تعليمية اللغات الأجنبية حلقة مهمة في بنية المجتمعات المعاصرة لما تجمّع عندها من ثقافات ووسائل اتصال تفرض هذا التنوع التعليمي؛ إذ تتميز المجتمعات الحالية باستعمال لغات متعددة، ولا تشكل المؤسسات التعليمية استثناء من هذه القاعدة؛ حيث أصبحت قضية التعدد اللغوي مركزية في الاهتمامات الحالية للباحثين والمدرّسين من مجالات وحقول معرفية متعددة كاللسانيات واللسانيات الاجتماعية وتعليمية اللغات. كما لا يمكن لأحد أن ينكر أو يتجاهل أهمية تعليم اللغات في هذا العصر، فلقد عرفت تعليمية اللغات تطورا واسعا، واستطاعت أن تشكل مدونة معرفية ومنهجية مرتبطة بخصوصية اللغات وتعليمها، حيث أقبلت أعداد كبيرة من الأفراد في مختلف دول العالم على تعلم اللغات. 
إنّ أعمال المؤتمر الدّوليّ الثّالث: تعليم اللغات الأجنبيّة: آفاق التطوير والتجديد تبسط النقاش فيما تقدّم كلّه، في سياق مدروس يجمع بين التنظير والتطبيق.
بمشاركة 35 عالما من 14 دولة، تم نشر أعمال المؤتمر بعد مراجعتها من قبل الحكام والمحررين ككتاب في دار نشر Aktif الدولية.


Yabancı dil öğretmek, bu eğitim çeşitliliğini dayatan kültürler ve iletişim araçları nedeniyle çağdaş toplumların yapısında önemli bir bağlantıdır.mevcut toplumlar, birden çok dilin kullanılmasıyla karakterize edilir ve eğitim kurumları bu kuralın istisnası değildir. çok dillilik konusu, dilbilim, sosyal dilbilim ve dil eğitimi gibi birçok bilgi alanından araştırmacıların ve öğretmenlerin mevcut çıkarlarının merkezinde yer almıştır. Dil eğitiminin geniş bir gelişme gösterdiği ve dünyanın çeşitli ülkelerinde çok sayıda bireyin öğrenmeyi kabul ettiği dillerin özgüllüğü ve eğitimleriyle ilgili bir bilgi ve metodolojik kod oluşturabildiği için, bu çağda dil eğitiminin önemini kimse inkar edemez veya görmezden gelemez diller.
Üçüncü uluslararası konferans Bildirileri: Yabancı Dil Öğretimi: Geliştirme ve Yenilemeye Yönelik Anlayışlar, teori ve pratiği birleştiren düşünceli bir bağlamda yukarıdakilerin tümünü tartışmayı basitleştirir.
14 ülkeden 35 bilim insanının katılımıyla, kongredeki bildiriler hakem ve editör incelemesinden geçildikten sonra, uluslararası bir yayınevi olan Aktif Yayınevi’nde kitap olarak basıldı.


Basım Ayı/Yılı : 7/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 364
Ağırlık : 364
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺400,00

Türkiye has a long history of combatting terrorism. Through these terrorist acts, Türkiye has gone through a lot of tragedy. Moreover, all of these attacks were committed by a transnational network; thus, making Türkiye’s counter-terrorism experience unique. Despite this experience's scope and uniqueness, Türkiye’s counter-terrorism efforts are under-researched. Due to Turkish efforts against PKK terrorism in the last four decades, counter-terrorism has become a specific area for securocrats. This situation has driven away scholarly interest in the topic. Another reason was the tactic adopted by PKK militants, which focused on exploiting freedom of speech in academia by using it for mere propaganda. Eventually, Turkish counter-terrorism stayed as an under-researched area. This book is focusing on to say something on the issue in a scholarly fashion to advance the discussion on the topic. As it is explained; works on the topic are limited in Turkish academia; thus by publishing this study, it is expected to initiate a scholarly debate.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 258
Ağırlık : 258
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺295,00

Makine çevirisi bilim, ekonomi, politika ve askeri faaliyetler gibi alanlarda kullanılmaya başladığı günden bu yana sürekli belirli başlı tartışmaları beraberinde getirmiştir. Makine çevirisinin insan çevirmenin mesleğini elinden alıp alamayacağı, makine çevirisinin bir gün "ideal" çeviri çıktısını sunup sunamayacağı, farklı metin türlerinin çevrilmesinde makine çevirisinin tutarlı olup olamayacağı bu tartışmalardan sadece birkaçıdır.

Bu tartışmalar bir yana, günümüzde artık kelime, cümle ve dosya düzeyinin üzerinde, işitsel ve görsel metinlerden çeviri yapabilen makine çevirisi programları kullanılmaktadır.

Makine Çevirisi Araştırmaları isimli bu çalışmada makaleleri ile yer alan yazarlar, gerek mesleki tecrübelerini gerekse farklı art alan bilgi ve becerilerini "çeviribilim" potasında eriterek bu çalışmadaki ilgili araştırma ve incelemelerini okuyucunun istifadesine sunmuşlardır. Makine çevirisi alanında kendini geliştirmek isteyen akademisyen, araştırmacı, öğrenci ve profesyonel çevirmenlere katkı sağlayacağı düşünülen bu çalışmada, alanın farklı yönleri mercek altına alınmıştır. Çalışma kapsamında, makine çevirisi olgusu hem betimleyici bir araştırma yöntemi benimsenerek metin düzeyinde çeviri uygulamaları ile hem de görgül bir araştırma yöntemi temel alınarak kullanıcı gözüyle irdelenmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 198
Ağırlık : 198
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00

Yoksulluk geçmişten günümüze kadar tüm toplulukları ilgilendiren küresel bir sorundur. Yoksulluk; insanların yaşamını idame ettirecek gelirden yoksun olma durumudur. Sadece gelişmemiş ülkeleri ilgilendiren bir sorun olmayıp gelişmiş ülkeleri de etkileyen bir sorundur. Yoksulluk ele alınırken çok boyutlu olarak değerlendirilip önlemek için politikalar geliştirilmelidir.

Yoksullukla mücadele kapsamında birçok uygulama faaliyete geçirilmiştir. Bu uygulamalardan biri de mikro kredidir. Elinizdeki eserde Elazığ ilinde bu alanda yapılan çalışmanın detaylı incelemesi sunulmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 122
Ağırlık : 122
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

1911-1912 Türk-İtalyan Savaşı veya daha çok bilinen ismiyle Trablusgarp Savaşı, XX. yüzyıl Türk tarihinde gerçekleşen önemli bir gelişmedir. Savaşın bitiminde imzalanan Uşi Antlaşması ile Osmanlı'nın Kuzey Afrika'daki hakimiyeti sona erdi. Ancak barış antlaşmaları kağıt üzerinde imzalar atılır atılmaz vaad ettiği barışı ve özgürlüğü ne yazık ki hemen savaş esirlerine sunmamaktadır. Oysaki bu imzaların altında hürriyetlerini arayan esirlerin durumu da barış antlaşmasının maddeleri kadar önemlidir.

"Trablusgarp Savaşı'nda Osmanlı Esirleri" adlı bu eser, Türk-İtalyan Savaşı sürecindeki Osmanlı esirlerini merkeze almaktadır. 1911-1912 yılları arasında yaşanan savaş içi gelişmeler ile esaret hadiselerinin nasıl gerçekleştiği ele alınmakla beraber hem İtalyanlar tarafından esir alınan Osmanlıların esaret hayatları hem de barış antlaşması neticesinde serbest kalma, yani esaretin son bulması konusu İncelenmekte; ayrıca rehin olarak alıkonulan Osmanlı askerleri çerçevesinde iki taraf arasında yaşanan gelişmelere de değinilmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 272
Ağırlık : 272
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00

“Bu konulardan anlaşıldığı üzere Coğrafya; tüccarlık, gemicilik, mühendislik ve askeri için kıymetli ve çeşitli insanoğlu için dahi gayet faydalı bir ilimdir. Tarih ilminin de malzemesi ve neticesidir.”

Ali Tevfik

Mufassal Memalik-i Osmaniye Coğrafyası ismi ile basılan bu eser, 1910’lu yıllardaki Osmanlı Memleketlerinin Coğrafyasını günümüze taşıyan bilgiler taşımaktadır. Orijinal nüshası 607 sayfalık tek bir kitap olan eser, günümüz Türkçesine 3 cilt halinde aktarılmıştır. Bu ciltte “1910’larda Anadolu’nun Coğrafyası” başlığı ile Karadeniz’e kıyısı olan Trabzon Vilayeti, Canik Mutasarrıflığı, Kastamonu Vilayeti, Bolu Mutasarrıflığı, İzmit Mutasarrıflığı, Hüdâvendigâr Vilayeti, Karesi ve Biga Mutasarrıflıkları, Aydın Vilayeti, Akdeniz’e sahil olan vilayetler başlığı altında; Konya Vilayeti ve Adana Vilayeti ile Halep Vilayeti, Urfa ve Zor Mutasarrıflıkları, Doğu Anadolu’da yer alan Van Vilayeti ve Erzurum Vilayeti ile ortada yer alan vilayetler başlığı altında Bitlis Vilayeti, Diyarbakır Vilayeti, Ma’müratü’l-Aziz (Elazığ) Vilayeti, Sivas Vilayeti ve Ankara Vilayetlerinin 1900’lü yıllardaki durumları sırasıyla yüzölçümleri ve nüfus bilgileri, doğal şartları, tarım ürünleri ve sanayi, idari yapıları, meşhur beldelerinin durumları incelenmiştir.


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 176
Ağırlık : 176
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,00

"Araştırmacı/Yazar Ahmet Öztürk'ün eserinde, Türklerin uzun tarihleri boyunca kurmuş oldukları devletler içerisinde en uzun ömürlüsü olan Osmanlı Devleti; Türklerin, kökleri Orta Asya'ya dayanan evrensel devlet anlayışını zirveye taşıdıkları bir yapıyı temsil etmektedir. Osmanoğullarının eşsiz bir özelliği de 623 yıl süren hâkimiyetleri ile dünyada tek bir hanedan soyu tarafından yönetilen, tek evrensel devletin kurucu soyu olmalarıdır. Bu bilgilerin detaylarını eserde göreceksiniz."

Şehzade Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu 
(Sultan II. Abdülhamid Han'ın IV. kuşak torunu)

"Yazar Ahmet Öztürk hazırlamış olduğu bu eserinde Osmanlı Devleti'nin dünya medeniyetine katkısı hakkında çok önemli ve yerinde tespitler yapmaktadır. Bu kitabı okuyarak Osmanlı Devleti'nin cihanşümul anlayışı hakkında önemli bilgiler edinmiş olacaksınız."

Prof. Dr. Selim Hilmi Özkan

"Dünya'nın en uzun ömürlü hanedan ailesi olan Osmanoğulları, sadece Türk İslâm târihinde değil Batı'da da müstesna bir rol oynamış belki de tek hânedandır. Araştırmacı-Yazar Ahmet Öztürk'ün yabancı ve yerli kaynaklarla uzun seneler üzerinde çalıştığı ve nihayet tab'a bürünen bu kıymetli eserinde garptan ve şarktan Osmanoğulları hakkında müspet ve menfi sözleri kaynaklarıyla bulabileceksiniz. Ahmet Öztürk'ün bu gibi daha nice kıymetli eserler ortaya koyacağından eminim. Kendilerini bu ilk eserinden ötürü tebrik eder, Cenâb-ı Hak'tan kalemine kuvvet ihsan etmesini niyaz ederim."

Nurullah Mısıroğlu / Araştırmacı-Yazar


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 308
Ağırlık : 308
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺135,00

KBRN, Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer kelimelerinin kısaltmasıdır. Bu tür ajanların herhangi birinin varlığı veya kullanımı ile bir tehdidin ortaya çıktığı durumları ifade etmek için kullanılır. Afetler; ani, çoğunlukla nerede ve ne zaman olacağı tahmin edilemeyen, çok sayıda insanın etkilendiği, ekonomik ve çevresel kayıplara, yıkıcı etkilere sebep olan olaylar olarak tanımlanabilir. KBRN süreçleri de bir afet olarak değerlendirileceğinden bu tür durumlar karşısında en temel yaklaşım; bu süreçleri tanımak, anlamak ve önlem alma yaklaşımlarını hayata geçirmektir.

Afetlere ve KBRN tehditlerine hazırlıklı olmanın en temel yolu hayatımızın her alanında olduğu gibi eğitimdir. KBRN ajanları dikkate alındığında diğer afetlere göre daha az bilinir olmaları nedeniyle bu ajanların yakından tanınması daha da fazla önem taşımaktadır. Bu amaçla bu kitapta KBRN ajanları konusu 5N1K sorularının cevapları şeklinde ortaya konulmaya çalışılacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

"Günlük hayatımızda hemen her alanda ihtiyaç duyduğumuz çeviri, dünyaya açılan bir pencere, farklı dillere, farklı kültürlere tutulan bir ışıktır.

 

Edebiyatı, sanatı ve teknolojisi çeviriyle beslenen ancak yine de çevirinin
bir meslek, bir bilim dalı olarak görülmediği ülkemizde hâlâ dil bilen herkesin çeviri yapabileceği görüşü yaygın. Oysa çeviri disiplinlerarası bir
bilim, çevirmenlik ise yabancı dil bilmenin yanında art alan bilgisini zorunlu kılan, sanat, edebiyat, mühendislik, tıp, hukuk gibi çok çeşitli alanları
olan bir meslektir.

 

Elinizdeki bu kitapta çoğu filoloji ya da mütercim tercümanlık eğitimi
almış, bir kısmı da başka meslekten ancak ya mesleğini tamamen bırakıp
çeviriye yönelmiş ya da mesleğinin yanı sıra çeviri yapan ve belirli alanlarda uzmanlaşmış elliden fazla eğitimli ya da alaylı çevirmenle yapılan röportajlarda çevirinin geniş yelpazesine tanık olacak, aklınızı, bilginizi, deneyimlerinizi kullanarak yaptığınız çevirinin sürekli okumayı, araştırmayı,
öğrenmeyi teşvik ettiği için insanı geliştiren, zenginleştiren, ufkunu açan
bir meslekten öte bir tutku, bir aşk olduğunu göreceksiniz."

 

Prof. Dr. Gülperi Sert


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 432
Ağırlık : 432
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺160,00

13 bölümden oluşan bu çalışma, son 60 yılı önceleyerek Türkiye-Almanya ilişkilerini ve Almanya’daki Türklerin güncel durumunu kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutuyor.

Farklı disiplinlerden alanında uzman 16 araştırmacının katkısıyla hazırlanan kitapta öncelikle iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihi boyutu inceleniyor. Daha sonra Türkiye ve Almanya arasında 1961’de imzalanan İşgücü Antlaşması temel alınarak Türkiye’den Almanya’ya yaşanan göçün 60 yıllık hikayesi değerlendiriliyor.

Devamında sırasıyla Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde Almanya’nın oynadığı rol, aşırı sağın Türkiye-Almanya ilişkilerine etkisi ile Türkiye’de faaliyet gösteren Alman vakıflarının ikili ilişkileri nasıl yönlendirmeye çalıştığı irdeleniyor. Akabinde ikili ilişkilerde birer fırsat kapısı olarak ekonomi, enerji ve turizmin yeri tartışılıyor.

Bunların yanı sıra Almanya’daki Türkiye kökenli din görevlilerinin eğitimi ve istihdamı ile Almanya’da koruma altına alınan Türkiye kökenli çocukların durumu gibi iki mühim konuya temas ediliyor. Son olarak ikili ilişkilerdeki fırsatlar ve tehditler ile ilgili genel bir perspektif sunuluyor.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 222
Ağırlık : 222
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Maddi anlamda insanın bir yerden başka bir yere gidişi; memleketini, şehrini, sevdiklerini, kendine ait her şeyi geride bırakışı, ayrılışıdır gurbet. Ancak gurbetin bir de manevi yönü bulunmaktadır ki bu süreç insanın varoluşuna denk düşer. İnsanoğlu tarih boyunca gurbetlere sebep olmuş, gurbet çekmiştir. Hayatın dinamikleri içinde irili ufaklı pek çok olayla gurbete çıkan insanın gurbeti mısralara dökmesi de yine hayatın olağan akışında yer alır.

 

Öte yandan gurbet ve gurbetin yarattığı duygular, bazı dönemlerde devrin şartlarının da etkisiyle edebi eserlere daha çok yansır. 1923-1938 yıllarının Atatürk Dönemi olarak adlandırıldığı bu devirde "gurbet” Türk şiirinde öne çıkan temalardan biri olmuştur. Atatürk Dönemi Türk Şiirinde Gurbet adlı bu eserde yazar, on beş yıllık periyotta yayın hayatında olan dergiler ve şiir kitaplarında "gurbet"in izlerini aramakta ve sanatçıların ruhundan mısralara süzülen gurbeti okuyuculara sunmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 303
Ağırlık : 303
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,00
(ULAK VE ŞEHABEDDİN)

Osmanlı nüfus kayıtları yerel tarih çalışmaları, şehir tarihçiliği ve sosyal tarihçilik açısından önemli verileri ortaya koymaktadırlar. Toplumun tarihi süreç içindeki oluşumu ve gelişimi ile demografik yapısı hakkında önemli bilgiler vermektedirler. Osmanlı Devleti zamanında vatandaşların nüfus kayıtlarını ihtiva eden nüfus defterlerinde ve Cumhuriyet'in kuruluşundan 1934 yılına kadar devam eden zaman diliminde soyadı kullanılmamış, kişiler baba adı ve sülale isimleriyle devlet kayıtlarında yerlerini almışlardır. 1934 yılında kabul edilen Soyadı Kanunu ile birlikte Osmanlı dönemi nüfus defterlerinde gördüğümüz birçok lakap, unvan, sülale ismi vesair aileyi tanımlayıcı bilgiler devlet kayıtlarında ortadan kalkmış, vatandaşlara geçmişteki ailesiyle bir bağ teşkil etmeyen soyadları verilmiştir. Bu durum kişilerin önceki nesiller ile aile ve soy bağlantılarını ciddi manada ortadan kaldırmış, aileler zamanla soylarıyla ilgili lakaplarını unutur hale gelmişlerdir.

 

Ovacık (Ulak ve Şehabeddin) - 1841 Tarihli Nüfus Kayıtları isimli bu eserde, 1841 tarihinde Ovacık kazasına bağlı bütün köylerde yaşayan erkek nüfusa ait kayıtların tamamı günümüz yazısına aktarılmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 303
Ağırlık : 303
En / Boy : 21 / 29,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺350,00

Bir algı yönetimi olarak örnek projelerle siyasetçilere “Hizmet Kılavuzu” niteliğindeki bu çalışmayı “Seçim Kılavuzu” başlığıyla sunduk. İçerik itibarıyla özelde ‘iyi bir belediyecilik’ örneği sergilemesi gereken belediye başkan adayları ve başkanları, genelde ise herkesin istifade edebileceği mütevazı bir çalışmadır.

Her ne kadar bu çalışma, milletvekili adayları ve milletvekilleri üzerinden kurgulanmasa dahi onlar da bu çalışmadan azami derecede istifade edebileceklerdir.

Çalışmamızda yer alan örneklemelerde herhangi bir kurum veya kişiyi zemmetmek gibi bir hedef gözetilmemiştir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 152
Ağırlık : 152
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00
Tükendi

Tarihçi için kimi zaman bir araştırmanın başlama hikayesi, tıpkı bu eserde olduğu gibi karşılaşılan bir satırlık cümle de olabilir. Kızıl Konsoloshane, TBMM ile Sovyet Rusya’nın gelişen ilişkilerine binaen 1921 yılında Kars’ta açılan Sovyet Rusya Konsolosluğunun faaliyetlerini aktarmaktadır. İkinci Dünya Savaşı öncesinde 1938 yılında kapatılan konsolosluk yerine faaliyetlerine 1970’li yıllara kadar devam eden Sovyet Ticaret Temsilciliği kurulmuştur.

Kızıl Konsoloshane, 1921-1938 yılları arasında Sovyet Rusya Kars Konsolosluğu’nun kuruluşu, çalışmaları ve daha sonra ticaret temsilciliği olarak verdiği hizmetleri ele alarak iki ülkenin o yıllardaki diplomatik ilişkilerine ışık tutmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

20. yüzyılın sonlarından itibaren Alman İmparatorluğu ile Osmanlı Devleti arasındaki ilişkiler giderek yakınlaşmıştır. Bu yakınlaşmanın bir nedenini Alman İmparatoru II. Wilhelm'in İngilizlerin Dünya hegemonyasına meydan okuma planları çerçevesinde Müslüman sömürgelerinde huzursuzluk ve isyan çıkarma isteği oluşturmuştur. Almanya'nın bu bağlamda görevlendirdiği en yetenekli isimlerden birisi olan Max von Oppenheim hem sivil hem de devlet görevlisi olarak, 1883 yılından itibaren birçok kez Osmanlı topraklarına seyahatler düzenlemiş ve başta Mısır olmak üzere, Irak Suriye ve Arabistan'daki yerel koşullar hakkında bilgi ve tecrübe sahibi olmuştur.

1914 yılında Birinci Dünya Savaşı'nın çıkması, Alman İmparatorluğu'nun uzun yıllardır hazırlığını yaptığı İngiltere'ye karşı Müslümanların ayaklandırması politikasını hayata geçirmesine neden olmuştur. 1915 yılında geldiği İstanbul'da, Almanya'nın savaşta müttefiki olan Osmanlı Devleti'nde, savaş propagandasını yürütmeye yönelik bir teşkilat kuran Oppenheim, Almanya'nın hem kültürel hem de iktisadi propagandasını yürütmüştür. "Arkeolojik Çalışmaların Gölgesinde Almanya'nın Doğu Politikası" isimli çalışmada Max von Oppenheim'ın görevleri değişiklik gösterse de Osmanlı Devleti'nde bulunduğu süre içerisindeki faaliyetlerinin asıl amacının, Almanya'nın bu topraklardaki çıkarlarını geliştirmek, savunmak ve propagandasını yapmak olduğu ortaya koymaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 327
Ağırlık : 327
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺150,00

Tarihte Selanik, Balkan Savaşları ile özdeşleşirken İzmir de mütareke yıllarında Türk milletinin karşı karşıya kaldığı haksızlıkların ve yaşadığı acıların simgesi haline gelmiştir.

İzmir, nüfus ve ekonomik açıdan İstanbul'dan sonra Anadolu'nun ikinci büyük şehri konumundaydı. Yunanistan ve İtalya'nın ele geçirmek istediği yerlerin başında geliyordu. Mütareke başlangıcından itibaren Yunan Hükümeti Büyük Yunanistan'ı meydana getirmek üzere işgal planları çizerken Türk-Rum ilişkilerini kökünden değiştirecekti. İngiliz ve Fransız temsilcileri ise Türk ordusu ile Türk halkını teşkilatsız ve savunmasız bırakmak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Dolayısıyla İzmir başta olmak üzere Batı Anadolu'nun tamamı fevkalade hassas bir durumdaydı.

Anadolu coğrafyası İtilaf devletlerinin siyasi ve askeri ihtiraslarına kurban edilirken İzmir, Yunan işgalinden ötürü büyük bedeller ödedi. Merkezi hükümetin yanı sıra yerel mülki ve askeri makamların yanlış kararları sonucu Türk ordusu ve Türk halkı tarihte eşi benzeri görülmemiş muamelelere maruz kaldı. Öyle ki, Türk kolordusu vatan topraklarında kendini savunamaz hale sokularak Mudanya'ya sürgün edildi. Masum ve savunmasız binlerce insan Yunan ordusu ve Rum çeteleri tarafından katledilirken, on binlercesi iç bölgelere sığınmak zorunda kaldı. Bütün acı ve sıkıntıya rağmen İzmir, galiplerin yok etmeye çalıştığı bir milletin yeniden dirilişinin ve Türk vatanının bütünlüğünün timsali olmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 348
Ağırlık : 348
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺135,00

Günümüzde finansal varlığın getirisini hesaplamayabilmek için şirket, sektör, ülke analizi yapmak artık yeterli olmamaktadır. Finansal varlık, kendi dinamiklerinden ve ülke yapısından etkilenme boyutunu aşıp küresel dinamiklerden de etkilenir düzeye gelmiştir. Elbette bundaki en önemli etmen küreselleşme, internet kullanımının artması, kirli/temiz bilgi akışının hızlanmasıdır. Bir ülkede tek bir şirketin iflası (Lehman Brother çöküşü), ülkeler arası savaş haberleri (ABD-Afganistan Savaşı), devlet görevlilerinin ya da önemli şirket yöneticilerinin yapmış olduğu açıklamalar (Elon Musk ve Donald Trump’ın açıklamaları) ve vatandaşların kendi ülke veri tabanlarında arattıkları haberler artık piyasaları etkiler hale gelmiştir. Dolayısıyla yatırımcıların bu gelişmelere verdikleri tepkilerin finansal piyasaları etkileme durumu araştırılması gereken bir konudur. Finansal Piyasalarda Yatırımcı Duyarlılığı isimli bu çalışma, finans sektöründe yatırımcının davranışını ele almıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 231
Ağırlık : 231
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

Kalem sadece hat ve hattatlar için olmazsa olmazlardan değildi elbette. Yazabilen, yazan, düşünen, mütefekkir, münevver, muallim ve daha eli kalem tutan her insan, her bilgin, her ressam için de bir elzem olan bir nesneydi kalem.

Kur'an nasıl Mushaf olurdu kalemsiz?

Şair, gönül dilini nasıl dökerdi çağlara?

Devirden devire nasıl gelirdi mısralar?

Sultanlar, nasıl ferman buyururdu uzaklara?

Kadılar, hükümlerini ne ile yazardı kader denilen ömür defterine?

Hâkimler, idam kararından sonra neyi kırardı, kalem olmasaydı?

Bilginler, formüllerini nasıl ulaştırırdı bu günlere?

Âşıklar sevdalarını mektuplarla ulvileştirebilirler miydi ya da gurbet, sılada anlaşılabilir miydi kalemsiz?

Kalem, gönle, kalbe tercümandı.

Kalem, duygulara tercümandı.

Kalem, maziye, hâle tanıktı.

Kalem, geleceğe atıftı.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 212
Ağırlık : 212
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,00

Türk demokrasi tarihinin gelişiminde 27 Mayıs 1960 Darbesi önemli bir yere sahiptir. Bu darbeyle demokrasinin gelişimi olumsuz etkilenmiş ve bir darbe geleneği başlatılmıştır. İlerleyen yıllarda askeri vesayet, sivil siyasetin üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanacaktır. Bu kitapta 11. Dönem TBMM'nin Zabıt Cerideleri ışığında 27 Mayıs Darbesi'ne giden süreçte yaşanan gelişmeler incelenmiş ve 1957-1960 arası dönemde meydana gelen olayların mecliste nasıl ve ne şekilde tartışıldığı ele alınmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 148
Ağırlık : 148
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00
Çankırı Tarihi ve Kültürel Değerleri

Bu kitap kendini, kültürü uzaklarda değil kendi can suyunda bulması gereken arayış içinde olan nesillerle, kültürü her daim yaşayan ve yaşatan nesilleri bir araya getirmek özü buldurmak düşüncesiyle kaleme alınmıştır...

Zaman hangi zaman, insanlar nasıl insanlar olursa olsun her şeye rağmen olması gerektiği gibi davranan, özünden ödün vermeyen, insan olan ve insan kalma mücadelesi veren insanların sesi olmak için yazılmıştır...

En güzel öğretileri en güzel yaşantıları içeren aile kültürünün toplumsal kültüre sonrasında eğitim ve akademik kültürle bir araya geldiği medeniyet kültürüne katkı sunan bir halkalar birliğidir...

Yaşayan kültürün eğitime aktarılması yolunda, yazılı olmayan kültürün kalıcılığını sağlamaya yönelik bir girişimdir...

Okuyan nesille yaşayan tatbik eden yönlendiren neslin kültürle buluşma noktasıdır...

Duruşuyla, bakışıyla, tavrıyla kültürünü yansıtan, yaşayan ve kültürel değerlerinden ödün vermeyen isimsiz kültür elçilerine bir armağandır...


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 190
Ağırlık : 190
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺75,00

Türkiye, fiziki coğrafyası açısından pek çok çeşitliliği ve zıtlıkları bir arada barındıran dünyadaki nadir ülkelerden biridir. Türkiye'nin yüksek kıyı dağlarında karlar bulunurken, denizlerinde yüzülebilir, neredeyse tüm yıl yağışlı Karadeniz kıyısıyla, yağıştan ümidini kesmiş kurak Konya havzası, kıyı sahilinden beş bin metreye varan yüksek dağları, yazın susuz vadiler ile köpürerek akan ırmakları, 12 binden fazla bitki çeşitliliği, 80 binden fazla hayvan çeşitliliğini bir arada görmek sanırım ne kadar güzel doğal güzelliğe sahip bir ülke olduğunu anlatır.

Türkiye'nin dört bir tarafını görmeden, gittiği yabancı ülkelerin doğal özelliklerinden bahsetmek Türkiye'ye yapılacak en büyük haksızlıktır.

Eser, Coğrafya Öğretmenliği, Coğrafya Bölümleri, Sınıf Öğretmenliği, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği için ders kitabı sistematiğinde hazırlanmıştır. Ayrıca eser Türkiye'nin doğal özelliklerini tanımada yardımcı olacak temel çalışmalardan birisidir. Bu nedenle, kitabın üniversite dışında önemli bir başvuru kaynağı olması da beklenmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺140,00

Mekân-dil-bellek arasında aranacak herhangi bir ilişki için yer adlarının kültürel altyapısını incelemek, toplumların bellek oluşumunda mekâna verilen isimler ile temellendirilebilir. Toplumsal belleğin yaşayan ve her gün ve her gün birey ve topluma kendisini, yörenin kültürü içerisindeki değerini hatırlatan yer adları; hikâyeleri, efsaneleri, münhasır özellikleriyle soyut birer anıttan farksızdır.

Gaziantep'in yer adlarının tarihî ve kültürel arka planıyla incelendiğinde bu çalışmada farklı yer adı tasnifleri derlenmiş, Gaziantep'in kendine has yer adlarına en uygun tasnif tespit edilmiş ve kentin ismiyle müsemma mekânlarında âdeta zaman yolculuğuna çıkılıp hatırlanan mekânda yapılan toplumsal bellek arkeolojisi çalışmalarıyla yer adları katman katman gün yüzüne çıkarılmıştır.

Yaklaşımıyla gelecekteki yer adları çalışmalarına öncülük edecek bu eser, hem araştırmacılara hem de mekân-dil-bellek meraklısı amatörlere hitap ederek Anadolu’da keşfedilmeyi bekleyen yer adları hikâyelerinin ortaya çıkarılmasına önayak niteliğindedir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 170
Ağırlık : 170
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,00

Oyun evrenseldir ve sandığımızdan çok evvel başlangıca sahiptir. Çocuk, henüz doğmamışken -sözüm ona hiçbir şeyden anlamazken- annesinin karnında göbek kordonuyla başlar oyununa. Doğduktan sonra kendi ve annesinin bedeni, sesi oyuncağı olur, dokunur, vurur, taklit eder... Yapılması ve yapılmaması gerekenleri bu oyun ilişkisi içinde öğrenir, sonra hayatına oyuncaklar, materyaller girer ve onlarla oynarken de dünyayı tecrübe eder. Kendi küçük dünyasının penceresinden dışarıdaki büyük dünyaya hazırlanır... Yani çocuğun iletişim dili de öğrenme dili de oyundan geçer.

Kitapta normal şartlar altında doğmuş ve gelişen 3-6 yaş çocuklarının çok boyutlu gelişimsel özellikleri ve bunları desteklemeye yönelik etkinlik önerileri yer almakta. Teknolojik oyun ve oyuncakların karmaşasından ve her türlü şiddetinden uzakta, ebeveyn-çocuk etkileşimini öğretme ve geliştirme hedefli bu eser tam da bu zamanda, çağının gerisinden ziyade çağının unuttuğu ve ihtiyaç duyduğu bir ara alana hizmet edebilir. Özellikle çocuğu ile oynamaktan sıkılan ya da malzeme bulamayan ebeveynler için hazır kaynak niteliğindeki eserle günbegün ebeveyn çocuk ilişkisini güçlendirebilir, çatışmaları azaltabilir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 106
Ağırlık : 106
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺75,00
Denizcileşme ve Deniz Güvenliği

"Ersin Elikoğlu'nun Doğu Akdeniz'in Leviathan'ı Türkiye başlıklı çalışması kendi alanında Türkiye'de nadir yazılmış kitaplardan birisidir. Denizcileşme ve deniz güvenliği ilişkisini özellikle Soğuk Savaş ve bilhassa 11 Eylül sonrası ABD ve Atlantik Blok tarafından dayatılan GWOT (Terörle Küresel Savaş) paradigmasında güvenliğin savunmanın önüne geçtiği dönemin dinamiklerini göz önüne alarak incelemiştir."

Cem Gürdeniz

"Bu çalışma, uluslararası denizlerde üstünlük, güvenlik ve enerji boyutlarını Türkiye'nin egemenlik alanları üzerinden değerlendiren bir içeriğe sahiptir. İlerleyen gemicilik teknolojisi, daralan yaşam alanları ve ülkelerin hegemonya sürdürülebilirliğini kontrol altında tutması için gerekli güvenlik yaklaşımları, Türkiye'nin uluslararası çıkarları kapsamında teorik ve pratik açıdan incelenmiştir."

Ferdi Güçyetmez


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 196
Ağırlık : 196
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

"Çevirmen Adayları İşbaşında - Adım Adım Çeviri Dünyasına" isimli bu kitap, çeviribilim literatürüne ilişkin güncel meseleleri konu alan makalelerin özgün çevirilerinden oluşmaktadır. Kültür ve dilden psikolojiye, güncel çeviri ve dijital işleme yöntemlerinden Çin tarihi tercümelerine uzanan bu eserde yer alan makaleler çeviribilime ilişkin daha önce incelenmemiş birçok konuyu ele almaktadır. Bu eser hem alanla ilgili öğrencilerin, yaşıtlarının çevirileri hususunda bilgi almasını hem de farklı disiplinlere mensup akademisyenlerin güncel literatürü takip etmesinde kolaylık sağlayacak bir kaynak niteliğindedir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 110
Ağırlık : 110
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

“Bu konulardan anlaşıldığı üzere Coğrafya; tüccarlık, gemicilik, mühendislik ve askeri için kıymetli ve çeşitli insanoğlu için dahi gayet faydalı bir ilimdir. Tarih ilminin de malzemesi ve neticesidir.”

Ali Tevfik

Mufassal Memalik-i Osmaniye Coğrafyası ismi ile basılan bu eser, 1910’lu yıllardaki Osmanlı Memleketlerinin Coğrafyasını günümüze taşıyan bilgiler taşımaktadır. Orijinal nüshası 607 sayfalık tek bir kitap olan eser, günümüz Türkçesine 3 cilt halinde aktarılmıştır. Bu ciltte ülkenin sınırları, denizleri, kıyıları, dağları, nehirleri, gölleri, adaları, ulaşım yolları, nüfus özellikleri, madenleri, yetiştirilen tarım ürünleri hakkında bilgiler yer almaktadır. Geçmişin coğrafi özelliklerini merak edenlere, Osmanlı Devletinin son dönemini araştıran bilim insanlarına yararlı olacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 143
Ağırlık : 143
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

Devletlerin medeniyet seviyesini, ekonomi düzeyini, hatta aldığı kararların halka nasıl yansıdığını ya da halkın devlete hangi kararları aldırdığını şehir tarihi çalışmaları ile öğrenmek mümkün olur. Bu bakımdan şehir tarihçiliği multidisipliner bakış açısı ile bir beldenin tarihinden devletin tarihinin yazılmasına katkıda bulunmaktadır.

Yüzyılda Çankırı Kazası isimli bu eserde Osmanlı Devleti taşra teşkilatı içerisinde yer alan ve Anadolu Eyâleti'ne bağlı olan Çankırı Sancağı'nın sosyal, ekonomik ve kültürel yapısı ele alınmaktadır. Şer'iyye sicillerine dayalı olarak yapılan çalışma daha önce yapılan çalışmaları destekleyici mahiyette bir araştırma olup, belgelerin elverdiği ölçüde, konular arasında bütünlük ve bağlantı kurmak için hazırlandı. Şehrin tarihçesi ile başlayan eserde, Çankırı'nın askerî ve idarî durumu, fizikî yapıları, ekonomik ve sosyal hayatı detaylı olarak İncelenmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 247
Ağırlık : 247
En / Boy : 16 / 24
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺130,00

İnsanoğlu olarak bizler, aşılamaz denilen coğrafyaların ulaşılamayan topraklarına ayak basmakla kalmadık, bu coğrafyalarda oyunlar kurduk, savaşlar verdik, üstünlükler kurduk. Üstünlükler mücadelesinde geliştirdiğimiz politikaları sadece bölge ile sınırlı tutmadık ve daha geniş hâkimiyetler istedik. Daha geniş alanlar için daha üstün hâkimiyetlere ihtiyaç vardı ve bunu dünya yüzeyinin %80’ine hitap eden denizler ile kendimize hedef edindik. Barbaros Hayrettin Paşa’nın (1478-1546) “Denizlere hâkim olan cihana hâkim olur” ve Sir Walter Raleigh’ın (1554-1618) “Her kim denize hâkim olursa ticarete de hâkim olur, her kim ticarete hâkim olursa dünyanın zenginliklerine ve nihayetinde dünyaya hâkim olur” sözleri denizlerin önemini ortaya koymaktadır. Daha yakın tarihte Alfred T. Mahan’ın (1840-1914) “Deniz ticareti ve deniz üstünlüğü yoluyla denizin kontrol edilmesi, dünyada önemli bir etkiye sahip olmak demektir” sözü ile birlikte yaptığı çalışmalar dünya jeopolitiğine yön verir niteliktedir. Bu eser, “Deniz Hâkimiyet Teorisi” kapsamında ülkelerin denizlerdeki politikalarına ışık tutmakta ve Avrupa’dan Asya’ya denizlerdeki hâkimiyet mücadelesine geniş perspektifte yer vermektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 381
Ağırlık : 381
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

"Çeviribilimin araştırma alanlarından biri de, çeviri uygulamasıdır. Çeviriye, çeviribilimci olmayan ya da çeviri eğitimi almamış olan bir çevirmenden farklı bir açıdan bakabilen bir çeviribilimci, çeviride karşılaşılan sorunların çözümüne ilişkin kuramsal ve dizgesel bir yaklaşım getirebilir.

Dolayısıyla bir çeviribilimcinin uygulamada ne gibi kuramsal sorunların yaşanabileceğini, bunları nasıl çözümleyebileceğini ya da çeviride alınan farklı kararların gerekçelerini açıklayarak bir anlamda başka çevirmenlere yol gösterebilir. Bu açıdan bakıldığında, Çevirmen Öyküleri - Çevirmen Ne Yaşar Ne Yaşamaz adlı bu çalışmada, çeviri ile ilgilenen ve çevirinin salt dilsel ya da çevirmene bağlı bir olgu olmadığını, farklı etmenlerin çeviriyi ve çevirmeni biçimlendirdiğini dolaylı ve dolaysız biçimde 28 farklı çevirmenin/çeviribilimcinin deneyimlerinin okurlara aktarılması, çevirinin olgu ve süreç bağlamında ortaya konması bakımından alana önemli bir katkı sağlayacağı kanısındayım."

Prof. Dr. Faruk YÜCEL

"Birçok rengiyle çeviri etkinliğini bizzat çevirmenin gözünden görmek, onun sesiyle dinlemek istiyorsan doğru kitaba bakıyorsun.

"Çevirmen Öyküleri - Çevirmen Ne Yaşar Ne Yaşamaz" kitabının bir araya getirdiği öyküler, çevirmen adayları için alınabilecek tüm derslerden daha değerli bilgiler paylaşıyor, çevirmenler için daha da zenginleştirici deneyimler aktarıyor, sadece çeviriyle ilgilenenler içinse eşsiz bir izlenim sağlıyor.

Çevirinin kelimeleri kuru kuru aktarmaktan, sadece iletişim sağlamaktan çok daha öteye giden bir etkinlik olduğunu adeta yaşatan bu kitap, çeviri etkinliğinin birkaç kuralla anlatılamayacak kadar çok boyutlu ve çeşitli bir etkinlik olduğunu resmediyor. Çevirmen ne yaşar ne yaşamaz... Görünürlükle görünmezlik eşiğinde gezinen çevirmen, gerçek hayattan esinlenilerek yazın sahnesine taşınıyor."

Doç. Dr. Emra BÜYÜKNİSAN


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 250
Ağırlık : 250
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından, 6 Avrupa ülkesi arasında kömür ve çelik madenleri üzerinden başlatılan dar kapsamlı iş birliği, aradan geçen 70 yılın ardından genişleyerek ve derinleşerek bugün 27 üyenin yer aldığı çok-boyutlu ulus-üstü bir yapılanma haline geldi. Günümüzde hemen herkesin en az bir yönüyle aşina olduğu ve “Avrupa Birliği” olarak adlandırılan bu devasa yapılanma, ürettiği politikalar itibariyle geniş bir kitleye hitap ediyor. Bunun yanında günümüzde dış politikadan siber güvenliğe, yapay zekadan yasa-dışı göçe kadar birçok farklı alanda strateji üretebilen Avrupa Birliği, bu yönüyle kendine has bir özellik sergiliyor.

Avrupa Birliği’nin güncel iç politik meselelerine ışık tutma amacıyla hazırlanan bu geniş kapsamlı derleme kitap, sahip olduğu özgün bölümlerle konuyla ilgili çalışan araştırmacılara önemli bir kaynak sunuyor. Kitap boyunca AB’nin genişleme ve derinleşme sancıları, demokrasi teşviki, Kovid-19 salgınıyla birlikte yaşadığı problemlerin yanı sıra Birlik nezdindeki demokrasi açığı tartışması, Almanya ve Fransa arasındaki liderlik savaşı, aşırı sağın yükselişi, İslamofobi tehdidi, üye ülkelerdeki ayrılıkçı hareketler ve AB’nin geleceğine dair senaryolar analiz ediliyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 230
Ağırlık : 230
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından, 6 Avrupa ülkesi arasında kömür ve çelik madenleri üzerinden başlatılan dar kapsamlı iş birliği, aradan geçen 70 yılın ardından genişleyerek ve derinleşerek bugün 27 üyenin yer aldığı çok-boyutlu ulus-üstü bir yapılanma haline geldi. Günümüzde hemen herkesin en az bir yönüyle aşina olduğu ve “Avrupa Birliği” olarak adlandırılan bu devasa yapılanma, ürettiği politikalar itibariyle geniş bir kitleye hitap ediyor. Bunun yanında günümüzde dış politikadan siber güvenliğe, yapay zekadan yasa-dışı göçe kadar birçok farklı alanda strateji üretebilen Avrupa Birliği, bu yönüyle kendine has bir özellik sergiliyor.

Avrupa Birliği’nde ekonomi, teknoloji ve çevre ile ilgili güncel tartışmalara ışık tutma amacıyla hazırlanan bu geniş kapsamlı derleme kitap, sahip olduğu özgün bölümlerle konuyla ilgili çalışan araştırmacılara önemli bir kaynak sunuyor. Kitap boyunca Kovid-19 salgının AB ekonomisi üzerindeki etkileri, AB ülkelerinde e-ticaret ve endüstri 4.0 devrimi ile AB’nin yapay zeka stratejisi, siber güvenlik politikası, güncel iklim hedefleri ve ortak enerji politikası gibi önemli konular analiz ediliyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 164
Ağırlık : 164
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

Kitapta, Türk Edebiyatı’ndan Refik Halid Karay’ın Memleket Hikâyeleri (1919) ve İngiliz Edebiyatı’ndan, aslen İrlandalı olan, James Joyce’un Dublinliler (1914) isimli hikâye kitapları, tematik bir inceleme yöntemi dâhilinde ele alınmakta ve her iki eserinde tespit edilen benzer ve farklı noktalar mukayeseli bir şekilde değerlendirilmektedir. Böylece, hem edebiyat severlere farklı dil ve kültürlerin yapıtlarını tanıma fırsatı oluşturma hem de Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi çalışmalarına küçükte olsa bir katkı sağlanması amaçlanmıştır.

Adı geçen bu eserlerin konu edilme nedenini de kısaca açıklamak gerekirse; her iki yazarın da edebî tür olarak hikâyeyi seçmesi, her iki yazarın da eserlerini zaman dilimi olarak aynı dönemi seçmeleri, yine her iki yazarın bizzat kendi gözlemlerine dayalı olarak içinde yaşadıkları toplumlara ayna tutmaları ve aynı zamanda toplumsal sorunlara eleştirel yaklaşmalarıdır. Daha da önemlisi ise, her iki eserde de “milli edebiyat kavramı çerçevesinde”, Memleket Hikâyeleri’nde Anadolu köylüsünün, Dublinliler’de ise orta sınıf halka ait sosyal durum ve meseleler ilk kez bu kadar kapsamlı ve okuru sarsıcı bir şekilde ele alınmasıdır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 150
Ağırlık : 150
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00
Yüzyıl Öncesi Amerikalı Doktorlardan Tavsiyeler

Hem hayatımızı hem de hayatı yaşama biçimimizi, tarihin akışını değiştiren önemli bir etkendir salgın hastalıklar. Tarihin erken dönemlerinde bir tür ceza olarak değerlendirilen salgın hastalıkların mikroplar nedeniyle oluştuğu ve yayıldığı ancak XIX. yüzyılda Semmelweis, Pasteur, Koch gibi isimlerin çalışmalarıyla anlaşılmıştır. Bu dönemden sonra salgınları önlemek için mikropların üremesini, çoğalmasını ve yayılmasını önlemeye yönelik tedbirlere öncelik verilmiştir.

Raşit Gündoğdu ile Ebul Faruk Önal'ın yayına hazırlamış olduğu bu kitap, dünyanın gördüğü en büyük salgınlardan biri olan 1918 yılındaki İspanyol Gribi salgınının hemen akabinde, Amerikalı hekimler tarafından bulaşıcı ve salgın hastalıklarla mücadelenin esaslarını ele almak üzere kaleme alınmıştır. Eser bir süre sonra İngilizce aslından Osmanlı Türkçesine çevrilmiştir. Osmanlı Türkçesinden günümüz yazı diline aktarılarak salgınların tarihiyle ilgilenen araştırmacılar için ulaşılır hale getirilmiştir. XIX. yüzyıldan itibaren değişen bulaşıcı ve salgın hastalıklarla mücadelenin esas ve yöntemlerine ışık tutan bu eser, tıp tarihi araştırmacıları için yararlı bir kaynak olacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00
Kabin Memurluğu Mesleği ve Tarihçesi

Havacılık kendi içinde farklı disiplinleri bir araya getiren bir sektördür. Kabin memurları ise bu büyük sektörün içinde aldıkları değerli eğitimlerle, birçok mesleği içerisinde bulunduran görevleriyle havayolunun markasını, milli kültürü, değerlerini dünyaya taşıyan öncülerdir.

Özveri ile icra edilen nadide bir meslektir kabin memurluğu... Yakalarına taktıkları tek kanatlı brövelerle bazen bu mesleği icra edebilmek uğruna verdiler en radikal kararlarını bazense yaşları, medeni halleri, ten renkleri hatta annelik hakkı için dahi maruz kaldıkları ayrımcılıktan kurtulmak ve günümüzde sahip oldukları tüm hakları alabilmek için yıllarca mücadele ettiler.

Bu kitapta kabin memurlarının havayolu işletmeciliğindeki yeri ve önemini, kadınlarla özdeşleştirilen bir mesleğin erkeklerle başlayışını, gökyüzü kızlarının tarihin akışını nasıl değiştirebildiklerini, bazen küçük bazen büyük dokunuşlarla insan hayatında nasıl birer kahramana dönüşebildiklerine şahit olacaksınız.

Ayrıca elinizdeki bu eser, havayolu mülakatlarına girmeye hazırlanan adaylar ve üniversitede Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri okumayı düşünen öğrenci adayları ve bu bölümlerde okuyan öğrenciler için önemli bir rehber niteliğindedir.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 398
Ağırlık : 398
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺200,00
Osmanlı’da Ayıntab Hapishanesi

Eski çağlardan itibaren toplumlar, kendi içinde düzeni koruyabilmek için çeşitli kurallar oluşturmuşlardır. Kurallara karşı gelip suç işleyenler ise çeşitli cezalara çarptırılmışlardır. Bu dönemde cezalar genellikle sürgün veya bedene yönelik fiziksel cezalar olmuştur. Hapsetmek ise esas cezanın yanında tedbir amaçlı başvurulan bir olgu olmuştur. Ancak 18. yüzyıldan itibaren bedene yönelik cezalar yerini, hürriyeti bağlayıcı ceza olarak hapis cezasına bırakmaya başlamıştır. Bu doğrultuda Avrupa'da modern hapishaneler inşa edilirken hapishanelerin, mahkûmları eğiterek onların yeniden topluma kazandırılmasını sağlayan bir sistem haline getirilmesi planlanmıştır.

Tanzimat Fermanı'nın ilânıyla birlikte Osmanlı Devleti'nde de Avrupa'daki gelişmelerin yansıması olarak, modern hapishaneye geçiş konusunda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerin uygulanmaya çalışıldığı yerlerden birisi de Ayıntab'dır. 19. yüzyıl başlarında suçlu sayısının çok olmayışının da etkisiyle kentte yönetim binası dahilinde olan hapishane, zamanla yetersiz hale geldiğinden hükümet dairesi civarında han gibi yapılara taşınmıştır. Ancak hapishanenin içinde bulunduğu uygunsuz şartlar, haddinden fazla mahkûm ve tutuklu sayısı, çeşitli asayiş ve sağlık sorunlarına neden olmuştur. Her ne kadar yeni bir hapishane inşasına ihtiyaç duyulmuşsa da devletin içinde bulunduğu zor koşullar buna mani olmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 126
Ağırlık : 126
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺130,00

13 bölümden oluşan bu kitap, Ortadoğu olarak adlandırılan geniş siyasi coğrafyadaki bölge ülkelerinin Filistin politikalarını inceliyor. Kitabın ilk bölümünde Filistin meselesinin dünü ve bugünü kapsamlı bir değerlendirmeye tutuluyor. Ardından takip eden bölümlerde Cezayirden İran’a, Irak’tan Libya’ya, Körfez ülkelerinden Türkiye’ye kadar bu geniş bölgede yer alan tüm ülkelerin Filistin meselesine dair izledikleri politikalar etraflıca analiz ediliyor. Alanındaki uzman akademisyenlerce kaleme alınan her bölümde mevzubahis ülkelerin Filistin politikalarının nasıl şekillendiği, geçmiş ve güncel dinamikler dikkate alınarak inceleniyor. Bu yönüyle alanında bir ilk olan çalışma literatürde önemli bir boşluğu dolduruyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 241
Ağırlık : 241
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Umman Sultanlığı, 1970-2020 yılları arasında hüküm sürmüş olan Sultan Kâbus bin Said'in döneminde her alanda çok büyük gelişim ve değişimlere sahne olmuş ve yeniden inşa edilmiş ulusal kimliğiyle adeta yeniden ayağa kalkmıştır. Arap dünyasının en uzun süre görev yapmış lideri olan Sultan Kâbus, dış politikada tarafsız, kendine özgü ve arabulucu bir yol takip ederek ülkesini bölgesel çatışmalardan uzak tutmaya muvaffak olmuştur.

Umman, tarihi devamlılığıyla, stratejik olarak önemli bir konumda bulunmasıyla, mezhep olarak ayrı bir özelliğinin olmasıyla ve hoşgörüsüyle ve daha mütevazı petrol kaynaklarıyla diğer Arap Yarımadası ve Körfez ülkelerinden farklılıklar arz etmektedir. Bunlara ek olarak, Körfezin giriş bölgesinde dünya petrol taşımacılığının en önemli ve yoğun yollarından olan Hürmüz Boğazı'nı kontrol eden konumuyla, dış ilişkilerinde dengeli olmaya özen göstermesiyle ve son elli yılı aşan bir sürede göstermiş olduğu gelişim performansıyla incelenmeye değer bir ülkedir.

Bugün Umman, birçok alanda refahı yakalamış bir ülke olup modernlik ile gelenekselliğin birbirleriyle başarılı bir şekilde nasıl dengelenebileceğine dair Orta Doğu'da en açık örneklerdendir.

Bu çalışma ile aynı zamanda bir turizm ülkesi de olan ve bir zamanlar köklü bir medeniyete ev sahipliği yapmış büyük bir devlet olan Umman Sultanlığı hakkında detaylı bir bilgiye sahip olacak, Modern Umman'ın kurucusu Sultan Kâbus bin Said'i daha yakından tanıyacaksınız.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 198
Ağırlık : 198
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

XIX. yüzyıl, günümüz modern tıbbının temellerini oluşturan birçok bilimsel gelişmenin yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemde Osmanlı Devleti de klasik tıptan modern tıbba geçmek üzere yeni adımlar atmıştır. Osmanlı tıbbının modernleşmesinde özellikle 1827 yılında açılan Tıbhâne-i Âmire’nin rolü büyüktür. Daha sonra adı Mekteb-i Tıbbiye olan bu kurumun hocaları ve öğrencileri yaptıkları yayınlarla modern tıp bilgisinin yaygınlaşmasına önemli katkılar sağlamışlardır. Bu hususta, Tıbbiye’nin kadın hastalıkları ve doğum hocası olarak görev yapan Dr. Besim Ömer, yaptığı çok sayıdaki yayın dolayısıyla ayrı bir yere sahiptir.

 

Eser, bir tedavi yöntemi olarak XIX. yüzyılda sistemleşen hipnoz uygulamalarını Osmanlı hekimlerine tanıtmak üzere Dr. Besim Ömer tarafından kaleme alınan hipnoz risalesini günümüz Türkçesine kazandırmaktadır. Gerek Besim Ömer gibi bir Osmanlı aydınının tammrlığına katkı sağlaması, gerekse hipnoz hakkında tarihsel bir perspektif sunması bakımından, bu çalışma tıp tarihine katkıda bulunmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 135
Ağırlık : 135
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’nin 1991 tarihinde dağılmasını müteakip kurulan devletlerden biri de Ukrayna’dır. 1986 yılında gerçekleşen Çernobil faciasıyla adını bütün dünyaya duyuran Ukrayna, muhtelif vesilelerle dünya gündeminde yer almaya devam etmiştir.

 

Eser, Ukrayna, Rusya ve Türkiye (Makaleler Mecmûası) adıyla yayınlan çalışmanın günümüz harflerine aktarılmasından ibarettir. Doğu Avrupa coğrafyasının geçiş güzergâhında bulunan ve geniş verimli ovalara sahip olan Ukrayna’nın tarihi coğrafyasını ve komşu ülkeleriyle olan tarihi münasebetlerini kavramadan bugünü doğru değerlendirmek güç olacaktır. Bilhassa Ukrayna - Rusya ve Türkiye üçgenindeki tarihi bağları iyi bilmek ve iyi anlamak gereklidir. Bu eser de bu amaca hizmet etmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 98
Ağırlık : 98
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

Farmakognozi, bitkilerden elde edilen farmasötiklerin ilaç kaynağı olarak kullanılmasını inceleyen bilimdir. İki yüzyılı aşkın süredir ‘farmasötik' ismiyle bilim dünyasının araştırma alanlarından biri olarak kabul edilmekte olan bu bilim dalı aslında hayatımızı doğrudan etkilemektedir. Teknolojik gelişmeler sayesinde, bitkilerin kimyasal yapılarının daha iyi anlaşılması sağlık alanına yeni ilaçlar, bitkisel droglar (bitkisel ilaçlar), nutrasötikler ve diyet takviyeleri çeşitlerinin büyük oranda artması ile yansımıştır ki bu değişim de farmakognozinin son 20 yılda giderek daha fazla önem kazanmasına neden olmuştur.

Farmakognozi ve Fitoterapinin Temelleri isimli bu kitap, ilk kez Türk araştırmacılar ve okuyucular ile buluşuyor. Orijinal versiyonunda gözden geçirilmiş ve yeni konular ilave edilmiş üçüncü baskısının çevirisinin sunulduğu bu çalışma fitoterapi hakkında detaylı bilgi içeriğine sahiptir: Bitki bazlı ilaçların tarihi, biyolojisi ve kimyası; bitkilerden elde edilen farmasötikler ve nutrasötikler; tıbbi bitkilerin dünya çapındaki sağlık sistemlerindeki rolü, bitki bazlı ilaçların tedavi edici özelliklerinin vücut sistemlerine göre etkisi, tıbbi olmayan takviyeler vb başlıklarla bu alandaki en güncel bilgileri kapsamlı bir şekilde sunmaktadır.

Farmakognozi alanında zengin deneyim ve bilgi birikimine sahip araştırmacılar tarafından hazırlanan Farmakognozi ve Fitoterapinin Temelleri, sağlık sektörünün bütün konumlarına hitap eden bir referans kitabı niteliğindedir.

"Ders kitabı olarak önemli bir ün ve saygı kazanan bir çalışmanın üçüncü baskısı olan bu kitap, eczacılık ve/veya farmakognozi öğrencisi olan herkes için oldukça değerli ve güvenilir bilgiler içermektedir. Bununla beraber bitki ve tıbbi bitkilerin artan popülaritesi hakkında bilgi edinmek isteyen ve doğal botanik preparatların dünya çapındaki tüketiciler için büyüyen bir güvenlik yelpazesini nasıl sağlayabileceğini öğrenmek isteyen endüstri kalite kontrol personeli, herbalistler, doğal ürün araştırmacıları ve sağlık alanı çalışanları için referans kaynağıdır."

Mark Blumenthal


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 358
Ağırlık : 358
En / Boy : 19 / 24,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺350,00
Tükendi

Lehçe Sözcük Yapımı - Adlar, dilin temel unsurlarından olan sözcüklerin incelenmesi sonucu oluşturulmuş bir açıklama kitabı niteliğinde hazırlanmıştır. Çalışmanın yegâne amacı, insanın iletişim kurmaya yönelik ihtiyacı sonucu ortaya çıkmış olan dilin nasıl bir çeşitlilik içerebileceğine dair unsurları Lehçe sözcükler çerçevesinde gösterebilmektir. Örnek cümleler ve ilişkili sözcüklerle detaylı inceleme fırsatı sunularak başka çalışmalara öncülük yapması ayrıca amaçlanmaktadır. Sözcüklerin yanı sıra farklı anlamlar katan ekler detaylıca ele alınmıştır. Ekler anlatım usulüne ve kategorilerine göre farklı başlıklar altında incelenmiş olup farklı kullanım amaçları açıklanmıştır. Aynı zamanda Lehçe türetim eklerinin günümüz kullanım alanlarının dışında, geliştikleri süreç ise yer yer işlenmiştir.

Kitapta Lehçe sözcük yapımı birimlerine ek olarak dil bilimi çerçevesinde ele alınan terimler ise Türkçe anlamları ile birlikte yer almaktadır. Gayemiz çalışmayı Lehçeyi öğrenen, öğrenmek isteyen ve araştıran okurlara yardımcı kitap olarak sunmaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺110,00
1
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı