Sakinleşmek istercesine derin bir nefes aldıktan sonra, önünde duran suyu içti. “Şimdi” dedi, durakladı. “Şimdi onlar diyorlar ki, her türlü vahşeti yaşatarak Türkleri yok edeceğiz!” Gözleri tiksinti ve öfke içinde bakarken, yüzündeki her detay, az sonra büyük bir yıldırımın düşeceğini haber veriyordu.
“Gök mü çöktü, yer mi yarıldı?! Yüce Tanrı (Tengri) bizden vaz mı geçti?! Kasırgalar mı durdu, güneşler mi söndü, yoksa dünya üzerindeki son Türk de öldü mü?! İleride gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar bütün milletler duysun ki, Tanrı’nın kırbacı olan Türkler, her türlü gazabı Türk’e düşmanlık edenlerin üzerine çökertecekler! And olsun ki Hak Asya’nın bozkırlarına, Anadolu’nun kanla kurulmuş bağrına, beşikteki bebeğinden doksanlık çınarına, bu cüretin bedelini misliyle ödetecekler!”
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.