Kuş Gözü farklı kentlerden gelip aynı okulda buluşan iki fedakâr insanın yaşamları boyunca birlikte oluşturdukları öykünün kitabıdır. Nida ile Binnur 1960 yılının Eylül ayında okulun öğretmenler odasında karşılaştılar. Daha karşılaşır karşılaşmaz her ikisinde de dışardan görülen o insanı saran bir samimiyet havası bir ömür sürecek olan dostluklarının da başlangıcı oldu. Sonra annelerini tanıştırdılar.
Anneleri 93 Harbi’nin göçünü, zorlu koşullarını, Birinci Dünya Savaşı’nın güzel yurdumuzda yarattığı işgalci güçlerin paylaşımcı küstahlıklarına, mütareke yıllarının dehşet verici acılarına, ıstıraplarına dayanmış, Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Kurtuluş Savaşımızın o mücadeleci ruhuyla var gücüyle karşı koymuş, istiklaline kavuşmanın onurlu gurunu yaşamıştı. Zühre ve Enise Hanım, laik Cumhuriyet’in aydınlığında özgürlüğüne kavuşmuş olan iki gazi kadındı.
Nida ve Binnur Hanım bu iki fedakâr ve güçlü kadının Atatürkçü, laik cumhuriyetçi öğretmen kızlarıydı. Onlar fedakârlığı da güçlü olmayı da yaşamda dik durmayı da annelerinden öğrendiler.
Kuş Gözü, onların yaşamlarını acısıyla, tatlısıyla her haliyle kabullendikleri, yüreklerine yerleştirdikleri bir ömrün ölümsüz dostluğunun öyküsüdür.


Basım Ayı/Yılı : 9/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 376
Ağırlık : 376
En / Boy : 13,5 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺96,00

Uzun yıllardır Almanya’da öğretmen olarak çalışan ve Türkiye’yle bağlarını hep sıkı tutan Celal Aydemir, Bir Yanım Türkiye Bir Yanım Almanya’da kırk yıllık anılar demeti ile öykücülüğünü buluşturuyor, edebiyatın gereklerini yalın ve samimi bir üslupla yerine getiriyor.

Öğrencilerini, tanıdıklarını, tanımadıklarını, tanıklıklarını, üzüntü ve sevinç verici olayları, gezilerini yapmacıksız bir dille kâğıda döken Aydemir, her iki ülkenin de gerçeklerinden çarpıcı kesitler getiriyor karşımıza. Bir ayağı Türkiye’de bir ayağı Almanya’da olanların, hiçbir yerde olamayanların, kimi zaman da “arafta” kalanların yaşamları var kitapta. “Davulla zurnayla yola çıkıp bandoyla karşılananların” kendileri, çocukları ve torunlarının portreleri, gurbetçilerimizin Almanya ve Türkiye’deki algıları, Türklerin Almanlara, Almanların Türklere bakışı ve “Alamancıların” her iki dünyaya yaklaşımı, gerçekçi biçimde yansıtılıyor bu anı-öykü toplamında.


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 158
Ağırlık : 158
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺64,00
Bir Köy Enstitülünün Anı ve Şiirleri

(Bir Köy Enstitülünün Anı ve Şiirleri)

1934 yılında Amasya Taşova ilçesi Gürsu köyünde bir tarafta ailemin

diğer tarafta hayvanların kaldığı tek katlı kerpiç bir evde doğdum.

1947 yılında ben ve benim gibileri ayağımızda çarıklarla toplayıp

Köy Enstitüleri’ne getirdiler iskarpin ve takım elbise giydirdiler

şapkalarımız ay yıldızlıydı. Okulumuzun duvarında,

“Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kus yüzmeye zorlanamaz”

yazılıydı.

Hepimizi; Kültür, Ziraat ve Teknik dersleriyle yetiştirip köylere

“Balıkların uçabileceğini, kuşların yüzebileceğini”

öğretmek için gönderdiler.

Yasadığım sürece bunun mücadelesini verdim.

Mustafa Alpat

Emekli Köy Enstitüsü Öğretmeni


Basım Ayı/Yılı : 12/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 247
Ağırlık : 247
En / Boy : 13,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺40,00

Süleyman Kılıç kitabında, çocukluğunu, ailesini, arkadaşlarını, okul yıllarını, gençliğini, Malatya-Arguvan’ı, çevresini, ülkesini, dünyayı tanıma sürecini anlatıyor. Cılgalar, hem bir anı-biyografi kitabı hem de röportajlarla zenginleştirilmiş kültürel bir çalışma.

Anadolulu fakir bir ailenin çocuklarına adanmış yaşamını olduğu kadar, bir yetişme ve bilinçlenme öyküsü de aktarıyor Cılgalar.

Sayfaları çevirdikçe, yöresel dilde “dağlık arazide patika yol” anlamına gelen “cılga”nın, Kılıç’ın yaşamındaki belli başlı kesitleri oluşturduğunu öğreniyoruz.

Baştan sona samimi bir dil ve yalın Türkçeyle kaleme aldığı kitabında, yaşam duraklarını yansıtan çok sayıda fotoğrafa da yer veren Süleyman Kılıç şöyle diyor:

“Kendimi yazdım efendim. Yaptığım işe, yazın dünyası otobiyografi diyor. Ben ise heybemde biriktirdiklerim diyorum… Ne varsa atmışım içine… Omzumda heybem, ağzına kadar dolmuş dökülüyor. Bir kuşluk vakti omzumu silkeledim, hepsi döküldü. Heybeden sanki bir kuş fırladı.”


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺56,00
70’lerden 2000’lere Bir Solcunun Anıları

Türkiye’nin yakın tarihinin belli başlı dönüm noktaları çerçevesinde bir yaşam öyküsü… 1970 yıllardaki devrimci yapılanma ve sokak çatışmaları, 12 Eylül askeri darbesi ve yarattığı tahribat, 90’lı yıllarla birlikte ivme kazanan PKK saldırıları, faili meçhul cinayetler ve hendek olayları…

Sosyolog-Yazar Eyyüp Altun bütün bu olayları anlatırken soğukkanlılıkla yansız kalmayı başarıyor, süreci kendi gerçekliği içinde veriyor.

Anılar sadece siyasi yaşanmışlıktan ibaret değildir; insani dram, aşk ve yaşam karmaşası da bir o kadar çalışmada yer bulmuştur. Yaklaşık yarım asırlık bir yaşanmışlığı içeren bu eseri heyecanla okurken kimi zaman nostalji yaşayacak, kimi zaman yakın tarihin karanlık sokaklarında ürkütücü bir gezintiye çıkacaksınız.

“Ufukları aşamayanlar neye inanırlarsa inansınlar ve ne kadar uzun yaşarlarsa yaşasınlar gerçekte ömürleri kısa kalacaktır.”

(Eyyüp Altun)


Basım Ayı/Yılı : 8/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

1953 yılında Mardin-Cizre’de doğan, idealist bir öğretmen olarak mesleğe başladığında yaşı maaş almaya yetmeyen Saadet Pesen, her anlamda mücadeleyle dolu yaşam öyküsünü aktarıyor, kızlarının isteğiyle yazdığı, torunlarına vereceği en değerli armağan olarak gördüğü kitabı “Sevda”da. Başı her zaman dik 1968 Kuşağı’nın üyesi olarak daha aydınlık bir Türkiye için giriştiği mücadelede yaşadıklarını, Cumhuriyet’in kazanımlarına sahip çıkışını, örgütlü siyasi mücadele deneyimlerini aktaran Pesen şöyle diyor: "Övünelim o zaman, o kuşağın bir bireyi olduğumuz için… ‘Asıl şans’ bu muydu yoksa?”


Basım Ayı/Yılı : 12/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 132
Ağırlık : 132
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺40,00
(Denizle Yoğrulmuş Bir Ömür)

Orhan Başar'ı babam (Merhum) Halit Gürdeniz'in DB Deniz Nakliyat T.A.Ş. Teftiş Kurulundan yakın bir arkadaşı olarak 70'li yıllarda tanıdım. Gençlik hafızamda, her yönüyle deniz ve denizcilik kültürüyle bütünleşmiş amatör bir denizci ve mümtaz bir bürokrat olarak yerini aldı. Akan yıllar içinde kopmadık. Onun yelkenci, kürekçi, dalgıç, balıkçı ve çevreci kişiliğiyle nakış gibi işlenen hayatı, denizci Türkiye idealimizde yakalamak istediğimiz örnek insan tiplemesinin bir yansımasıdır. Keşke Orhan Başar'lar milyonlarca olsa. Keşke onun gibi denizi, denizciliği, balıkları, doğayı kısaca derin laciverti sevenler bu güzel ülkede çoğun-luk kültürünü temsil edebilse. Elinizde tuttuğunuz bu kitap her boyutuyla denize nasıl aşık olunacağını anlatır.

Cem Gürdeniz (E. Tümamiral)

Engin hayat tecrübesine sahip kişilere "derya gibi adam" derler. Orhan Başar hem derya hem deniz gibi bir adam. Deniz içine işlemiş, o da denizin içine... (Bir ömür, amma ne ömür!) Kitabı okurken sizinle daldık denizlerin derinlerdeki "uzaklar"ı- na; sizinle çıktık suyun nefes alınası yüzeyine ve sizinle "vah tamam, bitti artık derken" yeniden doğduk. Şimdi tam da "yeniden doğma" zamanı; ilham verdiniz, güçlü iradeyi yansıtan değerli anılarınızı aktarmakla. Pek çok teşekkürler.

Zuhal Atasoy (Uzaklar teknesiyle dünya turu yapan ilk Türk kadın denizci)

Sevgili "11'lerin Koru Gözlüsü", Derin Lacivert, kitabını duyunca, tam 62 sene evveline döndüm. Anılarım tekrar canlandı. Boğaz'ın lacivert sularına tekrar seninle beraber daldık. Maceraya kaldığımız yerden devam ettim. Eline sağlık arkadaşım.

Aret Hovagimyan (Balıkadam, Me-Te-Ar şirketi kurucu ortağı)


Basım Ayı/Yılı : 2/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 308
Ağırlık : 308
En / Boy : 14 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺88,00

Kelebeklerin İzi


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 150
Ağırlık : 150
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00

Vatanına, milletine ve devletine hizmet etmekten başka bir düşüncesi olmayan, çoğunluğunu TSK mensuplarının oluşturduğu ve ancak içlerinde Türkiye’nin tüm devlet kurumlarından da personelin yer aldığı bir grup insanımız, tüm devlet kurumları ile sivil kurum ve örgütleri kısacası yaşamın her tarafını sarmış vatan hainlerinin marifeti, iftirası ve uydurma suçlamaları ile büyük bir kıyıma uğramıştır. Hemen hemen tüm devlet sistemini ele geçiren bu kötü düşünceli ve hedefli örgüt, başta mahkemeler ve emniyet teşkilatı olmak üzere diğer devlet kurumlarındaki yandaşları vasıtasıyla amaçlarına ulaşmak için devleti hiçbir engelle karşılaşmadan bir silah olarak kullanarak hedef alınan subay ve astsubayları, sivil personeli Balyoz, Askeri Casusluk, Ergenekon, Amirallere Suikast gibi daha birçok düzmece ve alçakça yalan iddiaları içeren iddianamelerle suçlayarak tutuklamış, tiyatrovari mahkemelerde yargılamışlar, mahkûm ve bu mahkûmiyet yine tiyatrovari Yargıtay aşamasında onaylanmıştır. Suçsuz vatanseverlerin cezaları kesinleşmiş ve infaz safhasına gelmiş iken hain örgütün diğer kumpasları 2013 yılı sonunda ortaya çıkmış, zamanın yetkililerince gerçekler anlaşılmak zorunda kalınmış ve toplumun da gerçeklerden yana daha kuvvetli bir şekilde tavrını göstermesi ile alçakça iddiaların bir örgütün kumpası olduğu anlaşıldıktan sonra suçsuz vatanseverler serbest bırakılmıştır.

Bu kitapta kumpas mağduru bir subayın ve ailesinin yaşadıkları çeşitli olaylar anlatılmaktadır. Konular bir ailenin yaşadıkları gibi anlatılsa da, aslında tüm uydurma davalarda yargılanan insanların ve ailelerinin yaşadıklarından kesitler de kitapta yer almaktadır.

Ülkemizde, hukukun ve adaletin her alanda en üst seviyede tesis edilmesi ümidiyle…


Basım Ayı/Yılı : 4/2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺144,50
Elif’in Gönlünde Büyüyen Aşk

Muhsin, mahalle baskısıyla bir buçuk yıldır kendisiyle konuşması yasak olan arkadaşının duygularını bilseydi, onun yüreğinde yanan ateşi ve o ateşin etrafında dönen pervaneyi hissetmemesi mümkün değildi. İnsanın bilmedikleri yerden göğe ulaşır, bildikleri ise sadece karanlıkta titreyen mumun aydınlığı kadar yer tutardı.
Cemal Han'ın, "...Aşk üzülmez..." sözünü hatırladı, yutkundu. Bir gönlü üzdüğünün farkındaydı. Daha önce varlığından haberdar olmadığı garip bir hisse kapıldı ama etrafını saran gençler Elif'e odaklanan düşüncesini çok geçmeden dağıtmıştı.
Her ikisi de hücrede kendi özelini yaşıyor, okuyor çiziyordu ama zaman zaman da "Niye bu hâle geldik?" sorusunu tartışıyorlardı. Tartışma sertleştiğinde solcu arkadaş kendisine küser, günlerce konuşmazdı.


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺72,25

Okyanusu çalkalayan dev bir balina gibidir sanırım büyük sanatçı. Yoluna devam ederken çevresinde bir yığın balık yüzer. Bazıları güç almak için burnuyla ona toslar, bazıları da köpek balıkları gibi onu parçalayıp yutmanın hayallerini kurar. O bunlardan etkilenip değiştirmez yolunu. Yüzer, derinlere iner, dil üfler diline deryanın; yükselir sonra, çarpar kuyruğunu dalgalara, dağılır ışığın uykusu. Sırtı ışıl ışıl yol alır, savurur fıskiye gibi göğe okyanusu.


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 212
Ağırlık : 212
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺37,50

Nedir geçmişte kalan bu çekici sihir ki, şimdiki zamanın üşüttüğü ruhlar sıcak anıların iklimine göçüyor? Kitabın varoluş nedeni bu sorunun yanıtında. Anıların temel izleği 70’li yıllardan bu yana doğru hızla değişen birey ve toplum yaşantıları. Bu dönemleri duru bir bilinçle yaşayanların o kaotik acıları bile gülümseyerek anımsamasında saklı sihir, bellekte iz bırakan arkadaşlık anılarında. Yazar, kalbinde ve zihninde nemi kalmış nefeslerin sıcaklığını hissettiriyor. Bu anılar bir tür canlı tarih; çocukluğundan bugünlere doğru parçalı bir akışla yazıyor Özdemir.
Mahmut Temizyürek

Yazarın ilk çalışması, Sarı Sıcak Yıllar, başkentin göbeğindeki bir gecekondu mahallesinin 70’li ve 80’li yıllara ait belleği olarak, kendi hinterlandına hitap ediyordu. Elinizdeki kitap ise usta işi anlatıyla aynı mahallenin hatıratını edebiyat dünyasına sunmaktadır.
Muazzam gözlem gücünü, fil hafızasını ve lezzetli üslubu bir arada bulmak istisnadır. Tanıyanlar bilir ki Hamdi Özdemir esaslı bir dosttur. Onun aynı zamanda istisnai bir yazar olduğu, bu çalışmayla kanıtlanmış durumdadır.
Prof. Dr. Metin Özuğurlu


Basım Ayı/Yılı : 4/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 244
Ağırlık : 244
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

Yavrularım - 1976-1986 1.Cilt


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 398
Ağırlık : 398
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺117,60
Cık Cık Baba

Ben Cemal Çandır…
65 yaşında, 38 yıllık evli, iki çocuk babası, iki torun sahibi, kendi işini kurmuş, kendince tecrübeler ve başarılar elde etmiş biriyim.
Bugün 21 Haziran 2020 Babalar Günü.
Günün anısına rahmetli babam Sabri Çandır’ın hayatını yazmaya karar verdim.
Babam, mert bir Anadolu delikanlısıydı.
Doğmadan babasını, doğduktan kısa bir süre sonra da annesini kaybetmiş.
Düzce’de başlayıp Ordu’da devam eden ve yine Düzce’de son bulan mücadelelerle dolu bir hayat…
Ayşe Hatun’un gözbebeği, Rabia’nın beyi, evlatlarının babası, torunlarının “Cık Cık Baba”sı, köydeki ve civardaki hayvanların hem arkadaşı hem baytarı hem de nalbantı.
Çocukların ise neşeli Sabri Amcası, Yukarıkaraköy’ün Ramazan davulcusu, dürüst, inançlı ve adam gibi biri…
Yaşadığım her an, keşke babam yanımda olsaydı diyorum.
İşte bugün, herkes babasının gününü kutlarken kalbim öyle çok burkuldu ki, onu öyle çok özledim ki, o güzel insanın hikâyesini herkesle paylaşmak istedim.
Canım babama bugün vereceğim hediye bu kitap olsun istedim.
İçinde herkesin kendinden bir parça bulacağına inandığım ve hayatımın her sayfasında mührü bulunan babam Nalbant Sabri’nin hayatını anlatan bu kitaptan yararlanmanız dileğimle…


Basım Ayı/Yılı : 5/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00

Bu kitabı bilhassa mektup olarak tüm insanlığa yazdım. Özellikle ülkelerin devlet büyüklerine, dünya üzerinde güçlü rolleri olan insanlara, annelere, çocuklara, öğrencilere, kitap okumayı sevenlere, Greenpeace yani çevrecilere, yetimlere, öksüzlere, fakirlere, hastalara, sanatçılara, ressamlara, doktorlara, adaletin yanlış hükmettiklerine ve suçsuz hapis yatanlara anlayacağınız tüm insanlaradır mektubum.

Dünyadaki tüm büyükler ve güzel insanlar bir araya gelip dünyanın güzelleşmesini sağlamak amacıyla çıktığım bu yolda canlı yayınlar, TV programları düzenleyerek ve kitaplar yazarak sizlerle diyalog içinde olmak, manevi ve ekonomik olarak güzel bir sonuç elde etmek için kendimi öne atmak istedim.


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 19 / 27
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00
Hayat Üzerine Dersler

Gerçek Bir Yaşam Hikayesi

Pankreas kanseri, 3 ay ömür biçilen dünyaca ünlü bir bilim adamı. Ama her şeyden önce 1,2 ve 5 yaşlarında üç tane çocuğu olan ve onlardan –hele de şimdi– hiç ayrılmak istemeyen son derece duygusal bir baba.
Gelecek yirmi senede çocuklarına öğreteceklerini, günün birinde onların sahiline vuracak bir şişeye sığdırmaya çalışıyor. İşte böyle bir adamının bütün dünyaya ve en başta da çocuklarına miras bırakılmak üzere, yaşamla ilgili –evet ölümle değil yaşamla ilgili– çocukluk hayzallerimizle ilgili, hayatımızdan sonuna kadar tad almayla ilgili, dostluklarla ilgili, sevgiyle ilgili, kısacası yaşamın tam da kendisiyle ilgili üniversite kürsüsünden yaptığı

Son Konuşma

Birçok profesör, "Son Konuşma" adı altında konuşmalar yapar. Onlardan, ölümlerini düşünmeleri ve onlar için en önemli şeyin ne olduğunu bulmaları istenir. Ve onlar konuşurken, dinleyiciler ister istemez aynı soruya kapılırlar: Son şansımız olduğunu bilseydik, dünyaya hangi gerçeği bildirmek isterdik? Yarın ölecek olsaydık, neyi miras olarak bırakırdık? Carnegie Mellon Üniversitesi’nde bir bilgisayar profesörü olan Randy Pausch'tan böyle bir konuşma yapması istendiğinde, son konuşması olacağını düşünmesi zor olmamıştı, ne de olsa kısa süre önce ölümcül bir kanser teşhisi konmuştu.

Ama yaptığı konuşma ölümle ilgili değildi. Çocukluk hayallerinizi gerçeğe dönüştürmekle ilgiliydi. Engelleri asmanın, başkalarının hayallerini mümkün kılmanın, her ânın değerini bilmenin önemiyle ilgiliydi. Bunlar Pausch’un inandığı her şeyin bir özetiydi. Yani yaşamakla ilgiliydi.

Bu kitapta Randy Pausch, konuşmasını bir fenomene çeviren ve onu unutulmaz kılan özelliklerini -mizah, ilham ve zekayı bir arada kullanmıştır. Bu kitap, nesillerden nesillere aktarılacak ve herkesin okuyacağı bir eserdir.

"Önemli olan kaybetmeniz veya kazanmanız değil, nasıl oynadığınızdır."
Randy Pausch


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 206
Ağırlık : 206
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺105,00

“Bay kumarbaz Trump! Size söylüyorum, biz sizin sandığınızdan çok daha fazla sizin yakınınızdayız. Bizim bölgedeki gücümüzü de kapasitemizi de çok iyi biliyorsunuz. Asimetrik savaşta ne kadar güçlü olduğumuzun bilincindesiniz. Gelin, ben sizi bekliyorum. Ben bu sahanın adamıyım. Savaşın sizin tüm varlığınızın yok olması demek olduğunu siz biliyorsunuz. Siz belki savaşı başlatabilirsiniz; ama onun sonunu tayin edecek olan biziz…
Sizi düşünmeden uyuduğumuz tek bir gecemiz yok. Biz şehadet milletiyiz, biz İmam Hüseyin milletiyiz. Çok zor olayları geride bıraktık. Şunu bilin ki eğer savaş çıkarsa sizin tüm imkânlarınızın yok olması ve bizim zaferimiz olur. O hâlde siz savaşı başlatın gerisi bize kalmış.”General Kasım Süleymânî

Majid Safataj’ın, Şehit General Kasım Süleymanî’nin ve cephe arkadaşlarının hatıra ve anlatımlarından yola çıkarak hazırlamış olduğu bu eser sayesinde hem “Gölge Komutan” hakkında hem de İran-Irak savaşı başta olmak üzere Hizbullah ve Siyonist rejim arasında gerçekleşen “33 Gün Savaşı” ve Suriye’deki “Vekâlet Savaşı” hakkında birçok konuyu bilinmeyen yönleriyle okumak mümkün olacak.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 288
Ağırlık : 288
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

Araklı’da İki Dere Arası isimli eser, Selçuk Özyurt’un öykü ile deneme arasında gidip gelen anılarından oluşuyor…

Özyurt bir solukta okunan üslubuyla, bizi çevreye, geçmişe, insanlığa, hafızalarımızdaki o güzel insanlara çağırıyor.

***

Onlar onca çilenin, sıkıntının bin bir derdinin arasında bile esprileri ile konuşan, yüzleri hep güleç asil insanlardı. 

Ölüme, acıya, düğüne her türlü sevince gönül katan yürekleriyle destek olan, birbirini kucaklayan insanlardı. Kavgaları, küslükleri arada bir olsa da, bir bayram sabahında caminin önünde üç günlük dünya için helallik alan insanlardı.

Sevgiyi sadece kendi çocuklarına değil, bütün köylünün çocuklarına da göstermeyi bilirlerdi.
 


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 136
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺45,10
Ardahan’dan Şiirsel Anılar ve Öyküler

Uçağa binmemiş insan vardır. Ama öykü dinlememiş, öykü okumamış insan yoktur.

İlk çağlarda mağaralarda yaşayan insan toplulukları bile öyküye ihtiyaç duymuş ve onu anlatıp, dinlemişlerdir.

“Öykülerin olağanüstü bir gücü vardır. Öykü başladığında sizi içine çeker ve bir müddet sonra beyninizin kontrolünü ele geçirerek, sizi kendi dünyasında gezdirir,” der, ABD’li yazar Jonathan Gottschal.

Öyküler, insanların sosyal yaşamlarında ihtiyaç duyacakları temel becerilerin oluşmasındaki ilk basamaklardır. Ve bizi ciddi zorluklara karşı eğiten bir gizeme sahiptirler. Bir öyküyü okurken veya dinlerken, oradaki bir kahramana bürünürüz. Bu kahraman genellikle ezilenden yana bir karakterdir. Ve bu karakter bazen öylesine etkili olur ki, doğrudan kişiliğimiz etkiler hale gelir.

Bir Köroğlu öyküsünde, herkes Köroğlu olmak ister. Hiç kimse Bolu beyi olmak istemez.

Onun için öykü yazmayı seviyorum. (Mahmut Baycan)


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 126
Ağırlık : 126
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺43,80

Kıymetli şahsiyetini bu hayâl âleminde daima gölge bir varlık olarak tanımlayan Şefik Can; miladi takvime göre doksan altı, hicri takvime göre doksan dokuz yaşına kadar aşk ile hayırlı ve bereketli bir ömür sürdü. II. Meşrutiyet’in ilanıyla gözlerini dünyaya açmış olan Şefik Can, âlim bir babanın rahle-i tedrisinde ilk eğitimini aldı. Yokluk, fakirlik ve zaruret çağında ortaokuldan itibaren Askeri mektebe girdi ve Cumhuriyet’in ilanını müteakip senelerde Kuleli Askerî Lisesi’nde ve Harp Okulları’nda eğitimini tamamlayarak subaylık kariyerine başladı. İstanbul, Vize, Kırıkkale, Erzincan ve Konya gibi muhtelif şehirlerde yüzlerce subay yetiştirdi.

Şefik Can Hatıralar başlığıyla okurlarına takdim edilen bu eser, I. Dünya Savaşı, İstiklal Harbi, Cumhuriyet’in kuruluşu, II. Dünya Savaşı ve çok partili hayata geçiş gibi farklı dönemlere dair tam anlamıyla sosyal, siyasî, askerî, iktisâdî ve kültürel tarih membaıdır. Eğitim, edebiyat, kültür ve sanat açısından İstanbul sahhaflarına, kitapçılarına, ilmi cemiyetlerine; kısacası son bir asırlık kültür tarihimize ışık tutmakta. Pek çok ilginç ve orijinal olaylara şahitlik eden Şefik Can’ın bu hatıratı, aynı zamanda, Mevlevî, Melâmî, Nakşî, Bektaşî, Cerrâhî ve Uşşakî çevrelerini yakından yansıtması yönüyle son dönemin tasavvufî yaşantısını çok renkli bir şekilde tasvir etmekte.

Kuleli Askeri Lisesi’nde yıllarca Edebiyat öğretmenliği görevini sürdüren Şefik Can bu bereketli ömrüne sığan çok sayıda meşhur şahısla bir araya geldi ve onlarla nice özel hatıralar yaşadı. Mustafa Kemal Atatürk, Mareşal Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir, Tâhirü’l-Mevlevî, Mehmed Âkif, Hattat Hamid Aytaç, Mahmud Sadettin Bilginer, Muzaffer Ozak, Midhat Baharî, Muhsin Ertuğrul, Seniha Bedri Göknil, Abdülbaki Gölpınarlı, Faruk Gürler Paşa, Nâzım Hikmet, Ferit Kam, Mahmud Sâmi Ramazanoğlu, Ahmet Remzi Dede, Yaman Dede, Ladikli Ahmet Ağa, Suudü’l-Mevlevî, Peyami Safa, Annemarie Schimmel, Hüseyin Siret, Ali Nihat Tarlan, Neyzen Tevfik, Rıza Tevfik, Selman Tüzün, Feridun Nafiz Uzluk, Süheyl Ünver, Elmalılı Hamdi Yazır, Halide Edip Adıvar, Şükûfe Nihal, Münevver Ayaşlı, İsmail Hâmi Danişmend, İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Abdülaziz Mecdi Tolun, Muhammed Raşit Erol, Hüseyin Hilmi Işık, Enver Ören, Cinuçen Tanrıkorur... gibi önemli kişilere dair bugüne kadar çok az bilinen olayların anlatıldığı bu güzide hatırat; bir nehir söyleşi kıvamında H. Nur Artıran’ın Şefik Can merhumla 2000’li yılların başında yaptığı söyleşiler ile vücut buldu. Sufi Kitap bu paha biçilmez hazineyi Türk okuruna takdim etmenin kıvancını yaşıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 528
Ağırlık : 528
En / Boy : 15 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺182,60

NE OLURSA OLSUN HER ZAMAN İYİYİ DÜŞÜN.
ASLA KİN BESLEME. DAİMA ÖLÇÜLÜ OL.
HAYATTA HERKESLE VE HER ŞEYLE ARAMIZDA, İHLAL EDİLMEMESİ GEREKEN, GÖRÜNMEZ SINIRLAR VAR.
İNSAN BU DÜNYADA AKLI KADAR YER KAPLIYOR.
ŞARTLAR SENİ ZORLASA DA KENDİN OLMA ÇABANDAN VAZGEÇME.
GÖZÜNÜ HEDEFİNE DİKEN İNSAN ZARARSIZDIR.
KENDİNİ ANLATMAYACAKSIN, BIRAKACAKSIN İNSANLAR SENİ TANISIN.
GELİŞMEYE CÜRET EDECEK KADAR CESUR DEĞİLSEN HAYATTA İZ BIRAKAMAZSIN.
BU YOLDA ÖĞRENDİKLERİMİZ VE ÖĞRETTİKLERİMİZ BİZİ BİZ YAPAR.

 

Kitap Adı: Yaşadım Demek İçin Ne Yapmalı?
Kitap Yazar Adı: Muazzez İlmiye Çığ –Büşra Sanay
Yayın Direktörü: Gülşen İşeri
Editör: Gökçe Şenoğlu
Proje Editörü: Muhsin Topyıldız
Son Okuma: Saliha Ulusoy
Kapak Tasarım: Beyzanur Karabulut
Sayfa Tasarım: Beyzanur Karabulut
Sayfa Sayısı: 232
Ebat: 13,7x21,5
Tür :Anı-biyografi-anlatı
Kağıt / İç Baskı: III. Hamur Enzo, 52 gr.
Cilt / Kapak: Amerikan Bristol 230 gr.
ISBN / Barkod: 9786057246707

₺126,00
Sana Söyleyeceğim Çok Şey Var - 2

“Sana Söyleyeceğim Çok Şey Var kurgu dışı serisi; yaşanmış gerçek bir hikayenin; 
birbirine bağlı iki kardeşin ani gelen ölümle birbirine veda edemeden ayrılışının, 
sıradışı olaylarla örülü çarpıcı, saf ve sansürsüz yolculuğu.

Türk basınını uzun yıllardır yurtdışında başarıyla temsil eden gazeteci yazar Ayşegül Ekinci, yarın kaygısı olmadan, ölüm kavramını düşünmeden yaşadığı hareketli hayatının ağabeyi Cerrah Dr Hüseyin Ekinci’nin ölümüyle nasıl değiştiğini anlatıyor.
Bildiklerini Unut, ağabeyinin ölümünün ardından hayata tutunmak için yollara düşen yazarın aynı zamanda yas çözümlemesine ait deneyimleri, derin araştırmaları ve ünlü Hintli mistik Sadhguru ile çalışmaya başlamasının soluksuz serüveni.”

“Ayşegül hem yazar hem de şifacı olarak gerçek bir usta. O ender rastlanan , saf ve iyi niyetli yaklaşımıyla insanları anlama, içtenlikle duyma ve bunları aktarma kabiliyetine sahip. Olağanüstü yazı dili, kelimelerinin şifası geleceğe yön veren cinsten.” — Vianna Stibal, Theta Healing kitaplarının yazarı ve Theta Healing’in Kurucusu

2021 Sedat Simavi Edebiyat Ödülleri Adayı Son Yok Kitabı yazarından, serinin yeni kitabı Bildiklerini Unut

“Eğer sevinç, mutluluk ve coşku gözyaşları yanaklarını yıkamadıysa henüz hayatı deneyimlememişsindir.” — Sadhguru, Mistik, Yogi ve kitapları çok satan yazar


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 476
Ağırlık : 476
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺178,50

Tüm dünyada izlenme rekorları kıran, sitcom deyince akla ilk gelen ve günümüzde bile hâlâ mizaha yön veren dizi Seinfeld’in yaratıcısı ve sahne tozu yutmaktan usanmamış komedi efsanesi Jerry Seinfeld, ilk kitabı Bu Şaka Çalışır mı? ile sizi kırk beş yıllık yolculuğuna ortak ediyor!

1970’li yıllardan başlayarak, tıfıl bir üniversiteliyken adım attığı stand-up kariyeri boyunca aklına gelen bütün fikirleri bir kenara yazan Seinfeld, körüklü dosyasında sakladığı şakalarını paylaşıyor. Her sayfasında birbiri ardına zekice sıralanmış gözlemler, absürt anılar, bolca komiklikle süslenmiş kişisel deneyimleri içeren bu kitapla hem bir komedyenin evrimine şahit olacak hem komedi yazma sanatına dair yeni bir anlayış kazanacak hem de kahkahalarla güleceksiniz.

“İnanılmaz bir kitap bu… Alabileceğiniz en iyi şaka kitabı filan.”

—Jimmy Fallon

“Seinfeld dizisi hiçbir şey hakkındaydı. Jerry Seinfeld’in otuz yılın ardından çıkardığı ilk kitabı olan Bu Şaka Çalışır mı? ise her şey hakkında… Onun usta bir komedyene nasıl dönüştüğüne sayfa sayfa tanıklık ediyor, dünyayı komik bulduğu şeyler üzerinden yıl yıl deneyimliyoruz… Bu Şaka Çalışır mı? gelmiş geçmiş en komik zihinlerden birinin meyvelerini önünüze seriyor.”

—Washington Post

Seinfeld hayranları bu kitabı bir oturuşta bitirecek, geleceğin komedyenleri ise onun ustalıklı komedisini nasıl oluşturduğunu incelemek isteyecekler.”

—Kirkus Reviews

“Acayip derecede komik ve bir insanın önemsiz gözüken şeyler hakkında bu denli derin çıkarımlar yaparak bir ömür geçirebileceğini göstermesi açısından oldukça etkileyici bir kitap... Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim.”

—Paul Leslie Hour


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 244
Ağırlık : 244
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺178,50

Afrika’daki bir üniversitenin duvarında şu sözler yazılıdır: “Eğer bir ülkeyi ortadan kaldırmak, yok etmek isterseniz topa, tüfeğe, atom bombasına, uzun menzilli füzelere gerek yoktur. Eğitimi etkisizleştirin. Kopya çekilmesine müsaade edin, bu yeterlidir.”

Uzun yıllar kendini eğitime adamış, sonrasında da Milli Eğitim Müfettişliği yapmış bir öğretmenin acı tatlı hatıralarını okuyacaksınız.

Acemilikler, kalp kırıklıkları, gülümseten anlar, çeşitli şehirlerdeki yolculuklar…

Sevgiyle, umutla, şefkatle, ilgiyle öğrenime adanmış bir yaşamın parçalarını birleştirmek size kalmış.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 242
Ağırlık : 242
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺54,00

Ben doğuştan engelliyim.

Sağ bacağım hiç olmadı.

Doğduğumda yoktu bacağım.

Çocukluğumda da yoktu.

Gençliğimde de.

Şimdi de yok.

Ölürken de olmayacak.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,00
Giysilerin Penceresinden

“Meğer ne çok fiyonk varmış giysilerimizde, anılarda, İstanbul’da... Yaşanan her heyecanda, algılanan her renkte, geçilen her sokakta, okunan her kitapta, izlenen her filmde, çevrilen her dergide, kurulan her hayalde... Ayrıntıları biriktirdikçe fiyonklu bir İstanbul dürbününden bakıyorum geriye, giysilerin penceresinden...” Evde dikilen mantolarla arşınlanan Sultanahmet sokakları… En güzel çocukluk ve gençlik günlerinin kaldırımlarına işlendiği Bostancı; sahili, sokakları, esnafı… Eski güzel, yeşil günleriyle bize sayfaların ardından göz kırpan Beyoğlu; büyüleyici vitrinleriyle İstiklal Caddesi mağazaları, İnci Pastanesi. Bir çocuğun gözpınarlarına dolan berrak deniziyle Kadıköy-Eminönü yolculukları… Renkleriyle insana dinginlik veren Büyükada… Gül İrepoğlu, 20. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul’da yaşamış herkesin kendinden bir parça bulacağı kitabı Fiyonklu İstanbul Dürbünü’nde kendi çocukluğundan başlıyor anlatmaya. Kişisel
tarihini okura açtıkça öznel tarihi bir İstanbul panoramasına dönüşüyor. O eşsiz anlatımıyla anılarına can verdikçe İstanbul sokaklarından esen rüzgâr kulaklarımıza, girip çıktığı mağazalardaki kumaş kokuları burnumuza doluyor. Ve
giysilerden, müzikten, eski eşyalardan, mücevherlerden bir şehrin yakın tarihi yansıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 355
Ağırlık : 355
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺89,25

Bu kitabımda benim ve yakınlarımın baslarından geçen dolandırıcılık hikâyelerini anlattım. Ne yazık ki hele de ticaretle uğraşıyorsanız anlatsam kitap olur diyecek kadar dolandırıcılığa şahit oluyorsunuz. İste ben de hem başımdan geçenleri ölümsüzleştirmek hem de okuyanlar için dolandırıcıların yöntemlerini öğrenmeleri ve dikkatli olmaları niyetiyle başımdan geçenleri bu kitapta anlatmaya karar verdim.

Hemen herkes hayatta bir veya birkaç kere büyüklü küçüklü dolandırılmıştır. Kitabımı okuyanlar kendilerinden mutlaka bir şey bulacaklardır. İnsanın olduğu yerde yalan da olur. Şimdi geriye dönüp baktığımda bazen sinirlendiren, bazen üzen, bazense güldüren bu dolandırıcılık hikâyelerinin hepsini birer tecrübe olarak görüyorum. Her yeni kötü tecrübe bir sonraki belki de daha büyük bir kandırmacadan korur insanları. Bu zaten hayattaki her konuda böyledir.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 219
Ağırlık : 219
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺28,00
''Başlangıç''

Bahar şenliklerinden sokak konserlerine, festivallerden barlara, DJ kabinlerine, dergilere kadar müziğin var olduğu her alanda emek veren Tayfun Polat, bağımsız müzik hakkında yıllardır biriktirdiklerini anlatmaya başlıyor. Bağımsız müziğin kapsamlı bir tanımını yapıp dünyadaki serüvenini aktardıktan sonra Türkiye’ye dönüyor ve 1950’lerden başlayarak memlekette yaşananları anlatıyor.

1980’lerden 2000’lere uzanan kültürel dönüşümün, radyolardan MTV’ye, ihracat serbestisinden pop patlamasına, MySpace’ten Spotify’a farklı boyutlarıyla kendine yer bulduğu kitapta Kadıköy sokaklarında, Taksim’deki barlarda çalan genç müzisyenlerin hikâyelerinden, Amerikan üslerinin olduğu şehirlerdeki plak dükkânlarına uzanan ayrıntılar yer alıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 320
Ağırlık : 320
En / Boy : 15 / 22
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺41,00
(Hayatımın İlk On Yılı 1964-1974)

Hayatı ilk algıladığım gün neydi? Hangi gündü? Pazartesi, perşembe, cuma mıydı? Hava nasıldı? Güneşli mi, sıcak mı, soğuk mu, yağışlı mıydı? Veya boyum kaçtı? Kilom ne kadardı? Bunların hiçbirini bilmiyorum. Bu konuda hiçbir şey hatırlamıyorum. Bildiklerim sadece hayal meyal gözlerimin önüne gelen ve sisli bir atmosferin içerisindeki siluetler gibi hareket eden dört yaş çocukluğum... Bir diğer deyişle 1968 yılının ilk ayları… Ve bu aylardan başlayan, yaşım ilerledikçe netleşen, nihayet 1974 yılına kadar iyice belirgin hâle gelen altı yıllık bir zaman dilimi… Dahası gariban ve yoksul olduğu kadar hayata tutunmaya çalışan, kendi yağıyla kavrulan, günleri kâh huzur kâh hüzünle geçen bir ev. Ve bu evde anne, baba, ağabey ve sonraki yıllarda dünyaya gelen iki kız kardeşle birlikte altı kişilik bir aile. Bir de yaklaşık elli hanelik bir köy. Aydın ili Nazilli ilçesinin beş kilometre kuzeyinde yer alan Dereağzı köyü. Veya şu anki resmî söylemiyle Dereağzı Mahallesi. Bu mahallede yaklaşık yarım yüzyıl önce yaşananlar… Anılar, yaşantılar, acı ve tatlı olaylar… Bir çocuk gözüyle hayata ilişkin tanıklıklar…


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 172
Ağırlık : 172
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺52,50

Atatürk’ü kimse onun kadar güzel ve ayrıntılı anlatamadı…

Atatürk’ün “Kemal” adını “Kamal” diye değiştirdiğini biliyor muydunuz?

Masonluğu kaldıran Atatürk, gençlik yıllarında kendisinin de mason olduğunu nasıl anlattı?

Tüm yurt gezilerinde her türlü masrafı kendi cebinden ödediğini biliyor muydunuz?

Atatürk bir gece sofrada dostlarıyla sohbet ederken hizmetlilere dönüp neden “bütün elbiselerimi yakın” emrini verdi?

Nazım Hikmet hapisteyken köşkteki gramofonda plağı çalınca Atatürk şair hakkında neler söyledi?

Atatürk Dr. Reşit Galip’e neden kafatası ölçüsünü aldırdı? Ata’nın kafatası ölçüsü kaç çıktı?

Resmiyetten sıkılan Atatürk, bir gece yarısı Dolmabahçe Sarayı’ndan gizlice dışarı çıkınca İstanbul Valisi sabaha karşı onu nerede buldu?

Atatürk, bir gece iddia üzerine tabancasını çekip köşkteki avizelerin ampullerini nasıl vurdu?

Atatürk, sofra sohbeti sabaha dek uzayınca manevi kızı Zehra’ya nasıl sabah ezanı okuttu?

Uşağının diğer hizmetlilere şakayla “Selanik’ten çıksa çıksa Yahudi çıkar” dediğini duyan Atatürk, akşam sofrada buna ne karşılık verdi?

Yakın arkadaşı ve koruması Recep Zühtü sevgilisini vurunca Atatürk ne yaptı?

Elinizden bırakamayacak, bir solukta okuyacak, Atatürk’ü daha yakından ve içimizden biri olarak tanıyacaksınız…


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 400
Ağırlık : 400
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺131,25
Gördüklerim, Düşündüklerim, Eleştirilerim, Öğütlerim

Bu eser, engin ilmi ve ilgi çeken görüşleriyle sadece İslâm dünyasında değil, Batı âleminde de kendini kabul ettirmiş bilge bir âlimin eseridir. Diğer Avrupa dilleri bir yana, sadece Fransızcaya üç kere çevrilmiştir.

Yazar, 20 sene boyunca tuttuğu notları, günlükleri, değerlendirmeleri, şahit olduğu ibret verici hikâyeleri ve öğütleriyle 850 yıl öncesinden günümüze ışık tutuyor. 

İbnü’l-Cevzî, kendi gözlemlerinden hareketle, insanoğlunun farklı yönlerini gözler önüne seriyor, o yüzden de halk kesiminden en yüksek düzeydeki ilim ve fikir adamına kadar herkese sesleniyor.

Bu eser, döne döne okuma isteği uyandıran, vazgeçilmez bir başucu kitabıdır.

Zevkle okunacak, çok şey öğrenilecek bu kitabın sayfalarına öylesine bir göz gezdirmek bile insana, ihtiyaç duyduğu huzurun ve mutluluğun tatlı nefesini hissettirecektir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 5
Sayfa Sayısı : 544
Ağırlık : 544
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺166,00

“Mübadiller, kaybedilmiş toprakların aziz hatıralarıdır.”  (Gazi Mustafa Kemal Atatürk)

Enver Paşa, Balkan Savaşlarını şöyle anlatmaktadır:

“… Başıboş sürünen bozguna uğramışlar ordusuna, Rumeli’nin bağlarından kopup gelen, daha perişan yüz binlerce göçmeni, sürünerek, eriyerek akan kafileleri de eklemeliyiz. Evet, Rumeli göçüyor, Rumeli boşalıyordu. Rumeli’yi asırlarca evvel alan, Rumeli’de asırlardır yaşayan son Türkler, yirminci yüzyılın başlarında alev alan bu yangının alevleri içinde sonu bilinmez geleceğe doğru akıyorlardı.”

Mübadele neydi? Gelenler kimlerdi? Neden buradaydılar? Molla Hüseyin kimdi? Bütün bunları kitabı okurken bulacaksınız.

“Rumeli’den Geliyorum”un yazarı Emekli Tümgeneral Hüseyin Sezgin şöyle diyor:

“Ben mi kimim? Bu hikâyeden kendine pay çıkaran mübadil ailelerden birinin mensubuyum. Yirmi hanelik bir köyden tahta bavulu ile okumak için ayrılan, gemiden sahile çıkışta parası yetmediği için bavulunu rehin bırakan ve her şeye rağmen okuyarak Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyet sayesinde general olabilen talihli bir kişiyim.”

 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 479
Ağırlık : 479
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺96,00

Öğretmenlik Anılarım; Cumhuriyet ideali ile yetişmiş bir öğretmenin mesleğine duyduğu sevdayı, öğrencilerinin başarısı için verdiği çabayı anlatıyor. Kitabın Önsöz’ünde Prof. Dr. Üstün Dökmen’in dediği gibi: “O, Anadolu'da Faruk Nafiz Çamlıbel'in geçtiği yollardan geçmiş, özgürlüğün, eşitliğin, bilimin değerini anlamış ve anlatmış, yaşamış ve yaşatmış bir Cumhuriyet Öğretmenidir. O bir tanedir, o bin tanedir. Cumhuriyet'in aydınlığı onun üstüne sinmiştir ve o bu aydınlığı binlerce öğrencisine sevdirmiştir.”
81 yaşında anılarını kaleme alan yazarın sönmeyen azmi, şevki, heyecanı kitabın her satırında hissediliyor. Nurhayat Öğretmen, genç kuşak öğretmenlere bir rol model oluyor. Prof. Dr. Cihan Dura’nın sözleriyle: “Bu büyük Cumhuriyet Öğretmeni’nin, Nurhayat Altuntek’in  öğretmenlik anılarını -başta öğretmen adayları ve genç öğretmenler- herkes okumalıdır. Her satırında düşünecek, duygulanacak, çok şey öğrenecek, dersler alacaksınız.”


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 189
Ağırlık : 189
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺76,00
Hikayeler - Hatıralar - Makaleler - Fıkralar

Kıssa ,Bir edebiyat terimi olarak ,"Olmuş veye olması gayet muhtemel olması gayet muhtemel bir olayın/olayların , belirli bir takım unsurlarını 'ders çıkarılması , ibret alınması maksadıyla' ön plana çıkararak anlatan yazı çeşidir"

Kıssalar ; hikmetli ve güzel bir öğüt vasıtasıdır, insanlara yol göstermek maksadıyla , şahsen yaşananların veya başkalarının başından geçenlerin , sebep ve sonuçlarıyla güzel bir anlatımıdır...

Kıssa, anlatmaktan umulan asıl maksat; İnsanlığın ilk gününden bu yana hep iyilerin ve tevekkülün mükafatlarını , sıkıntı ve acıları sabırla göğüslemenin semerelerini , nefse ve şeytana direnmenin kazandırdıklarını,kul haklarına ve emenete riayetin ulaştıracağı mertebeleri güvenilirliğin ve verilen işleri en mükemmel şekilde yapmanın yeni kapılar açabileceğini, aklın sayduyunun teslimiyetin iffetin sağladığı üstünlükleri...maddiyatın şımarttığı insanların akıbetini , gücü adaletle kullanmanın faziletlerini , zalimlerin firavunların nemrutların acı sonunu , nefse ve şeytana teslimiyetin kaybettirdiklerini i iftiracıların düştüğü durumları.. vurgulamaktadır.

Sonu. olarak Kısslarla , iyi ve güzel ahlakın iyi insan ve iyi toplumun oluşması hedeflenir.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 287
Ağırlık : 287
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00

Fatih’ten Beyoğlu’na Benim İstanbul’umu yazmak;
Atilla İlhan’dan, Demir Özlü’ye, Aytekin Kotil’den, Nurettin Sözen’e, Müjdat Gezer'den, Cavit Orhan Tütengil’e, Hayrettin Karaca’dan, Server Tanilli’ye dostlarla hayatımın geçtiği, kimi zaman Çınaraltı’nda, kimi zaman Asmalımescit’te ya da Pera Palas’ta bulunduğum bu kenti farklı bir gözle anlatmak istedim.
Üniversitelerinden otellerine, derneklerinden sendikalarına konferans vermediğim, sohbet etmediğim köşesi bulunmuyor. Babıali’nin bir parçası oldum, Üniversite öğrencilerimle her türlü etkinliklere katıldım. Osmanlı’daki ilk Türk lisesi olan ve 1872’de kurulan Vefa Lisesi’nin öğrencisi olarak ve sonrasında İstanbul Üniversitesi’ndeki 55 yıllık akademik yaşamım boyunca Fatih’in bir parçası oldum.
Hem Fatih hem Beyoğlu ile hayatım bütünleşti. Cihangir-Beşiktaş-Levent-Ortaköy hattı içinde çocukluk ve gençlik yıllarımdan beri yüzleştim. Gezi Parkı’nda çift kale maç yapmaktan öte Şeref Stadı’nın tozlu toprağında da oynadım.
1980’de Nagoya’ da (Japonya) İstanbul’u UNDP konferansında anlatmış olmam, 1979’da Başbakan Ecevit’e “İstanbul Dünya Ticaret Merkezi Projesini” kabul ettirmem, 1984-1994 yılları arasında her ay çıkan Middle East Business and Banking dergisinin kurucusu ve yayıncısı olmam beni bu kente daha başka boyutlarıyla da bağladı.
İşte bu nedenlerle bu kitabı kaleme aldım.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺79,00

Emekli Büyükelçi Ender Arat’ın, Moldova’da Türkiye’nin ilk temsilciliğini açma anılarını yazdığı bu kitapta özellikle şu noktalar vurgulanmaktadır:

1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bağımsızlığına kavuşan Moldova’nın tarihi…

Türk soyundan gelen ve asırlardır bu topraklarda yaşayan Gagauzlar’ın nasıl keşfedildiği…
Uzun süre unutulduktan sonra nasıl kucaklaşıldığı ve çeşitli zorluklara rağmen, Türkiye’nin barışcı politikası sonucu, Gagauzların kan dökülmeden nasıl özerklik kazandıkları…


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 352
Ağırlık : 352
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺97,00
Tükendi

İhsan Bayram 10 Mayıs 1933'te İzmir Değirmen-dağı'nda doğmuş. Sanat Enstitüsü'ne gitse de okulu bitirmeden ayrıl­mış. Manisa'da uzun süre içkili Ege Lokantası'nı çalıştırmış. Ardından İzmir'de dolmuşçuluk, barmenlik yapmış. 1964 yı­lında Köprü durağında açtığı Çim Kitabevi'ni emekli oluncaya kadar çalıştırmış. İhsan Bayram ile her oturup konuştuğumuzda bunların ya­zılması, anlattıklarını herkesin bilmesi gerektiğini düşündüğü­mü dile getiriyordum. Hiç itiraz etmeden, her zaman “Haklı­sın” diyordu. Ben iş yoğunluğum yüzünden fırsat bulup zaman ayıramıyordum. 2015 Şubat'ında hafta içi bir gün sağlığını sormak için aradığımda, “Hafta sonu gel şu söyleşiyi yapalım” dedi. “Olur” dedim. O hafta gidemedim. Bir sonraki hafta sonu 22 Şubat 2015 Pazar günü öğle sa­atlerinde kapısını çaldım. Ayten Abla yine çok güzel bir sof­ra hazırlamıştı. İki üç haftadır sağlık sorunları yaşayan İhsan Bayram çok iyi görünüyordu. Yemekten sonra dağlara bakan pencerenin önüne oturduk. “Hazır mısın?” dedim. Suyundan bir yudum aldı. Boğazını temizledi. “Başlayalım” dedi.başlardı.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 137
Ağırlık : 137
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00
Tükendi
Kurtuluş Kendini Anlatıyor 9

Bu kitapta, Türkiye’de sosyalist hareketin yükseldiği ve 12 Eylül 1980 darbesi ile kesintiye uğrayarak gerilediği dönemlerde, kendilerinin ve halklarının kurtuluşu için mücadele ederken yolları Kurtuluş hareketi ile kesişmiş kadınların anlatımları var. Bu anlatımlar o günleri benzer biçimde yaşamış tüm devrimci kadınların da hikâyesidir. 
Kadınlar politik bir hareketin içinde yer alırken neler hayal etmişti? O tarihsel dönem içindeki algıları neydi? O zor günleri yaşarken neler hissettiler ve nelerle karşılaştılar? Bunlar sonraki hayatlarını nasıl etkiledi? Yarım asır önceki politik ortam, örgütlenme biçim ve yapısı, karar verme süreçleri, yol ayrımları gibi tarihi süreçleri Kurtuluş içinde yaşamış kadınların anlatımlarıyla hatırlamaya çalıştık. 
Kadınlar, fabrikalarda, mahallelerde, okullarda, derneklerde, sendikalarda, yayın organlarında, mahkemelerde, cezaevlerinde, karakol ve cezaevi kapılarında, hayatın daha birçok alanındaki siyasi mücadelenin içinde yer aldı. İlişki, sempatizan, militan, kadro gibi kategorilerle erkek yoldaşlarının yanı başında koştururken onların karısı, annesi, kızı, bacısı, yakını vb. olarak tanımlandılar. Yok sayılmaya çalışıldıkları her durumda bıkmadan, usanmadan mücadeleye devam ettiler. Bir yandan örgüt için çalışırken diğer yandan kendilerini ve yakınlarını hayatta tutabilmenin mücadelesini verdiler.
Tarihe kadınların gözünden ışık tutan Yolu Kurtuluştan Geçen Kadınlar gelecekte politik çalışma yapacak kadınlar için farkındalık yaratacak nitelikte deneyler içeriyor.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 712
Ağırlık : 712
En / Boy : 15 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺193,60
Tükendi

1938 yılında Artvin ilinin Şavşat ilçesine bağlı Tepeköy’de doğdu.
Okuma yazmayı İlkokula gitmeden önce öğrendiği için, okul yönetimi tarafından ikinci sınıftan başlatıldı.
1949 yılında Tepeköy İlkokulu’ndan mezun oldu. 
İlkokul eğitimi bittikten sonra Tepeköy medreselerinde toplamda beş yıla yakın din eğitimi aldı. 
Şiir, mani ve anı yazmaya 14-15 yaşlarında başladı.
Askere gitmeden önce zaman zaman yerel etkinliklerde amatör ses sanatçılığı da yaptı.
İki yıl boyunca Şavşat Zöhret’te teravih namazını kıldırdı.
Askerlik hizmetini Lüleburgaz Topçu Tümen Komutanlığı’nda Onbaşı Yazıcı olarak tamamladı.
Askerlikten sonra Şavşat Müftülüğü’ne bağlı kurslarda 3 yıl imam hatip dersleri aldı.
Şavşat Çiftlik Köyü’nde Şavşat Müftülüğü tarafından gayri resmi görevlendirmeyle 2 yıl Fahri İmamlık yaptı.
1966 yılında girdiği imamlık sınavında birinci oldu ve aynı yıl Şavşat Şenocak Köyü’ne resmi imam olarak atandı.
1979 yılında kendi isteğiyle Şavşat Küplüce Köyü’ne atandı. 
1990 yılında emekli olup İstanbul’a yerleşti.
On beş yıl İstanbul’da birçok özel mescitte fahri imamlık yaptı.
Bu sırada muhtelif dergi ve yayınlarda şiir ve anı yazıları yayınlandı. 
Etrafında bilimselliği önceleyen, çevre ve doğa dostu bir kişi olarak tanınmaktadır.
Yaz aylarını köyünde, kış aylarını İstanbul’da geçirmektedir.
Evli ve üç çocuk babasıdır.


Basım Ayı/Yılı : 2/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00
Tükendi

 Hapishanedeki beşinci kışımız bu. … Beş yıl boyunca ne yaptık sorusuna tek kelimeyle cevap vermem istenseydi, buna “yaşadık” derdim. Dışarda olmamız halinde nasıl yaşayacaksak, burada da öyle yaşadık. İki kelimeyle tanımlamama izin verilseydi “direnerek yaşadık” derdim.
 
Mektubumu Sincan Hapishanesi’ndeki hücreden ruhunun çalkantılı sularına saldığı kâğıttan gemisiyle yapılmış bir yolculuk olarak görmeni isterim. Yoldaşının yol boyu gördükleridir yazdıkları.
 
Yazmaya ara verdiğim saatlerde de adeta Sincan hapishanesindeki hücreme nakledilmiş gibi karşımda duruyordun. Kâh sohbeti derinleştiriyor, kâh bir yerlere gezmeye çıkıyorduk. Kırklar Dağı’nın sakinliğini huzur içinde seyredip, on gözlü köprünün altından Dicle’nin nazlı akışına birlikte baktık mesela. Munzur Gözeleri’nde Düzgün Baba’nın sitilinden dökülen süt köpüklerine dalarken karanlık basmadan Ana Fatıma’ya yetişip çıralarımızı yakmanın telaşına düştük. Tecrit yalnızlığını yerle bir eden en coşkulu mitingleri Lice’de, Gewer’de, Cizre’de gerçekleştirdik. Van Gölü’nün cennet güzelliğiyle, Ağrı Dağı’nın efsanevi heybeti avuçlarımızın içindeydi. Bingöl dağlarının rengarenk çiçek desenli yeşil giysisini giydiği bir bahar havasında “Feqiriye Çolik mı vira ne şına” türküsünü birlikte söyledik. Dışarıdayken defalarca planlayıp farklı gerekçelerle gerçekleştiremediğimiz Palu ve Gökdere köylerini aceleye mahal vermeden rahat rahat ziyaret ettik. Asi ve asil yangın yürekli insanlarımızla gürül gürül yanan teneke kuzinelerin başında sabahlara dek sohbet ettik. Közde patates ikram ettiler bize, tereyağı gezdirilmiş bol soğanlı kavurmalı loller, kömbeler, börekler de. Hani’de arabalarımızın bagajlarına ağzına kadar tandır ekmeği, pestil ve ceviz koydu yoksul köylülerimiz. İtirazlarımız kar etmedi. Piran’da, Dare Heni’de Şeyh Sait’i, Şeyh Şerif’i, Faqi Hasan’ı yad ettik. Peygamberler diyarı Riha’da yanık sesli çocuklar dengbej havasında öyle stranlar, klamlar okudular ki… 

Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,40
Tükendi

“Hac Hatıralarım” başlığını taşıyan bu eseri yazar, 1951 yılı Nisan ayında ilk sayısı çıkan “İslamın Nuru” adlı dergide tefrika etmek suretiyle yayımlamıştır. Ali Kemal Belviranlı tarafından çıkarılan derginin son sayısı 1953 yılı Nisan ayında çıkmış ve dergi toplamda yirmi dört sayıya ulaşmıştır. Dr. Öz’ün “Hac Hatıralarım” başlıklı yazıları derginin 2-18, 20 ve 24 nolu sayılarında bulunmaktadır.  Bu eserinde Dr. Öz, 1947 yılı Ekim ayında gerçekleştirdiği bu hac seferini yıllar boyu ne kadar arzu ettiğini, yolculuğun nasıl başladığını, konakladıkları menzilleri, karşılaştıkları insanları ve şehirleri, bu hac yolculuğunun onu nasıl manevi bir iklime eriştirdiğini gün gün ve adım adım, çok samimi ve halis duygularla dile getirmiştir. Eserde genel olarak bir seyahatname havası alınmakla birlikte; zaman zaman kişisel deneyimler, duygular, düşünceler ve hatıra kırıntıları da sohbet tadında okuyucuya nakledilmektedir. Umulur ki bu eser hac seyahatnameleri arasında layık olduğu yeri bulur. Metin hazırlanırken yeri geldikçe dipnotlarla bazı açıklamaların yapılması gerekmiştir. Bu amaçla, esas olarak Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nden yararlanılmıştır. Ayrıca metnin orijinalinde yer alan bazı basım hataları giderilmiş, yazımda günümüz imlası esas alınmıştır. Metinde yazar genel olarak kutsal yerleri, duaları ve bazı özel isimleri yer yer koyu renkli ve/veya büyük puntolarla yazmış olup, yazarın bu tercihine müdahale edilmemiştir. Okumayı kolaylaştırmak için metin içerisindeki bazı cümlelerden istifadeyle ya da tarafımızdan ilave edilerek ara başlıklar oluşturulmuştur.  Bu kıymetli eserin basımını üstlenen Muhayyel Yayıncılık’a teşekkürlerimi sunarım.  


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺75,00
Tükendi
İnsan Paylaştıkça Çoğalır

Ömer Aras’ın, altı yılı akademisyenlik, otuz yedi yılı bankacılıkla
geçen iş hayatı deneyiminden süzülen yöneticilik ilkeleri...
İş hayatına öğretim görevlisi olarak başladıktan sonra bir tesadüf
sonucu banka yöneticisi olan Ömer Aras’ın iş dünyasına ilişkin anıları…
Hüsnü Özyeğin’le Ömer Aras, güçlü bir kadro kurarak, kısa zamanda
rakiplerin takip ettiği bir banka yarattılar. 1994 ve 2001 yıllarında
yaşanan büyük ekonomik krizleri başarıyla atlattılar.
Sermayesini Ömer Aras’ın bir çanta içinde taşıdığı, otuz kişiyle
Gümüşsuyu’ndaki bir iş hanının beşinci katında sıfırdan kurulan banka,
bugün on üç bin kişinin çalıştığı ve oluşan kültürle sektörün saygın
kurumlarından biri haline geldi. Ayrıca hakkında yazılan dört ayrı
vaka Harvard Business School’da işletme yüksek lisans öğrencilerine
okutuluyor. Bu girişimin bu hale gelmesine katkıda bulunan bir yönetici
olarak Ömer Aras’ın süreç boyunca yaşadığı deneyimler sayesinde
geliştirdiği yönetim ilkeleri bu kitapta bir araya geliyor.

“Paylaştığı örnekler ve benimsediği ilkeler her sektörden yöneticiler için
fevkalade yararlı.” –CEM KOZLU

“Teoriyle uygulamanın adeta dans ettiği bu kitap, öğrencilere, öğretim
üyelerine, uzmanlara ve yöneticilere yol gösterici derslerle dolu.”
–MAHFİ EĞİLMEZ

“Başarının temelinde yatan denge oyununun sırları bu kitapta.”
–TUNCAY ÖZİLHAN

“Ömer Aras’ın hayat yolculuğu ilham veriyor, cesaretlendiriyor,
güldürüyor, hislendiriyor, hazırlıyor ve hatırlatıyor.” –ÜMİT BOYNER


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 348
Ağırlık : 348
En / Boy : 16,5 / 23
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺176,00
Tükendi
Cumhuriyet’in ilk röntgen profesörü...

Türkiye’nin ilk radyoloji profesörü Salâhattin Mehmet Erk’in yaşamı kısa bir ömre sığdırılan uzun bir mücadele hikayesidir. Bu mücadelenin izleri, görevi gereği sık sık ayrılmak zorunda kaldığı eşi Sabahat
Hanım’a yazdığı mektuplara ve kartpostallara yansımaktadır.Trakya, Balkanlar ve kanlı çarpışmaların yaşandığı Filistin Cephesi’nden ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında eğitim amacıyla gittiği Viyana ve Almanya’nın çeşitli kentlerinden gönderdiği mektuplar, dönemin Anadolu ve Avrupa’sına tanıklık etmektedir. Sık sık gönderdiği kartpostallardan da 20. yüzyıl başlarındaki Avrupa şehirlerinin görüntülerini izlemek mümkün.Sonraki mektupları ise tıp kongrelerine katıldığı Ankara’nın ve tedavi için bulunduğu Paris’in damgasını taşır. Profesör Salâhattin Mehmet Erk’in yazdığı mektup ve kartpostallardan derlenen bu kitapta, onun Sabahat Hanım’a olan aşkını, henüz emekleme dönemindeki radyolojiye tutkuyla bağlanışını ve yurt sevgisini bulacaksınız.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 136
En / Boy : 14,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺68,00
Tükendi

Almanya’daki Türk işçilerinin yaşam öykülerini anlatan, belgeleyen en üretken yazarlardan Ahmet Şakar; bazen üzücü, bazen gergin, bazen tuhaf ama her zaman merak uyandıran insan hikayeleriyle yine karşımızda. Genellikle Anadolu – Almanya hattında yazan Şakar, bu sefer valizini alıp Afrika’ya, Orta Asya’ya, Balkanlara doğru yola çıkıyor. Seyahati, dünyayı okumak için bir fırsat olarak gören Şakar, Alamancının Yol Hikayeleri’ni harika hikayeler duymak isteyenler için kaleme aldı.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 154
Ağırlık : 154
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺68,00
Tükendi

Gurbetçileri anlatmak için bir dönem Yeşilçam filmleri çekildiyse de düzinelerce kitaplar yazılmadı, belgeseller çekilmedi. Gurbetçiler yapılan bazı araştırmalarda rakam olarak kaldı. Türkiye’ye kazandırdıkları dövizlerle anıldılar. Bazen de nasıl dolandırıldıklarına şahit olduk. Gurbetçilerin hayatlarına dokunan pek fazla bir şey okumadık. Maalesef okuyacak pek fazla kaynak da olmadı.

Yıllar önce Almanya’ya işçi olarak giden Ahmet Şakar, bu eksikliği kapatmayı kendine görev edinmiş. Ahmet Şakar, Türkiye ve Almanya cephesini içeriden bir bakış açısıyla ele alıp filmlerde göremeyeceğimiz, bir yerlerden okuyamayacağımız yaşanmış hayat hikayeleri bu kitapta toplandı.

Ahmet Şakar’ın hikaye dükkanından çıkan sözlü tarih çalışmaları; araştırmacılar, sosyologlar, toplum bilimciler, gazeteciler hatta politikacılar ve devlet adamları için önemli bir kaynak niteliğinde.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺76,00
Tükendi

Sanat ve kültür yaşamından anekdotlar ve trajik olaylar... 

,Atillâ Dorsay Tartışmalar. Polemikler, Kavgalar adlı anılar kitabında 2000 yılına dek gelmişti. Bu kez 2000-2014 arasına eğiliyor. Elbette yine sayısız ilginç atışmalar yaşanıyor. Ve ülkemizde kadının konumu; siyaset ve sanat arası bağlar; önemli TV yapımları ve dizileri; yaşadığı birkaç trajik olay… Hep varolan linç kültürü; Galatasaraylı ve Cumhuriyet’li olmak; Türkân Şoray tutkusu; müzik sevgisi ve ‘Sezen aşkı’...Doğan Hızlan, İbrahim Tatlıses, Nuri Bilge Ceylan, Semih Kaplanoğlu, Mahsun Kırmızıgül tartışmaları; Yıldız Kenter, Haldun Dormen, Cem Yılmaz gibi ikonlar... Emek olayı ve sonunda gazetesini bırakması. Ve daha neler neler…


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 248
Ağırlık : 248
En / Boy : 14,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺124,00
Tükendi

Atilla Dorsay yazarlık yaşamı boyunca yaşadığı, kimileri neredeyse kavgaya dönüşen başlıca tartışmaları anlatıyor bu kitapta… Öylesine saygın, hatta efsane kişilerle takışmış ki Dorsay, şaşırtıcı bir kendine güvenle, hemen hepsinde kendi haklılığına inanıyor, öyle değilse sonunda bunu açık yüreklilikle itiraf etmekte duraksamıyor. Kimler mi var bu kitapta?

Aziz Nesin, Attilâ İlhan, Ertem Eğilmez, Vedat Türkali... Metin Erksan, Halit Refiğ gibi Ulusal Sinema ustaları... Ya da Yavuz Özkan, Yavuzer Çetinkaya gibi dönemin gençleri… Ankaralı sinemacılar, Yeşilçam’ın tüm kurumları, hatta Onat Kutlar bile var... Ya da Atıf Yılmaz’ı bir kadın yazara karşı kahramanca savunmak!... Ayrıca Serdar Turgut’tan Savaş Ay’a, Emre Aköz’den Murat Birsel’e, hatta Ayşe Arman’a kadar bir dizi ünlü…

Renkli, esprili ve 1960’lı 70’li yıllara ışık tutan tartışmalar…


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 14,5 / 21,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺124,00
Tükendi

Zındıklık suçlamasıyla çarmıha gerilen katip Yezdan’ı….
Bütün kemiklerinin kırılması ve derisinin yüzülmesiyle katledilen Derviş Ahmet’i….
Siyasi öngörüsüzlükle idam edilen Dünyanın en önemli Coğrafyacısı Piri Reis’i….
Sağlığında 28 bin maddelik eseri yok edilen İbn Sina’yı….
Dine Muğayir olmak suçundan cezalandırılan Şeyh Hamdullah’ı…
Dünyada ilk füze denemesi yaptığı için sürülen Lagari Hasan Çelebi’yi…
Cesedi sokaklarda sürükletilen tarihçi Reşidüddin’i…
Gavur Hoca denilerek sürülen Hoca Tahsin’i….
İlhad suçlamasıyla idam edilen Bektaşi Kıncı Baba’yı…
CİA tarafından katledilen Malcolm X’i…
Fitne çıkardığı gerekçesiyle idam edilen Sudanlı Muhammet Taha’yı…
Ve daha nicelerini bulacaksınız….


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺95,00
Tükendi

İzdiham, okurlarının ta içlerinden gelen o koca satırları bir araya getirerek kitap haline getirdi.

Satırlarına başlarken tertemiz sayfa açan tüm insanlara hazırlandı bu kitap. Üstelik Türkiye’de belki de ilk kez bir yayınevi, okurlarının yazdıklarını kitap haline getirdi.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺28,70
Tükendi

Bu dünyadan bir maliyeci, bürokrat, siyasetçi, yazar, düşünür geçti… Büyük bir hümanist, örnek bir vatansever Ömer Cahit Kayra geçti… Canlı, neşeli, çalışkan, birikimli, üretken, alçakgönüllü İstanbul efendisi, Moda’nın ufak tefek delikanlısı Cahit Kayra bizi bıraktı gitti. Renkli yaşamının deneyimlerini kâğıda dökerek, kitap sayfalarına aktararak aramızdan ayrıldı... Ne mutlu bizlere, Cumhuriyet’in yetiştirdiklerinden Cahit Kayra’yı tanıdık, ondan öğrendik, sohbetlerinden nasiplendik.

Kayra’nın “38 Kuşağı” kitabının son sözü olarak yazdıkları, bir vasiyet olarak anlaşılmalı: “Çok ilerlemiş yaşıma, bu yaşın getirdiği sorunlara, acılara karşın içinde
doğduğum ve yaşadığım bu topluma karşı olan umut ve iyimserliğimi hiç yitirmedim. Türkiye’ye bütün içtenliğimle inanıyorum.” Türkiye Kayra’nın kitaplarını üniversitelerde
ders kitabı olarak okuttuğu zaman belli bir olgunluğa ulaşmış olacak.

Kayra, anıtlarla, gösterişli törenlerle anılmaktan hoşlanmazdı. Onu anmanın en güzel yolu kitaplar olmalı. Ülkenin, özellikle bürokrasinin en tatlı dilli, en verimli, çalışkan yazarının anısını kitaplara sarıp sarmalayıp yaşatmak en doğrusu olmalı… İşte bu kitapta yer alan, dostlarının kaleme aldığı yazılar da, Cahit Kayra’nın anısına, bin yaşasın diye...

Cüneyt Akalın


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 16,5 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺79,00
1 2 3 ... 8 >

Günlük - Anı Kitapları

Anı - Mektup - Günlük  kategorisinin en önemli örneklerini sizler için bir araya getirdik. Ödüllü kitaplarında yer aldığı bu listeden istediğiniz yazarın istediğiniz kitabına hızlıca erişebilirsiniz.Kapıda ödeme imkanı ve kredi kartına vade farksız 6 taksit imkanı ile hızlıca kitap siparişi verebilirsiniz. %50'ye varan indirimlerle ucuz kitap siparişi vermek için en doğru adres olmaya devam ediyoruz.

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı