“Bu küçük kitabın felsefi amacı, çağdaş bilimsel düşünceyi kendi diyalektiği içinde kavramak ve böylece taşıdığı özsel yeniliği göstermektir.”

Yeni Bilimsel Tin, Gaston Bachelard’ın Bachelard olmaya başladığı, kendi kıvamını bulduğu kitaptır. Nasıl Kepler ve özellikle Galileo’nun geliştirdiği yeni epistemoloji, filozofunu Descartes’ta bulmuşsa, geometride Lobaçevski ve fizikte Einstein’la başlayan değişmenin epistemolojisini de Bachelard, bu kitabından itibaren teorileştirmiş, söz konusu gelişmelerden bilim felsefesi açısından önemli sonuçlar çıkarmıştır. Vardığı nokta ise modern bilimin artık Descartesçı epistemolojiyi geride bıraktığı, aştığı saptamasıdır. İşte bu noktadan sonra, Bachelard’ın velut epistemolojik üretimi geleneksel felsefenin rasyonalizm ve ampirizm, gerçekçilik ve uzlaşımcılık gibi ikiliklerini bir sentez içinde aşmaya yönelir.

Yeni Bilimsel Tin, Bachelard’ın kendine özgü rasyonalizminin, tarihsel kopuş teorisi ve epistemolojik pedagojisinin nüve halinde ortaya çıktığı yapıtıdır. Filozofu anlamak için ilk önce ve en dikkatle okunması gereken eserinin bu olduğu söylenebilir.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 152
Ağırlık : 152
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00

Modernliğin Kurucu Düşünürü İbn Haldun kitabı, İbn Haldunizm adıyla kategorize edilebilecek düşünce ekolünün açmazlarını aşmayı amaçlayarak Mukaddime eleştirisi yapmaktadır. 
Kitapta tartışılan konuların bazıları aşağıdaki gibi tasnif edilebilecektir: 1) İbn Haldun “yedi iklim” teorisinden hareket ederek, peygamberlerin ılıman iklimlere gönderildiğini ifade eden nübüvvet teorisi geliştirmiştir. Bu teori “Biz her kavme bir peygamber gönderdik.” (16 Nahl, 36) ayeti ile çelişmektedir; 2) İbn Haldun, toplumların kuruluşunu güçlü asabiyetlerin zayıf asabiyetleri boyun eğdirmesine dayanan bir teoriyle açıklamaktadır. Bu fikir, Hz. Peygamber’in Medine şehrini inşa eden sünnetini izah edememektedir; 3) İbn Haldun’un “mülkü elde etmek için güçlü asabiyetlerin zayıfları kendilerine tâbî kılmasının toplumsal yasa olduğu” fikri, “Avrupamerkezci” düşüncenin geliştirdiği “kültürel ayrımcılık” ve “sömürgeci şiddetçilik” paradigmalarına eleştiri imkânını elimizden almaktadır; 4) İbn Haldun, Tanrı’nın topluma ve tabiata müdahil olmadığını ifade eder. Ona göre Tanrı “Sosyal Yasa” ve “Tabiat Yasası” gibi yasalar koyarak “kenara çekilmiş”tir. İbn Haldun’un bu teorisi deizme, sekülerizme kapı açmaktadır; 5) İbn Haldun’a göre göçebe kavimler madencilik/zanaatkârlık ile uğraşmamaktadır. Bu teori TÜRKLERİ izah etmemektedir. Türkler askerî çoban, göçer-evli, atlı ve demirci bir toplumdur; 6) İbn Haldun tarihte bireylerin rolünü (Ashab-ı Kehf) ve toplumların maddi koşulları dönüştüren kollektif bilincini (Zülkarneyn kıssası) açıklayamamaktadır; 7) İbn Haldun’un teorisi, Hz. Yusuf’un Mısır’da “erdemli siyaset” ile yönetici olma sürecini anlamlandıramamaktadır; 8) Mukaddime, devletlerin oluş-bozuluş dinamiklerine odaklanmaktadır. Milletlerin oluş ve yok oluşu İbn Haldun’un “umran ilmi” ile izah edilememektedir.
Bu bağlamda kitap, Türkiye’de sistematik anlamda İbn Haldun eleştirilerinin ilkidir.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 592
Ağırlık : 592
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺210,00
Felsefeye Eğlenceli Bir Giriş

“Felsefeye ilgi duyuyorum ama neresinden başlasam bilemiyorum” diyenler ve felsefeye bulaşıp yolunu kaybedenlere müjde, overlok makinesi ayağınıza geldi! 

Yazar Anthony McGowan, Köpeğinize Felsefeyi Nasıl Öğretirsiniz’de okuyucularını Londra’nın harikulade yeşilliklerine, oradan da felsefenin çıkmazı bol labirentlerine doğru uçarı bir yolculuğa çıkarıyor. Tiftik tüylü köpeği Monty ile çıktığı günlük yürüyüşlerinde ona (ve haliyle okuyucularına) etik, özgür irade, yapısalcı dilbilim başta olmak üzere felsefenin birçok çetrefilli kavramını tane tane, malta teriyerine anlatır gibi izah ediyor.
Evet, kitapta çaktırmadan yürütülmüş bir dilim cheesecake’in meydana getirdiği ahlaki ikilemler yahut bir sosisin bin sözcüğe bedel olabileceği hususunda bazı diyaloglara rastlamak mümkün.  Fakat Monty ile edilen bu mutena hasbihal nadiren yüzeyde kalıyor, mevzu köpek atıştırmalıklarından Kant’ın kategorik imperatif’ine hızla ilerleyebiliyor.
Köpeğinize Felsefeyi Nasıl Öğretirsiniz, Descartes, Kant, Schopenhauer, Nietzsche ve daha birçok devin derdini bir adamla Malta teriyerinin iç ısıtan bağıyla birlikte sunmayı başaran, son derece eğlenceli ve bir o kadar da ciddi bir meselenin kitabı.


Basım Ayı/Yılı : 6/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 296
Ağırlık : 296
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺138,50

İnsanlık tarihi kabaca gözden geçirildiğinde bile, “Tanrısız” bir döneme rastlamak imkansızdır. Modern zamanlardaki kategorileştirmede din ve Tanrı insanlığın erken dönemlerine primitif bir ürün olarak gönderilmekle birlikte, Tanrı yine yoğun bir tema olarak tartışmanın konusu olmaya devam etti. Hatta din ve Tanrı’nın gelecekte işlevini yitirerek kaybolacağı şeklindeki beklenti gerçekleşmediği gibi, mitoloji postmodern dönemde kendisini yeniden gösterdi. Modernlikten itibaren Tanrı’ya “bundan sonrası benim” diyerek dünyayı kendi başına inşa edeceğini düşünen insan krizlerle yeniden sarsılmaya başlamıştır. Anlaşılmıştır ki, Tanrı’ya veda etmek o kadar da kolay değildir. Çünkü Tanrı’ya veda, insanın kendi üzerine çöküşü ve ölümünü işaret etmeye başlamıştır. Dünya ölçeğinde farklı dinlerin Tanrı anlayışlarını ele alması sebebiyle çalışmamız “Bir Dünya Tanrı” ismiyle vücut bulmuştur.
 
Kitapta, aşağıda belirtilen sorular muvacehesinde dinlerin Tanrı-toplum etkileşimi netleştirilmeye çalışılmıştır. 1-Varolan teoloji, Tanrı’yı nasıl tanımlıyor? 2-Bu dinlerin yaşandığı toplumlarda nasıl bir Tanrı tasavvuru ortaya çıkıyor? 3-Tanrı’ya verilen sıfatların sosyal yansımaları nasıldır? 4- Böyle bir Tanrı anlayışı nasıl bir dünya inşa ediyor? 5-Bu tanrı anlayışı, hangi çağdaş sorunları çözüyor ya da sorunlar çıkarıyor? 6-Bu tanrı anlayışı nasıl bir Tanrı-insan ilişkisi kuruyor? 7-Bu tanrı anlayışı nasıl bir Tanrı-çevre (tabiat) ilişkisi kuruyor? 

Basım Ayı/Yılı : 4/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 608
Ağırlık : 608
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺167,20

Osmanlı Düşüncesi, esasen bir “İmparatorluk Düşüncesi”dir, yani bu İmparatorluk'ta birlikte yaşayan, dolayısıyla birlikte düşünen “milletler”e (cemaatlere) mensup bir düşüncedir. Bu açıdan bakıldığında, dönemin epistemik faaliyetlerinin hakikate uygun bir şekilde betimlenebilmesi için sadece Türk ve/veya İslâm Düşüncesi'nin araştırılması ve yazılması yeterli olamaz; farklı dinlere ve mezheplere ve farklı kavimlere ve etnisitelere mensup insanların “İmparatorluk Düşüncesi”ne yapmış oldukları katkılar aydınlatılmadan ve Müslümanlar ile Gayr-ı Müslimler arasındaki düşünsel etkileşimler belirlenmeden, bu dönemin epistemik oluşumunu ve dönüşümünü doğru bir biçimde açıklamak mümkün değildir.

Rum Düşünce Tarihi (1300-1900), söz konusu temel unsurlardan birisi olan Rumlar'ın “epistemik dünyaları”na bir nebze de olsa ışık tutmak maksadıyla kaleme alınmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,00

İngilizce yazan eleştirmenlerin çok azı Rus düşüncesi ve kültürü hakkında Isaiah Berlin kadar ferasetli yazılar yazabilmiştir. İşte elinizdeki kitap, Berlin’in otuz küsur yıllık bir süreçte yazdığı, Rusya’nın olağanüstü yazar ve filozoflarının Rus kültürü üzerindeki benzersiz etkilerini çeşitli temalar etrafında irdeleyen bu tarihî yazılarının derli toplu bir derlemesi niteliğini taşıyor. Rus Düşünürleri’nde Berlin, ünlü “Kirpi ile Tilki” makalesinde ele aldığı Tolstoy’un tarih felsefesine ek olarak, “Rusların dünyadaki sosyal değişime en büyük katkısı” diye betimlediği Rus entelijansiyasını oluşturan Herzen, Bakunin, Turgenyev ve Belinski gibi on dokuzuncu yüzyılın büyük yazar ve düşünürlerini ortaya çıkarmış toplumsal ve siyasal koşulları da inceliyor. 

“Berlin, Rus düşünürleri hakkındaki bir dizi canlı portre yazısında, entelijansiyanın en dikkat çekici mensuplarını, mutlak değerlerden duydukları şüphe ile ahlaki eylemlere ilişkin bütün meseleleri bir anda çözüme kavuşturacak tek bir hakikati keşfetme arzuları arasında sürekli olarak bölünmüş figürler şeklinde resmeder.” 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 560
Ağırlık : 560
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺220,00

Dünyanın en çok okunan iki yazarından biri olma vasfına sahip, büyük yazar ve mütefekkir Tolstoy, Türk okurunun da yaşadığı yıllardan itibaren dikkatini çekmiş, beğenisini kazanmış nadir kalemlerdendir. Tolstoy’un eserleri gerek fikirleriyle gerek edebî eserleriyle nitelikli okur kitlesinin halen başucu kitapları arasında yer alır.

İnsan pozitif ve negatif ne yaşarsa yaşasın, benim işim Allah’ı ve insanları sevmek” diyerek yoluna devam ederse; bu insanın hayatı mutlu, huzurlu, şükürle geçer. Hayatı çözmenin sırrı “kendini bilmekten geçer. Kendini bil ki, hayatın gayesine muvaffak olasın. Kendini bil ki, etrafına ışık, enerji, mutluluk saçasın. Her negatifi, pozitife çevirmek de yine senin elinde. Unutma! Sen, “şerefli olan insansın. O zaman kendini bulmak için çıktığın bu yolda “Tolstoy” sana yoldaş olsun. Dokuz kitaptan oluşan eserin sadeleştirerek bir araya getirildi.

1.Tolstoy, Sevgi, Muhabbet kavramını kutsal metinlere ve büyük düşünce adamlarının fikirlerine müracaat ederek irdeliyor, okurlarını huzur ve inanç ikliminde mutlu bir hayata davet ediyor.

2.Tolstoy, Dua aynı seride yer alan diğer kitaplarından farklı bir üslupla okur karşısına çıkıyor. Şark geleneğindeki mesel anlatarak ikna etme tarzını Dua adlı eserinde benimseyen yazar; çocuğu ölen bir annenin sorgulamaları üzerinden duanın ve teslimiyetin ve sabrın önemini vurguluyor.

3.Tolstoy, Söz, Kelam tıpkı Yunus’un: “Söz ola kese savaşı / Söz ola kestire başı” dizelerindeki hakikat gibi sözün birleştiren, ayıran yönüne, sözün kıymetine yöneliyor. Konuşma, tartışma, kötü söz konuşma ve susma gibi kavramların ahlakçı bir bakış ölçüsüyle okura sunulduğu eser; olgun bir toplumda, olgun bireylerin takınması gereken tavırları işaret etmesi yönüyle de hayli önem taşıyor. Yedi bölümden oluşan kitapta Tolstoy yine fikirlerini ortaya koyarken dünya düşünce tarihinde yer edinmiş büyük mütefekkirlerin sözlerine müracaat etmeyi de ihmal etmiyor.

4.Tolstoy, Tıpkı bir din âlimi gibi İman ve İtikad kavramlarının sınırlarını çizmeye, bu kavramları somutlaştırmaya çalışıyor. İman ve itikadın, insanın dünyada ne için bulunduğunu anlamasıyla benlikte oluşan kavramlar olduğunu dile getiren yazar, hakiki imanın hayat ile olan münasebetini dokuz küçük bölümden oluşan eserinde adeta okur zihnine ve kalbine nakşediyor.

5.Tolstoy, Vicdan aynı seride yer alan diğer kitaplarından farklı bir üslupla Vicdan okur karşısına çıkıyor. Farklı asırlarda, farklı memleketlerde yaşamış düşünürlerin, öğüt ve hikmetli sözlerini bir seçki anlayışıyla okura sunarken kendi düşünceleri ile bu sözlerin kapsayıcılığını genişletiyor. Sabır, kötülük ve iyilik, doğruluk, iman gibi kavramlar üzerinden hayata bir değer ve anlam yüklenen eser, insanın kendi kendisine sorduğu ezeli meseleleri aydınlatmaya dair bir çaba niteliğinde.

6.Tolstoy, Ruh kendi inancının temel taşlarını, büyük fikir insanlarının düşüncelerinin üzerinde yükseltiyor. Ruh ve beden bağlamında insanın özünün ruh düşüncesini vurgulayan yazar, insanın ruhla yaşadığının altını çiziyor ve soyut bir kavram olan ruhun niteliğini kendi ifadeleriyle resmediyor.

7.Tolstoy, Eşitlik insanların eşitliği ve kardeşliği düşüncesinin fikrî temellerini ortaya koyarak okuru, huzurlu bir hayat iklimine davet ediyor.

8.Tolstoy. Hiddetin Yedi bölümden oluşan kitapta; başkalarının kötülüğünü istemenin insan için sakıncaları, hiddetin neticeleri, alçakgönüllü olmanın önemi ve kötü huylardan uzak durmanın gerekliliği üzerinde duruluyor. Tolstoy aynı seride yer alan diğer eserlerinde olduğu gibi bu eserinde de daha önceki çağlarda, farklı coğrafyalarda yetişmiş ve düşünce tarihinde izler bırakmış fikir adamlarının görüşlerini, kendi görüşleriyle harmanlayarak okura sunuyor. Hz. Muhammed’e ait iki hadisten de eserde istifade eden yazar, bu eserinde de insana, topluma huzurun, kurtuluşun ve anlamlı bir hayat yaşamanın ipuçlarını veriyor.

9. Tolstoy, Ölüm ezelden beri insanın en büyük gerçeği ve anlamlandırmakta zorluk çektiği ölüm konusunu ele alıyor. Ölümün yokluk olmadığını ve hayatın ölümle sona ermediğini kutsal metinlere ve büyük düşünce adamlarının fikirlerine müracaat ederek okur zihnine perçinleyen yazar eserinde özellikle Doğu dinlerine ve düşünce adamlarına eserinde ayrı bir önem atfediyor. Muhabbetli okumalar temennisiyle…


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 164
Ağırlık : 164
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

Allah beni 3 hakikati öğrenmem için Dünyaya yolladı. 
Allah'ın bana söylediği ilk soru şuydu.                                                                                                            İnsanın kalbine ne hükmeder?                                                                                                                                İnsana ne verilmemiştir?                                                                                                                                          İnsan ne ile yaşar?                                                                                                                                              İnsan Şeytanı Yenermi?
İnsanda Ne olduğunu öğrenmiştim. Artık ne verilmediğini de de biliyordum. İnsana neye ihtiyacı olduğunu yetisi verilmemişti. Allah’ın bana ikinci kelamını da öğretmesine sevinmiştim. Yine hepsini öğrenememiştim. İnsanın Ne İle yaşadığını henüz bilmiyordum. Allah’ın bu üçüncü kelamını da günün birinde bana öğretmesini bekleyerek hayatımı sürdürmeye devam ettim.                                                                                                                                                               
Kim yüreğin de sevgi taşırsa o sevgi Rabbindendir ve Allah o kişinin yüreğindedir.                                                Küçük çocuklar gibi olmazsanız, Göklerin Egemenliğine asla giremezsiniz.                                                              Şunu sakın unutmayın: Tek önemli an vardır, o da şuandır. En önemli an şimdidir. 
En gerekli kişi o an kiminleysek odur çünkü kimse bir daha başka biriyle görüşüp görüşemeyeceğini bilemez.    Ve son olarak yapılması gereken en önemli iş iyilik yapmaktır çünkü insanın dünyaya gelişinin tek amacı budur. Sadece yaşamak istiyorum; kendimden başka kimseye kötülük etmeden yaşamak. Buna hakkım var değil mi?           
Her insanın kendisi için kaygılanarak değil, sevgiyle yaşadığını öğrendim.                                                            Ölmek için çok genç, yaşamak için fazla telaşlıydık.
Onun yaptığı kötülüğü görüyorsun ama kendininkine gözlerin kapalı. Sadece o kötü olsa, sen hep iyi olsaydın ortada kin olmazdı.
Emek ucuz, ekmek ise pahalıydı.                                                                                                                                Sevgi ile dolu olan insan, Allah'a ulaşmış bir insandır." Allah bu insanın içindedir. Çünkü Allah sevginin ta kendisidir…                                                                                                                                                                Kıvılcımı söndürmezsen, ateşi zapt edemezsin.                                                                                                                
Uzak ve imkânsız gözüken bir şey, bir anda yakın ve mümkün olabilir.” der. Nasip, çok güzel bir ihtimaldir.      Adamın iç dünyasındaki açgözlülük duygusu açığa çıkmıştı. O an, onun için sonun başlangıcıydı. Elinizde bulunan ve 9 ( Dokuz ) hikayeden oluşan bu güzide eser dünyanın en çok okunan iki yazarından biri olan büyük düşünce ve fikir insanı olan gerçek aydınlardan Lev Nikolayeviç Tolstoy’a ait olduğunu hatırınızda bulundurmanızı arzu ediyoruz…
Mutlu Sağlıklı günlerde huzur içinde okumanızı temenni ediyoruz. Lev Nikolayeviç Tolstoy Yayınları


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺60,00

Dünyanın en çok okunan üç yazarından biri olma vasfına sahip, büyük yazar ve mütefekkir Tolstoy, Türk okurunun da yaşadığı yıllardan itibaren dikkatini çekmiş, beğenisini kazanmış nadir kalemlerdendir. Tolstoy’un eserleri gerek fikirleriyle gerek edebî eserleriyle nitelikli okur kitlesinin halen başucu kitapları arasında yer alır.

Ülkemizde ve dünyada çoğunlukla romanlarıyla tanınan yazarın son yıllarda fikrî eserleri de ilgi görmeye devam ediyor ve Tolstoy bu yönüyle âdeta yeniden keşfediliyor.

Tolstoy’un eserlerini ve Tolstoy hakkında yazılmış eserleri tek çatı altında toplamayı amaçlayarak yayına başlayan Lev Nikoloyeviç Tolstoy Yayınlarının öncelikli amaçları arasında Tolstoy’un ülkemizde fazlaca bilinmeyen eserlerini gün yüzüne çıkarmak bulunuyor. Tolstoy yayınlarından çıkan İman ve İtikad adlı eser, 1920’lerin başında Binbaşı Ali Fuad tarafından Osmanlı Türkçesi harfleriyle Türkçeye çevrilmiş ancak günümüze kadar Latin harflerine aktarılmamış ender Tolstoy kitaplarından biri. Bu eserde Tolstoy, tıpkı Yunus’un: “Söz ola kese savaşı / Söz ola kestire başı” dizelerindeki hakikat gibi sözün birleştiren, ayıran yönüne, sözün kıymetine yöneliyor. Konuşma, tartışma, kötü söz konuşma ve susma gibi kavramların ahlakçı bir bakış ölçüsüyle okura sunulduğu eser; olgun bir toplumda, olgun bireylerin takınması gereken tavırları işaret etmesi yönüyle de hayli önem taşıyor. Yedi bölümden oluşan kitapta Tolstoy yine fikirlerini ortaya koyarken dünya düşünce tarihinde yer edinmiş büyük mütefekkirlerin sözlerine müracaat etmeyi de ihmal etmiyor.

Latin harflerine ilk kez Siyami Boylu tarafından aktarılan eserin ikinci bölümünde, kitabın Osmanlı Türkçesi ile basılmış hâlini de okura sunan Lev Nikolayeviç Tolstoy Yayınları, bu tavrıyla Osmanlı Türkçesi eğitimi alan genç okurlar ve Osmanlı Türkçesi sevdalıları için on kitaptan oluşan ciddi bir kaynak sunuyor yayın dünyasına huzurlu okmalar diliyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 52
Ağırlık : 52
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

Aydınlanma Çağının (Fr. Le siècle des Lumières: 1715-1789) en ünlü filozoflarından olan Voltaire’in başyapıtı kabul edilen Candide, Ocak 1759’da Cenevre’de, Doktor Ralph diye birine ait Almanca bir eserin Fransızca çevirisiymiş gibi yayımlandı. Voltaire daha hayattayken elli baskısı yapıldı ve birçok dile çevirildi.
Voltaire Candide’i, Alman filozof Leibniz’in “Tanrı kusursuzdur, dünya mükemmel olmayabilir ama Tanrı onu mümkün olan en iyi biçimde yaratmıştır. Kötülük her an mevcuttur ancak sonsuz bir iyilikle dengelenmiştir.” şeklinde özetlenebilen İyimserlik (Fr. L'optimisme) felsefesine itiraz etmek için kaleme almıştır. Leibniz’in “Her şey iyidir.” şeklindeki temel önermesinin aksine, kötülüğün hep var olduğunu, bunun da Tanrı’nın lütfuyla bağdaşmadığını savunan Voltaire, kusursuz bir Tanrı’nın en az kusurlu bir dünya yaratmasını akılcı bulmaz. Voltaire aşırı saflık, hatta aptallık olarak nitelediği bu iyimserliğe, başta Candide olmak üzere, diyar diyar gezdirdiği kahramanlarının başına gelen felaketlerle cevap verir.
İyimserliğin kaderciliği özendirdiğini düşünen Voltaire, bunun yerine maddi ve manevi gelişimin temeli olarak gördüğü ve insanı mutlu edeceğine inandığı çalışmayı önerir. O bunca kötülüğün ortasında Yazgıdan medet ummak yerine, insanın kendi çabasıyla durumunu iyileştirebileceğine inanır. Voltaire’in bu çalışma önerisi Candide’in kıssadan hissesi (alınacak ders) ve hikâyenin de son cümlesidir: “… il faut cultiver notre jardin: Bahçemizi ekmemiz lazım.”
Teolojik ve felsefi bir savın tekdüzeliğinin; imgelem gücü, öykülemenin çeşitliliği ve kaba güldürüsüyle akıcı bir anlatıya dönüştüğü Candide felsefi öykü türünün şaheseri kabul edilir.
Yakup YAŞA tarafından titizce yapılan ve birçok açıklayıcı bilgi ve görselin de yer aldığı bu çeviri; hem okurlara felsefi bir yanı da olan Candide’i öykü tadında okuma imkânı sunacak hem de Voltaire üzerinde çalışanlara önemli bir rehber olacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺48,00

Cicero'nun yaşlılık üzerine olan bu yapıtını (Cato Maior) İ.Ö.44'te, altmış iki yaşındayken yazdığı kabul edilmektedir. Cicero yaşlılık konusundaki düşüncelerini Yaşlı Cato'ya söyletir; çünkü onun tarihsel bir kişilik olması dolayısıyla önem ve ilgiyle dinleneceğini düşünür. O sırada devlet işlerinden uzak olan Cicero'nun yapıtta Cato'nun ve başka yaşlı kimselerin siyasal eylemlerinden uzunca söz etmesi onun bu yapıtı yalnızca, kendisinin dediği gibi, yaşlılık denen yükü hafifletmek için değil, biraz da, yaşına karşın devlet işlerinde yine de pek yararlı olabileceğini anlatmak için yazdığını gösterir. Ancak Cicero'nun sevgili kızı Tulliola'yı yitirişi ve yaşının ilerleyişi de onu kesinlikle felsefeyle uğraşmaya ve bu türden yapıtlar arasında, yaşlılık konusunda da bir kitap yazmaya yönlendiren nedenler arasındadır. De Divination adlı yapıtından anladığımıza göre, Cicero ahlâkın düşük olduğu bir dönemde gençliğe ders vermek, yardımda bulunmak istemiştir. Yaşlılık üzerine olan bu eserini işte biraz da gençlerin kaçınmalarını istediği tehlikelerden söz etmek için yazmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 48
Ağırlık : 48
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺44,00

“Düşünüldüğünde, ruhu asıl sıkan şeyi yok etmek için tek bir yol var. Düşünmeyi bırakın. İnsanın üstlenebileceği en zor görevdir bu. “Bana bir dayanak noktası verin, dünyayı yerinden oynatayım.” demiş Arşimet. Ama nasıl olur da kişi, birinin durdurmak istediği hareket sisteminin hem içinde olur hem de bir parçası olur? Newton’un ilk yasası emeklerimizin üstüne bir balta gibi düşer. Tabii bizim için bu, göründüğü kadar kolay değil. Bu hakikat bizi kurtardığı için tüm bunların çözümü ise dinlenmektir.

Hareket karşılıklı çiftler hâlindedir ve vektörlerin toplamı sıfırdır. Evrenin düğümü aptalın düğümüdür çünkü kördüğüm şeklindedir ama iyice çekersen hemen çözülüverir. İşte, tüm sorun burada; körfez kasvetlidir, bulutlar öfkeyle canavar şekillerinde toplanır; sahte ay arkada tir tir titrer; bir uçurum üstüne bir başka uçurum çıkar her taraftan. Karanlık ve korku; işte, bunlardır düşmanca şeylerin yırtıcı sesi.”


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 56
Ağırlık : 60
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00

Bu kitabı oluşturan çevirilerden Alain Bosquet'ninki 1955'de Şiir Sanatı Dergisi'nde, 1975'de Diriliş'te, Alain, Mauriac ve G. Marcel'inki 1964'de Büyük Doğu Dergisi'nde, 1975'e Diriliş Dergisi'nde, André Malraux'nunki ve Unamuno'nunki 1970'de Diriliş Dergisi'nde, diğerleri 1976'da Diriliş Pazartesi ve Perşembe Günlüğü'nde yayınlanmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 7
Sayfa Sayısı : 87
Ağırlık : 96
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺35,00

Hermenötik düşünceyi, bir nesnenin kavramsal analizi, bir tarihsel olgunun dilsel tasviri, bir inancın felsefi-kelâmî açıdan doğrulanmaya çalışılması gibi farklı düşünme tarzlarından ayıran en belirgin vasıflarından biri, düşünmenin her zaman kendi tarihsel krizi veya sorununu hem üreten hem de onu çözmeye çalışan bir ikili süreç içinde var olduğunu kabullenmesidir. Kanaatimce hiçbir düşünme tarzı kendi var olma sorunu ya da krizini yeterince ele almaksızın sahih bir yaklaşım içinde olamaz. Aksi halde kendisini gerçekliğin yerine koyan, gerçeklikten daha gerçek olarak varlığın düşünceye boyun eğdirilmesine yol açan ve böylece bizi gerçeklikten koparan ideolojiler ""düşünce"" olarak kutsanır. Hermenötik çaba, bu yönüyle, her bir sahih düşünmenin var olma krizlerini yaşama ve bunları aşmaya çalışma süreci olarak yol alabildiğini anlama ve bu yönüyle bazı düşünme tarzlarının ya da ideolojilerin kutsanmasının toplumlarda yol açtığı derin hasarlara dikkat çekme çabasıdır.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 206
Ağırlık : 206
En / Boy : 13 / 18
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : Şamua
Cep Boy Durumu : 0
₺63,75

Kelâm tarihi ile ilgili eserlerde ilk dönem kelâm ilmi ile sonraki dönem (müteahhirîn) kelâm ilmi arasında yöntemsel ayırımlar bulunduğu öne sürülür. Fakat gerçekten de ilk dönem kelâm ilmi sonrakinden farklı mıydı? Eğer böyle bir fark varsa, onu farklı kılan unsurlar nelerdi? Batılı araştırmacıların felsefi bir söylem niteliği taşıdığını söyledikleri ilk dönem kelâm ilmini ayakta tutan hangi mantıksal yapıydı?
Bu sorulardan yola çıkan elinizdeki çalışma, kelâm ilminin aklî temellerini ve mantıkî yapısını incelemeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla kelâm ilmi kendi sistematiği içinde kavramsal bir tahlile tâbi tutularak onun epistemolojik yapısı ile kendine özgü terminolojisine açıklık getirilmeye çalışılmıştır


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 300
Ağırlık : 300
En / Boy : 16,5 / 23,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : Şamua
Cep Boy Durumu : 0
₺140,25

Felsefe ve bilim tarihinde eşine az rastlanır bir şahsiyet olan İbn Sina, fikirleriyle İslam dünyasında ve Batı'da yüzyıllar boyunca derin etkiler yaratmıştır. İslam felsefesinin 'altın çağ'ını temsil eden büyük filozof, tarihsel süreç içerisinde sadece felsefeye değil kelam ve tasavvuf düşüncesine de yön vermiştir. Kuşkusuz İslam entelektüel geleneklerinin gereği gibi anlaşılması, onun bu geleneklere nüfuz eden son derece ayrıntılı ve mükemmel felsefi sisteminin kavranmasından geçmektedir. İşte İbn Sina'nın hayatı, eserleri ve felsefesi ile İslam dünyasında ve Batı'daki etkilerinin ele alındığı bu çalışmada onun düşünce sistemi özlü, bütüncül ve anlaşılır olarak ortaya konulmaya çalışılmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 8
Sayfa Sayısı : 202
Ağırlık : 174
En / Boy : 12 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,75
Felsefi Temeller

Genel olarak batı düşüncesinin mahiyetine ve tarihî sürecine odaklanan bu çalışmada "batı düşüncesi" terimi, batıya has olması bakımından diğerlerinden ayrılan bir düşünce geleneğine gönderme yapmaktadır. burada söz konusu edilen "düşünce" terimi ise, genel olarak düşünmenin ne demek olduğundan ziyade, çoğunlukla "felsefe" ile özdeşleşmiş bir düşünce tarzına yani batılı anlamda felsefe yapma veya düşünme tarzına işaret etmektedir. bu kitapta, "klasik", "modern" ve "çağdaş" ayırımlarına bağlı olarak, tarihî bir mahiyet arzeden batı düşüncesi tarzı, temel özellik ve farklılıkları ekseninde ele alınıp değerlendirilmeye çalışılmaktadır.


Basım Ayı/Yılı : 2018
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 5
Sayfa Sayısı : 252
Ağırlık : 240
En / Boy : 12 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,75

“Ve size diyorum ki görünmez dünya hakkında hiçbir şey bilmeyenler için hayvanların bu daimî katli onu aklamak adına söz konusu edilebilecek diğer tüm meselelerden ayrı olarak çok mühim bir vaziyettir; zira korkunun, dehşetin, öfkenin, tutkunun ve intikamın bu manyetik nüfuzlarının bu sürekli atımı bu hayvanların arasında oynayan insanlara etki eder, kabalaştırmaya, yozlaştırmaya, kirletmeye meyleder. Hayvanların etiyle kirlenen yalnızca beden değildir, insanın gizli güçleri de bu kirlilik alanına dâhil olur ve şehir yaşamının kaba tarafının, katliama karışmış olanların yaşamının kaba tarafının çok büyük bölümü doğrudan astral dünyadan gelen bu yansımadan ve bu korkunç gösterinin tamamı ise katledilen hayvanların yitip giden yaşamlarından kaynaklanır.”


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00

Mantık konuları işlenirken Kur'an'dan örnekler verme çabası, İslam mantık tarihinde neredeyse sadece Gazali tarafından yapılmış, ama bu yaklaşım geleneksel eğitim kurumlarımızda yüzyıllardır okutulan klasikleşmiş mantık kitapları da dâhil olmak üzere pek sürdürülüp geliştirilmemiştir. Adından da anlaşılacağı üzere, bu kitabın farklarından biri, kıyas konuları da dâhil olmak üzere, örneklerin olabildiğince Kur'an'dan verilmesidir. Kitabın bir başka farkı da -yine adında da gözüktüğü üzere- klasik mantık ve informel mantık konularını birbirine kaynaştırarak birlikte vermesidir. Zira klasik mantık dini ve felsefi ilimlerin teorik kısmında daha önemliyken, informel mantık da günlük hayatın pratik konuşma ve tartışmalarında daha önemli gözükmektedir. Bu ikisinin birlikteliği, daha yararlı bir mantık eğitimi sağlayacaktır. Kitabın son bir özelliği de, mantığı kendi kendine öğrenmek isteyenlerin de bunu rahatlıkla başarabilecekleri kolay bir üslup ve sade bir dille yazılmış olmasıdır.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 292
Ağırlık : 292
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺81,40

« Diyalektiği en saf hâliyle anlamak için, objektif gerçeğe aldırmaksızın onu yalnızca haklı çıkma sanatı olarak görmek gerekir; meselenin kendisinde zaten haklıysak, haklı çıkmamız da elbette çok daha kolay olacaktır. Ama diyalektik yalnızca kişinin kendisini her türden saldırıya, özellikle de dürüst olmayan saldırılara karşı nasıl savunacağını, aynı zamanda da başkasının iddialarına kendisiyle çelişmeden ve ayrıca kendi iddialarını çürütmeden nasıl saldırabileceğini öğretmelidir. »


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 62
Ağırlık : 62
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺37,00
Doğaüstü Bilgi

Bazı şeyleri Tanrı bize hem bir mükâfat hem de ilahi aşkın bir imtihanı olarak veriyor. Efendisi, kölesini ödüllendirdiğinde karşılaşılan imtihan, onu yoksunlukla bıraktığındaki hâllerden daha tehlikelidir. Ama ona sıkı sıkıya yapışır ve sarılırsak sonsuz merhametiyle bizi korur ve kollar. Azar azar ama yavaş yavaş. Hemen, anında değil. İşte bu yüzden kolay olmayacak onu sevmek.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 144
Ağırlık : 144
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺63,00

Michelstaedter bu eseriyle kitabın tüm bölümlerinde doğrudan veya dolaylı olarak Parmenides, Herakleitos, Empedokles, Aeschylus, Sopholes, Simonides, Sokrat, Ecclesiates’in Antik Yunanlı yazarı, İsa, Petrarch, Leopardi, İbsen ve Beethoven’ın reddedilen fakat günümüze kadar ulaşmış tefekkür ürünleri olan düşüncelerine defaatle atıflarda bulunuyor. Dahası, Michelstaedter yukarıda adı geçen filozoflar tarafından başarısız bir şekilde beyan edilen ve gerçeği örtbas eden felsefe, din ve tüm normları reddedecek ve tüm bunları “retorik” diye adlandıracaktır. Her ne kadar küstahça olsa da, kendini olumsuz gerçeği söylemeye ikna ederse, retorik, belki de Michelstaedter'i dinleyen kişileri de bu vesileyle bir şeyler söylemeye zorlayacaktır. İşin gerçeği, zorla konuşturmak da eski bir retorik tekniğidir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 232
Ağırlık : 232
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺80,00

Olağanüstü bir şey ama doğru ; savaşlar sadece halihazırda başarılmış olanları duyurmanın bir yoludur. Çünkü bir değişim meydana gelmiştir artık.
Bundan sonra insanlar eskiden düşündükleri gibi düşünmezler. Bu artık böyle olsa da, kimse fark etmez bunu. Herkes hayatın meşgaleleriyle daha çok uğraşır ve bundan dolayı olanları hissedemez.
Tabii ki yaratıcılar dışında !
Yaratıcı olanlar, gerçekten yaratıcı olanlar, hiç bir şey yapmazlar ; var olma faaliyeti ile ilgilenmezler.
İşte Picasso gibi sanatçılar, böyle yaratıcılardır.

 

Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 72
Ağırlık : 72
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺52,00

“Tüm ruhu, adeta bir gözyaşı selinde eriyor, Tanrıça’ya ona merhamet ederek kendini göstermesi için yalvarıyordu. Belki, bir anne bile, ölmek üzere olan tek çocuğu için bu kadar gözyaşı dökmemiştir.

Herkes onu teselli etmeye çalışırken, O, her güneş battığında ‘Ah annem ah! Bir gün daha geçti ve ben hala seni bulamadım.’ diye ağıtlar yakıyordu. İnsanlar onun deli olduğunu ya da şiddetli bir acı içinde kıvrandığını düşündüler. Çünkü onlar kendilerini dünya işlerine, üne ve paraya böylesine adamışken, bir insanın Tanrı'sını, onların eşlerini ve çocuklarını istedikleri gibi yoğun bir şekilde sevebileceğini hayal edemiyorlardı.”

“Bu öylesine materyalist bir çağ ki (Kali Yuga) kutsal kitapların bizden istediği tüm görevleri yapmakta zorlanıyoruz. Gerçekten de bu çağda, dünyevi yaşam tamamen maddiyata bağlı. Öyle ki işler ve görevlerden asıl yapmamız gereken şeylere az bir zaman kalıyor. Evet, bu çağda Tanrı’yı idrak etmenin tek yolu bhakti ya da O’na içten bir bağlılıkla sevgi duymaktır. O’nun kutsal adının ve İlahi niteliklerinin zikredilmesi gerekir.
(Keşab’a ve diğer adanmışlara dönerek) Sizin yolunuz da Rab’be teslim olmaktan geçer. Bu bhakti yogadır. Hari’nin adını söyleyen ve İlahi Anne’nin övgülerini zikreden sizler kutsanmışsınız. Yolun doğru evet. (Keşab’a) Çocuk yaşta evlilik ve kast sistemine karşı, kadınların özgürleşmesi ve eğitim hakkında konuşuyorsun. Ben, öncelikte bir şeyin gerekli olduğunu söylüyorum: Tanrı’nın idrakı ve tam bağlılık. Önce Tanrı’yı idrak edin, bu süreçte diğer her şey size eklenmiş olacaktır zaten.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 242
Ağırlık : 242
En / Boy : 19 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺120,00

Ünsiyet çoğalması yaşatan duru görüleriyle göz kırpıp berrak zihniyle mütenasip ömrünü insanlığa hediye eden Sokrates ölümü mutlak bir karşıladığı için mi dönüş yolunu yok  ederek gelen İsmet Özel celladına gülümsemişti? Sokrates baldıran zehrini içerek hayatına son verirken İsmet Özel'e sunulan baldıran zehri şiiri miydi?


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 174
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺64,80

İnsanı insan yapan beyninin niteliğidir. İnsan insandan ne inancı ne de ırkıyla ayrılır. Çalıştığı iş, edindiği meslekte insanı insandan ayıran ölçüt olamaz. İnsanı insandan ayıran, kendi emeği ve çabasıyla edindiği beyinsel niteliktir.Edindiği diyorum çünkü beynin biçimlenmesinde doğal ve toplumsal yaşam koşulları olduğu kadar , insanın çalışma ve çabalarında önemli rolü vardır. Sanırım şunu söylemem abartı olmaz; beyin büyük ölçüde insan emeğinin ürünüdür. İnsan kendini ancak emeğiyle biçimlendirebilir.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 534
En / Boy : 16 / 23,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2019
₺160,00

Düşünme, insan eylem ve etkinliğinin, özgün, yaratıcı, üretici sorun çözücü, yeni bir bakış getirici, yeni bir buluş ortaya koyucu bir nitelik taşımasıdır. Yaşamak için, yaşamsal sorunları çözme uğraşısıdır. Kendini değişim ve dönüşüme uğratma, doğal ve toplumsal çevresini, insana yaraşır biçime dönüştürme çabasıdır. Onun için başta düşünme olmak üzere tüm bilişsel yetkilerin, yaban otları gibi kendiliğinden yetişmesi beklenemez. Bilişsel yetilerin işlevselliği, günümüz toplumlarında insanların öznel yaşam deneyimlerine bırakılmaz. İnsanı insan kılan, duygusal, bilişsel ve bedensel yetilerin işlevselleşebilmesi eğitim ve öğretimi gerektirir.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 269
En / Boy : 16 / 23,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2019
₺160,00

Bilgi, yaşam için, yaşam içinde kazanılan değerlerdir. Çünkü insanın insanca yaşayabilmesi, doğal ve toplumsal çevresini insana yakışır duruma dönüştürebilmesi ve daha adil ve daha güzel bir dünyanın kurulabilmesi, bilgilenmenin nitelik ve niceliğine bağlıdır. Bilgi İnsanca ve niceliğine bağlıdır. Bilgi insanca yaşamanın aracıdır.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 236
En / Boy : 16 / 23,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2019
₺160,00

Felsefi düşünme , yaşamsal konulara ilişkin gerekli ve gerçekçi yaklaşımlardır. Felsefi bilgileri diğer bilgilerden ayırt edici teme özelliği, ussal kendi içinde tutarlı ve özgün düşünmeleridir.Gerçekliğe (varlığa) yeni bir boyuttan bakıştır.O nedenle felsefi düşünme, iri ve süslü sözlerle içeriği boş ama insanları etkilemeyi amaçlayan duygusal söylevler değildir. Ayrıca usdışı , düşsel mistik doğaötesi söylemler de değildir. Eleştirilmeye sorgulanmaya ve sorgulamaya her zaman açık olan bilgilerdir.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : Ankara
Sayfa Sayısı : 288
En / Boy : 16 / 23,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2019
₺160,00
Tükendi
Akıl Çağında Felsefe ve Filozoflar

Beaumarchais Bernardin de Saint-Pierre Condorcet • Diderot Dumarsais Fénelon Fontenelle Kant Laclos Mendelssohn Montesquieu Madame Rolland Rousseau Sade Voltaire

Düşünce alanında ışık “hakikat arayışında aklı ve ruhu aydınlatan” etmendir. Geliştiği XVIII. yüzyıldan bağımsız düşünülemeyen Aydınlanma, tüm Avrupa’da, insan aklının ve medeniyetinin ilerlemesine olan inancı yayan engin bir entelektüel ve felsefi akımı kapsar.

Fransa’da Montesquieu, Diderot, Voltaire, Rousseau tarafından desteklenen akla adanan Aydınlanma hareketi, Fransız Devrimi’ne giden yolu açan fikirler tarihinde radikal bir kırılmayı oluşturur.

Metinler ve belgeler bakımından geniş bir seçenek sunan bu antoloji, sizi “aydınlanmış” sanatçı ve yazarların çizdiği yollardan geçmeye davet ediyor.


Basım Ayı/Yılı : 8/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 128
Ağırlık : 128
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00
Tükendi

Elinizdeki kitap, okuyucuyu şu sorular üzerine yoğunlaşacak bir düşünce serüvenine çıkarıyor: Şiddet siyasal anlamda nasıl işler? Meşru ve gayrimeşru şiddet biçimlerini birbirlerinden düzgünce ayırabilir miyiz? Şiddet, iktidar ve güç arasında farklar var mıdır? Şiddetsizlik ulaşılabilir bir siyasal amaç mıdır? Şiddet herhangi bir şekilde haklılaştırılabilir mi? Şiddet muhakkak fiziksel zararı mı gerektirir? Yapısal eşitsizlikleri şiddet biçimleri olarak tanımlamalı mıyız? Şiddet, baskı ve savaş arasında anlamlı ayrımlar yapılabilir mi? Şiddet özellikle insani nitelikli bir sorun mudur? Günümüzde çevreye yönelik yıkıcılık veya önlenebilir hastalıklardan dolayı yaşanan ölümler neden şiddet terimleriyle ifade edilmektedir? Bugün varoluşun kıyısında, bitmek bilmez bir olağanüstülük ve kırılganlık durumunda yaşamak zorunda bırakılanlara nasıl daha iyi kulak kabartabiliriz?

Şiddet konusuyla ilgili eleştirel düşünceye anlaşılabilir bir giriş sunan Şiddet ve Eleştirel Düşünce, Hannah Arendt'ten Frantz Fanon’a, Michel Foucault’dan Slavoj Žižek’e kadar önde gelen düşünürlerin bu sorulara verdikleri yanıtları inceliyor.

Şiddet ve Eleştirel Düşünce, çağdaş siyasi, felsefi, sosyolojik ve kültürel araştırmalar üzerindeki etkileri devam eden birçok ünlü düşünürün konuyla ilgili çalışmalarına nüfuz etmeyi sağlayan kolay anlaşılır bir rehber ve temel bir kaynak olma niteliğinde.


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 256
Ağırlık : 256
En / Boy : 15 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺114,40
Tükendi

1667 gibi erken bir tarihte kaleme alınan, ancak politik nedenlerle 1689’a kadar yayımlanmayan Hoşgörü Üzerine Bir Mektup’ta–“Şanlı Devrim”den sonra– Locke, politik özgürlük argümanına benzer gerekçelerle tüm insanların doğası gereği sahip olduğunu öne sürdüğü dinî hoşgörüyü savunur. Diğer bir ifadeyle, tüm insanlar doğası gereği “özgür, eşit ve bağımsızdır” ve düşünce özgürlüğü, konuşma özgürlüğü ve ibadet özgürlüğü hakkına sahiptir. İkinci özgürlüğün garanti altına alınmasına yardımcı olmak için Locke, kilise ile devletin ayrılması çağrısında bulunur. Nesiller boyu toplumsal ve politik felsefenin temeli olan bu eser, İngiltere’de ve Avrupa’da modern demokratik devletin temellerinin atılmasına yardımcı olmuştur. Eserin önemi, onu felsefe, tarih ve siyaset bilimi öğrencileri için temel bir okuma haline getiriyor.

“İşte Hoşgörü Üzerine Bir Mektup Avrupa’daki düşünce geleneğinin temel bir kavramı olan hoşgörü kavramının nasıl geliştirileceğine dair Locke’un çağları aşan kavrayışını bize sunuyor.”

—Güçlü Ateşoğlu

 


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 96
Ağırlık : 96
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺61,50
Tükendi

Bu yaşamdaki tüm iyilikler ve kötülükler, sadece tutkulara bağlıdır.
Nihayetinde, ruh, hazlarına kendi başına sahip olabilir. Ancak bedenle ortak hazlara gelince, onlar tamamıyla tutkulara dayanırlar. Şöyle ki, onların en çok heyecanlandırdığı insanlar, bu yaşamın tatlılıklarının tadını en fazla çıkarma yetisindedirler. Aynı zamanda, onlar tutkularını iyi kullanmayı bilmedikleri ve talih yüzlerine gülmediği zaman daha büyük acılar yaşarlar. Ama bilgelik başlıca bu noktada yararlı olup, onlara tutkulara egemen olmayı ve tutkuları hayli beceriyle tutumlu kullanmayı öğretir ki, onların kötülükleri daha dayanılabilir olur ve hatta tümünden sevinç bile elde edilebilir.
Descartes’ın ölümünden kısa süre önce, 1649’da kaleme aldığı Ruhun Tutkuları, filozofun tasvir ettiği felsefe ağacının dallarına uzanan bir ahlak incelemesidir. Ancak tutkuları mutluluk ve özgürlük için bir engel olarak gören Stoacı geleneğe karşı tutkuları rehabilite eden Descartes’ın yaklaşımı bir ahlakçı tavrı değil, modern anlamda söylersek, bir nörofizyoloğun tutumudur. Böylece âdeta filozofun vasiyet eseri olan bu çalışmanın ana konusu, ruh ile beden arasındaki biyolojik birliğin oluşturduğu failin insani özelliği, sonra da ahlaki bir bireydir ve Descartes gerçek anlamda bir etik sunmaktan ziyade, yönteminin son meyvesi olarak bir “pathos” projesi tasarlar.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺65,60
Tükendi

Paul Guyer, Kant felsefesini anlamaya yönelik kapsamlı çalışmasının tamamen gözden geçirilmiş ve güncellenmiş bu baskısında, Kant’ın düşüncesindeki tüm ana yönlerin ve konuların anahtarı olarak filozofun en önemli kavramı olan otonomi kavramını kullanır.

Kant’ın hayatının ve zamanının son derece faydalı genel bir değerlendirmesiyle başlayan Guyer, Kant’ın en etkili ama en güç eseri Saf Aklın Eleştirisi’nde uzay, zaman ve deneyimin doğası hakkındaki argümanlarını titizlikle açıklayarak onun metafiziğini ve epistemolojisini tanıtır. Kant’ın ünlü transendental idealizm teorisinin açıklamasını ve eleştirisini, onun felsefesindeki bu tartışmalı öğretiden bağımsız yanıyla birlikte sunar.

Ardından Kant’ın ahlak felsefesini, meşhur “koşulsuz buyruğu”nu ve ödev, irade özgürlüğü ve siyasi haklar teorilerini inceler. Son olarak, Kant’ın estetiğini, güzelliğin ve yücenin doğası ve bunların insan özgürlüğüyle ve mutluluğuyla ilişkisi hakkındaki argümanlarını ele alır. Ayrıca, hem doğal tarih hem de insanlık tarihi için düşünebileceğimiz tek hedefin insan otonomisinin geliştirilmesi olduğu görüşünü de değerlendirir.

Kant’ın bu “ikinci baskı”sının Türkçe çevirisi, Kant üzerine ülkemizde yayımlanmış kitapların en kapsamlı olanı.


Basım Ayı/Yılı : 4/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 648
Ağırlık : 648
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺246,00
Tükendi
Psikanalizin Etiği,Transfer,Arzu ve Yorumu,Daha,Senthom

“2001’de, 100. doğum yıl dönümünde Lacan, dünyanın değişik yerlerinde anıldı. Lacan’ın 1967’de yayımlanan Yazılar derlemesi henüz Türkçeye çevrilmemiştir. 26 yıl boyunca verdiği seminerlerin çok azı dilimize kazandırılmıştır. Oysa pek çok yerde Lacan’dan alıntılar yapılıyor, öğretisinin ilkeleri tartışılıyor.

1970 yılından bu yana derslerimde işlediğim Lacan’ı incelemeye ve tartışmaya soyunduğum bu kitabın, Lacan’la ilgili bundan sonra yapılacak çalışmalara ışık tutacağını umuyorum.”

Nami Başer

 

Farklı Freud okumalarıyla psikanalizi yeniden temellendiren Lacan, 26 yıl boyunca verdiği seminerleriyle ünlüdür. Bu seminerler, öğrencilerin ve katılımcıların notlarından bir araya getirilmiştir. Lacan, bu seminerlerle psikanalizin mevcut algılarını ve sınırlarını pek çok açıdan zorlamış, hatta iş Lacan’ın Uluslararası Psikanaliz Derneği’nden atılmasına kadar varmıştır. Bu da Lacan’ın, fikirlerinin çarpıtılacağından endişe ederek, ölümünden kısa süre önce kapatacağı psikanaliz okulunu kurmasına neden olmuştur. 

Lacancı okulların ve okumaların yoğun bir şekilde devam ettiği günümüzde, Lacan’ın kendisi de farklı okumalara her zaman açık olacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 4/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00
Tükendi

Rönesans İspanyasının önde gelen kalemlerinden biri kabul edilmesi gereken BaltasarGracián’a (1601-1658) yaşadığımız günlerde dünya ölçeğinde geniş bir ilginin uyandığı gözlenmektedir. İlk bakışta sebebi kolayca anlaşılamayan bu ilgi neticesinde Bilgelik Kılavuzu (Oraculomanual) başta olmak üzere eserleri başka ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de baskı üzerine baskılar yapmaktadır. Gerçi bu Gracián’ın ilk keşfi değil: daha önce Alman düşünür Schopenhauer, ardından Nietzsche o zamana kadar İspanya dışında pek tanınmayan müellifi Avrupa fikir kamuoyuna tanıtarak geniş kesimlerce okunmasını sağlamışlardı. Fakat bu defaki başka…

Bundan yaklaşık dört asır önce Gracián yaşı elliye yanaştığı halde görüp geçirdiklerinin, belleyip öğrendiklerinin yaşadığı hayatı o zamana kadar yaşamayı itiyat edindiği haliyle sürdürmeye fakat daha kötüsü anlamaya da yetmediğini şaşkınlıkla ve inkisarla gördü. Tıpkı yaşadıklarını olabildiğince gözlerini açarak dikkatle ve güç yetirebildiğince bir merkez etrafında birbirine ulayarak ibretle yaşamış olanların şu son dört beş yıl içerisinde vukua gelenler neticesinde bugünlerde olmakta olanları anlamakta güçlük çektikleri gibi.

Toplu olarak bakıldığında Bilgelik Kılavuzu’nda yer alan Oraculolar vaktiyle orada yaşananlar ile bugün burada yaşadıklarımızın aynı doğrultuda ilerlediğini gösterdiği gibi bugün yaşadıklarımızın karanlığı içinden geriye doğru baktığımızda nazarımıza takılan benzerliklerin bu Oraculoları ileri doğru olacak olanları haber veren bir tür ‘Kehanet Kitapçığı’na dönüştürdüğü görülecektir.

Fakat yaşadıklarımızın bir ‘Kehanet Kitapçığı’na olan ihtiyacı o ‘Kehanet Kitapçığı’nın bir ‘Kılavuz Kitap’a duyduğu ihtiyaçtan daha az değil… Tabii eğer bu Oraculolar yaşadığımız günlerin karanlığı içerisinde hissettiğimiz ‘özlü söz’ ihtiyacını karşılayacak sıradan ‘kestirmeler’ düzeyine indirgenip gitmeyecek, tarih içerisindeki yerine oturtulup kendi şartları ve kaleme alınmasına yol açan saikler ile birlikte yerli yerince anlaşılacaksa… Böyle bir anlama çabası için Hazırlık olarak kaleme alınan Tehlikeli Zamanlar bir kılavuz kitaba dönüştü.

Yaşadığımız günlerin kasvetini pazarlamacıların safsataları, gazetecilerin çenebazlığıyla değil de daha derin ve esaslı kavrayış ile anlama cehdi içerisindeki bir düşünce çabasıyla dağıtmak için kitap raflarına bakınanlara…


Basım Ayı/Yılı : 2/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 240
Ağırlık : 240
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,50
Tükendi

“Descartes, modern felsefenin kurucusu sayılır. Çok yüksek felsefi bir yeteneği olan, yeni fizik ve gökbilime dayanan ilk kişi odur. Birçok skolastik yanı bulunmasına rağmen Descartes, kendinden önce gelenlerin kurduğu temelleri benimsememiş, yeniden ve eksiksiz bir felsefe yapısı kurmaya çalışmıştır. Descartes’ın yapıtlarında Platon’dan beri hiçbir filozofta bulunmayan bir tazelik vardır. Descartes, bir öğretmen olarak değil, bir araştırmacı ve bulduğunu aktarmaya meraklı bir kişi olarak kalem kullanmıştır. Üslubu rahat ve iddiasızdır. Öğrencilere değil, zeki insanlara seslenir. Doğrusu, modern felsefe için, öncüsünün bu kadar hayranlık verici edebi bir üsluba sahip olması büyük bir talihtir.”

Bertrand Russell
Batı Felsefesi Tarihi


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 18
Sayfa Sayısı : 168
Ağırlık : 168
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺65,60
Tükendi

On altıncı ve on yedinci yüzyılda matematik, fizik, gökbilim, biyoloji, tıp ve kimya gibi alanlarda yaşanan gelişmeler sonucunda sınırlı ve eski dünya görüşü yerini modern, nicel, bilimsel yöntemlerin kullanıldığı deneye dayalı yeni bir dünya görüşüne bırakmıştır. İşte bu noktada Descartes, aklına takılan sorulara yanıt aramaya başlar: Bugüne kadar doğru olduğuna inandığımız şeylerin hatalı olduğunu gördüğümüze göre artık bir şeyden nasıl emin olabiliriz? Anlığımız veya zihnimizle algıladığımız şeyler gerçek midir? Dış dünyanın bilgisine ulaşmamızı sağlayan algılarımız bizi yanıltabilir mi? Düşünen bir şey olarak biz, neyi kesin olarak bilmediğimizi bilebilir miyiz? Tek gerçek, dünyada hiçbir şeyin kesin olmadığı mıdır?

Descartes Meditasyonlar’da, duyularıyla algıladığı bütün bilgileri yeniden inşa etmeye çalışırken sadece mutlak ve kesin bilginin peşinden gider. Bir şeyden kesin olarak emin olmadığımızda ondan şüphe etmemiz gerektiğini öne sürer; kendinden de şüphe ettiği için var olduğu sonucuna varır.


Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 4
Sayfa Sayısı : 112
Ağırlık : 112
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺65,60
Tükendi
Bir 18. Yüzyıl Felsefesi Öyküsü

John Locke, George Berkeley, David Hume ve Immanuel Kant aynı metafizik soruların peşinden gitmiş ve bu sorulara bazen benzer, bazen de apayrı cevaplar vermişlerdir. Bu kitapta hem bu soruların doğası hem de bu dört büyük filozofun cevapları ve aynı zamanda aralarındaki bağlantılar göz önüne serilmiştir.

• Var olan şeyler nelerdir?
• Cisimler var mıdır?
• İnsan zihni nasıl ve neyi bilebilir?
• Nedir filozofların bahsettiği töz denen şey?
• Nelere töz diyebiliriz?
• Ünlü nedensellik sorunu nedir?
• Bir empirist nasıl idealist olur?
• Transendental felsefe nereden çıkmıştır ve ne demektir?

Bu kitap, 18. yüzyıl özelinde bu ve bunun gibi soruları ve cevaplarını merak eden, düşünceleri sabırla takip etmeye kararlı tüm okuyuculara hitap etmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 12/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 248
Ağırlık : 250
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,50
Tükendi
Kapsamı ve Sınırları

Bertrand Russell bu kitabında insanın ne bildiğini ve bildiklerini nasıl bildiğini sorgular. Bilgiyi, hayvanların beklentilerinden, insanların beklentilerine; insanın kendi deneyimine dayanarak bilgi üretmesinden, bilimin soyut ve nesnel bilgilerine giden kesintisiz bir süreç bağlamında değerlendirir. Dış dünyaya dair bilgimizin kaynağını yine dış dünyada bulur ve bu anlamda deneycidir ama bunun yanında bilginin deneyimden öğrenmediğimiz bazı ilkeleri varsaydığını ileri sürer. Kitabın amacı, bilimin bilgi üretme etkinliğine temel sağlamaktır. Yazar, bu temeli ararken, “inandığımız şeylere neden inanırız?”, “bilgi nasıl ‘bilgi’ olur?” gibi ilginç sorulara cevaplar verir. Russell insan bilgisi üzerine olan bu araştırmayı, her zamanki neşeli, kinayeli ve sivri dilli üslubuyla kaleme almıştır.

“Ansiklopedik boyutlarda bir eser … okuması çok keyifli.”
-New York Times


Basım Ayı/Yılı : 4/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 584
Ağırlık : 584
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺246,00
Tükendi

Francis Hutcheson, İskoç Aydınlanma Hareketinin kuşkusuz en önemli filozoflarından birisidir. Düşünceleriyle, özellikle David Hume ve Adam Smith üzerinde büyük bir etki yaratmıştır. Hutcheson, Güzellik ve Erdem İdelerimizin Kökeni Üzerine Bir Soruşturma adlı ilk kitabında, Bernard Mandeville’in saldırılarına karşı Shaftesbury’yi savunur ve insan doğasına odaklanır. Thomas Hobbes’un egoizmine ve Samuel Pufendorf’un ödül-ceza görüşüne karşı iyilikseverliği öne sürer. Bu bakımdan eserini, estetik ve ahlaki yetenekleri incelemek suretiyle iki bölüm halinde tasarlar. İlk incelemede güzellik, düzen, uyum ve tasarımdan hareketle insanda doğuştan bir güzellik duyusu olduğunu ortaya koyar. İkinci incelemede, ahlaki görüşlerini bu temel üzerine inşa eder. Kamunun, neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu yargılarken yerleşik bir ahlaki duyuya sahip olduğunu ileri sürer. Bu türden fikirleriyle Glasgow Üniversitesi’nde Ahlak Felsefesi Kürsüsüne gelmeyi başarır. Düşünceleri sadece Hume, Smith ve Bentham gibi filozofları değil, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucularını da büyük ölçüde etkilemiştir.


Basım Ayı/Yılı : 7/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 280
Ağırlık : 280
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,50
Tükendi

Metafiziğiyle ün kazanmış olan Spinoza insan zihninin ve duygularının anlaşılmasına, ahlak ve siyaset felsefelerine önemli katkılar yapmıştır. 
Michael Della Rocca, okuru Spinoza’nın yaşamı hakkında kısaca bilgilendirdikten sonra onun felsefesini açıklamaya girişiyor: töz metafiziği ve Spinoza’nın tüm felsefi sisteminin merkezinde yer alan, tanrının tek bağımsız töz olduğu savı; insan zihnine ve zihnin beden ile ilişkisine dair açıklaması; insanların kendilerini korumaya eğilimli oldukları teorisi; özgür irade kavramı dâhil en meşhur çalışması Etika; ve devlet, din ve Kutsal Kitap’a dair yazıları.
DellaRocca kitabını Spinoza’nın mirası ve Hume, Hegel ve Nietzsche gibi modern filozofların onun meydan okuyuşuna nasıl yanıt verdiklerini ele aldığı bir sonuç bölümüyle bitiriyor. Spinoza, dev filozof ile ilk kez karşılaşanlar için olduğu kadar onun düşüncesine aşina olanlar için de ideal bir kaynak. Felsefeyi iyi okumak isteyen herkes için birebir.

 


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 408
Ağırlık : 408
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺164,00
Tükendi

Platon, hiç kuşku yok ki düşünce tarihinin en önemli ve etkili filozoflarından biridir. Felsefenin kurumsallaşmasına ve felsefede yazılı geleneğin oluşmasına katkıda bulunmuş, iki dünyalı metafiziğiyle bütün bir Ortaçağ düşüncesini belirleyecek olan idealist felsefe geleneğinin başlatıcısı olmuştur. Hıristiyan Ortaçağ felsefesine ve İslam düşüncesine etkisi bakımından da ayrıca önem taşıyan Platon, düşünce tarihi boyunca tartışılan tüm problemleri yüzlerce yıl öncesinden ele almış ve ilk büyük felsefi sistemi inşa etmiştir.

Platon’un en uzun diyaloglarından biri olan Yasalar sadece Platon’un düşüncesinde siyasi teori ve pratik arasındaki ilişkinin sorunlarını yansıtmakla kalmıyor; aynı zamanda onun aile, kadınların statüsü, mülkiyet hakları, ceza hukuku ile din ve güzel sanatların gündelik hayattaki rolü hakkındaki kapsamlı düşüncelerini de ortaya koyuyor.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 480
Ağırlık : 480
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺155,80
Tükendi

Hiçbir insanın kendini tatmin edebileceğinden daha fazla mülk edinme hakkı yoktur; zenginlerin fakirlere verdiği sadaka, milyonlarca insan açken, mükemmel bir iyilik değil, kusurlu bir haktır.

Evrendeki bütün canlı ve cansız formlar için ortak olan; ölüm evresinde yaşanacak değişimin ve ölümün beraberinde getirdiği belirsizliğin neden olduğu korku, ölümün bir son olmayışını arzulamamıza neden olur. Ve bu arzu da biz var olduğumuz sürece var olur.

Uyanın! Kalkın!  ya da sonsuza dek yıkılın.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 64
Ağırlık : 64
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺45,00
Tükendi

“Geçmişin, hepimize en parlak ve gerçek gelen kısmı kişisel geçmiştir, kişisel hafızadır. Geleceğin en karanlık veulaşılmaz kalması gereken kısmı ise kişisel gelecektir. Bilimsel kehanet, başka neolursa olsun, falcılık değildir. Kimsenininanacak kadar ahmak olmadığı ama herkesin gidecek kadar aptal olduğu o burç yorumlayan mükemmel insanlar, bugünlerdeçok bol olan o yasa dışı tarzda el falı bakan hanımlar, bilimsel kâhinlerle rekabetten korkmamalıdır. Geleceğin elde etmeyiumduğumuz bilgisi bireysel değil geneldir;kişisel irademizi engelleyecek ya da bizi sorumluluklarımızdan kurtaracak bir tür bilgiolmayacaktır.”

Geleceğin Keşfi


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 64
Ağırlık : 64
En / Boy : 12 / 17
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺30,00
Tükendi

18. yüzyılın önemli düşünürlerinden David Hume, İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma adlı eserinde felsefe anlayışını ve bu anlayışının temel ilkelerini ortaya koyar.

Nedensellik ilkesine getirdiği eleştirilerle felsefe tarihine büyük bir katkıda bulunan Hume, insan bilimini ve doğasını incelemek amacıyla zihnin içeriğine ve anlama yetisine yönelir. Ona göre zihnin algıları iki forma bürünür; idealar ve izlenimler. Bütün idealarımızın izlenimlerimizden geldiğini öne sürerek nedensellik ideasına karşılık gelecek hiçbir izlenim olmadığını, bu ilkenin ne akılla ne de deneyle kanıtlanabildiğini, yalnızca zihinsel bir alışkanlıktan ibaret olduğunu savunur.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00
Tükendi

DOĞA VE YAŞAM

Alfred North Whitehead’in 1933’te Chicago’da verdiği iki konferanstan oluşan bu eser, doğadaki değişimler ve süreklilikler arasındaki ilişkiselliği ve bütünsel bir yaşam mefhumunun temellerini konu alıyor. Birinci konferansta Whitehead, doğayı, ortodoks öğretiler dediği klasik mekân anlayışları dışındaki bir düşünce sahnesinde yeniden düşünmenin olanaklarını araştırıyor. Klasik mekân anlayışlarının ve genel olarak atomcu öğretinin boş mekân ile onu dolduran madde zerreleri arasında kurduğu bağlantının zayıflığını sergiledikten sonra, faaliyet ve süreç eksenlerine oturan bir doğa mefhumu geliştiriyor. Bu yeniden düşünme, doğayı bir süreç olarak kavrama girişiminde duyu-algısını temel hareket noktası olarak alıyor ve modern ontolojinin bazı ana dayanaklarına itiraz ediyor. 
Bu eleştiri ve argümanlarla bağlantılı olarak ikinci konferansta ilişkisel bir yaşam mefhumu geliştiren Whitehead’e göre doğa ve yaşam, modern felsefenin başlangıcından beri bir bölünme içine sokulmuştur. Özne, kendini, bedeninden ve maddi doğadan bağımsız bir varlıkmışçasına kurmuştur. Bedeni yok sayan felsefi geleneğin ruhsuzlaştırdığı dünya, süreç ve faaliyet olarak kavranmalıdır. İşte yaşam, ancak o zaman, içerisinde dinamik bir evren ilkesi şeklinde işleyen karşılıklı bağlantılar ve bir dayanışma bloğu olarak anlaşılabilir.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 64
Ağırlık : 64
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺61,50
Tükendi
Holistik Dalgalar

Yaşamın sürekliliğinde ve bilginin sonsuzluğunda, her insanın bilgi düzeyi, kendini tanıdığı ve dış dünyayı kavradığı kadarıyla oluyor. Diğer bir deyişle, insanın dünyada varoluşu kendi varlığının bildiği ve alabildiği kadarıyla sınırlı oluyor. Ne yazık ki, bir şeyi bilmek onu anlamak ya da onun doğru olduğunu kabul etmek anlamına gelmiyor.
 
Anlamayı öğrenmeden konuşma yetisi gelişen insanın halen anlayamadığı ne çok şey var. Kendi keşfine çıkan her insan, bu yolculukta bilmenin ilk şartının “kendini bilme” olduğunu bilmeli. Kendi varlığını bilmeyen insan, evreni nasıl keşfeder? Bilemiyorum şu an.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺100,00
Tükendi

İnsanların sordukları sorular tarihsel ve toplumsal koşullara bağlı olarak değişiyor. Hangi soruların yönetimle, bilimle ya da dinle ilgili sorular değil de ‘felsefeyle ilgili’ sorular sayılacağı da zaman içerisinde değişiyor. Filozofların geçmişte sordukları soruların büyük bölümüne inandırıcı cevaplar verilmedi, dolayısıyla sorularımıza cevap ararken kendimizi bizden önceki bütün kuşaklara kıyasla daha talihli saymamız için bir neden yok. Gelgelelim sorular orta yerde duruyor; bir yere gittikleri yok. Filozofların görenekten kopma çabaları da dünyamızı illa ki daha iyi bir yer yapmıyor. İnsanları farklı düşünmeye özendirme girişimi kapsamında filozoflar, miras olarak aldığımız ama çoğunlukla da bize nefes aldırmayan düşünce sistemleri içerisinde yaşamaya mahkûm olmadığımızı vurguluyor, özcesi bize konuyu değiştirebileceğimizi anımsatıyorlar.

Bu kitapta ele alınan on iki filozof doğal bir grup ya da görünmez bir collegium ya da bir yargı heyeti oluşturmuyor. Bize göklerin ötesinde bir yerden acımasız ya da iyicil bir tatmin duygusuyla ya da hiç de tasvip etmeyen gözlerle bakan kişiler de değil onlar. Tarihteki olumsallıklar dünyamızın tektonik tabakalarını yerinden oynatıp belli bir konuma getirdi, bu konumdan bakıp bu filozofların yazdıklarını okumamız, bu yazıların bir kısmını hala geçerli ve aydınlatıcı bulmamız mümkün. Bu kitaplar, içerisinde bulunduğumuz şu tarihsel momentte, incelenmeyi/tartışılmayı/üzerinde durulmayı fazlasıyla hak eden eserler.

Batı tarihinin en yenilikçi ve en önemli kimi filozoflarını olağanüstü bir yetkinlik ve özgünlükle anlatan, günümüzde felsefi etkinliğin nasıl sürdürülmesi gerektiğine dair göz açıcı öneriler sunan bir başvuru kitabı.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 302
En / Boy : 15 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2019
₺132,00
Tükendi

Hume, Avrupa’nın eski, köhneleşmiş politik ve dinî kurumlarına karşı bilimsel ve felsefi bilgide ilerlemenin tiranların ve yobazların sonunu getireceğine inanılan Aydınlanma çağında yazdı. Ahlakın İlkeleri Üzerine Bir Soruşturma, insani toplumsal yaşamı bütünüyle seküler bir yönde resmetti. Hume’un vurgusu, ahlakın insan yaşamındaki yararlılığını, kabul edilebilirliğini ve uygunluğunu göstermek üzerineydi. Tadı çıkarılabilir bir yaşamın tüm insanlar tarafından kazanılmaya çalışıldığı ve herkesin erişimine açık olduğu yönündeki teminatı, Calvin ve Kalvincilerin yaşam görüşlerine doğrudan karşıttı. İnsan doğasının güçsüzlüğüne ve bozulmuşluğuna gönderme yapmasına karşı Hume, kendi yaşamlarımızı ve diğer insanların yaşamlarını mutlu birer yaşam kılmada kendi yolumuzu izleyebileceğimizi belirtiyordu.

İçsel ve dışsal yaşamların ayrı olduğunu, dışsal yaşamın ahlak alanına ve bu dünyadaki işlere, içsel yaşamınsa dine ait olduğunu söyleyen Calvin’e karşı Hume, böyle bir ikiliğin yapılamayacağını, insan yaşamının iç ve dış yönlerinin ahlakta birleştirildiğini iddia etti. Ahlak sadece dışa dönük davranışlarımızla ilgili bir mesele değildi. Cicero gibi pagan ahlakçılar haklıydı: Erdemler ve kötülükler/kusurlar tam da içsel yaşamın unsurlarıydı ve en dolaysız bir biçimde onayladığımız ya da onaylamadığımız şeylerdi. Daha başka, daha yüksek bir onay mercii yoktu ve bu da bizi ancak ve sadece ahlak alanında eylemlerimizi doğru ya da yanlış olarak değerlendirmeye götürüyordu.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2019
₺82,00
1 2 3 >
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı