Makaleler I

Akıl ve Kalp beş ulağın taşıdıkları tüm haberleri algı süzgecinden geçirir, orada harmanlar, FİKİR HARMANI denilen karar mekanizmasına teslim eder.

Fikir harmanı; gelen her türlü bilgiyi ibret eleğinden geçirirler.

Göz, Kulak, Burun, Dil, Deri.

Beş ulak beş haberci, beş duyu organlarımız sürekli savaş halinde olan AKIL ve KALP ikilisine bilgi taşırlar.

Akıl düşünerek, kalp duygusal olarak hareket eder.

Fikir Harmanı sizlere bir pencere açacaktır.

Adım atmadan önce sizi düşünmeye sevk edecektir.

Akıl bunu gerektirir. Fikir harmanında olayları un haline getiremeyenlerin hayatı hayal kırıklıkları ile geçer.

Fikir haRMANI insana ibret nazarını kazandırır.

İbret almayan külfet alır.

Biz de Fikir Harmanında un eylediğimiz beş ulak haberlerini sizlerin düşünce dünyanıza taşıdık.

Dileriz hep beraber bu Harmandan elde edilen bereket ile tüm ailem aşk fırında pişer.


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 176
Ağırlık : 176
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺200,00
Makaleler II

İnsanın yaşadığı her şey, gün gelir ya pişmanlık ya da huzur olarak geri yansır. Yaş kemale ermeye başlayınca insan kendini muhasebe iklimine sorar. İşte o andan itibaren sürekli geçmişin hesabı ile kendini yüz göz eder. Muhasebe sonunda keşkeler, pişmanlıklar kaplar yüreğii. Geçmişin pişmanlığı ve geleceğin korkusu insanın kurtulamadığı düşünce girdabı. Kimilerine göre muhasebe, kimilerine göre pişmanlık, kimilerine göre tefekkür. Düşünce girdabına girmeden bu alemde yol almak insanı bilinmez yollara sevk eder. Akıl etmek, düşünmek. Bilene sormak; insanı bekleyen birçok tehlikelerden korur, muhafaza eder. Geçmiş peygamberler kıssalarının bize anlatılması, bizim de aynı hatalara düşmeden menzile doğru yok almamız için büyük bir merhamet sahibinin bize  ikramıdır. Düşünce girdabına giren insan; Aklın kendisine ördüğü tüm duvarları yıkıp rahmet deryasına ulaşır. Tüm esaret zincirlerini kırmak için buyurun Düşünce Girdabına…


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 376
Ağırlık : 376
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺200,00

İnsani bir zaafımız var, kendi iç dünyamızda olan bitenleri, bunların sebeplerini ve sonuçlarını ne yazık ki dış dünyamız kadar merak etmiyoruz. Fakat hem iç barışımızı inşa edebilmek hem de hayatta yerimizi bulabilmek için kendimizi tanımamız lazım.
Goethe “İnsan kendini yalnızca insanda tanır.” demiş. Şu hâlde başka insanların anlatımlarına kulak verir, onların kişisel yolculuklarına tanıklık edersek kendimizi tanıma yolunda önemli bir adım atmış oluruz.
Elinizdeki kitapta her biri farklı alanda uzmanlaşmış on bir isimle yapılmış söyleşiler yer alıyor. Orhan Karaağaç soruyor, onlar da şimdi bulundukları noktaya gelene dek edindikleri tecrübeler ışığında tavsiye ve görüşlerini açık yüreklilikle anlatıyorlar.
Muhtemelen aşina olduğunuz bu isimlerin düşünce dünyasında yol alırken hangi yolun nereye çıktığına dair bir fikir edineceksiniz.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 200
Ağırlık : 200
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00
Down Sendromu Hikayemiz

Asıl macera şimdi başlıyor. Acemi ve neyle karşı karşıya olduklarından bihaber anne ve baba iki günlük bebekleriyle karlı ve soğuk havada hastane koridorlarında oradan oraya savruluyor. Her doktor detaylı inceliyor ve bir başka doktora bakması için gönderiyor. Ağlamaktan perişan durumdayım ama son gücümle bir umut diye koşturuyorum. Kromozom analizi yapılması için bebekten kan alınıyor. O an kucağımda hâlâ uykusuna devam eden bebeğim ve canı acıyacak diye hüngür hüngür ağlayan yeni anne ben.


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 96
Ağırlık : 96
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺42,50

Ammo Bahe


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 70
Ağırlık : 70
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00
Tenkid ve Tahlil

"CHP'nin 1938-1939 senelerinde Halkevlerine mensup genç yazıcılar arasında açtığı müsabakada kazanan on hikaye ve tahlilleri."

Volkan Gemili Memleket Küçük Hikayeleri -Tenkid ve Tahlil- isimli bu ilk kitabında CHP'nin düzenlediği müsabakada ödül alan, ama unutulmaya yüz tutmuş on hikayeye ışık tutmakla kalmıyor hikayelerin ardındaki güdümlü/angaje edebiyat, kanon edebiyatı gibi gerçekleri de gün yüzüne çıkarıyor.

Çözümleyici bir dil, tarafsız bir bakış açısı ve sorgulayan bir üslupla kaleme alınan ve benzerleri için ilkörnek teşkil edebilecek bu kitaptaki hikayelerin toplu olarak ortaya çıkarılmasının öncelenmiş olması onu daha da dikkate şayan kılan bir eser konumuna getiriyor.

Memleket Küçük Hikayeleri -Tenkid ve Tahlil- edebiyatımızdaki ciddi boşlukları doldurma çaba ve isteğinin bir ön ürünü olduğunu ve bu yöndeki ufuk ve bilince sahip bir kalemin gözışığı damlalarından tekevvün ettiğini söylemekte de bir beis yoktur.

- Fatih Çodur

1938 1939 senelerinde Halkevlerine mensup genç yazarlar arasında açılan müsabakada kazanan 10 hikaye ilk kez gün yüzüne çıkıyor.

Selim Şengil

Naki Tezel

Kemal Bilbaşar

Sadi Günel

Azize Tözen

İ. Taylan

Rıdvan Kipural

Abdurrahman Orhun

Süleyman Kaymaz

Emin Tuğal


Basım Ayı/Yılı : 11/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺67,20

Vatanına, milletine ve devletine hizmet etmekten başka bir düşüncesi olmayan, çoğunluğunu TSK mensuplarının oluşturduğu ve ancak içlerinde Türkiye’nin tüm devlet kurumlarından da personelin yer aldığı bir grup insanımız, tüm devlet kurumları ile sivil kurum ve örgütleri kısacası yaşamın her tarafını sarmış vatan hainlerinin marifeti, iftirası ve uydurma suçlamaları ile büyük bir kıyıma uğramıştır. Hemen hemen tüm devlet sistemini ele geçiren bu kötü düşünceli ve hedefli örgüt, başta mahkemeler ve emniyet teşkilatı olmak üzere diğer devlet kurumlarındaki yandaşları vasıtasıyla amaçlarına ulaşmak için devleti hiçbir engelle karşılaşmadan bir silah olarak kullanarak hedef alınan subay ve astsubayları, sivil personeli Balyoz, Askeri Casusluk, Ergenekon, Amirallere Suikast gibi daha birçok düzmece ve alçakça yalan iddiaları içeren iddianamelerle suçlayarak tutuklamış, tiyatrovari mahkemelerde yargılamışlar, mahkûm ve bu mahkûmiyet yine tiyatrovari Yargıtay aşamasında onaylanmıştır. Suçsuz vatanseverlerin cezaları kesinleşmiş ve infaz safhasına gelmiş iken hain örgütün diğer kumpasları 2013 yılı sonunda ortaya çıkmış, zamanın yetkililerince gerçekler anlaşılmak zorunda kalınmış ve toplumun da gerçeklerden yana daha kuvvetli bir şekilde tavrını göstermesi ile alçakça iddiaların bir örgütün kumpası olduğu anlaşıldıktan sonra suçsuz vatanseverler serbest bırakılmıştır.

Bu kitapta kumpas mağduru bir subayın ve ailesinin yaşadıkları çeşitli olaylar anlatılmaktadır. Konular bir ailenin yaşadıkları gibi anlatılsa da, aslında tüm uydurma davalarda yargılanan insanların ve ailelerinin yaşadıklarından kesitler de kitapta yer almaktadır.

Ülkemizde, hukukun ve adaletin her alanda en üst seviyede tesis edilmesi ümidiyle…


Basım Ayı/Yılı : 4/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺144,50

Gözlerini açtı. Oda karanlıktı. Birilerinin bağırdığını, tabakların kırıldığını duydu ve bunların kötü bir rüya olmasını diledi ama değildi. Hemingway ailesinin bir üyesi olarak büyümek böyle bir şeydi.

Büyükbabası Ernest Hemingway’in kendini vurmasından yalnızca birkaç ay sonra doğan Mariel, ailesinde nesillerce görülen depresyon, alkolizm, hastalık ve intiharın döngülerinden kaçmayı kendine görev edinmişti.

Oyuncu Mariel Hemingway Sonra Güneş Açtı’da sıkıntılı çocukluğunu ve Hollywood’a uzanan yolculuğunu son derece samimi bir şekilde anlatıyor.

Sonra Güneş Açtı, Mariel’in tüm karanlıklara rağmen aydınlığa çıkışının başarılı bir öyküsü…

 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 1
Ağırlık : 100
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺117,92

Arka Kapak Yazısı

Biliyorum, yapamamamız için pek çok neden var. Bu nedenlerden bazıları da her zaman geçerli ve mantıklı ama hayat sadece kısa değil, aynı zamanda bazen çok zor. Nedenlerimiz sadece birer bahane, buna uyanın. Hayat kısa! Ve şimdi tüm gücünüz ve tutkunuzla yaşamalısınız. Cesur olun. Koşullarınız, sahip olduğunuz ne olursa olsun, tek şey cesurca harekete geçmek. Erteleme. Yaşa.

***

Can Yılmaz, “Kafa’da Kalmasın” demeye “Amcamı Almasak Begonvil Kaça Olur?” ile devam ediyor…

Kitap Adı: Amcamı Almasak Begonvil Kaça Olur?
Kitap Yazar Adı: Can Yılmaz
Yayın Direktörü: Mehmet Bozkurt
Editör: Gökçe Şenoğlu
Kapak Tasarım: Şenol Alanbay
Sayfa Tasarım: Şenol Alanbay
Sayfa Sayısı: 224
Ebat: 13,5x19,5
Tür: Hikaye
Kağıt / İç Baskı: III. Hamur Enzo, 52 gr.
Cilt / Kapak: Amerikan Bristol 230 gr.
ISBN / Barkod: 9789751044945

₺100,80
Hayat Üzerine Dersler

Gerçek Bir Yaşam Hikayesi

Pankreas kanseri, 3 ay ömür biçilen dünyaca ünlü bir bilim adamı. Ama her şeyden önce 1,2 ve 5 yaşlarında üç tane çocuğu olan ve onlardan –hele de şimdi– hiç ayrılmak istemeyen son derece duygusal bir baba.
Gelecek yirmi senede çocuklarına öğreteceklerini, günün birinde onların sahiline vuracak bir şişeye sığdırmaya çalışıyor. İşte böyle bir adamının bütün dünyaya ve en başta da çocuklarına miras bırakılmak üzere, yaşamla ilgili –evet ölümle değil yaşamla ilgili– çocukluk hayzallerimizle ilgili, hayatımızdan sonuna kadar tad almayla ilgili, dostluklarla ilgili, sevgiyle ilgili, kısacası yaşamın tam da kendisiyle ilgili üniversite kürsüsünden yaptığı

Son Konuşma

Birçok profesör, "Son Konuşma" adı altında konuşmalar yapar. Onlardan, ölümlerini düşünmeleri ve onlar için en önemli şeyin ne olduğunu bulmaları istenir. Ve onlar konuşurken, dinleyiciler ister istemez aynı soruya kapılırlar: Son şansımız olduğunu bilseydik, dünyaya hangi gerçeği bildirmek isterdik? Yarın ölecek olsaydık, neyi miras olarak bırakırdık? Carnegie Mellon Üniversitesi’nde bir bilgisayar profesörü olan Randy Pausch'tan böyle bir konuşma yapması istendiğinde, son konuşması olacağını düşünmesi zor olmamıştı, ne de olsa kısa süre önce ölümcül bir kanser teşhisi konmuştu.

Ama yaptığı konuşma ölümle ilgili değildi. Çocukluk hayallerinizi gerçeğe dönüştürmekle ilgiliydi. Engelleri asmanın, başkalarının hayallerini mümkün kılmanın, her ânın değerini bilmenin önemiyle ilgiliydi. Bunlar Pausch’un inandığı her şeyin bir özetiydi. Yani yaşamakla ilgiliydi.

Bu kitapta Randy Pausch, konuşmasını bir fenomene çeviren ve onu unutulmaz kılan özelliklerini -mizah, ilham ve zekayı bir arada kullanmıştır. Bu kitap, nesillerden nesillere aktarılacak ve herkesin okuyacağı bir eserdir.

"Önemli olan kaybetmeniz veya kazanmanız değil, nasıl oynadığınızdır."
Randy Pausch


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 206
Ağırlık : 206
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺105,00

“Bay kumarbaz Trump! Size söylüyorum, biz sizin sandığınızdan çok daha fazla sizin yakınınızdayız. Bizim bölgedeki gücümüzü de kapasitemizi de çok iyi biliyorsunuz. Asimetrik savaşta ne kadar güçlü olduğumuzun bilincindesiniz. Gelin, ben sizi bekliyorum. Ben bu sahanın adamıyım. Savaşın sizin tüm varlığınızın yok olması demek olduğunu siz biliyorsunuz. Siz belki savaşı başlatabilirsiniz; ama onun sonunu tayin edecek olan biziz…
Sizi düşünmeden uyuduğumuz tek bir gecemiz yok. Biz şehadet milletiyiz, biz İmam Hüseyin milletiyiz. Çok zor olayları geride bıraktık. Şunu bilin ki eğer savaş çıkarsa sizin tüm imkânlarınızın yok olması ve bizim zaferimiz olur. O hâlde siz savaşı başlatın gerisi bize kalmış.” General Kasım Süleymânî

Majid Safataj’ın, Şehit General Kasım Süleymanî’nin ve cephe arkadaşlarının hatıra ve anlatımlarından yola çıkarak hazırlamış olduğu bu eser sayesinde hem “Gölge Komutan” hakkında hem de İran-Irak savaşı başta olmak üzere Hizbullah ve Siyonist rejim arasında gerçekleşen “33 Gün Savaşı” ve Suriye’deki “Vekâlet Savaşı” hakkında birçok konuyu bilinmeyen yönleriyle okumak mümkün olacak.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 288
Ağırlık : 288
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

“…maden ocaklarından, duruşma salonlarından, gözaltı merkezlerinden, cezaevlerinden, ölüm bodrumlarından, faili meçhullerden; acılardan, çığlıklardan, ağıtlardan; bozkırdan, karlı tepelerden, dağ göllerinden, patikalardan, subaşlarından, kuşlardan; aşklardan, sevgilerden, güzel günlerden, çocuk gözlerinden, bebe uykularından; türkülerden, semahlardan, halaylardan, şiirlerden, seksenlerden, doksanlardan, iki binlerden… süzülüp geldi bu kitaptaki her bir sözcük…”

Nusret Gürgöz


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 366
Ağırlık : 366
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺73,00


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺99,60

“İdrak kelimesinin kökenini çok severim. İdrak, merdivenin en alt basamağı anlamına gelen Arapça ‘dereke’ sözcüğünden türüyor, bir şeyin sonuna veya dibine ulaşma anlamına geliyor. Bir nevi iliklerine kadar hissetme hali. Ve oradan sonra varılacak başka bir yer yok.  Anlamadaki son evre orası. Üstelik yukarıda bitmiyor bu anlama hali, en aşağıda, başlangıçta, dipte bitiyor. Merdivenin en alt basamağı, başlangıç noktasıdır. Bir şeyin idrakine varmak başlangıç noktasına geri dönmekle, anımsamakla, o anlamın köklerini en derininde, en başlangıcında bulmakla mümkün.”

Parçalı Bulutlu’da idrake varmaların yolculuğuna çıkmış bir Tuğçe Isıyel var. Yuvaya, yola ve sürgüne, yaşama ve ölüme bir bir uğrayan; doğayla insanın kurumuş göbek bağına ağıt yakan satırlarla sarmalıyor okuyucusunu. Bu satırları fotoğraflara ve müziğe ilikliyor, zamanı ve eşyayı eğip büküyor. İnsanın da tıpkı Dionysos gibi, şarap olmayı bekleyen üzüm gibi, kozasında pelteleşen tırtıl gibi iki defa doğabileceğine inanıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺128,50

Her sabah uyandığımda kendimi farklı ve başka bir kişi olarak görmekteyim.

Bu halimin, bir tek bende değil, içinde bulunduğumuz şu toplumda, tüm insanlarda karşılığının olduğunu düşünüyorum.

Dünyadan kopuk, yaşamın tüm iğreti olaylarını içeren ruh halimi yazmak istedim, bu öykü kitabı ortaya çıktı.

Tüm insan renkleri, tüm yaşam renkleri var…

 


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 111
Ağırlık : 111
En / Boy : 14 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺23,25

Walt Whitman ve Mark Twain gibi Amerika’yı şair gözüyle görmek istedi Thomas Wolfe. Kendisini hiçbir zaman tam anlamıyla dile getiremedi, kitaplarında yalnızlığını ve

tecridini paylaştı. Meselesi her daim kendisi oldu, kendisini tanımaya, keşfetmeye çalıştı. Fakat Pablo Neruda’nın söylediği gibi “yakalanan tek şey, rüzgârda kapana kısılmış bir balık”tı onun için.

Atakan Karaduman “Sunuş”tan.

 

“Hiçbir yayımcı ve yazar tanıdığım yoktu. Bir arkadaşım 350.000 kelime uzunluğundaki devasa müsveddeyi aldı ve tanıdığım bir yayımcıya gönderdi. Birkaç gün, bir iki hafta içinde, bu kişiden kitabın yayımlanamayacağı haberini aldım. Söylediği şey aşağı yukarı şuydu: Yayınevi önceki yıl buna benzer birkaç kitap yayımlamış ve hepsi başarısız olmuştu, dahası kitap şu anki hâliyle hayli amatörce, otobiyografik ve beceriksizce yazılmıştı ki bir yayımcı bunu yayımlama riskine giremezdi. Öyle depresif ve bezgin bir hâle bürünmüş, iki buçuk yıl boyunca devam etmemi sağlayan yaratım illüzyonu öyle sönmüştü ki adamın söylediklerine inandım.”


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 64
Ağırlık : 64
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺40,00

OYÇED, Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği, Makedonya’nın önemli Akademisyen, yazarlarından GOCE RISTOVSKI’nin 9 “Dokuz” İLAHİ TREGEDYA adlı oyununu kendisinin izniyle Zeynep Kaymas’ın çevirisiyle kitaplaştırmış Türk Tiyatrosu yapıcıların beğenisine sunmuştur.
İlahi tragedya yalnızca Dante’nin İlahi Komedyasına isim göndermesi değil; cehennemin dokuz katı motifinin 21.yüzyılda kavramların muğlaklaşmasıyla 99-999-9999’a kadar katmanlaşması… Geç ortaçağ, erken Rönesans metni olarak değerlendirilen İlahi Komedya 21.yy’ın post-truht çağı insanında tragedyaya dönüşmesidir. Apokaliptik anlatıya gönderme: doğaya dönme arzusuyla yer alıyor. üzerinde 9 sayısı ile bir çarpım tablosu: 21. Yüzyılın muğlak kavramlaştırmasıyla Dante’nin Cehennemin 9 katına göndermesi tanımlanmaktadır..
9-İlahi Tregedya’da, Yazarın, çok katmanlı, akıcı dil kullanımı tiyatro yapıcılarının yaratıcılığını kışkırtacak önemli bir metin.
Bu çalışma Avrupa Birliği tarafından finans edilmiştir. Oyunu kitaplaştırıp size ulaştırmamıza desteklerini esirgemeyen Kalem Kültür Derneğine, READ Regional Network for Cultural Diversity’ye ve Oyunun projelendirilmesi ile ilgili tüm süreçlerin yönetimini üstlenen Sevgili Zeynep Kaymas’a sonsuz teşekkür ederiz.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 64
Ağırlık : 64
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺36,00

Kimileri vardır, yanında ağlamaya utanırsın, kimilerinin de gülmeye…
Kimilerinin yanında söylemeye utanırsın, kimilerinin de susmaya…
Kimileri vardır, bakmaya utanırken kimilerinin gözlerine çivi olup çakılırsın…
Kimileri çöl gibidir, kavrulursun, kimilerinin ikliminde bahar bahar çiçek açarsın…
Kimileri uçurum kenarı, kimileri saklandığın kuytu…
Ve öyleleri de vardır ki yanında olsan yaşlanmaya utanırsın…
 
Anı yazmak, âna tanıklık eden zamanı yedeğinde taşıma biçimidir. İnsan ise ânların ve anıların toplamıdır. Her insan farklı bir mana, farklı bir bakıştır hayata. Bir Seyyarın Notları, başladığı her yeni günü ve tanıştığı her yeni insanı hayata açılan farklı bir pencere sayıp, onları sarıp sarmalayıp heybesine koyan bir seyyarın notlarından oluşuyor. Yazarın yalın ve akıcı üslubu ile insanların zihin dünyasında dolaşıyor, kederlerine ve sevinçlerine ortak oluyor ve nefis gözlemelerin kokusunu burnunuzda hissediyorsunuz. Küçücük karavan, koca bir dünyaya açılıyor. Kısa bir nefes almak isteyenlerin, derdine derman arayanların, mutlukların paylaştıkça çoğaldığının ve üzüntülerin paylaşıldıkça hafiflediğinin farkında olanların uğrak yeri burası. Belki bir gün sizin de yolunuz düşer.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺103,00

İnsanın kalbine dokunan anlar vardır, vakti geldiğinde onu derin uykusundan uyandırır. Bir ateş yakar yüreğinde, bir sancıyı alevlendirir... Hayatın sıradan örgüsünde ilmek ilmek ders okutur Mevla, mahzun kalpler, dertli yürekler, samimi gönüller için...
Elinizdeki kitap yazarın kendisini bulma serüveninde ona yol gösteren hakikatleri, hikâyeleri ve hikmetli sözleri dile getirdiği huzurlu bir sohbeti andırıyor. Dış dünyamıza agâh olup iç dünyamızı derinleştirmek adına muhabbet ve gayretle dert ehlinin izinden yürümeye, dervişane bir sefere davet ediyor.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺81,00
Gördüklerim, Düşündüklerim, Eleştirilerim, Öğütlerim

Bu eser, engin ilmi ve ilgi çeken görüşleriyle sadece İslâm dünyasında değil, Batı âleminde de kendini kabul ettirmiş bilge bir âlimin eseridir. Diğer Avrupa dilleri bir yana, sadece Fransızcaya üç kere çevrilmiştir.

Yazar, 20 sene boyunca tuttuğu notları, günlükleri, değerlendirmeleri, şahit olduğu ibret verici hikâyeleri ve öğütleriyle 850 yıl öncesinden günümüze ışık tutuyor. 

İbnü’l-Cevzî, kendi gözlemlerinden hareketle, insanoğlunun farklı yönlerini gözler önüne seriyor, o yüzden de halk kesiminden en yüksek düzeydeki ilim ve fikir adamına kadar herkese sesleniyor.

Bu eser, döne döne okuma isteği uyandıran, vazgeçilmez bir başucu kitabıdır.

Zevkle okunacak, çok şey öğrenilecek bu kitabın sayfalarına öylesine bir göz gezdirmek bile insana, ihtiyaç duyduğu huzurun ve mutluluğun tatlı nefesini hissettirecektir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 5
Sayfa Sayısı : 544
Ağırlık : 544
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺166,00

Türk medyasında, onun bir alt kolu olan yerel medyada gazete yazıları, köşe yazıları önemli bir yer tutar.
Bizim insanımız eline gazete aldığı zaman köşe yazısı görmek ister, köşe yazısı okumak ister. Yazarı gazeteyle özdeşleştirir.
Bazı gazete yazarları, gazetenin gelişim süreci içinde gelişir, öne çıkar…
Bazıları da senelerce içinde biriktirdiklerini bir gün şiir olarak, yazı olarak açığa çıkarır, kamuya mal eder ve gazetelerle buluşturur.
Bu kitapta yazılarını okuyacağınız Sait Dervişoğlu ikinci gruptaki yazarlardandır.
Gazeteci değildir. Gazeteciler gibi gördüğünü, duyduğunu anında yazıya döküp derdini anlatmamıştır.
Gördüklerini, duyduklarını, yaşadıklarını, hissettiklerini senelerce içinde biriktirmiş, demlemiş, zamanı gelince yazıya dökmüş bir yazardır.
Onun için yazılarında demli bir çay tadı vardır.
Bir derviş sohbeti tadı vardır.
Bir sakinlik, dinginlik vardır.
Güncel konuları bile bir derviş edebi ve sukutu ile yazar.
Ama bilirsiniz ki o sukutun arkasında nice fırtınalar da vardır.
Başta Seyrani olmak üzere Anadolu’nun büyük ozanlarından etkilendiğini hissederseniz onun yazılarını okurken.
Yazıyı, birilerini dövmek, birilerini hırpalamak, birilerinden öç almak için yazmaz Sait Dervişoğlu.
Çağına tanıklık etmek için, yeri gelirse çağdaşı insanı sarsmak için yazar.
Sait Dervişoğlu’nun yazılarının ilk kez, düzenli olarak yayınladığı gazete Güney oldu.
Dervişçe yazan bir yazarı Mersin yerel basınına kazandırmış olmanın gururunu yaşadık.
Şimdi o yazılar gelecek kuşaklara daha rahat ulaşsın, gazete ciltleri arasında kaybolmasın diye bu kitapta toplandı.
Mutlaka arkası gelecek.
Sait Dervişoğlu dervişçe yazmaya, içinde biriktirdiklerini, demine bıraktıklarını demi geldikçe yayınlamaya devam edecek.
Kalemin daim olsun Sait Dervişoğlu…


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

O Halde Ne Yapmalıyız, Tolstoy’un sosyolojik ve felsefi görüşlerini cesurca ortaya koyduğu bir eser. Yaşadığı dönemde topluma sırtını dönmeyen Tolstoy, yoksulların, dilencilerin ve evsizlerin toplumda yer bulabilmesini, insani koşullarda yaşayabilmesini istiyor ve buna dair görüşlerini ortaya koyuyor. Adaletin, paranın, toplumun ve insanın derinlerindeki yerlere temas eden Tolstoy, daha iyi bir dünya tahayyül ediyor ve bizi de bu tahayyüle davet ediyor. Tüm bunların yanında, tarihin en büyük yazarlarından biri olan Tolstoy’un kendine ve ailesine dair düşüncelerini de içeren O Halde Ne Yapmalıyız, dünyayı iyi bir yer kılmak için yazılmış bir eser.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri : HAKKARİ
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 352
Ağırlık : 352
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺132,00

“Edebi Hasbihâller” kitabı Milli Şairimiz Mehmet Âkif Ersoy’un 1908-19012 tarihleri arasında dergide yayımladığı nesir yazılarından teşekkül etmiştir.

Daha ilk yazısında “Mukallitliği de başaramıyoruz” diyerek içinde bulunduğu edebi ortama; dili, içeriği, sembolleştirdiği isimleriyle birlikte bir reddiye sunan Mehmet Âkif, edebi sahada bize yeni eserler kazandırmaya niyet etmiş olduğunun ipucunu verir.

Nesir yazılarında akıcı ve bütüncül olarak okuyucuyu çerçeveleyen bir üslup sahibi olduğunu göreceğimiz Mehmet Âkif, şiirdeki başarısını nesirde de gösteriyor. Ancak bunu yaparken kullandığı çerçeve yine kendine özgü.

Özellikle Mehmet Âkif’in şiir dilinden beslenen okuyucunun Fatih Bayhan tarafından hazırlanan “Edebi Hasbihâller” eserinden çok faydalanacağına inanıyoruz.

Sebilürreşad yayınları tarafından yeni nesil okuyucuyla buluşması adına yürütülen çalışmalar kapsamında yayımlanan bu eserden yazı ve edebiyat alanında ihtisaslaşmak isteyen, şiir ve nesirde tarz ve üslup arayışında bulunan yazarlarında istifade edeceğini umuyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 166
Ağırlık : 166
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺52,80

Türk resminin zirvesindeki bir ressamdır Şevket Dağ. Aynı zamanda iç mekân resimleri ve Ayasofya ile bütünleşen bir ressam… O, göremediğimiz detayları, bize ışığı ve renkleriyle gösteren bir ressamdır. Kimi zaman da bize mekânı gerçeğinden daha canlı duygularla yaşatan bir gözlemcidir. Nasıl ki Feyhaman Duran’ın portreleri, Nazmi Ziya’nın peyzajları, İbrahim Çallı’nın manolyaları öne çıkıyorsa, Şevket Dağ da Ayasofya, camilerin içleri ve kapalı çarşı konulu yapıtları ile öne çıkar. Özellikle de Ayasofya en önemlilerindendir. Eserlerinde sıklıkla izlerini gördüğümüz hocası Osman Hamdi Bey, Şeker Ahmet Paşa ve Hüseyin Zekai gibi klasik–akademik resmin uygulayıcısı olan bir ressamdır.

Böyle büyük bir ressamın ülkemizde yapılmış ilk ve tek kapsamlı albümünü yayımlamanın büyük onurunu yaşarken; resim sanatıyla ilgilenen tüm sanatseverlerin başucu kaynağı olarak kitaplığınızda yerini hemencecik alacak bir eser artık elinizin altında.

Zaman ve Mekanın Büyüsünde Bir Ressam: Şevket Dağ adlı eserde, Fahri Özdemir, Sinan Genim, Evrim Altuğ, Şeref Akdik, Malik Aksel, Cemal Tollu, Hikmet Ferudun Es’in Şevket Dağ’la ilgili kapsamlı makaleleri ile birlikte; ilk defa gün yüzüne çıkan eskiz defterleri, özel eşyaları, fotoğrafları, yazışmaları ve bir çok eserini de toplu olarak görebilirsiniz.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 312
Ağırlık : 312
En / Boy : 23 / 33,5
Cilt Tipi : Ciltli
Kağıt Tipi : Kuşe
Cep Boy Durumu : 0
₺730,00

Seslenirmiş o günün atanmış simsar amcalarından biri, 'Çarşambii bi lirii, Çarşambii bi lirii, cetten bilem fızlım gidii." Devam edermiş sonra,

'Döllereparayook,döllereparayook'diyerek.Atarmışgübbedek,,

Samsun'dan Çarşambaya gidecek yolcuları bir arabadan içeri. Alınmazmış para, giderse eğer çocuk kucakta.

Derse ki yolcu,

'Bugocadöllagardeşimnasıgitsingucakta?'Odadermişozaman,

'Vercen parii gaymaam su yakmii la bu araba.'


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 228
Ağırlık : 228
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺105,00

Bir komedyenin bu kadar çok insana ilham olabileceğini kim bilebilirdi? Kaan Sekban, hayalinin peşinden gitmeyi başaran, bunu yaparken insanları doyasıya güldüren, bir yandan da umut aşılayan bir isim. Onun hayatından anekdotlar okurken ünlüsünden ünsüzüne tüm ülkenin çabasına, beklentisine ve kurduğu düşlere de tanıklık edeceksiniz.

Sahnelerin parlayan yıldızı Kaan Sekban, on yıllık kurumsal kariyerinin ardından sahneye çıkış hikâyesini anlattığı ilk kitabı Tebrikler Kovuldunuz’dan sonra bu kez, bir yandan şov dünyasında geçen beş yılının perde arkasını en filtresiz haliyle okurlarına açarken, diğer yandan onları bankacılık yıllarından da çok daha geriye, çocukluğuna doğru samimi ve sansürsüz bir yolculuğa çıkarıyor. Türkiye’nin en büyük sahnelerine uzanan macerasını ve hem ülkenin hem de kendinin sınırlarını nasıl aştığını, yolunun kesiştiği büyük ve küçük ünlüleri de hikâyesinin içine katarak anlatıyor. Muzip ve eğlenceli üslubuyla okuru ilk andan sarıp sarmalayan bu anlatıda “Türkiye’de ünlü olmanın kriterleri” ile “ünlü türleri” de kendisine yer buluyor. Kitabın sonundaki “Ünlü Sözlüğü” ise bu insanların “ne derken aslında ne dedikleri”ne dair alternatif ve kışkırtıcı bir düşünceye davet sunuyor.

“Türkçe bir kelimede düz ünlüden (a, e, ı, i) sonra düz, yuvarlak ünlüden sonra dar yuvarlak (u, ü) veya düz geniş ünlü (a, e) gelirse küçük ünlü uyumu sağlanmış olur. Peki bankacılıktan sonra komedi geldiğinde ne olur? Ne olmaz? Ne olmasa da olur? Ne olmazsa olmaz?”

Kitap Adı: Küçük Ünlü Uyumu
Kitap Yazar Adı: Kaan Sekban
Yayın Direktörü: Gülşen İşeri
Editör: Gökçe Şenoğlu
Kapak İllüstrasyon ve Tasarım: Ekin Başak Akgül
Sayfa Tasarım: Beyzanur Karabulut
Sayfa Sayısı: 392
Ebat: 13,5 x 19,5
Tür: Anlatı
Kağıt / İç Baskı: III. Hamur Enzo, 52 gr.
Cilt / Kapak :Amerikan Bristol 230 gr.
ISBN / Barkod: 9789751044709

₺137,76

"Bu anlatı, romanlara bulanmış ve arafta kalmış bir kuşağın yaşam serüvenidir.

Ceza hukukunda, temel insan hakları bakımından çok önemli olan 'masumiyet karinesi' ve 'adil yargılanma hakkı' , 78 Kuşağının hiç tanışmadığı çok uzak kavramlardı. Bu nedenle de romanlara bulanmış ve arafta kalmış hayatlar yaratmıştı.

Oysa 78 Kuşağının öyküsü gerçektir, hem de siyah beyaz resimlerdeki gibi. Burada yazarı tarafından yapılmış bir kurgulama yoktur; kurguyu roman kahramanları yapar; bazen de oyuna dışardan zorla katılan harici oyuncular. Bu nedenle burada, rulet oynayanlar da değişir."


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺52,25
Makale, Deneme ve Söyleşiler

Yazıların çoğu yaşadığım, gördüğüm, dinlediğim ya da tanık olduğum toplumsal bir olayın, bir durumun  “bunu da yaz!..” demiş gibi beni iteklemesi, zorlaması sonucunda yazılmıştır.  Türü, konusu, anlatım yöntemi ne olursa olsun, her bir yazı bir yaşanmışlığın özü ve özeti, olayların, durumların yüzümüze vuran yansımasıdır. Amacımız yanlışları irdelemek, eleştirmek değil; bunlara bakarak doğru düşünmek, doğrulara ulaşmak, güzel bir dünyada yaşamak için karanlığa ışık tutarak yolumuzu aydınlatmaktır.  


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

Arka Kapak Yazısı

“Bu bir kentsel görüşüm hikâyesidir.”

Birilerinin rahat yaşaması, mal mülk sahibi olması için aklının ermediği, eremediği düzeneklerin vidası, çarkı oluyorsun. Makinenin dişlisisin ama makine ne üretiyor bilmiyorsun, sadece içinde dönüyorsun... “Ben olmasam bu makine olmaz, bu dişli dönmez” kafalarındasın ama günün birinde kırılır, dökülürsen atıyorlar seni hurdaya, yerine aynı özellikte yeni bir dişli! Sen de düşünürsün hurdalığın tozlu raflarında, “Hani ben çok önemliydim, bensiz olmuyordu n’oldu birden?” diye!

Metropolde geçen koşuşturmacanın içinde, hiçbirimizin durup “Ne yapıyorum ben?”, “Yaşadığım hayattan mutlu muyum?”, “Hayata dair belirlediğim amaç ne?” diye durup düşünmeye vakti yok. Yoğun iş hayatımızda, okul hayatımızda ve aile, arkadaşlık, duygusal ilişkiler bazında akış bizi nereye sürüklerse oraya gidiyoruz, tamamen kurala ayak uyduruyoruz. Afili Kentin Alaylıları bu noktada; köyden kente göçen insanların yaşadığı kültür çatışmasından kadın-erkek ilişkilerine, öğrencilerin yaşadığı problemlerden esnafın iç sesine değin hepimizin yaşadığı veya şahit olduğu problemlerden bir satır sunuyor.

Cem Arslan’ın eğlenceli kaleminden dökülen bu satırlar hem etrafımızda gelişen olayları fark etmemizi sağlıyor, hem verdiği tavsiyelerle yüzümüzü gülümsetirken yolumuza ışık tutuyor, hem de yoğun ve yorucu gündemimize bir nefeslik mola olmaya geliyor.

Kitap Adı: Afili Kentin Alaylıları
Kitap Yazar Adı: Cem Arslan
Yayın Direktörü: Gülşen İşeri
Editör: Saliha Ulusoy
Kapak Çizim: Gilas Coşkun
Kapak Tasarım: Gilas Coşkun
Sayfa Tasarım: Beyzanur Karabulut
Sayfa Sayısı: 256
Ebat: 13,7 x 21,5
Tür: Roman
Kağıt / İç Baskı: III. Hamur Enzo, 52 gr.
Cilt / Kapak: Amerikan Bristol 230 gr.
ISBN / Barkod: 9789751044426

₺105,00

Niye Son Ozan?

Livaneli, yaygınlaşmasında halkın belirleyici olduğu bir ozan olarak ortaya çıktı. Onun “ozan” niteliği, sadece şair-müzisyen değil, edebiyatta ve diğer dallarda da “halkın sanatçısı” olmaya karşılık geliyordu. Ve öncekilerden farklı olarak, medya çağında varlığını sürdürecekti. Yunus, Karacaoğlan, Pir Sultan... Halkın duygularıyla, düşünceleriyle, hayalleriyle derin bağlar kurabilen böyle sanatçıların yapıtları, dilden dile yaygınlaşıyor, kuşaktan kuşağa yaşıyordu. Ses ve görüntü kaydeden, kitapları hızla basan teknolojiler geliştikçe, kaliteli yapıtları insanlara ulaştırmak kolaylaştı. Dostoyevski, Chaplin, Nâzım... Onlar yayımcılar aracılığıyla yapıtlarını dünya halklarına ulaştırdılar. Ne var ki, kitle iletişimi, kısa sürede bir iktidar bileşeni haline geldi. Artık sanatçılar bu aracıların onayından geçerek halka ulaşabilecekti. Yaygınlaşmak için piyasanın ve iktidarın beklentisine uygun olmak gerekiyordu. Livaneli’nin medya içindeki varlığı, kitle iletişim iktidarlarına karşı bir halk direnişine dönüştü. Bu direniş, iktidarların kişilerde içselleştiği internet çağında da devam ediyor.

Yayın Direktörü Gülşen İşeri

Yayıma Hazırlayan Ezgi Hotalak Adalı

İllüstrasyon ve Kapak Tasarım Ekin Başak Akgül

Sayfa Tasarım Beyzanur Karabulut

Sayfa Sayısı 416 Ebat 13,7x21,5

Tür Belgesel-Anlatı Kağıt / İç Baskı III. Hamur Enzo, 52 gr. Cilt / Kapak Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod 9789751043412

 

₺126,00

İlk kitabım film oldu, aşırı önemli biriyim. Çok takipçim var Twitter’da; İnstagram’da da mavi tikim var. Takipçim çok olduğu için yazdıklarım, söylediklerim, fikirlerim acayip önemli benim. Mesela ülkede bir gündem olsun, herkes benim düşüncelerimi merak eder. Kanaat önderiyim ben.

Kitabımın arka kapağına böyle şeyler yazarsam ailemin, arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakarım diye düşünmeyen çok mühim organizmalarla dolu bir ülkede yaşadığımız için şaşırmamışsındır okurken, eminim buna.

Tanışmadıysak tanışalım; ben kendini gömme sporunun dünyadaki bir numaralı markası Ömür Özdemir. Bizim gibilerin değeri bilinmiyormuş varsın bilinmesin; zayıflıkmış, eziklikmiş varsın öyle olsun. Biz burdan devam. Başkalarının vereceği değerin kölesi değiliz, biz kendimizi biliriz.

İlk kitabımdaki gibi eğlencelik bir kitap yazdım yine bence. Eğlenmek isteyenler ya da “Herkes kitap yazıyor yaa” diye ortamlarda aşağılamak isteyen çok bilmişler için bu kitap müthiş bir fırsat.

Sevgilerimle...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 144
En / Boy : 13.7 / 21.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2022
₺72,24

Dünya Şarap Atlası’nınilk baskısı, 1971’de çıktığında yayıncılık için bir dönüm noktasıydı. Şarap yarım yüzyıldan fazla bir süredir gelişiyordu ve geliştikçe karmaşık yapısını anlamak isteyen herkese sunacağı şeylerin sayısı giderek arttı. Tamamen güncel bilgilerle hazırlanan bu Atlas, şarap dünyasına yeni okuyucular tanıtacak ve eski dostları yeni bölgelere taşıyacak.

Dünya Şarap Atlası’ndaiklim değişikliğinin etkileri, sürdürülebilirliğe doğru ilerlemeler, şarap stilleri ve şarap yapımındaki bir dizi yeni teknik ve zevk yansıtılıyor. Şarap bilimindeki son radikal ilerlemelerden çok az bölge etkilenmedi ve bu metin neyin en önemli olduğunu ve hangi üreticilerin hızı belirlediğini gözden geçiriyor. Atlas boyunca, toprak, iklim ve üzüm çeşitlerine ilişkin temel bölgesel bilgiler özetlenerek okuyucuya aktarılmıştır.

Atlas, okuyucuların şaraplar ve kaynakları arasındaki bağlantıyı anlamalarına yardımcı olan, özel olarak oluşturulmuş toprak haritaları da dahil olmak üzere dünyanın şarap manzarasının 230 benzersiz ayrıntılı haritasına sahiptir. Ve açıklamalar, haritalardaki üreticilere, yerlere ve özel ilgi alanlarına işaret eder.

Dünyanın en saygın şarap yazarı ikilisi Hugh Johnson ve Jancis Robinson, her şarap severin bilgi arzusunu tatmin edecek ve okuyucuları şarap dünyasıyla güncel hale getirecek bir klasik yaratmak için bir kez daha güçlerini birleştirdi.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 416
En / Boy : 22.9 / 29.2
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2021
₺851,76

ARKA KAPAK YAZISI

“Saz çaldın mı

Sağ elin geçmiştedir

Sol elin 

Gelecekte”

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Zülfü Livaneli için yazdığı şiiri…

Çağın ustası, barış elçisi, direnişin ve umudun kalemi, halk sanatçısı, dünya çapında bir müzisyen, sinemacı, siyasetçi. Babaannesinin “keçi”si. Abidin Dino’nun sözleriyle “mutluluğun müziğini yapan” fikir ve sanat işçisi… Zülfü Livaneli.

Usta yazar, bu kez günden güne “iyi evlatlarını boğan, kötüleri ise ödüllendiren” bir ülke haline gelen Türkiye’de; Cengiz Aytmatov’dan Yaşar Kemal’e, Elia Kazan’dan Ingmar Bergman’a, Bülent Ecevit’ten Mihail Gorbaçov’a dek uzanan yaşam serüvenini paylaşıyor. Livaneli, sanat insanının kaçınamadığı yazgıyı kendi kendinin arzuhâlcisi olup anlatıyor.

Elinizdeki çalışma, yalnızca Livaneli’nin zengin ömrünün değil; aynı zamanda hapislerden sürgüne, darbeden ölümlere türlü deneyimle sınanan bir kuşağın da hikâyesi. Kendi sözleriyle: “Şimdi okuyacaklarınız, kolayca göreceğiniz gibi sürekli sanat üstüne düşünen, yaratı sancıları çeken ama dönemin ve ülkenin koşulları gereği zaman zaman politikadan kaçamayan birinin anıları.”

Okumaya müptela bir çocuğun, milyonların tanıdığı bir sanatçıya ve siyasetçiye dönüşme sürecine, yakın tarihin politik ve kültürel atmosferine ışık tutan Sevdalım Hayat, yürekleri sıcacık bir “merhaba”ya davet ediyor.

ÖZGEÇMİŞ

 Ömer Zülfü Livaneli (1946, Ilgın)

Öğrenim hayatına Ankara Maarif Koleji'nde başlayan, ardından Stockholm'de felsefe ve müzik eğitimi alan Livaneli, ayrıca Fairfax Konservatuarı'nda uzaktan eğitim gördü. 

Hem Türkiye hem de dünya yazınına ve kültürel birikimine müzik, edebiyat, sinema gibi çeşitli mecralarda katkı koydu. Üretken yazarın romanları 40 dilde yayınlandı; İspanya, Kore ve Almanya’da çok satanlar listesine girdi. Son olarak Serenad, basının ve uluslararası kültür çevrelerinin yoğun ilgi gösterdiği bir organizasyonla Amerikalı okurlarıyla buluştu.

Zülfü Livaneli’nin romanları İtalya ve Fransa’da Yılın Kitabı Ödülü, ABD'de çeşitli edebiyat ödülleri, Balkan Edebiyat Ödülü; Türkiye’de Yunus Nadi Roman Ödülü, Orhan Kemal Roman Armağanı ve Beyaz Martı Onur Ödülü gibi ulusal ve uluslararası ölçekte pek çok saygın ödüle layık görüldü.

Columbia, Harvard, Princeton, Shangay, St. Petersburg, Kazan üniversiteleri gibi dünya çapında prestij taşıyan üniversitelerin yanı sıra, çeşitli Türk üniversitelerinde de konferanslar ve dersler veren usta edebiyatçının romanları, Missouri Southern State University (MSSU)’de ders kitabı olarak okutuldu.

 

Cengiz Aytmatov ev sahipliğinde Arthur Miller, Peter Ustinov, James Baldwin, Yaşar Kemal gibi 20. yüzyılın edebiyat dâhileri ve düşünürlerinin katılımıyla gerçekleşen Issık Göl Forumu’nda yer aldı.

Romanları kadar fikirleri ve müziği ile de dünya basınında övgülerle karşılanan bir sanatçı olan Livaneli edebiyat, müzik ve sinema alanlarında 30’dan fazla ulusal ve uluslararası ödül sahibi. Çalışmaları, dünya çapında yüz binlerce okur ve dinleyici tarafından takip ediliyor.

1972 yılında, dönemin politik atmosferi etkisinde, düşünceleri nedeniyle suçlanarak hapis ile cezalandırılan ve uzun yıllar sürgün hayatı yaşayan fikir-sanat işçisi Livaneli; Türk-Yunan ilişkilerinin zor dönemler yaşadığı 1980’li yıllarda Türk-Yunan Dostluk Derneği’nin kurucularından biri oldu. 1996-2016 yılları arasında UNESCO İyi Niyet Büyükelçisi olarak görev yaptı. 2002-2006 yıllarında ise milletvekili olarak TBMM’de yer aldı.

Türkiye müzik, kültür, fikir ve siyaset sahnesinde vazgeçilmez bir yeri olan Zülfü Livaneli, düşünsel ve edebi üretimine halen yaşadığı İstanbul’da devam etmekte.
 

₺147,00

Uras Benlioğlu, Youtube dünyasının en ünlü isimlerinden…

Her gün MİLYONLARCA insan onun videolarını izliyor…

Bunu nasıl yapabiliyor?

Nasıl milyonlarca insanın takip ettiği bir Youtuber olunuyor?

İlk kez bir Youtuber herkesin merak ettiği bu soruları yanıtlıyor.

Uras Benlioğlu, Anne Ben Youtuber Oldum kitabıyla; Youtube dünyasının sırlarını, milyonlarca takipçiye nasıl ulaştığını, çekim tekniklerini, diğer Youtuberlarla olan ilişkilerini ve merak edilen birçok şeyi anlatıyor.

***

“Biliyorum videolarım çok kötüydü. Daha iyisini yapacağım diyordum, daha da kötü oluyordu.

Çünkü yaptığım videolardan keyif almıyordum. Ne yaparken ne de izlerken mutlu olmadığım bir videoyu başkaları neden izlesindi ki…

Günlerce düşündüm ve en sonunda şunu fark ettim:

Ben gerçekten gülüyorsam izleyenler de gülüyor. Ben gerçekten eğlenirsem izleyenler de eğleniyor.

Ben gerçekten merak edersem izleyenler de merak ediyor.

Kendini bulmak aslında Youtube kanalının gidişatını belirlemenin en önemli yolu.

Kendin ol!”

Uras Benlioğlu

₺176,40

Bu kitabın yazarı, ilişkiler hakkında iyi bir şey duymak istiyorsanız kitabı tekrar rafa koyup arkadaşınıza kahve falı baktırmanızı öneriyor. Fakat eğer gerçekleri duymaktan korkmuyorsanız bu kitap bir nebze de olsa size yardımcı olabilir. Merak ettiğiniz her şeye bir cevap verdiğimi iddia etmemekle birlikte asla kabullenemediğimiz, etrafımızdaki insanların da üzülmeyelim diye asla söyleyemedikleri çoğu şeyi duymak belki hoşunuza gitmeyecek ama ben gerçekleri duymanız için kendi adıma bu riski alıyorum. Kitap flört, ilişki ve ayrılık süreçlerinin erkek gözünden, mümkün olduğunca dürüst ve karşı tarafla empati kurmaya çalışarak tanımlanmasını ve bu süreçlerde yaşanan 

bazı önemli merakları gidermeye çalışırken bir yandan da soruları cevaplamayı amaçlıyor. Umarım başarır.

Sayfa Sayısı : 136

Ebat : 13.5x19.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 70 gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230 gr

₺63,00

 

Hercai, sıradan, süssüz, dümdüz insanları bir o kadar naif hikâyelerin içine salıyor…

Gözünüzde canlanıyorlar hemen…

İştah kabartan, ağız sulandıran, hem içten hem vicdanlı adamlar, kadınlarla tanışıyoruz… Tanıdık, akraba yapıyoruz onları…

Aklımızca, yettiğince yardım etmeye çalışıyoruz; biraz merhamet ve başlarına bir şey gelmesin duygusuyla…

Aslına bakarsanız kendimizi okuyoruz “satır aralarında.”

Kolaylıkla anlıyoruz olup biteni, belki de bizden birilerini.

Ozan Güven 

 

Sayfa Sayısı : 240

Ebat : 13.5x19.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 55gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230 gr

₺94,92

Siz onu aktör olarak tanırsınız ama o Çukurovalı gizli bir yazarmış meğer. 

Bizim Çukurova’nın geçmişine hüzünlü, komik ve sevgi dolu bir yolculuk... Ben okudum, bayıldım, umarım siz de hayran kalırsınız.

                                                         

Sinemacı-Yazar Arif Keskiner

 

Tanıdığım en delikanlı birkaç Adanalıdan biridir Levent. Okurken beni Adana’nın çok güzel yıllarına götürdü. Henüz kimsenin kimseyi kırmadığı, henüz hiç kimsenin ölmediği yıllara... Sevgili dost Levent, “kendisi” gibi yazmış her satırı; samimi, “harbi”, yüreğinden geldiği gibi, dostane...

 

Toyota CEO’su Ali Haydar Bozkurt

Sevgili Levent beni terapi divanına yatırdı.

50’li 60’lı yılların Adana’sından bu günlere gelirken sadece Adanalı olanlar değil, eminim her okuyucu kendinden çok şey bulacak, o masum, naif, sıcak, güzel, mutlu çocukluk ve gençlik yıllarına seyahat edecek.

 

Prof. Dr. Mansur Beyazyürek 

Sayfa Sayısı : 160

Ebat : 13.5x19.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 70gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230 gr

₺70,56

Şatahat serisinin üçüncü kitabı Yok Yok’da Mehmet Harmancı, tanıklardan dinlenmiş, şifahi kayıtlardan derlenmiş, yazmalardan alınmış, genel ağdan seçilmiş; bakıp da görmediğimiz, görüp de bakmadığımız yitiklerimizin altını çiziyor. Aynı duyarlığı farklı farklı tür ve biçim, anlatım ve yaklaşımlarla arayan metinler; elimizin altını, zihnimizin ardını ‘Her şeyin “bir şey” için her hayatın “bir söz” için olduğunu unutmadan; maharetin, çelikçomaktan hakikat çıkarmak olduğunu düşünerek’ okumayı öneriyor.

Yok Yok, oluşumunu okuruyla birlikte sürdürecek ‘kendi’ olma yolculuğu/daveti. Ancak bu davet, bu yolculuk, zamanımızın ‘yol, yolcu, han’; ‘süreç, olgu, oluş’ biçimlerini çeşit çeşit, çetrefil çetrefil algılayışımızı ‘bir’lemeyi öneriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 160
En / Boy : 13 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2019
₺65,00

 

Celil, çoğunu anahtar deliğinden gözetlediğim cümlelerini size emanet etmeye karar vermiş. “Elveda”ya “Eyvallah” demenin, diyebilmenin koşusunda nefes nefese satırlar var elinizde. Her birini çocukluğuyla sarmaş dolaş yazması gönlümden de gözümden de kaçmıyor, bilinsin isterim. Koş kardeşim sonsuzluğa. Bir kitapta, bir filmde, bir oyunda hep kavuşacak eyvallahlarımız nasıl olsa.

 

Cem Davran

 

Celil, okuyucularının çok sevdiği o şiirsel anlatımıyla özgün bir üslup yarattı. Aktörlükten gelen o müthiş duygu aktarımı kabiliyeti yazıya dönüştüğünde ortaya çıkan metinler çok sevildi. Ne mutlu bize ki sonunda o metinler bir kitaba dönüştü ve okuyucusuyla 

buluşuyor...

Candaş Tolga

 

Güzel kardeşim, Celo’m,

Bilirsin, ben senin kardeşliğini, yüreğini, insanlara davranışını hep çok sevdim. Sen biliyor musun, bilmiyor musun bilmiyorum ama ben senin kalemini de çok sevdim!

Hakan Altun

 

Birçok yazısını yayımlanmadan önce okuma ayrıcalığını yaşadım. Her birini okuduğumda heyecanlanıp, işte bu en güzeli oldu, diye tepki veriyordum. Sonunda anladım ki her seferinde yine “en güzeli” yazacak. Yaz Celo! Sen yazdıkça ben bestelerim, şarkılar birikir.

 

Selçuk Basa

 

Sayfa Sayısı : 136

Ebat : 13.5x19.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo 60gr

Cilt/Kapak : Amerikan Bristol 230 gr

Kapak Tasarımı : Rüveyda Kul 

₺68,04

Köpeğinizin sadece üç harf vasıtasıyla mı konuştuğunu zannediyorsunuz? Kediniz sizinle farklı, diğer kedilerle farklı bir dilde mi konuşuyor?

Düşündüğünüzden daha gelişmiş ve karmaşık dil ve lehçelerde konuşan hayvanlar; sohbet eder, dedikodu yapar, ağıt yakar ve kafiye arar. Yunuslar birbirlerini isimleriyle çağırır. Çift dilli leyleklere sıklıkla rastlarız. İnsan Hearne ve köpek Salty şakalaşır, border collie Chaser 1022 nesnenin adını ezbere söyler, dahi at Hans insanların davranışlarını gözleyerek onları kandırır, filler ve zürafalar yas tutar, renkler papağan balıkları için dilbilgisi demektir, evinde kedi besleyen goril Koko kedisini ismiyle çağırır.

Bu hayvanlar istisna değil. Ortak yaşamlarla gitgide büyüyen diyaloglar insan-hayvan hiyerarşisi anlayışında kökten bir değişimi gerektiriyor. Hayvanlar Konuşa Konuşa; hayvanların kültürlerini ve dillerini tanımak isteyen insanın mevcut bakışını temelden sorgulayan bir devrimi müjdeliyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 187
En / Boy : 11 / 18,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2019
₺30,00
Tükendi

Orhan Baykal'ı TRT'de çalıştığım yıllardan tanırım .
    Bekarlık günlerimizde aynı evi paylaşacak kadar yakın arkadaşız.
    Üretken ve ilkeli haberciliğini 9 Eylül Gazetesi'nde ki köşesinde sürdüren değerli kardeşim Orhan 'ın bilgi ve deneyim imbiğinden süzerek usta kalemiyle kağıda döktüğü yazıları hem bir solukta okunuyor, hem de Türkiye'nin yakın geçmişteki siyasal çalkantılarına ışık tutuyor.
    Bu kitabı okurken eminim siz de içinizden sık sık “Ne çektin be Türkiye” diyeceksiniz.                                                     
                                                                                                                  Uğur DÜNDAR  
Gazeteci-Yazar


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 250
Ağırlık : 250
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00
Tükendi

İhsan Bayram 10 Mayıs 1933'te İzmir Değirmen-dağı'nda doğmuş. Sanat Enstitüsü'ne gitse de okulu bitirmeden ayrıl­mış. Manisa'da uzun süre içkili Ege Lokantası'nı çalıştırmış. Ardından İzmir'de dolmuşçuluk, barmenlik yapmış. 1964 yı­lında Köprü durağında açtığı Çim Kitabevi'ni emekli oluncaya kadar çalıştırmış. İhsan Bayram ile her oturup konuştuğumuzda bunların ya­zılması, anlattıklarını herkesin bilmesi gerektiğini düşündüğü­mü dile getiriyordum. Hiç itiraz etmeden, her zaman “Haklı­sın” diyordu. Ben iş yoğunluğum yüzünden fırsat bulup zaman ayıramıyordum. 2015 Şubat'ında hafta içi bir gün sağlığını sormak için aradığımda, “Hafta sonu gel şu söyleşiyi yapalım” dedi. “Olur” dedim. O hafta gidemedim. Bir sonraki hafta sonu 22 Şubat 2015 Pazar günü öğle sa­atlerinde kapısını çaldım. Ayten Abla yine çok güzel bir sof­ra hazırlamıştı. İki üç haftadır sağlık sorunları yaşayan İhsan Bayram çok iyi görünüyordu. Yemekten sonra dağlara bakan pencerenin önüne oturduk. “Hazır mısın?” dedim. Suyundan bir yudum aldı. Boğazını temizledi. “Başlayalım” dedi.başlardı.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 137
Ağırlık : 137
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00
Tükendi

Kitap; yazarın Ege Üniversitesi'nde göreve başladığı 1987 Aralık ayından beri, çeyrek asrı hayli geçen meslek deneyimi, üniversitelerde farklı birimlerdeki görevleri, Fakülte Sekreterliği yaptığı sürece göreve yeni atanan meslektaşlarından mesleğe dair gelen sorular çerçevesinde meslek ve mevzuat-uygulama kısmındaki eksiklikleri fark etmesiyle fakülte sekreteri olarak göreve yeni atanmış ve/veya hâlihazırda görevi yapan meslektaşlarına günlük çalışma periyotlarında sıkça karşılaşacağı konularda elinin altında başvurabileceği kaynak bir kitap olması amacıyla yazılmıştır. Fakülte Sekreteri'nin yapacağı görev gereği kanun, yönetmelik ve yönergelere hakim olması gerekmektedir. Elinizdeki kitabı diğer alan kitaplarından farklı kılan en önemli husus, hangi kanun maddesinin nerede ve nasıl kullanılacağına yönelik örnek ve yorumlarla konunun açıklanmasıdır. Kitabın içeriğinde öncelikle İlgili Anayasa maddeleri, Fakülteyi tanımlamak, İdari teşkilatın oluşumu ve fakülte sekterinin oluşumdaki rolü anlatılmaktadır. Fakülteyi oluşturan birimlerdeki görev süreçleri, bürolara dair iş/görev tanımları mevzuat ile ilişkilendirilmiştir. Görevin gerektirdiği işler yapılırken örnek olarak bir görevlendirmede görev süresi uzatımlarda nelere dikkat etmemiz gerektiği, Norm kadrodaki hesaplama tablosundan, değişiklik yapılan yönetmelik- yönerge maddelerinin eski ve yeni halinin gösterildiği tablolar, memur görev dağılımından, kanun madde yorumlarına kadar, örnek ders görevlendirme yazışmalarından, Taşınır kayıt ve Taşınır Kontrol yetkilisi, ek ders ödemeleri ve maaş işlemlerine kadar daha çok personel işleri üzerindeki açıklamalarla görevin bütününe göre yapılacak işler detaylı olarak açıklanmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 384
Ağırlık : 384
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : Kuşe
Cep Boy Durumu : 0
₺161,00
Tükendi

Nutuk - Gençler İçin Sadeleştirilmiş

“Efendiler, bu nutkum ile ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun; bağımsızlığını nasıl kazandığını, bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu Türk Gençliğine kutsal bir armağan olarak emanet ediyorum.”


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri : ADANA
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 200
Ağırlık : 200
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺60,00
Tükendi

Milletçe yazımızın kaybı yazımızın yok olduğu ve geri gelmeyeceği anlamına gelmez. Bir başka deyişle bir millete yapılan kötülük ne kadar büyük olursa olsun bir milletin sonunu getirmeye yetmez. İstiklâl Marşı Derneği son ocak vasfıyla İstiklâl Marşı'nın teklif ettiği davanın Türkçe ve Türk yazısı es geçilerek anlaşılamayacağını ve dahi yüklenilemeyeceğini söylüyor. İstiklâl Marşı Derneği'nin Diline Doladığıdır kitabını bu gayeyle hazırladık. İstiklâl Marşımızın Türk yazısıyla yazıldığı bilgisi ve "ancak Türk yazısıyla yazılabilirdi" bilinci milli mutabakat metnimize doğru yaklaşabilmenin esas şartıdır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 376
Ağırlık : 376
En / Boy : 15 / 18,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺138,75
Tükendi

Arka Kapak Yazısı

“Bu bir kentsel görüşüm hikâyesidir.”

Birilerinin rahat yaşaması, mal mülk sahibi olması için aklının ermediği, eremediği düzeneklerin vidası, çarkı oluyorsun. Makinenin dişlisisin ama makine ne üretiyor bilmiyorsun, sadece içinde dönüyorsun... “Ben olmasam bu makine olmaz, bu dişli dönmez” kafalarındasın ama günün birinde kırılır, dökülürsen atıyorlar seni hurdaya, yerine aynı özellikte yeni bir dişli! Sen de düşünürsün hurdalığın tozlu raflarında, “Hani ben çok önemliydim, bensiz olmuyordu n’oldu birden?” diye!

Metropolde geçen koşuşturmacanın içinde, hiçbirimizin durup “Ne yapıyorum ben?”, “Yaşadığım hayattan mutlu muyum?”, “Hayata dair belirlediğim amaç ne?” diye durup düşünmeye vakti yok. Yoğun iş hayatımızda, okul hayatımızda ve aile, arkadaşlık, duygusal ilişkiler bazında akış bizi nereye sürüklerse oraya gidiyoruz, tamamen kurala ayak uyduruyoruz. Afili Kentin Alaylıları bu noktada; köyden kente göçen insanların yaşadığı kültür çatışmasından kadın-erkek ilişkilerine, öğrencilerin yaşadığı problemlerden esnafın iç sesine değin hepimizin yaşadığı veya şahit olduğu problemlerden bir satır sunuyor.

Cem Arslan’ın eğlenceli kaleminden dökülen bu satırlar hem etrafımızda gelişen olayları fark etmemizi sağlıyor, hem verdiği tavsiyelerle yüzümüzü gülümsetirken yolumuza ışık tutuyor, hem de yoğun ve yorucu gündemimize bir nefeslik mola olmaya geliyor.

Kitap Adı: Afili Kentin Alaylıları
Kitap Yazar Adı: Cem Arslan
Yayın Direktörü: Gülşen İşeri
Editör: Saliha Ulusoy
Kapak Çizim: Gilas Coşkun
Kapak Tasarım: Gilas Coşkun
Sayfa Tasarım: Beyzanur Karabulut
Sayfa Sayısı: 256
Ebat: 13,7 x 21,5
Tür: Roman
Kağıt / İç Baskı: III. Hamur Enzo, 52 gr.
Cilt / Kapak: Amerikan Bristol 230 gr.
ISBN / Barkod: 9789751044426

₺75,00
Tükendi

Eşekler insanların yaşamlarında uzun süredir vardır. Eşekler eski dönemde insanın en yakın yardımcısı olmuştur. Ulaşımda ve her türlü yük taşıma işlemlerinde eşeklerin büyük rolü olmuştur. Teknolojinin gelişmediği dönemlerde eşekler çok kritik hayvanlar olarak insanın karşısına çıkar. Derin madenlerde yük taşıma, ormandan odun taşıma, tarımsal ürünleri pazara taşıma vb. birçok alanda vazgeçilemez canlılardır. Fakat yüzyıllar boyunca insana yardım eden eşekler, teknolojinin gelişmesine bağlı olarak geri plana atılmış bir canlıdır. Çin tıbbında eşek derisinin işlenmesine bağlı olarak elde edile kolajen bir maddenin (ejiao) kullanılması özellikle Afrika kıtasında eşeklerin katliama uğramasına neden olmuştur. Ülkemizde ise köyden kente göç durumlarına bağlı olarak eşeklerin sayısı ciddi oranda azalmıştır. Sonuç olarak yüzyıllarca insanlığın hizmetinde olan eşekler, dünyada nüfusları hızla azalırken ne yazık ki verdikleri hizmetin karşılığı olan saygı ve sevgiyi insanlardan görememişlerdir. Mutlu eşeklerin yaşadığı bir dünya dileğiyle.....

YILDIRIM ÇELEBİ


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 88
Ağırlık : 88
En / Boy : 15 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺42,75
Tükendi

Hayatımda ilk kez bir köşe yazısını okuduktan sonra resmen ağlamıştım. Belki inanmayacaksınız şimdi bu satırları yazarken bile gözlerim yaşarıyor. Urfalı Bekir işte budur... Mert adamdır.
Emin Çölaşan

Biz seni sadece muhteşem yazıların, yurtseverliğin, katıksız Atatürkçülüğün, Cumhuriyete olan sevdan, yiğit, cesur gazeteciliğin için sevmedik. Adam olduğun ve evrendeki
tüm canlılara gösterdiğin sevgi ve saygı nedeniyle de çok sevdik.
Uğur Dündar

Hassas ve sevecen bir kalbi vardı. Doğaya ve eşi Andree'ye âşıktı… Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük yazarlardan biri olmanın ötesinde adam gibi adamdı…
Rahmi Turan

İlham kaynağımızdı. Bu mesleğin nasıl yapılması gerektiği konusunda rol modelimizdi.
Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük köşe yazarıydı.
Yılmaz Özdil

Orman yanar, herkes dumanı yazar. Alevi, ateşi yazar. Zararı, ziyanı yazar. Bekir, ağacı yazardı.
Necati Doğru

Kalemini halkı için kullanan lekesiz gazeteci…
Bizlere hep moral veren yiğit duruşun için teşekkür ederiz. Güle güle…
Soner Yalçın


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2020
₺46,80
Tükendi

Smyrna'nın Yazgısı bir üçlemenin son kitabı.
Ağlama Smyrna Döneceğim adlı birinci kitap Yunan işgali öncesi Smyrna'yı (İzmir'i), ardından gelen Smyrna'nın Gözyasları ise işgal sonrası Ege'de Kuvay-ı Milliye'nin kuruluşunu, halkın ve efelerin Yunan ordusuna direnışini anlatıyordu.

Bu kitap ise İstanbul'un işgalini, TBMM'nin kuruluşunu ve Kurtuluş Savaşı'nı, yine pek çok isimsiz kahramanın hikayeleriyle dile getiriyor. Rum kızı Smyrna ile Yüzbaşı Çakır Osman'ın, Seher ile Tilki Mahmut'un ve Gördesli Makbule ile Usturumcalı Halil Efe'nin aşkları tüm güçlüklere direnmeyi başarıyor.
Gerçek olayların ve isimsiz kahramanların destansı hikayesi...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 414
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2020
₺146,00
Tükendi

Şırnaklı bir ailenin üç kuşağından kadınların anlattıkları bir destan elinizdeki. İçerisiyle dışarısı arasındaki sınırın kanla, ölümle, savaşla, sürgünle çizildiği bir destan. Ruken’in büyüme hikâyesi, bir coğrafyanın kuruluş hikâyesi aynı zamanda. İnsanların, değerlerin, umut ve korkuların, kayıpların, ihanetlerin, direncin coğrafyası. Öyledir destanlar, fiziksel bir mekânda, tarihsel bir zamanda geçerler ama bunları aşan bir gerçeklikleri vardır. İnsanın en derin hakikatlerinden bahsederler.

Hakikatin eğilip büküldüğü, tanınmaz hale geldiği, yalanlarla seyreltildiği bir çağdayız. Tarih ne ki? Coğrafya ne ki? O zaman, işte yeniden destanlara dönüyoruz. Yeniden öğreniyoruz, değer neymiş, korku neymiş, direnç, ihanet, umut, kayıp… Ölüm neymiş.

Zeliha’nın, Ruken’in, Delal’in, Meryem’in, Roza’nın, Gulê’nin, Hêja’nın yaşadıkları, anlattıkları, Jînda’ya emanet ettikleri hikâyelerden. Derve bir halkın yüzyıllık tarihine tanıklık etmenin yanı sıra, dinleyen/okuyan herkesin kendi hakikatiyle ilişkilenmesine, onu kurmasına el veriyor. Aksu Bora (Önsözden)


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 286
En / Boy : 13 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2020
₺96,80
1 2 3 >

Anlatı Kitapları

Anlatı Kitapları  kategorisinin en önemli örneklerini sizler için bir araya getirdik. Ödüllü kitaplarında yer aldığı bu listeden istediğiniz yazarın istediğiniz kitabına hızlıca erişebilirsiniz.Kapıda ödeme imkanı ve kredi kartına vade farksız 6 taksit imkanı ile hızlıca kitap siparişi verebilirsiniz. %50'ye varan indirimlerle ucuz kitap siparişi vermek için en doğru adres olmaya devam ediyoruz.

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı