Yıllar boyu çaresiz hissettim. Reddedildim. Suratıma kapandı kapılar. Beş parasız kaldım. Depresyonla cebelleştim. Dipteydim. Şimdi ise ‘Silikon Vadisi’nde keyif aldığım bir yaşam, anlamlı bulduğum bir kariyer sürdürüyorum ve Türkiye’de kurduğum marka milyonlarca kişiye ulaşıyor. Biliyorum ki hepimizin “dipte” hissettiği zamanlar oluyor veya olacak. Ama tünelin sonunda bir ışık var. İnanın bana. Gelin, birlikte yürüyelim bu tünelde. Birlikte ulaşalım o ışığa… Yazar Emre Şimdi’nin kariyer yolculuğunu anlattığı kitabında karşılaştığı zorlukları ve “bu artık” son dediğinde nasıl baştan başladığını okuyacaksınız. Elma Yayınevi son kitabıyla keyifli ve anlamlı bir yaşam isteyen herkese sesleniyor. Keyifli okumalar…
Farkında olarak ya da çoğunlukla olmayarak çocukluktan itibaren beş duyu ile çevreden edinilen tüm bilgiler beyin veri tabanına kaydedilir.
Kayıtlama esnasında veri tabanı bilgilerine duygular da eşgüdümlü olarak eklenir. Kendi haline bırakılan beyi, otomasyon halinde kıyaslayarak çalışır.
Yaşadığımız öfke, kıskançlık, inatçılık, heyecan gibi duygusallıklarımızın tümü kontrolümüz dışında kendiliğinden oluşmaktadır. Pişmanlıklarımız, keşkeler, bir şans daha dilekleri ve diğerleri...
Tüm sorunların kaynağı, gerçekte var olmayan ve ölünce bedenle birlikte yok olacak olan ego-benliktir. Klasik psikoloji ve psikiyatri işte bu ego üzerine odaklıdır. Bu nedenle işin içinden çıkamaz, geçiştirirler. Çözüm başka yerdedir.
Benlik-ego, özden gelen yayına dirençtir/perdedir. Perdeden öze ne kadar az negatif enerji geri dönüşü sağlanırsa, direnç de o kadar az olacak ve haliyle huzurlu ve sağlıklı kalınacaktır. Uyumlanarak değişim göstermeyen birimlerde özden gelen yayına direnç oluşur. Bunun sonu, hayal kırıklığından hastalığa kadar uzanan bir yelpaze içinde çeşitli sorunlardır.
İşte bu nedenle tasavvuf ehli "kaldır kendini" yani "prde yoğunluğunu saflaştır-benliğini arındır" demiştir. Tasavvuf uygulamalarının esası bunun içindir.
İçimizdeki kutsallığı beynimiz ancak bu şekilde yansıtabilir... Aksi taktirde beynimiz içimizin ışığını dişarıya yönlendiremez...
Kendimizi tanımak için perdelerimizi ve beynimizi tanımak şarttır. Bunları yaptıktan sonra kendimizi bilmek ve kutsallığımızı hissetmemiz mümkün alabilecektir...
Boşanmanın Eşiğine Gelmeden Önce Evlilikler İçin Uygulanabilir Çareler
Toplumun yapı taşı olan aile kurumunun korunması ve sağlıklı bir şekilde devamlılığının sağlanması, öncelikle aile bireylerinin sorumluluğundadır. Bu eser, boşanmanın eşiğine gelmeden önce evlilikler için uygulanabilir çareler sunmaktadır:
İçinden çıkılması imkansız gibi görünen, eşleri boşanmanın eşiğine kadar getirmiş problemlerin çözümü emin olun sandığınız kadar zor değil.
Kızınızın muhteşem ergen dünyasına hoşgeldiniz!
Kızınız, çocukluktan yetişkinliğe doğru yol alırken “Kız Dünyası”nın acımasız gerçekleriyle baş etmeye hazır mı? Ergenlik döneminin zorlu baskılarıyla karşı karşıya olup, yeni bedenine alışmaya, değişen arkadaşlıklar içerisinde yolunu bulmaya, aşk duygularını yaşarken hayatta kalmaya ve okuluna devam etmeye çalışan kızınız için ne yapabilirsiniz? Hem de sizden bu kadar uzaklaştığı bir dönemde.
Uzun yıllardır çocuklar, ergenler ve aileler ile çalışan Rosalind Wiseman, ABD’de 1 milyona yakın satış başarısı yakalayan Kraliçe Arılar ve Taklitçiler’i, yeni jenerasyon kızlarına uygun olarak güncelleyip genişletti.
Son teknolojik değişimlerin Kız Dünyası’na etkisinin de dahil edildiği ve kızların, erkeklerin, anne-babaların başından geçenlerin canlandırıldığı ünlü Hollywood filmi Mean Girls’e ilham kaynağı olan Kraliçe Arılar ve Taklitçiler, kızınızın sosyal olarak yetkin ve kendisine değer veren bir kişi olmasına yardımcı olabilmeniz için somut stratejiler sunuyor.
Benlik saygısı başka bir deyişle özsaygı ya da kendine saygı, kişinin kendisi ile ilgili düşünceleri, çevresindekilerin o kişi ile ilgili düşünceleri, her iki düşüncenin bileşkesi ve bu üç düşüncenin bir araya gelmesiyle oluşmaktadır.
Düşük ve yüksek benlik saygısı, insanlar arası ilişkilerde problem oluşturabilecek durumlara yol açmaktadır. Benlik saygısını ideal bir düzeye getirmek küçük yaşlarda öğrenilecek stratejilerle başarılabilir. Wetton ve Cansell, ilköğretim öğrencilerinin kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı olacak teknikleri yıllarca denemiş ve bir araya getirerek bu kitapta toplamışlardır. İlköğretim öğretmenlerinin ve öğretmen adaylarının kaynak bir kitap olarak kullanabilecekleri bu eser, Türk Eğitim Bilimlerinde öncü Nobel Yayınları farkıyla ilköğretim öğrencilerinin kendilerini iyi hissetmeleri için hazırlanmıştır.
Derslerimde, seminerlerde, yürüttüğüm psikolojik danışma ve rehberlik uygu-lamalarında gençlere ve yetişkinlere; “Nasıl bir dinleyicisiniz?”, “Başkalarını iyi dinleyebiliyor musunuz?”, “Çocuğunuzu nasıl dinlersiniz?” gibi sorular soruyo-rum. Bu soruları yönelttiğim hiç kimse şimdiye kadar “Ben iyi bir dinleyici değilim.” ya da buna benzer bir şey söylemedi. Herkes iyi dinleyici olduğunu ifade etti ve pek çok kişi de başkalarının kendisini dinlemediğinden yakındı.Bu çelişkinin, iyi dinlemenin neleri içerdiğinin bilinmemesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Ayrıca insanların başkalarının kendilerini dinlememelerinden yakınmaları da dinlemenin ne kadar önemli bir beceri olduğunu gösteriyor.
Bu anlamda kitabın psikolojik danışmanlara, psikolojik danışman adaylarına, diğer yardım hizmetlerinde çalışanlara/çalışacak olanlara, anne ve babalara, öğretmenlere, dinleme becerilerini geliştirmek isteyen herkese yararlı olacağını umuyorum.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.