Usta Rus yazarı Anton Çehov, Kaştanka’da mutsuz bir sirk köpeğinin öyküsünü anlatıyor. Çehov’a bu öyküyü yazma fikrini veren sirk sanatçısı ve hayvan terbiyecisi Vladimir İ. Durov’du. Durov, 1927’de yazdığı Eğittiğim Hayvanlar adlı kitabında, bu hikayenin, bir zamanlar, kendi ekibinde gösteri yapan Kaştanka adlı bir köpeğin gerçek öyküsü olduğunu yazmıştı.
Öykü ilk kez 25 Aralık 1887’de Novoye Vremya dergisinde, Eğitimli Toplumda başlığıyla yayınlandı. Sonradan yazar tarafından yeniden gözden geçirilip yedi bölüme ayrıldı ve 1899-1901 yılları arasında, Çehov’un Toplu Eserleri’nin 4. cildinde yer aldı.
Eser, Rusya’da büyük bir ilgiyle karşılandı. Yakov Polonski adında bir edebiyat eleştirmeni,8 Ocak 1888 tarihli mektubunda, Çehov’a “Yılbaşında bize iki güzel hikaye anlattınız: Kaştanka ve Paskalya Yortusu” diye yazmıştı.
Öyküde, Kaştanka’nın evsizlik duygusu ve iki farklı dünya karşısında bocalaması anlatılıyor. İyi koşullara rağmen yerleşmek zorunda kaldığı ikinci evinde kendini içtenlik ve sıcaklıktan yoksun hissetmesi, köpekte eski eve özlem, güvensizlik ve yeni hayata uyumsuzluk yaratıyor.
Birçok yabancı dile çevrilen ve tekrar tekrar yayınlanan bu öykü, ilginç ve çarpıcı bir sonla bitiyor.
Çehov’un kadın eksenli bu öyküleri kadınları olanca karmaşıklığıyla anlatıyor. Kadınların kendilerini bulabilecekleri ve onlara hitap eden öyküler bunlar. Kadınların “erkek dünyasına” katıldıklarında onlar gibi davranmakla ciddi hata yaptıklarını, böylece “kendi gerçekliklerini” göremediklerini ve dolayısıyla kadınlık durumunun yadsınmasının bedelini ödemeye devam ettiklerini vurgulayan öyküler… Oysa kadınlar erkeklerden farklıdır; yaşama anlam katan şeylerse mizah, aşk ve çalışmadır Çehov’a göre.
Çehov’un karakterleri tarih içerisindeki belli bir zamanda, belli bir yerde yaşayan insanlar olsa da sorunların kaynağı ve soru hep aynı: Kadın bir yadsıma, ikiyüzlülük, bastırılan gizilgüçler, duyarsızlık, sefalet ortamında varoluyorsa şayet, ayakta kalabilmesi mümkün mü? Çehov’un sorduğu sorudur bu.
Umudu, hayalleri ve aşkı bir araya getiren Martı, Çehov’un yarattığı altı karakter aracılığıyla sanatı sorguluyor. Sanatta yeni biçimler konusunu merkezine alan eserde, Çehov yeni bir biçim deniyor ve izlenimci realizmin başyapıtlarından biri ortaya çıkıyor. Eserde geçmiş hayatlarının pişmanlıklarını içlerinde taşıyan karakterler aracılığıyla, hayal kırıklıkları ve geleceğe dair umutlar harmanlanıyor. Döneminin Rusya’sına da eleştiriler getiren Martı, toplumsal yapıdaki bozuklukları ve insanlar arasındaki eşitsizliği gözler önüne seriyor.
Elinizdeki kitap dünya edebiyatının en seçkin isimlerinin kısa öykülerinden oluşuyor. Yazdıkları eserlerle dünya edebiyatında haklı bir yer edinen bu isimler okuyucunun kalbine dokunuyor.
İyilikten kötülüğe, ahlaktan toplumsal meselelere, aşktan nefrete hemen her konuyu ince ince ören yazarlar okuyucuya insani her şeyin en derin anlarını sunuyor.
Anton Çehov, Virginia Woolf, Henry James, Katherine Mansfield, James Joyce, Guy de Maupassant, Anatole France, Rudyard Kipling, O Henry, Edgar Allen Poe, Nathaniel Hawthorne, Edith Wharton, Aleksandr Puşkin, Joseph Conrad, Robert Louis Stevenson öyküleriyle okuyucuları büyülüyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.