önemlisi Necip Fazıl bir nesle değil, nesillere öncülük etmiş, üstadlık yapmış bir şahsiyettir. Geçen yüzyıldan geriye kalan birkaç isimden biridir. Necip Fazıl bu kubbede baki kalan bir sadadır aynı zamanda. Kendi dile ile söylersek:

Bir gün akşam olur biz de gideriz
Kalır dudaklarda şarkımız bizim

Necip Fazıl dudaklarda kalan bitmeyen bir şarkıdır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 420
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2014
₺99,00
Tükendi

İbrahim Kaypakkaya’nın şimdiye kadar günışığına çıkan bütün yazıları, savcılık sorguları, savunma taslağı ve şiirleri ile birlikte “Bütün Eserleri” kapsamında ilk kez yayımlanmaktadır. Bu vesileyle önder yoldaşın daha önce çeşitli baskı ve eserler içerisinde yer alan yazıları tarih sırasına sokulmuş, titiz bir çalışmayla düzenlenmiş ve asıllarına uygun bir biçimde okuyucuya sunulmuş olmaktadır.

İbrahim Kaypakkaya’nın 1970’li yılların başında geliştirdiği tezlerin 44 yılı aşkın bir zaman diliminin ardından, güncele ve geleceğe ışık tutan gücü ve netliğine dair gerçeklikten söz etmemiz gerekir. Bu gerçeklik, Türkiye’deki demokratik halk devrimi sürecinin karşılaştığı temel sorunlarla bütün yüzleşme ve uğraşma faaliyetlerine, en kritik noktalardan temas edebilme yeteneğini tanımlamaktadır.

Proletarya partisini kurmadan önceki dönemde kaleme alınan haber-yorum, makale ve eleştiri yazılarında görülen ihtilalci tutum, mücadele ve direniş coşkusu ile diyalektik-materyalist çözümleme gücü, sınıf bilincinin gelişmesine paralel, komünist bir kimliği inşa etmiş, sınıf mücadelesine var gücüyle atılma hali/tercihi, Türkiye devrimine önder bir nitelik/şahsiyet kazandırmıştır.

İbrahim Kaypakkaya’nın yoktan var olmadığı gibi hiç kuşkusuz yoktan da var etmediği, bilimsel sosyalizmin ülkemizdeki gerçeklikler doğrultusundaki özgün analiz ve saptamaları, en kestirme ifadeyle devrimin niteliği ve yoluna dair programın özlü bir ifadesidir.

Nisan Yayımcılık olarak, ölümsüzlüğünün 44. yılı nedeniyle sunduğumuz “Bütün Eserleri”nin, İbrahim Kaypakkaya’nın komünist önder ve öncü kişiliğinin kavranabilmesinde aydınlatıcı bir işlev görmesini diliyoruz…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 592
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2017
₺22,50
Tükendi

"Kore'de 1876 yılında modernleşme çabalarına yönelik gerçekleşen Gabo Reformu hiç şüphesiz Kore Edebiyatını da derinden etkilemiştir. Bu reform ile birlikte başlayıp günümüze değin yaklaşık 140 yıllık bir süreçte Kore Edebiyatındaki değişimi ve modernleşme evrelerini ‘Modern Kore Edebiyatı Tarihi’ adlı bu eser ile birlikte panoramik bir şekilde görmek mümkün olacaktır.

Türkiye'de bir ilk olma özelliği taşıyan bu kitap, alanında büyük bir eksikliği giderecektir."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 210
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2017
₺48,00
Tükendi

Şemsettin Ünlü Romanların büyülü dünyasında bir yolculuğa çıkarıyor bizleri; çocukluğundan bugüne kadar kendisinde iz bırakan kitapları anlatıyor bir bir okura. Ama bildiğimiz gibi bir anlatış değil bu...

Masal, söylence, destan gibi anlatı türlerinin bir uzantısı olarak değerlendirilen romanların insan yaşamındaki yerini irdeliyor Romanların Dünyası. Gözümüzün önünden akıp giden yaşamın daha derinden kavranması için ipuçları veren; yaşamı ilk kez görüyormuşçasına sorular soran, var olan soruları türeten, çoğaltan romanlar... Küçük Prens'ten Zorba'ya, Hamlet'ten, Tanrılar Susamışlardı'ya uzanan, yazarın belleğinde yaşantıya benzer izlenimler bırakan, ucu bucağı olmayan bir dünyada - romanların dünyasında - okunmuşlar, anılar, anımsamalar arasında dostça bir gezi...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 104
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 6.2017
₺13,89
Tükendi

Öykülerinde yaratmış olduğu atmosfer ve Cthulhu Mitosu ile bugün edebiyattan sinemaya kadar birçok alanda insanları etkilemiştir. Weird Fiction (Tuhaf Kurgu) tarzını kullanarak yazdığı eserleriyle kendine has bir okur kitlesi oluşturmuştur. Genel olarak öyküleriyle bilinen ama çok yönlü bir yazar olan Lovecraft özellikle mektup, şiir yanı sıra; felsefe, bilim ve edebiyat incelemeleri yazmıştır.

“Edebiyatta Doğaüstü Korku” adlı incelemesi korku edebiyatında kendine has, önemli bir yeri olan çalışmadır. Korku edebiyatının kökenlerinden kendi çağdaşlarına kadar korku türünü çalışmasına konu edinmiştir.

Ann Radcliffe, E. F. Benson, Edgar Allan Poe, Horace Walpole, Lord Dunsany , William Beckford ve diğerleri..


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 96
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2018
₺26,25
Tükendi

“İnsanlık bir çiçek dürbünü gibidir; nereye döndürürseniz döndürün ve nereye bakarsanız bakın, aynı görüntüyü asla ikinci defa yakalayamazsınız.”

-Walter Besant

“Edebiyat ya eğitici ya eğlendirici olmalıdır ve birçok insan, eğer bu sanatsal uğraşlar, bu biçim arayışı, bu iki alana da katkıda bulunmuyorsa, o halde mutlaka ki onlara engel olmaktadır şeklinde bir izlenim taşır. Öğretici olmak için fazla önemsiz, eğlendirici olmak içinse fazla ciddilerdir, üstelik de ukala, çelişkili ve lüzumsuzlardır.”

-Henry James


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 80
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2018
₺41,25
Tükendi

Umberto Eco, sadece geçtiğimiz yüzyılın değil, ortalarına doğru yaklaştığımız bu yüzyılın da en önemli düşünürlerinden. Yapıtlarında fazlaca alıntı kullandığı gibi, akademik dünyada hakkında en fazla söz edilen bir araştırmacı. Birçok çağdaş düşünceyle bağı olduğu gibi, sözleri kültür dünyasının oluşturduğu her bağlamın tam merkezinde. İlgili olduğu ve üzerine çalıştığı alan, disiplin, bilim ve yöntemleri burada sıralamaya kalkışmak bile uzunca bir liste hazırlamamıza neden olur. Oldukça etkili, zekice ve derin sürdürdüğü, tamamladığı çalışmaları var Eco'nun. Aynı zamanda kendisine bakanlar için tehlikeli. Entelektüellerin dünyasında takma adı Dedalus. Yani meselelerden bilgece söz eden ve onları kurnazca halleden. Bu bile, onun üzerine çalışmanın ne kadar zorlayıcı olduğunun bir işareti.

Sedat Demir, bu güçlükle baş etmeyi göze almış ve Umberto Eco hakkında hazırladığı bu kitapla, aynı eksen hakkında diğer çalışmalar için bir başlangıç oluşturmayı hedeflemiş. Biz de bu çalışmanın "zihin açıcı" ve "doyurucu" olacağı konusunda kendisiyle hemfikiriz. Dikkat ederseniz bu satıra değin Gülün Adı'ndan söz açmış değiliz, çünkü Eco, Gülün Adı'ndan çok daha fazlası ve hepsi içeride.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 344
En / Boy : 14 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2016
₺18,75
Tükendi

Norveçli oyun yazarı Henrik Ibsen 1826 ile 1906 yılları arasında yaşadı. Oyunlarıyla tiyatro yazının köşe taşlarından biri oldu. Eserlerinde sıradan bir kadını, sıradışı bir kahramana dönüştürdü. Dönemin kadına yüklenen anne, eş, kız evlat rollerini kıyasıya eleştirdi. Devrimci bir yazar olarak feminizmin ayak seslerini ilk duyanlardan oldu. Bahar Akpınar, Ibsen’in Sıradışı Kadınları’nda Ibsen oyunlarının bugüne kadar Türkçedeki en kapsamlı dramaturjik analizlerini yapıyor ve detaylı bir Ibsen biyografisi sunuyor. Ibsen’i, oyunlarını, eşsiz kadınlarını en baştan, bir kez daha keşfetmek isteyen okurlar için : Ibsen’in Sıradışı Kadınları.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 288
En / Boy : 14 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2015
₺14,95
Tükendi

Dünya Yazarlarından Yazarlık Dersleri’nde 20 yazarın yazma uğraşı üstüne deneyimleri ve önerileri bir araya getirildi. Önerileri ve yaşamları birbirine benzemeyen 20 yazarın yazmaya nasıl başladığını, nasıl yazdığını, yazmak isteyenlere pratik öğütlerini bu kitapta bulabilirsiniz. Yazmanın kuşkusuz bir reçetesi yok ancak farklı deneyimleri keşfetmek kalemle kâğıdın macerasında kendi yolunu bulmak isteyenler için en iyi kılavuzlardan biri.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 176
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2018
₺15,00
Tükendi

Hikâyelerin gizli gücüyle iş dünyasında zirveye ulaşın.

Bir iş lideri olarak ekiplerinize ilham vermekte, onları heyecanlandırmakta ve hedeflediğiniz yönde harekete geçirmekte zorlanıyor musunuz?

Yaptığınız iş sunumları ve satış görüşmeleri hedefine ulaşmıyor mu?

Şirket içi toplantılarda ve seminerlerde sizi dinleyenler üzerinde yeterli etkiyi bırakamıyor musunuz?

Öyleyse size güzel bir haberimiz var. Elinizdeki bu kitap hikâyelerin gizemli gücünden faydalanarak iş dünyasında hedeflerinize ulaşmanız, çalışanların ve müşterilerin hayranlığını kazanabilmeniz için size rehber olacak.

Burada yer alan teknikleri kullanarak hikâyelerinizi anlatmaya başladığınızda iletişim becerilerinizle zirveye ulaşacak, tutulamaz bir güç haline geleceksiniz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 128
En / Boy : 13,4 / 19,8
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2018
₺14,00
Tükendi

Sümerliler, günümüzden tam 4 000 yıl önce anlattıkları hayvan masallarını, şimdi de sizlere anlatıyorlar. Bakın bakalım, günümüzdeki masallara benziyor mu? Tilki Boynuz mu takmış?.. Aslan İle Akıllı Keçi... Tuzağa düşen Aslan... Tilki ne Kadar da Cesurmuş... Akıllı Bir Kurt... Maymun Annesine Ne Yazmış?..


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 40
En / Boy : 16,5 / 23,5
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : 12.2017
₺9,60
Tükendi

HakanTürk 96. Kitabında evliliğin inişli çıkışlı günlerini analize ederken, çiftleri ayrılmaya götüren nedenleri tarafsız bir şekilde anlatıyor. "Mutsuz olacağınız bir evlilik yerine, ayrılmak en doğal hakkınız. Son yıllarda sadece Türkiye'de değil dünyanın birçok ülkesinde insanların belli bir bölümü boşanmayı bir özgürlik olarak görüyor. Evlenirken eşlerin birbirine söylediği o sevgi dolu sözlerin yerine tam tersi sözler ve eleştiriler başladığı gün o evliliğin temeline artık dinamit yerleştirilmiş ve patlaması an meselesidir. Evlilik olsun diye evlenen o kadar çok çift var ki... Gerçi evlilikler de anne ve babalarımızın devrinde olduğu gibi olmuyor. O devrin kapanmış olduğunu kabul etsek de, eskiden eşler daha sabırlı cefakar ve vekardı... Bugünlerde ise Vefa, İstanbul'da bir semtin ismi olarak kaldı... Evliliğinizi veya bekar günlerinizi tıpkı bir film şeridi gibi gözünüzün önünden geçirdiğinizde, hep o tablonun içinde bir eksikler göreceksiniz. O da her şeyi paylaşabileceğiniz, her şeyden önce iyi bir dost, iyi bir arkadaş olabilecek bir yaşam arkadaşının ne kadar önemli olduğunu fakat onu bulmak da göründüğü kadar kolay değildir... İnsanlar boşanırken, neden yeterince evlatlarını düşünmezler... Arkada bırakılan o çocukların anne ve babası olduğu halde onlar; "Boşanma Yetimleri'dir"...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 236
En / Boy : 14 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2015
₺13,89
Tükendi

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 223
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2016
₺22,50
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 276
En / Boy : 10,5 / 18,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.1982
₺7,87
Tükendi

Bu çalısma, Kocaeli Dayanısma Akademisi’nin (KODA) ilk uzun yılının hikâyesi ve baslıca ortak ürünüdür. KODA’nın hikayesini anlatan “KODA’nın Ilk Uzun Yılı” baslıklı bir öz-tarih denemesi ile KODA üyelerinin 2016-2017 dönemi Seminer Programı kapsamında sundugu seminerlerden türetilmis bilimsel, deneysel ve kisisel yazıların bir derlemesidir.

Kocaeli Dayanısma Akademisi, “Bu Suça Ortak Olmayacagız” baslıklı barıs bildirisine imza atmak gerekçesiyle 1 Eylül 2016’da yayınlanan 672 Sayılı KHK ile Kocaeli Üniversitesi’nden topluca ihraç edilmis akademisyenlerin, davalarını paylasan görevdeki akademisyenler ile birlikte kurdugu, hem üyeleri arasında hem de çevresiyle dayanısma amacı güden, Kocaeli merkezli faaliyet gösteren, akademik iddia tasıyan, barıs ve demokrasi için çaba gösteren bir inisiyatiftir. Sorumlu entelektüellik ve bilim insanlıgı mücadelesi vermektedir.

KODA üyelerinin aklına, attıkları imzadan pismanlık duygusu hiç ugramadı. Dün oldugu gibi bugün de barıs ve demokrasiyi savunuyorlar, yarın da savunacaklar. Akademisyenler olarak baslıca etkinlikleri anlamak, ama inanıyorlar ki, anlamak için degistirmek gerekir. Akademiyi de toplumu da…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 432
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺140,80
Tükendi

1937 Yılında Burdur (Eğneş) Çallıca köyünde dünyaya geldi. İlk , orta ve lise tahsilini Burdur da tamamlandı. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden 1961 yılında mezun oldu. Çeşitli illerde öğretmen ve okul müdürü oarak görev yaptı. 1976 yılında T. Çimento Sanayii Genel Müdürlüğüne Eğitim ve Neşriyat Müdür Muavini olarak naklen atandı. Sekiz yıl bu görevde kaldı. 1983 yılında Sınai Eğitim Eğitim Genel Müdürlüğüne Dare Başkanı olarak atandı. 

1985 yılına kadar bu görevden kalan Ali Gözütok bu tarihte tekrar öğretmenliğe döndü. 1988 yılında kendi isteği ile emekliye ayrıldı. Bir ara T.r.t Haber Muhabirliği de yapan Ali Gözütok'un değişik dergi ve mecmualarda makaleleri şiirleri yayınlandı.

Bu şiirleri Edebiyat çevrelerince ilgiyle izlenmektedir. Ali Gözütok'un gönül ırmağından ve sen misin adında basılmış iki şir kitabı bulunmaktadır. Üç ciltlik Gül Tufanı Güncelerce Peygamberlerin hayatı basılmak üzeredir.

Ali Gözütok halen Antalya'da ikamet etmektedir. İki çocuk babasıdır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 142
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺7,50
Tükendi

Saka kelimesi Türkçede (Yakut şivesinde) insan manasına gelir. Avista'da bu kelime Türk karşılığı olarak ve İranlılarca düşman sayılar Türkleri küçümseme maksadıyla eşkıya manasında kullanılmıştır. Ermeni müellifi Stephanos Asolik de: Türkistan bozkırları ki buna Sakastan denilir diyor. Z. V. Togan'a göre: İskitler Türk'tür; eski Şu Türklerine dayanırlar. Skit sözü, Cengiz'in dayandığı boylardan, Sakait adı gibi, Saka adına t çoğol ekinin gelmesiyle oluşur, diyor. Sakalara Asurlular Aşkuzai / Askuzai, İşkuza bazen Asagarta/ Sakarta/Zakarti/Zakruti/Zikirtu; Yahudiler Tevrat'ta Aşkenaz; Eski Yunanlılar Scythe (İskit), hükümdarlar boyuna Sokolot ve sonraları Sak/Saka; İranlılar Saka; Hintliler Sakya ve Çinliler de Su ve Se diyorlardı. Kaşgarlı Mahmud'un Divan-ı Lügati't Türk adlı eserinde anıldığı gibi, Tanrı Dağları bölgesindeki Şu/Su sülelesi, M.Ö. 800'lü yıllardan beri Sakaların hükümdarlar sülelesi idi.

Fransızlar İskit kelimesini Scythes yazar, Sit okurlar. Almanlar Skythe yazar Sküt okurlar. Bu kelimeyi Araplar Skit olarak alıp, başına İ harfi getirmiş, İskit yapmışız. Tıptı istasyon gibi. Kelimenin en eski halini Herodot'ta Yunanca olarak görüyoruz:  Sküthai. Heredot İskitlere Sakai diyor. Bunu Fransızlar Saces yazar, Sas okurlar. Herodot, hepsinin birden adı Sokolot'tur, der. Hellenler onları Skuthai deyi adlandırır. Yunancada "Ü" harfi olmadığı için kelimenin aslının çoğul hali almış Suku olduğu, İskit Türklerinin aslında Saka, Soko diye bilinen Türkler olduğu anlaşılır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 80
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2014
₺64,00
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 285
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺22,00
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 90
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺4,00
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 151
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺7,41
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 325
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺8,33
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 191
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺4,63
Tükendi

Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 324
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺14,82
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 1032
En / Boy : 16 / 23,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2017
₺432,60
Tükendi

Türk Edebiyatının başlangıçından bugüne kadarki gelişimini topluca ele alan bu kitapta; İslâmlıktan önceki, İslâm uygarlığı çevresindeki ve Batı uygarlığı çevresindeki dönemler ayrı ayrı bölümlerde gösterilmiştir. 123 sanatçıdan ve 11 anonim eserden toplam olarak 238 parça seçilmiştir. Sanatçıların hayatları, sanatlarının özellikleri ve eserlerinin tam listesi ayrı ayrı anlatıldığı gibi; destan, mesnevi, roman, oyun v.b. gibi büyük eserlerin konularının özetleri verilmiş, bunlardan seçilen parçaların bütün içindeki yerleri belirtilmiş; seçilen metinlerin başlarına ve sonlarına açıklayıcı notlar eklenmiştir. Kişilerin ve eselerin seçiminde, onların kendi devirlerini ve bağlı bulundukları edebiyat topluluk ve akımlarını temsil etmeleri özellikle dikkate alınmıştır. Kitabın başına, Türk edebiyatının bugüne kadarki gelişimi gösteren bir "Türk edebiyatına Toplu Bakış" incelemesi; sonuna da, edebiyat terimlerini ve eski sözcükleri açıklayan bir "Sözlük" eklenmiştir. Binlerce kişi ve eser arasından özenle ve dikkatle, seçilmiş kişi ve eserleri bir araya toplyana bu kitap, Türk kültürünün gelişmesinde büyük katkısı olan Türk edebiyatının özünü kitaplarınıza topluca kazandırmış olacaktır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 615
En / Boy : 15 / 23,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .1981
₺304,08
< 1 2 3 4 5 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı